Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sedat Ergin’in Hürriyet Gazetesi’ndeki eğitim yazısı.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda 11 Mart tarihinde olaylı bir şekilde kabul edilen 4+4+4 yasa teklifinin dokuzuncu maddesinde ilköğretimin 4 yıllık ikinci kademesinde yönlendirmeyi mümkün kılan şu ifadeler yer alıyordu:
“İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullardan oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.”
MHP’DEN ÖNEMLİ HAMLE
Bu metinde açıkça din dersinin adı geçmese de, Milli Eğitim Bakanlığı’nın oluşturacağı seçmeli din dersi programlarıyla İmam Hatip’lerin orta bölümlerinin yeniden ihya edilmesinin amaçlandığı üzerinde herkes hemfikirdi.
Geçen çarşamba günü (28 Mart) yasa teklifi üzerinde TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında söz alan Ankara MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin şu sözleri yeni bir durum yarattı:
“İmam hatip liselerinin orta bölümünün açılmasını biz MHP olarak gerekli ve zorunlu görüyoruz, ancak dinini öğrenmesi ve bilmesi her Müslüman Türk çocuğunun hakkıdır. Bu nedenle bütün öğrencilerin seçmeli olarak Kuran-ı Kerim’i, Yüce Peygamberimizin hayatını, hafızlık derslerini ve İslami bilgileri öğrenmesini zorunlu görüyor ve bunu savunuyoruz. Kuran-ı Kerim’in seçmeli ders olarak konulmasının bakanların ya da yönetmeliklerin inisiyatifine bırakılmaması ve bizzat 9’uncu maddede açıkça ‘Seçmeli ders olarak, öncelikli olarak Kuran-ı Kerim ve ilmihal olmak üzere diğer seçmeli dersler’ şeklinde ifade edilmesi doğru olacaktır. Kuran-ı Kerim, sıradan seçmeli bir ders kimliğine indirilemez. Onun için bu böyle olmalıdır.”
Bu çıkış, MHP’nin son zamanlarda yaptığı en önemli siyasi hamlelerden biriydi. Ertesi günü (29 Mart) TBMM Genel Kurulu yasa teklifini kaldığı yerden görüşmeye başladığında Başkan Vekili Sadık Yakut, dokuzuncu madde üzerinde değişiklik önergelerinin verildiğini belirterek, önce AK Parti’nin önergesini okuttu.
MHP-AK PARTİ ÖNERGELER SAVAŞI
Bu önerge, Milli Eğitim Komisyonu’nun yukarı alıntı yaptığımız dokuzuncu maddesini büyük ölçüde koruyor, ancak şu eklemeyi içeriyordu:
“Ortaokul ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur.”
Daha sonra MHP’li Mehmet Şandır ve arkadaşlarının verdiği önerge okundu. Önergede şöyle deniliyordu: “İlköğretim kurumları; beş yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile üç yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ve imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ayrıca tüm öğrencilerin tercihlerine açık, Kuran-ı Kerim ve Meali, Peygamber Efendimizin Hayatından Örnekler ve İlmihal Bilgileri dersleri de verilir. Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri ise bakanlıkça belirlenir.”
MHP metninin AK Parti önergesinden tek önemli farklılığı ilköğretimi 4+4 yerine 5+3 şeklinde kademelendirmiş olmasıdır. Gelgelelim görüşmeler sırasında AK Parti kanadı önergenin reddedilmesi yönünde oy kullanmıştır. Kısa bir süre sonra AK Parti’nin önergesi görüşülmüş ve oylanarak kabul edilmiştir. MHP’liler AK Parti’nin önergesi üzerinde iktidar partisiyle birlikte oy kullanmıştır.
YA DİĞER DİNLERE MENSUP VATANDAŞLAR?
Bu haliyle söz konusu ifadenin metne girmesinin önemli ölçüde MHP’nin yaptığı hamlenin sonucu olduğunu söylemek mümkündür.
Tutanaklar okunduğunda CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yapılan bu eklemeye önemli bir eleştiri getirdiği görülüyor. “Ben, Kuran-ı Kerim’e inanıyorum, iman ediyorum” diye söze giriyor Özel ve devam ediyor:
“Hazreti Muhammed benim de peygamberim, ben de Müslüman’ım ama bu bir kanun metni. Kanun metninde, bir devletin bütün vatandaşlarını kapsayacak olan bir kanun metninde, bir peygambere ‘Peygamberimiz’ derseniz o ülkede yaşayan diğer dinlere mensup olan tüm vatandaşlarınıza karşı çok büyük bir eksiklik ve kusur işlemiş olursunuz. Bu, çok önemli bir hatadır ve çok yanlış bir iştir.”
Yasa metninde kullanılan bu ifade, laikliğin en önemli unsurlarından biri olan devletin tüm inançlara eşit mesafede durması gereği açısından sorunlu gözüküyor.
(Sedat Ergin-hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sedat Ergin’in Hürriyet Gazetesi’ndeki eğitim yazısı.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda 11 Mart tarihinde olaylı bir şekilde kabul edilen 4+4+4 yasa teklifinin dokuzuncu maddesinde ilköğretimin 4 yıllık ikinci kademesinde yönlendirmeyi mümkün kılan şu ifadeler yer alıyordu:
“İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullardan oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.”
MHP’DEN ÖNEMLİ HAMLE
Bu metinde açıkça din dersinin adı geçmese de, Milli Eğitim Bakanlığı’nın oluşturacağı seçmeli din dersi programlarıyla İmam Hatip’lerin orta bölümlerinin yeniden ihya edilmesinin amaçlandığı üzerinde herkes hemfikirdi.
Geçen çarşamba günü (28 Mart) yasa teklifi üzerinde TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında söz alan Ankara MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin şu sözleri yeni bir durum yarattı:
“İmam hatip liselerinin orta bölümünün açılmasını biz MHP olarak gerekli ve zorunlu görüyoruz, ancak dinini öğrenmesi ve bilmesi her Müslüman Türk çocuğunun hakkıdır. Bu nedenle bütün öğrencilerin seçmeli olarak Kuran-ı Kerim’i, Yüce Peygamberimizin hayatını, hafızlık derslerini ve İslami bilgileri öğrenmesini zorunlu görüyor ve bunu savunuyoruz. Kuran-ı Kerim’in seçmeli ders olarak konulmasının bakanların ya da yönetmeliklerin inisiyatifine bırakılmaması ve bizzat 9’uncu maddede açıkça ‘Seçmeli ders olarak, öncelikli olarak Kuran-ı Kerim ve ilmihal olmak üzere diğer seçmeli dersler’ şeklinde ifade edilmesi doğru olacaktır. Kuran-ı Kerim, sıradan seçmeli bir ders kimliğine indirilemez. Onun için bu böyle olmalıdır.”
Bu çıkış, MHP’nin son zamanlarda yaptığı en önemli siyasi hamlelerden biriydi. Ertesi günü (29 Mart) TBMM Genel Kurulu yasa teklifini kaldığı yerden görüşmeye başladığında Başkan Vekili Sadık Yakut, dokuzuncu madde üzerinde değişiklik önergelerinin verildiğini belirterek, önce AK Parti’nin önergesini okuttu.
MHP-AK PARTİ ÖNERGELER SAVAŞI
Bu önerge, Milli Eğitim Komisyonu’nun yukarı alıntı yaptığımız dokuzuncu maddesini büyük ölçüde koruyor, ancak şu eklemeyi içeriyordu:
“Ortaokul ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur.”
Daha sonra MHP’li Mehmet Şandır ve arkadaşlarının verdiği önerge okundu. Önergede şöyle deniliyordu: “İlköğretim kurumları; beş yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile üç yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ve imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ayrıca tüm öğrencilerin tercihlerine açık, Kuran-ı Kerim ve Meali, Peygamber Efendimizin Hayatından Örnekler ve İlmihal Bilgileri dersleri de verilir. Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri ise bakanlıkça belirlenir.”
