Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Biriz Kutoğlu - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü: “Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen KÜGEM (Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi) öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez olarak her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.”

biriz_kutoglu_kasim_2022Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Biriz Kutoğlu: Öğretmenlik, tüm toplumlarda sosyal, ekonomik, kültürel ve politik yönden değerlendirildiğinde çok önemli işlev ve sorumlukları olan bir meslek. Eğitim; sosyal, hukuk, politika, ekonomi gibi birçok alan ile etkileşim halinde olduğu için, eğitim sisteminin en önemli paydaşlarından olan öğretmenin kalitesi ve toplum içindeki değeri ve statüsü diğer alanlardaki gelişmeleri de etkiliyor. Öğretmen, içinde yaşadığı toplumun değerlerini gelecek kuşaklara aktaran ve aynı zamanda toplumun gelişmesini ve ilerlemesini, çağdaşlaşmasını sağlayan önemli bir güç. Diğer bazı mesleklerden farklı olarak geniş bir insan kesimiyle ilişki ve etkileşim içinde yerine getirilen bir meslek olan öğretmenlik, sadece okul ve sınıf ortamında öğrencilerle değil, okul dışında veliler ve toplumla da iç içe olan bir meslektir. Bu sebeplerden, öğretmenlik mesleği, bilinçli bir şekilde seçilmesi gereken, toplumsal sorumluluğun üst düzeyde taşındığı bir meslektir.

YETKİNLİK BAZLI DEĞERLENDİRME YAPILIYOR
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Biriz Kutoğlu: Kurumumuz, öğretmen seçimine her zaman ilk sırada önem vermiştir. Tüm öğretmenler, kurulan komisyonlar tarafından yetkinlik bazlı mülakatlardan geçerler. Örnek ders anlatımı ve referans araştırması sonucu istihdam edilirler. Öğretmenler; temel olarak araştırma becerisi, problem çözme becerisi, sınıf yönetimi, eğitim felsefesi, teknolojik okur-yazarlık derecesi, kaynak tarama ve yayın üretme, yabancı dil bilgisi vb. ölçütler açısından değerlendirilir. Çocukların ve gençlerin donanımlı, nitelikli öğretmenler tarafından eğitim almaları bizim için çok önemli.

biriz_kutoglu_kasim_2022Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Biriz Kutoğlu: Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen “KÜGEM” öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez. KÜGEM’in açılımı “Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi”, adından da anlaşılacağı üzere KÜGEM’in amacı, İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarındaki yönetsel ve operasyonel süreçlerin geliştirilmesine katkı sağlayacak hizmet içi eğitimleri, panelleri, konferans ve söyleşileri planlamak, gerçekleştirmek ve sonuçlarını değerlendirmektir. Okullarımızdaki eğitim ve öğretimin niteliğinin geliştirilmesi için İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin de desteğiyle yönetici, öğretmen, veli, personel ve hizmetlilere yönelik eğitim çalışmaları ve çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Okullarımızda tüm hizmet içi uygulamaları, kurumun dört yıllık stratejik planı ve her bir okulun performans planına uygun olarak gerçekleştirilir. Her yıl, ağustos ayında motivasyon dolu bir günle açılışı yapılan KÜGEM, her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.

EĞİTİMDE ÇAĞDAŞ, YENİLİKÇİ VE İNŞACI ANLAYIŞ ÖNE ÇIKIYOR
Geleneksel eğitim ve geleceğin eğitiminde ortak noktalar ve farklılaşan unsurlar neler? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynuyorlar?
Biriz Kutoğlu: Gelenekselci anlayışın temel yaklaşım biçimi; mekanik, ezberci, otoriter ve standart iken temel kavramları başarı, rekabet, birincilik, saygınlık, mükemmelliktir. Çağdaş, yenilikçi ve inşacı anlayışın yaklaşım biçimi; eleştirellik, sorgulayıcılık, farkındalık, yaratıcılık, aykırılık ve alışılmış davranışları bozma gibi nitelikleriyle ön plana çıkmaktadır. Temel kavramları ise kabiliyet, ilgi, ihtiyaç, çoklu zekâ, öğrenen merkezliliktir. Geleneksel-ezberci anlayış bireyleri terbiye etme üzerine şekillenip bireyleri eğitilmesi gereken nesneler olarak konumlandırırken, çağdaş-inşacı eğitim ise bireylerin yetenek, ilgi ve zekâ farklılıklarına önem verir. Dolayısıyla bu anlayışta eğitmen ya da konu değil öğrenen merkezdedir.
Ülkelerde eğitimde nitelik, eşitlik ve etkililikle ilgili gözlenen farklılıkların analizi, öne çıkan uygulama ve yaklaşımların hangi değişkenler ile ilişkili olabileceğinin uluslararası araştırmalar yoluyla değerlendirilmesi, sistemlerin iyileştirilmesine yönelik önemli farkındalıklar sağlamaktadır. Bu anlamda OECD tarafından yayınlanan Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi raporunda, her öğrencinin öğrenebileceğine ve yüksek bir başarı düzeyi yakalayabileceğine inanılır. Öğretmenler öğrencilere “neden” ve “nasıl” soruları sorarak anlamayı ve derinlikli düşünmeyi teşvik etmelidir. Son yıllarda öğretim programlarının daha derinlikli ve disiplinler arası düşünmeye zemin sağlayacak yapıda tasarlanmasına yönelik çalışmalar dikkat çekiyor.

ÖĞRETMENLER SORUMLULUK ALMALI
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor?
Ceren Can - Kültür Fen Lisesi Fizik Öğretmeni: Bildiğiniz üzere farklı bir çağda yaşıyoruz. Günümüz gençleri bilgiyi edinmek için birçok yolu denemekte. Bu nedenle öğretmenlik mesleği daha kapsayıcı bir hal aldı. Şimdilerde öğretmenler eğitimin, kendileri için de vazgeçilmez olduğunun farkında. Teknoloji geliştikçe bilgiye ulaşma süreci de kendini değiştiriyor. Sonuçta öğretmenler olarak bizler süreçten ayrı değiliz. Hatta sürecin tam da ortasındayız. Bu durumun farkında olan eğitim-öğretim kurumları, öğretmenleri için bilgi çağına uygun eğitimler düzenleyerek zamanın önüne geçme peşinde. Bu süreçte ilk dönüşen, gelişim geçirenler aslında öğrencilerimiz oluyor. Günümüzde gelişmeyen, dönüşmeyen bireylerin zamanın gerisinde kaldığını görüyoruz. Buna öğretmenlik mesleği de dahil. Öğretmenler kendi alanlarında yeterli olmanın dışında, bilgi ve teknoloji çağına ayak uydurmak hatta zamanın ötesine geçmek için sorumluluk almalı.

DİJİTAL MATERYALLERİ ETKİN KULLANMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında öğretmenler ne düşünüyor?
Recep Kiraz - Kültür2000 Koleji TDE Öğretmeni: Günümüzdeki öğrenci profili teknolojiyi etkin kullanabilen, bilgiye zaman kaybetmeden hızlıca ulaşmak isteyen, oyun içerikli çalışmaları önemseyen, keşfederek öğrenmeyi önceleyen, basılı ve metin içerikli kaynaklar yerine dijital kaynakları tercih eden bir yapısal özellik göstermektedir. Dolayısıyla biz öğretmenlerin de değişen bu öğrenci profiline paralel olarak bir değişim ve dönüşüm yaşamamız kaçınılmazdır. Geleneksel öğretme yöntemleriyle öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları öğrenme ortamına katmak çok güç olmaktadır. 21. yüzyılın öğretmenleri olarak öğrencilerimizi bilgi teknolojisi toplumuna hazırlarken belirli yeterlilikleri kazanmış olmamız gerekiyor. Tabii ki alan bilgisine, öğrenciyi tanıma ve farklı ders etkinlikleri tasarlayabilme becerisine sahip olmalıyız. Ama bunların dışında konunun özelliğine göre farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmalı, öğrencilerin derse aktif katılımlarını sağlamalıyız. Öğrencilerimizin girişimcilik, eleştirel düşünme, araştırma, sorgulama ve keşfetme becerilerini harekete geçirmeliyiz. Eğitim etkinlikleri planlarken bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmalı, öğrenme ortamını sıkıcı olmaktan uzaklaştırmalı, öğrenme sürecinin kararlarına öğrenciyi de dahil etmeliyiz. Öğrencilerin düşüncelerini özgürce dile getireceği bir öğrenme iklimi oluşturmalı, açık uçlu sorularla yeni düşüncelerin gün ışığına çıkmasına katkıda bulunmalı, en önemlisi de dijital materyali ve görsel, işitsel uyarıcıları etkin kullanmalıyız.
Metin Çarbuğa - Kültür Koleji Anadolu Lisesi TDE Öğretmeni: Günümüzde özellikle pandemi sonrası öğrenci profili oldukça değişken bir hâl almaya başladı. İki tür öğrenci modeli ortaya çıktı: Teknolojik eğitimden yana olanlar ve teknolojik eğitime karşı olanlar. Bu süreçte öncelikle etkin rehberlik çalışmaları, sadece okul değil, ülke bazında, yapılmalı. Geziler ve aktivitelerle öğrencilerin sosyal benlik algısı yüksek ve dışa dönük bireyler olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca disiplinler arası ve disiplinler üstü çalışmalarla akademik yönden öğrencilere destek verilmelidir.

Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Burcu Köprülüoğlu - Kültür2000 Koleji Türkçe Öğretmeni: Eğitimde hiç kuşkusuz öğretmenin bireysel karar alma kabiliyeti çok mühimdir. Gelişen olumlu veya olumsuz durumlar içinde iletişim faktörünü etkin şekilde kullanan öğretmen, eğitim sürecindeki krizleri doğru biçimde yönetecektir. Öğretmenlerin mizacı dolayısıyla gelişen yanlış karar alma korkusu, kararın sorumluluğunu üstlenememe gibi bireysel farklılıkların eğitimde karar alma sürecini olumsuz etkilediğini düşünmekteyim. İletişim becerisi gelişmiş, özgüven sahibi öğretmenlerin bireysel karar alırken daha başarılı olduğu söylenebilir.
Nergis Işık - Kültür Koleji İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Karar süreci yönetim biliminin en önemli kavramlarından biridir. Başarılı bir yönetim, ancak başarılı karar verme süreci ile gerçekleşebilir. Günümüzde eğitim ve öğretimin; öğrenci merkezli olması, bilgi ve teknoloji tabanlı eğitim uygulamasının artması sonucunda oluşan taleplerin karşılanabilmesi için öğretmenlerin sınıflarda eğitim verme görevlerine ilave olarak, okul yönetiminde karar verme süreçlerine dahil edilmesi artık zorunluluk haline gelmiştir. Eğitim, öğretim mutfağında olan öğretmenlerin hatta tüm iç ve dış paydaşlarının karar verme sürecine katkı sağlaması gerekmektedir. Bu karar sürecinde öğretmenler aynı zamanda iş doyumunu sağlayarak motivasyon düzeylerini artıracaklardır. Bu aynı zamanda bir yükümlülük ve emek verdiği sürece somut olarak dahil olmaktır. Sonuç itibariyle, öğretmenlerin karar sürecinde söz sahibi olması eğitim öğretim sürecinde birçok yenilik, fayda ve iyileştirici ortamlar sağlayacaktır.

> 63 Yıldır “Kültür” Bir Öğretmen Okuludur

Biriz Kutoğlu - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü: “Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen KÜGEM (Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi) öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez olarak her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.”

biriz_kutoglu_kasim_2022Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Biriz Kutoğlu: Öğretmenlik, tüm toplumlarda sosyal, ekonomik, kültürel ve politik yönden değerlendirildiğinde çok önemli işlev ve sorumlukları olan bir meslek. Eğitim; sosyal, hukuk, politika, ekonomi gibi birçok alan ile etkileşim halinde olduğu için, eğitim sisteminin en önemli paydaşlarından olan öğretmenin kalitesi ve toplum içindeki değeri ve statüsü diğer alanlardaki gelişmeleri de etkiliyor. Öğretmen, içinde yaşadığı toplumun değerlerini gelecek kuşaklara aktaran ve aynı zamanda toplumun gelişmesini ve ilerlemesini, çağdaşlaşmasını sağlayan önemli bir güç. Diğer bazı mesleklerden farklı olarak geniş bir insan kesimiyle ilişki ve etkileşim içinde yerine getirilen bir meslek olan öğretmenlik, sadece okul ve sınıf ortamında öğrencilerle değil, okul dışında veliler ve toplumla da iç içe olan bir meslektir. Bu sebeplerden, öğretmenlik mesleği, bilinçli bir şekilde seçilmesi gereken, toplumsal sorumluluğun üst düzeyde taşındığı bir meslektir.

YETKİNLİK BAZLI DEĞERLENDİRME YAPILIYOR
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Biriz Kutoğlu: Kurumumuz, öğretmen seçimine her zaman ilk sırada önem vermiştir. Tüm öğretmenler, kurulan komisyonlar tarafından yetkinlik bazlı mülakatlardan geçerler. Örnek ders anlatımı ve referans araştırması sonucu istihdam edilirler. Öğretmenler; temel olarak araştırma becerisi, problem çözme becerisi, sınıf yönetimi, eğitim felsefesi, teknolojik okur-yazarlık derecesi, kaynak tarama ve yayın üretme, yabancı dil bilgisi vb. ölçütler açısından değerlendirilir. Çocukların ve gençlerin donanımlı, nitelikli öğretmenler tarafından eğitim almaları bizim için çok önemli.

biriz_kutoglu_kasim_2022Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Biriz Kutoğlu: Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen “KÜGEM” öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez. KÜGEM’in açılımı “Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi”, adından da anlaşılacağı üzere KÜGEM’in amacı, İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarındaki yönetsel ve operasyonel süreçlerin geliştirilmesine katkı sağlayacak hizmet içi eğitimleri, panelleri, konferans ve söyleşileri planlamak, gerçekleştirmek ve sonuçlarını değerlendirmektir. Okullarımızdaki eğitim ve öğretimin niteliğinin geliştirilmesi için İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin de desteğiyle yönetici, öğretmen, veli, personel ve hizmetlilere yönelik eğitim çalışmaları ve çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Okullarımızda tüm hizmet içi uygulamaları, kurumun dört yıllık stratejik planı ve her bir okulun performans planına uygun olarak gerçekleştirilir. Her yıl, ağustos ayında motivasyon dolu bir günle açılışı yapılan KÜGEM, her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.

