Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Muş'un Savaşçılar köyündeki okulda öğretmenlik yapan Kayserili iki kız kardeş, köy halkının ve öğrencilerin sevgisini kazandı.

kardeş ogretmenlerMuş'un Savaşçılar Köyü ilkokulunda görev yapan Kayserili Özge ve Özlem Taşcı kardeşler, öğrencilerini geleceğe birlikte hazırlıyor.

Köyde bir yıldır öğretmenlik yapan kardeşlerden 24 yaşındaki Özge Taşcının ardından kendisinden bir yaş büyük ablası Özlem Taşcı da bu yıl aynı okulda vekil öğretmen olarak göreve başladı.

Aynı lojmanda kalan kardeşler, beraber geldikleri okulda odun sobasıyla ısıttıkları sınıfta çocuklara eğitim veriyor. Köy halkının ve öğrencilerin de sevgisini kazanan iki kardeş, kimi zaman öğrencilere ablalık, kimi zaman da arkadaşlık yapıyor.

Öğretmenlerini çok seven öğrenciler de imkanları ölçüsünde evlerinden getirdikleri köy ekmeği, yumurta, meyve, patik ve el işi örgülerden oluşan hediyelerle, Taşcı kardeşlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.

Hediyeler karşısında duygulanan öğretmen Özge Taşcı, AA muhabirine, burada görev yaptığı için mutlu olduğunu söyledi.

Ablasıyla aynı okulda görev yapmanın kendileri açısından önemli olduğunu belirten Taşcı, şöyle konuştu:

"Daha önce buralara hiç gelmemiştim. Burada çok büyük bir sıcaklık ve samimiyet gördüm. Bir yıl sonra ablam da benim desteğimle bu okula geldi. Birlikte çalışmaya başladık. İki öğretmenli bir okuldayız ve ikimiz öğretmenlik yapıyoruz. Köylüler de bize karşı çok iyiler. Aynı lojmanda kalıyoruz, okula birlikte gidip geliyoruz." 

Özlem Taşcı ise öğrencilerden aldığı ilk Öğretmenler Günü hediyesinin kendisini heyecanlandırdığını anlattı. 

Kardeşiyle aynı okulu tercih ettiğini dile getiren Taşcı, "Başta ön yargılarım oldu ama köy halkına çok teşekkür ediyorum. Bizleri kızları gibi sahiplendiler. Öğrencilerimiz de bizleri birer öğretmen hatta ikinci bir anne gibi benimsediler. Özellikle köy halkına çok teşekkür ediyorum. Hiçbir desteklerini esirgemediler" diye konuştu.

> Kız kardeşler aynı okulda öğretmenlik yapıyor

Muş'un Savaşçılar köyündeki okulda öğretmenlik yapan Kayserili iki kız kardeş, köy halkının ve öğrencilerin sevgisini kazandı.

kardeş ogretmenlerMuş'un Savaşçılar Köyü ilkokulunda görev yapan Kayserili Özge ve Özlem Taşcı kardeşler, öğrencilerini geleceğe birlikte hazırlıyor.

Köyde bir yıldır öğretmenlik yapan kardeşlerden 24 yaşındaki Özge Taşcının ardından kendisinden bir yaş büyük ablası Özlem Taşcı da bu yıl aynı okulda vekil öğretmen olarak göreve başladı.

Aynı lojmanda kalan kardeşler, beraber geldikleri okulda odun sobasıyla ısıttıkları sınıfta çocuklara eğitim veriyor. Köy halkının ve öğrencilerin de sevgisini kazanan iki kardeş, kimi zaman öğrencilere ablalık, kimi zaman da arkadaşlık yapıyor.

Öğretmenlerini çok seven öğrenciler de imkanları ölçüsünde evlerinden getirdikleri köy ekmeği, yumurta, meyve, patik ve el işi örgülerden oluşan hediyelerle, Taşcı kardeşlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.

Hediyeler karşısında duygulanan öğretmen Özge Taşcı, AA muhabirine, burada görev yaptığı için mutlu olduğunu söyledi.

Ablasıyla aynı okulda görev yapmanın kendileri açısından önemli olduğunu belirten Taşcı, şöyle konuştu:

"Daha önce buralara hiç gelmemiştim. Burada çok büyük bir sıcaklık ve samimiyet gördüm. Bir yıl sonra ablam da benim desteğimle bu okula geldi. Birlikte çalışmaya başladık. İki öğretmenli bir okuldayız ve ikimiz öğretmenlik yapıyoruz. Köylüler de bize karşı çok iyiler. Aynı lojmanda kalıyoruz, okula birlikte gidip geliyoruz." 

