Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı 4+4+4 zorunlu eğitim sistemini detaylı bir şekilde anlatmak için bir kitapçık hazırlatıyor.

MEB 4+4+4 kitapçığı hazırlatıyorMilli Eğitim Bakanlığı eğitimde 4+4+4 formülünü içeren yeni sistemi anlatmak için yeni bir adım daha attı. Bakanlık kanun teklifi ile ilgili kitapçık hazırladı. Yapılacak değişiklikleri içeren kitapçıklar milletvekillerine de gönderilecek.

66 sayfalık kitapçıkta yeni düzenlemelerin yanı sıra bazı ülkelerdeki zorunlu eğitim süreleri, eğitim sisteminin mevcut yapısı, AB üyesi ülkelerinin eğitim sistemleri, AB üyesi ülkelerde çocukların okula başlama yaşı gibi konular da yer alıyor.

Bakan Dinçer, kitapçıktaki ön sözde, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim için "bireyleri özgürleştirmeyen, tercih ve hedef değiştirmeye fırsat vermeyen, farklı imkan sunmayan yapısı ile çağdaş eğitim sistemlerinden ayrışıyordu" ifadesini kullandı.

Dinçer, yeni sistem ile esneklik getirildiği seçmeli ders uygulaması ile de hak ve taleplere cevap verilmesinin sağlanacağını savundu.

(cnntürk)

> MEB 4+4+4 kitapçığı hazırlatıyor

Milli Eğitim Bakanlığı 4+4+4 zorunlu eğitim sistemini detaylı bir şekilde anlatmak için bir kitapçık hazırlatıyor.

MEB 4+4+4 kitapçığı hazırlatıyorMilli Eğitim Bakanlığı eğitimde 4+4+4 formülünü içeren yeni sistemi anlatmak için yeni bir adım daha attı. Bakanlık kanun teklifi ile ilgili kitapçık hazırladı. Yapılacak değişiklikleri içeren kitapçıklar milletvekillerine de gönderilecek.

66 sayfalık kitapçıkta yeni düzenlemelerin yanı sıra bazı ülkelerdeki zorunlu eğitim süreleri, eğitim sisteminin mevcut yapısı, AB üyesi ülkelerinin eğitim sistemleri, AB üyesi ülkelerde çocukların okula başlama yaşı gibi konular da yer alıyor.

Bakan Dinçer, kitapçıktaki ön sözde, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim için "bireyleri özgürleştirmeyen, tercih ve hedef değiştirmeye fırsat vermeyen, farklı imkan sunmayan yapısı ile çağdaş eğitim sistemlerinden ayrışıyordu" ifadesini kullandı.

Dinçer, yeni sistem ile esneklik getirildiği seçmeli ders uygulaması ile de hak ve taleplere cevap verilmesinin sağlanacağını savundu.

(cnntürk)

Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 15:10

Gösterim: 2256

Konya'da Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan A.A. adlı öğrenci coğrafya öğretmeninden yediği dayak sonucu hastanelik oldu bunun üzerine basına yansıyan olay sonucu öğrenci okul tarafından tasdiknamesi verilerek okuldan uzaklaştırıldı.

Dayak yediği için okuldan atıldıKonya'da Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde coğrafya öğretmeni Ali K. tarafından dövüldüğü iddiasıyla ambulansla hastaneye kaldırılan 11'inci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki A.A.'nın, okulda dayak yediği basında haber olarak yer alınca, tasdiknameyle okuldan uzaklaştırıldı.

A.A. nın öğretmeninden dayak yemesi, gazetelerde haber olunca okul müdürlüğü A.A. hakkında soruşturma başlattı. Selçuklu Milli Eğitim Müdürlüğü Öğrenci Disiplin Kurulu, A.A.’ya ’Okul Müdürlüğü’nden izin almadan basına bilgi vermek’ suçlamasıyla ’Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma’ cezası verdi. Dayak iddiasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı soruşturmanın ise devam ettiği belirtildi.

Olay nasıl gelişti?

Merkez Selçuklu İlçesi’ndeki Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde eğitim gören A.A., 6 Mart Salı günü, teneffüste Arapça öğretmeninin dersi projeksiyon sınıfında yapacağını söylemesi üzerine, yoklama defterini projeksiyon sınıfına götürüp masaya bıraktı. İddiaya göre A.A. sınıftan çıktığı sırada bir önceki dersini orada tamamlayan coğrafya öğretmeni Ali K., yoklama defterini öğrencinin sırtına fırlattı. Ardından da A.A.’nın yanına gelip koluna girerek, ”Sen ne yapıyorsun, defteri niçin masanın üzerine bıraktın ?” dedi. A.A. da, Arapça öğretmeninin bu sınıfta ders yapacağını söylemesi üzerine defteri getirdiğini söyledi. Öğretmen Ali K., ”Ben burada ders yapıyorum. İkinci dersi de burada yapacağım” diyerek tekme ve yumrukla öğrenciyi dövmeye başladı. A.A. da bu sırada kendisini korumak için öğretmeni itti.

