Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Öğrenci yurtlarında ücretsiz internet dönemi başlıyor
YURTKUR Genel Müdürü Albayrak, "İnşallah kısa zamanda YURTKUR gençliğine bedava internet erişimi sağlanacak" dedi.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, Ordu'da yapımı devam eden YURTKUR Ordu Lebibe-Engin Karlıbel Yurdu'nda incelemelerde bulundu.
YURTKUR'a bağlı yurtlarda kalan öğrencilerin ücretsiz internet kullanımına ilişkin, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın protokol imzaladığını anımsatan Albayrak, şöyle devam etti:
''Bu protokol ile Türkiye'deki bütün yurtlarımızda ve bundan sonra açılacak yurtlarımızda öğrencilerimiz ücretsiz internet kullanabilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın ilk yıl 100 milyonluk yatırımıyla internet bağlantı işlemi başlamıştır. Bu anlamda her türlü işlem başlamıştır. Mart ayının sonuna kadar mutlaka her ildeki bir yurdumuzda ücretsiz internet sistemini sağlayacağız. Ancak önümüzdeki yıl tüm yurtlarımızda internet bağlantısı yapılmış olacak.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğrenci yurtlarında ücretsiz internet dönemi başlıyor
YURTKUR Genel Müdürü Albayrak, "İnşallah kısa zamanda YURTKUR gençliğine bedava internet erişimi sağlanacak" dedi.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, Ordu'da yapımı devam eden YURTKUR Ordu Lebibe-Engin Karlıbel Yurdu'nda incelemelerde bulundu.
YURTKUR'a bağlı yurtlarda kalan öğrencilerin ücretsiz internet kullanımına ilişkin, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın protokol imzaladığını anımsatan Albayrak, şöyle devam etti:
''Bu protokol ile Türkiye'deki bütün yurtlarımızda ve bundan sonra açılacak yurtlarımızda öğrencilerimiz ücretsiz internet kullanabilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın ilk yıl 100 milyonluk yatırımıyla internet bağlantı işlemi başlamıştır. Bu anlamda her türlü işlem başlamıştır. Mart ayının sonuna kadar mutlaka her ildeki bir yurdumuzda ücretsiz internet sistemini sağlayacağız. Ancak önümüzdeki yıl tüm yurtlarımızda internet bağlantısı yapılmış olacak.''
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Şubat 2013 12:53
Gösterim: 2480
Bakırköy'deki bir lisede edebiyat öğretmenine mobbing uyguladığı gerekçesiyle yargılanan okul müdürü, iki yardımcısı ve iki öğretmen, beraat etti.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan okul müdürü M.K, müdür yardımcıları S.T. ile A.H.T. ve öğretmenler C.Ş. ile A.B.K. katıldı.
Müşteki edebiyat öğretmeni F.İ'nin avukatı, savcının mütalaasına karşı süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, dosyanın geldiği aşamaya göre, usul yönünden müşteki tarafın mütalaaya katılmadığını belirttiği ve müdahil vekiline mütalaaya karşı yazılı beyanda bulunması için süre verilmesi talebinin usule aykırı görüldüğünden reddine karar verdi.
Son sözleri sorulan sanıklar, beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında atılı suçtan cezalandırılmaları için kamu davası açıldığını belirterek, toplanan deliller, sanıkların savunmaları, Adli Tıp Kurumu raporu, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri kanıtlanamadığından sanıkların beraatlerine karar verdi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Bakırköy'deki bir liseye edebiyat öğretmeni olarak atanan F.İ. hakkında okul müdürü M.K'nin bir takım kötü yakıştırmalarda bulunduğu belirtildi.
Okul müdürünün öğrencileri de kullanarak F.İ. hakkında dedikodular yaymaya başladığı kaydedilen iddianamede, M.K'nin öğretmeni okuldan uzaklaştırmak için hakkında tahkikat yaptırdığı ifade edildi.
2 müdür yardımcısı ile 2 öğretmenin de F.İ'ye psikolojik baskı yaptığı kaydedilen iddianamede, müdür M.K, yardımcıları S.T. ve A.H.T. ile öğretmenler C.Ş. ve A.B.K'nin ''kamu görevlisine işkence yapma'' suçlamasıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bakırköy'deki bir lisede edebiyat öğretmenine mobbing uyguladığı gerekçesiyle yargılanan okul müdürü, iki yardımcısı ve iki öğretmen, beraat etti.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan okul müdürü M.K, müdür yardımcıları S.T. ile A.H.T. ve öğretmenler C.Ş. ile A.B.K. katıldı.
