Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Hürriyet Gazetesi Yazarı Özgür Bolat’ın bugünkü yazısı

Yıllar sonra bir üniversite hocam ile yemekte buluştum.

Birbirimize sarıldık, yemek için bir masaya oturduk ve sohbete koyulduk.

Yan masadaki hanımefendi arasıra bizi dinliyordu.

Hocam bir ara masadan kalkınca, hanımefendi “Hocanız mı?” diye sordu.

Ben de “Evet.” dedim.

“Benim eşim de hoca. Kızım da burada (Boğaziçi Üniversitesi) okuyor ama Amerika’da okumak istiyor.”dedi.

- Neden?

- Burada mutsuz.

- Neden ki?

- Bölümünü sevmiyor.

- Yanlış bölüm seçmiş demek ki.

Bir iki saniye düşündü, yüzü ekşidi ve ekledi:

- Evet ya. Bölümünü sevmiyor.

- Neden seçti ki o zaman?

- Benim zorumla seçti. O Sabancı’yı istiyordu. Ama ben Boğaziçi olsun diye zorladım.  Puanı da bu bölüme tuttu.

GERÇEKLER İLE YÜZLEŞME

Ben de bir iki saniye durdum. Genelde çok direkt olduğum için belki de hakkım olmayarak  “Bence hayatınızın hatasını yapmışsınız.”, dedim.

- Neden kızınızın isteklerini ve hayallerini sırf kendinizi için engellediniz ki? Kızınız sizden uzaklaşmak için Amerika’ya gitmek istiyor olabilir.

- Evet, olabilir.

Zaten daha ilk cümle olarak “Benim eşim de hoca ve kızım da burada okuyor.” demesinden anlamıştım ki bu anne için başarı, mevki, statü, onay görmek çok önemliydi. Kendi arzuları yüzünden kızına da baskı yapmıştı. Keşke zamanım olsaydı da, o anne ile daha çok sohbet edebilseydim.

Bu şartlarda başarılı olsa bile, bu başarıyı neden kızının değil de kendisinin sahipleneceğini anlatabilseydim, diye düşünürken, anne daha da tehlikeli bir şey sordu.

“Burada kalırsa, böyle mutsuzken başarısız olamaz değil mi?”

Anne derdi hala başarı ve başarısızlıktı.

Başarısızlık kabul edilebilir bir şey değil onun için.

İşte bütün sorun burada başlıyor. Nasıl mı?

BAŞARISIZLIK NE ANLAMA GELİYOR?

Daha önce yazdığım gibi başarı (yüksek mevki, para, gelir, ün, ünvan gibi toplum tarafından başarı ölçütü olarak kabul edilen kavramlardan bahsediyorum.) çoğu kişi için bir onay aracı aslında.

Birçok başarılı insan başarılarıyla, onay gördüğünü düşünüyor. Bundan dolayı da sürekli çalışıyor. Hatta işkolik oluyor.

Bu insanların başarısızlığa yüklediği anlam olumsuz. Başarısızlığı kabul edemiyorlar çünkü başarısız olunca, insanlar tarafından reddedileceklerini düşünüyorlar.

İşte bu sebeple böylesi sağlıksız bir başarı .

SAĞLIKLI BAŞARI

Ama bir de sağlıklı başarı var. Bazı insanlar başarısızlığı kişiliklerinin reddedilmesi değil, bir geri bildirim olarak görüyor.

Her başarısızlığı analiz edip, bir şey öğreniyorlar.

Onlar için asıl amaç başarılı ya da başarısız algılanmak değil, hedefe ulaşmak.

Bu kişilere de baktığımızda şunu görüyoruz bu kişiler lider kişiler.

Yani hedefleri bireysel değil.  Diğer insanların hayatına dokunmak istiyorlar.

Sadece insanların başarısızlığa yüklediği anlama bakarak, onların sağlıklı bir başarıya mı yoksa sağlıksız bir başarıya mı ulaşacaklarını tahmin edebiliyoruz.

