banner

SINAVLAR VE REHBERLİK

Gündem

Türkiye’nin önde gelen isimleri geleceğin eğitimine yön vermek için SES'te buluşuyor

Türkiye’nin önde gelen isimleri geleceğin eğitimine yön vermek için SES'te buluşuyor

İyi Bir Eğitim Platformu tarafından 26-27-28 Nisan’da Antalya Swandor Hotels & Resorts Topkapı Palace’da düzenlenece...

ÖNE ÇIKANLAR

ÜNİVERSİTE

Üniversiteliler 'fon' için yarışacak

Üniversiteliler 'fon' için yarışacak

Üniversite Öğrencileri için Düzenlenen Ödüllü 4. Altın Yumurta Fon Yarışmasına kayıtlar 18 Eylül’de başlıyor. Takasbank...

EĞİTİMDE KİM KİMDİR

BURS REHBERİ

Özel okulların ücretsiz kontenjanları için merkezî yerleştirme yapılacak

Özel okulların ücretsiz kontenjanları için merkezî yerleştirme yapılacak

Millî Eğitim Bakanlığınca şehit, gazi yakını ve koruma altına alınan çocukların kanuni hakları gereği özel okullara ücre...

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?

Özel Okullar

‘Okul öncesinde 21. yüzyıl becerilerini temel alan eklektik bir program uyguluyoruz’

‘Okul öncesinde 21. yüzyıl becerilerini temel alan eklektik bir program uyguluyoruz’

Saliha YÜCEL - Anaokulu Koordinatörü / Dilek CAMBAZOĞLU - CEO – Girne Koleji  “Milli Eğitim programındaki kazanım ...

SİZDEN GELENLER

ÖĞRETMENLER ODASI

DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi

DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi

Türkiye’de Almanca eğitimi adına önemli projelere imza atan, yenilikçi ve vizyoner kurumlardan biri olarak öne çıkan DAS...

Boğaziçi Üniversitesi ve Sevinç Eğitim Kurumları’ndan işbirliği

Boğaziçi Üniversitesi ve Sevinç Eğitim Kurumları’ndan işbirliği

Sevinç Eğitim Kurumları; Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile öğretmenlerinin yönetim becerilerin...

EĞİTİM LİGİ

DOSYA-Ulusal ve Uluslararası Projeleriyle Fark Yaratan Özel Okullar

EĞİTİM VE REHBERLİK MAKALELERİ

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Önceki Sonraki
Yapay Zekâdan Yapay Zekâ Kursu

27-03-2024

Yapay Zekâdan Yapay Zekâ Kursu

Burak Kılanç – Eğitim Yöneticisi Değerli Okurları...

Eğitimde Fütürizm - Geleceğin Öğrenme Deneyimi

01-03-2024

Eğitimde Fütürizm - Geleceğin Öğrenme De…

Yavuz Kara - Eğitim Yöneticisi / Eğitim Füt...

Öğretmen-Öğrenci Arasındaki Kuşak Çatışmasına Yönelik Yapay Zeka Tavsiyeleri

24-01-2024

Öğretmen-Öğrenci Arasındaki Kuşak Çatışm…

Burak Kılanç – Eğitim Yöneticisi Değerli Okurlar,...

Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Türkiye’nin Öğretmen Yetiştirme Sistemi

03-11-2023

Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Türkiye’ni…

Prof. Dr. Cemil Öztürk - Marmara Üniversitesi Atat...

Cumhuriyet’ten Günümüze Öğretmen Eğitimi Tarihine Genel Bakış

24-10-2023

Cumhuriyet’ten Günümüze Öğretmen Eğitimi…

Ömer Balıbey - MEB Eski Öğretmen Yetiştirme ve Gel...

ChatGPT bana yabancı dil eğitiminde öne çıkan uygulamalara dair neler anlattı?

23-05-2023

ChatGPT bana yabancı dil eğitiminde öne …

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı - Gazi Üniversitesi Eğiti...

