Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ODTÜ’de yaşanan olayları ve okullarda öğretmenlere başörtüsü serbestliğiyle ilgili soruları değerlendirdi
Otelcilik ve Turizm İşletmelerinde Uygulamalı Eğitim Projesi kapanış törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dinçer, öğretmenlere başörtüsü serbestliği konusunda yaptığı açıklamada stajyer öğretmenlerin henüz bakanlık çalışanı olmadığını bağlı oldukları üniversitede öğrenci sayıldıklarını dolayısıyla MEB’in kılık kıyafet yönetmeliğinin onlar için geçerli sayılamayacağını belirterek, stajyer öğretmenlerin başörtüsü takması konusunda bağlı oldukları eğitim kurumlarının kuralları doğrultusunda hareket etmelerinin uygun olacağını ifade etti.
Bakan Dinçer, ODTÜ’de çıkan olaylara da değindi. Dinçer, Göktürk-2'nin uzaya fırlatılış töreni öncesinde ODTÜ'de yaşananlarla ilgili olarak, ''Şiddetin ulusal düzeyde kınanmasını doğru buluyorum. Oradaki olaylar şiddet içeriyordu. Öğrencilerin yaptığı demokratik bir protesto değildi.'' dedi.
Yangında kaybolan herhangi bir evrak olmadı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçtiğimiz gün yanan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında kaybolan herhangi bir evrak olmadığını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ODTÜ’de yaşanan olayları ve okullarda öğretmenlere başörtüsü serbestliğiyle ilgili soruları değerlendirdi
Otelcilik ve Turizm İşletmelerinde Uygulamalı Eğitim Projesi kapanış törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dinçer, öğretmenlere başörtüsü serbestliği konusunda yaptığı açıklamada stajyer öğretmenlerin henüz bakanlık çalışanı olmadığını bağlı oldukları üniversitede öğrenci sayıldıklarını dolayısıyla MEB’in kılık kıyafet yönetmeliğinin onlar için geçerli sayılamayacağını belirterek, stajyer öğretmenlerin başörtüsü takması konusunda bağlı oldukları eğitim kurumlarının kuralları doğrultusunda hareket etmelerinin uygun olacağını ifade etti.
Bakan Dinçer, ODTÜ’de çıkan olaylara da değindi. Dinçer, Göktürk-2'nin uzaya fırlatılış töreni öncesinde ODTÜ'de yaşananlarla ilgili olarak, ''Şiddetin ulusal düzeyde kınanmasını doğru buluyorum. Oradaki olaylar şiddet içeriyordu. Öğrencilerin yaptığı demokratik bir protesto değildi.'' dedi.
Yangında kaybolan herhangi bir evrak olmadı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçtiğimiz gün yanan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında kaybolan herhangi bir evrak olmadığını söyledi.
Son Güncelleme: Salı, 25 Aralık 2012 11:33
Gösterim: 2281
Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında 6 yıl öğretmenlik yaptım. Naklen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda bir göreve atandım. Tekrar öğretmenliğe dönmek istesem nasıl atanırım? R.A.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendine göre Kamu Personel Seçme Sınavı'na katılmadan halen görev yaptığınız kurumdan muvafakat almanız kaydıyla kurumlar arası yeniden atama kapsamında naklen tekrar öğretmenliğe atanabilirsiniz.
Her yükseköğrenim mezunu öğretmen olarak atanabilir mi? Hüseyin ŞİMŞEK
Her yükseköğretim mezunu öğretmen olarak atanamaz. Lisans düzeyinde mezun olanlar arasından alanlar (branşlar) itibariyle yapılmaktadır.
Eşim 1973 doğumlu. 1995'ten 6 gün sigortası var. 2011'in Mart ayından beri isteğe bağlı 300 TL ödüyoruz ve 2 çocuğumuz var. Eşim ne zaman emekli olabilir? 5...254982 Nolu SMS
Eşinizin 1995 tarihli girişi ile SSK'dan 3600 prim gün yani toplamda 10 yıllık primle emekli olabilme imkanı bulunmakta. Bunun için 3600 prim günü tamamlayarak, 58 yaşının dolacağı 2031 yılını beklemesi gerekmektedir. Eşiniz ayrıca, 5750 veya 5825 prim günle 51 veya 52 yaşının dolacağı tarihlerde tam emekli olabilir.
