Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İTÜ Evrensel Tekstil Tasarım Merkezi'nin engellilerin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak Türkiye'deki ilk merkez olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, tasarımların insana hizmet eksenli planlanması gerektiğini belirterek, "Engelliler İçin Tekstil Tasarım Merkezi Projesi'ni bu nedenle çok önemsiyorum. Türkiye'de ilk kez böyle bir merkez açılıyor. İnşallah burada engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak" dedi.
Emine Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde kurulan "İTÜ Evrensel Tekstil Tasarım Merkezi"nin açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak hayata dokunmalarının takdire şayan olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Evrensel tasarım" olgusunun, tüm dünyada son 20-30 yıl içinde yaygınlık kazanan yeni bir bakış açısını ifade ettiğini dile getirerek, "Aslında 'herkes için tasarım' demektir. Bu bakış açısına göre, engellerden etkilenenler, sadece klasik anlamda 'engelli' tanımına giren bireylerden oluşmaz. Her insan bebeklik, çocukluk döneminde bazı kısıtlamalar yaşar. Birçok insan hamilelik, yaşlılık, kaza gibi çeşitli sebeplerle engellere sahip olabilir. Bu nedenle engellileri toplumun küçük bir bölümü olarak değerlendirmemeliyiz. Hepimiz hayatımızın bir döneminde fiziksel engellerle karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Emine Erdoğan, hayatın tamamen doğal sınırlardan değil, yapılı çevrelerden oluştuğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Engelliler İçin Tekstil Tasarım Merkezi Projesi'ni bu nedenle çok önemsiyorum. Türkiye'de ilk kez böyle bir merkez açılıyor. İnşallah burada engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak. Umuyorum ki, bu merkez vesilesiyle 'evrensel tasarım' tüm hazır giyim mağazalarının, tüm mimari uygulamaların gündemine girer. Böylece toplumda, sosyal adaleti gerçekleştirme imkanı buluruz. 'Basit ve sezgisel kullanım imkanı' ile kalıcı engeli bulunan kardeşlerimizin sıkıntılarını bir ölçüde hafifletmiş oluruz."
Engelli haklarını korumak adına en önemli vazife devlete düşüyor
Bugüne kadar engellilerle ilgili çok sayıda sosyal sorumluluk projesine destek verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğim birşey var; zihinlerdeki engeli kaldırırsak, fiziksel engelleri de daha kolay aşabiliriz. Toplumun tüm kesimlerinin bu konuda duyarlı olması gerekir. Kuşkusuz engelli haklarını korumak adına en önemli vazife devlete düşüyor. Bu anlamda, son 13 yılda devletimizin devrim sayılabilecek adımlar attığını söyleyebilirim. Mesela, ülkemizde Engelliler Kanunu ilk kez 2005'te çıkarıldı. 1500 maddelik bir Engelliler Hukuku oluşturuldu. 2007'de, bağlayıcı nitelikteki tek uluslararası belge olan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesine ilk imza koyan ülkeler arasında yer aldık. 2010 yılında ise, engellilere pozitif ayrımcılık ilkesi, anayasal güvence altına alındı."
Merkez sayesinde 'evrensel tasarım' yaklaşımı yaygınlaşacak
Erdoğan, yaşantıya dönüşmeyen bilginin gerçek bilgi değil sadece malumat olduğunu ifade ederek, "Engellilerin haklarının olduğunu biliyorsak, buna inanıyorsak, onların hukukuna da fiilen saygı göstermek durumundayız. Onlara bir engel de biz çıkarmamalıyız. Gölge etmediğimiz durumlarda onlar umut ve gayretleri ile nice başarıya imza atıyorlar" dedi.
İTÜ Gümüşsuyu Yerleşkesi'nde engelli bireylerin ihtiyaçları düşünülerek kumaş, giysi ve diğer tekstil tasarımlarının yapılacağı, numunelerin üretileceği merkezin açılışı Emine Erdoğan ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca tarafından yapıldı. Açılışın ardından Erdoğan, merkezi ziyaret ederek, tasarım atölyeleri ve cihazlar hakkında bilgi aldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İTÜ Evrensel Tekstil Tasarım Merkezi'nin engellilerin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak Türkiye'deki ilk merkez olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, tasarımların insana hizmet eksenli planlanması gerektiğini belirterek, "Engelliler İçin Tekstil Tasarım Merkezi Projesi'ni bu nedenle çok önemsiyorum. Türkiye'de ilk kez böyle bir merkez açılıyor. İnşallah burada engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak" dedi.