MHP metninin AK Parti önergesinden tek önemli farklılığı ilköğretimi 4+4 yerine 5+3 şeklinde kademelendirmiş olmasıdır. Gelgelelim görüşmeler sırasında AK Parti kanadı önergenin reddedilmesi yönünde oy kullanmıştır. Kısa bir süre sonra AK Parti’nin önergesi görüşülmüş ve oylanarak kabul edilmiştir. MHP’liler AK Parti’nin önergesi üzerinde iktidar partisiyle birlikte oy kullanmıştır.
YA DİĞER DİNLERE MENSUP VATANDAŞLAR?
Bu haliyle söz konusu ifadenin metne girmesinin önemli ölçüde MHP’nin yaptığı hamlenin sonucu olduğunu söylemek mümkündür.
Tutanaklar okunduğunda CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yapılan bu eklemeye önemli bir eleştiri getirdiği görülüyor. “Ben, Kuran-ı Kerim’e inanıyorum, iman ediyorum” diye söze giriyor Özel ve devam ediyor:
“Hazreti Muhammed benim de peygamberim, ben de Müslüman’ım ama bu bir kanun metni. Kanun metninde, bir devletin bütün vatandaşlarını kapsayacak olan bir kanun metninde, bir peygambere ‘Peygamberimiz’ derseniz o ülkede yaşayan diğer dinlere mensup olan tüm vatandaşlarınıza karşı çok büyük bir eksiklik ve kusur işlemiş olursunuz. Bu, çok önemli bir hatadır ve çok yanlış bir iştir.”
Yasa metninde kullanılan bu ifade, laikliğin en önemli unsurlarından biri olan devletin tüm inançlara eşit mesafede durması gereği açısından sorunlu gözüküyor.
(Sedat Ergin-hürriyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 08:58
Gösterim: 1860
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.
Başbakan Erdoğan grup toplantısını geçen hafta Tandoğan Meydanı'nda yapan CHP'yi, 'okulu kıran haylaz çocuklara' benzetirken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da esprili sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, 4+4+4 sistemi ile ilgili sözlerinden dolayı Kılıçdaroğlu'na, "Kendisi hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, bayağı faydalı oldu" dedi. Başbakan bu sözleri sarf ederken hem kendi güldü hem de grup toplantısındakileri güldürdü.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"MUHALEFETİN RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL"
Muhalefet genel başkanların rakamlarla arası iyi değildir. Allah var, MHP genel başkanı ki kendisi bir ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Bildiğiniz gibi sıfırları siliyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor. Gerçi işlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında MHP iktidar demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı.
CHP genel başkanı da biliyorsunuz hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya’da kademeli eğitimi eleştirirken, diyor ki “4+4 sekiz değildir. Sekiz bölü ikidir.” Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış sonuçta yanlış. Belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar.
"ABAKÜS ÖNÜNDE ÇALIŞ"
Bugün Meclis’i kırıp Tandoğan’a gidenler, belli ki okulu asıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bunlar bütünlemeye kalıyorlar ama maalesef ders almıyorlar. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, baya faydalı oldu. Tahmin ediyorum ki bundan istifade edecektir. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok, arada bir kademeli olarak da teneffüse çıkabilir.
“HAKARETLERİ MİSLİYLE İADE EDİYORUM”
‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar’, ‘cahil adam’, ‘münafık’ dediler. ‘Genel Kurul’a silahla gireriz’ dediler, ‘bu iş bitti sokak çözer’ dediler. Çok daha küstahlaştılar. ‘Siz Müslüman olmayı önce Allah’a sonra CHP’ye borçlusunuz’ dediler. Önce bu dili bu üslubu bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum.
Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, münafık diyen, öbür tarafta İsrail’in kirli çamaşırlarını yıkan önce Allah’a sonra CHP seçmenine ve millete havale ediyorum.
Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyorlar: ‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar, şiddet uyguluyorlar.’ Sen bu sözü AK Partililere değil, komisyon başkanı Nabi Avcı’ya bant tankını fırlatan başkanvekiline söyle.
1930’LU YILLARIN GAZETE MANŞETLERİNİ GÖSTERDİ
Süreç içinde CHP genel başkanı Nazi benzetmesini, Hitler benzetmesini defalarca yaptı. Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim.
11 Nisan 1939 tarihli bir kararname. Aynen şu ifadeler var. “Alman devlet reisi Hitler’in 50. sene-i devriyesine hükümetimiz adına Ali Fuat Cebesoy’un eşliğinde, Necmettin Sadak’tan oluşan bir heyet gönderilmesi, 11:04. 1939 tarihinde onanmıştır.” İmza reisi cumhur İsmet İnönü, imza başvekil Refik Saydam.
1932 ve 1941 tarihli iki gazeteyi gösteriyorum. Başlık: “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler.” Bundan daha önemli belge olur mu?
Bitmedi, diğer bir gazete. “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam” altında İnönü’nün İtalya’ya gideceği yazıyor. İşte CHP budur. İşte CHP Genel Başkanı eğer Hitler sevdası arıyorsa, o gurur duyduğu CHP tarihine baksın orada bulur.
CHP lideri kalkmış, oyalı kılıfı içinde Kuran-ı Kerim’den bahsediyor. Yahu bize bunu söyleme. Bunun en güzel cevabını merhum Mehmet Akif veriyor. “Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.
Başbakan Erdoğan grup toplantısını geçen hafta Tandoğan Meydanı'nda yapan CHP'yi, 'okulu kıran haylaz çocuklara' benzetirken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da esprili sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, 4+4+4 sistemi ile ilgili sözlerinden dolayı Kılıçdaroğlu'na, "Kendisi hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, bayağı faydalı oldu" dedi. Başbakan bu sözleri sarf ederken hem kendi güldü hem de grup toplantısındakileri güldürdü.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"MUHALEFETİN RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL"
Muhalefet genel başkanların rakamlarla arası iyi değildir. Allah var, MHP genel başkanı ki kendisi bir ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Bildiğiniz gibi sıfırları siliyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor. Gerçi işlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında MHP iktidar demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı.
CHP genel başkanı da biliyorsunuz hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya’da kademeli eğitimi eleştirirken, diyor ki “4+4 sekiz değildir. Sekiz bölü ikidir.” Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış sonuçta yanlış. Belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar.
"ABAKÜS ÖNÜNDE ÇALIŞ"
Bugün Meclis’i kırıp Tandoğan’a gidenler, belli ki okulu asıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bunlar bütünlemeye kalıyorlar ama maalesef ders almıyorlar. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, baya faydalı oldu. Tahmin ediyorum ki bundan istifade edecektir. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok, arada bir kademeli olarak da teneffüse çıkabilir.
“HAKARETLERİ MİSLİYLE İADE EDİYORUM”
‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar’, ‘cahil adam’, ‘münafık’ dediler. ‘Genel Kurul’a silahla gireriz’ dediler, ‘bu iş bitti sokak çözer’ dediler. Çok daha küstahlaştılar. ‘Siz Müslüman olmayı önce Allah’a sonra CHP’ye borçlusunuz’ dediler. Önce bu dili bu üslubu bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum.
Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, münafık diyen, öbür tarafta İsrail’in kirli çamaşırlarını yıkan önce Allah’a sonra CHP seçmenine ve millete havale ediyorum.
Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyorlar: ‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar, şiddet uyguluyorlar.’ Sen bu sözü AK Partililere değil, komisyon başkanı Nabi Avcı’ya bant tankını fırlatan başkanvekiline söyle.
1930’LU YILLARIN GAZETE MANŞETLERİNİ GÖSTERDİ
Süreç içinde CHP genel başkanı Nazi benzetmesini, Hitler benzetmesini defalarca yaptı. Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim.
