banner

63 Yıldır “Kültür” Bir Öğretmen Okuludur




Biriz Kutoğlu - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü: “Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen KÜGEM (Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi) öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez olarak her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.”

biriz_kutoglu_kasim_2022Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Biriz Kutoğlu: Öğretmenlik, tüm toplumlarda sosyal, ekonomik, kültürel ve politik yönden değerlendirildiğinde çok önemli işlev ve sorumlukları olan bir meslek. Eğitim; sosyal, hukuk, politika, ekonomi gibi birçok alan ile etkileşim halinde olduğu için, eğitim sisteminin en önemli paydaşlarından olan öğretmenin kalitesi ve toplum içindeki değeri ve statüsü diğer alanlardaki gelişmeleri de etkiliyor. Öğretmen, içinde yaşadığı toplumun değerlerini gelecek kuşaklara aktaran ve aynı zamanda toplumun gelişmesini ve ilerlemesini, çağdaşlaşmasını sağlayan önemli bir güç. Diğer bazı mesleklerden farklı olarak geniş bir insan kesimiyle ilişki ve etkileşim içinde yerine getirilen bir meslek olan öğretmenlik, sadece okul ve sınıf ortamında öğrencilerle değil, okul dışında veliler ve toplumla da iç içe olan bir meslektir. Bu sebeplerden, öğretmenlik mesleği, bilinçli bir şekilde seçilmesi gereken, toplumsal sorumluluğun üst düzeyde taşındığı bir meslektir.

YETKİNLİK BAZLI DEĞERLENDİRME YAPILIYOR
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Biriz Kutoğlu: Kurumumuz, öğretmen seçimine her zaman ilk sırada önem vermiştir. Tüm öğretmenler, kurulan komisyonlar tarafından yetkinlik bazlı mülakatlardan geçerler. Örnek ders anlatımı ve referans araştırması sonucu istihdam edilirler. Öğretmenler; temel olarak araştırma becerisi, problem çözme becerisi, sınıf yönetimi, eğitim felsefesi, teknolojik okur-yazarlık derecesi, kaynak tarama ve yayın üretme, yabancı dil bilgisi vb. ölçütler açısından değerlendirilir. Çocukların ve gençlerin donanımlı, nitelikli öğretmenler tarafından eğitim almaları bizim için çok önemli.

biriz_kutoglu_kasim_2022Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Biriz Kutoğlu: Kültür Kolejinin kurulduğu günden bugüne 63 yıldır “öğretmenler” okul kültüründe hep merkezde tutulmuş… Öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, kurumun stratejik planında kritik performans göstergeleri arasına girmiş… Halen de öyle… Hatta başlı başına bir marka haline gelen “KÜGEM” öğretmenlerin mesleki gelişimi için okul bünyesinde oluşturulmuş önemli bir merkez. KÜGEM’in açılımı “Kültür Okulları Geliştirme ve Eğitim Merkezi”, adından da anlaşılacağı üzere KÜGEM’in amacı, İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarındaki yönetsel ve operasyonel süreçlerin geliştirilmesine katkı sağlayacak hizmet içi eğitimleri, panelleri, konferans ve söyleşileri planlamak, gerçekleştirmek ve sonuçlarını değerlendirmektir. Okullarımızdaki eğitim ve öğretimin niteliğinin geliştirilmesi için İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin de desteğiyle yönetici, öğretmen, veli, personel ve hizmetlilere yönelik eğitim çalışmaları ve çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Okullarımızda tüm hizmet içi uygulamaları, kurumun dört yıllık stratejik planı ve her bir okulun performans planına uygun olarak gerçekleştirilir. Her yıl, ağustos ayında motivasyon dolu bir günle açılışı yapılan KÜGEM, her yıl bir dizi hizmet içi eğitim faaliyetinin gerçekleştirildiği önemli bir çatıdır.

