Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Türkiye'de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.Öğretmenlerin çalışma saatleri ve ücretleri ile ilgili açıklama yapan Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, göreve geldiğinden beri öğretmenleri hedef seçtiğini, atama bekleyen öğretmenlere 'başka iş bulsunlar' şeklinde öneride bulunan, 'öğretmenler artık üç ay tatil yapamayacak' diyerek, aslında öğretmenlerin iki ay tatil yaptığından habersiz olan ve bu konudaki bilgisizliğini gözler önüne serdiğini söyledi. Dinçer'in bu kez de öğretmenlerin çalışma saatlerine ilişkin soru önergesine verdiği cevapta gerçekleri çarpıtan açıklamalar yaptığını savunana Koncuk, "Sayın Bakan, 'Ülkemizde 180 iş günü veya 38 hafta olan bir eğitim öğretim yılında saat olarak net öğretim süresi ilköğretimde 639, ortaöğretimde ise 567'dir. Bu rakamlar OECD ülkeleri genelinde devlet okullarındaki ortalamanın altında bulunmaktadır. OECD ortalaması; yıllık saat olarak net öğretim süresi bazında ilköğretimde 779, ilköğretim ikinci kademede 701, ortaöğretimde ise 656 saattir' demiştir. Ayrıca Bakan Dinçer OECD raporunda
Türkiye'de öğretmenlerin yıllık zorunlu toplam çalışma süresi olarak gösterilen bin 808 saatin, aslında memurların çalışma saati olduğunu ileri sürmüştür" dedi.
"Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, öğretmenlerin iki gün çalıştığını iddia etmiş ve öğretmenleri aşağılamıştı" diyen Koncuk, "Bugün Bakan Dinçer'in tutumu da Hüseyin Çelik'ten farklı değildir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kamuoyunu yanlış yönlendirerek, öğretmenleri toplumda ekonomik ve sosyal haklar ile çalışma saatleri konusunda üst bir konuma yerleştirmeye çalışmaktadır. Öğretmenler ülkemizde çok iyi şartlara sahipmiş gibi bir izlenim yaratılmak istenmektedir. Öte yandan Bakan eğitim
konusundaki bilgisizliğinin, tecrübesizliğinin de kurbanı olmaktadır. Anlaşılan bürokratları Sayın Bakanı uyarmamakta, hatta Bakanı yanlış yönlendirmektedir. Tabii bu durum Milli Eğitim Bakanlığı'nın ehil insanlar yerine, işletmeciler tarafından yönetilmesinden de kaynaklanmaktadır. Ancak bu yaşananlar Bakanın giderek puan kaybetmesine, kredisini tüketmesine yol açmaktadır" dedi.
Koncuk, öğretmenlerle ilgili sadece girdiği ders saati sayısına göre ya da okulda bulunması gereken süreye göre bir değerlendirme yapmanın, öğretmenlerin iş yükünü doğru ifade etmeyeceğini kaydederek, şunları söyledi:
"Öte yandan ülkemizde öğretmenlerin hemen hemen tamamı eğitim-öğretim saati dışında da çalışmaktadır. Şöyle ki; öğretmenlerin derse hazırlanması, veli toplantısı, sınav kağıdı hazırlama, sınav kağıtlarını okuma, öğrencilere danışmanlık hizmetinde bulunma, idare ile yapılan toplantılar, Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılara ya da seminerlere katılma, üst amirler tarafında görevlendirilerek çeşitli programlara katılma ya da bu programları organize etme, nöbet tutma, koordinatörlük öğretmenlerin ders
saati dışında yaptığı çalışmalardır. Bu nedenle Bakanın yaptığı gibi öğretmenlerin sadece girdiği ders saati sayısını vermek gerçekleri saptırmak ve kamuoyuna yanlış bilgi vermek anlamına gelecektir."
OECD'nin Bir Bakışta Eğitim Raporu'nda Türkiye'deki öğretmenlerin yıllık toplam zorunlu çalışma saatini bin 808 saat olarak belirlendiğini belirten Koncuk, "Bu rakam Kore'de bin 680 saat, İspanya'da bin 425 saat, Çek Cumhuriyeti'nde bin 664 saat, İngiltere'de bin 265 saat, Hollanda'da bin 659 saat, Polonya'da bin 480 saat, İskoçya'da bin 365 saat, Slovak Cumhuriyeti'nde bin 560 saat, Portekiz'de bin 464 saattir. OECD ülkelerinin ortalaması ise bin 665 saattir. Buna göre Türkiye'de bir öğretmen Koreli
meslektaşına göre 128 saat, İspanyol meslektaşına göre 383 saat, Çek Cumhuriyeti'ndeki meslektaşına göre 144 saat, İngiliz meslektaşına göre 543 saat, Hollandalı meslektaşına göre 149 saat, Polonyalı meslektaşına göre 328 saat, İskoçya'daki meslektaşına göre 443 saat, Slovak Cumhuriyeti'ndeki meslektaşına göre 248 saat, Portekizli meslektaşına göre 344 saat fazla çalışmaktadır. Türkiye'deki öğretmenler OECD ülkelerine ortalamasına göre ise 143 saat fazla çalışmaktadır" dedi.
