Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından, Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerine Genel Sağlık Sigortası prim borcu çıkarıldığı haberlerine ilişkin açıklama yapılarak, 25 yaşın altındaki öğrencilerin yüksek lisans yaptığı halde sağlık yardımı alamamasının, bunların öğrenci belgeleri ile kuruma başvurmamalarından kaynaklandığı belirtildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nca, 22 Ekim 2012 tarihinde bir gazetenin köşe yazarının “Yüksek Lisans ve Doktora Öğrencilikten Sayılmıyor” başlığı ile verilen yazısında; Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerinin SGK tarafından öğrenci olarak kabul edilmedikleri ve kendilerine Genel Sağlık Sigortası prim borcu çıkarıldığına dair ifadelere yer verdiği belirtilerek, konuyla ilgili basın açıklaması yapıldı.

SGK tarafından yapılan yazılı açıklamada, 5510 sayılı kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının 10’uncu bendinde; genel sağlık sigortalısının, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan erkek çocukları 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerdemesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurdukları tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kişi olarak tanımlandığı hatırlatıldı.

Buna göre, 18 yaşını doldurmamış çocuklara hiçbir koşul aramaksızın, 20 yaşını doldurmamış çocuklara lise ve dengi eğitim görmesi koşulu ile 25 yaşını doldurmamış çocuklara ise yükseköğrenim görmesi koşulu ile SGK tarafından sağlık yardımı verildiği ve uygulamanın bu şekilde yürütüldüğü ifade edildi.

Açıklamada, Yükseköğrenimin; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimlerini kapsadığı ve kanunun öngördüğü 25 yaş şartını doldurmayan bir öğrencinin, belirtilen durumların öğrenci belgesi ile belgelenmesi ve kuruma başvurulması halinde sağlık aktivasyonunun açıldığı belirtildi.

2 yıllık meslek yüksekokulu öğrencisi, 4 yıllık fakülte öğrencisi, 6 yıllık fakülte öğrencisi, lisans öğrenimi üzerine yüksek lisans yapan öğrenci ve yüksek lisans öğrenimi üzerine doktora öğrenimi yapan öğrencinin, 25 yaşını doldurduğu tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kapsamında sağlık yardımlarından faydalandırıldığı söylenerek açıklamada şunlar kaydedildi:

“25 yaşın altındaki öğrencilerin yüksek lisans yaptığı halde sağlık yardımı alamaması, bunların öğrenci belgeleri ile kuruma başvurmamalarından kaynaklanmaktadır. Öğrenci belgelerini ibraz etmedikleri için aktivasyonları yapılamayan ve kurumca re’sen kanunun 60’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının g bendi kapsamında tescil edilip kendilerine borç tahakkuk eden 25 yaşın altındaki öğrencilerin öğrenci belgesi ile kuruma başvurmaları halinde öğrenci oldukları tarihten itibaren aktivasyonları açılmakta ve kendilerine tahakkuk eden genel sağlık sigortası prim borçları da silinmektedir.”

> Bu haber milyonlarca öğrenciyi ilgilendiriyor

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından, Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerine Genel Sağlık Sigortası prim borcu çıkarıldığı haberlerine ilişkin açıklama yapılarak, 25 yaşın altındaki öğrencilerin yüksek lisans yaptığı halde sağlık yardımı alamamasının, bunların öğrenci belgeleri ile kuruma başvurmamalarından kaynaklandığı belirtildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nca, 22 Ekim 2012 tarihinde bir gazetenin köşe yazarının “Yüksek Lisans ve Doktora Öğrencilikten Sayılmıyor” başlığı ile verilen yazısında; Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerinin SGK tarafından öğrenci olarak kabul edilmedikleri ve kendilerine Genel Sağlık Sigortası prim borcu çıkarıldığına dair ifadelere yer verdiği belirtilerek, konuyla ilgili basın açıklaması yapıldı.

SGK tarafından yapılan yazılı açıklamada, 5510 sayılı kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının 10’uncu bendinde; genel sağlık sigortalısının, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan erkek çocukları 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerdemesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurdukları tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kişi olarak tanımlandığı hatırlatıldı.

Buna göre, 18 yaşını doldurmamış çocuklara hiçbir koşul aramaksızın, 20 yaşını doldurmamış çocuklara lise ve dengi eğitim görmesi koşulu ile 25 yaşını doldurmamış çocuklara ise yükseköğrenim görmesi koşulu ile SGK tarafından sağlık yardımı verildiği ve uygulamanın bu şekilde yürütüldüğü ifade edildi.

