Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Çocukların merakları, öğrenme deneyimleri, beslenme düzenleri, yabancı dil yatkınlıkları, kendi bütçelerini yönetmeleri, dijital dünyadaki varoluşları, rol modelleri, alışkanlıkları, sınırları ve daha birçok konunun ele alınacağı “Kültür’lü Ebeveyn Akademisi” veliler için bir kılavuz işlevi görecek.
Öğrencilere yönelik eğitim öğretim uygulamalarında ailenin rolünü daima önemseyen İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nda “Kültür”lü Ebeveyn Akademisi” 21 Aralık 2019’da başlıyor. 60 yıldır, Türk eğitim sisteminde birçok ilki gerçekleştiren Kültür Koleji, bu öncü çalışmaların felsefesini Kültür Anayasası’nın 10. maddesinde “Kültür’lü, vizyoner liderdir” ifadesiyle belirtiyor. Aileler için bir kılavuz işlevi görecek çalışmada psikoloji, teknoloji, sağlık, sınava hazırlık, yabancı dil, sanat yeteneği, meslek seçimi, astronomi, finansal okuryazarlık gibi birçok konu ele alınacak. Velilerin istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen çalışma anne-baba okulu anlayışı çerçevesinde her ay düzenlenecek toplam 6 atölyeden oluşuyor.
Okul çağı olarak bilinen ve oldukça hızlı bir büyüme evresi olan 6-11 yaş döneminde çocuklar, kendilerine sevgi gösteren, uyarıcı bir çevre ve sağlıklı gelişimini sağlayan ebeveynlere ihtiyaç duyuyorlar. Bu dönemde onların mutlu, başarılı, sağlıklı, potansiyellerini ortaya çıkarabilen birer birey olabilmeleri ancak doğru bir yaklaşım ve okul-aile işbirliği ile mümkün olabiliyor. Çocukların merakları, öğrenme deneyimleri, beslenme düzenleri, yabancı dil yatkınlıkları, kendi bütçelerini yönetmeleri, dijital dünyadaki varoluşları, rol modelleri, alışkanlıkları, sınırları ve daha birçok konunun ele alınacağı “Kültür’lü Ebeveyn Akademisi” veliler için bir kılavuz işlevi görecek. 21 Aralık 2019’da başlayıp 30 Mayıs 2020’de sona erecek çalışmalar, anne-baba okulu anlayışı çerçevesinde atölye formatında gerçekleşecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Çocukların merakları, öğrenme deneyimleri, beslenme düzenleri, yabancı dil yatkınlıkları, kendi bütçelerini yönetmeleri, dijital dünyadaki varoluşları, rol modelleri, alışkanlıkları, sınırları ve daha birçok konunun ele alınacağı “Kültür’lü Ebeveyn Akademisi” veliler için bir kılavuz işlevi görecek.
Öğrencilere yönelik eğitim öğretim uygulamalarında ailenin rolünü daima önemseyen İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nda “Kültür”lü Ebeveyn Akademisi” 21 Aralık 2019’da başlıyor. 60 yıldır, Türk eğitim sisteminde birçok ilki gerçekleştiren Kültür Koleji, bu öncü çalışmaların felsefesini Kültür Anayasası’nın 10. maddesinde “Kültür’lü, vizyoner liderdir” ifadesiyle belirtiyor. Aileler için bir kılavuz işlevi görecek çalışmada psikoloji, teknoloji, sağlık, sınava hazırlık, yabancı dil, sanat yeteneği, meslek seçimi, astronomi, finansal okuryazarlık gibi birçok konu ele alınacak. Velilerin istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen çalışma anne-baba okulu anlayışı çerçevesinde her ay düzenlenecek toplam 6 atölyeden oluşuyor.
Okul çağı olarak bilinen ve oldukça hızlı bir büyüme evresi olan 6-11 yaş döneminde çocuklar, kendilerine sevgi gösteren, uyarıcı bir çevre ve sağlıklı gelişimini sağlayan ebeveynlere ihtiyaç duyuyorlar. Bu dönemde onların mutlu, başarılı, sağlıklı, potansiyellerini ortaya çıkarabilen birer birey olabilmeleri ancak doğru bir yaklaşım ve okul-aile işbirliği ile mümkün olabiliyor. Çocukların merakları, öğrenme deneyimleri, beslenme düzenleri, yabancı dil yatkınlıkları, kendi bütçelerini yönetmeleri, dijital dünyadaki varoluşları, rol modelleri, alışkanlıkları, sınırları ve daha birçok konunun ele alınacağı “Kültür’lü Ebeveyn Akademisi” veliler için bir kılavuz işlevi görecek. 21 Aralık 2019’da başlayıp 30 Mayıs 2020’de sona erecek çalışmalar, anne-baba okulu anlayışı çerçevesinde atölye formatında gerçekleşecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 19 Aralık 2019 10:46
Gösterim: 1020
Eğitimde oyunlaştırmanın oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreç olduğuna dikkat çeken İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir.” diye konuştu.
Eğitim ve oyun ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Oyun, çocuğun en önemli işidir. Çocuğun gelişiminde yemek, uyku ve sevgi kadar oyunun yeri önemlidir. Yaşamı için gerekli olan davranış, bilgi ve becerileri öğrenmesini sağlar. Oyun, çocuk için gelişim ve eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Zihinsel, sosyal, dilsel gelişimine katkısı kadar, zeka, öğrenme ve sosyalleşmenin temelinin atıldığı alandır. Oyun çocuklar için bir iletişim aracıdır. Yaşadığı kaygı ve korkuları oyun aracılığı ile ortaya çıkarır. Eğitim sistemi gelişmiş ülkelere baktığımızda, “daha çok etkinlik ve daha çok oyun” mantığıyla hareket ettiklerini görüyoruz.
BOWLING’LE MATEMATİK DERSİ
Tüm derslerde oyun kullanılabilir mi? Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlardan örnekler aktarabilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde, oyunla eğitim anaokulundan itibaren başlıyor. Öğrencilerimiz, öğretmenleriyle birlikte zengin uyaranların sunulduğu, yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatlarının yaratıldığı çeşitli fiziksel ortamlarda eğitim görüyorlar. Her iki ilkokulumuzda da uygulana Çift Dilli Eğitim programlarımızda matematik, fen bilgisi ve hayat bilgisi gibi derslerde oyundan faydalanıyoruz. Örneğin, bowling oynayarak matematik dersi işleniyor ya da hayat bilgisi dersinde yemekhanede sofra düzeni konusu işlenirken oyun yine devrede. Bu derslerde çocuğun oyunlaştırma kavramını gündelik yaşam ve çeşitli öğrenme ortamları için önemli hale getirmesini temel alıyoruz. Daha üst sınıflarda ise oyun kavramından daha çok yaparak, yaşayarak öğrenme anlayışına göre bir model uyguluyoruz. Örneğin, sanal gerçeklik stüdyosunda fizik, kimya, biyoloji ders içeriklerine göre çalışmalar yapıyoruz. Burada da dijital oyun karşımıza çıkıyor. Kısacası her yaş düzeyinde oyun bizim için bir öğretim tekniği.
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Eğitimde oyunlaştırma oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreçtir. Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar. Oyunların seçimine öğretmenlerimiz karar verir. Burada belirleyici olan kazanımın içeriği ile oyunun yönteminin uyuşmasıdır.
Eğitim ve öğrenmede oyun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Araştırma sonuçları öğretimsel oyunların öğrenenlerin üst düzey düşünme becerilerine olumlu etki yaptığını, geleneksel yolla sürdürülen öğretime oranla öğrenen motivasyonlarında artışa neden olduğunu ortaya koymaktadır. Oyun, eğitim programları gereği kavramlar ve kazanımlar sağlamak amacıyla planlanır. Çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir.
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir? Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Çocuklar oyun oynarken kendilerini ve çevrelerini keşfederler. Keşfetme, en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemidir ve bu sayede yeni şeyler öğrenir, öğrendiklerini pekiştirirler. Keşif yaptıklarında yaratıcılıkları ve hayal güçleri artarken problem çözme yetenekleri de gelişir. Çocuk oynadıkça eğitimde önemli bir yeri olan algısal gelişimi için duyuları gelişir ve yetenekleri serpilir. Dikkat ve hafıza becerileri artar. Bu nedenledir ki anaokulundan itibaren çocuğa oyunla eğitime başlanmalıdır. Son dönemlerde çağımızın gerekliliği haline gelen “kendin yap” akımı da bu felsefe doğrultusunda şekillenmiş ve hayat bulmuştur. Bu sayede, erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarda inovatif bakış açısının oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
OYUNU ÇOCUK KURSUN VE YÖNETSİN
Aileler çocuklarına eğitici oyunlar ve materyaller alırken nelere dikkat etmeli?
Çocukla birlikte alışverişe çıkmadan önce hangi oyuncağın alınacağına karar verilmelidir. Yaşına, düzeyine, bilişsel ve bedensel gelişimine uygun oyuncaklar seçilmelidir. (Bu konuda çocuğunuzun gittiği anaokulundan da destek alabilirsiniz) Çocuğunuzla oyun oynarken göz teması kurmaya dikkat edin. Çocuğunuzun oyun saatinde tamamen oyuna ve ona odaklanın. Dış uyaranları kapatın. (Televizyon, telefon, bilgisayar vb.) Çocuğunuzla her gün oyun oynayın, evinizde bir oyun köşesi, oyun alanı oluşturun. Oyunu çocuğunuz kursun, süreci o yönetsin. Kitaplar, boyalar, kağıtlar, oyun hamuru, resim malzemeleri, parmak boyası, minyatür hayvanlar, evcilik köşesi oyuncakları, arabalar, bebekler, taşıtlar, legolar, tamir setleri, bloklar, peluş hayvanlar, kuklalar, top, vb. oyun alanında olmalıdır. Çok fazla oyuncak yerine, yeterli miktarda ve uzun süre oynayabileceği oyuncaklar tercih edilmelidir. Çocuklar bir çok şeyi oyun oynamak amacıyla kullanır. Çocuklarla oyun oynayan, içindeki çocuğu ortaya çıkaran ebeveynler en iyi oyun arkadaşlarıdır. Önemli olan çocuğun kendisi ile ilgilenildiğini hissetmesi yani ilgi doyumunu yakalayabilmesidir. Anne babayla oyun oynayan çocuk, mutlu çocuktur.
OYUNLA NE SAĞLANIR?
1.Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar.
2.Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur.
3.Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar.
Oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir
Eğitimde oyunlaştırmanın oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreç olduğuna dikkat çeken İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir.” diye konuştu.
Eğitim ve oyun ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Oyun, çocuğun en önemli işidir. Çocuğun gelişiminde yemek, uyku ve sevgi kadar oyunun yeri önemlidir. Yaşamı için gerekli olan davranış, bilgi ve becerileri öğrenmesini sağlar. Oyun, çocuk için gelişim ve eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Zihinsel, sosyal, dilsel gelişimine katkısı kadar, zeka, öğrenme ve sosyalleşmenin temelinin atıldığı alandır. Oyun çocuklar için bir iletişim aracıdır. Yaşadığı kaygı ve korkuları oyun aracılığı ile ortaya çıkarır. Eğitim sistemi gelişmiş ülkelere baktığımızda, “daha çok etkinlik ve daha çok oyun” mantığıyla hareket ettiklerini görüyoruz.