Emine Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde kurulan "İTÜ Evrensel Tekstil Tasarım Merkezi"nin açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak hayata dokunmalarının takdire şayan olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Evrensel tasarım" olgusunun, tüm dünyada son 20-30 yıl içinde yaygınlık kazanan yeni bir bakış açısını ifade ettiğini dile getirerek, "Aslında 'herkes için tasarım' demektir. Bu bakış açısına göre, engellerden etkilenenler, sadece klasik anlamda 'engelli' tanımına giren bireylerden oluşmaz. Her insan bebeklik, çocukluk döneminde bazı kısıtlamalar yaşar. Birçok insan hamilelik, yaşlılık, kaza gibi çeşitli sebeplerle engellere sahip olabilir. Bu nedenle engellileri toplumun küçük bir bölümü olarak değerlendirmemeliyiz. Hepimiz hayatımızın bir döneminde fiziksel engellerle karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Emine Erdoğan, hayatın tamamen doğal sınırlardan değil, yapılı çevrelerden oluştuğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Engelliler İçin Tekstil Tasarım Merkezi Projesi'ni bu nedenle çok önemsiyorum. Türkiye'de ilk kez böyle bir merkez açılıyor. İnşallah burada engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştıracak kumaş üretimi ve tekstil tasarımı yapılacak. Umuyorum ki, bu merkez vesilesiyle 'evrensel tasarım' tüm hazır giyim mağazalarının, tüm mimari uygulamaların gündemine girer. Böylece toplumda, sosyal adaleti gerçekleştirme imkanı buluruz. 'Basit ve sezgisel kullanım imkanı' ile kalıcı engeli bulunan kardeşlerimizin sıkıntılarını bir ölçüde hafifletmiş oluruz."
Engelli haklarını korumak adına en önemli vazife devlete düşüyor
Bugüne kadar engellilerle ilgili çok sayıda sosyal sorumluluk projesine destek verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğim birşey var; zihinlerdeki engeli kaldırırsak, fiziksel engelleri de daha kolay aşabiliriz. Toplumun tüm kesimlerinin bu konuda duyarlı olması gerekir. Kuşkusuz engelli haklarını korumak adına en önemli vazife devlete düşüyor. Bu anlamda, son 13 yılda devletimizin devrim sayılabilecek adımlar attığını söyleyebilirim. Mesela, ülkemizde Engelliler Kanunu ilk kez 2005'te çıkarıldı. 1500 maddelik bir Engelliler Hukuku oluşturuldu. 2007'de, bağlayıcı nitelikteki tek uluslararası belge olan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesine ilk imza koyan ülkeler arasında yer aldık. 2010 yılında ise, engellilere pozitif ayrımcılık ilkesi, anayasal güvence altına alındı."
Merkez sayesinde 'evrensel tasarım' yaklaşımı yaygınlaşacak
Erdoğan, yaşantıya dönüşmeyen bilginin gerçek bilgi değil sadece malumat olduğunu ifade ederek, "Engellilerin haklarının olduğunu biliyorsak, buna inanıyorsak, onların hukukuna da fiilen saygı göstermek durumundayız. Onlara bir engel de biz çıkarmamalıyız. Gölge etmediğimiz durumlarda onlar umut ve gayretleri ile nice başarıya imza atıyorlar" dedi.
İTÜ Gümüşsuyu Yerleşkesi'nde engelli bireylerin ihtiyaçları düşünülerek kumaş, giysi ve diğer tekstil tasarımlarının yapılacağı, numunelerin üretileceği merkezin açılışı Emine Erdoğan ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca tarafından yapıldı. Açılışın ardından Erdoğan, merkezi ziyaret ederek, tasarım atölyeleri ve cihazlar hakkında bilgi aldı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Ekim 2015 16:04
Gösterim: 1448
Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, TEKNOKENT bünyesinde geliştirdikleri sistemle kalp krizinden ölümleri azaltmayı amaçlıyor.
Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, TEKNOKENT bünyesinde geliştirdikleri sistemle kalp krizinden ölümleri azaltmayı amaçlıyor.
Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümünde eğitim gören 6 öğrenci, TEKNOKENT'te yaklaşık 2 yıldır yaptıkları çalışma sonucunda, kalp krizi gelişimini erken dönemde belirlemek üzere bant geliştirdi.
Bant sayesinde, datalar sürekli incelenerek, kalp krizi riski durumunda kişi ya hastaneye yönlendirilecek ya da ambulansla sağlık kuruluşuna sevki sağlanacak.
Öğrencilerden Ömer Faruk Başargan, insanların kalp krizinden dolayı hastaneye gecikme ya da ambulansın geç gelmesiyle sorun yaşadığını belirterek, "Bu insanlar büyük hayati riskler içerisinde ve bu sonuçlar ölümle ya da felçle sonuçlanabiliyor. Bu gibi durumlardan dolayı 'ne gibi bir çözüm bulabiliriz' diye araştırma içerisine girdik. Bunun üzerine de böyle bir sistem geliştirdik" diye konuştu.
Başargan, kişide herhangi bir göğüs ya da kol ağrısı gibi bir semptom oluştuğunda, butona basarak durumu sisteme iletebileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu değerlendirmeler kapsamında risk analizini yaptıktan sonra büyük bir risk yoksa öncelikle kişiyi arayabiliyoruz ve hastaneye gönderiyoruz. Eğer datalarda büyük sapmalar varsa risk durumu fazlaysa üzerindeki konumlayıcı sayesinde kişinin konumlarını tespit ediyoruz ve olduğu yere ambulansı gönderiyoruz. Bu şekilde de erken teşhiste çığır açabileceğimizi düşünüyoruz. Ürün, maliyeti oldukça düşük ve kullanıcının kullanabileceği şekilde olacak."
