Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Eğitim Reformu Girişimi, Çelikel Eğitim Vakfı işbirliğiyle, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde okuyan genç kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin kadınların mesleki kimlik ve becerilerine olan etkisini araştırdı.

meslekEğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Çelikel Eğitim Vakfı’nın (ÇEV), Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin finansal desteğiyle, iki mesleki ve teknik Anadolu lisesinde gerçekleştirdiği, Meslek Liselerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Ümraniye ve Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Örneği başlıklı araştırmanın raporu yayımlandı.

Mesleki ve teknik Anadolu liselerinde eğitimine devam eden genç kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri inceleyebilmek amacıyla yürütülen nitel çalışmada, Ümraniye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi 24 genç kadın, 14 genç erkek ve 9 öğretmen ile odak grup görüşmeleri yapıldı. Özellikle toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliğin kadınların mesleki kimlik ve becerilerine olan etkisinin ele alındığı raporda, bu durumun mesleki eğitimin kalitesi ile ilişkisi de değerlendiriliyor.

Toplantıda açış konuşması yapan ERG Direktör Vekili Işık Tüzün araştırmayla ilgili olarak şunları söyledi; “Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefliyorsak, sadece okullulaşma oranlarıyla tatmin olamayız. Beklentimiz, eğitimin kadınların bireysel olarak güçlenmelerine ve kadının toplumsal konumunun iyileşmesine katkıda bulunması olmalıdır. Oysa Türkiye’de eğitimde cinsiyetçi tutumlara ve içeriklere yaygın biçimde rastlıyoruz. Mesleki ve teknik eğitim de geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin dönüştürülmek bir yana, pekiştirildiği alanlar arasında. Araştırmanın bulguları da toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın, meslek liselerinin önemli bir sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Eşitlikçi ve içermeci bir eğitim sistemi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitimin tüm kademelerinde içselleştirilmesi gerekiyor.”
Çelikel Eğitim Vakfı Kurumsal İletişim Yöneticisi Gökçe Babayiğit de yaptığı konuşmada; “Eğitimin niteliğinin iyileştirilmesine yönelik politikaların izlenmesi ve geliştirilmesinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine odaklanan kapsamlı çalışmalar sınırlı sayıda. Bu nedenle, bu çalışmanın önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Yapılan görüşmelerde işaret edilen konuların izlenebilmesi ve çözümü için eşitlik ekseninde kurgulanacak bir eğitim sisteminin gelişimine katkıda bulunabilmeyi hedefliyoruz.’’ dedi.

Araştırma raporunun bulgularını sunan ERG Araştırma Asistanı Ayşegül Taşıtman, okullarda sunulan program türleri ile geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Taşıtman, “Okul ve sınıf ortamında erkeklerin yoğun olması, bazı genç kadınların

motivasyonunu düşürebiliyor ve okula giderken mutsuz hissetmelerine neden olabiliyor. Motivasyon düşüklüğü, kimi zaman akademik başarıyla da paralel giderek, genç kadınların mesleki becerilerini geliştirmelerinin önünde engel oluşturabiliyor. Özellikle genç kadınların erkeklere kıyasla uygulama ve staj aşamalarına daha az dahil oldukları yapılan görüşmelerde bir çok kez ifade edildi. Genç kadınların paylaştıkları deneyimler göz önünde bulundurularak, okul ortamının, sınıf içi uygulamaların, okul ortamının toplumsal cinsiyet eşitliği dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Araştırmanın başlıca bulguları

• Mesleki ve teknik eğitimin niteliği açısından, öğretim programları ve sınıf içi uygulamaların toplumsal cinsiyet bakış açısıyla gözden geçirilmesi gerekmektedir.
• Okul ortamlarında genç kadınların okuldaki varlığı dikkate alınarak, kullanılan alanlar toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
• Genç kadınlar, genç erkeklere kıyasla, okul kültürü ve mesleki eğitim konusunda yeterli yönlendirme ve bilgilendirme olmadan meslek liselerine yerleşmektedirler.
• Eğitim aldıkları alanda staj yapan ya da çalışan genç kadınların, çalışma alanlarının "kadın rolleri", "kadın meslekleri" ile sınırlandığı ya da genç kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığı düşünülerek kadınların gelişimini engelleyen yaklaşımların söz konusu olduğu görülmektedir.
• Okullarda giderek azalan rehberlik saatlerinin önemi ve işlevi artırılarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate alan uygulamalarla, özellikle genç kadınların mesleki gelişimi ve istihdamı için rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir. Bu hizmeti veren öğretmenlerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazanmış olmaları gerekir.
• Okullar ve işletmeler arasında yeterince ilişki kurulamamaktadır. Mevcut işbirliklerinin de toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yeniden gözden geçirilmesinde yarar olacaktır.
• Okulda edinilen beceriler ile iş piyasasında talep edilen beceriler arasında uyumsuzluk söz konusudur.
• Öğretmenlerin ve idarecilerin mesleki gelişim etkinlikleri, okul ve sınıf içinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.

> Mesleki eğitim cinsiyet eşitsizliğini pekiştiriyor

Eğitim Reformu Girişimi, Çelikel Eğitim Vakfı işbirliğiyle, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde okuyan genç kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin kadınların mesleki kimlik ve becerilerine olan etkisini araştırdı.

meslekEğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Çelikel Eğitim Vakfı’nın (ÇEV), Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin finansal desteğiyle, iki mesleki ve teknik Anadolu lisesinde gerçekleştirdiği, Meslek Liselerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Ümraniye ve Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Örneği başlıklı araştırmanın raporu yayımlandı.