BOWLING’LE MATEMATİK DERSİ
Tüm derslerde oyun kullanılabilir mi? Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlardan örnekler aktarabilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde, oyunla eğitim anaokulundan itibaren başlıyor. Öğrencilerimiz, öğretmenleriyle birlikte zengin uyaranların sunulduğu, yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatlarının yaratıldığı çeşitli fiziksel ortamlarda eğitim görüyorlar. Her iki ilkokulumuzda da uygulana Çift Dilli Eğitim programlarımızda matematik, fen bilgisi ve hayat bilgisi gibi derslerde oyundan faydalanıyoruz. Örneğin, bowling oynayarak matematik dersi işleniyor ya da hayat bilgisi dersinde yemekhanede sofra düzeni konusu işlenirken oyun yine devrede. Bu derslerde çocuğun oyunlaştırma kavramını gündelik yaşam ve çeşitli öğrenme ortamları için önemli hale getirmesini temel alıyoruz. Daha üst sınıflarda ise oyun kavramından daha çok yaparak, yaşayarak öğrenme anlayışına göre bir model uyguluyoruz. Örneğin, sanal gerçeklik stüdyosunda fizik, kimya, biyoloji ders içeriklerine göre çalışmalar yapıyoruz. Burada da dijital oyun karşımıza çıkıyor. Kısacası her yaş düzeyinde oyun bizim için bir öğretim tekniği.
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Eğitimde oyunlaştırma oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreçtir. Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar. Oyunların seçimine öğretmenlerimiz karar verir. Burada belirleyici olan kazanımın içeriği ile oyunun yönteminin uyuşmasıdır.
Eğitim ve öğrenmede oyun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Araştırma sonuçları öğretimsel oyunların öğrenenlerin üst düzey düşünme becerilerine olumlu etki yaptığını, geleneksel yolla sürdürülen öğretime oranla öğrenen motivasyonlarında artışa neden olduğunu ortaya koymaktadır. Oyun, eğitim programları gereği kavramlar ve kazanımlar sağlamak amacıyla planlanır. Çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir.
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir? Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Çocuklar oyun oynarken kendilerini ve çevrelerini keşfederler. Keşfetme, en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemidir ve bu sayede yeni şeyler öğrenir, öğrendiklerini pekiştirirler. Keşif yaptıklarında yaratıcılıkları ve hayal güçleri artarken problem çözme yetenekleri de gelişir. Çocuk oynadıkça eğitimde önemli bir yeri olan algısal gelişimi için duyuları gelişir ve yetenekleri serpilir. Dikkat ve hafıza becerileri artar. Bu nedenledir ki anaokulundan itibaren çocuğa oyunla eğitime başlanmalıdır. Son dönemlerde çağımızın gerekliliği haline gelen “kendin yap” akımı da bu felsefe doğrultusunda şekillenmiş ve hayat bulmuştur. Bu sayede, erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarda inovatif bakış açısının oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
OYUNU ÇOCUK KURSUN VE YÖNETSİN
Aileler çocuklarına eğitici oyunlar ve materyaller alırken nelere dikkat etmeli?
Çocukla birlikte alışverişe çıkmadan önce hangi oyuncağın alınacağına karar verilmelidir. Yaşına, düzeyine, bilişsel ve bedensel gelişimine uygun oyuncaklar seçilmelidir. (Bu konuda çocuğunuzun gittiği anaokulundan da destek alabilirsiniz) Çocuğunuzla oyun oynarken göz teması kurmaya dikkat edin. Çocuğunuzun oyun saatinde tamamen oyuna ve ona odaklanın. Dış uyaranları kapatın. (Televizyon, telefon, bilgisayar vb.) Çocuğunuzla her gün oyun oynayın, evinizde bir oyun köşesi, oyun alanı oluşturun. Oyunu çocuğunuz kursun, süreci o yönetsin. Kitaplar, boyalar, kağıtlar, oyun hamuru, resim malzemeleri, parmak boyası, minyatür hayvanlar, evcilik köşesi oyuncakları, arabalar, bebekler, taşıtlar, legolar, tamir setleri, bloklar, peluş hayvanlar, kuklalar, top, vb. oyun alanında olmalıdır. Çok fazla oyuncak yerine, yeterli miktarda ve uzun süre oynayabileceği oyuncaklar tercih edilmelidir. Çocuklar bir çok şeyi oyun oynamak amacıyla kullanır. Çocuklarla oyun oynayan, içindeki çocuğu ortaya çıkaran ebeveynler en iyi oyun arkadaşlarıdır. Önemli olan çocuğun kendisi ile ilgilenildiğini hissetmesi yani ilgi doyumunu yakalayabilmesidir. Anne babayla oyun oynayan çocuk, mutlu çocuktur.
OYUNLA NE SAĞLANIR?
1. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar.
2. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur.
3. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Eğitimde oyunlaştırmanın oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreç olduğuna dikkat çeken İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir.” diye konuştu.
Eğitim ve oyun ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Oyun, çocuğun en önemli işidir. Çocuğun gelişiminde yemek, uyku ve sevgi kadar oyunun yeri önemlidir. Yaşamı için gerekli olan davranış, bilgi ve becerileri öğrenmesini sağlar. Oyun, çocuk için gelişim ve eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Zihinsel, sosyal, dilsel gelişimine katkısı kadar, zeka, öğrenme ve sosyalleşmenin temelinin atıldığı alandır. Oyun çocuklar için bir iletişim aracıdır. Yaşadığı kaygı ve korkuları oyun aracılığı ile ortaya çıkarır. Eğitim sistemi gelişmiş ülkelere baktığımızda, “daha çok etkinlik ve daha çok oyun” mantığıyla hareket ettiklerini görüyoruz.
BOWLING’LE MATEMATİK DERSİ
Tüm derslerde oyun kullanılabilir mi? Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlardan örnekler aktarabilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde, oyunla eğitim anaokulundan itibaren başlıyor. Öğrencilerimiz, öğretmenleriyle birlikte zengin uyaranların sunulduğu, yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatlarının yaratıldığı çeşitli fiziksel ortamlarda eğitim görüyorlar. Her iki ilkokulumuzda da uygulana Çift Dilli Eğitim programlarımızda matematik, fen bilgisi ve hayat bilgisi gibi derslerde oyundan faydalanıyoruz. Örneğin, bowling oynayarak matematik dersi işleniyor ya da hayat bilgisi dersinde yemekhanede sofra düzeni konusu işlenirken oyun yine devrede. Bu derslerde çocuğun oyunlaştırma kavramını gündelik yaşam ve çeşitli öğrenme ortamları için önemli hale getirmesini temel alıyoruz. Daha üst sınıflarda ise oyun kavramından daha çok yaparak, yaşayarak öğrenme anlayışına göre bir model uyguluyoruz. Örneğin, sanal gerçeklik stüdyosunda fizik, kimya, biyoloji ders içeriklerine göre çalışmalar yapıyoruz. Burada da dijital oyun karşımıza çıkıyor. Kısacası her yaş düzeyinde oyun bizim için bir öğretim tekniği.
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Eğitimde oyunlaştırma oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreçtir. Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar. Oyunların seçimine öğretmenlerimiz karar verir. Burada belirleyici olan kazanımın içeriği ile oyunun yönteminin uyuşmasıdır.
Eğitim ve öğrenmede oyun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Araştırma sonuçları öğretimsel oyunların öğrenenlerin üst düzey düşünme becerilerine olumlu etki yaptığını, geleneksel yolla sürdürülen öğretime oranla öğrenen motivasyonlarında artışa neden olduğunu ortaya koymaktadır. Oyun, eğitim programları gereği kavramlar ve kazanımlar sağlamak amacıyla planlanır. Çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir.
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir? Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Çocuklar oyun oynarken kendilerini ve çevrelerini keşfederler. Keşfetme, en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemidir ve bu sayede yeni şeyler öğrenir, öğrendiklerini pekiştirirler. Keşif yaptıklarında yaratıcılıkları ve hayal güçleri artarken problem çözme yetenekleri de gelişir. Çocuk oynadıkça eğitimde önemli bir yeri olan algısal gelişimi için duyuları gelişir ve yetenekleri serpilir. Dikkat ve hafıza becerileri artar. Bu nedenledir ki anaokulundan itibaren çocuğa oyunla eğitime başlanmalıdır. Son dönemlerde çağımızın gerekliliği haline gelen “kendin yap” akımı da bu felsefe doğrultusunda şekillenmiş ve hayat bulmuştur. Bu sayede, erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarda inovatif bakış açısının oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
OYUNU ÇOCUK KURSUN VE YÖNETSİN
Aileler çocuklarına eğitici oyunlar ve materyaller alırken nelere dikkat etmeli?
Çocukla birlikte alışverişe çıkmadan önce hangi oyuncağın alınacağına karar verilmelidir. Yaşına, düzeyine, bilişsel ve bedensel gelişimine uygun oyuncaklar seçilmelidir. (Bu konuda çocuğunuzun gittiği anaokulundan da destek alabilirsiniz) Çocuğunuzla oyun oynarken göz teması kurmaya dikkat edin. Çocuğunuzun oyun saatinde tamamen oyuna ve ona odaklanın. Dış uyaranları kapatın. (Televizyon, telefon, bilgisayar vb.) Çocuğunuzla her gün oyun oynayın, evinizde bir oyun köşesi, oyun alanı oluşturun. Oyunu çocuğunuz kursun, süreci o yönetsin. Kitaplar, boyalar, kağıtlar, oyun hamuru, resim malzemeleri, parmak boyası, minyatür hayvanlar, evcilik köşesi oyuncakları, arabalar, bebekler, taşıtlar, legolar, tamir setleri, bloklar, peluş hayvanlar, kuklalar, top, vb. oyun alanında olmalıdır. Çok fazla oyuncak yerine, yeterli miktarda ve uzun süre oynayabileceği oyuncaklar tercih edilmelidir. Çocuklar bir çok şeyi oyun oynamak amacıyla kullanır. Çocuklarla oyun oynayan, içindeki çocuğu ortaya çıkaran ebeveynler en iyi oyun arkadaşlarıdır. Önemli olan çocuğun kendisi ile ilgilenildiğini hissetmesi yani ilgi doyumunu yakalayabilmesidir. Anne babayla oyun oynayan çocuk, mutlu çocuktur.
OYUNLA NE SAĞLANIR?
1.Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar.
2.Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur.
3.Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar.
Oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir
Eğitimde oyunlaştırmanın oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreç olduğuna dikkat çeken İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir.” diye konuştu.
Eğitim ve oyun ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Oyun, çocuğun en önemli işidir. Çocuğun gelişiminde yemek, uyku ve sevgi kadar oyunun yeri önemlidir. Yaşamı için gerekli olan davranış, bilgi ve becerileri öğrenmesini sağlar. Oyun, çocuk için gelişim ve eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Zihinsel, sosyal, dilsel gelişimine katkısı kadar, zeka, öğrenme ve sosyalleşmenin temelinin atıldığı alandır. Oyun çocuklar için bir iletişim aracıdır. Yaşadığı kaygı ve korkuları oyun aracılığı ile ortaya çıkarır. Eğitim sistemi gelişmiş ülkelere baktığımızda, “daha çok etkinlik ve daha çok oyun” mantığıyla hareket ettiklerini görüyoruz.
BOWLING’LE MATEMATİK DERSİ
Tüm derslerde oyun kullanılabilir mi? Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlardan örnekler aktarabilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde, oyunla eğitim anaokulundan itibaren başlıyor. Öğrencilerimiz, öğretmenleriyle birlikte zengin uyaranların sunulduğu, yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatlarının yaratıldığı çeşitli fiziksel ortamlarda eğitim görüyorlar. Her iki ilkokulumuzda da uygulana Çift Dilli Eğitim programlarımızda matematik, fen bilgisi ve hayat bilgisi gibi derslerde oyundan faydalanıyoruz. Örneğin, bowling oynayarak matematik dersi işleniyor ya da hayat bilgisi dersinde yemekhanede sofra düzeni konusu işlenirken oyun yine devrede. Bu derslerde çocuğun oyunlaştırma kavramını gündelik yaşam ve çeşitli öğrenme ortamları için önemli hale getirmesini temel alıyoruz. Daha üst sınıflarda ise oyun kavramından daha çok yaparak, yaşayarak öğrenme anlayışına göre bir model uyguluyoruz. Örneğin, sanal gerçeklik stüdyosunda fizik, kimya, biyoloji ders içeriklerine göre çalışmalar yapıyoruz. Burada da dijital oyun karşımıza çıkıyor. Kısacası her yaş düzeyinde oyun bizim için bir öğretim tekniği.
