Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Dershane öğretmenleri ne zaman ve nasıl atanacak? Ağustos’ta kaç öğretmen ataması yapılacak? İşte MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in son dakika açıklaması…

Eğitimtercihi- MEB yasa tasarısının onaylanmasından sonra gözler dershane öğretmenleri ile öğretmenlik ilk atamalarının ne zaman ve nasıl yapılacağı konusuna çevrildi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Şubat ayında 10 bin öğretmen ataması yapıldığını, planlanan 40 bin öğretmen atamasının ise KPSS ve öğretmen alan sınavlarının ardından yapılacağını belirtti. (KPSS sınav takvimi ve Öğretmenlik Alan Sınavı ÖABT tarihleri için Tıklayın) Tekin ayrıca,  dershane öğretmenlerinin atamalarının 1 Temmuz 2015'te yapılacağını, MEB yasa tasarısında dershane öğretmenlerine getirilen 40 yaş sınırının da yeniden düzenleneceğini belirtti.

Tekin, öğretmen atamalarına ilişkin “2014 yılı bütçesi kapsamında atanması planlanan 50.000 öğretmenin 10.000 tanesi Şubat ayı içinde gerçekleştirilmiştir. Kalan 40.000 atama ise 2014 KPSS ve öğretmenlik alan sınavının gerçekleştirilmesini müteakip yapılacaktır." açıklamasında bulundu.

Dershane öğretmenleri ile ilgili olarak da Tekin, öğretmenlerle ilgili başvuruların 1 Temmuz 2015'te alınmaya başlanacağını, ilgili yönetmelikteki 40 yaş sınırının da düzenleneceğini ifade etti.

> Dershane öğretmenleri ne zaman atanacak?

Dershane öğretmenleri ne zaman ve nasıl atanacak? Ağustos’ta kaç öğretmen ataması yapılacak? İşte MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in son dakika açıklaması…

Eğitimtercihi- MEB yasa tasarısının onaylanmasından sonra gözler dershane öğretmenleri ile öğretmenlik ilk atamalarının ne zaman ve nasıl yapılacağı konusuna çevrildi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Şubat ayında 10 bin öğretmen ataması yapıldığını, planlanan 40 bin öğretmen atamasının ise KPSS ve öğretmen alan sınavlarının ardından yapılacağını belirtti. (KPSS sınav takvimi ve Öğretmenlik Alan Sınavı ÖABT tarihleri için Tıklayın) Tekin ayrıca,  dershane öğretmenlerinin atamalarının 1 Temmuz 2015'te yapılacağını, MEB yasa tasarısında dershane öğretmenlerine getirilen 40 yaş sınırının da yeniden düzenleneceğini belirtti.

Tekin, öğretmen atamalarına ilişkin “2014 yılı bütçesi kapsamında atanması planlanan 50.000 öğretmenin 10.000 tanesi Şubat ayı içinde gerçekleştirilmiştir. Kalan 40.000 atama ise 2014 KPSS ve öğretmenlik alan sınavının gerçekleştirilmesini müteakip yapılacaktır." açıklamasında bulundu.

Dershane öğretmenleri ile ilgili olarak da Tekin, öğretmenlerle ilgili başvuruların 1 Temmuz 2015'te alınmaya başlanacağını, ilgili yönetmelikteki 40 yaş sınırının da düzenleneceğini ifade etti.

Son Güncelleme: Cumartesi, 01 Mart 2014 13:41

Gösterim: 3008

2014 Şubat öğretmen atamalarında hangi branş kaç puanla nereye atandı? İşte branşlara göre öğretmen atama dağılımları, minimum ve taban puanları…

Milli Eğitim Bakanlığı, Şubat ayında yapılan 10 bin öğretmen atamasında 9 bin 470 adayın ataması sonrası oluşan minimum ve taban puanları açıkladı.

