Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Adana'da açık lise 3. sınıf öğrencisi bir kişi devamsızlıktan sınıfta kalınca, tartıştığı müdür yardımcısını okulda bıçakladı. Yakalanan öğrenci "hak ettiği için bıçakladım" dedi.
Edinilen bilgiye göre, olay, merkez Çukurova ilçesine bağlı Toros Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, açık lise 3. sınıf öğrencisi Ş.D. (17), öğleden sonra Çukurova Elektrik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'ne giderek derse girdi. Bu arada Ş.D. devamsızlıktan sınıfta kaldığını öğrendi. Bu duruma sinirlenen Ş.D., Müdür Yardımcısı Osman Gürbüz'ün yanına giderek, "Hocam ben devamsızlıktan kalmışım, nasıl kalırım ben" diyerek müdür yardımcısına bağırdı. Bunun üzerine öğrenci ile müdür yardımcısı arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken araya giren öğretmenler kavganın büyümesini önledi.
Öğrenci okulun bahçesine çıkarak beklemeye başladı. Müdür yardımcısı da işi bitince okuldan ayrılmak üzere bahçeye çıktığı sırada öğrenci yanına gelerek üzerinde bulundurduğu bıçakla öğretmeni kolundan ve kalçasından bıçaklayarak kaçtı. Müdür yardımcısı Dr. Aşkım Tüfekçi Çukurova Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Müdür yardımcısının hayati tehlikesi olmadığı müdahalenin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Bu arada polis de kaçak öğrenciyi kısa sürede bıçakla birlikte yakaladı.
Fatih Polis Merkezi'ne getirilen öğrenci yaşı küçük olduğu için Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. Öğrenci teslim edilirken basın mensuplarının müdür yardımcısını neden bıçakladın sorusuna "Hak ettiği için bıçakladım" demesi dikkat çekti. Öğrenci sorgusunun ardından adliyeye sevk edilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Adana'da açık lise 3. sınıf öğrencisi bir kişi devamsızlıktan sınıfta kalınca, tartıştığı müdür yardımcısını okulda bıçakladı. Yakalanan öğrenci "hak ettiği için bıçakladım" dedi.
Edinilen bilgiye göre, olay, merkez Çukurova ilçesine bağlı Toros Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, açık lise 3. sınıf öğrencisi Ş.D. (17), öğleden sonra Çukurova Elektrik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'ne giderek derse girdi. Bu arada Ş.D. devamsızlıktan sınıfta kaldığını öğrendi. Bu duruma sinirlenen Ş.D., Müdür Yardımcısı Osman Gürbüz'ün yanına giderek, "Hocam ben devamsızlıktan kalmışım, nasıl kalırım ben" diyerek müdür yardımcısına bağırdı. Bunun üzerine öğrenci ile müdür yardımcısı arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken araya giren öğretmenler kavganın büyümesini önledi.
Öğrenci okulun bahçesine çıkarak beklemeye başladı. Müdür yardımcısı da işi bitince okuldan ayrılmak üzere bahçeye çıktığı sırada öğrenci yanına gelerek üzerinde bulundurduğu bıçakla öğretmeni kolundan ve kalçasından bıçaklayarak kaçtı. Müdür yardımcısı Dr. Aşkım Tüfekçi Çukurova Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Müdür yardımcısının hayati tehlikesi olmadığı müdahalenin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Bu arada polis de kaçak öğrenciyi kısa sürede bıçakla birlikte yakaladı.
Fatih Polis Merkezi'ne getirilen öğrenci yaşı küçük olduğu için Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. Öğrenci teslim edilirken basın mensuplarının müdür yardımcısını neden bıçakladın sorusuna "Hak ettiği için bıçakladım" demesi dikkat çekti. Öğrenci sorgusunun ardından adliyeye sevk edilecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Haziran 2012 11:31
Gösterim: 4080
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilköğretim 1’inci sınıf öğrencilerini karne stresinden kurtarmak için, notla değerlendirme yapılmamasına yönelik çalışma başlattı.