SAĞLIKLI BAŞARI VE MUTLULUK

Sağlıklı başarı yanında mutluluğu da getiriyor. Ama sağlıksız başarı yanında stresi getiriyor. Çünkü kişi çıtasını yükseltmiş oluyor ve onun için nasıl algılandığı önemli olduğu için yerini koruma stresi doğuyor.

İşte o anne, kendi onay ve dolayısıyla başarı ihtiyacı yüzünden, kızına baskı yapıyor ve mutsuz bir çocuk yetiştiriyor. Çocuk da çareyi Amerika’ya kaçmakta buluyor.

Çok acı bir durum değil mi?

Çocuğunuzun hata yapmasından korkmayın. Bırakın hata yapsın! Yeter ki sonrasında hatasını analiz ederek, dersler çıkartabilsin. Böylece hata yapmaka olumlu anlam yükleyecektir.

Bu durumda çocuk hem başarıya ulaşacak hem de mutlu olacaktır.

Hem de ailesi tarafından sadece kendi olduğu için onay gördüğünü hissedecektir.

www.twitter.com/ozgurbolat

> Bırakın çocuklar başarısızlığı tatsın!

Hürriyet Gazetesi Yazarı Özgür Bolat’ın bugünkü yazısı

Yıllar sonra bir üniversite hocam ile yemekte buluştum.

Birbirimize sarıldık, yemek için bir masaya oturduk ve sohbete koyulduk.

Yan masadaki hanımefendi arasıra bizi dinliyordu.

Hocam bir ara masadan kalkınca, hanımefendi “Hocanız mı?” diye sordu.

Ben de “Evet.” dedim.

“Benim eşim de hoca. Kızım da burada (Boğaziçi Üniversitesi) okuyor ama Amerika’da okumak istiyor.”dedi.

- Neden?

- Burada mutsuz.

- Neden ki?

- Bölümünü sevmiyor.

- Yanlış bölüm seçmiş demek ki.

Bir iki saniye düşündü, yüzü ekşidi ve ekledi:

- Evet ya. Bölümünü sevmiyor.

- Neden seçti ki o zaman?

- Benim zorumla seçti. O Sabancı’yı istiyordu. Ama ben Boğaziçi olsun diye zorladım.  Puanı da bu bölüme tuttu.

GERÇEKLER İLE YÜZLEŞME

Ben de bir iki saniye durdum. Genelde çok direkt olduğum için belki de hakkım olmayarak  “Bence hayatınızın hatasını yapmışsınız.”, dedim.

- Neden kızınızın isteklerini ve hayallerini sırf kendinizi için engellediniz ki? Kızınız sizden uzaklaşmak için Amerika’ya gitmek istiyor olabilir.

- Evet, olabilir.

Zaten daha ilk cümle olarak “Benim eşim de hoca ve kızım da burada okuyor.” demesinden anlamıştım ki bu anne için başarı, mevki, statü, onay görmek çok önemliydi. Kendi arzuları yüzünden kızına da baskı yapmıştı. Keşke zamanım olsaydı da, o anne ile daha çok sohbet edebilseydim.

Bu şartlarda başarılı olsa bile, bu başarıyı neden kızının değil de kendisinin sahipleneceğini anlatabilseydim, diye düşünürken, anne daha da tehlikeli bir şey sordu.

“Burada kalırsa, böyle mutsuzken başarısız olamaz değil mi?”

Anne derdi hala başarı ve başarısızlıktı.

Başarısızlık kabul edilebilir bir şey değil onun için.

İşte bütün sorun burada başlıyor. Nasıl mı?

BAŞARISIZLIK NE ANLAMA GELİYOR?

Daha önce yazdığım gibi başarı (yüksek mevki, para, gelir, ün, ünvan gibi toplum tarafından başarı ölçütü olarak kabul edilen kavramlardan bahsediyorum.) çoğu kişi için bir onay aracı aslında.

Birçok başarılı insan başarılarıyla, onay gördüğünü düşünüyor. Bundan dolayı da sürekli çalışıyor. Hatta işkolik oluyor.