EĞİTİMDE ÇAĞDAŞ, YENİLİKÇİ VE İNŞACI ANLAYIŞ ÖNE ÇIKIYOR
Geleneksel eğitim ve geleceğin eğitiminde ortak noktalar ve farklılaşan unsurlar neler? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynuyorlar?
Biriz Kutoğlu: Gelenekselci anlayışın temel yaklaşım biçimi; mekanik, ezberci, otoriter ve standart iken temel kavramları başarı, rekabet, birincilik, saygınlık, mükemmelliktir. Çağdaş, yenilikçi ve inşacı anlayışın yaklaşım biçimi; eleştirellik, sorgulayıcılık, farkındalık, yaratıcılık, aykırılık ve alışılmış davranışları bozma gibi nitelikleriyle ön plana çıkmaktadır. Temel kavramları ise kabiliyet, ilgi, ihtiyaç, çoklu zekâ, öğrenen merkezliliktir. Geleneksel-ezberci anlayış bireyleri terbiye etme üzerine şekillenip bireyleri eğitilmesi gereken nesneler olarak konumlandırırken, çağdaş-inşacı eğitim ise bireylerin yetenek, ilgi ve zekâ farklılıklarına önem verir. Dolayısıyla bu anlayışta eğitmen ya da konu değil öğrenen merkezdedir.
Ülkelerde eğitimde nitelik, eşitlik ve etkililikle ilgili gözlenen farklılıkların analizi, öne çıkan uygulama ve yaklaşımların hangi değişkenler ile ilişkili olabileceğinin uluslararası araştırmalar yoluyla değerlendirilmesi, sistemlerin iyileştirilmesine yönelik önemli farkındalıklar sağlamaktadır. Bu anlamda OECD tarafından yayınlanan Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi raporunda, her öğrencinin öğrenebileceğine ve yüksek bir başarı düzeyi yakalayabileceğine inanılır. Öğretmenler öğrencilere “neden” ve “nasıl” soruları sorarak anlamayı ve derinlikli düşünmeyi teşvik etmelidir. Son yıllarda öğretim programlarının daha derinlikli ve disiplinler arası düşünmeye zemin sağlayacak yapıda tasarlanmasına yönelik çalışmalar dikkat çekiyor.

ÖĞRETMENLER SORUMLULUK ALMALI
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor?
Ceren Can - Kültür Fen Lisesi Fizik Öğretmeni: Bildiğiniz üzere farklı bir çağda yaşıyoruz. Günümüz gençleri bilgiyi edinmek için birçok yolu denemekte. Bu nedenle öğretmenlik mesleği daha kapsayıcı bir hal aldı. Şimdilerde öğretmenler eğitimin, kendileri için de vazgeçilmez olduğunun farkında. Teknoloji geliştikçe bilgiye ulaşma süreci de kendini değiştiriyor. Sonuçta öğretmenler olarak bizler süreçten ayrı değiliz. Hatta sürecin tam da ortasındayız. Bu durumun farkında olan eğitim-öğretim kurumları, öğretmenleri için bilgi çağına uygun eğitimler düzenleyerek zamanın önüne geçme peşinde. Bu süreçte ilk dönüşen, gelişim geçirenler aslında öğrencilerimiz oluyor. Günümüzde gelişmeyen, dönüşmeyen bireylerin zamanın gerisinde kaldığını görüyoruz. Buna öğretmenlik mesleği de dahil. Öğretmenler kendi alanlarında yeterli olmanın dışında, bilgi ve teknoloji çağına ayak uydurmak hatta zamanın ötesine geçmek için sorumluluk almalı.