Yapılan çalışmaya göre ilköğretim 1’inci sınıf öğrencileri mevcut sistemde olduğu gibi karne alacak, ama not verilmeyecek. Öğrenciler karnelerinde notla değil, davranış puanları ile değerlendirilecek. Yeni sistemle beraber öğrencilere; oyunla, resim ve müzik ağırlıklı derslerle okuma ve yazma öğretmeyi planlayan Bakanlık, minik öğrencilerin daha 5.5 yaşında not stresi yaşamalarının da önüne geçmeyi hedefliyor.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilköğretim 1’inci sınıf öğrencilerini karne stresinden kurtarmak için, notla değerlendirme yapılmamasına yönelik çalışma başlattı.
Yapılan çalışmaya göre ilköğretim 1’inci sınıf öğrencileri mevcut sistemde olduğu gibi karne alacak, ama not verilmeyecek. Öğrenciler karnelerinde notla değil, davranış puanları ile değerlendirilecek. Yeni sistemle beraber öğrencilere; oyunla, resim ve müzik ağırlıklı derslerle okuma ve yazma öğretmeyi planlayan Bakanlık, minik öğrencilerin daha 5.5 yaşında not stresi yaşamalarının da önüne geçmeyi hedefliyor.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 09:23
Gösterim: 4291
Edirne'de bir öğretmen ve 2 öğrencisi kulak çınlamasını tedavi etmek amacıyla geliştirdikleri ve dünya çapında 1576 proje arasından ilk dörde kalan ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi ile dünya dördüncüsü oldu.
Keşan Anadolu Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hasan Avcu ile öğrenciler Betül Büdün ve Melek Danacı kulak çınlamasını tedavi etmek amacıyla ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi geliştirdi.
Geliştirilen projeyle Türkiye'de düzenlenen İnepo Çevre Proje Olimpiyatları'nda birinci olan ekip, ABD'de yapılan ''Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı İntel-ISEF Proje Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil etme hakkı kazandı.
Geçen hafta Pittsburg'da 68 ülkeden 1576 projenin yarıştığı proje olimpiyatlarında Türkiye'yi temsil eden grubun ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi dünya dördüncüsü oldu.
Bir çok bilim adamı ve teknoloji firmalarının takip ettiği olimpiyatlarda, Türk ekibin projesinin başta dünya devi Apple'ın ve bir çok firmanın patentini almak için teklifte bulunduğu belirtildi.
''Bu başarı Türkiye'nin başarısıdır''
Başarılı öğrenciler yurda dönüşlerinde Edirne Valisi Gökhan Sözer'i makamında ziyaret etti.
Vali Sözer, projenin Türkiye çapında yapılan yarışmalarda birinci olduktan sonra dünya çapında çok önemli bir başarıya imza attığını söyledi. Öğrencileri ABD'ye gönderirken projenin derece alacağını tahmin ettiklerini anlatan Vali Sözer, ''Biz öğrencilerimizi ABD'ye gönderirken hem heyecanlı hemde ümitliydik. Bizim için bu okulumuzun, bu öğretmen ve öğrencilerimizin elde ettiği başarı önemlidir. Bu başarı Türkiye'nin bir başarısıdır. Ben projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Ama öğrencilerimizi herkesten çok tebrik ediyorum. Bizi gururlandırdılar, sevindirdiler'' diye konuştu.
Projenin mimarlarından Betül Büdün ise Türkiye'de ve dünyada kesin bir tedavisi olmayan kulak çınlamasını geliştirdikleri ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' ile tedavi ettiklerini belirtti.
Proje kapsamında 30 hasta üzerinde çalışmalar yaptıklarını anlatan Büdün,''Kulak çınlaması olan hastalar üzerinde yaptığımız çalışmalarda geliştirdiğimiz arı sesi veren kulaklığın hastalardan yüzde 87'sinde olumlu sonuç verdiğini gördük. Bizler Türkiye'de ve dünyada tedavisi olmayan kulak çınlamasını arı sesi frekansıyla tedavi etmeyi başardık'' diye konuştu.
Projenin ABD'de çok dikkat çektiğini ifade eden Büdün, başta Apple'ın kurucusu ve ortaklarından olan bir doktor olmak üzere bir çok kişinin projenin patentini almak için teklifte bulunduğunu belirtti.
Edirne Valisi Sözer, proje ekibini başarılarından dolayı kutlayarak, her birini çeyrek Cumhuriyet altını ile ödüllendirdi.
Kulaklık nasıl çalışıyor?
