Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Başbakan Davutoğlu, "Öğrenci-öğretmen ilişkisinin, coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Bir öğretmen ki öğrencisine, 'şu veya bu dindendir, şu veya bu dildendir' derse ve o nazarla bakarsa, mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur." dedi.

basbakanBaşbakan Davutoğlu, "Öğrenci-öğretmen ilişkisinin, coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Bir öğretmen ki öğrencisine, 'şu veya bu dindendir, şu veya bu dildendir, şu veya bu mezheptendir, şu veya bu etnik kökendendir' derse ve o nazarla bakarsa, mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur." dedi.

> Öğrenci-öğretmen ilişkisinin etnik, dini sınırı olamaz

Başbakan Davutoğlu, "Öğrenci-öğretmen ilişkisinin, coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Bir öğretmen ki öğrencisine, 'şu veya bu dindendir, şu veya bu dildendir' derse ve o nazarla bakarsa, mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur." dedi.

basbakanBaşbakan Davutoğlu, "Öğrenci-öğretmen ilişkisinin, coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Bir öğretmen ki öğrencisine, 'şu veya bu dindendir, şu veya bu dildendir, şu veya bu mezheptendir, şu veya bu etnik kökendendir' derse ve o nazarla bakarsa, mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur." dedi.

Son Güncelleme: Perşembe, 31 Mart 2016 12:36

Gösterim: 1856

Türk Kızılayı ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında yapılacak protokolle "Kızılaycılık" konusunun ilköğretimde seçmeli ders olarak müfredata girmesi planlanıyor.

kizilay_meb2016-2017 eğitim-öğretim yılında müfredatta yer alması öngörülen Kızılaycılık dersinde afet, kan bağışlama, ilk yardım, insani yardım çalışmaları ele alınacak ve sınavlarda da soru yöneltilecek. Derste Kızılay görevlileri ilk yardımı uygulamalı olarak anlatacak. Türk Kızılayı Başkan Vekili Kerem Kınık, kurumun 2020 Eylem Planı kapsamında, afetlerle ilgili yeni bir stratejisinin olduğunu belirtti.
Kınık, "Afetler olduktan sonra yapılan müdahalelerde harcanan 7 lira ile afet olmadan önce riskleri azaltmaya yönelik harcanan 1 lira aynı eşdeğer etkiyi gösteriyor sahada. Toplumda temel afet bilinci oluşturulması için seferberlik halinde halka yönelik eğitimler verilecek." dedi.
Kınık, "Özellikle okullarda Kızılaycılığın resmi müfredata alınması için Milli Eğitim Bakanlığı ile şu an bir protokolümüz söz konusu. Kızılaycılığın, seçmeli ders olması için görüşmelerimiz sürüyor. Kızılaycılık, afet, kan bağışlama, ilk yardım, insani yardım çalışmaları okullarımızda çocuklarımıza okutulacak, imtihanlarında sorulacak bir müfredat haline geliyor." diye konuştu.

> 'Kızılaycılık' ilköğretimde seçmeli ders olacak

Türk Kızılayı ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında yapılacak protokolle "Kızılaycılık" konusunun ilköğretimde seçmeli ders olarak müfredata girmesi planlanıyor.

kizilay_meb2016-2017 eğitim-öğretim yılında müfredatta yer alması öngörülen Kızılaycılık dersinde afet, kan bağışlama, ilk yardım, insani yardım çalışmaları ele alınacak ve sınavlarda da soru yöneltilecek. Derste Kızılay görevlileri ilk yardımı uygulamalı olarak anlatacak. Türk Kızılayı Başkan Vekili Kerem Kınık, kurumun 2020 Eylem Planı kapsamında, afetlerle ilgili yeni bir stratejisinin olduğunu belirtti.
Kınık, "Afetler olduktan sonra yapılan müdahalelerde harcanan 7 lira ile afet olmadan önce riskleri azaltmaya yönelik harcanan 1 lira aynı eşdeğer etkiyi gösteriyor sahada. Toplumda temel afet bilinci oluşturulması için seferberlik halinde halka yönelik eğitimler verilecek." dedi.
Kınık, "Özellikle okullarda Kızılaycılığın resmi müfredata alınması için Milli Eğitim Bakanlığı ile şu an bir protokolümüz söz konusu. Kızılaycılığın, seçmeli ders olması için görüşmelerimiz sürüyor. Kızılaycılık, afet, kan bağışlama, ilk yardım, insani yardım çalışmaları okullarımızda çocuklarımıza okutulacak, imtihanlarında sorulacak bir müfredat haline geliyor." diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 Mart 2016 12:02