11 Nisan 1939 tarihli bir kararname. Aynen şu ifadeler var. “Alman devlet reisi Hitler’in 50. sene-i devriyesine hükümetimiz adına Ali Fuat Cebesoy’un eşliğinde, Necmettin Sadak’tan oluşan bir heyet gönderilmesi, 11:04. 1939 tarihinde onanmıştır.” İmza reisi cumhur İsmet İnönü, imza başvekil Refik Saydam.
1932 ve 1941 tarihli iki gazeteyi gösteriyorum. Başlık: “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler.” Bundan daha önemli belge olur mu?
Bitmedi, diğer bir gazete. “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam” altında İnönü’nün İtalya’ya gideceği yazıyor. İşte CHP budur. İşte CHP Genel Başkanı eğer Hitler sevdası arıyorsa, o gurur duyduğu CHP tarihine baksın orada bulur.
CHP lideri kalkmış, oyalı kılıfı içinde Kuran-ı Kerim’den bahsediyor. Yahu bize bunu söyleme. Bunun en güzel cevabını merhum Mehmet Akif veriyor. “Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”
Son Güncelleme: Salı, 03 Nisan 2012 18:14
Gösterim: 2059
KADROLU-2012-I İ.Hatip ve M.Kayyım Açıktan Atama Duyurusu ve Aday E-Başvuru Diyanet İşleri Başkanlığından;
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca ve Diyanet İşleri BaşkanlığıVaizlik, Kur’an Kursu Öğreticiliği, İmam-Hatiplik ve Müezzin-Kayyımlık Kadrolarına Atama ve Bu Kadroların Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği çerçevesinde, Diyanet İşleri Başkanlığına ait aşağıda sınıfı, unvanı, tahsil durumları, kadro derecesi ve sayısı belirtilen toplam 3000 adet boş kadroya; 2010 KPSS (B) grubu puan sırası esas alınarak aşağıdaki tabloda belirtilen her bir grup için boş kadro sayısının üç katına kadar sözlü sınava çağrılacak adaylar arasından Başkanlıkça yapılacak sözlü sınav sonucu başarı sırasına göre İmam-Hatip ve Müezzin-Kayyım kadrolarına açıktan atama yapılacaktır.
II- Sınava Katılmak İsteyen Adaylarda Aranan Şartlar
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen şartları taşımak.
2. Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili yönetmeliklerinde ön görülen Din Hizmetleri Sınıfında çalışan personel için aranan “Ortak Nitelik” şartını taşımak.
3. Müracaat ettiği unvanla ilgili geçerlilik süresi dolmamış yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak (2009 veya 2011 yıllarında Başkanlıkça yapılan yeterlik sınavlarından birinde başarılı olmak).
4. İmam hatip lisesi veya üstü dini öğrenim mezunu olmak.
5. Erkek olmak.
6. İmam Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık yapmaya mani bir özrü bulunmamak.
7. Ön Lisans mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP93 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
8. Lisans mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP3 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
9. Ortaöğretim mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP94 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
İlanda belirtilen şartları taşıyan ve halen Başkanlık bünyesinde sözleşmeli İmam-Hatip olarak görev yapan personel, İmam Hatip yeterlik/yeterlik puanı şartı aranmaksızın İmam-Hatip kategorisinde sınava müracaat edebilecektir. Halen Sözleşmeli İmam-Hatip olup Müezzin Kayyımlık kadrosuna başvuranlarda ise Müezzin Kayyım yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak şartı aranır.
Başkanlık bünyesinde halen sözleşmeli Müezzin Kayyım olarak görev yapan personel, Müezzin Kayyım yeterliliği/yeterlik puanı şartı aranmaksızın Müezzin Kayyım kategorisinde sınava müracaat edebilecektir. Halen Sözleşmeli Müezzin Kayyım olup İmam Hatip kadrosuna başvuranlarda ise İmam Hatip yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak şartı aranır.
III- Başvuru Şekli ve Diğer Hususlar
a) Başvuru İşlemleri
1. Yukarıdaki şartları taşıyan adaylar, 06.04.2012 (08:00)-20.04.2012 (16:00) tarihlerindewww.diyanet.gov.tr adresindeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında bulunan program aracılığı ile KADROLU-2012-I Açıktan Personel Alımı E-Başvuru Formu’nu kendileri doldurduktan sonra istenen belgelerle birlikte herhangi bir İl Müftülüğüne şahsen müracaat edeceklerdir.
2. İl Müftülüklerinde konuyla ilgili yetkilendirilmiş memurlar, Başkanlığımız web sayfasında yazılı olan programa girerek adayın ‘E-başvuru Formu’na girdiği bilgiler ile verdiği belgelerdeki bilgileri kontrol edeceklerdir.
3. Yetkili memurlar ‘E-başvuru Formu’ ile verilen belgelerdeki bilgilerin doğruluğunu tespit ettikten sonra aktivasyon işlemini gerçekleştireceklerdir.
4. Onay (aktivasyon) işleminden sonra, anılan işlemi yapan yetkili memurlar, onaylı e-başvuru formundan iki nüsha yazdıracaklar, müftülük gelen evrak defterine kaydı yapıldıktan sonra formun her iki nüshası, yetkili memur ve müracaat eden aday tarafından (adı, soyadı ve unvanı yazılarak) imzalanacak, formun bir nüshası müftülükteki dosyada muhafaza edilecek, diğer nüshası ise aday tarafından ibraz edilen belgeler ile birlikte adayın kendisine teslim edilecektir.
5. Her aday sadece bir unvan grubuna müracaat edebilecektir. Birden fazla unvan grubuna müracaat eden adayların başvuruları geçersiz sayılacaktır.
6. Müracaatların sona ermesinden sonra aday bilgilerinde hangi nedenle olursa olsun kesinlikle değişiklik yapılmayacaktır.
7. İl Müftülükleri tarafından onaylanmamış (aktivasyon) müracaatlar işleme konulmayacaktır.
8. İl Müftülüklerinde yapılan aktivasyon esnasında, ‘E-başvuru Formu’nda beyan ettikleri mezuniyet durumlarını gösterir belgeyi/belgelerini ibraz edemeyen adayların başvuruları kabul edilmeyecektir.
9. Bu duyuruda belirlenen esaslara uygun olmayan veya posta yolu ile yapılan müracaatlar ile 20.04.2012 (16:00) tarihinden sonra yapılan başvurular kabul edilmeyecektir.
10. Başkanlığımız İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasındaki e-başvuru formunu doldurmayan/dolduramayan veya il müftülüklerinde aktivasyon işlemini yaptırmayan/yaptıramayan adayların müracaat talepleri hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir.
b) Sınav İşlemleri
1. Sınava katılma şartlarını taşıyan ve duyuru şartlarına uygun olarak başvuranların, başvuru yaptıkları kontenjan grubuna tanınan sayıdan fazla olması halinde, tercih ettikleri kontenjan grubu dikkate alınarak KPSS puanı en yüksek olan adaydan başlamak üzere 3 katına kadar aday sözlü sınava alınacaktır. Eşit KPSS puanı almış olmaları nedeniyle son sıradaki aday sayısının birden fazla olması halinde ise bu adayların tümü sözlü sınava çağrılacaktır.
2. Sınava çağrılacak adayların sınav tarihi ve yerleri, Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde (www.diyanet.gov.tr) ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında, sınava müracaat işlemlerinin tamamlanmasının ve yapılacak gerekli hazırlıkların ardından, sonraki bir tarihte ilan edilecektir. Sınava girmeye hak kazananlar “Sınav Giriş Belgesi”ni aynı web sayfasından alabileceklerdir. Adaylar, Başkanlıkça belirlenecek sınav merkezlerinde sözlü sınava gireceklerdir.
3. Adaylar sınava gelirken “Sınav Giriş Belgesi” ile birlikte kimlik belgelerinden birini (Nüfus cüzdanı, pasaport veya ehliyet) yanlarında bulunduracaklardır.