Mesleki ve teknik Anadolu liselerinde eğitimine devam eden genç kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri inceleyebilmek amacıyla yürütülen nitel çalışmada, Ümraniye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi 24 genç kadın, 14 genç erkek ve 9 öğretmen ile odak grup görüşmeleri yapıldı. Özellikle toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliğin kadınların mesleki kimlik ve becerilerine olan etkisinin ele alındığı raporda, bu durumun mesleki eğitimin kalitesi ile ilişkisi de değerlendiriliyor.

Toplantıda açış konuşması yapan ERG Direktör Vekili Işık Tüzün araştırmayla ilgili olarak şunları söyledi; “Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefliyorsak, sadece okullulaşma oranlarıyla tatmin olamayız. Beklentimiz, eğitimin kadınların bireysel olarak güçlenmelerine ve kadının toplumsal konumunun iyileşmesine katkıda bulunması olmalıdır. Oysa Türkiye’de eğitimde cinsiyetçi tutumlara ve içeriklere yaygın biçimde rastlıyoruz. Mesleki ve teknik eğitim de geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin dönüştürülmek bir yana, pekiştirildiği alanlar arasında. Araştırmanın bulguları da toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın, meslek liselerinin önemli bir sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Eşitlikçi ve içermeci bir eğitim sistemi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitimin tüm kademelerinde içselleştirilmesi gerekiyor.”
Çelikel Eğitim Vakfı Kurumsal İletişim Yöneticisi Gökçe Babayiğit de yaptığı konuşmada; “Eğitimin niteliğinin iyileştirilmesine yönelik politikaların izlenmesi ve geliştirilmesinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine odaklanan kapsamlı çalışmalar sınırlı sayıda. Bu nedenle, bu çalışmanın önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Yapılan görüşmelerde işaret edilen konuların izlenebilmesi ve çözümü için eşitlik ekseninde kurgulanacak bir eğitim sisteminin gelişimine katkıda bulunabilmeyi hedefliyoruz.’’ dedi.

Araştırma raporunun bulgularını sunan ERG Araştırma Asistanı Ayşegül Taşıtman, okullarda sunulan program türleri ile geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Taşıtman, “Okul ve sınıf ortamında erkeklerin yoğun olması, bazı genç kadınların

motivasyonunu düşürebiliyor ve okula giderken mutsuz hissetmelerine neden olabiliyor. Motivasyon düşüklüğü, kimi zaman akademik başarıyla da paralel giderek, genç kadınların mesleki becerilerini geliştirmelerinin önünde engel oluşturabiliyor. Özellikle genç kadınların erkeklere kıyasla uygulama ve staj aşamalarına daha az dahil oldukları yapılan görüşmelerde bir çok kez ifade edildi. Genç kadınların paylaştıkları deneyimler göz önünde bulundurularak, okul ortamının, sınıf içi uygulamaların, okul ortamının toplumsal cinsiyet eşitliği dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Araştırmanın başlıca bulguları

• Mesleki ve teknik eğitimin niteliği açısından, öğretim programları ve sınıf içi uygulamaların toplumsal cinsiyet bakış açısıyla gözden geçirilmesi gerekmektedir.
• Okul ortamlarında genç kadınların okuldaki varlığı dikkate alınarak, kullanılan alanlar toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
• Genç kadınlar, genç erkeklere kıyasla, okul kültürü ve mesleki eğitim konusunda yeterli yönlendirme ve bilgilendirme olmadan meslek liselerine yerleşmektedirler.
• Eğitim aldıkları alanda staj yapan ya da çalışan genç kadınların, çalışma alanlarının "kadın rolleri", "kadın meslekleri" ile sınırlandığı ya da genç kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığı düşünülerek kadınların gelişimini engelleyen yaklaşımların söz konusu olduğu görülmektedir.
• Okullarda giderek azalan rehberlik saatlerinin önemi ve işlevi artırılarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate alan uygulamalarla, özellikle genç kadınların mesleki gelişimi ve istihdamı için rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir. Bu hizmeti veren öğretmenlerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazanmış olmaları gerekir.
• Okullar ve işletmeler arasında yeterince ilişki kurulamamaktadır. Mevcut işbirliklerinin de toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yeniden gözden geçirilmesinde yarar olacaktır.
• Okulda edinilen beceriler ile iş piyasasında talep edilen beceriler arasında uyumsuzluk söz konusudur.
• Öğretmenlerin ve idarecilerin mesleki gelişim etkinlikleri, okul ve sınıf içinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.

Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Nisan 2015 15:34

Gösterim: 1637

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nde değişiklik yapılacağını belirterek, "Okullarda verilen destek kurslarında görev alan öğretmenlerimize, her ay için 0,5 hizmet puanı vereceğiz. Böylece bir öğretmen, 8 ay bu takviye kurslarında görev alırsa 4 puan almış olacak" dedi.

Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı, Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. Yeni düzenlemeyle rotasyondan eş durumu atamalarına, öğretmenlere ek hizmet puanı teşvikinden aday öğretmenliğe getirilen performans sürecine kadar, birçok yenilik getiriliyor

Yönetmelikte yapılacak değişiklikleri AA muhabirine aktaran Aydoğdu, taslağın, ilgililer ve  paydaşların görüşleri dikkate alarak hazırladığını vurguladı.

Yürürlükteki yönetmelikte, öğretmenliğe ilk atamada tercih sayısının 25 olduğunu hatırlatan Aydoğdu, yeni düzenlemeyle tercih sayısının 40'a çıkarıldığını bildirdi.