Şubat ayında Milli Eğitim Bakanlığı, farklı branşlarda toplam 9 bin 470 öğretmen alımı gerçekleştirdi. Şubat öğretmen ataması sonrası oluşan minimum atama puanları Bakanlığın İnsan Kaynakları web sitesinde yayınlandı. İşte Şubat 2014 öğretmen ataması sonrası oluşan minimum ve taban puanlar;

2014 Yılı Şubat Dönemi Öğretmen Ataması Sonucu Oluşan Minimum Puanlar için Tıklayın

> 2014 Şubat öğretmen atama minimum ve taban puanları

2014 Şubat öğretmen atamalarında hangi branş kaç puanla nereye atandı? İşte branşlara göre öğretmen atama dağılımları, minimum ve taban puanları…

Milli Eğitim Bakanlığı, Şubat ayında yapılan 10 bin öğretmen atamasında 9 bin 470 adayın ataması sonrası oluşan minimum ve taban puanları açıkladı.

Şubat ayında Milli Eğitim Bakanlığı, farklı branşlarda toplam 9 bin 470 öğretmen alımı gerçekleştirdi. Şubat öğretmen ataması sonrası oluşan minimum atama puanları Bakanlığın İnsan Kaynakları web sitesinde yayınlandı. İşte Şubat 2014 öğretmen ataması sonrası oluşan minimum ve taban puanlar;

2014 Yılı Şubat Dönemi Öğretmen Ataması Sonucu Oluşan Minimum Puanlar için Tıklayın

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Şubat 2014 12:36

Gösterim: 10932

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sorumluluk sınavlarında görev alan öğretmenlere 5 saat ek ders ücreti ödeneceğini bildirdi.

Bakanlık, sorumluluk sınavlarında görev alan öğretmenlere ücret ödenip ödenmeyeceğine ilişkin il milli eğitim müdürlüklerine yazı gönderdi.

Yazıda, Bakanlığa ulaşan yazılı, sözlü ve elektronik ortamdaki başvurularda sorumluluk sınavlarında öğretmenlere ödenecek ücretlere ilişkin tereddütlere düşüldüğü belirtildi.

MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğine göre, sorumluluk sınavlarında görevlendirilen öğretmenlere Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders saatlerine ilişkin kararın 12. maddesi kapsamında, sınavın ders saatleri içinde veya dışında yapıldığına bakılmaksızın, fiilen yerine getirilen her bir sınav görevi için 5 saat ek ders ücreti ödeneceği ifade edildi.

Liselerde hizmet satın alımı devam edecek

Bakanlık, illere okulların temizlik ve güvenlik hizmetlerine ilişkin de yazı gönderdi. Yazıya göre, güvenlik ve temizlik hizmetlerinin mevcut yardımcı hizmetler sınıfı personeliyle yürütülmeye çalışılıyor. Personel sayısının yetersizliği nedeniyle zaman zaman bazı okullarda hizmet beklenen seviyede yerine getirilemiyor.

Pansiyonlu okullarda ihtiyaç duyulan tüm giderleri genel bütçeden, pansiyonların personel ihtiyacı da pansiyon bütçesinin yakıt, su ve elektrik giderlerinden kesinti yapılarak, hizmet satın alım yöntemiyle karşılanıyor.

Temizlik hizmetlerinin amacına uygun ve istenilen şekilde yapılması eğitim öğretimin etkin, verimli, sağlıklı ve temiz bir ortamda sürdürülmesi için personel temin edilemeyen pansiyonlu okullar dışındaki liselerde de hizmet satın alınması yoluyla personel ihtiyacı karşılanmaya çalışılıyor.

2013 mali yılında Orta Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı hizmet satın alan okullar, 2014 mali yılında da hizmet satın almaya devam edecek. Ocak-Haziran asgari ücet tutarı 1.675.15 TL, Temmuz-Aralık asgari ücret tutarı ise 1.773,68 TL olarak belirlendi. Hizmet alımı 9 ay üzerinden belirtilen asgari ücret tutarının geçmeyecek şekilde hesaplanacak.