4. Sözlü sınava girmeye hak kazandığı halde ilan edilen sınav tarihlerinde sınava katılmayan adaylar sınav hakkını kaybetmiş sayılacaktır. Söz konusu adaylara ne sebeple olursa olsun ikinci bir sınav hakkı verilmeyecektir.
5. Sözlü sınavda başarılı sayılmak için en az 70 puan almak şarttır. Atamalar ise, sınavda başarılı olan adaylar arasından en yüksek puandan başlanarak belirlenen kontenjan sayısınca yapılacaktır.
6. Sınav sonuçları, Başkanlığımızın internet sitesinde (www.diyanet.gov.tr) ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecektir.
c) Atama İşlemleri ve Diğer Hususlar
1. Atamalar; sözlü sınav sonucu başarı sırasına göre, başarılı olan adaylar arasından, belirlenen kontenjan sayısı kadar, en yüksek puandan başlanmak suretiyle, adayların il tercihleri dikkate alınarak yapılacaktır.
2. Sözlü sınavda alınan puanların eşit olması halinde KPSS puanı yüksek olan, onun da eşit olması halinde KPSS’ye katıldığı öğrenim belgesinin mezuniyet tarihi önce olan, bu tarihin de aynı olması halinde, doğum tarihi önce olan adayın ataması yapılacaktır.
3. Sınavı kazanan adaylar, sınav sonuçlarının ilan edilmesini müteakip, Başkanlıkça belirlenecek tarihler içerisinde www.diyanet.gov.tr internet adresinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecek atamaların yapılacağı illerden en fazla 15 iltercihinde bulunabileceklerdir.
Tercihlerine yerleşemeyen adaylar, ait olduğu kontenjan grubunda münhal kalan yerlere başkanlıkça re’sen atamaları yapılacaktır.
Bu haberwww.dinihaberler.comadresinden kopyalanmıştır
4. Sınav sonuçlarının duyurulmasının ardından Başkanlıkça belirlenecek tarihler içerisindewww.diyanet.gov.tr internet adresinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecek tercih formunu doldurmayan /dolduramayan adaylara her ne sebeple olursa olsun ek tercih hakkı verilmeyecektir.
5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddeleri gereğince “...atananlar, atama emirlerinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde o yere hareket ederek belli yol süresini izleyen iş günü içinde işe başlamak zorundadırlar.
...belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın 15 gün içerisinde işe başlamayanların atanmaları iptal edilir ve bunlar 1 yıl süreyle Devlet memuru olarak istihdam edilemezler.”
6. Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin ek 2 nci maddesindeki “Bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılan merkezi yerleştirme sonucu B grubuna ait herhangi bir kadro veya pozisyona yerleştirilen adaylar, daha sonraki personel alımları için yerleştirmelerine esas alınan puanla başvuruda bulunamazlar.” hükmü uyarınca, 2012-I Açıktan atama sınavı sonucu yerleştirmeleri yapılan adaylar, bu yerleştirmede esas alınan 2010 KPSS puanını 2012 KPSS puanı ile yapılacak atamalara kadar kullanamayacağından, 2011-I ve 2011-III açıktan atama kapsamında yerleştirmesi yapıldığı halde görevine başlamayan adaylar, 2012-I Açıktan Atama Sınavına başvuramazlar.
7. Diyanet İşleri başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 17 nci maddesi 2nci fıkrası uyarınca İmam-hatipler ilk defa (D) grubu köy ve kasaba camilerine atanırlar ve bu gruptaki görev süresi asgari üç yıldır.
8. İllere atamaları yapılan adayların il içerisindeki yer tespitleri, İl Müftülükleri tarafından“Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” çerçevesinde camilerin özelliklerine göre yapılacaktır. İl içerisinde yapılacak yer tespitlerinde, adayın sözlü sınavda aldığı puan dikkate alınacaktır.
9. Sınav öncesi, sonrası ve atama sürecindeki işlemlerde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilen adayların başvuru ve sınavları geçersiz sayılacağı gibi görev alsalar dahigörevleriyle ilişikleri kesilecektir.
10. Bu duyurudaki şartlar, sadece bu sınav ve bu sınava bağlı atamalar ile ilgilidir. (Bundan sonraki sınav ve atamalar için müktesep teşkil etmez.)
11. Yerleştirme sonuçları Diyanet İşleri Başkanlığının www.diyanet.gov.tr internet sitesinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında duyurulacaktır.
12. Sınav ve sonuçları ile ilgili Başkanlığımızın internet sitesinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında yapılan tüm duyurular tebligat sayılacaktır. Adaylara ayrıca tebligat yapılmayacaktır.
IV- Başvuru İçin Gerekli Belgeler
1. T.C. Kimlik numaralı Kimlik Belgesi,
2. KPSS’ye başvururken beyan ettiği öğrenim durumlarını gösterir Mezuniyet Belgesi (Adayların beyan ettiği öğrenim belgeleri mezuniyet belgesi olmalıdır.
Bu haberwww.dinihaberler.comadresinden kopyalanmıştır Birden fazla mezuniyet içeren unvan gruplarından birisine başvuracak adayların beyan ettikleri mezuniyet durumlarını gösterir belgelerin hepsini ibraz etmeleri gerekmektedir).
3. KPSS Sonuç Belgesi,
4. Hafızlık Belgesi (+Hafız kontenjan gruplarına dâhil olan adaylar ile hafız olduğunu beyan edenler için)
5. Sabıka Kayıt Belgesi, (“Başvuru için gerekli belgeler” başlığı altında adaylardan istenen sabıka kayıt belgesinde, sabıka kaydı veya arşiv kaydı bulunanların mahkeme kararlarının Başkanlığımızca değerlendirilmek üzere 0312 285 85 72 nolu faksa ivedi olarak resmi yazı ile fakslanması ve Başkanlığımız görüşü alındıktan sonra müracaatlarının kabul edilmesi gerekmektedir.)
6. İmam Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık yapmaya mani bir özrü bulunmadığına dair beyanı,
7. Askerlikle ilişiği olmadığına dair beyanı.
NOT: İbraz edilen belgeler, yetkili memurlar tarafından kontrol edildikten sonra adaylara iade edilecektir.
V- Sınav Konuları
İmam-Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık sözlü sınavına katılacakların temel ve özel yeterliklerinin tespitinde, Başkanlığımız web sayfasında yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatında din hizmetlerini yürütenlerin temel ve özel yeterlik kriterleri esas alınır.
İmam-hatiplik
1) Kur’an-ı Kerim,
2) Dini bilgiler (Akaid, fıkıh-ibadet konuları, siyer ve ahlâk),
3) Hitabet ve etik ilkeleri.
Müezzin-kayyımlık
1) Kur’an-ı Kerim,
2) Dini bilgiler (Akaid, fıkıh-ibadet konuları, siyer ve ahlâk),
3) Ezan, ikamet ve etik ilkeleri
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
KADROLU-2012-I İ.Hatip ve M.Kayyım Açıktan Atama Duyurusu ve Aday E-Başvuru Diyanet İşleri Başkanlığından;
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca ve Diyanet İşleri BaşkanlığıVaizlik, Kur’an Kursu Öğreticiliği, İmam-Hatiplik ve Müezzin-Kayyımlık Kadrolarına Atama ve Bu Kadroların Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği çerçevesinde, Diyanet İşleri Başkanlığına ait aşağıda sınıfı, unvanı, tahsil durumları, kadro derecesi ve sayısı belirtilen toplam 3000 adet boş kadroya; 2010 KPSS (B) grubu puan sırası esas alınarak aşağıdaki tabloda belirtilen her bir grup için boş kadro sayısının üç katına kadar sözlü sınava çağrılacak adaylar arasından Başkanlıkça yapılacak sözlü sınav sonucu başarı sırasına göre İmam-Hatip ve Müezzin-Kayyım kadrolarına açıktan atama yapılacaktır.