Gösterim: 1863

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, kurumun uyguladığı sınavlarda sorularla cevap kağıdını aynı kitapçıkta birleştirecek yeni bir uygulama geçeceklerini, böylece adayların hem cevapları kaydırma riskinin ortadan kalkacağını hem de zaman kaybetmeyeceklerini bildirdi.
osymDemir, uygulamaya 30 Nisan 2016'da yapılacak sınavla başlanacağını ve zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacağını belirtti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Demir, kurumun yeni bir teknolojik uygulamaya daha imza attığını söyledi.
Sınavlarda sorularla cevap kağıdını aynı kitapçıkta birleştirecek yeni bir uygulama üzerinde çalıştıklarını anlatan Demir, "Sınavlarda, artık ayrı bir cevap kağıdı olmayacak ve soru kitapçığında direkt soruların altında cevap alanı yer alacak" dedi. Bu uygulamayla sınavdaki testlerin tek kitapçık halinde adaylara verileceğini söyleyen Demir, şöyle devam etti: "Her bir sorunun altında cevap alanı olacak, o cevap alanına aynen optik okuyuculu cevap kağıdını işaretler gibi kişiler işaretleme yapacak. Sınav kitapçığındaki bütün sorular yine çoktan seçmeli olacak, her soru için beş farklı seçenek yer alacak. Cevaplar, her sorunun bitiminde yer alan cevap alanlarına işaretlenecek. Kitapçıkların tüm sayfaları, ÖSYM’de taranacak, sayfa görüntüleri üzerinden görüntü işleme yöntemleriyle adayların işaretleri belirlenecek ve bilgisayar ortamında değerlendirilecek."

"İşlem tasarrufu sağlanacak"
Yeni uygulama ile adayların cevap kağıdında cevapları kaydırma riskinin de tamamen ortadan kalkacağını belirten Demir, "Adayların cevap kağıtlarına dolduracakları alanları soru kitapçığına işaretlemeleri yeterli olacak. Adaylar, soruları ayrı bir cevap kağıdına geçirmek ile zaman kaybetmeyerek sorunun cevabını hemen sorunun altına, sayfa çevirmeden süre kaybetmeksizin yanıtlayabilecekler. Bu itibarla, soru başına düşen sürede işlem tasarrufu sağlanacak" dedi. Uygulamayı küçük çaplı bir sınavla başlatacaklarını söyleyen Demir, "Uygulamaya ilk olarak 30 Nisan 2016 tarihinde uygulanacak olan 2016 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı (2016-İSG) ile geçilecek olup bu uygulama zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacak" diye konuştu.

"10 okulda deneme yapıldı"
Ankara'da 10'un üzerinde okulda lise öğrencileri üzerinde uygulamayı denediklerini bildiren Demir, sistemin sorunsuz çalıştığını söyledi. Prof. Dr. Ömer Demir, sistemin iş yükünü arttıracağını, bu kapsamda sadece cevap kağıdının değil, soru kağıdının tümünün okunacağını, soru ve cevapların bir arada bulunmasının da adaylara büyük kolaylık sağlayacağını vurguladı.

Açık uçlu sorulara ön hazırlık
Cevap kağıdına son verecek çalışmanın aynı zamanda açık uçlu soruların sınavlarda sorulabilmesi için bir ön hazırlık olduğunu vurgulayan Demir, açık uçlu soruları daha önce Kaymakam Adaylığı Sınavlarında 10 bin adaya uyguladıklarını anlattı.

Adaylardan sınav öncesi soru kitapçığının ön kapağında yer alan sayfada, alfabenin bütün harflerini ve rakamları yazmalarını gerektiren yeni bir uygulamaya daha geçeceklerini belirten Demir, "ÖSYM olarak el yazısıyla örneğin 'a' harfinin adaylar tarafından ne kadar farklılıkla yazılabildiğinin bir arşivini oluşturacağız. Böylece Türkiye'ye özgü, adaylarımızın yazı çeşitliliğini stoklayacak zengin bir alfabe el yazısı arşivimiz olacak. Soru ve cevap kağıdını birleştiren bu çalışmamızla birlikte bu uygulamamızı da İSG ile başlatacağız" diye konuştu.
Açık uçlu sorular kapsamında kısa cevaplı bir sorunun sorulması sistemine kolayca geçebileceklerini belirten Demir, "Sınavları bilgiden ziyade strateji oyununa dönüştürmekten de uzaklaştırmamız için açık uçlu sorulara geçmek gerekiyor. Adayların gerçekten konuları bilip bilmediğini öğrenmek için açık uçlu sorulara geçmek önemli" değerlendirmesini yaptı.
Açık uçlu soruların, sadece ÖSYM sınavlarında değil, orta öğretimdeki sınavlarda da sorulması için diğer kurumlarla da işbirliği yapmak gerektiğinin altını çizen Demir, teknolojide bir sıkıntı olmadığını, sadece kamuoyunun oluşturulması ve adayların hazırlanması gerektiğini söyledi. Şu an için bir sınavda açık uçlu soru soracağız diye bir karar vermiş değiliz. Ama daha çok ilk denemeleri çok geniş kitlelerin katıldığı sınavlarda değil de aday kitlesi daha küçük olan sınavlarda yapmak arzusundayız. O yüzden böyle bir deneme yaparsak bile küçük gruplardan başlayarak bunu genişletmek düşüncesindeyiz" dedi. Açık uçlu soru olduğu zaman yanlışın doğruyu götürmeyeceğini, böylece şans faktörünün de ortadan kalkacağını belirten Demir, "Böylece, adaylar ne kadar doğru yaparsa o sayılacak, yanlışlarıyla ilgili netlerinden bir düşme yapılmayacak. Bu da bir doğruyu bilen adaylar için avantaj olacak" die konuştu.