Ne zaman emekli olurum?
06.05.1970 doğumluyum. 25.02.1999 Bağ-Kur girişim var. Askerliği 18 ay yatırırsam ne zaman emekli olurum? 5...416345 Nolu SMS
Bağ-Kur girişinizden sonra ne kadar hizmetiniz olduğunu yazmamışsınız. Eğer aralıksız devam ediyorsanız, 9000 prim gün ve 58 yaşa tabisiniz. 3.5 aylık askerlik borçlanmanız sizi 57 yaşa tabi eder.
Askerliği 18 ay da borçlansanız, aynı yaşa tabi olursunuz. Girişinizden dolayı SSK'dan da aynı yaşa tabisiniz. Sadece 9000 prim günle değil de 5900 günle emekli olabilirsiniz. Her 2 durumda da emekli olacağınız tarih, 57 yaşınızın dolacağı 06.05.2027 olacaktır.
(takvim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında 6 yıl öğretmenlik yaptım. Naklen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda bir göreve atandım. Tekrar öğretmenliğe dönmek istesem nasıl atanırım? R.A.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendine göre Kamu Personel Seçme Sınavı'na katılmadan halen görev yaptığınız kurumdan muvafakat almanız kaydıyla kurumlar arası yeniden atama kapsamında naklen tekrar öğretmenliğe atanabilirsiniz.
Her yükseköğrenim mezunu öğretmen olarak atanabilir mi? Hüseyin ŞİMŞEK
Her yükseköğretim mezunu öğretmen olarak atanamaz. Lisans düzeyinde mezun olanlar arasından alanlar (branşlar) itibariyle yapılmaktadır.
Eşim 1973 doğumlu. 1995'ten 6 gün sigortası var. 2011'in Mart ayından beri isteğe bağlı 300 TL ödüyoruz ve 2 çocuğumuz var. Eşim ne zaman emekli olabilir? 5...254982 Nolu SMS
Eşinizin 1995 tarihli girişi ile SSK'dan 3600 prim gün yani toplamda 10 yıllık primle emekli olabilme imkanı bulunmakta. Bunun için 3600 prim günü tamamlayarak, 58 yaşının dolacağı 2031 yılını beklemesi gerekmektedir. Eşiniz ayrıca, 5750 veya 5825 prim günle 51 veya 52 yaşının dolacağı tarihlerde tam emekli olabilir.
Ne zaman emekli olurum?
06.05.1970 doğumluyum. 25.02.1999 Bağ-Kur girişim var. Askerliği 18 ay yatırırsam ne zaman emekli olurum? 5...416345 Nolu SMS
Bağ-Kur girişinizden sonra ne kadar hizmetiniz olduğunu yazmamışsınız. Eğer aralıksız devam ediyorsanız, 9000 prim gün ve 58 yaşa tabisiniz. 3.5 aylık askerlik borçlanmanız sizi 57 yaşa tabi eder.
Askerliği 18 ay da borçlansanız, aynı yaşa tabi olursunuz. Girişinizden dolayı SSK'dan da aynı yaşa tabisiniz. Sadece 9000 prim günle değil de 5900 günle emekli olabilirsiniz. Her 2 durumda da emekli olacağınız tarih, 57 yaşınızın dolacağı 06.05.2027 olacaktır.
(takvim)
Son Güncelleme: Salı, 25 Aralık 2012 09:00
Gösterim: 1741
18 Aralık'ta Göktürk-2 Uydusu'nun fırlatılması nedeniyle ODTÜ’de Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşen açılışta çıkan olaylar nedeniyle üniversiteler ortak bildiri yayımladı.