Açıklamada, Yükseköğrenimin; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimlerini kapsadığı ve kanunun öngördüğü 25 yaş şartını doldurmayan bir öğrencinin, belirtilen durumların öğrenci belgesi ile belgelenmesi ve kuruma başvurulması halinde sağlık aktivasyonunun açıldığı belirtildi.

2 yıllık meslek yüksekokulu öğrencisi, 4 yıllık fakülte öğrencisi, 6 yıllık fakülte öğrencisi, lisans öğrenimi üzerine yüksek lisans yapan öğrenci ve yüksek lisans öğrenimi üzerine doktora öğrenimi yapan öğrencinin, 25 yaşını doldurduğu tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kapsamında sağlık yardımlarından faydalandırıldığı söylenerek açıklamada şunlar kaydedildi:

“25 yaşın altındaki öğrencilerin yüksek lisans yaptığı halde sağlık yardımı alamaması, bunların öğrenci belgeleri ile kuruma başvurmamalarından kaynaklanmaktadır. Öğrenci belgelerini ibraz etmedikleri için aktivasyonları yapılamayan ve kurumca re’sen kanunun 60’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının g bendi kapsamında tescil edilip kendilerine borç tahakkuk eden 25 yaşın altındaki öğrencilerin öğrenci belgesi ile kuruma başvurmaları halinde öğrenci oldukları tarihten itibaren aktivasyonları açılmakta ve kendilerine tahakkuk eden genel sağlık sigortası prim borçları da silinmektedir.”

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 11:44

Gösterim: 2702

Üstün yetenekli öğrencilere erken mezun olma fırsatı geliyor. Müjdeyi TBMM Üstün Yetenekliler Araştırma Komisyonu Başkanı İncekara verdi: Ek ders alıp 4 yıl yerine 2.5 yılda mezun olabilirler

AKŞAM'a konuşan Meclis Üstün Yetenekliler Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, bir süre önce komisyon olarak Almanya, Güney Kore ve yeni Zelanda'daki örnekleri incelediklerini belirterek, yapacaklarını şöyle anlattı. *MEB de üzerinde çalışıyor. Buna göre, üstün yetenekli ve başarılı öğrencilerin, 4 yıllık liseyi 2.5-3 yılda bitirmelerine imkan sağlanacak. Background'u iyi, yeteneklerini gösteren dosyaları olan, not ortalamaları belli düzeyin üzerindeki öğrenciler arzu eder ve şartları uyarsa tercihli ve seçmeli dersleri okuyarak liseyi erken bitirebilecek.

YÖK de yeni bir hüküm koyacak. Üstün yetenekli öğrenciler, liseyi okurken bazı üniversite derslerini de alabilecek. Böylece üniversite diplomasını da erken alabilecek.

TÜBİTAK'TAN DESTEK

İNCEKARA, öğretmenlerin de üstün yetenekli çocukların keşfi ve farklı eğitim verilmesi noktasında eğitileceğini belirterek ''Üstün yetenekli çocuklar için de sınavsız girişler olabilir indigenerics.com. Bunlar, araştırma ve proje çocukları. MEB kadar, TÜBİTAK ve Bilim-Teknoloji Bakanlığı ile çalışıyoruz. TÜBİTAK da desteklerini artıracak.

(akşam)

> Üstün yetenekliler erken mezun olabilecek

Üstün yetenekli öğrencilere erken mezun olma fırsatı geliyor. Müjdeyi TBMM Üstün Yetenekliler Araştırma Komisyonu Başkanı İncekara verdi: Ek ders alıp 4 yıl yerine 2.5 yılda mezun olabilirler

AKŞAM'a konuşan Meclis Üstün Yetenekliler Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, bir süre önce komisyon olarak Almanya, Güney Kore ve yeni Zelanda'daki örnekleri incelediklerini belirterek, yapacaklarını şöyle anlattı. *MEB de üzerinde çalışıyor. Buna göre, üstün yetenekli ve başarılı öğrencilerin, 4 yıllık liseyi 2.5-3 yılda bitirmelerine imkan sağlanacak. Background'u iyi, yeteneklerini gösteren dosyaları olan, not ortalamaları belli düzeyin üzerindeki öğrenciler arzu eder ve şartları uyarsa tercihli ve seçmeli dersleri okuyarak liseyi erken bitirebilecek.