EKG kayıtlarını da alabiliyor
Proje danışmanı SAÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Tatlı da kalp krizi yüzünden gerçekleşen ölüm oranlarının nasıl azaltılabileceği konusunda bir proje oluşturduklarını anlatarak, "Hikayesinde yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, hiperlipidemi dediğimiz kolesterol yüksekliği, ailede kalp krizi hikayesi olan ya da daha önce kalp krizi by-pass ameliyatı geçirmiş olan hastaları yüksek riskli hastalar olarak belirledik. Bu hastalarda sonraki süreçte kalp krizi gelişimini erken dönemde tanımak ve tedavi şemasını hızlı bir şekilde oluşturmak için mekatronikçi arkadaşlar öncülüğünde bir mekanizma oluşturmaya çalıştık" ifadelerini kullandı.
Tatlı, hastanın şikayetçi olduğu dönemde kendisine verdikleri semptom cihazına bastığı anda vücudundan Elektrokardiyografi (EKG) kayıtlarının alındığını belirterek, "Bu kayıtlar, sinyal aracılığıyla 112 Acil Servisine ya da hastanenin bir uzman kadrosuna gönderilip analiz ediyor.
Amaçlarının kalp krizi tanısını hemen koymak ve hastaneye geliş sürecini hızlandırmak olduğunu vurgulayan Tatlı, bu sistemin sonuçlarının iyi lanse edilebilmesi durumunda dünyada benimsenecek bir proje olduğunu dile getirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, TEKNOKENT bünyesinde geliştirdikleri sistemle kalp krizinden ölümleri azaltmayı amaçlıyor.
Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, TEKNOKENT bünyesinde geliştirdikleri sistemle kalp krizinden ölümleri azaltmayı amaçlıyor.
Teknoloji Fakültesi Mekatronik ve Makine Mühendisliği Bölümünde eğitim gören 6 öğrenci, TEKNOKENT'te yaklaşık 2 yıldır yaptıkları çalışma sonucunda, kalp krizi gelişimini erken dönemde belirlemek üzere bant geliştirdi.
Bant sayesinde, datalar sürekli incelenerek, kalp krizi riski durumunda kişi ya hastaneye yönlendirilecek ya da ambulansla sağlık kuruluşuna sevki sağlanacak.
Öğrencilerden Ömer Faruk Başargan, insanların kalp krizinden dolayı hastaneye gecikme ya da ambulansın geç gelmesiyle sorun yaşadığını belirterek, "Bu insanlar büyük hayati riskler içerisinde ve bu sonuçlar ölümle ya da felçle sonuçlanabiliyor. Bu gibi durumlardan dolayı 'ne gibi bir çözüm bulabiliriz' diye araştırma içerisine girdik. Bunun üzerine de böyle bir sistem geliştirdik" diye konuştu.
Başargan, kişide herhangi bir göğüs ya da kol ağrısı gibi bir semptom oluştuğunda, butona basarak durumu sisteme iletebileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu değerlendirmeler kapsamında risk analizini yaptıktan sonra büyük bir risk yoksa öncelikle kişiyi arayabiliyoruz ve hastaneye gönderiyoruz. Eğer datalarda büyük sapmalar varsa risk durumu fazlaysa üzerindeki konumlayıcı sayesinde kişinin konumlarını tespit ediyoruz ve olduğu yere ambulansı gönderiyoruz. Bu şekilde de erken teşhiste çığır açabileceğimizi düşünüyoruz. Ürün, maliyeti oldukça düşük ve kullanıcının kullanabileceği şekilde olacak."
EKG kayıtlarını da alabiliyor
Proje danışmanı SAÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Tatlı da kalp krizi yüzünden gerçekleşen ölüm oranlarının nasıl azaltılabileceği konusunda bir proje oluşturduklarını anlatarak, "Hikayesinde yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, hiperlipidemi dediğimiz kolesterol yüksekliği, ailede kalp krizi hikayesi olan ya da daha önce kalp krizi by-pass ameliyatı geçirmiş olan hastaları yüksek riskli hastalar olarak belirledik. Bu hastalarda sonraki süreçte kalp krizi gelişimini erken dönemde tanımak ve tedavi şemasını hızlı bir şekilde oluşturmak için mekatronikçi arkadaşlar öncülüğünde bir mekanizma oluşturmaya çalıştık" ifadelerini kullandı.
Tatlı, hastanın şikayetçi olduğu dönemde kendisine verdikleri semptom cihazına bastığı anda vücudundan Elektrokardiyografi (EKG) kayıtlarının alındığını belirterek, "Bu kayıtlar, sinyal aracılığıyla 112 Acil Servisine ya da hastanenin bir uzman kadrosuna gönderilip analiz ediyor.