EĞİTİMDE ÇAĞDAŞ, YENİLİKÇİ VE İNŞACI ANLAYIŞ ÖNE ÇIKIYOR
Geleneksel eğitim ve geleceğin eğitiminde ortak noktalar ve farklılaşan unsurlar neler? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynuyorlar?
Biriz Kutoğlu: Gelenekselci anlayışın temel yaklaşım biçimi; mekanik, ezberci, otoriter ve standart iken temel kavramları başarı, rekabet, birincilik, saygınlık, mükemmelliktir. Çağdaş, yenilikçi ve inşacı anlayışın yaklaşım biçimi; eleştirellik, sorgulayıcılık, farkındalık, yaratıcılık, aykırılık ve alışılmış davranışları bozma gibi nitelikleriyle ön plana çıkmaktadır. Temel kavramları ise kabiliyet, ilgi, ihtiyaç, çoklu zekâ, öğrenen merkezliliktir. Geleneksel-ezberci anlayış bireyleri terbiye etme üzerine şekillenip bireyleri eğitilmesi gereken nesneler olarak konumlandırırken, çağdaş-inşacı eğitim ise bireylerin yetenek, ilgi ve zekâ farklılıklarına önem verir. Dolayısıyla bu anlayışta eğitmen ya da konu değil öğrenen merkezdedir.
Ülkelerde eğitimde nitelik, eşitlik ve etkililikle ilgili gözlenen farklılıkların analizi, öne çıkan uygulama ve yaklaşımların hangi değişkenler ile ilişkili olabileceğinin uluslararası araştırmalar yoluyla değerlendirilmesi, sistemlerin iyileştirilmesine yönelik önemli farkındalıklar sağlamaktadır. Bu anlamda OECD tarafından yayınlanan Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi raporunda, her öğrencinin öğrenebileceğine ve yüksek bir başarı düzeyi yakalayabileceğine inanılır. Öğretmenler öğrencilere “neden” ve “nasıl” soruları sorarak anlamayı ve derinlikli düşünmeyi teşvik etmelidir. Son yıllarda öğretim programlarının daha derinlikli ve disiplinler arası düşünmeye zemin sağlayacak yapıda tasarlanmasına yönelik çalışmalar dikkat çekiyor.

ÖĞRETMENLER SORUMLULUK ALMALI
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor?
Ceren Can - Kültür Fen Lisesi Fizik Öğretmeni: Bildiğiniz üzere farklı bir çağda yaşıyoruz. Günümüz gençleri bilgiyi edinmek için birçok yolu denemekte. Bu nedenle öğretmenlik mesleği daha kapsayıcı bir hal aldı. Şimdilerde öğretmenler eğitimin, kendileri için de vazgeçilmez olduğunun farkında. Teknoloji geliştikçe bilgiye ulaşma süreci de kendini değiştiriyor. Sonuçta öğretmenler olarak bizler süreçten ayrı değiliz. Hatta sürecin tam da ortasındayız. Bu durumun farkında olan eğitim-öğretim kurumları, öğretmenleri için bilgi çağına uygun eğitimler düzenleyerek zamanın önüne geçme peşinde. Bu süreçte ilk dönüşen, gelişim geçirenler aslında öğrencilerimiz oluyor. Günümüzde gelişmeyen, dönüşmeyen bireylerin zamanın gerisinde kaldığını görüyoruz. Buna öğretmenlik mesleği de dahil. Öğretmenler kendi alanlarında yeterli olmanın dışında, bilgi ve teknoloji çağına ayak uydurmak hatta zamanın ötesine geçmek için sorumluluk almalı.

DİJİTAL MATERYALLERİ ETKİN KULLANMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında öğretmenler ne düşünüyor?
Recep Kiraz - Kültür2000 Koleji TDE Öğretmeni: Günümüzdeki öğrenci profili teknolojiyi etkin kullanabilen, bilgiye zaman kaybetmeden hızlıca ulaşmak isteyen, oyun içerikli çalışmaları önemseyen, keşfederek öğrenmeyi önceleyen, basılı ve metin içerikli kaynaklar yerine dijital kaynakları tercih eden bir yapısal özellik göstermektedir. Dolayısıyla biz öğretmenlerin de değişen bu öğrenci profiline paralel olarak bir değişim ve dönüşüm yaşamamız kaçınılmazdır. Geleneksel öğretme yöntemleriyle öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları öğrenme ortamına katmak çok güç olmaktadır. 21. yüzyılın öğretmenleri olarak öğrencilerimizi bilgi teknolojisi toplumuna hazırlarken belirli yeterlilikleri kazanmış olmamız gerekiyor. Tabii ki alan bilgisine, öğrenciyi tanıma ve farklı ders etkinlikleri tasarlayabilme becerisine sahip olmalıyız. Ama bunların dışında konunun özelliğine göre farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmalı, öğrencilerin derse aktif katılımlarını sağlamalıyız. Öğrencilerimizin girişimcilik, eleştirel düşünme, araştırma, sorgulama ve keşfetme becerilerini harekete geçirmeliyiz. Eğitim etkinlikleri planlarken bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmalı, öğrenme ortamını sıkıcı olmaktan uzaklaştırmalı, öğrenme sürecinin kararlarına öğrenciyi de dahil etmeliyiz. Öğrencilerin düşüncelerini özgürce dile getireceği bir öğrenme iklimi oluşturmalı, açık uçlu sorularla yeni düşüncelerin gün ışığına çıkmasına katkıda bulunmalı, en önemlisi de dijital materyali ve görsel, işitsel uyarıcıları etkin kullanmalıyız.
Metin Çarbuğa - Kültür Koleji Anadolu Lisesi TDE Öğretmeni: Günümüzde özellikle pandemi sonrası öğrenci profili oldukça değişken bir hâl almaya başladı. İki tür öğrenci modeli ortaya çıktı: Teknolojik eğitimden yana olanlar ve teknolojik eğitime karşı olanlar. Bu süreçte öncelikle etkin rehberlik çalışmaları, sadece okul değil, ülke bazında, yapılmalı. Geziler ve aktivitelerle öğrencilerin sosyal benlik algısı yüksek ve dışa dönük bireyler olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca disiplinler arası ve disiplinler üstü çalışmalarla akademik yönden öğrencilere destek verilmelidir.

Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Burcu Köprülüoğlu - Kültür2000 Koleji Türkçe Öğretmeni: Eğitimde hiç kuşkusuz öğretmenin bireysel karar alma kabiliyeti çok mühimdir. Gelişen olumlu veya olumsuz durumlar içinde iletişim faktörünü etkin şekilde kullanan öğretmen, eğitim sürecindeki krizleri doğru biçimde yönetecektir. Öğretmenlerin mizacı dolayısıyla gelişen yanlış karar alma korkusu, kararın sorumluluğunu üstlenememe gibi bireysel farklılıkların eğitimde karar alma sürecini olumsuz etkilediğini düşünmekteyim. İletişim becerisi gelişmiş, özgüven sahibi öğretmenlerin bireysel karar alırken daha başarılı olduğu söylenebilir.
Nergis Işık - Kültür Koleji İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Karar süreci yönetim biliminin en önemli kavramlarından biridir. Başarılı bir yönetim, ancak başarılı karar verme süreci ile gerçekleşebilir. Günümüzde eğitim ve öğretimin; öğrenci merkezli olması, bilgi ve teknoloji tabanlı eğitim uygulamasının artması sonucunda oluşan taleplerin karşılanabilmesi için öğretmenlerin sınıflarda eğitim verme görevlerine ilave olarak, okul yönetiminde karar verme süreçlerine dahil edilmesi artık zorunluluk haline gelmiştir. Eğitim, öğretim mutfağında olan öğretmenlerin hatta tüm iç ve dış paydaşlarının karar verme sürecine katkı sağlaması gerekmektedir. Bu karar sürecinde öğretmenler aynı zamanda iş doyumunu sağlayarak motivasyon düzeylerini artıracaklardır. Bu aynı zamanda bir yükümlülük ve emek verdiği sürece somut olarak dahil olmaktır. Sonuç itibariyle, öğretmenlerin karar sürecinde söz sahibi olması eğitim öğretim sürecinde birçok yenilik, fayda ve iyileştirici ortamlar sağlayacaktır.

Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Kasım 2022 17:15

Gösterim: 868

Dilek Cambazoğlu – CEO / Girne Koleji: “Hizmet öncesi (mesleki eğitim) ve hizmet içi eğitimlerinin sürekliliği okulun kalkınması, öğrencinin gelişimi ve öğretmenin verimli çalışması için önemlidir.Bunları göz önünde bulundurarak Girne Koleji’nde hem akademik kurulumuzla hem de Girne Amerikan Üniversitesindeki akademisyen hocalarımızla tüm yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz için sertifikalı eğitimler gerçekleştiriyoruz.”

dilek_cambazoglu_kasim_2022Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Alfa olarak adlandırdığımız kuşağa ait öğrencilerimizin en belirgin özellikleri arasında tarihteki en yüksek eğitime sahip olmaları, bireysel olarak öğrenmeleri, paylaşım yerine sahip olmayı tercih etmeleri ve toplumsal normları kolay kabul etmeyişleri yer alıyor. Bu yüzden Alfa Kuşağı geçmişte hiç olmadığı kadar özerk yaşamaya alışkın bir nesil diyebiliriz. Adeta dünyanın tek tuşla değişebileceğine inanan bir kuşağa eğitim veren öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu beceriler de giderek farklılaşıyor.
Üretkenlik, yaratıcılık ve tasarım gibi üst bilişsel ve duyuşsal becerilerin aktarılması için çoklu uyaran, alternatif öğrenme kanalları ve yenilikçi bir takım öğretim yöntemlerinin yanı sıra söz konusu becerilerin öğretmenler tarafından kazanılmış olması büyük önem kazanmıştır.
Öğrencileri tanımlamak ve ihtiyaçlarını doğru anlamak için bir başka önemli kavram ise bağlantısallıktır. İş birliği ve etkileşimin evrensel yasası olarak bağlantısallık kavramı ile insanı, içinde yer aldığı evren ile yeniden uzlaştırmak ve bir bütün olarak düşünmek mümkündür. Benzer şekilde eğitim sisteminde ve okullarda yapılan bütün etkinlikler, kurulan bütün ilişkiler ve ortaya çıkan sonuçlar birbirleriyle ilişkilidir. Bu gerçeğe uygun bir öğretmen becerisine ihtiyaç duyduğumuzu söylemek mümkün. Yani aktaran değil ilişki kuran, tekil olay ve olgulara değil örüntülere odaklanan ve bütünü şekillendiren bir öğretmen becerisine olan ihtiyaç artmıştır.
Tüm bu konular ışığında, günümüz öğretmenleri, eğitimdeki bu kuşaklararası dönüşümün ortasında, yani algoritmalar ve makineler çağında insan kalabilmeyi sağlayabilecek önemli bir toplumsal rol üstlenmektedirler. Ayrıca; rehberlik eden, teknolojiye hâkim, mesleki yetkinliği olan, yenilikçi, gelişime açık, çağa ayak uyduran, dünya vizyonuna sahip olma nitelikleri yeni nesil öğretmen kavramını karşılayan özelliklerdir.

dilek_cambazoglu_kasim_2022Kurumlar öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorlar?
Özel okul sayısının artması, öğretmenlerin yaşadıkları şehirleri değiştirmeme istekleri günümüz öğretmenlerinin devlet okullarından özel okullara yönlenmesinde etkili olmuştur. Bu yönelme özel okullar için çok geniş bir öğretmen havuzu anlamına gelmektedir. Kurumlar, kendileri için en uygun öğretmenleri seçebilmek iyi bir öğretmenin sahip olması gereken özellikleri literatür taramaları ile belirliyorlar. Mesleki alan yetkinlikleri ile ilgili yapılan birçok mülakatın haricinde birden fazla farklı alanda etkin çalışmalar yürütebilen, eğitimdeki değişimleri sürekli takip edip sınıfına başarıyla taşıyabilen ve okul gelişim projelerinde etkin rol alabilen donanımlı öğretmenleri ekiplerine katmak için sıkı çalışmalar yapılmaktadır.

KURUMLAR GÜCÜNÜ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERİNDEN ALIR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Kurumlar gücünü öğretmen ve yöneticilerinden alır. Öğretmenlerin kendini değerli hissetmelerinin temel başlıkları arasında özlük hakları, kişisel gelişimlerine kurum tarafından yapılan yatırım ve çalışma koşulları gelmektedir.
Bir kurum öğretmenlerine özlük hakları konusunda gerekli olan tüm adımları eksiksiz yerine getirmekle sorumludur. Bu sorumluluklar öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmelerinin en önemli ayağıdır. Öğretmenler kendilerini özlük hakları anlamında güvende hissettiği sürece kurum aidiyetleri de artacaktır. Bununla birlikte kurumun öğretmenin kişisel gelişimine destek olmak amacıyla yaptığı hizmet içi ve dışarıdan alınabilecek eğitimlerle de hem öğretmenin mesleki anlamda kalitesi artacak hem de öğretmenin kuruma sağladığı katma değer artacaktır.
Bir diğer hususta doğru bir zamanlama ve planlama ile hayata geçirilecek olan öğretmenlerin esnek çalışma saatleridir. Hibrit Eğitim modeli ile öğretmenler kimi zaman okuldan kimi zamanda online olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütebilirler, bu da öğretmelere kendilerini iyi hissettirecektir.

Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Bir okulun işlevinin beklenen düzeyde gerçekleşmesi ve eğitimin sürdürülebilirliği için öğretmenlerin gelişmelerinin sadece mezuniyette kalmaması, sonrasında da desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreçte öncelikle öğretmenlerin ihtiyaçları belirlenmeli sonrasında mesleki ve kişisel gelişimlerine yönelik eğitimler düzenlenmelidir. Hizmet öncesi (mesleki eğitim) ve hizmet içi eğitimlerinin sürekliliği okulun kalkınması, öğrencinin gelişimi ve öğretmenin verimli çalışması için önemlidir. Bunları göz önünde bulundurarak Girne Koleji’nde hem akademik kurulumuzla hem de Girne Amerikan Üniversitesindeki akademisyen hocalarımızla tüm yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz için sertifikalı eğitimler gerçekleştiriyoruz.
Öğretmen ve yönetici eğitimlerine örnek olarak; dönem içi uyguladığımız akademik gelişim takip sistemi için gerekli olan öğrenci koçluğu eğitimi, çocukluğun felsefesi, tematik yaşam becerileri eğitimi, öğrenme stilleri, doğru iletişim, beden dili, sınıf yönetimi, farklılaştırılmış eğitim, oyunlaştırma ve 21.yy öğretmeni olmak gibi eğitimleri söyleyebiliriz. Veli akademilerimizin de sağladığı büyük yararlar var. Velilerimize ebeveynlik döneminde destek olmak, çocuklarının gelişim dönemlerinde yaşayacakları ve çözüm yolları ile ilgili bilgilendirmek de gerekiyor. Eğitimler velinin farkındalık kazanmasını, okulla ve öğretmenle işbirliği içinde olmasını sağlıyor. Eğitim için düzenlediğimiz akademiler sene boyunca düzenli olarak devam ediyor.

ÖĞRETMENLER TEKNOLOJİ KULLANIMINA ÖNEM VERMELİ
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor?
Rezzan Gök - Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı - Batman Girne Koleji: Teknolojinin eğitime entegresi öğrenme sürecini kolaylaştırdığı gibi öğretmenin iş yükünün azalmasına da katkı sağlamaktadır. Öğrenci değerlendirme ve sınavların okunmasında optik okuyucuların kullanılması, web 2.0-web 3.0 araçlarının eğitime entegre edilmesi, online eğitimler, dijital kütüphaneler gibi birçok örnek verilebilir. Ancak, günümüzde teknolojinin önemi her ne kadar büyük olsa da “... eğitime anlam ve ruh veren, onu işlevsel, etkili ve verimli kılan temel unsur öğretmendir” (Solak, 2009, 14). Bu bağlamda öğretmenler olarak teknolojiye ve gelişen dünyaya ayak uydurmak bir zorunluk haline gelmektedir. Öğrenme ve öğretme sürecinde farklı duyulara hitap etmenin eğitim sürecini kolaylaştırdığı otoriteler tarafından kabul edilmektedir. Teknoloji-eğitim ilişkisinde karşılaşılan sorunlardan biri de birçok öğretmenin bu alanda kendini yetiştirmemiş olmasıdır. Bu konuda sahada gözlemlenen en büyük problem öğretmenin teknolojiyi kullanmada zaman zaman öğrencinin gerisinde kalmasıdır. Bu da öğretim sürecini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle öğretmenlerin çağın gereksinimlerini karşılamaları ve yeni nesil öğrencilerle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için teknoloji kullanımına önem vermeleri gerekmektedir.

Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gönül Orakçı – PDR Öğretmeni - Fethiye Girne Koleji: Yeni dönemin pedagojisinde öğrenci ve öğretmen iş birliği içerisindedir, öğrenci önemsenmektedir. Öğrencileri eleştirel düşünmeye teşvik ederek onların sorgulayıcı ve araştırmacı olmalarını desteklerken elde ettikleri bilgileri günlük yaşantılarında kullanmalarını sağlar. Eğitim sistemimizde öğrenci girişkendir, zamanı verimli kullanarak sorumluluk almayı öğrenmektedir. Öğrencilere kendilerine güven, sözlü ve yazılı ifade, karşılaştıkları sorunları tek başlarına çözme, kendi kararlarını kendi alma, yeri geldiği zaman kendilerini de eleştirebilme becerilerini kazandırır. Öğrencilerde toplumsal duyarlılık, saygı, yardımseverlik ve dayanışma duygusunu geliştirir.

DEMOKRATİK OKUL KÜLTÜRÜ EGEMEN OLMALI
Öğretmenlerin eğitim ve okul yönetiminde, karar alma süreçlerinde, görev ve sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eda Tüfekçioğlu - Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı - Ankara Yenimahalle Girne Koleji: Öğretmenlerin mesleki ve toplumsal rollerini yerine getirebilmesi için eğitim süreci içerisinde karar alma mekanizmalarında yer alması gerekir. Çağdaş yönetim yaklaşımlarına göre okullarda uygulanacak müfredatın oluşturulmasından okulun geliştirilmesine kadar birçok konuda öğretmenler, okul yönetim süreçlerine katılım sağlamalıdırlar. Bu doğrultuda okul yöneticisinin kendi deneyimleri ve birikimlerine ek olarak demokratik liderlik davranışları ile sürece dâhil ettiği öğretmenlerle işbirliği içerisinde olması, okulun misyonunu yerine getirmesini kolaylaştıracaktır. Kuşkusuz demokratik bilince sahip insanlar yetiştirebilmek için demokratik bir okul kültürünün okullarda egemen olması gerekir. Bilimsel düşünme, öngörülü yaklaşım, insan haklarına saygı, gelişme ve yenileşmeye açıklık gibi niteliklere sahip eğitimciler, okul yönetiminde karar alma sürecini akılcı yollarla analitik yöntemler ile yürütmelidirler. Karar almada katılımı destekleyen, öğretmenlerine güvenen, iletişime açık, insan ilişkilerine değer veren, okul ve çevre arasındaki iletişimi destekleyen okul yöneticileri, öğretmenlerin çalışma performanslarını olumlu yönde etkilemektedirler. Şüphesiz öğretmenlere yeterli desteği vermek de elbette onlara fikirlerini sormakla, kararları birlikte almakla ve gereken destekleri sağlamakla olacaktır.

> Girne Koleji ve Girne Amerikan Üniversitesi öğretmen eğitiminde sinerji yaratıyor

Dilek Cambazoğlu – CEO / Girne Koleji: “Hizmet öncesi (mesleki eğitim) ve hizmet içi eğitimlerinin sürekliliği okulun kalkınması, öğrencinin gelişimi ve öğretmenin verimli çalışması için önemlidir.Bunları göz önünde bulundurarak Girne Koleji’nde hem akademik kurulumuzla hem de Girne Amerikan Üniversitesindeki akademisyen hocalarımızla tüm yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz için sertifikalı eğitimler gerçekleştiriyoruz.”

dilek_cambazoglu_kasim_2022Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Alfa olarak adlandırdığımız kuşağa ait öğrencilerimizin en belirgin özellikleri arasında tarihteki en yüksek eğitime sahip olmaları, bireysel olarak öğrenmeleri, paylaşım yerine sahip olmayı tercih etmeleri ve toplumsal normları kolay kabul etmeyişleri yer alıyor. Bu yüzden Alfa Kuşağı geçmişte hiç olmadığı kadar özerk yaşamaya alışkın bir nesil diyebiliriz. Adeta dünyanın tek tuşla değişebileceğine inanan bir kuşağa eğitim veren öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu beceriler de giderek farklılaşıyor.
Üretkenlik, yaratıcılık ve tasarım gibi üst bilişsel ve duyuşsal becerilerin aktarılması için çoklu uyaran, alternatif öğrenme kanalları ve yenilikçi bir takım öğretim yöntemlerinin yanı sıra söz konusu becerilerin öğretmenler tarafından kazanılmış olması büyük önem kazanmıştır.
Öğrencileri tanımlamak ve ihtiyaçlarını doğru anlamak için bir başka önemli kavram ise bağlantısallıktır. İş birliği ve etkileşimin evrensel yasası olarak bağlantısallık kavramı ile insanı, içinde yer aldığı evren ile yeniden uzlaştırmak ve bir bütün olarak düşünmek mümkündür. Benzer şekilde eğitim sisteminde ve okullarda yapılan bütün etkinlikler, kurulan bütün ilişkiler ve ortaya çıkan sonuçlar birbirleriyle ilişkilidir. Bu gerçeğe uygun bir öğretmen becerisine ihtiyaç duyduğumuzu söylemek mümkün. Yani aktaran değil ilişki kuran, tekil olay ve olgulara değil örüntülere odaklanan ve bütünü şekillendiren bir öğretmen becerisine olan ihtiyaç artmıştır.
Tüm bu konular ışığında, günümüz öğretmenleri, eğitimdeki bu kuşaklararası dönüşümün ortasında, yani algoritmalar ve makineler çağında insan kalabilmeyi sağlayabilecek önemli bir toplumsal rol üstlenmektedirler. Ayrıca; rehberlik eden, teknolojiye hâkim, mesleki yetkinliği olan, yenilikçi, gelişime açık, çağa ayak uyduran, dünya vizyonuna sahip olma nitelikleri yeni nesil öğretmen kavramını karşılayan özelliklerdir.

dilek_cambazoglu_kasim_2022Kurumlar öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorlar?
Özel okul sayısının artması, öğretmenlerin yaşadıkları şehirleri değiştirmeme istekleri günümüz öğretmenlerinin devlet okullarından özel okullara yönlenmesinde etkili olmuştur. Bu yönelme özel okullar için çok geniş bir öğretmen havuzu anlamına gelmektedir. Kurumlar, kendileri için en uygun öğretmenleri seçebilmek iyi bir öğretmenin sahip olması gereken özellikleri literatür taramaları ile belirliyorlar. Mesleki alan yetkinlikleri ile ilgili yapılan birçok mülakatın haricinde birden fazla farklı alanda etkin çalışmalar yürütebilen, eğitimdeki değişimleri sürekli takip edip sınıfına başarıyla taşıyabilen ve okul gelişim projelerinde etkin rol alabilen donanımlı öğretmenleri ekiplerine katmak için sıkı çalışmalar yapılmaktadır.

KURUMLAR GÜCÜNÜ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERİNDEN ALIR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Kurumlar gücünü öğretmen ve yöneticilerinden alır. Öğretmenlerin kendini değerli hissetmelerinin temel başlıkları arasında özlük hakları, kişisel gelişimlerine kurum tarafından yapılan yatırım ve çalışma koşulları gelmektedir.
Bir kurum öğretmenlerine özlük hakları konusunda gerekli olan tüm adımları eksiksiz yerine getirmekle sorumludur. Bu sorumluluklar öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmelerinin en önemli ayağıdır. Öğretmenler kendilerini özlük hakları anlamında güvende hissettiği sürece kurum aidiyetleri de artacaktır. Bununla birlikte kurumun öğretmenin kişisel gelişimine destek olmak amacıyla yaptığı hizmet içi ve dışarıdan alınabilecek eğitimlerle de hem öğretmenin mesleki anlamda kalitesi artacak hem de öğretmenin kuruma sağladığı katma değer artacaktır.
Bir diğer hususta doğru bir zamanlama ve planlama ile hayata geçirilecek olan öğretmenlerin esnek çalışma saatleridir. Hibrit Eğitim modeli ile öğretmenler kimi zaman okuldan kimi zamanda online olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütebilirler, bu da öğretmelere kendilerini iyi hissettirecektir.

Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Bir okulun işlevinin beklenen düzeyde gerçekleşmesi ve eğitimin sürdürülebilirliği için öğretmenlerin gelişmelerinin sadece mezuniyette kalmaması, sonrasında da desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreçte öncelikle öğretmenlerin ihtiyaçları belirlenmeli sonrasında mesleki ve kişisel gelişimlerine yönelik eğitimler düzenlenmelidir. Hizmet öncesi (mesleki eğitim) ve hizmet içi eğitimlerinin sürekliliği okulun kalkınması, öğrencinin gelişimi ve öğretmenin verimli çalışması için önemlidir. Bunları göz önünde bulundurarak Girne Koleji’nde hem akademik kurulumuzla hem de Girne Amerikan Üniversitesindeki akademisyen hocalarımızla tüm yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz için sertifikalı eğitimler gerçekleştiriyoruz.
Öğretmen ve yönetici eğitimlerine örnek olarak; dönem içi uyguladığımız akademik gelişim takip sistemi için gerekli olan öğrenci koçluğu eğitimi, çocukluğun felsefesi, tematik yaşam becerileri eğitimi, öğrenme stilleri, doğru iletişim, beden dili, sınıf yönetimi, farklılaştırılmış eğitim, oyunlaştırma ve 21.yy öğretmeni olmak gibi eğitimleri söyleyebiliriz. Veli akademilerimizin de sağladığı büyük yararlar var. Velilerimize ebeveynlik döneminde destek olmak, çocuklarının gelişim dönemlerinde yaşayacakları ve çözüm yolları ile ilgili bilgilendirmek de gerekiyor. Eğitimler velinin farkındalık kazanmasını, okulla ve öğretmenle işbirliği içinde olmasını sağlıyor. Eğitim için düzenlediğimiz akademiler sene boyunca düzenli olarak devam ediyor.

