Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

2018—2019 eğitim-öğretim yılında faaliyete geçecek olan Enstitü Koleji Ataşehir Kampüsü Okula Kabul Sınavı’nın 31 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirileceği açıklandı.

enstitu_koleji“Her öğrenciye eşit eğitim öğretim ortamı sunmayı hedefliyoruz...” sloganıyla tanıtımlarına başlayan Enstitü Koleji, özel okul dünyasına farklı bir soluk getirmeyi hedefliyor. Enstitü Koleji Kurucusu Mehmet Özgür Boza, “Enstitü Koleji’nin oluşumunda, öğrencilerin duygusal, bilişsel ve akademik yönlerinin önemli olduğu kadar sosyal yönlerinin de geliştirilmesi gerektiği inancıyla ortaya çıkmıştır. Enstitü Koleji adını da 1940-1954 yılları arasında toplumun kalkınmasını hedef alan ve bugün bile dünyada hala örnek alınan eğitim öğretim modeli olan Köy Enstitüleri’nden ilham alarak almıştır.” diye konuştur. “Bilgi, söz olmaktan çıkmalı, işe yaramalıdır” inanışıyla, geçmişle geleceği harmanlayan bir kurum olarak yola çıktıklarını belirten Boza, öğrencilerin günümüz ihtiyaçlarını karşılayarak her birini var oldukları ortamın lideri yapmayı hedeflediklerini söyledi.
/ozgur_boza“Okulkuran Kurumsal Danışmanlık Anonim Şirketi 20 yıllık bilgi ve birikiminin devamı olarak tüm bu tecrübe ve birikimini daha genç beyinlere aktarmak üzere  2018-2019 öğretim yılında Enstitü Koleji’ni anaokulu, ilkokul,ortaokul ve lise olarak açmak üzere hazırlıklarına başlamıştır.” Diye konuşan Boza, kolej hakkında şu bilgileri verdi:
Enstitü Koleji 31 Mart 2018 günü,  2018-2019 öğretim yılında 4. Sınıftan 8. Sınıfa kadar okuyacak tüm öğrencilerinin okula uygunluk ve uyumlarını anlamak adına bir okula kabul sınavı yapacaktır. 
Yapılacak bu sınavın tek amacı öğrencilerin okulun akademik beklentisine uygunluğunu ölçmektir. Bu sınav sonucunda öğrencilere her hangi bir sıralama verilmeyecek ve böylece öğrencilerin arasında rekabet oluşturulmayacak ve karşılaştırma yapılmayacaktır. Okula kabulu uygun olan her öğrenciye eşit şartlar sunulacaktır.
Dolayısıyla bu yaptığımız sınavın adı bursluluk sınavı değildir. Okulumuzda tek bir sınav sonucuyla öğrencilere farklı farklı burslar ve ücretler sunulmayacaktır.
Her öğrenciye eşit eğitim öğretim imkanı sunmayı amaçlayan okulumuz bu sınavla da öğrencileri ayrıştırmayacak ve eşitsizliğe sebebiyet vermeyecektir.
Okulumuzda hesap sorma değil, hesaplaşma prensibi uygulanacaktır. Tek değerlendirme dayanağı öğretmenler olmayacak gerektiğinde öğrencilerde değerlendirme yapabileceklerdir. Karşılıklı sorunlar ve sorumluluklar öğrencilerle konuşulacak ve öğrencilerinde hesap sormalarına fırsat tanınacaktır.
Tüm bu anlayış ışığında okulumuzda yapılacak tanıma sınavı bir bursluluk sınavı değil okula kabul sınavıdır.
Öğrencilerin yaş grupları kaç olursa olsun; toplumun sorun olan ihtiyaçlarının çözümünde katkı sağlayabilecek ortam oluşturulduğunda, mutlaka çözümün bir parçası olmaları gerektiğine ve ancak toplum ihtiyaçlarını, ev ortamlarından ve bulundukları çevrenin içinden başlayarak dünyaya açılma amacıyla doğru eğitim öğretim ortamında olacaklarına inanıyorlar.
Enstitü Koleji anaokulundan liseye geniş bir yelpazede eğitim öğretim sunmasının yanısıra yetiştirilen öğrencinin hedef ve çözüm odaklı olması; önce kendi ihtiyaçlarını sonra çevresindeki ihtiyaçları tespit edebilmesi, merak edebilmesi, deneyimlemesi ve ardından çözüm bulma ve çözüme giden yoldada öğrendiklerini uygulayabilme fırsatı bulması.
Enstitü Koleji Ataşehir Kampüsü, kolay, güvenli ve merkezi bir lokasyonda olması ile, fiziki olarak okulun büyüklüğü öğrencilerin dilediğince ve ihtiyaçlarını karşılayabileceği şekilde etkinlik ve atölye  çalışmaları imkanı bulabilmesiyle, serbest zamanlarını da etkili ve verimli geçirmelerini sağlayabilecekleri alanlarının olmasıyla, tüm bu imkanlar için doğru yönlendirme yapabilecek donanımlı eğitim öğretim kadrosuna sahip olmalarıyla, eşitlik ve netliğin en önemsenen inanış olmasıyla bir çok öğrenci ve velinin tercih sebepleri arasına girmeyi şimdiden başarmıştır.
Hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okulumuzda herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edilebildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.  Okul-öğrenci- aile uyumuna büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimize değil, velilerimizle de açık, net bir iletişim kurmayı ve aynı dil kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.



 

> Enstitü Koleji Okula Kabul Sınavı 31 Mart’ta yapılacak

2018—2019 eğitim-öğretim yılında faaliyete geçecek olan Enstitü Koleji Ataşehir Kampüsü Okula Kabul Sınavı’nın 31 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirileceği açıklandı.

enstitu_koleji“Her öğrenciye eşit eğitim öğretim ortamı sunmayı hedefliyoruz...” sloganıyla tanıtımlarına başlayan Enstitü Koleji, özel okul dünyasına farklı bir soluk getirmeyi hedefliyor. Enstitü Koleji Kurucusu Mehmet Özgür Boza, “Enstitü Koleji’nin oluşumunda, öğrencilerin duygusal, bilişsel ve akademik yönlerinin önemli olduğu kadar sosyal yönlerinin de geliştirilmesi gerektiği inancıyla ortaya çıkmıştır. Enstitü Koleji adını da 1940-1954 yılları arasında toplumun kalkınmasını hedef alan ve bugün bile dünyada hala örnek alınan eğitim öğretim modeli olan Köy Enstitüleri’nden ilham alarak almıştır.” diye konuştur. “Bilgi, söz olmaktan çıkmalı, işe yaramalıdır” inanışıyla, geçmişle geleceği harmanlayan bir kurum olarak yola çıktıklarını belirten Boza, öğrencilerin günümüz ihtiyaçlarını karşılayarak her birini var oldukları ortamın lideri yapmayı hedeflediklerini söyledi.
/ozgur_boza“Okulkuran Kurumsal Danışmanlık Anonim Şirketi 20 yıllık bilgi ve birikiminin devamı olarak tüm bu tecrübe ve birikimini daha genç beyinlere aktarmak üzere  2018-2019 öğretim yılında Enstitü Koleji’ni anaokulu, ilkokul,ortaokul ve lise olarak açmak üzere hazırlıklarına başlamıştır.” Diye konuşan Boza, kolej hakkında şu bilgileri verdi:
Enstitü Koleji 31 Mart 2018 günü,  2018-2019 öğretim yılında 4. Sınıftan 8. Sınıfa kadar okuyacak tüm öğrencilerinin okula uygunluk ve uyumlarını anlamak adına bir okula kabul sınavı yapacaktır. 
Yapılacak bu sınavın tek amacı öğrencilerin okulun akademik beklentisine uygunluğunu ölçmektir. Bu sınav sonucunda öğrencilere her hangi bir sıralama verilmeyecek ve böylece öğrencilerin arasında rekabet oluşturulmayacak ve karşılaştırma yapılmayacaktır. Okula kabulu uygun olan her öğrenciye eşit şartlar sunulacaktır.
Dolayısıyla bu yaptığımız sınavın adı bursluluk sınavı değildir. Okulumuzda tek bir sınav sonucuyla öğrencilere farklı farklı burslar ve ücretler sunulmayacaktır.
Her öğrenciye eşit eğitim öğretim imkanı sunmayı amaçlayan okulumuz bu sınavla da öğrencileri ayrıştırmayacak ve eşitsizliğe sebebiyet vermeyecektir.
Okulumuzda hesap sorma değil, hesaplaşma prensibi uygulanacaktır. Tek değerlendirme dayanağı öğretmenler olmayacak gerektiğinde öğrencilerde değerlendirme yapabileceklerdir. Karşılıklı sorunlar ve sorumluluklar öğrencilerle konuşulacak ve öğrencilerinde hesap sormalarına fırsat tanınacaktır.
Tüm bu anlayış ışığında okulumuzda yapılacak tanıma sınavı bir bursluluk sınavı değil okula kabul sınavıdır.
Öğrencilerin yaş grupları kaç olursa olsun; toplumun sorun olan ihtiyaçlarının çözümünde katkı sağlayabilecek ortam oluşturulduğunda, mutlaka çözümün bir parçası olmaları gerektiğine ve ancak toplum ihtiyaçlarını, ev ortamlarından ve bulundukları çevrenin içinden başlayarak dünyaya açılma amacıyla doğru eğitim öğretim ortamında olacaklarına inanıyorlar.
Enstitü Koleji anaokulundan liseye geniş bir yelpazede eğitim öğretim sunmasının yanısıra yetiştirilen öğrencinin hedef ve çözüm odaklı olması; önce kendi ihtiyaçlarını sonra çevresindeki ihtiyaçları tespit edebilmesi, merak edebilmesi, deneyimlemesi ve ardından çözüm bulma ve çözüme giden yoldada öğrendiklerini uygulayabilme fırsatı bulması.
Enstitü Koleji Ataşehir Kampüsü, kolay, güvenli ve merkezi bir lokasyonda olması ile, fiziki olarak okulun büyüklüğü öğrencilerin dilediğince ve ihtiyaçlarını karşılayabileceği şekilde etkinlik ve atölye  çalışmaları imkanı bulabilmesiyle, serbest zamanlarını da etkili ve verimli geçirmelerini sağlayabilecekleri alanlarının olmasıyla, tüm bu imkanlar için doğru yönlendirme yapabilecek donanımlı eğitim öğretim kadrosuna sahip olmalarıyla, eşitlik ve netliğin en önemsenen inanış olmasıyla bir çok öğrenci ve velinin tercih sebepleri arasına girmeyi şimdiden başarmıştır.
Hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okulumuzda herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edilebildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.  Okul-öğrenci- aile uyumuna büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimize değil, velilerimizle de açık, net bir iletişim kurmayı ve aynı dil kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.



 

Son Güncelleme: Cuma, 09 Şubat 2018 16:12

Gösterim: 3884

58 yıldır Türk eğitimine hizmet eden bir markanın tepe yöneticisi olmanın yüklediği sorumluluğunu omuzlarında taşıyan bir isim o… Eğitimci bir babanın sofrasında büyüyen ve profesyonel yaşamını da eğitime adayan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ful Akıngüç Över ile 58 yıllık bilgi birikimi ve deneyimin, nesilden nesile nasıl aktarıldığını dinlerken, kurumu geleceğe taşıyan yenilikleri de konuştuk.
ful_akinguc_over58 yıllık bir geleneğe sahip olan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nın tepe yöneticisi olarak, nasıl bir sorumluluk içinde hissediyorsunuz kendinizi? Bu durumun işlerinizi kolaylaştıran ve zorlaştıran yönleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
58. yılına adım atmış bir kurumda her şeyden önce “sürdürülebilirliğin” sorumluluğunu hissediyorsunuz. Sürdürülebilirliğin yelpazesi ise çok geniş. Yalnızca fiziki varlığın değil, değerlerimizle birlikte torunlarını bize emanet eden mezunlarımızın güvenini sürdürebilmenin sorumluluğunu derinden hissediyorum.
Hizmet alanımızın hissettirdiği sorumluluk ise çok daha hassas. Eğitimci olmanın başlı başına bir sorumluluğu var. Geçmişe sahip çıkmak, bugünün nabzını tutmak ve geleceği öngörmek… Eğitimci olarak hissettiğim sorumluluk duygusu ise işimin en temel motivasyonu.