II- Sınava Katılmak İsteyen Adaylarda Aranan Şartlar
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen şartları taşımak.
2. Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili yönetmeliklerinde ön görülen Din Hizmetleri Sınıfında çalışan personel için aranan “Ortak Nitelik” şartını taşımak.
3. Müracaat ettiği unvanla ilgili geçerlilik süresi dolmamış yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak (2009 veya 2011 yıllarında Başkanlıkça yapılan yeterlik sınavlarından birinde başarılı olmak).
4. İmam hatip lisesi veya üstü dini öğrenim mezunu olmak.
5. Erkek olmak.
6. İmam Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık yapmaya mani bir özrü bulunmamak.
7. Ön Lisans mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP93 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
8. Lisans mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP3 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
9. Ortaöğretim mezunları için 2010 yılı KPSS (B) grubu sınavından KPSSP94 puanından 60 veya üzeri puan almış olmak.
İlanda belirtilen şartları taşıyan ve halen Başkanlık bünyesinde sözleşmeli İmam-Hatip olarak görev yapan personel, İmam Hatip yeterlik/yeterlik puanı şartı aranmaksızın İmam-Hatip kategorisinde sınava müracaat edebilecektir. Halen Sözleşmeli İmam-Hatip olup Müezzin Kayyımlık kadrosuna başvuranlarda ise Müezzin Kayyım yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak şartı aranır.
Başkanlık bünyesinde halen sözleşmeli Müezzin Kayyım olarak görev yapan personel, Müezzin Kayyım yeterliliği/yeterlik puanı şartı aranmaksızın Müezzin Kayyım kategorisinde sınava müracaat edebilecektir. Halen Sözleşmeli Müezzin Kayyım olup İmam Hatip kadrosuna başvuranlarda ise İmam Hatip yeterliğe/yeterlik puanına sahip olmak şartı aranır.
III- Başvuru Şekli ve Diğer Hususlar
a) Başvuru İşlemleri
1. Yukarıdaki şartları taşıyan adaylar, 06.04.2012 (08:00)-20.04.2012 (16:00) tarihlerindewww.diyanet.gov.tr adresindeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında bulunan program aracılığı ile KADROLU-2012-I Açıktan Personel Alımı E-Başvuru Formu’nu kendileri doldurduktan sonra istenen belgelerle birlikte herhangi bir İl Müftülüğüne şahsen müracaat edeceklerdir.
2. İl Müftülüklerinde konuyla ilgili yetkilendirilmiş memurlar, Başkanlığımız web sayfasında yazılı olan programa girerek adayın ‘E-başvuru Formu’na girdiği bilgiler ile verdiği belgelerdeki bilgileri kontrol edeceklerdir.
3. Yetkili memurlar ‘E-başvuru Formu’ ile verilen belgelerdeki bilgilerin doğruluğunu tespit ettikten sonra aktivasyon işlemini gerçekleştireceklerdir.
4. Onay (aktivasyon) işleminden sonra, anılan işlemi yapan yetkili memurlar, onaylı e-başvuru formundan iki nüsha yazdıracaklar, müftülük gelen evrak defterine kaydı yapıldıktan sonra formun her iki nüshası, yetkili memur ve müracaat eden aday tarafından (adı, soyadı ve unvanı yazılarak) imzalanacak, formun bir nüshası müftülükteki dosyada muhafaza edilecek, diğer nüshası ise aday tarafından ibraz edilen belgeler ile birlikte adayın kendisine teslim edilecektir.
5. Her aday sadece bir unvan grubuna müracaat edebilecektir. Birden fazla unvan grubuna müracaat eden adayların başvuruları geçersiz sayılacaktır.
6. Müracaatların sona ermesinden sonra aday bilgilerinde hangi nedenle olursa olsun kesinlikle değişiklik yapılmayacaktır.
7. İl Müftülükleri tarafından onaylanmamış (aktivasyon) müracaatlar işleme konulmayacaktır.
8. İl Müftülüklerinde yapılan aktivasyon esnasında, ‘E-başvuru Formu’nda beyan ettikleri mezuniyet durumlarını gösterir belgeyi/belgelerini ibraz edemeyen adayların başvuruları kabul edilmeyecektir.
9. Bu duyuruda belirlenen esaslara uygun olmayan veya posta yolu ile yapılan müracaatlar ile 20.04.2012 (16:00) tarihinden sonra yapılan başvurular kabul edilmeyecektir.
10. Başkanlığımız İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasındaki e-başvuru formunu doldurmayan/dolduramayan veya il müftülüklerinde aktivasyon işlemini yaptırmayan/yaptıramayan adayların müracaat talepleri hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir.
b) Sınav İşlemleri
1. Sınava katılma şartlarını taşıyan ve duyuru şartlarına uygun olarak başvuranların, başvuru yaptıkları kontenjan grubuna tanınan sayıdan fazla olması halinde, tercih ettikleri kontenjan grubu dikkate alınarak KPSS puanı en yüksek olan adaydan başlamak üzere 3 katına kadar aday sözlü sınava alınacaktır. Eşit KPSS puanı almış olmaları nedeniyle son sıradaki aday sayısının birden fazla olması halinde ise bu adayların tümü sözlü sınava çağrılacaktır.
2. Sınava çağrılacak adayların sınav tarihi ve yerleri, Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde (www.diyanet.gov.tr) ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında, sınava müracaat işlemlerinin tamamlanmasının ve yapılacak gerekli hazırlıkların ardından, sonraki bir tarihte ilan edilecektir. Sınava girmeye hak kazananlar “Sınav Giriş Belgesi”ni aynı web sayfasından alabileceklerdir. Adaylar, Başkanlıkça belirlenecek sınav merkezlerinde sözlü sınava gireceklerdir.
3. Adaylar sınava gelirken “Sınav Giriş Belgesi” ile birlikte kimlik belgelerinden birini (Nüfus cüzdanı, pasaport veya ehliyet) yanlarında bulunduracaklardır.
4. Sözlü sınava girmeye hak kazandığı halde ilan edilen sınav tarihlerinde sınava katılmayan adaylar sınav hakkını kaybetmiş sayılacaktır. Söz konusu adaylara ne sebeple olursa olsun ikinci bir sınav hakkı verilmeyecektir.
5. Sözlü sınavda başarılı sayılmak için en az 70 puan almak şarttır. Atamalar ise, sınavda başarılı olan adaylar arasından en yüksek puandan başlanarak belirlenen kontenjan sayısınca yapılacaktır.
6. Sınav sonuçları, Başkanlığımızın internet sitesinde (www.diyanet.gov.tr) ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecektir.
c) Atama İşlemleri ve Diğer Hususlar
1. Atamalar; sözlü sınav sonucu başarı sırasına göre, başarılı olan adaylar arasından, belirlenen kontenjan sayısı kadar, en yüksek puandan başlanmak suretiyle, adayların il tercihleri dikkate alınarak yapılacaktır.
2. Sözlü sınavda alınan puanların eşit olması halinde KPSS puanı yüksek olan, onun da eşit olması halinde KPSS’ye katıldığı öğrenim belgesinin mezuniyet tarihi önce olan, bu tarihin de aynı olması halinde, doğum tarihi önce olan adayın ataması yapılacaktır.
3. Sınavı kazanan adaylar, sınav sonuçlarının ilan edilmesini müteakip, Başkanlıkça belirlenecek tarihler içerisinde www.diyanet.gov.tr internet adresinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecek atamaların yapılacağı illerden en fazla 15 iltercihinde bulunabileceklerdir.
Tercihlerine yerleşemeyen adaylar, ait olduğu kontenjan grubunda münhal kalan yerlere başkanlıkça re’sen atamaları yapılacaktır.