Özlem Taşcı ise öğrencilerden aldığı ilk Öğretmenler Günü hediyesinin kendisini heyecanlandırdığını anlattı. 

Kardeşiyle aynı okulu tercih ettiğini dile getiren Taşcı, "Başta ön yargılarım oldu ama köy halkına çok teşekkür ediyorum. Bizleri kızları gibi sahiplendiler. Öğrencilerimiz de bizleri birer öğretmen hatta ikinci bir anne gibi benimsediler. Özellikle köy halkına çok teşekkür ediyorum. Hiçbir desteklerini esirgemediler" diye konuştu.

Son Güncelleme: Salı, 24 Kasım 2015 14:50

Gösterim: 2335

Samsun Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği hikaye yarışmasında il genelinde görev yapan öğretmenler başlarından geçen olayları, hayatlarında iz bırakan anıları paylaştı.

ellibes hikayeSamsun Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği yarışmaya katıldıkları eserlerinde, başlarından geçen ilginç olayları, hayatlarında iz bırakan anıları aktaran öğretmenlerin hikayeleri, genç meslektaşları için çıkarılabilecek derslerle dolu.

İl Milli Eğitim Müdürü Aytekin Girgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2015 yılının Haziran ayında, il genelindeki öğretmenlerin başından geçen olayları anlatmaları için hikaye yarışması düzenlediklerini söyledi.

Öğretmenlerin hikayelerinde hayatlarında iz bırakan olayları aktardıklarını dile getiren Girgin, bunları 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla "Ellibeş öğretmen ellibeş hikaye" başlıklı kitapta toplamayı planladıklarını anlattı.

Girgin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu yayınla öğretmenlerimizin hatıralarının günümüzde görev yapan genç arkadaşlarımıza ışık vermesini istedik. Küçük ödüller koyduk. Gelen eserlerde hepimizi duygulandıran, gözyaşlarımızı tutamadığımız, bazen güldüğümüz olaylar oldu. Bu arkadaşlarımızın hepsi birbirinden değerli. Her bir hatıranın çok derin anlamı var. Nihayetinde bir derecelendirme de yaptık."

Hikayeler, romanlara ve senaryolara konu olabilir

Yarışmada birinciliği elde eden, okula, kaybettiği babasının ceketiyle gelen bir öğrenciyi konu alan hikayeye ilişkin bilgi veren Girgin, şunları söyledi:

"Birinci gelen hikayemizde bir öğrencimiz ile bir öğretmenimiz arasındaki hikaye yer alıyor. O hikayede bir öğrenci, okula hep kendisine büyük gelen bir ceketle geliyor. Okulda bir şiir okuma yarışması düzenleniyor ve bu şiir yarışmasında birinci olan çocuğa bir ödül vadediliyor. Bu öğrencimizin ninesi okula gelerek 'mümkünse bu çocuğa bir ceket alsanız' diyor. Tabii bu öğretmenlerin de dikkatini çekiyor. Bu öğrencimizin babasının kısa süre önce vefat ettiği, başka ceketi olmadığı ve ölen babasının en sevdiği bu ceketle okula geldiği ortaya çıkıyor. Ödül olarak çocuğa ceket alıyorlar ve çocuk bu ceketle okula devam ediyor."

Girgin, hikayelerde çocukların eğitim ve öğretime kazandırılmasına yönelik başka çabaların da anlatıldığını dile getirerek "Bu hikayeler, romanlara ve senaryolara konu olabilecek anılar" diye konuştu.

> Öğretmenlerin hikayeleri umut verdi

Samsun Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği hikaye yarışmasında il genelinde görev yapan öğretmenler başlarından geçen olayları, hayatlarında iz bırakan anıları paylaştı.

ellibes hikayeSamsun Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği yarışmaya katıldıkları eserlerinde, başlarından geçen ilginç olayları, hayatlarında iz bırakan anıları aktaran öğretmenlerin hikayeleri, genç meslektaşları için çıkarılabilecek derslerle dolu.

İl Milli Eğitim Müdürü Aytekin Girgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2015 yılının Haziran ayında, il genelindeki öğretmenlerin başından geçen olayları anlatmaları için hikaye yarışması düzenlediklerini söyledi.

Öğretmenlerin hikayelerinde hayatlarında iz bırakan olayları aktardıklarını dile getiren Girgin, bunları 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla "Ellibeş öğretmen ellibeş hikaye" başlıklı kitapta toplamayı planladıklarını anlattı.