KÜLTÜR ANAYASASI VAZGEÇEMEDİĞİM BİR REHBER
Göreve başladığınız günden bugüne kurumda neleri hedeflediniz? Bu yöndeki çalışmalarınızı değerlendirdiğinizde nasıl sonuçlar ortaya çıktı?
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, “öğrencilerin hizmetinde” ilkesiyle yola çıkmış bir okul. Kurucumuz ve Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’ün, Atatürkçü, çağdaş, bilimsel düşünen, toplumsal duyarlılığı yüksek, sanat ve kültür donanımı güçlü nesiller yetiştirme hedefiyle ortaya çıkmış “KÜLTÜR ANAYASASI” vazgeçemediğim bir rehber...58 yıllık bilgi birikimi ve deneyimin, nesilden nesile aktarımını sağlayan en büyük yol gösterici…
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, yarım yüzyılı aşkın süredir benimsediği yönetim anlayışında “kaliteyi” olmazsa olmazları arasında görmüş ve bu görüşünü hazırladığı “KÜLTÜR ANAYASASI” ile temel ilkelerden biri haline getirmiştir.
Bu doğrultuda kurulduğumuz günden bu güne “Kültür”lü kalite yönelimlidir” mottosuyla hareket ediyoruz.
Bizler için kalite, öğrencinin yüksek akademik başarısı, üst eğitim kurumuna, bir mesleğe ve yaşama hazırlanmasında yetkinlik, hizmette ve eğitim niteliğinde sürekli iyileşme ve yenilikçi yaklaşım; misyon ve vizyona ulaşma çabasında kararlılık; liderlik, takım çalışması ve işbirliği, özdenetim, kendini geliştirme ve mükemmeli aramada öncülük demektir.
Bu anlayış; “Kültür’le yolu kesişmiş binlerce aile ve mezunlarımız” tarafından “değişimin öncüsü ve güvenilir bir eğitim kurumu” olarak nitelendirilmemizi sağlamıştır.
Özetle; kurumsal olarak hedefimiz her dönemde kaliteli eğitim vermek.
Bireysel anlamda hedeflerim ise üniversite eğitimimle eş zamanlı şekillendi. İş hayatına, özel sektörde bilişim alanında başladım. Bu tercihim, kurumun gelişimi için hedeflediğim çalışmalar için zemin hazırladı.
Bilişimin eğitimle entegrasyonunu özel sektörde yakından izleme fırsatım oldu. Edindiğim deneyimleri de İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarına transfer ettim. Okulumuzun ilk bilgisayar laboratuvarını bu deneyimle kurduk. 1997 yılında üniversitemizin açılışıyla hedeflerimiz yeni bir boyut kazandı. K12 verimliliği için üniversite ve kolejin sinerjisini en yüksek düzeyde kullanmayı hedef edindik.
Bugün geldiğimiz noktada “bilim, teknoloji ve inovasyon” kurum kültürünün doğal parçası haline geldi.

kulturTÜKETEN DEĞİL ÜRETEN, GELİŞTİREN, GİRİŞİMCİ BİREYLER
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nın gelişimsel stratejisi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede önümüzdeki dönemde hedefleriniz, planlarınız ve kurumun öncelikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tüm paydaşlarımıza karşı sorumlu olduğumuz “eğitim süreçlerini” “kalite” anlayışı çerçevesinde öğrenci ve öğretmen gelişimi temelinde geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunun için okul geliştirme çatısı altında süreç ve sonuç göstergeleri tanımladık. Süreçte; öğrencilere sunulan rehberlik hizmetlerinden yabancı dil eğitimine, üretilen proje sayısından topluma yönelik hizmetlere kadar çok yönlü bir ele alış ile çalışmalarımızı planlıyoruz. Öğretmen yeterliklerinden öğrenme ortamının etkililiğine, öğrenci sürekliliğinden veli memnuniyetine kadar yine çok yönlü bir bakışla kendimizi değerlendiriyoruz. Kısacası, stratejik yönetimin sunduğu somut ve ölçülebilir göstergeler ışığında stratejilerimize yön veriyoruz. Çalışmalarımızda en tepeye oturttuğumuz “kalite” anlayışımızı eğitim süreçlerinin her aşamasına yansıtacak ve Z kuşağına hitap edecek pek çok eğitsel faaliyeti “inovatif” bir bakış açısıyla şekillendiriyoruz. İçinde bulunduğumuz dönem, Z kuşağının dönemi… Dijital dünyanın çocuklarını geleceğe hazırlamak pek çok stratejiyi değiştirmekle birlikte pedagojik ilkelerden ödün vermemeyi beraberinde getiriyor. “Çocuk için, çocuğa göre eğitim” ilkesi her dönemde bizlerce benimsenmiş olup kuşakların özelliklerine göre içeriklerle birlikte kazandırılacak becerileri değişmiştir. Günümüzde de durum böyledir. Z kuşağının tüketen değil üreten, geliştiren, girişimci bireyler olarak yetişmesi için eğitim programı ve öğretmen eğitimimizi bu doğrultuda şekillendiriyoruz. Okul içinde, üretim kültürünün baskın olduğu bir atmosfer oluşturulması önceliklerimiz arasında. Bu noktada, öğretmenlerimizin oldukça belirleyici bir role sahip olduğunu biliyor ve öğretmenlerimizin mesleki gelişimini klasik bir yapı içinde değil “ okulun inovatif liderleri” olarak konumlandıran biçimde kurguluyoruz. Bu yapı, kısa vadede karar alma süreçlerinde aktif katılımcı bir takımın oluşmasını, böylelikle üreten ve gelişen okul toplumunun ortaya çıkmasına yol açıyor. İşte bu amaca hizmet edecek çok sayıdaki gelişimsel faaliyeti hayata geçirmek tüm planlamalarımıza yön veriyor.

kulturNOBEL ÖDÜL TÖRENİNE KATILAN İLK TÜRK OKULU OLMA GURURUNU YAŞADIK
İstanbul Eğitim Kurumları olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında gündeminizde hangi projeler yer alıyor? Hangi alanlara yönelik projeler gerçekleştiriyorsunuz?
Son iki yıldır ağırlıklı olarak “öğrencilere inovatif düşünme becerisi” kazandırılması üzerinde duruyoruz. Fiziki ortamın düzenlenmesi, program geliştirme ve öğretmen eğitimini eş zamanlı olarak yürüttüğümüz çalışmalarımıza bu yıl da devam ediyoruz.
Okullarımız bünyesinde açtığımız inovasyon merkezleri ve bilim merkezlerinde kodlamadan sanal gerçekliğe sunduğumuz onlarca eğitsel aktivite, anaokulundan itibaren “dijital okur-yazarlık”ve “okuyorum-yazıyorum-kodluyorum” temeline oturtulmuş; tasarım, yaratıcılık ve girişimcilik odağında şekillendirdiğimiz eğitim programımız ve “öğretmenlikten inovatif liderliğe” kapsamındaki öğretmen eğitimlerimiz ile “inovasyon temalı” ulusal ve uluslararası pek çok projeyi yürütüyoruz.
İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin danışmanlık desteği ile TUBİTAK’tan ERASMUS’a uzanan ve oldukça geniş bir yelpazede yürütülen projeler ise kolej-üniversite sinerji modelimiz çerçevesinde sürdürülüyor.
Bununla birlikte, geçen yıl inovasyon çalışmaları kapsamında önemli bir proje olarak yola çıkardığımız “ İnovasyon Kültürü” dergimizin aralık sayısında ise öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz “Nobel Ödüllü Bilim İnsanları” ile röportaj yaptılar. Bu çalışmaları, Nobel Organizasyonu ve İsveç Kraliyet Ailesi tarafından büyük beğeni kazandı ve Nobel Ödül törenine kraliyet ailesinin davetlisi olarak katılan ilk Türk Okulu olma gururunu bizlere yaşattılar.

Projelerin hazırlanma aşaması hakkında bilgi verir misiniz? Projeler belirlenirken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Proje kriterlerimizin başında, öğrencilerimizin okulda öğrendikleri bilgileri kullanabilmesi, yeni fikirler ortaya koyabilmesi, empati yönünü besleyecek, çok yönlü bakabileceği süreçleri yaşayabileceği projeleri tercih ediyoruz.

Projelerde yer alacak öğrencileri nasıl belirliyorsunuz? Projelerde yer alan öğrencilerde ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz? Öğrencilere etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Biz, öğrencileri “seçilen” değil seçen, aktif ve katılımcı bireyler olarak yetiştirmeyi ilke edinmiş eğitimcileriz. Bir öğrencinin sırf uzun boylu olması nedeniyle basketbol takımına seçilmesi ya da fen-matematik notları yüksek diye yabancı dil çalışmalarına katılmaması eğitimin evrensel tanımına aykırıdır. Öğrencinin eğilimlerini, ilgi alanlarını sormadan, yalnızca sınav başarısını dikkate alarak “seçen” eğitim yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Biz, öğrencide talep yaratacak, heyecan uyandıracak projeler geliştirmeyi ilke edinen bir okuluz. Öğrencinin ilgisini çekecek, onların zihinsel, duygusal dünyasına hitap eden potansiyelini açığa çıkaracak projeler geliştirmeyi önemsiyoruz. Bir proje söz konusu olduğunda öğrencilerimizi fikir ve girişimden haberdar ediyor, istekleri varsa, projenin objektif koşullarına göre dahil ediyoruz. Süreç içinde öğrencilerimiz yalnızca bir projeyi başarmış olmanın tatmin duygusunu değil, yeni yönlerini keşfetmiş olmanın da mutluluğunu yaşıyorlar ki bizim için en büyük çıktı bu.

EĞİTİMDE KRONİK SORUNLAR DOMİNO ETKİSİYLE İLERLELİYOR
Türkiye’de özel okul sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? Bu sektörün gelişimi için önerilerinizi alabilir miyiz?
Türkiye’de özel okul sektöründe nicelik olarak son yıllarda gözle görülür bir ivme söz konusu. Ancak bunun niteliğe yansıması tartışmalı. Sofralarında eğitimin konuşulduğu bir ailede büyümüş ve 28 yıldır bu işe emek veren bir eğitim yöneticisi olarak şunu çok net söyleyebilirim: Eğitimcilik, çok ciddi bir sorumluluk. Yalnızca öğrencinin değil öğretmenin ve yöneticinin de yaşam boyu eğitimini gerektiren uzun soluklu, insan, zaman ve maddi kaynak gerektiren bir saha.
Gerek yeni açılan gerekse yıllardır sektörün içinde olan özel okulların, makro düzeyde ülkemiz genelinde yaşanan önemli sorunları dikkate almaları ve çözüm üretmeleri gerekiyor. Nitelikli öğretmen kaynağı sorunlardan bir tanesi. Gelişmelere ayak uydurabilen, evrensel eğitim ilkelerini sınıfına taşıyabilen öğretmenleri yetiştirme konusunda yetersiz kalınıyor. Sınav sistemi de eğitimde başlı başına bir kaygı unsuru.
Sınav stresi ve müfredatın yoğunluğu birleşince evrensel uygulamaları okullara taşımak güçleşiyor. Öğrenciler, bilgiyi içselleştirmekten öte yükleniyorlar. Bu süreç, üst düzey zihinsel becerilerin kazanılmasını olumsuz yönde etkiliyor. Bu becerileri ölçen PISA-TIMMS gibi sınavlardaki performansımız da doğal olarak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında alt sıralarda yer alıyor.
Ben eğitim alanındaki kronik sorunların domino etkisiyle ilerlediğini düşünüyorum. Sorunlara çözüm bulamadığımız sürece, çağı yakalama konusunda çok önemli fırsatları kaçırıyor, en önemlisi de zaman ve kaynağı boşa harcıyoruz.
Ful Akıngüç Över’den
• Eğitimci olmanın başlı başına bir sorumluluğu var. Geçmişe sahip çıkmak, bugünün nabzını tutmak ve geleceği öngörmek…
• Eğitim alanındaki kronik sorunların domino etkisiyle ilerlediğini düşünüyorum. Sorunlara çözüm bulamadığımız sürece, çağı yakalama konusunda çok önemli fırsatları kaçırıyor, en önemlisi de zaman ve kaynağı boşa harcıyoruz.
• Gerek yeni açılan gerekse yıllardır sektörün içinde olan özel okulların, makro düzeyde ülkemiz genelinde yaşanan önemli sorunları dikkate almaları ve çözüm üretmeleri gerekiyor.