Bu haberwww.dinihaberler.comadresinden kopyalanmıştır
4. Sınav sonuçlarının duyurulmasının ardından Başkanlıkça belirlenecek tarihler içerisindewww.diyanet.gov.tr internet adresinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecek tercih formunu doldurmayan /dolduramayan adaylara her ne sebeple olursa olsun ek tercih hakkı verilmeyecektir.
5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddeleri gereğince “...atananlar, atama emirlerinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde o yere hareket ederek belli yol süresini izleyen iş günü içinde işe başlamak zorundadırlar.
...belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın 15 gün içerisinde işe başlamayanların atanmaları iptal edilir ve bunlar 1 yıl süreyle Devlet memuru olarak istihdam edilemezler.”
6. Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin ek 2 nci maddesindeki “Bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılan merkezi yerleştirme sonucu B grubuna ait herhangi bir kadro veya pozisyona yerleştirilen adaylar, daha sonraki personel alımları için yerleştirmelerine esas alınan puanla başvuruda bulunamazlar.” hükmü uyarınca, 2012-I Açıktan atama sınavı sonucu yerleştirmeleri yapılan adaylar, bu yerleştirmede esas alınan 2010 KPSS puanını 2012 KPSS puanı ile yapılacak atamalara kadar kullanamayacağından, 2011-I ve 2011-III açıktan atama kapsamında yerleştirmesi yapıldığı halde görevine başlamayan adaylar, 2012-I Açıktan Atama Sınavına başvuramazlar.
7. Diyanet İşleri başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 17 nci maddesi 2nci fıkrası uyarınca İmam-hatipler ilk defa (D) grubu köy ve kasaba camilerine atanırlar ve bu gruptaki görev süresi asgari üç yıldır.
8. İllere atamaları yapılan adayların il içerisindeki yer tespitleri, İl Müftülükleri tarafından“Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” çerçevesinde camilerin özelliklerine göre yapılacaktır. İl içerisinde yapılacak yer tespitlerinde, adayın sözlü sınavda aldığı puan dikkate alınacaktır.
9. Sınav öncesi, sonrası ve atama sürecindeki işlemlerde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilen adayların başvuru ve sınavları geçersiz sayılacağı gibi görev alsalar dahigörevleriyle ilişikleri kesilecektir.
10. Bu duyurudaki şartlar, sadece bu sınav ve bu sınava bağlı atamalar ile ilgilidir. (Bundan sonraki sınav ve atamalar için müktesep teşkil etmez.)
11. Yerleştirme sonuçları Diyanet İşleri Başkanlığının www.diyanet.gov.tr internet sitesinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında duyurulacaktır.
12. Sınav ve sonuçları ile ilgili Başkanlığımızın internet sitesinde ve aynı sitedeki İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında yapılan tüm duyurular tebligat sayılacaktır. Adaylara ayrıca tebligat yapılmayacaktır.
IV- Başvuru İçin Gerekli Belgeler
1. T.C. Kimlik numaralı Kimlik Belgesi,
2. KPSS’ye başvururken beyan ettiği öğrenim durumlarını gösterir Mezuniyet Belgesi (Adayların beyan ettiği öğrenim belgeleri mezuniyet belgesi olmalıdır.
Bu haberwww.dinihaberler.comadresinden kopyalanmıştır Birden fazla mezuniyet içeren unvan gruplarından birisine başvuracak adayların beyan ettikleri mezuniyet durumlarını gösterir belgelerin hepsini ibraz etmeleri gerekmektedir).
3. KPSS Sonuç Belgesi,
4. Hafızlık Belgesi (+Hafız kontenjan gruplarına dâhil olan adaylar ile hafız olduğunu beyan edenler için)
5. Sabıka Kayıt Belgesi, (“Başvuru için gerekli belgeler” başlığı altında adaylardan istenen sabıka kayıt belgesinde, sabıka kaydı veya arşiv kaydı bulunanların mahkeme kararlarının Başkanlığımızca değerlendirilmek üzere 0312 285 85 72 nolu faksa ivedi olarak resmi yazı ile fakslanması ve Başkanlığımız görüşü alındıktan sonra müracaatlarının kabul edilmesi gerekmektedir.)
6. İmam Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık yapmaya mani bir özrü bulunmadığına dair beyanı,
7. Askerlikle ilişiği olmadığına dair beyanı.
NOT: İbraz edilen belgeler, yetkili memurlar tarafından kontrol edildikten sonra adaylara iade edilecektir.
V- Sınav Konuları
İmam-Hatiplik ve Müezzin Kayyımlık sözlü sınavına katılacakların temel ve özel yeterliklerinin tespitinde, Başkanlığımız web sayfasında yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatında din hizmetlerini yürütenlerin temel ve özel yeterlik kriterleri esas alınır.
İmam-hatiplik
1) Kur’an-ı Kerim,
2) Dini bilgiler (Akaid, fıkıh-ibadet konuları, siyer ve ahlâk),
3) Hitabet ve etik ilkeleri.
Müezzin-kayyımlık
1) Kur’an-ı Kerim,
2) Dini bilgiler (Akaid, fıkıh-ibadet konuları, siyer ve ahlâk),
3) Ezan, ikamet ve etik ilkeleri
Son Güncelleme: Salı, 03 Nisan 2012 17:49
Gösterim: 2197
Dr. Sakin ÖNER - KAVRAM Eğitim Koordinatörü
Gelişmiş ülkelerin birinci önceliği eğitimdir. Toplumsal hayat bütünüyle eğitim üzerine inşa edilir. Fakat Türkiye'de eğitim devletin sıradan bir etkinlik alanıdır. En rahat oynanan yapboz oyunudur. Eğitimcilerden başka herkesin karıştığı, karıştırdığı bir alandır eğitim. Son otuz yılda eğitim alanında yapılan değişikliklerden başımız döndü. Klasik eğitim, modern fen programı uygulaması, basamaklı kur sistemi, ders geçme ve kredili sistem, sınıf geçme sistemi, süper liseler, yapılandırmacı eğitim,kesintisiz eğitim, kesintili eğitim, Anadolu Liselerinde (Hazırlık+6 yıl), (Hazırlık+3), (4 yıl), (Hazırlık+4 yıl) uygulamaları son otuz yılın farklı eğitim uygulamalarından bazıları. Eğitimdeki son değişiklik ise yangından mal kaçırırcasına gerçekleştirilen, 4+4+4 Kesintili Eğitim Sistemi’nin yasalaştırılmasıdır. Bu yeni sistem, bilinmezleri ve şifreleri ile eğitimimizi bir kaosa sürüklemiştir.
Milli Eğitim Bakanlığının bile bu yeni sistemle ilgili tekliften, ancak meclis gündemine geldiğinde haberdar olduğu, bu süreçteki konuşmalardan anlaşılmıştır. 26 Maddelik yasanın ilk altı maddesi altı günde komisyonda görüşülünce, olağanüstü hal ilan eden siyasi iktidar, gerekli tedbirleri alarak geridekalan yirmi maddeyi birkaç saat içinde geçirmeyi başarmışlardır. Komisyondan geçen teklif, genel kurulda da sağlıklı bir şekilde görüşülmeden, kavga dövüş geçerek yasalaşmıştır.
Bu yasaya göre kesinolan hususlar şunlardır: 8 yıllık kesintisiz ilköğretim, kesintili 4+4 haline getirilmiş, birinci dört yıl İlkokul, ikinci dört yıl Ortaokul olarak isimlendirilmiştir. 4 Yıllık Lise öğretime eklenerek zorunlu eğitimon iki yıla çıkarılmıştır. İmam-Hatip Liselerinin Ortaokulları dört yıl olarak yeniden açılacaktır. Ortaokullara Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammet’in Hayatı seçmeli ders olarak konulacaktır.