Amaçlarının kalp krizi tanısını hemen koymak ve hastaneye geliş sürecini hızlandırmak olduğunu vurgulayan Tatlı, bu sistemin sonuçlarının iyi lanse edilebilmesi durumunda dünyada benimsenecek bir proje olduğunu dile getirdi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Ekim 2015 14:38
Gösterim: 1646
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın’a Azerbaycan’daki “Odlay Yurdu Üniversitesi” tarafından uluslararası alanda gerçekleştirdiği yükseköğretim çalışmalarından ötürü “Fahri Doktora” unvanı verildi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, uluslararası alanda yaptığı yükseköğretim çalışmalarından ötürü Azarbaycan Odlay Yurdu Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanına layık görüldü.
Doktora unvanı Bakü’de düzenlenen törenle takdim edildi.
Azarbaycan Milletvekili ve “Odlay Yurdu Üniversitesi” kurucusu Prof. Dr. Ahmed Valiyev, törende yaptığı konuşmada, “İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve EURAS Kurucu Başkanı Sn. Dr. Mustafa Aydın’ın uluslararası alanda gerçekleştirdiği yüksek öğretim çalışmaları örnek alınacak değerdedir ve de eğitimin kalitesini arttırmaya yöneliktir. Ülkem ve eğitimci kimliğim adına kendisine Fahri Doktora unvanı takdim ederek teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.
Eğitimciler global trendleri takip etmeli
Fahri Doktora cübbe ve kepini giyen Dr. Mustafa Aydın, teşekkür konuşmasında, “Eğitimcilerin global trendleri takip etmesi, sınırların ortadan kalktığı bir dünyada her zaman yeniliklere öncülükle ülkelerinin gelişiminde akıncı güçler olarak çalışmaları gerekir. Sizler huzurunda sayın milletvekili ve rektörüme şükranlarımı sunarım” ifadelerini kullandı.
Dr. Mustafa Aydın, Azarbaycan ziyareti sırasında Eğitim Bakan Yardımcısı Ceyhun Bayramov ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Hafız Pasayev ile de bir araya geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın’ın her iki isimle görüşmesinde, Azerbaycan Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulacak “Study in Azarbaycan” markasının ilk kullanımının EURAS tarafından desteklenen EURIE Avrasya Yükseöğretim Zirvesi’nde kullanılması ve eğitim işbirliklerinin arttırılması konuları konuşuldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın’a Azerbaycan’daki “Odlay Yurdu Üniversitesi” tarafından uluslararası alanda gerçekleştirdiği yükseköğretim çalışmalarından ötürü “Fahri Doktora” unvanı verildi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, uluslararası alanda yaptığı yükseköğretim çalışmalarından ötürü Azarbaycan Odlay Yurdu Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanına layık görüldü.
Doktora unvanı Bakü’de düzenlenen törenle takdim edildi.
Azarbaycan Milletvekili ve “Odlay Yurdu Üniversitesi” kurucusu Prof. Dr. Ahmed Valiyev, törende yaptığı konuşmada, “İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve EURAS Kurucu Başkanı Sn. Dr. Mustafa Aydın’ın uluslararası alanda gerçekleştirdiği yüksek öğretim çalışmaları örnek alınacak değerdedir ve de eğitimin kalitesini arttırmaya yöneliktir. Ülkem ve eğitimci kimliğim adına kendisine Fahri Doktora unvanı takdim ederek teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.
Eğitimciler global trendleri takip etmeli
Fahri Doktora cübbe ve kepini giyen Dr. Mustafa Aydın, teşekkür konuşmasında, “Eğitimcilerin global trendleri takip etmesi, sınırların ortadan kalktığı bir dünyada her zaman yeniliklere öncülükle ülkelerinin gelişiminde akıncı güçler olarak çalışmaları gerekir. Sizler huzurunda sayın milletvekili ve rektörüme şükranlarımı sunarım” ifadelerini kullandı.
Dr. Mustafa Aydın, Azarbaycan ziyareti sırasında Eğitim Bakan Yardımcısı Ceyhun Bayramov ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Hafız Pasayev ile de bir araya geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Aydın’ın her iki isimle görüşmesinde, Azerbaycan Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulacak “Study in Azarbaycan” markasının ilk kullanımının EURAS tarafından desteklenen EURIE Avrasya Yükseöğretim Zirvesi’nde kullanılması ve eğitim işbirliklerinin arttırılması konuları konuşuldu.
Son Güncelleme: Cuma, 16 Ekim 2015 14:19
Gösterim: 1738
ÖYP kapsamında sonuçları açıklanan rehberlik ve psikolojik danışmanlık, felsefe ile psikoloji bölümlerine yapılan araştırma görevlisi yerleştirme sonuçlarına göre atamaların başvuruları bugün sona eriyor.
Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında rehberlik ve psikolojik danışmanlık, felsefe ile psikoloji bölümlerine yapılan araştırma görevlisi yerleştirme sonuçları için başvuru süresi bugün doluyor.
