Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Kırıkkale'de bir sınıf öğretmeni, okula daha kolay uyum sağlamaları için öğrencilerini palyaço kıyafetiyle karşıladı.

ogretmen palyacoKırıkkale'de birinci sınıf öğretmeni, öğrencilerini okula alıştırmak için palyaço kıyafeti giydi.

Fabrikalar Mahallesi'nde bulunan Mustafa Necati İlköğretim Okulunda görev yapan 1. sınıf öğretmeni Adem Canarslan, okula yeni başlayan öğrencilerini palyaço kıyafetiyle karşıladı.

Dört yıldır öğretmenlik yapan Canarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl daha önceki yıllardan farklı olarak öğrencilerin karşısına bu şekilde çıkmak istediğini söyledi.

> Öğrencileri için palyaço oldu

Kırıkkale'de bir sınıf öğretmeni, okula daha kolay uyum sağlamaları için öğrencilerini palyaço kıyafetiyle karşıladı.

ogretmen palyacoKırıkkale'de birinci sınıf öğretmeni, öğrencilerini okula alıştırmak için palyaço kıyafeti giydi.

Fabrikalar Mahallesi'nde bulunan Mustafa Necati İlköğretim Okulunda görev yapan 1. sınıf öğretmeni Adem Canarslan, okula yeni başlayan öğrencilerini palyaço kıyafetiyle karşıladı.

Dört yıldır öğretmenlik yapan Canarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl daha önceki yıllardan farklı olarak öğrencilerin karşısına bu şekilde çıkmak istediğini söyledi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 Eylül 2015 14:24

Gösterim: 1885

Bitlis'te lise öğrencisiyken bindiği minibüsün geçişi sırasında, terör örgütünün yola döşediği mayının patlaması sonucu yaralanan ve öğrenimine ara vermek zorunda kalan Cezmi Yıldırak, yılmayarak önce öğretmen, ardından milli eğitim şube müdürü oldu.

cezmi yildirakTerör örgütünün mayınlı saldırısı nedeniyle gençliğini hastanelerde geçirmek zorunda kalan Manisa Milli Eğitim Şube Müdürü Cezmi Yıldırak, engellerine rağmen eğitime dört elle sarılarak bir başarı hikayesine imza attı. 

Bitlis'in Mutki ilçesine bağlı Yanıkçakır Köyü'nde doğan, eğitimini sürdürmek için il merkezine giden Yıldırak, 1995'te liseden mezun olduğu gün terör saldırısının mağduru oldu.

Okulun son günü karnesini alarak köyüne doğru yola çıkan Yıldırak'ın bindiği minibüsün geçtiği yolda, terör örgütünün döşediği mayının patlamasıyla 7 kişi hayatını kaybetti.

Patlamada göğsüne ve iki ayağına şarapnel parçalarının isabet ettiğini, yaklaşık 4 yıl tedavi gördüğünü, 5 operasyon geçirdiğini anlatan Yıldırak, eğitim hayatına da bu süreçte ara vermek zorunda kaldığını söyledi.

Hayatının normale dönmeye başlamasıyla üniversite sınavlarına hazırlandığını ve 2000 yılında Atatürk Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü kazandığını dile getiren Yıldırak, köyün üniversitede okuyan ilk öğrencisi olarak mezun olduktan sonra da Siirt'in Şirvan ilçesinde kadrolu öğretmen olarak göreve başladığını anlattı.

Siirt'te 6 yıl görev yaptıktan sonra şube müdürlüğü sınavını kazanarak Manisa İl Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevine getirildiğini dile getiren Yıldırak, genç nesle eğitimin önemini aşılamaya çalıştığını söyledi. 

Dayatmayla değil eğitimle hareket edin

Eğitim hayatı boyunca Kürt kimliğinden dolayı hiçbir engelle karşılaşmadığına dikkat çeken Yıldırak, Kürt gençlerinin birilerinin dayatmasıyla değil, eğitimle hayatlarını yönlendirmesi gerektiğini söyledi.