Fen ve sosyal bilimleri liselerine öğretmen alımında, daha önce sınav yapıldığını dile getiren Aydoğdu, bu uygulamanın da değiştirildiğini söyledi. Aydoğdu, "Artık, fen ve sosyal bilimleri liselerine öğretmen atamalarında hizmet puanı üstünlüğünü esas alacağız. Bazı bölgelerde, şartlardan dolayı bu okulların öğretmen ihtiyacını karşılamakta zorlanıyorduk. Artık puana göre, herkes müracaat edebilecek. Spor liselerinin beden eğitimi öğretmenlerine ve güzel sanatlar liselerinin müzik ve görsel sanatlar öğretmenlerine de değerlendirme formu üzerinden uygulama sınavı yapacağız" diye konuştu.

Aydoğdu, spor liselerinin beden eğitimi öğretmenleri ve güzel sanatlar liselerinin müzik ve görsel sanatlar öğretmenlerinin uygulama sınavıyla atanacağı için kendi kapsamında olan okullar arasında rotasyona tabi tutulacağını kaydetti.

Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere ilişkin de önemli değişiklik yapılacağını söyleyen Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zorunlu hizmetini tamamladıktan sonra, öğretmen orada kalırsa, onlara da ek hizmet puanı vereceğiz. Burada öğretmenin, birinci yıl için yüzde 25, ikinci yıl için yüzde 50, üçüncü yıl için ise yüzde 100 hizmet puanı artırılacak. Bu özellikle puanı yüksek olan okullarda, görev yapan öğretmenlerimize avantaj sağlayacak. Öğretmen, bir yerde 20 puan alıyor diyelim, 3 yıl zorunlu hizmetini tamamladıktan sonra 60 puan alacak. Bundan sonra dördünce yıl 25, beşinci yıl için 30, altıncı yıl için ise 40 puan alacak. Böylece altı yılda 155 puanı olacak.  30 puanı olan bir yerde çalışırsa bu 200 puanı bile aşabilecek. Bu puan da meslekte yaklaşık 17 yıllık bir öğretmenin puanına eşdeğer. Böylece öğretmenlerimizi bu şekilde taltif ve teşvik edeceğiz. Bir öğretmen, fen veya sosyal bilimler lisesine atanmak isterse de bu bir avantaj olacak. Ayrıca, okullarda verilen destek kurslarında görev alan öğretmenlerimize de her ay için 0,5 hizmet puanı vereceğiz. Böylece bir öğretmen 8 ay bu takviye kurslarında görev alırsa 4 puan alacak."

-Rotasyon kademeli olacak

Şehit ve gazi yakını öğretmenleri, engelli öğretmenleri ve özel eğitim okullarındaki öğretmenleri rotasyondan muaf tutacaklarını da açıklayan Aydoğdu, 30 Eylül itibarıyla aynı okulda 8 yıl görev yapan öğretmenlerin rotasyona tabi tutulacağını kaydetti.

Rotasyonu, 2014-2015 eğitim öğretim yılında kademeli olarak uygulamaya başlayacaklarını ifade eden Aydoğdu,  2014-2015'te 12 yıl,  2015-2016'da 11 yıl,  2016-2017'de 10 yıl,  2017-2018'de 9 yıl, daha sonraki yıl ise 8 yıl görev yapanların rotasyona tabi tutulacağını belirtti.

Rotasyonun büyükşehir statüsündeki illerde, valiliklerce belirlenecek ilçe grupları arasında, diğer illerde ise il genelinde yapılacağını söyleyen Aydoğdu, sınıf öğretmenlerinin 8 yıllık görev süresini doldursa bile, aynı sınıf ve şubelerine devam etmeleri şartıyla, öğrencilerini 4. sınıftan mezun edene kadar o okulda kalacağını bildirdi.

Bu konuda suistimallerin olmaması için de önlem aldıklarını anlatan Aydoğdu,  rotasyonda ilçe gruplarının belirlendiğini ancak öğretmenin istemesi halinde bu grupların dışındaki ilçeleri de atanabileceğini ifade etti.

-Eşi ve çocuğu ölen öğretmene tayin kolaylığı

Eşi ve çocuğu ölen öğretmenlerin, ölüm tarihinden; eşi emekli olanların ise eşinin emekliye ayrılış tarihinden itibaren bir yıl içerisinde, eşinin ikamet ettiği yere tayin isteyebileceğini dile getiren Aydoğdu, ikisi de öğretmen olanların eş durumuna bağlı yer değişikliklerinde, ilde norm kadronun bulunmadığı hallerde, eşleri üçüncü bir il ve ilçede buluşturulacağını söyledi.

Afet bölgesi ilan edilen yerlerde, görevli öğretmenlere de bakanlığın uygun görmesi halinde yer değiştirme imkanı getirdiklerini anlatan Aydoğdu, bu öğretmenlere öncelik vereceklerini ancak bunlardan zorunlu hizmetini yapmayanların, zorunlu çalışma yükümlüğü bulunan illere tayinlerini istemelerini sağlayacaklarını ifade etti.

Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda, dershanelerde görev yapan öğretmenlerin MEB'de istihdamına ilişkin de geçici bir madde düzenlendiğini anımsatan Aydoğdu, bu öğretmenlerin başvurularını 1 Temmuz-1 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapacağını hatırlattı.

Dershanelerde 6 yıl çalışmış olan öğretmenlerin MEB'in açacağı münhal yerler için tercihte bulunacağını söyleyen Aydoğdu, bu kişilerin mülakatta aldıkları puana ve tercihlerine göre okullara atamalarının yapılacağını bildirdi.

-Aday öğretmenlikte performans süreci başlıyor

MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz da öğretmen adaylığına ilişkin yönetmeliğin, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı'na dercedildiğini söyledi. 

Yürürlükteki yönetmeliğe göre, aday öğretmenlere stajyerliklerinde temel ve hazırlayıcı eğitimin verildiğini ve yazılı sınavda başarılı olanların uygulamalı eğitime alındığını anımsatan Yılmaz, stajyerlikte başarılı olmayan öğretmenlerin memurlukla ilişiğinin kesildiğini hatırlattı. 

