Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sezen Aksu, Türk Eğitim Derneği'nin organizasyonuyla 7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da şarkılarını Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşliğinde burslu çocuklar için söyleyecek.
Şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Sezen Aksu, bu kez burslu çocuklar yararına konser veriyor. Türk Eğitim Derneği’nin 10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye Kampanyası çerçevesinde düzenlenen konserin tüm geliri burslu çocuklara aktarılacak.
7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da gerçekleşecek konserde Sezen Aksu’ya Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşlik edecek. Konserin tüm geliri, Türk Eğitim Derneği’nin, iyi eğitim görmüş nesiller yetiştirme hedefini sürdürmek ve başarılı ama maddi imkânları yetersiz öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs sağlamak amacıyla başlattığı ‘10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye’ Kampanyası’na aktarılacak.
Biletinizi 0312 418 06 14 numaralı telefonu arayarak Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nden ya da www.biletix.com adresinden alabilirsiniz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: vakıf ve Dernekler
Sezen Aksu, Türk Eğitim Derneği'nin organizasyonuyla 7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da şarkılarını Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşliğinde burslu çocuklar için söyleyecek.
Şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Sezen Aksu, bu kez burslu çocuklar yararına konser veriyor. Türk Eğitim Derneği’nin 10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye Kampanyası çerçevesinde düzenlenen konserin tüm geliri burslu çocuklara aktarılacak.
7 Mart Çarşamba günü Ankara ATO Congressium’da gerçekleşecek konserde Sezen Aksu’ya Acoustic Band Fahir Atakoğlu eşlik edecek. Konserin tüm geliri, Türk Eğitim Derneği’nin, iyi eğitim görmüş nesiller yetiştirme hedefini sürdürmek ve başarılı ama maddi imkânları yetersiz öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs sağlamak amacıyla başlattığı ‘10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye’ Kampanyası’na aktarılacak.
Biletinizi 0312 418 06 14 numaralı telefonu arayarak Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nden ya da www.biletix.com adresinden alabilirsiniz.
Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Şubat 2012 14:10
Gösterim: 2531
Yasemin Çiçekçisoy, PhD
Eğitim sistemimiz maalesef ilköğretimden başlayarak sistemsel sıkıntıları mevcut. Her eğitim döneminde sistem ve müfredat değiştiriyoruz. Öğrenciler temel bilgi ve becerileri öğrenmeden bir bakıyorsunuz üniversiteden mezun olmuş, iş hayatında mücadele etmeye çalışıyor. Bu da toplumda güvensizlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden oluyor. Her geçen gün ekonomik ve sosyal şartlar zorlaşıyor. Para kazanmak eskisinden çok daha zor. Üniversite mezuniyeti yetmiyor, farklı beceri ve birikime sahip olmanız gerekiyor.
Tabiki herkes üniversite okumalı diye bir durum yok, ülkemizin ara eleman sıkıntısı malum. Mesleki eğitimlere verilen önem maalesef yok denilecek kadar az. Üniversite tercihlerinde Meslek Yüksek Okulları kontenjanlarının boş kaldığını görüyoruz. Oysa ki iki yıllık meslek eğitimleri iyi verildiği taktirde ülkedeki hizmet sektöründeki kalifiye eleman boşluğu kapatılabilir.