Bu insanların başarısızlığa yüklediği anlam olumsuz. Başarısızlığı kabul edemiyorlar çünkü başarısız olunca, insanlar tarafından reddedileceklerini düşünüyorlar.

İşte bu sebeple böylesi sağlıksız bir başarı .

SAĞLIKLI BAŞARI

Ama bir de sağlıklı başarı var. Bazı insanlar başarısızlığı kişiliklerinin reddedilmesi değil, bir geri bildirim olarak görüyor.

Her başarısızlığı analiz edip, bir şey öğreniyorlar.

Onlar için asıl amaç başarılı ya da başarısız algılanmak değil, hedefe ulaşmak.

Bu kişilere de baktığımızda şunu görüyoruz bu kişiler lider kişiler.

Yani hedefleri bireysel değil.  Diğer insanların hayatına dokunmak istiyorlar.

Sadece insanların başarısızlığa yüklediği anlama bakarak, onların sağlıklı bir başarıya mı yoksa sağlıksız bir başarıya mı ulaşacaklarını tahmin edebiliyoruz.

SAĞLIKLI BAŞARI VE MUTLULUK

Sağlıklı başarı yanında mutluluğu da getiriyor. Ama sağlıksız başarı yanında stresi getiriyor. Çünkü kişi çıtasını yükseltmiş oluyor ve onun için nasıl algılandığı önemli olduğu için yerini koruma stresi doğuyor.

İşte o anne, kendi onay ve dolayısıyla başarı ihtiyacı yüzünden, kızına baskı yapıyor ve mutsuz bir çocuk yetiştiriyor. Çocuk da çareyi Amerika’ya kaçmakta buluyor.

Çok acı bir durum değil mi?

Çocuğunuzun hata yapmasından korkmayın. Bırakın hata yapsın! Yeter ki sonrasında hatasını analiz ederek, dersler çıkartabilsin. Böylece hata yapmaka olumlu anlam yükleyecektir.

Bu durumda çocuk hem başarıya ulaşacak hem de mutlu olacaktır.

Hem de ailesi tarafından sadece kendi olduğu için onay gördüğünü hissedecektir.

www.twitter.com/ozgurbolat

Son Güncelleme: Cuma, 07 Aralık 2012 09:05

Gösterim: 1519

Anadolu liselerine atama başvuruları başladı. Anadolu liselerine öğretmen atamaları için başvuru ekranı açıldı 

Milli Eğitim Bakanlığı, ‘mebbis’ten yaptığı duyuruda, "Anadolu liselerine ilk atama başvurusu için tıklayınız" ifadesi yer aldı.

Başvuru sayfası için tıklayın

> Anadolu liselerine atama başvuruları başladı

Anadolu liselerine atama başvuruları başladı. Anadolu liselerine öğretmen atamaları için başvuru ekranı açıldı 

Milli Eğitim Bakanlığı, ‘mebbis’ten yaptığı duyuruda, "Anadolu liselerine ilk atama başvurusu için tıklayınız" ifadesi yer aldı.

Başvuru sayfası için tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Aralık 2012 13:46

Gösterim: 1585

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarında KPSS’nin yanında branş sınavını da zorunlu hale getiren yeni düzenlemesi Temmuz’da uygulanmaya başlanacak. Öğretmenler bundan sonra hem KPSS’ye girecek, hem de branşlarıyla ilgili sınavdan geçecek.

Yaklaşık 400 bin adayı ilgilendiren öğretmen alımına ilişkin yeni düzenlemede ayrıntılar netleşti. Öğretmen atamasında iki aşamalı sınav uygulaması ilk olarak Temmuz 2013’teki KPSS sırasında yapılacak.

Adaylara, genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri konularının yanı sıra mezun oldukları branşla ilgili sorular da sorulacak.

Sorular, alan sınavı, rehberlik, din kültürü, Türkçe, beden eğitimi, İngilizce, görsel sanatlar gibi 17 farklı branş için hazırlanacak. Alan sınavının genel puana etkisi ise yüzde 30 olacak.

