banner

İELEV öğretmenlerinin pusulası “Cumhuriyet Değerleri”




Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek İELEV Okullarının öne çıkan ilkeleri arasında yer alıyor. İELEV Okulları öğretmenleri 99. Yılında Cumhuriyet’in eğitimde kazanımlarını artı eğitim’e anlattılar. 

ielev_ekim_2022EVRENSEL GİDEN YOL ULUSALDAN GEÇİYOR
Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Yılmaz Elgün - İELEV Özel Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı: İstanbul Erkek Lisesinin köklü eğitim geleneğinin devamı olan İELEV Okullarının, evrensel ve ulusal kültüre bağlılığı vurgulayan temel değerleri aynı zamanda eğitim-öğretim ilkelerimizin deniz feneridir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini odak noktasına alan okulumuzda Atatürk’ün dil duyarlılığını rehber edinerek Türkçe'nin çağdaş ruhunu gelecek nesillere aktarmak amacıyla İELEV'im dergisinde yayımladığımız yaratıcı yazarlık çalışmalarının yanı sıra Türk Dil Bayramı, serbest kürsü, münazara gibi etkinliklerle dil duyarlılığı yaratmaya çalışıyoruz. Bu duyarlılığı sadece okulumuzla sınırlamamak, diğer okullarda okuyan çocuklarımız için de olanağa dönüştürmek amacıyla yılda bir kez İELEV Yaşar Kemal Öykü Yarışması düzenliyoruz. Yaşar Kemal Vakfının onayıyla düzenlediğimiz yarışmaya katılım oranını doğru yolda olduğumuzun işareti kabul ediyoruz. Evrensele giden yolun ulusaldan geçtiği bilinciyle, kültürel değerlerimizi koruyarak insanlık ailesinin çağdaş bir parçası olmaya çalışan öğrenciler yetiştiriyoruz. Atatürk’ün, çocukları bize emanet ettiğini aklımızdan çıkarmadan…

Gül Süner - İELEV Özel Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni: Cumhuriyet; kişiye seçtikleri aracılığıyla değerlerini koruyup, geliştirip, yaşatmasına olanak tanıyan bir yönetim biçimi. Biz de kurumumuzda dürüst, yardımsever ve bilinçli bir gençlik yetiştirmenin değerlerimize sahip çıkarak başarılacağına inanıyoruz. Bilimselliği odağına alan, mücadele ruhuna sahip, adil, çağdaş, saygılı, ulusal kültürüne sahip çıkan ve farklılıkların zenginliğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek kurumumuzda öne çıkan ilkeler. Bu bağlamda Cumhuriyet’in renkleriyle kurumumuzun renklerinin birbiriyle uyumlu ve iç içe geçmiş olduğunu söyleyebilirim, tıpkı bir ebru tablosunda olduğu gibi. Öğrencilerimiz kurumumuzda gerek akademik gerekse sosyal alanlarda Cumhuriyet ile birlikte kazanılan akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilen değerler içinde var olabildikleri için Cumhuriyet’i bir yaşam biçimi olarak görebiliyorlar. Örneğin bu sene başında yaptığımız “Öğrenci Sesi Çalıştayı”nda okul yaşantılarının mutlu ve verimli geçmesi için kendilerine düşen sorumlulukları belirlediler, aynı zamanda bu etkinlikte okulun en kıymetli paydaşı olduklarını ve düşüncelerinin de çok değerli olduğunu hissettiler.
Ulu Önder Atatürk’ün inşa ettiği Cumhuriyet’in felsefesinin her daim gelecek nesillerimizin pusulası olmasını dileyerek, nice 99 yıllarımız olsun diyorum... 

İDEALİST ÖĞRETMENLER İÇİN EĞİTİM FAKÜLTELERİNE ÖNEM VERİLMELİ
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Tuğba Toköz - İELEV Özel Ortaokulu Sosyal Bilgiler Zümre Başkanı: Atatürk, cumhuriyet rejiminin muhtaç olduğu ortamın ve altyapının, toplumda köklü değişikliklerle gerçekleşebileceğine inanıyor; gelecekteki mutlu millet idealinin müspet ilim ile mümkün olduğunu, bunun da yeni kuşaklara verilecek eğitime bağlı olduğunu kabul ediyordu. Nitelikli eğitimin de ancak nitelikli öğretmenler ile mümkün olabileceğini yaptığı konuşmalarda pek çok kez vurgulamış ve ancak o zaman fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar yetişeceği inancına sahipti.
Geçmişe baktığımızda öğretmen kimliğinin oluşmasında en önemli yer eğitim enstitüleri ve öğretmen okullarıydı. Bu okullarda yetişen öğretmenler hayatın her alanında öğrencilerini yetiştirme bilincine sahiplerdi. Bizler de onların yetiştirdiği öğrenciler olduk. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte zaman zaman eğitim fakültelerinde plansız ve programsız yapılanma öğretmenlerin niteliklerini azalttı.
Günümüzde öğretmenlerin büyük kısmının akla ve bilime önem veren, eleştirel düşünebilen, çevresine ve dünyaya duyarlı, çağdaş bireyler yetiştirme konusunda idealist olduğunu görüyoruz. Hayatta başarılı ve problem çözebilen, teori ile pratiği birleştirmeye önem vererek plan ve program yapan çağdaş, özgür düşünceyi destekleyen öğretmenlere rastlayabiliyoruz. Bu idealdeki öğretmenlerin yetiştirilmesine eğitim fakültelerinde daha çok ağırlık verilmesi Cumhuriyet'in temel değerleri ile yolumuzun aydınlanmasını ve refah toplumun oluşmasını kolaylaştıracaktır.