Vakıf Üniversitelerinde denetim artıyor…
Eğitim farklı kademelerden oluşur ve her kademede farklı kişisel ve sosyal getirileri vardır. Yükseköğretimdeki büyüme, yani öğrenci sayısının artışı, aynı zamanda kamu harcamalarında arttırmıştır. Bu sonucunda, üniversitelere müdahalesinin/denetiminin artmış, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve özelleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Dünyada yükseköğretim hizmetinin yarı kamusal mal olma özelliğinden dolayı, karma finansman yani hem devlet hem de özel kaynaklar tarafından karşılanmaktadır. Ekteki OECD raporunda ülkelerin yükseköğretim hizmet bedellerinin ortalamasını gösteriyor. Türkiye bu listeye alınmamış ama İngiltere ortalamasıyla aynı oranda olduğumuzu tahmin ediyorum. Şahsi fikrim, yükseköğretim hizmeti finansman yönteminin karma olmasıdır. Yükseköğretim pahalı bir hizmet ve bu hizmeti alan kişinin bedelini eğitim döneminde ya da mezun olduktan sonra uygun ödeme planı oluşturularak ödemelidir. Yükseköğretim hizmetini almış bir kişi sosyal statüsünü ve gelir artışının sürekliliğini sağlamaktadır. Dolayısıyla bu hizmetin finansmanına katkı sağlamalıdır. Bana göre eğitimin kalitesini arttırmanın da yolu, bu hizmetin karma finansman yapısına dönmesinden geçiyor. Sadece devlet finansmanıyla, verimli bir yükseköğretim sistemine ulaşamayız. Üniversite sanayi işbirlikleri güçlendirilmeli, öğrenci finansmanı ve devlet, bu hizmetin finansmanını ortak karşılamalıdır. Teknoloji üretmeliyiz…
Gelelim Vakıf Üniversitelerinin kapatılma süreçlerine. Türkiye’de 76 Vakıf Üniversitesi mevcut. 15 Temmuz’da yaşanılan darbe girişiminden sonra malum FETÖ örgütü ile bağı olan 15 üniversite Olağanüstü Hal kanunu ile kapatıldı. Bunların dışında bazı mali açıdan sıkıntı yaşayan, yolsuzluk yapılan üniversiteler ise garantör üniversitelere devredildi. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) önümüzdeki yıllarda özellikle mali denetimlerinin yoğunlaştırılacağı ve sıkıntı yaşanan kurumları bekletmeden kapatılacağı konuşuluyor. Öğrencileri ve üniversite çalışanlarını mağdur etmemek adına yapılan yönetim değişikliklerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki akademik yıl yükseköğretim kurumları için zor bir yıl olacak. Yeni dönem hepimize hayırlı olsun.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Yasemin Çiçekçisoy - Ulus. Eğ. Uz.
Yasemin Çiçekçisoy, PhD
Eğitim sistemimiz maalesef ilköğretimden başlayarak sistemsel sıkıntıları mevcut. Her eğitim döneminde sistem ve müfredat değiştiriyoruz. Öğrenciler temel bilgi ve becerileri öğrenmeden bir bakıyorsunuz üniversiteden mezun olmuş, iş hayatında mücadele etmeye çalışıyor. Bu da toplumda güvensizlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden oluyor. Her geçen gün ekonomik ve sosyal şartlar zorlaşıyor. Para kazanmak eskisinden çok daha zor. Üniversite mezuniyeti yetmiyor, farklı beceri ve birikime sahip olmanız gerekiyor.
Tabiki herkes üniversite okumalı diye bir durum yok, ülkemizin ara eleman sıkıntısı malum. Mesleki eğitimlere verilen önem maalesef yok denilecek kadar az. Üniversite tercihlerinde Meslek Yüksek Okulları kontenjanlarının boş kaldığını görüyoruz. Oysa ki iki yıllık meslek eğitimleri iyi verildiği taktirde ülkedeki hizmet sektöründeki kalifiye eleman boşluğu kapatılabilir.
Vakıf Üniversitelerinde denetim artıyor…
Eğitim farklı kademelerden oluşur ve her kademede farklı kişisel ve sosyal getirileri vardır. Yükseköğretimdeki büyüme, yani öğrenci sayısının artışı, aynı zamanda kamu harcamalarında arttırmıştır. Bu sonucunda, üniversitelere müdahalesinin/denetiminin artmış, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve özelleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Dünyada yükseköğretim hizmetinin yarı kamusal mal olma özelliğinden dolayı, karma finansman yani hem devlet hem de özel kaynaklar tarafından karşılanmaktadır. Ekteki OECD raporunda ülkelerin yükseköğretim hizmet bedellerinin ortalamasını gösteriyor. Türkiye bu listeye alınmamış ama İngiltere ortalamasıyla aynı oranda olduğumuzu tahmin ediyorum. Şahsi fikrim, yükseköğretim hizmeti finansman yönteminin karma olmasıdır. Yükseköğretim pahalı bir hizmet ve bu hizmeti alan kişinin bedelini eğitim döneminde ya da mezun olduktan sonra uygun ödeme planı oluşturularak ödemelidir. Yükseköğretim hizmetini almış bir kişi sosyal statüsünü ve gelir artışının sürekliliğini sağlamaktadır. Dolayısıyla bu hizmetin finansmanına katkı sağlamalıdır. Bana göre eğitimin kalitesini arttırmanın da yolu, bu hizmetin karma finansman yapısına dönmesinden geçiyor. Sadece devlet finansmanıyla, verimli bir yükseköğretim sistemine ulaşamayız. Üniversite sanayi işbirlikleri güçlendirilmeli, öğrenci finansmanı ve devlet, bu hizmetin finansmanını ortak karşılamalıdır. Teknoloji üretmeliyiz…