> Öğretmenlere ek ders ücreti müjdesi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sorumluluk sınavlarında görev alan öğretmenlere 5 saat ek ders ücreti ödeneceğini bildirdi.

Bakanlık, sorumluluk sınavlarında görev alan öğretmenlere ücret ödenip ödenmeyeceğine ilişkin il milli eğitim müdürlüklerine yazı gönderdi.

Yazıda, Bakanlığa ulaşan yazılı, sözlü ve elektronik ortamdaki başvurularda sorumluluk sınavlarında öğretmenlere ödenecek ücretlere ilişkin tereddütlere düşüldüğü belirtildi.

MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğine göre, sorumluluk sınavlarında görevlendirilen öğretmenlere Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders saatlerine ilişkin kararın 12. maddesi kapsamında, sınavın ders saatleri içinde veya dışında yapıldığına bakılmaksızın, fiilen yerine getirilen her bir sınav görevi için 5 saat ek ders ücreti ödeneceği ifade edildi.

Liselerde hizmet satın alımı devam edecek

Bakanlık, illere okulların temizlik ve güvenlik hizmetlerine ilişkin de yazı gönderdi. Yazıya göre, güvenlik ve temizlik hizmetlerinin mevcut yardımcı hizmetler sınıfı personeliyle yürütülmeye çalışılıyor. Personel sayısının yetersizliği nedeniyle zaman zaman bazı okullarda hizmet beklenen seviyede yerine getirilemiyor.

Pansiyonlu okullarda ihtiyaç duyulan tüm giderleri genel bütçeden, pansiyonların personel ihtiyacı da pansiyon bütçesinin yakıt, su ve elektrik giderlerinden kesinti yapılarak, hizmet satın alım yöntemiyle karşılanıyor.

Temizlik hizmetlerinin amacına uygun ve istenilen şekilde yapılması eğitim öğretimin etkin, verimli, sağlıklı ve temiz bir ortamda sürdürülmesi için personel temin edilemeyen pansiyonlu okullar dışındaki liselerde de hizmet satın alınması yoluyla personel ihtiyacı karşılanmaya çalışılıyor.

2013 mali yılında Orta Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı hizmet satın alan okullar, 2014 mali yılında da hizmet satın almaya devam edecek. Ocak-Haziran asgari ücet tutarı 1.675.15 TL, Temmuz-Aralık asgari ücret tutarı ise 1.773,68 TL olarak belirlendi. Hizmet alımı 9 ay üzerinden belirtilen asgari ücret tutarının geçmeyecek şekilde hesaplanacak.

Son Güncelleme: Cuma, 10 Ocak 2014 14:34

Gösterim: 2285

TÜSİAD raporuna göre Türkiye’de öğretmen eğitimi yeterli değil

TÜSİAD “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konusundaki çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunda bir rapor hazırladı. Ülkenin kalkınması için 21. yüzyıl becerilerine sahip nesiller yetiştirmekte öğretmenlerin oynadığı kilit role dikkat çeken rapor, bilgi çağında yeni bir öğretmen yetiştirme modeline ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

TÜSİAD Sosyal Politikalar Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Çalışma Grubu’nun “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konulu çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunu ele alan bir raporu düzenlediği bir toplantıyla kamuoyuna sundu. “Okulda Üniversite: Türkiye’de Öğretmen Eğitimini Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” adını taşıyan bu raporu, uzun yıllar Türkiye’de öğretmenlik yapmış ve öğretim üyesi olarak çalışmış, halen Rhode Island Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mustafa Özcan hazırladı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Sosyal Politikalar Komisyonu Başkanı Memduh Boydak, “Çağımızda bilgiye hiç olmadığı kadar kolay ulaşabilmekteyiz. Bu durum mevcut bilgiyi yöneten, elde eden, internette olan farklı bir şekilde öğrencilerine sunan yeni bir öğretmen modeline ihtiyaç olduğunu gösterdi. Dolayısıyla yeni üretim modellerinde öğretmenlere yol gösteren, öğrenmeyi öğreten rolleri ön planda. Türkiye’de uygulanan öğretmen eğitimi modelinin de değişim ihtiyacı içerisinde olduğunu düşünerek bu konuya TÜSİAD olarak eğilmeyi arzu ettik” dedi.

