Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
MEB, güzel sanatlar ve spor liselerini, iki yeni lise türü olarak eğitim verecek şekilde yeniden düzenledi. Bu kapsamda , 21 okul spor lisesine, 41 okul ise güzel sanatlar lisesine dönüştürüldü
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), güzel sanatlar ve spor liselerini ayırdı. Yeni eğitim-öğretim yılında bu okullar, spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adıyla iki yeni lise türü olarak eğitim verecek.
MEB Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güzel sanatlar ve spor liselerinin ayrı ayrı kurulduğunu ancak 2008'de okul çeşitliliğini azaltmak ve program çeşitliliğini artırmak amacıyla bu liselerin birleştirildiğini söyledi.
Uygulamanın 2009-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren hayata geçirildiğini anımsatan Türk, 2012-2013 eğitim-öğretim yılı itibariyle bu okulların sayısının 91'e çıktığını belirtti.
Bakanlığın yeniden yapılandırılması sürecinde, eğitim sisteminin geliştirilmesi ve çağdaş standartlara yükseltilmesine yönelik sürdürülen çalışmalar doğrultusunda, ortaöğretimde yeni düzenlemeler yapıldığını anlatan Türk, "Bu okullar da bu bağlamda yeniden değerlendirildi. 18. Milli Eğitim Şurasında, iki farklı disiplin anlayışı olan güzel sanatlar ve spor liselerinin, ayrılarak iki farklı okul türü olarak spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adı altında eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmeleri yönünde tavsiye kararı alındı. Bu karar doğrultusunda bu okullar yeniden yapılandırılarak, güzel sanatlar ve spor liseleri, spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adı altında yeniden iki ayrı okul türüne dönüştürüldü" dedi.
Müstakil binalarda faaliyetlerini sürdüren ve sadece spor bölümü bulunan güzel sanatlar ve spor liselerinin, spor liselerine, görsel sanatlar ve müzik bölümleri bulunan güzel sanatlar ve spor liselerinin ise güzel sanatlar liselerine dönüştürüldüğünü belirten Türk, aynı binada görsel sanatlar, müzik ve spor bölümleri bulunan liselerin ise ayrı binalarda spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi olarak müstakil okullara dönüştürülmesi için valiliklere yazı gönderildiğini bildirdi.
Yetenek sınavıyla öğrenci alımı devam edecek
Türk, "Bu kapsamda , 21 okul spor lisesine, 41 okul ise güzel sanatlar lisesine dönüştürüldü. Geriye kalan 29 okulun dönüştürülme işlemleri ise devam ediyor. Her iki okul türüne de mevcut uygulamada olduğu şekliyle yetenek sınavıyla öğrenci alınmasına devam edilecek. Bu okullara başvurular 17 Haziran'da başlamıştı, 19 Temmuz'a kadar da alınmaya devam edilecek. Öğrencilerimiz, aynı anda birden fazla aynı tür liseye başvuramayacağını unutmasın" diye konuştu.
Yeni liselerin 2013-2014 eğitim-öğretim yılı itibariyle yeni durumlarına göre eğitime başlayacağının altını çizen Türk, yapılandırma ile ilgili gerekli işlemlerin okullara öğrenci alımına başlanmadan önce tamamlanacağına dikkati çekti.
Bu okulların, öğrencilerin, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, iyi bir sanat ve spor eğitimi görmeleri amacıyla kurulduğunu dile getiren Türk, farklı disiplin anlayışı olan bu okulların iki ayrı okul türü olarak yeniden yapılandırılmasının, okulların kuruluş amacına daha uygun olduğunu ve eğitimdeki kaliteyi daha da artıracağına inandığını kaydetti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, güzel sanatlar ve spor liselerini, iki yeni lise türü olarak eğitim verecek şekilde yeniden düzenledi. Bu kapsamda , 21 okul spor lisesine, 41 okul ise güzel sanatlar lisesine dönüştürüldü
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), güzel sanatlar ve spor liselerini ayırdı. Yeni eğitim-öğretim yılında bu okullar, spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adıyla iki yeni lise türü olarak eğitim verecek.