Gelelim Vakıf Üniversitelerinin kapatılma süreçlerine. Türkiye’de 76 Vakıf Üniversitesi mevcut. 15 Temmuz’da yaşanılan darbe girişiminden sonra malum FETÖ örgütü ile bağı olan 15 üniversite Olağanüstü Hal kanunu ile kapatıldı. Bunların dışında bazı mali açıdan sıkıntı yaşayan, yolsuzluk yapılan üniversiteler ise garantör üniversitelere devredildi. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) önümüzdeki yıllarda özellikle mali denetimlerinin yoğunlaştırılacağı ve sıkıntı yaşanan kurumları bekletmeden kapatılacağı konuşuluyor. Öğrencileri ve üniversite çalışanlarını mağdur etmemek adına yapılan yönetim değişikliklerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki akademik yıl yükseköğretim kurumları için zor bir yıl olacak. Yeni dönem hepimize hayırlı olsun.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Eylül 2016 11:22
Gösterim: 15468
Yasemin Çiçekçisoy
Bir ülkenin iktisadi kalkınması sahip olduğu nitelikli insan gücüyle doğru orantılıdır. Beşeri sermaye dediğimiz kişinin bilgi ve becerileri elde etmek için harcadığı enerji ve eğitim masraflarının bütünüdür. Beşeri sermaye ekonomik gelişmişliğin temel belirleyicileri arasına çoktan girdi. Teknolojik gelişmeler, ülkelerin büyümesinin temel dinamiğidir. Teknolojinin üretimde kullanılmasının ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve beşeri sermayesiyle yakından ilgilidir. Yani ancak daha iyi eğitimli bireylerle teknolojik hızı takip edebilirsiniz. Dolayısıyla devlet beşeri sermayeyi arttırma yönünde politika üretmelidir. Bireylere daha iyi eğitim olanakları sunmalı, özellikle yurtdışı eğitim teşvik/bursu vermelidir. Gelişmişliğin ve büyümenin en önemli kaynağı beşeri sermaye oranlarının artmasıdır.
Bilgi paylaştıkça çoğalır
Bilginin farklı tanımları var. Bilgi kısaca, öğrenme araştırma ve gözlem yoluyla elde edilen verilerin tümüdür. En önemli özeliği paylaştıkça çoğalır. Değerli bilgiyi saklı tutamazsınız. Bir şekilde ortaya çıkar.
Ekonomik, toplumsal ve teknoloji alanlarında yaşanılan gelişmeler Bilgi ekonomisi kavramıyla açıklanıyor. Günümüz ekonomik koşulları ise bilgi teknolojisinin verimliliğine bağlı. Türkiye gibi gelişme sürecini henüz tamamlamamış ülkeler için bilgi ekonomisine yatırım hayati önem taşıyor. Teknoloji kullanmanın dışında teknoloji üreten bir ülke haline gelebilmek için insana ve eğitime yatırım yapmak lazım. Mesela Güney Kore’yi ele alalım. 80 li yıllarda Güney Kore, Türkiye’den ekonomik anlamda çok daha zayıf bir ülke idi. Eğitim ve teknolojide yapılan yatırımlar ve reformlar sayesinde ülkenin tüm vizyonu değişti, hızlı bir ekonomik kalkınma yaşandı.
Güney Kore’de yapılan reformları iyicene inceleyip benzer reform politikaları oluşturmamız gerek. Maalesef mevcut durumda öğrencilerimiz herhangi bir yabancı dil, matematik ve Türkçe öğrenmeden üniversiteye geliyor. Boşa geçmiş ortaokul ve lise yıllarına üniversitede yanlış meslek tercihleri de eklenince umutsuz bir toplum yaratıyoruz.
Erasmus Hareketlilik Ekonomisi
Üniversitelerde yürütülen değişim programlarına, özellikle Erasmus Hareketliliğine, üniversite öğrencilerinin mutlaka katılması gerektiğinden bu köşede hep bahsettim. Dilerseniz biraz da bu işin maliyetlerinden bahsedelim. Malum Ulusal Ajans tarafından her yıl üniversitelere verilen hibeler suyunu çekti. Birçok ülke için verilen hibe miktarı, öğrencinin sadece kalacak yerini karşılıyor. Yurtdışında üniversiteden aldığınız hibe ile sadece ucuz ülke kategorisindeki ülkelerde geçinebilirsiniz. Diğer ülkelere gitmek isteyecek öğrencilerin mutlaka aylık ortalama 200-300 Avro arasında ek bir bütçeye sahip olmaları gerekir. Bu ülkelere gidecek öğrenciler, alacakları hibeyi sadece cep harçlığı olarak görmeliler. Özellikle kalacak yerlerini üniversite yurtlarında yerler dolmadan ayarlamaları gerekir. Böylelikle minimum 100 Avro tasarruf edebilirsiniz. Yurtdışında ev kiralama fikrinden mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Yurtdışına giden öğrencinin makarna ve yumurta dışında hem sağlıklı hem de ekonomik yiyecekler yapmayı öğrenmesi şarttır. Bu bilinçle gitmeden önce annelerin mutfağında biraz zaman geçirmekte fayda var.
Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür. VİCTOR HUGO
Üst Kategori: ROOT Kategori: Yasemin Çiçekçisoy - Ulus. Eğ. Uz.
Yasemin Çiçekçisoy
Bir ülkenin iktisadi kalkınması sahip olduğu nitelikli insan gücüyle doğru orantılıdır. Beşeri sermaye dediğimiz kişinin bilgi ve becerileri elde etmek için harcadığı enerji ve eğitim masraflarının bütünüdür. Beşeri sermaye ekonomik gelişmişliğin temel belirleyicileri arasına çoktan girdi. Teknolojik gelişmeler, ülkelerin büyümesinin temel dinamiğidir. Teknolojinin üretimde kullanılmasının ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve beşeri sermayesiyle yakından ilgilidir. Yani ancak daha iyi eğitimli bireylerle teknolojik hızı takip edebilirsiniz. Dolayısıyla devlet beşeri sermayeyi arttırma yönünde politika üretmelidir. Bireylere daha iyi eğitim olanakları sunmalı, özellikle yurtdışı eğitim teşvik/bursu vermelidir. Gelişmişliğin ve büyümenin en önemli kaynağı beşeri sermaye oranlarının artmasıdır.
Bilgi paylaştıkça çoğalır
Bilginin farklı tanımları var. Bilgi kısaca, öğrenme araştırma ve gözlem yoluyla elde edilen verilerin tümüdür. En önemli özeliği paylaştıkça çoğalır. Değerli bilgiyi saklı tutamazsınız. Bir şekilde ortaya çıkar.
Ekonomik, toplumsal ve teknoloji alanlarında yaşanılan gelişmeler Bilgi ekonomisi kavramıyla açıklanıyor. Günümüz ekonomik koşulları ise bilgi teknolojisinin verimliliğine bağlı. Türkiye gibi gelişme sürecini henüz tamamlamamış ülkeler için bilgi ekonomisine yatırım hayati önem taşıyor. Teknoloji kullanmanın dışında teknoloji üreten bir ülke haline gelebilmek için insana ve eğitime yatırım yapmak lazım. Mesela Güney Kore’yi ele alalım. 80 li yıllarda Güney Kore, Türkiye’den ekonomik anlamda çok daha zayıf bir ülke idi. Eğitim ve teknolojide yapılan yatırımlar ve reformlar sayesinde ülkenin tüm vizyonu değişti, hızlı bir ekonomik kalkınma yaşandı.
Güney Kore’de yapılan reformları iyicene inceleyip benzer reform politikaları oluşturmamız gerek. Maalesef mevcut durumda öğrencilerimiz herhangi bir yabancı dil, matematik ve Türkçe öğrenmeden üniversiteye geliyor. Boşa geçmiş ortaokul ve lise yıllarına üniversitede yanlış meslek tercihleri de eklenince umutsuz bir toplum yaratıyoruz.
Erasmus Hareketlilik Ekonomisi
Üniversitelerde yürütülen değişim programlarına, özellikle Erasmus Hareketliliğine, üniversite öğrencilerinin mutlaka katılması gerektiğinden bu köşede hep bahsettim. Dilerseniz biraz da bu işin maliyetlerinden bahsedelim. Malum Ulusal Ajans tarafından her yıl üniversitelere verilen hibeler suyunu çekti. Birçok ülke için verilen hibe miktarı, öğrencinin sadece kalacak yerini karşılıyor. Yurtdışında üniversiteden aldığınız hibe ile sadece ucuz ülke kategorisindeki ülkelerde geçinebilirsiniz. Diğer ülkelere gitmek isteyecek öğrencilerin mutlaka aylık ortalama 200-300 Avro arasında ek bir bütçeye sahip olmaları gerekir. Bu ülkelere gidecek öğrenciler, alacakları hibeyi sadece cep harçlığı olarak görmeliler. Özellikle kalacak yerlerini üniversite yurtlarında yerler dolmadan ayarlamaları gerekir. Böylelikle minimum 100 Avro tasarruf edebilirsiniz. Yurtdışında ev kiralama fikrinden mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Yurtdışına giden öğrencinin makarna ve yumurta dışında hem sağlıklı hem de ekonomik yiyecekler yapmayı öğrenmesi şarttır. Bu bilinçle gitmeden önce annelerin mutfağında biraz zaman geçirmekte fayda var.
Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür. VİCTOR HUGO
Son Güncelleme: Salı, 08 Mart 2016 17:52
Gösterim: 2555
Yasemin Çiçekçisoy / Uluslararası Eğitim Uzmanı
Bir ülkenin gelişmişlik seviyesini yükseltmenin en kolay yolu, eğitime yatırım yapılmasıdır. Çağdaş refaha ve güçlü bir ekonomiye sahip olmanın en kolay yolu, eğitme yatırım yapmaktır. Eğitim hem kamu hem de özel sektör için kazançlı bir yatırımdır.
Türkiye eğitim harcamalarının GSMH’ya oranında, OECD ortalamasının altında pay ayırmaktadır. Ayrılan payın arttırılmasına acil olarak ihtiyaç var. Eğitim harcamalarının finansman kaynağının arttırılmasının bir yolu bulunmalı. Üniversite- Sanayi işbirlikleri bu noktada kritik önem taşıyor. Bunun yanı sıra yükseköğretim hizmetini alan öğrencilerden alınan katkı paylarının da arttırılabileceği son zamanların en önemli tartışma konularından. Hatırlarsanız yıllar önce İngiltere eğitimin finansmanında öğrenci katkılarının arttırılması için bir sistem oluşturulmuştu. Öğrenciler ortalığı yakıp yıkmıştı. Ancak neticede sistem yeniden düzenlenmiş, finansman kaynaklarına hizmet alan tarafından sağlanma oranı arttırılmıştı.
Hayat boyu öğrenim politikalarına ihtiyaç var
Türkiye’de eğitim ekonomisi yönelik hedefler konulmak zorundadır. Mevcut politika ve hedefler ihtiyacı karşılamaktan çok günü kurtarır durumda olduğunu biliyoruz. Bu hedefler okul öncesi eğitimden tutun da doktora sonrasına kadar uzanmalıdır.
AB’de yükseköğretimin finansmanı
AB ülkelerinde genel olarak yükseköğretim bir standarda bağlanamamıştır. Birlik üyelerinin farklı eğitim sistemi ve finansman modelleri olduğunu görüyoruz. Birlik, Bologna süreci ile birlikte eğitim sistemlerinin harmonizasyonu hedeflenmiş, ancak bu süreç ne kadar başarılı olmuştur, tartışılır. Şöyle bir inceleyecek olursak Finlandiya, İrlanda, Almanya, Fransa gibi ülkelerde yükseköğretim bedelsiz olarak sunulmakta olup, İtalya, Hollanda, Portekiz, Avusturya ve İngiltere gibi ülkelerde ise yükseköğretim yarı kamusal mal olarak kabul edilerek, öğrenci harçları arttırılarak finansman kaynağı olarak kullanılmaktadır. Öğrencilere uygun krediler verilerek finansmana katkıda bulunmaları sağlanır. Üniversite Sanayi işbirliği faaliyetleri yönünden Almanya ve Fransa oldukça aktif ülkelerdir. Özellikle Ar-Ge faaliyetleri, bu ülkelerde neredeyse tamamen sanayi tarafından finanse edilir. Türkiye’de maalesef üniversite-sanayi işbirlikleri etkin değil. Sanayiden maddi manevi destek almadan kalkınmanın gerçekleşmesi bana göre mümkün olamaz.
Ülke |
Kamu finansmanının bağlı olduğu koşul |
İsveç |
Öğrenciler, krediler |
Danimarka |
Öğrencilerden toplanan krediler (taksimetre kuralı) |
Belçika-Flandra |
Yeni girenler; Kredi bursu; diploma (BA, MA, PhD) |
Almanya |
Önceki yılın bütçesi; öğrenci sayısı |
Hollanda |
Yeni girenler, diploma (BA, MA, PhD) |
Finlandiya |
Diploma sayısı (enstitü üzerinden kabul edilen) |
Fransa |
Giriş kriteri (personel, öğrenci) |
İspanya |
Öğrenciler ve (Valensiya bölgesinde) enstitüler tarafından belirlenen göstergeler |
Kaynak: ESMU, 2010
"İçinde yaşadığımız yeniçağda, zenginlik bilginin ürünüdür. Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve en önemli ürünü haline gelmiş bulunuyor. Günümüzde zenginlik yaratmak için gerek duyulan sermaye varlıkları arazi, bedensel emek, imalat ve fabrikalar değildir. Bunların yerini bilgi almış durumdadır.” Thomas A.Stewart
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
twitter: @yccsoy
Üst Kategori: ROOT Kategori: Yasemin Çiçekçisoy - Ulus. Eğ. Uz.