"Bugünlerde konuşulan sadece öğretmenlerin çalışma saatleri değildir. Öğretmen maaşları ile ilgili de polemik başlamıştır" diyen Koncuk, şunları kaydetti:
"Boğaziçi Üniversitesi dekanının öğretmen maaşını aylık bin 700 Euro olarak ifade etmesi de büyük bir skandaldır. Ülkemizde şu anda en düşük derecede görev yapan bir öğretmen bin 590 TL, en yüksek derecede görev yapan bir öğretmen ise bin 856 TL ücret almaktadır. Ek ders ücreti almayan ve göreve yeni başlayan bir öğretmen aylık 879 dolar, yıllık 10 bin 548 dolar; ek ders ücreti almayan ve en üst derecede görev yapan bir öğretmen de aylık bin 26 dolar, yıllık 12 bin 312 dolar kazanmaktadır. Bir sınıf
öğretmeni ise aylık 450 TL ek ders ücreti almaktadır. Göreve yeni başlayan bir sınıf öğretmenin maaşı ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 40 TL, en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmenin maaşı da ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 306 TL'dir. Buna göre en düşük derecedeki bir sınıf öğretmeni ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 130 dolar, yıllık 13 bin 560 dolar; en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmeni de ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 277 dolar, yıllık 15 bin 324 dolar kazanmaktadır. Branş öğretmenlerinin maaş durumu ise sınıf öğretmenlerinden farklıdır. Öte yandan ülkemizde branş öğretmeni de 2 bin 56 TL ücret almaktadır. Bu da göreve yeni başlayan bir öğretmenin aylık 990 dolar, yıllık 11 bin 880 dolar; en üst derecedeki bir öğretmenin de aylık bin 137 dolar, yıllık 13 bin 644 dolar kazanması anlamına gelmektedir."
Bakan Dinçer'in çalışma saatleri ile ilgili OECD ülkelerini örnek gösterirken, en önemli karşılaştırmalardan birisini kamuoyu gözünden sakladığını savunan Koncuk, "Şöyle ki; öğretmen maaşlarında OECD ülkeleri ile Türkiye arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. İlköğretimde göreve yeni başlayan bir öğretmen İtalya'da yıllık brüt 28 bin 907 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 42 bin 567; Danimarka'da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 46 bin 950 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 54 bin 360; İngiltere'de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 32 bin 189 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 47 bin 47 dolar, Kore'de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 30 bin 522 dolar, en üst derecedeki öğretmen 84 bin 650 dolar, Lüksemburg'da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 51 bin 799 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 113 bin 017 dolar kazanırken; Türkiye'de ilköğretimde yıllık brüt 25 bin 536 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 29 bin 697 dolar kazanmaktadır. Bu rakamlar satın alma gücü paritesine göre hesaplanmıştır. Dolayısıyla ülkemizde öğretmenlerin eline geçen net rakam tabi ki bu değildir. Türkiye'de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren bu karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.
Bakan Dinçer'in yaptığı bu açıklamaları Maliye Bakanı ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yapmış olsaydı bu kadar yadırgamayacaklarını kaydeden Koncuk, şunları söyledi:
"Zira bir Milli Eğitim Bakanından beklenen; personelini tahkir eden karşılaştırma ve açıklamalardan ziyade, sorumluluğunu taşıdığı çalışanların durumlarını iyileştirmeye dönük gayretleri sergilemesidir. Tüm bu rakamlar ışığında Bakan Dinçer'in yanlışlıklarla dolu açıklamasını bir an önce düzeltmesini istiyoruz. Herkes bilmelidir ki; öğretmenler her önüne gelenin horlayacağı ve değersizleştireceği zavallı insanlar değildir. Bu ülkenin temel yapı taşları olan öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunları saptırılmadan, büyük bir titizlikle ele alınmalı ve tüm eğitim çalışanlarımızın koşulları düzeltilmelidir. Unutulmamalıdır ki; mutsuz öğretmenlerle gelecek nesilleri inşa etmek mümkün değildir. Ömer Dinçer'e Milli Eğitim Bakanı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, işletmeci Bakan anlayışından tez zamanda kurtulmasını istiyoruz. Aksi takdirde, Ömer Dinçer'e yönelik eleştirilerimiz, tepkilerimiz Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu kendisi açısından iğneli fıçı haline getirecektir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Türkiye'de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.Öğretmenlerin çalışma saatleri ve ücretleri ile ilgili açıklama yapan Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, göreve geldiğinden beri öğretmenleri hedef seçtiğini, atama bekleyen öğretmenlere 'başka iş bulsunlar' şeklinde öneride bulunan, 'öğretmenler artık üç ay tatil yapamayacak' diyerek, aslında öğretmenlerin iki ay tatil yaptığından habersiz olan ve bu konudaki bilgisizliğini gözler önüne serdiğini söyledi. Dinçer'in bu kez de öğretmenlerin çalışma saatlerine ilişkin soru önergesine verdiği cevapta gerçekleri çarpıtan açıklamalar yaptığını savunana Koncuk, "Sayın Bakan, 'Ülkemizde 180 iş günü veya 38 hafta olan bir eğitim öğretim yılında saat olarak net öğretim süresi ilköğretimde 639, ortaöğretimde ise 567'dir. Bu rakamlar OECD ülkeleri genelinde devlet okullarındaki ortalamanın altında bulunmaktadır. OECD ortalaması; yıllık saat olarak net öğretim süresi bazında ilköğretimde 779, ilköğretim ikinci kademede 701, ortaöğretimde ise 656 saattir' demiştir. Ayrıca Bakan Dinçer OECD raporunda
Türkiye'de öğretmenlerin yıllık zorunlu toplam çalışma süresi olarak gösterilen bin 808 saatin, aslında memurların çalışma saati olduğunu ileri sürmüştür" dedi.
"Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, öğretmenlerin iki gün çalıştığını iddia etmiş ve öğretmenleri aşağılamıştı" diyen Koncuk, "Bugün Bakan Dinçer'in tutumu da Hüseyin Çelik'ten farklı değildir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kamuoyunu yanlış yönlendirerek, öğretmenleri toplumda ekonomik ve sosyal haklar ile çalışma saatleri konusunda üst bir konuma yerleştirmeye çalışmaktadır. Öğretmenler ülkemizde çok iyi şartlara sahipmiş gibi bir izlenim yaratılmak istenmektedir. Öte yandan Bakan eğitim
konusundaki bilgisizliğinin, tecrübesizliğinin de kurbanı olmaktadır. Anlaşılan bürokratları Sayın Bakanı uyarmamakta, hatta Bakanı yanlış yönlendirmektedir. Tabii bu durum Milli Eğitim Bakanlığı'nın ehil insanlar yerine, işletmeciler tarafından yönetilmesinden de kaynaklanmaktadır. Ancak bu yaşananlar Bakanın giderek puan kaybetmesine, kredisini tüketmesine yol açmaktadır" dedi.
Koncuk, öğretmenlerle ilgili sadece girdiği ders saati sayısına göre ya da okulda bulunması gereken süreye göre bir değerlendirme yapmanın, öğretmenlerin iş yükünü doğru ifade etmeyeceğini kaydederek, şunları söyledi:
"Öte yandan ülkemizde öğretmenlerin hemen hemen tamamı eğitim-öğretim saati dışında da çalışmaktadır. Şöyle ki; öğretmenlerin derse hazırlanması, veli toplantısı, sınav kağıdı hazırlama, sınav kağıtlarını okuma, öğrencilere danışmanlık hizmetinde bulunma, idare ile yapılan toplantılar, Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılara ya da seminerlere katılma, üst amirler tarafında görevlendirilerek çeşitli programlara katılma ya da bu programları organize etme, nöbet tutma, koordinatörlük öğretmenlerin ders
saati dışında yaptığı çalışmalardır. Bu nedenle Bakanın yaptığı gibi öğretmenlerin sadece girdiği ders saati sayısını vermek gerçekleri saptırmak ve kamuoyuna yanlış bilgi vermek anlamına gelecektir."
OECD'nin Bir Bakışta Eğitim Raporu'nda Türkiye'deki öğretmenlerin yıllık toplam zorunlu çalışma saatini bin 808 saat olarak belirlendiğini belirten Koncuk, "Bu rakam Kore'de bin 680 saat, İspanya'da bin 425 saat, Çek Cumhuriyeti'nde bin 664 saat, İngiltere'de bin 265 saat, Hollanda'da bin 659 saat, Polonya'da bin 480 saat, İskoçya'da bin 365 saat, Slovak Cumhuriyeti'nde bin 560 saat, Portekiz'de bin 464 saattir. OECD ülkelerinin ortalaması ise bin 665 saattir. Buna göre Türkiye'de bir öğretmen Koreli
meslektaşına göre 128 saat, İspanyol meslektaşına göre 383 saat, Çek Cumhuriyeti'ndeki meslektaşına göre 144 saat, İngiliz meslektaşına göre 543 saat, Hollandalı meslektaşına göre 149 saat, Polonyalı meslektaşına göre 328 saat, İskoçya'daki meslektaşına göre 443 saat, Slovak Cumhuriyeti'ndeki meslektaşına göre 248 saat, Portekizli meslektaşına göre 344 saat fazla çalışmaktadır. Türkiye'deki öğretmenler OECD ülkelerine ortalamasına göre ise 143 saat fazla çalışmaktadır" dedi.
"Bugünlerde konuşulan sadece öğretmenlerin çalışma saatleri değildir. Öğretmen maaşları ile ilgili de polemik başlamıştır" diyen Koncuk, şunları kaydetti:
"Boğaziçi Üniversitesi dekanının öğretmen maaşını aylık bin 700 Euro olarak ifade etmesi de büyük bir skandaldır. Ülkemizde şu anda en düşük derecede görev yapan bir öğretmen bin 590 TL, en yüksek derecede görev yapan bir öğretmen ise bin 856 TL ücret almaktadır. Ek ders ücreti almayan ve göreve yeni başlayan bir öğretmen aylık 879 dolar, yıllık 10 bin 548 dolar; ek ders ücreti almayan ve en üst derecede görev yapan bir öğretmen de aylık bin 26 dolar, yıllık 12 bin 312 dolar kazanmaktadır. Bir sınıf
öğretmeni ise aylık 450 TL ek ders ücreti almaktadır. Göreve yeni başlayan bir sınıf öğretmenin maaşı ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 40 TL, en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmenin maaşı da ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 306 TL'dir. Buna göre en düşük derecedeki bir sınıf öğretmeni ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 130 dolar, yıllık 13 bin 560 dolar; en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmeni de ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 277 dolar, yıllık 15 bin 324 dolar kazanmaktadır. Branş öğretmenlerinin maaş durumu ise sınıf öğretmenlerinden farklıdır. Öte yandan ülkemizde branş öğretmeni de 2 bin 56 TL ücret almaktadır. Bu da göreve yeni başlayan bir öğretmenin aylık 990 dolar, yıllık 11 bin 880 dolar; en üst derecedeki bir öğretmenin de aylık bin 137 dolar, yıllık 13 bin 644 dolar kazanması anlamına gelmektedir."
Bakan Dinçer'in çalışma saatleri ile ilgili OECD ülkelerini örnek gösterirken, en önemli karşılaştırmalardan birisini kamuoyu gözünden sakladığını savunan Koncuk, "Şöyle ki; öğretmen maaşlarında OECD ülkeleri ile Türkiye arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. İlköğretimde göreve yeni başlayan bir öğretmen İtalya'da yıllık brüt 28 bin 907 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 42 bin 567; Danimarka'da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 46 bin 950 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 54 bin 360; İngiltere'de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 32 bin 189 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 47 bin 47 dolar, Kore'de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 30 bin 522 dolar, en üst derecedeki öğretmen 84 bin 650 dolar, Lüksemburg'da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 51 bin 799 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 113 bin 017 dolar kazanırken; Türkiye'de ilköğretimde yıllık brüt 25 bin 536 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 29 bin 697 dolar kazanmaktadır. Bu rakamlar satın alma gücü paritesine göre hesaplanmıştır. Dolayısıyla ülkemizde öğretmenlerin eline geçen net rakam tabi ki bu değildir. Türkiye'de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren bu karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.