Devlet Memurları Kanunu'na göre, stajyerlik düzenlenmesinin kasım ayında kaldırıldığını anlatan Yılmaz, yeni düzenlemede, atanan aday öğretmenlerin, performans değerlendirmesine tabi tutulacağını ve bu değerlendirme sonucu stajyerliğinin kaldırılacağını belirtti.

Yılmaz, adayın birinci döneminde, okul müdürü ve danışma öğretmeni tarafından rehberlik açısından değerlendirileceğini dile getirerek, bu değerlendirmenin yüzde 10 oranında etkili olacağını aktardı.  

Aday öğretmenin ikinci döneminde ise iki kez değerlendirileceğini anlatan Yılmaz, bu dönemde gerçekleştirilecek değerlendirmenin yine okul müdürü ve danışman öğretmen tarafından yapılacağını, üçüncü kez yapılacak değerlendirmeye ise bu kişilerle birlikte maarif müfettişinin de dahil olacağını söyledi. 

Yılmaz, ikinci değerlendirmenin yüzde 30, üçüncü değerlendirmenin ise yüzde 60 ağırlığı olacağını kaydederek, "Bu değerlendirme sonucu aldığı puan 50 ise bu aday performans değerlendirmesini geçmiş olacak ve yazılı ve/veya sözlü sınava girecek. Yazılı sınav zorunlu olacak. Sözlü sınavın yapılıp yapılmayacağına MEB'te oluşturulacak merkezi sınav komisyonu karar verecek, takvimi belirleyecek. Yazılı sınavı Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğü ile Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü işbirliğinde yapılacak" diye konuştu.

Sözlü sınav yapılacaksa, bunun için illerde komisyonları kurulacağını belirten Yılmaz, sadece yazılı sınav olursa burada 60 puan ve üstü alan, yazılı ve sözlü sınav yapılırsa ikisinin ortalaması 60 puan ve üstü alanların başarılı olacağını, başarılı olamayanların öğretmenlerin ilişiğinin kesileceğini söyledi. Bu öğretmenlerin 657'ye göre, 3 sene sonra yeniden başvuru yapabileceğini anlatan Yılmaz, performans değerlendirmesi ve sözlü sınava ilişkin illerde itiraz komisyonun kurulacağını, yazılı sınavlara itirazların ise merkeze yapılacağını söyledi. 

Ali Yılmaz, geçen yıl Eylül ayında yapılan 40 bin  atamayla göreve başlayan öğretmenlerin değerlendirmelerin haziran sonuna kadar 2 defa yapılacağını, bunun  birincisinin yüzde 30, ikincisinin ise yüzde 70 oranında etkili olacağını dile getirdi.

Aday öğretmenlerin performanslarının eklerde yer alan formlarla değerlendirileceğini anlatan Yılmaz, bu değerlendirme formlarının her değerlendirme sürecinde danışman öğretmen ve okul müdürü tarafından doldurulacağını son dönemde ise maarif müfettişinin de bunu değerlendireceğini belirtti.

Bu kişilerin değerlendirmesi sonucunda aday performansına karar verileceğini anlatan Yılmaz, formda öğretmenin sahip olması gereken genel niteliklerine ilişkin 50 sorunun yer alacağını bildirdi.

> Öğretmenlere ek hizmet puanı müjdesi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nde değişiklik yapılacağını belirterek, "Okullarda verilen destek kurslarında görev alan öğretmenlerimize, her ay için 0,5 hizmet puanı vereceğiz. Böylece bir öğretmen, 8 ay bu takviye kurslarında görev alırsa 4 puan almış olacak" dedi.

Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı, Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. Yeni düzenlemeyle rotasyondan eş durumu atamalarına, öğretmenlere ek hizmet puanı teşvikinden aday öğretmenliğe getirilen performans sürecine kadar, birçok yenilik getiriliyor

Yönetmelikte yapılacak değişiklikleri AA muhabirine aktaran Aydoğdu, taslağın, ilgililer ve  paydaşların görüşleri dikkate alarak hazırladığını vurguladı.

Yürürlükteki yönetmelikte, öğretmenliğe ilk atamada tercih sayısının 25 olduğunu hatırlatan Aydoğdu, yeni düzenlemeyle tercih sayısının 40'a çıkarıldığını bildirdi.

Fen ve sosyal bilimleri liselerine öğretmen alımında, daha önce sınav yapıldığını dile getiren Aydoğdu, bu uygulamanın da değiştirildiğini söyledi. Aydoğdu, "Artık, fen ve sosyal bilimleri liselerine öğretmen atamalarında hizmet puanı üstünlüğünü esas alacağız. Bazı bölgelerde, şartlardan dolayı bu okulların öğretmen ihtiyacını karşılamakta zorlanıyorduk. Artık puana göre, herkes müracaat edebilecek. Spor liselerinin beden eğitimi öğretmenlerine ve güzel sanatlar liselerinin müzik ve görsel sanatlar öğretmenlerine de değerlendirme formu üzerinden uygulama sınavı yapacağız" diye konuştu.

Aydoğdu, spor liselerinin beden eğitimi öğretmenleri ve güzel sanatlar liselerinin müzik ve görsel sanatlar öğretmenlerinin uygulama sınavıyla atanacağı için kendi kapsamında olan okullar arasında rotasyona tabi tutulacağını kaydetti.

Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere ilişkin de önemli değişiklik yapılacağını söyleyen Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zorunlu hizmetini tamamladıktan sonra, öğretmen orada kalırsa, onlara da ek hizmet puanı vereceğiz. Burada öğretmenin, birinci yıl için yüzde 25, ikinci yıl için yüzde 50, üçüncü yıl için ise yüzde 100 hizmet puanı artırılacak. Bu özellikle puanı yüksek olan okullarda, görev yapan öğretmenlerimize avantaj sağlayacak. Öğretmen, bir yerde 20 puan alıyor diyelim, 3 yıl zorunlu hizmetini tamamladıktan sonra 60 puan alacak. Bundan sonra dördünce yıl 25, beşinci yıl için 30, altıncı yıl için ise 40 puan alacak. Böylece altı yılda 155 puanı olacak.  30 puanı olan bir yerde çalışırsa bu 200 puanı bile aşabilecek. Bu puan da meslekte yaklaşık 17 yıllık bir öğretmenin puanına eşdeğer. Böylece öğretmenlerimizi bu şekilde taltif ve teşvik edeceğiz. Bir öğretmen, fen veya sosyal bilimler lisesine atanmak isterse de bu bir avantaj olacak. Ayrıca, okullarda verilen destek kurslarında görev alan öğretmenlerimize de her ay için 0,5 hizmet puanı vereceğiz. Böylece bir öğretmen 8 ay bu takviye kurslarında görev alırsa 4 puan alacak."

-Rotasyon kademeli olacak

Şehit ve gazi yakını öğretmenleri, engelli öğretmenleri ve özel eğitim okullarındaki öğretmenleri rotasyondan muaf tutacaklarını da açıklayan Aydoğdu, 30 Eylül itibarıyla aynı okulda 8 yıl görev yapan öğretmenlerin rotasyona tabi tutulacağını kaydetti.

Rotasyonu, 2014-2015 eğitim öğretim yılında kademeli olarak uygulamaya başlayacaklarını ifade eden Aydoğdu,  2014-2015'te 12 yıl,  2015-2016'da 11 yıl,  2016-2017'de 10 yıl,  2017-2018'de 9 yıl, daha sonraki yıl ise 8 yıl görev yapanların rotasyona tabi tutulacağını belirtti.

Rotasyonun büyükşehir statüsündeki illerde, valiliklerce belirlenecek ilçe grupları arasında, diğer illerde ise il genelinde yapılacağını söyleyen Aydoğdu, sınıf öğretmenlerinin 8 yıllık görev süresini doldursa bile, aynı sınıf ve şubelerine devam etmeleri şartıyla, öğrencilerini 4. sınıftan mezun edene kadar o okulda kalacağını bildirdi.

Bu konuda suistimallerin olmaması için de önlem aldıklarını anlatan Aydoğdu,  rotasyonda ilçe gruplarının belirlendiğini ancak öğretmenin istemesi halinde bu grupların dışındaki ilçeleri de atanabileceğini ifade etti.

-Eşi ve çocuğu ölen öğretmene tayin kolaylığı

Eşi ve çocuğu ölen öğretmenlerin, ölüm tarihinden; eşi emekli olanların ise eşinin emekliye ayrılış tarihinden itibaren bir yıl içerisinde, eşinin ikamet ettiği yere tayin isteyebileceğini dile getiren Aydoğdu, ikisi de öğretmen olanların eş durumuna bağlı yer değişikliklerinde, ilde norm kadronun bulunmadığı hallerde, eşleri üçüncü bir il ve ilçede buluşturulacağını söyledi.

Afet bölgesi ilan edilen yerlerde, görevli öğretmenlere de bakanlığın uygun görmesi halinde yer değiştirme imkanı getirdiklerini anlatan Aydoğdu, bu öğretmenlere öncelik vereceklerini ancak bunlardan zorunlu hizmetini yapmayanların, zorunlu çalışma yükümlüğü bulunan illere tayinlerini istemelerini sağlayacaklarını ifade etti.

Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda, dershanelerde görev yapan öğretmenlerin MEB'de istihdamına ilişkin de geçici bir madde düzenlendiğini anımsatan Aydoğdu, bu öğretmenlerin başvurularını 1 Temmuz-1 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapacağını hatırlattı.

Dershanelerde 6 yıl çalışmış olan öğretmenlerin MEB'in açacağı münhal yerler için tercihte bulunacağını söyleyen Aydoğdu, bu kişilerin mülakatta aldıkları puana ve tercihlerine göre okullara atamalarının yapılacağını bildirdi.

-Aday öğretmenlikte performans süreci başlıyor

MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz da öğretmen adaylığına ilişkin yönetmeliğin, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı'na dercedildiğini söyledi. 

Yürürlükteki yönetmeliğe göre, aday öğretmenlere stajyerliklerinde temel ve hazırlayıcı eğitimin verildiğini ve yazılı sınavda başarılı olanların uygulamalı eğitime alındığını anımsatan Yılmaz, stajyerlikte başarılı olmayan öğretmenlerin memurlukla ilişiğinin kesildiğini hatırlattı. 

Devlet Memurları Kanunu'na göre, stajyerlik düzenlenmesinin kasım ayında kaldırıldığını anlatan Yılmaz, yeni düzenlemede, atanan aday öğretmenlerin, performans değerlendirmesine tabi tutulacağını ve bu değerlendirme sonucu stajyerliğinin kaldırılacağını belirtti.

Yılmaz, adayın birinci döneminde, okul müdürü ve danışma öğretmeni tarafından rehberlik açısından değerlendirileceğini dile getirerek, bu değerlendirmenin yüzde 10 oranında etkili olacağını aktardı.  

Aday öğretmenin ikinci döneminde ise iki kez değerlendirileceğini anlatan Yılmaz, bu dönemde gerçekleştirilecek değerlendirmenin yine okul müdürü ve danışman öğretmen tarafından yapılacağını, üçüncü kez yapılacak değerlendirmeye ise bu kişilerle birlikte maarif müfettişinin de dahil olacağını söyledi. 

