Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Biriz Kutoğlu - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü
Lise öğrencilerine özel olarak hazırlanan Ekonomi ve Hukuk programı aslında kocaman bir yapının parçası. Bu kocaman yapı, günümüz gençlerinin geleceğe, 21 yy becerilerini kazanmış bireyler olarak yetişmesine yönelik kurgulandı. Bu sebeple de “Bireysel Gelişim Programı” adını aldı. Bireysel Gelişim Programı içinde yer alan “Ekonomi ve Hukuk” modülünün yanında “Bilim ve İnovasyon” ile “Kültür, Sanat ve Spor” modülleri de yer alıyor.
Öğrenciler geleceğe nasıl hazırlanıyor? Bu çerçevede geleceğin meslekleri neler olacak?
Geleceğe hazırlanmanın en önemli yolu, iyi bir eğitim almak. İyi bir eğitim, öğrencilere geleceğe yönelik gerekli becerileri ve bilgileri kazandırır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji liselerinde yürüttüğümüz Bireysel Gelişim Programımız ile öğrencilerimize geleceğin meslekleri ile ilgili bir ön gösterim yapıyoruz. Gelecekte, teknolojik gelişmelerin ve toplumsal değişimin belirlediği bazı mesleklerin öne çıkacağı öngörülüyor. Toplumumuzun ihtiyaç duyduğu araştıran, sorgulayan, düşünen ve üreten bir nesil için “Bireysel Gelişim Programı” artık eğitim-öğretim sürecimizin vazgeçilmez bir parçası. Bu program, öğrencilerimizin bilgiye ulaşma, elde edilen bilgiyi beceriye dönüştürme ve günlük yaşamda kullanmak için bilimsel, sanatsal, kültürel ve inovatif alanlarda ilgi duydukları ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun olan programlarla desteklenmektedir. Bireysel Gelişim Programı üç alt programdan oluşuyor: “Ekonomi ve Hukuk”, “Bilim ve İnovasyon” ile “Kültür, Sanat ve Spor”.
Bu programlar, Anadolu Liseleri Hazırlık, 9 ve 10. sınıfları ile Fen Liseleri 9 ve 10. sınıflarda uygulanır. Seçilen alt program süresinin sonunda sertifikalandırılır ve İngilizce ve Türkçe sertifikalar verilir. Bilim ve İnovasyon Programı içinde oluşan öğrenci fikirleri, projeleri vb. ana tema çerçevesinde Çağrı Dönemi Evreka Ön Kuluçka Merkezine transfer edilir. Çeyrek dönemler arasında programlar arasında geçiş yapılmaz. Sadece TÜBİTAK Proje Gruplarına dâhil olan öğrenciler 3 ve 4. çeyrek dönem itibariyle Future Kültür programına devam etmek zorundadırlar.
Amacımız, öğrencilerimizin ilgi alanlarını keşfetmelerine, becerilerini geliştirmelerine ve kendilerini gelecekteki iş dünyasında ve toplumda daha etkin bir şekilde konumlandırmalarına yardımcı olmaktır. Bireysel Gelişim Programı ile öğrencilerimizin kendilerini geliştirmelerine ve kendilerine güvenmelerine destek oluyoruz. Gelecekteki işlerin çoğu teknolojiye dayalı olacak. Bu nedenle, öğrenciler teknolojiyi iyi kullanmayı öğrenmeliler. Bilgisayar becerileri, programlama ve dijital pazarlama gibi alanlarda kendilerini geliştirmeliler.
GELECEĞİN MEZUNLARI ESNEK ve YENİ FİKİRLERE AÇIK OLMALI
Geleceğin mezunları hangi niteliklere sahip olmalı? Bu yönde okul müfredatında hangi uygulamalar hayata geçiriliyor?
Okullarda girişimcilik eğitimi verilmesi, gelecekteki girişimcilerin erken yaşta ilgi duymalarını sağlar. Bu bakış açısıyla kurguladığımız Bireysel Gelişim Programı içindeki “Ekonomi ve Hukuk” modülünde, eğitimlerimizi 4 çeyrek döneme yaydık. Girişimcilik, ekonomi, e-ticaret ve hukuk eğitimlerinde öğrencilerimiz mentör destekleriyle, onların deneyimlerinden faydalanarak kendi fikirlerini geliştiriyor. Girişimcilerin, farklı sektörlerdeki kişilerle network oluşturması, yeni fırsatlar yakalamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, gençlerin toplumun farklı kesimleriyle tanışmaları ve farklı ortamlarda bulunmaları için fırsatlar sunulmalı. Ancak, her girişimcinin farklı bir hikayesi olduğu gibi, her genç de farklı bir öğrenme yolculuğu izleyecektir. Bu nedenle, bireysel özellikler ve farklı öğrenme stilleri dikkate alınarak çeşitli yöntemler uygulanır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji tüm bu anlattıklarım doğrultusunda Türkiye’de Lise Düzeyindeki ilk ön kuluçka merkezi olan Evreka Ön Kuluçka Merkezini 2019 yılında hayata geçirdi. Bu zamana kadar yüzlerce öğrencimiz girişimcilik ruhuyla pek çok proje üretti ve hayata geçirmek üzere ciddi adımlar attı.
YÜZLERCE ÖĞRENCİMİZ GİRİŞİMCİLİK RUHUYLA PROJELER ÜRETİYOR
Geleceğin girişimci gençleri bugünden nasıl yetiştirilmeli? Girişimcilik kültürü okullarda nasıl veriliyor?
Okullarda girişimcilik eğitimi verilmesi, gelecekteki girişimcilerin erken yaşta ilgi duymalarını sağlar. Bu bakış açısıyla kurguladığımız Bireysel Gelişim Programı içindeki “Ekonomi ve Hukuk” modülünde, eğitimlerimizi 4 çeyrek döneme yaydık. Girişimcilik, ekonomi, e-ticaret ve hukuk eğitimlerinde öğrencilerimiz mentör destekleriyle, onların deneyimlerinden faydalanarak kendi fikirlerini geliştiriyor. Girişimcilerin, farklı sektörlerdeki kişilerle network oluşturması, yeni fırsatlar yakalamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, gençlerin toplumun farklı kesimleriyle tanışmaları ve farklı ortamlarda bulunmaları için fırsatlar sunulmalı. Ancak, her girişimcinin farklı bir hikayesi olduğu gibi, her genç de farklı bir öğrenme yolculuğu izleyecektir. Bu nedenle, bireysel özellikler ve farklı öğrenme stilleri dikkate alınarak çeşitli yöntemler uygulanır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji tüm bu anlattıklarım doğrultusunda Türkiye’de Lise Düzeyindeki ilk ön kuluçka merkezi olan Evreka Ön Kuluçka Merkezini 2019 yılında hayata geçirdi. Bu zamana kadar yüzlerce öğrencimiz girişimcilik ruhuyla pek çok proje üretti ve hayata geçirmek üzere ciddi adımlar attı.
K12 YAŞ GRUBU ÖNÜMÜZDEKİ 30 YILA DAMGASINI VURACAK
Teknolojik dönüşüm gençlere hangi fırsatları sunuyor? Gençlerin bu fırsatlardan yararlanması için gençler nasıl yönlendiriliyor?
Teknolojik dönüşüm, birçok yeni iş alanının ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle, yapay zekâ, blok zinciri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yükselişiyle birlikte, gençler için yeni iş fırsatları açıldı. Teknoloji, dünya genelinde insanlar arasındaki bağlantıları artırıyor. Gençler, teknoloji sayesinde dünya çapında insanlarla bağlantı kurabilir, iş birliği yapabilir ve küresel ağlar oluşturabilirler. Teknolojik dönüşüm, öğrenme yöntemlerini de değiştirdi. Online eğitim, uzaktan öğrenme ve dijital öğrenme materyalleri sayesinde, gençler, dünya çapındaki eğitim kaynaklarına erişebiliyorlar. Bugünün dünyasının geleceği “tasarım, yaratıcılık ve inovasyon” üzerine inşa ediliyor. Bu durumda, inovatif ve yaratıcı bireyler yetiştirmek olmazsa olmazdır.
Bunun için, öğrencilerin okul yaşamı içinde her hafta sadece gelecekte olabileceklerle ilgili özgürce düşünecekleri, tasarlayacakları, yaratacakları “gelecek/future” adlı bir ders 2018-2019 öğretim yılı itibariyle liselerimizde hayata geçti. Burada amaç, öğrencilerin özgürce üretebilmesi ve gelecekteki yaşam için fikir ve ürün ortaya çıkarabilmesi. Her ders farklı bir uzman eğitimcinin öğrencilerle buluştuğu Future Kültür dersinde yapay zeka, gelecekte sağlık, uzayda yaşam, giyilebilir teknolojiler, dijital para, yenilenebilir enerji gibi konular üzerinde tartışarak geleceğin hayalini kurarlar. Bu kapsamda öğrencilerin geleceğe yönelik fikir ve ürün ortaya çıkarabilmeleri hedeflenir.
ürün ortaya çıkarabilmeleri hedeflenir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Biriz Kutoğlu - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü
Lise öğrencilerine özel olarak hazırlanan Ekonomi ve Hukuk programı aslında kocaman bir yapının parçası. Bu kocaman yapı, günümüz gençlerinin geleceğe, 21 yy becerilerini kazanmış bireyler olarak yetişmesine yönelik kurgulandı. Bu sebeple de “Bireysel Gelişim Programı” adını aldı. Bireysel Gelişim Programı içinde yer alan “Ekonomi ve Hukuk” modülünün yanında “Bilim ve İnovasyon” ile “Kültür, Sanat ve Spor” modülleri de yer alıyor.
Öğrenciler geleceğe nasıl hazırlanıyor? Bu çerçevede geleceğin meslekleri neler olacak?
Geleceğe hazırlanmanın en önemli yolu, iyi bir eğitim almak. İyi bir eğitim, öğrencilere geleceğe yönelik gerekli becerileri ve bilgileri kazandırır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji liselerinde yürüttüğümüz Bireysel Gelişim Programımız ile öğrencilerimize geleceğin meslekleri ile ilgili bir ön gösterim yapıyoruz. Gelecekte, teknolojik gelişmelerin ve toplumsal değişimin belirlediği bazı mesleklerin öne çıkacağı öngörülüyor. Toplumumuzun ihtiyaç duyduğu araştıran, sorgulayan, düşünen ve üreten bir nesil için “Bireysel Gelişim Programı” artık eğitim-öğretim sürecimizin vazgeçilmez bir parçası. Bu program, öğrencilerimizin bilgiye ulaşma, elde edilen bilgiyi beceriye dönüştürme ve günlük yaşamda kullanmak için bilimsel, sanatsal, kültürel ve inovatif alanlarda ilgi duydukları ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun olan programlarla desteklenmektedir. Bireysel Gelişim Programı üç alt programdan oluşuyor: “Ekonomi ve Hukuk”, “Bilim ve İnovasyon” ile “Kültür, Sanat ve Spor”.