PISA SONUÇLARI CİDDİ BİR UYARIDIR

Toplantıda konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Eğitim insan kaynağının niteliğini belirleyen ana unsurdur. TÜSİAD olarak eğitimi ülkemizin çok önemli bir meselesi olarak görüyoruz ve eğitim politikalarına iyimser nitelikle yaklaşımlar getirmeye, raporlar, seminerlerle de katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin önüne koyduğu büyüme ve kalkınma vizyonuna paralel olarak eğitimin niteliğine, kapsamına ve öğretmen eğitimine yönelik bir reform süreci gereklidir. Unutmayalım ki bugün verdiğimiz eğitimin kalitesi yarın ekonomimizi, geleceği noktayı belirleyen temel unsur olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

OECD tarafından hazırlanan 2013 PISA sonuçlarına göre Türkiye’nin 34 OECD ülkesi arasında 32. sırada yer almasının bizim için ciddi bir uyarı olduğunu vurgulayan Muharrem Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada asıl vurgulanması gereken nokta, bu sonuçların Türkiye’de eğitimin ilgili taraflarıyla analiz edilip eğitim politikalarını yeniden gözden geçirmemizin gereğidir. PISA birçok ülkede gençlerin zorunlu eğitim sürecinde yeterli beceri seviyesine ulaşamadığını gösterir. Beceri uyumsuzluğunu alt edebilmek için artık öğretmenler öğrencileri mevcutların yanı sıra henüz ortaya çıkmamış iş alanları, henüz icat edilmemiş teknolojiler içinde hazırlamak zorundalar. Günümüzde bilginin hızıyla uyumlu ve teknolojik gelişmeler gereğinin geniş bir beceri setiyle donanmasını gerektirmekte. Mevcut disiplinlere yönelik yetkinliklerin yanında analitik ve eleştirel düşünme, yaratıcılık, yenilikçilik, iletişim ve sorun çözme gibi becerileri eğitim sisteminin kazandırması gereken en önemli özellikler olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında iyi bilen dünya vatandaşı olmak için gereken çevre, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlü ve demokrasi bilincinde erken yaşlardan itibaren kazandırılması ihtiyacı hepimizin bildiği gibi önümüzde durmaktadır.”

İNSANLARI YETİŞTİRECEK OLAN ÖĞRETMENLERDİR

“Eğitim bizim ticaretimizden de önemlidir, sanayimizden de önemlidir, yatırımların geliştirilmesi de, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının da lokomotifidir eğitim” diyen TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel, TÜSİAD'ın Türkiye'nin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir sivil toplum örgütü olduğunu dile getirdi.

Tüm dünyada eğitim konusunun tartışıldığını dile getiren Yücel, eğitim kadrosunun nitelikli personellerden seçilmesi ve mesleki eğitim sürecine dikkat edilmesi gerektiğine değinerek, “Biz Türkiye'de sanayi devriminde yapılan eğitimi düzeltmeye kalkışırsak yanlış yapmış oluruz. Biz Türkiye'de eğitimi 21. yüzyıla yakışan neyse onu yapmalıyız. Orada sıçrama yapmamız lazım. Dünyada iyi öğretmen yetiştirme sorununu halletmeyen hiçbir ülke eğitimde başarılı olamamıştır. Biz hangi sistemleri, hangi teknolojileri getirirsek getirelim bunu yapacak olan, insanları yetiştirecek olan okuldaki öğretmenimizdir” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM KADROLARINA FAZLA ÖNEM VERİLMESİ GEREK