Eğitim sistemini üç parçalı bir yapıya dönüştüren yeni yasanın bilinmezleri ve şifreleri üzerinde de kısaca duralım:
1. Okul öncesi eğitim niçin zorunlu eğitim içine alınmadı? Halbuki son yılarda bir seferberlik anlayışıyla her yıl yeni iller eklenerek okul öncesi eğitim yavaş yavaş zorunlu hale getiriliyordu. Bakanlık verilerine göre bu alanda okullaşma oranı yüzde 50’lere ulaşmıştı. Sonyapılan 18. Milli Eğitim Şurası dahil, son şuralarda okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve böylece zorunlu eğitimin lise de dahil edilerek on üç yıla çıkarılması tavsiye edilmiştir.Çocuğun hem sosyalleşmesini, hem de bireyselleşmesini sağlayan ve batıda okullaşma oranı yüzde yüzlere ulaşan bu eğitim basamağının niçin zorunlu eğitim kapsamına alınmadığı anlaşılamamıştır.
2. İlköğretim niçin kesintili hale getirilmiştir? Kesintili olacaksa, niçin eskiden olduğu gibi 5+3 değil de 4+4 biçiminde kesintili yapılmıştır? Aslında farklı yaş gruplarının aynı çatı altında eğitim görmelerinin psikolojik, pedagojik ve disiplin yönlerinden çeşitli sakıncaları bulunmaktadır. Bu durum on yılı aşkın uygulama sürecinde çeşitli olaylarla ortaya çıkmıştır.Fakat bu yasayı hazırlayanlar kademeli ve kesintili eğitimi bu gerekçelerle istememişlerdir. İlköğretimin kesintili olmasının istenme sebebinin, İmam-Hatip Liselerinin orta kısmının yeniden açılması olduğu anlaşılmıştır.Halbuki bunun için bütün bir sistemle oynanmasına gerek yoktu. Ya sadece İmam-Hatip Ortaokullarının açılması yasalaştırılacaktı, ya da bu okullarda, diğer ortaokullardan farklı olarak okutulan Kuran-ı Kerim ve Arapça dersleri seçmeli olarak, ilköğretim okullarının ikinci kademesine konabilirdi. Tabii, bu derslerle birlikte öğrencileri yönelimlerine göre destekleyecek diğer dersler de seçmeli olarak bu okullarda okutulabilirdi.
3. Liseler zorunlu eğitim kapsamına alındığına göre, bu kademede okullaşamayan yüzde 35’lik öğrenciye nasıl derslik ve öğretmen bulunacak? Bu durumda lise öğrenci mevcudunun bir milyon artacağı, bu nedenle 40 kişilik 25 bin dersliğe ihtiyaç olacağı, şu anda 120 binden fazla öğretmen açığı varken en az 50-60 bin öğretmen açığının daha oluşacağı hesaplanmaktadır. Türkiye bu yükün altından nasıl kalkacaktır?
4. Dünyada eğitimin meslek eğitim ve öğretimine ağırlık verdiği bir gerçektir ve bu çeğın bir zaruretidir. Milli eğitimde asıl yapılanma bu yönde yapılması gerekirken, bu yeni düzenlemede bu husus göz ardı edilmiştir. Bu yeni yapılanmaya göre, ortaokuldan sonra, akademik liseler ve mesleki-teknik liselerin yanı sıra mesleki eğitimde başarılı olabilecek ve sanayide ara eleman ihtiyacını karşılayabilecek gençlerimize de ayrı bir kulvar açılması gerekirdi. Bu durumdaki gençler, mesleki eğitimlerini Mesleki Eğitim Merkezlerinde yaparken lise öğretimlerini de Açık Öğretim Liselerinde sürdürebilirlerdi.Fakat bu husus da yasa hazırlanırken gözden uzak tutulmuştur
5. Mevcut ve atama bekleyen okul öncesi eğitim öğretmenlerinin durumu ne olacaktır? İlkokul dört yıl olacağına göre 40-50 bin Sınıf Öğretmeni fazlalık durumuna düşecektir? B unların akibeti ne olacaktır? Liselerde oluşacak büyük branş öğretmeni açığı nasıl kapatılacaktır?
Bu şifreler çözülmeden, bu sorular cevaplandırılmadan 4+4+4 Kesintili Eğitim Sistemi’nin ülke için yararlı sonuçlar vermesi mümkün değildir. Bu sonuçtan belki geçmişte mağdur olan bazı kişiler ve gruplar tatmin olabilir, fakat toplumun büyük çoğunluğu memnun olmaz. Halbuki daha açık olup, çocuklarının çok iyi din eğitimi almasını isteyen ailelerin tercihi olan İmam-Hatip Ortaokullarının açılması sağlansaydı daha yararlı olurdu. Tabii bu konudaki asıl gerçekçi değerlendirmeler yasanın uygulamasına yönelik düzenlemeler ortaya çıktığında yapılacaktır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Dr. Sakin ÖNER - KAVRAM Eğitim Koordinatörü
Gelişmiş ülkelerin birinci önceliği eğitimdir. Toplumsal hayat bütünüyle eğitim üzerine inşa edilir. Fakat Türkiye'de eğitim devletin sıradan bir etkinlik alanıdır. En rahat oynanan yapboz oyunudur. Eğitimcilerden başka herkesin karıştığı, karıştırdığı bir alandır eğitim. Son otuz yılda eğitim alanında yapılan değişikliklerden başımız döndü. Klasik eğitim, modern fen programı uygulaması, basamaklı kur sistemi, ders geçme ve kredili sistem, sınıf geçme sistemi, süper liseler, yapılandırmacı eğitim,kesintisiz eğitim, kesintili eğitim, Anadolu Liselerinde (Hazırlık+6 yıl), (Hazırlık+3), (4 yıl), (Hazırlık+4 yıl) uygulamaları son otuz yılın farklı eğitim uygulamalarından bazıları. Eğitimdeki son değişiklik ise yangından mal kaçırırcasına gerçekleştirilen, 4+4+4 Kesintili Eğitim Sistemi’nin yasalaştırılmasıdır. Bu yeni sistem, bilinmezleri ve şifreleri ile eğitimimizi bir kaosa sürüklemiştir.
Milli Eğitim Bakanlığının bile bu yeni sistemle ilgili tekliften, ancak meclis gündemine geldiğinde haberdar olduğu, bu süreçteki konuşmalardan anlaşılmıştır. 26 Maddelik yasanın ilk altı maddesi altı günde komisyonda görüşülünce, olağanüstü hal ilan eden siyasi iktidar, gerekli tedbirleri alarak geridekalan yirmi maddeyi birkaç saat içinde geçirmeyi başarmışlardır. Komisyondan geçen teklif, genel kurulda da sağlıklı bir şekilde görüşülmeden, kavga dövüş geçerek yasalaşmıştır.
Bu yasaya göre kesinolan hususlar şunlardır: 8 yıllık kesintisiz ilköğretim, kesintili 4+4 haline getirilmiş, birinci dört yıl İlkokul, ikinci dört yıl Ortaokul olarak isimlendirilmiştir. 4 Yıllık Lise öğretime eklenerek zorunlu eğitimon iki yıla çıkarılmıştır. İmam-Hatip Liselerinin Ortaokulları dört yıl olarak yeniden açılacaktır. Ortaokullara Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammet’in Hayatı seçmeli ders olarak konulacaktır.
Eğitim sistemini üç parçalı bir yapıya dönüştüren yeni yasanın bilinmezleri ve şifreleri üzerinde de kısaca duralım:
1. Okul öncesi eğitim niçin zorunlu eğitim içine alınmadı? Halbuki son yılarda bir seferberlik anlayışıyla her yıl yeni iller eklenerek okul öncesi eğitim yavaş yavaş zorunlu hale getiriliyordu. Bakanlık verilerine göre bu alanda okullaşma oranı yüzde 50’lere ulaşmıştı. Sonyapılan 18. Milli Eğitim Şurası dahil, son şuralarda okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve böylece zorunlu eğitimin lise de dahil edilerek on üç yıla çıkarılması tavsiye edilmiştir.Çocuğun hem sosyalleşmesini, hem de bireyselleşmesini sağlayan ve batıda okullaşma oranı yüzde yüzlere ulaşan bu eğitim basamağının niçin zorunlu eğitim kapsamına alınmadığı anlaşılamamıştır.