Öğrenciler kurtardı

Araya öğrencilerin girmesiyle kurtulan ve burnu kanayan A.A., müdür yardımcısının odasına gidip durumu anlattı. Daha sonra da ambulansla Konya Numune Hastanesi’ne götürüldü. Durumu öğrenen öğrencinin ailesinin şikayeti üzerine polis merkezine getirilen öğretmen Ali K., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Tedavisi tamamlanan A.A. da taburcu oldu.

Okuldan atıldı

A.A.’nın öğretmeninden dayak yemesi, gazetelerde haber olunca okul müdürlüğü A.A. hakkında ’Okul kılık kıyafet kurallarına uymadığı, Coğrafya öğretmeni ile münakaşa olayı yaşadığı ve okul hakkında okul müdürlüğünden izin almadan medyaya bilgi verdiği gerekçesiyle soruşturma başlattı.

Soruşturma sonucunda Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Öğrenci Disiplin Kurulu, 16 Mart Cuma günü, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmenliği’nin 12’nci maddesi gereğince ’Okul Müdürlüğü’nden izin almadan basına bilgi vermek’ suçlamasıyla ’Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma’ cezası verdi.

"Hastaneye kaldırıldığı için haberi yayınlandı"

Kardeşinin hastaneye kaldırıldıktan sonra gazeteciler tarafından haberinin yapıldığını belirten ağabeyi Atakan A., şunları söyledi:

”Hastanede bulunan muhabir arkadaşlar olayı duyup bizimle konuştular. Ertesi günde gazete ve internet haber sitelerinde haber olarak yayınlandı. Daha sonra kardeşim hakkında soruşturma başlatılıp, okuldan atıldı. Bu olayın basına yansımasını sağlayan kardeşim değil, kardeşim darp edilip hastaneye gittiğinde orada zaten olayı gören muhabirler vardı. Röportaj da okul içerisinde yapılmadı. Okul saati de değildi. Ama kardeşimi basına haber verdin diye tasdikname verdiler.”

Kardeşinin öğretmeninden dayak yediği anın görüntülerinin okulun koridordaki güvenlik kamerası tarafından kayıt edildiğini öne süren Atakan A., öğretmen hakkında şikayetçi oldukları için soruşturma başladığından görüntülerin de Cumhuriyet Savcılığı’nda olduğunu belirtti.

Dayak iddiasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı soruşturmanın devam ettiği belirtilirken, Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koca, A.A.’nın ’Okuldan Tasdikname ile Uzaklaştırma’ cezası hakkında açıklama yapmak istemediğini belirtti.

(radikal)

> Dayak yediği için okuldan atıldı!

Konya'da Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan A.A. adlı öğrenci coğrafya öğretmeninden yediği dayak sonucu hastanelik oldu bunun üzerine basına yansıyan olay sonucu öğrenci okul tarafından tasdiknamesi verilerek okuldan uzaklaştırıldı.

Dayak yediği için okuldan atıldıKonya'da Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde coğrafya öğretmeni Ali K. tarafından dövüldüğü iddiasıyla ambulansla hastaneye kaldırılan 11'inci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki A.A.'nın, okulda dayak yediği basında haber olarak yer alınca, tasdiknameyle okuldan uzaklaştırıldı.

A.A. nın öğretmeninden dayak yemesi, gazetelerde haber olunca okul müdürlüğü A.A. hakkında soruşturma başlattı. Selçuklu Milli Eğitim Müdürlüğü Öğrenci Disiplin Kurulu, A.A.’ya ’Okul Müdürlüğü’nden izin almadan basına bilgi vermek’ suçlamasıyla ’Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma’ cezası verdi. Dayak iddiasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı soruşturmanın ise devam ettiği belirtildi.

Olay nasıl gelişti?

Merkez Selçuklu İlçesi’ndeki Hocacihan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde eğitim gören A.A., 6 Mart Salı günü, teneffüste Arapça öğretmeninin dersi projeksiyon sınıfında yapacağını söylemesi üzerine, yoklama defterini projeksiyon sınıfına götürüp masaya bıraktı. İddiaya göre A.A. sınıftan çıktığı sırada bir önceki dersini orada tamamlayan coğrafya öğretmeni Ali K., yoklama defterini öğrencinin sırtına fırlattı. Ardından da A.A.’nın yanına gelip koluna girerek, ”Sen ne yapıyorsun, defteri niçin masanın üzerine bıraktın ?” dedi. A.A. da, Arapça öğretmeninin bu sınıfta ders yapacağını söylemesi üzerine defteri getirdiğini söyledi. Öğretmen Ali K., ”Ben burada ders yapıyorum. İkinci dersi de burada yapacağım” diyerek tekme ve yumrukla öğrenciyi dövmeye başladı. A.A. da bu sırada kendisini korumak için öğretmeni itti.

Öğrenciler kurtardı

Araya öğrencilerin girmesiyle kurtulan ve burnu kanayan A.A., müdür yardımcısının odasına gidip durumu anlattı. Daha sonra da ambulansla Konya Numune Hastanesi’ne götürüldü. Durumu öğrenen öğrencinin ailesinin şikayeti üzerine polis merkezine getirilen öğretmen Ali K., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Tedavisi tamamlanan A.A. da taburcu oldu.