> Ful Akıngüç Över: Özel okullarda yaşanan ivme nitelikli eğitime dönüşmeli

58 yıldır Türk eğitimine hizmet eden bir markanın tepe yöneticisi olmanın yüklediği sorumluluğunu omuzlarında taşıyan bir isim o… Eğitimci bir babanın sofrasında büyüyen ve profesyonel yaşamını da eğitime adayan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ful Akıngüç Över ile 58 yıllık bilgi birikimi ve deneyimin, nesilden nesile nasıl aktarıldığını dinlerken, kurumu geleceğe taşıyan yenilikleri de konuştuk.
ful_akinguc_over58 yıllık bir geleneğe sahip olan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nın tepe yöneticisi olarak, nasıl bir sorumluluk içinde hissediyorsunuz kendinizi? Bu durumun işlerinizi kolaylaştıran ve zorlaştıran yönleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
58. yılına adım atmış bir kurumda her şeyden önce “sürdürülebilirliğin” sorumluluğunu hissediyorsunuz. Sürdürülebilirliğin yelpazesi ise çok geniş. Yalnızca fiziki varlığın değil, değerlerimizle birlikte torunlarını bize emanet eden mezunlarımızın güvenini sürdürebilmenin sorumluluğunu derinden hissediyorum.
Hizmet alanımızın hissettirdiği sorumluluk ise çok daha hassas. Eğitimci olmanın başlı başına bir sorumluluğu var. Geçmişe sahip çıkmak, bugünün nabzını tutmak ve geleceği öngörmek… Eğitimci olarak hissettiğim sorumluluk duygusu ise işimin en temel motivasyonu.

KÜLTÜR ANAYASASI VAZGEÇEMEDİĞİM BİR REHBER
Göreve başladığınız günden bugüne kurumda neleri hedeflediniz? Bu yöndeki çalışmalarınızı değerlendirdiğinizde nasıl sonuçlar ortaya çıktı?
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, “öğrencilerin hizmetinde” ilkesiyle yola çıkmış bir okul. Kurucumuz ve Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’ün, Atatürkçü, çağdaş, bilimsel düşünen, toplumsal duyarlılığı yüksek, sanat ve kültür donanımı güçlü nesiller yetiştirme hedefiyle ortaya çıkmış “KÜLTÜR ANAYASASI” vazgeçemediğim bir rehber...58 yıllık bilgi birikimi ve deneyimin, nesilden nesile aktarımını sağlayan en büyük yol gösterici…
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, yarım yüzyılı aşkın süredir benimsediği yönetim anlayışında “kaliteyi” olmazsa olmazları arasında görmüş ve bu görüşünü hazırladığı “KÜLTÜR ANAYASASI” ile temel ilkelerden biri haline getirmiştir.
Bu doğrultuda kurulduğumuz günden bu güne “Kültür”lü kalite yönelimlidir” mottosuyla hareket ediyoruz.
Bizler için kalite, öğrencinin yüksek akademik başarısı, üst eğitim kurumuna, bir mesleğe ve yaşama hazırlanmasında yetkinlik, hizmette ve eğitim niteliğinde sürekli iyileşme ve yenilikçi yaklaşım; misyon ve vizyona ulaşma çabasında kararlılık; liderlik, takım çalışması ve işbirliği, özdenetim, kendini geliştirme ve mükemmeli aramada öncülük demektir.
Bu anlayış; “Kültür’le yolu kesişmiş binlerce aile ve mezunlarımız” tarafından “değişimin öncüsü ve güvenilir bir eğitim kurumu” olarak nitelendirilmemizi sağlamıştır.
Özetle; kurumsal olarak hedefimiz her dönemde kaliteli eğitim vermek.
Bireysel anlamda hedeflerim ise üniversite eğitimimle eş zamanlı şekillendi. İş hayatına, özel sektörde bilişim alanında başladım. Bu tercihim, kurumun gelişimi için hedeflediğim çalışmalar için zemin hazırladı.
Bilişimin eğitimle entegrasyonunu özel sektörde yakından izleme fırsatım oldu. Edindiğim deneyimleri de İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarına transfer ettim. Okulumuzun ilk bilgisayar laboratuvarını bu deneyimle kurduk. 1997 yılında üniversitemizin açılışıyla hedeflerimiz yeni bir boyut kazandı. K12 verimliliği için üniversite ve kolejin sinerjisini en yüksek düzeyde kullanmayı hedef edindik.
Bugün geldiğimiz noktada “bilim, teknoloji ve inovasyon” kurum kültürünün doğal parçası haline geldi.

kulturTÜKETEN DEĞİL ÜRETEN, GELİŞTİREN, GİRİŞİMCİ BİREYLER
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nın gelişimsel stratejisi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede önümüzdeki dönemde hedefleriniz, planlarınız ve kurumun öncelikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tüm paydaşlarımıza karşı sorumlu olduğumuz “eğitim süreçlerini” “kalite” anlayışı çerçevesinde öğrenci ve öğretmen gelişimi temelinde geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunun için okul geliştirme çatısı altında süreç ve sonuç göstergeleri tanımladık. Süreçte; öğrencilere sunulan rehberlik hizmetlerinden yabancı dil eğitimine, üretilen proje sayısından topluma yönelik hizmetlere kadar çok yönlü bir ele alış ile çalışmalarımızı planlıyoruz. Öğretmen yeterliklerinden öğrenme ortamının etkililiğine, öğrenci sürekliliğinden veli memnuniyetine kadar yine çok yönlü bir bakışla kendimizi değerlendiriyoruz. Kısacası, stratejik yönetimin sunduğu somut ve ölçülebilir göstergeler ışığında stratejilerimize yön veriyoruz. Çalışmalarımızda en tepeye oturttuğumuz “kalite” anlayışımızı eğitim süreçlerinin her aşamasına yansıtacak ve Z kuşağına hitap edecek pek çok eğitsel faaliyeti “inovatif” bir bakış açısıyla şekillendiriyoruz. İçinde bulunduğumuz dönem, Z kuşağının dönemi… Dijital dünyanın çocuklarını geleceğe hazırlamak pek çok stratejiyi değiştirmekle birlikte pedagojik ilkelerden ödün vermemeyi beraberinde getiriyor. “Çocuk için, çocuğa göre eğitim” ilkesi her dönemde bizlerce benimsenmiş olup kuşakların özelliklerine göre içeriklerle birlikte kazandırılacak becerileri değişmiştir. Günümüzde de durum böyledir. Z kuşağının tüketen değil üreten, geliştiren, girişimci bireyler olarak yetişmesi için eğitim programı ve öğretmen eğitimimizi bu doğrultuda şekillendiriyoruz. Okul içinde, üretim kültürünün baskın olduğu bir atmosfer oluşturulması önceliklerimiz arasında. Bu noktada, öğretmenlerimizin oldukça belirleyici bir role sahip olduğunu biliyor ve öğretmenlerimizin mesleki gelişimini klasik bir yapı içinde değil “ okulun inovatif liderleri” olarak konumlandıran biçimde kurguluyoruz. Bu yapı, kısa vadede karar alma süreçlerinde aktif katılımcı bir takımın oluşmasını, böylelikle üreten ve gelişen okul toplumunun ortaya çıkmasına yol açıyor. İşte bu amaca hizmet edecek çok sayıdaki gelişimsel faaliyeti hayata geçirmek tüm planlamalarımıza yön veriyor.

kulturNOBEL ÖDÜL TÖRENİNE KATILAN İLK TÜRK OKULU OLMA GURURUNU YAŞADIK
İstanbul Eğitim Kurumları olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında gündeminizde hangi projeler yer alıyor? Hangi alanlara yönelik projeler gerçekleştiriyorsunuz?
Son iki yıldır ağırlıklı olarak “öğrencilere inovatif düşünme becerisi” kazandırılması üzerinde duruyoruz. Fiziki ortamın düzenlenmesi, program geliştirme ve öğretmen eğitimini eş zamanlı olarak yürüttüğümüz çalışmalarımıza bu yıl da devam ediyoruz.
Okullarımız bünyesinde açtığımız inovasyon merkezleri ve bilim merkezlerinde kodlamadan sanal gerçekliğe sunduğumuz onlarca eğitsel aktivite, anaokulundan itibaren “dijital okur-yazarlık”ve “okuyorum-yazıyorum-kodluyorum” temeline oturtulmuş; tasarım, yaratıcılık ve girişimcilik odağında şekillendirdiğimiz eğitim programımız ve “öğretmenlikten inovatif liderliğe” kapsamındaki öğretmen eğitimlerimiz ile “inovasyon temalı” ulusal ve uluslararası pek çok projeyi yürütüyoruz.
İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin danışmanlık desteği ile TUBİTAK’tan ERASMUS’a uzanan ve oldukça geniş bir yelpazede yürütülen projeler ise kolej-üniversite sinerji modelimiz çerçevesinde sürdürülüyor.
Bununla birlikte, geçen yıl inovasyon çalışmaları kapsamında önemli bir proje olarak yola çıkardığımız “ İnovasyon Kültürü” dergimizin aralık sayısında ise öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz “Nobel Ödüllü Bilim İnsanları” ile röportaj yaptılar. Bu çalışmaları, Nobel Organizasyonu ve İsveç Kraliyet Ailesi tarafından büyük beğeni kazandı ve Nobel Ödül törenine kraliyet ailesinin davetlisi olarak katılan ilk Türk Okulu olma gururunu bizlere yaşattılar.

Projelerin hazırlanma aşaması hakkında bilgi verir misiniz? Projeler belirlenirken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Proje kriterlerimizin başında, öğrencilerimizin okulda öğrendikleri bilgileri kullanabilmesi, yeni fikirler ortaya koyabilmesi, empati yönünü besleyecek, çok yönlü bakabileceği süreçleri yaşayabileceği projeleri tercih ediyoruz.

Projelerde yer alacak öğrencileri nasıl belirliyorsunuz? Projelerde yer alan öğrencilerde ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz? Öğrencilere etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Biz, öğrencileri “seçilen” değil seçen, aktif ve katılımcı bireyler olarak yetiştirmeyi ilke edinmiş eğitimcileriz. Bir öğrencinin sırf uzun boylu olması nedeniyle basketbol takımına seçilmesi ya da fen-matematik notları yüksek diye yabancı dil çalışmalarına katılmaması eğitimin evrensel tanımına aykırıdır. Öğrencinin eğilimlerini, ilgi alanlarını sormadan, yalnızca sınav başarısını dikkate alarak “seçen” eğitim yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Biz, öğrencide talep yaratacak, heyecan uyandıracak projeler geliştirmeyi ilke edinen bir okuluz. Öğrencinin ilgisini çekecek, onların zihinsel, duygusal dünyasına hitap eden potansiyelini açığa çıkaracak projeler geliştirmeyi önemsiyoruz. Bir proje söz konusu olduğunda öğrencilerimizi fikir ve girişimden haberdar ediyor, istekleri varsa, projenin objektif koşullarına göre dahil ediyoruz. Süreç içinde öğrencilerimiz yalnızca bir projeyi başarmış olmanın tatmin duygusunu değil, yeni yönlerini keşfetmiş olmanın da mutluluğunu yaşıyorlar ki bizim için en büyük çıktı bu.