Yılmaz, ikinci değerlendirmenin yüzde 30, üçüncü değerlendirmenin ise yüzde 60 ağırlığı olacağını kaydederek, "Bu değerlendirme sonucu aldığı puan 50 ise bu aday performans değerlendirmesini geçmiş olacak ve yazılı ve/veya sözlü sınava girecek. Yazılı sınav zorunlu olacak. Sözlü sınavın yapılıp yapılmayacağına MEB'te oluşturulacak merkezi sınav komisyonu karar verecek, takvimi belirleyecek. Yazılı sınavı Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğü ile Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü işbirliğinde yapılacak" diye konuştu.

Sözlü sınav yapılacaksa, bunun için illerde komisyonları kurulacağını belirten Yılmaz, sadece yazılı sınav olursa burada 60 puan ve üstü alan, yazılı ve sözlü sınav yapılırsa ikisinin ortalaması 60 puan ve üstü alanların başarılı olacağını, başarılı olamayanların öğretmenlerin ilişiğinin kesileceğini söyledi. Bu öğretmenlerin 657'ye göre, 3 sene sonra yeniden başvuru yapabileceğini anlatan Yılmaz, performans değerlendirmesi ve sözlü sınava ilişkin illerde itiraz komisyonun kurulacağını, yazılı sınavlara itirazların ise merkeze yapılacağını söyledi. 

Ali Yılmaz, geçen yıl Eylül ayında yapılan 40 bin  atamayla göreve başlayan öğretmenlerin değerlendirmelerin haziran sonuna kadar 2 defa yapılacağını, bunun  birincisinin yüzde 30, ikincisinin ise yüzde 70 oranında etkili olacağını dile getirdi.

Aday öğretmenlerin performanslarının eklerde yer alan formlarla değerlendirileceğini anlatan Yılmaz, bu değerlendirme formlarının her değerlendirme sürecinde danışman öğretmen ve okul müdürü tarafından doldurulacağını son dönemde ise maarif müfettişinin de bunu değerlendireceğini belirtti.

Bu kişilerin değerlendirmesi sonucunda aday performansına karar verileceğini anlatan Yılmaz, formda öğretmenin sahip olması gereken genel niteliklerine ilişkin 50 sorunun yer alacağını bildirdi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Nisan 2015 11:42

Gösterim: 1696

Milli Eğitim Bakanlığı, özel okul olmak için başvuran iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi üzerine harekete geçerek bu liselere yeni kriterler getirdi.

Hürriyet Gazetesi’nden Gönül Koca’nın haberine göre, iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi üzerine Milli Eğitim Bakanlığı yeni kriterler getirdi. Her ilçede sadece bir temel liseye onay verilecek, laboratuvar, oyun bahçesi, spor salonu gibi fiziki imkânların da sağlanması istenecek.

ÖZEL okul olmak için başvuran iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi Milli Eğitim Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık, “hem dershane, hem okul” mantığına karşı temel lise olmak isteyen kurumlara yeni kriterler getirdi. Edinilen bilgiye göre, her ilçede sadece bir temel liseye onay verilmesi planlanıyor. Ayrıca dönüşüm yasası çıktığında kurumda bulunması zorunlu olmayan laboratuvar, oyun bahçesi, spor salonu gibi fiziki imkanların da sağlanması isteniyor. Durum 28 Şubat’ta Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Bakan Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan genelge ile ortaya çıktı. Genelgeye göre, maarif müfettişleri tarafından dershanenin onaylı yerleşim planının, şu anki yerleşim planına uygun olup olmadığı tespit edilecek. Ardından 1-15 Eylül arasında valilikler tarafından denetleme yapılarak, binanın son hali görülecek ve onaylı yerleşim planına uygun yapılıp yapılmadığı denetlenecek. Uygun olmadığı belirlenenler, valilikler tarafından re’sen kapatılacak. Ayrıca her temel lise bir özel spor merkezi ile anlaşma yaparak öğrencilerin burada spor etkinliklerini yapmasını sağlayacak. Ancak spor merkezinde vücut geliştirme aletleri olmayacak ve her spor merkezi de sadece bir okulla sözleşme yapabilecek. Bazı ilçelerde bakanlığın istediği standartlara uygun spor merkezi bulunmadığı ve temel lise olmak isteyen birkaç okul olduğu için sorunun nasıl çözüleceği bilinmiyor.

> Temel liselere yeni kriterler

Milli Eğitim Bakanlığı, özel okul olmak için başvuran iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi üzerine harekete geçerek bu liselere yeni kriterler getirdi.

Hürriyet Gazetesi’nden Gönül Koca’nın haberine göre, iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi üzerine Milli Eğitim Bakanlığı yeni kriterler getirdi. Her ilçede sadece bir temel liseye onay verilecek, laboratuvar, oyun bahçesi, spor salonu gibi fiziki imkânların da sağlanması istenecek.

ÖZEL okul olmak için başvuran iki binden fazla dershanenin büyük çoğunluğunun temel lise olmak istemesi Milli Eğitim Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık, “hem dershane, hem okul” mantığına karşı temel lise olmak isteyen kurumlara yeni kriterler getirdi. Edinilen bilgiye göre, her ilçede sadece bir temel liseye onay verilmesi planlanıyor. Ayrıca dönüşüm yasası çıktığında kurumda bulunması zorunlu olmayan laboratuvar, oyun bahçesi, spor salonu gibi fiziki imkanların da sağlanması isteniyor. Durum 28 Şubat’ta Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Bakan Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan genelge ile ortaya çıktı. Genelgeye göre, maarif müfettişleri tarafından dershanenin onaylı yerleşim planının, şu anki yerleşim planına uygun olup olmadığı tespit edilecek. Ardından 1-15 Eylül arasında valilikler tarafından denetleme yapılarak, binanın son hali görülecek ve onaylı yerleşim planına uygun yapılıp yapılmadığı denetlenecek. Uygun olmadığı belirlenenler, valilikler tarafından re’sen kapatılacak. Ayrıca her temel lise bir özel spor merkezi ile anlaşma yaparak öğrencilerin burada spor etkinliklerini yapmasını sağlayacak. Ancak spor merkezinde vücut geliştirme aletleri olmayacak ve her spor merkezi de sadece bir okulla sözleşme yapabilecek. Bazı ilçelerde bakanlığın istediği standartlara uygun spor merkezi bulunmadığı ve temel lise olmak isteyen birkaç okul olduğu için sorunun nasıl çözüleceği bilinmiyor.

