Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Üniversiteye giriş sınavında adaylara sorulacak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden azınlıklar muaf olacak. Azınlık okullarında okuyan öğrencilere din dersi soruları yerine alternatif soru sorulması gündemde.
Azınlık okulları öğrencileri için üniversite sınavında din dersi sorusu yerine 3 alternatif masada.
Yetkililer, felsefe sorularının arttırılması, genel din tarihi-kültürü soruları sorulması ve alternatif sorular üzerinde çalışıyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Esra Kaya’nın haberine göre, üniversiteye giriş sınavında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden soru sorulması kararı sonrasında, “Azınlık okullarında okuyan öğrenciler ne yapacak?” sorusu MEB, YÖK ve ÖSYM’yi harekete geçirdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in, “Müfredata uygun alternatif sorular sorulacak” açıklamasının ardından 3 kurumun yetkilileri, üniversite sınavında din dersi sorularından kaynaklanan sorunun çözümü için 3 alternatif üzerinde çalışma kararı aldı. Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM yetkilileri, ÖSYM’nin sınav başvuru kılavuzunu hazırlamasının ardından ortaya çıkan bu karışıklığı gidermek için en kısa sürede toplantı yapacak. 3 kurumun biraraya gelmesi ile üzerinde çalışılacak alternatifler şöyle:
1- Felsefe Grubu adı altında sorulan soruların sayısı artırılıp, din sorularını çözmeyen adaylar bu soruları yanıtlayabilecek.
2- Öğrencilere genel din tarihi ve din kültürü soruları sorulacak, hangi mezhep veya dine mensup olursa olsun soruları yanıtlayabilecek.
3- YGS ve LYS-4’te sadece azınlık öğrencileri için din sorularının sayısı kadar alternatif sorular hazırlanabilecek.
YÖK yetkilileri, “Alevi, Hıristiyan ve Yahudi öğrenciler için de alternatif soru geçerli olacak mı? Ateistler veya başka inanca sahip olanlar ne yapacak? Düzenleme sadece azınlık okullarında okuyan öğrenciler için mi geçerli olacak?” sorusu üzerine, şunları söyledi: “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almayan öğrencilerin mağdur olmaması için gerekli düzenlemeyi yapacağız. Azınlık okullarındaki öğrenciler, bu dersi almıyorlar, kendi dini inanışlarına göre din dersi alıyorlar. Ancak anayasada da belirtildiği gibi diğer okullarda okuyanlar, bu dersi zaten zorunlu olarak alıyorlar. O yüzden de bu öğrenciler, YGS ve LYS-4’teki soruları çözmek zorundalar.” (kaynak hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversiteye giriş sınavında adaylara sorulacak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden azınlıklar muaf olacak. Azınlık okullarında okuyan öğrencilere din dersi soruları yerine alternatif soru sorulması gündemde.
Azınlık okulları öğrencileri için üniversite sınavında din dersi sorusu yerine 3 alternatif masada.
Yetkililer, felsefe sorularının arttırılması, genel din tarihi-kültürü soruları sorulması ve alternatif sorular üzerinde çalışıyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Esra Kaya’nın haberine göre, üniversiteye giriş sınavında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden soru sorulması kararı sonrasında, “Azınlık okullarında okuyan öğrenciler ne yapacak?” sorusu MEB, YÖK ve ÖSYM’yi harekete geçirdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in, “Müfredata uygun alternatif sorular sorulacak” açıklamasının ardından 3 kurumun yetkilileri, üniversite sınavında din dersi sorularından kaynaklanan sorunun çözümü için 3 alternatif üzerinde çalışma kararı aldı. Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM yetkilileri, ÖSYM’nin sınav başvuru kılavuzunu hazırlamasının ardından ortaya çıkan bu karışıklığı gidermek için en kısa sürede toplantı yapacak. 3 kurumun biraraya gelmesi ile üzerinde çalışılacak alternatifler şöyle:
1- Felsefe Grubu adı altında sorulan soruların sayısı artırılıp, din sorularını çözmeyen adaylar bu soruları yanıtlayabilecek.