Bakan Dinçer'in yaptığı bu açıklamaları Maliye Bakanı ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yapmış olsaydı bu kadar yadırgamayacaklarını kaydeden Koncuk, şunları söyledi:
"Zira bir Milli Eğitim Bakanından beklenen; personelini tahkir eden karşılaştırma ve açıklamalardan ziyade, sorumluluğunu taşıdığı çalışanların durumlarını iyileştirmeye dönük gayretleri sergilemesidir. Tüm bu rakamlar ışığında Bakan Dinçer'in yanlışlıklarla dolu açıklamasını bir an önce düzeltmesini istiyoruz. Herkes bilmelidir ki; öğretmenler her önüne gelenin horlayacağı ve değersizleştireceği zavallı insanlar değildir. Bu ülkenin temel yapı taşları olan öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunları saptırılmadan, büyük bir titizlikle ele alınmalı ve tüm eğitim çalışanlarımızın koşulları düzeltilmelidir. Unutulmamalıdır ki; mutsuz öğretmenlerle gelecek nesilleri inşa etmek mümkün değildir. Ömer Dinçer'e Milli Eğitim Bakanı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, işletmeci Bakan anlayışından tez zamanda kurtulmasını istiyoruz. Aksi takdirde, Ömer Dinçer'e yönelik eleştirilerimiz, tepkilerimiz Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu kendisi açısından iğneli fıçı haline getirecektir."
Son Güncelleme: Perşembe, 22 Mart 2012 14:40
Gösterim: 2525
OECD tarafından yayınlanan rapora göre, kalifiye öğretmen açığı konusunda Türkiye sınıfta kaldı.
''21 yüzyılda öğretmenleri hazırlamak ve okul liderlerini geliştirmek'' adını taşıyan OECD raporuna göre, Türkiye'de önemli derslerde on okuldan, sekizinde öğretmen açığı var.
OECD raporuna göre, üye ülkelerden Lüksemburg, Almanya, Çin ve Hollanda'da ise on okuldan üçünde öğretmen açığı var.
OECD ülkeleri içinde beş okuldan birisinde okul müdürü, matematik ve bilim öğretmenleri eksikliği bulunmasının eğitime ciddi darbe vurduğu belirtilen raporda, kalifiye öğretmen açığı yaşayan üye ülke hükümetlerinin, yetenekli mezunlar için mesleği daha cazip kılıcı önlemler alması gerektiği uyarısı yapıldı.
Sosyal statü açısından diğer mesleklere oranla Finlandiya'nın öğretmenlere en yüksek seviyeyi verdiği ifade edilen raporda, bu ülkede öğretmenlerin büyük bir özerklik içinde olduğu bildirildi.
Raporda, öğretmenlerin kariyerleri boyunca yeteneklerini geliştirmelerinin ve bunun için gerekli fırsatları sunmanın da önemine vurgu yapıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
OECD tarafından yayınlanan rapora göre, kalifiye öğretmen açığı konusunda Türkiye sınıfta kaldı.
''21 yüzyılda öğretmenleri hazırlamak ve okul liderlerini geliştirmek'' adını taşıyan OECD raporuna göre, Türkiye'de önemli derslerde on okuldan, sekizinde öğretmen açığı var.
OECD raporuna göre, üye ülkelerden Lüksemburg, Almanya, Çin ve Hollanda'da ise on okuldan üçünde öğretmen açığı var.
OECD ülkeleri içinde beş okuldan birisinde okul müdürü, matematik ve bilim öğretmenleri eksikliği bulunmasının eğitime ciddi darbe vurduğu belirtilen raporda, kalifiye öğretmen açığı yaşayan üye ülke hükümetlerinin, yetenekli mezunlar için mesleği daha cazip kılıcı önlemler alması gerektiği uyarısı yapıldı.
Sosyal statü açısından diğer mesleklere oranla Finlandiya'nın öğretmenlere en yüksek seviyeyi verdiği ifade edilen raporda, bu ülkede öğretmenlerin büyük bir özerklik içinde olduğu bildirildi.
