Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Atatürk İlköğretim Okulu’nun imam hatip ortaokuluna çevrilmesi veli ve öğrenciler tarafından protesto edildi.

Fatih Vefa Caddesi üzerinde bulunan Atatürk İlköğretim Okulu’nun imam hatip okuluna çevrilmesi sabah saatlerinde okul önünde toplanan veli ve öğrenciler tarafından protesto edildi. Okul önünde toplanan veli ve öğrenciler ‘Susma ses çıkar. Okuluna sahip çık’ şeklinde sloganlar attı.

"300 ailenin çocuğu burada okuyor 'Talep azlığı var' deniyor"

Veli ve öğrenciler adına açıklama yapan Eğitim-Sen 8 nolu Şube Başkanı Mustafa Turgut ‘Oryantasyon eğitimi başlamadan üç gün önce veliler bu okulun imam hatibe çevrildiğini öğrendi. Bu okul özellikle bu çevrede çalışan birçok anne ve babanın tercih ettiği bir okul. Yaklaşık 300 çalışan ailenin bu okula başvuru yaptığını biliyoruz. Ancak buna rağmen talep azlığı nedeniyle imam hatibe dönüştürüldüğü söyleniyor. Buradaki çocuklar şu anda sıralarında oturmalıydı. Ama mağdur edildiler. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler olarak okulumuzu geri kazanmak için elimizden geleni yapacağız’ şeklinde konuştu.

Eylem öncesinde ilkokul öğrencileri kendi elleriyle dövizler hazırladı. Alkış ve sloganlarla okulun imam hatibe çevrilmesini protesto eden öğrenci ve veliler okullarını geri almak için eylemlere devam edeceklerini söyledi.

Müge İplikçi köşesine taşımıştı

Vatan gazetesi yazarı Müge İplikçi okuldaki bu değişimi kaleme almıştı. İşte 14 Eylül 2012 tarihinde yazdıkları:

İstanbul Fatih Atatürk İlköğretim Okulu velilerinden gelen mektubun bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum:

‘Kayıt döneminde ilkokul olarak kayıtlar alınmaya başlanmıştı. Bizler de bu bölgede çalışan anne babalar olarak okulumuza kayıt yaptırdık. Eğitim öğretim döneminin başlamasına üç gün kala mesai saatinin bitimine yakın 16.30’da okul idaresi tarafından, okulumuzun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürüldüğü bilgisi bazı velilere telefonla bildirildi. Bu karar bildirilinceye kadar okulda 1. sınıfa ve anasınıfına ön kayıtlar yapılmıştı. Veliler olarak çocuklarımızın yeni okul formalarını bile almıştık. Okul idaresi, okulumuzun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştüğünü, bu nedenle yeni kayıt yapılmayacağını, eski kayıtların da iptal edildiğini açıkladı. Veliler olarak bu durum karşısında ne yapacağımızı sorduğumuzda, kendimize bölgede okul aramamız gerektiği söylendi.’

1'inci sınıflar okula geldiklerinde öğrenmiş

Mektubun ilerleyen bölümlerinde bu mağduriyet yaşanmadan önce okula gelen bazı kişilerin olduğu ve bu kişilerin idareye, okulun İmam Hatip’e dönüştürüldüğünü bildirip kayıt yapmak istedikleri yazılı. Bu durum karşısında müdür yardımcıları böyle bir şeyden haberleri olmadıklarını belirtmişler. Bu konuda bilgi almak isteyen diğer velilere de okulun böyle bir dönüşüm yaşamayacağını söylemişler. Ancak durum hiç de öyle olmamış. Aynı veliler 7 Eylül tarihinden sonra İmam Hatip Ortaokulu için kayıtların başladığına tanık olmuş! Bu durumdan haberi olmayan 1. sınıfa kayıt yaptıran veliler oryantasyon için okula geldiklerinde bu ani değişim karşısında şaşırıp kalmış. Bu velilerin ve ilk defa okula formaları ile gelen öğrencilerin psikolojilerinin ne olabileceğini tahmin edebilirsiniz.

Velilerin çoğu kamu hizmeti veren kurumlarda çalışıyor

Bu basın duyurusunun altına imza atan velilerin çoğu bölgede kamu hizmeti veren kurumlarda ve çevredeki iş yerlerlerinde çalışıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkezi, Bölge Çalışma Sosyal Güvenlik Merkezi, Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Fatih Sosyal Güvenlik Merkezi, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü bunlardan bazıları. Yaz boyunca böyle bir değişimden haberleri olmadığı için çocuklarına okul aramayı düşünmemişler. Hem maddi hem de manevi bir mağduriyet içinde bulunduklarını belirtiyorlar.

Temennileri ise okullarının eski haline dönmesi! Bu talepleri karşılanıncaya kadar veliler olarak eylem ve etkinliklerine devam edeceklerini söylüyorlar ve mücadelelerinde bölgede çalışan ve yaşayan herkesi yanlarında görmek istediklerini belirtiyorlar.

***

Yeni sistemin okullara getirdiği yük ortada. Ama bir de Fatih Atatürk İlköğretim Okulu Veli İnsiyatifi’nin dile getirdiği türden yaşananlar var.