Okuldan atıldı

A.A.’nın öğretmeninden dayak yemesi, gazetelerde haber olunca okul müdürlüğü A.A. hakkında ’Okul kılık kıyafet kurallarına uymadığı, Coğrafya öğretmeni ile münakaşa olayı yaşadığı ve okul hakkında okul müdürlüğünden izin almadan medyaya bilgi verdiği gerekçesiyle soruşturma başlattı.

Soruşturma sonucunda Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Öğrenci Disiplin Kurulu, 16 Mart Cuma günü, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmenliği’nin 12’nci maddesi gereğince ’Okul Müdürlüğü’nden izin almadan basına bilgi vermek’ suçlamasıyla ’Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma’ cezası verdi.

"Hastaneye kaldırıldığı için haberi yayınlandı"

Kardeşinin hastaneye kaldırıldıktan sonra gazeteciler tarafından haberinin yapıldığını belirten ağabeyi Atakan A., şunları söyledi:

”Hastanede bulunan muhabir arkadaşlar olayı duyup bizimle konuştular. Ertesi günde gazete ve internet haber sitelerinde haber olarak yayınlandı. Daha sonra kardeşim hakkında soruşturma başlatılıp, okuldan atıldı. Bu olayın basına yansımasını sağlayan kardeşim değil, kardeşim darp edilip hastaneye gittiğinde orada zaten olayı gören muhabirler vardı. Röportaj da okul içerisinde yapılmadı. Okul saati de değildi. Ama kardeşimi basına haber verdin diye tasdikname verdiler.”

Kardeşinin öğretmeninden dayak yediği anın görüntülerinin okulun koridordaki güvenlik kamerası tarafından kayıt edildiğini öne süren Atakan A., öğretmen hakkında şikayetçi oldukları için soruşturma başladığından görüntülerin de Cumhuriyet Savcılığı’nda olduğunu belirtti.

Dayak iddiasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı soruşturmanın devam ettiği belirtilirken, Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koca, A.A.’nın ’Okuldan Tasdikname ile Uzaklaştırma’ cezası hakkında açıklama yapmak istemediğini belirtti.

(radikal)

Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 14:37

Gösterim: 2907

Google +, kullanıcılara sunulduğu yedi ay öncesinden bu yana hala büyük bir algılanma sorunu yaşıyor. İnternet kullanıcıları, Google +’ı Facebook’un rakibi olan bir sosyal medya ağı olarak görse de, Google aynı fikirde değil.
 Facebook, kurulduğu günden bu yana neredeyse 900 milyonluk bir üye sayısına ulaşmayı başardı ve birçok internet kullanıcısının alternatifini düşünmediği bir paylaşım ve eğlence platformu haline geldi. Facebook’un bugüne dek yaşadığı sayısız gizlilik skandalı da kullanıcıların sosyal ağa olan güvenini sarsmaya yetmedi.

Akıllı telefon, tablet bilgisayar, işletim sistemi ve uygulamalar derken, arama motoru devi Google, yedi ay önce Google + adı verilen ara yüzü hayata geçirdi. Farklı tasarımı ve kendine özgü hizmetleriyle Facebook’u karşısına alan bir sosyal ağ olarak beliren Google +,  internet kullanıcılarını bu tanım altında tatmin etmiş değil.

Yakın dönemde Google + ve Facebook hakkında bazı dikkate değer istatistikler yayımlandı. Güvenilir araştırma şirketi ComScore’un verilerine göre, Ocak 2012’de bir Google + kullanıcısının sayfada harcadığı ortalama süre 3 dakika iken, Facebook için aynı rakam 405 dakika. Bu veri, rekabete dışarıdan bakan bir internet kullanıcısı için çok yüzeysel bir değerlendirme sağlayabilir. Ama Google’a sorarsanız, Google +’ın asıl amacı göz önüne alındığında, 3 dakikanın fazla bir önemi yok.

AMAÇ HİZMETLERİ GELİŞTİRMEK

Google+ İçerik Geliştirme Uzmanı Ade Oshineye, geçtiğimiz gün Google + Hangout uygulamasıyla düzenlenen video konferansta Türkiye’deki teknoloji editörlerine önemli açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Oshineye, Google +’a yönelik bir algı sorunu olduğunu kabul ederken, çok kısa bir zamanda “Facebook ile yarışacak hale gelmeleri gerektiği” inanışının anlamsız olduğunu ifade etti. Oshineye, amaçlarının “sosyal ağ tanımı” içinde kalan bir hizmet sunmak değil, kullanıcılarına Google’ın sunduğu tüm hizmetleri bir arada kullanabilecekleri ve geri dönüşüm yapabilecekleri bir sistem olduğunu belirtti. Oshineye, bu bağlamda önemli bilgiler verdi:

“Google +’ı son bir ay içinde kullanan aktif kullanıcı 100 milyon. Bu rakan internetteki platformların 3-4 yılda ulaşabildiği bir rakam... Kullanıcılar, Google +’da 3 dakikadan fazla zaman harcıyor. Sadece masa üstü bilgisayarlardan değil, mobil üzerinden yapılan ölçümlerle bu rakamın bir saatin üzerinde olduğunu gördük ve bu süre giderek artıyor.”