Bu programlar, Anadolu Liseleri Hazırlık, 9 ve 10. sınıfları ile Fen Liseleri 9 ve 10. sınıflarda uygulanır. Seçilen alt program süresinin sonunda sertifikalandırılır ve İngilizce ve Türkçe sertifikalar verilir. Bilim ve İnovasyon Programı içinde oluşan öğrenci fikirleri, projeleri vb. ana tema çerçevesinde Çağrı Dönemi Evreka Ön Kuluçka Merkezine transfer edilir. Çeyrek dönemler arasında programlar arasında geçiş yapılmaz. Sadece TÜBİTAK Proje Gruplarına dâhil olan öğrenciler 3 ve 4. çeyrek dönem itibariyle Future Kültür programına devam etmek zorundadırlar.
Amacımız, öğrencilerimizin ilgi alanlarını keşfetmelerine, becerilerini geliştirmelerine ve kendilerini gelecekteki iş dünyasında ve toplumda daha etkin bir şekilde konumlandırmalarına yardımcı olmaktır. Bireysel Gelişim Programı ile öğrencilerimizin kendilerini geliştirmelerine ve kendilerine güvenmelerine destek oluyoruz. Gelecekteki işlerin çoğu teknolojiye dayalı olacak. Bu nedenle, öğrenciler teknolojiyi iyi kullanmayı öğrenmeliler. Bilgisayar becerileri, programlama ve dijital pazarlama gibi alanlarda kendilerini geliştirmeliler.
GELECEĞİN MEZUNLARI ESNEK ve YENİ FİKİRLERE AÇIK OLMALI
Geleceğin mezunları hangi niteliklere sahip olmalı? Bu yönde okul müfredatında hangi uygulamalar hayata geçiriliyor?
Okullarda girişimcilik eğitimi verilmesi, gelecekteki girişimcilerin erken yaşta ilgi duymalarını sağlar. Bu bakış açısıyla kurguladığımız Bireysel Gelişim Programı içindeki “Ekonomi ve Hukuk” modülünde, eğitimlerimizi 4 çeyrek döneme yaydık. Girişimcilik, ekonomi, e-ticaret ve hukuk eğitimlerinde öğrencilerimiz mentör destekleriyle, onların deneyimlerinden faydalanarak kendi fikirlerini geliştiriyor. Girişimcilerin, farklı sektörlerdeki kişilerle network oluşturması, yeni fırsatlar yakalamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, gençlerin toplumun farklı kesimleriyle tanışmaları ve farklı ortamlarda bulunmaları için fırsatlar sunulmalı. Ancak, her girişimcinin farklı bir hikayesi olduğu gibi, her genç de farklı bir öğrenme yolculuğu izleyecektir. Bu nedenle, bireysel özellikler ve farklı öğrenme stilleri dikkate alınarak çeşitli yöntemler uygulanır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji tüm bu anlattıklarım doğrultusunda Türkiye’de Lise Düzeyindeki ilk ön kuluçka merkezi olan Evreka Ön Kuluçka Merkezini 2019 yılında hayata geçirdi. Bu zamana kadar yüzlerce öğrencimiz girişimcilik ruhuyla pek çok proje üretti ve hayata geçirmek üzere ciddi adımlar attı.
YÜZLERCE ÖĞRENCİMİZ GİRİŞİMCİLİK RUHUYLA PROJELER ÜRETİYOR
Geleceğin girişimci gençleri bugünden nasıl yetiştirilmeli? Girişimcilik kültürü okullarda nasıl veriliyor?
Okullarda girişimcilik eğitimi verilmesi, gelecekteki girişimcilerin erken yaşta ilgi duymalarını sağlar. Bu bakış açısıyla kurguladığımız Bireysel Gelişim Programı içindeki “Ekonomi ve Hukuk” modülünde, eğitimlerimizi 4 çeyrek döneme yaydık. Girişimcilik, ekonomi, e-ticaret ve hukuk eğitimlerinde öğrencilerimiz mentör destekleriyle, onların deneyimlerinden faydalanarak kendi fikirlerini geliştiriyor. Girişimcilerin, farklı sektörlerdeki kişilerle network oluşturması, yeni fırsatlar yakalamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, gençlerin toplumun farklı kesimleriyle tanışmaları ve farklı ortamlarda bulunmaları için fırsatlar sunulmalı. Ancak, her girişimcinin farklı bir hikayesi olduğu gibi, her genç de farklı bir öğrenme yolculuğu izleyecektir. Bu nedenle, bireysel özellikler ve farklı öğrenme stilleri dikkate alınarak çeşitli yöntemler uygulanır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji tüm bu anlattıklarım doğrultusunda Türkiye’de Lise Düzeyindeki ilk ön kuluçka merkezi olan Evreka Ön Kuluçka Merkezini 2019 yılında hayata geçirdi. Bu zamana kadar yüzlerce öğrencimiz girişimcilik ruhuyla pek çok proje üretti ve hayata geçirmek üzere ciddi adımlar attı.
K12 YAŞ GRUBU ÖNÜMÜZDEKİ 30 YILA DAMGASINI VURACAK
Teknolojik dönüşüm gençlere hangi fırsatları sunuyor? Gençlerin bu fırsatlardan yararlanması için gençler nasıl yönlendiriliyor?
Teknolojik dönüşüm, birçok yeni iş alanının ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle, yapay zekâ, blok zinciri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yükselişiyle birlikte, gençler için yeni iş fırsatları açıldı. Teknoloji, dünya genelinde insanlar arasındaki bağlantıları artırıyor. Gençler, teknoloji sayesinde dünya çapında insanlarla bağlantı kurabilir, iş birliği yapabilir ve küresel ağlar oluşturabilirler. Teknolojik dönüşüm, öğrenme yöntemlerini de değiştirdi. Online eğitim, uzaktan öğrenme ve dijital öğrenme materyalleri sayesinde, gençler, dünya çapındaki eğitim kaynaklarına erişebiliyorlar. Bugünün dünyasının geleceği “tasarım, yaratıcılık ve inovasyon” üzerine inşa ediliyor. Bu durumda, inovatif ve yaratıcı bireyler yetiştirmek olmazsa olmazdır.
Bunun için, öğrencilerin okul yaşamı içinde her hafta sadece gelecekte olabileceklerle ilgili özgürce düşünecekleri, tasarlayacakları, yaratacakları “gelecek/future” adlı bir ders 2018-2019 öğretim yılı itibariyle liselerimizde hayata geçti. Burada amaç, öğrencilerin özgürce üretebilmesi ve gelecekteki yaşam için fikir ve ürün ortaya çıkarabilmesi. Her ders farklı bir uzman eğitimcinin öğrencilerle buluştuğu Future Kültür dersinde yapay zeka, gelecekte sağlık, uzayda yaşam, giyilebilir teknolojiler, dijital para, yenilenebilir enerji gibi konular üzerinde tartışarak geleceğin hayalini kurarlar. Bu kapsamda öğrencilerin geleceğe yönelik fikir ve ürün ortaya çıkarabilmeleri hedeflenir.
ürün ortaya çıkarabilmeleri hedeflenir.
Son Güncelleme: Perşembe, 18 May 2023 14:19
Gösterim: 863
Hasan Çoroğlu – Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
“Anaokulu müfredatımızı ve tüm öğrenme süreçlerini Çocuk Merkezli Tasarım anlayışı ile oluşturduk. Çünkü biz bugünün çocuklarını, modern çağın doğru temsilcisi olarak yetiştiren, öğrenmeyi onların gözünden yorumlayan bir tasarımla hareket ediyoruz.”
Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Her çocuğun kendine özgü yüksek bir potansiyeli vardır. Önemli olan çocukların doğal yatkınlıklarını, potansiyele dönüştürecek mutlu öğrenme deneyimidir. İşte bu nedenle anaokulu müfredatımızı ve tüm öğrenme süreçlerini “Çocuk Merkezli Tasarım” anlayışı ile oluşturduk. Çünkü biz bugünün çocuklarını, modern çağın doğru temsilcisi olarak yetiştiren, öğrenmeyi onların gözünden yorumlayan bir tasarımla hareket ediyoruz. Anaokullarımızda eğitim alanlarını planlarken öğrenme köşelerine değil, iletişim çemberlerine yer verdik. Çünkü her bir çocuğun öğretmeniyle ve arkadaşlarıyla kurduğu bağın, başarıda önemli bir role sahip olduğunu biliyoruz.
Çocuklar, yetişkinlere oranla daha hızlı ve daha kalıcı öğrenme kabiliyetine sahiptir. Bu bilinçle okul öncesi eğitimini İngilizce merkezli planlıyor, oyun ve diyaloğu temel alan İngilizce eğitimimiz ile iletişimin devamlılığını sağlıyor ve öğrencilerimizi daha etkin bir yabancı dil kullanımıyla buluşturuyoruz.
Okul, sınıf ve iletişim ortamları öğrencilerin keyifle dâhil olacağı bir yaşam alanı olmalıdır. Gerçek ve kalıcı öğrenmeyi sağlayan etkinlikler ve eğitim materyalleriyle zenginleştirdiğimiz temalar kapsamında, öğrencilerimize, içinde bulunmaktan mutluluk duyacakları bir anaokulu ortamı sunuyoruz. Heyecan verici etkili fen ve matematik etkinliklerini sınıflara taşıyan kaliteli ve esnek bir ders programı olan GEMS ile çocuklarımıza, matematik ve fen derslerini eğlenceli etkinliklerle sevdirerek bilimsel odağı olan bir öğrenme deneyimi yaşatıyoruz. Merak atölyeleri, oyun ve iş birliği aktiviteleri, GEMS etkinlikleri, farklılıkları geliştiren iletişim çemberleri, haftanın sergisi gibi rutinler ile öğrencilerimizin düşünme, sorgulama, planlama ve değerlendirme becerilerini geliştiriyoruz.
OYUNLAR EN NEŞELİ ARAŞTIRMA BİÇİMİDİR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun çocuklar için sadece eğlenceli vakit geçirmek değil, aynı zamanda öğrenmek, gelişmek, kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat yaratarak onu yetişkin dünyasına hazırlamaktır.
Kavram Eğitim Kurumları olarak eğitim sistemimizde, okul öncesini temel alarak öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak ve onu bir sonraki kademeye ve hayata hazırlamak üzerine program geliştiriyoruz. Okul öncesi kademesinde, kazanımları öğrencinin oyun oynayarak ve etkinlik yaparak öğrenebileceği şekilde kurguluyoruz.