Müşteki edebiyat öğretmeni F.İ'nin avukatı, savcının mütalaasına karşı süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, dosyanın geldiği aşamaya göre, usul yönünden müşteki tarafın mütalaaya katılmadığını belirttiği ve müdahil vekiline mütalaaya karşı yazılı beyanda bulunması için süre verilmesi talebinin usule aykırı görüldüğünden reddine karar verdi.
Son sözleri sorulan sanıklar, beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında atılı suçtan cezalandırılmaları için kamu davası açıldığını belirterek, toplanan deliller, sanıkların savunmaları, Adli Tıp Kurumu raporu, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri kanıtlanamadığından sanıkların beraatlerine karar verdi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Bakırköy'deki bir liseye edebiyat öğretmeni olarak atanan F.İ. hakkında okul müdürü M.K'nin bir takım kötü yakıştırmalarda bulunduğu belirtildi.
Okul müdürünün öğrencileri de kullanarak F.İ. hakkında dedikodular yaymaya başladığı kaydedilen iddianamede, M.K'nin öğretmeni okuldan uzaklaştırmak için hakkında tahkikat yaptırdığı ifade edildi.
2 müdür yardımcısı ile 2 öğretmenin de F.İ'ye psikolojik baskı yaptığı kaydedilen iddianamede, müdür M.K, yardımcıları S.T. ve A.H.T. ile öğretmenler C.Ş. ve A.B.K'nin ''kamu görevlisine işkence yapma'' suçlamasıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Şubat 2013 12:40
Gösterim: 2084
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yusuf Devran’ın yükseklisans sınavında öğrencileri fişlediği iddiasıyla açılan davada, mahkeme yapılan sınavı hukuka aykırı bularak iptal etti.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yusuf Devran tarafından yükseklisans sınavında yanına PKK anlamına gelen 'p' harfi konarak fişlendiğini, dekanın jüri üyelerine kendi listesini dayattığı ve sınavların şüpheli olduğunu iddia ederek İdare Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma için başvuran Azad Bedirhan'ı mahkeme haklı buldu.
Mahkeme kararında sözlü sınavda açıkça hukuka aykırılık olduğunu belirtti. Bedirhan yeniden sözlü sınava girecek.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Dekan Prof.Dr. Yunus Devran’nın doktora ve yüksek lisans sınavında ‘kabul edilecekler’ listesi hazırladığı ve Doç.Dr. Gözde Yılmaz’ın listeleri imzalaması için tehdit ettiği iddia edilmişti. Dekan’ın ayrıca öğrencileri fişlediği de ileri sürülmüştü. 32 kişinin adının olduğu listede yedi öğrencinin yanında çeşitli harfler bulundugu idda edilmişti. 5 öğrenci dekan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Fişlendiğini iddia eden, Kürt olduğunu çin bunları yaşadığını bir soruşturmasının bil olmadığını anlatan Halkla İlişkiler mezunu ve bölüm birincisi Azad Bedirhan, ayrıca idare mahkemesine de dava açmıştı.
Sözlü sınav komisyon üyeleri ayrı ayrı puanlama yapmamış
İstanbul 10. İdare Mahkemesi, sözlü sınavda açıkça hukuka aykırılık olduğunu belirterek kararda şöyle dedi:
“...gönderilen bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere; yapılan sözlü sınavda sözlü sınav komisyon üyelerinin her birinin ayrı ayrı verdikleri puanların olmadığı ve tüm komisyon üyelerinin tek bir değerlendirmesinin olduğu, davacıya sözlü sınavda hangi soruların sorulduğu, bu sorulara davacı tarafından verilen yanıtlara hangi puanların verildiği gibi hususların açıklığa kavuşturulmadığı, mülakat puanlaması yapılırken hangi kriterlere göre puanlama tablosunun oluşturulduğunun belli olmadığı, davacıya verilen puanlar için veya kırılan puanlar için hiçbir açıklamanın yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Telafisi güç zararlar doğar
Bu durumda; ölçme ve değerlendirme ilkesi uyarınca idarece, sınav komisyonu tarafından sınav öncesinde hazırlanarak tutanağa bağlanmış soruların ve cevap anahtarlarının ve sınav sırasında, davacıya sorulan soru ve verilen yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun taktir edildiğinin (düşük not verilmesi durumunda gerekçeleriyle) ortaya konulmasının gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır... Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına oybirliğiyle karar verildi.” arara göre düzgün ölçme ve değerlendirme kriterleri çerçevesinde Azad Bedirhan yeniden sözlü sınava girecek.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yusuf Devran’ın yükseklisans sınavında öğrencileri fişlediği iddiasıyla açılan davada, mahkeme yapılan sınavı hukuka aykırı bularak iptal etti.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yusuf Devran tarafından yükseklisans sınavında yanına PKK anlamına gelen 'p' harfi konarak fişlendiğini, dekanın jüri üyelerine kendi listesini dayattığı ve sınavların şüpheli olduğunu iddia ederek İdare Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma için başvuran Azad Bedirhan'ı mahkeme haklı buldu.