Son günlerdeki terör saldırılarına da değinen Yıldırak, "Hepimiz bu olayların sonlanmasını istiyoruz. Ölümler artık son bulsun ve barış olsun. Saldırıların arkasında dış güçlerin desteği olduğunu düşünüyorum. Terör, bu coğrafyada yaşayan kimseye bir yarar sağlamaz. Bu olaylar artık son bulmalı. O bölgede yaşayan insanlar da bu durumdan son derece rahatsız. Bombayla ve silahla bir çözüme kavuşulamaz. Bunu artık herkesin görmesi lazım" diye konuştu.

> Eğitim azmi terörü yendi

Bitlis'te lise öğrencisiyken bindiği minibüsün geçişi sırasında, terör örgütünün yola döşediği mayının patlaması sonucu yaralanan ve öğrenimine ara vermek zorunda kalan Cezmi Yıldırak, yılmayarak önce öğretmen, ardından milli eğitim şube müdürü oldu.

cezmi yildirakTerör örgütünün mayınlı saldırısı nedeniyle gençliğini hastanelerde geçirmek zorunda kalan Manisa Milli Eğitim Şube Müdürü Cezmi Yıldırak, engellerine rağmen eğitime dört elle sarılarak bir başarı hikayesine imza attı. 

Bitlis'in Mutki ilçesine bağlı Yanıkçakır Köyü'nde doğan, eğitimini sürdürmek için il merkezine giden Yıldırak, 1995'te liseden mezun olduğu gün terör saldırısının mağduru oldu.

Okulun son günü karnesini alarak köyüne doğru yola çıkan Yıldırak'ın bindiği minibüsün geçtiği yolda, terör örgütünün döşediği mayının patlamasıyla 7 kişi hayatını kaybetti.

Patlamada göğsüne ve iki ayağına şarapnel parçalarının isabet ettiğini, yaklaşık 4 yıl tedavi gördüğünü, 5 operasyon geçirdiğini anlatan Yıldırak, eğitim hayatına da bu süreçte ara vermek zorunda kaldığını söyledi.

Hayatının normale dönmeye başlamasıyla üniversite sınavlarına hazırlandığını ve 2000 yılında Atatürk Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü kazandığını dile getiren Yıldırak, köyün üniversitede okuyan ilk öğrencisi olarak mezun olduktan sonra da Siirt'in Şirvan ilçesinde kadrolu öğretmen olarak göreve başladığını anlattı.

Siirt'te 6 yıl görev yaptıktan sonra şube müdürlüğü sınavını kazanarak Manisa İl Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevine getirildiğini dile getiren Yıldırak, genç nesle eğitimin önemini aşılamaya çalıştığını söyledi. 

Dayatmayla değil eğitimle hareket edin

Eğitim hayatı boyunca Kürt kimliğinden dolayı hiçbir engelle karşılaşmadığına dikkat çeken Yıldırak, Kürt gençlerinin birilerinin dayatmasıyla değil, eğitimle hayatlarını yönlendirmesi gerektiğini söyledi.

Son günlerdeki terör saldırılarına da değinen Yıldırak, "Hepimiz bu olayların sonlanmasını istiyoruz. Ölümler artık son bulsun ve barış olsun. Saldırıların arkasında dış güçlerin desteği olduğunu düşünüyorum. Terör, bu coğrafyada yaşayan kimseye bir yarar sağlamaz. Bu olaylar artık son bulmalı. O bölgede yaşayan insanlar da bu durumdan son derece rahatsız. Bombayla ve silahla bir çözüme kavuşulamaz. Bunu artık herkesin görmesi lazım" diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Eylül 2015 15:29

Gösterim: 1704

Doğuştan görme engelli müzik öğretmeni, yamaç paraşütü yaparken bir yandan da kaval ve ney çaldı.