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Eğitimde oyunlaştırma oldukça dikkat gerektiren, ince ayrıntılarla dolu ve bu doğrultuda iyi planlanması gereken bir süreçtir. Eğitim modelinin tasarlanması için bir süreç ve iyi bir ekip gerekir. Şunu da unutmamak lazım ki, oyun tüm dünya çocuklarının evrensel dilidir. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar. Oyunların seçimine öğretmenlerimiz karar verir. Burada belirleyici olan kazanımın içeriği ile oyunun yönteminin uyuşmasıdır.
Eğitim ve öğrenmede oyun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Araştırma sonuçları öğretimsel oyunların öğrenenlerin üst düzey düşünme becerilerine olumlu etki yaptığını, geleneksel yolla sürdürülen öğretime oranla öğrenen motivasyonlarında artışa neden olduğunu ortaya koymaktadır. Oyun, eğitim programları gereği kavramlar ve kazanımlar sağlamak amacıyla planlanır. Çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir.
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir? Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Çocuklar oyun oynarken kendilerini ve çevrelerini keşfederler. Keşfetme, en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemidir ve bu sayede yeni şeyler öğrenir, öğrendiklerini pekiştirirler. Keşif yaptıklarında yaratıcılıkları ve hayal güçleri artarken problem çözme yetenekleri de gelişir. Çocuk oynadıkça eğitimde önemli bir yeri olan algısal gelişimi için duyuları gelişir ve yetenekleri serpilir. Dikkat ve hafıza becerileri artar. Bu nedenledir ki anaokulundan itibaren çocuğa oyunla eğitime başlanmalıdır. Son dönemlerde çağımızın gerekliliği haline gelen “kendin yap” akımı da bu felsefe doğrultusunda şekillenmiş ve hayat bulmuştur. Bu sayede, erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarda inovatif bakış açısının oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
OYUNU ÇOCUK KURSUN VE YÖNETSİN
Aileler çocuklarına eğitici oyunlar ve materyaller alırken nelere dikkat etmeli?
Çocukla birlikte alışverişe çıkmadan önce hangi oyuncağın alınacağına karar verilmelidir. Yaşına, düzeyine, bilişsel ve bedensel gelişimine uygun oyuncaklar seçilmelidir. (Bu konuda çocuğunuzun gittiği anaokulundan da destek alabilirsiniz) Çocuğunuzla oyun oynarken göz teması kurmaya dikkat edin. Çocuğunuzun oyun saatinde tamamen oyuna ve ona odaklanın. Dış uyaranları kapatın. (Televizyon, telefon, bilgisayar vb.) Çocuğunuzla her gün oyun oynayın, evinizde bir oyun köşesi, oyun alanı oluşturun. Oyunu çocuğunuz kursun, süreci o yönetsin. Kitaplar, boyalar, kağıtlar, oyun hamuru, resim malzemeleri, parmak boyası, minyatür hayvanlar, evcilik köşesi oyuncakları, arabalar, bebekler, taşıtlar, legolar, tamir setleri, bloklar, peluş hayvanlar, kuklalar, top, vb. oyun alanında olmalıdır. Çok fazla oyuncak yerine, yeterli miktarda ve uzun süre oynayabileceği oyuncaklar tercih edilmelidir. Çocuklar bir çok şeyi oyun oynamak amacıyla kullanır. Çocuklarla oyun oynayan, içindeki çocuğu ortaya çıkaran ebeveynler en iyi oyun arkadaşlarıdır. Önemli olan çocuğun kendisi ile ilgilenildiğini hissetmesi yani ilgi doyumunu yakalayabilmesidir. Anne babayla oyun oynayan çocuk, mutlu çocuktur.
OYUNLA NE SAĞLANIR?
1. Oyun, çocuk ile eğitimci arasındaki etkileşimin verimliliğini artırarak çocuğu tanımasını sağlar.
2. Oyun, öğretmenlerin uygulamalara yönelik davranışlarını etkileyerek okul, çocuk ve aile arasındaki iş birliğine destek olur.
3. Oyun, öğretmenin hedeflediği kazanımların sağlamasını, günlük eğitim akışını uygulamasını, planladığı etkinlikleri ve öğrenme sürecini eğlenceli, kolayca uygulamasını sağlar.
Son Güncelleme: Salı, 17 Aralık 2019 11:21
Gösterim: 823
FPSPI adı verilen uluslararası bir programa katılan Sınav Eğitim Kurumları Alertgy Team öğrencileri, projeleri hakkında sorularımızı yanıtladılar.Bize projenizden bahsedebilir misiniz?
Kısaca anlatmak gerekirse biz “Alertgy” ekibiyiz ve FPSPI adı verilen uluslararası bir programa katılıyoruz tam adıyla “Future Problem Solving Program International” yani gelecek problemlerine çözüm bulmaya çalışan uluslararası bir program. Bizde bu yıl alerji konusuyla bu programda yer alacağız. Alerji insanların ihmal ettiği büyük bir problem. Ölümle sonuçlanabilen alerjiye farkındalık kazandırmak istiyoruz.
Program hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
Uluslararası Gelecek Problemlerini Çözme Programı (Future Problem Solving Program International) her yıl yapılmakta olan çocukların eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini destekleyen, geleceğe dair planlar oluşturmalarını sağlayan, bir konu üzerinde birden fazla çözüm önerileri bulabilmelerini amaçlayan, öğrencileri ne düşüneceklerini değil nasıl düşüneceklerini konusunda önlerini açan uluslararası bir organizasyondur. Ayrıca FPSPI; Türkiye, Birleşik Krallık ve ABD gibi birçok ülkeden binlerce öğrencinin katılımıyla yapılmakta olan ve zengin bir kültür paleti içeren dünya çapında geçerli, seçkin bir etkinliktir.
Yarışmaya katılan okullar ve öğrencileri kararlaştırdıkları evrensel ya da toplumsal probleme çeşitli çözüm önerileri getirerek onları uygulamaya sokar. Çözüm önerilerini somut hale getirmek için çok çeşitli çalışmalar yapar. Konserler düzenleme, para toplama, halkın bilincini artırmak için çeşitli medya organlarında yer alma bunlardan sadece birkaç tanesi. Yani proje kendi içerisinde pek çok farklı projeyi içeriyor. Projeler gerçekleşirken pek çok zorluk da ortaya çıkıyor. Takımlar hayata geçirdikleri bu projeyi ülkelerindeki yarışmada sergilerler. Bu yarışmalarda başarılı olan takımlar, yani final ayağını geçen takımlar, kendi ülkelerini Amerika'da yapılan dünya finallerinde temsil etme hakkı bulurlar.
Okulunuz daha önce bu yarışmaya katıldı mı, katıldıysa herhangi kayda değer bir başarı gösterdi mi?
Okulumuz daha önce bu yarışmaya katıldı. Üç tane dünya derecemiz var. Dünya birinciliği, dünya ikinciliği ve dünya dördüncülüğü ki bu bizim için hem çok gurur verici hem de büyük bir motivasyon kaynağı. Biz de tabi ki bu başarı zincirini kırmayıp bir dünya derecesi elde etmek istiyoruz. Konuyla alakalı ciddi çalışmaların yapılmasının ne denli önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Takımımıza güveniyoruz ve güçlü bir ekiple hazırlanıyoruz, umarız emeklerimizin karşılığını alırız.
FPSPI’a katılmaya nasıl karar verdiniz?
Katılmamızın nedeni takım ruhuyla hareket ederek kendimizi ve İngilizcemizi geliştirmek, sosyal sorumluluk işleri yapmak ama bunlar bir yana en önemlisi projemizin konusu olan alerjiyi daha çok kişiye duyurarak farkındalık konusunda büyük bir adım atmak. Alerji farkındalığını herkese duyurmak istiyoruz. Bizim bu denli inandığımız bir projeyi uluslararası platforma taşıma hevesimiz son derece yüksek.
O zaman artık projenize yoğunlaşalım konunuz alerji peki konunuzu nasıl belirlediniz? Konu birden aklınıza mı geldi, yoksa konunuzun bir hikâyesi var mı?
Aklınıza durup dururken bir anda konu gelmesi de muhtemel tabii; ama bizim konunun altında yatan bir hikâyemiz var. Takım koçumuz ve birkaç grup arkadaşımız başka bir program için yurtdışına gidiyordu, daha o zamanlar ne FPSPI grubu var ne de konu tabii… Bulundukları uçakta şiddetli alerjik reaksiyon gösteren bir birey varmış ve fıstık içeren herhangi bir yiyeceğin paketinin bile açılmaması konusunda defalarca anons yapılmış. Bu onlar için zaten fazlaca şaşırtıcıyken, bu yıl okulumuza gelen kimya öğretmenimizin de aşırı alerjik bir birey olması ve pek çok şeyi tüketememesi ve sürekli kaşınması sonucunda hayatı boyunca kullanması gereken bir ilaca başlaması bizi daha çok etkiledi. Aslında bizi bu noktada çok etkileyen şey alerji ilacı kullanması değildi çünkü pek çok insan alerji için ilaç kullanıyordu. Bizi şaşırtan aslında üzen bu ilacın bırakılması durumunda bünyede kanser yaratma riskinin çok yüksek olmasıydı. Tehlikenin farkında olduğunuza ve size olabilecekleri anladığınıza dair imza atmanız gereken bir ilaç… Dolayısıyla konumuzu bu şekilde belirlemiş olduk.
FPSPI Alerji grubu olarak neler yaptınız, neler yapacaksınız?
Proje kapsamında yakın çevremizi ve daha sonra çok daha büyük bir kitleye ulaşma hedefimiz var. Bunun için medyada yer alma, çeşitli yerlerde kermesler düzenleme, röportajlar yapma, konserler düzenlemek gibi çalışmalar yürütmekteyiz. Bu çalışmalara çok daha fazlası eklenecek. Özel günler için özel aktiviteler ayarlıyoruz. Türkiye Alerji Derneği Başkanı Bülent Şekerel ile görüşüldü ve konuyla alakalı yapılabilecekler değerlendirildi. Yine kendisinden tüm öğrencilere sunum vererek konuyla alakalı bilgisi olmayanlara bilgi verilmesi istendi. Bülent Şekerel, proje kapsamında FPSPI ekibine son derece yararlı dönütler verdi. Bunun yanı sıra, bir alerji haftası düzenleyerek alerjisi olmayan insanların da farkındalık kazanmasını sağlayacağız. Alerji haftası boyunca, okulumuz yemekhanesinde ve kantininde anti-alerjen ürünler çıkıyor olacak. Farklı okullarda yine farkındalık yaratmak amacıyla sunumlar yapılıyor olacak. Bu farkındalık yaratma ayağı okulların her kademesinde gerçekleştirilecek. Anaokulu öğrencilerinden tutun da üniversite öğrencilerine kadar konuya farkındalık sağlanmış olunacak. Çeşitli oyunlar düzenlenerek ve toplu aktiviteler yaptırılarak farkındalık yaratıldığı gibi birlikte hareket edebilmenin önemi de ortaya konulacak. Yemek firmalarıyla görüşüp alerjen olabilecek tüm öğelerin yazılması sağlanacak. Belediyelerle görüşülerek Halk Ekmek büfelerinde glütensiz ve anti alerjen ürün satışı yapılması sağlanacak. Yapılan kermeslerden ve diğer aktivitelerden elde edilen gelirin tamamı maddi durumu olmayan ailelerin alerjik çocuklarının gıda masraflarına harcanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
FPSPI adı verilen uluslararası bir programa katılan Sınav Eğitim Kurumları Alertgy Team öğrencileri, projeleri hakkında sorularımızı yanıtladılar.Bize projenizden bahsedebilir misiniz?