TÜSİAD adına “Okulda Üniversite: Türkiye'de Eğitimi Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” projesini hazırlayan Rhode Island Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan ise eğitimcilerin dikkatli seçilmesi gerektiğini belirtti. Gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerin küreselleşmeyi iyi anlayan, teknoloji kullanımına önem veren ve öğrenmeye aç olan kimselerden seçilmesi gerektiğini belirten Özcan, “Uzun yıllardır öğretmenlik yapıp da hala e-mail adresi olmayan öğretmenler var, hala bilgisayar kullanmayı bilmeyen öğretmenler var. Geleceği okuyabilen çocuklar, öğrenciler yetiştirmek için önce onları eğiten kadroyu yetiştirmeliyiz” diye konuştu.

“Okulda Üniversite” modeliyle hem okul hem de mesleğin icra edileceği iş yerinin bir arada kullanıldığı bir modelin öngörüldüğünü aktaran Özcan, “Benim önerdiğim öğretmen yetiştirme modelinin 4 versiyonu var. 4 yıllık lisans eğitimini 4 değil 2+2 olarak öneriyoruz. İlk 2 yıl genel kültür ve genel yetenek eğitimi, sonraki 2 yıl da öğretmen adaylarımızın başarılı ve bilgi düzeyi yüksek öğretmenlerin yanına vererek alanda gelişim ve tecrübe sağlamasını hedefliyoruz” dedi. Eğitim sisteminin yüzyılın şartlarına uygun hale gelmesi için eğitim kadrolarının eğitim sistemine fazla önem verilmesi gerektiğini kaydeden Özcan, öğretmenliğin itibarlı bir meslek olduğunu, bu mesleği icra edenlerin toplumun en önemli fertlerinden olduğunu dile getirdi.

RAPORDA YER ALAN SONUÇLAR

-              Her türlü meslek eğitimi gibi eğitimcinin eğitiminin de bilime olduğu kadar, deneyime de dayalı olması gerektiğine dikkat çekilen raporda, öğretmen eğitimini üniversiteler ile öğretmenlik mesleğinin icra edildiği okulların işbirliği yaparak vermesi gerektiği kaydedildi.

-              Okulda Üniversite Modeli uygulandığında eğitim fakültesi öğretim üyelerinin, öğretmen eğitimi için işbirliği yapılan okullarda ofisleri olması gerektiği ve okullardaki deneyimli öğretmenlerden öğretim görevlisi olarak yararlanılması önerisi yer alıyor.

-              Öğretmen eğitiminin yüksek lisans düzeyinde olması için yasal düzenleme yapılmalıdır. Türkiye eğer öğretmen eğitiminde bir fark yaratmak istiyorsa alanda yüksek lisans düzeyinde öğretmen eğitimi veren modelleri tercih etmelidir. Bu anlayışla raporun içinde sunulan dört modelden Türkiye için ‘Alanda Yüksek Lisans Modeli’ ve ‘Alanda Yüksek Lisans Sonrası Modeli’ önerilmektedir.

-              Eğitim fakülteleri doktora programı olan üniversitelerde açılmalı ve öğretmen eğitiminde uzmanlaşmalıdır. ‘Okulda Üniversite’ye dönüştürülecek uygulama okulları öğretmenlik uygulaması alanında uzmanlaşmalıdır. Öğretmen eğitimi vermek amacıyla üniversite-okul ortaklığını kurumsallaştırmak için ‘Okulda Üniversite Modeli’ benimsenmelidir.

-              Eğitimde yüksek lisans veren programlar yeniden yapılandırılmalıdır. Mevcut öğretmenlere üniversiteler ve uzman kuruluşlarla işbirliği yapılarak hizmet-içi mesleki eğitim sağlanmalıdır.

-              Öğretmen eğitimi programının tamamında, yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi sağlayan yöntemler uygulanmalıdır. Öğretmen eğitimcisi olacak akademisyen ve öğretmenlerin niteliklerini tanımlayan ‘öğretmen eğitimcisi yeterlilikleri’ hazırlanmalıdır.