2023’e girerken Milli Eğitim ve özel öğretime genel bakış

30-01-2023

2023’e girerken Milli Eğitim ve özel öğr…

Hami Koç - Eğitim Yöneticisi - Sosyolog 2023 yılı...

Almanca Eğitiminde Bütünleşik Çözümler

19-01-2023

Almanca Eğitiminde Bütünleşik Çözümler

Fatih Yalçınkaya - DAS Akademie Satış Direktö...

Oyunlaştırma ile keyifli ve kalıcı bir yabancı dil öğrenme serüveni

22-12-2022

Oyunlaştırma ile keyifli ve kalıcı bir y…

Nilgün Akdoğan - DAS Akademie Kurucusu / Mona Ayku...

Yapay zekâ öğretmenleri mi geliyor?

19-12-2022

Yapay zekâ öğretmenleri mi geliyor?

Hami Koç / Eğitim Yöneticisi - Sosyolog Uzun yıll...

10 Maddede Nitelikli Öğretmen Yetiştirme

15-12-2022

10 Maddede Nitelikli Öğretmen Yetiştirme

Dr. Sakin Öner Atatürk, “En büyük eserim!” dediği...

OKULA HAZIR OLMAK

26-09-2022

OKULA HAZIR OLMAK

Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokul...

Yabancı dil eğitiminde teknoloji nasıl etkili kullanılabilir?

25-04-2022

Yabancı dil eğitiminde teknoloji nasıl e…

Doç. Dr. Emrah Ekmekçi - Ondokuz Mayıs Üniversites...

Yabancı dil ve küresel girişimcilik

20-04-2022

Yabancı dil ve küresel girişimcilik

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı - Gazi Üniversitesi ...

Oyunlarla İngilizce

21-12-2021

Oyunlarla İngilizce

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi Eğiti...

Pandemi sürecinde akademisyenlerin çalışan bağlılığının değerlendirilmesi

15-11-2021

Pandemi sürecinde akademisyenlerin çalış…

Öğr. Gör. Uzm. Fzt. Menşure Canpolat / Şişli MYO /...

Pandemi ve Sağlıklı Okul

27-09-2021

Pandemi ve Sağlıklı Okul

Adem Durmuş - Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü...

Yaşamsal Bir Beceri: Öz-Düzenleme

22-06-2021

Yaşamsal Bir Beceri: Öz-Düzenleme

Nur Şatıroğlu – YÖM Okulları Anaokulu Müdürü Düny...

Bilgisayar oyunları yabancı dil öğreniminde etkili midir?

03-06-2021

Bilgisayar oyunları yabancı dil öğrenimi…

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi...

PISA İyi Oluş (Well-Being) Sonuçlarının Değerlendirilmesi ve Okullar İçin Öneriler

20-03-2021

PISA İyi Oluş (Well-Being) Sonuçlarının …

Neriman Öztürk / Okan Üniversitesi Eğitim Yönetimi...

Uzaktan Eğitim mi?

22-01-2021

Uzaktan Eğitim mi?

Prof. Dr. Selçuk Özdemir – Gazi Üniversitesi Öğret...

2020 yılının eğitim gelişmelerini mi yoksa kendimizi mi değerlendirelim?

19-01-2021

2020 yılının eğitim gelişmelerini mi yok…

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi...

10 Soruda UNESCO Küresel Eğitim İzleme Raporu 2020

26-06-2020

10 Soruda UNESCO Küresel Eğitim İzleme R…

Umay Aktaş Salman / ERG Araştırmacısı UNESCO Küre...

Öğretmenlerin uzaktan eğitimle imtihanı mı?

01-06-2020

Öğretmenlerin uzaktan eğitimle imtihanı …

Doç.Dr. Coşkun KÜÇÜKTEPEİstanbul Üniversitesi-Cerr...

Okul öncesi dönemde yabancı dil eğitimi

28-05-2020

Okul öncesi dönemde yabancı dil eğitimi

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi...

Uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil öğretimi

25-04-2020

Uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil öğret…

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi...

Yabancı dil bilmek ne demek?

20-03-2020

Yabancı dil bilmek ne demek?

Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi...

Hatice Yılmaz: Başarının formülü değişti!

01-02-2020

Hatice Yılmaz: Başarının formülü değişti…

Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Koo...

Neden karne hediyesi almamalıyız?

16-01-2020

Neden karne hediyesi almamalıyız?

Gülçin Aşkın Çetin / ERA Kolejleri Kurumsal İletiş...

“BAŞARIYA” GİDEN YOLDA EKİP ÇALIŞMASI

25-12-2019

“BAŞARIYA” GİDEN YOLDA EKİP ÇALIŞMASI

Zehra Kasap / Şişli Terakki Anaokulu ve İlkokulu M...

EĞİTİM VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ




Cumhuriyet’ten günümüze Türkiye’de öğretmen yetiştirme sorunu

Ülkemizde öğretmen eğitimi toplumumuzdaki siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel gelişmelere paralel bir yol izlemiş ve önemli sorunların yaşandığı bir alan olmuştur. Cumhuriyet dönemine geçilirken de öğretmen yetiştirme konusu çok önemli bir sorun olarak acil çözümler bekleyen alanlardan birisi olmuştur. Öğretmen eğitiminin yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önünde önemli bir sorun olarak bulunmasının temel nedeni geçmişte bu konuda bir kalıtın yok denecek kadar az olmasıydı. Örneğin 1923'te 10102 ilkokul öğretmeni bulunuyordu. Bunların 1081'i kadın, 9021'i erkekti. Mesleki öğrenim görmüş olanların 378'i kadın, 2356'sı erkek olmak üzere toplam 2734 idi. Bunların önemli bir kısmı da medreselerin alt sınıflarından ayrılmış, yarım yamalak bir öğrenimle 1-2 senelik Darülmuallimin’lerden mezun olmuş, çoğu imamlık ve müezzinlikle de görevli kişilerden oluşmaktaydı. Geri kalan 7368 öğretmenden 1357'si ancak ilköğrenim görmüş, 711'i doğrudan medreseden ayrılmış, 152'si düzenli bir öğrenim görmemiş, 2107'si hiçbir öğretmenlik ehliyeti taşımayan kişilerden oluşmaktaydı (Akyüz 2001: 344).

Ülkemiz son 150 yıldır değişik (bazen çelişik) öğretmen eğitim sistemlerinin geliştirildiği, uygulamaya konulduğu ülkelerden birisi olmuştur. 150 yıllık bir geçmişe sahip öğretmen yetiştirme uygulamalarımız tarihsel bir bakışla değerlendirildiğinde, Osmanlı döneminde gençliğin eğitimi önemli bir konu olarak görülmekle birlikte ordu ve dini kuruluşlar tarafından gereksinim duyulan kişilerin eğitimine ağırlık verildiği anlaşılmaktadır. Cumhuriyet döneminde öğretmen yetiştirme sorunu oldukça karmaşık olmuştur (Akyüz 1989: 421). 1924-1925 öğretim yılından itibaren Darulmuallimin adı Muallim Mektebi ve 1935'lerden itibaren de öğretmen okulu olarak değiştirilmiştir. Sayıları çok fakat öğrencileri az ve öğretimi yetersiz ilköğretmen okullarının sayıları azaltılıp öğrenci mevcudu ve öğretiminin niteliği yükseltilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte 1940'ta köy enstitüleri kuruluncaya kadar ilköğretmen okulları ile gereksinim duyulan öğretmeni sayısal olarak dahi yetiştirmek mümkün olmamıştır.