Fethiye'de yamaç paraşütüyle uçuş yapan görme engelli müzik öğretmeni, gökyüzünde kaval ve ney çaldı.

Antalya'nın Elmalı ilçesinden bir konsere katılmak için Fethiye'ye gelen doğuştan görme engelli 29 yaşındaki Selami Çiftçi, yamaç paraşütüyle uçuş yapmak için Ölüdeniz Mahallesi'ndeki Babadağ'a çıktı.

Yamaç paraşütü pilotu Cihan Yavuz ile bin 900 metrelik Babadağ'ın bin 700 metre pistinde uçuş hazırlıklarını tamamlayan Çiftçi, tandem (ikili) uçuş gerçekleştirdi. Çiftçi, gökyüzünde yanında getirdiği kaval ve neyi çalarak, Belcekız Plajı'ndaki piste iniş yaptı.

Çiftçi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ölüdeniz manzarasını izleyemediğini ancak uçtuğu için mutlu olduğunu, yamaç paraşütünü ilk fırsatta bir kez daha yapmak istediğini ifade etti.

Çiftçi'nin, gökyüzünde kaval ve ney çalması paraşüt pilotu tarafından aksiyon kamera ile görüntülendi.

> Görme engelli öğretmen gökyüzünde mini konser verdi

Doğuştan görme engelli müzik öğretmeni, yamaç paraşütü yaparken bir yandan da kaval ve ney çaldı.

Fethiye'de yamaç paraşütüyle uçuş yapan görme engelli müzik öğretmeni, gökyüzünde kaval ve ney çaldı.

Antalya'nın Elmalı ilçesinden bir konsere katılmak için Fethiye'ye gelen doğuştan görme engelli 29 yaşındaki Selami Çiftçi, yamaç paraşütüyle uçuş yapmak için Ölüdeniz Mahallesi'ndeki Babadağ'a çıktı.

Yamaç paraşütü pilotu Cihan Yavuz ile bin 900 metrelik Babadağ'ın bin 700 metre pistinde uçuş hazırlıklarını tamamlayan Çiftçi, tandem (ikili) uçuş gerçekleştirdi. Çiftçi, gökyüzünde yanında getirdiği kaval ve neyi çalarak, Belcekız Plajı'ndaki piste iniş yaptı.

Çiftçi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ölüdeniz manzarasını izleyemediğini ancak uçtuğu için mutlu olduğunu, yamaç paraşütünü ilk fırsatta bir kez daha yapmak istediğini ifade etti.

Çiftçi'nin, gökyüzünde kaval ve ney çalması paraşüt pilotu tarafından aksiyon kamera ile görüntülendi.

Son Güncelleme: Perşembe, 03 Eylül 2015 16:38

Gösterim: 1070

Varkey GEMS Vakfı tarafından Küresel Öğretmen Ödülü kapsamında mesleğine çok önemli katkılarda bulunan başarılı bir öğretmene bir milyon dolar ödül verilecek. Başvurular 10 Ekim’e kadar devam edecek. Geçtiğimiz yıl seçilen eni iyi 50 öğretmen arasında, Samsun'un Çarşamba ilçesine bağlı Kumköy İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapan Türk öğretmen Dilek Livaneli de yer aldı.

Küresel Öğretmen Ödülü ile her yıl eğitim alanında başarılı projeler hazırlayan bir öğretmene 1 milyon dolar para ödülü veriliyor. Geçtiğimiz yıl ödül için dünya çevresinden 5 bin aday öğretmen başvurdu. 127 ülkeden 1300 finale kalan aday arasından son 50 öğretmen seçildi. Daha sonra 10 kişilik finalist listesi oluşturuldu ve AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel’in de içinde yer aldığı Küresel Öğretmen Ödülü jüri Akademisi bu 10 kişilik finalist listesi içinden birinciyi seçti. Ödülü Amerika Birleşik Devletleri Maine’de öğretmenlik yapan Nancie Atwell orta öğretim düzeyindeki öğrencilerin okuryazarlık becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalarındaki başarıları nedeniyle aldı. Geçtiğimiz yılın başarılı adaylarını ve etkileyici çalışmalarını sitenin http://www.globalteacherprize.org/finalists linkinden görebilmek mümkün.