Hesaplama yöntemi

Yeni sistemle genel kültür ve genel yetenek yüzde 20'şer, eğitim filmleri testi ise yüzde 30 ağırlıklı olarak hesaplanacak.

Taslakla ilgili son kararı ise Bakan Ömer Dinçer verecek.

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre,Türkiye'de en çok rehberlik branşında öğretmen ihtiyacı var.

Rehberliği,, din kültürü ve ahlak bilgisi ile İngilizce takip ediyor.

> Öğretmen adaylarına alan sınavı tarihi belli oldu

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarında KPSS’nin yanında branş sınavını da zorunlu hale getiren yeni düzenlemesi Temmuz’da uygulanmaya başlanacak. Öğretmenler bundan sonra hem KPSS’ye girecek, hem de branşlarıyla ilgili sınavdan geçecek.

Yaklaşık 400 bin adayı ilgilendiren öğretmen alımına ilişkin yeni düzenlemede ayrıntılar netleşti. Öğretmen atamasında iki aşamalı sınav uygulaması ilk olarak Temmuz 2013’teki KPSS sırasında yapılacak.

Adaylara, genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri konularının yanı sıra mezun oldukları branşla ilgili sorular da sorulacak.

Sorular, alan sınavı, rehberlik, din kültürü, Türkçe, beden eğitimi, İngilizce, görsel sanatlar gibi 17 farklı branş için hazırlanacak. Alan sınavının genel puana etkisi ise yüzde 30 olacak.

Hesaplama yöntemi

Yeni sistemle genel kültür ve genel yetenek yüzde 20'şer, eğitim filmleri testi ise yüzde 30 ağırlıklı olarak hesaplanacak.

Taslakla ilgili son kararı ise Bakan Ömer Dinçer verecek.

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre,Türkiye'de en çok rehberlik branşında öğretmen ihtiyacı var.

Rehberliği,, din kültürü ve ahlak bilgisi ile İngilizce takip ediyor.

Son Güncelleme: Salı, 04 Aralık 2012 12:02

Gösterim: 2200

ÖSYM sınav sorularını nasıl hazırlıyor, soruların dışarı sızdırılmaması için nasıl bir önlem alınıyor? İşte ÖSYM’yle ilgili tüm merak edilenlerin yanıtı Star Gazetesi’nin özel haberinde…

ali_demir_ofisÖSYM'nin sınav sorularını hazırladığı ve kitapçıkların basıldığı ‘kapalı dönem’in en önemli anı, Başkan Prof. Ali Demir’in soruların bulunduğu ‘Sır Cihazı’nı bilgisayar sistemine bağladığı an.

Sorular ‘Sırlar Cihazı’ndan

SORULAR, yazılı olarak, özel saklama kutularında geliyor. Mühürler iki kişi tarafından açılıyor ve sorular çıkarılıyor. Her alanda yer alacak soru adedi belirleniyor ve ÖSYM Başkanı Ali Demir, yüzlerce soru arasından rastgele rakamlar söylüyor. Çıkan sorular uzmanlar tarafından okunuyor. Zorluk düzeyi, anlatım dili ve diğer sorulara göre çeşitliliği tartışılıyor. Sıra belirlenen soruların, elektronik soru bankasından çıkarılmasına geliyor. Başkan Demir ‘Sır Cihazı’nı bilgisayara bağlıyor ve ekipten gizli şifresini girerek açıyor. Uzmanlar, kendi alanlarıyla ilgili belirlenmiş soruları iki kişinin gözetimi altında cihazdan alarak sisteme yüklüyor. Sorular alındıktan sonra, Başkan Demir, cihazı bilgisayardan ayırıyor ve kapatarak çelik kasaya koyuyor.

Örnek kitapçıklar basılıyor

ÖRNEK kitapçıklar basılıyor-Seçilen sorulardan örnek 100 kitapçık basılıyor ve uzmanlar tüm soruları tek tek okuyarak anlatım veya imla bozukluğu olmamasını garanti altına alıyor. Düzeltmeler yapıldıktan sonra kitapçıklar tekrar kontrol edilirken saat sabaha karşı 03:00’ü buluyor. Uzmanlar ertesi sabah soruları, kitapçıkları basacak olan basımevine ait özel bir sisteme yüklüyor.

