Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Branş öğretmenleri beşinci sınıflara ne kadar hazır, bu sınıflarla ilgili süreçlerde kendilerini ne kadar yeterli hissediyorlar...

4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tartışmalarla başlayan 2012-2013 eğitim öğretim yılı yine bu konuda süren tartışmalarla devam ediyor. 4+4+4 eğitim sisteminin getirdiği birçok yenilik var bunlardan biri okulların ilköğretim olarak değil ilkokul ve ortaokul olarak kademelendirilmesi. Bu uygulamanın doğru veya yanlışlığının sonuçları kısa vadede ortaya çıkmayacaktır. Bunun nedeni ise eğitimin tanımında da yer aldığı gibi davranış değiştirme bir süreçtir ve bu sürecin adı olan eğitimde atılan her adımın sonucunu uzun yıllar sonra gözlemleyebilecek olmamızdır. Eğitim adı verilen süreçte gelecekte sorunlarla karşılaşmamak istemiyorsak, bugünden doğru adımlar atmamız gerekir. Atılacak doğru adımlarla ilerde yaşanabilecek olası olumsuzluklar giderilebilir. Peki olumsuzluk yaşanabilecek sorun nedir? 

Bilindiği gibi 4+4+4 sistemiyle gelen önemli değişikliklerden birisi de beşinci sınıfların artık ortaokul kapsamında yer alması ve bu sınıflara da artık branş öğretmenlerinin girmesidir. Buraya kadar sorun yok hatta yararlı olabilecek bir uygulama. Fakat burada sorun branş öğretmenleri beşinci sınıflara ne kadar hazır, bu sınıflarla ilgili süreçlerde kendilerini ne kadar yeterli hissediyorlar. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir hizmet içi eğitim uygulaması başlatması oldukça yararlı olacak gibi gözükmekte.

Branş Öğretmenine Neden Hizmet İçi Eğitim?

Günümüzde en fazla benimsenen zihinsel gelişim kuramlarından birisi 1896 yılında doğan İsviçreli psikolog Jean Piaget’e aittir. Piaget bilişsel gelişimle ilgili olarak yaptığı çalışmalarda çocukların çevreyi algılama ve öğrenme özelliklerinin yetişkinlerden farklı olduğunu söylemiştir. Piaget, geliştirdiği bilişsel gelişim kuramı ile de bu bilişsel gelişim sürecinin doğumdan başlayarak sınıflamasını yapmıştır. Buna göre Piaget bilişsel gelişimi dört döneme ayırmıştır ve bu dönemlerdeki ilerleyiş yetişkinliğe kadar devam eder.

Piaget’e göre dönemler ilerledikçe çocukların bilişsel yetenekleri gelişir ve her bir dönem kendisinden önceki dönemlerin özelliklerini de kapsayabilir. Bu dönemler ve bu dönemlerin bazı özellikleri şöyledir:

1.Duyusal motor dönem, 0-2 yaş arasını kapsayan dönemdir. Bu dönemde bebek dünyayı duyuları ve hareketleri ile algılar. Dönemin sonlarında artık karmaşık una gelindiğinde bebek, karmaşık olmayan işlemleri yapabilir duruma gelir.

2. İşlem Öncesi Dönem, 2-7 yaş arası dönem olup, bu dönemde birey dil becerileri açısından gelişir, başlangıçta benmerkezci bir düşünme biçimi varken, ilerleyen dönemde ben merkezli düşünce gittikçe azalmaya ve yerini mantıklı düşünceye bırakmaya başlar.

3. Somut İşlemler Dönemi, 7-11 yaş arası dönemi kapsar bu gelişim döneminde birey sınıflama, sınıflandırma, karşılaştırma, dört işlem yapma ve dönüştürme gibi zihinsek becerileri gelişir ve zenginleşmeye başlar. Bu dönemde çocukların bilişsel yapıları bazı problemleri zihinsel olarak çözebilecek düzeye gelmiş olmakla birlikte, bu dönemde çocuk problemler çözerken hala somut deneyimlere ihtiyaç duyar. Somut işlemler döneminde zihinsel işlem yapma becerileri tam olarak gelişmemiştir. Bu dönem soyut düşünceye geçme aşamasında bir geçiş dönemidir.

