banner

Pandemi sürecinde akademisyenlerin çalışan bağlılığının değerlendirilmesi




Öğr. Gör. Uzm. Fzt. Menşure Canpolat / Şişli MYO / Elektronörofizyoloji Bölüm Başkanı

uniYaşadığımız olağanüstü küresel salgın hayatımızda kalıcı etkiler bırakarak yaşadığımız dünyayı ve işlerimizi dönüştürüyor. Pandemi sonrası birçok sektörün çalışma sistemi kökten değişmek zorunda kalacak. Eğitim sektörü, ilköğretimden üniversiteye kadar uzaktan erişimle hizmet vermekte. Gelecekte bu uygulamaların kalıcı olacağını, tamamen uzaktan olmasa bile hibrit şekilde eğitimin devam edeceğini biliyoruz.
Uzaktan eğitim hayatımızı kolaylaştırmanın yanı sıra kaynakların verimli kullanılmasını da sağlamaktadır. Mekan ve zamandan bağımsız bir çok öğrenci üretilen içeriklere ulaşabilmekte ve bu içerikler sürekli ulaşılabilir bir kaynak havuzu yaratmaktadır. Fakat uzaktan eğitimin en önemli handikapı yüz yüze iletişim sıcaklığını verememesi, öğrenci ve öğretim elemanı düzeyinde dikkat ve ilgi kaybına yol açmasıdır. Bu problemler uzun vadede öğrenci tarafında ders takibinin azalmasına, öğrenilen bilginin miktarı ve kalitesinin düşmesine sebep olabilir. Öğretim elemanı düzeyinde ise mesleki tatminin azalması, kurumsal ve akademik bağlılığın düşmesine akademik personelde nitelik kaybına yol açabilir.
Günümüzde, çalışanlarını önemseyen kurumlar fark yaratıyor. Özellikleçalışanlarının ihtiyaçlarını doğru tespit eden, isteklerini karşılamayı hedefleyen kurumlar çalışanlarından en yüksek verimi elde ediyorlar.
Eğitim camiasında akademik düzeyde en büyük ihtiyaç ve beklenti özgür çalışma ortamı ve akademik çalışma yapabilme fırsatlarıdır. Üniversite öğretim elemanlarının kurumsal bağlılıklarını yalnızca ücret ve yan haklar belirlemez. Bulundukları kurumun bilimsel düşünceye yaklaşımı, özgür üretim ortamı, araştırma ve bilimsel çalışma yapma alanlarında ki destekleri akademik kültürün gelişmesinin yanı sıra öğretim elemanlarının kurumsal bağlılıklarını da artırmaktadır.
Pandemi öncesinde yüz yüze eğitim, öğretim görevlisi - üniversite öğrencisi etkileşimi üzerinden ilerlemekteydi. Pandemi ile birlikte uzaktan eğitim ile hem öğrencilerin hem de öğretim elemanlarının ilgi, memnuniyet ve bağlılıkları ne yazık ki geriledi.
Uzaktan eğitimde tüm sorun, öğrencilerin derslere katılımı ve interaktif bir iletişim yaratmaya indirgendi. Öğretim elemanlarının istekleri, düşünceleri, beklentileri ve sorunları bir anlamda geri plana atıldı.
Motive, istekli, mesleğine ve kurumuna bağlı öğretim elemanlarının derslerinin daha canlı, katılımın yoğun ve verimli geçtiği gözlemleniyor. Bunun yanında uzaktan iletişimin zorlukları, sürekli yaratıcı içerik yaratmanın getirdiği baskı ve beğenilme kaygısı akademik personelin motivasyonuna zarar vermektedir.
Öğrencilerin neredeyse tamamının tek önceliği ve görevi derslerini takip etmek ve başarılı olmaktır. Pandemi ile birlikte evden çalışmaya geçen öğretim elemanlarının mesleklerini yerine getirmenin yanı sıra başka önemli görevleri de mevcuttur.
Eğitimin tüm basamaklarda uzaktan olması, öğretim elemanlarının çocuklarının da evde kalmasına sebep oldu. Akademik görevleri, ders içeriği hazırlama, ders anlatma, sınav hazırlama, araştırma ve çalışma yapma sorumlulukları ile baş etmeye çalışan öğretim elemanları anne/baba olma misyonlarını da yerine getirmek zorunda kaldılar.

İhtiyaç ve beklentileri karşılanmamış, iş ve özel hayat dengesi bozulmuş öğretim elemanlarının motivasyonunu arttırmak mümkün olmadığı gibi iş doyumları ve kurumsal bağlılıkları da sağlanamaz.