ÖĞRETMENLER TEKNOLOJİ KULLANIMINA ÖNEM VERMELİ
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor?
Rezzan Gök - Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı - Batman Girne Koleji: Teknolojinin eğitime entegresi öğrenme sürecini kolaylaştırdığı gibi öğretmenin iş yükünün azalmasına da katkı sağlamaktadır. Öğrenci değerlendirme ve sınavların okunmasında optik okuyucuların kullanılması, web 2.0-web 3.0 araçlarının eğitime entegre edilmesi, online eğitimler, dijital kütüphaneler gibi birçok örnek verilebilir. Ancak, günümüzde teknolojinin önemi her ne kadar büyük olsa da “... eğitime anlam ve ruh veren, onu işlevsel, etkili ve verimli kılan temel unsur öğretmendir” (Solak, 2009, 14). Bu bağlamda öğretmenler olarak teknolojiye ve gelişen dünyaya ayak uydurmak bir zorunluk haline gelmektedir. Öğrenme ve öğretme sürecinde farklı duyulara hitap etmenin eğitim sürecini kolaylaştırdığı otoriteler tarafından kabul edilmektedir. Teknoloji-eğitim ilişkisinde karşılaşılan sorunlardan biri de birçok öğretmenin bu alanda kendini yetiştirmemiş olmasıdır. Bu konuda sahada gözlemlenen en büyük problem öğretmenin teknolojiyi kullanmada zaman zaman öğrencinin gerisinde kalmasıdır. Bu da öğretim sürecini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle öğretmenlerin çağın gereksinimlerini karşılamaları ve yeni nesil öğrencilerle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için teknoloji kullanımına önem vermeleri gerekmektedir.

Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gönül Orakçı – PDR Öğretmeni - Fethiye Girne Koleji: Yeni dönemin pedagojisinde öğrenci ve öğretmen iş birliği içerisindedir, öğrenci önemsenmektedir. Öğrencileri eleştirel düşünmeye teşvik ederek onların sorgulayıcı ve araştırmacı olmalarını desteklerken elde ettikleri bilgileri günlük yaşantılarında kullanmalarını sağlar. Eğitim sistemimizde öğrenci girişkendir, zamanı verimli kullanarak sorumluluk almayı öğrenmektedir. Öğrencilere kendilerine güven, sözlü ve yazılı ifade, karşılaştıkları sorunları tek başlarına çözme, kendi kararlarını kendi alma, yeri geldiği zaman kendilerini de eleştirebilme becerilerini kazandırır. Öğrencilerde toplumsal duyarlılık, saygı, yardımseverlik ve dayanışma duygusunu geliştirir.

DEMOKRATİK OKUL KÜLTÜRÜ EGEMEN OLMALI
Öğretmenlerin eğitim ve okul yönetiminde, karar alma süreçlerinde, görev ve sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eda Tüfekçioğlu - Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı - Ankara Yenimahalle Girne Koleji: Öğretmenlerin mesleki ve toplumsal rollerini yerine getirebilmesi için eğitim süreci içerisinde karar alma mekanizmalarında yer alması gerekir. Çağdaş yönetim yaklaşımlarına göre okullarda uygulanacak müfredatın oluşturulmasından okulun geliştirilmesine kadar birçok konuda öğretmenler, okul yönetim süreçlerine katılım sağlamalıdırlar. Bu doğrultuda okul yöneticisinin kendi deneyimleri ve birikimlerine ek olarak demokratik liderlik davranışları ile sürece dâhil ettiği öğretmenlerle işbirliği içerisinde olması, okulun misyonunu yerine getirmesini kolaylaştıracaktır. Kuşkusuz demokratik bilince sahip insanlar yetiştirebilmek için demokratik bir okul kültürünün okullarda egemen olması gerekir. Bilimsel düşünme, öngörülü yaklaşım, insan haklarına saygı, gelişme ve yenileşmeye açıklık gibi niteliklere sahip eğitimciler, okul yönetiminde karar alma sürecini akılcı yollarla analitik yöntemler ile yürütmelidirler. Karar almada katılımı destekleyen, öğretmenlerine güvenen, iletişime açık, insan ilişkilerine değer veren, okul ve çevre arasındaki iletişimi destekleyen okul yöneticileri, öğretmenlerin çalışma performanslarını olumlu yönde etkilemektedirler. Şüphesiz öğretmenlere yeterli desteği vermek de elbette onlara fikirlerini sormakla, kararları birlikte almakla ve gereken destekleri sağlamakla olacaktır.

Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Kasım 2022 14:25

Gösterim: 911

Selda Arın - Tarhan Koleji Beyoğlu Kampüsü İlkokul ve Ortaokul Müdürü:“1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.”

selda_arin_tarhan_koleji

“1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.”

Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Her toplum, kendi bireylerinin nitelikleri ve çalışkanlıkları oranında yükselir ve ilerler. Bir toplumun refah ve mutluluğu bireylerinin aldıkları eğitim doğrultusunda; sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda topluma yapabilecekleri katma değere bağlıdır. Bunun için, toplumsal kalkınmanın en önemli itici gücü ve verimlilik artışının en önemli unsuru, toplumun ve insan kaynağının eğitim düzeyidir.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder” diyerek daha Kurtuluş Savaşı devam ederken varoluş mücadelesinin ancak ve ancak eğitilmiş insan gücüyle, ekonomik, bilimsel ve kültürel ilerleme ile kazanılacağını biliyordu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte toplumsal değişimin, halkın yenilik hamlelerine uyumunun,çağdaş ülkeler arasında yer almanın ve cumhuriyet yönetiminin devamlılığının en önemli unsurunun iyi eğitim almış bilinçli insanlarla mümkün olduğunu, eğitimin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması gerekliliğini ön şart olarak görüyordu.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 99.yılında, bu anlayış ve görüşün hiç değişmediğini görüyor, aksine her geçen gün eğitimin topluma olan yansımasına hep birlikte tanık oldukça, 99 yıl önce eğitimin önemini vurgulayan Büyük Önderimiz Atatürk’ü bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.

21. YÜZYIL EĞİTİM HEDEFLERİ DAHA GERÇEKÇİ BELİRLENMELİ
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? Önerileriniz nelerdir?
Geçmiş geleceğin aynasıdır. Bunun için öncelikle cumhuriyetin ilanından bu yana eğitim alanında gerçekleştirilen yenilikleri ve bunlara neden ihtiyaç duyulduğunu, bu tarihsel süreçten günümüze kadar eğitim alanında geldiğimiz noktayı çok iyi anlayıp analiz etmeliyiz ki 21. Yüzyıl eğitim hedeflerini daha gerçekçi belirleyebilelim.

Dünya baş döndürücü bir hızda değişiyor ve gelişiyor. Her geçen gün yeni bilgiler, yeni teknolojiler ve yeni yaklaşım tarzları ortaya çıkıyor. Bireylerin bu değişim ve yeniliklere uyum sağlayabilmeleri ve yön verebilmeleri, farklı birtakım becerileri edinip geliştirmeleriyle mümkündür. Tüm bu gereklilikler doğrultusunda yeni kuşakların 21.yüzyıl toplum yaşamında yerlerini almaları ve 21.yüzyıl becerilerine sahip bireyler yetiştirebilmemiz için eğitim sisteminde de bu gereksinimlere uygun olarak yeni ve sürdürülebilir hedefler planlanması gerekmektedir.
21. yüzyılda öğrencilerin eğitim hedeflerini kurgularken çağın gerektirdiği temel becerileri; eleştirel düşünme, yaratıcılık, değişime hızlı uyum sağlama, girişimcilik, çözüm odaklı olma, medya ve teknoloji becerilerini en üst düzeyde geliştirmek ve kullanmak göz önünde bulundurulmalıdır. Elbette belirlenecek bu hedeflerin 21. Yüzyıl becerilerini kazandırmaya uygun hale gelmesi, öğrenme ortamları ve öğretmenlerin yeni duruma hızlı adaptasyonunun sağlanması ile mümkün olacaktır.

ÖĞRETMENLERİN ETKİ ALANI GENİŞ VE SONSUZDUR
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Çağımızda özellikle teknolojinin değişim ve gelişimiyle birlikte geleneksel ve klasik eğitim öğretim yöntem ve teknikleri yerini -yaşam boyu öğrenme ve gelişme- öğrenim teknik ve yöntemlerine bırakmış, bu anlamda hissedilir bir değişim yaşanmıştır. Bu süreç içerisinde değişim ve dönüşüme uğrayan eğitim sisteminde önemli yere sahip olan öğretmen ve öğretmenlik mesleği de kendi içinde bir dönüşüm ve değişim yaşamaktadır. İletişim teknolojilerindeki hızlı ilerleme ve bilgiye hızlı erişim bir noktada öğretmene olan gereksinimi azaltmış gibi görünse de hiç şüphesiz eğitim sisteminin en önemli öğesi öğretmen ve öğretmen nitelikleridir. Öğretmenler sadece sınırlı ders saatinde sınırlı bir gruba rehberlik etmez, tam tersine etki ve yönlendirme alanları oldukça geniş hatta sonsuzdur.
Bugün öğretmenlerin geldiği nokta konusunda pek çok şey söylenebilir. Öğretmenlik mesleği tüm zamanların en saygın meslekleri arasında yer almaktadır. Zaman zaman toplumlarda yaşanan siyasi, ekonomik ya da sosyal gelişmelere bağlı olarak mesleki anlamda sıkıntılar yaşayan öğretmenler, tüm yaşadıkları sıkıntılarda, icra ettikleri görevin farkındalığı ile sorunları bertaraf etme noktasında büyük fedakarlık göstermişlerdir. Dünyada ve ülkemizde, öğretmenlerin her anlamda hak ettikleri şartlarda yaşamaları, hem mesleki hem de kişisel alanlarındaki iyi oluşları eğitim, çocuk, gelecek ve toplumların refahı adına büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, öğretmenlerin mevcut şartlarının her alanda iyileştirilmesini önemsiyor ve bu konuda yapılanları ve yapılması gerekenleri destekliyoruz. 

1959 YILINDAN BU YANA MUTLU, ÜRETKEN VE ÇAĞDAŞ BİREYLER YETİŞTİRİYORUZ
Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.
Okul öncesinden itibaren bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak, öğrencilerimize düşünmeye, sorgulamaya dayalı ve proje tabanlı bir eğitim modeli sunmaktayız. Ulusal ve uluslararası projeler, yarışmalar, sosyal ve sportif etkinliklerle öğrenme yolculuğuna keyifle devam eden öğrencilerimiz zengin öğrenme deneyimleriyle birlikte hayat boyu gereksinim duyacakları yaşam becerilerini yaparak-yaşayarak kazanır ve geliştirirler. 
Öğrenci meclisi seçimleri, okulumuzdaki tüm öğrencilere eşit fırsat ve hakların tanınması, okulda uygulanacak kuralların öğrencilerle birlikte demokratik bir ortamda belirlenmesi, tüm bu değerleri konu alan dış etkinlikler, okullararası çalışmalar, fikirlerini hür ve en uygun şekilde ifade etmelerine olanak sağlayan münazaralar ve daha pek çok çalışma sayesinde öğrencilerimiz cumhuriyetin değerlerini yaşayarak öğrenir.
Özetle aynı Atamızın öğretmenlere seslendiği söylem izinde; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye çabalıyoruz.  

> “63 yıldır Atamızın işaret ettiği yerdeyiz”

Selda Arın - Tarhan Koleji Beyoğlu Kampüsü İlkokul ve Ortaokul Müdürü:“1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.”

selda_arin_tarhan_koleji

“1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.”

Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Her toplum, kendi bireylerinin nitelikleri ve çalışkanlıkları oranında yükselir ve ilerler. Bir toplumun refah ve mutluluğu bireylerinin aldıkları eğitim doğrultusunda; sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda topluma yapabilecekleri katma değere bağlıdır. Bunun için, toplumsal kalkınmanın en önemli itici gücü ve verimlilik artışının en önemli unsuru, toplumun ve insan kaynağının eğitim düzeyidir.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder” diyerek daha Kurtuluş Savaşı devam ederken varoluş mücadelesinin ancak ve ancak eğitilmiş insan gücüyle, ekonomik, bilimsel ve kültürel ilerleme ile kazanılacağını biliyordu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte toplumsal değişimin, halkın yenilik hamlelerine uyumunun,çağdaş ülkeler arasında yer almanın ve cumhuriyet yönetiminin devamlılığının en önemli unsurunun iyi eğitim almış bilinçli insanlarla mümkün olduğunu, eğitimin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması gerekliliğini ön şart olarak görüyordu.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 99.yılında, bu anlayış ve görüşün hiç değişmediğini görüyor, aksine her geçen gün eğitimin topluma olan yansımasına hep birlikte tanık oldukça, 99 yıl önce eğitimin önemini vurgulayan Büyük Önderimiz Atatürk’ü bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.

21. YÜZYIL EĞİTİM HEDEFLERİ DAHA GERÇEKÇİ BELİRLENMELİ
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? Önerileriniz nelerdir?
Geçmiş geleceğin aynasıdır. Bunun için öncelikle cumhuriyetin ilanından bu yana eğitim alanında gerçekleştirilen yenilikleri ve bunlara neden ihtiyaç duyulduğunu, bu tarihsel süreçten günümüze kadar eğitim alanında geldiğimiz noktayı çok iyi anlayıp analiz etmeliyiz ki 21. Yüzyıl eğitim hedeflerini daha gerçekçi belirleyebilelim.

Dünya baş döndürücü bir hızda değişiyor ve gelişiyor. Her geçen gün yeni bilgiler, yeni teknolojiler ve yeni yaklaşım tarzları ortaya çıkıyor. Bireylerin bu değişim ve yeniliklere uyum sağlayabilmeleri ve yön verebilmeleri, farklı birtakım becerileri edinip geliştirmeleriyle mümkündür. Tüm bu gereklilikler doğrultusunda yeni kuşakların 21.yüzyıl toplum yaşamında yerlerini almaları ve 21.yüzyıl becerilerine sahip bireyler yetiştirebilmemiz için eğitim sisteminde de bu gereksinimlere uygun olarak yeni ve sürdürülebilir hedefler planlanması gerekmektedir.
21. yüzyılda öğrencilerin eğitim hedeflerini kurgularken çağın gerektirdiği temel becerileri; eleştirel düşünme, yaratıcılık, değişime hızlı uyum sağlama, girişimcilik, çözüm odaklı olma, medya ve teknoloji becerilerini en üst düzeyde geliştirmek ve kullanmak göz önünde bulundurulmalıdır. Elbette belirlenecek bu hedeflerin 21. Yüzyıl becerilerini kazandırmaya uygun hale gelmesi, öğrenme ortamları ve öğretmenlerin yeni duruma hızlı adaptasyonunun sağlanması ile mümkün olacaktır.