Raporda, öğretmenlerin kariyerleri boyunca yeteneklerini geliştirmelerinin ve bunun için gerekli fırsatları sunmanın da önemine vurgu yapıldı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 17 Mart 2012 13:52
Gösterim: 1845
Öğrencisiyle girdiği ilşkiyi DVD’ye kaydeden ISPARTA’nın Eğirdir İlçesi İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmenini eşi yakaladı.ISPARTA’nın Eğirdir İlçesi İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan eşi B.S.’nin öğrencisiyle girdiği ilişkinin DVD görüntülerini tesadüfen bulan G.S., kocası hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Vali Memduh Oğuz, "Öğretmeni açığa aldık, soruşturma yapılıyor" dedi
Eğirdir İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni B.S.’nin Z.E. adlı kız öğrencisiyle yaşadığı porno düzeyindeki ilişki görüntülerini tesadüfen ele geçiren eşi G.S., Eğirdir Cumhuriyet Savcılığı’na kocası hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde eşinin öğrencisi Z.E. ile ilişkisinden şüphelendiğini belirten G.S., kocasını takip ettiğini ve birkaç gün önce eşinin cebinde bulduğu DVD’yi gizlice alıp izlediğinde şoke olduğunu belirtti. G.S. savcılığa verdiği dilekçede şunları kaydetti:
"Eğirdir İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan B.S’nin beni ölümle tehdit etmesinden korkarak kaçıp 1 yaşımdaki kızımla beraber Fransa’daki aileme sığındım. Kocamın, görev yaptığı İmam Hatip Lisesi’nde öğrencisi Z.E. ile olan ilişkisini yakaladım. Porno düzeyindeki ilişkisini kameraya almış, DVD yapmış, tesadüfen elime geçti. Bundan dolayı beni ölümle tehdit etmektedir. Benden önce birçok bayanla ilişkisi varmış. Birisi ile evlenip 4 yıl yaşadıktan sonra ayrılmış. Ben de öğrencisiydim. Yalvaç Atatürk Lisesi’ndeyken 17 yaşındayken beni iğfal etti ve 2008 yılında da evlendik. Şimdi de bir başka öğrencisini kandırmıştır. Beni ölümle tehdit eden ve birçok kişiyi kandırarak kanına giren bu kişiden şikayetçiyim. Daha başka kızların canını yakmadan ve onları iğfal etmeden yeni kişilerin de kanına girmeden gereğinin tarafınızdan yapılmasını rica ediyorum.
(Milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Öğrencisiyle girdiği ilşkiyi DVD’ye kaydeden ISPARTA’nın Eğirdir İlçesi İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmenini eşi yakaladı.ISPARTA’nın Eğirdir İlçesi İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan eşi B.S.’nin öğrencisiyle girdiği ilişkinin DVD görüntülerini tesadüfen bulan G.S., kocası hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Vali Memduh Oğuz, "Öğretmeni açığa aldık, soruşturma yapılıyor" dedi
Eğirdir İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni B.S.’nin Z.E. adlı kız öğrencisiyle yaşadığı porno düzeyindeki ilişki görüntülerini tesadüfen ele geçiren eşi G.S., Eğirdir Cumhuriyet Savcılığı’na kocası hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde eşinin öğrencisi Z.E. ile ilişkisinden şüphelendiğini belirten G.S., kocasını takip ettiğini ve birkaç gün önce eşinin cebinde bulduğu DVD’yi gizlice alıp izlediğinde şoke olduğunu belirtti. G.S. savcılığa verdiği dilekçede şunları kaydetti:
"Eğirdir İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan B.S’nin beni ölümle tehdit etmesinden korkarak kaçıp 1 yaşımdaki kızımla beraber Fransa’daki aileme sığındım. Kocamın, görev yaptığı İmam Hatip Lisesi’nde öğrencisi Z.E. ile olan ilişkisini yakaladım. Porno düzeyindeki ilişkisini kameraya almış, DVD yapmış, tesadüfen elime geçti. Bundan dolayı beni ölümle tehdit etmektedir. Benden önce birçok bayanla ilişkisi varmış. Birisi ile evlenip 4 yıl yaşadıktan sonra ayrılmış. Ben de öğrencisiydim. Yalvaç Atatürk Lisesi’ndeyken 17 yaşındayken beni iğfal etti ve 2008 yılında da evlendik. Şimdi de bir başka öğrencisini kandırmıştır. Beni ölümle tehdit eden ve birçok kişiyi kandırarak kanına giren bu kişiden şikayetçiyim. Daha başka kızların canını yakmadan ve onları iğfal etmeden yeni kişilerin de kanına girmeden gereğinin tarafınızdan yapılmasını rica ediyorum.
(Milliyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Mart 2012 21:53
Gösterim: 2885
‘Gündoğdu marşı’ İzmir'in Tire İlçesi'nde geçen yıl eylem yapan Eğitim-Sen Tire Şubesi üyesi aralarında öğretmenlerinde olduğu yaklaşık 50 kişiye açılan davanın iddianamesine girdi.
Tire Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede grubun, Gündoğdu Marşı'nın sözlerini söylemesine atıfta bulunuldu, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet ettikleri bildirildi.
Eğitim-Sen Tire Şubesi üyesi yaklaşık 50 kişi, 4688 sayılı yasayla düzenlenen sendika ve toplu sözleşmelere ilişkin içerikte, grev hakkı bulunmamasını protesto etmek amacıyla geçen ekim ayında protesto gösterisi yaptı. Tire Öğretmenevi önünde toplanıp meşalelerini ellerine alan grup, Ak Parti İlçe Teşkilat binası önüne kadar geldi. Polis barikatını gören grup, bina önünde açıklama yapmak istedi.
Polisin izin vermediği gruptakilerin dağılmasını istedi. Göstericiler dağılmayıp oturma eylemi başlatınca, polis biber gazıyla müdahale edip dağıttı.
Olayın ardından polis, aralarında Eğitim- Sen Tire Temsilcisi Eyüp Aksoy'un da bulunduğu eyleme katılan 11'i öğretmen 12 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tire Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturma kapsamında, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri ileri sürülen 12 kişi hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İlk duruşmasının önümüzdeki mayıs ayında yapılacak davanın iddianamesinde anlatılan olayla ilgili ayrıntılar dikkati çekti.
Pankartı kalkan yaptılar
İddianamede protestoda bulunan grubun oturma eylemi sırasında koro halinde marş söyledikleri yer aldı. Söylenen marş olan Gündoğdu Marşı'nın devrimci versiyonundan, "Bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık/ Yolumuz devrim yolu, gelin arkadaşlar gelin/ Yurdumuza faşist dolmuş, vurun gardaşlar vurun" iddianamede yazıldı.