Kısaca anlatmak gerekirse biz “Alertgy” ekibiyiz ve FPSPI adı verilen uluslararası bir programa katılıyoruz tam adıyla “Future Problem Solving Program International” yani gelecek problemlerine çözüm bulmaya çalışan uluslararası bir program. Bizde bu yıl alerji konusuyla bu programda yer alacağız. Alerji insanların ihmal ettiği büyük bir problem. Ölümle sonuçlanabilen alerjiye farkındalık kazandırmak istiyoruz.
Program hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
Uluslararası Gelecek Problemlerini Çözme Programı (Future Problem Solving Program International) her yıl yapılmakta olan çocukların eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini destekleyen, geleceğe dair planlar oluşturmalarını sağlayan, bir konu üzerinde birden fazla çözüm önerileri bulabilmelerini amaçlayan, öğrencileri ne düşüneceklerini değil nasıl düşüneceklerini konusunda önlerini açan uluslararası bir organizasyondur. Ayrıca FPSPI; Türkiye, Birleşik Krallık ve ABD gibi birçok ülkeden binlerce öğrencinin katılımıyla yapılmakta olan ve zengin bir kültür paleti içeren dünya çapında geçerli, seçkin bir etkinliktir.
Yarışmaya katılan okullar ve öğrencileri kararlaştırdıkları evrensel ya da toplumsal probleme çeşitli çözüm önerileri getirerek onları uygulamaya sokar. Çözüm önerilerini somut hale getirmek için çok çeşitli çalışmalar yapar. Konserler düzenleme, para toplama, halkın bilincini artırmak için çeşitli medya organlarında yer alma bunlardan sadece birkaç tanesi. Yani proje kendi içerisinde pek çok farklı projeyi içeriyor. Projeler gerçekleşirken pek çok zorluk da ortaya çıkıyor. Takımlar hayata geçirdikleri bu projeyi ülkelerindeki yarışmada sergilerler. Bu yarışmalarda başarılı olan takımlar, yani final ayağını geçen takımlar, kendi ülkelerini Amerika'da yapılan dünya finallerinde temsil etme hakkı bulurlar.
Okulunuz daha önce bu yarışmaya katıldı mı, katıldıysa herhangi kayda değer bir başarı gösterdi mi?
Okulumuz daha önce bu yarışmaya katıldı. Üç tane dünya derecemiz var. Dünya birinciliği, dünya ikinciliği ve dünya dördüncülüğü ki bu bizim için hem çok gurur verici hem de büyük bir motivasyon kaynağı. Biz de tabi ki bu başarı zincirini kırmayıp bir dünya derecesi elde etmek istiyoruz. Konuyla alakalı ciddi çalışmaların yapılmasının ne denli önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Takımımıza güveniyoruz ve güçlü bir ekiple hazırlanıyoruz, umarız emeklerimizin karşılığını alırız.
FPSPI’a katılmaya nasıl karar verdiniz?
Katılmamızın nedeni takım ruhuyla hareket ederek kendimizi ve İngilizcemizi geliştirmek, sosyal sorumluluk işleri yapmak ama bunlar bir yana en önemlisi projemizin konusu olan alerjiyi daha çok kişiye duyurarak farkındalık konusunda büyük bir adım atmak. Alerji farkındalığını herkese duyurmak istiyoruz. Bizim bu denli inandığımız bir projeyi uluslararası platforma taşıma hevesimiz son derece yüksek.
O zaman artık projenize yoğunlaşalım konunuz alerji peki konunuzu nasıl belirlediniz? Konu birden aklınıza mı geldi, yoksa konunuzun bir hikâyesi var mı?
Aklınıza durup dururken bir anda konu gelmesi de muhtemel tabii; ama bizim konunun altında yatan bir hikâyemiz var. Takım koçumuz ve birkaç grup arkadaşımız başka bir program için yurtdışına gidiyordu, daha o zamanlar ne FPSPI grubu var ne de konu tabii… Bulundukları uçakta şiddetli alerjik reaksiyon gösteren bir birey varmış ve fıstık içeren herhangi bir yiyeceğin paketinin bile açılmaması konusunda defalarca anons yapılmış. Bu onlar için zaten fazlaca şaşırtıcıyken, bu yıl okulumuza gelen kimya öğretmenimizin de aşırı alerjik bir birey olması ve pek çok şeyi tüketememesi ve sürekli kaşınması sonucunda hayatı boyunca kullanması gereken bir ilaca başlaması bizi daha çok etkiledi. Aslında bizi bu noktada çok etkileyen şey alerji ilacı kullanması değildi çünkü pek çok insan alerji için ilaç kullanıyordu. Bizi şaşırtan aslında üzen bu ilacın bırakılması durumunda bünyede kanser yaratma riskinin çok yüksek olmasıydı. Tehlikenin farkında olduğunuza ve size olabilecekleri anladığınıza dair imza atmanız gereken bir ilaç… Dolayısıyla konumuzu bu şekilde belirlemiş olduk.
FPSPI Alerji grubu olarak neler yaptınız, neler yapacaksınız?
Proje kapsamında yakın çevremizi ve daha sonra çok daha büyük bir kitleye ulaşma hedefimiz var. Bunun için medyada yer alma, çeşitli yerlerde kermesler düzenleme, röportajlar yapma, konserler düzenlemek gibi çalışmalar yürütmekteyiz. Bu çalışmalara çok daha fazlası eklenecek. Özel günler için özel aktiviteler ayarlıyoruz. Türkiye Alerji Derneği Başkanı Bülent Şekerel ile görüşüldü ve konuyla alakalı yapılabilecekler değerlendirildi. Yine kendisinden tüm öğrencilere sunum vererek konuyla alakalı bilgisi olmayanlara bilgi verilmesi istendi. Bülent Şekerel, proje kapsamında FPSPI ekibine son derece yararlı dönütler verdi. Bunun yanı sıra, bir alerji haftası düzenleyerek alerjisi olmayan insanların da farkındalık kazanmasını sağlayacağız. Alerji haftası boyunca, okulumuz yemekhanesinde ve kantininde anti-alerjen ürünler çıkıyor olacak. Farklı okullarda yine farkındalık yaratmak amacıyla sunumlar yapılıyor olacak. Bu farkındalık yaratma ayağı okulların her kademesinde gerçekleştirilecek. Anaokulu öğrencilerinden tutun da üniversite öğrencilerine kadar konuya farkındalık sağlanmış olunacak. Çeşitli oyunlar düzenlenerek ve toplu aktiviteler yaptırılarak farkındalık yaratıldığı gibi birlikte hareket edebilmenin önemi de ortaya konulacak. Yemek firmalarıyla görüşüp alerjen olabilecek tüm öğelerin yazılması sağlanacak. Belediyelerle görüşülerek Halk Ekmek büfelerinde glütensiz ve anti alerjen ürün satışı yapılması sağlanacak. Yapılan kermeslerden ve diğer aktivitelerden elde edilen gelirin tamamı maddi durumu olmayan ailelerin alerjik çocuklarının gıda masraflarına harcanacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Aralık 2019 15:16
Gösterim: 1091
Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda özgün rehberlik anlayışı ve öğrenci merkezli danışmanlık hizmeti ile öğrencilerin her sürecini takip eden bir danışmanlık sistemi uygulandığını belirten Tek Grup Eğitimden Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Çiğdem Köseoğlu, kurumda uygulanan eğitim ve kurs sistemini anlattı.
Tek Grup çatısı altında 7.yılınızı dolduruyorsunuz. Rehber öğretmen olarak başladığınız kurumun şu anda eğitim genel müdür yardımcılığını yürütmektesiniz. Bu süreci paylaşabilir misiniz?
15 yıldır eğitim sektörüne gönül vermiş birisi olarak, Tek Grup çatısı altında 7.yılımı doldurmuş bulunmaktayım. Rehber öğretmenlikle başlayan yolculuğum, müdür yardımcılığı, müdürlük, eğitim koordinatörlüğü ve genel müdür yardımcılığı olarak devam etmektedir. Tek Grup çatısı altında, ülkemize kaliteli, özgün ve modern eğitim anlayışı kazandırabilmenin heyecanı ile yeni projeler üretmek için çalışıyoruz.
2020 yılında Türkiye’ye franchise verecek olan Çağdaş Tomurcuk markasının okul ve kurs eğitim sistemini aktarır mısınız?
“Eğitim, meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir.”
Eğitime bakış açımız; öğrencilerin ilgi, merak ve ihtiyaçlarını karşılayan öğrenme atmosferini oluşturarak özgürce fikir geliştirmelerini ve bilimsel çalışma yapmalarını, becerilerini etkili bir şekilde kullanmalarını, yaparak – yaşayarak ve deneyimleyerek bilgiye ulaşmalarını sağlamaktır.
“Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır.”
Eğitim – öğretimimiz her kademedeki öğrencilerin bilgi ve becerilerini geliştirmeye yöneliktir. Hedefimiz öğrencilerin her birinin potansiyelini en iyi şekilde kullanmasını sağlayarak liderlik vasıflarını geliştirmek, ülkemizin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını oluşturmaktır.
Genel eğitim yaklaşımımız sınav başarısıyla birlikte tüm derslerde akademik başarıyı yakalamak ve öğrencilerimizi hayata hazırlamak üzerinedir.
Okullarımızda;
Ortaokul eğitiminde 5, 6 ve 7. sınıflarımız akademik derslerde liselere giriş sınavına iyi temel atmaya yöneliktir. 8. sınıfta ise öğrencilerimizin yoğun bir tempo ile sınava hazırlık süreci vardır.
Ortaokula başlayan her öğrencimizin 5. sınıftan itibaren tüm konuları öğrenerek ilerlemesine yönelik bir akademik program uygulanmaktadır. Öğrencilerimizin öğrenme eksikleri tespit edilerek, tamamlama programlarımız vardır. Bu nedenle aslında sınav sistemi ne olursa olsun öğrencilerimiz 8. sınıfa geldiğinde bireysel öğrenme yeteneğinin en üst noktasına ulaşmış olmaktadırlar. 8. sınıfta yapılan deneme sınavlarıyla tüm kazanımlar taranmakta ve öğrencilerimizin eksiği varsa tamamlanarak sınava girmeleri sağlanmaktadır.
9, 10 ve 11. sınıflarda akademik derslerde üniversiteye giriş sınavına sağlam temel atmaları amaçlanmaktadır. 9 ve 10. sınıfın konuları bir taraftan tekrar edilirken diğer taraftan mevcut okul müfredatı öğrencilerimize öğretilmektedir.
11. sınıfta üniversiteye hazırlık öğrencimizin gündeminde olacak şekilde planlama yapılmaktadır.
12. sınıfta yoğun bir sınava hazırlık programı ile öğrencilerimizin Türkiye de ve dünyada en iyi üniversite ve bölümlere girmesi için Çağdaş Tomurcuk kolejine özgü sınava hazırlık programı uygulanmaktadır. 12. sınıfta yapılan deneme sınavlarıyla tüm kazanımlar taranmakta ve öğrencimizin eksiği varsa tamamlanarak sınava girmesi sağlanmaktadır.
Okulumuzda yoğunlaştırılmış İngilizce programı uygulanmaktadır. Öğrencilerimizin hem kendi dilinde hem de yabancı dilde kendilerini ifade edebilmelerine yönelik İngilizce müfredatı vardır. İngilizce programı karşılıklı konuşma, okuduğunu anlama, yazma, sözlü anlatım duyduğunu anlama yetilerini geliştirmeye yöneliktir. Derslerimiz gramer ağırlıklı olmayıp günlük yaşam becerilerini geliştirmeye yöneliktir.