Son Güncelleme: Salı, 14 Nisan 2015 10:22

Gösterim: 1887

Milli Eğitim Bakanı Avcı, TEOG ve diğer sınavlara hazırlanan öğrencilere, yeni hazırlanan "Bilgilendirme Kılavuzu"nu incelemelerini önerdi. Avcı, sınavda görevli öğretmenlere de şu uyarılarda bulundu

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ve diğer sınavlara hazırlık sürecinde öğrencilere, velilere ve öğretmenlere Bakanlık tarafından yeni hazırlanan "Bilgilendirme Kılavuzu"nu incelemelerini tavsiye etti.

MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 44 sayfalık "Aile, Öğretmen, Öğrenci Bilgilendirme Kılavuzu" da hazırlandı ve 81 il milli eğitim müdürlüğüne gönderildi.

Kılavuz bugünden itibaren http://www.meb.gov.tr adresinden yayımlandı.

Akademik hazırlık kadar psikolojik hazırlık da önemli

Kılavuzda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın veliler, öğrenciler ve öğretmenlere tavsiyeleri de yer aldı.

Sınavlarda başarıyı sağlayan birden fazla faktör bulunduğuna vurgu yapan Bakan Avcı, "Sizlerin sınavlara akademik olarak hazır olmanız kadar psikolojik olarak da kendinizi sınava hazır hissetmeniz, sınavlarda başarıyı yakalayabilmeniz için önemli bir koşuldur" ifadesine yer verdi.

Öneriler

Bakan Avcı, velilere yönelik yazısında ise okul rehberlik servislerine gelen çok sayıda öğrencinin sınavlara çalışmalarına rağmen sınav öncesinde ve esnasındaki kaygılarından dolayı başarılı bir sonuç alamadıklarını ifade ederek yardım istediklerini aktardı.

Öğrenci bilgilendirme kılavuzunda ise öğrencilere zaman yönetimi konusunda şu önerilerde bulunuldu:

"-Çalışırken telefon, televizyon, bilgisayar gibi dış etkenlere kapalı olduğumuz belirli bir zaman dilimi ayıralım. Göreceğiz ki bu zaman diliminde kesintiye uğramadan yapabileceğimiz çok şey olacak.

-Yinelemek durumunda olduğumuz etkinliklerimiz için önceden belirlediğimiz zamanları kullanalım. Örneğin alışveriş yapılacaksa alışveriş merkezlerinin daha boş bir saatini tercih edelim.

-Farklı uyaranların ilgimizi dağıtmaması için masamızda sadece çalışacağımız derse ait araç gereçler olmalıdır.

-Hızlı okumayı öğrenelim.

-İlgilenme isteğimizin azalmaması için öncelik taşıyan ödev ve projelerimizi ertelemeyelim.

-Her bitirdiğimiz çalışmanın üstünü çizelim. Yapmayı tasarladıklarımız bitince kendimizi ödüllendirelim. Bitmediyse kendimize bir not yazalım ve uygun zamanda bu çalışmayı da bitirelim.

-En azından bir adım atalım. Bir kez başlayınca yol almak daha kolay olur. “Başlamak bitirmenin yarısıdır”

-Motivasyonumuzu düşürmememiz için programımızda yapabileceğimizden fazla etkinlik sıralamayalım.

-Yatmadan önce bir sonraki gün için neler yapacağımızı tasarlayalım.

-Hatırlamamızı kolaylaştırmak için not kağıtları, renkli kalemler kullanarak konuyu görsel olarak çekici ve eğlenceli hale getirelim.

Bakanlık tarafından hazırlanan kılavuzda, öğretmenlere sınav esnasında neleri yapıp neleri yapmamaları konusunda da bilgilere yer verildi.

Öğretmenlere parfüm, ayakkabı ve takı uyarısı

Öğretmenlerden sınav sırasında öğrencilerin dikkatlerinin dağılmaması için ses çıkaran ayakkabı ve takılar, ağır kokulu parfümleri kullanmamaları istenirken, şu hususlara dikkat çekildi:

"Öğrencilerin değerlendirilmelerinin objektif bir biçimde yapılabilmesi için sınav esnasında adil davranalım. Aynı durumda çocuğumuz, yakınımız, kardeşimiz olabilme ihtimalini göz önünde bulunduralım. Her bir ders yazılısı başladıktan sonra ilk 20 dakika ve son 5 dakika süresince öğrencilerin sınıflarından çıkmasının yasak olduğu, ilk 20 dakika tamamlandıktan sonra sınavı tamamlayan öğrencinin sınıftan çıkabileceğini hatırlatalım. Sınav başlamadan 1 saat önce sınav yerinde hazır bulunalım."

> Bakan Avcı’dan öğrencilere sınav öncesi öneriler

Milli Eğitim Bakanı Avcı, TEOG ve diğer sınavlara hazırlanan öğrencilere, yeni hazırlanan "Bilgilendirme Kılavuzu"nu incelemelerini önerdi. Avcı, sınavda görevli öğretmenlere de şu uyarılarda bulundu

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ve diğer sınavlara hazırlık sürecinde öğrencilere, velilere ve öğretmenlere Bakanlık tarafından yeni hazırlanan "Bilgilendirme Kılavuzu"nu incelemelerini tavsiye etti.

MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 44 sayfalık "Aile, Öğretmen, Öğrenci Bilgilendirme Kılavuzu" da hazırlandı ve 81 il milli eğitim müdürlüğüne gönderildi.

Kılavuz bugünden itibaren http://www.meb.gov.tr adresinden yayımlandı.

Akademik hazırlık kadar psikolojik hazırlık da önemli

Kılavuzda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın veliler, öğrenciler ve öğretmenlere tavsiyeleri de yer aldı.

Sınavlarda başarıyı sağlayan birden fazla faktör bulunduğuna vurgu yapan Bakan Avcı, "Sizlerin sınavlara akademik olarak hazır olmanız kadar psikolojik olarak da kendinizi sınava hazır hissetmeniz, sınavlarda başarıyı yakalayabilmeniz için önemli bir koşuldur" ifadesine yer verdi.

Öneriler

Bakan Avcı, velilere yönelik yazısında ise okul rehberlik servislerine gelen çok sayıda öğrencinin sınavlara çalışmalarına rağmen sınav öncesinde ve esnasındaki kaygılarından dolayı başarılı bir sonuç alamadıklarını ifade ederek yardım istediklerini aktardı.

Öğrenci bilgilendirme kılavuzunda ise öğrencilere zaman yönetimi konusunda şu önerilerde bulunuldu:

"-Çalışırken telefon, televizyon, bilgisayar gibi dış etkenlere kapalı olduğumuz belirli bir zaman dilimi ayıralım. Göreceğiz ki bu zaman diliminde kesintiye uğramadan yapabileceğimiz çok şey olacak.

-Yinelemek durumunda olduğumuz etkinliklerimiz için önceden belirlediğimiz zamanları kullanalım. Örneğin alışveriş yapılacaksa alışveriş merkezlerinin daha boş bir saatini tercih edelim.

-Farklı uyaranların ilgimizi dağıtmaması için masamızda sadece çalışacağımız derse ait araç gereçler olmalıdır.

-Hızlı okumayı öğrenelim.

-İlgilenme isteğimizin azalmaması için öncelik taşıyan ödev ve projelerimizi ertelemeyelim.

-Her bitirdiğimiz çalışmanın üstünü çizelim. Yapmayı tasarladıklarımız bitince kendimizi ödüllendirelim. Bitmediyse kendimize bir not yazalım ve uygun zamanda bu çalışmayı da bitirelim.

-En azından bir adım atalım. Bir kez başlayınca yol almak daha kolay olur. “Başlamak bitirmenin yarısıdır”

-Motivasyonumuzu düşürmememiz için programımızda yapabileceğimizden fazla etkinlik sıralamayalım.

-Yatmadan önce bir sonraki gün için neler yapacağımızı tasarlayalım.

-Hatırlamamızı kolaylaştırmak için not kağıtları, renkli kalemler kullanarak konuyu görsel olarak çekici ve eğlenceli hale getirelim.

Bakanlık tarafından hazırlanan kılavuzda, öğretmenlere sınav esnasında neleri yapıp neleri yapmamaları konusunda da bilgilere yer verildi.

Öğretmenlere parfüm, ayakkabı ve takı uyarısı

Öğretmenlerden sınav sırasında öğrencilerin dikkatlerinin dağılmaması için ses çıkaran ayakkabı ve takılar, ağır kokulu parfümleri kullanmamaları istenirken, şu hususlara dikkat çekildi:

"Öğrencilerin değerlendirilmelerinin objektif bir biçimde yapılabilmesi için sınav esnasında adil davranalım. Aynı durumda çocuğumuz, yakınımız, kardeşimiz olabilme ihtimalini göz önünde bulunduralım. Her bir ders yazılısı başladıktan sonra ilk 20 dakika ve son 5 dakika süresince öğrencilerin sınıflarından çıkmasının yasak olduğu, ilk 20 dakika tamamlandıktan sonra sınavı tamamlayan öğrencinin sınıftan çıkabileceğini hatırlatalım. Sınav başlamadan 1 saat önce sınav yerinde hazır bulunalım."

Son Güncelleme: Salı, 14 Nisan 2015 12:34

Gösterim: 1753

Ortaokul 5'inci sınıfta, yabancı dil eğitimine ağırlık veren müfredat çalışması yürütülüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Basın Merkezi'nden alınan bilgiye göre, Bakanlıkta, Ortaokul 5'inci sınıfların, yabancı dil hazırlık sınıfına dönüştürülmesi yönünde bir çalışma bulunmuyor.

Ortaokul 5'inci sınıflarda, yabancı dil eğitimine ağırlık veren müfredat üzerinde çalışan MEB, bunun sonuçlarını, çalışma tamamlandıktan sonra kamuoyuyla paylaşacak.

> Ortaokul 5'inci sınıflar yabancı dil hazırlık sınıfı oluyor

Ortaokul 5'inci sınıfta, yabancı dil eğitimine ağırlık veren müfredat çalışması yürütülüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Basın Merkezi'nden alınan bilgiye göre, Bakanlıkta, Ortaokul 5'inci sınıfların, yabancı dil hazırlık sınıfına dönüştürülmesi yönünde bir çalışma bulunmuyor.

Ortaokul 5'inci sınıflarda, yabancı dil eğitimine ağırlık veren müfredat üzerinde çalışan MEB, bunun sonuçlarını, çalışma tamamlandıktan sonra kamuoyuyla paylaşacak.

Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Nisan 2015 14:01

Gösterim: 3151


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.