Bu arada göstericilerin taşıdıkları pankartı kendilerine kalkan yaparak emniyet güçlerinin kurmuş olduğu barikatı aşmak için arkadakilerle birlikte fiziki müdahalede bulundukları, ancak aşamadıkları da iddianamede anlatıldı.İddianamede ayrıca, olay ve CD çözüm tutanaklarına göre şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerinin delillerden anlaşılmakta olduğu da ileri sürüldü.
(cnntürk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
‘Gündoğdu marşı’ İzmir'in Tire İlçesi'nde geçen yıl eylem yapan Eğitim-Sen Tire Şubesi üyesi aralarında öğretmenlerinde olduğu yaklaşık 50 kişiye açılan davanın iddianamesine girdi.
Tire Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede grubun, Gündoğdu Marşı'nın sözlerini söylemesine atıfta bulunuldu, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet ettikleri bildirildi.
Eğitim-Sen Tire Şubesi üyesi yaklaşık 50 kişi, 4688 sayılı yasayla düzenlenen sendika ve toplu sözleşmelere ilişkin içerikte, grev hakkı bulunmamasını protesto etmek amacıyla geçen ekim ayında protesto gösterisi yaptı. Tire Öğretmenevi önünde toplanıp meşalelerini ellerine alan grup, Ak Parti İlçe Teşkilat binası önüne kadar geldi. Polis barikatını gören grup, bina önünde açıklama yapmak istedi.
Polisin izin vermediği gruptakilerin dağılmasını istedi. Göstericiler dağılmayıp oturma eylemi başlatınca, polis biber gazıyla müdahale edip dağıttı.
Olayın ardından polis, aralarında Eğitim- Sen Tire Temsilcisi Eyüp Aksoy'un da bulunduğu eyleme katılan 11'i öğretmen 12 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tire Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturma kapsamında, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri ileri sürülen 12 kişi hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İlk duruşmasının önümüzdeki mayıs ayında yapılacak davanın iddianamesinde anlatılan olayla ilgili ayrıntılar dikkati çekti.
Pankartı kalkan yaptılar
İddianamede protestoda bulunan grubun oturma eylemi sırasında koro halinde marş söyledikleri yer aldı. Söylenen marş olan Gündoğdu Marşı'nın devrimci versiyonundan, "Bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık/ Yolumuz devrim yolu, gelin arkadaşlar gelin/ Yurdumuza faşist dolmuş, vurun gardaşlar vurun" iddianamede yazıldı.
Bu arada göstericilerin taşıdıkları pankartı kendilerine kalkan yaparak emniyet güçlerinin kurmuş olduğu barikatı aşmak için arkadakilerle birlikte fiziki müdahalede bulundukları, ancak aşamadıkları da iddianamede anlatıldı.İddianamede ayrıca, olay ve CD çözüm tutanaklarına göre şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerinin delillerden anlaşılmakta olduğu da ileri sürüldü.
(cnntürk)
Son Güncelleme: Cuma, 16 Mart 2012 17:50
Gösterim: 1731
Türk Eğitim-Sen ücretli öğretmenlerin profilini ortaya koyan bir araştırmayı yayınladı.Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen görevlendirmesine bir an önce son vermelidir. Bu, modern dünyayla yarışmak, eğitimde başarı sağlamak, eğitime kalite getirmek, hem de insan sömürüsünü ortadan kaldırmak için zorunludur" dedi.
Koncuk, bugün dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan ve güdük öğretmen ataması yapan MEB'in, yeni doğacak ihtiyacını da ücretli öğretmenlerle karşılayacağını ve yine kadrolu öğretmen ataması yapmayacağını söyledi.
Türk Eğitim-Sen tarafından ücretli öğretmen görevlendirilmesiyle ilgili yapılan araştırma tamamlandı. Sendikalarına üye ücretli öğretmen sayılarını öğrenmek amacıyla 81 il valiliğine yazı gönderen Türk Eğitim-Sen'e 55 ilden cevap geldi. Cevap alınamayan iller için Başbakanlık Bilgi Edinmeye başvuran Türk Eğitim-Sen'in bu başvurusu da sonuçsuz kaldı. Geriye kalan 26 il için Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2011-2012 eğitim öğretim yılının birinci döneminde tespit ettiği rakamlarını kullanan Türk Eğitim-Sen'in
elde edilen bilgilere göre, 81 ilde toplam 63 bin 821 ücretli öğretmenin görev yaptığı ortaya çıktı.
EN FAZLA ÜCRETLİ ÖĞRETMEN 11 BİN 709 İLE İSTANBUL'DA
Araştırmaya göre, en fazla ücretli öğretmen 11 bin 709 ile İstanbul'da bulunurken, 3 bin 46 ile Ankara ikinci, 2 bin 662 ile Şanlıurfa üçüncü, 2 bin 316 ile İzmir dördüncü, bin 877 ile Bursa beşinci ve bin 801 ile Kocaeli altıncı sırada yer aldı. Ücretli öğretmen sayısının yüksek olduğu diğer illeri ise, Hatay bin 662, Konya bin 648, Adana bin 477, Van bin 339, Diyarbakır bin 306, Gaziantep bin 223, Antalya bin 187, Şırnak bin 84, Tekirdağ bin 39, Kahramanmaraş bin 33, Kayseri 987 ve Manisa 984 izledi.
Ücretli öğretmen sayısının en az olduğu il ise 48 ile Tunceli oldu. Tunceli'yi 99 ile Karabük, 100 ile Bayburt, 116 ile Yalova, 124 ile Gümüşhane, 127 ile Kırşehir'in izlediği görüldü.