Şekil: https://medium.com/t%C3%BCrkiye/maslowun-i%CC%87htiya%C3%A7lar-hiyerar%C5%9Fisi-d3b99924c49b
Çalışan bağlılığını Maslow‘un çalışmalarında ortaya çıkardığı fizyolojik ve sosyal ihtiyaçlar açısından değerlendirdiğimizde, günümüz iş hayatında çalışanların benzer bir ihtiyaç hiyerarşisine sahip oldukları görülebilir.Maaş, prim, yan haklar v.b. maddi imkanlar artık tek başına çalışan bağlılığını sağlamaya yetmemektedir. Terfi, kariyer gelişimi, farklılıklara saygı, takdir edilme ve beğenilme gibi sosyal ihtiyaçların da karşılanması önem arz etmektedir. Yakın zamana kadar ücretin tek başına büyük bir motivasyon ve doyum oluşturduğu düşüncesi günümüzde yetersiz, eksik ve hatta yanlış kabul edilmektedir.
Öğretim elemanlarının akademik ve kurumsal bağlılığı, bir eğitim kurumunun büyümesinin ve başarısının en önemli yönüdür. Öyleyse eğitim kurumları akademik personellerinin deneyimini ve bağlılığını artırmak, geliştirmek ve başarılı sonuçlara ulaşmak için çaba sarf etmelidir.
Öğretim elemanlarının mesleki motivasyon ve kurumsal bağlılıklarını artırmak için:
1. Kurum Hedeflerini Paylaşın:
Kurumlar genellikle hedef ve amaçlarını yönetim ekibi ve orta düzey yöneticileri ile paylaşırlar. Sadece karar alma mekanizmalarında görev yapanların değil bir eğitim kurumunun tüm departmanlarında görev yapan öğretim elemanlarının birlikteliği ve işbirliğiyle ortak hedef ve amaçların gerçekleştirilebileceği açıktır.
Öğretim elemanlarının orta ve uzun vadede kurumun yolculuğuna eşlik etmeleri, belirlenen amaçları ve hedefleri bilmeleri sadece akademik verimliliğe değil kurum kültürünün gelişimine de katkı sağlayacaktır.
2. Kolay Ulaşılır Olun:
Öğretim elemanlarının kendilerini kurumlarına bağlı hissedebilmeleri için yönetici veya bağlı bulundukları liderlere ulaşabilmesi gerekir. Bir öğretim elemanı yardıma ihtiyaç duyduğunda sorunlarını çözecek birinin varlığını hissedebilmelidir.
Öğretim elemanlarının kurumun başarısına olan katkılarını ödüllendirebilir, başarılarını destekleyerek motivasyonlarını artırabilirsiniz. Bilimsel etkinlikler ve organizasyonlar düzenleyerek akademik kültürün geliştirilmesinin yanı sıra, öğretim elemanlarının bir araya gelmesini sağlamak, bilimsel işbirlikleri dışında sosyal hayatta da ilişki kurmak onların kendilerini kurumları ile özdeşleştirmesine yardımcı olur.
3. Mesleki Gelişimi Teşvik Edin:
Kurum yetkilileri, bireysel hedeflerini ve isteklerini anlamak için her bir öğretim elemanıyla iyi ilişkiler kurmalı ve onların beklenti ve hedeflerinin kurum hedefleriyle nasıl uyumlu hale getirebileceğini tartışmalıdır. Kurum yöneticileri; öğretim elemanlarının gelecek yıllarda nerede olmak, hangi becerileri kazanmak ve kariyerlerini nereye götürmek istediklerini ana hatlarıyla belirten bir profesyonel gelişim planı oluşturmaya teşvik etmelidir.
Mesleki gelişim planı oluşturmak, yöneticinin çalışanlarının ilgi alanlarını anlamasına yardımcı olur ve onların gelişimine katkı sağlayabilecek projeler veya görevler önermesine olanak tanır. Öğretim elemanlarının mesleki hedeflerini yazması; gelişimsel hedeflerini bir zaman çizelgesi oluşturarak görselleştirmesine ve sorumluluk almasına izin verir. Sorumluluğu artan çalışanın kuruma olan bağlılığı da artar.
4. Geri Bildirim Alın:
Öğretim elemanlarının kurumlarına olan bağlılığını artırmanın kolay bir yolu, bir konu veya gelecekteki bir proje hakkında tavsiye veya görüşlerini istemektir. Bir yöneticinin belirli bir proje hakkında gerçekten konuşmaya katılması ve çalışanlarından fikir alması, onun akademik işbirliğine değer verdiğini ve kararlarına güvendiğini gösterir. Değer verilmek ve güvenilmek motivasyonun ön koşuludur.
Tüm öğretim elemanları, performansları hakkında düzenli olarak kurum yöneticilerinden geri bildirim almalıdır. Kurum ve yönetici geri bildirimleri; öğretim elemanlarının neyi iyi yaptığı hakkında olumlu ve işlerini sürekli olarak iyileştirmeye yardımcı olacak yapıcı eleştirileri içermelidir.
5. Takdir Edin:
Takdir edilmek birçok çalışanın motivasyon ve bağlılığında en önemli etkenlerdendir. Yöneticileri tarafından beğenilmek, takdir edilmek her çalışanın hakkıdır.
Birçok eğitim kurumunda yöneticiler takdir etmeyi ve beğenmeyi öğretim elemanına hissettirmemeye veya söylememeye çalışır. Bunun en önemli sebebi öğretim elemanının iş yapış rutininde rahatlık ve rehavete yol açacağını düşünmeleridir. Halbuki çalışanların üst yöneticileri tarafından takdir edilmeleri onların işe bağlılıklarına ve performanslarına pozitif katkı sağlayan önemli bir motivasyon unsurudur.
Çalışan bağlılığının düşük veya yüksek olması şirket ve çalışan tarafında önemli sonuçlara yol açar. Şirkete bağlılığın zayıf olması, çalışan açısından işe geç gelme, devamsızlık, işten ayrılma ile sonuçlanabilirken; şirket açısından iş gücü devir oranında artış, mal ve hizmet kalitesinde düşüş, müşteri memnuniyetsizliği gibi olumsuz sonuçları meydana getirebilmektedir.
Öğretim elemanı - kurum ile kurduğu bağın güçlü olması bu sayılan olumsuzlukların yaşanmaması, örgüt performansı ve verimlilik artışı için önem taşımaktadır.
Görev yaptığı eğitim kurumunun amaç ve değerlerine sıkı sıkıya bağlı, kendisini kurumun bir parçası gibi gören ve onunla bütünleşen öğretim elemanlarının hedeflenen amaçlara ulaşmadaki etkisi çok büyüktür.
Bu bakımdan öğretim elemanlarını motive eden, kuruma çeken ve onların işe devamlılığını sağlayan kurum ve yöneticiler, akademik ivme yaratarak kurumsal bağlılığı güçlendirebilirler.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.