“Son 14 yıldır Google olarak internette oluşturduğumuz tüm hizmetleri organize etmeye yöneldik. İnternette paylaşılan sayfaların 90’lardaki gibi sadece metinlerden oluşmaması ve kimler tarafından görüldüğü, paylaşıldığı önemli... Google + bir sosyal ağ anlayışından öte, insanların neleri önemsediği anlamak ve Google tecrübelerini artırmayı öngörüyor... İstediğiniz her şeyi aileniz, arkadaşlarınızla tek bir tuş kullanarak YouTube ve diğer hizmetler üzerinden paylaşabiliyorsunuz.”

ÇOK DAHA ETKİN BİR İLETİŞİM

“Google, Hangout gibi kendine özgü içeriklere sahip. Hangout ile telefonda  mesaj yazmak gibi değil, yüz yüze, çok daha güçlü bir bağlantıyla görüşüyorsunuz. Birçok kişiyle ayrı görüşme değil, tek bir oturumda bir araya geliyorsunuz.”

Hangout’un bazı mesleklere büyük faydalar sağlayabileceğine dikkat çeken Oshineye, “Cep telefonunuzla internet üzerinden nerede olursanız olun Hangout’a katılabiliyorsunuz. Bu şekilde bir gazeteci nerede olursa olsun meslektaşlarıyla bağlantı kurabilir. Ayrıca dosya paylaşım özelliğiyle sunum gerçekleştirebilirsiniz” dedi.

MEDYA PLANLAMASI NASIL GİDİYOR?

“Google + hayata geçtiğinden bu yana toplam 200 özellik geliştirdik. Bir milyondan fazla Google + sayfası oluşturuldu, 3.4 milyar fotoğraf paylaşıldı... Google+, Instant upload özelliğiyle, cep telefonunuzla  çekitiğiniz fotografları anında Google+ hesabınıza ekleyebiliyorsunuz.  Telefonunuzu kaybetmeniz veya kırmanız halinde bile bu fotoğraflarınız kaybedilmiyor... Ripples özelliğiyle de, paylaştığınız içeriğin nasıl yayıldığını takip edebiliyorsunuz. Bu sayede markalar yarattıkları içeriğin müşterileri tarafından nasıl paylaşıldığını ve onların bağımlılıklarını yakından takip edebiliyor.”

Oshineye, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Google + ziyaretçi toplamakla ilgili değil, tecrübeyi artırmakla ilgili. Ziyaretçi sayısı da yavaşça yükselecektir. Yeni pazarlama planları kullanıcıların geri dönüşümüne bağlı. Bize beğenmediğiniz bir şeyi ve nasıl olmasını istediğini söyleyin, biz de düzeltelim. Google + büyük bir paket değil, parça parça, adım adım sunuluyor. Böylece geri dönüşümü daha iyi yapabiliyoruz.”

“GERÇEK SOSYALLEŞME YENİ BAŞLIYOR”

Çarşamba günü düzenlenen Webrazzi Dijital 2012 konferansında sunum yapan Google Türkiye Müdür Bülent Hiçsönmez, Oshineye’nin açıklamalarını farklı bir açıdan yansıtan değerlendirmelerde bulundu. Hiçsönmez, internette sosyalleşmenin başlangıç aşamasında olduğunu belirtti ve Google’ın bu konu üzerinde çalıştığını belirtti.

Hiçsönmez, “Teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğinin farkında değiliz. Başka hiçbir alan bu kadar hızlı gelişmiyor. Bizler de teknolojinin hızına ayak uydurmak zorundayız, durmak mümkün değil” dedi. Tüketicilerin bu ortamda beklentilerinin de hızla değişim gösterdiğine dikkat çeken Hiçsönmez, Macro Myopia kavramına değindi.  Buna göre yeni teknolojiler büyük bir beklentiyle karşılanıyor ve abartılıyor. Ardından, büyük talep bir anda hayal kırıklığına dönüşüyor ve beklenti aşağı çekiliyor. Hiçsönmez, zincirleme olarak devam eden bu tepkinin artık değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

İnternette bilgiye erişimde arama motorunun son 15 yıldaki en önemli kıvrım olduğuna dikkat çeken Hiçsönmez, bugün gelinen noktada Google + üzerinden her gün bir milyar yeni öğe paylaşıldığını not düştü.

NEXUS  APOLLO GÖREVİNİN BİLGİSAYARINA EŞİT

Hiçsönmez, akıllı telefon ve tabletlerin hayatımızdaki etkisine ilginç örneklerle değindi. Mobil + bulut özelliği olan telefonların cebimizdeki süper bilgisayarlara döndüğünü belirten Hiçsönmez, akıllı telefonları, “kullanıcısını kopya edebilen, ona en yakın olan cihaz” olarak tanımladı.

Hiçsönmez ilginç örnekler de verdi. Buna göre, Google Android işletim sistemi  kullanan Samasung Galaxy Nexus S, Ay’a düzenlenen Apollo görevlerinde kullanılan Apollo Guidance Computer’ın (AGC) kapasitesine eşit.