Sınavı kazananların, lisans diplomasının aslı veya noter tasdikli örneği, lisans mezuniyetine ilişkin transkriptin aslı, yerleştirmeyi esas beyan edilen ALES sonuç belgesi, ALES'ten muaf olunması halinde doktora eğitiminin tamamladığına dair ya da öğretim elemanı olarak çalışıldığına dair belge, yerleştirmeye esas beyan edilen yabancı dil sınav sonuç belgesi, 12 adet fotoğraf ve araştırma görevlisi olarak çalışmalarına engel bir durum olmadığına dair sağlık raporuyla kazandığı üniversiteye başvurularını gerçekleştirmesi gerekiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
ÖYP kapsamında sonuçları açıklanan rehberlik ve psikolojik danışmanlık, felsefe ile psikoloji bölümlerine yapılan araştırma görevlisi yerleştirme sonuçlarına göre atamaların başvuruları bugün sona eriyor.
Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında rehberlik ve psikolojik danışmanlık, felsefe ile psikoloji bölümlerine yapılan araştırma görevlisi yerleştirme sonuçları için başvuru süresi bugün doluyor.
Sınavı kazananların, lisans diplomasının aslı veya noter tasdikli örneği, lisans mezuniyetine ilişkin transkriptin aslı, yerleştirmeyi esas beyan edilen ALES sonuç belgesi, ALES'ten muaf olunması halinde doktora eğitiminin tamamladığına dair ya da öğretim elemanı olarak çalışıldığına dair belge, yerleştirmeye esas beyan edilen yabancı dil sınav sonuç belgesi, 12 adet fotoğraf ve araştırma görevlisi olarak çalışmalarına engel bir durum olmadığına dair sağlık raporuyla kazandığı üniversiteye başvurularını gerçekleştirmesi gerekiyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Ekim 2015 10:07
Gösterim: 1433
Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak. Bu konuyla ilgili olarak yeni bir kanuni düzenleme yaptıklarını söyleyen Bakan Fikri Işık, “Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak. Yeni bir kanuni düzenleme yapıyoruz. Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" diye konuştu.
Bakan Işık, Gebze Teknik Üniversitesinin (GTÜ) 2015-2016 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, 1992'de Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü olarak başlayan üniversitenin, o günden bugüne önemli bir mesafeler katettiğini ve başarılı çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
GTÜ'nün birkaç yılda teknik alanda kendisinden çok sıkça bahsettiren ve üniversite giriş sıralamasında da Türkiye'nin en iyi öğrencilerini alan bir üniversite konumuna geleceğine inandığını ifade eden Işık, Türkiye'nin en büyük akademik kadrolarına sahip GTÜ'nün bu potansiyelinin bulunduğunu belirtti.
Kocaeli ve Gebze'nin önemli ve stratejik bir noktada bulunduğuna dikkati çeken Işık, şöyle konuştu:
"İstanbul hemen yanımızda. Körfez Geçiş Köprüsü ile Bursa'ya mesafemiz 45 dakikanın altına iniyor. Türkiye'nin 20 milyon nüfusunun tam merkezindeyiz, üretiminin tam kalbindeyiz, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin de merkez noktalarından biriyiz. Türkiye'nin en büyük araştırma merkezi olan TÜBİTAK MAM'ın hemen yanındayız. Ülkemizin en önemli laboratuvarlarına sahip olan TSE'nin sınır komşusuyuz. Üniversite olarak o kadar iyi noktadayız ki bu avantajları değere dönüştürmek artık bizim elimizde. Bunu değere dönüştürdüğümüz zaman hem üniversitemiz kazanacak, Gebzemiz, Kocaelimiz ve ülkemiz kazanacak. Hem de bütün bilim camiası kazanacak.
Maalesef uzun yıllar üniversiteler kendilerini toplumdan izole ettiler. Üniversiteler kendi evrenlerindeydi, toplum kendi evrenlerindeydi. Üniversite, eğitim boyutunun dışına çok fazla çıkamamıştı. Araştırma yapılan üniversitelerde bu araştırmanın toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşmesini doğrusu önemsememişlerdi. Şimdi bu anlayış değişiyor. Başta bakanlık olmak üzere hükümet olarak bu anlayışın değişmesi için çok ciddi gayret gösteriyoruz."
Şu anda Kocaeli'de 13'ü faal olmak üzere 16 organize sanayi bölgesinin bulunduğunu kaydeden Işık, TÜBİTAK, TSE ve yapımı devam eden Bilişim Vadisi ile böyle bir ekosistem içerisinde GTÜ'nün çok daha iyi bir noktaya gelmemesi için hiçbir sebebin olmadığını dile getirdi. Bakan Işık, bu noktada, üniversitenin kent ve sanayi ile bütünleşmesi ile şehrin üniversiteye sahip çıkmasının önemli olduğunu ve bu alanda ciddi adımlar atıldığını anlattı.