> ÖSYM Başkanı sınav değişikliklerini açıkladı

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, kurumun uyguladığı sınavlarda sorularla cevap kağıdını aynı kitapçıkta birleştirecek yeni bir uygulama geçeceklerini, böylece adayların hem cevapları kaydırma riskinin ortadan kalkacağını hem de zaman kaybetmeyeceklerini bildirdi.
osymDemir, uygulamaya 30 Nisan 2016'da yapılacak sınavla başlanacağını ve zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacağını belirtti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Demir, kurumun yeni bir teknolojik uygulamaya daha imza attığını söyledi.
Sınavlarda sorularla cevap kağıdını aynı kitapçıkta birleştirecek yeni bir uygulama üzerinde çalıştıklarını anlatan Demir, "Sınavlarda, artık ayrı bir cevap kağıdı olmayacak ve soru kitapçığında direkt soruların altında cevap alanı yer alacak" dedi. Bu uygulamayla sınavdaki testlerin tek kitapçık halinde adaylara verileceğini söyleyen Demir, şöyle devam etti: "Her bir sorunun altında cevap alanı olacak, o cevap alanına aynen optik okuyuculu cevap kağıdını işaretler gibi kişiler işaretleme yapacak. Sınav kitapçığındaki bütün sorular yine çoktan seçmeli olacak, her soru için beş farklı seçenek yer alacak. Cevaplar, her sorunun bitiminde yer alan cevap alanlarına işaretlenecek. Kitapçıkların tüm sayfaları, ÖSYM’de taranacak, sayfa görüntüleri üzerinden görüntü işleme yöntemleriyle adayların işaretleri belirlenecek ve bilgisayar ortamında değerlendirilecek."

"İşlem tasarrufu sağlanacak"
Yeni uygulama ile adayların cevap kağıdında cevapları kaydırma riskinin de tamamen ortadan kalkacağını belirten Demir, "Adayların cevap kağıtlarına dolduracakları alanları soru kitapçığına işaretlemeleri yeterli olacak. Adaylar, soruları ayrı bir cevap kağıdına geçirmek ile zaman kaybetmeyerek sorunun cevabını hemen sorunun altına, sayfa çevirmeden süre kaybetmeksizin yanıtlayabilecekler. Bu itibarla, soru başına düşen sürede işlem tasarrufu sağlanacak" dedi. Uygulamayı küçük çaplı bir sınavla başlatacaklarını söyleyen Demir, "Uygulamaya ilk olarak 30 Nisan 2016 tarihinde uygulanacak olan 2016 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı (2016-İSG) ile geçilecek olup bu uygulama zamanla diğer sınavlara yaygınlaştırılacak" diye konuştu.

"10 okulda deneme yapıldı"
Ankara'da 10'un üzerinde okulda lise öğrencileri üzerinde uygulamayı denediklerini bildiren Demir, sistemin sorunsuz çalıştığını söyledi. Prof. Dr. Ömer Demir, sistemin iş yükünü arttıracağını, bu kapsamda sadece cevap kağıdının değil, soru kağıdının tümünün okunacağını, soru ve cevapların bir arada bulunmasının da adaylara büyük kolaylık sağlayacağını vurguladı.

Açık uçlu sorulara ön hazırlık
Cevap kağıdına son verecek çalışmanın aynı zamanda açık uçlu soruların sınavlarda sorulabilmesi için bir ön hazırlık olduğunu vurgulayan Demir, açık uçlu soruları daha önce Kaymakam Adaylığı Sınavlarında 10 bin adaya uyguladıklarını anlattı.