4. Soyut İşlemler Dönemi, 11 yaş ve sonrasını kapsayan bir dönemdir. Bu aşamada birçok zihinsel işlem kolaylıkla yapılabilir. Kazanılan özelliklerimde pekiştiği bir dönemdir.

Piaget’in yaptığı bu bilimsel çalışmada gördüğümüz gibi 5. Sınıf çocuklarımız aslında yaş ve bilişsel gelişim dönemleri açısından henüz somut işlemsel dönemde yer almaktadır. Bu da derslerin işlenirken mutlaka somut deneyimlere dayalı öğretim durumlarını zorunlu kılmaktadır. Bu konuda aslında 1739 sayılı Milli Eğitim Kanununda öğretim ilkeleri kapsamında benzer ifadeler yer almaktadır. Buna göre öğretim yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene, somuttan soyuta olmalıdır. Bütün öğretmenlerde buna uygun ders işlerler.

Fakat bazı araştırmalar göstermiştir ki öğretmenler elde ettikleri öğretmenlik tecrübelerini her durumda benzer biçimde kullanma eğilimindedir. 4+4+4 eğitim sistemiyle beşinci sınıflara branş öğretmenlerinin girmesi yanlış bir uygulama değildir zaten uzun yıllardır beşinci sınıfların İngilizce, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Görsel Sanatlar, Müzik gibi bir çok dersine branş öğretmenleri girmekte idi. O branşlarda yer alan öğretmenler beşinci sınıf öğrencilerini yakından tanıyorlar. Fakat ilk defa beşinci sınıfa giren Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji ve Sosyal Bilgiler Öğretmenleri için durum biraz farklı. Bu alanlarda yer alan öğretmenler ilk defa karşılaştıkları bu durum karşısında zorlanabilmektedir. Gerek sınıf yönetimi gerekse ders işlenişleri sırasında sınıf seviyesinden kaynaklanan sorunlara şahit olmaktayız.  Bunlara örnek olarak öğrencinin seviyesine inebilmek ve eğitim durumlarını o öğrencilerin anlayabileceği düzeyde somutlaştırmada yaşanan problemler, sınıf yönetimine ilişkin öğretmen davranışlarının sınıf öğretmeni ile branş öğretmeni arasında farklılık göstermesi yer almaktadır.

Hizmet İçi Eğitim Nasıl Olmalı?

Bu alanlarda yer alan öğretmenlerin bir an önce hizmet içi eğitim verilmesi oldukça önemlidir. Bu eğitim kapsamında öncelikle bu çocukların gelişim özellikleri, sınıf yönetimi, aktif öğrenmeye dayalı yöntemler ve bunların bu sınıf düzeyinde uygulamaları konusunda kapsamlı bir hizmet içi eğitim yapılmalıdır. Aksi takdirde bu sınıflarda başarısızlık oranlarında artış buna bağlı olarak da öğrenilmiş çaresizlik ve sınıf yönetimi problemlerinin yaşanılması kaçınılmaz olacaktır.

Eğitimtercihi

Dr.Özgür Şimşek

Öğretmenlere 15 branşta alan sınavı geliyor

> 5. Sınıflarda branşlaşma böyle mi olmalıydı?

Branş öğretmenleri beşinci sınıflara ne kadar hazır, bu sınıflarla ilgili süreçlerde kendilerini ne kadar yeterli hissediyorlar...