MEB Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güzel sanatlar ve spor liselerinin ayrı ayrı kurulduğunu ancak 2008'de okul çeşitliliğini azaltmak ve program çeşitliliğini artırmak amacıyla bu liselerin birleştirildiğini söyledi.
Uygulamanın 2009-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren hayata geçirildiğini anımsatan Türk, 2012-2013 eğitim-öğretim yılı itibariyle bu okulların sayısının 91'e çıktığını belirtti.
Bakanlığın yeniden yapılandırılması sürecinde, eğitim sisteminin geliştirilmesi ve çağdaş standartlara yükseltilmesine yönelik sürdürülen çalışmalar doğrultusunda, ortaöğretimde yeni düzenlemeler yapıldığını anlatan Türk, "Bu okullar da bu bağlamda yeniden değerlendirildi. 18. Milli Eğitim Şurasında, iki farklı disiplin anlayışı olan güzel sanatlar ve spor liselerinin, ayrılarak iki farklı okul türü olarak spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adı altında eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmeleri yönünde tavsiye kararı alındı. Bu karar doğrultusunda bu okullar yeniden yapılandırılarak, güzel sanatlar ve spor liseleri, spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi adı altında yeniden iki ayrı okul türüne dönüştürüldü" dedi.
Müstakil binalarda faaliyetlerini sürdüren ve sadece spor bölümü bulunan güzel sanatlar ve spor liselerinin, spor liselerine, görsel sanatlar ve müzik bölümleri bulunan güzel sanatlar ve spor liselerinin ise güzel sanatlar liselerine dönüştürüldüğünü belirten Türk, aynı binada görsel sanatlar, müzik ve spor bölümleri bulunan liselerin ise ayrı binalarda spor lisesi ve güzel sanatlar lisesi olarak müstakil okullara dönüştürülmesi için valiliklere yazı gönderildiğini bildirdi.
Yetenek sınavıyla öğrenci alımı devam edecek
Türk, "Bu kapsamda , 21 okul spor lisesine, 41 okul ise güzel sanatlar lisesine dönüştürüldü. Geriye kalan 29 okulun dönüştürülme işlemleri ise devam ediyor. Her iki okul türüne de mevcut uygulamada olduğu şekliyle yetenek sınavıyla öğrenci alınmasına devam edilecek. Bu okullara başvurular 17 Haziran'da başlamıştı, 19 Temmuz'a kadar da alınmaya devam edilecek. Öğrencilerimiz, aynı anda birden fazla aynı tür liseye başvuramayacağını unutmasın" diye konuştu.
Yeni liselerin 2013-2014 eğitim-öğretim yılı itibariyle yeni durumlarına göre eğitime başlayacağının altını çizen Türk, yapılandırma ile ilgili gerekli işlemlerin okullara öğrenci alımına başlanmadan önce tamamlanacağına dikkati çekti.
Bu okulların, öğrencilerin, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, iyi bir sanat ve spor eğitimi görmeleri amacıyla kurulduğunu dile getiren Türk, farklı disiplin anlayışı olan bu okulların iki ayrı okul türü olarak yeniden yapılandırılmasının, okulların kuruluş amacına daha uygun olduğunu ve eğitimdeki kaliteyi daha da artıracağına inandığını kaydetti.
Son Güncelleme: Pazar, 30 Haziran 2013 12:05
Gösterim: 1908
Enerjisa, 2010 yılından bugüne sürdürdüğü ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ projesinin kapsamını genişleterek, çocuklarda enerji verimliliği bilincinin gelişmesi için çalışıyor.