YÖK de yeni bir hüküm koyacak. Üstün yetenekli öğrenciler, liseyi okurken bazı üniversite derslerini de alabilecek. Böylece üniversite diplomasını da erken alabilecek.

TÜBİTAK'TAN DESTEK

İNCEKARA, öğretmenlerin de üstün yetenekli çocukların keşfi ve farklı eğitim verilmesi noktasında eğitileceğini belirterek ''Üstün yetenekli çocuklar için de sınavsız girişler olabilir indigenerics.com. Bunlar, araştırma ve proje çocukları. MEB kadar, TÜBİTAK ve Bilim-Teknoloji Bakanlığı ile çalışıyoruz. TÜBİTAK da desteklerini artıracak.

(akşam)

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 09:24

Gösterim: 2159

29 Ekim'de Cumhuriyet yürüyüşü yapmak Başkent'te yasaklandı, İstanbul'da ise bayrak gerginliği yaşanıyor

Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Ankara Valiliği Başkent'teki 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığı gerekçesiyle engelleneceğini duyurdu. İstanbul'da ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını her yıl Bağdat Caddesi’nde ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’ ile kutlayan Kadıköy Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında caddenin süslenmesi konusunda gerginlik yaşandı.

Ankara Valilliği'nden yapılan yazılı açıklamada STK'lar tarafından yapılması planlanan 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığını gerekçesiyle engelleneceği duyruldu.

İşte Ankara Valiliği'nden yapılan o açıklama:

"Basın yayın kuruluşları münteşir haberlerinden bazı dernekler ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından yapıldığı anlaşılan duyurular ile vaki başvurulardan “29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü” ve “Vatan ve Cumhuriyet için Halk Buluşması” adı altında illerden Ankara’ya gelerek 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara’da Ulus 1. TBMM önünde kitlesel basın açıklaması yapılması ile ana cadde ve meydanlarda yürümek suretiyle kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmek istendiği öğrenilmiştir.

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri uyarınca, Ankara İlinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerler önceden belirlenmiş ve ilan edilmiştir. Kanunların işbu açık hükümleri karşısında, Ulus 1. TBMM önü ile ana cadde ve meydanlarda gerekçesi ne olursa olsun hiçbir eylemin gerçekleştirilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Ankara ilinde 2911 Sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunulması ve daha önceden ilan edilen yasal meydan, açık alanlar ile kapalı yerlerde yapılmak istenen toplantı ve gösteri yürüyüşleri demokratik ve hukuki anlayış içerisinde elbette değerlendirilmektedir.

Bu duruma göre, Ankara ilinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü bazı dernek ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından organize edileceği duyurulan yürüyüş eylemi, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na açıkça aykırıdır. Anayasa ve Kanunların açık olarak yasakladığı durum, tutum ve eylemler demokrasinin güvencesi altında olamaz ve Ankara İlinde hiçbir kanunsuz eylem, gerekçesi ne olursa olsun, kabul edilemez.

Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 89. yıldönümü; 29 Ekim 2012 tarihinde Ankara İlinde tüm Ankara’lıların katılımıyla engin sevinç ve coşku içerisinde kutlanacaktır. İnsanlık tarihinin, milletlerin sarsılmaz ortak iradesi ile kaderlerini böylesine kendi elleriyle ve kanlarıyla yazdığına çok nadir şahit olduğu ve Türk Milletinin tarih sahnesinde yeniden dirilişini sembolleştiren Cumhuriyet Bayramı, ulusal anlam ve estetiği içerisinde Ankara’da Ulusal ve Resmi Bayramlar Yönetmeliğine uygun olarak belirlenmiş etkili ve yaygın programlarla kutlanacak olup 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara ilinde başkaca herhangi bir program uygulaması da yapılmamaktadır.

..Ankara ilinde işbu yasal olmayan eyleme tevessül edilmesi halinde, meydana gelebilecek her türlü olaylardan ve doğabilecek zararlardan; organize edenler ile söz konusu eyleme katılanların sorumlu olacağı, kanunsuz eylemin güvenlik güçleri tarafından engelleneceği ve eylemi organize edenler ile katılanlar hakkında da gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."

BAĞDAT CADDESİ'NDE BAYRAK KRİZİ

Öte yandan Kadıköy Belediyesi’nin caddeye bayrak, Atatürk posteri ve Kadıköy Belediyesi’nin amblemini asma çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) görevlileri tarafından engellenince ekipler karşı karşıya geldi. Kadıköy Belediyesi’nin konuyu sosyal medyada paylaşmasının ardından gelen tepkiler üzerine Büyükşehir Belediyesi’nin engellemeyi kaldırdığı bildirildi.   