4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tartışmalarla başlayan 2012-2013 eğitim öğretim yılı yine bu konuda süren tartışmalarla devam ediyor. 4+4+4 eğitim sisteminin getirdiği birçok yenilik var bunlardan biri okulların ilköğretim olarak değil ilkokul ve ortaokul olarak kademelendirilmesi. Bu uygulamanın doğru veya yanlışlığının sonuçları kısa vadede ortaya çıkmayacaktır. Bunun nedeni ise eğitimin tanımında da yer aldığı gibi davranış değiştirme bir süreçtir ve bu sürecin adı olan eğitimde atılan her adımın sonucunu uzun yıllar sonra gözlemleyebilecek olmamızdır. Eğitim adı verilen süreçte gelecekte sorunlarla karşılaşmamak istemiyorsak, bugünden doğru adımlar atmamız gerekir. Atılacak doğru adımlarla ilerde yaşanabilecek olası olumsuzluklar giderilebilir. Peki olumsuzluk yaşanabilecek sorun nedir? 

Bilindiği gibi 4+4+4 sistemiyle gelen önemli değişikliklerden birisi de beşinci sınıfların artık ortaokul kapsamında yer alması ve bu sınıflara da artık branş öğretmenlerinin girmesidir. Buraya kadar sorun yok hatta yararlı olabilecek bir uygulama. Fakat burada sorun branş öğretmenleri beşinci sınıflara ne kadar hazır, bu sınıflarla ilgili süreçlerde kendilerini ne kadar yeterli hissediyorlar. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir hizmet içi eğitim uygulaması başlatması oldukça yararlı olacak gibi gözükmekte.

Branş Öğretmenine Neden Hizmet İçi Eğitim?

Günümüzde en fazla benimsenen zihinsel gelişim kuramlarından birisi 1896 yılında doğan İsviçreli psikolog Jean Piaget’e aittir. Piaget bilişsel gelişimle ilgili olarak yaptığı çalışmalarda çocukların çevreyi algılama ve öğrenme özelliklerinin yetişkinlerden farklı olduğunu söylemiştir. Piaget, geliştirdiği bilişsel gelişim kuramı ile de bu bilişsel gelişim sürecinin doğumdan başlayarak sınıflamasını yapmıştır. Buna göre Piaget bilişsel gelişimi dört döneme ayırmıştır ve bu dönemlerdeki ilerleyiş yetişkinliğe kadar devam eder.

Piaget’e göre dönemler ilerledikçe çocukların bilişsel yetenekleri gelişir ve her bir dönem kendisinden önceki dönemlerin özelliklerini de kapsayabilir. Bu dönemler ve bu dönemlerin bazı özellikleri şöyledir:

1.Duyusal motor dönem, 0-2 yaş arasını kapsayan dönemdir. Bu dönemde bebek dünyayı duyuları ve hareketleri ile algılar. Dönemin sonlarında artık karmaşık una gelindiğinde bebek, karmaşık olmayan işlemleri yapabilir duruma gelir.

2. İşlem Öncesi Dönem, 2-7 yaş arası dönem olup, bu dönemde birey dil becerileri açısından gelişir, başlangıçta benmerkezci bir düşünme biçimi varken, ilerleyen dönemde ben merkezli düşünce gittikçe azalmaya ve yerini mantıklı düşünceye bırakmaya başlar.

3. Somut İşlemler Dönemi, 7-11 yaş arası dönemi kapsar bu gelişim döneminde birey sınıflama, sınıflandırma, karşılaştırma, dört işlem yapma ve dönüştürme gibi zihinsek becerileri gelişir ve zenginleşmeye başlar. Bu dönemde çocukların bilişsel yapıları bazı problemleri zihinsel olarak çözebilecek düzeye gelmiş olmakla birlikte, bu dönemde çocuk problemler çözerken hala somut deneyimlere ihtiyaç duyar. Somut işlemler döneminde zihinsel işlem yapma becerileri tam olarak gelişmemiştir. Bu dönem soyut düşünceye geçme aşamasında bir geçiş dönemidir.

4. Soyut İşlemler Dönemi, 11 yaş ve sonrasını kapsayan bir dönemdir. Bu aşamada birçok zihinsel işlem kolaylıkla yapılabilir. Kazanılan özelliklerimde pekiştiği bir dönemdir.