Zamanında İmam Hatipler’in yaşadığı darboğazın ‘bedelinin’ şimdilerde normal eğitim verilen okullara bu biçimde, yalapşap ödetilmeye çalışılması çok ama çok yanlış bir politika. Bu yalapşaplığı kotarmaya çabalayanlar: Korkarım bir süre sonra bu hayhuy elinizde patlayacak. Neden mi ‘hayhuy’ diyorum bu çabaya? Hınç, ihtiras ve intikam döner döner ve hazin sonuçlarıyla yine sahibini bulur, o yüzden.

Ancak iş eğitim olunca insanın içini burkan başka bir husus var. Belli ki bu hayhuyda sadece uç duyguların girdabındaki ruhlar kaybetmeyecek. Bu anaforda hepimiz kaybedeceğiz. Özellikle de çocuklarımız.

(milliyet)

> Öğrenci ve velilerden imam hatip protestosu

Atatürk İlköğretim Okulu’nun imam hatip ortaokuluna çevrilmesi veli ve öğrenciler tarafından protesto edildi.

Fatih Vefa Caddesi üzerinde bulunan Atatürk İlköğretim Okulu’nun imam hatip okuluna çevrilmesi sabah saatlerinde okul önünde toplanan veli ve öğrenciler tarafından protesto edildi. Okul önünde toplanan veli ve öğrenciler ‘Susma ses çıkar. Okuluna sahip çık’ şeklinde sloganlar attı.

"300 ailenin çocuğu burada okuyor 'Talep azlığı var' deniyor"

Veli ve öğrenciler adına açıklama yapan Eğitim-Sen 8 nolu Şube Başkanı Mustafa Turgut ‘Oryantasyon eğitimi başlamadan üç gün önce veliler bu okulun imam hatibe çevrildiğini öğrendi. Bu okul özellikle bu çevrede çalışan birçok anne ve babanın tercih ettiği bir okul. Yaklaşık 300 çalışan ailenin bu okula başvuru yaptığını biliyoruz. Ancak buna rağmen talep azlığı nedeniyle imam hatibe dönüştürüldüğü söyleniyor. Buradaki çocuklar şu anda sıralarında oturmalıydı. Ama mağdur edildiler. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler olarak okulumuzu geri kazanmak için elimizden geleni yapacağız’ şeklinde konuştu.

Eylem öncesinde ilkokul öğrencileri kendi elleriyle dövizler hazırladı. Alkış ve sloganlarla okulun imam hatibe çevrilmesini protesto eden öğrenci ve veliler okullarını geri almak için eylemlere devam edeceklerini söyledi.

Müge İplikçi köşesine taşımıştı

Vatan gazetesi yazarı Müge İplikçi okuldaki bu değişimi kaleme almıştı. İşte 14 Eylül 2012 tarihinde yazdıkları:

İstanbul Fatih Atatürk İlköğretim Okulu velilerinden gelen mektubun bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum:

‘Kayıt döneminde ilkokul olarak kayıtlar alınmaya başlanmıştı. Bizler de bu bölgede çalışan anne babalar olarak okulumuza kayıt yaptırdık. Eğitim öğretim döneminin başlamasına üç gün kala mesai saatinin bitimine yakın 16.30’da okul idaresi tarafından, okulumuzun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürüldüğü bilgisi bazı velilere telefonla bildirildi. Bu karar bildirilinceye kadar okulda 1. sınıfa ve anasınıfına ön kayıtlar yapılmıştı. Veliler olarak çocuklarımızın yeni okul formalarını bile almıştık. Okul idaresi, okulumuzun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştüğünü, bu nedenle yeni kayıt yapılmayacağını, eski kayıtların da iptal edildiğini açıkladı. Veliler olarak bu durum karşısında ne yapacağımızı sorduğumuzda, kendimize bölgede okul aramamız gerektiği söylendi.’

1'inci sınıflar okula geldiklerinde öğrenmiş

Mektubun ilerleyen bölümlerinde bu mağduriyet yaşanmadan önce okula gelen bazı kişilerin olduğu ve bu kişilerin idareye, okulun İmam Hatip’e dönüştürüldüğünü bildirip kayıt yapmak istedikleri yazılı. Bu durum karşısında müdür yardımcıları böyle bir şeyden haberleri olmadıklarını belirtmişler. Bu konuda bilgi almak isteyen diğer velilere de okulun böyle bir dönüşüm yaşamayacağını söylemişler. Ancak durum hiç de öyle olmamış. Aynı veliler 7 Eylül tarihinden sonra İmam Hatip Ortaokulu için kayıtların başladığına tanık olmuş! Bu durumdan haberi olmayan 1. sınıfa kayıt yaptıran veliler oryantasyon için okula geldiklerinde bu ani değişim karşısında şaşırıp kalmış. Bu velilerin ve ilk defa okula formaları ile gelen öğrencilerin psikolojilerinin ne olabileceğini tahmin edebilirsiniz.

Velilerin çoğu kamu hizmeti veren kurumlarda çalışıyor

Bu basın duyurusunun altına imza atan velilerin çoğu bölgede kamu hizmeti veren kurumlarda ve çevredeki iş yerlerlerinde çalışıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkezi, Bölge Çalışma Sosyal Güvenlik Merkezi, Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Fatih Sosyal Güvenlik Merkezi, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü bunlardan bazıları. Yaz boyunca böyle bir değişimden haberleri olmadığı için çocuklarına okul aramayı düşünmemişler. Hem maddi hem de manevi bir mağduriyet içinde bulunduklarını belirtiyorlar.