Girgin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu yayınla öğretmenlerimizin hatıralarının günümüzde görev yapan genç arkadaşlarımıza ışık vermesini istedik. Küçük ödüller koyduk. Gelen eserlerde hepimizi duygulandıran, gözyaşlarımızı tutamadığımız, bazen güldüğümüz olaylar oldu. Bu arkadaşlarımızın hepsi birbirinden değerli. Her bir hatıranın çok derin anlamı var. Nihayetinde bir derecelendirme de yaptık."

Hikayeler, romanlara ve senaryolara konu olabilir

Yarışmada birinciliği elde eden, okula, kaybettiği babasının ceketiyle gelen bir öğrenciyi konu alan hikayeye ilişkin bilgi veren Girgin, şunları söyledi:

"Birinci gelen hikayemizde bir öğrencimiz ile bir öğretmenimiz arasındaki hikaye yer alıyor. O hikayede bir öğrenci, okula hep kendisine büyük gelen bir ceketle geliyor. Okulda bir şiir okuma yarışması düzenleniyor ve bu şiir yarışmasında birinci olan çocuğa bir ödül vadediliyor. Bu öğrencimizin ninesi okula gelerek 'mümkünse bu çocuğa bir ceket alsanız' diyor. Tabii bu öğretmenlerin de dikkatini çekiyor. Bu öğrencimizin babasının kısa süre önce vefat ettiği, başka ceketi olmadığı ve ölen babasının en sevdiği bu ceketle okula geldiği ortaya çıkıyor. Ödül olarak çocuğa ceket alıyorlar ve çocuk bu ceketle okula devam ediyor."

Girgin, hikayelerde çocukların eğitim ve öğretime kazandırılmasına yönelik başka çabaların da anlatıldığını dile getirerek "Bu hikayeler, romanlara ve senaryolara konu olabilecek anılar" diye konuştu.

Son Güncelleme: Salı, 24 Kasım 2015 14:32

Gösterim: 2270

Samsun'un Ayvacık ilçesinde anaokulu müdürü Nurten Akkuş, hayata geçirdiği projelerle sosyal medya üzerinden yılın öğretmeni seçildi.

nurten akkusEğitim Yönetimi Okul Geliştirme Merkezi (EDOG) kurucusu ve yöneticisi Doç. Dr. Mustafa Yavuz, ulusal çapta "Sosyal Medyada Yılın Öğretmeni" anketi düzenledi. Anket sonucunda, önemli projelere imza atan Samsun Ayvacık Anaokulu Müdürü Nurten Akkuş, "yılın öğretmeni" seçildi.

Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisine oy veren herkese teşekkür etti.

Yedi yıldır görev yaptığı okulda hayata geçirdiği 15 proje arasından Türkiye genelinde uygulanan projeleri hakkında bilgi veren Akkuş, ilçeye bağlı köylerde maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının oyuncaklara kavuşturulması için Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Oyuncak Kumbarası Sınıf Kardeşliği Projesi'ni hayata geçirdiklerini, yüzlerce çocuğa oyuncak kazandırdıklarını söyledi.

Akkuş şunları kaydetti:

"Oyuncak Kumbarası Sınıf Kardeşliği Projesi'yle çocukların oyuncak ihtiyacı karşılandı, Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi ile babaların okul öncesi eğitime katılmasını sağladık. Bana Bir Gül Ver Projesi'yle dedeler ve nineler okula gelerek çocuklara masal anlattı. Yılın öğretmeni seçilmek gurur verici.

Yılın öğretmeni seçilmemde Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi'nin rolü büyük. Bu projemiz sayesinde babaların okul öncesi eğitime katılmasını sağladık. Bunun yanı sıra Bana Bir Gül Ver Projesi'yle, çocuklar ile dede ve nineler arasında bir kuşak farkı oluşmaya başlamıştı, bu kuşak farkını ortadan kaldırmak için bu projeyi yaptık. Dedeler ve nineler okula gelerek çocuklara masal anlattı. Böylece bu kuşak farklığını ortadan kaldırdık. Bir çok projenin uygulaması devam ediyor, Özellikle, Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi bazı üniversiteler tarafından araştırma konusu oldu."

Cumhurbaşkanlığındaki resepsiyona davetli

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde vereceği resepsiyona da davet edilen Akkuş, "Böyle bir gururu yaşamak hem mutluluk hem de onur verici" diye konuştu.