Apple’ın 2011’de tablet bilgisayar piyasasını silip süpüren iPad 2 ürünü ise bir önceki modeli iPad’in tam 10 katı hızlı. Akıllı cihazların gerçek sosyal internetin kapılarını açacağını belirten Hiçsönmez, “Henüz gerçek sosyalleşmenin başındayız” dedi.

GOOGLE + İLE FACEBOOK FARKI

Konferansta sunum yapan bir diğer isim, djital pazarlama iletişimi firmalarından Ping’in yönetici ortağı Sarper Danış, Google ve Facebook’un dijital pazarlama açısından farklarını sıraladı.

Danış, Google’da ziyaret başına geçirilen süre iki dakika iken, aynı rakamın Facebook’ta 13 dakikaya ulaştığını belirtti. Google, ayda yedi milyar sayfa gösterirken, Facebook için bu rakam 26 milyar. Buna rağmen analiz imkanının daha kıstlı olduğu Facebook’a kıyasla, Google daha detaylı analiz imkanı sunuyor.

Google + ile Facebook’ta ziyaretçilerin geçirdiği ortalama süreye değinen Danış, Google +’ın başarısız olarak görülmesinin aslında bir dejavantaj olmadığını ifade etti.

Danış, Google’ın,  tüm hesaplarınızı tek bir çatı altında kumanıza olanak veren Google +  “connected account” özelliğine değindi. Google + hesabınız açıkken, yani diğer hesaplarınıza erişim olanağı bulunduğunda yaptığınız aramalar, kişisel tercih ve beğenilerinize göre sıralanıyor, spesifik ve normal aramada bulunması  zor sonuçlara erişilebiliyor. Kısaca, sosyal ağlardan beslenen aramalar göz önüne alındığında, Google + ayrı bir özelliğie sahip.

> Yeni bir sosyal ağ G+

Google +, kullanıcılara sunulduğu yedi ay öncesinden bu yana hala büyük bir algılanma sorunu yaşıyor. İnternet kullanıcıları, Google +’ı Facebook’un rakibi olan bir sosyal medya ağı olarak görse de, Google aynı fikirde değil.
 Facebook, kurulduğu günden bu yana neredeyse 900 milyonluk bir üye sayısına ulaşmayı başardı ve birçok internet kullanıcısının alternatifini düşünmediği bir paylaşım ve eğlence platformu haline geldi. Facebook’un bugüne dek yaşadığı sayısız gizlilik skandalı da kullanıcıların sosyal ağa olan güvenini sarsmaya yetmedi.

Akıllı telefon, tablet bilgisayar, işletim sistemi ve uygulamalar derken, arama motoru devi Google, yedi ay önce Google + adı verilen ara yüzü hayata geçirdi. Farklı tasarımı ve kendine özgü hizmetleriyle Facebook’u karşısına alan bir sosyal ağ olarak beliren Google +,  internet kullanıcılarını bu tanım altında tatmin etmiş değil.

Yakın dönemde Google + ve Facebook hakkında bazı dikkate değer istatistikler yayımlandı. Güvenilir araştırma şirketi ComScore’un verilerine göre, Ocak 2012’de bir Google + kullanıcısının sayfada harcadığı ortalama süre 3 dakika iken, Facebook için aynı rakam 405 dakika. Bu veri, rekabete dışarıdan bakan bir internet kullanıcısı için çok yüzeysel bir değerlendirme sağlayabilir. Ama Google’a sorarsanız, Google +’ın asıl amacı göz önüne alındığında, 3 dakikanın fazla bir önemi yok.

AMAÇ HİZMETLERİ GELİŞTİRMEK

Google+ İçerik Geliştirme Uzmanı Ade Oshineye, geçtiğimiz gün Google + Hangout uygulamasıyla düzenlenen video konferansta Türkiye’deki teknoloji editörlerine önemli açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Oshineye, Google +’a yönelik bir algı sorunu olduğunu kabul ederken, çok kısa bir zamanda “Facebook ile yarışacak hale gelmeleri gerektiği” inanışının anlamsız olduğunu ifade etti. Oshineye, amaçlarının “sosyal ağ tanımı” içinde kalan bir hizmet sunmak değil, kullanıcılarına Google’ın sunduğu tüm hizmetleri bir arada kullanabilecekleri ve geri dönüşüm yapabilecekleri bir sistem olduğunu belirtti. Oshineye, bu bağlamda önemli bilgiler verdi:

“Google +’ı son bir ay içinde kullanan aktif kullanıcı 100 milyon. Bu rakan internetteki platformların 3-4 yılda ulaşabildiği bir rakam... Kullanıcılar, Google +’da 3 dakikadan fazla zaman harcıyor. Sadece masa üstü bilgisayarlardan değil, mobil üzerinden yapılan ölçümlerle bu rakamın bir saatin üzerinde olduğunu gördük ve bu süre giderek artıyor.”

“Son 14 yıldır Google olarak internette oluşturduğumuz tüm hizmetleri organize etmeye yöneldik. İnternette paylaşılan sayfaların 90’lardaki gibi sadece metinlerden oluşmaması ve kimler tarafından görüldüğü, paylaşıldığı önemli... Google + bir sosyal ağ anlayışından öte, insanların neleri önemsediği anlamak ve Google tecrübelerini artırmayı öngörüyor... İstediğiniz her şeyi aileniz, arkadaşlarınızla tek bir tuş kullanarak YouTube ve diğer hizmetler üzerinden paylaşabiliyorsunuz.”

