banner

Küçük işlerle başladı büyük işlerin patronu oldu




Özel alışveriş kulübü konseptini 2008 yılında Türkiye’ye getiren Tolga Tatari, sıfırdan yarattığı ve başarıya ulaştırdığı markasıyla birçok genç için idol bir girişimci. E-ticaret denince bugün akla ilk gelen isimlerden biri olan Tatari ile kurucu ortağı olduğu Markafoni’yi ve bu başarısının sırrını konuştuk.

9 yıllık üniversite hayatı boyunca zirveye adım adım yürüdü: TOLGA TATARİ

Düzenli ve istikrarlı bir eğitim yaşamının, kişinin kariyerinde elbette büyük bir etkisi var. Ancak atalarımızın dediği gibi; istisnalar kaideyi bozmaz! Birkaç lise değiştiren, Bilkent Üniversitesi’nde başladığı üniversite eğitimini, 9 yıl sonra Bilgi Üniversitesi’nde tamamlayan Tolga Tatari, bugün iş dünyasının önemli isimlerinden. İçine işleyen girişimci ruhu serbest bırakan Tatari, 18 yaşından beri birçok şirket kurarak, hep kendi işini yapmış. Ankara’da bilgisayar parçaları satan küçük bir şirket kurmuş ilk önce. Ardından da İstanbul’da konser organizasyonları yapan başka bir şirket… 2002 yılında ise ilk web projesi olan evlilik.com gelmiş. 2005 yılında bu şirketin hisselerini 40 bin dolar karşılığında satarak, yazılım ve arayüz tasarımı işine girmiş. Tüm bu başarı ve tecrübelere bakınca, Tolga Tatari’ye hak vermemek mümkün değil. Çünkü Tatari, kendi deyimiyle çok parlak olmayan eğitim hayatının aksine, iş hayatında girişimci ve yatırımcı olarak istikrarı ve başarıyı yakalamış.

Markafoni’nin kuruluş öyküsünü paylaşabilir misiniz? Örneğin ismi nasıl ortaya çıtı?

Türkiye’nin ilk alışveriş kulübü olan Markafoni, 2008 yılında kuruldu ve Türkiye’ye bu konsepti getirdi. Markafoni ismini seçerken de markaların senfonisinden yola çıktık ve bünyemizde pek çok farklı markanın bir araya gelerek, uyum içinde bir güzellik yarattığını anlatmak için bu ismi seçtik. Ayrıca kolay telaffuz edilebilen, akılda kalan bir isim olması da bu tercihimizde etkiliydi. 

E-TİCARETİN ÖNÜ ÇOK AÇIK

İnternetten alışveriş denildiğinde akla gelen ilk markalardan biri olarak, Türkiye’deki e-ticareti sektörünü kısaca değerlendirebilir misiniz? Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’deki e-ticaret pazarı, yılda yüzde 68 büyümeyle şu an Hindistan’dan sonra, Çin ile beraber dünyanın en hızlı büyüyen ikinci e-ticaret pazarı konumunda. IWS’nin verilerine göre şu an Türkiye’de 35 milyon internet kullanıcısı var bu rakam Türkiye’yi Avrupa’daki en büyük 5. internet toplumu yapıyor. Bunun yanı sıra 51 milyon kredi kartıyla Türkiye’nin kredi kartı penetrasyonu yüzde 60 civarlarında seyrediyor. Kargo şirketlerinin etkili yapısı sayesinde ürünler hızla teslim edilebiliyor ve bu da müşteri memnuniyetinin sağlanmasında önemli rol oynuyor. Tüm bunlar Türkiye’yi e-ticaret açısından yerli oyuncular için olduğu kadar yabancı yatırımcılar için de cazip kılıyor. 2012’de yerli ve yabancı büyük oyuncular da e-ticaret sektörüne girecektir. Türk internet sektörü yurtdışından büyük ilgi görüyor ve Digital Bosphorus diye adlandırılıyor.

Genç bir yönetici olmanın avantajları ve dezavantajları neler? Yöneticilikte deneyimin nasıl bir önem taşıdığını düşünüyorsunuz?

Profesyonel bir yönetici olmak, bir girişimci olmaktan çok farklı… Hele şirketinizde 500 kişiden fazla çalışan varsa bir kurumsal deneyime sahip olmak gerçekten önemli. Hızlı büyüyen şirketlerde çok fazla deneme yanılma şansınız olmuyor. Genç girişimcilerin kendilerini bu konuda geliştirmelerinin şart olduğunu düşünüyorum.

GENÇLER SEKTÖRÜ TAKİP ETMELİ

E-ticaret, gençlerin çok fazla yer aldığı bir sektör. Markafoni, genç yöneticilere nasıl yaklaşıyor?

E-ticaret, gençlere çok açık. Markafoni olarak biz de gençlerin getirdiği dinamizmi seviyoruz. Gençlerin en büyük sermayelerinin tutkuları ve özgün fikirleri olduğunu düşünüyoruz. E-ticaret sektörüne girmek isteyen gençlere, sektördeki gelişmeleri yakından takip etmelerini ve önde gelen e-ticaret sitelerinde staj yapmalarını önerebilirim.

Sizce bir yöneticide olması gereken özellikler neler? Siz başarınızı yüksek tutmak için neler yapıyorsunuz?

Yönetici her şeyden önce ekibine güvenmeli, yeri geldiği zaman sorumluluklarını devredebilmeli. Çalışanlarını nasıl motive edeceğini bilmeli. Bunların yanı sıra hem şirketin içinde bulunduğu durumu hem de çalışanlarını gerçekçi bir şekilde değerlendirebilme becerisi de büyük önem taşıyor. E-ticaret çok hızlı değişen bir sektör ve e-ticaret sektöründe çalışanlarınızı doğru yönlendirebilmek, vizyoner kararlar alabilmek için gelişmeleri yakından takip etmelisiniz. Başarıyı yakalamak için ise cesaretimi ve yaratıcılığımı her zaman korumam gerektiğini biliyorum. Bunun için de iş ve eğlence arasında denge kurmaya özen gösteriyorum.

Uzun bir eğitim yaşamınız var. Bu dönem boyunca sizi etkileyen hocalarınız oldu mu ya da etkisini yitirmeyen, bugün de hatırladığınız anılarınız var mı?

Bilgi Üniversitesi’nde Prof. İhsan Derman, çok değer verdiğim ve gelişimimde çok katkısı bulunmuş bir hocadır. Hala da görüşürüz. Üniversite ile ilgili en ilginç anım ise Bilgi Üniversitesi’nden atıldığım bölüme ÖSS ile tekrar girmeye hak kazanıp bölüm mülakatına çiçek ve çikolata yaptırarak girmem. Büyük bir pazarlıktan sonra bölüme tekrar kabul edildim ve 7 senenin sonunda da o bölümden mezun oldum.

Özel bir alışveriş deneyimi sunabilen, müşteri ilişkilerini başarıyla yönetebilen, satış öncesi ve sonrası süreçleri iyi yöneten, diğerlerinin üstünde hizmet kalitesi sunabilen ve marka değerini koruyan alışveriş siteleri başarıya ulaşacak ve piyasada kalıcı olacaklar.

Eğitimtercihi

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.