> Sosyal medyada yılın öğretmeni seçildi

Samsun'un Ayvacık ilçesinde anaokulu müdürü Nurten Akkuş, hayata geçirdiği projelerle sosyal medya üzerinden yılın öğretmeni seçildi.

nurten akkusEğitim Yönetimi Okul Geliştirme Merkezi (EDOG) kurucusu ve yöneticisi Doç. Dr. Mustafa Yavuz, ulusal çapta "Sosyal Medyada Yılın Öğretmeni" anketi düzenledi. Anket sonucunda, önemli projelere imza atan Samsun Ayvacık Anaokulu Müdürü Nurten Akkuş, "yılın öğretmeni" seçildi.

Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisine oy veren herkese teşekkür etti.

Yedi yıldır görev yaptığı okulda hayata geçirdiği 15 proje arasından Türkiye genelinde uygulanan projeleri hakkında bilgi veren Akkuş, ilçeye bağlı köylerde maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının oyuncaklara kavuşturulması için Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Oyuncak Kumbarası Sınıf Kardeşliği Projesi'ni hayata geçirdiklerini, yüzlerce çocuğa oyuncak kazandırdıklarını söyledi.

Akkuş şunları kaydetti:

"Oyuncak Kumbarası Sınıf Kardeşliği Projesi'yle çocukların oyuncak ihtiyacı karşılandı, Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi ile babaların okul öncesi eğitime katılmasını sağladık. Bana Bir Gül Ver Projesi'yle dedeler ve nineler okula gelerek çocuklara masal anlattı. Yılın öğretmeni seçilmek gurur verici.

Yılın öğretmeni seçilmemde Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi'nin rolü büyük. Bu projemiz sayesinde babaların okul öncesi eğitime katılmasını sağladık. Bunun yanı sıra Bana Bir Gül Ver Projesi'yle, çocuklar ile dede ve nineler arasında bir kuşak farkı oluşmaya başlamıştı, bu kuşak farkını ortadan kaldırmak için bu projeyi yaptık. Dedeler ve nineler okula gelerek çocuklara masal anlattı. Böylece bu kuşak farklığını ortadan kaldırdık. Bir çok projenin uygulaması devam ediyor, Özellikle, Baba Bana Bir Masal Anlat Projesi bazı üniversiteler tarafından araştırma konusu oldu."

Cumhurbaşkanlığındaki resepsiyona davetli

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde vereceği resepsiyona da davet edilen Akkuş, "Böyle bir gururu yaşamak hem mutluluk hem de onur verici" diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Kasım 2015 15:01

Gösterim: 2420

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, öğretmenlerin eğitimde dönüşümü sağlayacak fikirlerinin teşvik edilmesi ve yenilikçi eğitim modellerinin geliştirilmesine katkı sağlanması gerektiğini belirtti.

zerrin koyunsaganSabancı Vakfı, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne özel bir mesaj yayınlayarak eğitimde yeni yaklaşımlar benimsemenin önemine dikkat çekti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Sabancı Vakfı Genel Müdürü Koyunsağan, Vakfın kurulduğu günden bu yana kalıcı eserlerden programlara, burslardan ödüllere eğitimi destekleyen faaliyetler yürüttüğünü hatırlattı.

Koyunsağan, özellikle de kız çocuklarının eğitimine devam etmesine çok önem verdiklerine dikkati çekerek, "Sabancı Vakfı olarak eğitim alanında faaliyetlerimizi bir ideal çerçevesinde sürdürmeye çalışıyoruz. Bunun için ülkemizdeki eğitim anlayışını sorguluyor, ihtiyaçları ortaya koymaya ve çözüm getirmeye odaklanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Öğretmenler kilit rol oynuyor

Toplumun aydınlık geleceğine en önemli yatırımı öğretmenlerin yaptığını vurgulayan Koyunsağan, şunları kaydetti:

"Bu yüzden Sabancı Vakfı olarak öğretmenlerle ortak çalışmalar yürütüyoruz. Kız ve erkek çocukların, eğitim ortamında haklarının farkında olarak yetişmelerini istiyoruz. Birbirlerinin haklarına duyarlı olmaları için de onları öğretmenlerle bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz ve başarılı sonuçlar aldığımız projelerden biri olan Mor Sertifika Programı kapsamında öğretmenlerin toplumsal cinsiyet farkındalığını artırmak için seminerler ve eğitimler gerçekleştirdik.

Eğitimlerin ardından öğretmenler toplumsal cinsiyet eşitliği alanında projeler geliştirmeye başladı ve bu konuyu ders içerikleriyle bütünleştirme fırsatı buldu. Öğretmenlerin kendi dönüştürücü güçlerinin farkına varmasını, toplumsal cinsiyet konusunda uzun soluklu ve kalıcı yeni bir bakış açısı geliştirmesini sağladık. Bugüne kadar eğitim verdiğimiz 3 bine yakın lise öğretmenimizle öğrencilerde farkındalık yaratmaya devam ediyoruz."