2- Öğrencilere genel din tarihi ve din kültürü soruları sorulacak, hangi mezhep veya dine mensup olursa olsun soruları yanıtlayabilecek.
3- YGS ve LYS-4’te sadece azınlık öğrencileri için din sorularının sayısı kadar alternatif sorular hazırlanabilecek.
YÖK yetkilileri, “Alevi, Hıristiyan ve Yahudi öğrenciler için de alternatif soru geçerli olacak mı? Ateistler veya başka inanca sahip olanlar ne yapacak? Düzenleme sadece azınlık okullarında okuyan öğrenciler için mi geçerli olacak?” sorusu üzerine, şunları söyledi: “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almayan öğrencilerin mağdur olmaması için gerekli düzenlemeyi yapacağız. Azınlık okullarındaki öğrenciler, bu dersi almıyorlar, kendi dini inanışlarına göre din dersi alıyorlar. Ancak anayasada da belirtildiği gibi diğer okullarda okuyanlar, bu dersi zaten zorunlu olarak alıyorlar. O yüzden de bu öğrenciler, YGS ve LYS-4’teki soruları çözmek zorundalar.” (kaynak hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 17:54
Gösterim: 1695
Kimlik fotokopisi verirken hiç aklınıza gelir miydi dolandırılacağınız? Sizin gelmemiş olabilir ama kötü niyetli kişiler dolandırıcılıkta sınır tanımıyor. Kimlik fotokopisi dolandırıcılığı Antalya’da Veli Keser adlı bir vatandaşın başına geldi.
Antalya’da oturan Veli Keser, bilgisi dışında, nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgileri kullanılarak internet abonesi yapıldı. Kimliği belirlenemeyen bir kişi, kullandığı internetin faturasını bir kaç ay ödedikten sonra, kalan faturaları ödemeden ortadan kayboldu. Faturalar ödenmeyince Veli Keser’e 187,50 TL tutarında ödeme emri çıkarıldı.
Olay, merkez Muratpaşa İlçesi’nde yaşandı. Kafeterya işletmecisi 52 yaşındaki Veli Keser’e geçen ay bir internet şirketinden internet hizmetinden dolayı ödenmemiş faturalarının bulunduğu ve internet erişiminin kapandığını bildiren tebligat gönderildi. Tebligatta ödenmemiş 187,50 TL’lik internet hizmeti bedelinin 7 gün içinde ödenmesi gerektiği belirtildi. Bilgisayar kullanmasını bilmeyen, internet üzerinden hiçbir işlem yapmadığını söyleyen Veli Keser, hemen telefon şirketine başvurdu. Keser, buradan kendisine verilen cevapla ikinci kez şoke oldu.
Savcılığa suç duyurusunda bulundu
İnternet aboneliğinin kimlik bilgileri kullanılarak yapıldığını ve adresin de Çağlayan Mahallesi olarak görüldüğünü öğrenen Veli Keser, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Savcıya verdiği ifadesinde başına gelenleri anlatan Keser, şöyle konuştu:
"Tebligatta, 7010449166 hesap numaralı internet hizmeti ile alakalı ödenmemiş 3 adet fatura olduğu belirtiliyor. Bu faturalarla ilgili toplam 187,50 TL’lik borcum olduğu bildirildi. Söz konusu aboneliği ben açtırmadım. Ayrıca ben Güzeloba’da oturduğum halde, internet aboneliğinin Çağlayan Mahallesi’nde kullanımda olduğu, 7 aydır aboneliğin aktif şekilde kullanıldığını öğrendim. Telekom’a başvurularım neticesiz kaldı. Kimliğimi kaybetmedim. Bilgisayar kullanmasını bilmem, internet aboneliğim mevcut değil. Şüphelendiğim kimse de yok. Adıma bu şekilde hat açtırıp kullanan şahıs veya şahıslardan, ayrıca bu hattın açıldığı bayiden şikayetçiyim."