Sabancı Holding ve E.ON ortaklığı Enerjisa, ‘Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum’ sloganıyla ilköğretim çağındaki çocuklar için ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ projesini www.enerjimikoruyorum.org sitesi oluşturarak internete taşıdı. Yayına başlayan web portal, proje hakkında bilgilerin yanı sıra interaktif bir enerji verimliliği oyunu da içeriyor. Oluşturulan web sitesi aracılığı ile ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ dahilinde hayata geçirilen ve çocuklar ile paylaşılan eğitimler keyifli bir oyun haline getirildi. Çocuklar, enerji verimliliği oyununu keyifle oynarken dünyanın enerji kaynakları hakkında bilgi edinebiliyor ve sınırlı olan kaynakları nasıl koruyabileceklerini oyun eşliğinde öğreniyorlar. Enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda bilincin artmasına yönelik yapılan bu interaktif çalışma neticesinde çocuklar, “Dünyanın enerjisini ben koruyorum” diyor ve sürdürülebilir büyümenin küçük elçileri oluyor. Ayrıca site içerisindeki paylaşım alanından oyunun görselini indirip evlerinde de oynayabiliyor.
Gönüllü Enerjisa eğitmenleri tarafından verilen eğitimler, bugüne kadar 203 okulda 173 bin çocuğa ulaştı. Eğitimlerin çocuklara daha fazla dokunabilmesi amacıyla profesyonel tiyatro sanatçıları tarafından hazırlanan Enerji Verimliliği Tiyatrosu ise bu yıl hayata geçti. Enerji Verimliliği Tiyatrosu, 7 binden fazla çocuğa ulaşarak enerji verimliliği bilinci oluşturulmasına katkı sağladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Enerjisa, 2010 yılından bugüne sürdürdüğü ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ projesinin kapsamını genişleterek, çocuklarda enerji verimliliği bilincinin gelişmesi için çalışıyor.
Sabancı Holding ve E.ON ortaklığı Enerjisa, ‘Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum’ sloganıyla ilköğretim çağındaki çocuklar için ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ projesini www.enerjimikoruyorum.org sitesi oluşturarak internete taşıdı. Yayına başlayan web portal, proje hakkında bilgilerin yanı sıra interaktif bir enerji verimliliği oyunu da içeriyor. Oluşturulan web sitesi aracılığı ile ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ dahilinde hayata geçirilen ve çocuklar ile paylaşılan eğitimler keyifli bir oyun haline getirildi. Çocuklar, enerji verimliliği oyununu keyifle oynarken dünyanın enerji kaynakları hakkında bilgi edinebiliyor ve sınırlı olan kaynakları nasıl koruyabileceklerini oyun eşliğinde öğreniyorlar. Enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda bilincin artmasına yönelik yapılan bu interaktif çalışma neticesinde çocuklar, “Dünyanın enerjisini ben koruyorum” diyor ve sürdürülebilir büyümenin küçük elçileri oluyor. Ayrıca site içerisindeki paylaşım alanından oyunun görselini indirip evlerinde de oynayabiliyor.
Gönüllü Enerjisa eğitmenleri tarafından verilen eğitimler, bugüne kadar 203 okulda 173 bin çocuğa ulaştı. Eğitimlerin çocuklara daha fazla dokunabilmesi amacıyla profesyonel tiyatro sanatçıları tarafından hazırlanan Enerji Verimliliği Tiyatrosu ise bu yıl hayata geçti. Enerji Verimliliği Tiyatrosu, 7 binden fazla çocuğa ulaşarak enerji verimliliği bilinci oluşturulmasına katkı sağladı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Haziran 2013 11:39
Gösterim: 1549
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, ortaokullarda seçimlik ders olarak okutulan medya okuryazarlığının zorunlu ders kapsamına alınması gerektiğini belirtti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, medya okuryazarlık dersi alan öğrenci sayısının istenilen düzeyde olmadığını belirterek, "Eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi için tüm öğrencilerin bu dersi alması gerekiyor" dedi.
Sosyal medya araçlarının kullanımının artması, seçmeli olarak okutulan medya okuryazarlığının zorunlu dersler arasına alınması konusunu tekrar gündeme getirdi.