Yasemin Çiçekçisoy / Uluslararası Eğitim Uzmanı
Bir ülkenin gelişmişlik seviyesini yükseltmenin en kolay yolu, eğitime yatırım yapılmasıdır. Çağdaş refaha ve güçlü bir ekonomiye sahip olmanın en kolay yolu, eğitme yatırım yapmaktır. Eğitim hem kamu hem de özel sektör için kazançlı bir yatırımdır.
Türkiye eğitim harcamalarının GSMH’ya oranında, OECD ortalamasının altında pay ayırmaktadır. Ayrılan payın arttırılmasına acil olarak ihtiyaç var. Eğitim harcamalarının finansman kaynağının arttırılmasının bir yolu bulunmalı. Üniversite- Sanayi işbirlikleri bu noktada kritik önem taşıyor. Bunun yanı sıra yükseköğretim hizmetini alan öğrencilerden alınan katkı paylarının da arttırılabileceği son zamanların en önemli tartışma konularından. Hatırlarsanız yıllar önce İngiltere eğitimin finansmanında öğrenci katkılarının arttırılması için bir sistem oluşturulmuştu. Öğrenciler ortalığı yakıp yıkmıştı. Ancak neticede sistem yeniden düzenlenmiş, finansman kaynaklarına hizmet alan tarafından sağlanma oranı arttırılmıştı.
Hayat boyu öğrenim politikalarına ihtiyaç var
Türkiye’de eğitim ekonomisi yönelik hedefler konulmak zorundadır. Mevcut politika ve hedefler ihtiyacı karşılamaktan çok günü kurtarır durumda olduğunu biliyoruz. Bu hedefler okul öncesi eğitimden tutun da doktora sonrasına kadar uzanmalıdır.
AB’de yükseköğretimin finansmanı
AB ülkelerinde genel olarak yükseköğretim bir standarda bağlanamamıştır. Birlik üyelerinin farklı eğitim sistemi ve finansman modelleri olduğunu görüyoruz. Birlik, Bologna süreci ile birlikte eğitim sistemlerinin harmonizasyonu hedeflenmiş, ancak bu süreç ne kadar başarılı olmuştur, tartışılır. Şöyle bir inceleyecek olursak Finlandiya, İrlanda, Almanya, Fransa gibi ülkelerde yükseköğretim bedelsiz olarak sunulmakta olup, İtalya, Hollanda, Portekiz, Avusturya ve İngiltere gibi ülkelerde ise yükseköğretim yarı kamusal mal olarak kabul edilerek, öğrenci harçları arttırılarak finansman kaynağı olarak kullanılmaktadır. Öğrencilere uygun krediler verilerek finansmana katkıda bulunmaları sağlanır. Üniversite Sanayi işbirliği faaliyetleri yönünden Almanya ve Fransa oldukça aktif ülkelerdir. Özellikle Ar-Ge faaliyetleri, bu ülkelerde neredeyse tamamen sanayi tarafından finanse edilir. Türkiye’de maalesef üniversite-sanayi işbirlikleri etkin değil. Sanayiden maddi manevi destek almadan kalkınmanın gerçekleşmesi bana göre mümkün olamaz.
Ülke |
Kamu finansmanının bağlı olduğu koşul |
İsveç |
Öğrenciler, krediler |
Danimarka |
Öğrencilerden toplanan krediler (taksimetre kuralı) |
Belçika-Flandra |
Yeni girenler; Kredi bursu; diploma (BA, MA, PhD) |
Almanya |
Önceki yılın bütçesi; öğrenci sayısı |
Hollanda |
Yeni girenler, diploma (BA, MA, PhD) |
Finlandiya |
Diploma sayısı (enstitü üzerinden kabul edilen) |
Fransa |
Giriş kriteri (personel, öğrenci) |
İspanya |
Öğrenciler ve (Valensiya bölgesinde) enstitüler tarafından belirlenen göstergeler |
Kaynak: ESMU, 2010
"İçinde yaşadığımız yeniçağda, zenginlik bilginin ürünüdür. Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve en önemli ürünü haline gelmiş bulunuyor. Günümüzde zenginlik yaratmak için gerek duyulan sermaye varlıkları arazi, bedensel emek, imalat ve fabrikalar değildir. Bunların yerini bilgi almış durumdadır.” Thomas A.Stewart
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
twitter: @yccsoy
Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Haziran 2016 12:20
Gösterim: 2178
Yasemin Çiçekçisoy
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. / twitter: @yccsoy
Erasmus Öğrenim Hareketliliği bahar ve yaz dönemi başvuruları başladı.