Albert Einstein’ın dediği gibi “Oyunlar en neşeli araştırma biçimidir.”. Oyun yoluyla öğrenme ise öğrenciyi motive eden ve öğrencinin sürece aktif olarak katılmasına yarayan bir yöntemdir. Eğitimde oyunun kullanılmasıyla öğrenci yetişkinden bağımsız hareket edebilme yeteneğini geliştirerek farkındalığını artırır. Bedeninin işlevlerini keşfeder. Kavram Eğitim Kurumları olarak eğitim programlarımızda oyun, yaş seviyesine ve konuya göre farklı anlarda kullanılır. Öğretmen sınıfın profiline göre değişiklikler yapabilir. Özellikle küçük yaş gruplarının eğitiminde süreyle ilgili keskin sınırlar belirlememekte fayda vardır. Öğrencilerin öğrenme stilleri farklı olacağı için oyun oynamaya devam etme süreleri de farklılar barındıracaktır.
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yabancı dil öğretimi küçük yaşlarda başlarsa çocuğun sadece yabancı dil öğrenmesine değil genel anlamda gelişimine ve dünyayı bir bütün olarak ele almasına olumlu katkılar sunacaktır. Buradaki önemli nokta yabancı dil eğitiminin veriliş şeklidir. Kavram Eğitim Kurumları bünyesinde yabancı dil öğretiminde benimsediğimiz ilk adım, çocuklara temel düzeyde bir dil eğitimi vermek yerine onlara başka dillerin olabileceği bilincini uyandırarak, faklı dil etkinlikleri kullanarak, yabancı bir dilin varlığından söz etmektir.
Öğrencilerin anlama becerilerini geliştirmek için yabancı dil eğitiminde dinlemeye, algılamaya, keşfetmeye ve çocukları üretmeye yönlendirecek çalışmalar yaptırılmalı, bunların yanında ritim ve vurgulama çalışmalarına da değinilmelidir. Çocuklara yabancı dil öğretimi yapılırken yaşlarına uygun materyaller seçilmeli, oyunlarla, şarkılarla ve değişik eğitici etkinliklerle yabancı dil kazandırılmalıdır. Böylece çocuk yabancı dille tabiî bir ortamda karşı karşıya gelir, duyarak, görerek ve bizzat yaşayarak öğrenir. Öğretmen, hareket, jest, mimik; uygun ipucu verme, resim ve şekillerle gösterme, şarkı söyleme, şiir okuma, karşılıklı konuşma gibi yolları kullanarak oyun içinde yabancı dilin ilk temellerini atar.
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Türkiye’de okulØ öncesi öğretmenlerinin aldığı eğitimler kurumların bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?
Sürekli ilerleyen bilim ve gelişen teknolojiye ayak uydurmak, eğitim seviyesini yükseltmek ve eğitim kurumlarında kaliteli bir eğitim öğretim sağlama konusunda öğretmenlerin yeterlilikleri büyük önem taşımaktadır. Örgün eğitim sürecinin ilk basamağında olan çocuklar, öğretmenlerinin davranışlarını taklit etmektedir. Bu dönemde özellikle günün büyük bir kısmını okulda geçiren çocuk için okul öncesi eğitimi öğretmeni önemli bir model olacaktır. Bu rol model, çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun, zengin uyarıcı çevre imkânları sağlayan, onların bedensel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, kendilerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilkokula hazırlayan bir öğretmen olmalıdır.
Bir anaokulu öğretmeninin ruh sağlığı konusunda iyi bir analiz gücü olmalıdır. Çocuklar yaşları itibariyle özellikle oyun oynarken duygularını hemen belli edebilirler. Bu noktada öğretmenin ilgisini daima çocukların üzerinde tutması gerekmektedir. Bir öğretmenin çocuğu dinlemesi onun üzerinde çok olumlu bir etki yaratır. Bu durum çocuğun kendisini değerli hissetmesini ve uyumlu olmasını sağlar. Öğretmenin çocukları yönlendirici ve doğru olanı anlatacağı çözüm odaklı bir yaklaşım içerisinde olması gerekir. Öğretmen ceza gibi yanlış uygulamalar yerine durum daha pozitif bir şekilde ele almalı, çocuğun ilgi ve yeteneklerini tespit edebilmek için iyi bir gözlemci olarak onların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarabilmelidir. Her şeyden önce aslında okul öncesi öğretmeni olarak çalışacak kişilerin bu mesleği tercih ederken eğitim fakültelerine giriş sürecinde sadece sınav puanları değil, öğretmenlik mesleği ve bu yaş grubu çocuklarla çalışmaya uygun olup olmadıklarını değerlendirmeleri ve çocuklara ilgi ve sevgiyle bağlı olmaları gerekmektedir.
ÇOCUĞUM İÇİN DOĞRU OKUL HANGİSİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle anne babaların doğru soruyu sormaları gerekir. Bunun için "Çocuğum için doğru okul hangisi?" sorusuyla hareket etmeleri daha doğru olacaktır. Topluluk içindeki davranışları, etkinlikleri tamamlama yöntemleri ve eğilimleri gibi konularda çocuklarını doğru gözlemleyebilmek anne babaları doğru okul seçimine götürecektir. Ebeveynler iyi tasarlanmış materyallerden oluşan, çocukların somut deneyimlerde bulunmasına imkân veren eğitim kurumlarını gözlemlemeliler. Okul öncesi eğitim kurumuna karar verilmeden önce mutlaka kurum ziyaretleri yapılmalıdır. Ayrıca okulların tanıtım günlerine katılarak kurumun fizikî yapısına, bulunduğu çevreye, materyal donanımına dair fikir sahibi olunurken aynı zamanda kurumdaki eğitimciler ve psikolojik danışmanlar ile de tanışma fırsatı yakalanır.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ENGELLER KALDIRILMALI!
Okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmeli mi? Okul öncesi eğitim alan çocuklarla almayanlar arasında nasıl farklılıklar bulunmaktadır? Türkiye’de okul öncesi eğitimin gelişimi için neler yapılmalı?
OECD'nin son PISA sınavı sonuçlarına göre, bir yıldan fazla okul öncesi eğitimi alan öğrencilerin, almayan öğrencilere göre birçok farklı alanda avantajları olduğu görülmektedir. Öncelikle, okul öncesi eğitim alan öğrenciler, matematik, okuma ve fen bilimleri alanlarında daha yüksek puanlar almaktadırlar. Ayrıca, okul öncesi eğitim alan öğrenciler, problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerileri gibi önemli becerilerde de daha başarılı olmaktadırlar. Okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, almayanlara göre daha yüksek bir özgüven ve motivasyon düzeyine sahip oldukları da gözlemlenmiştir. Bu öğrenciler, daha özgür düşünmeye, daha az kaygılanmaya ve daha iyi bir öğrenme tutumuna sahiptirler. Ayrıca, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, ilerleyen yıllarda daha yüksek bir akademik başarıya sahip olduğu da görülmüştür. Bunun yanı sıra, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, iş dünyasında ve toplumda daha başarılı olma olasılıkları da yüksektir. Bu nedenlerden dolayı, okul öncesi eğitim, öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra, yaşamları boyunca kullanabilecekleri önemli beceriler kazanmalarına da yardımcı olmaktadır. Refah bir toplumun oluşabilmesi için okul öncesi eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve yaygınlaşmanın devamı için; okul öncesi eğitimin yasal hak olarak kabul edilmesi ve zorunlu hale gelmesi çok önemlidir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Hasan Çoroğlu – Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
“Anaokulu müfredatımızı ve tüm öğrenme süreçlerini Çocuk Merkezli Tasarım anlayışı ile oluşturduk. Çünkü biz bugünün çocuklarını, modern çağın doğru temsilcisi olarak yetiştiren, öğrenmeyi onların gözünden yorumlayan bir tasarımla hareket ediyoruz.”
Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Her çocuğun kendine özgü yüksek bir potansiyeli vardır. Önemli olan çocukların doğal yatkınlıklarını, potansiyele dönüştürecek mutlu öğrenme deneyimidir. İşte bu nedenle anaokulu müfredatımızı ve tüm öğrenme süreçlerini “Çocuk Merkezli Tasarım” anlayışı ile oluşturduk. Çünkü biz bugünün çocuklarını, modern çağın doğru temsilcisi olarak yetiştiren, öğrenmeyi onların gözünden yorumlayan bir tasarımla hareket ediyoruz. Anaokullarımızda eğitim alanlarını planlarken öğrenme köşelerine değil, iletişim çemberlerine yer verdik. Çünkü her bir çocuğun öğretmeniyle ve arkadaşlarıyla kurduğu bağın, başarıda önemli bir role sahip olduğunu biliyoruz.
Çocuklar, yetişkinlere oranla daha hızlı ve daha kalıcı öğrenme kabiliyetine sahiptir. Bu bilinçle okul öncesi eğitimini İngilizce merkezli planlıyor, oyun ve diyaloğu temel alan İngilizce eğitimimiz ile iletişimin devamlılığını sağlıyor ve öğrencilerimizi daha etkin bir yabancı dil kullanımıyla buluşturuyoruz.
Okul, sınıf ve iletişim ortamları öğrencilerin keyifle dâhil olacağı bir yaşam alanı olmalıdır. Gerçek ve kalıcı öğrenmeyi sağlayan etkinlikler ve eğitim materyalleriyle zenginleştirdiğimiz temalar kapsamında, öğrencilerimize, içinde bulunmaktan mutluluk duyacakları bir anaokulu ortamı sunuyoruz. Heyecan verici etkili fen ve matematik etkinliklerini sınıflara taşıyan kaliteli ve esnek bir ders programı olan GEMS ile çocuklarımıza, matematik ve fen derslerini eğlenceli etkinliklerle sevdirerek bilimsel odağı olan bir öğrenme deneyimi yaşatıyoruz. Merak atölyeleri, oyun ve iş birliği aktiviteleri, GEMS etkinlikleri, farklılıkları geliştiren iletişim çemberleri, haftanın sergisi gibi rutinler ile öğrencilerimizin düşünme, sorgulama, planlama ve değerlendirme becerilerini geliştiriyoruz.
OYUNLAR EN NEŞELİ ARAŞTIRMA BİÇİMİDİR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun çocuklar için sadece eğlenceli vakit geçirmek değil, aynı zamanda öğrenmek, gelişmek, kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat yaratarak onu yetişkin dünyasına hazırlamaktır.