ÖĞRETMENLERİN ETKİ ALANI GENİŞ VE SONSUZDUR
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Çağımızda özellikle teknolojinin değişim ve gelişimiyle birlikte geleneksel ve klasik eğitim öğretim yöntem ve teknikleri yerini -yaşam boyu öğrenme ve gelişme- öğrenim teknik ve yöntemlerine bırakmış, bu anlamda hissedilir bir değişim yaşanmıştır. Bu süreç içerisinde değişim ve dönüşüme uğrayan eğitim sisteminde önemli yere sahip olan öğretmen ve öğretmenlik mesleği de kendi içinde bir dönüşüm ve değişim yaşamaktadır. İletişim teknolojilerindeki hızlı ilerleme ve bilgiye hızlı erişim bir noktada öğretmene olan gereksinimi azaltmış gibi görünse de hiç şüphesiz eğitim sisteminin en önemli öğesi öğretmen ve öğretmen nitelikleridir. Öğretmenler sadece sınırlı ders saatinde sınırlı bir gruba rehberlik etmez, tam tersine etki ve yönlendirme alanları oldukça geniş hatta sonsuzdur.
Bugün öğretmenlerin geldiği nokta konusunda pek çok şey söylenebilir. Öğretmenlik mesleği tüm zamanların en saygın meslekleri arasında yer almaktadır. Zaman zaman toplumlarda yaşanan siyasi, ekonomik ya da sosyal gelişmelere bağlı olarak mesleki anlamda sıkıntılar yaşayan öğretmenler, tüm yaşadıkları sıkıntılarda, icra ettikleri görevin farkındalığı ile sorunları bertaraf etme noktasında büyük fedakarlık göstermişlerdir. Dünyada ve ülkemizde, öğretmenlerin her anlamda hak ettikleri şartlarda yaşamaları, hem mesleki hem de kişisel alanlarındaki iyi oluşları eğitim, çocuk, gelecek ve toplumların refahı adına büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, öğretmenlerin mevcut şartlarının her alanda iyileştirilmesini önemsiyor ve bu konuda yapılanları ve yapılması gerekenleri destekliyoruz. 

1959 YILINDAN BU YANA MUTLU, ÜRETKEN VE ÇAĞDAŞ BİREYLER YETİŞTİRİYORUZ
Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
1959 yılından bu yana Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda mutlu, üretken ve çağdaş bireyler yetiştirmekteyiz. Öğrenme sürecinin öznesi olarak öğrencilerimizi bilgi üretebilen, eleştirel düşünen, zorlukların üstesinden gelebilecek duyuşsal donanıma sahip, öğrenirken neden ve niçinleri araştıran, bilime ve teknolojiye yeni katkılar sağlayan, evrensel değerlere saygılı bireyler olarak mezun etme gayretindeyiz.
Okul öncesinden itibaren bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak, öğrencilerimize düşünmeye, sorgulamaya dayalı ve proje tabanlı bir eğitim modeli sunmaktayız. Ulusal ve uluslararası projeler, yarışmalar, sosyal ve sportif etkinliklerle öğrenme yolculuğuna keyifle devam eden öğrencilerimiz zengin öğrenme deneyimleriyle birlikte hayat boyu gereksinim duyacakları yaşam becerilerini yaparak-yaşayarak kazanır ve geliştirirler. 
Öğrenci meclisi seçimleri, okulumuzdaki tüm öğrencilere eşit fırsat ve hakların tanınması, okulda uygulanacak kuralların öğrencilerle birlikte demokratik bir ortamda belirlenmesi, tüm bu değerleri konu alan dış etkinlikler, okullararası çalışmalar, fikirlerini hür ve en uygun şekilde ifade etmelerine olanak sağlayan münazaralar ve daha pek çok çalışma sayesinde öğrencilerimiz cumhuriyetin değerlerini yaşayarak öğrenir.
Özetle aynı Atamızın öğretmenlere seslendiği söylem izinde; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye çabalıyoruz.  

Son Güncelleme: Pazartesi, 31 Ekim 2022 16:28

Gösterim: 587

Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek İELEV Okullarının öne çıkan ilkeleri arasında yer alıyor. İELEV Okulları öğretmenleri 99. Yılında Cumhuriyet’in eğitimde kazanımlarını artı eğitim’e anlattılar. 

ielev_ekim_2022EVRENSEL GİDEN YOL ULUSALDAN GEÇİYOR
Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Yılmaz Elgün - İELEV Özel Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı: İstanbul Erkek Lisesinin köklü eğitim geleneğinin devamı olan İELEV Okullarının, evrensel ve ulusal kültüre bağlılığı vurgulayan temel değerleri aynı zamanda eğitim-öğretim ilkelerimizin deniz feneridir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini odak noktasına alan okulumuzda Atatürk’ün dil duyarlılığını rehber edinerek Türkçe'nin çağdaş ruhunu gelecek nesillere aktarmak amacıyla İELEV'im dergisinde yayımladığımız yaratıcı yazarlık çalışmalarının yanı sıra Türk Dil Bayramı, serbest kürsü, münazara gibi etkinliklerle dil duyarlılığı yaratmaya çalışıyoruz. Bu duyarlılığı sadece okulumuzla sınırlamamak, diğer okullarda okuyan çocuklarımız için de olanağa dönüştürmek amacıyla yılda bir kez İELEV Yaşar Kemal Öykü Yarışması düzenliyoruz. Yaşar Kemal Vakfının onayıyla düzenlediğimiz yarışmaya katılım oranını doğru yolda olduğumuzun işareti kabul ediyoruz. Evrensele giden yolun ulusaldan geçtiği bilinciyle, kültürel değerlerimizi koruyarak insanlık ailesinin çağdaş bir parçası olmaya çalışan öğrenciler yetiştiriyoruz. Atatürk’ün, çocukları bize emanet ettiğini aklımızdan çıkarmadan…

Gül Süner - İELEV Özel Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni: Cumhuriyet; kişiye seçtikleri aracılığıyla değerlerini koruyup, geliştirip, yaşatmasına olanak tanıyan bir yönetim biçimi. Biz de kurumumuzda dürüst, yardımsever ve bilinçli bir gençlik yetiştirmenin değerlerimize sahip çıkarak başarılacağına inanıyoruz. Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek kurumumuzda öne çıkan ilkeler. Bu bağlamda Cumhuriyet’in renkleriyle kurumumuzun renklerinin birbiriyle uyumlu ve iç içe geçmiş olduğunu söyleyebilirim, tıpkı bir ebru tablosunda olduğu gibi. Öğrencilerimiz kurumumuzda gerek akademik gerekse sosyal alanlarda Cumhuriyet ile birlikte kazanılan akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilen değerler içinde var olabildikleri için Cumhuriyet’i bir yaşam biçimi olarak görebiliyorlar. Örneğin bu sene başında yaptığımız “Öğrenci Sesi Çalıştayı”nda okul yaşantılarının mutlu ve verimli geçmesi için kendilerine düşen sorumlulukları belirlediler, aynı zamanda bu etkinlikte okulun en kıymetli paydaşı olduklarını ve düşüncelerinin de çok değerli olduğunu hissettiler.
Ulu Önder Atatürk’ün inşa ettiği Cumhuriyet’in felsefesinin her daim gelecek nesillerimizin pusulası olmasını dileyerek, nice 99 yıllarımız olsun diyorum... 

İDEALİST ÖĞRETMENLER İÇİN EĞİTİM FAKÜLTELERİNE ÖNEM VERİLMELİ
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Tuğba Toköz - İELEV Özel Ortaokulu Sosyal Bilgiler Zümre Başkanı: Atatürk, cumhuriyet rejiminin muhtaç olduğu ortamın ve altyapının, toplumda köklü değişikliklerle gerçekleşebileceğine inanıyor; gelecekteki mutlu millet idealinin müspet ilim ile mümkün olduğunu, bunun da yeni kuşaklara verilecek eğitime bağlı olduğunu kabul ediyordu. Nitelikli eğitimin de ancak nitelikli öğretmenler ile mümkün olabileceğini yaptığı konuşmalarda pek çok kez vurgulamış ve ancak o zaman fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar yetişeceği inancına sahipti.
Geçmişe baktığımızda öğretmen kimliğinin oluşmasında en önemli yer eğitim enstitüleri ve öğretmen okullarıydı. Bu okullarda yetişen öğretmenler hayatın her alanında öğrencilerini yetiştirme bilincine sahiplerdi. Bizler de onların yetiştirdiği öğrenciler olduk. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte zaman zaman eğitim fakültelerinde plansız ve programsız yapılanma öğretmenlerin niteliklerini azalttı.
Günümüzde öğretmenlerin büyük kısmının akla ve bilime önem veren, eleştirel düşünebilen, çevresine ve dünyaya duyarlı, çağdaş bireyler yetiştirme konusunda idealist olduğunu görüyoruz. Hayatta başarılı ve problem çözebilen, teori ile pratiği birleştirmeye önem vererek plan ve program yapan çağdaş, özgür düşünceyi destekleyen öğretmenlere rastlayabiliyoruz. Bu idealdeki öğretmenlerin yetiştirilmesine eğitim fakültelerinde daha çok ağırlık verilmesi Cumhuriyet'in temel değerleri ile yolumuzun aydınlanmasını ve refah toplumun oluşmasını kolaylaştıracaktır.

Arzu Bakanoğlu - İELEV Özel Ortaokulu Matematik Öğretmeni: Bir ülkenin gelişim ve çağdaşlık seviyesi eğitimiyle doğru orantılıdır. Ülkelerin en kıymetli varlığı eğitilmiş insan gücüdür. Bunu gerçekleştiren öğretmenlerin ülkemizdeki değeri Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği öncelikler sayesinde arttı. Yine bu dönemde eğitim planları ve öğretmenlerin yetiştirilmesi ile ilgili büyük atılımlar gerçekleştirildi. Geçmişten günümüze kadar öğretmenin değeri ile birlikte eğitim süreci de birçok değişikliğe uğradı. Daha önceleri bilgiyi sunan kişi rolünde olan öğretmenler, günümüzde öğrencilerin bilgiye ulaşma sürecine rehberlik eden, öğrencilerin öğrenme sürecini planlayarak öğrenme ortamları oluşturan kişi rolüne bürünmüştür. Günümüzde gelişmeleri takip eden, sorgulayan, fikirlerini özgürce ifade edebilen, üretken bir nesil yetiştirmek için önceliğimiz iyi bir öğretmen kadrosuna sahip olmak olmalıdır. Bunun için de hem iyi bir öğretmen yetiştirme programı benimsemeli hem de öğretmenlerin itibarı en üst seviyeye getirilmelidir. 

NİTELİKLİ EĞİTİM TOPLUMUN NİTELİĞİNİ ARTIRIR
Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Filiz Akınal - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı:Dante: "Eğitim ekmek ve sudan sonra halkın en zorunlu ihtiyacıdır." diyerek yüzyıllar öncesinden eğitimin önemine vurgu yapmıştır. Sınırların kalktığı ve bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir dünyada eğitimin birey ve toplumun gelişiminde etkisi yadsınamaz. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bir çağda gelişmelere ayak uydurmak, dünyaya daha vizyoner bir pencereden bakabilmek, yeni fikirler üretebilmek ancak eğitimle mümkündür. Mark Twain yıllar öncesinden "Eğitim kafayı geliştirmek demektir, belleği doldurmak değil." dediğinde eğitim sayesinde fark yaratan bireylerin yükselerek toplumları da yükselteceğine ve yönlendirebileceğine vurgu yapmıştır. İnsan ve toplumun kendini yeniden üretmesinde eğitime çok iş düşmektedir. Eğitim; insanı yapıcı, yaratıcı duygularla beslediği gibi ona düşünsel zenginlikler de kazandırır. Yaşamın çeşitliliğine, çok renkliliğine değer veren ve bütün bunlardan zevk duyan biri yaşadığı hayatı güzelleştirmekle kalmaz, başka insanlar için de hayatı kolaylaştırır. Basketbol oynamak, resim yapmak, şarkı söylemek, kuzuları sevmek, doğaya saygı duymak da eğitimdir ve bunları bize yine eğitim öğretir. Abraham Lincoln, oğlunun öğretmenine yazdığı mektupta eğitimin bireydeki değişiminin toplumda da değişimi başlatacağının farkındadır aslında. İnsanların aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları aşikardır, bu nedenle her bireyin nitelikli bir eğitimden geçmesi toplumun niteliğini de olumlu anlamda etkileyecektir. 