Üniversite vakfı kuracağız
GTÜ'nün vakfı kuracaklarını ve bu vakıf aracılığıyla başarılı öğrencilerin üniversite okurken burs almalarını sağlayacaklarını anlatan Fikri Işık, "Türkiye'de en yüksek puanlarla tercih edilen üniversitelerden biri haline geleceğiz. Bunun hazırlıklarında son noktaya gelindi. 1 Kasım seçimlerinden hemen sonra bu çalışmayı hayata geçireceğiz. Vakfımız bu noktada Türkiye'nin en başarılı öğrencilerini üniversitemize kazandırmak için çok güzel teşvik edici mekanizmaları oluşturacak. Bunu aynı zamanda başarılı öğretim üyelerinin desteklenmesi, yeni öğretim üyelerimizin üniversitemize kazandırılması için de vakfımızı önemli bir araç olarak kullanmayı arzu ediyoruz" diye konuştu.
Hocalarının Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak
Üniversite eğitiminde yabancı dile şaşı bakılmasına karşı olduğunu dile getiren Fikri Işık, İngilizce eğitim yapan bölümlerin açılmasının üniversitenin tercihinde ve eğitim kalitesinde ciddi bir artış sağlayacağını belirterek, "Bu konuda bakan olarak, kentin milletvekili olarak elinden gelen desteği vereceğim. İngilizce eğitim verilen bölümleri üniversiteye kazandıracağız" ifadesini kullandı.
Üniversite-sanayi işbirliğini GTÜ'de Türkiye'ye örnek olacak noktaya çıkarmak istediklerine dikkati çeken Işık, şunları kaydetti:
"Burada aslında ölçümüz, önümüzdeki süreçte GTÜ ve sanayi Avrupa Birliğinin araştırma destek programlarından olan Horizon 2020'den ne kadar proje alabileceği. Bu çok güzel bir gösterge olacak. GTÜ'nün çok iyi bir alt yapısı var. Buna TÜBİTAK'ın alt yapısını ve Bilişim Vadisi ile oluşacak sinerjiyi eklediğiniz zaman, bu bölgede Türkiye'nin global 500 firmasının 87'si sadece Kocaeli sınırlarında. Buna İstanbul'u, Bursa'yı eklediğiniz zaman yüzde 60'ı geçiyor. Böyle bir sistemde arzumuz, Türkiye'nin Horizon 2020'den aldığı proje sayısının ilk defa verdiğimiz rakamın üzerine çıkmasıdır. Ama bunda GTÜ'nün de ayrı bir yeri olmalı. Bu hem Türkiye'nin başarısına başarı katacak hemde sizin başarınız üniversitenin ismini çok daha itibarlı ve yüksek hale getirecek. Horizon 2020'den proje almakla ilgili TÜBİTAK'da özendirici çalışmalar yapıyoruz."
"Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak" diyen Bakan Işık, "Yeni bir kanuni düzenleme yapıyoruz. Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Işık, 2015-2016 akademik yılının üniversite ve eğitim camiasına hayırlı olmasını diledi.
Bakan Işık, konuşmasının ardından 2015 yılı lisans yerleştirme sınavında GTÜ'ye birinci sırada yerleşen matematik bölümü öğrencisi Ali Enes Öztürk'e hediye takdim etti.
Bilim üssü olmaya aday bir üniversiteyiz
Rektör Prof. Dr. Haluk Görgün ise Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünün 23 yıllık mirasına sahip çıkarak, altyapısıyla, donanımıyla, akademik kadrosuyla ülkenin en önemli bilim üssü olmaya aday bir üniversite olduğunu belirtti.
Katma değer sağlayan projeler üretmeyi, bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda uluslararası üniversitelerle rekabet edebilecek çağdaş bir dünya üniversitesi oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Görgün, "Üniversitemizde 197 öğretim üyesi ve 307 yardımcı öğretim elemanı olmak üzere toplam 504 akademik personel, eğitim-öğretimi yürütürken; 300 personelimiz ise idari hizmet vermektedir. 2427 lisans, 3518 lisansüstü olmak üzere 5940 öğrenci Üniversitemizde eğitimlerine devam etmektedirler" diye konuştu.
Görgün, bilimsel araştırma projelerine ayrılan fonun 216 binden 617 bin liraya çıkarılarak, 3 kat artış sağlandığına dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Son 1 yıllık dönemde devam eden ve tamamlanan TÜBİTAK projesi sayımız 87 olup toplam bütçesi yaklaşık 21 milyondur. Tamamlanan 1 adet SAN-TEZ projesi ve devam eden 2 adet SAN-TEZ projelerinin bütçesi de yaklaşık 750 bin liradır. Son 1 yıl içerisinde uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makale sayısı bugün itibarıyla 264 olmuştur. Girişimciliğin önemini her zaman vurgulayan bir yönetim anlayışına sahip olan üniversitemiz, bu sene açıklanan TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Sıralaması'nda, geçtiğimiz yıllara göre yükselerek 11'inci sırada yer almıştır. Ancak üniversitemiz teknokenti olmayan üniversiteler arasında ise ilk sırada kendisine yer bulmuştur. GTÜ'nün tanıtımı için yaptığımız çalışmaların meyvesini de bu yıl aldık. Birçok bölümümüzün Türkiye sıralamalarında üst sırlara çıktığını görürken, bazı bölümlerimiz yerini korudu. Bu yıl üniversitemizi kazanan öğrencilerimizin yaklaşık yüzde 15'i Gebze Teknik Üniversitesini ilk sıraya yazdı. Bu oran Matematik bölümünde yüzde 23, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde ise yaklaşık yüzde 20 olarak belirlendi."