18 Aralık'ta Göktürk-2 Uydusu'nun fırlatılması nedeniyle ODTÜ’de Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşen açılışta çıkan olaylar nedeniyle aralarında, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nden ortak açıklama yapıldı. Açıklamaya Hacettepe, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bezmialem Vakıf Üniversiteleri tarafından ortak bir bildiri yayımlandı
ANKARA
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer yaptığı yazılı açıklamada, “Tamamen kendi üretimimiz olan Göktürk-2 uydumuzun başarıyla fırlatılması sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet içeren olayların Türkiye’nin gurur duyacağı bu başarıyı gölgede bırakması üzüntü vericidir” dedi.
Tuncer, demokratik bir hak olan protestonun şiddet kullanılarak ortaya konmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Güvenlik güçlerimizi ve öğrencilerimizi birbirlerinin karşıtı değil, ülkemiz için çaba gösteren paydaşlar olarak görüyoruz” ifadesini kullandı.
Yıldırım Beyazit Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan açıklamada ise, son zamanlarda ve özellikle 18 Aralık 2012 tarihinde bir üniversitede meydana gelen olayların gerek üniversiteler ve gerekse ülke huzur, barış ve istikrarı açısından üzüntü verici bir manzara ortaya koyduğuna dikkat çekilerek, “Bu tür olayların oluşumuna bilhassa temel amacı eğitim, öğretim, araştırma ve topluma hizmet vermek olan üniversitelerimizdeki öğrenci ve öğretim elemanlarının da dahil olması son derece düşündürücü bir durumdur” denildi.
Ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesinin bir sonucu olan Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi töreninin takdir ve tebrik etmek yerine, bu gurur tablosunun cebir ve protesto vesilesi olarak kullanılmasının üniversitelerin bilimsel misyonlarıyla bağdaşmadığı kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Bu olayların oluşumunda doğrudan veya dolaylı olarak rol oynayan ve üniversitenin öğrencisi olmayan kişilerin de katıldığı bir dizi eylemler sonrasında daha soğukkanlı bir yaklaşım sergilemesi beklenen söz konusu rektörlüğün basın açıklaması üzüntüyle karşılanmıştır. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi olarak dileğimiz ve temennimiz, üniversitelerimizde var olan huzur ortamının devam etmesi, üniversitelerimizin yukarıda bahsedilen eğitim, öğretim, araştırma ve topluma hizmet gibi asli görevlerini yürütmeleridir.”
İSTANBUL
Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi nedeniyle ODTÜ yerleşkesinde düzenlenen programda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden öğrencilere, üniversitelerden kınama mesajı geldi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi, ODTÜ'de Göktürk uydusunun gönderilmesi nedeniyle düzenlenen programda Başbakan Erdoğan’ı protesto eden öğrencileri ortak basın bildirisi ile kınadı.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden yapılan yazılımı açıklamada, “18. Aralık 2012 tarihinde Göktürk-2 Uydusu Çin’deki Jiuquan Havaüssü'nden fırlatılarak yörüngesine oturtulmuştur. Uydunun yörüngeye oturtulması dolayısıyla ODTÜ yerleşkesi TUBİTAK Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Araştırma Merkezinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir tören düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uzay bilimleri ve teknolojileri alanında göstermiş olduğu bu tarihi başarı, ne yazık ki ODTÜ yerleşkesinde bazı öğrencilerin şiddet eylemleriyle gölgelenmeye çalışılmıştır.
“HİÇBİR FİKİR HEDEFLERİNE BU YÖNTEMLERLE ULAŞAMAZ”
Üniversiteler öğrencilerin ve bilim adamlarının fikir ürettiği, düşüncelerini özgürce paylaştığı; farklı, hatta katılmadığı düşüncelere tahammül etmeyi içselleştirdiği ortamlar olmalıdır. Şiddet içeren eylemlerin fikirlerin önüne geçmemesi esastır. Öğrencilerin tek protesto aracı eleştirel fikirleri olmalı; taş, sopa ve molotofkokteyli öğrencilerle anılmamalıdır. Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet edemez ve hiçbir fikir hedeflerine bu yöntemlerle ulaşamaz.
“YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARINI ÜZÜNTÜYLE KARŞILIYORUZ”
Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi olarak, ODTÜ yerleşkesinde gerçekleştirilen tören sırasında yaşanan şiddet olaylarını üzüntüyle karşılıyoruz.