Öğrencilerin geliştirdiği manyetik rezonans arı kulaklığında, kulaklıklar içindeki modüllere göre ayarlanan özel bal arıları, kulaktaki çınlamayı algılamasıyla, çınlamaya karşı ses frekansı gönderiyor. Böylece işitme sistemi içinde doğan kulak çınlamasını işitilmez hale getirerek bloke ediyor.
Kulakta bulunan sinir liflerini onarıcı etkisi sayesinde bu tedavi ile bazı hastaların kulak çınlaması tamamıyla ortadan kaldırılıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Edirne'de bir öğretmen ve 2 öğrencisi kulak çınlamasını tedavi etmek amacıyla geliştirdikleri ve dünya çapında 1576 proje arasından ilk dörde kalan ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi ile dünya dördüncüsü oldu.
Keşan Anadolu Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hasan Avcu ile öğrenciler Betül Büdün ve Melek Danacı kulak çınlamasını tedavi etmek amacıyla ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi geliştirdi.
Geliştirilen projeyle Türkiye'de düzenlenen İnepo Çevre Proje Olimpiyatları'nda birinci olan ekip, ABD'de yapılan ''Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı İntel-ISEF Proje Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil etme hakkı kazandı.
Geçen hafta Pittsburg'da 68 ülkeden 1576 projenin yarıştığı proje olimpiyatlarında Türkiye'yi temsil eden grubun ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' projesi dünya dördüncüsü oldu.
Bir çok bilim adamı ve teknoloji firmalarının takip ettiği olimpiyatlarda, Türk ekibin projesinin başta dünya devi Apple'ın ve bir çok firmanın patentini almak için teklifte bulunduğu belirtildi.
''Bu başarı Türkiye'nin başarısıdır''
Başarılı öğrenciler yurda dönüşlerinde Edirne Valisi Gökhan Sözer'i makamında ziyaret etti.
Vali Sözer, projenin Türkiye çapında yapılan yarışmalarda birinci olduktan sonra dünya çapında çok önemli bir başarıya imza attığını söyledi. Öğrencileri ABD'ye gönderirken projenin derece alacağını tahmin ettiklerini anlatan Vali Sözer, ''Biz öğrencilerimizi ABD'ye gönderirken hem heyecanlı hemde ümitliydik. Bizim için bu okulumuzun, bu öğretmen ve öğrencilerimizin elde ettiği başarı önemlidir. Bu başarı Türkiye'nin bir başarısıdır. Ben projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Ama öğrencilerimizi herkesten çok tebrik ediyorum. Bizi gururlandırdılar, sevindirdiler'' diye konuştu.
Projenin mimarlarından Betül Büdün ise Türkiye'de ve dünyada kesin bir tedavisi olmayan kulak çınlamasını geliştirdikleri ''Manyetik rezonans arı kulaklığı'' ile tedavi ettiklerini belirtti.
Proje kapsamında 30 hasta üzerinde çalışmalar yaptıklarını anlatan Büdün,''Kulak çınlaması olan hastalar üzerinde yaptığımız çalışmalarda geliştirdiğimiz arı sesi veren kulaklığın hastalardan yüzde 87'sinde olumlu sonuç verdiğini gördük. Bizler Türkiye'de ve dünyada tedavisi olmayan kulak çınlamasını arı sesi frekansıyla tedavi etmeyi başardık'' diye konuştu.
Projenin ABD'de çok dikkat çektiğini ifade eden Büdün, başta Apple'ın kurucusu ve ortaklarından olan bir doktor olmak üzere bir çok kişinin projenin patentini almak için teklifte bulunduğunu belirtti.
Edirne Valisi Sözer, proje ekibini başarılarından dolayı kutlayarak, her birini çeyrek Cumhuriyet altını ile ödüllendirdi.
Kulaklık nasıl çalışıyor?
Öğrencilerin geliştirdiği manyetik rezonans arı kulaklığında, kulaklıklar içindeki modüllere göre ayarlanan özel bal arıları, kulaktaki çınlamayı algılamasıyla, çınlamaya karşı ses frekansı gönderiyor. Böylece işitme sistemi içinde doğan kulak çınlamasını işitilmez hale getirerek bloke ediyor.
Kulakta bulunan sinir liflerini onarıcı etkisi sayesinde bu tedavi ile bazı hastaların kulak çınlaması tamamıyla ortadan kaldırılıyor.