Neden böyle bir ödül?

Küresel Öğretmen Ödülü, Varkey Gems Vakfı tarafından öğretmenlerin statülerini geliştirmeyi hedefleyen köklü ve uzun soluklu bir çalışma olarak planlanmış bulunuyor. Bu ödülü sınıf çalışmalarından da ötede, öğrenci eğitiminde çok başarılı sonuçlar almış ve yaptığı aktivitelerle toplumun saygınlığını kazanmış bir öğretmen kazanıyor. Kazanan kişi toplumsal destek ve kültürel alandaki başarıları ile diğer öğretmenlere bir rol model olacak, diğer öğretmenlere bu mesleğe katılmak için cesaret verecek ve eğitim standartlarını yükseltmek konusundaki tartışmalara katkıda bulunacak. Tüm çocuklar için kaliteli bir eğitimin yolunu açacak, gençleri farklı etnik gruplardan ve dinlerden kişilerle rahatça ilişki kurabilen küresel vatandaşlar olmaya hazırlayacak. Bu konuda Küresel Öğretmen Akademisi Jüri Üyesi, AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, “Öğretmenlik mesleği çok önemli,  bu ödül de mesleğin önemini pekiştirmeye yarıyor. Geçtiğimiz yıl ödül duyurusu her yerde çok ilgi gördü, Türkiye’den de başvurular yapıldı ve ülkemizden bir öğretmen finale kalan 1.300 kişi arasından başarılı  ilk 50 öğretmen arasına girdi. Özveriyle çalışan öğretmenlerimizin aday gösterilmesini bekliyoruz, bu yıl da böyle müthiş bir başarı yakalayacağımıza inanıyoruz” dedi.

Ödül başvurusu nasıl yapılıyor?

Ödül başvurusu halen zorunlu eğitim kapsamında okula devam eden 5-18 yaş arası çocuklara eğitim veren öğretmenlere açık olacak. Dünyadaki tüm ülkelerde yerel yasal uygulamalar doğrultusunda eğitim veren okullardaki tüm öğretmenler başvuruda bulunabiliyor. Başvurular için son tarih 10 Ekim 2015.  Kamuoyu bir öğretmeni aday gösterilebileceği gibi, öğretmenler de kendileri için http://www.globalteacherprize.org/‘dan başvuru formu doldurabilecek. Gelişmeler sosyal medyada www.twitter.com/TeacherPrize ve www.facebook.com/TeacherPrize  alanlarında takip edilecek. Aday gösterilen ya da başvuruda bulunan öğretmenlerin kendi yöneticilerinden referans alması ve ayrıca bir ya da iki referans daha göndermesi önemli. Bu referanslar öğretmenin sınıfta veya sınıf dışında yaptığı başarılı çalışmaları çocukların, çalışma arkadaşlarının, okul müdürü veya daha geniş çevreden kişilerin görüşlerini anlattığı videolar da içerebiliyor.

Ödülü kazanmak için hangi kriterler önemli?

Başvuru için aşağıda yer verdiğimiz kriterler gerekiyor;

Bu konudaki daha detaylı bilgilere ise  http://www.globalteacherprize.org/judging-criteria linkinden ulaşabilmek mümkün.