Kadıköy Belediyesi’nden yapılan açıklamada her yıl Cumhuriyet Bayramı öncesi başta Bağdat Caddesi olmak üzere ana arterler ve bazı bölgelerin Türk Bayrağı, Atatürk Posteri ve Kadıköy Belediyesi amblemi ile süslendiği belirtilerek: “Bağdat caddesi, Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda. Bu nedenle Büyükşehir belediyesi oradaki direkleri ve caddeyi süslememizde her yıl sorun çıkarıyor. Süsleme ve bayraklama çalışmalarına engel oluyor. 2009’da da caddenin elektrikleri kesilmişti.

Bu yılda gece ekiplerimiz çalışma yaparken, yani Atatürk posterleri asarken ekipler engellemek istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl caddeye sadece Türk Bayrağı ve kendi bayraklarını asmış. Kadıköylüler buna tepki gösterdi. Bize ‘Atatürk posterleri’ de asılsın isteği geldi.Çünkü Büyükşehir Atatürk posterleri asmadı. Ekiplerimiz Atatürk posterleri asarken, müdahale edildi. Sosyal medyada gündeme gelince halk büyük tepki gösterdi ve bize destek verdi” denildi.

Sosyal medyadaki tepkiler üzerine Kadıköy Belediyesi’nin süsleme yapmasına izin verildiği ifade edildi.

Bu yıl ki 29 Ekim kutlamalarına CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı bildirildi. Caddede 29 Ekim günü iki ayrı kutlamayapılacak, ilki sabah resmi tören, ikincisi büyük katılımımın beklendiği ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’.

(hürriyet)

> Bu ülkede Cumhuriyet yürüyüşü yasaklandı!

29 Ekim'de Cumhuriyet yürüyüşü yapmak Başkent'te yasaklandı, İstanbul'da ise bayrak gerginliği yaşanıyor

Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Ankara Valiliği Başkent'teki 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığı gerekçesiyle engelleneceğini duyurdu. İstanbul'da ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını her yıl Bağdat Caddesi’nde ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’ ile kutlayan Kadıköy Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında caddenin süslenmesi konusunda gerginlik yaşandı.

Ankara Valilliği'nden yapılan yazılı açıklamada STK'lar tarafından yapılması planlanan 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığını gerekçesiyle engelleneceği duyruldu.

İşte Ankara Valiliği'nden yapılan o açıklama:

"Basın yayın kuruluşları münteşir haberlerinden bazı dernekler ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından yapıldığı anlaşılan duyurular ile vaki başvurulardan “29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü” ve “Vatan ve Cumhuriyet için Halk Buluşması” adı altında illerden Ankara’ya gelerek 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara’da Ulus 1. TBMM önünde kitlesel basın açıklaması yapılması ile ana cadde ve meydanlarda yürümek suretiyle kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmek istendiği öğrenilmiştir.

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri uyarınca, Ankara İlinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerler önceden belirlenmiş ve ilan edilmiştir. Kanunların işbu açık hükümleri karşısında, Ulus 1. TBMM önü ile ana cadde ve meydanlarda gerekçesi ne olursa olsun hiçbir eylemin gerçekleştirilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Ankara ilinde 2911 Sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunulması ve daha önceden ilan edilen yasal meydan, açık alanlar ile kapalı yerlerde yapılmak istenen toplantı ve gösteri yürüyüşleri demokratik ve hukuki anlayış içerisinde elbette değerlendirilmektedir.

Bu duruma göre, Ankara ilinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü bazı dernek ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından organize edileceği duyurulan yürüyüş eylemi, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na açıkça aykırıdır. Anayasa ve Kanunların açık olarak yasakladığı durum, tutum ve eylemler demokrasinin güvencesi altında olamaz ve Ankara İlinde hiçbir kanunsuz eylem, gerekçesi ne olursa olsun, kabul edilemez.

Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 89. yıldönümü; 29 Ekim 2012 tarihinde Ankara İlinde tüm Ankara’lıların katılımıyla engin sevinç ve coşku içerisinde kutlanacaktır. İnsanlık tarihinin, milletlerin sarsılmaz ortak iradesi ile kaderlerini böylesine kendi elleriyle ve kanlarıyla yazdığına çok nadir şahit olduğu ve Türk Milletinin tarih sahnesinde yeniden dirilişini sembolleştiren Cumhuriyet Bayramı, ulusal anlam ve estetiği içerisinde Ankara’da Ulusal ve Resmi Bayramlar Yönetmeliğine uygun olarak belirlenmiş etkili ve yaygın programlarla kutlanacak olup 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara ilinde başkaca herhangi bir program uygulaması da yapılmamaktadır.