Konuşmaların ardından Bakan Işık, GTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Rektör Prof. Dr. Görgün, Işık'a, üniversiteye sağladığı katkılardan dolayı vazo hediye etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak. Bu konuyla ilgili olarak yeni bir kanuni düzenleme yaptıklarını söyleyen Bakan Fikri Işık, “Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak. Yeni bir kanuni düzenleme yapıyoruz. Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" diye konuştu.
Bakan Işık, Gebze Teknik Üniversitesinin (GTÜ) 2015-2016 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, 1992'de Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü olarak başlayan üniversitenin, o günden bugüne önemli bir mesafeler katettiğini ve başarılı çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
GTÜ'nün birkaç yılda teknik alanda kendisinden çok sıkça bahsettiren ve üniversite giriş sıralamasında da Türkiye'nin en iyi öğrencilerini alan bir üniversite konumuna geleceğine inandığını ifade eden Işık, Türkiye'nin en büyük akademik kadrolarına sahip GTÜ'nün bu potansiyelinin bulunduğunu belirtti.
Kocaeli ve Gebze'nin önemli ve stratejik bir noktada bulunduğuna dikkati çeken Işık, şöyle konuştu:
"İstanbul hemen yanımızda. Körfez Geçiş Köprüsü ile Bursa'ya mesafemiz 45 dakikanın altına iniyor. Türkiye'nin 20 milyon nüfusunun tam merkezindeyiz, üretiminin tam kalbindeyiz, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin de merkez noktalarından biriyiz. Türkiye'nin en büyük araştırma merkezi olan TÜBİTAK MAM'ın hemen yanındayız. Ülkemizin en önemli laboratuvarlarına sahip olan TSE'nin sınır komşusuyuz. Üniversite olarak o kadar iyi noktadayız ki bu avantajları değere dönüştürmek artık bizim elimizde. Bunu değere dönüştürdüğümüz zaman hem üniversitemiz kazanacak, Gebzemiz, Kocaelimiz ve ülkemiz kazanacak. Hem de bütün bilim camiası kazanacak.
Maalesef uzun yıllar üniversiteler kendilerini toplumdan izole ettiler. Üniversiteler kendi evrenlerindeydi, toplum kendi evrenlerindeydi. Üniversite, eğitim boyutunun dışına çok fazla çıkamamıştı. Araştırma yapılan üniversitelerde bu araştırmanın toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşmesini doğrusu önemsememişlerdi. Şimdi bu anlayış değişiyor. Başta bakanlık olmak üzere hükümet olarak bu anlayışın değişmesi için çok ciddi gayret gösteriyoruz."
Şu anda Kocaeli'de 13'ü faal olmak üzere 16 organize sanayi bölgesinin bulunduğunu kaydeden Işık, TÜBİTAK, TSE ve yapımı devam eden Bilişim Vadisi ile böyle bir ekosistem içerisinde GTÜ'nün çok daha iyi bir noktaya gelmemesi için hiçbir sebebin olmadığını dile getirdi. Bakan Işık, bu noktada, üniversitenin kent ve sanayi ile bütünleşmesi ile şehrin üniversiteye sahip çıkmasının önemli olduğunu ve bu alanda ciddi adımlar atıldığını anlattı.
Üniversite vakfı kuracağız
GTÜ'nün vakfı kuracaklarını ve bu vakıf aracılığıyla başarılı öğrencilerin üniversite okurken burs almalarını sağlayacaklarını anlatan Fikri Işık, "Türkiye'de en yüksek puanlarla tercih edilen üniversitelerden biri haline geleceğiz. Bunun hazırlıklarında son noktaya gelindi. 1 Kasım seçimlerinden hemen sonra bu çalışmayı hayata geçireceğiz. Vakfımız bu noktada Türkiye'nin en başarılı öğrencilerini üniversitemize kazandırmak için çok güzel teşvik edici mekanizmaları oluşturacak. Bunu aynı zamanda başarılı öğretim üyelerinin desteklenmesi, yeni öğretim üyelerimizin üniversitemize kazandırılması için de vakfımızı önemli bir araç olarak kullanmayı arzu ediyoruz" diye konuştu.
Hocalarının Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak
Üniversite eğitiminde yabancı dile şaşı bakılmasına karşı olduğunu dile getiren Fikri Işık, İngilizce eğitim yapan bölümlerin açılmasının üniversitenin tercihinde ve eğitim kalitesinde ciddi bir artış sağlayacağını belirterek, "Bu konuda bakan olarak, kentin milletvekili olarak elinden gelen desteği vereceğim. İngilizce eğitim verilen bölümleri üniversiteye kazandıracağız" ifadesini kullandı.