EĞİTİMDE KRONİK SORUNLAR DOMİNO ETKİSİYLE İLERLELİYOR
Türkiye’de özel okul sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? Bu sektörün gelişimi için önerilerinizi alabilir miyiz?
Türkiye’de özel okul sektöründe nicelik olarak son yıllarda gözle görülür bir ivme söz konusu. Ancak bunun niteliğe yansıması tartışmalı. Sofralarında eğitimin konuşulduğu bir ailede büyümüş ve 28 yıldır bu işe emek veren bir eğitim yöneticisi olarak şunu çok net söyleyebilirim: Eğitimcilik, çok ciddi bir sorumluluk. Yalnızca öğrencinin değil öğretmenin ve yöneticinin de yaşam boyu eğitimini gerektiren uzun soluklu, insan, zaman ve maddi kaynak gerektiren bir saha.
Gerek yeni açılan gerekse yıllardır sektörün içinde olan özel okulların, makro düzeyde ülkemiz genelinde yaşanan önemli sorunları dikkate almaları ve çözüm üretmeleri gerekiyor. Nitelikli öğretmen kaynağı sorunlardan bir tanesi. Gelişmelere ayak uydurabilen, evrensel eğitim ilkelerini sınıfına taşıyabilen öğretmenleri yetiştirme konusunda yetersiz kalınıyor. Sınav sistemi de eğitimde başlı başına bir kaygı unsuru.
Sınav stresi ve müfredatın yoğunluğu birleşince evrensel uygulamaları okullara taşımak güçleşiyor. Öğrenciler, bilgiyi içselleştirmekten öte yükleniyorlar. Bu süreç, üst düzey zihinsel becerilerin kazanılmasını olumsuz yönde etkiliyor. Bu becerileri ölçen PISA-TIMMS gibi sınavlardaki performansımız da doğal olarak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında alt sıralarda yer alıyor.
Ben eğitim alanındaki kronik sorunların domino etkisiyle ilerlediğini düşünüyorum. Sorunlara çözüm bulamadığımız sürece, çağı yakalama konusunda çok önemli fırsatları kaçırıyor, en önemlisi de zaman ve kaynağı boşa harcıyoruz.
Ful Akıngüç Över’den
• Eğitimci olmanın başlı başına bir sorumluluğu var. Geçmişe sahip çıkmak, bugünün nabzını tutmak ve geleceği öngörmek…
• Eğitim alanındaki kronik sorunların domino etkisiyle ilerlediğini düşünüyorum. Sorunlara çözüm bulamadığımız sürece, çağı yakalama konusunda çok önemli fırsatları kaçırıyor, en önemlisi de zaman ve kaynağı boşa harcıyoruz.
• Gerek yeni açılan gerekse yıllardır sektörün içinde olan özel okulların, makro düzeyde ülkemiz genelinde yaşanan önemli sorunları dikkate almaları ve çözüm üretmeleri gerekiyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ocak 2018 17:02

Gösterim: 2271

“Hem Yaşam Hem Sınav Başarısı” sloganı ile ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdikleri bilimsel, sosyal ve kültürel sosyal sorumluluk projeleriyle öğrencilerin eğitimine güç katarak, doğudan batıya kuzeyden güneye Final Okullarıyla ihtiyaç olan her yere ulaşmaya çalıştıklarını belirten Final Okulları Okul Öncesi Eğitim Koordinatörü Emine Eren ile, ulusal ve uluslararası alanda yaptıkları çalışmalar hakkında konuştuk.

“Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.’’ Çin Atasözü
finalFinal Okulları’nda gerçekleştirilen okul projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Final Okulları olarak, “Hem Yaşam Hem Sınav Başarısı” sloganı ile ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz bilimsel, sosyal ve kültürel sosyal sorumluluk projeleriyle çocuklarımızın eğitimine güç katmaya, ihtiyaç olan her yere, okullarımızla ve geliştirdiğimiz projelerle ulaşmaya çalışıyoruz. Okullarımızda yürütülen projeler, çocuklarımızın kişisel gelişimine destek olurken dersler ve kazanımlarla bütünleştirilerek, çocuklarımızı eğitim ve öğretime hazırlayıcı ve pekiştirici olarak planlanıyor. Projelerin günümüzün ihtiyaçlarına cevap vermesi amaç edinilirken sürdürülebilir olmasına da önem veriliyor. Eğitimden sağlığa, spordan sanata, bilimden sosyal sorumluluğa birçok alanda yürütülen sürdürülebilir projelerle; öğrencilerin yaratıcılıklarının beslenmesi, sorumluluk duygularının yükseltilmesi, ekip çalışmasına alıştırılması yanında bilimsel, toplumsal, sosyal ve kültürel olaylara da farkındalıklarının artırılması hedeflenmektedir.
Bu projeler nasıl hazırlanıyor? Neleri hedefliyor?
Ulusal ve uluslararası projeler, lider öğretmenlerimizin yönlendirmesiyle çocuklarımız tarafından araştırılıp hazırlanmaktadır. Proje uygulamalarının her aşamasında, bizzat çocuklarımızın etkin olduğu çalışmalar yer almaktadır. Özellikle Final Okulları’nda farklı eğitim kademelerinde yürütülen bilim, teknoloji ya da sosyal sorumluluk temelli projeler; çocuklarda farkındalık yaratmak, bilimsel çalışmalara ilgi uyandırmak ve toplumsal fayda sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bu sosyal sorumluluk projelerinin sürdürülebilir olmasına da ayrıca önem verilmektedir.
Gerçekleştirilen projelerin sonuçları nasıl değerlendiriliyor?
Tüm projeler, amaçlarında belirtilen kriterlere göre değerlendirilmektedir. Topluma yararlı, sürdürülebilir ve kazandırdıklarının yüksek olması en önemli değerlendirme kriterlerimiz arasındadır. Öğrencilerimizin yaşam başarılarına destek olmak için okullarımızın ilkeleri doğrultusunda her projemiz için ayrı ayrı değerlendirme basamakları uygulamaktayız. Projenin betimlenebilmesi, öğrencilerimizin eğlenerek öğrenmesi, keyif alması, bunun kazanımlarla birleştirilmesi ve yaşamla ilişkilendirilmesi, değerlendirmenin önemli ayaklarını oluşturmaktadır.
finalPROJELER ÖĞRENCİLERE NELER KATIYOR?
Çocuklarımıza bilgiden çok beceri kazandırmayı hedeflediğimiz proje çalışmalarımızı; çocuklarımızın ilgi ve ihtiyaçlarına göre, gelişimlerine katkı sağlayacak şekilde lider öğretmenlerimiz planlayıp sürdürmektedir. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklarımızın bilimsel proje ödevi hazırlamaları ve ilgili yarışmalara katılmaları, bilime olan meraklarını yönlendirmede ve zihinsel kavrayışlarında önemli rol oynamaktadır. Yine bu projelerle, daha önce karşılaşmadıkları ortam ve insanlarla karşılaşarak, çocuklarımızın iletişim ve empati gelişimlerine de katkı sağlanmış olur. Ayrıca bu tür projelerin, yaratıcılığı geliştirdiği, düşünmeye özendirdiği, sorun çözme ve buluşçu yetenekleri güçlendirdiği bilinmektedir.
Örneğin, Türkiye birincisi olan robotik teknolojileri projesinde; öğrencilerimizin teknoloji kullanımında tüketen değil, üreten nesiller olarak yetişmesi amaçlanmıştır. Teknolojinin esiri olmayıp ona hükmetmeleri, keşfettikleri kodlama eğitimi ile kendi oyunlarını kendilerinin yazabilmesi ve disiplinlerarası yaklaşımla derslerini kendi hazırladıkları çalışmalarla daha da somutlaştırmaları hedeflenmektedir. Tüm öğrencilerimizin katılımına imkân tanımaya çalıştığımız proje etkinliklerinin, öğrencilere genel anlamda kazandırdıklarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
• Daha kolay öğrenmeleri, bilgi edinmeleri ve ilgili konuya dair meraklarını gidermelerinin yanı sıra yeni konulara ilgi duymalarını sağlar.
• Bağımsız düşünme, çalışma ve başarma cesaretini pekiştirdiği gibi eleştirel düşünme becerisi de kazandırır.
• Problem çözme tekniklerini ve bilimsel yöntemin aşamalarını öğrenmelerini sağlayarak kendi başlarına karar vermelerine yardımcı olur.
• Sözlü ve yazılı iletişim tekniklerini geliştirme imkânı sağlayarak kendilerine güven duymalarını ve başarma duygusunu tatmalarını sağlar.
• Seçme, planlama, inceleme ve yürütme gücü kazandırırken yaratıcılığı özendirerek bilimsel çalışma alışkanlığı kazandırır.
• Pratik deneyim kazandırmanın yanı sıra öğrencilerin boş zamanlarını yararlı ve anlamlı etkinliklerle doldurarak gerçek yaşam koşulları ile tanışmalarına imkân sağlar.
Final Okulları’nda yaparak ve yaşayarak öğrenmenin en önemli ayaklarından birini oluşturan ulusal ve uluslararası projelerimiz, YAŞAM BAŞARISI’nın da altını dolduran çocuklarımızı hayata hazırlayan en önemli çalışmalarımızdır.
FİNAL OKULLALRINDA GERÇEKLEŞTİRLEN PROJELERDEN BAZILARI
Bu projelerin bazılarına kısaca değinmek gerekirse, aşağıdaki çalışmaları örnek gösterebiliriz.
* Adana Final Okulları, öğrencilerimizin kişisel ve dil becerilerini geliştirmesine önemli ölçüde katkı sağlayan ve beş yıldan beri dünyada yüze yakın ülkede düzenlenen MUN (Model United Nations) konferansına “FIMUN” (Final International Model United Nations) adı altında hem katılmakta hem de ev sahipliği yapmaktadır. Yine Elazığ Final Okulları, bu vasıtayla Türkiye'nin doğusunda bir ilke imza atarak “Uluslararası MUNEF 2017 MUN Konferansı”nı düzenlemiştir.
* Batman Final Okulları’nda yürütülen bir diğer çalışma, “Robotik Teknolojileri”ni temel alan projelerin en iyi örneklerinden birini teşkil etmektedir. İnönü Üniversitesi tarafından robotik teknolojilere ilgi uyandırmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen “Uluslararası ROBOCOT Malatya 2017” (RobocotFest2-2017) festivalinde öğrencilerimizin ürettiği "ROBATMAN-2" adlı robot birinci olmuştur. NASA'nın yeni uzay aracı ORION’un sorumlu sistem mühendisi Sırrı Oğuz ile yine NASA'da görevli Oktay Arslan'dan birincilik ödülünü alan öğrencilerin bu başarısı uluslararası alanda ses getirmiştir.
* Bursa Final Okulları, “Minik Finans Mühendisleri Projesi” ile hem Bursa’da hem de ülke genelinde önemli ölçüde ses getirmiştir.
* Çayyolu Final Okulları, “Kanatsız Melekler” projesine katılan öğrencilerimiz, ihtiyaç sahibi bir yaşlının evine düzenli olarak giderek onun öz bakımını, ev temizliğini ve alışverişini yapmaktadır.
* Çekmeköy Final Okulları tarafından yürütülen ve çevre duyarlılığını artırmayı hedefleyen “Su Kâşifleri Projesi” ile, “kısıtlı su”, “temiz su”, “değerli su”, “dünyamızın suyu” başlıkları altında ilkokul ve ortaokul öğrencilerimizle birlikte öğretmenlerimiz de büyük bir istekle, sürdürülebilir bir çalışma ortaya koyuyorlar.
* Yine Denizli Final Okulları’nın “Kelebek Projesi” Pamukkale Üniversitesi öğrencileri ile birlikte yürüttüğümüz sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerimizin en iyi örneklerinden biridir.
* Diyarbakır Final Okulları’nın imza attığı “Kültür Köprüsü” projesi, öğrencilerimizin kültürlerarası empati kurmalarını sağlayan en önemli projelerimizdendir.
* Florya Final Okulları, öğrencileri ile birlikte hazırladığı “İTEC Geleceğin Sınıf Tasarımı Projesi”ni 2011 yılından itibaren bilişim teknolojileri ve diğer derslerin disiplinlerarası işbirliği ile yürütmüştür. Bu projemiz, 2014 yılında Sabancı Üniversitesi Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda, 2015 yılında TÖDER, Eğitim Teknolojileri Zirvesi, ETZ14’te sunulmaya hak kazanmış ve büyük ses getirmiştir.
* Malatya Final Okulları öğrencileri, “Az Su Çok Verim” ve “Savaş Psikolojisinin Çocuk Resmi Üzerine Yansıması” projeleriyle TÜBİTAK bilim projeleri yarışmasında önemli ödüller kazanmışlardır.
Tüm Final Okulları’nda buraya yazamadığımız birçok çevre, hayvan hakları, sağlık, engelliler, sanat ve kardeş okul ile ilgili sürdürülebilirliği yüksek proje halen devam etmektedir. Ayrıca okul öncesi kurumlarına materyal ve oyuncak temini, imkânı olmayan okullara maddi yardım sağlama, kütüphane kurma gibi projeler de devam eden projeler arasındadır.

> Final’de yaşam ve sınav başarısı okul projeleriyle hayat buluyor

“Hem Yaşam Hem Sınav Başarısı” sloganı ile ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdikleri bilimsel, sosyal ve kültürel sosyal sorumluluk projeleriyle öğrencilerin eğitimine güç katarak, doğudan batıya kuzeyden güneye Final Okullarıyla ihtiyaç olan her yere ulaşmaya çalıştıklarını belirten Final Okulları Okul Öncesi Eğitim Koordinatörü Emine Eren ile, ulusal ve uluslararası alanda yaptıkları çalışmalar hakkında konuştuk.

“Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.’’ Çin Atasözü
finalFinal Okulları’nda gerçekleştirilen okul projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Final Okulları olarak, “Hem Yaşam Hem Sınav Başarısı” sloganı ile ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz bilimsel, sosyal ve kültürel sosyal sorumluluk projeleriyle çocuklarımızın eğitimine güç katmaya, ihtiyaç olan her yere, okullarımızla ve geliştirdiğimiz projelerle ulaşmaya çalışıyoruz. Okullarımızda yürütülen projeler, çocuklarımızın kişisel gelişimine destek olurken dersler ve kazanımlarla bütünleştirilerek, çocuklarımızı eğitim ve öğretime hazırlayıcı ve pekiştirici olarak planlanıyor. Projelerin günümüzün ihtiyaçlarına cevap vermesi amaç edinilirken sürdürülebilir olmasına da önem veriliyor. Eğitimden sağlığa, spordan sanata, bilimden sosyal sorumluluğa birçok alanda yürütülen sürdürülebilir projelerle; öğrencilerin yaratıcılıklarının beslenmesi, sorumluluk duygularının yükseltilmesi, ekip çalışmasına alıştırılması yanında bilimsel, toplumsal, sosyal ve kültürel olaylara da farkındalıklarının artırılması hedeflenmektedir.
Bu projeler nasıl hazırlanıyor? Neleri hedefliyor?
Ulusal ve uluslararası projeler, lider öğretmenlerimizin yönlendirmesiyle çocuklarımız tarafından araştırılıp hazırlanmaktadır. Proje uygulamalarının her aşamasında, bizzat çocuklarımızın etkin olduğu çalışmalar yer almaktadır. Özellikle Final Okulları’nda farklı eğitim kademelerinde yürütülen bilim, teknoloji ya da sosyal sorumluluk temelli projeler; çocuklarda farkındalık yaratmak, bilimsel çalışmalara ilgi uyandırmak ve toplumsal fayda sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bu sosyal sorumluluk projelerinin sürdürülebilir olmasına da ayrıca önem verilmektedir.
Gerçekleştirilen projelerin sonuçları nasıl değerlendiriliyor?
Tüm projeler, amaçlarında belirtilen kriterlere göre değerlendirilmektedir. Topluma yararlı, sürdürülebilir ve kazandırdıklarının yüksek olması en önemli değerlendirme kriterlerimiz arasındadır. Öğrencilerimizin yaşam başarılarına destek olmak için okullarımızın ilkeleri doğrultusunda her projemiz için ayrı ayrı değerlendirme basamakları uygulamaktayız. Projenin betimlenebilmesi, öğrencilerimizin eğlenerek öğrenmesi, keyif alması, bunun kazanımlarla birleştirilmesi ve yaşamla ilişkilendirilmesi, değerlendirmenin önemli ayaklarını oluşturmaktadır.
finalPROJELER ÖĞRENCİLERE NELER KATIYOR?
Çocuklarımıza bilgiden çok beceri kazandırmayı hedeflediğimiz proje çalışmalarımızı; çocuklarımızın ilgi ve ihtiyaçlarına göre, gelişimlerine katkı sağlayacak şekilde lider öğretmenlerimiz planlayıp sürdürmektedir. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklarımızın bilimsel proje ödevi hazırlamaları ve ilgili yarışmalara katılmaları, bilime olan meraklarını yönlendirmede ve zihinsel kavrayışlarında önemli rol oynamaktadır. Yine bu projelerle, daha önce karşılaşmadıkları ortam ve insanlarla karşılaşarak, çocuklarımızın iletişim ve empati gelişimlerine de katkı sağlanmış olur. Ayrıca bu tür projelerin, yaratıcılığı geliştirdiği, düşünmeye özendirdiği, sorun çözme ve buluşçu yetenekleri güçlendirdiği bilinmektedir.
Örneğin, Türkiye birincisi olan robotik teknolojileri projesinde; öğrencilerimizin teknoloji kullanımında tüketen değil, üreten nesiller olarak yetişmesi amaçlanmıştır. Teknolojinin esiri olmayıp ona hükmetmeleri, keşfettikleri kodlama eğitimi ile kendi oyunlarını kendilerinin yazabilmesi ve disiplinlerarası yaklaşımla derslerini kendi hazırladıkları çalışmalarla daha da somutlaştırmaları hedeflenmektedir. Tüm öğrencilerimizin katılımına imkân tanımaya çalıştığımız proje etkinliklerinin, öğrencilere genel anlamda kazandırdıklarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
• Daha kolay öğrenmeleri, bilgi edinmeleri ve ilgili konuya dair meraklarını gidermelerinin yanı sıra yeni konulara ilgi duymalarını sağlar.
• Bağımsız düşünme, çalışma ve başarma cesaretini pekiştirdiği gibi eleştirel düşünme becerisi de kazandırır.
• Problem çözme tekniklerini ve bilimsel yöntemin aşamalarını öğrenmelerini sağlayarak kendi başlarına karar vermelerine yardımcı olur.
• Sözlü ve yazılı iletişim tekniklerini geliştirme imkânı sağlayarak kendilerine güven duymalarını ve başarma duygusunu tatmalarını sağlar.
• Seçme, planlama, inceleme ve yürütme gücü kazandırırken yaratıcılığı özendirerek bilimsel çalışma alışkanlığı kazandırır.
• Pratik deneyim kazandırmanın yanı sıra öğrencilerin boş zamanlarını yararlı ve anlamlı etkinliklerle doldurarak gerçek yaşam koşulları ile tanışmalarına imkân sağlar.
Final Okulları’nda yaparak ve yaşayarak öğrenmenin en önemli ayaklarından birini oluşturan ulusal ve uluslararası projelerimiz, YAŞAM BAŞARISI’nın da altını dolduran çocuklarımızı hayata hazırlayan en önemli çalışmalarımızdır.
FİNAL OKULLALRINDA GERÇEKLEŞTİRLEN PROJELERDEN BAZILARI
Bu projelerin bazılarına kısaca değinmek gerekirse, aşağıdaki çalışmaları örnek gösterebiliriz.
* Adana Final Okulları, öğrencilerimizin kişisel ve dil becerilerini geliştirmesine önemli ölçüde katkı sağlayan ve beş yıldan beri dünyada yüze yakın ülkede düzenlenen MUN (Model United Nations) konferansına “FIMUN” (Final International Model United Nations) adı altında hem katılmakta hem de ev sahipliği yapmaktadır. Yine Elazığ Final Okulları, bu vasıtayla Türkiye'nin doğusunda bir ilke imza atarak “Uluslararası MUNEF 2017 MUN Konferansı”nı düzenlemiştir.
* Batman Final Okulları’nda yürütülen bir diğer çalışma, “Robotik Teknolojileri”ni temel alan projelerin en iyi örneklerinden birini teşkil etmektedir. İnönü Üniversitesi tarafından robotik teknolojilere ilgi uyandırmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen “Uluslararası ROBOCOT Malatya 2017” (RobocotFest2-2017) festivalinde öğrencilerimizin ürettiği "ROBATMAN-2" adlı robot birinci olmuştur. NASA'nın yeni uzay aracı ORION’un sorumlu sistem mühendisi Sırrı Oğuz ile yine NASA'da görevli Oktay Arslan'dan birincilik ödülünü alan öğrencilerin bu başarısı uluslararası alanda ses getirmiştir.
* Bursa Final Okulları, “Minik Finans Mühendisleri Projesi” ile hem Bursa’da hem de ülke genelinde önemli ölçüde ses getirmiştir.
* Çayyolu Final Okulları, “Kanatsız Melekler” projesine katılan öğrencilerimiz, ihtiyaç sahibi bir yaşlının evine düzenli olarak giderek onun öz bakımını, ev temizliğini ve alışverişini yapmaktadır.
* Çekmeköy Final Okulları tarafından yürütülen ve çevre duyarlılığını artırmayı hedefleyen “Su Kâşifleri Projesi” ile, “kısıtlı su”, “temiz su”, “değerli su”, “dünyamızın suyu” başlıkları altında ilkokul ve ortaokul öğrencilerimizle birlikte öğretmenlerimiz de büyük bir istekle, sürdürülebilir bir çalışma ortaya koyuyorlar.
* Yine Denizli Final Okulları’nın “Kelebek Projesi” Pamukkale Üniversitesi öğrencileri ile birlikte yürüttüğümüz sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerimizin en iyi örneklerinden biridir.
* Diyarbakır Final Okulları’nın imza attığı “Kültür Köprüsü” projesi, öğrencilerimizin kültürlerarası empati kurmalarını sağlayan en önemli projelerimizdendir.
* Florya Final Okulları, öğrencileri ile birlikte hazırladığı “İTEC Geleceğin Sınıf Tasarımı Projesi”ni 2011 yılından itibaren bilişim teknolojileri ve diğer derslerin disiplinlerarası işbirliği ile yürütmüştür. Bu projemiz, 2014 yılında Sabancı Üniversitesi Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda, 2015 yılında TÖDER, Eğitim Teknolojileri Zirvesi, ETZ14’te sunulmaya hak kazanmış ve büyük ses getirmiştir.
* Malatya Final Okulları öğrencileri, “Az Su Çok Verim” ve “Savaş Psikolojisinin Çocuk Resmi Üzerine Yansıması” projeleriyle TÜBİTAK bilim projeleri yarışmasında önemli ödüller kazanmışlardır.
Tüm Final Okulları’nda buraya yazamadığımız birçok çevre, hayvan hakları, sağlık, engelliler, sanat ve kardeş okul ile ilgili sürdürülebilirliği yüksek proje halen devam etmektedir. Ayrıca okul öncesi kurumlarına materyal ve oyuncak temini, imkânı olmayan okullara maddi yardım sağlama, kütüphane kurma gibi projeler de devam eden projeler arasındadır.

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ocak 2018 15:14

Gösterim: 2006

52 kampüsü ve 165 okuluyla eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim, eğitimin her kademesinde farklı alan projeleriyle 2017-2018 eğitim öğretim yılına devam ediyor. Ortaokul Koordinatörü Mustafa Arslan ve Matematik/M-LEAD Bölüm Başkanı Erkan Özkan projeleri değerlendirerek çalışmalarını anlattı.

mektebim_okulMektebim olarak öğrencilerinize yönelik farklı alanlarda projeler gerçekleştiriyorsunuz. Projelere karar verirken öncelikle hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Mektebim olarak Bütünsel Eğitim Modeli ile okul öncesinde “Dünya Benim Oyun Alanım”, ilkokulda “Dünya Benim Keşif Alanım”, ortaokulda “Dünya Benim Proje Alanım”, lisede “Dünya Benim Yaşam Alanım” yaklaşımlarından yola çıkarak tüm kampüslerimizde proje üretme kültürü oluşturuyoruz. İçinde bulunduğumuz 21.Yüzyılda yetiştirdiğimiz öğrencileri sadece günümüzdeki eğitim koşullarında değil gelecekte karşılaşacakları eğitim standartları ile de buluşturuyoruz. Kampüslerimizde yürütülen proje çalışmalarıyla disiplinler arası etkileşimde, akademik-sosyal alana katkı sağlayan, topluma faydalı, bilimsellik ve sürdürülebilirlik özellikleriyle dikkat çeken projeleri hayata geçirmeye özen gösteriyoruz. Öğrencilerimize bu yönde rehberlik ediyor, bu özellikle projelere öncelik veriyoruz. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde gerçekleşen projelerde öğrencilerimizi icat çıkarmaya ve inovasyon yapmaya teşvik ediyoruz. Mektebim olarak öğrencilerimizin yaş gruplarına göre projeler hazırlıyoruz. Öncelikle sosyal sorumluluk duygularını geliştirecek, girişimcilik yetilerini güçlendirecek, kariyer planlamalarına ışık tutacak çalışmalar yaparak kişisel gelişimlerini destekliyoruz. Yenilikçi yaklaşımlar ile teknolojik gelişmeleri de takip ederek öğrencilerimizin proje geliştirme süreçleri, fikir üretme, geliştirme, planlama, uygulama, raporlama aşamaları ilgili branş öğretmenlerimiz ve bölüm başkanlıklarımız tarafından özenle takip ediliyor. Yabancı diller alanında yapılan projelerde öncelikle öğrencilerimizin yabancı dillerini kullanabiliyor olmaları bizim için önem taşıyor. Öğrencilerimizin hangi edinimlerine katkı sağlayacakları ve gelişimlerine nasıl destek olacakları bizim için çok önemli. Matematik alanında ürün ortaya konabilecek projeler öncelik oluşturuyor. Fen Bilimleri alanında ülkemize ve dünyaya faydalı yenilikçi fikirlere dayalı ve ürün odaklı projeler önceliklerimiz arasında yer alıyor. Sosyal Bilgiler alanında öğrencilerimizin derste öğrendiği kazanımları hayatlarıyla bağdaştırabilecekleri, ilgilerini çekecek ve yeni bilgiler öğrenerek gelecekle ilgili fikirler üretmelerini sağlayacak projeler olmasına dikkat ediyoruz.