..Ankara ilinde işbu yasal olmayan eyleme tevessül edilmesi halinde, meydana gelebilecek her türlü olaylardan ve doğabilecek zararlardan; organize edenler ile söz konusu eyleme katılanların sorumlu olacağı, kanunsuz eylemin güvenlik güçleri tarafından engelleneceği ve eylemi organize edenler ile katılanlar hakkında da gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."

BAĞDAT CADDESİ'NDE BAYRAK KRİZİ

Öte yandan Kadıköy Belediyesi’nin caddeye bayrak, Atatürk posteri ve Kadıköy Belediyesi’nin amblemini asma çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) görevlileri tarafından engellenince ekipler karşı karşıya geldi. Kadıköy Belediyesi’nin konuyu sosyal medyada paylaşmasının ardından gelen tepkiler üzerine Büyükşehir Belediyesi’nin engellemeyi kaldırdığı bildirildi.   

Kadıköy Belediyesi’nden yapılan açıklamada her yıl Cumhuriyet Bayramı öncesi başta Bağdat Caddesi olmak üzere ana arterler ve bazı bölgelerin Türk Bayrağı, Atatürk Posteri ve Kadıköy Belediyesi amblemi ile süslendiği belirtilerek: “Bağdat caddesi, Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda. Bu nedenle Büyükşehir belediyesi oradaki direkleri ve caddeyi süslememizde her yıl sorun çıkarıyor. Süsleme ve bayraklama çalışmalarına engel oluyor. 2009’da da caddenin elektrikleri kesilmişti.

Bu yılda gece ekiplerimiz çalışma yaparken, yani Atatürk posterleri asarken ekipler engellemek istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl caddeye sadece Türk Bayrağı ve kendi bayraklarını asmış. Kadıköylüler buna tepki gösterdi. Bize ‘Atatürk posterleri’ de asılsın isteği geldi.Çünkü Büyükşehir Atatürk posterleri asmadı. Ekiplerimiz Atatürk posterleri asarken, müdahale edildi. Sosyal medyada gündeme gelince halk büyük tepki gösterdi ve bize destek verdi” denildi.

Sosyal medyadaki tepkiler üzerine Kadıköy Belediyesi’nin süsleme yapmasına izin verildiği ifade edildi.

Bu yıl ki 29 Ekim kutlamalarına CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı bildirildi. Caddede 29 Ekim günü iki ayrı kutlamayapılacak, ilki sabah resmi tören, ikincisi büyük katılımımın beklendiği ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 12:18

Gösterim: 2417

''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'' Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yönetmeliğe göre, özel mesleki ve teknik eğitim okullarına, kanun gereği ücretsiz okutulacak öğrenciler hariç, öğrenim gören her bir öğrenci için okulun organize sanayi bölgesi içinde veya kanun kapsamında Bakanlar Kurulu'nun karar vermesi durumunda organize sanayi bölgesi dışında açılmış olması, eğitim ve öğretim desteği kapsamında olsun veya olmasın öğrencilerden hiçbir surette öğrenim ücreti alınmaması, her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği süresinin okulun öğretim süresini aşmaması, nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise okulun kalan öğretim süresinden fazla olmaması, öğrencinin o eğitim ve öğretim yılının başlamasından en geç 30 gün içinde okula kaydının veya eğitim ve öğretim desteği yapılan okullar dışındaki okullardan naklinin yapılmış olması (2012-2013 eğitim ve öğretim yılında belirtilen süre 60'ıncı gün olarak uygulanır), öğrencinin okula devam ediyor olması şartıyla eğitim ve öğretim desteği yapılabilecek.

Ayrıca eğitim ve öğretim desteği verilecek okul tür, alan ve dallarıyla her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarı, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne, alanına ve dalına göre devlete maliyetinin 1,5 katını geçmemek üzere bir önceki yılın verileri esas alınarak, her yıl Ağustos ayında Maliye Bakanlığı ve bakanlıkça müştereken hazırlanacak olan tebliğde belirlenecek.

Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul türü, alan ve dalların belirlenmesinde kalkınma planı hedefleri ve iş gücü ihtiyaç analizleri de dikkate alınacak.