Mahkeme kararında sözlü sınavda açıkça hukuka aykırılık olduğunu belirtti. Bedirhan yeniden sözlü sınava girecek.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Dekan Prof.Dr. Yunus Devran’nın doktora ve yüksek lisans sınavında ‘kabul edilecekler’ listesi hazırladığı ve Doç.Dr. Gözde Yılmaz’ın listeleri imzalaması için tehdit ettiği iddia edilmişti. Dekan’ın ayrıca öğrencileri fişlediği de ileri sürülmüştü. 32 kişinin adının olduğu listede yedi öğrencinin yanında çeşitli harfler bulundugu idda edilmişti. 5 öğrenci dekan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Fişlendiğini iddia eden, Kürt olduğunu çin bunları yaşadığını bir soruşturmasının bil olmadığını anlatan Halkla İlişkiler mezunu ve bölüm birincisi Azad Bedirhan, ayrıca idare mahkemesine de dava açmıştı.
Sözlü sınav komisyon üyeleri ayrı ayrı puanlama yapmamış
İstanbul 10. İdare Mahkemesi, sözlü sınavda açıkça hukuka aykırılık olduğunu belirterek kararda şöyle dedi:
“...gönderilen bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere; yapılan sözlü sınavda sözlü sınav komisyon üyelerinin her birinin ayrı ayrı verdikleri puanların olmadığı ve tüm komisyon üyelerinin tek bir değerlendirmesinin olduğu, davacıya sözlü sınavda hangi soruların sorulduğu, bu sorulara davacı tarafından verilen yanıtlara hangi puanların verildiği gibi hususların açıklığa kavuşturulmadığı, mülakat puanlaması yapılırken hangi kriterlere göre puanlama tablosunun oluşturulduğunun belli olmadığı, davacıya verilen puanlar için veya kırılan puanlar için hiçbir açıklamanın yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Telafisi güç zararlar doğar
Bu durumda; ölçme ve değerlendirme ilkesi uyarınca idarece, sınav komisyonu tarafından sınav öncesinde hazırlanarak tutanağa bağlanmış soruların ve cevap anahtarlarının ve sınav sırasında, davacıya sorulan soru ve verilen yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun taktir edildiğinin (düşük not verilmesi durumunda gerekçeleriyle) ortaya konulmasının gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır... Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına oybirliğiyle karar verildi.” arara göre düzgün ölçme ve değerlendirme kriterleri çerçevesinde Azad Bedirhan yeniden sözlü sınava girecek.
(radikal)
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Şubat 2013 08:54
Gösterim: 1584
KPSS'ye gireceklere iyi haber!
Kamuda, TÜİK rakamlarına göre 650 bin kişilik boş memur kadrosu var. 2013 rakamlarına göre her beş kişiden biri devlet tarafından işe alınıyor. Açıklanan rakamlara göre, boş kadrolar arasında, eğitim, din işleri, sağlık, yargı ve emniyet teşkilatı geliyor
TÜİK rakamlarına göre; 2001 yılında 2 milyon 201 bin civarında olan kamu kesimi istihdamı, 2012 yılının sonunda yüzde 46'lık artışla 3 milyon 215 bin kişiye yükseldi. 2001 yılında kamu istihdamının toplam istihdam içerisindeki payı yüzde 10,2 iken, 2013 yılı başında bu oran yüzde 13'e çıktı. Bu rakamlar ve oranlar aslında şunu gösteriyor; özellikle son beş yılda her beş kişiden biri devlet tarafından işe alındı. Kamudaki istihdam artışı özellikle 2011 ve 2012 yıllarında hız kazandı. Son beş yılda devlette işe giren 185 bin kişinin 174 bini, yani yaklaşık yüzde 94'ü son iki yılda işe girmiş.
Peki, kamuda bu istihdam artışı devam eder mi? Akşam'da yer alan habere göre bu sorunun cevabı aslında rakamlarda gizli. En son Devlet Personel Başkanlığı'nın kendi internet sayfasında yayınladığı 17 Şubat 2013 tarihli istatistiklere göre; bugün dolu memur kadrosu 2 milyon 52 bin kişi. Aslında bu sayı 2 milyon 702 bin kişi olmalıydı. Yani, yine devletin kendi yayınladığı istatistiklere göre halen 650 bin kişilik boş kamu görevlisi kadrosu var.