URFODU’DA 8 BİRİNCİLİK
Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz projelerde en çok öne çıkanlar hangileri oldu ve neden? Projelerinizin elde ettikleri başarılar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mektebim Uluslararası Eğitim Ofisi koordinatörlüğünde gerçekleştirilen Avrupa Birliği Projesi (Erasmus+) ile öğrencilerin eğitim-öğretime olan ilgilerini artırmak amacıyla Almanya, İspanya, Hollanda, Macaristan ve Yunanistan’da bulunan okullar ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Kampüslerimizde oluşturulan Bilim Konseyleri ile öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası projelere aktif katılımını destekliyor ve rehberlik ediyoruz. Da Vinci Bilim ve Teknoloji Enstitüsü ile yıl boyunca Popüler Bilim Akademisi eğitimleri yürüterek uluslararası projelerde yer almalarını sağlıyoruz. Sosyal Bilgiler ve Tarih Bölümlerimiz, Rahmi M. Koç Müzesi işbirliğinde sertifikalı Sanayi Devrimi eğitimiyle Endüstri 4.0 ve öncesindeki üretim süreçlerinde yaşanan değişimlerin günümüze etkilerini fark ettirip geleceğin dünyasını tasarlamaları konusunda öğrencilerimizin farkındalıklarını artırıyor. M-Lead (Mektebim Liderlik, Girişimcilik ve Gelişim Eğitim Modeli) ile yenilikçi, girişimci ve dünya vatandaşı olma bilinci yüksek öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan, kişisel ve akademik becerilerini geliştirmelerinde farklı yöntemler sunan İş Dünyası, Girişimcilik ve İnovasyon, Kariyer alanında eğitimler organize eden kampüslerimiz, lise düzeyindeki öğrenci projelerine destek veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okullarda öğrenim gören 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine yönelik Mektebim Dâhilerini Arıyor Yarışması’yla, öğrencilerin matematiksel düşünme becerilerini ölçmenin yanında, kendi bireysel yeteneklerine dönük nicel anlamda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz.
mektebim_okul_1Gerçekleştirdiğimiz diğer projeler arasında Bilim Adamlarıyla Kimya E-Konferansları, Orkestra, Koro ve Orf Festivalleri, Hayalimdeki Okul Deneme Yarışması, Yabancı Diller Kısa Film Yarışması, İstanbul YediKare ve Zamanda Yolculuk Dijital Fotoğraf Yarışmaları, Bab-ı Anadolu Mektup Yarışması, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini Anma Kısa Film Yarışması ve CittaSlow (Sakin Şehir) Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı Adaylığı için yürütülen çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca
Yabancı Diller Bölümü MUN projeleri, Matematik Bölümü Temiz Enerji Kullanan Stad Projesi, Fen Bilimleri Bölümü Bilgisayarlarda Sıvı Soğutma Sistemi, Kolaylıkla Banyo gibi projeleri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde URFODU’da 8 birincilik elde ederek önemli bir başarıya imza attık.

PROJELERİ ÖĞRENCİLER SEÇİYOR
Projelerde yer alacak öğrencileri nasıl belirliyorsunuz? Öğrencilerden gelen projeleri de değerlendiriyor musunuz? Varsa örnekler verebilir misiniz?
Kampüslerimizde ulusal ve uluslararası projelere başvurularda öğrenci seçimi yerine öğrencilerimize proje seçimi fırsatı vermekteyiz. Ulusal ve uluslararası projelerle ilgili öğrenciler detaylı bir şekilde bilgilendirilmektedir. Bilgilendirme sonrası öğrencilerimizin proje başvurusunda bulunmak istedikleri alandaki akademik başarılarıyla alana duydukları ilgi ve istekleri doğrultusunda da başvuruları değerlendirilmektedir. Böylece öğrencilerimiz farklı alanlardaki projelerde etkin olarak yer almaktadır. Yabancı Diller alanında tüm öğrencilerimizin projelerde yer almaları bizim için çok önemli, severek ve üreterek projelere dâhil olmalarını istiyoruz. Matematik alanında projelerde çalışacak öğrencilerin belirlenmesindeki en önemli kriter öğrencilerimizin istekli olması. Fen Bilimleri alanında genelde öğrencilere beyin fırtınası yöntemiyle sorunları ele almalarını ve çözüm üretmelerini sağlamayı amaçlıyor ve öğrencilerden gelen projeleri değerlendiriyoruz. Türkiye dereceleri almış Bilgisayarlarda Sıvı Soğutma Sistemi ve Kolaylıkla Banyo projeleri, öğrencilerimizin yapmış olduğu projelerin onlarcasından sadece iki tanesidir.

Ulusal düzeyde gerçekleştirdiğiniz projeleriniz nelerdir? Bu projelerle ilgili işbirliği yaptığınız kurumlar var mı?
Fen Bilimleri alanında ulusal düzeyde “Fen Bilimleri Online Deney Yarışmaları” yapılmaktadır. Türkçe alanında “Hayalimdeki Okul” ulusal deneme yarışması İstanbul İl Mili Eğitim ile işbirliği içerisinde planlanıyor. Sosyal Bilgiler alanında öğrencilerimizin Endüstri 1.0, 2.0 ve 3.0’ın dünya üzerinde meydana getirdiği değişimleri çok iyi bir şekilde anlamaları ve anlamlandırmaları, Endüstri 4.0’ın ise dünya üzerinde ne gibi değişimlere neden olacağını fark etmelerini sağlamak amacıyla “Sanayi Devrimi” sertifikalı eğitimi projesini hayata geçiriyoruz. Bu projemizde Rahmi M. Koç Müzesi ile işbirliği gerçekleştiriyoruz.

Avrupa Birliği kapsamındaki projelerinizin içeriği hakkında bilgi verir misiniz?
Avrupa Birliği projelerine katılabilmek amacıyla öncelikle öğrencilerimizin proje hazırlık aşamalarında nasıl yer alacaklarına dair eğitimler veriyoruz. Farklı ülkelerdeki okullarda yapılan gözlemler sonrasında hazırlanan raporlar ile eğitim alanında nasıl projelerde yer alabileceğimiz konusunda beyin fırtınası yapıyor ve bakış açılarını geliştiriyoruz. Ulusal ve uluslararası projelerimiz kapsamında okul derslerinde verilen teorik ve pratik bilgiler için uygulama alanları oluşturarak okul müfredatına ve ders kazanımlarına uygun bir şekilde tasarlanan eğitim ortamlarında organize edilen etkinlikler gerçekleştiriyoruz. AB projelerinde okullarımıza ve kademelerimize uygun projeler açıldığından bu hazırlıklarımızla birlikte yer alacağız.

ÖĞRENCİLERİN EVRENSEL FARKINDALIKLARI GELİŞİYOR.
Projelerde yer alan öğrencilerin akademik başarılarında nasıl değişimler gözlüyorsunuz?
Kampüslerimizde yürütülen ulusal ve uluslararası projelerin sonuçları nicel ve nitel araştırma tekniklerine uygun olarak değerlendirilmektedir. Projelerin başvuru ve hayata geçirme süreçleri sonrasında sonuç aşamasında öğrencilerimizi, gelişimlerine ve yeterliliklerine pozitif katkı sağlayacak geri bildirimler ile yönlendiriyoruz. Ulusal ve uluslararası projeleri, sadece yarışmalara katılım sağlayarak derecelendirilmesi yanında projelerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konularında da yeni fikirleri destekliyoruz. Kampüslerimizde yürütülen projeler, sadece sınıf ile veya sadece okul ile sınırlı kalmayarak ulusal ve uluslararası eğitim alanlarına katkıda bulunmaktadır. Yürütülen projelerin etkisi, ilk olarak proje ekiplerinde yer alan öğrencilerimize sonrasında yakın çevreye ve uzak çevreye yayılmaktadır. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde öğrencilerimiz bilimsel çalışmalara yönlendirilerek ilham almaları sağlanmakta ve proje üretme becerisi kazanmaları için imkân sunulmaktadır. Tüketim odaklı bir ekonomi anlayışından üretim odaklı bir ekonomi anlayışını erken yaşlardan itibaren kazanmalarını sağlamak amacıyla birçok projeye dâhil oluyorlar. İstek ve ihtiyaç arasındaki farkı anlayarak sürdürülebilir refah bir yaşam kurgusu bu projeler sayesinde öğrencilerimiz tarafından tasarlanıyor. Öğrencilerimizin 21. Yüzyıl becerilerine sahip, Endüstri 4.0 çalışmalarına entegre olmaları hedefiyle yürüttüğümüz bu ve benzeri çalışmaları ve programları destekleyen projeler gerçekleştirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Evrensel farkındalıkları ve kişisel gelişimleri gelişiyor. Bu durum onların akademik yönden de ilerlemelerine doğrudan katkı sağlıyor.

Yabancı Diller Bölümü, bilimsel ve 21. yy insan becerilerini geliştirebilecek, öğrenci merkezli ve sosyal sorumluluk farkındalığı getirebilecek projeler gerçekleştiriyor. Sosyal Bilgiler Bölümü, sosyal, çevre, tarih, coğrafya, toplumsal yaşam, endüstri gibi alanlarda projeler geliştiriyor. Matematik ve Fen Bilimleri endüstri 4.0’a yönelik projeleri hayata geçirmeye başlayacak.

> Mektebim, her kademede projeleriyle farkındalık yaratıyor

52 kampüsü ve 165 okuluyla eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim, eğitimin her kademesinde farklı alan projeleriyle 2017-2018 eğitim öğretim yılına devam ediyor. Ortaokul Koordinatörü Mustafa Arslan ve Matematik/M-LEAD Bölüm Başkanı Erkan Özkan projeleri değerlendirerek çalışmalarını anlattı.

mektebim_okulMektebim olarak öğrencilerinize yönelik farklı alanlarda projeler gerçekleştiriyorsunuz. Projelere karar verirken öncelikle hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Mektebim olarak Bütünsel Eğitim Modeli ile okul öncesinde “Dünya Benim Oyun Alanım”, ilkokulda “Dünya Benim Keşif Alanım”, ortaokulda “Dünya Benim Proje Alanım”, lisede “Dünya Benim Yaşam Alanım” yaklaşımlarından yola çıkarak tüm kampüslerimizde proje üretme kültürü oluşturuyoruz. İçinde bulunduğumuz 21.Yüzyılda yetiştirdiğimiz öğrencileri sadece günümüzdeki eğitim koşullarında değil gelecekte karşılaşacakları eğitim standartları ile de buluşturuyoruz. Kampüslerimizde yürütülen proje çalışmalarıyla disiplinler arası etkileşimde, akademik-sosyal alana katkı sağlayan, topluma faydalı, bilimsellik ve sürdürülebilirlik özellikleriyle dikkat çeken projeleri hayata geçirmeye özen gösteriyoruz. Öğrencilerimize bu yönde rehberlik ediyor, bu özellikle projelere öncelik veriyoruz. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde gerçekleşen projelerde öğrencilerimizi icat çıkarmaya ve inovasyon yapmaya teşvik ediyoruz. Mektebim olarak öğrencilerimizin yaş gruplarına göre projeler hazırlıyoruz. Öncelikle sosyal sorumluluk duygularını geliştirecek, girişimcilik yetilerini güçlendirecek, kariyer planlamalarına ışık tutacak çalışmalar yaparak kişisel gelişimlerini destekliyoruz. Yenilikçi yaklaşımlar ile teknolojik gelişmeleri de takip ederek öğrencilerimizin proje geliştirme süreçleri, fikir üretme, geliştirme, planlama, uygulama, raporlama aşamaları ilgili branş öğretmenlerimiz ve bölüm başkanlıklarımız tarafından özenle takip ediliyor. Yabancı diller alanında yapılan projelerde öncelikle öğrencilerimizin yabancı dillerini kullanabiliyor olmaları bizim için önem taşıyor. Öğrencilerimizin hangi edinimlerine katkı sağlayacakları ve gelişimlerine nasıl destek olacakları bizim için çok önemli. Matematik alanında ürün ortaya konabilecek projeler öncelik oluşturuyor. Fen Bilimleri alanında ülkemize ve dünyaya faydalı yenilikçi fikirlere dayalı ve ürün odaklı projeler önceliklerimiz arasında yer alıyor. Sosyal Bilgiler alanında öğrencilerimizin derste öğrendiği kazanımları hayatlarıyla bağdaştırabilecekleri, ilgilerini çekecek ve yeni bilgiler öğrenerek gelecekle ilgili fikirler üretmelerini sağlayacak projeler olmasına dikkat ediyoruz.