Son Güncelleme: Salı, 22 May 2012 10:08
Gösterim: 2305
”Yeni eğitim sisteminde toplumsal talepler dikkate alınmalıdır, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır”
”4 4 4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” çalıştayı sonuç bildirisinde ailelerin ve öğretmenlerin yeni eğitim düzenlemesi hakkında ciddi endişeleri bulunduğu ve yeni sistem hakkında yeterli bilgilendirmenin yapılması gerektiği belirtilerek, ”Yeni eğitim sisteminde toplumsal talepler dikkate alınmalıdır, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır” denildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle SAÜ’de düzenlenen ”4 4 4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” konulu çalıştay sona erdi.
Çalıştayın ardından açıklanan sonuç bildirisinde anasınıfına başlama yaşı için 48-66 ay yerine, 54-66 ayın esas alınması gerektiği belirtilerek, 60-66 aylık çocukların okula başlamasının sisteme bağlanması, veli, sınıf öğretmeni, rehber öğretmen ve müdürlerin de karar alma süreçlerinde yer almaları gerektiği ifade edildi.
Öğretmen yetiştirme programlarının yeni yasal düzenlemedeki yeterlilikleri sağlayacak şekilde gözden geçirilmesi gerektiği kaydedilen bildiride, şu görüşlere yer verildi: ”Yeni eğitim sisteminde (özellikle seçmeli dersler belirlenirken), toplumsal talepler dikkate alınmalıdır. Örneğin, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, 1. sınıftan itibaren müfredatta yer alabilir. Ayrıca, farklı din ve mezheplere göre seçmeli dersler sunulmalıdır. Türkiye’de konuşulan dillerin öğretimi talepleri de dikkate alınmalıdır. Sınıf mevcutları azaltılmalı ve ihtiyaca binaen öğretmen ataması yapılmalıdır. Mevcut eğitim sisteminde ciddi eşitsizlikler bulunmaktadır. Eğitim sisteminin kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmelidir.
Eğitim sistemindeki yeniden düzenlemenin başarılı olması için öğretmenler sürece dahil edilmelidir. Özellikle, bu çerçevede okulda olumlu bir atmosfer oluşturulması, öğrenen okul mantığının yerleştirilmesi, idari kadronun liderlik özellikleriyle donatılması, öğretmenlerin haklarının düşünülmesi gereklidir.”
”Kapalı köy okulları, mümkün olduğunca aktif hale getirilmelidir”
Okula devamsızlık ve terk konusunun özellikle ortaöğretimde ciddi bir sorun teşkil ettiğine işaret edilen bildiride, sorunun çözümü için gerekli çalışmaların etkinleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Ortaokul ara sınıflardan imam hatip okullarına geçiş talebi bulunduğu, Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda çalışma yapılması gerektiği belirtilen bildiri, şöyle devam etti:
”Bir mahalde imam-hatip ortaokulu veya lisesi için talep varsa, bu talep bakanlık tarafından karşılanmalıdır. Din eğitiminin doğuracağı personel ihtiyacı hususunda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli 13 bin ilahiyat mezunu personelden yararlanılabilir. Okul yılının uzamaması ve yabancı dil eğitiminin etkinleştirilmesi için isteyen okulların yabancı dil ağırlıklı 5. ve 9. sınıf açması sağlanmalıdır. dil eğitimi gibi gerekçelerle kademeler arası geçişlerde bir yıl ara verme tartışılmalıdır.
Okuldaki fiziki ortamlar, çocukların gelişimsel özelliklerine, derslerin mahiyetine uygun şekilde ve kademeler göz önüne alınarak tasarlanmalıdır. Kapalı köy okulları, mümkün olduğunca aktif hale getirilmelidir. Bu çerçevede, en az 10 öğrenci yerine 5 öğrencisi olan köylerde de okul-sınıf açılabilmelidir. Öğrenciyi taşımak yerine, öğretmeni taşıyan bir sistem değerlendirmeye ve tartışmaya açılmalıdır. Seçmeli derslerin verimli bir şekilde uygulanabilmesi için okul içinde derslerin mahiyetine uygun yeni mekanlar oluşturulmalıdır.”
”Öğrencilerin ikametleri ile okullar arasındaki mesafeler dikkate alınmalıdır”
Kademeler arası geçişler sonrası öğrencilerin uyum sorunlarının azaltılması için çalışma yapılması gerektiği ifade edilen bildiride, seçmeli derslerin esnek ve kur sistemi olarak kurgulanması, öğrencilerin sınıf ayrımı olmaksızın seçmeli derslere istediği zaman başlayabilmesi gerektiği kaydedildi.