-              Eğitim fakültelerine öğrenci seçme kriterleri değiştirilmeli ve öğretmenliğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler seçilmelidir.

-              Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli, öğretmenlik cazip bir meslek haline dönüştürülmelidir.

> TÜSİAD: Türkiye’de öğretmen eğitimi yeterli değil

TÜSİAD raporuna göre Türkiye’de öğretmen eğitimi yeterli değil

TÜSİAD “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konusundaki çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunda bir rapor hazırladı. Ülkenin kalkınması için 21. yüzyıl becerilerine sahip nesiller yetiştirmekte öğretmenlerin oynadığı kilit role dikkat çeken rapor, bilgi çağında yeni bir öğretmen yetiştirme modeline ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

TÜSİAD Sosyal Politikalar Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Çalışma Grubu’nun “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konulu çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunu ele alan bir raporu düzenlediği bir toplantıyla kamuoyuna sundu. “Okulda Üniversite: Türkiye’de Öğretmen Eğitimini Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” adını taşıyan bu raporu, uzun yıllar Türkiye’de öğretmenlik yapmış ve öğretim üyesi olarak çalışmış, halen Rhode Island Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mustafa Özcan hazırladı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Sosyal Politikalar Komisyonu Başkanı Memduh Boydak, “Çağımızda bilgiye hiç olmadığı kadar kolay ulaşabilmekteyiz. Bu durum mevcut bilgiyi yöneten, elde eden, internette olan farklı bir şekilde öğrencilerine sunan yeni bir öğretmen modeline ihtiyaç olduğunu gösterdi. Dolayısıyla yeni üretim modellerinde öğretmenlere yol gösteren, öğrenmeyi öğreten rolleri ön planda. Türkiye’de uygulanan öğretmen eğitimi modelinin de değişim ihtiyacı içerisinde olduğunu düşünerek bu konuya TÜSİAD olarak eğilmeyi arzu ettik” dedi.

PISA SONUÇLARI CİDDİ BİR UYARIDIR

Toplantıda konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Eğitim insan kaynağının niteliğini belirleyen ana unsurdur. TÜSİAD olarak eğitimi ülkemizin çok önemli bir meselesi olarak görüyoruz ve eğitim politikalarına iyimser nitelikle yaklaşımlar getirmeye, raporlar, seminerlerle de katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin önüne koyduğu büyüme ve kalkınma vizyonuna paralel olarak eğitimin niteliğine, kapsamına ve öğretmen eğitimine yönelik bir reform süreci gereklidir. Unutmayalım ki bugün verdiğimiz eğitimin kalitesi yarın ekonomimizi, geleceği noktayı belirleyen temel unsur olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

OECD tarafından hazırlanan 2013 PISA sonuçlarına göre Türkiye’nin 34 OECD ülkesi arasında 32. sırada yer almasının bizim için ciddi bir uyarı olduğunu vurgulayan Muharrem Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada asıl vurgulanması gereken nokta, bu sonuçların Türkiye’de eğitimin ilgili taraflarıyla analiz edilip eğitim politikalarını yeniden gözden geçirmemizin gereğidir. PISA birçok ülkede gençlerin zorunlu eğitim sürecinde yeterli beceri seviyesine ulaşamadığını gösterir. Beceri uyumsuzluğunu alt edebilmek için artık öğretmenler öğrencileri mevcutların yanı sıra henüz ortaya çıkmamış iş alanları, henüz icat edilmemiş teknolojiler içinde hazırlamak zorundalar. Günümüzde bilginin hızıyla uyumlu ve teknolojik gelişmeler gereğinin geniş bir beceri setiyle donanmasını gerektirmekte. Mevcut disiplinlere yönelik yetkinliklerin yanında analitik ve eleştirel düşünme, yaratıcılık, yenilikçilik, iletişim ve sorun çözme gibi becerileri eğitim sisteminin kazandırması gereken en önemli özellikler olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında iyi bilen dünya vatandaşı olmak için gereken çevre, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlü ve demokrasi bilincinde erken yaşlardan itibaren kazandırılması ihtiyacı hepimizin bildiği gibi önümüzde durmaktadır.”