Kavram Eğitim Kurumları olarak eğitim sistemimizde, okul öncesini temel alarak öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak ve onu bir sonraki kademeye ve hayata hazırlamak üzerine program geliştiriyoruz. Okul öncesi kademesinde, kazanımları öğrencinin oyun oynayarak ve etkinlik yaparak öğrenebileceği şekilde kurguluyoruz.
Albert Einstein’ın dediği gibi “Oyunlar en neşeli araştırma biçimidir.”. Oyun yoluyla öğrenme ise öğrenciyi motive eden ve öğrencinin sürece aktif olarak katılmasına yarayan bir yöntemdir. Eğitimde oyunun kullanılmasıyla öğrenci yetişkinden bağımsız hareket edebilme yeteneğini geliştirerek farkındalığını artırır. Bedeninin işlevlerini keşfeder. Kavram Eğitim Kurumları olarak eğitim programlarımızda oyun, yaş seviyesine ve konuya göre farklı anlarda kullanılır. Öğretmen sınıfın profiline göre değişiklikler yapabilir. Özellikle küçük yaş gruplarının eğitiminde süreyle ilgili keskin sınırlar belirlememekte fayda vardır. Öğrencilerin öğrenme stilleri farklı olacağı için oyun oynamaya devam etme süreleri de farklılar barındıracaktır.
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yabancı dil öğretimi küçük yaşlarda başlarsa çocuğun sadece yabancı dil öğrenmesine değil genel anlamda gelişimine ve dünyayı bir bütün olarak ele almasına olumlu katkılar sunacaktır. Buradaki önemli nokta yabancı dil eğitiminin veriliş şeklidir. Kavram Eğitim Kurumları bünyesinde yabancı dil öğretiminde benimsediğimiz ilk adım, çocuklara temel düzeyde bir dil eğitimi vermek yerine onlara başka dillerin olabileceği bilincini uyandırarak, faklı dil etkinlikleri kullanarak, yabancı bir dilin varlığından söz etmektir.
Öğrencilerin anlama becerilerini geliştirmek için yabancı dil eğitiminde dinlemeye, algılamaya, keşfetmeye ve çocukları üretmeye yönlendirecek çalışmalar yaptırılmalı, bunların yanında ritim ve vurgulama çalışmalarına da değinilmelidir. Çocuklara yabancı dil öğretimi yapılırken yaşlarına uygun materyaller seçilmeli, oyunlarla, şarkılarla ve değişik eğitici etkinliklerle yabancı dil kazandırılmalıdır. Böylece çocuk yabancı dille tabiî bir ortamda karşı karşıya gelir, duyarak, görerek ve bizzat yaşayarak öğrenir. Öğretmen, hareket, jest, mimik; uygun ipucu verme, resim ve şekillerle gösterme, şarkı söyleme, şiir okuma, karşılıklı konuşma gibi yolları kullanarak oyun içinde yabancı dilin ilk temellerini atar.
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Türkiye’de okulØ öncesi öğretmenlerinin aldığı eğitimler kurumların bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?
Sürekli ilerleyen bilim ve gelişen teknolojiye ayak uydurmak, eğitim seviyesini yükseltmek ve eğitim kurumlarında kaliteli bir eğitim öğretim sağlama konusunda öğretmenlerin yeterlilikleri büyük önem taşımaktadır. Örgün eğitim sürecinin ilk basamağında olan çocuklar, öğretmenlerinin davranışlarını taklit etmektedir. Bu dönemde özellikle günün büyük bir kısmını okulda geçiren çocuk için okul öncesi eğitimi öğretmeni önemli bir model olacaktır. Bu rol model, çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun, zengin uyarıcı çevre imkânları sağlayan, onların bedensel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, kendilerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilkokula hazırlayan bir öğretmen olmalıdır.
Bir anaokulu öğretmeninin ruh sağlığı konusunda iyi bir analiz gücü olmalıdır. Çocuklar yaşları itibariyle özellikle oyun oynarken duygularını hemen belli edebilirler. Bu noktada öğretmenin ilgisini daima çocukların üzerinde tutması gerekmektedir. Bir öğretmenin çocuğu dinlemesi onun üzerinde çok olumlu bir etki yaratır. Bu durum çocuğun kendisini değerli hissetmesini ve uyumlu olmasını sağlar. Öğretmenin çocukları yönlendirici ve doğru olanı anlatacağı çözüm odaklı bir yaklaşım içerisinde olması gerekir. Öğretmen ceza gibi yanlış uygulamalar yerine durum daha pozitif bir şekilde ele almalı, çocuğun ilgi ve yeteneklerini tespit edebilmek için iyi bir gözlemci olarak onların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarabilmelidir. Her şeyden önce aslında okul öncesi öğretmeni olarak çalışacak kişilerin bu mesleği tercih ederken eğitim fakültelerine giriş sürecinde sadece sınav puanları değil, öğretmenlik mesleği ve bu yaş grubu çocuklarla çalışmaya uygun olup olmadıklarını değerlendirmeleri ve çocuklara ilgi ve sevgiyle bağlı olmaları gerekmektedir.
ÇOCUĞUM İÇİN DOĞRU OKUL HANGİSİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle anne babaların doğru soruyu sormaları gerekir. Bunun için "Çocuğum için doğru okul hangisi?" sorusuyla hareket etmeleri daha doğru olacaktır. Topluluk içindeki davranışları, etkinlikleri tamamlama yöntemleri ve eğilimleri gibi konularda çocuklarını doğru gözlemleyebilmek anne babaları doğru okul seçimine götürecektir. Ebeveynler iyi tasarlanmış materyallerden oluşan, çocukların somut deneyimlerde bulunmasına imkân veren eğitim kurumlarını gözlemlemeliler. Okul öncesi eğitim kurumuna karar verilmeden önce mutlaka kurum ziyaretleri yapılmalıdır. Ayrıca okulların tanıtım günlerine katılarak kurumun fizikî yapısına, bulunduğu çevreye, materyal donanımına dair fikir sahibi olunurken aynı zamanda kurumdaki eğitimciler ve psikolojik danışmanlar ile de tanışma fırsatı yakalanır.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ENGELLER KALDIRILMALI!
Okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmeli mi? Okul öncesi eğitim alan çocuklarla almayanlar arasında nasıl farklılıklar bulunmaktadır? Türkiye’de okul öncesi eğitimin gelişimi için neler yapılmalı?
OECD'nin son PISA sınavı sonuçlarına göre, bir yıldan fazla okul öncesi eğitimi alan öğrencilerin, almayan öğrencilere göre birçok farklı alanda avantajları olduğu görülmektedir. Öncelikle, okul öncesi eğitim alan öğrenciler, matematik, okuma ve fen bilimleri alanlarında daha yüksek puanlar almaktadırlar. Ayrıca, okul öncesi eğitim alan öğrenciler, problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerileri gibi önemli becerilerde de daha başarılı olmaktadırlar. Okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, almayanlara göre daha yüksek bir özgüven ve motivasyon düzeyine sahip oldukları da gözlemlenmiştir. Bu öğrenciler, daha özgür düşünmeye, daha az kaygılanmaya ve daha iyi bir öğrenme tutumuna sahiptirler. Ayrıca, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, ilerleyen yıllarda daha yüksek bir akademik başarıya sahip olduğu da görülmüştür. Bunun yanı sıra, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, iş dünyasında ve toplumda daha başarılı olma olasılıkları da yüksektir. Bu nedenlerden dolayı, okul öncesi eğitim, öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra, yaşamları boyunca kullanabilecekleri önemli beceriler kazanmalarına da yardımcı olmaktadır. Refah bir toplumun oluşabilmesi için okul öncesi eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve yaygınlaşmanın devamı için; okul öncesi eğitimin yasal hak olarak kabul edilmesi ve zorunlu hale gelmesi çok önemlidir.
Son Güncelleme: Pazartesi, 01 May 2023 12:01
Gösterim: 816
Rukiye Şahin - Tarhan Kolejleri Okullar Koordinatörü
“Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle ‘güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet’ kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz.”
Özel okullarda okul öncesinde kullanılacak eğitim modelleri nasıl kurgulanmalıdır?
Okul öncesi dönem çocuğun hayatında ilk kez ailesinin dışında bir ortamda eğitim göreceği kritik bir dönemdir. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Yaşamının ilk altı yılında bilişsel ve fiziksel anlamda çok hızlı bir gelişim kaydeden çocuğun, ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin çocuğun gelişimine sağladığı katkıyla, ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir. Bu tespit ailenin ve eğitimcilerin en önemli sorumluluğu, ilhamı, motivasyonu ve çıkış noktası olmalıdır.
Okul öncesi dönem için eğitim modeli olarak tek bir yaklaşımdan bahsedilmesi ya da tek bir yaklaşımın benimsenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun yerine eklektik ve bütünsel bir anlayışla, çağın gereklilikleri, öğrencilerin ilgileri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çocukların bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişim alanlarının doğru içerikler ile beslendiği, ham bilginin ya da bilginin yaratıcılıkla beceriye dönüştüğü ve bununla birlikte çocukların kendi öz benlikleri için, doğa için, içinde bulundukları topluluklar için ve dünya için değer üreteceği yerde buluştukları eğitim modelleri uygulanmalıdır.
Günümüzde geliştirilen eğitim modellerine baktığımızda her bir modelin güçlü veya geliştirilmesi gereken yönleri bulunmaktadır. Ancak burada zamansız ve değişmeyecek tek bir tanım vardır ki; hangi müfredat, içerik veya teknik ile kurugulanırsa kurgulansın, okul öncesi eğitim modeli öncelikli olarak çocukların doğal eğilimleri, ilgi ve ihtiyaçları üzerine yapılandıran; oyun temelli bir yaklaşımla öğrenmeyi eğlenceli bir deneyime dönüştüren, öğrencinin öğrenme sürecine aktif katılımını teşvik eden ve çocukların doğal merakını besleyen bir model olmalıdır.
Tarhan Kolejinde okul öncesi eğitim modeli nasıldır?
Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle “güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet” kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz. Tarhan Koleji okul öncesi eğitiminde, öğrenilen bilgi; kavramların, tutumların ve becerilerin geliştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Bu nedenle bilgi tek başına dayanak değil, yeni keşiflerin, yeni yolculukların ve yeni deneyimlerin sadece basamağıdır.
Bu noktada okul öncesi eğitimde öğrencilerimize; anadil, yabancı dil, bilim ve sanat dili becerilerini en üst noktada geliştiren, öğrenciyi merkez alan, keşfederek öğrenme öncelikli, akran öğrenmesini destekleyen, sorgulamayı, araştırmayı ve yaşam boyu öğrenmeyi odağına alan ve onların ilkokula geçişlerinde gerekli alt yapıyı sağlayan bir eğitim öğretim programı sunarız.