Bir eğitim ve öğretim yılı için verilecek eğitim ve öğretim desteğinin yüzde 50'si kasım, yüzde 25'i şubat ve yüzde 25'i de haziran aylarında okula ödenecek.

Bu madde kapsamında işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin iş kazası, meslek hastalıkları ve hastalık sigortası primleri, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 25'inci maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine göre kurumca ödenecek.

Bakanlık tarafından eğitim öğretimin niteliğini ve başarıyı değerlendirmeye yönelik yapılacak ölçme değerlendirme uygulamaları, bu madde kapsamında eğitim öğretim desteği ödenecek okullara da uygulanacak.

2012-2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim ve öğretim desteğini alacak okul türü, alan ve dallarına ilişkin ödenecek tutarların da yer aldığı tebliğ, Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanarak bu yıl içinde yayımlanacak.

2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için ödenecek eğitim ve öğretim desteği ücretinin yüzde 75'i 2013 Şubat ayında yüzde 25'i ise Haziran ayında ödenecek.

> Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik değişikliği

''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'' Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yönetmeliğe göre, özel mesleki ve teknik eğitim okullarına, kanun gereği ücretsiz okutulacak öğrenciler hariç, öğrenim gören her bir öğrenci için okulun organize sanayi bölgesi içinde veya kanun kapsamında Bakanlar Kurulu'nun karar vermesi durumunda organize sanayi bölgesi dışında açılmış olması, eğitim ve öğretim desteği kapsamında olsun veya olmasın öğrencilerden hiçbir surette öğrenim ücreti alınmaması, her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği süresinin okulun öğretim süresini aşmaması, nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise okulun kalan öğretim süresinden fazla olmaması, öğrencinin o eğitim ve öğretim yılının başlamasından en geç 30 gün içinde okula kaydının veya eğitim ve öğretim desteği yapılan okullar dışındaki okullardan naklinin yapılmış olması (2012-2013 eğitim ve öğretim yılında belirtilen süre 60'ıncı gün olarak uygulanır), öğrencinin okula devam ediyor olması şartıyla eğitim ve öğretim desteği yapılabilecek.

Ayrıca eğitim ve öğretim desteği verilecek okul tür, alan ve dallarıyla her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarı, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne, alanına ve dalına göre devlete maliyetinin 1,5 katını geçmemek üzere bir önceki yılın verileri esas alınarak, her yıl Ağustos ayında Maliye Bakanlığı ve bakanlıkça müştereken hazırlanacak olan tebliğde belirlenecek.

Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul türü, alan ve dalların belirlenmesinde kalkınma planı hedefleri ve iş gücü ihtiyaç analizleri de dikkate alınacak.

Bir eğitim ve öğretim yılı için verilecek eğitim ve öğretim desteğinin yüzde 50'si kasım, yüzde 25'i şubat ve yüzde 25'i de haziran aylarında okula ödenecek.

Bu madde kapsamında işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin iş kazası, meslek hastalıkları ve hastalık sigortası primleri, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 25'inci maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine göre kurumca ödenecek.

Bakanlık tarafından eğitim öğretimin niteliğini ve başarıyı değerlendirmeye yönelik yapılacak ölçme değerlendirme uygulamaları, bu madde kapsamında eğitim öğretim desteği ödenecek okullara da uygulanacak.

2012-2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim ve öğretim desteğini alacak okul türü, alan ve dallarına ilişkin ödenecek tutarların da yer aldığı tebliğ, Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanarak bu yıl içinde yayımlanacak.

2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için ödenecek eğitim ve öğretim desteği ücretinin yüzde 75'i 2013 Şubat ayında yüzde 25'i ise Haziran ayında ödenecek.

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 08:41

Gösterim: 2735

Öğrencilerimizi bırakıp da gitmeyeceğiz

Iğdır'da PKK'nın elinden kurtarılan öğretmenler "Endişemiz var ama öğrencilerin de öğretmene ihtiyacı var. Öğrencilerimizi bırakıp gitmeyeceğiz" diyor.Köyde, öğretmenlerin köylüerle ve öğrencilerle diyalogu görülmeye değer.