Kurslarımızda ise;
Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek olan LGS ve YKS sınavlarına hazırlık çalışmalarında, müfredata uygun içerikte, yoğunlaştırılmış programlarda, sınavda çıkabilecek soru tipi ve çözümleri, testler, soru bankaları, denemeler v.b. materyaller ile yapılan anlatımlarla öğrencilerimize destek verilmekte ve sınav hazırlık süreçlerini tam anlamıyla yönetebilmek için haftada 6 gün destek çalışmaları uygulanmaktadır.
Yıl içinde uygulanan denemeler ile öğrencilerimizin gelişimi takip edilmekte ve Rehberlik birimimiz ve Danışman öğretmenlerimizce sınav hazırlık süreçleri yürütülmektedir. Yapılan sınavlar sonrasında, rehber öğretmenlerimizin yaptığı sınav analizleri ile öğrencilerimize uygulan soru çözüm programlarıyla eksik konuların pekiştirilmesi sağlanmaktadır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda özgün rehberlik anlayışı ve öğrenci merkezli danışmanlık hizmeti ile öğrencilerin her sürecini takip eden bir danışmanlık sistemi uygulanmaktadır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri”nin amacı tüm öğrenciler için sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı oluşturularak, kişisel potansiyellerinin açığa çıkararak en üst düzeyde gelişmesini sağlamaktır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda velilerimizin öğrencilerini yakından takip edebilmeleri için interaktif otomasyon programları kullanılmaktadır.
Velilerimiz çocuklarının tüm sınav sonuçlarını, ödevlerini, devamsızlık durumlarını buradan takip edebilir. Yönetim programımız web tabanlı çalışan bir program olduğu için internetin olduğu her yerden ulaşılabilmektedir.
ÖNCE İNSAN KAVRAMIYLA HAREKET EDİYORUZ
Eğitim temel taşı öğretmenlerdir. Öğretmenlerinizin gelişimi için nasıl yatırım ve projeler gerçekleştiriyorsunuz?
Eğitim, toplumumuzun en önemli meselelerinden biri olarak güncelliğini korumaktadır. Bu konuda yapılan her çalışma, eğitim problemlerinin daha iyi anlaşılması ve çözümü için büyük önem taşımaktadır. Hedefine odaklanmış, dünya ile bütünleşmiş, 21.yy becerileri ve donatılarını kazanmış öğrenciler yetiştirmek için eğitimde öğretmenin mesleki ve kişisel gelişimini önemsiyoruz.
“Toplumların uygarlık düzeyi öğretmene verdiği değerle ölçülür.”
Öğretmenlerin desteklenmesi, güçlenmesi, mesleki gelişimine katkı sağlayacak sürdürülebilir eğitimlerle mümkün olacaktır. Tek grup olarak, öğretmen gelişimini eğitim faaliyetlerinin en önemli gündemine oturtmuş durumdayız. Bu kapsamda dönem içinde süreklilik arz eden oryantasyon eğitimleri, hizmet içi çalışmalar yürütmekteyiz.
Eğitimin temeline sevgi tohumları ekip, “önce insan” kavramıyla hareket etmekteyiz. İlkeli, merkezinde insan olan, evrensel anlayış, bilimsel fikir ve aklın projeksiyonunda ilerlemeye devam ederken eğitim standartlarını geliştirmede öğretmen-öğrenci, öğretmen - veli, öğrenci- veli iletişimi olduğunu düşündüğümüz için velilerimizin ve öğrencilerimizin kişisel gelişime destek olabilmek amacıyla PDR süpervizör eğitimleri uygulamaktayız.
Eğitim kurumlarınızı genel merkez sistemiyle yönetiyorsunuz. Genel merkezden, şubelere hangi konularda nasıl bir sistemle destek sağlıyorsunuz?
Geleceğin güvencesi, sağlam temeller üzerine atılmış eğitime dayalıdır. Yaptığımız tüm çalışmalarda Türk eğitim sistemini ileriye doğru taşımanın sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Doğru eğitim metotları ve uygulamalarıyla şekil bulan öğrenciler her alanda ülkemize katkı sunacaklardır. Bizlerde eğitim politikalarımızı ve yönetim yapımızı bu kakış açısı ile şekillendiriyoruz. Genel müdürlük yapısı çağın gerektirdiği alt yapı ile donatılmış, otomasyon ve sitemle entegre edilmiş, şubelerin eğitim ile ilgili her türlü ihtiyacına hizmet etmek için kurulmuştur. Genel merkez olarak, şubelerimizin eğitime dair ihtiyaçlarını, süreçlerin planlama ve yönetimlerini karşılamaktayız.
Şubelerimizin; Personel yapılanması, Akademik süreçlerinin planlanması, Eğitim öğretim materyal temini, Merkezi ölçme değerlendirme sistemi gibi daha birçok başlık ile eğitim planlamalarını yönetiyor ve takip ediyoruz.
DEĞERLERİMİZ
Evrensellik
Modernizm
Toplumsallık
Hoşgörü
Kalite
İnsan Merkezli Yaklaşım
Verimlilik
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda özgün rehberlik anlayışı ve öğrenci merkezli danışmanlık hizmeti ile öğrencilerin her sürecini takip eden bir danışmanlık sistemi uygulandığını belirten Tek Grup Eğitimden Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Çiğdem Köseoğlu, kurumda uygulanan eğitim ve kurs sistemini anlattı.
Tek Grup çatısı altında 7.yılınızı dolduruyorsunuz. Rehber öğretmen olarak başladığınız kurumun şu anda eğitim genel müdür yardımcılığını yürütmektesiniz. Bu süreci paylaşabilir misiniz?
15 yıldır eğitim sektörüne gönül vermiş birisi olarak, Tek Grup çatısı altında 7.yılımı doldurmuş bulunmaktayım. Rehber öğretmenlikle başlayan yolculuğum, müdür yardımcılığı, müdürlük, eğitim koordinatörlüğü ve genel müdür yardımcılığı olarak devam etmektedir. Tek Grup çatısı altında, ülkemize kaliteli, özgün ve modern eğitim anlayışı kazandırabilmenin heyecanı ile yeni projeler üretmek için çalışıyoruz.
2020 yılında Türkiye’ye franchise verecek olan Çağdaş Tomurcuk markasının okul ve kurs eğitim sistemini aktarır mısınız?
“Eğitim, meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir.”
Eğitime bakış açımız; öğrencilerin ilgi, merak ve ihtiyaçlarını karşılayan öğrenme atmosferini oluşturarak özgürce fikir geliştirmelerini ve bilimsel çalışma yapmalarını, becerilerini etkili bir şekilde kullanmalarını, yaparak – yaşayarak ve deneyimleyerek bilgiye ulaşmalarını sağlamaktır.
“Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır.”
Eğitim – öğretimimiz her kademedeki öğrencilerin bilgi ve becerilerini geliştirmeye yöneliktir. Hedefimiz öğrencilerin her birinin potansiyelini en iyi şekilde kullanmasını sağlayarak liderlik vasıflarını geliştirmek, ülkemizin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını oluşturmaktır.
Genel eğitim yaklaşımımız sınav başarısıyla birlikte tüm derslerde akademik başarıyı yakalamak ve öğrencilerimizi hayata hazırlamak üzerinedir.
Okullarımızda;
Ortaokul eğitiminde 5, 6 ve 7. sınıflarımız akademik derslerde liselere giriş sınavına iyi temel atmaya yöneliktir. 8. sınıfta ise öğrencilerimizin yoğun bir tempo ile sınava hazırlık süreci vardır.
Ortaokula başlayan her öğrencimizin 5. sınıftan itibaren tüm konuları öğrenerek ilerlemesine yönelik bir akademik program uygulanmaktadır. Öğrencilerimizin öğrenme eksikleri tespit edilerek, tamamlama programlarımız vardır. Bu nedenle aslında sınav sistemi ne olursa olsun öğrencilerimiz 8. sınıfa geldiğinde bireysel öğrenme yeteneğinin en üst noktasına ulaşmış olmaktadırlar. 8. sınıfta yapılan deneme sınavlarıyla tüm kazanımlar taranmakta ve öğrencilerimizin eksiği varsa tamamlanarak sınava girmeleri sağlanmaktadır.
9, 10 ve 11. sınıflarda akademik derslerde üniversiteye giriş sınavına sağlam temel atmaları amaçlanmaktadır. 9 ve 10. sınıfın konuları bir taraftan tekrar edilirken diğer taraftan mevcut okul müfredatı öğrencilerimize öğretilmektedir.
11. sınıfta üniversiteye hazırlık öğrencimizin gündeminde olacak şekilde planlama yapılmaktadır.
12. sınıfta yoğun bir sınava hazırlık programı ile öğrencilerimizin Türkiye de ve dünyada en iyi üniversite ve bölümlere girmesi için Çağdaş Tomurcuk kolejine özgü sınava hazırlık programı uygulanmaktadır. 12. sınıfta yapılan deneme sınavlarıyla tüm kazanımlar taranmakta ve öğrencimizin eksiği varsa tamamlanarak sınava girmesi sağlanmaktadır.
Okulumuzda yoğunlaştırılmış İngilizce programı uygulanmaktadır. Öğrencilerimizin hem kendi dilinde hem de yabancı dilde kendilerini ifade edebilmelerine yönelik İngilizce müfredatı vardır. İngilizce programı karşılıklı konuşma, okuduğunu anlama, yazma, sözlü anlatım duyduğunu anlama yetilerini geliştirmeye yöneliktir. Derslerimiz gramer ağırlıklı olmayıp günlük yaşam becerilerini geliştirmeye yöneliktir.
Kurslarımızda ise;
Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek olan LGS ve YKS sınavlarına hazırlık çalışmalarında, müfredata uygun içerikte, yoğunlaştırılmış programlarda, sınavda çıkabilecek soru tipi ve çözümleri, testler, soru bankaları, denemeler v.b. materyaller ile yapılan anlatımlarla öğrencilerimize destek verilmekte ve sınav hazırlık süreçlerini tam anlamıyla yönetebilmek için haftada 6 gün destek çalışmaları uygulanmaktadır.
Yıl içinde uygulanan denemeler ile öğrencilerimizin gelişimi takip edilmekte ve Rehberlik birimimiz ve Danışman öğretmenlerimizce sınav hazırlık süreçleri yürütülmektedir. Yapılan sınavlar sonrasında, rehber öğretmenlerimizin yaptığı sınav analizleri ile öğrencilerimize uygulan soru çözüm programlarıyla eksik konuların pekiştirilmesi sağlanmaktadır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda özgün rehberlik anlayışı ve öğrenci merkezli danışmanlık hizmeti ile öğrencilerin her sürecini takip eden bir danışmanlık sistemi uygulanmaktadır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri”nin amacı tüm öğrenciler için sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı oluşturularak, kişisel potansiyellerinin açığa çıkararak en üst düzeyde gelişmesini sağlamaktır. Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları’nda velilerimizin öğrencilerini yakından takip edebilmeleri için interaktif otomasyon programları kullanılmaktadır.
Velilerimiz çocuklarının tüm sınav sonuçlarını, ödevlerini, devamsızlık durumlarını buradan takip edebilir. Yönetim programımız web tabanlı çalışan bir program olduğu için internetin olduğu her yerden ulaşılabilmektedir.
ÖNCE İNSAN KAVRAMIYLA HAREKET EDİYORUZ
Eğitim temel taşı öğretmenlerdir. Öğretmenlerinizin gelişimi için nasıl yatırım ve projeler gerçekleştiriyorsunuz?
Eğitim, toplumumuzun en önemli meselelerinden biri olarak güncelliğini korumaktadır. Bu konuda yapılan her çalışma, eğitim problemlerinin daha iyi anlaşılması ve çözümü için büyük önem taşımaktadır. Hedefine odaklanmış, dünya ile bütünleşmiş, 21.yy becerileri ve donatılarını kazanmış öğrenciler yetiştirmek için eğitimde öğretmenin mesleki ve kişisel gelişimini önemsiyoruz.