Adaylardan sınav öncesi soru kitapçığının ön kapağında yer alan sayfada, alfabenin bütün harflerini ve rakamları yazmalarını gerektiren yeni bir uygulamaya daha geçeceklerini belirten Demir, "ÖSYM olarak el yazısıyla örneğin 'a' harfinin adaylar tarafından ne kadar farklılıkla yazılabildiğinin bir arşivini oluşturacağız. Böylece Türkiye'ye özgü, adaylarımızın yazı çeşitliliğini stoklayacak zengin bir alfabe el yazısı arşivimiz olacak. Soru ve cevap kağıdını birleştiren bu çalışmamızla birlikte bu uygulamamızı da İSG ile başlatacağız" diye konuştu.
Açık uçlu sorular kapsamında kısa cevaplı bir sorunun sorulması sistemine kolayca geçebileceklerini belirten Demir, "Sınavları bilgiden ziyade strateji oyununa dönüştürmekten de uzaklaştırmamız için açık uçlu sorulara geçmek gerekiyor. Adayların gerçekten konuları bilip bilmediğini öğrenmek için açık uçlu sorulara geçmek önemli" değerlendirmesini yaptı.
Açık uçlu soruların, sadece ÖSYM sınavlarında değil, orta öğretimdeki sınavlarda da sorulması için diğer kurumlarla da işbirliği yapmak gerektiğinin altını çizen Demir, teknolojide bir sıkıntı olmadığını, sadece kamuoyunun oluşturulması ve adayların hazırlanması gerektiğini söyledi. Şu an için bir sınavda açık uçlu soru soracağız diye bir karar vermiş değiliz. Ama daha çok ilk denemeleri çok geniş kitlelerin katıldığı sınavlarda değil de aday kitlesi daha küçük olan sınavlarda yapmak arzusundayız. O yüzden böyle bir deneme yaparsak bile küçük gruplardan başlayarak bunu genişletmek düşüncesindeyiz" dedi. Açık uçlu soru olduğu zaman yanlışın doğruyu götürmeyeceğini, böylece şans faktörünün de ortadan kalkacağını belirten Demir, "Böylece, adaylar ne kadar doğru yaparsa o sayılacak, yanlışlarıyla ilgili netlerinden bir düşme yapılmayacak. Bu da bir doğruyu bilen adaylar için avantaj olacak" die konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Mart 2016 12:58

Gösterim: 1644

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinasyonunda, okul öncesi ve temel eğitim birinci kademe okullarda eğitim gören öğrencilere, kuru üzüm dağıtımı gerçekleştirilecek.

meb_kuru_uzumBakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in girişimleri sonucunda Bakanlığın koordinasyonunda, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içerisinde öğrencilere kuru üzümdağıtımı yapılacak. Dağıtım, 2015/16 eğitim döneminde, okul öncesi ve temel eğitim birinci kademe okullarda eğitim gören öğrencileri kapsayacak. 81 il, 957 ilçe ve köyde eğitim gören yaklaşık 6,5 milyon öğrenci dağıtımdan yararlanacak. Okullarda dağıtım işlemlerine kısa sürede başlanacak ve haziran ayında okulların kapanmasına kadar devam edilecek. Dağıtım 25 gramlık paketler halinde ve haftada 1 kez yapılacak. 

> 6,5 milyon öğrenciye kuru üzüm dağıtılacak

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinasyonunda, okul öncesi ve temel eğitim birinci kademe okullarda eğitim gören öğrencilere, kuru üzüm dağıtımı gerçekleştirilecek.

meb_kuru_uzumBakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in girişimleri sonucunda Bakanlığın koordinasyonunda, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içerisinde öğrencilere kuru üzümdağıtımı yapılacak. Dağıtım, 2015/16 eğitim döneminde, okul öncesi ve temel eğitim birinci kademe okullarda eğitim gören öğrencileri kapsayacak. 81 il, 957 ilçe ve köyde eğitim gören yaklaşık 6,5 milyon öğrenci dağıtımdan yararlanacak. Okullarda dağıtım işlemlerine kısa sürede başlanacak ve haziran ayında okulların kapanmasına kadar devam edilecek. Dağıtım 25 gramlık paketler halinde ve haftada 1 kez yapılacak. 

Son Güncelleme: Salı, 29 Mart 2016 17:33

Gösterim: 1505

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "AB'nin tartıştığı 3 milyar avro destekten söz ediliyor. Sadece MEB olarak Suriyeli öğrencilere verdiğimiz eğitimin maliyeti 3 milyar avronun üzerinde." dedi.