ÇOK DAHA ETKİN BİR İLETİŞİM

“Google, Hangout gibi kendine özgü içeriklere sahip. Hangout ile telefonda  mesaj yazmak gibi değil, yüz yüze, çok daha güçlü bir bağlantıyla görüşüyorsunuz. Birçok kişiyle ayrı görüşme değil, tek bir oturumda bir araya geliyorsunuz.”

Hangout’un bazı mesleklere büyük faydalar sağlayabileceğine dikkat çeken Oshineye, “Cep telefonunuzla internet üzerinden nerede olursanız olun Hangout’a katılabiliyorsunuz. Bu şekilde bir gazeteci nerede olursa olsun meslektaşlarıyla bağlantı kurabilir. Ayrıca dosya paylaşım özelliğiyle sunum gerçekleştirebilirsiniz” dedi.

MEDYA PLANLAMASI NASIL GİDİYOR?

“Google + hayata geçtiğinden bu yana toplam 200 özellik geliştirdik. Bir milyondan fazla Google + sayfası oluşturuldu, 3.4 milyar fotoğraf paylaşıldı... Google+, Instant upload özelliğiyle, cep telefonunuzla  çekitiğiniz fotografları anında Google+ hesabınıza ekleyebiliyorsunuz.  Telefonunuzu kaybetmeniz veya kırmanız halinde bile bu fotoğraflarınız kaybedilmiyor... Ripples özelliğiyle de, paylaştığınız içeriğin nasıl yayıldığını takip edebiliyorsunuz. Bu sayede markalar yarattıkları içeriğin müşterileri tarafından nasıl paylaşıldığını ve onların bağımlılıklarını yakından takip edebiliyor.”

Oshineye, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Google + ziyaretçi toplamakla ilgili değil, tecrübeyi artırmakla ilgili. Ziyaretçi sayısı da yavaşça yükselecektir. Yeni pazarlama planları kullanıcıların geri dönüşümüne bağlı. Bize beğenmediğiniz bir şeyi ve nasıl olmasını istediğini söyleyin, biz de düzeltelim. Google + büyük bir paket değil, parça parça, adım adım sunuluyor. Böylece geri dönüşümü daha iyi yapabiliyoruz.”

“GERÇEK SOSYALLEŞME YENİ BAŞLIYOR”

Çarşamba günü düzenlenen Webrazzi Dijital 2012 konferansında sunum yapan Google Türkiye Müdür Bülent Hiçsönmez, Oshineye’nin açıklamalarını farklı bir açıdan yansıtan değerlendirmelerde bulundu. Hiçsönmez, internette sosyalleşmenin başlangıç aşamasında olduğunu belirtti ve Google’ın bu konu üzerinde çalıştığını belirtti.

Hiçsönmez, “Teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğinin farkında değiliz. Başka hiçbir alan bu kadar hızlı gelişmiyor. Bizler de teknolojinin hızına ayak uydurmak zorundayız, durmak mümkün değil” dedi. Tüketicilerin bu ortamda beklentilerinin de hızla değişim gösterdiğine dikkat çeken Hiçsönmez, Macro Myopia kavramına değindi.  Buna göre yeni teknolojiler büyük bir beklentiyle karşılanıyor ve abartılıyor. Ardından, büyük talep bir anda hayal kırıklığına dönüşüyor ve beklenti aşağı çekiliyor. Hiçsönmez, zincirleme olarak devam eden bu tepkinin artık değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

İnternette bilgiye erişimde arama motorunun son 15 yıldaki en önemli kıvrım olduğuna dikkat çeken Hiçsönmez, bugün gelinen noktada Google + üzerinden her gün bir milyar yeni öğe paylaşıldığını not düştü.

NEXUS  APOLLO GÖREVİNİN BİLGİSAYARINA EŞİT

Hiçsönmez, akıllı telefon ve tabletlerin hayatımızdaki etkisine ilginç örneklerle değindi. Mobil + bulut özelliği olan telefonların cebimizdeki süper bilgisayarlara döndüğünü belirten Hiçsönmez, akıllı telefonları, “kullanıcısını kopya edebilen, ona en yakın olan cihaz” olarak tanımladı.

Hiçsönmez ilginç örnekler de verdi. Buna göre, Google Android işletim sistemi  kullanan Samasung Galaxy Nexus S, Ay’a düzenlenen Apollo görevlerinde kullanılan Apollo Guidance Computer’ın (AGC) kapasitesine eşit.

Apple’ın 2011’de tablet bilgisayar piyasasını silip süpüren iPad 2 ürünü ise bir önceki modeli iPad’in tam 10 katı hızlı. Akıllı cihazların gerçek sosyal internetin kapılarını açacağını belirten Hiçsönmez, “Henüz gerçek sosyalleşmenin başındayız” dedi.

GOOGLE + İLE FACEBOOK FARKI

Konferansta sunum yapan bir diğer isim, djital pazarlama iletişimi firmalarından Ping’in yönetici ortağı Sarper Danış, Google ve Facebook’un dijital pazarlama açısından farklarını sıraladı.