“Toplumların uygarlık düzeyi öğretmene verdiği değerle ölçülür.”
Öğretmenlerin desteklenmesi, güçlenmesi, mesleki gelişimine katkı sağlayacak sürdürülebilir eğitimlerle mümkün olacaktır. Tek grup olarak, öğretmen gelişimini eğitim faaliyetlerinin en önemli gündemine oturtmuş durumdayız. Bu kapsamda dönem içinde süreklilik arz eden oryantasyon eğitimleri, hizmet içi çalışmalar yürütmekteyiz.
Eğitimin temeline sevgi tohumları ekip, “önce insan” kavramıyla hareket etmekteyiz. İlkeli, merkezinde insan olan, evrensel anlayış, bilimsel fikir ve aklın projeksiyonunda ilerlemeye devam ederken eğitim standartlarını geliştirmede öğretmen-öğrenci, öğretmen - veli, öğrenci- veli iletişimi olduğunu düşündüğümüz için velilerimizin ve öğrencilerimizin kişisel gelişime destek olabilmek amacıyla PDR süpervizör eğitimleri uygulamaktayız.
Eğitim kurumlarınızı genel merkez sistemiyle yönetiyorsunuz. Genel merkezden, şubelere hangi konularda nasıl bir sistemle destek sağlıyorsunuz?
Geleceğin güvencesi, sağlam temeller üzerine atılmış eğitime dayalıdır. Yaptığımız tüm çalışmalarda Türk eğitim sistemini ileriye doğru taşımanın sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Doğru eğitim metotları ve uygulamalarıyla şekil bulan öğrenciler her alanda ülkemize katkı sunacaklardır. Bizlerde eğitim politikalarımızı ve yönetim yapımızı bu kakış açısı ile şekillendiriyoruz. Genel müdürlük yapısı çağın gerektirdiği alt yapı ile donatılmış, otomasyon ve sitemle entegre edilmiş, şubelerin eğitim ile ilgili her türlü ihtiyacına hizmet etmek için kurulmuştur. Genel merkez olarak, şubelerimizin eğitime dair ihtiyaçlarını, süreçlerin planlama ve yönetimlerini karşılamaktayız.
Şubelerimizin; Personel yapılanması, Akademik süreçlerinin planlanması, Eğitim öğretim materyal temini, Merkezi ölçme değerlendirme sistemi gibi daha birçok başlık ile eğitim planlamalarını yönetiyor ve takip ediyoruz.
DEĞERLERİMİZ
Evrensellik
Modernizm
Toplumsallık
Hoşgörü
Kalite
İnsan Merkezli Yaklaşım
Verimlilik
Son Güncelleme: Salı, 17 Aralık 2019 11:08
Gösterim: 1353
Çağdaş Tomurcuk markasının 15 yıllık bir çaba, emek ve çalışmanın meyvesi olduğunu belirten Tek Grup Genel Müdürü Özgür Çem, “Çağdaş Tomurcuk markasına Tek grup olarak yatırımlarımız devam ederken, bir yandan da kaliteli eğitimi tüm Türkiye’ye ulaştırmak için 2020 itibariyle gerek okul gerekse kurs yatırımlarına uyumlu modellerle franchise vermeye başlayacağız.” diye konuştu.
Tek grup çatısı altında 9. yılınızı dolduruyorsunuz. Öğretmen olarak girdiğiniz kurumun şu anda genel müdürlüğünü yapmaktasınız. Bu süreci bizimle paylaşabilir misiniz?
Bundan 9 yıl önce 2010 yılında öğretmen olarak göreve başladığım kurumun benim için bir iş yerinden öte bir aile olacağını o zamanlar düşünmemiştim. O yıllarda kurumumuz bugün olduğundan daha küçük bir yapıya sahip 3 şubeli bir eğitim kurumuydu.
Kurucumuz Yunus Çiftçi, 2004 yılında hayata geçirdiği Tomurcuk markasını sağlam temeller, kurumsal değerler ve etkin ilkeler üzerine kurgulamıştı. Kaliteli ve sürdürebilir eğitim modelleriyle tüm kategorilerde başarıya ulaşıyor, her sene onlarca şampiyonlar yetiştiriyorduk. Başarı geleneğimiz hiç bozulmadan bugünlere kadar gelmesinin de gururunu yaşıyoruz. Kurumlarımız bir yandan büyürken ben de her geçen gün daha büyük sorumluluklar almaya devam ederek, öğretmenlikten müdür yardımcılığına ardından kurum müdürlüğüne ve sonrasında ise 2016 yılında kurucumuz Yunus Çiftçi tarafından genel müdür olarak vazifelendirildim. Üç yıldır, her geçen gün enerjimizi artırıyor, kurumlarımıza değer katmak için daha büyük bir gayretle çalışıyoruz. 15 yıllık köklü geçmişimizdeki en büyük gayemiz bu ülkeye kaliteli, modern, özgün eğitim markaları kazandırmaktır.
Mevcut durumda Tek Grup bünyesinde yönettiğiniz marka ve istihdam hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tek grup bünyesinde Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları ve FikriBilim Koleji olmak üzere 7 okul ve 6 kurs yatırımı bulunmaktadır. Kurumlarımız İstanbul’da Esenler, Güngören, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Beylikdüzü olmak üzere 5 ilçede konumlanmış durumdadır. Bahsettim kurumlarda 24 eğitim yöneticisi, 220’in üzerinde ise öğretmen ve idari personel görev yapmaktadır.
Tek Grup bünyesinde faaliyet gösteren Çağdaş Tomurcuk Eğitim kurumlarının yatırım stratejisini aktarabilir misiniz?
Tek grup, 15 yıl önce ilk yatırımını eğitim sektörüne yaparak yolculuğuna başlamıştır. İlk kurulduğu günden bugüne her yaş ve kademede geleceğin ihtiyaç duyduğu nitelikli öğrenciler yetiştirmiştir.
Çağdaş Tomurcuk markası, süreç içerisinde hem kişisel gelişim / özel öğretim kursu olarak hem de akademik ortaokul ve lise olarak yatırımlar gerçekleştirmiştir.
Bugün Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumları çatısı altında 1 ortaokul, 1 Anadolu lisesi ve 6 kurs olmak üzere 8 kurum bulunmaktadır. Öğrencilerimizin başarıya ulaşması için gerek eğitim sistemi gerek fiziki alanları gerek sosyal olanakları en iyi şekilde uygulayarak sayısız başarılar elde edilmiştir. 2020 yılı itibariyle ise disiplinli, kaliteli ve modern eğitim anlayışının bir ürünü olan Çağdaş Tomurcuk markasını tüm Türkiye’ye ulaştırmaktır.
FRANCHISE VERMEYE BAŞLIYORUZ
Tüm Türkiye’ye açılacak olan Çağdaş Tomurcuk Markasının yatırım stratejisinden bahseder misiniz?
Bizim temel hassasiyet ve değerlerimiz, eğitim eksenin de şekillenmektedir. Biz, kendimizi eğitimci olarak tanımlar ve bu ülkenin geleceğine miras bırakma düşüncesi taşırız. Çağdaş Tomurcuk markası sizin de bahsettiğiniz gibi 15 yıllık bir çaba, emek ve çalışmanın meyvesidir. Bu geçen sürede her konuda çok büyük tecrübe ve deneyimler biriktirdik. Çağdaş Tomurcuk markasına Tek grup olarak yatırımlarımız devam ederken, bir yandan da kaliteli eğitimi tüm Türkiye’ye ulaştırmak için 2020 yılı itibariyle gerek okul gerekse kurs yatırımlarına uyumlu modellerle franchise vermeye başlayacağız.
Franchise verdiğimiz yatırımcılara karşılaşacakları tüm süreçlerde, en üst seviyede bir profesyonellikle destek sağlayacağız. Genel müdürlüğümüzdeki tüm departmanlar ile yatırımcılarımıza her şart ve koşulda uygulanabilen stratejiler ve ihtiyaç halinde aksiyon almaları için gerekli altyapı paylaşımında bulunacağız.
Bu ülkenin kaliteli, disiplinli bir anlayışla kurgulanan başarı odağıyla hareket eden saygın temel okullara ihtiyacı var. Bu gereksinim doğrultusunda bu eğitim felsefesiyle hareket eden Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumlarını tüm Türkiye’ taşıyacağız.
Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumları genel müdürlük yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tek grup, büyüyen kurumsal yapısı, eğitim ve yatırım stratejileri doğrultusunda 2010 yılı itibariyle genel müdürlük sistemiyle yönetilmektedir. Genel müdürlük yerleşkesi çağın gerektirdiği altyapılar ile donatılmış, otomasyon ve yazılımları sisteme entegre edilmiş, süreç yönergeleri kusursuzca hazırlanmış, fiziki imkanları ile eksiksiz planlanıp tüm şart ve koşulda stratejik hedefler doğrultusunda hizmet etmek için kurulmuştur.
Genel müdürlük yapısı içerisinde; Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü, Yayın Genel Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Kurumsal İletişim Müdürlüğü, İdari işler ve Satın alma Müdürlüğü, Mali İşler Müdürlüğü, Finans Koordinatörlüğü, Hukuk Müşavirliği, Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden oluşan 9 profesyonel birim ve 40 kişiyi aşkın uzman bir kadro tarafından kurulmuştur.
ÖĞRENCİYE DOKUNMANIN YOLU ÖĞRETMENDEN GEÇER
Kurumsal değerler açısından insan kaynaklarına bakış açısınız nedir? Ayrıca insan kaynakları bir kurum için neler ifade eder?
Bir kurumun değerlerinin en başında insan kaynakları gelmektedir. Bu eğitim sektörü için ayrı bir önem arzetmektedir. Zira öğrenciye dokunmanın yolu öğretmenden geçmektedir. Öğretmenlerimizin motivasyonunun yüksek olması okul içinde hissedilmekte ve öğrencinin durumuna doğrudan etki etmektedir. Bu durum aynı şekilde şubelerde ki eğitim yöneticilerimiz içinde geçerlidir. Bizim insan kaynakları yönetimimizde ‘’mutlu çalışan’’ programımızla bu düşüncemizi tesis etmek için çaba sarfediyoruz. Kurumlar değerleriyle olgunlaşır ve büyürler. Kurumlarımıza emek ve özverisiyle katkı sunmuş çalışma arkadaşlarımız Tek grup ailesinin bir parçasıdır. Bu anlayışın bir sonucu olacak ki 300’ün üzerinde çalışanı bulunan Tek grup şirketinde ben de dahil olmak üzere 10 yılını doldurmak üzere onlarca, 5 yılın üzerinde ise yaklaşık 150 çalışma eğitim yöneticisi ve öğretmen arkadaşlarımız bulunmaktadır.
Kurumların üst düzey yöneticisi olarak vizyonunuzla hem öğrenci hem veli hem de öğretmenlere yön veriyorsunuz. Bu doğrultuda eğitime bakışınızı paylaşabilir misiniz?