Temennileri ise okullarının eski haline dönmesi! Bu talepleri karşılanıncaya kadar veliler olarak eylem ve etkinliklerine devam edeceklerini söylüyorlar ve mücadelelerinde bölgede çalışan ve yaşayan herkesi yanlarında görmek istediklerini belirtiyorlar.

***

Yeni sistemin okullara getirdiği yük ortada. Ama bir de Fatih Atatürk İlköğretim Okulu Veli İnsiyatifi’nin dile getirdiği türden yaşananlar var.

Zamanında İmam Hatipler’in yaşadığı darboğazın ‘bedelinin’ şimdilerde normal eğitim verilen okullara bu biçimde, yalapşap ödetilmeye çalışılması çok ama çok yanlış bir politika. Bu yalapşaplığı kotarmaya çabalayanlar: Korkarım bir süre sonra bu hayhuy elinizde patlayacak. Neden mi ‘hayhuy’ diyorum bu çabaya? Hınç, ihtiras ve intikam döner döner ve hazin sonuçlarıyla yine sahibini bulur, o yüzden.

Ancak iş eğitim olunca insanın içini burkan başka bir husus var. Belli ki bu hayhuyda sadece uç duyguların girdabındaki ruhlar kaybetmeyecek. Bu anaforda hepimiz kaybedeceğiz. Özellikle de çocuklarımız.

(milliyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Eylül 2012 11:31

Gösterim: 1734

Van'da geçen yıl meydana gelen depremlerde hasar gören bazı okulların tadilat ve onarımları henüz tamamlanamadığı için öğrenciler yeni eğitim ve öğretim yılına konteyner ve çadırlarda başladı.

Türkiye genelinde olduğu gibi Van'da da öğrenciler ve veliler yeni eğitim ve öğretim yılının heyecanını yaşadı. Yeni eğitim yılının ilk gününde birçok veli, çocuklarını okul servisleriyle göndermeyip kendileri okula bıraktı.

Öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan öğrenciler, depremlerde ağır hasar gören ve henüz tadilatı tamamlanmayan okulları yerine okul bahçesinde kurulan konteyner ve çadırlarda dersbaşı yaptı.

Kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde il genelinde 63 okulun ağır hasar gördüğü için devre dışı kaldığını anımsatan Mili Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, yıkılan okulların yerine yenilerinin yapımının devam ettiğini belirtti.

Güçlendirme kararı alınan ve tadilatı yapılmayan bazı okullarda eğitim gören öğrencilerin geçen yıl kurulan konteyner ve çadır sınıflarda yeni eğitim ve öğretim yılına başlamak durumunda kaldığını bildiren yetkililer, yapım çalışmalarının ardından öğrencilerin yeni okullarında eğitimlerine devam edeceğini kaydetti.

Depremde ağır hasar aldığı için güçlendirme kararı alınan ve çalışmalar tamamlanmadığı için bahçesinde kurulu çadır ve konteyner sınıflarda eğitime başlayan Münci İnci Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri, her şeye rağmen arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.

Okul Müdürü Abdulaziz Öztürkçü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okuldaki güçlendirmenin 45 gün içinde tamamlanacağını vurgulayarak, bu süre zarfında eğitimde aksaklık yaşanmaması için çadırda eğitime devam edeceklerini ve havalar soğumadan öğrencilerin okula kavuşacağını ifade etti.

Lise 3. sınıf öğrenci Nihal Özkan ise depremden sonra Mersin'e giderek eğitimini orada tamamladığını hatırlatarak, yeni eğitim dönemine çadırda başlayacağı için 45 günlük bir sıkıntı yaşayacaklarını dile getirdi.

Özkan, ''Bir yıldır arkadaşlarımı görmüyorum. Bugün onun heyecanını da yaşıyorum. Soğuklar başlamadan okulumuza geçeceğimizi söylediler'' dedi.

Öğrenciler okul bahçesinde geçen yıl kurulan çadır ve konteyner dersliklerde eğitime başlarken, okul inşaatlarında da işçilerin çalıştığı görüldü.

> Deprem bölgesinde ders yılı sıkıntılı başladı

Van'da geçen yıl meydana gelen depremlerde hasar gören bazı okulların tadilat ve onarımları henüz tamamlanamadığı için öğrenciler yeni eğitim ve öğretim yılına konteyner ve çadırlarda başladı.

Türkiye genelinde olduğu gibi Van'da da öğrenciler ve veliler yeni eğitim ve öğretim yılının heyecanını yaşadı. Yeni eğitim yılının ilk gününde birçok veli, çocuklarını okul servisleriyle göndermeyip kendileri okula bıraktı.

Öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan öğrenciler, depremlerde ağır hasar gören ve henüz tadilatı tamamlanmayan okulları yerine okul bahçesinde kurulan konteyner ve çadırlarda dersbaşı yaptı.

Kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde il genelinde 63 okulun ağır hasar gördüğü için devre dışı kaldığını anımsatan Mili Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, yıkılan okulların yerine yenilerinin yapımının devam ettiğini belirtti.