Öğrencilerimizin gelişimsel özelliklerini dikkate alarak planladığımız, kendi ilgi ve yeteneklerini keşfettikleri, soru sordukları, öz-güven, öz-kontrol, öz-bakım ve öz-denetim becerilerini geliştirdikleri, deneyimlerini derinleştirdikleri ve dünyayı anlamlandırdıkları noktada onları her açıdan kavrayan ve destekleyen eğitim modelimizde dikkate aldığımız bir diğer unsur “rahatlık” kavramıdır. Bu anlamda öğrencilerimizin fiziksel olduğu kadar duygusal noktadaki rahatlıkları ve konforlarını sağlamak, okul ortamının onlarda oluşturacağı olumlu ve güzel duygular bu yaş grubunda etkili öğrenmenin en önemli koşullarından biridir.
ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI ve DENEDİKLERİNİ ÖĞRENİRLER
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun gerçek hayatın bir provasıdır. Çocuklar gördüklerini duyduklarını değil, yaşadıklarını ve denediklerini öğrenirler. Oyun ile insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma, psikomotor gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, zihin ve dil gelişimi desteklenir.
Oyun temelli öğrenme yaklaşımı ile öğrencilerin eğitim etkinliklerine aktif katılmalarını ve keyif alarak öğrenmelerini amaçlarız. Bu yaklaşımda oyun amaç değil öğrenmenin bir aracı olmaktadır. Bu yaklaşımla, oyun içinde eğitim değil “eğitim içinde oyun” üzerinde dururuz ve süreçlerimizi buna göre planlarız.
Diğer bir noktada oyunlar; çocukların davranış telafileri ve olumlu tutum geliştirmeleri için etkili bir araçtır. Örneğin, çocuklar bir oyunu hata yapmamak için oynamaya gayret ederler. Bu da çocukların dikkatlerini uzun süreli olarak toplamalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra oyunlar, öğrencilerin edindiği soyut bilgileri somut bir şekilde anlamaları ve zihinsel kodlama yapmalarına destek olmaktadır.
Oyun temelli öğrenme okul öncesi yaş gruplarında en verim aldığımız ve en etkili yöntemlerden biridir. Çünkü çocuk, oyun içerisinde bütün duyularını aktif bir şekilde kullanır; bu sayede merak ve eğlenceden beslenen iç motivasyonla gerçekleşen bu “gerçek” öğrenme sürecinde çocuklarımızın edindiği bilgiler anlamlı ve kalıcı olur.
Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, ailenin değer yargıları, anne babanın çocuktan ve okuldan beklentileri okul seçimi yaparken öncelenen en önemli faktörlerdir. Okul öncesinde okul seçimi yaparken öncelikle kurumun güven veren bir kurum olması ve bu noktada doğru referanslara sahip olması önemlidir. Okul görüşmelerine başlarken birincil kriter kurumların sadece web sitesi ya da broşürlerini incelemekten ziyade, okuldan randevu alarak ve okula giderek yüz yüze görüşmeler yapmaktır. Görüşmede, okulun eğitim ve öğretime yaklaşımı, çocuğa yaklaşımı, sınıf öğretmenliği sistemi, her sınıftaki öğrenci sayısı, akademik hedefleri, ailelerden beklentileri, kullanılan öğretim yöntemleri, okulun yemek, sağlık, servis, güvenlik hizmetlerinin niteliği gibi konular karşılıklı değerlendirilebilir. Okulun rehberlik servisinin olup olmadığı, varsa çalışma sisteminin nasıl olduğu, aile ve çocukla ne şekilde iletişim kurulacağıyla ilgili bilgi edinilebilir.
Okul öncesi dönem öncelikli olmak üzere tüm eğitim hayatı boyunca iyi bir öğretmenin ya da öğretmenlerin rol model olacağı öğrenci; öğretmeni ile olumlu ilişkiler geliştirdiği, öğretmenine karşı sevgi ve güven duyduğu, gelişim alanlarını beslediği bir okul deneyiminde bunun hayatı boyunca pozitif etkisini görecek, ilham aldığı ve sevdiği bir öğretmeni ile çıktığı kişisel yolculuğunda kendini hep özel hissedecektir. Dolayısıyla okulun öğretmenleri hakkında bilgi ve referans almak aileler için en önemli kriterlerden biridir.
Okul öncesi eğitiminde teknoloji farkındalığı nasıl oluşturulur?
Öncelikle aileler, teknolojik araçları, dijital veya çevrimiçi içerikleri çocukların hareketliliğini önlemek, sessiz durmalarını sağlamak veya bir şekilde çocuğa meşguliyet oluşturmak amacı ile kullanmamalı, çocuklar üzerinde teknoloji kullanımına dair bu tip bir algı oluşturmamalıdır.
Diğer yandan aileler teknolojik denetim noktasında bilinçli tercihler ve takipler yapmalı, çocukları tamamı ile teknolojik içeriklerden uzak tutmak yerine doğru ve güvenli kullanımı teşvik etmelidir.
‘YABANCI’ DEĞİL ‘YENİ’ BİR DİL
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Yabancı Dil Eğitim sürecinde Tarhan Koleji olarak birincil amacımız, tüm öğrencilerimizin hedef dili ya da dilleri etkin biçimde kullanmalarını, çeşitli ortamlarda yaş grubu standart kazanımları dikkate alınarak yazılı veya sözlü bir şekilde kendilerini akıcı ve doğru biçimde ifade etmelerini sağlayacak, okuma ve dinleme alanındaki bilgi ve edinimlerini beceriye dönüştürecek bir yabancı dil edinim programı uygulamaktır. “Dil eğitiminin birincil amacı iletişim kurabilmektir” ilkesini benimseyen bir anlayışla, öğrencilerimizin kendilerini hedef dilde rahat ve özgüvenli bir şekilde ifade edebilmelerini sağlayacak bir yaklaşım sergilemek öncelikli hedeflerimizdendir.
Tarhan Koleji öğrencileri için okul öncesi çağında tanıştıkları yabancı dil “yabancı” değil “yeni” bir dildir. Öğrencilerimiz yeni bir yolculuğa çıkma heyecanı ile dili keşfeder, merak eder, süreçten keyif alır ve dili bir amaç olarak değil kendilerini özgürce ifade edebilmenin bir aracı olarak kullanırlar.
Okul öncesi kurgumuzda, yarım gün İngilizce programımız ve okul öncesinden başlayan ikinci yabancı dil derslerimiz ile öğrencilerimiz İngilizce dili dışında Almanca ya da İspanyolca dilini öğrenmeye başlar, bu diller aracılığı ile kültürel farkındalıklarını geliştirerek bir dünya vatandaşı olma yolunda ilk adımlarını atarlar.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Rukiye Şahin - Tarhan Kolejleri Okullar Koordinatörü
“Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle ‘güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet’ kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz.”
Özel okullarda okul öncesinde kullanılacak eğitim modelleri nasıl kurgulanmalıdır?
Okul öncesi dönem çocuğun hayatında ilk kez ailesinin dışında bir ortamda eğitim göreceği kritik bir dönemdir. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Yaşamının ilk altı yılında bilişsel ve fiziksel anlamda çok hızlı bir gelişim kaydeden çocuğun, ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin çocuğun gelişimine sağladığı katkıyla, ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir. Bu tespit ailenin ve eğitimcilerin en önemli sorumluluğu, ilhamı, motivasyonu ve çıkış noktası olmalıdır.
Okul öncesi dönem için eğitim modeli olarak tek bir yaklaşımdan bahsedilmesi ya da tek bir yaklaşımın benimsenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun yerine eklektik ve bütünsel bir anlayışla, çağın gereklilikleri, öğrencilerin ilgileri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çocukların bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişim alanlarının doğru içerikler ile beslendiği, ham bilginin ya da bilginin yaratıcılıkla beceriye dönüştüğü ve bununla birlikte çocukların kendi öz benlikleri için, doğa için, içinde bulundukları topluluklar için ve dünya için değer üreteceği yerde buluştukları eğitim modelleri uygulanmalıdır.
Günümüzde geliştirilen eğitim modellerine baktığımızda her bir modelin güçlü veya geliştirilmesi gereken yönleri bulunmaktadır. Ancak burada zamansız ve değişmeyecek tek bir tanım vardır ki; hangi müfredat, içerik veya teknik ile kurugulanırsa kurgulansın, okul öncesi eğitim modeli öncelikli olarak çocukların doğal eğilimleri, ilgi ve ihtiyaçları üzerine yapılandıran; oyun temelli bir yaklaşımla öğrenmeyi eğlenceli bir deneyime dönüştüren, öğrencinin öğrenme sürecine aktif katılımını teşvik eden ve çocukların doğal merakını besleyen bir model olmalıdır.
Tarhan Kolejinde okul öncesi eğitim modeli nasıldır?
Tarhan Koleji olarak okul öncesi eğitim ve öğretim programımızı; yanımıza öncelikle “güven, sevgi, saygı, sağlık ve aidiyet” kavramlarını alarak oluşturur, çocuklarımızı onların gelişimsel, bilişsel, sosyal, motor, duygusal ve dilsel beceri alanlarını geliştiren, oyunla ve keşif yolu ile öğrendikleri, bilgiyi dönüştürerek kendileri, toplulukları ve dünya için değer üretecekleri yaklaşım ve içerikler ile buluştururuz. Tarhan Koleji okul öncesi eğitiminde, öğrenilen bilgi; kavramların, tutumların ve becerilerin geliştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Bu nedenle bilgi tek başına dayanak değil, yeni keşiflerin, yeni yolculukların ve yeni deneyimlerin sadece basamağıdır.
Bu noktada okul öncesi eğitimde öğrencilerimize; anadil, yabancı dil, bilim ve sanat dili becerilerini en üst noktada geliştiren, öğrenciyi merkez alan, keşfederek öğrenme öncelikli, akran öğrenmesini destekleyen, sorgulamayı, araştırmayı ve yaşam boyu öğrenmeyi odağına alan ve onların ilkokula geçişlerinde gerekli alt yapıyı sağlayan bir eğitim öğretim programı sunarız.
Öğrencilerimizin gelişimsel özelliklerini dikkate alarak planladığımız, kendi ilgi ve yeteneklerini keşfettikleri, soru sordukları, öz-güven, öz-kontrol, öz-bakım ve öz-denetim becerilerini geliştirdikleri, deneyimlerini derinleştirdikleri ve dünyayı anlamlandırdıkları noktada onları her açıdan kavrayan ve destekleyen eğitim modelimizde dikkate aldığımız bir diğer unsur “rahatlık” kavramıdır. Bu anlamda öğrencilerimizin fiziksel olduğu kadar duygusal noktadaki rahatlıkları ve konforlarını sağlamak, okul ortamının onlarda oluşturacağı olumlu ve güzel duygular bu yaş grubunda etkili öğrenmenin en önemli koşullarından biridir.
ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI ve DENEDİKLERİNİ ÖĞRENİRLER
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun gerçek hayatın bir provasıdır. Çocuklar gördüklerini duyduklarını değil, yaşadıklarını ve denediklerini öğrenirler. Oyun ile insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma, psikomotor gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, zihin ve dil gelişimi desteklenir.
Oyun temelli öğrenme yaklaşımı ile öğrencilerin eğitim etkinliklerine aktif katılmalarını ve keyif alarak öğrenmelerini amaçlarız. Bu yaklaşımda oyun amaç değil öğrenmenin bir aracı olmaktadır. Bu yaklaşımla, oyun içinde eğitim değil “eğitim içinde oyun” üzerinde dururuz ve süreçlerimizi buna göre planlarız.
Diğer bir noktada oyunlar; çocukların davranış telafileri ve olumlu tutum geliştirmeleri için etkili bir araçtır. Örneğin, çocuklar bir oyunu hata yapmamak için oynamaya gayret ederler. Bu da çocukların dikkatlerini uzun süreli olarak toplamalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra oyunlar, öğrencilerin edindiği soyut bilgileri somut bir şekilde anlamaları ve zihinsel kodlama yapmalarına destek olmaktadır.
Oyun temelli öğrenme okul öncesi yaş gruplarında en verim aldığımız ve en etkili yöntemlerden biridir. Çünkü çocuk, oyun içerisinde bütün duyularını aktif bir şekilde kullanır; bu sayede merak ve eğlenceden beslenen iç motivasyonla gerçekleşen bu “gerçek” öğrenme sürecinde çocuklarımızın edindiği bilgiler anlamlı ve kalıcı olur.
Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, ailenin değer yargıları, anne babanın çocuktan ve okuldan beklentileri okul seçimi yaparken öncelenen en önemli faktörlerdir. Okul öncesinde okul seçimi yaparken öncelikle kurumun güven veren bir kurum olması ve bu noktada doğru referanslara sahip olması önemlidir. Okul görüşmelerine başlarken birincil kriter kurumların sadece web sitesi ya da broşürlerini incelemekten ziyade, okuldan randevu alarak ve okula giderek yüz yüze görüşmeler yapmaktır. Görüşmede, okulun eğitim ve öğretime yaklaşımı, çocuğa yaklaşımı, sınıf öğretmenliği sistemi, her sınıftaki öğrenci sayısı, akademik hedefleri, ailelerden beklentileri, kullanılan öğretim yöntemleri, okulun yemek, sağlık, servis, güvenlik hizmetlerinin niteliği gibi konular karşılıklı değerlendirilebilir. Okulun rehberlik servisinin olup olmadığı, varsa çalışma sisteminin nasıl olduğu, aile ve çocukla ne şekilde iletişim kurulacağıyla ilgili bilgi edinilebilir.
Okul öncesi dönem öncelikli olmak üzere tüm eğitim hayatı boyunca iyi bir öğretmenin ya da öğretmenlerin rol model olacağı öğrenci; öğretmeni ile olumlu ilişkiler geliştirdiği, öğretmenine karşı sevgi ve güven duyduğu, gelişim alanlarını beslediği bir okul deneyiminde bunun hayatı boyunca pozitif etkisini görecek, ilham aldığı ve sevdiği bir öğretmeni ile çıktığı kişisel yolculuğunda kendini hep özel hissedecektir. Dolayısıyla okulun öğretmenleri hakkında bilgi ve referans almak aileler için en önemli kriterlerden biridir.
Okul öncesi eğitiminde teknoloji farkındalığı nasıl oluşturulur?
Öncelikle aileler, teknolojik araçları, dijital veya çevrimiçi içerikleri çocukların hareketliliğini önlemek, sessiz durmalarını sağlamak veya bir şekilde çocuğa meşguliyet oluşturmak amacı ile kullanmamalı, çocuklar üzerinde teknoloji kullanımına dair bu tip bir algı oluşturmamalıdır.
Diğer yandan aileler teknolojik denetim noktasında bilinçli tercihler ve takipler yapmalı, çocukları tamamı ile teknolojik içeriklerden uzak tutmak yerine doğru ve güvenli kullanımı teşvik etmelidir.
‘YABANCI’ DEĞİL ‘YENİ’ BİR DİL
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Yabancı Dil Eğitim sürecinde Tarhan Koleji olarak birincil amacımız, tüm öğrencilerimizin hedef dili ya da dilleri etkin biçimde kullanmalarını, çeşitli ortamlarda yaş grubu standart kazanımları dikkate alınarak yazılı veya sözlü bir şekilde kendilerini akıcı ve doğru biçimde ifade etmelerini sağlayacak, okuma ve dinleme alanındaki bilgi ve edinimlerini beceriye dönüştürecek bir yabancı dil edinim programı uygulamaktır. “Dil eğitiminin birincil amacı iletişim kurabilmektir” ilkesini benimseyen bir anlayışla, öğrencilerimizin kendilerini hedef dilde rahat ve özgüvenli bir şekilde ifade edebilmelerini sağlayacak bir yaklaşım sergilemek öncelikli hedeflerimizdendir.
Tarhan Koleji öğrencileri için okul öncesi çağında tanıştıkları yabancı dil “yabancı” değil “yeni” bir dildir. Öğrencilerimiz yeni bir yolculuğa çıkma heyecanı ile dili keşfeder, merak eder, süreçten keyif alır ve dili bir amaç olarak değil kendilerini özgürce ifade edebilmenin bir aracı olarak kullanırlar.
Okul öncesi kurgumuzda, yarım gün İngilizce programımız ve okul öncesinden başlayan ikinci yabancı dil derslerimiz ile öğrencilerimiz İngilizce dili dışında Almanca ya da İspanyolca dilini öğrenmeye başlar, bu diller aracılığı ile kültürel farkındalıklarını geliştirerek bir dünya vatandaşı olma yolunda ilk adımlarını atarlar.
Son Güncelleme: Pazartesi, 01 May 2023 11:34
Gösterim: 580
“Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.”
Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Okul öncesi dönem; çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği süreçtir. Bu nedenle çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanır. Sevinç Eğitim Kurumlarında bu özel dönemde öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar kazanabilmesi için onlara ihtiyaç duydukları, özel bir eğitim programı uygulanır. Bu programla öğrencilerin zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümeleri, tüm gelişimsel alanlarda eşdeğer oranda gelişimlerinin en üst düzeye ulaştırılması, öz bakım becerilerinin kazandırılması ve ilköğretime hazır hâle gelmeleri amaçlanır. Bu amaçla öğrencilerimize hem oyun hem de akademik içerikli birçok etkinlik ortamı sunulur. Öğrencilerimiz, yaş seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun olarak tasarlanmış sınıflarda; ilgili eğitim programı ve materyaller eşliğinde öğrenirler. Satranç, drama, beden eğitimi, resim, müzik, kodlama gibi uygulamalı dersler, branş öğretmenleri tarafından verilir. 3 yaştan itibaren İngilizce, 5 yaştan itibaren de İngilizceye ek olarak Almanca, alanında yetkin öğretmenler tarafından verilir.
Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Eğitim programımız aşağıdaki noktalar göz önünde bulundurularak yapılandırılmıştır:
Çocuk merkezlidir: Çocukların öğrenme tarzlarına, ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına ve gelişim seviyelerine uygun olarak hazırlanmıştır.
Oyun temellidir: Oyun; çocukların öğrenmeyi sevme, deney yapma, keşfetme ve yaratıcılık geliştirme yoludur. Oyun okul öncesi dönemde çocukların öğrenme sürecini destekleyen bir araç olarak kullanılmıştır.
Bireysel gelişimi destekler: Her çocuğun bireysel gelişimi desteklenir ve onların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunulur.
İşbirlikçi öğrenmeyi kullanır: Okul öncesi eğitim, işbirlikçi öğrenme yöntemlerine önem verir. Çocuklar birbirleriyle işbirliği yaparak öğrenirler ve sosyal becerilerini geliştirirler.
Esnektir: Çocukların öğrenme hızı ve tarzı birbirinden farklı olduğundan eğitim modeli ve programı, öğretmenler ile çocukların ihtiyaçlarına göre esneklik gösterir.
Dengelidir: Sosyal, duygusal, zihinsel ve bedensel gelişimlerin tümü eşit derecede desteklenir.
Sarmaldır: Okul öncesi eğitim, sarmal bir yaklaşım kullanılarak önceki öğrenmelerin yeniden anımsatılması ve öğrenmenin ilerlemesi için gerekli olan temel kavramların pekiştirilmesini sağlar.
Etkileşimlidir: Çocukların öğrenme sürecine aktif katılımını sağlar ve onların düşünme becerilerini geliştirir.
Yaratıcılık odaklıdır: Okul öncesi eğitimde yaratıcılık geliştirme ön plandadır. Sanatsal ve yaratıcı aktiviteler, çocukların hayal gücünü geliştirir ve kendilerini ifade etmelerini sağlar.
ÖĞRENME YOLCULUĞU OKUL ÖNCESİ EĞİTİMLE BAŞLAR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Çocuk için oyun, hayatın en önemli provalarından biridir. Anaokulundan liseye kadar öğrenciler, deneyimler yoluyla öğrenir. Oyun temelli öğrenme ile kalıcı ve doğal bir öğrenme gerçekleşir. Öğrenmenin kalıcılığını artırmak için oyunun eğitim sürecinde etkin olması gerekir. Çocuklar oyun ile yeni bilgiler edinir, sahip olduğu bilgileri kullanır ve bunları yeniden düzenleyerek yapılandırır. Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve eski bilgiler ile ilişkilendirilerek sentezlenmesi sürecinde oyun, beyindeki ilgili birimlerin aktif hâle gelmesinde önemli bir güdüleyicidir. Öğrenilen bir konuya yönelik oyunlar oynatılması, çocukların eğlenerek öğrenmelerine fırsat sağlar ve öğrendiklerini daha kolay pekiştirmelerine zemin hazırlar. Öğrencinin öğrenme yolculuğu, okul öncesi eğitimle başlamaktadır. Öğrenciler, bir gruba dâhil olma, sosyal etkileşim, işbirliği, kendini değerli hissetme, başarma, güçlenme, yardımlaşma, üretme gibi kazanımları edinir. Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dil öğrenimi çocuklarda doğal olarak gerçekleşir ve dil eğitimi okulda en erken yaşta başlamalıdır. Dil öğrenimi, gerçek hayatla bağlantılı doğal etkileşim yoluyla gerçekleşmelidir. Anaokulu öğrencileri, eğitimlerinde bu düzeyde yabancı dillerin yanı sıra anadillerinde de yeni sözcükleri aktif olarak edinirler. Hikâyeler, şarkılar, dijital kaynaklar kalıcı öğrenmeye ulaşmada özellikle etkilidir. Dil öğreniminin temeli olan gramer ve kelime bilgisi okul programlarının her ne kadar olmazsa olmazı niteliğini taşısa da Sevinç’te öğrencilerin dili somutlaştırarak aktif kullanımının ötesine geçilir. Performans etkinlikleri, yaratıcı drama ve portfolyo sunumları, yabancı dilde konuşmayı desteklemek ve teşvik etmek için gerçekleştirilen temel etkinliklerdir.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı?