Toplumun her alanda bir adım daha ileriye gidebilmesinin, üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk faaliyetleriyle mümkün olacağına inanıyoruz. Üniversiteler olarak öğrencilerimizin kamuoyunda başarılarıyla gündeme gelmeleri en büyük arzumuzdur.
Bu vesileyle, ülkemizde heyecan uyandıran ve tüm dünyanın ilgisini çeken böylesine bir bilimsel ve teknolojik başarının gerçekleşmesinde katkısı olan bilim adamlarımıza ve diğer yetkililere teşekkür eder, tebriklerimizi sunarız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu tarafından kaleme alınan bildiride, “Uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilen Türkiye’nin ilk milli keşif uydusu Göktürk-2 ve TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Uçuş Bilgisayarı BİLGE, ülkemizin çağdaş medeniyeti yakalamasında önemli bir adım oluşturmaktadır.
“BİLİME VE GELİŞMEYE KARŞI YAPILAN PROTESTOYU KINIYORUZ”
Böyle önemli projeleri destekleyen hükümet ve araştırma kurumlarına teşekkür ederiz.
Göktürk-2’nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi’den yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi; “Son günlerde ODTÜ’de meydana gelen olaylarla ilgili olarak, 24 Aralık 2012 tarihinde toplanan Üniversitemiz Senatosu aşağıdaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşma kararı almıştır. Bilindiği gibi, 18 Aralık 2012 tarihinde GÖKTÜRK II adlı Türk uydusunun uzaya fırlatılışı dolayısıyla, ODTÜ yerleşkesi içinde yer alan TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü binasında bir tören düzenlenmiştir.
Törene, çok sayıda akademisyenin yanı sıra devlet ve hükümet temsilcileri de katılmışlardır. Bilim insanlarımızın ve ülkemizin bilimsel ve teknolojik başarısının geldiği noktayı gösteren böyle bir olay haklı olarak bütün milletimizi gururlandırmıştır. Bu tören, aynı zamanda, son yıllarda bilime yapılan yatırımın sonuçlarının alınmaya başlandığının da bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.
“BAŞARIYI GÖLGELEMEK İSTEYENLERİN BİR TERTİBİ OLDUĞU AŞİKARDIR”
Ancak, tören alanı ve çevresinde değişik üniversitelerden protestocu bir öğrenci grubunun güvenlik güçlerine karşı koymasıyla başlayan üzücü olaylar yaşanmıştır. Bu gösterinin, gelinen bu başarılı durumdan rahatsızlık duyan ve bu başarıyı gölgelemek isteyen kişi ve grupların bir tertibi olduğu aşikardır.
Milletimizin her ferdinin heyecanla karşıladığı böyle gurur verici bir olay karşısında, bilim öğreten ve bilim öğrenen herkesin takınması gereken tavır bellidir. Daha da üzücü olan, aklıselim sahibi herkes tarafından kınanması gereken böyle bir eylemin bazı kişi ve kuruluşlar tarafından basit 'özgürlük ortamının bir parçası' olarak gösterilmek istenmesi, hatta siyasi ve ideolojik kamplaşmanın ve yaratılmak istenen kargaşa ortamının bir aracı olarak kullanılmaya çalışılmasıdır. Milletimizin ve devletimizin sağduyusunun buna izin vermeyeceği inancındayız.
Bu vesileyle, dünyanın ilgisini çeken ve milletimizin heyecanını uyandıran böyle bir bilimsel etkinliğin gerçekleşmesinde katkısı olan bilim adamlarımıza ve diğer yetkililere teşekkür eder, tebriklerimizi sunarız.
Büyük bir ilim camiası içinde küçük bir grubun yaptığı eylemi ve bunu istismar etme heveslilerini de esefle karşıladığımızı kamuoyuna bildiririz” denildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
18 Aralık'ta Göktürk-2 Uydusu'nun fırlatılması nedeniyle ODTÜ’de Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşen açılışta çıkan olaylar nedeniyle üniversiteler ortak bildiri yayımladı.