Koyunsağan, eğitimde yeni yaklaşımların benimsenmesi gerekliliğinin altını çizerek, "Sabancı Vakfı olarak eğitimde yeni yaklaşımlar kazandırılmasını destekliyoruz. Öğrenciyi odağına alan, bilgi aktarımıyla kısıtlı kalmayıp, çocuğun becerilerini geliştirerek, çevresine katkı sağlamasının önünü açan bir yaklaşımın eğitimde kaliteyi yükselteceğine inanıyoruz. Bunun için öğretmenler kilit rol oynuyor. Öğretmenlerin eğitimde dönüşümü sağlayacak fikirlerini teşvik etmeli, yenilikçi eğitim modellerinin geliştirilmesine katkı sağlamalıyız. Toplumsal gelişmenin en temel adımlarından biri, nitelikli eğitim ortamı sağlamakla başlıyor" değerlendirmesinde de bulundu.

Vakıf, "Fark Yaratan Eğitim Zirvesi"ne ev sahipliği yapacak

Açıklamada, Sabancı Vakfının, eğitime yeni yaklaşımlar kazandırılmasını desteklemek üzere ulusal ve uluslararası çalışmaların bir arada değerlendirileceği Fark Yaratan Eğitim Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağı da belirtildi.

Buna göre, sosyal girişimci ağı ASHOKA ve Başka Bir Okul Mümkün Derneği'nin Türkiye'de ilk kez düzenleyeceği Fark Yaratanlar Eğitim Zirvesi, Sabancı Vakfının ana desteğiyle gerçekleştirilecek. 29 Kasım tarihinde Sakıp Sabancı Müzesi The Seed salonunda yapılacak zirvede, eğitim kavramı tartışmaya açılacak.

Türkiye'den ve çeşitli ülkelerden katılan konuşmacıların katkılarıyla farklı eğitim yaklaşımlarının paylaşılacağı zirvede, yeni modellerin nasıl yaygınlaştırılacağı sorusuna yanıtlar aranacak.

> Öğretmenlerin eğitimde dönüşümü sağlayacak fikirleri teşvik edilmeli

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, öğretmenlerin eğitimde dönüşümü sağlayacak fikirlerinin teşvik edilmesi ve yenilikçi eğitim modellerinin geliştirilmesine katkı sağlanması gerektiğini belirtti.

zerrin koyunsaganSabancı Vakfı, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne özel bir mesaj yayınlayarak eğitimde yeni yaklaşımlar benimsemenin önemine dikkat çekti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Sabancı Vakfı Genel Müdürü Koyunsağan, Vakfın kurulduğu günden bu yana kalıcı eserlerden programlara, burslardan ödüllere eğitimi destekleyen faaliyetler yürüttüğünü hatırlattı.

Koyunsağan, özellikle de kız çocuklarının eğitimine devam etmesine çok önem verdiklerine dikkati çekerek, "Sabancı Vakfı olarak eğitim alanında faaliyetlerimizi bir ideal çerçevesinde sürdürmeye çalışıyoruz. Bunun için ülkemizdeki eğitim anlayışını sorguluyor, ihtiyaçları ortaya koymaya ve çözüm getirmeye odaklanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Öğretmenler kilit rol oynuyor

Toplumun aydınlık geleceğine en önemli yatırımı öğretmenlerin yaptığını vurgulayan Koyunsağan, şunları kaydetti:

"Bu yüzden Sabancı Vakfı olarak öğretmenlerle ortak çalışmalar yürütüyoruz. Kız ve erkek çocukların, eğitim ortamında haklarının farkında olarak yetişmelerini istiyoruz. Birbirlerinin haklarına duyarlı olmaları için de onları öğretmenlerle bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz ve başarılı sonuçlar aldığımız projelerden biri olan Mor Sertifika Programı kapsamında öğretmenlerin toplumsal cinsiyet farkındalığını artırmak için seminerler ve eğitimler gerçekleştirdik.

Eğitimlerin ardından öğretmenler toplumsal cinsiyet eşitliği alanında projeler geliştirmeye başladı ve bu konuyu ders içerikleriyle bütünleştirme fırsatı buldu. Öğretmenlerin kendi dönüştürücü güçlerinin farkına varmasını, toplumsal cinsiyet konusunda uzun soluklu ve kalıcı yeni bir bakış açısı geliştirmesini sağladık. Bugüne kadar eğitim verdiğimiz 3 bine yakın lise öğretmenimizle öğrencilerde farkındalık yaratmaya devam ediyoruz."