Iğdır’da PKK ’nın okulu basarak, altı öğretmeni kaçırdığı Bulakbaşı Köyü’nde şimdi tedirginlik ve suskunluk var. Nedeniyse, köylülerin PKK’lıların önüne geçerek öğretmenlerin bir saat içinde serbest bırakılmasını sağladığı yönündeki haberler. Milli Güvenlik Kurulu ’nun (MGK) ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın da takdir ettiği köylüler PKK’nın bu duruma tepki olarak bir misilleme yapabileceği endişesini taşıyor. Köydekiler söz birliği etmişcesine artık konuşmak istemediklerini ifade ediyor.

‘Endişeliyiz ama...’

Bulakbaşı İlköğretim Okulu’nda toplam 19 öğretmen görev yapıyor. Öğretmenlerin sadece ikisi Iğdırlı. Diğer öğretmenlerin aileleri İzmir , Adana , İstanbul ve Muş gibi illerde yaşıyor. Sözleşmeli olarak çalışanlar da bulunuyor. Kaçırılma olayından sonra bölgede can güvenliklerinin olmadığını ifade eden öğretmenler ‘PKK’ya hedef oluruz’ korkusuyla fotoğraf çekilmek istemiyor ve şöyle diyor: “Ailelerimiz tedirgin. Bizlerin ve köyün medyada kahraman gibi ilan edilmesi bizi daha fazla tedirgin etti. Belki PKK, bu duruma tepki olarak tekrar saldırabilir endişesindeyiz. Can güvenliğimizin olmadığını düşünüyoruz. Ailelerimiz geri dönmemiz için ısrar ediyor. Ancak biz gidince buraya kim gelecek? Buradaki öğrencilerin de öğretmene ihtiyacı var. Öğrencilerimizi bırakıp gitmeyeceğiz. Radikal okurlarının başlattığı ‘Okulumdan elini çek’ kampanyası gayet iyi. Bu tür destekler bizi çok mutlu ediyor. Köylülerin ve öğrencilerin bizi sevmeleri görevimizi eksiksiz yerine getiriyor oluşumuz ve köylülerin eğitime önem veriyor olmasından kaynaklanıyor. Çocuklarını okutmak için kız-erkek ayrımı gözetmiyorlar. ’’

Köylüler ve öğretmenler bu tedirginliği yaşarken güvenlik güçleri ise kaygılı tabloyu dağıtmak istercesine çevrede nöbet tutuyor ve ‘Buradayız’ mesajı vererek endişeli havayı dağıtmaya çalışıyor. Okulu gören tepelerde mevzilenen askerler, uzun namlulu silahlarla okulun güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Sabah saatlerinde askerlerin civar köyleri dolaşarak arama faaliyetlerinde bulunduğu belirtiliyor.

Eğitime büyük önem

Öğrencilerse olan bitenden habersiz derslerine devam ediyor. Öğretmenleri, öğrencilerin kaçırılma olayından hiç söz etmediklerini anlatıyor. Bulakbaşı Köyü, eğitime civar köylerden daha fazla önem veriyor, kız - erkek ayrımı yapılmaksızın bütün çocuklar okula gönderiliyor. Yaklaşık 400 öğrencisi olan okulun öğrencilerinin yarıya yakını kız. Öğretmenler, köylülerin kendilerine sahip çıktığını söylüyor. Okulda öğrencilerle öğretmenleri arasında iyi bir diyalog var. Öte yandan bütün köy okullarında olduğu gibi Bulakbaşı İlköğretim Okulu’nun da sorunları var.

Bir rica

Örneğin, okulun birkütüphanesi yok. Öğretmenler Radikal okurlarının, okula kitap göndererek bir kütüphane kurmalarına destek vermelerini rica ediyor. Yaklaşık 400 öğrencisi olan okulun 7 küçük binası, 14 dersliği ve bir de anasınıfı var. Iğdır’a 30 kilometre uzaklıkta bulunan okul, köyün hemen girişinde bulunuyor. Öğretmenler Iğdır şehir merkezinde yaşıyor ve okula gelmek için her gün 30 kilometrelik yolu kiraladıkları bir servis aracıyla kat ediyor. Öğrenciler içme suyu ihtiyacını su kuyusuna bağlı tulumba aracılığıyla karşılıyor. Elektrik kesintileri de sık sık yaşanıyor.

(radikal)

> Fedakar öğretmenleri onlar bile yıldıramadı!

Öğrencilerimizi bırakıp da gitmeyeceğiz

Iğdır'da PKK'nın elinden kurtarılan öğretmenler "Endişemiz var ama öğrencilerin de öğretmene ihtiyacı var. Öğrencilerimizi bırakıp gitmeyeceğiz" diyor.Köyde, öğretmenlerin köylüerle ve öğrencilerle diyalogu görülmeye değer.