Danış, Google’da ziyaret başına geçirilen süre iki dakika iken, aynı rakamın Facebook’ta 13 dakikaya ulaştığını belirtti. Google, ayda yedi milyar sayfa gösterirken, Facebook için bu rakam 26 milyar. Buna rağmen analiz imkanının daha kıstlı olduğu Facebook’a kıyasla, Google daha detaylı analiz imkanı sunuyor.

Google + ile Facebook’ta ziyaretçilerin geçirdiği ortalama süreye değinen Danış, Google +’ın başarısız olarak görülmesinin aslında bir dejavantaj olmadığını ifade etti.

Danış, Google’ın,  tüm hesaplarınızı tek bir çatı altında kumanıza olanak veren Google +  “connected account” özelliğine değindi. Google + hesabınız açıkken, yani diğer hesaplarınıza erişim olanağı bulunduğunda yaptığınız aramalar, kişisel tercih ve beğenilerinize göre sıralanıyor, spesifik ve normal aramada bulunması  zor sonuçlara erişilebiliyor. Kısaca, sosyal ağlardan beslenen aramalar göz önüne alındığında, Google + ayrı bir özelliğie sahip.

Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 13:57

Gösterim: 1823

Lise öğrencileri, nöbet sırasında uyuyan askerleri titreşimle uyararak uyandırmaya çalışan, başarılı olamaması halinde de radyo frekansıyla birliğini uyaran kask geliştirdi.

Liseli öğrencilerden 'MehmetChip'TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Bölge Yarışması Sergisi, Melikşah Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi'nde açıldı. Açılış törenine, Kayseri Vali Vekili Kasım Fikret Dayıoğlu, Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş ve Niğde Valisi Alim Barut, Ak Parti Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel ve İsmail Tamer katıldı.

Sergide, Hürriyet Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri Yusuf Makara ve Kubilay Gülay'ın, öğretmenleri Ahmet Kaya'nın danışmanlığında geliştirdiği “MehmetChip” adlı proje dikkati çekti.

Ahmet Kaya Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da nöbet sırasında soğuk hava ya da yorgunluk nedeniyle uyuyan askerleri titreşimle uyararak uyandırmaya çalışan ve radyo frekansıyla birliğini uyaran kask geliştirdiklerini söyledi.

Nöbet sırasında giyilen kaskın içine kendilerinin programladığı elektronik bir devre yerleştirdiklerini ifade eden Kaya, şu bilgileri verdi: “Asker kaskı giydiğinde birliğine radyo dalgalarıyla bilgi gönderiliyor. Kask giyildikten sonra asker sağa-sola, arkaya-öne doğru başını koyarak uyursa kask içerisindeki titreşim motorları çalışarak askeri uyandırmaya çalışıyor. Aradan 10 saniye geçtikten sonra asker halen uyanmamışsa titreşim devam ediyor. Aynı zamanda da birliğindeki alıcıya askerin uyuduğuna ilişkin uyarı sinyali gönderiyor. Askerin uyuduğundan haberdar olan üstleri nöbet bölgesine gelerek müdahalede bulunuyor. Kask giyildikten belirli bir süre sonra çıkarılırsa da sistem kaskın giyilmediğini algılıyor ve merkeze 'kask çıkarıldı' bilgisini gönderiyor.” Kaya, kaskın nöbet sırasında rahatsızlanarak yere düşme ya da vurularak yaralanma gibi durumlarda da sinyal gönderdiğini kaydederek, bu tür olumsuz durumlarda da en kısa zamanda müdahale şansı doğduğunu sözlerine ekledi. Kaskı tasarlayan öğrencilerden Yusuf Makara da projenin yaklaşık 1 ayda tamamlandığını belirtti.

Askerlerin soğuk hava nedeniyle nöbet sırasında uyuduklarını anlatmalarından ve şehit haberlerinden etkilenerek projeyi geliştirdiklerini anlatan Makara, şöyle konuştu: “Kaskın içinde cıvalı anahtar sistemi var. Asker kaskı taktıktan sonra sağa sola yada öne arkaya doğru yatarsa cıvalı anahtar devreye giriyor. Sistem ilk 10 saniyede askerin uyuyup uyumadığını algılıyor, ikinci 10 saniyede ise uyumuşsa titreşimle nöbetçiyi uyandırmaya çalışıyor. Askerin pozisyonu değişmezse birliğine sinyal gönderiyor.”

Yarışmaya Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat'tan lise öğrencileri tarafından hazırlanan 100 proje katılıyor. 23 Mart'a kadar sürecek sergi sonunda jüri tarafından seçilecek 19 proje, Ankara'da yapılacak final sergisine katılmaya hak kazanacak.

(hürriyet)

> Lise öğrencilerinden inanılmaz buluş

Lise öğrencileri, nöbet sırasında uyuyan askerleri titreşimle uyararak uyandırmaya çalışan, başarılı olamaması halinde de radyo frekansıyla birliğini uyaran kask geliştirdi.