İyi bir okul öncesi öğretmeninin en temel niteliklerinden birisi okul öncesi ve alt alanlarına olan hâkimiyetidir. Okul öncesinde öğretmenlik yapmak isteyen kişilerin sahip olması gereken diğer nitelikler arasında çocuklara karşı sevgi dolu ve sabırlı; kişilik yönünden de yaratıcı, iletişim becerileri yüksek ve empatik olmasıdır.
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte öğrenme ihtiyaçları ve öğretme yaklaşımları da hızla değişim göstermektedir. Okul öncesi eğitim alanında görev yapacak öğretmenlerin eğitimlerinin daha da güçlendirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca, okul öncesi eğitim alanında çalışan öğretmenlerin düzenli olarak yenilikleri takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri de önemlidir. Sevinç Eğitim Kurumları olarak bu bağlamda Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde hizmet içi eğitimlerimiz yıl boyu sürmekte ve öğretmenlerimizin formasyonlarının güncel kalması sağlanmaktadır.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Okul öncesi eğitimde aile oldukça büyük bir rol oynamaktadır. Çünkü çocuğun ilk eğitim yeri ailedir. Çocuk, gelişimi için eğitim alırken aslında aileler de çocuk ile büyür. Çocukların verdikleri yeni tepkileri, öğrendikleri yeni bilgileri ya da geliştirdikleri yeni becerileri test edebilecekleri en müsait ortam evleridir. Evde aile ile yeni kazanılan duygu ve bilgileri test eden çocuk, paylaşıma açık bir hâle gelir. Aile, okuldaki eğitimi evde de devam ettirerek çocuğun fiziksel ve kişisel gelişimine fayda sağlamalıdır. Birlikte iken farklı oyunlar oynayabilir, aileye özel oyunlar üretilebilir. Aile olarak oynanacak oyunun kuralları çocukla birlikte sorgulanabilir, en sevilen oyunlar listesi aile ile birlikte oluşturulabilir. Bunun yanı sıra çocuğun oynayacağı oyunların, oyuncakların, hikâyelerin ve etkinliklerin doğru bir şekilde seçilmesi gerekir. Kaliteli bir eğitim verildiği takdirde çocuk o eğitimin ödülünü; kritik dönemlerini sağlıklı bir şekilde atlatarak ve eğitim kariyerini geliştirerek verecektir.
Sevinç Eğitim Kurumlarının okul öncesi ile ilgili projeleri nelerdir?
Okul öncesi eğitimin gelişimi; bu eğitimin yaygınlaştırılması, nitelikli içeriklerle kalitenin arttırılması ve erişilebilirliğin sağlanması ile mümkündür. Bu bağlamda biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak oluşturduğumuz özgün okul öncesi programını, “Sevinç Anaokulu” markası ile İstanbul’un tüm ilçelerinden başlamak üzere Türkiye genelinde eğitim yatırımcıları ile işbirliği içerisinde yaygınlaştırmak istiyoruz.
EBEVEYNLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumları seçerken şunlara dikkat etmelidirler:
Eğitim Programı: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim programını incelemeli ve programın çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini desteklediğinden emin olmalıdır.
Öğretmenler: Okul öncesi öğretmenlerin niteliği, deneyimi, eğitimi ve tutumu oldukça önemlidir. Ebeveynler, okul öncesi öğretmenlerin bu özelliklerine dikkat etmelidir.
Oyun ve Aktiviteler: Çocuklar için oyun ve aktivitelerin önemi büyüktür. Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara yaratıcı, ilginç ve eğlenceli etkinlikler sunup sunmadığını incelemelidir.
Güvenlik: Okul öncesi eğitim kurumunun çocukların güvenliği konusunda yeterli önlemler aldığından emin olunmalıdır. Okul binası, bahçe, oyun alanları, yemekhane gibi alanların güvenliği sağlanmalıdır.
Fiziksel Ortam: Okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara uygun bir fiziksel ortam sunması önemlidir. Okul binası, oyun alanları, bahçe, sınıflar, oyun materyalleri vb. çocukların ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
İletişim: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun öğretmenleri ve yönetimiyle iyi iletişim kurabildiğinden emin olmalıdır. Okulun iletişim politikaları hakkında bilgi sahibi olmalı ve istedikleri zaman okul yönetimiyle iletişim kurabilmelidirler.
Referanslar: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının referanslarını incelemeli ve geçmiş senelerde eğitim almış öğrencilerin velilerinin deneyimlerine bakmalıdırlar. Bu, okulun kalitesi hakkında fikir edinmelerine yardımcı olabilir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
“Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.”
Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Okul öncesi dönem; çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği süreçtir. Bu nedenle çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanır. Sevinç Eğitim Kurumlarında bu özel dönemde öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar kazanabilmesi için onlara ihtiyaç duydukları, özel bir eğitim programı uygulanır. Bu programla öğrencilerin zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümeleri, tüm gelişimsel alanlarda eşdeğer oranda gelişimlerinin en üst düzeye ulaştırılması, öz bakım becerilerinin kazandırılması ve ilköğretime hazır hâle gelmeleri amaçlanır. Bu amaçla öğrencilerimize hem oyun hem de akademik içerikli birçok etkinlik ortamı sunulur. Öğrencilerimiz, yaş seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun olarak tasarlanmış sınıflarda; ilgili eğitim programı ve materyaller eşliğinde öğrenirler. Satranç, drama, beden eğitimi, resim, müzik, kodlama gibi uygulamalı dersler, branş öğretmenleri tarafından verilir. 3 yaştan itibaren İngilizce, 5 yaştan itibaren de İngilizceye ek olarak Almanca, alanında yetkin öğretmenler tarafından verilir.
Uyguladığınız modelin temel parametreleri nelerdir?
Eğitim programımız aşağıdaki noktalar göz önünde bulundurularak yapılandırılmıştır:
Çocuk merkezlidir: Çocukların öğrenme tarzlarına, ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına ve gelişim seviyelerine uygun olarak hazırlanmıştır.
Oyun temellidir: Oyun; çocukların öğrenmeyi sevme, deney yapma, keşfetme ve yaratıcılık geliştirme yoludur. Oyun okul öncesi dönemde çocukların öğrenme sürecini destekleyen bir araç olarak kullanılmıştır.
Bireysel gelişimi destekler: Her çocuğun bireysel gelişimi desteklenir ve onların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunulur.
İşbirlikçi öğrenmeyi kullanır: Okul öncesi eğitim, işbirlikçi öğrenme yöntemlerine önem verir. Çocuklar birbirleriyle işbirliği yaparak öğrenirler ve sosyal becerilerini geliştirirler.
Esnektir: Çocukların öğrenme hızı ve tarzı birbirinden farklı olduğundan eğitim modeli ve programı, öğretmenler ile çocukların ihtiyaçlarına göre esneklik gösterir.
Dengelidir: Sosyal, duygusal, zihinsel ve bedensel gelişimlerin tümü eşit derecede desteklenir.
Sarmaldır: Okul öncesi eğitim, sarmal bir yaklaşım kullanılarak önceki öğrenmelerin yeniden anımsatılması ve öğrenmenin ilerlemesi için gerekli olan temel kavramların pekiştirilmesini sağlar.
Etkileşimlidir: Çocukların öğrenme sürecine aktif katılımını sağlar ve onların düşünme becerilerini geliştirir.
Yaratıcılık odaklıdır: Okul öncesi eğitimde yaratıcılık geliştirme ön plandadır. Sanatsal ve yaratıcı aktiviteler, çocukların hayal gücünü geliştirir ve kendilerini ifade etmelerini sağlar.
ÖĞRENME YOLCULUĞU OKUL ÖNCESİ EĞİTİMLE BAŞLAR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Çocuk için oyun, hayatın en önemli provalarından biridir. Anaokulundan liseye kadar öğrenciler, deneyimler yoluyla öğrenir. Oyun temelli öğrenme ile kalıcı ve doğal bir öğrenme gerçekleşir. Öğrenmenin kalıcılığını artırmak için oyunun eğitim sürecinde etkin olması gerekir. Çocuklar oyun ile yeni bilgiler edinir, sahip olduğu bilgileri kullanır ve bunları yeniden düzenleyerek yapılandırır. Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve eski bilgiler ile ilişkilendirilerek sentezlenmesi sürecinde oyun, beyindeki ilgili birimlerin aktif hâle gelmesinde önemli bir güdüleyicidir. Öğrenilen bir konuya yönelik oyunlar oynatılması, çocukların eğlenerek öğrenmelerine fırsat sağlar ve öğrendiklerini daha kolay pekiştirmelerine zemin hazırlar. Öğrencinin öğrenme yolculuğu, okul öncesi eğitimle başlamaktadır. Öğrenciler, bir gruba dâhil olma, sosyal etkileşim, işbirliği, kendini değerli hissetme, başarma, güçlenme, yardımlaşma, üretme gibi kazanımları edinir. Ders tasarımlarımızda ve eğitim felsefemizin her alanında uygulanan oyunlaştırma, öğrencinin motivasyonunu artırmaya ve problem çözmeyi özendirmeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Sevinç Eğitim Kurumları olarak her platformda, öğrencilerimizin teoride öğrendikleri bilgilerin somut yaşam becerilerine dönüştürmeleri desteklenerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanır.
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dil öğrenimi çocuklarda doğal olarak gerçekleşir ve dil eğitimi okulda en erken yaşta başlamalıdır. Dil öğrenimi, gerçek hayatla bağlantılı doğal etkileşim yoluyla gerçekleşmelidir. Anaokulu öğrencileri, eğitimlerinde bu düzeyde yabancı dillerin yanı sıra anadillerinde de yeni sözcükleri aktif olarak edinirler. Hikâyeler, şarkılar, dijital kaynaklar kalıcı öğrenmeye ulaşmada özellikle etkilidir. Dil öğreniminin temeli olan gramer ve kelime bilgisi okul programlarının her ne kadar olmazsa olmazı niteliğini taşısa da Sevinç’te öğrencilerin dili somutlaştırarak aktif kullanımının ötesine geçilir. Performans etkinlikleri, yaratıcı drama ve portfolyo sunumları, yabancı dilde konuşmayı desteklemek ve teşvik etmek için gerçekleştirilen temel etkinliklerdir.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ
Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı?