Piaget’in yaptığı bu bilimsel çalışmada gördüğümüz gibi 5. Sınıf çocuklarımız aslında yaş ve bilişsel gelişim dönemleri açısından henüz somut işlemsel dönemde yer almaktadır. Bu da derslerin işlenirken mutlaka somut deneyimlere dayalı öğretim durumlarını zorunlu kılmaktadır. Bu konuda aslında 1739 sayılı Milli Eğitim Kanununda öğretim ilkeleri kapsamında benzer ifadeler yer almaktadır. Buna göre öğretim yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene, somuttan soyuta olmalıdır. Bütün öğretmenlerde buna uygun ders işlerler.

Fakat bazı araştırmalar göstermiştir ki öğretmenler elde ettikleri öğretmenlik tecrübelerini her durumda benzer biçimde kullanma eğilimindedir. 4+4+4 eğitim sistemiyle beşinci sınıflara branş öğretmenlerinin girmesi yanlış bir uygulama değildir zaten uzun yıllardır beşinci sınıfların İngilizce, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Görsel Sanatlar, Müzik gibi bir çok dersine branş öğretmenleri girmekte idi. O branşlarda yer alan öğretmenler beşinci sınıf öğrencilerini yakından tanıyorlar. Fakat ilk defa beşinci sınıfa giren Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji ve Sosyal Bilgiler Öğretmenleri için durum biraz farklı. Bu alanlarda yer alan öğretmenler ilk defa karşılaştıkları bu durum karşısında zorlanabilmektedir. Gerek sınıf yönetimi gerekse ders işlenişleri sırasında sınıf seviyesinden kaynaklanan sorunlara şahit olmaktayız.  Bunlara örnek olarak öğrencinin seviyesine inebilmek ve eğitim durumlarını o öğrencilerin anlayabileceği düzeyde somutlaştırmada yaşanan problemler, sınıf yönetimine ilişkin öğretmen davranışlarının sınıf öğretmeni ile branş öğretmeni arasında farklılık göstermesi yer almaktadır.

Hizmet İçi Eğitim Nasıl Olmalı?

Bu alanlarda yer alan öğretmenlerin bir an önce hizmet içi eğitim verilmesi oldukça önemlidir. Bu eğitim kapsamında öncelikle bu çocukların gelişim özellikleri, sınıf yönetimi, aktif öğrenmeye dayalı yöntemler ve bunların bu sınıf düzeyinde uygulamaları konusunda kapsamlı bir hizmet içi eğitim yapılmalıdır. Aksi takdirde bu sınıflarda başarısızlık oranlarında artış buna bağlı olarak da öğrenilmiş çaresizlik ve sınıf yönetimi problemlerinin yaşanılması kaçınılmaz olacaktır.

Eğitimtercihi

Dr.Özgür Şimşek

Öğretmenlere 15 branşta alan sınavı geliyor

Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Kasım 2012 16:38

Gösterim: 2895

Dershanelerin kapatılmasına yönelik girişimlere karşı çıkanların Twitter’da başlattığı ‘dershanemolmasaydı’ eylemi geniş yankı uyandırdı.

Hükümetin dershaneleri kapatma yönündeki girişimlerine eğitimciler ve veliler tepki göstermeye devam ediyor.Dershanelerin kapatılmasına ilişkin çalışmayı doğru bulmayan yüz binlerce kişi sesini sosyal medya üzerinden duyurdu.

Önceki akşam saat 19.00-20.30 saatleri arasında bir araya gelen internet kullanıcıları Twitter’da ‘#dershanemolmasaydı’ etiketiyle dershanelerin hayatlarındaki yeri ve eğitime katkısına ilişkin duygularını paylaştı. Sosyalmedya.in ‘Sosyal Medya Takip Sistemi’ tarafından 187 bin 362 kişinin dershaneler hakkında attığı 1 milyon 249 bin 477 tweet arşivlendi. Twitter API kodlarının yoğunluğu kaldıramaması nedeniyle 423 bin tweet ise arşivlenemedi. Atılan tweetler içinde belki de en çarpıcı olanı, “#dershanemolmasaydı bir görme engelli olan ben okulumu bitirip Batman’ın köylerinde öğretmenlik yapamazdım.” diyen Ergün Demir’den geldi. Gazeteci Nazlı Ilıcak’ın, “#dershanemolmasaydı imkân sahibi gençlerle yarışmak mümkün olmazdı. #dershanemolmasaydı özel okulda okuyan, devlet okulunda okuyanı kolayca geçer, özel hoca da tutarak en iyi lise ya da üniversiteye yerleşirdi. #dershanemolmasaydı imtihanlara hazırlıkta eşitlik sağlanamazdı. Zira zengin özel hoca tutar, diğerleri yaya kalırdı.” şeklindeki tweetleri de dikkat çekti.