  • Öğrencilerde gözlenebilir eğitim çıktıları sağlamak
  • Yenilikçi ve etkili/verimli eğitim pratikleri ile okuldaki ve sınıftaki öğrencilerde bunlara dair öğrenme kazanımları sağlamak.
  • Sınıf eğitiminin ötesinde öğretmenlik mesleği için rol model olabilecek başarılar oluşturmak (bunlar hayır işi, toplum hizmeti, spor faaliyeti, akademik ya da kültürel alanda başarılar olabilir)
  • Halk arasında öğretmenlik mesleğinin çıtasını yükseltecek bir algının oluşmasına katkıda bulunmak (makaleler yazarak, blog oluşturarak, medyada yer alarak, sosyal medya kampanyaları yaparak, etkinlikler ve konferanslar düzenleyerek)
  • İlham verici eğitim pratiklerini diğer öğretmenlerle paylaşmak.
  • Çocukları farklı ülkelerdeki pek çok farklı din, kültür ve milletten insanlarla ilişki kurabilecek küresel vatandaşlar olarak yetiştirmek
  • Tüm çocukların kaliteli eğitime ulaşmalarına destek vermek.
  • Sınıfta ve dışardaki başarıları çevre tarafından onaylandığını gösteren belgeler sunmak - öğrenciler, iş arkadaşları, yöneticiler, kamu kurumları ve iş dünyası gibi - (Bunlar yazılı veya video görüntüleri olarak eklenebilir)
  • Etrafındakileri öğretmenlik mesleği için teşvik etmek/desteklemek.
> Küresel Öğretmen Ödülü için başvurular başladı

Varkey GEMS Vakfı tarafından Küresel Öğretmen Ödülü kapsamında mesleğine çok önemli katkılarda bulunan başarılı bir öğretmene bir milyon dolar ödül verilecek. Başvurular 10 Ekim’e kadar devam edecek. Geçtiğimiz yıl seçilen eni iyi 50 öğretmen arasında, Samsun'un Çarşamba ilçesine bağlı Kumköy İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapan Türk öğretmen Dilek Livaneli de yer aldı.

Küresel Öğretmen Ödülü ile her yıl eğitim alanında başarılı projeler hazırlayan bir öğretmene 1 milyon dolar para ödülü veriliyor. Geçtiğimiz yıl ödül için dünya çevresinden 5 bin aday öğretmen başvurdu. 127 ülkeden 1300 finale kalan aday arasından son 50 öğretmen seçildi. Daha sonra 10 kişilik finalist listesi oluşturuldu ve AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel’in de içinde yer aldığı Küresel Öğretmen Ödülü jüri Akademisi bu 10 kişilik finalist listesi içinden birinciyi seçti. Ödülü Amerika Birleşik Devletleri Maine’de öğretmenlik yapan Nancie Atwell orta öğretim düzeyindeki öğrencilerin okuryazarlık becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalarındaki başarıları nedeniyle aldı. Geçtiğimiz yılın başarılı adaylarını ve etkileyici çalışmalarını sitenin http://www.globalteacherprize.org/finalists linkinden görebilmek mümkün.

Neden böyle bir ödül?

Küresel Öğretmen Ödülü, Varkey Gems Vakfı tarafından öğretmenlerin statülerini geliştirmeyi hedefleyen köklü ve uzun soluklu bir çalışma olarak planlanmış bulunuyor. Bu ödülü sınıf çalışmalarından da ötede, öğrenci eğitiminde çok başarılı sonuçlar almış ve yaptığı aktivitelerle toplumun saygınlığını kazanmış bir öğretmen kazanıyor. Kazanan kişi toplumsal destek ve kültürel alandaki başarıları ile diğer öğretmenlere bir rol model olacak, diğer öğretmenlere bu mesleğe katılmak için cesaret verecek ve eğitim standartlarını yükseltmek konusundaki tartışmalara katkıda bulunacak. Tüm çocuklar için kaliteli bir eğitimin yolunu açacak, gençleri farklı etnik gruplardan ve dinlerden kişilerle rahatça ilişki kurabilen küresel vatandaşlar olmaya hazırlayacak. Bu konuda Küresel Öğretmen Akademisi Jüri Üyesi, AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, “Öğretmenlik mesleği çok önemli,  bu ödül de mesleğin önemini pekiştirmeye yarıyor. Geçtiğimiz yıl ödül duyurusu her yerde çok ilgi gördü, Türkiye’den de başvurular yapıldı ve ülkemizden bir öğretmen finale kalan 1.300 kişi arasından başarılı  ilk 50 öğretmen arasına girdi. Özveriyle çalışan öğretmenlerimizin aday gösterilmesini bekliyoruz, bu yıl da böyle müthiş bir başarı yakalayacağımıza inanıyoruz” dedi.