Arzu Bakanoğlu - İELEV Özel Ortaokulu Matematik Öğretmeni: Bir ülkenin gelişim ve çağdaşlık seviyesi eğitimiyle doğru orantılıdır. Ülkelerin en kıymetli varlığı eğitilmiş insan gücüdür. Bunu gerçekleştiren öğretmenlerin ülkemizdeki değeri Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği öncelikler sayesinde arttı. Yine bu dönemde eğitim planları ve öğretmenlerin yetiştirilmesi ile ilgili büyük atılımlar gerçekleştirildi. Geçmişten günümüze kadar öğretmenin değeri ile birlikte eğitim süreci de birçok değişikliğe uğradı. Daha önceleri bilgiyi sunan kişi rolünde olan öğretmenler, günümüzde öğrencilerin bilgiye ulaşma sürecine rehberlik eden, öğrencilerin öğrenme sürecini planlayarak öğrenme ortamları oluşturan kişi rolüne bürünmüştür. Günümüzde gelişmeleri takip eden, sorgulayan, fikirlerini özgürce ifade edebilen, üretken bir nesil yetiştirmek için önceliğimiz iyi bir öğretmen kadrosuna sahip olmak olmalıdır. Bunun için de hem iyi bir öğretmen yetiştirme programı benimsemeli hem de öğretmenlerin itibarı en üst seviyeye getirilmelidir. 

NİTELİKLİ EĞİTİM TOPLUMUN NİTELİĞİNİ ARTIRIR
Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Filiz Akınal - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Türkçe Zümre Başkanı:Dante: "Eğitim ekmek ve sudan sonra halkın en zorunlu ihtiyacıdır." diyerek yüzyıllar öncesinden eğitimin önemine vurgu yapmıştır. Sınırların kalktığı ve bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir dünyada eğitimin birey ve toplumun gelişiminde etkisi yadsınamaz. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bir çağda gelişmelere ayak uydurmak, dünyaya daha vizyoner bir pencereden bakabilmek, yeni fikirler üretebilmek ancak eğitimle mümkündür. Mark Twain yıllar öncesinden "Eğitim kafayı geliştirmek demektir, belleği doldurmak değil." dediğinde eğitim sayesinde fark yaratan bireylerin yükselerek toplumları da yükselteceğine ve yönlendirebileceğine vurgu yapmıştır. İnsan ve toplumun kendini yeniden üretmesinde eğitime çok iş düşmektedir. Eğitim; insanı yapıcı, yaratıcı duygularla beslediği gibi ona düşünsel zenginlikler de kazandırır. Yaşamın çeşitliliğine, çok renkliliğine değer veren ve bütün bunlardan zevk duyan biri yaşadığı hayatı güzelleştirmekle kalmaz, başka insanlar için de hayatı kolaylaştırır. Basketbol oynamak, resim yapmak, şarkı söylemek, kuzuları sevmek, doğaya saygı duymak da eğitimdir ve bunları bize yine eğitim öğretir. Abraham Lincoln, oğlunun öğretmenine yazdığı mektupta eğitimin bireydeki değişiminin toplumda da değişimi başlatacağının farkındadır aslında. İnsanların aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları aşikardır, bu nedenle her bireyin nitelikli bir eğitimden geçmesi toplumun niteliğini de olumlu anlamda etkileyecektir. 