Güçlendirme kararı alınan ve tadilatı yapılmayan bazı okullarda eğitim gören öğrencilerin geçen yıl kurulan konteyner ve çadır sınıflarda yeni eğitim ve öğretim yılına başlamak durumunda kaldığını bildiren yetkililer, yapım çalışmalarının ardından öğrencilerin yeni okullarında eğitimlerine devam edeceğini kaydetti.

Depremde ağır hasar aldığı için güçlendirme kararı alınan ve çalışmalar tamamlanmadığı için bahçesinde kurulu çadır ve konteyner sınıflarda eğitime başlayan Münci İnci Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri, her şeye rağmen arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.

Okul Müdürü Abdulaziz Öztürkçü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okuldaki güçlendirmenin 45 gün içinde tamamlanacağını vurgulayarak, bu süre zarfında eğitimde aksaklık yaşanmaması için çadırda eğitime devam edeceklerini ve havalar soğumadan öğrencilerin okula kavuşacağını ifade etti.

Lise 3. sınıf öğrenci Nihal Özkan ise depremden sonra Mersin'e giderek eğitimini orada tamamladığını hatırlatarak, yeni eğitim dönemine çadırda başlayacağı için 45 günlük bir sıkıntı yaşayacaklarını dile getirdi.

Özkan, ''Bir yıldır arkadaşlarımı görmüyorum. Bugün onun heyecanını da yaşıyorum. Soğuklar başlamadan okulumuza geçeceğimizi söylediler'' dedi.

Öğrenciler okul bahçesinde geçen yıl kurulan çadır ve konteyner dersliklerde eğitime başlarken, okul inşaatlarında da işçilerin çalıştığı görüldü.

Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Eylül 2012 11:14

Gösterim: 2434

Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl öğrencilere 187 milyon ders kitabını ücretsiz dağıtacak. Bu rakam dünyanın en büyük 10 kütüphanesindeki kitap sayısına eş

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun kapsamında yeniden düzenlenen ve pek çok yeniliği içeren 4 4 4 eğitim sistemi, bugün başlıyor. Üç aylık yaz tatilinin ardından yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak. Okula yeni başlayan 66-72 aylık yaklaşık 1 milyon 600 bin birinci sınıf öğrencisi de bir haftalık uyum eğitiminden sonra yarın sınıfları dolduracak. Yeni sisteme göre, 66 ayını dolduran çocuklar birinci sınıfa başlarken, geçen sene 4. sınıfı tamamlayan ilköğretim öğrencileri ortaokul 1. sınıfa geçecek. Okul öncesi eğitim ise 36 ayını tamamlamış çocukları kapsayacak. 37-66 aylık çocuklar anaokulunda, 48-66 ay arasındaki çocukların da ana sınıflarında eğitim alacak. Yeni yılda resmi ilköğretim ve orta öğretim okul ve kurumlarında eğitim-öğretim görecek yaklaşık 16 milyon öğrenciye ücretsiz dağıtılmak üzere 518 çeşit toplam 187 milyon ders kitabı basıldı. Ücretsiz ders kitapları için yaklaşık 300 milyon lira ödenek ayrıldı. Ayrıca ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin okullara uyumunu sağlamak üzere hazırlanan çalışma kitaplarıyla öğretmen kitabından da toplam 3 milyon 570 bin basıldı. Ders kitaplarında Başbakan Erdoğan ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin mesajları da yer alacak. Bir yıl içinde öğrencilere dağıtılacak kitap sayısı, dünyanın en büyük 10 kütüphanesinde bulunan miktara eşit. Aralarında 42 milyon kitaplı Rusya Devlet Kütüphanesi, 33 milyon kitaplı St. Petersburg Kütüphanesi ve Washingoton'daki Kongre Kütüphanesi'nin de bulunduğu 10 kütüphanede toplam 192 milyon kitap bulunuyor

11 BİN YENİ DERSLİK

MEB, yeni eğitim öğretim yılına, Türkiye genelinde yapımı tamamlanan 11 bin 536 yeni derslikle girecek. Bakanlık, bu yıl yapılan yeni derslik sayısıyla, 2011 yılında yapılan toplam 9 bin 374 derslik sayısını yüzde 23 oranında geçti. Bakanlık verilerine göre, 25 Ekim 2011'den 30 Ağustos 2012'ye kadar yapımı tamamlanan yeni derslik sayısı, okul öncesi ve ilköğretimde 8 bin 24, ortaöğretimde 2 bin 101, mesleki ve teknik eğitimde bin 438 olmak üzere toplam 11 bin 563 olarak tespit edildi. Daha önceki 2003-2011 yılları arasında yapılarak hizmete sunulan 169 bin 753 dersliğe yeni yapılan 11 bin 536 dersliğin eklenmesiyle toplam derslik sayısı 181 bin 316'ya ulaştı. Yeni eğitim öğretim yılının birinci dönemi 25 Ocak 2013'te sona erecek. Yarıyıl tatili 28 Ocak-8 Şubat 2013 arası Eğitim- öğretim yılının ikinci yarısı ise 11 Şubat 2013'te başlayacak ve 14 Haziran 2013'e kadar sürecek. AA