TÜRKİYE’NİN EĞİTİM HEDEFLERİ GÜNCELLENMELİ
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? önerileriniz nelerdir?
Mine Gür Atalay - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Sosyal Bilgiler Bölümü Zümre Başkanı: 21. yüzyıl, insanlığın kendinden önceki çağlardan taşıdığı pek çok bilgi, beceri ve deneyimin hızlı bir biçimde boyut ve anlam değiştirdiği bir çağ. Her tür bilgiye en hızlı şekilde ulaşımı mümkün kılarken aynı hızda bu bilginin dönüşümüne de uyum yapmayı zorunlu kılmakta. Ülkelerin büyüklüklerinin yüz ölçümü ya da insan sayısıyla değil, bilime ve insana yaptıkları yatırım sonucunda teknolojide çağa liderlik etmekle ölçüldüğü, ekonomik verilerin bir savaş stratejisine dönüştüğü böylesi bir zamanda, eğitimin bu dönüşümün dışında kalması düşünülemez.
Tarihin en belirsiz dönemlerinden birini deneyimlediğimiz pandemi sürecinde gördük ki yüzyılın ihtiyaç duyduğu becerilerden belki de en önemlisi esneklik ve uyum gösterebilme yetisiydi. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenmenin, değişimin hızına tolerans göstermenin ne denli önemli olduğunu bizzat tecrübe ettik. Bu bağlamda, geleceğin değişken ihtiyaçlarına cevap verecek nesiller yetiştiren eğitim sistemleri de tüm paydaşlarıyla, gelecek hedeflerini yeniden gözden geçirme ve samimiyetle dönüştürme sorumluluğunu taşımak zorundadır.
Bu zorunluluktan hareketle:
* Çağın ihtiyaçlarını bilimsel verilerle analiz edebilen,
* Kendini ve potansiyelini gerçekçi hedeflerle ilişkilendirebilen,
* Sorunu fark etmekle kalmayıp çözüme aktif katılım gösteren,
* İnsiyatif kullanmakta istekli,
* Farklılıklara dair kabul sınırı geniş,
* Ekolojik bütünselliğe katkı sağlayan,
* Her tür ayrımcılığa karşı kapsayıcı bir iletişim dilini içselleştirmiş,
* Kalıp yargılara sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşan,
* Kendi gerçekliğinin yanında dezavantajlı olanı fark edebilen,
* İnsan hakları ve fırsat eşitliğine duyarlı,
* Eleştiriye, şeffaf iletişime ve birlikte gelişmeye açık bir liderlik anlayışı taşıyan bireyler yetiştirmeye dönük olarak Türkiye eğitim hedeflerini en hızlı biçimde güncellemelidir.

Aynı zamanda bu niteliklere sahip bireylerin potansiyellerini, geleceğe öncülük edecek üretime dönüştürmek konusunda da genç nesillere alan açmayı öncelikleri arasına almalıdır. 

EĞİTİMDE YARATICILIK
Rahime Elmas - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Müdür Yardımcısı Matematik Öğretmeni: Ülkemizin geleceği olan bireylerin kendilerini yalnızca ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerdeki bireylerin arasında da fark yaratabileceği özelliklerle donatması gerekmektedir. Bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak kişinin kendini keşfetme serüveninde en önemli yollardan biri de yaratıcılık potansiyelini ortaya çıkarabilmektir. Yaratıcılık, bir toplumun gelişiminde ve refaha ulaşmasında en önemli değerlerden biridir.
Birey, yaratıcılık ile bütün bilimsel problem çözme basamaklarını gerçekleştirirken; merak eder, sorgular, gözlemler, araştırır, eksiklikleri fark eder ve özgür düşünce yapısıyla harmanlayarak bir sonuca ulaşır.
Yaratıcılık, ancak uygun olarak kurgulanmış bir eğitim sisteminin içerisinde varlık gösterebilir. Öğrencilerin yaratıcılıklarını beslemek için ihtiyacımız olan öğretim yöntem ve tekniklerinde anaokulundan üniversiteye kadar sürdürülebilir ve gelişime açık öğretim stratejileri, yöntem ve teknikleri kullanılmalı ve bu teknikler uygun ölçme araçları ile geliştirilmelidir. Eğitim çerçevesi esnetilerek öğrenciye özgür düşünme alanları yaratırken onlara farklı zaman ve mekânlar sunulmalıdır. İstenilen kaynaklar ulaşılabilir olmalıdır.
Öğretmenler; hazır bilgiyi öğrenciye sunmak yerine onlara düşünme becerilerini geliştirecek sorular sormalı, öğrencilerin projeler geliştirmesine ve yaparak yaşayarak öğrenmesine olanak tanımalılar. Öğrenciyi merkeze alarak yaşam boyu öğrenmelerini sağlamalılar.
Ayrıca bu yolda öğrenciye rehberlik edecek öğretmenin her şeyden önce kendisini bu özelliklerle donatıp yetiştirmesine; yaratıcı özellikleri öncelikle kendisinin taşımasına ihtiyaç vardır.
Yaşam boyu öğrenme, toplumdaki her birey için vazgeçilmez olmalıdır. 

EĞİTİM VAZGEÇİLMEZ
Eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Semra Özgel Hakgör - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Sınıf Öğretmeni: Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı sözlerinden alıntı yaparak düşüncelerimi ifade etmek isterim.“Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile olan bağlarımızı kopartamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş, çağdaş bir millet olarak medeniyet düzeyinin de üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.” diyen Mustafa Kemal Atatürk, farklı alanlarda eğitim almak üzere yurt dışına gönderdiği öğrencilerden birine “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” sözüyle bu gençlerin toplumsal gelişmeye katkılarını çok net ifade etmiştir. Kıvılcım olarak giden bu gençler yurda döndüklerinde birçok alanda ilklere imza atmış, gelişimin öncüleri olmuşlardır. Eğitim ordusunun bir ferdi olan bizler, geleceğin aydınlık yüzü için gelişimin, toplumsal gelişme için her alanda eğitimin vazgeçilmez derecede önemli olduğunun bilincinde çalışmalarımıza devam etmeliyiz.

 

 

> İELEV öğretmenlerinin pusulası “Cumhuriyet Değerleri”

Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek İELEV Okullarının öne çıkan ilkeleri arasında yer alıyor. İELEV Okulları öğretmenleri 99. Yılında Cumhuriyet’in eğitimde kazanımlarını artı eğitim’e anlattılar. 

ielev_ekim_2022EVRENSEL GİDEN YOL ULUSALDAN GEÇİYOR
Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Yılmaz Elgün - İELEV Özel Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı: İstanbul Erkek Lisesinin köklü eğitim geleneğinin devamı olan İELEV Okullarının, evrensel ve ulusal kültüre bağlılığı vurgulayan temel değerleri aynı zamanda eğitim-öğretim ilkelerimizin deniz feneridir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini odak noktasına alan okulumuzda Atatürk’ün dil duyarlılığını rehber edinerek Türkçe'nin çağdaş ruhunu gelecek nesillere aktarmak amacıyla İELEV'im dergisinde yayımladığımız yaratıcı yazarlık çalışmalarının yanı sıra Türk Dil Bayramı, serbest kürsü, münazara gibi etkinliklerle dil duyarlılığı yaratmaya çalışıyoruz. Bu duyarlılığı sadece okulumuzla sınırlamamak, diğer okullarda okuyan çocuklarımız için de olanağa dönüştürmek amacıyla yılda bir kez İELEV Yaşar Kemal Öykü Yarışması düzenliyoruz. Yaşar Kemal Vakfının onayıyla düzenlediğimiz yarışmaya katılım oranını doğru yolda olduğumuzun işareti kabul ediyoruz. Evrensele giden yolun ulusaldan geçtiği bilinciyle, kültürel değerlerimizi koruyarak insanlık ailesinin çağdaş bir parçası olmaya çalışan öğrenciler yetiştiriyoruz. Atatürk’ün, çocukları bize emanet ettiğini aklımızdan çıkarmadan…

Gül Süner - İELEV Özel Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni: Cumhuriyet; kişiye seçtikleri aracılığıyla değerlerini koruyup, geliştirip, yaşatmasına olanak tanıyan bir yönetim biçimi. Biz de kurumumuzda dürüst, yardımsever ve bilinçli bir gençlik yetiştirmenin değerlerimize sahip çıkarak başarılacağına inanıyoruz. Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek kurumumuzda öne çıkan ilkeler. Bu bağlamda Cumhuriyet’in renkleriyle kurumumuzun renklerinin birbiriyle uyumlu ve iç içe geçmiş olduğunu söyleyebilirim, tıpkı bir ebru tablosunda olduğu gibi. Öğrencilerimiz kurumumuzda gerek akademik gerekse sosyal alanlarda Cumhuriyet ile birlikte kazanılan akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilen değerler içinde var olabildikleri için Cumhuriyet’i bir yaşam biçimi olarak görebiliyorlar. Örneğin bu sene başında yaptığımız “Öğrenci Sesi Çalıştayı”nda okul yaşantılarının mutlu ve verimli geçmesi için kendilerine düşen sorumlulukları belirlediler, aynı zamanda bu etkinlikte okulun en kıymetli paydaşı olduklarını ve düşüncelerinin de çok değerli olduğunu hissettiler.
Ulu Önder Atatürk’ün inşa ettiği Cumhuriyet’in felsefesinin her daim gelecek nesillerimizin pusulası olmasını dileyerek, nice 99 yıllarımız olsun diyorum... 

İDEALİST ÖĞRETMENLER İÇİN EĞİTİM FAKÜLTELERİNE ÖNEM VERİLMELİ
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Tuğba Toköz - İELEV Özel Ortaokulu Sosyal Bilgiler Zümre Başkanı: Atatürk, cumhuriyet rejiminin muhtaç olduğu ortamın ve altyapının, toplumda köklü değişikliklerle gerçekleşebileceğine inanıyor; gelecekteki mutlu millet idealinin müspet ilim ile mümkün olduğunu, bunun da yeni kuşaklara verilecek eğitime bağlı olduğunu kabul ediyordu. Nitelikli eğitimin de ancak nitelikli öğretmenler ile mümkün olabileceğini yaptığı konuşmalarda pek çok kez vurgulamış ve ancak o zaman fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar yetişeceği inancına sahipti.
Geçmişe baktığımızda öğretmen kimliğinin oluşmasında en önemli yer eğitim enstitüleri ve öğretmen okullarıydı. Bu okullarda yetişen öğretmenler hayatın her alanında öğrencilerini yetiştirme bilincine sahiplerdi. Bizler de onların yetiştirdiği öğrenciler olduk. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte zaman zaman eğitim fakültelerinde plansız ve programsız yapılanma öğretmenlerin niteliklerini azalttı.
Günümüzde öğretmenlerin büyük kısmının akla ve bilime önem veren, eleştirel düşünebilen, çevresine ve dünyaya duyarlı, çağdaş bireyler yetiştirme konusunda idealist olduğunu görüyoruz. Hayatta başarılı ve problem çözebilen, teori ile pratiği birleştirmeye önem vererek plan ve program yapan çağdaş, özgür düşünceyi destekleyen öğretmenlere rastlayabiliyoruz. Bu idealdeki öğretmenlerin yetiştirilmesine eğitim fakültelerinde daha çok ağırlık verilmesi Cumhuriyet'in temel değerleri ile yolumuzun aydınlanmasını ve refah toplumun oluşmasını kolaylaştıracaktır.

Arzu Bakanoğlu - İELEV Özel Ortaokulu Matematik Öğretmeni: Bir ülkenin gelişim ve çağdaşlık seviyesi eğitimiyle doğru orantılıdır. Ülkelerin en kıymetli varlığı eğitilmiş insan gücüdür. Bunu gerçekleştiren öğretmenlerin ülkemizdeki değeri Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği öncelikler sayesinde arttı. Yine bu dönemde eğitim planları ve öğretmenlerin yetiştirilmesi ile ilgili büyük atılımlar gerçekleştirildi. Geçmişten günümüze kadar öğretmenin değeri ile birlikte eğitim süreci de birçok değişikliğe uğradı. Daha önceleri bilgiyi sunan kişi rolünde olan öğretmenler, günümüzde öğrencilerin bilgiye ulaşma sürecine rehberlik eden, öğrencilerin öğrenme sürecini planlayarak öğrenme ortamları oluşturan kişi rolüne bürünmüştür. Günümüzde gelişmeleri takip eden, sorgulayan, fikirlerini özgürce ifade edebilen, üretken bir nesil yetiştirmek için önceliğimiz iyi bir öğretmen kadrosuna sahip olmak olmalıdır. Bunun için de hem iyi bir öğretmen yetiştirme programı benimsemeli hem de öğretmenlerin itibarı en üst seviyeye getirilmelidir. 

NİTELİKLİ EĞİTİM TOPLUMUN NİTELİĞİNİ ARTIRIR
Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Filiz Akınal - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı:Dante: "Eğitim ekmek ve sudan sonra halkın en zorunlu ihtiyacıdır." diyerek yüzyıllar öncesinden eğitimin önemine vurgu yapmıştır. Sınırların kalktığı ve bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir dünyada eğitimin birey ve toplumun gelişiminde etkisi yadsınamaz. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bir çağda gelişmelere ayak uydurmak, dünyaya daha vizyoner bir pencereden bakabilmek, yeni fikirler üretebilmek ancak eğitimle mümkündür. Mark Twain yıllar öncesinden "Eğitim kafayı geliştirmek demektir, belleği doldurmak değil." dediğinde eğitim sayesinde fark yaratan bireylerin yükselerek toplumları da yükselteceğine ve yönlendirebileceğine vurgu yapmıştır. İnsan ve toplumun kendini yeniden üretmesinde eğitime çok iş düşmektedir. Eğitim; insanı yapıcı, yaratıcı duygularla beslediği gibi ona düşünsel zenginlikler de kazandırır. Yaşamın çeşitliliğine, çok renkliliğine değer veren ve bütün bunlardan zevk duyan biri yaşadığı hayatı güzelleştirmekle kalmaz, başka insanlar için de hayatı kolaylaştırır. Basketbol oynamak, resim yapmak, şarkı söylemek, kuzuları sevmek, doğaya saygı duymak da eğitimdir ve bunları bize yine eğitim öğretir. Abraham Lincoln, oğlunun öğretmenine yazdığı mektupta eğitimin bireydeki değişiminin toplumda da değişimi başlatacağının farkındadır aslında. İnsanların aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları aşikardır, bu nedenle her bireyin nitelikli bir eğitimden geçmesi toplumun niteliğini de olumlu anlamda etkileyecektir. 