İyi bir okul öncesi öğretmeninin en temel niteliklerinden birisi okul öncesi ve alt alanlarına olan hâkimiyetidir. Okul öncesinde öğretmenlik yapmak isteyen kişilerin sahip olması gereken diğer nitelikler arasında çocuklara karşı sevgi dolu ve sabırlı; kişilik yönünden de yaratıcı, iletişim becerileri yüksek ve empatik olmasıdır.
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte öğrenme ihtiyaçları ve öğretme yaklaşımları da hızla değişim göstermektedir. Okul öncesi eğitim alanında görev yapacak öğretmenlerin eğitimlerinin daha da güçlendirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca, okul öncesi eğitim alanında çalışan öğretmenlerin düzenli olarak yenilikleri takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri de önemlidir. Sevinç Eğitim Kurumları olarak bu bağlamda Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde hizmet içi eğitimlerimiz yıl boyu sürmekte ve öğretmenlerimizin formasyonlarının güncel kalması sağlanmaktadır.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Okul öncesi eğitimde aile oldukça büyük bir rol oynamaktadır. Çünkü çocuğun ilk eğitim yeri ailedir. Çocuk, gelişimi için eğitim alırken aslında aileler de çocuk ile büyür. Çocukların verdikleri yeni tepkileri, öğrendikleri yeni bilgileri ya da geliştirdikleri yeni becerileri test edebilecekleri en müsait ortam evleridir. Evde aile ile yeni kazanılan duygu ve bilgileri test eden çocuk, paylaşıma açık bir hâle gelir. Aile, okuldaki eğitimi evde de devam ettirerek çocuğun fiziksel ve kişisel gelişimine fayda sağlamalıdır. Birlikte iken farklı oyunlar oynayabilir, aileye özel oyunlar üretilebilir. Aile olarak oynanacak oyunun kuralları çocukla birlikte sorgulanabilir, en sevilen oyunlar listesi aile ile birlikte oluşturulabilir. Bunun yanı sıra çocuğun oynayacağı oyunların, oyuncakların, hikâyelerin ve etkinliklerin doğru bir şekilde seçilmesi gerekir. Kaliteli bir eğitim verildiği takdirde çocuk o eğitimin ödülünü; kritik dönemlerini sağlıklı bir şekilde atlatarak ve eğitim kariyerini geliştirerek verecektir.
Sevinç Eğitim Kurumlarının okul öncesi ile ilgili projeleri nelerdir?
Okul öncesi eğitimin gelişimi; bu eğitimin yaygınlaştırılması, nitelikli içeriklerle kalitenin arttırılması ve erişilebilirliğin sağlanması ile mümkündür. Bu bağlamda biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak oluşturduğumuz özgün okul öncesi programını, “Sevinç Anaokulu” markası ile İstanbul’un tüm ilçelerinden başlamak üzere Türkiye genelinde eğitim yatırımcıları ile işbirliği içerisinde yaygınlaştırmak istiyoruz.
EBEVEYNLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumları seçerken şunlara dikkat etmelidirler:
Eğitim Programı: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim programını incelemeli ve programın çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini desteklediğinden emin olmalıdır.
Öğretmenler: Okul öncesi öğretmenlerin niteliği, deneyimi, eğitimi ve tutumu oldukça önemlidir. Ebeveynler, okul öncesi öğretmenlerin bu özelliklerine dikkat etmelidir.
Oyun ve Aktiviteler: Çocuklar için oyun ve aktivitelerin önemi büyüktür. Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara yaratıcı, ilginç ve eğlenceli etkinlikler sunup sunmadığını incelemelidir.
Güvenlik: Okul öncesi eğitim kurumunun çocukların güvenliği konusunda yeterli önlemler aldığından emin olunmalıdır. Okul binası, bahçe, oyun alanları, yemekhane gibi alanların güvenliği sağlanmalıdır.
Fiziksel Ortam: Okul öncesi eğitim kurumunun çocuklara uygun bir fiziksel ortam sunması önemlidir. Okul binası, oyun alanları, bahçe, sınıflar, oyun materyalleri vb. çocukların ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
İletişim: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumunun öğretmenleri ve yönetimiyle iyi iletişim kurabildiğinden emin olmalıdır. Okulun iletişim politikaları hakkında bilgi sahibi olmalı ve istedikleri zaman okul yönetimiyle iletişim kurabilmelidirler.
Referanslar: Ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarının referanslarını incelemeli ve geçmiş senelerde eğitim almış öğrencilerin velilerinin deneyimlerine bakmalıdırlar. Bu, okulun kalitesi hakkında fikir edinmelerine yardımcı olabilir.
Son Güncelleme: Pazartesi, 01 May 2023 11:53
Gösterim: 927
Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından harekete geçen Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV), deprem bölgesindeki çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için 100’e yakın öğretmenin katılımıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. YETEV Okulları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonuyla deprem bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin geleceğine umut oluyor.
Depremin ilk gününden bu yana, deprem bölgesine ulaştırdıkları nakdi ve ayni yardımların yanı sıra, YETEV çatısı altında faaliyetlerini sürdürün Palet, Yenidoğu ve İrfan Okullarında depremzede 44 öğrenciye tam burslu eğitim imkânı sağlayan YETEV, şimdi de Kahramanmaraş bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin eğitimine destek oluyor. ‘YETEV Eğitim Gönüllüleri’ projesi kapsamında, “Eğitimle İyileşiyoruz” sloganıyla kurulan çadırda, PDR, drama, sanat ve beden eğitimi alanındaki gönüllü öğretmenler; öğrencilere hem psikolojik destek sağlıyor hem de eğitim, etkinlik ve oyun faaliyetleri yürütüyor.
LGS’ye hazırlanan öğrencilere özel destek
Deprem bölgesinde yapılan eğitim faaliyetleri hakkında bilgi veren YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, Eğitim Çadırı’nda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar eğitim verdiklerini belirtti. Oktay, “YETEV’e bağlı eğitim kurumlarımızda çalışan 100’e yakın öğretmenimizle birlikte, Kahramanmaraş bölgesindeki öğrencilerin eğitim alanında geride kalmamaları için Eğitim Çadırı’nı kurduk. Bu çadırda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar çeşitli branşlarda eğitim vermeye ve onlara destek olmaya çalışıyoruz. Öğrencilerin psikolojisi ve eğitimi bizim için her şeyden önemli; psikososyal destek anlamında rehber öğretmenlerimizle birlikte hareket ediyor, 5., 6., 7. sınıflara ve özellikle LGS’ye hazırlanacak 8. sınıföğrencilerimize yönelik olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda çalışıyoruz.” diye konuştu.
Hem hibrit hem yüz yüze eğitimdesteği
Hem hibrit hem de yüz yüze derslerle eğitim faaliyetleri sürdüklerini söyleyen Oktay, “Çocuklarımızın hem akademik yönden ilerleyişini hem de psikolojik olarak iyi oluşlarını sağlamak amacıyla gönüllü öğretmenlerimiz büyük bir özveriyle çalışıyor. Hem hibrit hem de yüz yüze eğitimle deprem bölgesinde belki de bir ilki başarıyoruz” dedi.
YETEV Yetkilileri; eğitim, etkinlikler, oyunlar, film gösterimleri ile Kahramanmaraş’ta faaliyetlerine devam eden Eğitim Çadırı’nın belirli periyotlarla depremden etkilenen diğer illerde de faaliyetlerine başlayacağını ifade ettiler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından harekete geçen Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV), deprem bölgesindeki çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için 100’e yakın öğretmenin katılımıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. YETEV Okulları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonuyla deprem bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin geleceğine umut oluyor.
Depremin ilk gününden bu yana, deprem bölgesine ulaştırdıkları nakdi ve ayni yardımların yanı sıra, YETEV çatısı altında faaliyetlerini sürdürün Palet, Yenidoğu ve İrfan Okullarında depremzede 44 öğrenciye tam burslu eğitim imkânı sağlayan YETEV, şimdi de Kahramanmaraş bölgesinde açtığı Eğitim Çadırı ile öğrencilerin eğitimine destek oluyor. ‘YETEV Eğitim Gönüllüleri’ projesi kapsamında, “Eğitimle İyileşiyoruz” sloganıyla kurulan çadırda, PDR, drama, sanat ve beden eğitimi alanındaki gönüllü öğretmenler; öğrencilere hem psikolojik destek sağlıyor hem de eğitim, etkinlik ve oyun faaliyetleri yürütüyor.
LGS’ye hazırlanan öğrencilere özel destek
Deprem bölgesinde yapılan eğitim faaliyetleri hakkında bilgi veren YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, Eğitim Çadırı’nda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar eğitim verdiklerini belirtti. Oktay, “YETEV’e bağlı eğitim kurumlarımızda çalışan 100’e yakın öğretmenimizle birlikte, Kahramanmaraş bölgesindeki öğrencilerin eğitim alanında geride kalmamaları için Eğitim Çadırı’nı kurduk. Bu çadırda anaokulundan ortaokul düzeyine kadar çeşitli branşlarda eğitim vermeye ve onlara destek olmaya çalışıyoruz. Öğrencilerin psikolojisi ve eğitimi bizim için her şeyden önemli; psikososyal destek anlamında rehber öğretmenlerimizle birlikte hareket ediyor, 5., 6., 7. sınıflara ve özellikle LGS’ye hazırlanacak 8. sınıföğrencilerimize yönelik olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda çalışıyoruz.” diye konuştu.
Hem hibrit hem yüz yüze eğitimdesteği
Hem hibrit hem de yüz yüze derslerle eğitim faaliyetleri sürdüklerini söyleyen Oktay, “Çocuklarımızın hem akademik yönden ilerleyişini hem de psikolojik olarak iyi oluşlarını sağlamak amacıyla gönüllü öğretmenlerimiz büyük bir özveriyle çalışıyor. Hem hibrit hem de yüz yüze eğitimle deprem bölgesinde belki de bir ilki başarıyoruz” dedi.
YETEV Yetkilileri; eğitim, etkinlikler, oyunlar, film gösterimleri ile Kahramanmaraş’ta faaliyetlerine devam eden Eğitim Çadırı’nın belirli periyotlarla depremden etkilenen diğer illerde de faaliyetlerine başlayacağını ifade ettiler.
Son Güncelleme: Salı, 28 Mart 2023 16:37
Gösterim: 669