İşte atılan tweetlerden bazıları

-Senin okulların astronot yetiştiriyordu da dershaneler mi engel oldu :-) #dershanemolmasaydı

-#dershanemolmasaydı ülkede birçok genç üniversite'nin kapısından içeri giremezdi kabul ediyorum ama yaptırım uygulayarak gündem olmayı asla!

-#dershanemolmasaydı bu kadar donanımlı ve üretken bir nesil yetişirmiydi?Eminim onlardan ilerde bakanlar çıkacak..

-#dershanemolmasaydı et ve altın fiyatları daha da artardı zira sığırlarımızı ve bileziklerimizi satmazdık :)

-Dershane sorun değil, sorunun sonucudur. #dershanemolmasaydı

-#Dershanemolmasaydı , dershaneler olmasaydı okul müfredatıyla öğrendiğimizden hiçbirşey olmazdı..

-#dershanemolmasaydı dershanede eğitim alan 1,219,000 öğrenciyi hangi sokak başından toplardık acaba?

-#dershanemolmasaydı "Ak Parti kapatılmasın" diye dua edenler şimdi "AKP dersaneleri kapatmasın" diye dua ediyor

-Yarabbi 28 Şubat'ta kapattırmadığın dershaneleri müslümanların eliyle kapattırma.Bizi birbirimizle imtihan etme ne olur! #dershanemolmasaydı

-Devlet öncelikle bize #dershanemolmasaydı dedirttiği için utansın bence! El atsın bu çarpık eğitim istemine ama çözümü kapatmak mı?!

-#dershanemolmasaydı annem hala komşunun çocuğu kadar olamadın diyecekti buda bana koyacaktı.

-Kimse dershane zoruyla dershaneye gitmiyor, kimse de illa gidelim demiyor; düzeltin sistemi gitmeyelim. #dershanemolmasaydı


> #dershanemolmasaydı sosyal medyayı salladı

Dershanelerin kapatılmasına yönelik girişimlere karşı çıkanların Twitter’da başlattığı ‘dershanemolmasaydı’ eylemi geniş yankı uyandırdı.

Hükümetin dershaneleri kapatma yönündeki girişimlerine eğitimciler ve veliler tepki göstermeye devam ediyor.Dershanelerin kapatılmasına ilişkin çalışmayı doğru bulmayan yüz binlerce kişi sesini sosyal medya üzerinden duyurdu.

Önceki akşam saat 19.00-20.30 saatleri arasında bir araya gelen internet kullanıcıları Twitter’da ‘#dershanemolmasaydı’ etiketiyle dershanelerin hayatlarındaki yeri ve eğitime katkısına ilişkin duygularını paylaştı. Sosyalmedya.in ‘Sosyal Medya Takip Sistemi’ tarafından 187 bin 362 kişinin dershaneler hakkında attığı 1 milyon 249 bin 477 tweet arşivlendi. Twitter API kodlarının yoğunluğu kaldıramaması nedeniyle 423 bin tweet ise arşivlenemedi. Atılan tweetler içinde belki de en çarpıcı olanı, “#dershanemolmasaydı bir görme engelli olan ben okulumu bitirip Batman’ın köylerinde öğretmenlik yapamazdım.” diyen Ergün Demir’den geldi. Gazeteci Nazlı Ilıcak’ın, “#dershanemolmasaydı imkân sahibi gençlerle yarışmak mümkün olmazdı. #dershanemolmasaydı özel okulda okuyan, devlet okulunda okuyanı kolayca geçer, özel hoca da tutarak en iyi lise ya da üniversiteye yerleşirdi. #dershanemolmasaydı imtihanlara hazırlıkta eşitlik sağlanamazdı. Zira zengin özel hoca tutar, diğerleri yaya kalırdı.” şeklindeki tweetleri de dikkat çekti.