TÜRKİYE’NİN EĞİTİM HEDEFLERİ GÜNCELLENMELİ
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? önerileriniz nelerdir?
Mine Gür Atalay - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Sosyal Bilgiler Bölümü Zümre Başkanı: 21. yüzyıl, insanlığın kendinden önceki çağlardan taşıdığı pek çok bilgi, beceri ve deneyimin hızlı bir biçimde boyut ve anlam değiştirdiği bir çağ. Her tür bilgiye en hızlı şekilde ulaşımı mümkün kılarken aynı hızda bu bilginin dönüşümüne de uyum yapmayı zorunlu kılmakta. Ülkelerin büyüklüklerinin yüz ölçümü ya da insan sayısıyla değil, bilime ve insana yaptıkları yatırım sonucunda teknolojide çağa liderlik etmekle ölçüldüğü, ekonomik verilerin bir savaş stratejisine dönüştüğü böylesi bir zamanda, eğitimin bu dönüşümün dışında kalması düşünülemez.
Tarihin en belirsiz dönemlerinden birini deneyimlediğimiz pandemi sürecinde gördük ki yüzyılın ihtiyaç duyduğu becerilerden belki de en önemlisi esneklik ve uyum gösterebilme yetisiydi. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenmenin, değişimin hızına tolerans göstermenin ne denli önemli olduğunu bizzat tecrübe ettik. Bu bağlamda, geleceğin değişken ihtiyaçlarına cevap verecek nesiller yetiştiren eğitim sistemleri de tüm paydaşlarıyla, gelecek hedeflerini yeniden gözden geçirme ve samimiyetle dönüştürme sorumluluğunu taşımak zorundadır.
Bu zorunluluktan hareketle:
* Çağın ihtiyaçlarını bilimsel verilerle analiz edebilen,
* Kendini ve potansiyelini gerçekçi hedeflerle ilişkilendirebilen,
* Sorunu fark etmekle kalmayıp çözüme aktif katılım gösteren,
* İnsiyatif kullanmakta istekli,
* Farklılıklara dair kabul sınırı geniş,
* Ekolojik bütünselliğe katkı sağlayan,
* Her tür ayrımcılığa karşı kapsayıcı bir iletişim dilini içselleştirmiş,
* Kalıp yargılara sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşan,
* Kendi gerçekliğinin yanında dezavantajlı olanı fark edebilen,
* İnsan hakları ve fırsat eşitliğine duyarlı,
* Eleştiriye, şeffaf iletişime ve birlikte gelişmeye açık bir liderlik anlayışı taşıyan bireyler yetiştirmeye dönük olarak Türkiye eğitim hedeflerini en hızlı biçimde güncellemelidir.

Aynı zamanda bu niteliklere sahip bireylerin potansiyellerini, geleceğe öncülük edecek üretime dönüştürmek konusunda da genç nesillere alan açmayı öncelikleri arasına almalıdır. 

EĞİTİMDE YARATICILIK
Rahime Elmas - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Müdür Yardımcısı Matematik Öğretmeni: Ülkemizin geleceği olan bireylerin kendilerini yalnızca ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerdeki bireylerin arasında da fark yaratabileceği özelliklerle donatması gerekmektedir. Bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak kişinin kendini keşfetme serüveninde en önemli yollardan biri de yaratıcılık potansiyelini ortaya çıkarabilmektir. Yaratıcılık, bir toplumun gelişiminde ve refaha ulaşmasında en önemli değerlerden biridir.
Birey, yaratıcılık ile bütün bilimsel problem çözme basamaklarını gerçekleştirirken; merak eder, sorgular, gözlemler, araştırır, eksiklikleri fark eder ve özgür düşünce yapısıyla harmanlayarak bir sonuca ulaşır.
Yaratıcılık, ancak uygun olarak kurgulanmış bir eğitim sisteminin içerisinde varlık gösterebilir. Öğrencilerin yaratıcılıklarını beslemek için ihtiyacımız olan öğretim yöntem ve tekniklerinde anaokulundan üniversiteye kadar sürdürülebilir ve gelişime açık öğretim stratejileri, yöntem ve teknikleri kullanılmalı ve bu teknikler uygun ölçme araçları ile geliştirilmelidir. Eğitim çerçevesi esnetilerek öğrenciye özgür düşünme alanları yaratırken onlara farklı zaman ve mekânlar sunulmalıdır. İstenilen kaynaklar ulaşılabilir olmalıdır.
Öğretmenler; hazır bilgiyi öğrenciye sunmak yerine onlara düşünme becerilerini geliştirecek sorular sormalı, öğrencilerin projeler geliştirmesine ve yaparak yaşayarak öğrenmesine olanak tanımalılar. Öğrenciyi merkeze alarak yaşam boyu öğrenmelerini sağlamalılar.
Ayrıca bu yolda öğrenciye rehberlik edecek öğretmenin her şeyden önce kendisini bu özelliklerle donatıp yetiştirmesine; yaratıcı özellikleri öncelikle kendisinin taşımasına ihtiyaç vardır.
Yaşam boyu öğrenme, toplumdaki her birey için vazgeçilmez olmalıdır. 

EĞİTİM VAZGEÇİLMEZ
Eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Semra Özgel Hakgör - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Sınıf Öğretmeni: Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı sözlerinden alıntı yaparak düşüncelerimi ifade etmek isterim.“Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile olan bağlarımızı kopartamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş, çağdaş bir millet olarak medeniyet düzeyinin de üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.” diyen Mustafa Kemal Atatürk, farklı alanlarda eğitim almak üzere yurt dışına gönderdiği öğrencilerden birine “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” sözüyle bu gençlerin toplumsal gelişmeye katkılarını çok net ifade etmiştir. Kıvılcım olarak giden bu gençler yurda döndüklerinde birçok alanda ilklere imza atmış, gelişimin öncüleri olmuşlardır. Eğitim ordusunun bir ferdi olan bizler, geleceğin aydınlık yüzü için gelişimin, toplumsal gelişme için her alanda eğitimin vazgeçilmez derecede önemli olduğunun bilincinde çalışmalarımıza devam etmeliyiz.

 

 

Son Güncelleme: Salı, 01 Kasım 2022 11:37

Gösterim: 713

Dilek Cambazoğlu – CEO / Girne Koleji: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimize, tüm değerleriyle sahip çıkıyor, yaşatmak ve yüceltmek için çalışıyoruz. Tüm eğitim içeriklerimizi Cumhuriyetimizin değerleri doğrultusunda hazırlıyoruz. Öğrencilerimizi; fikri, vicdani ve irfanı hür, çağın ayak uyduran ve geleceğe hazırlanan, yurdunun ve insanlığın geleceği için çalışmayı onur bilen, kendine güvenen, yaratıcı ve Atatürkçü birey olarak yetiştirmek en büyük amaçlarımızdan olmuştur.”

dilek_cambazogluCumhuriyetin 99. Yılında eğitimde gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Altı yüzyılı aşkın bir süre varlığını devam ettiren Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitim sistemi halkın tamamını kapsamayan bir yapı içerisindeydi. Bu yapının sonucu olarak da özellikle kırsal alanlarda yaşayan halk, eğitim konusunda yetersiz bir düzeydeydi. Dolayısıyla okuma yazma oranı da bu duruma bağlı olarak oldukça alt seviyedeydi. Özellikle din ağırlıklı olan ve bilimsel değeri olmayan bir eğitim anlayışına sahip imparatorluğun, diğer eğitim kurumları da misyoner okulları, meşrutiyet sonrası kurulan maarif mektepleri ve din eğitimi veren tarikat okullarından ibaretti. İmparatorluğun eğitim konusundaki bu tablosu eğitim öğretim konusunda bir birlik olmadığını gösteriyordu.
Millî Mücadele dönemine gelindiğinde, mücadelenin en çetin ve kritik dönemlerinde dahi eğitim öğretim konusuna büyük önem verilmiştir. Bu dönemde, devam eden savaşa rağmen Maarif Kongresi yapılmış, halkın eğitimi konusu üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Kongrede her bölgeye uygun olarak izlenecek eğitim politikaları ana konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet Dönemi eğitim anlayışına baktığımızda ise çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmada öncelikli olarak eğitim konusunda önemli adımların atılması gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Cumhuriyetimizin en değerli kazanımlarından biri şüphesiz ki fırsat eşitliğidir. Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün milletle bütünleşen Cumhuriyet anlayışı; Yoksulu zenginden, köylüyü şehirliden, yaşlıyı gençten, kadını da erkekten ayırmamıştır. Bu eşitlik mücadelesini sağlamak için de, öncelikle eğitimde fırsat eşitliğini garanti etmiştir.
Eğitim insanın; zihninin özgürleşmesi, aklının ve vicdanının birlikte gelişmesi, potansiyelinin gerçekleşmesi, yeteneklerini keşfetmesi, bugünün ve yarının becerilerini kazanması, bilgiye dayalı fikir geliştirmesidir ve eğitimli insan, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temelidir. Bu bağlamda baktığımızda bu yüzyıl içinde Cumhuriyet ile birlikte eğitim yolculuğumuz ciddi manada gelişme göstermiştir.

EĞİTİM EKONOMİK KALKINMANIN TEMELİDİR
Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Bir ülkenin gelişmişlik kriterlerine bakılırken değerlendirilen en önemli kriterlerden biridir eğitim. İlk insandan beri eğitimin önemi artarak devam etmiştir. Sınırların kalktığı dünyada, bireylerin temel yeterliklere sahip olması, bilgiye ulaşabilmesi, sağlıklı toplumsal ilişkiler kurabilmesi için eğitim çağımızın en önemli ihtiyaçlarındandır.
Eğitim bir yandan geçmişe bakmayı ama ona takılmamayı, diğer yandan geleceğe bakmayı gösterir. Dünya döndükçe insandaki merak ve öğrenme isteği bitmeyecektir. İnsan ve toplumun kendini yeniden üretmesinde eğitime çok iş düşmektedir.
Sağlıklı bir toplum; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı bireylerden oluşur. Bireylerin sağlıklı olabilmesi ise çocukların eğitimine ve çok yönlü gelişimine bağlıdır. Eğitim kurumları bireylerin sosyalleşmesine, toplumsal ve kültürel değerleri kazanmasına katkı sağlayarak toplumsal yapının devamlılığını sağlar.
İnsanların aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları aşikardır. Eğitim, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturur. Eğitimin amacı, hem ülkenin, hem de insanlarımızın her çeşit istek ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Üretim tekniklerinin hızlı değişmesi, eğitime daha fazla önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Sonuç olarak bilgiye ve gelişmeye daha fazla yatırım yapma ihtiyacını ortaya çıkartmıştır.

21. YÜZYIL BECERİLERİ EN ÖNEMLİ SINANMA ALANIDIR
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? Önerileriniz nelerdir?
Günümüz eğitim sistemleri öğrenciyi hem akademik (bilişsel), hem duygusal ve sosyal (duyuşsal) hem de fiziksel yönden en üst düzeyde geliştirmeyi yönelik olarak hazırlanmaktadır. Çocukların nitelikli, iyi ve değerli bireylere dönüşmesi, ancak, onların tüm yönlerinin dengeli ve bütünsel şekilde gelişmesiyle mümkündür. Aynı zamanda iyi bir eğitim sistemi, günümüz kadar, gelecekte çocuklarımızı, gençlerimizi nasıl bir geleceğin beklediğini ön görmeli ve buna göre yapılandırılmalıdır. Yapay zeka ve uzay yolculuklarıyla tanıştığımız bu dönemde endüstriyel gelişimlere ayak uydurmalı ve ileride daha da fazla baş etmek zorunda kalacağımız iklim ve çevre sorunları ile ilgili Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda içerikler barındırmalıdır. Dolayısıyla, şimdi ve yakın gelecekte, yeni kuşakların sadece bilişsel/akademik kazanımlarla var olması, meslek edinmesi, yaşayabilmesi zorlaşmaktadır. Yeni çağda artık bizi robotlardan ayıran temel vasıfların, mesela duyuşsal/duygusal tarafların, empati yeteneğinin, insanî duyarlılıkların; yönergeleri takip edebilme alışkanlığından ziyade eleştirel düşünme ve yaratıcılık gibi yetkinliklerin, sorun çözme becerilerinin gelişmesi önem kazanmıştır. Yaratıcılık ve yenilikçilik, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve iş birliği; medya, bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı; esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, sosyal ve kültürler arası beceriler, üretkenlik, sorumluluk ve liderlik becerileri ve yetkinlikleri olarak özetlenen 21. yüzyıl becerileri, öğrencileri geleceğe hazırladığını iddia eden bir okulun en önemli sınanma ve sorgulanma alanlarından birisi durumundadır artık.

Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimize, tüm değerleriyle sahip çıkıyor, yaşatmak ve yüceltmek için çalışıyoruz. Cumhuriyet Bayramı’nı her yıl daha büyük coşku ile kutlayarak gelecek nesillere bu değerlerimizi aktarıyoruz. Ecdadımızın yoklukla yazdığı kahramanlık destanını, bizler de bugün eğitim alanında yazmak istiyor, tüm eğitim içeriklerimizi Cumhuriyetimizin değerleri doğrultusunda hazırlıyoruz. Bu değerler doğrultusunda öğrencilerimizi; fikri, vicdani ve irfanı hür, çağın ayak uyduran ve geleceğe hazırayan, yurdunun ve insanlığın geleceği için çalışmayı onur bilen, kendine güvenen, yaratıcı ve Atatürkçü birey olarak yetiştirmek en büyük amaçlarımızdan olmuştur.

Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Cumhuriyetin ilanıyla, Atatürk öğretmenlik mesleğini çağdaş, ulusal ve laik bir temele dayandırmıştır. 1924'te öğretmenlik mesleği yasayla tanımlanmış olup, yasal bir meslek niteliğine dönüşmüştür. Teknoloji araçlarının gelişmesi, eğitime teknolojinin entegre olması öğretmenin toplumdaki yerini geriletmiş gibi gözükse de eğitim sistemini empati, duygu ve anlayış gibi duygular barındıran, mantık- muhakeme yapabilen, üretebilen öğretmenler ileri seviyeye taşımaya devam edecektir.
‘Geleceğin Türkiyesi’nde Eğitim’ raporuna baktığımızda eğitim sisteminden, ekonomik, politik ve sosyokültürel sistemlerdeki gelişmeler sebebiyle talep ve beklentiler artmakta olup çeşitlenmesi beklenmektedir. Bu bağlamda önümüzdeki yıllarda Türk eğitim sisteminin başarması gereken oldukça esaslı değişikliklerin olduğunu söylemek mümkün öncelikle Bu değişimler eğitim sisteminin temel hizmet birimleri olan sınıflarda ve okullarda gerçekleşecektir. Bu değişimde de öğretmenin rolü kritiktir.

GİRNE KOLEJİ’NİN 2023 AJANDASINDA NELER OLACAK?
2023’te Cumhuriyetin 100. Yılı kutlanacak. Kurum olarak 2023’e yönelik planlarınız neler olacak?
Eğitim programlarımızın daha iyi bir noktaya taşınması için önümüzdeki yıllarda gerçekleştirilecek program revizyonlarında program tasarımında yerelleşme, esneklik ve çeşitlilik, bütüncül gelişimi hedefleme, disiplinler arası yaklaşım vb. ilkeler daha fazla yer alacaktır. Girne Amerikan Üniversitesi iş birliği ile yürüttüğümüz Eğitim Akademileri ile bu süreçte herkesin ihtiyaç duyduğu konularda daha yetkin ve etkin hale gelmesini sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca; ilerleyen teknoloji, yeni nesil çocukların gelişimi ve dönüşümü gibi konularda ilgili veli akademilerimiz, geleceğin meslekleri ve planlama gibi konularda öğrencilere farkındalık kazandırma amaçlı düzenlediğimiz öğrenci akademilerimiz de devam edecek.
Öğrenciyi eğitim sürecinde etkilenen olmaktan çıkarıp bir bileşen haline getirmek üzerine kurguladığımız programlarımızı geliştirerek ilerliyoruz. Öğrencilerimizi; yaşam becerilerini, öz düzenleme becerisini, değişim yönetimini, EQ zekayı entegre ettiğimiz programlarla yaşama hazırlıyoruz. İki dilde yabancı dil eğitimi, Oracy Yaklaşımı, Yaratıcı Drama gibi programlarla kendini ifade eden iletişim becerileri yüksek çocuklar yetiştiriyoruz. Çocuklarla felsefe, matematik- fen- teknoloji okuryazarlığı, düşünme becerileri, inovasyon ve yaratıcılık becerileri ile entegre ettiğimiz derslerimizde sorgulayan, üreten, fark eden, öz benliği yüksek bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. Geleceğin dünyasına hazırladığımız öğrencilerimize kendimizi yenileyerek, geliştirerek dünyanın kapılarını açmaya devam edeceğiz.

> Tüm eğitim içeriklerimizi Cumhuriyetimizin değerleri doğrultusunda hazırlıyoruz

Dilek Cambazoğlu – CEO / Girne Koleji: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimize, tüm değerleriyle sahip çıkıyor, yaşatmak ve yüceltmek için çalışıyoruz. Tüm eğitim içeriklerimizi Cumhuriyetimizin değerleri doğrultusunda hazırlıyoruz. Öğrencilerimizi; fikri, vicdani ve irfanı hür, çağın ayak uyduran ve geleceğe hazırlanan, yurdunun ve insanlığın geleceği için çalışmayı onur bilen, kendine güvenen, yaratıcı ve Atatürkçü birey olarak yetiştirmek en büyük amaçlarımızdan olmuştur.”

dilek_cambazogluCumhuriyetin 99. Yılında eğitimde gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Altı yüzyılı aşkın bir süre varlığını devam ettiren Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitim sistemi halkın tamamını kapsamayan bir yapı içerisindeydi. Bu yapının sonucu olarak da özellikle kırsal alanlarda yaşayan halk, eğitim konusunda yetersiz bir düzeydeydi. Dolayısıyla okuma yazma oranı da bu duruma bağlı olarak oldukça alt seviyedeydi. Özellikle din ağırlıklı olan ve bilimsel değeri olmayan bir eğitim anlayışına sahip imparatorluğun, diğer eğitim kurumları da misyoner okulları, meşrutiyet sonrası kurulan maarif mektepleri ve din eğitimi veren tarikat okullarından ibaretti. İmparatorluğun eğitim konusundaki bu tablosu eğitim öğretim konusunda bir birlik olmadığını gösteriyordu.
Millî Mücadele dönemine gelindiğinde, mücadelenin en çetin ve kritik dönemlerinde dahi eğitim öğretim konusuna büyük önem verilmiştir. Bu dönemde, devam eden savaşa rağmen Maarif Kongresi yapılmış, halkın eğitimi konusu üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Kongrede her bölgeye uygun olarak izlenecek eğitim politikaları ana konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet Dönemi eğitim anlayışına baktığımızda ise çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmada öncelikli olarak eğitim konusunda önemli adımların atılması gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Cumhuriyetimizin en değerli kazanımlarından biri şüphesiz ki fırsat eşitliğidir. Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün milletle bütünleşen Cumhuriyet anlayışı; Yoksulu zenginden, köylüyü şehirliden, yaşlıyı gençten, kadını da erkekten ayırmamıştır. Bu eşitlik mücadelesini sağlamak için de, öncelikle eğitimde fırsat eşitliğini garanti etmiştir.
Eğitim insanın; zihninin özgürleşmesi, aklının ve vicdanının birlikte gelişmesi, potansiyelinin gerçekleşmesi, yeteneklerini keşfetmesi, bugünün ve yarının becerilerini kazanması, bilgiye dayalı fikir geliştirmesidir ve eğitimli insan, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temelidir. Bu bağlamda baktığımızda bu yüzyıl içinde Cumhuriyet ile birlikte eğitim yolculuğumuz ciddi manada gelişme göstermiştir.

EĞİTİM EKONOMİK KALKINMANIN TEMELİDİR
Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Bir ülkenin gelişmişlik kriterlerine bakılırken değerlendirilen en önemli kriterlerden biridir eğitim. İlk insandan beri eğitimin önemi artarak devam etmiştir. Sınırların kalktığı dünyada, bireylerin temel yeterliklere sahip olması, bilgiye ulaşabilmesi, sağlıklı toplumsal ilişkiler kurabilmesi için eğitim çağımızın en önemli ihtiyaçlarındandır.
Eğitim bir yandan geçmişe bakmayı ama ona takılmamayı, diğer yandan geleceğe bakmayı gösterir. Dünya döndükçe insandaki merak ve öğrenme isteği bitmeyecektir. İnsan ve toplumun kendini yeniden üretmesinde eğitime çok iş düşmektedir.
Sağlıklı bir toplum; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı bireylerden oluşur. Bireylerin sağlıklı olabilmesi ise çocukların eğitimine ve çok yönlü gelişimine bağlıdır. Eğitim kurumları bireylerin sosyalleşmesine, toplumsal ve kültürel değerleri kazanmasına katkı sağlayarak toplumsal yapının devamlılığını sağlar.
İnsanların aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları aşikardır. Eğitim, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturur. Eğitimin amacı, hem ülkenin, hem de insanlarımızın her çeşit istek ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Üretim tekniklerinin hızlı değişmesi, eğitime daha fazla önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Sonuç olarak bilgiye ve gelişmeye daha fazla yatırım yapma ihtiyacını ortaya çıkartmıştır.

21. YÜZYIL BECERİLERİ EN ÖNEMLİ SINANMA ALANIDIR
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? Önerileriniz nelerdir?
Günümüz eğitim sistemleri öğrenciyi hem akademik (bilişsel), hem duygusal ve sosyal (duyuşsal) hem de fiziksel yönden en üst düzeyde geliştirmeyi yönelik olarak hazırlanmaktadır. Çocukların nitelikli, iyi ve değerli bireylere dönüşmesi, ancak, onların tüm yönlerinin dengeli ve bütünsel şekilde gelişmesiyle mümkündür. Aynı zamanda iyi bir eğitim sistemi, günümüz kadar, gelecekte çocuklarımızı, gençlerimizi nasıl bir geleceğin beklediğini ön görmeli ve buna göre yapılandırılmalıdır. Yapay zeka ve uzay yolculuklarıyla tanıştığımız bu dönemde endüstriyel gelişimlere ayak uydurmalı ve ileride daha da fazla baş etmek zorunda kalacağımız iklim ve çevre sorunları ile ilgili Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda içerikler barındırmalıdır. Dolayısıyla, şimdi ve yakın gelecekte, yeni kuşakların sadece bilişsel/akademik kazanımlarla var olması, meslek edinmesi, yaşayabilmesi zorlaşmaktadır. Yeni çağda artık bizi robotlardan ayıran temel vasıfların, mesela duyuşsal/duygusal tarafların, empati yeteneğinin, insanî duyarlılıkların; yönergeleri takip edebilme alışkanlığından ziyade eleştirel düşünme ve yaratıcılık gibi yetkinliklerin, sorun çözme becerilerinin gelişmesi önem kazanmıştır. Yaratıcılık ve yenilikçilik, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve iş birliği; medya, bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı; esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, sosyal ve kültürler arası beceriler, üretkenlik, sorumluluk ve liderlik becerileri ve yetkinlikleri olarak özetlenen 21. yüzyıl becerileri, öğrencileri geleceğe hazırladığını iddia eden bir okulun en önemli sınanma ve sorgulanma alanlarından birisi durumundadır artık.

Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimize, tüm değerleriyle sahip çıkıyor, yaşatmak ve yüceltmek için çalışıyoruz. Cumhuriyet Bayramı’nı her yıl daha büyük coşku ile kutlayarak gelecek nesillere bu değerlerimizi aktarıyoruz. Ecdadımızın yoklukla yazdığı kahramanlık destanını, bizler de bugün eğitim alanında yazmak istiyor, tüm eğitim içeriklerimizi Cumhuriyetimizin değerleri doğrultusunda hazırlıyoruz. Bu değerler doğrultusunda öğrencilerimizi; fikri, vicdani ve irfanı hür, çağın ayak uyduran ve geleceğe hazırayan, yurdunun ve insanlığın geleceği için çalışmayı onur bilen, kendine güvenen, yaratıcı ve Atatürkçü birey olarak yetiştirmek en büyük amaçlarımızdan olmuştur.

Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Cumhuriyetin ilanıyla, Atatürk öğretmenlik mesleğini çağdaş, ulusal ve laik bir temele dayandırmıştır. 1924'te öğretmenlik mesleği yasayla tanımlanmış olup, yasal bir meslek niteliğine dönüşmüştür. Teknoloji araçlarının gelişmesi, eğitime teknolojinin entegre olması öğretmenin toplumdaki yerini geriletmiş gibi gözükse de eğitim sistemini empati, duygu ve anlayış gibi duygular barındıran, mantık- muhakeme yapabilen, üretebilen öğretmenler ileri seviyeye taşımaya devam edecektir.
‘Geleceğin Türkiyesi’nde Eğitim’ raporuna baktığımızda eğitim sisteminden, ekonomik, politik ve sosyokültürel sistemlerdeki gelişmeler sebebiyle talep ve beklentiler artmakta olup çeşitlenmesi beklenmektedir. Bu bağlamda önümüzdeki yıllarda Türk eğitim sisteminin başarması gereken oldukça esaslı değişikliklerin olduğunu söylemek mümkün öncelikle Bu değişimler eğitim sisteminin temel hizmet birimleri olan sınıflarda ve okullarda gerçekleşecektir. Bu değişimde de öğretmenin rolü kritiktir.

GİRNE KOLEJİ’NİN 2023 AJANDASINDA NELER OLACAK?
2023’te Cumhuriyetin 100. Yılı kutlanacak. Kurum olarak 2023’e yönelik planlarınız neler olacak?
Eğitim programlarımızın daha iyi bir noktaya taşınması için önümüzdeki yıllarda gerçekleştirilecek program revizyonlarında program tasarımında yerelleşme, esneklik ve çeşitlilik, bütüncül gelişimi hedefleme, disiplinler arası yaklaşım vb. ilkeler daha fazla yer alacaktır. Girne Amerikan Üniversitesi iş birliği ile yürüttüğümüz Eğitim Akademileri ile bu süreçte herkesin ihtiyaç duyduğu konularda daha yetkin ve etkin hale gelmesini sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca; ilerleyen teknoloji, yeni nesil çocukların gelişimi ve dönüşümü gibi konularda ilgili veli akademilerimiz, geleceğin meslekleri ve planlama gibi konularda öğrencilere farkındalık kazandırma amaçlı düzenlediğimiz öğrenci akademilerimiz de devam edecek.
Öğrenciyi eğitim sürecinde etkilenen olmaktan çıkarıp bir bileşen haline getirmek üzerine kurguladığımız programlarımızı geliştirerek ilerliyoruz. Öğrencilerimizi; yaşam becerilerini, öz düzenleme becerisini, değişim yönetimini, EQ zekayı entegre ettiğimiz programlarla yaşama hazırlıyoruz. İki dilde yabancı dil eğitimi, Oracy Yaklaşımı, Yaratıcı Drama gibi programlarla kendini ifade eden iletişim becerileri yüksek çocuklar yetiştiriyoruz. Çocuklarla felsefe, matematik- fen- teknoloji okuryazarlığı, düşünme becerileri, inovasyon ve yaratıcılık becerileri ile entegre ettiğimiz derslerimizde sorgulayan, üreten, fark eden, öz benliği yüksek bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. Geleceğin dünyasına hazırladığımız öğrencilerimize kendimizi yenileyerek, geliştirerek dünyanın kapılarını açmaya devam edeceğiz.

Son Güncelleme: Pazartesi, 31 Ekim 2022 16:06

Gösterim: 558


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.