Soruların kontrolü 3 gün sürdü

SİSTEM, üzerinde her aday için soruları aynı fakat dizilişi ve cevap şıkları farklı bulunan soru kitapçığı basmaya imkan veriyor. Basılan ilk 100 kitapçık ÖSYM sınav koordinatörünün başkanlığında yeniden kontrol ediliyor, bu sürede baskı duruyor. Bu kontrol süresi bizim tanık olduğumuz sınavda 3 gün sürdü. YGS, LYS ve KPSS gibi milyonlarca kişinin girdiği büyük sınavlarda 26 güne kadar çıkabiliyor. ÖSYM uzmanları imzalı ‘olur’ verdikten sonra basım devam ediyor. Basım sırasında her saat başı makinelerden numuneler alınarak kontrol ediliyor. Basılan kitapçıklar özel paketleme sistemi ile sınav salonlarına gidecek şekilde paketlenip, anahtarı sadece bir kere kullanıma müsait bir kilit ile kilitlenmiş özel kutulara konularak mühürleniyor ve kasalara kilitleniyor. Sınav günü açılan bu kutuların geri gelirken yine tek kullanımlık anahtar ile kilitlenmesi için kutulara kilit konuyor. Her kilidin bir numarası var. Hangi binaya hangi kutunun gönderildiği bu numaralar ile takip ediliyor.

Haberin devamınını okumak için tıklayın

> ÖSYM sınav sorularını nasıl hazırlıyor? İşte cevabı…

ÖSYM sınav sorularını nasıl hazırlıyor, soruların dışarı sızdırılmaması için nasıl bir önlem alınıyor? İşte ÖSYM’yle ilgili tüm merak edilenlerin yanıtı Star Gazetesi’nin özel haberinde…

ali_demir_ofisÖSYM'nin sınav sorularını hazırladığı ve kitapçıkların basıldığı ‘kapalı dönem’in en önemli anı, Başkan Prof. Ali Demir’in soruların bulunduğu ‘Sır Cihazı’nı bilgisayar sistemine bağladığı an.

Sorular ‘Sırlar Cihazı’ndan

SORULAR, yazılı olarak, özel saklama kutularında geliyor. Mühürler iki kişi tarafından açılıyor ve sorular çıkarılıyor. Her alanda yer alacak soru adedi belirleniyor ve ÖSYM Başkanı Ali Demir, yüzlerce soru arasından rastgele rakamlar söylüyor. Çıkan sorular uzmanlar tarafından okunuyor. Zorluk düzeyi, anlatım dili ve diğer sorulara göre çeşitliliği tartışılıyor. Sıra belirlenen soruların, elektronik soru bankasından çıkarılmasına geliyor. Başkan Demir ‘Sır Cihazı’nı bilgisayara bağlıyor ve ekipten gizli şifresini girerek açıyor. Uzmanlar, kendi alanlarıyla ilgili belirlenmiş soruları iki kişinin gözetimi altında cihazdan alarak sisteme yüklüyor. Sorular alındıktan sonra, Başkan Demir, cihazı bilgisayardan ayırıyor ve kapatarak çelik kasaya koyuyor.

Örnek kitapçıklar basılıyor

ÖRNEK kitapçıklar basılıyor-Seçilen sorulardan örnek 100 kitapçık basılıyor ve uzmanlar tüm soruları tek tek okuyarak anlatım veya imla bozukluğu olmamasını garanti altına alıyor. Düzeltmeler yapıldıktan sonra kitapçıklar tekrar kontrol edilirken saat sabaha karşı 03:00’ü buluyor. Uzmanlar ertesi sabah soruları, kitapçıkları basacak olan basımevine ait özel bir sisteme yüklüyor.