Geleceğin güvencesi kuşkusuz ki sağlam temeller üzerine atılmış eğitime dayalıdır. İçinde bulunduğumuz modern dünyanın parametrelerinden birisi eğitimdir. İnsanlık, yeryüzüne geldiği andan itibaren araştırmaya, sorgulamaya ve öğrenmeye güdülenmiştir. Tarihten bugüne yaptığımız gözlemler sonucu bir millet için en büyük zenginlik iyi yetiştirilmiş insan kaynağıdır.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği ‘’Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.’’ sözü bugün yapmakta olduğumuz çalışmalara da ışık tutup yol gösteriyor. Eğitime yaptığımız her yatırım doğrudan insana katkı sağlamaktadır. Bireyin gelişmesinin, toplumların kalkınmasının yegane yöntemi eğitimden geçmektedir. Tek Grup olarak hem bireysel hem de kurumsal stratejilerimizin odağında eğitim bulunmaktadır. Yaptığımız yatırımlarla Türk eğitim sistemini ileriye doğru taşımanın sorumluluğunu hissediyoruz. Kurulduğumuz günden bugüne, tüm kademelerde öğrencilerin ihtiyaç duyacağı yapay olmayan uygulanabilir eğitim modelleriyle programlarımızı oluşturmaktayız. Uygar toplumlar yenilikçi ve yaratıcı bireylere ihtiyaç duyar. Bizlerde yetiştirdiğimiz öğrencilerin 21.yy beceri ve donatılarını kazanmış, dünyayı tanıyan, teknolojik gelişmelere karşı duyarlı, modern toplum dinamiklerine vakıf güçlü bireyler olarak yetişmesini için çalışmaktayız. Doğru eğitim metotlarıyla ve uygulamalarla yetişen öğrenciler, ekonomi, sanat, spor, bilim gibi tüm alanlarda ülkelerine doğrudan katkılar sunacaklardır. Eğitim politikalarımızı bu bakış açısıyla değerlendiriyor ve kurumsal yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz.
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı hakkında düşünceniz nedir? Tek Grup’un gerçekleştirdiği üç sosyal sorumluluk projesinden bahsedebilir misiniz?
Kurumlar, yaşadığı toplumlara karşı yazılı olmayan sorumluluklar taşır. Bu anlayış dünya üzerinde birden meydana gelen bir değişim değildir. Tarihsel süreç içerisinde insanların yaşam tarzına yerleşmiş bir kavramdır aslında. Sosyal sorumluluk hareketi, sosyal yaşam ahlakı ile direkt entegre olmuş kavramsallaşmış bir durumdur. 1. Dünya savaşı dönemlerinde değişen yönetim anlayışı ile hayatımıza giren sosyal sorumluluk günümüze kadar gelişen süreçlerle toplum nezdinde değer kazanmıştır. Toplumları oluşturan bireyler, olumlu insani bir algı oluşturan sosyal sorumluluğu bensimsemiş ve her sektörde ön plana çıkarmak için çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bugün ülkemize baktığımızda kurumsal her marka kendi alanı ve gücü ölçüsünde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek hem değer üretmiş hem de marka itibarına katkı sağlamıştır.
Tek grup olarak toplum değerleriyle entegre olan, yerel değerleri önemseyen, nesillere katkı sunma felsefesinde bir şirket olarak kurumlarımızda sosyal sorumluluk algısını oluşturmaya gayret ettik. Öğrenci, öğretmen, veli ve yöneticilerimizle işbirliği yaparak onlarca proje gerçekleştirdik. Bunlardan bazılarını sizlerle de paylaşmak isterim.
LÖSEV DESTEK
Ortaokul öğrencilerimizle birlikte lösemili çocukları tedavi etmek amacıyla kurulan LÖSEV ile ortak çalışarak hem maddi hem de manevi katkılarımızla yanlarında olduğumuzu ifade ettik. Bu çalışmayı yaparken de hem LÖSEV yetkilileri okulumuzu ziyaret ettiler hem de öğrencilerimiz LÖSEV ofisine giderek gönüllü olarak çalışma gerçekleştirdiler.
KARDEŞ OKUL
Ülkemizdeki tüm okulların eğitim olanakları aynı olamayabiliyor. Bölgesel değişiklikler öğrencilerin sahip olduğu imkanları farklılaştırıyor. Bizde kendi okullarımızda işbirliği yaparak dezavantajlı bölgelerde bulunan okullardan kendimize kardeş okul seçip ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Amacımız orada öğrencilerin daha iyi şartlarda eğitim almalarına olanak sağlamaktır.
TEK GRUP ORMANI
Bizim gerçekten doğaya karşı ayrı bir sevgimiz var. Özellikle şehirde yaşayan bir toplum olarak yeşili biraz hasretiz. Çocuklarımıza her fırsatta yeşilin önemi anlatıyoruz. Bu sene de grup şirketimizi temsil eden bir ormanımız olsun istedik. Öğretmen ve öğrencilerimizle birlikte fidelerimizi dikerek dünyaya bir miras bıraktık.
Ormansız bir yurt vatan değildir.
MODERN, MEDENİ VE YENİ…
Çağdaş Tomurcuk marka kimliğinde bahsedebilir misiniz?
Çağdaş Tomurcuk markası, 15 yıllık köklü geçmişinden aldığı tecrübe, güç ve birikimiyle bugün ki zamana ışık tutabilen, her zaman kendisini yenileyebilen, çağın ihtiyaçlarına göre güncellenen, kategori ve kademe gözetmeksizin şüphesiz başarıyı yakalayan Türk eğitim sistemine kazandırılmış çağdaş bir eğitim markasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Memleket, mutlaka modern medeni ve yeni olacaktır. Bizim için bu hayat davasıdır.” sözünün ışığında Türkiye’de eğitim gönüllüsü olarak yatırımlarına devam eden Tek Grup şirketine ait bir eğitim markasıdır.
Çağdaş Tomurcuk markasında mottomuzu ışığıyla yolumuzu aydınlatan başöğretmen Atatürk’ün ifade ettiği modern, medeni ve yeni kavramları üzerine kurguladık.
Çağdaş tomurcuk, sürekli ve doğrusal olarak ilerleme felsefesini taşır. Uyguladığı eğitim sistemi ile ekonomik, sanatsal, sportif ve bilimsel bir çok alanda toplumsal aydınlanmayı işaret etmektedir. Uygulanması güç, yenilenmeye muhtaç, bilim ve gerçeklikten uzak fikirlerin aydınlanma vizyonuyla reforme edilme düşüncesini taşıdığından dolayı modern’dir.
Çağdaş Tomurcuk, evrensel bir anlayış olan uygarlığı temsil eder. Milletlerin gelişmişlik düzeyleri eğitimle doğrudan orantılıdır. Uygarlığa ulaşmış toplumlar hayatın tüm alanlarında kendisini gururla ifade edebilmektedir. Değerler, toplumların ortak yönlerinden oluşup, süreç içerisinde kalıcı mirasa dönüşmektedir. Eğitimde, bu temel prensip üzerine anlayış benimsediğinden dolayı medeni’dir.
Çağdaş Tomurcuk, içinde barındırdığı tüm ekosistemde yaratıcılık ruhunu ortaya koymaktadır. Ekonomiden sağlığa, ulaşımdan teknolojiye tüm politikaların kuramsal arkaplanı inovasyondur. Öğrenme modelleri, eğitim uygulamaları, fikirsel akımlar bu çerçevede şekillenmelidir. Bu anlayışı eğitimde kullanıp açık ve anlaşılır şekilde yaratıcılıkla birleştirme felsefesinden dolayı Yeni’dir.
“Uygar toplumlar yenilikçi ve yaratıcı bireylere ihtiyaç duyar. Bizlerde yetiştirdiğimiz öğrencilerin 21.yy beceri ve donatılarını kazanmış, dünyayı tanıyan, teknolojik gelişmelere karşı duyarlı, modern toplum dinamiklerine vakıf güçlü bireyler olarak yetişmesini için çalışmaktayız.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Çağdaş Tomurcuk markasının 15 yıllık bir çaba, emek ve çalışmanın meyvesi olduğunu belirten Tek Grup Genel Müdürü Özgür Çem, “Çağdaş Tomurcuk markasına Tek grup olarak yatırımlarımız devam ederken, bir yandan da kaliteli eğitimi tüm Türkiye’ye ulaştırmak için 2020 itibariyle gerek okul gerekse kurs yatırımlarına uyumlu modellerle franchise vermeye başlayacağız.” diye konuştu.
Tek grup çatısı altında 9. yılınızı dolduruyorsunuz. Öğretmen olarak girdiğiniz kurumun şu anda genel müdürlüğünü yapmaktasınız. Bu süreci bizimle paylaşabilir misiniz?
Bundan 9 yıl önce 2010 yılında öğretmen olarak göreve başladığım kurumun benim için bir iş yerinden öte bir aile olacağını o zamanlar düşünmemiştim. O yıllarda kurumumuz bugün olduğundan daha küçük bir yapıya sahip 3 şubeli bir eğitim kurumuydu.
Kurucumuz Yunus Çiftçi, 2004 yılında hayata geçirdiği Tomurcuk markasını sağlam temeller, kurumsal değerler ve etkin ilkeler üzerine kurgulamıştı. Kaliteli ve sürdürebilir eğitim modelleriyle tüm kategorilerde başarıya ulaşıyor, her sene onlarca şampiyonlar yetiştiriyorduk. Başarı geleneğimiz hiç bozulmadan bugünlere kadar gelmesinin de gururunu yaşıyoruz. Kurumlarımız bir yandan büyürken ben de her geçen gün daha büyük sorumluluklar almaya devam ederek, öğretmenlikten müdür yardımcılığına ardından kurum müdürlüğüne ve sonrasında ise 2016 yılında kurucumuz Yunus Çiftçi tarafından genel müdür olarak vazifelendirildim. Üç yıldır, her geçen gün enerjimizi artırıyor, kurumlarımıza değer katmak için daha büyük bir gayretle çalışıyoruz. 15 yıllık köklü geçmişimizdeki en büyük gayemiz bu ülkeye kaliteli, modern, özgün eğitim markaları kazandırmaktır.
Mevcut durumda Tek Grup bünyesinde yönettiğiniz marka ve istihdam hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tek grup bünyesinde Çağdaş Tomurcuk Eğitim Kurumları ve FikriBilim Koleji olmak üzere 7 okul ve 6 kurs yatırımı bulunmaktadır. Kurumlarımız İstanbul’da Esenler, Güngören, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Beylikdüzü olmak üzere 5 ilçede konumlanmış durumdadır. Bahsettim kurumlarda 24 eğitim yöneticisi, 220’in üzerinde ise öğretmen ve idari personel görev yapmaktadır.
Tek Grup bünyesinde faaliyet gösteren Çağdaş Tomurcuk Eğitim kurumlarının yatırım stratejisini aktarabilir misiniz?
Tek grup, 15 yıl önce ilk yatırımını eğitim sektörüne yaparak yolculuğuna başlamıştır. İlk kurulduğu günden bugüne her yaş ve kademede geleceğin ihtiyaç duyduğu nitelikli öğrenciler yetiştirmiştir.
Çağdaş Tomurcuk markası, süreç içerisinde hem kişisel gelişim / özel öğretim kursu olarak hem de akademik ortaokul ve lise olarak yatırımlar gerçekleştirmiştir.
Bugün Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumları çatısı altında 1 ortaokul, 1 Anadolu lisesi ve 6 kurs olmak üzere 8 kurum bulunmaktadır. Öğrencilerimizin başarıya ulaşması için gerek eğitim sistemi gerek fiziki alanları gerek sosyal olanakları en iyi şekilde uygulayarak sayısız başarılar elde edilmiştir. 2020 yılı itibariyle ise disiplinli, kaliteli ve modern eğitim anlayışının bir ürünü olan Çağdaş Tomurcuk markasını tüm Türkiye’ye ulaştırmaktır.
FRANCHISE VERMEYE BAŞLIYORUZ
Tüm Türkiye’ye açılacak olan Çağdaş Tomurcuk Markasının yatırım stratejisinden bahseder misiniz?