EN BÜYÜK 10 KÜTÜPHANE

Rusya Devlet Kütüphanesi (Moskova): 42 milyon

 St. Petersburg Kütüphanesi: 33 milyon

 Kongre Kütüphanesi (Washington): 29 milyon

 Pekin Kütüphanesi: 22 milyon

 Novossibirsk Kütüphanesi: 13 milyon

 Harvard Üniversitesi Kütüphanesi: 13 milyon

 Fransa Milli Kütüphanesi: 13 milyon

 İngiltere Kütüphanesi: 12 milyon

 New York Halk Kütüphanesi: 11 milyon

 İngiliz Siyasal ve Ekonomik Bilimler Kütüphanesi: 4 milyon

(sabah)

> MEB’den öğrencilere ücretsiz kitap dağıtımında rekor

Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl öğrencilere 187 milyon ders kitabını ücretsiz dağıtacak. Bu rakam dünyanın en büyük 10 kütüphanesindeki kitap sayısına eş

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun kapsamında yeniden düzenlenen ve pek çok yeniliği içeren 4 4 4 eğitim sistemi, bugün başlıyor. Üç aylık yaz tatilinin ardından yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak. Okula yeni başlayan 66-72 aylık yaklaşık 1 milyon 600 bin birinci sınıf öğrencisi de bir haftalık uyum eğitiminden sonra yarın sınıfları dolduracak. Yeni sisteme göre, 66 ayını dolduran çocuklar birinci sınıfa başlarken, geçen sene 4. sınıfı tamamlayan ilköğretim öğrencileri ortaokul 1. sınıfa geçecek. Okul öncesi eğitim ise 36 ayını tamamlamış çocukları kapsayacak. 37-66 aylık çocuklar anaokulunda, 48-66 ay arasındaki çocukların da ana sınıflarında eğitim alacak. Yeni yılda resmi ilköğretim ve orta öğretim okul ve kurumlarında eğitim-öğretim görecek yaklaşık 16 milyon öğrenciye ücretsiz dağıtılmak üzere 518 çeşit toplam 187 milyon ders kitabı basıldı. Ücretsiz ders kitapları için yaklaşık 300 milyon lira ödenek ayrıldı. Ayrıca ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin okullara uyumunu sağlamak üzere hazırlanan çalışma kitaplarıyla öğretmen kitabından da toplam 3 milyon 570 bin basıldı. Ders kitaplarında Başbakan Erdoğan ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin mesajları da yer alacak. Bir yıl içinde öğrencilere dağıtılacak kitap sayısı, dünyanın en büyük 10 kütüphanesinde bulunan miktara eşit. Aralarında 42 milyon kitaplı Rusya Devlet Kütüphanesi, 33 milyon kitaplı St. Petersburg Kütüphanesi ve Washingoton'daki Kongre Kütüphanesi'nin de bulunduğu 10 kütüphanede toplam 192 milyon kitap bulunuyor

11 BİN YENİ DERSLİK

MEB, yeni eğitim öğretim yılına, Türkiye genelinde yapımı tamamlanan 11 bin 536 yeni derslikle girecek. Bakanlık, bu yıl yapılan yeni derslik sayısıyla, 2011 yılında yapılan toplam 9 bin 374 derslik sayısını yüzde 23 oranında geçti. Bakanlık verilerine göre, 25 Ekim 2011'den 30 Ağustos 2012'ye kadar yapımı tamamlanan yeni derslik sayısı, okul öncesi ve ilköğretimde 8 bin 24, ortaöğretimde 2 bin 101, mesleki ve teknik eğitimde bin 438 olmak üzere toplam 11 bin 563 olarak tespit edildi. Daha önceki 2003-2011 yılları arasında yapılarak hizmete sunulan 169 bin 753 dersliğe yeni yapılan 11 bin 536 dersliğin eklenmesiyle toplam derslik sayısı 181 bin 316'ya ulaştı. Yeni eğitim öğretim yılının birinci dönemi 25 Ocak 2013'te sona erecek. Yarıyıl tatili 28 Ocak-8 Şubat 2013 arası Eğitim- öğretim yılının ikinci yarısı ise 11 Şubat 2013'te başlayacak ve 14 Haziran 2013'e kadar sürecek. AA

EN BÜYÜK 10 KÜTÜPHANE

Rusya Devlet Kütüphanesi (Moskova): 42 milyon

 St. Petersburg Kütüphanesi: 33 milyon

 Kongre Kütüphanesi (Washington): 29 milyon

 Pekin Kütüphanesi: 22 milyon

 Novossibirsk Kütüphanesi: 13 milyon

 Harvard Üniversitesi Kütüphanesi: 13 milyon

 Fransa Milli Kütüphanesi: 13 milyon

 İngiltere Kütüphanesi: 12 milyon

 New York Halk Kütüphanesi: 11 milyon

 İngiliz Siyasal ve Ekonomik Bilimler Kütüphanesi: 4 milyon

(sabah)

Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Eylül 2012 07:50

Gösterim: 1714

MEB’in, okula başlama yaşını 66 aya çekmesi tartışmalarına bu kısa film damgasını vurdu