Medya okuryazarlığı dersini bu yıl 626 bin 412 öğrenci seçti
2007-2008 eğitim öğretim yılından itibaren 6, 7 veya 8. sınıfların birinde, bir defa seçimlik ders olarak okutulan medya okuryazarlığını 2011-2012 eğitim öğretim yılında 557 bin 523, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise 626 bin 412 öğrenci seçti. Geçen yıl 6. sınıftaki 193 bin 851, 7. sınıftaki 143 bin 795 ve 8. sınıftaki 288 bin 766 öğrenci medya okuryazarlığı dersini seçti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Avşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, medya okuryazarlığı dersinin uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde olduğunu belirterek, dersin alan öğrencilerin sayısının yetersiz olduğunu tüm öğrencilerin bu dersi alması gerektiğini savundu.
Kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla RTÜK'ün medya okuryazarlığı dersini tavsiye eden spot filmler hazırladığını hatırlatan Avşar, buna rağmen dersin yeterli düzeyde seçilmediğini, bu durumun dersin zorunlu olması gerekliliğini ortaya çıkardıığını ifade etti.
Avşar, "digital yerliler" olarak adlandırılan günümüz çocuklarının, bilgiye erişim ve değerlendirme faaliyetlerinin çok yoğun olduğunu dile getirerek, "Digital yerliler"in medyaya ilişkin eleştirel yaklaşabilme yeteneğini kazanmaları gerektiğini vurguladı.
Medyanın toplumsal gerçekliğin en önemli unsuru olduğunu, sosyal medyanın da bu dünyanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ileri süren Avşar, Gezi Parkı odaklı geleşmelerde sosyal medyanın kötü bir sınav verdiğini söyledi.
Sosyal medya kısıtlamayla değil, bilinçlendirmeyle düzelir
Sosyal medyaya, kısıtlayıcı düzenlemelerde değil, insanları bilinçlendirme yoluyla düzen kazandırılabileceğini kaydeden Avşar, "Her türlü enformasyona ilişkin daha bilinçli bir okuryazarlığın gelişmesi lazım. Bunun için de seçmeli dersler arasında yer alan medya okuryazarlığını zorunlu dersler kapsamına alınmalı. Böylece öğrencilerde eleştirel okuma geliştirilebilinir" dedi.
Medyanın sunduğu görsel ve yazınsal metinlerin doğru şekilde, derinlemesine anlaşılması için medya okuryazarlığının şart olduğunu anlatan Avşar, gerek Avrupa ülkelerinde gerekse ABD'de benzer derslerin 1970'lerden beri zorunlu olarak okutulduğunu hatırlattı.
Avşar, dersin zorunlu olması ve uzman kişiler tarafından okutulmasının teknolojiyle dönüşen medyanın olumsuz etkilerinden çocukları korumak için önemli olduğunu ifade ederek, bir taraftan özgürlüklerin önü açılırken diğer taraftan da medyaya karşı bireysel olarak bilinçli bir yapının oluşması gerektiğini dile getirdi.
Özgürlükleri artıran ve özgürlüklerin bilincine, farkına varan bir topluma kavuşma arzusunda olmak gerektiğini aktaran Avşar, "Kısıtlamak teknolojiye karşı bir tedbir değil. Başka yol, onu aşacak bir başka sistem bulunuyor. Yeni bir dedikodu mekanizmasının da önü açılıyor. Bunların önünü açmamak bunları topyekun bir eleştirel okumaya tabi tutmak için medya okuryazarlığının zorunlu dersler arasına alınması konusu öne çıkarılmalı" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, ortaokullarda seçimlik ders olarak okutulan medya okuryazarlığının zorunlu ders kapsamına alınması gerektiğini belirtti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, medya okuryazarlık dersi alan öğrenci sayısının istenilen düzeyde olmadığını belirterek, "Eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi için tüm öğrencilerin bu dersi alması gerekiyor" dedi.