URFODU’DA 8 BİRİNCİLİK
Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz projelerde en çok öne çıkanlar hangileri oldu ve neden? Projelerinizin elde ettikleri başarılar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mektebim Uluslararası Eğitim Ofisi koordinatörlüğünde gerçekleştirilen Avrupa Birliği Projesi (Erasmus+) ile öğrencilerin eğitim-öğretime olan ilgilerini artırmak amacıyla Almanya, İspanya, Hollanda, Macaristan ve Yunanistan’da bulunan okullar ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Kampüslerimizde oluşturulan Bilim Konseyleri ile öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası projelere aktif katılımını destekliyor ve rehberlik ediyoruz. Da Vinci Bilim ve Teknoloji Enstitüsü ile yıl boyunca Popüler Bilim Akademisi eğitimleri yürüterek uluslararası projelerde yer almalarını sağlıyoruz. Sosyal Bilgiler ve Tarih Bölümlerimiz, Rahmi M. Koç Müzesi işbirliğinde sertifikalı Sanayi Devrimi eğitimiyle Endüstri 4.0 ve öncesindeki üretim süreçlerinde yaşanan değişimlerin günümüze etkilerini fark ettirip geleceğin dünyasını tasarlamaları konusunda öğrencilerimizin farkındalıklarını artırıyor. M-Lead (Mektebim Liderlik, Girişimcilik ve Gelişim Eğitim Modeli) ile yenilikçi, girişimci ve dünya vatandaşı olma bilinci yüksek öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan, kişisel ve akademik becerilerini geliştirmelerinde farklı yöntemler sunan İş Dünyası, Girişimcilik ve İnovasyon, Kariyer alanında eğitimler organize eden kampüslerimiz, lise düzeyindeki öğrenci projelerine destek veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okullarda öğrenim gören 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine yönelik Mektebim Dâhilerini Arıyor Yarışması’yla, öğrencilerin matematiksel düşünme becerilerini ölçmenin yanında, kendi bireysel yeteneklerine dönük nicel anlamda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz.
mektebim_okul_1Gerçekleştirdiğimiz diğer projeler arasında Bilim Adamlarıyla Kimya E-Konferansları, Orkestra, Koro ve Orf Festivalleri, Hayalimdeki Okul Deneme Yarışması, Yabancı Diller Kısa Film Yarışması, İstanbul YediKare ve Zamanda Yolculuk Dijital Fotoğraf Yarışmaları, Bab-ı Anadolu Mektup Yarışması, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini Anma Kısa Film Yarışması ve CittaSlow (Sakin Şehir) Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı Adaylığı için yürütülen çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca
Yabancı Diller Bölümü MUN projeleri, Matematik Bölümü Temiz Enerji Kullanan Stad Projesi, Fen Bilimleri Bölümü Bilgisayarlarda Sıvı Soğutma Sistemi, Kolaylıkla Banyo gibi projeleri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde URFODU’da 8 birincilik elde ederek önemli bir başarıya imza attık.

PROJELERİ ÖĞRENCİLER SEÇİYOR
Projelerde yer alacak öğrencileri nasıl belirliyorsunuz? Öğrencilerden gelen projeleri de değerlendiriyor musunuz? Varsa örnekler verebilir misiniz?
Kampüslerimizde ulusal ve uluslararası projelere başvurularda öğrenci seçimi yerine öğrencilerimize proje seçimi fırsatı vermekteyiz. Ulusal ve uluslararası projelerle ilgili öğrenciler detaylı bir şekilde bilgilendirilmektedir. Bilgilendirme sonrası öğrencilerimizin proje başvurusunda bulunmak istedikleri alandaki akademik başarılarıyla alana duydukları ilgi ve istekleri doğrultusunda da başvuruları değerlendirilmektedir. Böylece öğrencilerimiz farklı alanlardaki projelerde etkin olarak yer almaktadır. Yabancı Diller alanında tüm öğrencilerimizin projelerde yer almaları bizim için çok önemli, severek ve üreterek projelere dâhil olmalarını istiyoruz. Matematik alanında projelerde çalışacak öğrencilerin belirlenmesindeki en önemli kriter öğrencilerimizin istekli olması. Fen Bilimleri alanında genelde öğrencilere beyin fırtınası yöntemiyle sorunları ele almalarını ve çözüm üretmelerini sağlamayı amaçlıyor ve öğrencilerden gelen projeleri değerlendiriyoruz. Türkiye dereceleri almış Bilgisayarlarda Sıvı Soğutma Sistemi ve Kolaylıkla Banyo projeleri, öğrencilerimizin yapmış olduğu projelerin onlarcasından sadece iki tanesidir.

Ulusal düzeyde gerçekleştirdiğiniz projeleriniz nelerdir? Bu projelerle ilgili işbirliği yaptığınız kurumlar var mı?
Fen Bilimleri alanında ulusal düzeyde “Fen Bilimleri Online Deney Yarışmaları” yapılmaktadır. Türkçe alanında “Hayalimdeki Okul” ulusal deneme yarışması İstanbul İl Mili Eğitim ile işbirliği içerisinde planlanıyor. Sosyal Bilgiler alanında öğrencilerimizin Endüstri 1.0, 2.0 ve 3.0’ın dünya üzerinde meydana getirdiği değişimleri çok iyi bir şekilde anlamaları ve anlamlandırmaları, Endüstri 4.0’ın ise dünya üzerinde ne gibi değişimlere neden olacağını fark etmelerini sağlamak amacıyla “Sanayi Devrimi” sertifikalı eğitimi projesini hayata geçiriyoruz. Bu projemizde Rahmi M. Koç Müzesi ile işbirliği gerçekleştiriyoruz.

Avrupa Birliği kapsamındaki projelerinizin içeriği hakkında bilgi verir misiniz?
Avrupa Birliği projelerine katılabilmek amacıyla öncelikle öğrencilerimizin proje hazırlık aşamalarında nasıl yer alacaklarına dair eğitimler veriyoruz. Farklı ülkelerdeki okullarda yapılan gözlemler sonrasında hazırlanan raporlar ile eğitim alanında nasıl projelerde yer alabileceğimiz konusunda beyin fırtınası yapıyor ve bakış açılarını geliştiriyoruz. Ulusal ve uluslararası projelerimiz kapsamında okul derslerinde verilen teorik ve pratik bilgiler için uygulama alanları oluşturarak okul müfredatına ve ders kazanımlarına uygun bir şekilde tasarlanan eğitim ortamlarında organize edilen etkinlikler gerçekleştiriyoruz. AB projelerinde okullarımıza ve kademelerimize uygun projeler açıldığından bu hazırlıklarımızla birlikte yer alacağız.

ÖĞRENCİLERİN EVRENSEL FARKINDALIKLARI GELİŞİYOR.
Projelerde yer alan öğrencilerin akademik başarılarında nasıl değişimler gözlüyorsunuz?
Kampüslerimizde yürütülen ulusal ve uluslararası projelerin sonuçları nicel ve nitel araştırma tekniklerine uygun olarak değerlendirilmektedir. Projelerin başvuru ve hayata geçirme süreçleri sonrasında sonuç aşamasında öğrencilerimizi, gelişimlerine ve yeterliliklerine pozitif katkı sağlayacak geri bildirimler ile yönlendiriyoruz. Ulusal ve uluslararası projeleri, sadece yarışmalara katılım sağlayarak derecelendirilmesi yanında projelerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konularında da yeni fikirleri destekliyoruz. Kampüslerimizde yürütülen projeler, sadece sınıf ile veya sadece okul ile sınırlı kalmayarak ulusal ve uluslararası eğitim alanlarına katkıda bulunmaktadır. Yürütülen projelerin etkisi, ilk olarak proje ekiplerinde yer alan öğrencilerimize sonrasında yakın çevreye ve uzak çevreye yayılmaktadır. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde öğrencilerimiz bilimsel çalışmalara yönlendirilerek ilham almaları sağlanmakta ve proje üretme becerisi kazanmaları için imkân sunulmaktadır. Tüketim odaklı bir ekonomi anlayışından üretim odaklı bir ekonomi anlayışını erken yaşlardan itibaren kazanmalarını sağlamak amacıyla birçok projeye dâhil oluyorlar. İstek ve ihtiyaç arasındaki farkı anlayarak sürdürülebilir refah bir yaşam kurgusu bu projeler sayesinde öğrencilerimiz tarafından tasarlanıyor. Öğrencilerimizin 21. Yüzyıl becerilerine sahip, Endüstri 4.0 çalışmalarına entegre olmaları hedefiyle yürüttüğümüz bu ve benzeri çalışmaları ve programları destekleyen projeler gerçekleştirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Evrensel farkındalıkları ve kişisel gelişimleri gelişiyor. Bu durum onların akademik yönden de ilerlemelerine doğrudan katkı sağlıyor.

Yabancı Diller Bölümü, bilimsel ve 21. yy insan becerilerini geliştirebilecek, öğrenci merkezli ve sosyal sorumluluk farkındalığı getirebilecek projeler gerçekleştiriyor. Sosyal Bilgiler Bölümü, sosyal, çevre, tarih, coğrafya, toplumsal yaşam, endüstri gibi alanlarda projeler geliştiriyor. Matematik ve Fen Bilimleri endüstri 4.0’a yönelik projeleri hayata geçirmeye başlayacak.

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ocak 2018 17:29

Gösterim: 1731

Çizgi Kolejleri, eğitim sektörüne getirdiği çizgi ötesi yeniliklerle Türkiye’nin en iyi butik okulu olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. 7. Kampüsünü Çorlu da açan Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu bununla da yetinmeyip, yenilikçi eğitim yaklaşımını şimdi farklı mecralara taşıyor.

ulas_velioglu_cizgiÇİZGİ KOLEJİ STEM OTOBÜSÜ TÜM ÇOCUKLARA ULAŞACAK
Başta son dönemin en popüler eğitim yaklaşımı olan STEM eğitimi olmak üzere bir çok yeni ve henüz uygulanmamış projeleri okullarında hayata geçiren Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, Science (Bilim), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik), Mathematics (Matematik) kelimelerinin baş harflerinden oluşan, temelinde yaparak ve yaşayarak öğrenme prensibini taşıyan STEM eğitimini bu eğitimi alma imkanı olmayan çocuklara götürüyor.
Yeni projede ÇİZGİ KOLEJİ STEM OTOBÜSÜNÜ tasarlayan Çizgi Kolejleri inovasyon ekibi, STEM OTOBÜSÜ ile ilçe, mahalle, köy demeden kolej eğitimi alma şansı olmayan çocuklara bu hizmeti taşıyacak. STEM Otobüsü’nde okul öncesinden lise çağına kadar tüm çocukların otobüsün içinde konuşlandırılan bilim setleri ve proje uygulamaları ile aktiviteler yapabileceğini belirten Velioğlu, “İmkansızlıkları yokluk değil sadece biraz zorlanma olarak gören eğitim girişimcisi olarak, projeyi şimdilik İstanbul ve Marmara bölgesinde başlatıyoruz. Ancak projenin ülke genelinde yaygınlaşabilmesi için bu tip bilim uygulamalarının sadece imkanı olan çocuklara değil tüm çocuklarımıza sunulması gerekliliğine inanıyorum. Eğitime gerçek anlamda gönül vermiş değerli işbirlikçiler ile projeyi daha ileriye taşıyacağız.” diye konuştu.