Kazanılmış yeterliliklerin belgelendirilmesi ve derslerden muafiyetin sağlanması gerektiğine vurgu yapılan bildiri, şöyle sona erdi:
”İlk iki sınıf programları, özellikle ilk okuma ve yazma öğretimi çerçevesinde yeniden ele alınmalı ve programların daha etkin bir şekilde uygulanması için çalışmalar yapılmalıdır. İlköğretim okullarının kademelendirilmesiyle öğrencilerin ilk ve ortaokulları belirlenirken, öğrencilerin ikametleri ile okullar arasındaki mesafeler dikkate alınmalıdır.
Yeni eğitim düzenlemesinin uygulama süreci ilgili kurumlar ve bağımsız kuruluşlar tarafından izlenmeli, bu konuda yapılacak araştırmalar desteklenmeli ve sistemin geliştirilmesi için öneriler yetkililerle paylaşılmalıdır.”
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
”Yeni eğitim sisteminde toplumsal talepler dikkate alınmalıdır, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır”
”4 4 4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” çalıştayı sonuç bildirisinde ailelerin ve öğretmenlerin yeni eğitim düzenlemesi hakkında ciddi endişeleri bulunduğu ve yeni sistem hakkında yeterli bilgilendirmenin yapılması gerektiği belirtilerek, ”Yeni eğitim sisteminde toplumsal talepler dikkate alınmalıdır, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır” denildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle SAÜ’de düzenlenen ”4 4 4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” konulu çalıştay sona erdi.
Çalıştayın ardından açıklanan sonuç bildirisinde anasınıfına başlama yaşı için 48-66 ay yerine, 54-66 ayın esas alınması gerektiği belirtilerek, 60-66 aylık çocukların okula başlamasının sisteme bağlanması, veli, sınıf öğretmeni, rehber öğretmen ve müdürlerin de karar alma süreçlerinde yer almaları gerektiği ifade edildi.
Öğretmen yetiştirme programlarının yeni yasal düzenlemedeki yeterlilikleri sağlayacak şekilde gözden geçirilmesi gerektiği kaydedilen bildiride, şu görüşlere yer verildi: ”Yeni eğitim sisteminde (özellikle seçmeli dersler belirlenirken), toplumsal talepler dikkate alınmalıdır. Örneğin, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkanı sağlanması hususu tartışılmalıdır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, 1. sınıftan itibaren müfredatta yer alabilir. Ayrıca, farklı din ve mezheplere göre seçmeli dersler sunulmalıdır. Türkiye’de konuşulan dillerin öğretimi talepleri de dikkate alınmalıdır. Sınıf mevcutları azaltılmalı ve ihtiyaca binaen öğretmen ataması yapılmalıdır. Mevcut eğitim sisteminde ciddi eşitsizlikler bulunmaktadır. Eğitim sisteminin kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmelidir.
Eğitim sistemindeki yeniden düzenlemenin başarılı olması için öğretmenler sürece dahil edilmelidir. Özellikle, bu çerçevede okulda olumlu bir atmosfer oluşturulması, öğrenen okul mantığının yerleştirilmesi, idari kadronun liderlik özellikleriyle donatılması, öğretmenlerin haklarının düşünülmesi gereklidir.”
”Kapalı köy okulları, mümkün olduğunca aktif hale getirilmelidir”
Okula devamsızlık ve terk konusunun özellikle ortaöğretimde ciddi bir sorun teşkil ettiğine işaret edilen bildiride, sorunun çözümü için gerekli çalışmaların etkinleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Ortaokul ara sınıflardan imam hatip okullarına geçiş talebi bulunduğu, Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda çalışma yapılması gerektiği belirtilen bildiri, şöyle devam etti:
”Bir mahalde imam-hatip ortaokulu veya lisesi için talep varsa, bu talep bakanlık tarafından karşılanmalıdır. Din eğitiminin doğuracağı personel ihtiyacı hususunda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli 13 bin ilahiyat mezunu personelden yararlanılabilir. Okul yılının uzamaması ve yabancı dil eğitiminin etkinleştirilmesi için isteyen okulların yabancı dil ağırlıklı 5. ve 9. sınıf açması sağlanmalıdır. dil eğitimi gibi gerekçelerle kademeler arası geçişlerde bir yıl ara verme tartışılmalıdır.