İşte atılan tweetlerden bazıları

-Senin okulların astronot yetiştiriyordu da dershaneler mi engel oldu :-) #dershanemolmasaydı

-#dershanemolmasaydı ülkede birçok genç üniversite'nin kapısından içeri giremezdi kabul ediyorum ama yaptırım uygulayarak gündem olmayı asla!

-#dershanemolmasaydı bu kadar donanımlı ve üretken bir nesil yetişirmiydi?Eminim onlardan ilerde bakanlar çıkacak..

-#dershanemolmasaydı et ve altın fiyatları daha da artardı zira sığırlarımızı ve bileziklerimizi satmazdık :)

-Dershane sorun değil, sorunun sonucudur. #dershanemolmasaydı

-#Dershanemolmasaydı , dershaneler olmasaydı okul müfredatıyla öğrendiğimizden hiçbirşey olmazdı..

-#dershanemolmasaydı dershanede eğitim alan 1,219,000 öğrenciyi hangi sokak başından toplardık acaba?

-#dershanemolmasaydı "Ak Parti kapatılmasın" diye dua edenler şimdi "AKP dersaneleri kapatmasın" diye dua ediyor

-Yarabbi 28 Şubat'ta kapattırmadığın dershaneleri müslümanların eliyle kapattırma.Bizi birbirimizle imtihan etme ne olur! #dershanemolmasaydı

-Devlet öncelikle bize #dershanemolmasaydı dedirttiği için utansın bence! El atsın bu çarpık eğitim istemine ama çözümü kapatmak mı?!

-#dershanemolmasaydı annem hala komşunun çocuğu kadar olamadın diyecekti buda bana koyacaktı.

-Kimse dershane zoruyla dershaneye gitmiyor, kimse de illa gidelim demiyor; düzeltin sistemi gitmeyelim. #dershanemolmasaydı


Son Güncelleme: Perşembe, 15 Kasım 2012 08:37

Gösterim: 3151

Üniversite adaylarının dershane algısı araştırması sonuçlandı.TÖDER öğrencilere sordu: Öğrenciler dershaneleri nasıl buluyor?

TÖDER tarafından yaptırılan ‘Üniversite adaylarının dershane algısı’ araştırması sonuçları yayımlandı. Ankete katılan adayların yüzde 83’ü dershanede aldıkları eğitimin okullardaki derslere yardımcı olduğunu ve başarılarını artırdığını ifade ediyor

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) tarafından 30 Mart-2 Nisan 2012 tarihleri arasında yaptırılan ‘Üniversite adaylarının dershane algısı’ araştırması çarpıcı sonuçları ortaya koydu.

Araştırmada bin 209 adaya dershanelerle ilgili çeşitli sorular soruldu. Ankete katılan adayların yüzde 83’ü dershanede aldıkları eğitimin okullarındaki derslere faydası olduğunu düşünüyor. Yüzde 60’ı dershanelerin kapatılıp özel okullara dönüştürülmesi fikrine katılmıyor. Başarılı öğrenciler, dershane ve okulun birbirini tamamladığı görüşünde birleşiyor. Adayların yüzde 56’sı ise merkezi sınav kaldırıldığında yerine getirilecek sistemin adaletli olmayacağını belirtiyor. Ayrıca öğrencilerin büyük çoğunluğu dershanelerin hedef belirleme ve sosyal gelişim noktasında kendilerine büyük katkı sağladığına inanıyor.