Cumhuriyet yönetimi, ilk yıllarında öğretmenliği bir meslek haline getirmek için yasal çaba harcamıştır. 13 Mart 1924 tarihli Orta Tedrisat Kanununun 1. maddesine göre "muallimlik devletin umumi hizmetlerinden talim ve terbiye vazifesini üzerine alan, müstakil sınıf ve derecelere ayrılan bir meslektir”. 22 Mart 1926 tarihli ve 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanunun 12. maddesinde de "maarif hizmetlerinde aslolan muallimliktir" ifadesi yer almaktadır. Yasal düzenlemelerde yer alan bu ifadelerin anlamı şudur: (a) Öğretmenlik, devletin bir kamu görevi olan öğretim ve eğitimi üstlenen' bir meslektir, (b) Öğretmenliğin öğretim ve eğitim hizmetleri arasında, önceliği ve üstünlüğü vardır (Akyüz 2001: 344). Eğitim öğretim hizmetlerinde öğretmenliğin öncelikli olarak değerlendirilmesine rağmen öğretmen olma ölçütlerinde bu yasal düzenlemelerin gerektirdiği veya ön gördüğü titizliğe uyulmamıştır. Öğretmenlik mesleği Osmanlıdan devrolunan uygulamalar doğrultusunda kapısı açık girişi kolay bir meslek olmadan öteye gidememiştir

Eğitim Bakanlığı, yasal metinlerde, öğretmenliği bir "uzmanlık" mesleği olarak tanımlamış, fakat doğru olan bu görüş kağıt üzerinde kalmış, Bakanlık bu mesleğin "uzmanlık" değil , "herkesin yapabileceği bir iş" olduğunu gösteren politikalar izlemiştir. Böylece, ilköğretimde öğretmenlerin geldiği kaynak sayısı günümüzde 433'e çıkmıştır.

Öğretmen yetiştirme uygulamalarımızda 1996 yılına kadar toplumun gereksinimi olan ve öğretmenden toplumun beklentilerine uygun olarak- bu beklentiler toplumun gelişmişlik düzeyiyle ilgilidir- “her şeyi bilen öğretmen” ‘i yetiştirme amaçlanmaktaydı. 1923’ten beri yetiştirmeye çalıştığımız öğretmenlerden toplumsal kalkınma doğrultusunda toplumun itici gücü olmaları beklenmiştir. Öğretmenlerden yetiştirmeye çalıştığı öğrencilerin ve içinde bulunduğu çevrenin ekonomik, siyasal, hukuksal, sağlık, beslenme, psikolojik vb. alanlarındaki gereksinimlerine cevap vermesi beklenmekteydi. Bu beklentinin eğitimin toplumdaki işlevlerinden kaynaklandığı görülmektedir. 

Öğretmen yetiştirme Türkiye eğitim sisteminin en önemli sorun alanlarından birisi olmuş ve bugün dahi bu alan bir sorun olmaktan çıkamamıştır. Yukarıda öğretmen yetiştirme tarihimize kısaca bakmaya çalıştık. Bu tarihsel gerçekliği vermemizin amacı öğretmen yetiştirme uygulamalarımızın çok çeşitli, çok sorunlu ve çoğu zaman kendisinden istenileni veremeyen bir nitelikte olmasıydı. Bu durumu, Akyüz, eğitim tarihimizden öğretmen yetiştirme konusuyla ilgili hangi dersleri çıkarmamız gerektiğini yanıtlarken şöyle özetlemektedir: (a) Genellikle niteliğe önem verilmeyen bir eğitim politikası izlenmiştir, (b) Eğitimin doğasına uygun kişilikte ve yapıda öğretmenler yetiştirilememiştir, (c) Milli bilinçten yoksun öğretmenler yetiştirilmiştir, (d) Doğaya ve çevreye karşı duyarsız bir öğretmen kitlesi yetiştirilmiştir, (e) Toplumun büyük çoğunluğu öğretmenin çabasını desteklemekten uzak kalmıştır, (f) Bir eğitim sorunu olarak öğretmen yetiştirme bir model, para sorunu değil, ciddi olarak ele alınması gereken devletin temel sorunudur (M.E.B., 1992, 116).