Kimlik fotokopisiz işlem yapılmıyor
Türkiye’de resmi kurum, banka veya telefon işlemlerinde kimlik fotokopilerinin alındığına dikkati çeken Veli Keser şöyle devam etti:
"Günlük yaşamda bir işlemimizi yaptırmak için kimlik fotokopisi isteniyor. Kimlik fotokopisini vermeyi kabul etmezsek, işlemimizi yapmıyorlar. Kimlik fotokopisini mecburen verdiğimiz zaman da başımıza neler geleceğini bilemiyoruz. Ben eşime geçenlerde bir hat almak istedim. Benden kimlik fotokopisi istediler. Bu olaydan dolayı vermek istemedim. Avukatım bana kimlik fotokopisini vermeyebilirsin dedi. Ancak, hattı alabilmem için de kimliği şart koştular. ’Avukatınız yanlış biliyor’ dediler. Mecburen kimlik fotokopisini verdim. Ölen insanların kimlik bilgileriyle her türlü dolandırıcılığın yapıldığını duymuştum. Bu konuda mutlaka yasal düzenleme yapılması gerekiyor."
Kendisine çıkarılan borcu ödeyebilecek durumda olduğunu, ancak başka vatandaşların çok daha yüksek borçlarla karşı karşıya kalabildiğini sözlerine ekleyen Veli Keser, "Benim başıma gelenler başkalarının da başına gelebilir. Aman dikkat. Her isteyene kimlik fotokopinizi vermeyin" uyarısında bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kimlik fotokopisi verirken hiç aklınıza gelir miydi dolandırılacağınız? Sizin gelmemiş olabilir ama kötü niyetli kişiler dolandırıcılıkta sınır tanımıyor. Kimlik fotokopisi dolandırıcılığı Antalya’da Veli Keser adlı bir vatandaşın başına geldi.
Antalya’da oturan Veli Keser, bilgisi dışında, nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgileri kullanılarak internet abonesi yapıldı. Kimliği belirlenemeyen bir kişi, kullandığı internetin faturasını bir kaç ay ödedikten sonra, kalan faturaları ödemeden ortadan kayboldu. Faturalar ödenmeyince Veli Keser’e 187,50 TL tutarında ödeme emri çıkarıldı.
Olay, merkez Muratpaşa İlçesi’nde yaşandı. Kafeterya işletmecisi 52 yaşındaki Veli Keser’e geçen ay bir internet şirketinden internet hizmetinden dolayı ödenmemiş faturalarının bulunduğu ve internet erişiminin kapandığını bildiren tebligat gönderildi. Tebligatta ödenmemiş 187,50 TL’lik internet hizmeti bedelinin 7 gün içinde ödenmesi gerektiği belirtildi. Bilgisayar kullanmasını bilmeyen, internet üzerinden hiçbir işlem yapmadığını söyleyen Veli Keser, hemen telefon şirketine başvurdu. Keser, buradan kendisine verilen cevapla ikinci kez şoke oldu.
Savcılığa suç duyurusunda bulundu
İnternet aboneliğinin kimlik bilgileri kullanılarak yapıldığını ve adresin de Çağlayan Mahallesi olarak görüldüğünü öğrenen Veli Keser, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Savcıya verdiği ifadesinde başına gelenleri anlatan Keser, şöyle konuştu:
"Tebligatta, 7010449166 hesap numaralı internet hizmeti ile alakalı ödenmemiş 3 adet fatura olduğu belirtiliyor. Bu faturalarla ilgili toplam 187,50 TL’lik borcum olduğu bildirildi. Söz konusu aboneliği ben açtırmadım. Ayrıca ben Güzeloba’da oturduğum halde, internet aboneliğinin Çağlayan Mahallesi’nde kullanımda olduğu, 7 aydır aboneliğin aktif şekilde kullanıldığını öğrendim. Telekom’a başvurularım neticesiz kaldı. Kimliğimi kaybetmedim. Bilgisayar kullanmasını bilmem, internet aboneliğim mevcut değil. Şüphelendiğim kimse de yok. Adıma bu şekilde hat açtırıp kullanan şahıs veya şahıslardan, ayrıca bu hattın açıldığı bayiden şikayetçiyim."