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği’nin (TÖDER), ‘Üniversite Adaylarının Dershane Algısı’ araştırmasına göre adayların yüzde 56’sı merkezi sınav kaldırıldığında yerine getirilecek sistemin adaletli olmayacağı görüşünde. Dershaneye gidenlere okul ya da dershane seçenek olarak sunulduğunda adayların yüzde 60’ı dershaneyi tercih ediyor. Dershanenin okullara nazaran en çok tercih edildiği türlerde Anadolu liseleri, düz lise ve meslek liseleri yer alıyor. Sınavda başarılı olabilmek için dershanelerin gerekli olduğunu düşünenlerin oranı, okul türleri arasında değişse de bu oran fen liseleri dahil yüzde 60’ın altına düşmüyor. Her üç adaydan ikisi sınavda başarılı olmak için dershanelerin gerekli olduğunu belirtiyor. Bu seneki LYS’de dereceye girenler, okul müfredatındaki eksikliklerini dershaneler sayesinde giderdiklerini ifade ediyor. Başarılı öğrenciler, dershane ve okulun birbirini tamamladığını belirterek dershanelerin kapatılması durumunda öğrencileri olumsuz etkileyeceğini söylüyor.

SBS kalkıyor, dershaneler 2013'te kaldırılacak

> TÖDER sordu: Öğrenciler dershaneleri nasıl buluyor?

Üniversite adaylarının dershane algısı araştırması sonuçlandı.TÖDER öğrencilere sordu: Öğrenciler dershaneleri nasıl buluyor?

TÖDER tarafından yaptırılan ‘Üniversite adaylarının dershane algısı’ araştırması sonuçları yayımlandı. Ankete katılan adayların yüzde 83’ü dershanede aldıkları eğitimin okullardaki derslere yardımcı olduğunu ve başarılarını artırdığını ifade ediyor

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) tarafından 30 Mart-2 Nisan 2012 tarihleri arasında yaptırılan ‘Üniversite adaylarının dershane algısı’ araştırması çarpıcı sonuçları ortaya koydu.

Araştırmada bin 209 adaya dershanelerle ilgili çeşitli sorular soruldu. Ankete katılan adayların yüzde 83’ü dershanede aldıkları eğitimin okullarındaki derslere faydası olduğunu düşünüyor. Yüzde 60’ı dershanelerin kapatılıp özel okullara dönüştürülmesi fikrine katılmıyor. Başarılı öğrenciler, dershane ve okulun birbirini tamamladığı görüşünde birleşiyor. Adayların yüzde 56’sı ise merkezi sınav kaldırıldığında yerine getirilecek sistemin adaletli olmayacağını belirtiyor. Ayrıca öğrencilerin büyük çoğunluğu dershanelerin hedef belirleme ve sosyal gelişim noktasında kendilerine büyük katkı sağladığına inanıyor.

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği’nin (TÖDER), ‘Üniversite Adaylarının Dershane Algısı’ araştırmasına göre adayların yüzde 56’sı merkezi sınav kaldırıldığında yerine getirilecek sistemin adaletli olmayacağı görüşünde. Dershaneye gidenlere okul ya da dershane seçenek olarak sunulduğunda adayların yüzde 60’ı dershaneyi tercih ediyor. Dershanenin okullara nazaran en çok tercih edildiği türlerde Anadolu liseleri, düz lise ve meslek liseleri yer alıyor. Sınavda başarılı olabilmek için dershanelerin gerekli olduğunu düşünenlerin oranı, okul türleri arasında değişse de bu oran fen liseleri dahil yüzde 60’ın altına düşmüyor. Her üç adaydan ikisi sınavda başarılı olmak için dershanelerin gerekli olduğunu belirtiyor. Bu seneki LYS’de dereceye girenler, okul müfredatındaki eksikliklerini dershaneler sayesinde giderdiklerini ifade ediyor. Başarılı öğrenciler, dershane ve okulun birbirini tamamladığını belirterek dershanelerin kapatılması durumunda öğrencileri olumsuz etkileyeceğini söylüyor.

SBS kalkıyor, dershaneler 2013'te kaldırılacak

Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Kasım 2012 10:08

Gösterim: 2890

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığa ait bütçe sunumunda öğretmen maaşları hakkında bilgi verdi

Bakan Dinçer, göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşının 2002 yılında 470,20 TL iken, 01.07.2012 tarihi itibarıyla %276,3 artışla 1.769,19 TL'ye yükseltildiğini belirtti.