18 Aralık'ta Göktürk-2 Uydusu'nun fırlatılması nedeniyle ODTÜ’de Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşen açılışta çıkan olaylar nedeniyle aralarında, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nden ortak açıklama yapıldı. Açıklamaya Hacettepe, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bezmialem Vakıf Üniversiteleri tarafından ortak bir bildiri yayımlandı
ANKARA
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer yaptığı yazılı açıklamada, “Tamamen kendi üretimimiz olan Göktürk-2 uydumuzun başarıyla fırlatılması sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet içeren olayların Türkiye’nin gurur duyacağı bu başarıyı gölgede bırakması üzüntü vericidir” dedi.
Tuncer, demokratik bir hak olan protestonun şiddet kullanılarak ortaya konmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Güvenlik güçlerimizi ve öğrencilerimizi birbirlerinin karşıtı değil, ülkemiz için çaba gösteren paydaşlar olarak görüyoruz” ifadesini kullandı.
Yıldırım Beyazit Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan açıklamada ise, son zamanlarda ve özellikle 18 Aralık 2012 tarihinde bir üniversitede meydana gelen olayların gerek üniversiteler ve gerekse ülke huzur, barış ve istikrarı açısından üzüntü verici bir manzara ortaya koyduğuna dikkat çekilerek, “Bu tür olayların oluşumuna bilhassa temel amacı eğitim, öğretim, araştırma ve topluma hizmet vermek olan üniversitelerimizdeki öğrenci ve öğretim elemanlarının da dahil olması son derece düşündürücü bir durumdur” denildi.
Ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesinin bir sonucu olan Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi töreninin takdir ve tebrik etmek yerine, bu gurur tablosunun cebir ve protesto vesilesi olarak kullanılmasının üniversitelerin bilimsel misyonlarıyla bağdaşmadığı kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Bu olayların oluşumunda doğrudan veya dolaylı olarak rol oynayan ve üniversitenin öğrencisi olmayan kişilerin de katıldığı bir dizi eylemler sonrasında daha soğukkanlı bir yaklaşım sergilemesi beklenen söz konusu rektörlüğün basın açıklaması üzüntüyle karşılanmıştır. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi olarak dileğimiz ve temennimiz, üniversitelerimizde var olan huzur ortamının devam etmesi, üniversitelerimizin yukarıda bahsedilen eğitim, öğretim, araştırma ve topluma hizmet gibi asli görevlerini yürütmeleridir.”
İSTANBUL
Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi nedeniyle ODTÜ yerleşkesinde düzenlenen programda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden öğrencilere, üniversitelerden kınama mesajı geldi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi, ODTÜ'de Göktürk uydusunun gönderilmesi nedeniyle düzenlenen programda Başbakan Erdoğan’ı protesto eden öğrencileri ortak basın bildirisi ile kınadı.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden yapılan yazılımı açıklamada, “18. Aralık 2012 tarihinde Göktürk-2 Uydusu Çin’deki Jiuquan Havaüssü'nden fırlatılarak yörüngesine oturtulmuştur. Uydunun yörüngeye oturtulması dolayısıyla ODTÜ yerleşkesi TUBİTAK Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Araştırma Merkezinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir tören düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uzay bilimleri ve teknolojileri alanında göstermiş olduğu bu tarihi başarı, ne yazık ki ODTÜ yerleşkesinde bazı öğrencilerin şiddet eylemleriyle gölgelenmeye çalışılmıştır.
“HİÇBİR FİKİR HEDEFLERİNE BU YÖNTEMLERLE ULAŞAMAZ”
Üniversiteler öğrencilerin ve bilim adamlarının fikir ürettiği, düşüncelerini özgürce paylaştığı; farklı, hatta katılmadığı düşüncelere tahammül etmeyi içselleştirdiği ortamlar olmalıdır. Şiddet içeren eylemlerin fikirlerin önüne geçmemesi esastır. Öğrencilerin tek protesto aracı eleştirel fikirleri olmalı; taş, sopa ve molotofkokteyli öğrencilerle anılmamalıdır. Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet edemez ve hiçbir fikir hedeflerine bu yöntemlerle ulaşamaz.
“YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARINI ÜZÜNTÜYLE KARŞILIYORUZ”
Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi olarak, ODTÜ yerleşkesinde gerçekleştirilen tören sırasında yaşanan şiddet olaylarını üzüntüyle karşılıyoruz.
Toplumun her alanda bir adım daha ileriye gidebilmesinin, üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk faaliyetleriyle mümkün olacağına inanıyoruz. Üniversiteler olarak öğrencilerimizin kamuoyunda başarılarıyla gündeme gelmeleri en büyük arzumuzdur.
Bu vesileyle, ülkemizde heyecan uyandıran ve tüm dünyanın ilgisini çeken böylesine bir bilimsel ve teknolojik başarının gerçekleşmesinde katkısı olan bilim adamlarımıza ve diğer yetkililere teşekkür eder, tebriklerimizi sunarız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu tarafından kaleme alınan bildiride, “Uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilen Türkiye’nin ilk milli keşif uydusu Göktürk-2 ve TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Uçuş Bilgisayarı BİLGE, ülkemizin çağdaş medeniyeti yakalamasında önemli bir adım oluşturmaktadır.
“BİLİME VE GELİŞMEYE KARŞI YAPILAN PROTESTOYU KINIYORUZ”
Böyle önemli projeleri destekleyen hükümet ve araştırma kurumlarına teşekkür ederiz.
Göktürk-2’nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi’den yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi; “Son günlerde ODTÜ’de meydana gelen olaylarla ilgili olarak, 24 Aralık 2012 tarihinde toplanan Üniversitemiz Senatosu aşağıdaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşma kararı almıştır. Bilindiği gibi, 18 Aralık 2012 tarihinde GÖKTÜRK II adlı Türk uydusunun uzaya fırlatılışı dolayısıyla, ODTÜ yerleşkesi içinde yer alan TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü binasında bir tören düzenlenmiştir.
Törene, çok sayıda akademisyenin yanı sıra devlet ve hükümet temsilcileri de katılmışlardır. Bilim insanlarımızın ve ülkemizin bilimsel ve teknolojik başarısının geldiği noktayı gösteren böyle bir olay haklı olarak bütün milletimizi gururlandırmıştır. Bu tören, aynı zamanda, son yıllarda bilime yapılan yatırımın sonuçlarının alınmaya başlandığının da bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.
“BAŞARIYI GÖLGELEMEK İSTEYENLERİN BİR TERTİBİ OLDUĞU AŞİKARDIR”
Ancak, tören alanı ve çevresinde değişik üniversitelerden protestocu bir öğrenci grubunun güvenlik güçlerine karşı koymasıyla başlayan üzücü olaylar yaşanmıştır. Bu gösterinin, gelinen bu başarılı durumdan rahatsızlık duyan ve bu başarıyı gölgelemek isteyen kişi ve grupların bir tertibi olduğu aşikardır.
Milletimizin her ferdinin heyecanla karşıladığı böyle gurur verici bir olay karşısında, bilim öğreten ve bilim öğrenen herkesin takınması gereken tavır bellidir. Daha da üzücü olan, aklıselim sahibi herkes tarafından kınanması gereken böyle bir eylemin bazı kişi ve kuruluşlar tarafından basit 'özgürlük ortamının bir parçası' olarak gösterilmek istenmesi, hatta siyasi ve ideolojik kamplaşmanın ve yaratılmak istenen kargaşa ortamının bir aracı olarak kullanılmaya çalışılmasıdır. Milletimizin ve devletimizin sağduyusunun buna izin vermeyeceği inancındayız.
Bu vesileyle, dünyanın ilgisini çeken ve milletimizin heyecanını uyandıran böyle bir bilimsel etkinliğin gerçekleşmesinde katkısı olan bilim adamlarımıza ve diğer yetkililere teşekkür eder, tebriklerimizi sunarız.
Büyük bir ilim camiası içinde küçük bir grubun yaptığı eylemi ve bunu istismar etme heveslilerini de esefle karşıladığımızı kamuoyuna bildiririz” denildi.