Şu anda devletin memur kadrolarında yüzde 76 oranında doluluk söz konusu. Bu doluluk oranının, içinde bulunduğumuz yıl yüzde 85'lere kadar çıkacağı tahmin ediliyor. Kadro doluluğu en yüksek grup, eğitim ve öğretim hizmeti içinde yer alanlar, öğretmenler ve yüksek öğretim hocaları. Bu grupta kadroların doluluk oranı yüzde 94.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
KPSS'ye gireceklere iyi haber!
Kamuda, TÜİK rakamlarına göre 650 bin kişilik boş memur kadrosu var. 2013 rakamlarına göre her beş kişiden biri devlet tarafından işe alınıyor. Açıklanan rakamlara göre, boş kadrolar arasında, eğitim, din işleri, sağlık, yargı ve emniyet teşkilatı geliyor
TÜİK rakamlarına göre; 2001 yılında 2 milyon 201 bin civarında olan kamu kesimi istihdamı, 2012 yılının sonunda yüzde 46'lık artışla 3 milyon 215 bin kişiye yükseldi. 2001 yılında kamu istihdamının toplam istihdam içerisindeki payı yüzde 10,2 iken, 2013 yılı başında bu oran yüzde 13'e çıktı. Bu rakamlar ve oranlar aslında şunu gösteriyor; özellikle son beş yılda her beş kişiden biri devlet tarafından işe alındı. Kamudaki istihdam artışı özellikle 2011 ve 2012 yıllarında hız kazandı. Son beş yılda devlette işe giren 185 bin kişinin 174 bini, yani yaklaşık yüzde 94'ü son iki yılda işe girmiş.
Peki, kamuda bu istihdam artışı devam eder mi? Akşam'da yer alan habere göre bu sorunun cevabı aslında rakamlarda gizli. En son Devlet Personel Başkanlığı'nın kendi internet sayfasında yayınladığı 17 Şubat 2013 tarihli istatistiklere göre; bugün dolu memur kadrosu 2 milyon 52 bin kişi. Aslında bu sayı 2 milyon 702 bin kişi olmalıydı. Yani, yine devletin kendi yayınladığı istatistiklere göre halen 650 bin kişilik boş kamu görevlisi kadrosu var.
Şu anda devletin memur kadrolarında yüzde 76 oranında doluluk söz konusu. Bu doluluk oranının, içinde bulunduğumuz yıl yüzde 85'lere kadar çıkacağı tahmin ediliyor. Kadro doluluğu en yüksek grup, eğitim ve öğretim hizmeti içinde yer alanlar, öğretmenler ve yüksek öğretim hocaları. Bu grupta kadroların doluluk oranı yüzde 94.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Şubat 2013 15:54
Gösterim: 2654
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED), korsanla mücadele ve telif haklarıyla ilgili yaptığı açıklamada, genellikle okul ve üniversitelerde yapılan bir kitaptan fotokopi çekip çoğaltmanın suç olduğunu, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis, 50-150 bin lira arası para cezası olduğunu belirtti
Korsanla mücadele çalışmaları kapsamında geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen 191 baskında, kitap, kitap kapağı, forma, kalıp, bandrol, matbaa makinasının yer aldığı toplam 1 milyon 207 bin 162 materyale el konulurken, 10 milyon 432 bin liralık korsan kitap ele geçirildi.
Türkiye’deki yayımcıların bir araya geldiği Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED), kuruluşundan bu yana geçen iki yıllık sürede Kültür ve Turizm ile İçişleri Bakanlıklarının destekleriyle korsan kitaba karşı etkin mücadele başlattı.
YAYFED tarafından düzenlenen, "Korsan kitapla mücadelede gelinen son nokta ve yükselen trend e-kitaptaki telif hakları" konulu basın toplantısı, Armada Hotel’de gerçekleştirildi.
Dünya kitap sektörü 111 milyar dolar
Toplantıda konuşan YAYFED Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Murat, federasyonun, öncelikle fikri mülkiyet hukukunun güçlendirilmesi, yayımcıların yasalar nezdinde mali haklarının savunulması, fikri hak takibinin yapılması ve hak ihlallerinin önlenmesi, kayıt, tescil, bandrol ve sertifika konularında sektörün yönlendirilmesine çalıştığını belirtti.
Dünya kitap sektörünün 2012'de 111,6 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını ifade eden Bayram Murat, 2009'de 700 milyon dolar olan Türkiye pazarının ise geçen yıl 2,5 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Türkiye'de geçen yıl 43 bin konu başlığında 298 milyon adet kitap basıldığını bildiren Murat, sektörde 3 bin yayıncı, 10 bin kitapçı ile 200 bin kişiye istihdam sağlandığını söyledi.