2. İlköğretim niçin kesintili hale getirilmiştir? Kesintili olacaksa, niçin eskiden olduğu gibi 5+3 değil de 4+4 biçiminde kesintili yapılmıştır? Aslında farklı yaş gruplarının aynı çatı altında eğitim görmelerinin psikolojik, pedagojik ve disiplin yönlerinden çeşitli sakıncaları bulunmaktadır. Bu durum on yılı aşkın uygulama sürecinde çeşitli olaylarla ortaya çıkmıştır.Fakat bu yasayı hazırlayanlar kademeli ve kesintili eğitimi bu gerekçelerle istememişlerdir. İlköğretimin kesintili olmasının istenme sebebinin, İmam-Hatip Liselerinin orta kısmının yeniden açılması olduğu anlaşılmıştır.Halbuki bunun için bütün bir sistemle oynanmasına gerek yoktu. Ya sadece İmam-Hatip Ortaokullarının açılması yasalaştırılacaktı, ya da bu okullarda, diğer ortaokullardan farklı olarak okutulan Kuran-ı Kerim ve Arapça dersleri seçmeli olarak, ilköğretim okullarının ikinci kademesine konabilirdi. Tabii, bu derslerle birlikte öğrencileri yönelimlerine göre destekleyecek diğer dersler de seçmeli olarak bu okullarda okutulabilirdi.
3. Liseler zorunlu eğitim kapsamına alındığına göre, bu kademede okullaşamayan yüzde 35’lik öğrenciye nasıl derslik ve öğretmen bulunacak? Bu durumda lise öğrenci mevcudunun bir milyon artacağı, bu nedenle 40 kişilik 25 bin dersliğe ihtiyaç olacağı, şu anda 120 binden fazla öğretmen açığı varken en az 50-60 bin öğretmen açığının daha oluşacağı hesaplanmaktadır. Türkiye bu yükün altından nasıl kalkacaktır?
4. Dünyada eğitimin meslek eğitim ve öğretimine ağırlık verdiği bir gerçektir ve bu çeğın bir zaruretidir. Milli eğitimde asıl yapılanma bu yönde yapılması gerekirken, bu yeni düzenlemede bu husus göz ardı edilmiştir. Bu yeni yapılanmaya göre, ortaokuldan sonra, akademik liseler ve mesleki-teknik liselerin yanı sıra mesleki eğitimde başarılı olabilecek ve sanayide ara eleman ihtiyacını karşılayabilecek gençlerimize de ayrı bir kulvar açılması gerekirdi. Bu durumdaki gençler, mesleki eğitimlerini Mesleki Eğitim Merkezlerinde yaparken lise öğretimlerini de Açık Öğretim Liselerinde sürdürebilirlerdi.Fakat bu husus da yasa hazırlanırken gözden uzak tutulmuştur
5. Mevcut ve atama bekleyen okul öncesi eğitim öğretmenlerinin durumu ne olacaktır? İlkokul dört yıl olacağına göre 40-50 bin Sınıf Öğretmeni fazlalık durumuna düşecektir? B unların akibeti ne olacaktır? Liselerde oluşacak büyük branş öğretmeni açığı nasıl kapatılacaktır?
Bu şifreler çözülmeden, bu sorular cevaplandırılmadan 4+4+4 Kesintili Eğitim Sistemi’nin ülke için yararlı sonuçlar vermesi mümkün değildir. Bu sonuçtan belki geçmişte mağdur olan bazı kişiler ve gruplar tatmin olabilir, fakat toplumun büyük çoğunluğu memnun olmaz. Halbuki daha açık olup, çocuklarının çok iyi din eğitimi almasını isteyen ailelerin tercihi olan İmam-Hatip Ortaokullarının açılması sağlansaydı daha yararlı olurdu. Tabii bu konudaki asıl gerçekçi değerlendirmeler yasanın uygulamasına yönelik düzenlemeler ortaya çıktığında yapılacaktır.
Son Güncelleme: Salı, 03 Nisan 2012 18:04
Gösterim: 2367
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Pakistanlı heyeti ağırladı. Görmez, ''Pakistan'da bir imam hatip lisesi inşa etmek istiyoruz'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Pakistan İslam İdeoloji Konseyi Başkanı Muhammed Han Şirani ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Görüşmede, Pakistan ile Türkiye arasında çok köklü ilişkilerin bulunduğunu belirten Görmez, Pakistan halkındaki Türk sevgisi ve Türk halkındaki Pakistanlı sevgisinin araştırılmaya muhtaç bir konu olduğunu ifade etti.
Pakistan'daki dini, resmi kurumların gerek din eğitimi gerekse din hizmetlerini yeniden revize etmek için gösterdikleri çabaların takdire şayan olduğunu anlatan Görmez, Pakistan'dan ağırladıkları heyetlerin hem Türkiye'deki din eğitimini hem de Diyanet İşleri Başkanlığı modelini araştırma amacında olduğunu söyledi.
Başkan yardımcısı görevindeyken Karaçi'yi ziyaret ettiğini ve büyük medreselerde incelemelerde bulunduğunu anlatan Görmez, ''Bir dostunuz ve kardeşiniz olarak Pakistan'ın İslami eğitimini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inandım'' diye konuştu.
Ziyaret sırasında Pakistan'da yapılabilecek çalışmaları değerlendirileceğini bildiren Görmez, ''Başkanlık olarak hem bir önerimiz hem bir planımız var. Bilhassa Pakistan'da bir imam hatip lisesi inşa etmek istiyoruz. Bunun için altyapımız hazır, sadece Pakistan'da muhatabımızın kim olacağını belirlememiz, hangi şehirde gerçekleştirileceğini planlamamız gerekiyor'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Pakistanlı heyeti ağırladı. Görmez, ''Pakistan'da bir imam hatip lisesi inşa etmek istiyoruz'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Pakistan İslam İdeoloji Konseyi Başkanı Muhammed Han Şirani ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Görüşmede, Pakistan ile Türkiye arasında çok köklü ilişkilerin bulunduğunu belirten Görmez, Pakistan halkındaki Türk sevgisi ve Türk halkındaki Pakistanlı sevgisinin araştırılmaya muhtaç bir konu olduğunu ifade etti.
Pakistan'daki dini, resmi kurumların gerek din eğitimi gerekse din hizmetlerini yeniden revize etmek için gösterdikleri çabaların takdire şayan olduğunu anlatan Görmez, Pakistan'dan ağırladıkları heyetlerin hem Türkiye'deki din eğitimini hem de Diyanet İşleri Başkanlığı modelini araştırma amacında olduğunu söyledi.
Başkan yardımcısı görevindeyken Karaçi'yi ziyaret ettiğini ve büyük medreselerde incelemelerde bulunduğunu anlatan Görmez, ''Bir dostunuz ve kardeşiniz olarak Pakistan'ın İslami eğitimini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inandım'' diye konuştu.
Ziyaret sırasında Pakistan'da yapılabilecek çalışmaları değerlendirileceğini bildiren Görmez, ''Başkanlık olarak hem bir önerimiz hem bir planımız var. Bilhassa Pakistan'da bir imam hatip lisesi inşa etmek istiyoruz. Bunun için altyapımız hazır, sadece Pakistan'da muhatabımızın kim olacağını belirlememiz, hangi şehirde gerçekleştirileceğini planlamamız gerekiyor'' dedi.
Son Güncelleme: Salı, 03 Nisan 2012 17:27
Gösterim: 1871