Son Güncelleme: Salı, 25 Aralık 2012 10:13
Gösterim: 2624
Mardin Artuklu üniversitesi (MAÜ) Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, Zazaca'nın Kürtçe'den farklı bir dil olarak öğretileceği açıklamasına tepki gösterdi
Geçmişi 800 yılla dayanan akademik verilere göre Zazaca’nın, Kürtçe’nin bir lehçesi olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, Bakan Dinçer’in açıklamalarından sonra kendisi ile görüşmek için randevu talebinde bulunduğunu, cevap gelmeyince bu konuda hazırladıkları bir makaleyi Milli Eğitim Bakanlığı ’na gönderme kararı aldıklarını söyledi.
MAÜ olarak Zazaca’ya büyük hizmet ettiklerini belirten Prof. Dr. Yıldırım, Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulması kararının ardından ders kitabı hazırlamak istediklerini, Kurmanci ve Zazaca olmak üzere ders kitabı hazırladıklarını, hazırlanan 5’inci sınıf Kürtçe kitabının bütün Türkiye ’de okutulduğunu söyledi.
’BAKAN SEMPOZYUM DÜZENLETSEYDİ’
Bilimsel bir rapor hazırladıklarını ve raporda yaklaşık 800 yıldan beri yazılan kaynaklarda Zazalar Kürtlerin bir kolu, Zazaca da tıpki Kurmanci, Sorani, Gorani, ve Lori gibi kadim Kürtçe’nin bir dalı olarak kabul edildiğini kaydeden Prof. Dr. Yıldırım şöyle konuştu:
"Sayın bakanımız bu hükmü vermeden önce keşke şunları söyleseydi; ’Arkadaşlar ben konunun uzmanı değilim. En iyisi ben objektif bir sempozyum düzenleteyim. Kim bu konuda ne düşünüyorsa belgelere dayandırmak şartıyla bu sempozyumda tebliğini sunsun. Ortaya çıkacak olan bilimsel sonuca göre bir karara varacağız.’ Zira eğer böyle bir bilimsel veri ortaya çıkmadan, önümüzdeki yıl Zazaca Kürt dilinden ayrı tutulursa, hem Zaza’ların kendi aralarında hem de Zaza’lar ile öbür lehçe konuşçuları arasında ileride telafisi mümkün olmayan sürtüşmelere yol açacaktır."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mardin Artuklu üniversitesi (MAÜ) Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, Zazaca'nın Kürtçe'den farklı bir dil olarak öğretileceği açıklamasına tepki gösterdi
Geçmişi 800 yılla dayanan akademik verilere göre Zazaca’nın, Kürtçe’nin bir lehçesi olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, Bakan Dinçer’in açıklamalarından sonra kendisi ile görüşmek için randevu talebinde bulunduğunu, cevap gelmeyince bu konuda hazırladıkları bir makaleyi Milli Eğitim Bakanlığı ’na gönderme kararı aldıklarını söyledi.
MAÜ olarak Zazaca’ya büyük hizmet ettiklerini belirten Prof. Dr. Yıldırım, Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulması kararının ardından ders kitabı hazırlamak istediklerini, Kurmanci ve Zazaca olmak üzere ders kitabı hazırladıklarını, hazırlanan 5’inci sınıf Kürtçe kitabının bütün Türkiye ’de okutulduğunu söyledi.
’BAKAN SEMPOZYUM DÜZENLETSEYDİ’
Bilimsel bir rapor hazırladıklarını ve raporda yaklaşık 800 yıldan beri yazılan kaynaklarda Zazalar Kürtlerin bir kolu, Zazaca da tıpki Kurmanci, Sorani, Gorani, ve Lori gibi kadim Kürtçe’nin bir dalı olarak kabul edildiğini kaydeden Prof. Dr. Yıldırım şöyle konuştu:
"Sayın bakanımız bu hükmü vermeden önce keşke şunları söyleseydi; ’Arkadaşlar ben konunun uzmanı değilim. En iyisi ben objektif bir sempozyum düzenleteyim. Kim bu konuda ne düşünüyorsa belgelere dayandırmak şartıyla bu sempozyumda tebliğini sunsun. Ortaya çıkacak olan bilimsel sonuca göre bir karara varacağız.’ Zira eğer böyle bir bilimsel veri ortaya çıkmadan, önümüzdeki yıl Zazaca Kürt dilinden ayrı tutulursa, hem Zaza’ların kendi aralarında hem de Zaza’lar ile öbür lehçe konuşçuları arasında ileride telafisi mümkün olmayan sürtüşmelere yol açacaktır."