"Fotokopiyle çoğaltmak da suç"
Bir kitaptan fotokopi çekip çoğaltmanın da suç olduğunu, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis, 50-150 bin lira arası para cezası olduğunu hatırlatan Bayram Murat, bu tip korsanlıkların genellikle okul ve üniversitelerde meydana geldiğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda genelge yayınladığını fakat bu işin suç olduğuna dikkat çekmek için gerekli takibi yapması gerektiğini anlatan Bayram Murat, "Üniversite ve Milli Eğitim okullarındaki akademik ve kültür kitaplarının fotokopi çekimleri, kırtasiyecilerin gerekli duyarlılığı göstermemeleri, insanların fikir hakkını bir hırsızlık olarak değerlendirmemesi korsanla mücadelede en büyük engeli oluşturuyor. Bu işi yapan insanlardan bir kısmı kasten, bir kısmı iyi niyetten bu suçu işlemeye devam ediyor. Hiçbir kitabı fotokopi ile çoğaltarak kitaptan daha ucuza mal etmek mümkün değil. Eğitim kurumlarının bu işe bulaşması bizi ciddi ümitsizliğe itiyor" dedi.
(kaynak Hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED), korsanla mücadele ve telif haklarıyla ilgili yaptığı açıklamada, genellikle okul ve üniversitelerde yapılan bir kitaptan fotokopi çekip çoğaltmanın suç olduğunu, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis, 50-150 bin lira arası para cezası olduğunu belirtti
Korsanla mücadele çalışmaları kapsamında geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen 191 baskında, kitap, kitap kapağı, forma, kalıp, bandrol, matbaa makinasının yer aldığı toplam 1 milyon 207 bin 162 materyale el konulurken, 10 milyon 432 bin liralık korsan kitap ele geçirildi.
Türkiye’deki yayımcıların bir araya geldiği Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED), kuruluşundan bu yana geçen iki yıllık sürede Kültür ve Turizm ile İçişleri Bakanlıklarının destekleriyle korsan kitaba karşı etkin mücadele başlattı.
YAYFED tarafından düzenlenen, "Korsan kitapla mücadelede gelinen son nokta ve yükselen trend e-kitaptaki telif hakları" konulu basın toplantısı, Armada Hotel’de gerçekleştirildi.
Dünya kitap sektörü 111 milyar dolar
Toplantıda konuşan YAYFED Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Murat, federasyonun, öncelikle fikri mülkiyet hukukunun güçlendirilmesi, yayımcıların yasalar nezdinde mali haklarının savunulması, fikri hak takibinin yapılması ve hak ihlallerinin önlenmesi, kayıt, tescil, bandrol ve sertifika konularında sektörün yönlendirilmesine çalıştığını belirtti.
Dünya kitap sektörünün 2012'de 111,6 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını ifade eden Bayram Murat, 2009'de 700 milyon dolar olan Türkiye pazarının ise geçen yıl 2,5 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Türkiye'de geçen yıl 43 bin konu başlığında 298 milyon adet kitap basıldığını bildiren Murat, sektörde 3 bin yayıncı, 10 bin kitapçı ile 200 bin kişiye istihdam sağlandığını söyledi.
"Fotokopiyle çoğaltmak da suç"
Bir kitaptan fotokopi çekip çoğaltmanın da suç olduğunu, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis, 50-150 bin lira arası para cezası olduğunu hatırlatan Bayram Murat, bu tip korsanlıkların genellikle okul ve üniversitelerde meydana geldiğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda genelge yayınladığını fakat bu işin suç olduğuna dikkat çekmek için gerekli takibi yapması gerektiğini anlatan Bayram Murat, "Üniversite ve Milli Eğitim okullarındaki akademik ve kültür kitaplarının fotokopi çekimleri, kırtasiyecilerin gerekli duyarlılığı göstermemeleri, insanların fikir hakkını bir hırsızlık olarak değerlendirmemesi korsanla mücadelede en büyük engeli oluşturuyor. Bu işi yapan insanlardan bir kısmı kasten, bir kısmı iyi niyetten bu suçu işlemeye devam ediyor. Hiçbir kitabı fotokopi ile çoğaltarak kitaptan daha ucuza mal etmek mümkün değil. Eğitim kurumlarının bu işe bulaşması bizi ciddi ümitsizliğe itiyor" dedi.
(kaynak Hürriyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Şubat 2013 10:45
Gösterim: 3944