Ödül başvurusu nasıl yapılıyor?

Ödül başvurusu halen zorunlu eğitim kapsamında okula devam eden 5-18 yaş arası çocuklara eğitim veren öğretmenlere açık olacak. Dünyadaki tüm ülkelerde yerel yasal uygulamalar doğrultusunda eğitim veren okullardaki tüm öğretmenler başvuruda bulunabiliyor. Başvurular için son tarih 10 Ekim 2015.  Kamuoyu bir öğretmeni aday gösterilebileceği gibi, öğretmenler de kendileri için http://www.globalteacherprize.org/‘dan başvuru formu doldurabilecek. Gelişmeler sosyal medyada www.twitter.com/TeacherPrize ve www.facebook.com/TeacherPrize  alanlarında takip edilecek. Aday gösterilen ya da başvuruda bulunan öğretmenlerin kendi yöneticilerinden referans alması ve ayrıca bir ya da iki referans daha göndermesi önemli. Bu referanslar öğretmenin sınıfta veya sınıf dışında yaptığı başarılı çalışmaları çocukların, çalışma arkadaşlarının, okul müdürü veya daha geniş çevreden kişilerin görüşlerini anlattığı videolar da içerebiliyor.

Ödülü kazanmak için hangi kriterler önemli?

Başvuru için aşağıda yer verdiğimiz kriterler gerekiyor;

Bu konudaki daha detaylı bilgilere ise  http://www.globalteacherprize.org/judging-criteria linkinden ulaşabilmek mümkün.

  • Öğrencilerde gözlenebilir eğitim çıktıları sağlamak
  • Yenilikçi ve etkili/verimli eğitim pratikleri ile okuldaki ve sınıftaki öğrencilerde bunlara dair öğrenme kazanımları sağlamak.
  • Sınıf eğitiminin ötesinde öğretmenlik mesleği için rol model olabilecek başarılar oluşturmak (bunlar hayır işi, toplum hizmeti, spor faaliyeti, akademik ya da kültürel alanda başarılar olabilir)
  • Halk arasında öğretmenlik mesleğinin çıtasını yükseltecek bir algının oluşmasına katkıda bulunmak (makaleler yazarak, blog oluşturarak, medyada yer alarak, sosyal medya kampanyaları yaparak, etkinlikler ve konferanslar düzenleyerek)
  • İlham verici eğitim pratiklerini diğer öğretmenlerle paylaşmak.
  • Çocukları farklı ülkelerdeki pek çok farklı din, kültür ve milletten insanlarla ilişki kurabilecek küresel vatandaşlar olarak yetiştirmek
  • Tüm çocukların kaliteli eğitime ulaşmalarına destek vermek.
  • Sınıfta ve dışardaki başarıları çevre tarafından onaylandığını gösteren belgeler sunmak - öğrenciler, iş arkadaşları, yöneticiler, kamu kurumları ve iş dünyası gibi - (Bunlar yazılı veya video görüntüleri olarak eklenebilir)
  • Etrafındakileri öğretmenlik mesleği için teşvik etmek/desteklemek.