Okuldaki fiziki ortamlar, çocukların gelişimsel özelliklerine, derslerin mahiyetine uygun şekilde ve kademeler göz önüne alınarak tasarlanmalıdır. Kapalı köy okulları, mümkün olduğunca aktif hale getirilmelidir. Bu çerçevede, en az 10 öğrenci yerine 5 öğrencisi olan köylerde de okul-sınıf açılabilmelidir. Öğrenciyi taşımak yerine, öğretmeni taşıyan bir sistem değerlendirmeye ve tartışmaya açılmalıdır. Seçmeli derslerin verimli bir şekilde uygulanabilmesi için okul içinde derslerin mahiyetine uygun yeni mekanlar oluşturulmalıdır.”
”Öğrencilerin ikametleri ile okullar arasındaki mesafeler dikkate alınmalıdır”
Kademeler arası geçişler sonrası öğrencilerin uyum sorunlarının azaltılması için çalışma yapılması gerektiği ifade edilen bildiride, seçmeli derslerin esnek ve kur sistemi olarak kurgulanması, öğrencilerin sınıf ayrımı olmaksızın seçmeli derslere istediği zaman başlayabilmesi gerektiği kaydedildi.
Kazanılmış yeterliliklerin belgelendirilmesi ve derslerden muafiyetin sağlanması gerektiğine vurgu yapılan bildiri, şöyle sona erdi:
”İlk iki sınıf programları, özellikle ilk okuma ve yazma öğretimi çerçevesinde yeniden ele alınmalı ve programların daha etkin bir şekilde uygulanması için çalışmalar yapılmalıdır. İlköğretim okullarının kademelendirilmesiyle öğrencilerin ilk ve ortaokulları belirlenirken, öğrencilerin ikametleri ile okullar arasındaki mesafeler dikkate alınmalıdır.
Yeni eğitim düzenlemesinin uygulama süreci ilgili kurumlar ve bağımsız kuruluşlar tarafından izlenmeli, bu konuda yapılacak araştırmalar desteklenmeli ve sistemin geliştirilmesi için öneriler yetkililerle paylaşılmalıdır.”
(milliyet)
Son Güncelleme: Salı, 22 May 2012 15:31
Gösterim: 2744
Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da, Guinness rekorlar kitabına girebilmek için düzenlenen ''mezuniyet töreni
Guinness rekorlar kitabına en fazla öğrencinin katılımıyla ''uyumlu dans'' kategorisine girmek için Avrupa'nın 10 ülkesinde, çeşitli okullarca organize edilen ''mezuniyet töreni
Bosna-Hersek'te de başkent Saraybosna başta olmak üzere Mostar, Tuzla, Zenica, Bosanska Gradişka, Travnik, Cazin ve Bihaç kentlerinde söz konusu etkinlik kapsamında lise son sınıfa giden öğrenciler dans gösterisi yaptı.
Başkent Saraybosna'nın merkezinde bulunan Çocuklar Parkı'nda toplanan 700 genç, Johann Strauss'un "Fledermauss-Quadrille" eseri eşliğinde 6 dakika boyunca dans ederek, diğer ülkelerdeki arkadaşlarıyla aynı etkinliğe katıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da, Guinness rekorlar kitabına girebilmek için düzenlenen ''mezuniyet töreni
Guinness rekorlar kitabına en fazla öğrencinin katılımıyla ''uyumlu dans'' kategorisine girmek için Avrupa'nın 10 ülkesinde, çeşitli okullarca organize edilen ''mezuniyet töreni
Bosna-Hersek'te de başkent Saraybosna başta olmak üzere Mostar, Tuzla, Zenica, Bosanska Gradişka, Travnik, Cazin ve Bihaç kentlerinde söz konusu etkinlik kapsamında lise son sınıfa giden öğrenciler dans gösterisi yaptı.
Başkent Saraybosna'nın merkezinde bulunan Çocuklar Parkı'nda toplanan 700 genç, Johann Strauss'un "Fledermauss-Quadrille" eseri eşliğinde 6 dakika boyunca dans ederek, diğer ülkelerdeki arkadaşlarıyla aynı etkinliğe katıldı.
Son Güncelleme: Cuma, 18 May 2012 17:27
Gösterim: 2118