İzlemek için tıklayın

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4+4+4 eğitim sistemiyle okula başlama yaşını 66 aya indirmesi Türkiye’de tartışma konusu olmuş tüm eleştirilere rağmen MEB, yapılan düzenlemede geri adım atmamıştı. Bugün okulların başlamasıyla birlikte 1 milyon 600 bin öğrenci birinci sınıfa başlıyor. Okula başlama yaşıyla ilgili bugün hürriyet.com’da yayımlanan kısa film gündeme damgasını vurdu İşte 66 aylıklarla ilgili bu kısa film(hürriyet)

 

filmin künyesi

BİRAZ SESSİZLİK LÜTFEN

Yapım Sorumlusu: Çağla Pınar Tunçel, Yönetmen: Halil Yücer, Editör: Nazlı Çapar, Asistan: Mutlucan Şen


> 66 aylıklarla ilgili bu kısa film güne damga vuracak

MEB’in, okula başlama yaşını 66 aya çekmesi tartışmalarına bu kısa film damgasını vurdu

İzlemek için tıklayın

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4+4+4 eğitim sistemiyle okula başlama yaşını 66 aya indirmesi Türkiye’de tartışma konusu olmuş tüm eleştirilere rağmen MEB, yapılan düzenlemede geri adım atmamıştı. Bugün okulların başlamasıyla birlikte 1 milyon 600 bin öğrenci birinci sınıfa başlıyor. Okula başlama yaşıyla ilgili bugün hürriyet.com’da yayımlanan kısa film gündeme damgasını vurdu İşte 66 aylıklarla ilgili bu kısa film(hürriyet)

 

filmin künyesi

BİRAZ SESSİZLİK LÜTFEN

Yapım Sorumlusu: Çağla Pınar Tunçel, Yönetmen: Halil Yücer, Editör: Nazlı Çapar, Asistan: Mutlucan Şen


Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Eylül 2012 08:46

Gösterim: 1897

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''4+4+4 yeni eğitim sistemine karşı çıkanlar, ideolojik bakış ve saplantı içerisinde olan kişi ve kuruluşlardır'' dedi.

Gündoğdu, Antalya'daki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, 6. Türkiye Buluşması kapsamında gerçekleştirilen sendika il ve ilçe yönetimlerinin katıldığı 23. Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Eğitim sistemindeki müfredatta, kademeli eğitim, din eğitimi seçeneklerinin artırılması, seçimlik dersler aracılığıyla bireylere daha fazla seçme hakkının tanınması gibi birçok alanı kapsayan ve milletin taleplerini karşılayan reformlar gerçekleştirdiğini belirten Gündoğdu, ancak reformlardaki doğru yaklaşımın, uygulama süreçlerinde aynı hassasiyetle sürdürülemediğini ileri sürdü.

Uygulamadaki sorunların Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamaya ilişkin üslubundan ve sosyal paydaşlarla iletişim kurmamasından kaynaklandığını ifade eden Gündoğdu, ''İlkokula başlama yaşı ve rapor alma zorunluluğu, sınıf mevcutları, derslik sayısının artırılamaması, öğretmenlere yönelik norm kadro ve yer değiştirme odaklı sorunlar, okulların fiziki donanımlarının yaş gruplarına uygun şekle getirilmesindeki eksiklikler ve benzeri sorunlar, yapılan reformların hak ettiği kamuoyu desteğinin elde edilmesine engel olacak mahiyettedir. Uygulamadaki eksiklikler bir an önce giderilmelidir'' dedi.

Eğitim sistemindeki değişikliği ''tarihi değişiklik'' olarak nitelendiren Gündoğdu, reformların amacına ulaşması için ikili öğretim yapan eğitim kurumu kalmaması, sınıf mevcutlarının 24-30 aralığında olması, 120 bini aşan öğretmen ihtiyacının karşılanması gerektiğine işaret etti.

Karma eğitim mecburiyeti başta olmak üzere ''28 Şubat sürecinin bütün yasakları ve dayatmalarının'' kaldırılması, eğitimde özgürlükler, bilimsel ve pedagojik kriterler ile toplumsal hassasiyetlerin esas alınması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, şunları söyledi:

''4+4+4 yeni eğitim sistemine karşı çıkanlar, ideolojik bakış ve saplantı içerisinde olan kişi ve kuruluşlardır. Bu kişi ve kuruluşlar, eylemlerinde 5-6 yaş grubundaki çocukları kullanmaktan çekinmemiş, teröre lojistik destek veren örgütlerin eylemlerinde boy göstermesine izin vermiş, eğitimin amaç ve hedefleriyle bağdaşmayan fiillerin altına imza atmışlardır. Milletimize ve eğitim camiasına çağrımız, milletin değerleriyle kavga etmeyi görev saymış bu örgütlere itibar etmemeleri, bu örgütlerin çağrılarını ellerinin tersiyle itmeleridir.''

Bir milletin ruhunu inşa edenin eğitim olduğunu, eğitimin mimarının ise öğretmenler olduğunu kaydeden Gündoğdu, öğretmenleri itibarsızlaştırmanın ve değersizleştirmenin eğitim sistemini ve toplumu çökerteceğini savundu. Gündoğdu, öğretmenleri değersizleştirecek ve itibarsızlaştıracak söz, davranış ve eylemlerden kaçınma yönünde uyarıda bulundu.