Son Güncelleme: Cuma, 04 Eylül 2015 18:55

Gösterim: 5611

Artvin'de yaşayan iki çocuk annesi Berna Mungan, öğretmen olma hayalinin peşini bırakmayarak, evlendikten 11 yıl sonra başladığı üniversiteyi dördüncülükle bitirdi.

öğretmenlik hayaliArtvin'de yaşayan iki çocuk annesi 32 yaşındaki Berna Mungan, evlendikten 11 yıl sonra öğretmen olabilmek için başladığı üniversite eğitimini dereceyle tamamlayarak hayalini kurduğu mesleğine bir adım daha yaklaştı.

Mungan, liseyi bitirdikten sonra 2000 yılında evlendiğini belirtti. Mungan evlendiğinde 18 yaşında olduğunu, dört yıl sonra çocuğunun dünyaya geldiğini anlatarak, "Çocuklarım okula başlayıncaya kadar ev hanımıydım. Çocuklarım büyüyüp okula başlayınca kendimi değerli hissettirecek bir şeyler yapmak istedim. Okuyup kendi paramı kazanmak, hayatta kimseye yaslanmadan ayaklarım üzerinde durmayı hayal ettim" dedi.

Öğretmenliğin çocukluk hayali olduğunu dile getiren Mungan, bunu gerçekleştirmek için dershaneye başvurduğunu ancak kayıt ücretinin biriktirdiği paranın üç katı olduğunu aktardı. Bunun üzerine dershane müdürü ile konuştuğunu, dershaneye başlayabilmek için verebileceği rakamı müdürün kabul ettiğini söyledi. Mungan, "Bana en uygun saatleri ayarlamaya çalıştım. Her şeyi ayarladım ve eşime uygun bir dille yaptıklarımı anlattım. Eşim başta bunun geçici bir heves olduğunu düşünse de ilk sınavda elde ettiğim başarı, yanıldığını kanıtladı" diye konuştu.

Üniversite sınavını ilk seferde kazandı

Mungan, bir yıl boyunca düzenli ders çalışarak üniversite sınavına hazırlandığını, 2011 yılında girdiği sınav sonucunda İstanbul'da bir vakıf üniversitesinin sosyoloji bölümüne yerleştiğini belirtti.

Mungan, burada bir yıl eğitim gördükten sonra İstanbul'da polis olarak görev yapan eşinin Artvin'e tayininin çıktığını, bu nedenle Artvin Çoruh Üniversitesi'ne yatay geçiş yaptığını söyledi. Eğitimin başlamasına bir hafta kala bölümünün Hopa ilçesine taşındığını dile getiren Mungan, şöyle dedi:

"Hopa, Artvin'e yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaydı. Anne, eş ve öğrencilik görevlerimin yanına her gün üç saatlik yol da eklenmişti ama hiçbir zorluk beni okuma aşkımdan vazgeçiremezdi. Eşim, okumam için gerekli parayı sağladı. Hem kendi hem de eşimin emeğini boşa çıkarmamak için şikayet etmeden çalıştım. Her gün saat 05.00'te kalkıyor, çocuklarımın ve eşimin kahvaltısını hazırlıyordum. Ardından çocuklarımı okula gönderip bazen dolmuş, bazen otomobilimle okula gittim. Bu zorlu süreç 3 yıl sürdü. Çok şükür hayalimi gerçekleştirdim. Hayalim olan öğretmenlik mesleğine atanabilmek için ilk basamak olan üniversiteyi bölüm dördüncüsü olarak bitirdim"

Öğretmenlik yapabilmek için KPSS'ye hazırlanan Mungan, insanların sorumluluklarıyla birlikte başarılarının da arttığına dikkati çekerek, "Evet sorumluluğum az değil, yüküm hafif değil ama yükümün çok olması beni yıldırmadı. Hayatta elde ettiğimiz şeyleri kıymetli yapanın verdiğimiz emekler olduğuna inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

> Öğretmen olma hayaliyle üniversiteyi dereceyle bitirdi

Artvin'de yaşayan iki çocuk annesi Berna Mungan, öğretmen olma hayalinin peşini bırakmayarak, evlendikten 11 yıl sonra başladığı üniversiteyi dördüncülükle bitirdi.