Türkiye’de bir çocuğun geleceğinin ne olacağını belirlemede, o çocuğun ilkokul öğretmeninin kim olduğu anne-babasının kim olduğundan daha belirleyici olmaktadır. Bir X öğretmeninin Anadolu'nun herhangi bir köyünde bir sınıfta öğretmenlik yapması, öğretmenlik yaptığı sınıftaki çocukların belki de yaşamlarında yakalayabildikleri en büyük şans ya da en büyük şanssızlık olacaktır. Biz yetiştirdiğimiz öğretmenlerin, bütün çocuklarımızın en büyük şansları olmalarını sağlamalıyız. Kendi çocuklarımızı gönül rahatlığıyla teslim edebileceğimiz öğretmenleri yetiştirmeliyiz. Kartal (2002) bu noktayı yaptığı bir benzetme ile şöyle açıklamaktadır: "Baharın başlangıcında, tam da filizlerin yeni yeni kendilerini gösterdikleri dönemde bir fırtına olur. Bu fırtına şiddetli eser, buram buram eser ve Anadolu'nun pek çok yerini kasıp kavurur. Halk bu fırtınaya "filizkıran fırtınası" adını koymuştur. Bu fırtına taze ve gevrek filizleri kırar, ağaçlara zarar verir. Çocukları ve gençleri bu taze gevrek filizlere benzetirsek öğretmenlerin onlara özenle davranmalarını ve filizkıran fırtınasına maruz kalmamalarını istemekteyiz". Öğretmenlerimizin filizkıran fırtınası olmamaları onların hizmet öncesi öğretmen eğitimlerine bağlıdır. Filizkıran olmayan öğretmeni yetiştirici bir öğretmen eğitimi ve yapılanmasına gidilmesi artık zorunluluktur.

Öğretmen yetiştirme uygulamalarına bir göz attığımızda özellikle “ortaöğretim alan” öğretmenlerinin yetiştirilmesi uygulamalarında bir kargaşanın ve niteliksizliğin yaşanmakta olduğunu görmekteyiz. 2014 Yılı içerisinde Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararları çerçevesinde Eğitim Fakültesi dışındaki fakültelerden mezun olan yaklaşık 90.000 öğrenciye Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifikası verilmesi planlanmış, bu öğrencilerden bir kısmı halen 2015 Ocak ayında mezun olacak şekilde 78 üniversitenin eğitim fakültelerinde eğitim almaya devam etmektedir. Bu eğitimler bu öğrencilere verilirken nitelik ve bir ideal geri planda kalmış öğrenci talebi ve üniversitelerin bu uygulamaları bir gelir kaynağı olarak görmeleri ön plana çıkmıştır. 2014-2015 öğretim yılı güz yarıyılında da bu programlara öğrenci alınması için çalışmalar yapılmakta ve büyük bir olasılıkla 30-40 bin civarında bir öğrenci grubu daha programlara alınacaktır. Eğitim Fakültesi dışındaki fakültelerden mezun olan öğrenciler öğretmen olabilir mi? Elbette olabilir, ancak hali hazırdaki uygulandığı biçimde olmaz. Bu programlar öğretmen yetiştirmiyor, öğretmen olabilmek için yasal bir zorunluluk olan gerekli sertifikayı veriyor. Geçmişte okumaya/okutulmaya çalışılan çocuklar için bir umut ifadesi olarak söylenen “okusun/okutalım hiçbir şey olmazsa öğretmen olur” söylemi bu günlerde “Her Türk Öğretmen Doğar” sloganına dönüşmüş gözüküyor.

Doç. Dr. Mehmet Üstüner

İnönü Üniversitesi

Eğitim Fakültesi

Eğitim Bilimleri Bölümü

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Banner
Dergi arşivi

EĞİTİM VE SEKTÖR

YURTDIŞI EĞİTİM


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.