NORM KADRO İHTİYACI 81 İLDE 126 BİN 706
Sınıf öğretmeni ve branşlara göre norm kadro ihtiyacı 81 ilde toplam 126 bin 706 olarak tespit edildi. İstanbul'un norm kadro ihtiyacı 21 bin 894 olurken, İstanbul'u, Şanlıurfa 6 bin 586, Gaziantep 3 bin 843, Adana 3 bin 721, Hatay 3 bin 675, Kocaeli 3 bin 608, Konya 3 bin 490, İzmir 3 bin 472, Bursa 2 bin 907, Ankara 2 bin 489, Kahramanmaraş 2 bin 470, Mersin 2 bin 291, Manisa 2 bin 286, Antalya 2 bin 273, Diyarbakır 2 bin 272, Sakarya 2 bin 132, Kayseri 2 bin 11, Tekirdağ bin 950 ve Van bin 909'la
izledi. En az norm kadro ihtiyacının ise 53 ile Tunceli olduğu görüldü.
55 İLDE GÖREV YAPAN ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN 8 BİN 950'Sİ ÖNLİSANS MEZUNU
55 İl Valiliğinden gelen rakamlara göre, ücretli öğretmenlerin 21 bin 68'i eğitim fakültesi mezunu, 16 bin 578'i eğitim fakültelerinin dışındaki diğer fakültelerin lisans bölümleri mezunu, 8 bin 950'si ön lisans mezunu olduğu belirlendi. Öte yandan ücretli öğretmen olarak görev yapan ön lisans mezunu 2 bin 348 öğretmen ile en fazla İstanbul'da oldu. İstanbul'u 465 ile Van, 433 ile Bursa, 315 ile Şırnak takip etti.
Ücretli olarak görevlendirilen branş öğretmenleri tarafından doldurulan toplam ders saati sayısı ise 55 ilde 373 bin 191 oldu. Bu rakam İstanbul'da yaklaşık 160 bin 224, Kocaeli'nde 30 bin 763, Diyarbakır'da 22 bin 833, Konya'da 19 bin 028, Adana'da 18 bin 632, Bursa'da 18 bin 399, Tekirdağ'da 15 bin 181, Hatay'da 13 bin 221, Denizli'de 12 bin 339, Kayseri'de 11 bin 6, Sakarya'da 10 bin 864, Adıyaman'da 10 bin 461 olarak tespit edildi. Ücretli olarak görevlendirilen branş öğretmenleri tarafından doldurulan toplam ders saati sayısı ise, Samsun 9 bin 639, Kahramanmaraş 9 bin 612, Manisa 9 bin 47, Zonguldak 8 bin 133 ve Mersin 8 bin 808 oldu.
Yapılan araştırma ile ilgili değerlendirmede bulunan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkan İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen açığını ücretli öğretmenler eliyle gidermesi ve ücretli öğretmen istihdamının neredeyse asal istihdam modeli haline dönüşmesinin kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Eğitim öğretimin kalitesini sıfırlayan, insanı sömüren bu modelin ülkemizde uygulanmasının utanç verici olduğunu kaydeden Koncuk, şöyle konuştu: "Bugün açık öğretim ya da ön lisans
mezunlarının bile ücretli öğretmenlik yapabildiği ülkemizde, eğitim-öğretimden verim ve kalite beklenmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir. Öğretmenlik formasyonu olmayan insanlarla eğitim-öğretim faaliyetini sağlıklı olarak yürütemezsiniz. Mevcut sitemde dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan MEB'in, ataması yapılmayan 350 bin öğretmeni bugüne kadar görmezden gelmesi, üstüne üstlük yeni bir sistem ortaya koyarak, 2. kademe eğitimini (eski ortaokul) 3 yıldan 4 yıla çıkarmak istemesi, içinde bulunduğumuz
öğretmen ihtiyacını artıracaktır. Bugün dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan, güdük öğretmen ataması yapan MEB, yeni doğacak ihtiyacı da ücretli öğretmenlerle karşılayacak, yine kadrolu öğretmen ataması yapmayacaktır. Öte yandan ücretli öğretmenler girdiği ders başına ücret aldıkları için aylık ücretleri 300-500 TL'dir ve güvenceden yoksun olarak çalıştırılmaktadır. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen görevlendirmesine bir an önce son vermelidir. Bu modern dünyayla yarışmak, eğitimde başarı sağlamak, eğitime kalite getirmek, hem de insan sömürüsünü ortadan kaldırmak için zorunludur."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Türk Eğitim-Sen ücretli öğretmenlerin profilini ortaya koyan bir araştırmayı yayınladı.Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen görevlendirmesine bir an önce son vermelidir. Bu, modern dünyayla yarışmak, eğitimde başarı sağlamak, eğitime kalite getirmek, hem de insan sömürüsünü ortadan kaldırmak için zorunludur" dedi.
Koncuk, bugün dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan ve güdük öğretmen ataması yapan MEB'in, yeni doğacak ihtiyacını da ücretli öğretmenlerle karşılayacağını ve yine kadrolu öğretmen ataması yapmayacağını söyledi.
Türk Eğitim-Sen tarafından ücretli öğretmen görevlendirilmesiyle ilgili yapılan araştırma tamamlandı. Sendikalarına üye ücretli öğretmen sayılarını öğrenmek amacıyla 81 il valiliğine yazı gönderen Türk Eğitim-Sen'e 55 ilden cevap geldi. Cevap alınamayan iller için Başbakanlık Bilgi Edinmeye başvuran Türk Eğitim-Sen'in bu başvurusu da sonuçsuz kaldı. Geriye kalan 26 il için Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2011-2012 eğitim öğretim yılının birinci döneminde tespit ettiği rakamlarını kullanan Türk Eğitim-Sen'in
elde edilen bilgilere göre, 81 ilde toplam 63 bin 821 ücretli öğretmenin görev yaptığı ortaya çıktı.