Kimlik fotokopisiz işlem yapılmıyor
Türkiye’de resmi kurum, banka veya telefon işlemlerinde kimlik fotokopilerinin alındığına dikkati çeken Veli Keser şöyle devam etti:
"Günlük yaşamda bir işlemimizi yaptırmak için kimlik fotokopisi isteniyor. Kimlik fotokopisini vermeyi kabul etmezsek, işlemimizi yapmıyorlar. Kimlik fotokopisini mecburen verdiğimiz zaman da başımıza neler geleceğini bilemiyoruz. Ben eşime geçenlerde bir hat almak istedim. Benden kimlik fotokopisi istediler. Bu olaydan dolayı vermek istemedim. Avukatım bana kimlik fotokopisini vermeyebilirsin dedi. Ancak, hattı alabilmem için de kimliği şart koştular. ’Avukatınız yanlış biliyor’ dediler. Mecburen kimlik fotokopisini verdim. Ölen insanların kimlik bilgileriyle her türlü dolandırıcılığın yapıldığını duymuştum. Bu konuda mutlaka yasal düzenleme yapılması gerekiyor."
Kendisine çıkarılan borcu ödeyebilecek durumda olduğunu, ancak başka vatandaşların çok daha yüksek borçlarla karşı karşıya kalabildiğini sözlerine ekleyen Veli Keser, "Benim başıma gelenler başkalarının da başına gelebilir. Aman dikkat. Her isteyene kimlik fotokopinizi vermeyin" uyarısında bulundu.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 11:48
Gösterim: 3140
Ataması yapılmayan öğretmenlere Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten kötü haber. Şimşek, Şubat 2013’te atama yapılmasının gündemlerinde olmadığını belirtti
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNBC-e'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
10 yılda 357 bin öğretmen atadıklarını, bazı branşlarda ihtiyaç kalmadığını kaydeden Şimşek, Şubat'ta bir atamanın gündemde olmadığını söyledi. Şimşek, "Öğretmen ihtiyacımız 120 bin. Aradığımız branşlarda yeterince mezun yok. Belli bir kaliteyi tutturmamız lazım. 120 bin açığı kapatacak bir yılda istesek dahi belli kalitede, aradığımız branşlarda öğretmen yok" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ataması yapılmayan öğretmenlere Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten kötü haber. Şimşek, Şubat 2013’te atama yapılmasının gündemlerinde olmadığını belirtti
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNBC-e'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
10 yılda 357 bin öğretmen atadıklarını, bazı branşlarda ihtiyaç kalmadığını kaydeden Şimşek, Şubat'ta bir atamanın gündemde olmadığını söyledi. Şimşek, "Öğretmen ihtiyacımız 120 bin. Aradığımız branşlarda yeterince mezun yok. Belli bir kaliteyi tutturmamız lazım. 120 bin açığı kapatacak bir yılda istesek dahi belli kalitede, aradığımız branşlarda öğretmen yok" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 12:36
Gösterim: 1811
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), öğrenci ve çalışanlar için okullarda mescit açılması talebiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurdu.
Eğitim Bir Sen İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Emrullah Aydın yaptığı yazılı açıklamada, zorunlu eğitimin 12 yıla çıktığını hatırlatarak, dinen mükellef sayılan öğrencilerin, haftalık ders saatlerine bağlı olarak okulda kalma sürelerinin arttığını belirtti.