Son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan payın arttığını, eğitimin ilk sırada yer aldığını dile getiren Gündoğdu, ancak öğretmenin bütçesine aktarılan payın artırılmadığına işaret ederek, öğretmenlere hak ettikleri ek ödemenin verilmesini istediklerini bildirdi.

Gündemdeki konular

Gündoğdu, basın toplantısında gündemle ilgili konular hakkında da açıklamalarda bulundu. Hz. Muhammed'e hakaret içeren filmin fikir ve hürriyet kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Gündoğdu, açıkça provokasyon amacı taşıyan filmi planlayanları, çekenleri, oynayanları ve dünya kamuoyuna internet aracılığıyla yayanları esefle kınadıklarını kaydetti.

Eğitim-Bir-Sen olarak derhal sorumlular hakkında soruşturma başlatılması ve suçluların cezalandırılmasını beklediklerini dile getiren Gündoğdu, ''İslam dünyası olarak haklı tepkilerimizi İslam'ın özüne ve Müslüman'ın ferasetine yakışacak şekilde vererek, filmi çekenlerin ve arkasındaki Siyonist güçlerin oyununa gelmememiz gerektiğine inanıyoruz'' dedi.

Suriye'deki çatışmalardan da bahseden Gündoğdu, Suriye'de kan akıtmaya ve katliam yapmaya devam eden Esed yönetimi rejimini kınadıklarını kaydetti. Katliamları seyredenleri anlamakta güçlük çektiklerini ifade eden Gündoğdu, bütün ülke ve uluslararası kuruluşları katliamı durdurmak için birlikte hareket etmeye davet etti.

Terör sorununa da değinen Gündoğdu, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin gelişmesini engellemek isteyen ve yakın ülkelerdeki karışıklıkları fırsat bilenler terörü azdırma, terör örgütünü maşa olarak kullanma yarışına girmişlerdir. Son günlerde terör saldırılarının artmasını, terör örgütünün ve yandaşlarının son çırpınışları olarak görüyoruz. Birlik ve beraberliğin mayasının çalındığı bu topraklar ve medeniyet mefkuremiz, terörü yenmeye ve Çanakkale ruhu ekseninde Anadolu'da kardeşlik türküsünü seslendirmeye devam edecek idraki bizlere sunmuştur. Terörün her türlüsüne karşı olan milletimiz, terörü sona erdirmekle kalmayacak, arkasındaki güçlere de haddini bildirecektir.''

Memur-Sen olarak Türkiye'de demokratikleşmeye ve kardeşlik projesine önem verdiklerini vurgulayan Gündoğdu, KCK ve PKK ile bağlantısı bulunan sendikaların da hangi alanda mücadele etmek istediklerine karar vermeleri gerektiğini belirtti.

Gündoğdu, ''PKK ile Ergenekon adına mı sendikacılık yapacaksınız, yoksa millet adına mı sendikacılık yapacaksınız- Eğer millet adına sendikacılık ve siyaset yapacaksanız yeriniz çalışanların yanıdır, PKK adına yapacaksanız da yeriniz İmralı'dır. Yerinize karar verin, milleti oyalamayın'' dedi.

Yeni anayasa çalışmalarına tüm siyasi partilerin destek sağlaması gerektiğini kaydeden Gündoğdu, yeni anayasanın yazım sürecinin 2012 yılı sonuna kadar tamamlanması ve 2013 yılı içinde yürürlüğe girecek şekilde halkın onayına sunulması gerektiğini vurguladı.

> Memur-Sen’den 4+4+4’ karşı çıkanlara ağır eleştiri

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''4+4+4 yeni eğitim sistemine karşı çıkanlar, ideolojik bakış ve saplantı içerisinde olan kişi ve kuruluşlardır'' dedi.

Gündoğdu, Antalya'daki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, 6. Türkiye Buluşması kapsamında gerçekleştirilen sendika il ve ilçe yönetimlerinin katıldığı 23. Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Eğitim sistemindeki müfredatta, kademeli eğitim, din eğitimi seçeneklerinin artırılması, seçimlik dersler aracılığıyla bireylere daha fazla seçme hakkının tanınması gibi birçok alanı kapsayan ve milletin taleplerini karşılayan reformlar gerçekleştirdiğini belirten Gündoğdu, ancak reformlardaki doğru yaklaşımın, uygulama süreçlerinde aynı hassasiyetle sürdürülemediğini ileri sürdü.

Uygulamadaki sorunların Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamaya ilişkin üslubundan ve sosyal paydaşlarla iletişim kurmamasından kaynaklandığını ifade eden Gündoğdu, ''İlkokula başlama yaşı ve rapor alma zorunluluğu, sınıf mevcutları, derslik sayısının artırılamaması, öğretmenlere yönelik norm kadro ve yer değiştirme odaklı sorunlar, okulların fiziki donanımlarının yaş gruplarına uygun şekle getirilmesindeki eksiklikler ve benzeri sorunlar, yapılan reformların hak ettiği kamuoyu desteğinin elde edilmesine engel olacak mahiyettedir. Uygulamadaki eksiklikler bir an önce giderilmelidir'' dedi.

Eğitim sistemindeki değişikliği ''tarihi değişiklik'' olarak nitelendiren Gündoğdu, reformların amacına ulaşması için ikili öğretim yapan eğitim kurumu kalmaması, sınıf mevcutlarının 24-30 aralığında olması, 120 bini aşan öğretmen ihtiyacının karşılanması gerektiğine işaret etti.