Son Güncelleme: Salı, 25 Aralık 2012 08:06
Gösterim: 1443
ODTÜ'de Başbakan Erdoğan'a yönelik protestolarda çıkan olaylar nedeniyle YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, inceleme için Denetleme Kurulu'nu görevlendirdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın, ODTÜ kampüsü'nde geçen hafta Göktürk-2 uydusunun fırlatılması nedeniyle düzenlenen törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden grupların çıkardığı olayların incelenmesi için 21 Aralık'ta YÖK Denetleme Kurulu'nu görevlendirdiği öğrenildi.
YÖK Başkanı Çetinsaya, konuyla ilgili AA muhabirinin soru üzerine, üniversite kampüslerindeki şiddet içeren olayların üzüntüyle karşılandığını ifade etti.
Üniversite kampüslerinde şiddet, hoşgörüsüzlük ve baskının asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Çetinsaya, şunları kaydetti:
''Yükseköğretim Kurulu olarak vazgeçemeyeceğimiz en temel ilkemiz akademik özgürlüktür. Akademik özgürlük, hem öğrencilerin ve öğretim üyelerinin kendilerini özgürce ifade edebilmelerini, hem de kampüse gelen misafirlerin ifade özgürlüğünü gerektirir. Bunu ihlal eden her davranış, akademik özgürlüğü ihlaldir ve kabul edilemez. Şiddete başvurarak akademik özgürlükleri sınırlamak, eğitim ve öğretimi engellemek asla mazur görülemez.''
Çetinsaya, ''Bu çerçevede üniversite yöneticileri, öğretim elemanları ve öğrencilerimizden beklentimiz, üniversite kampüslerinde şiddet içeren olayların vuku bulmaması için azami gayret göstermeleridir'' ifadesini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ODTÜ'de Başbakan Erdoğan'a yönelik protestolarda çıkan olaylar nedeniyle YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, inceleme için Denetleme Kurulu'nu görevlendirdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın, ODTÜ kampüsü'nde geçen hafta Göktürk-2 uydusunun fırlatılması nedeniyle düzenlenen törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden grupların çıkardığı olayların incelenmesi için 21 Aralık'ta YÖK Denetleme Kurulu'nu görevlendirdiği öğrenildi.
YÖK Başkanı Çetinsaya, konuyla ilgili AA muhabirinin soru üzerine, üniversite kampüslerindeki şiddet içeren olayların üzüntüyle karşılandığını ifade etti.
Üniversite kampüslerinde şiddet, hoşgörüsüzlük ve baskının asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Çetinsaya, şunları kaydetti:
''Yükseköğretim Kurulu olarak vazgeçemeyeceğimiz en temel ilkemiz akademik özgürlüktür. Akademik özgürlük, hem öğrencilerin ve öğretim üyelerinin kendilerini özgürce ifade edebilmelerini, hem de kampüse gelen misafirlerin ifade özgürlüğünü gerektirir. Bunu ihlal eden her davranış, akademik özgürlüğü ihlaldir ve kabul edilemez. Şiddete başvurarak akademik özgürlükleri sınırlamak, eğitim ve öğretimi engellemek asla mazur görülemez.''
Çetinsaya, ''Bu çerçevede üniversite yöneticileri, öğretim elemanları ve öğrencilerimizden beklentimiz, üniversite kampüslerinde şiddet içeren olayların vuku bulmaması için azami gayret göstermeleridir'' ifadesini kullandı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Aralık 2012 23:08
Gösterim: 1148