Soruların kontrolü 3 gün sürdü

SİSTEM, üzerinde her aday için soruları aynı fakat dizilişi ve cevap şıkları farklı bulunan soru kitapçığı basmaya imkan veriyor. Basılan ilk 100 kitapçık ÖSYM sınav koordinatörünün başkanlığında yeniden kontrol ediliyor, bu sürede baskı duruyor. Bu kontrol süresi bizim tanık olduğumuz sınavda 3 gün sürdü. YGS, LYS ve KPSS gibi milyonlarca kişinin girdiği büyük sınavlarda 26 güne kadar çıkabiliyor. ÖSYM uzmanları imzalı ‘olur’ verdikten sonra basım devam ediyor. Basım sırasında her saat başı makinelerden numuneler alınarak kontrol ediliyor. Basılan kitapçıklar özel paketleme sistemi ile sınav salonlarına gidecek şekilde paketlenip, anahtarı sadece bir kere kullanıma müsait bir kilit ile kilitlenmiş özel kutulara konularak mühürleniyor ve kasalara kilitleniyor. Sınav günü açılan bu kutuların geri gelirken yine tek kullanımlık anahtar ile kilitlenmesi için kutulara kilit konuyor. Her kilidin bir numarası var. Hangi binaya hangi kutunun gönderildiği bu numaralar ile takip ediliyor.

Haberin devamınını okumak için tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Aralık 2012 10:04

Gösterim: 8374

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okulda kıyafet serbestisi ve dershanelerin kapatılması ile ilgili tartışmaları değerlendirdi. Serbest kıyafet uygulamasının bugünden itibaren uygulanabileceğini belirten Dinçer, dershanelerin kapatılmasının da cemaatle ilgisi olmadığını söyledi.

omer dincer aciklamaMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, dün bir grup gazeteciyle yaptığı görüşmede, kılık- kıyafetyönetmeliği başta olmak üzere gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hürriyet Gazetesi'nden Esra Kaya'nın da haberinde yer verdiği açıklamalarda Dinçer, şunları söyledi:

Serbestlik bugünden itibaren uygulanabilir

Okul idarelerinin bu yönetmeliğin kapsamına uygun bir şekilde bugünden bazı esneklikler yapmalarının önünde bir engel yok. Yani çocukların saçların uzatmaları konusunda müsamahalı davranabilirler. Çocuklar önlük çıkartarak gelmişlerse 'Niye çıkardın?' diye geri çevirmemeleri lazım. Çünkü bizim kılık-kıyafet konusundaki genel tavrımızın ne olduğu belli oldu. Fiilen başlamış oldu. En azından denerler biz de bir tecrübe kazanırız sene sonuna kadar. Serbest kıyafet özgüveni arttıracak, eğitim başarısı artacak. Eskiden yasaklar, tek tip olma esastı. Şimdi serbestlikler esas, yasaklar istisna. Felsefi olarak yaklaşım tarzı değişti."

Tekstilciler için bekledik

"Kıyafet serbestisinde uygulamanın önümüzdeki yıl başlamasını istememizin nedeni tekstil sektörüdür. Siparişler verilmeden, yeni ürünler ortaya çıkmadan önce duyuralım ki hazırlığını ona göre yapsın isterdik."

Kılıçdaroğlu'nun 'sapıklık' açıklamasına yanıt

Dinçer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Okullarda kısa kollu yasağı sapıklıktır" açıklamasına da sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun yönetmeliği iyi okumadığını savunan Dinçer, şöyle konuştu: "Dervişin fikri neyse zikri odur. Kısa kol üzerinden izlediği siyaset doğru yol değil. Yönetmelikte 'kısa kol' değil. 'Kolsuz tişört, gömlek' yasak. Eski yönetmelikte de bu yasak vardı. Tam tersi yönetmelik daha esnek. Kısa kol serbest, forma yok."

Türbanı getirmek istesek

Dinçer, okullarda kıyafet serbestisiyle "türbanın önünün açıldığı" eleştirilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi: "Eğer okullarda başörtüsünü serbest bırakmak istesek, hükümetimizi şimdi bunu yapmaktan alıkoyan şey ne?"