Karma eğitim mecburiyeti başta olmak üzere ''28 Şubat sürecinin bütün yasakları ve dayatmalarının'' kaldırılması, eğitimde özgürlükler, bilimsel ve pedagojik kriterler ile toplumsal hassasiyetlerin esas alınması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, şunları söyledi:

''4+4+4 yeni eğitim sistemine karşı çıkanlar, ideolojik bakış ve saplantı içerisinde olan kişi ve kuruluşlardır. Bu kişi ve kuruluşlar, eylemlerinde 5-6 yaş grubundaki çocukları kullanmaktan çekinmemiş, teröre lojistik destek veren örgütlerin eylemlerinde boy göstermesine izin vermiş, eğitimin amaç ve hedefleriyle bağdaşmayan fiillerin altına imza atmışlardır. Milletimize ve eğitim camiasına çağrımız, milletin değerleriyle kavga etmeyi görev saymış bu örgütlere itibar etmemeleri, bu örgütlerin çağrılarını ellerinin tersiyle itmeleridir.''

Bir milletin ruhunu inşa edenin eğitim olduğunu, eğitimin mimarının ise öğretmenler olduğunu kaydeden Gündoğdu, öğretmenleri itibarsızlaştırmanın ve değersizleştirmenin eğitim sistemini ve toplumu çökerteceğini savundu. Gündoğdu, öğretmenleri değersizleştirecek ve itibarsızlaştıracak söz, davranış ve eylemlerden kaçınma yönünde uyarıda bulundu.

Son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan payın arttığını, eğitimin ilk sırada yer aldığını dile getiren Gündoğdu, ancak öğretmenin bütçesine aktarılan payın artırılmadığına işaret ederek, öğretmenlere hak ettikleri ek ödemenin verilmesini istediklerini bildirdi.

Gündemdeki konular

Gündoğdu, basın toplantısında gündemle ilgili konular hakkında da açıklamalarda bulundu. Hz. Muhammed'e hakaret içeren filmin fikir ve hürriyet kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Gündoğdu, açıkça provokasyon amacı taşıyan filmi planlayanları, çekenleri, oynayanları ve dünya kamuoyuna internet aracılığıyla yayanları esefle kınadıklarını kaydetti.

Eğitim-Bir-Sen olarak derhal sorumlular hakkında soruşturma başlatılması ve suçluların cezalandırılmasını beklediklerini dile getiren Gündoğdu, ''İslam dünyası olarak haklı tepkilerimizi İslam'ın özüne ve Müslüman'ın ferasetine yakışacak şekilde vererek, filmi çekenlerin ve arkasındaki Siyonist güçlerin oyununa gelmememiz gerektiğine inanıyoruz'' dedi.

Suriye'deki çatışmalardan da bahseden Gündoğdu, Suriye'de kan akıtmaya ve katliam yapmaya devam eden Esed yönetimi rejimini kınadıklarını kaydetti. Katliamları seyredenleri anlamakta güçlük çektiklerini ifade eden Gündoğdu, bütün ülke ve uluslararası kuruluşları katliamı durdurmak için birlikte hareket etmeye davet etti.

Terör sorununa da değinen Gündoğdu, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin gelişmesini engellemek isteyen ve yakın ülkelerdeki karışıklıkları fırsat bilenler terörü azdırma, terör örgütünü maşa olarak kullanma yarışına girmişlerdir. Son günlerde terör saldırılarının artmasını, terör örgütünün ve yandaşlarının son çırpınışları olarak görüyoruz. Birlik ve beraberliğin mayasının çalındığı bu topraklar ve medeniyet mefkuremiz, terörü yenmeye ve Çanakkale ruhu ekseninde Anadolu'da kardeşlik türküsünü seslendirmeye devam edecek idraki bizlere sunmuştur. Terörün her türlüsüne karşı olan milletimiz, terörü sona erdirmekle kalmayacak, arkasındaki güçlere de haddini bildirecektir.''

Memur-Sen olarak Türkiye'de demokratikleşmeye ve kardeşlik projesine önem verdiklerini vurgulayan Gündoğdu, KCK ve PKK ile bağlantısı bulunan sendikaların da hangi alanda mücadele etmek istediklerine karar vermeleri gerektiğini belirtti.

Gündoğdu, ''PKK ile Ergenekon adına mı sendikacılık yapacaksınız, yoksa millet adına mı sendikacılık yapacaksınız- Eğer millet adına sendikacılık ve siyaset yapacaksanız yeriniz çalışanların yanıdır, PKK adına yapacaksanız da yeriniz İmralı'dır. Yerinize karar verin, milleti oyalamayın'' dedi.

Yeni anayasa çalışmalarına tüm siyasi partilerin destek sağlaması gerektiğini kaydeden Gündoğdu, yeni anayasanın yazım sürecinin 2012 yılı sonuna kadar tamamlanması ve 2013 yılı içinde yürürlüğe girecek şekilde halkın onayına sunulması gerektiğini vurguladı.

Son Güncelleme: Pazar, 16 Eylül 2012 14:35

Gösterim: 2143


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.