EN FAZLA ÜCRETLİ ÖĞRETMEN 11 BİN 709 İLE İSTANBUL'DA
Araştırmaya göre, en fazla ücretli öğretmen 11 bin 709 ile İstanbul'da bulunurken, 3 bin 46 ile Ankara ikinci, 2 bin 662 ile Şanlıurfa üçüncü, 2 bin 316 ile İzmir dördüncü, bin 877 ile Bursa beşinci ve bin 801 ile Kocaeli altıncı sırada yer aldı. Ücretli öğretmen sayısının yüksek olduğu diğer illeri ise, Hatay bin 662, Konya bin 648, Adana bin 477, Van bin 339, Diyarbakır bin 306, Gaziantep bin 223, Antalya bin 187, Şırnak bin 84, Tekirdağ bin 39, Kahramanmaraş bin 33, Kayseri 987 ve Manisa 984 izledi.
Ücretli öğretmen sayısının en az olduğu il ise 48 ile Tunceli oldu. Tunceli'yi 99 ile Karabük, 100 ile Bayburt, 116 ile Yalova, 124 ile Gümüşhane, 127 ile Kırşehir'in izlediği görüldü.
NORM KADRO İHTİYACI 81 İLDE 126 BİN 706
Sınıf öğretmeni ve branşlara göre norm kadro ihtiyacı 81 ilde toplam 126 bin 706 olarak tespit edildi. İstanbul'un norm kadro ihtiyacı 21 bin 894 olurken, İstanbul'u, Şanlıurfa 6 bin 586, Gaziantep 3 bin 843, Adana 3 bin 721, Hatay 3 bin 675, Kocaeli 3 bin 608, Konya 3 bin 490, İzmir 3 bin 472, Bursa 2 bin 907, Ankara 2 bin 489, Kahramanmaraş 2 bin 470, Mersin 2 bin 291, Manisa 2 bin 286, Antalya 2 bin 273, Diyarbakır 2 bin 272, Sakarya 2 bin 132, Kayseri 2 bin 11, Tekirdağ bin 950 ve Van bin 909'la
izledi. En az norm kadro ihtiyacının ise 53 ile Tunceli olduğu görüldü.
55 İLDE GÖREV YAPAN ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN 8 BİN 950'Sİ ÖNLİSANS MEZUNU
55 İl Valiliğinden gelen rakamlara göre, ücretli öğretmenlerin 21 bin 68'i eğitim fakültesi mezunu, 16 bin 578'i eğitim fakültelerinin dışındaki diğer fakültelerin lisans bölümleri mezunu, 8 bin 950'si ön lisans mezunu olduğu belirlendi. Öte yandan ücretli öğretmen olarak görev yapan ön lisans mezunu 2 bin 348 öğretmen ile en fazla İstanbul'da oldu. İstanbul'u 465 ile Van, 433 ile Bursa, 315 ile Şırnak takip etti.
Ücretli olarak görevlendirilen branş öğretmenleri tarafından doldurulan toplam ders saati sayısı ise 55 ilde 373 bin 191 oldu. Bu rakam İstanbul'da yaklaşık 160 bin 224, Kocaeli'nde 30 bin 763, Diyarbakır'da 22 bin 833, Konya'da 19 bin 028, Adana'da 18 bin 632, Bursa'da 18 bin 399, Tekirdağ'da 15 bin 181, Hatay'da 13 bin 221, Denizli'de 12 bin 339, Kayseri'de 11 bin 6, Sakarya'da 10 bin 864, Adıyaman'da 10 bin 461 olarak tespit edildi. Ücretli olarak görevlendirilen branş öğretmenleri tarafından doldurulan toplam ders saati sayısı ise, Samsun 9 bin 639, Kahramanmaraş 9 bin 612, Manisa 9 bin 47, Zonguldak 8 bin 133 ve Mersin 8 bin 808 oldu.
Yapılan araştırma ile ilgili değerlendirmede bulunan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkan İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen açığını ücretli öğretmenler eliyle gidermesi ve ücretli öğretmen istihdamının neredeyse asal istihdam modeli haline dönüşmesinin kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Eğitim öğretimin kalitesini sıfırlayan, insanı sömüren bu modelin ülkemizde uygulanmasının utanç verici olduğunu kaydeden Koncuk, şöyle konuştu: "Bugün açık öğretim ya da ön lisans
mezunlarının bile ücretli öğretmenlik yapabildiği ülkemizde, eğitim-öğretimden verim ve kalite beklenmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir. Öğretmenlik formasyonu olmayan insanlarla eğitim-öğretim faaliyetini sağlıklı olarak yürütemezsiniz. Mevcut sitemde dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan MEB'in, ataması yapılmayan 350 bin öğretmeni bugüne kadar görmezden gelmesi, üstüne üstlük yeni bir sistem ortaya koyarak, 2. kademe eğitimini (eski ortaokul) 3 yıldan 4 yıla çıkarmak istemesi, içinde bulunduğumuz
öğretmen ihtiyacını artıracaktır. Bugün dahi öğretmen ihtiyacını karşılayamayan, güdük öğretmen ataması yapan MEB, yeni doğacak ihtiyacı da ücretli öğretmenlerle karşılayacak, yine kadrolu öğretmen ataması yapmayacaktır. Öte yandan ücretli öğretmenler girdiği ders başına ücret aldıkları için aylık ücretleri 300-500 TL'dir ve güvenceden yoksun olarak çalıştırılmaktadır. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen görevlendirmesine bir an önce son vermelidir. Bu modern dünyayla yarışmak, eğitimde başarı sağlamak, eğitime kalite getirmek, hem de insan sömürüsünü ortadan kaldırmak için zorunludur."
Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 11:43
Gösterim: 2340