Bizim temel hassasiyet ve değerlerimiz, eğitim eksenin de şekillenmektedir. Biz, kendimizi eğitimci olarak tanımlar ve bu ülkenin geleceğine miras bırakma düşüncesi taşırız. Çağdaş Tomurcuk markası sizin de bahsettiğiniz gibi 15 yıllık bir çaba, emek ve çalışmanın meyvesidir. Bu geçen sürede her konuda çok büyük tecrübe ve deneyimler biriktirdik. Çağdaş Tomurcuk markasına Tek grup olarak yatırımlarımız devam ederken, bir yandan da kaliteli eğitimi tüm Türkiye’ye ulaştırmak için 2020 yılı itibariyle gerek okul gerekse kurs yatırımlarına uyumlu modellerle franchise vermeye başlayacağız.
Franchise verdiğimiz yatırımcılara karşılaşacakları tüm süreçlerde, en üst seviyede bir profesyonellikle destek sağlayacağız. Genel müdürlüğümüzdeki tüm departmanlar ile yatırımcılarımıza her şart ve koşulda uygulanabilen stratejiler ve ihtiyaç halinde aksiyon almaları için gerekli altyapı paylaşımında bulunacağız.
Bu ülkenin kaliteli, disiplinli bir anlayışla kurgulanan başarı odağıyla hareket eden saygın temel okullara ihtiyacı var. Bu gereksinim doğrultusunda bu eğitim felsefesiyle hareket eden Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumlarını tüm Türkiye’ taşıyacağız.
Çağdaş Tomurcuk eğitim kurumları genel müdürlük yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tek grup, büyüyen kurumsal yapısı, eğitim ve yatırım stratejileri doğrultusunda 2010 yılı itibariyle genel müdürlük sistemiyle yönetilmektedir. Genel müdürlük yerleşkesi çağın gerektirdiği altyapılar ile donatılmış, otomasyon ve yazılımları sisteme entegre edilmiş, süreç yönergeleri kusursuzca hazırlanmış, fiziki imkanları ile eksiksiz planlanıp tüm şart ve koşulda stratejik hedefler doğrultusunda hizmet etmek için kurulmuştur.
Genel müdürlük yapısı içerisinde; Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü, Yayın Genel Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Kurumsal İletişim Müdürlüğü, İdari işler ve Satın alma Müdürlüğü, Mali İşler Müdürlüğü, Finans Koordinatörlüğü, Hukuk Müşavirliği, Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden oluşan 9 profesyonel birim ve 40 kişiyi aşkın uzman bir kadro tarafından kurulmuştur.
ÖĞRENCİYE DOKUNMANIN YOLU ÖĞRETMENDEN GEÇER
Kurumsal değerler açısından insan kaynaklarına bakış açısınız nedir? Ayrıca insan kaynakları bir kurum için neler ifade eder?
Bir kurumun değerlerinin en başında insan kaynakları gelmektedir. Bu eğitim sektörü için ayrı bir önem arzetmektedir. Zira öğrenciye dokunmanın yolu öğretmenden geçmektedir. Öğretmenlerimizin motivasyonunun yüksek olması okul içinde hissedilmekte ve öğrencinin durumuna doğrudan etki etmektedir. Bu durum aynı şekilde şubelerde ki eğitim yöneticilerimiz içinde geçerlidir. Bizim insan kaynakları yönetimimizde ‘’mutlu çalışan’’ programımızla bu düşüncemizi tesis etmek için çaba sarfediyoruz. Kurumlar değerleriyle olgunlaşır ve büyürler. Kurumlarımıza emek ve özverisiyle katkı sunmuş çalışma arkadaşlarımız Tek grup ailesinin bir parçasıdır. Bu anlayışın bir sonucu olacak ki 300’ün üzerinde çalışanı bulunan Tek grup şirketinde ben de dahil olmak üzere 10 yılını doldurmak üzere onlarca, 5 yılın üzerinde ise yaklaşık 150 çalışma eğitim yöneticisi ve öğretmen arkadaşlarımız bulunmaktadır.
Kurumların üst düzey yöneticisi olarak vizyonunuzla hem öğrenci hem veli hem de öğretmenlere yön veriyorsunuz. Bu doğrultuda eğitime bakışınızı paylaşabilir misiniz?
Geleceğin güvencesi kuşkusuz ki sağlam temeller üzerine atılmış eğitime dayalıdır. İçinde bulunduğumuz modern dünyanın parametrelerinden birisi eğitimdir. İnsanlık, yeryüzüne geldiği andan itibaren araştırmaya, sorgulamaya ve öğrenmeye güdülenmiştir. Tarihten bugüne yaptığımız gözlemler sonucu bir millet için en büyük zenginlik iyi yetiştirilmiş insan kaynağıdır.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği ‘’Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.’’ sözü bugün yapmakta olduğumuz çalışmalara da ışık tutup yol gösteriyor. Eğitime yaptığımız her yatırım doğrudan insana katkı sağlamaktadır. Bireyin gelişmesinin, toplumların kalkınmasının yegane yöntemi eğitimden geçmektedir. Tek Grup olarak hem bireysel hem de kurumsal stratejilerimizin odağında eğitim bulunmaktadır. Yaptığımız yatırımlarla Türk eğitim sistemini ileriye doğru taşımanın sorumluluğunu hissediyoruz. Kurulduğumuz günden bugüne, tüm kademelerde öğrencilerin ihtiyaç duyacağı yapay olmayan uygulanabilir eğitim modelleriyle programlarımızı oluşturmaktayız. Uygar toplumlar yenilikçi ve yaratıcı bireylere ihtiyaç duyar. Bizlerde yetiştirdiğimiz öğrencilerin 21.yy beceri ve donatılarını kazanmış, dünyayı tanıyan, teknolojik gelişmelere karşı duyarlı, modern toplum dinamiklerine vakıf güçlü bireyler olarak yetişmesini için çalışmaktayız. Doğru eğitim metotlarıyla ve uygulamalarla yetişen öğrenciler, ekonomi, sanat, spor, bilim gibi tüm alanlarda ülkelerine doğrudan katkılar sunacaklardır. Eğitim politikalarımızı bu bakış açısıyla değerlendiriyor ve kurumsal yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz.
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı hakkında düşünceniz nedir? Tek Grup’un gerçekleştirdiği üç sosyal sorumluluk projesinden bahsedebilir misiniz?
Kurumlar, yaşadığı toplumlara karşı yazılı olmayan sorumluluklar taşır. Bu anlayış dünya üzerinde birden meydana gelen bir değişim değildir. Tarihsel süreç içerisinde insanların yaşam tarzına yerleşmiş bir kavramdır aslında. Sosyal sorumluluk hareketi, sosyal yaşam ahlakı ile direkt entegre olmuş kavramsallaşmış bir durumdur. 1. Dünya savaşı dönemlerinde değişen yönetim anlayışı ile hayatımıza giren sosyal sorumluluk günümüze kadar gelişen süreçlerle toplum nezdinde değer kazanmıştır. Toplumları oluşturan bireyler, olumlu insani bir algı oluşturan sosyal sorumluluğu bensimsemiş ve her sektörde ön plana çıkarmak için çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bugün ülkemize baktığımızda kurumsal her marka kendi alanı ve gücü ölçüsünde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek hem değer üretmiş hem de marka itibarına katkı sağlamıştır.
Tek grup olarak toplum değerleriyle entegre olan, yerel değerleri önemseyen, nesillere katkı sunma felsefesinde bir şirket olarak kurumlarımızda sosyal sorumluluk algısını oluşturmaya gayret ettik. Öğrenci, öğretmen, veli ve yöneticilerimizle işbirliği yaparak onlarca proje gerçekleştirdik. Bunlardan bazılarını sizlerle de paylaşmak isterim.
LÖSEV DESTEK
Ortaokul öğrencilerimizle birlikte lösemili çocukları tedavi etmek amacıyla kurulan LÖSEV ile ortak çalışarak hem maddi hem de manevi katkılarımızla yanlarında olduğumuzu ifade ettik. Bu çalışmayı yaparken de hem LÖSEV yetkilileri okulumuzu ziyaret ettiler hem de öğrencilerimiz LÖSEV ofisine giderek gönüllü olarak çalışma gerçekleştirdiler.
KARDEŞ OKUL
Ülkemizdeki tüm okulların eğitim olanakları aynı olamayabiliyor. Bölgesel değişiklikler öğrencilerin sahip olduğu imkanları farklılaştırıyor. Bizde kendi okullarımızda işbirliği yaparak dezavantajlı bölgelerde bulunan okullardan kendimize kardeş okul seçip ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Amacımız orada öğrencilerin daha iyi şartlarda eğitim almalarına olanak sağlamaktır.
TEK GRUP ORMANI
Bizim gerçekten doğaya karşı ayrı bir sevgimiz var. Özellikle şehirde yaşayan bir toplum olarak yeşili biraz hasretiz. Çocuklarımıza her fırsatta yeşilin önemi anlatıyoruz. Bu sene de grup şirketimizi temsil eden bir ormanımız olsun istedik. Öğretmen ve öğrencilerimizle birlikte fidelerimizi dikerek dünyaya bir miras bıraktık.
Ormansız bir yurt vatan değildir.
MODERN, MEDENİ VE YENİ…
Çağdaş Tomurcuk marka kimliğinde bahsedebilir misiniz?
Çağdaş Tomurcuk markası, 15 yıllık köklü geçmişinden aldığı tecrübe, güç ve birikimiyle bugün ki zamana ışık tutabilen, her zaman kendisini yenileyebilen, çağın ihtiyaçlarına göre güncellenen, kategori ve kademe gözetmeksizin şüphesiz başarıyı yakalayan Türk eğitim sistemine kazandırılmış çağdaş bir eğitim markasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Memleket, mutlaka modern medeni ve yeni olacaktır. Bizim için bu hayat davasıdır.” sözünün ışığında Türkiye’de eğitim gönüllüsü olarak yatırımlarına devam eden Tek Grup şirketine ait bir eğitim markasıdır.
Çağdaş Tomurcuk markasında mottomuzu ışığıyla yolumuzu aydınlatan başöğretmen Atatürk’ün ifade ettiği modern, medeni ve yeni kavramları üzerine kurguladık.
Çağdaş tomurcuk, sürekli ve doğrusal olarak ilerleme felsefesini taşır. Uyguladığı eğitim sistemi ile ekonomik, sanatsal, sportif ve bilimsel bir çok alanda toplumsal aydınlanmayı işaret etmektedir. Uygulanması güç, yenilenmeye muhtaç, bilim ve gerçeklikten uzak fikirlerin aydınlanma vizyonuyla reforme edilme düşüncesini taşıdığından dolayı modern’dir.
Çağdaş Tomurcuk, evrensel bir anlayış olan uygarlığı temsil eder. Milletlerin gelişmişlik düzeyleri eğitimle doğrudan orantılıdır. Uygarlığa ulaşmış toplumlar hayatın tüm alanlarında kendisini gururla ifade edebilmektedir. Değerler, toplumların ortak yönlerinden oluşup, süreç içerisinde kalıcı mirasa dönüşmektedir. Eğitimde, bu temel prensip üzerine anlayış benimsediğinden dolayı medeni’dir.
Çağdaş Tomurcuk, içinde barındırdığı tüm ekosistemde yaratıcılık ruhunu ortaya koymaktadır. Ekonomiden sağlığa, ulaşımdan teknolojiye tüm politikaların kuramsal arkaplanı inovasyondur. Öğrenme modelleri, eğitim uygulamaları, fikirsel akımlar bu çerçevede şekillenmelidir. Bu anlayışı eğitimde kullanıp açık ve anlaşılır şekilde yaratıcılıkla birleştirme felsefesinden dolayı Yeni’dir.
“Uygar toplumlar yenilikçi ve yaratıcı bireylere ihtiyaç duyar. Bizlerde yetiştirdiğimiz öğrencilerin 21.yy beceri ve donatılarını kazanmış, dünyayı tanıyan, teknolojik gelişmelere karşı duyarlı, modern toplum dinamiklerine vakıf güçlü bireyler olarak yetişmesini için çalışmaktayız.”
Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Aralık 2019 13:28
Gösterim: 1039