DİJİTAL MATERYALLERİ ETKİN KULLANMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında öğretmenler ne düşünüyor?
Recep Kiraz - Kültür2000 Koleji TDE Öğretmeni: Günümüzdeki öğrenci profili teknolojiyi etkin kullanabilen, bilgiye zaman kaybetmeden hızlıca ulaşmak isteyen, oyun içerikli çalışmaları önemseyen, keşfederek öğrenmeyi önceleyen, basılı ve metin içerikli kaynaklar yerine dijital kaynakları tercih eden bir yapısal özellik göstermektedir. Dolayısıyla biz öğretmenlerin de değişen bu öğrenci profiline paralel olarak bir değişim ve dönüşüm yaşamamız kaçınılmazdır. Geleneksel öğretme yöntemleriyle öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları öğrenme ortamına katmak çok güç olmaktadır. 21. yüzyılın öğretmenleri olarak öğrencilerimizi bilgi teknolojisi toplumuna hazırlarken belirli yeterlilikleri kazanmış olmamız gerekiyor. Tabii ki alan bilgisine, öğrenciyi tanıma ve farklı ders etkinlikleri tasarlayabilme becerisine sahip olmalıyız. Ama bunların dışında konunun özelliğine göre farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmalı, öğrencilerin derse aktif katılımlarını sağlamalıyız. Öğrencilerimizin girişimcilik, eleştirel düşünme, araştırma, sorgulama ve keşfetme becerilerini harekete geçirmeliyiz. Eğitim etkinlikleri planlarken bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmalı, öğrenme ortamını sıkıcı olmaktan uzaklaştırmalı, öğrenme sürecinin kararlarına öğrenciyi de dahil etmeliyiz. Öğrencilerin düşüncelerini özgürce dile getireceği bir öğrenme iklimi oluşturmalı, açık uçlu sorularla yeni düşüncelerin gün ışığına çıkmasına katkıda bulunmalı, en önemlisi de dijital materyali ve görsel, işitsel uyarıcıları etkin kullanmalıyız.
Metin Çarbuğa - Kültür Koleji Anadolu Lisesi TDE Öğretmeni: Günümüzde özellikle pandemi sonrası öğrenci profili oldukça değişken bir hâl almaya başladı. İki tür öğrenci modeli ortaya çıktı: Teknolojik eğitimden yana olanlar ve teknolojik eğitime karşı olanlar. Bu süreçte öncelikle etkin rehberlik çalışmaları, sadece okul değil, ülke bazında, yapılmalı. Geziler ve aktivitelerle öğrencilerin sosyal benlik algısı yüksek ve dışa dönük bireyler olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca disiplinler arası ve disiplinler üstü çalışmalarla akademik yönden öğrencilere destek verilmelidir.

Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Burcu Köprülüoğlu - Kültür2000 Koleji Türkçe Öğretmeni: Eğitimde hiç kuşkusuz öğretmenin bireysel karar alma kabiliyeti çok mühimdir. Gelişen olumlu veya olumsuz durumlar içinde iletişim faktörünü etkin şekilde kullanan öğretmen, eğitim sürecindeki krizleri doğru biçimde yönetecektir. Öğretmenlerin mizacı dolayısıyla gelişen yanlış karar alma korkusu, kararın sorumluluğunu üstlenememe gibi bireysel farklılıkların eğitimde karar alma sürecini olumsuz etkilediğini düşünmekteyim. İletişim becerisi gelişmiş, özgüven sahibi öğretmenlerin bireysel karar alırken daha başarılı olduğu söylenebilir.
Nergis Işık - Kültür Koleji İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Karar süreci yönetim biliminin en önemli kavramlarından biridir. Başarılı bir yönetim, ancak başarılı karar verme süreci ile gerçekleşebilir. Günümüzde eğitim ve öğretimin; öğrenci merkezli olması, bilgi ve teknoloji tabanlı eğitim uygulamasının artması sonucunda oluşan taleplerin karşılanabilmesi için öğretmenlerin sınıflarda eğitim verme görevlerine ilave olarak, okul yönetiminde karar verme süreçlerine dahil edilmesi artık zorunluluk haline gelmiştir. Eğitim, öğretim mutfağında olan öğretmenlerin hatta tüm iç ve dış paydaşlarının karar verme sürecine katkı sağlaması gerekmektedir. Bu karar sürecinde öğretmenler aynı zamanda iş doyumunu sağlayarak motivasyon düzeylerini artıracaklardır. Bu aynı zamanda bir yükümlülük ve emek verdiği sürece somut olarak dahil olmaktır. Sonuç itibariyle, öğretmenlerin karar sürecinde söz sahibi olması eğitim öğretim sürecinde birçok yenilik, fayda ve iyileştirici ortamlar sağlayacaktır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.