Üniversiteler cami ya da mescit olduğu halde okullarda bu ihtiyacın görmezden gelindiğini kaydeden Aydın, ''Üyemiz olsun olmasın, eğitim çalışanları sendikamıza başvurarak, en doğal hakları olan inançları gereği ibadetlerini yerine getirebilme imkanlarının olmamasından ötürü serzenişte bulunmaya devam ediyorlar. Milyonlarca insanın bu haykırışına seyirci kalmamız beklenemez'' ifadelerini kullandı.
Aydın, Anayasa ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesi gereği, idarecilerinin ibadetlerini yapmak isteyenlere yer göstermek zorunda olduğunu savunarak, okullarda mescit açılması için başvuru dilekçesini Milli Eğitim Bakanlığı'na iletilmek üzere İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne verdiklerini açıkladı.
Emrullah Aydın, Türkiye genelinde milli eğitim ve okul müdürlüklerine sunulmak üzere ibadet yeri açma talebi içeren dilekçe kampanyası başlatıldığını bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), öğrenci ve çalışanlar için okullarda mescit açılması talebiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurdu.
Eğitim Bir Sen İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Emrullah Aydın yaptığı yazılı açıklamada, zorunlu eğitimin 12 yıla çıktığını hatırlatarak, dinen mükellef sayılan öğrencilerin, haftalık ders saatlerine bağlı olarak okulda kalma sürelerinin arttığını belirtti.
Üniversiteler cami ya da mescit olduğu halde okullarda bu ihtiyacın görmezden gelindiğini kaydeden Aydın, ''Üyemiz olsun olmasın, eğitim çalışanları sendikamıza başvurarak, en doğal hakları olan inançları gereği ibadetlerini yerine getirebilme imkanlarının olmamasından ötürü serzenişte bulunmaya devam ediyorlar. Milyonlarca insanın bu haykırışına seyirci kalmamız beklenemez'' ifadelerini kullandı.
Aydın, Anayasa ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesi gereği, idarecilerinin ibadetlerini yapmak isteyenlere yer göstermek zorunda olduğunu savunarak, okullarda mescit açılması için başvuru dilekçesini Milli Eğitim Bakanlığı'na iletilmek üzere İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne verdiklerini açıkladı.
Emrullah Aydın, Türkiye genelinde milli eğitim ve okul müdürlüklerine sunulmak üzere ibadet yeri açma talebi içeren dilekçe kampanyası başlatıldığını bildirdi.
Son Güncelleme: Perşembe, 20 Aralık 2012 17:26
Gösterim: 1517
Okullarda artık velilerden bağış ve yardım parası adı altında herhangi bir ücret alınmayacak
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ‘bağışlar ve yardımlar’ konulu valiliklere ve il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazıda bundan sonra velilerden herhangi bir ad altında aidat, bağış vb. talep edilmemesini ve aykırı hareket edenler hakkında cezai işlem yapılacağını bildirdi
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in imzasıyla 10.12.2012 tarihinde yayımlanan bildiri valilik ve il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Yazıda, okulların her türlü ihtiyaçlarının bakanlığın bütçesinden karşılandığı gerekçe gösterilerek herhangi bir ad altında velilerden kesinlikle para toplanmaması belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okullarda artık velilerden bağış ve yardım parası adı altında herhangi bir ücret alınmayacak
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ‘bağışlar ve yardımlar’ konulu valiliklere ve il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazıda bundan sonra velilerden herhangi bir ad altında aidat, bağış vb. talep edilmemesini ve aykırı hareket edenler hakkında cezai işlem yapılacağını bildirdi
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in imzasıyla 10.12.2012 tarihinde yayımlanan bildiri valilik ve il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Yazıda, okulların her türlü ihtiyaçlarının bakanlığın bütçesinden karşılandığı gerekçe gösterilerek herhangi bir ad altında velilerden kesinlikle para toplanmaması belirtildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 20 Aralık 2012 23:22
Gösterim: 3141