Fırsatlar dünyası Erasmus + programından belki de en çok üniversite öğrencileri faydalanıyor. Neredeyse iki yıl süre ile yurtdışında bulunma fırsatı yakalayıp, hem öğrenim görüyorlar hem de staj yapıyorlar. Hemen hemen bütün üniversiteler yılda bir ya da iki defa Erasmus öğrenci seçimlerini yapıyor. Genellikle Ekim, Kasım ayları bahar ve yaz dönemlerinde gitmek isteyen öğrenciler için hareketli bir dönem oluyor. Malum ikinci dönem için hazırlıkların yapılması, karşı üniversiteden onay yani davet mektubunun gelmesi, öğrenim anlaşmalarının imzalanması, alınacak derslerin seçilmesi, dahası vize süreçleri için minimum bir iki ay süreye ihtiyaç var.
Erasmus öğrenim ve staj hareketliliğinden üniversite yılarınız boyunca en az iki kez faydalanmalısınız. Hatta Avrupa’nın farklı bölgelerine gidip, farklı kültürleri tanımalısınız. Tanıyın ki ileride hayatınıza farklılık katsın bu deneyim. Bence, öğrenim hareketliliğine Kuzey Avrupa ülkesine giden bir öğrenci, staj hareketliliğini mutlaka farklı bir bölgede, örneğin güney Avrupa’da yapmalı. Unutmayın farklı kültürlerden, farklı ülke sitemlerini tanıyarak kendinizi hayata daha kolay hazırlayabilirsiniz. Ayrıca farklı kültürleri tanımış, yaşamış olmanın dışında akademik yönden, iş becerisi ve disiplin anlamında Avrupa’dan öğreneceğimiz çok şey var.
Korkmadan, özveriyle ve en önemlisi çok çalışarak kendinizi, etrafınızı, hayatınızı değiştirin.
ogrencigozuyle.com
Yurtdışı eğitim sürecine destek veren yeni bir platformdan size bahsedeceğim. Öğrencilerin kendi yurtdışı eğitim süreçlerini kendi gözlerinden sundukları, video ve resimlerini paylaştıkları bir web sitesi. İsmi de çok neşeli, www.ogrencigozuyle.com öğrencinin gözünden, öğrencinin yaşamından kesitlerin yansıtıldığı, en önemlisi yurtdışı üniversitelerin görüntülerinin yer aldığı bir web sitesi. Yani artık Erasmus programına gitmeden önce bu siteye girip, gitmek istediğiniz üniversitenin kantininden tutun da yurtlarına kadar her türlü bilgiyi alabileceğiniz dahası görüntülerine bakabileceğiniz bir platform. Bence tüm öğrencilerin Erasmus macera seçimlerini etkileyecek, bu siteye bakmadan tercih yapılamayacak.
Yurtdışı staj konusu da bu sitede işleniyor. Yurtdışında nasıl staj yeri bulacağız ve en önemlisi vize problemini nasıl çözeceğiz, bir bir anlatılıyor. Bu sitede irtibata geçebileceğiniz yurtdışı staj yerleri de yer alıyor. Kısa zamanda Erasmus ve yurtdışı eğitimin görsel platformu olacak bu siteyi ziyaret etmeden yurtdışına gitmeyin derim. Ailenizi nasıl bir yere gideceğiniz konusunda ikna etmenin en kolay yolu olduğunu düşünüyorum.
Dahası bu sitede meslek tanıtımları da yapılıyor olacak. Marka şirketlerin üst düzey yöneticilerine çok basit ve temel bir soru sorulacak. Hangi donanımlara sahip bir mezunu istihdam etmek istersiniz? Hepimizin amacı iyi bir kariyer sahibi olmak, iyi para kazanmak bence yöneticilerimizin söylediklerine kulak vermemiz gerek.
Bence bu siteyi takip edin.