öğretmenlik hayaliArtvin'de yaşayan iki çocuk annesi 32 yaşındaki Berna Mungan, evlendikten 11 yıl sonra öğretmen olabilmek için başladığı üniversite eğitimini dereceyle tamamlayarak hayalini kurduğu mesleğine bir adım daha yaklaştı.

Mungan, liseyi bitirdikten sonra 2000 yılında evlendiğini belirtti. Mungan evlendiğinde 18 yaşında olduğunu, dört yıl sonra çocuğunun dünyaya geldiğini anlatarak, "Çocuklarım okula başlayıncaya kadar ev hanımıydım. Çocuklarım büyüyüp okula başlayınca kendimi değerli hissettirecek bir şeyler yapmak istedim. Okuyup kendi paramı kazanmak, hayatta kimseye yaslanmadan ayaklarım üzerinde durmayı hayal ettim" dedi.

Öğretmenliğin çocukluk hayali olduğunu dile getiren Mungan, bunu gerçekleştirmek için dershaneye başvurduğunu ancak kayıt ücretinin biriktirdiği paranın üç katı olduğunu aktardı. Bunun üzerine dershane müdürü ile konuştuğunu, dershaneye başlayabilmek için verebileceği rakamı müdürün kabul ettiğini söyledi. Mungan, "Bana en uygun saatleri ayarlamaya çalıştım. Her şeyi ayarladım ve eşime uygun bir dille yaptıklarımı anlattım. Eşim başta bunun geçici bir heves olduğunu düşünse de ilk sınavda elde ettiğim başarı, yanıldığını kanıtladı" diye konuştu.

Üniversite sınavını ilk seferde kazandı

Mungan, bir yıl boyunca düzenli ders çalışarak üniversite sınavına hazırlandığını, 2011 yılında girdiği sınav sonucunda İstanbul'da bir vakıf üniversitesinin sosyoloji bölümüne yerleştiğini belirtti.

Mungan, burada bir yıl eğitim gördükten sonra İstanbul'da polis olarak görev yapan eşinin Artvin'e tayininin çıktığını, bu nedenle Artvin Çoruh Üniversitesi'ne yatay geçiş yaptığını söyledi. Eğitimin başlamasına bir hafta kala bölümünün Hopa ilçesine taşındığını dile getiren Mungan, şöyle dedi:

"Hopa, Artvin'e yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaydı. Anne, eş ve öğrencilik görevlerimin yanına her gün üç saatlik yol da eklenmişti ama hiçbir zorluk beni okuma aşkımdan vazgeçiremezdi. Eşim, okumam için gerekli parayı sağladı. Hem kendi hem de eşimin emeğini boşa çıkarmamak için şikayet etmeden çalıştım. Her gün saat 05.00'te kalkıyor, çocuklarımın ve eşimin kahvaltısını hazırlıyordum. Ardından çocuklarımı okula gönderip bazen dolmuş, bazen otomobilimle okula gittim. Bu zorlu süreç 3 yıl sürdü. Çok şükür hayalimi gerçekleştirdim. Hayalim olan öğretmenlik mesleğine atanabilmek için ilk basamak olan üniversiteyi bölüm dördüncüsü olarak bitirdim"

Öğretmenlik yapabilmek için KPSS'ye hazırlanan Mungan, insanların sorumluluklarıyla birlikte başarılarının da arttığına dikkati çekerek, "Evet sorumluluğum az değil, yüküm hafif değil ama yükümün çok olması beni yıldırmadı. Hayatta elde ettiğimiz şeyleri kıymetli yapanın verdiğimiz emekler olduğuna inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Haziran 2015 14:15

Gösterim: 1468


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.