Üniversite-sanayi işbirliğini GTÜ'de Türkiye'ye örnek olacak noktaya çıkarmak istediklerine dikkati çeken Işık, şunları kaydetti:
"Burada aslında ölçümüz, önümüzdeki süreçte GTÜ ve sanayi Avrupa Birliğinin araştırma destek programlarından olan Horizon 2020'den ne kadar proje alabileceği. Bu çok güzel bir gösterge olacak. GTÜ'nün çok iyi bir alt yapısı var. Buna TÜBİTAK'ın alt yapısını ve Bilişim Vadisi ile oluşacak sinerjiyi eklediğiniz zaman, bu bölgede Türkiye'nin global 500 firmasının 87'si sadece Kocaeli sınırlarında. Buna İstanbul'u, Bursa'yı eklediğiniz zaman yüzde 60'ı geçiyor. Böyle bir sistemde arzumuz, Türkiye'nin Horizon 2020'den aldığı proje sayısının ilk defa verdiğimiz rakamın üzerine çıkmasıdır. Ama bunda GTÜ'nün de ayrı bir yeri olmalı. Bu hem Türkiye'nin başarısına başarı katacak hemde sizin başarınız üniversitenin ismini çok daha itibarlı ve yüksek hale getirecek. Horizon 2020'den proje almakla ilgili TÜBİTAK'da özendirici çalışmalar yapıyoruz."
"Üniversite hocalarının yaptığı Ar-Ge projelerinden elde ettikleri gelirden kurumlar vergisi alınmayacak" diyen Bakan Işık, "Yeni bir kanuni düzenleme yapıyoruz. Hocalarımızın Ar-Ge'den elde ettiği gelirin net yüzde 85'i cebinde kalacak. Biz hocalarımızın daha fazla proje yapmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Işık, 2015-2016 akademik yılının üniversite ve eğitim camiasına hayırlı olmasını diledi.
Bakan Işık, konuşmasının ardından 2015 yılı lisans yerleştirme sınavında GTÜ'ye birinci sırada yerleşen matematik bölümü öğrencisi Ali Enes Öztürk'e hediye takdim etti.
Bilim üssü olmaya aday bir üniversiteyiz
Rektör Prof. Dr. Haluk Görgün ise Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünün 23 yıllık mirasına sahip çıkarak, altyapısıyla, donanımıyla, akademik kadrosuyla ülkenin en önemli bilim üssü olmaya aday bir üniversite olduğunu belirtti.
Katma değer sağlayan projeler üretmeyi, bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda uluslararası üniversitelerle rekabet edebilecek çağdaş bir dünya üniversitesi oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Görgün, "Üniversitemizde 197 öğretim üyesi ve 307 yardımcı öğretim elemanı olmak üzere toplam 504 akademik personel, eğitim-öğretimi yürütürken; 300 personelimiz ise idari hizmet vermektedir. 2427 lisans, 3518 lisansüstü olmak üzere 5940 öğrenci Üniversitemizde eğitimlerine devam etmektedirler" diye konuştu.
Görgün, bilimsel araştırma projelerine ayrılan fonun 216 binden 617 bin liraya çıkarılarak, 3 kat artış sağlandığına dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Son 1 yıllık dönemde devam eden ve tamamlanan TÜBİTAK projesi sayımız 87 olup toplam bütçesi yaklaşık 21 milyondur. Tamamlanan 1 adet SAN-TEZ projesi ve devam eden 2 adet SAN-TEZ projelerinin bütçesi de yaklaşık 750 bin liradır. Son 1 yıl içerisinde uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makale sayısı bugün itibarıyla 264 olmuştur. Girişimciliğin önemini her zaman vurgulayan bir yönetim anlayışına sahip olan üniversitemiz, bu sene açıklanan TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Sıralaması'nda, geçtiğimiz yıllara göre yükselerek 11'inci sırada yer almıştır. Ancak üniversitemiz teknokenti olmayan üniversiteler arasında ise ilk sırada kendisine yer bulmuştur. GTÜ'nün tanıtımı için yaptığımız çalışmaların meyvesini de bu yıl aldık. Birçok bölümümüzün Türkiye sıralamalarında üst sırlara çıktığını görürken, bazı bölümlerimiz yerini korudu. Bu yıl üniversitemizi kazanan öğrencilerimizin yaklaşık yüzde 15'i Gebze Teknik Üniversitesini ilk sıraya yazdı. Bu oran Matematik bölümünde yüzde 23, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde ise yaklaşık yüzde 20 olarak belirlendi."
Konuşmaların ardından Bakan Işık, GTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Rektör Prof. Dr. Görgün, Işık'a, üniversiteye sağladığı katkılardan dolayı vazo hediye etti.
Son Güncelleme: Cuma, 16 Ekim 2015 10:52
Gösterim: 1681