Zamanının bir saatini bile boşa harcamaya cüret eden insan hayatın kıymetinin farkına varamamıştır.
Charles Darwin
Üst Kategori: ROOT Kategori: Yasemin Çiçekçisoy - Ulus. Eğ. Uz.
Yasemin Çiçekçisoy
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. / twitter: @yccsoy
Erasmus Öğrenim Hareketliliği bahar ve yaz dönemi başvuruları başladı.
Fırsatlar dünyası Erasmus + programından belki de en çok üniversite öğrencileri faydalanıyor. Neredeyse iki yıl süre ile yurtdışında bulunma fırsatı yakalayıp, hem öğrenim görüyorlar hem de staj yapıyorlar. Hemen hemen bütün üniversiteler yılda bir ya da iki defa Erasmus öğrenci seçimlerini yapıyor. Genellikle Ekim, Kasım ayları bahar ve yaz dönemlerinde gitmek isteyen öğrenciler için hareketli bir dönem oluyor. Malum ikinci dönem için hazırlıkların yapılması, karşı üniversiteden onay yani davet mektubunun gelmesi, öğrenim anlaşmalarının imzalanması, alınacak derslerin seçilmesi, dahası vize süreçleri için minimum bir iki ay süreye ihtiyaç var.
Erasmus öğrenim ve staj hareketliliğinden üniversite yılarınız boyunca en az iki kez faydalanmalısınız. Hatta Avrupa’nın farklı bölgelerine gidip, farklı kültürleri tanımalısınız. Tanıyın ki ileride hayatınıza farklılık katsın bu deneyim. Bence, öğrenim hareketliliğine Kuzey Avrupa ülkesine giden bir öğrenci, staj hareketliliğini mutlaka farklı bir bölgede, örneğin güney Avrupa’da yapmalı. Unutmayın farklı kültürlerden, farklı ülke sitemlerini tanıyarak kendinizi hayata daha kolay hazırlayabilirsiniz. Ayrıca farklı kültürleri tanımış, yaşamış olmanın dışında akademik yönden, iş becerisi ve disiplin anlamında Avrupa’dan öğreneceğimiz çok şey var.
Korkmadan, özveriyle ve en önemlisi çok çalışarak kendinizi, etrafınızı, hayatınızı değiştirin.
ogrencigozuyle.com
Yurtdışı eğitim sürecine destek veren yeni bir platformdan size bahsedeceğim. Öğrencilerin kendi yurtdışı eğitim süreçlerini kendi gözlerinden sundukları, video ve resimlerini paylaştıkları bir web sitesi. İsmi de çok neşeli, www.ogrencigozuyle.com öğrencinin gözünden, öğrencinin yaşamından kesitlerin yansıtıldığı, en önemlisi yurtdışı üniversitelerin görüntülerinin yer aldığı bir web sitesi. Yani artık Erasmus programına gitmeden önce bu siteye girip, gitmek istediğiniz üniversitenin kantininden tutun da yurtlarına kadar her türlü bilgiyi alabileceğiniz dahası görüntülerine bakabileceğiniz bir platform. Bence tüm öğrencilerin Erasmus macera seçimlerini etkileyecek, bu siteye bakmadan tercih yapılamayacak.
Yurtdışı staj konusu da bu sitede işleniyor. Yurtdışında nasıl staj yeri bulacağız ve en önemlisi vize problemini nasıl çözeceğiz, bir bir anlatılıyor. Bu sitede irtibata geçebileceğiniz yurtdışı staj yerleri de yer alıyor. Kısa zamanda Erasmus ve yurtdışı eğitimin görsel platformu olacak bu siteyi ziyaret etmeden yurtdışına gitmeyin derim. Ailenizi nasıl bir yere gideceğiniz konusunda ikna etmenin en kolay yolu olduğunu düşünüyorum.
Dahası bu sitede meslek tanıtımları da yapılıyor olacak. Marka şirketlerin üst düzey yöneticilerine çok basit ve temel bir soru sorulacak. Hangi donanımlara sahip bir mezunu istihdam etmek istersiniz? Hepimizin amacı iyi bir kariyer sahibi olmak, iyi para kazanmak bence yöneticilerimizin söylediklerine kulak vermemiz gerek.
Bence bu siteyi takip edin.
Zamanının bir saatini bile boşa harcamaya cüret eden insan hayatın kıymetinin farkına varamamıştır.
Charles Darwin
Son Güncelleme: Salı, 17 Kasım 2015 12:12
Gösterim: 2415