Koyunsağan, eğitimde yeni yaklaşımların benimsenmesi gerekliliğinin altını çizerek, "Sabancı Vakfı olarak eğitimde yeni yaklaşımlar kazandırılmasını destekliyoruz. Öğrenciyi odağına alan, bilgi aktarımıyla kısıtlı kalmayıp, çocuğun becerilerini geliştirerek, çevresine katkı sağlamasının önünü açan bir yaklaşımın eğitimde kaliteyi yükselteceğine inanıyoruz. Bunun için öğretmenler kilit rol oynuyor. Öğretmenlerin eğitimde dönüşümü sağlayacak fikirlerini teşvik etmeli, yenilikçi eğitim modellerinin geliştirilmesine katkı sağlamalıyız. Toplumsal gelişmenin en temel adımlarından biri, nitelikli eğitim ortamı sağlamakla başlıyor" değerlendirmesinde de bulundu.

Vakıf, "Fark Yaratan Eğitim Zirvesi"ne ev sahipliği yapacak

Açıklamada, Sabancı Vakfının, eğitime yeni yaklaşımlar kazandırılmasını desteklemek üzere ulusal ve uluslararası çalışmaların bir arada değerlendirileceği Fark Yaratan Eğitim Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağı da belirtildi.

Buna göre, sosyal girişimci ağı ASHOKA ve Başka Bir Okul Mümkün Derneği'nin Türkiye'de ilk kez düzenleyeceği Fark Yaratanlar Eğitim Zirvesi, Sabancı Vakfının ana desteğiyle gerçekleştirilecek. 29 Kasım tarihinde Sakıp Sabancı Müzesi The Seed salonunda yapılacak zirvede, eğitim kavramı tartışmaya açılacak.

Türkiye'den ve çeşitli ülkelerden katılan konuşmacıların katkılarıyla farklı eğitim yaklaşımlarının paylaşılacağı zirvede, yeni modellerin nasıl yaygınlaştırılacağı sorusuna yanıtlar aranacak.

Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Kasım 2015 17:28

Gösterim: 2324

Yrd. Doç. Dr. Sakin Öner / İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü

Yeni 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyoruz. Bu günler öğretmene övgüler düzülen değil, öğretmenlik mesleğinin toplum hayatındaki öneminin vurgulandığı günler olmalıdır. Tabii ki, sadece bu önemi vurgulamak yetmez. Öğretmene gereken değerin verildiğinin de gösterilmesi gerekir.

Eğitimin başarılı olabilmesi için, her şeyden önce bütün toplumun üzerinde mutabık kaldığı bir milli eğitim olması gerekir. Bu politika, siyasi iktidarlara göre değişen değil, siyasetüstü bir politika olmalıdır. Bu politika sık sık değiştirilmemeli ve uzun sure uygulanmalıdır. Eğitim, eğitimciler eliyle yönetilmeli ve yürütülmelidir. Eğitimdeki çağdaş gelişmelere ve yaklaşımlara göre bazı düzenlemeler yapılacaksa, bu da eğitimciler eliyle yapılmalıdır.

Çeşitli türdeki okullar, siyasi düşünce ve isteklere göre değil, ülke ihtiyaçlarına göre açılmalıdır.  Okul türleri arasında bir ayırım yapılması, bazı okullara özel avantajlar sağlanması, diğer okulların dışlanması ve öğrencilerinin ikinci sınıf görülmesi, öğrencilerin belirli okullara girmeye zorlanması, bazı öğrencilerin de “okulların kontenjanları doldu” denilerek açıkta bırakılması, milli birlik ve bütünlüğü zedeler. Bütün bu yanlış uygulamalar, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında farklılaşma ve kutuplaşmalara yo açar. Bu da Tevhid-i Tedrisat(Öğretim Birliği) Yasasına aykırıdır. Halbuki eğitimin bir amacı da, milli birlik ve bütünlüğü sağlamaktır. Devletin görevi, bütün vatandaşlarına on iki yıllık zorunlu eğitimi örgün verecek fiziki ortamı hazırlamaktır. Devlet evlatlarının bir kısmını bedbin yapamaz, bir kısmını sokağa atamaz.    

Bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzün küreselleşen dünyasında, eğitimin dijital bir ortama taşınmaya çalışıldığını görüyoruz. Eğitim, insan ve toplumla ilişkili bir eylem olduğu için, sürekli eğitim teknolojisini, yöntem değişikliklerini ve çağdaş yaklaşımları takip etmek zorundadır. Buna göre kendine çekidüzen vermek zorundadır. Ama tamamen de bunlara teslim olmak zorunda değildir. Unutmayalım ki, en başarılı eğitim, bire bir yapılan eğitimdir. İnsan unsuru devreye girmeden eğitimde tam başarı sağlanamaz. 

Teknoloji ne kadar  gelişirse gelişsin eğitimin temel direği, öğretmendir. Öğretmen olmazsa olmazıdır eğitimin. Onun için mutlaka öğretmen kalitesinin yükseltilmesi lazımdır. Ama bu yetmez, bunun sağlanması için, önce öğretmenin mali ve sosyal statüsünün yükseltilmesi gerekir. Devlet, hem öğretmene, toplumun tamamını en iyi şekilde yetiştirmek gibi en büyük sorumluluğu yüklüyor, hem de en düşük ücreti veriyor. Bugün öğretmenin çoğu ikinci iş yapıyor, yapmıyanlar da bulamadığı için yapmıyor. Bu politika ile  öğretmenden hem verim alamazsınız, hem de kalitesini yükseltmesini bekleyemezsiniz.

Son yıllarda yapılan en büyük hata Öğretmen Liselerinin kapatılması

Eğitimde son yıllarda yapılan en büyük hata, Öğretmen Liselerinin kapatılmasıdır. Öğretmenlik mesleği, 1848 yılından beri özel bir meslek kabul edilmiştir. 1848’de Öğretmen Okulları, Cumhuriyet’in ilanından sonra Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları açılmıştır. 12 Eylül 1980 İhtilalinden sonra önce öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurulmaları kapatılmış ve öğretmen yetiştirme görevi üniversitelere verilmiştir. 2014 yılında da Öğretmen Liseleri, mezunlarının çoğu Eğitim Fakültelerine gitmiyor diye kapatılmıştır. Böylece öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkarılmıştır.

Halbuki Atatürk, “Benim iki ordum vardır: Biri Asker Ordusu, diğeri İrfan Ordusudur” demiştir. Bugün  Asker Ordusunun eğitici ve yöneticileri, askeri liseler, Harbokulları ve Harp Akademisinden yetişmektedir. Şu anda irfan ordusunun eğitici ve yöneticilerini yetiştirecek eğitim kurumu kalmamıştır. Onun için bu hatadan bir an önce dönülmelidir. Öğretmen Liseleri, hem de tamamı yatılı olarak açılmalıdır. Eğer mezunlarının Eğitim Fakülteleri dışında başka fakültelere gitmesi istenmiyorsa, mezunlarına eskiden olduğu gibi mecburi hizmet getirilmelidir.

Milli Eğitimdeki her türlü olumsuzluğa rağmen Türkiye bugün bir yerlere gelmişse, örneğin G-20 Ülkeleri arasına girmişse, bunu eğitim sayesinde gerçekleştirmiştir. Onun için siyasetüstü bir milli eğitim politikası oluşturmalı, bütün çocuklarımızı eşit gören ve kucaklayan bir anlayışla yeterli eğitim kurumları oluşturulmalı, öğretmen yetiştiren eğitim kurumları yeniden hayata geçirilmeli, sosyal ve mali statüsü yükseltilerek öğretmene gereken değer verilmelidir.

Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun.

> Sosyal ve mali statüsü yükseltilmeden öğretmen kalitesi yükselmez

Yrd. Doç. Dr. Sakin Öner / İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü

Yeni 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyoruz. Bu günler öğretmene övgüler düzülen değil, öğretmenlik mesleğinin toplum hayatındaki öneminin vurgulandığı günler olmalıdır. Tabii ki, sadece bu önemi vurgulamak yetmez. Öğretmene gereken değerin verildiğinin de gösterilmesi gerekir.

Eğitimin başarılı olabilmesi için, her şeyden önce bütün toplumun üzerinde mutabık kaldığı bir milli eğitim olması gerekir. Bu politika, siyasi iktidarlara göre değişen değil, siyasetüstü bir politika olmalıdır. Bu politika sık sık değiştirilmemeli ve uzun sure uygulanmalıdır. Eğitim, eğitimciler eliyle yönetilmeli ve yürütülmelidir. Eğitimdeki çağdaş gelişmelere ve yaklaşımlara göre bazı düzenlemeler yapılacaksa, bu da eğitimciler eliyle yapılmalıdır.