İNSANLARI YETİŞTİRECEK OLAN ÖĞRETMENLERDİR

“Eğitim bizim ticaretimizden de önemlidir, sanayimizden de önemlidir, yatırımların geliştirilmesi de, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının da lokomotifidir eğitim” diyen TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel, TÜSİAD'ın Türkiye'nin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir sivil toplum örgütü olduğunu dile getirdi.

Tüm dünyada eğitim konusunun tartışıldığını dile getiren Yücel, eğitim kadrosunun nitelikli personellerden seçilmesi ve mesleki eğitim sürecine dikkat edilmesi gerektiğine değinerek, “Biz Türkiye'de sanayi devriminde yapılan eğitimi düzeltmeye kalkışırsak yanlış yapmış oluruz. Biz Türkiye'de eğitimi 21. yüzyıla yakışan neyse onu yapmalıyız. Orada sıçrama yapmamız lazım. Dünyada iyi öğretmen yetiştirme sorununu halletmeyen hiçbir ülke eğitimde başarılı olamamıştır. Biz hangi sistemleri, hangi teknolojileri getirirsek getirelim bunu yapacak olan, insanları yetiştirecek olan okuldaki öğretmenimizdir” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM KADROLARINA FAZLA ÖNEM VERİLMESİ GEREK

TÜSİAD adına “Okulda Üniversite: Türkiye'de Eğitimi Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” projesini hazırlayan Rhode Island Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan ise eğitimcilerin dikkatli seçilmesi gerektiğini belirtti. Gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerin küreselleşmeyi iyi anlayan, teknoloji kullanımına önem veren ve öğrenmeye aç olan kimselerden seçilmesi gerektiğini belirten Özcan, “Uzun yıllardır öğretmenlik yapıp da hala e-mail adresi olmayan öğretmenler var, hala bilgisayar kullanmayı bilmeyen öğretmenler var. Geleceği okuyabilen çocuklar, öğrenciler yetiştirmek için önce onları eğiten kadroyu yetiştirmeliyiz” diye konuştu.

“Okulda Üniversite” modeliyle hem okul hem de mesleğin icra edileceği iş yerinin bir arada kullanıldığı bir modelin öngörüldüğünü aktaran Özcan, “Benim önerdiğim öğretmen yetiştirme modelinin 4 versiyonu var. 4 yıllık lisans eğitimini 4 değil 2+2 olarak öneriyoruz. İlk 2 yıl genel kültür ve genel yetenek eğitimi, sonraki 2 yıl da öğretmen adaylarımızın başarılı ve bilgi düzeyi yüksek öğretmenlerin yanına vererek alanda gelişim ve tecrübe sağlamasını hedefliyoruz” dedi. Eğitim sisteminin yüzyılın şartlarına uygun hale gelmesi için eğitim kadrolarının eğitim sistemine fazla önem verilmesi gerektiğini kaydeden Özcan, öğretmenliğin itibarlı bir meslek olduğunu, bu mesleği icra edenlerin toplumun en önemli fertlerinden olduğunu dile getirdi.

RAPORDA YER ALAN SONUÇLAR

-              Her türlü meslek eğitimi gibi eğitimcinin eğitiminin de bilime olduğu kadar, deneyime de dayalı olması gerektiğine dikkat çekilen raporda, öğretmen eğitimini üniversiteler ile öğretmenlik mesleğinin icra edildiği okulların işbirliği yaparak vermesi gerektiği kaydedildi.

-              Okulda Üniversite Modeli uygulandığında eğitim fakültesi öğretim üyelerinin, öğretmen eğitimi için işbirliği yapılan okullarda ofisleri olması gerektiği ve okullardaki deneyimli öğretmenlerden öğretim görevlisi olarak yararlanılması önerisi yer alıyor.