cizgi_koleji_stem_otobusuAVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİYLE ERASMUS + PROJELERİ
Eğitim kalitesi yurt dışında da kabul edilmiş Çizgi Kolejleri, “Erasmus +” işbirlikleriyle bir taraftan Türkiye’de bulunan mültecilere sağlık alanında eğitim vermeyi diğer taraftan ise bünyesinde bulunan Sağlık Meslek liselerinde yetiştirdiği öğrencilerine yurt dışında istihdam imkanı sunuyor.
Mülteci ve göçmen hareketliliğinin yoğunlaştığı günümüzde, bu kitlelerin eğitimi adına duyduğu sosyal sorumluluktan dolayı, kendi adına pay üstlenerek durumdan vazife çıkardıklarını dile getiren Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, ülkemize sığınan 3.5 milyonu aşkın mültecinin her türlü sağlık sorunlarının çözümüne anahtar olmak için Avrupalı paydaşlarla önemli bir projeye imza attıklarını ifade etti.
2017 yılının ilk aylarında başlayan AB projesinin 2018’de de tüm hızıyla devam ederek 2019 yılında sonuçlanacağını belirten Velioğlu proje hakkında şöyle konuştu: “Çizgi Kolejleri Sağlık Meslek Liselerimizin proje ortakları arasında Hollanda’dan Stichting Regionaal Opleidingen Centrum Aventus, Almanya’dan ALB FILS KLINIKEN GMBH, Hollanda’dan Stichting SU International Zorg, Danimarka’dan Social-og Sundhedsskolen Fyn bulunuyor. Bu eğitim kurumlarının katılımlarıyla başlatılan Erasmus + projesi, 1. toplantısı Hollanda AVENTUS Okullarında diğer AB ülkeleri temsilcileri i, Ülkemizi temsilen ise Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu ve Çizgi Kolejleri Proje Direktörü Dr. Ali İhsan Özeroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Proje sürecinin 2. toplantısı da İstanbul’da Çizgi Kolejlerinin ev sahipliğinde düzenlendi.”
Velioğlu, Ortadoğu’da son yıllarda cereyan eden savaşlar nedeniyle, birçok mültecinin ülkelerini terk ederek Türkiye ve bir çok Avrupa ülkesinde kendine güvenli yaşama imkanları aramaya başladığını, ev sahiplerinden çok farklı kültürlere sahip olan bu sosyal grupların gittikleri ülkelere uyum sağlama konusunda oldukça zorlandığını ve kültür çatışmaları yaşadıklarını sözlerine ekledi. Velioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çatışmaların ortadan kaldırılmasının birdenbire olabileceğine inanmak oldukça zordur. Çünkü bu amaca yönelik birçok yatırım yapılması gerekmektedir. Bu noktada, eğitim; mülteci ve göçmenlerin topluma uyum sağlamaları için anahtar yatırım aracı konumundadır. İlk yapılması gereken bu kişilerin bulunduğu yeni toplumda etkin iletişimlerini sağlayabilmek için o ülkenin dilini kullanabilme becerilerini geliştirmek ve ikincil olarak da o toplumda istihdam edilebilmelerine olanak sağlamaktır. Dil ve mesleki beceri kazandırılabildiğinde mülteci ve göçmenlerin toplumla bütünleşmesi daha kolay ve sorunsuz olabilecektir. Toplumsal bütünleşmenin sağlanmasında birincil basamağı oluşturan ve önem ve öncelik sıralamasında en ön sırayı tutan alan; “sağlık” alanıdır. Bu nedenle proje; mültecilerin kendi kültürlerinden gelen sağlık elemanlarını yetiştirerek onlara bulundukları toplumun dil becerilerini de kazandırıp sağlık sektöründe istihdam edilebilmelerine odaklanmıştır. Proje ortaklarının mülteci ve göçmen idareleri, sağlık bakanlıkları, eğitim ve içişleri bakanlıklarının yetkili mercilerinin de katılımlarıyla yapılacak toplantılarda sağlanacak bilgilerle, mültecilere yönelik en etkin sağlık eğitiminin nasıl yapılacağına dair bilgiler toplanmakta ve 2019 yılında uygulamaya geçirilmesi planlanan yeni bir Erasmus + projesiyle bu kitlelerin sağlık alanında yaşadıkları olumsuzluklar ortadan kaldırılabilecektir. Eğitimde Lider Çizgisiyle uluslararası boyutta etkinliklerini sürdüren Çizgi Koleji sahip olduğu evrensel değerler ve evrensel bakış açısıyla insanlığa değer katmayı kararlılıkla sürdürecektir.”

ÇİZGİ KOLEJİ MEZUNLARINA AVRUPA’DA ÇALIŞMA ŞANSI
Bu amaçla; 2018-2019 eğitim- öğretim yılında sahip olduğu Sağlık Meslek Liselerinde İngilizce hazırlık eğitimini başlatarak, mezunlarına yurt dışında istihdam olanakları sağlayacaklarını ifade eden Velioğlu, “Git gide yaşlanmakta olan AB nüfusu kendilerine her kademede sağlık hizmetlerini en mükemmel şekilde sunabilecek sağlık personeline ihtiyaç duymakta ve yaptığı AB projeleriyle kendini bu alanda ispatlamış Çizgi Kolejleri’ni bir umut ışığı görmektedir. İnsanlığın “eğitimle yüceleceğine” inanan Çizgi Kolejleri gerek AB gerekse kendi ülkesinden kendine yüklenen ‘Eğitimde kalite Çizgi Kolejleri çizgisinde gerçekleşir’ misyonuna sahip olarak insanlığa değer katacak değerleri her alanda yetiştirmeye devam edecektir.” diye konuştu.

> Çizgi Kolejleri’nden STEM ve ERASMUS + projeleri

Çizgi Kolejleri, eğitim sektörüne getirdiği çizgi ötesi yeniliklerle Türkiye’nin en iyi butik okulu olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. 7. Kampüsünü Çorlu da açan Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu bununla da yetinmeyip, yenilikçi eğitim yaklaşımını şimdi farklı mecralara taşıyor.

ulas_velioglu_cizgiÇİZGİ KOLEJİ STEM OTOBÜSÜ TÜM ÇOCUKLARA ULAŞACAK
Başta son dönemin en popüler eğitim yaklaşımı olan STEM eğitimi olmak üzere bir çok yeni ve henüz uygulanmamış projeleri okullarında hayata geçiren Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, Science (Bilim), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik), Mathematics (Matematik) kelimelerinin baş harflerinden oluşan, temelinde yaparak ve yaşayarak öğrenme prensibini taşıyan STEM eğitimini bu eğitimi alma imkanı olmayan çocuklara götürüyor.
Yeni projede ÇİZGİ KOLEJİ STEM OTOBÜSÜNÜ tasarlayan Çizgi Kolejleri inovasyon ekibi, STEM OTOBÜSÜ ile ilçe, mahalle, köy demeden kolej eğitimi alma şansı olmayan çocuklara bu hizmeti taşıyacak. STEM Otobüsü’nde okul öncesinden lise çağına kadar tüm çocukların otobüsün içinde konuşlandırılan bilim setleri ve proje uygulamaları ile aktiviteler yapabileceğini belirten Velioğlu, “İmkansızlıkları yokluk değil sadece biraz zorlanma olarak gören eğitim girişimcisi olarak, projeyi şimdilik İstanbul ve Marmara bölgesinde başlatıyoruz. Ancak projenin ülke genelinde yaygınlaşabilmesi için bu tip bilim uygulamalarının sadece imkanı olan çocuklara değil tüm çocuklarımıza sunulması gerekliliğine inanıyorum. Eğitime gerçek anlamda gönül vermiş değerli işbirlikçiler ile projeyi daha ileriye taşıyacağız.” diye konuştu.

cizgi_koleji_stem_otobusuAVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİYLE ERASMUS + PROJELERİ
Eğitim kalitesi yurt dışında da kabul edilmiş Çizgi Kolejleri, “Erasmus +” işbirlikleriyle bir taraftan Türkiye’de bulunan mültecilere sağlık alanında eğitim vermeyi diğer taraftan ise bünyesinde bulunan Sağlık Meslek liselerinde yetiştirdiği öğrencilerine yurt dışında istihdam imkanı sunuyor.
Mülteci ve göçmen hareketliliğinin yoğunlaştığı günümüzde, bu kitlelerin eğitimi adına duyduğu sosyal sorumluluktan dolayı, kendi adına pay üstlenerek durumdan vazife çıkardıklarını dile getiren Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, ülkemize sığınan 3.5 milyonu aşkın mültecinin her türlü sağlık sorunlarının çözümüne anahtar olmak için Avrupalı paydaşlarla önemli bir projeye imza attıklarını ifade etti.
2017 yılının ilk aylarında başlayan AB projesinin 2018’de de tüm hızıyla devam ederek 2019 yılında sonuçlanacağını belirten Velioğlu proje hakkında şöyle konuştu: “Çizgi Kolejleri Sağlık Meslek Liselerimizin proje ortakları arasında Hollanda’dan Stichting Regionaal Opleidingen Centrum Aventus, Almanya’dan ALB FILS KLINIKEN GMBH, Hollanda’dan Stichting SU International Zorg, Danimarka’dan Social-og Sundhedsskolen Fyn bulunuyor. Bu eğitim kurumlarının katılımlarıyla başlatılan Erasmus + projesi, 1. toplantısı Hollanda AVENTUS Okullarında diğer AB ülkeleri temsilcileri i, Ülkemizi temsilen ise Çizgi Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu ve Çizgi Kolejleri Proje Direktörü Dr. Ali İhsan Özeroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Proje sürecinin 2. toplantısı da İstanbul’da Çizgi Kolejlerinin ev sahipliğinde düzenlendi.”
Velioğlu, Ortadoğu’da son yıllarda cereyan eden savaşlar nedeniyle, birçok mültecinin ülkelerini terk ederek Türkiye ve bir çok Avrupa ülkesinde kendine güvenli yaşama imkanları aramaya başladığını, ev sahiplerinden çok farklı kültürlere sahip olan bu sosyal grupların gittikleri ülkelere uyum sağlama konusunda oldukça zorlandığını ve kültür çatışmaları yaşadıklarını sözlerine ekledi. Velioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çatışmaların ortadan kaldırılmasının birdenbire olabileceğine inanmak oldukça zordur. Çünkü bu amaca yönelik birçok yatırım yapılması gerekmektedir. Bu noktada, eğitim; mülteci ve göçmenlerin topluma uyum sağlamaları için anahtar yatırım aracı konumundadır. İlk yapılması gereken bu kişilerin bulunduğu yeni toplumda etkin iletişimlerini sağlayabilmek için o ülkenin dilini kullanabilme becerilerini geliştirmek ve ikincil olarak da o toplumda istihdam edilebilmelerine olanak sağlamaktır. Dil ve mesleki beceri kazandırılabildiğinde mülteci ve göçmenlerin toplumla bütünleşmesi daha kolay ve sorunsuz olabilecektir. Toplumsal bütünleşmenin sağlanmasında birincil basamağı oluşturan ve önem ve öncelik sıralamasında en ön sırayı tutan alan; “sağlık” alanıdır. Bu nedenle proje; mültecilerin kendi kültürlerinden gelen sağlık elemanlarını yetiştirerek onlara bulundukları toplumun dil becerilerini de kazandırıp sağlık sektöründe istihdam edilebilmelerine odaklanmıştır. Proje ortaklarının mülteci ve göçmen idareleri, sağlık bakanlıkları, eğitim ve içişleri bakanlıklarının yetkili mercilerinin de katılımlarıyla yapılacak toplantılarda sağlanacak bilgilerle, mültecilere yönelik en etkin sağlık eğitiminin nasıl yapılacağına dair bilgiler toplanmakta ve 2019 yılında uygulamaya geçirilmesi planlanan yeni bir Erasmus + projesiyle bu kitlelerin sağlık alanında yaşadıkları olumsuzluklar ortadan kaldırılabilecektir. Eğitimde Lider Çizgisiyle uluslararası boyutta etkinliklerini sürdüren Çizgi Koleji sahip olduğu evrensel değerler ve evrensel bakış açısıyla insanlığa değer katmayı kararlılıkla sürdürecektir.”

ÇİZGİ KOLEJİ MEZUNLARINA AVRUPA’DA ÇALIŞMA ŞANSI
Bu amaçla; 2018-2019 eğitim- öğretim yılında sahip olduğu Sağlık Meslek Liselerinde İngilizce hazırlık eğitimini başlatarak, mezunlarına yurt dışında istihdam olanakları sağlayacaklarını ifade eden Velioğlu, “Git gide yaşlanmakta olan AB nüfusu kendilerine her kademede sağlık hizmetlerini en mükemmel şekilde sunabilecek sağlık personeline ihtiyaç duymakta ve yaptığı AB projeleriyle kendini bu alanda ispatlamış Çizgi Kolejleri’ni bir umut ışığı görmektedir. İnsanlığın “eğitimle yüceleceğine” inanan Çizgi Kolejleri gerek AB gerekse kendi ülkesinden kendine yüklenen ‘Eğitimde kalite Çizgi Kolejleri çizgisinde gerçekleşir’ misyonuna sahip olarak insanlığa değer katacak değerleri her alanda yetiştirmeye devam edecektir.” diye konuştu.

Son Güncelleme: Cuma, 19 Ocak 2018 16:05

Gösterim: 2680


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.