Çeşitli türdeki okullar, siyasi düşünce ve isteklere göre değil, ülke ihtiyaçlarına göre açılmalıdır.  Okul türleri arasında bir ayırım yapılması, bazı okullara özel avantajlar sağlanması, diğer okulların dışlanması ve öğrencilerinin ikinci sınıf görülmesi, öğrencilerin belirli okullara girmeye zorlanması, bazı öğrencilerin de “okulların kontenjanları doldu” denilerek açıkta bırakılması, milli birlik ve bütünlüğü zedeler. Bütün bu yanlış uygulamalar, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında farklılaşma ve kutuplaşmalara yo açar. Bu da Tevhid-i Tedrisat(Öğretim Birliği) Yasasına aykırıdır. Halbuki eğitimin bir amacı da, milli birlik ve bütünlüğü sağlamaktır. Devletin görevi, bütün vatandaşlarına on iki yıllık zorunlu eğitimi örgün verecek fiziki ortamı hazırlamaktır. Devlet evlatlarının bir kısmını bedbin yapamaz, bir kısmını sokağa atamaz.    

Bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzün küreselleşen dünyasında, eğitimin dijital bir ortama taşınmaya çalışıldığını görüyoruz. Eğitim, insan ve toplumla ilişkili bir eylem olduğu için, sürekli eğitim teknolojisini, yöntem değişikliklerini ve çağdaş yaklaşımları takip etmek zorundadır. Buna göre kendine çekidüzen vermek zorundadır. Ama tamamen de bunlara teslim olmak zorunda değildir. Unutmayalım ki, en başarılı eğitim, bire bir yapılan eğitimdir. İnsan unsuru devreye girmeden eğitimde tam başarı sağlanamaz. 

Teknoloji ne kadar  gelişirse gelişsin eğitimin temel direği, öğretmendir. Öğretmen olmazsa olmazıdır eğitimin. Onun için mutlaka öğretmen kalitesinin yükseltilmesi lazımdır. Ama bu yetmez, bunun sağlanması için, önce öğretmenin mali ve sosyal statüsünün yükseltilmesi gerekir. Devlet, hem öğretmene, toplumun tamamını en iyi şekilde yetiştirmek gibi en büyük sorumluluğu yüklüyor, hem de en düşük ücreti veriyor. Bugün öğretmenin çoğu ikinci iş yapıyor, yapmıyanlar da bulamadığı için yapmıyor. Bu politika ile  öğretmenden hem verim alamazsınız, hem de kalitesini yükseltmesini bekleyemezsiniz.

Son yıllarda yapılan en büyük hata Öğretmen Liselerinin kapatılması

Eğitimde son yıllarda yapılan en büyük hata, Öğretmen Liselerinin kapatılmasıdır. Öğretmenlik mesleği, 1848 yılından beri özel bir meslek kabul edilmiştir. 1848’de Öğretmen Okulları, Cumhuriyet’in ilanından sonra Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları açılmıştır. 12 Eylül 1980 İhtilalinden sonra önce öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurulmaları kapatılmış ve öğretmen yetiştirme görevi üniversitelere verilmiştir. 2014 yılında da Öğretmen Liseleri, mezunlarının çoğu Eğitim Fakültelerine gitmiyor diye kapatılmıştır. Böylece öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkarılmıştır.

Halbuki Atatürk, “Benim iki ordum vardır: Biri Asker Ordusu, diğeri İrfan Ordusudur” demiştir. Bugün  Asker Ordusunun eğitici ve yöneticileri, askeri liseler, Harbokulları ve Harp Akademisinden yetişmektedir. Şu anda irfan ordusunun eğitici ve yöneticilerini yetiştirecek eğitim kurumu kalmamıştır. Onun için bu hatadan bir an önce dönülmelidir. Öğretmen Liseleri, hem de tamamı yatılı olarak açılmalıdır. Eğer mezunlarının Eğitim Fakülteleri dışında başka fakültelere gitmesi istenmiyorsa, mezunlarına eskiden olduğu gibi mecburi hizmet getirilmelidir.

Milli Eğitimdeki her türlü olumsuzluğa rağmen Türkiye bugün bir yerlere gelmişse, örneğin G-20 Ülkeleri arasına girmişse, bunu eğitim sayesinde gerçekleştirmiştir. Onun için siyasetüstü bir milli eğitim politikası oluşturmalı, bütün çocuklarımızı eşit gören ve kucaklayan bir anlayışla yeterli eğitim kurumları oluşturulmalı, öğretmen yetiştiren eğitim kurumları yeniden hayata geçirilmeli, sosyal ve mali statüsü yükseltilerek öğretmene gereken değer verilmelidir.

Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Kasım 2015 14:01

Gösterim: 2176


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.