-              Öğretmen eğitiminin yüksek lisans düzeyinde olması için yasal düzenleme yapılmalıdır. Türkiye eğer öğretmen eğitiminde bir fark yaratmak istiyorsa alanda yüksek lisans düzeyinde öğretmen eğitimi veren modelleri tercih etmelidir. Bu anlayışla raporun içinde sunulan dört modelden Türkiye için ‘Alanda Yüksek Lisans Modeli’ ve ‘Alanda Yüksek Lisans Sonrası Modeli’ önerilmektedir.

-              Eğitim fakülteleri doktora programı olan üniversitelerde açılmalı ve öğretmen eğitiminde uzmanlaşmalıdır. ‘Okulda Üniversite’ye dönüştürülecek uygulama okulları öğretmenlik uygulaması alanında uzmanlaşmalıdır. Öğretmen eğitimi vermek amacıyla üniversite-okul ortaklığını kurumsallaştırmak için ‘Okulda Üniversite Modeli’ benimsenmelidir.

-              Eğitimde yüksek lisans veren programlar yeniden yapılandırılmalıdır. Mevcut öğretmenlere üniversiteler ve uzman kuruluşlarla işbirliği yapılarak hizmet-içi mesleki eğitim sağlanmalıdır.

-              Öğretmen eğitimi programının tamamında, yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi sağlayan yöntemler uygulanmalıdır. Öğretmen eğitimcisi olacak akademisyen ve öğretmenlerin niteliklerini tanımlayan ‘öğretmen eğitimcisi yeterlilikleri’ hazırlanmalıdır.

-              Eğitim fakültelerine öğrenci seçme kriterleri değiştirilmeli ve öğretmenliğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler seçilmelidir.

-              Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli, öğretmenlik cazip bir meslek haline dönüştürülmelidir.

Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ocak 2014 09:37

Gösterim: 2950

Türk Hava Yolları’ndan (THY), öğretmen ve  öğretim görevlilerine indirimli uçuş müjdesi

Türk Hava Yolları (THY), 25 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenler, Yükseköğretim Kurumu'na (YÖK) bağlı üniversitelerde çalışan öğretim görevlileri ve ailelerine, yüzde 25 oranında indirimli uçma imkanı sunuyor.

THY Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamaya göre, THY ile Anadolujet iç hat seferlerinde geçerli olacak kampanyaya ait rezervasyon ve biletleme işlemleri, 21 Kasım-1 Aralık arasında yapılabilecek. Kampanyadan faydalanacakların aile olması durumunda, aynı rezervasyon kaydında olunması ve aynı soyada sahip en fazla 5 yolcu olması gerekecek. Kampanyanın başlama tarihinden önce konfirme rezervasyon yaptırmış yolcular da indirimden faydalanabilecek.

> Öğretmenler ve akademisyenler indirimli uçacak

Türk Hava Yolları’ndan (THY), öğretmen ve  öğretim görevlilerine indirimli uçuş müjdesi

Türk Hava Yolları (THY), 25 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenler, Yükseköğretim Kurumu'na (YÖK) bağlı üniversitelerde çalışan öğretim görevlileri ve ailelerine, yüzde 25 oranında indirimli uçma imkanı sunuyor.

THY Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamaya göre, THY ile Anadolujet iç hat seferlerinde geçerli olacak kampanyaya ait rezervasyon ve biletleme işlemleri, 21 Kasım-1 Aralık arasında yapılabilecek. Kampanyadan faydalanacakların aile olması durumunda, aynı rezervasyon kaydında olunması ve aynı soyada sahip en fazla 5 yolcu olması gerekecek. Kampanyanın başlama tarihinden önce konfirme rezervasyon yaptırmış yolcular da indirimden faydalanabilecek.

Son Güncelleme: Perşembe, 21 Kasım 2013 11:54

Gösterim: 1993


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.