Liseli öğrencilerden 'MehmetChip'TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Bölge Yarışması Sergisi, Melikşah Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi'nde açıldı. Açılış törenine, Kayseri Vali Vekili Kasım Fikret Dayıoğlu, Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş ve Niğde Valisi Alim Barut, Ak Parti Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel ve İsmail Tamer katıldı.

Sergide, Hürriyet Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri Yusuf Makara ve Kubilay Gülay'ın, öğretmenleri Ahmet Kaya'nın danışmanlığında geliştirdiği “MehmetChip” adlı proje dikkati çekti.

Ahmet Kaya Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da nöbet sırasında soğuk hava ya da yorgunluk nedeniyle uyuyan askerleri titreşimle uyararak uyandırmaya çalışan ve radyo frekansıyla birliğini uyaran kask geliştirdiklerini söyledi.

Nöbet sırasında giyilen kaskın içine kendilerinin programladığı elektronik bir devre yerleştirdiklerini ifade eden Kaya, şu bilgileri verdi: “Asker kaskı giydiğinde birliğine radyo dalgalarıyla bilgi gönderiliyor. Kask giyildikten sonra asker sağa-sola, arkaya-öne doğru başını koyarak uyursa kask içerisindeki titreşim motorları çalışarak askeri uyandırmaya çalışıyor. Aradan 10 saniye geçtikten sonra asker halen uyanmamışsa titreşim devam ediyor. Aynı zamanda da birliğindeki alıcıya askerin uyuduğuna ilişkin uyarı sinyali gönderiyor. Askerin uyuduğundan haberdar olan üstleri nöbet bölgesine gelerek müdahalede bulunuyor. Kask giyildikten belirli bir süre sonra çıkarılırsa da sistem kaskın giyilmediğini algılıyor ve merkeze 'kask çıkarıldı' bilgisini gönderiyor.” Kaya, kaskın nöbet sırasında rahatsızlanarak yere düşme ya da vurularak yaralanma gibi durumlarda da sinyal gönderdiğini kaydederek, bu tür olumsuz durumlarda da en kısa zamanda müdahale şansı doğduğunu sözlerine ekledi. Kaskı tasarlayan öğrencilerden Yusuf Makara da projenin yaklaşık 1 ayda tamamlandığını belirtti.

Askerlerin soğuk hava nedeniyle nöbet sırasında uyuduklarını anlatmalarından ve şehit haberlerinden etkilenerek projeyi geliştirdiklerini anlatan Makara, şöyle konuştu: “Kaskın içinde cıvalı anahtar sistemi var. Asker kaskı taktıktan sonra sağa sola yada öne arkaya doğru yatarsa cıvalı anahtar devreye giriyor. Sistem ilk 10 saniyede askerin uyuyup uyumadığını algılıyor, ikinci 10 saniyede ise uyumuşsa titreşimle nöbetçiyi uyandırmaya çalışıyor. Askerin pozisyonu değişmezse birliğine sinyal gönderiyor.”

Yarışmaya Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat'tan lise öğrencileri tarafından hazırlanan 100 proje katılıyor. 23 Mart'a kadar sürecek sergi sonunda jüri tarafından seçilecek 19 proje, Ankara'da yapılacak final sergisine katılmaya hak kazanacak.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 13:53

Gösterim: 4631

Habertürk’ün Konsensus’a yaptırdığı “Türkiye Gündemi Araştırması- Mart 2012, Meclis’te tartışmalara neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de araştırdı.

KONSENSUS, araştırmasında son günlerde en çok tartışılan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de mercek altına aldı. Konsensus, ankete katılanlara; “Hükümetin hazırladığı ve 4+4+4 olmak üzere zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmayı amaçlayan yeni Milli Eğitim Yasası’nı onaylıyor musunuz?” sorusu yöneltti. Teklifi onaylayanların toplam oranı yüzde 45.9 olurken, onaylamayanların oranı yüzde 40.8’de kaldı. Peki tartışma yaratan 4+4+4 teklifine eğitim durumuna göre kimler destek veriyor, kimler karşı çıkıyor?  Araştırmaya göre üniversite mezunlarının yüzde 53’ü 4+4+4 teklifine karşı çıkıyor. Yüzde 36.6’sı ise teklife destek veriyor.

> 4+4+4 teklifi Türkiye’yi ikiye böldü

Habertürk’ün Konsensus’a yaptırdığı “Türkiye Gündemi Araştırması- Mart 2012, Meclis’te tartışmalara neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de araştırdı.

KONSENSUS, araştırmasında son günlerde en çok tartışılan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de mercek altına aldı. Konsensus, ankete katılanlara; “Hükümetin hazırladığı ve 4+4+4 olmak üzere zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmayı amaçlayan yeni Milli Eğitim Yasası’nı onaylıyor musunuz?” sorusu yöneltti. Teklifi onaylayanların toplam oranı yüzde 45.9 olurken, onaylamayanların oranı yüzde 40.8’de kaldı. Peki tartışma yaratan 4+4+4 teklifine eğitim durumuna göre kimler destek veriyor, kimler karşı çıkıyor?  Araştırmaya göre üniversite mezunlarının yüzde 53’ü 4+4+4 teklifine karşı çıkıyor. Yüzde 36.6’sı ise teklife destek veriyor.

Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 12:17

Gösterim: 1679


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.