Dinçer ayrıca "2002 yılında aynı öğretmenin ayda 60 saat karşılığı ek ders ücreti 165 TL iken, 01.07.2012 tarihi itibarıyla %207,3 artışla 507,18 TL'ye yükselmiştir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin eline 2002 yılında ek ders ücreti ile birlikte toplam 635,20 TL geçerken, 2012 yılı ikinci yarıyılında %258,40 artışla 2.276,37 TL olmuştur." dedi.

 

 

 

> İşte öğretmenlerin ek ders dahil aldıkları maaş

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığa ait bütçe sunumunda öğretmen maaşları hakkında bilgi verdi

Bakan Dinçer, göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşının 2002 yılında 470,20 TL iken, 01.07.2012 tarihi itibarıyla %276,3 artışla 1.769,19 TL'ye yükseltildiğini belirtti.

Dinçer ayrıca "2002 yılında aynı öğretmenin ayda 60 saat karşılığı ek ders ücreti 165 TL iken, 01.07.2012 tarihi itibarıyla %207,3 artışla 507,18 TL'ye yükselmiştir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin eline 2002 yılında ek ders ücreti ile birlikte toplam 635,20 TL geçerken, 2012 yılı ikinci yarıyılında %258,40 artışla 2.276,37 TL olmuştur." dedi.

 

 

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Kasım 2012 12:14

Gösterim: 2862

YÖK’ten öğrencilere İngilizce öğrenmede büyük yenilik geliyor. Web tabanlı İngilizce Projesiyle 4 milyon öğrenci İngilizce öğrenecek.

YÖK Tasarısı çalışmaları hızla devam ederken Yeni YÖK Yasası’da yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya YÖK Tasarısı ile ilgili verdiği bilgilerde öğrencilerin ücretsiz yararlanabileceği web tabanlı İngilizce projesiyle öğrencilere İngilizce’lerini geliştirme fırsatı sunacaklarını belirtti.

Web tabanlı İngilizce projesiyle 4 milyona yakın öğrenciye şifre verileceğini ve bunlardan istekli olanların web üzerinden İngilizcelerini geliştirebileceğini söyleyen Çetinsaya, projenin açılışının önümüzdeki haftalarda yapılacağını açıkladı.

Son 6 ayda yasaya yoğunlaşılması nedeniyle yurt dışını ihmal ettiklerini kaydeden Çetinsaya, ilk olarak İngiltere, Azerbaycan ve Almanya'dan aldığı davetleri değerlendireceğini ifade etti.

> 4 milyon öğrenciye ücretsiz İngilizce öğrenme fırsatı

YÖK’ten öğrencilere İngilizce öğrenmede büyük yenilik geliyor. Web tabanlı İngilizce Projesiyle 4 milyon öğrenci İngilizce öğrenecek.

YÖK Tasarısı çalışmaları hızla devam ederken Yeni YÖK Yasası’da yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya YÖK Tasarısı ile ilgili verdiği bilgilerde öğrencilerin ücretsiz yararlanabileceği web tabanlı İngilizce projesiyle öğrencilere İngilizce’lerini geliştirme fırsatı sunacaklarını belirtti.

Web tabanlı İngilizce projesiyle 4 milyona yakın öğrenciye şifre verileceğini ve bunlardan istekli olanların web üzerinden İngilizcelerini geliştirebileceğini söyleyen Çetinsaya, projenin açılışının önümüzdeki haftalarda yapılacağını açıkladı.

Son 6 ayda yasaya yoğunlaşılması nedeniyle yurt dışını ihmal ettiklerini kaydeden Çetinsaya, ilk olarak İngiltere, Azerbaycan ve Almanya'dan aldığı davetleri değerlendireceğini ifade etti.

Son Güncelleme: Salı, 13 Kasım 2012 12:10

Gösterim: 2420


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.