 

nabi_avciMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yaptığı açıklamada, "Bugünlerde AB'nin 'Şöyle yapsak da mı versek, böyle yapsak da mı vermesek' diye tartıştığı 3 milyar avro destekten söz ediliyor. Henüz kendisi yok da lafı dolaşıyor ortalıkta. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak bugün Suriyeli öğrencilere verdiğimiz eğitimin maliyeti 3 milyar avronun üzerindedir." dedi.

 

"Uluslararası topluluğun duyarlılığından memnun değiliz"
Uluslararası kamuoyunun, Suriyeli sığınmacıların sorunlarının çözümü konusunda duyarlılığının yetersiz olduğunu belirten Avcı, "Uluslararası topluluğun duyarlılığından doğrusu memnun değiliz. Yeterince duyarlılık gösterdiklerini söyleyemem. Evet, UNICEF kendi ölçüsünde elinden geleni yapmaya çalışıyor, çok fazla şikayet etmiyoruz ama UNICEF'in, BM'nin ve uluslararası toplumun bu konularda daha duyarlı olmasını beklemek hakkımız." şeklinde konuştu. "Türkiye'de eğitim öğretim çağında 750 bin Suriyeli öğrenci var. Bunların 350 bini Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitime alınmış durumda." bilgisini veren Avcı, devlet okullarının yanı sıra kamplarda ve sivil toplum kuruluşlarınca açılan özel eğitim merkezlerinde eğitimlerin sürdüğünü kaydetti.

 

Eğitimde kalitenin artırılması çalışmaları
Eğitimde fiziki ve beşeri altyapıyı geliştirmek için çalıştıklarını belirten Bakan Avcı, "4+4+4 düzenlemesi oturdu, geri dönüşler olumlu. Artık yeni okullar, derslikler, öğretmen alımları için çalışmaya devam edeceğiz. Bundan sonra daha fazla eğitimin niteliğinin artırılması, ders programımızın, müfredatımızın güncellenmesi için çalışmalarımıza yoğunluk vereceğiz. Önceliklerimiz daha çok kaliteye yönelik." değerlendirmesinde bulundu.


> Bakan Avcı Suriyelilerin eğitim maliyetini açıkladı

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "AB'nin tartıştığı 3 milyar avro destekten söz ediliyor. Sadece MEB olarak Suriyeli öğrencilere verdiğimiz eğitimin maliyeti 3 milyar avronun üzerinde." dedi.

 

nabi_avciMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yaptığı açıklamada, "Bugünlerde AB'nin 'Şöyle yapsak da mı versek, böyle yapsak da mı vermesek' diye tartıştığı 3 milyar avro destekten söz ediliyor. Henüz kendisi yok da lafı dolaşıyor ortalıkta. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak bugün Suriyeli öğrencilere verdiğimiz eğitimin maliyeti 3 milyar avronun üzerindedir." dedi.

 

"Uluslararası topluluğun duyarlılığından memnun değiliz"
Uluslararası kamuoyunun, Suriyeli sığınmacıların sorunlarının çözümü konusunda duyarlılığının yetersiz olduğunu belirten Avcı, "Uluslararası topluluğun duyarlılığından doğrusu memnun değiliz. Yeterince duyarlılık gösterdiklerini söyleyemem. Evet, UNICEF kendi ölçüsünde elinden geleni yapmaya çalışıyor, çok fazla şikayet etmiyoruz ama UNICEF'in, BM'nin ve uluslararası toplumun bu konularda daha duyarlı olmasını beklemek hakkımız." şeklinde konuştu. "Türkiye'de eğitim öğretim çağında 750 bin Suriyeli öğrenci var. Bunların 350 bini Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitime alınmış durumda." bilgisini veren Avcı, devlet okullarının yanı sıra kamplarda ve sivil toplum kuruluşlarınca açılan özel eğitim merkezlerinde eğitimlerin sürdüğünü kaydetti.

 

Eğitimde kalitenin artırılması çalışmaları
Eğitimde fiziki ve beşeri altyapıyı geliştirmek için çalıştıklarını belirten Bakan Avcı, "4+4+4 düzenlemesi oturdu, geri dönüşler olumlu. Artık yeni okullar, derslikler, öğretmen alımları için çalışmaya devam edeceğiz. Bundan sonra daha fazla eğitimin niteliğinin artırılması, ders programımızın, müfredatımızın güncellenmesi için çalışmalarımıza yoğunluk vereceğiz. Önceliklerimiz daha çok kaliteye yönelik." değerlendirmesinde bulundu.


Son Güncelleme: Pazar, 27 Mart 2016 18:11

Gösterim: 1300


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.