Iğdır’da PKK ’nın okulu basarak, altı öğretmeni kaçırdığı Bulakbaşı Köyü’nde şimdi tedirginlik ve suskunluk var. Nedeniyse, köylülerin PKK’lıların önüne geçerek öğretmenlerin bir saat içinde serbest bırakılmasını sağladığı yönündeki haberler. Milli Güvenlik Kurulu ’nun (MGK) ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın da takdir ettiği köylüler PKK’nın bu duruma tepki olarak bir misilleme yapabileceği endişesini taşıyor. Köydekiler söz birliği etmişcesine artık konuşmak istemediklerini ifade ediyor.

‘Endişeliyiz ama...’

Bulakbaşı İlköğretim Okulu’nda toplam 19 öğretmen görev yapıyor. Öğretmenlerin sadece ikisi Iğdırlı. Diğer öğretmenlerin aileleri İzmir , Adana , İstanbul ve Muş gibi illerde yaşıyor. Sözleşmeli olarak çalışanlar da bulunuyor. Kaçırılma olayından sonra bölgede can güvenliklerinin olmadığını ifade eden öğretmenler ‘PKK’ya hedef oluruz’ korkusuyla fotoğraf çekilmek istemiyor ve şöyle diyor: “Ailelerimiz tedirgin. Bizlerin ve köyün medyada kahraman gibi ilan edilmesi bizi daha fazla tedirgin etti. Belki PKK, bu duruma tepki olarak tekrar saldırabilir endişesindeyiz. Can güvenliğimizin olmadığını düşünüyoruz. Ailelerimiz geri dönmemiz için ısrar ediyor. Ancak biz gidince buraya kim gelecek? Buradaki öğrencilerin de öğretmene ihtiyacı var. Öğrencilerimizi bırakıp gitmeyeceğiz. Radikal okurlarının başlattığı ‘Okulumdan elini çek’ kampanyası gayet iyi. Bu tür destekler bizi çok mutlu ediyor. Köylülerin ve öğrencilerin bizi sevmeleri görevimizi eksiksiz yerine getiriyor oluşumuz ve köylülerin eğitime önem veriyor olmasından kaynaklanıyor. Çocuklarını okutmak için kız-erkek ayrımı gözetmiyorlar. ’’

Köylüler ve öğretmenler bu tedirginliği yaşarken güvenlik güçleri ise kaygılı tabloyu dağıtmak istercesine çevrede nöbet tutuyor ve ‘Buradayız’ mesajı vererek endişeli havayı dağıtmaya çalışıyor. Okulu gören tepelerde mevzilenen askerler, uzun namlulu silahlarla okulun güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Sabah saatlerinde askerlerin civar köyleri dolaşarak arama faaliyetlerinde bulunduğu belirtiliyor.

Eğitime büyük önem

Öğrencilerse olan bitenden habersiz derslerine devam ediyor. Öğretmenleri, öğrencilerin kaçırılma olayından hiç söz etmediklerini anlatıyor. Bulakbaşı Köyü, eğitime civar köylerden daha fazla önem veriyor, kız - erkek ayrımı yapılmaksızın bütün çocuklar okula gönderiliyor. Yaklaşık 400 öğrencisi olan okulun öğrencilerinin yarıya yakını kız. Öğretmenler, köylülerin kendilerine sahip çıktığını söylüyor. Okulda öğrencilerle öğretmenleri arasında iyi bir diyalog var. Öte yandan bütün köy okullarında olduğu gibi Bulakbaşı İlköğretim Okulu’nun da sorunları var.

Bir rica

Örneğin, okulun birkütüphanesi yok. Öğretmenler Radikal okurlarının, okula kitap göndererek bir kütüphane kurmalarına destek vermelerini rica ediyor. Yaklaşık 400 öğrencisi olan okulun 7 küçük binası, 14 dersliği ve bir de anasınıfı var. Iğdır’a 30 kilometre uzaklıkta bulunan okul, köyün hemen girişinde bulunuyor. Öğretmenler Iğdır şehir merkezinde yaşıyor ve okula gelmek için her gün 30 kilometrelik yolu kiraladıkları bir servis aracıyla kat ediyor. Öğrenciler içme suyu ihtiyacını su kuyusuna bağlı tulumba aracılığıyla karşılıyor. Elektrik kesintileri de sık sık yaşanıyor.

(radikal)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 12:18

Gösterim: 2760


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.