TÜRKİYE’NİN EĞİTİM HEDEFLERİ GÜNCELLENMELİ
21. Yüzyılda Türkiye’nin eğitimde geleceğe dönük hedefleri neler olmalı? Bu yönde hangi alanlara öncelik verilmeli? önerileriniz nelerdir?
Mine Gür Atalay - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Sosyal Bilgiler Bölümü Zümre Başkanı: 21. yüzyıl, insanlığın kendinden önceki çağlardan taşıdığı pek çok bilgi, beceri ve deneyimin hızlı bir biçimde boyut ve anlam değiştirdiği bir çağ. Her tür bilgiye en hızlı şekilde ulaşımı mümkün kılarken aynı hızda bu bilginin dönüşümüne de uyum yapmayı zorunlu kılmakta. Ülkelerin büyüklüklerinin yüz ölçümü ya da insan sayısıyla değil, bilime ve insana yaptıkları yatırım sonucunda teknolojide çağa liderlik etmekle ölçüldüğü, ekonomik verilerin bir savaş stratejisine dönüştüğü böylesi bir zamanda, eğitimin bu dönüşümün dışında kalması düşünülemez.
Tarihin en belirsiz dönemlerinden birini deneyimlediğimiz pandemi sürecinde gördük ki yüzyılın ihtiyaç duyduğu becerilerden belki de en önemlisi esneklik ve uyum gösterebilme yetisiydi. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenmenin, değişimin hızına tolerans göstermenin ne denli önemli olduğunu bizzat tecrübe ettik. Bu bağlamda, geleceğin değişken ihtiyaçlarına cevap verecek nesiller yetiştiren eğitim sistemleri de tüm paydaşlarıyla, gelecek hedeflerini yeniden gözden geçirme ve samimiyetle dönüştürme sorumluluğunu taşımak zorundadır.
Bu zorunluluktan hareketle:
* Çağın ihtiyaçlarını bilimsel verilerle analiz edebilen,
* Kendini ve potansiyelini gerçekçi hedeflerle ilişkilendirebilen,
* Sorunu fark etmekle kalmayıp çözüme aktif katılım gösteren,
* İnsiyatif kullanmakta istekli,
* Farklılıklara dair kabul sınırı geniş,
* Ekolojik bütünselliğe katkı sağlayan,
* Her tür ayrımcılığa karşı kapsayıcı bir iletişim dilini içselleştirmiş,
* Kalıp yargılara sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşan,
* Kendi gerçekliğinin yanında dezavantajlı olanı fark edebilen,
* İnsan hakları ve fırsat eşitliğine duyarlı,
* Eleştiriye, şeffaf iletişime ve birlikte gelişmeye açık bir liderlik anlayışı taşıyan bireyler yetiştirmeye dönük olarak Türkiye eğitim hedeflerini en hızlı biçimde güncellemelidir.

Aynı zamanda bu niteliklere sahip bireylerin potansiyellerini, geleceğe öncülük edecek üretime dönüştürmek konusunda da genç nesillere alan açmayı öncelikleri arasına almalıdır. 

EĞİTİMDE YARATICILIK
Rahime Elmas - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Müdür Yardımcısı Matematik Öğretmeni: Ülkemizin geleceği olan bireylerin kendilerini yalnızca ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerdeki bireylerin arasında da fark yaratabileceği özelliklerle donatması gerekmektedir. Bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak kişinin kendini keşfetme serüveninde en önemli yollardan biri de yaratıcılık potansiyelini ortaya çıkarabilmektir. Yaratıcılık, bir toplumun gelişiminde ve refaha ulaşmasında en önemli değerlerden biridir.
Birey, yaratıcılık ile bütün bilimsel problem çözme basamaklarını gerçekleştirirken; merak eder, sorgular, gözlemler, araştırır, eksiklikleri fark eder ve özgür düşünce yapısıyla harmanlayarak bir sonuca ulaşır.
Yaratıcılık, ancak uygun olarak kurgulanmış bir eğitim sisteminin içerisinde varlık gösterebilir. Öğrencilerin yaratıcılıklarını beslemek için ihtiyacımız olan öğretim yöntem ve tekniklerinde anaokulundan üniversiteye kadar sürdürülebilir ve gelişime açık öğretim stratejileri, yöntem ve teknikleri kullanılmalı ve bu teknikler uygun ölçme araçları ile geliştirilmelidir. Eğitim çerçevesi esnetilerek öğrenciye özgür düşünme alanları yaratırken onlara farklı zaman ve mekânlar sunulmalıdır. İstenilen kaynaklar ulaşılabilir olmalıdır.
Öğretmenler; hazır bilgiyi öğrenciye sunmak yerine onlara düşünme becerilerini geliştirecek sorular sormalı, öğrencilerin projeler geliştirmesine ve yaparak yaşayarak öğrenmesine olanak tanımalılar. Öğrenciyi merkeze alarak yaşam boyu öğrenmelerini sağlamalılar.
Ayrıca bu yolda öğrenciye rehberlik edecek öğretmenin her şeyden önce kendisini bu özelliklerle donatıp yetiştirmesine; yaratıcı özellikleri öncelikle kendisinin taşımasına ihtiyaç vardır.
Yaşam boyu öğrenme, toplumdaki her birey için vazgeçilmez olmalıdır. 

EĞİTİM VAZGEÇİLMEZ
Eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Semra Özgel Hakgör - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Sınıf Öğretmeni: Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı sözlerinden alıntı yaparak düşüncelerimi ifade etmek isterim.“Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile olan bağlarımızı kopartamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş, çağdaş bir millet olarak medeniyet düzeyinin de üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.” diyen Mustafa Kemal Atatürk, farklı alanlarda eğitim almak üzere yurt dışına gönderdiği öğrencilerden birine “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” sözüyle bu gençlerin toplumsal gelişmeye katkılarını çok net ifade etmiştir. Kıvılcım olarak giden bu gençler yurda döndüklerinde birçok alanda ilklere imza atmış, gelişimin öncüleri olmuşlardır. Eğitim ordusunun bir ferdi olan bizler, geleceğin aydınlık yüzü için gelişimin, toplumsal gelişme için her alanda eğitimin vazgeçilmez derecede önemli olduğunun bilincinde çalışmalarımıza devam etmeliyiz.

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.