Dershane konusunun cemaatle ilgisi yok

Bakan Dinçer, dershanelerin kaldırılmasının "cemaate darbe" olarak algılanması ile ilgili olarak da, şöyle konuştu: "Doğru bir fikir değil. Çünkü hem Başbakanımız hem ben hem de bütün Ak Parti yönetimine velilerin talepleri yansıyor. Bunlardan cemaat sonucu çıkarmak mümkün değil. Türkiye'de dershanelerin fakir öğrenciler için fırsat eşitliği sağladığına dair yanlış bir algı var. Bizim rakamlarımıza göre ise tam tersi, dershaneler fırsat eşitsizliği yaratıyor."

> Okullarda kıyafet serbestliği başladı

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okulda kıyafet serbestisi ve dershanelerin kapatılması ile ilgili tartışmaları değerlendirdi. Serbest kıyafet uygulamasının bugünden itibaren uygulanabileceğini belirten Dinçer, dershanelerin kapatılmasının da cemaatle ilgisi olmadığını söyledi.

omer dincer aciklamaMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, dün bir grup gazeteciyle yaptığı görüşmede, kılık- kıyafetyönetmeliği başta olmak üzere gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hürriyet Gazetesi'nden Esra Kaya'nın da haberinde yer verdiği açıklamalarda Dinçer, şunları söyledi:

Serbestlik bugünden itibaren uygulanabilir

Okul idarelerinin bu yönetmeliğin kapsamına uygun bir şekilde bugünden bazı esneklikler yapmalarının önünde bir engel yok. Yani çocukların saçların uzatmaları konusunda müsamahalı davranabilirler. Çocuklar önlük çıkartarak gelmişlerse 'Niye çıkardın?' diye geri çevirmemeleri lazım. Çünkü bizim kılık-kıyafet konusundaki genel tavrımızın ne olduğu belli oldu. Fiilen başlamış oldu. En azından denerler biz de bir tecrübe kazanırız sene sonuna kadar. Serbest kıyafet özgüveni arttıracak, eğitim başarısı artacak. Eskiden yasaklar, tek tip olma esastı. Şimdi serbestlikler esas, yasaklar istisna. Felsefi olarak yaklaşım tarzı değişti."

Tekstilciler için bekledik

"Kıyafet serbestisinde uygulamanın önümüzdeki yıl başlamasını istememizin nedeni tekstil sektörüdür. Siparişler verilmeden, yeni ürünler ortaya çıkmadan önce duyuralım ki hazırlığını ona göre yapsın isterdik."

Kılıçdaroğlu'nun 'sapıklık' açıklamasına yanıt

Dinçer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Okullarda kısa kollu yasağı sapıklıktır" açıklamasına da sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun yönetmeliği iyi okumadığını savunan Dinçer, şöyle konuştu: "Dervişin fikri neyse zikri odur. Kısa kol üzerinden izlediği siyaset doğru yol değil. Yönetmelikte 'kısa kol' değil. 'Kolsuz tişört, gömlek' yasak. Eski yönetmelikte de bu yasak vardı. Tam tersi yönetmelik daha esnek. Kısa kol serbest, forma yok."

Türbanı getirmek istesek

Dinçer, okullarda kıyafet serbestisiyle "türbanın önünün açıldığı" eleştirilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi: "Eğer okullarda başörtüsünü serbest bırakmak istesek, hükümetimizi şimdi bunu yapmaktan alıkoyan şey ne?"

Dershane konusunun cemaatle ilgisi yok

Bakan Dinçer, dershanelerin kaldırılmasının "cemaate darbe" olarak algılanması ile ilgili olarak da, şöyle konuştu: "Doğru bir fikir değil. Çünkü hem Başbakanımız hem ben hem de bütün Ak Parti yönetimine velilerin talepleri yansıyor. Bunlardan cemaat sonucu çıkarmak mümkün değil. Türkiye'de dershanelerin fakir öğrenciler için fırsat eşitliği sağladığına dair yanlış bir algı var. Bizim rakamlarımıza göre ise tam tersi, dershaneler fırsat eşitsizliği yaratıyor."

Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Aralık 2012 13:08

Gösterim: 2633


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.