Sosyal medya araçlarının kullanımının artması, seçmeli olarak okutulan medya okuryazarlığının zorunlu dersler arasına alınması konusunu tekrar gündeme getirdi.
Medya okuryazarlığı dersini bu yıl 626 bin 412 öğrenci seçti
2007-2008 eğitim öğretim yılından itibaren 6, 7 veya 8. sınıfların birinde, bir defa seçimlik ders olarak okutulan medya okuryazarlığını 2011-2012 eğitim öğretim yılında 557 bin 523, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise 626 bin 412 öğrenci seçti. Geçen yıl 6. sınıftaki 193 bin 851, 7. sınıftaki 143 bin 795 ve 8. sınıftaki 288 bin 766 öğrenci medya okuryazarlığı dersini seçti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Avşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, medya okuryazarlığı dersinin uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde olduğunu belirterek, dersin alan öğrencilerin sayısının yetersiz olduğunu tüm öğrencilerin bu dersi alması gerektiğini savundu.
Kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla RTÜK'ün medya okuryazarlığı dersini tavsiye eden spot filmler hazırladığını hatırlatan Avşar, buna rağmen dersin yeterli düzeyde seçilmediğini, bu durumun dersin zorunlu olması gerekliliğini ortaya çıkardıığını ifade etti.
Avşar, "digital yerliler" olarak adlandırılan günümüz çocuklarının, bilgiye erişim ve değerlendirme faaliyetlerinin çok yoğun olduğunu dile getirerek, "Digital yerliler"in medyaya ilişkin eleştirel yaklaşabilme yeteneğini kazanmaları gerektiğini vurguladı.
Medyanın toplumsal gerçekliğin en önemli unsuru olduğunu, sosyal medyanın da bu dünyanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ileri süren Avşar, Gezi Parkı odaklı geleşmelerde sosyal medyanın kötü bir sınav verdiğini söyledi.
Sosyal medya kısıtlamayla değil, bilinçlendirmeyle düzelir
Sosyal medyaya, kısıtlayıcı düzenlemelerde değil, insanları bilinçlendirme yoluyla düzen kazandırılabileceğini kaydeden Avşar, "Her türlü enformasyona ilişkin daha bilinçli bir okuryazarlığın gelişmesi lazım. Bunun için de seçmeli dersler arasında yer alan medya okuryazarlığını zorunlu dersler kapsamına alınmalı. Böylece öğrencilerde eleştirel okuma geliştirilebilinir" dedi.
Medyanın sunduğu görsel ve yazınsal metinlerin doğru şekilde, derinlemesine anlaşılması için medya okuryazarlığının şart olduğunu anlatan Avşar, gerek Avrupa ülkelerinde gerekse ABD'de benzer derslerin 1970'lerden beri zorunlu olarak okutulduğunu hatırlattı.
Avşar, dersin zorunlu olması ve uzman kişiler tarafından okutulmasının teknolojiyle dönüşen medyanın olumsuz etkilerinden çocukları korumak için önemli olduğunu ifade ederek, bir taraftan özgürlüklerin önü açılırken diğer taraftan da medyaya karşı bireysel olarak bilinçli bir yapının oluşması gerektiğini dile getirdi.
Özgürlükleri artıran ve özgürlüklerin bilincine, farkına varan bir topluma kavuşma arzusunda olmak gerektiğini aktaran Avşar, "Kısıtlamak teknolojiye karşı bir tedbir değil. Başka yol, onu aşacak bir başka sistem bulunuyor. Yeni bir dedikodu mekanizmasının da önü açılıyor. Bunların önünü açmamak bunları topyekun bir eleştirel okumaya tabi tutmak için medya okuryazarlığının zorunlu dersler arasına alınması konusu öne çıkarılmalı" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Haziran 2013 13:07
Gösterim: 2570
ÖSYM, sınav yaptığı yerleri, sınav evrakı saklamak, başvuru merkezi veya sınav koordinatörlüğü hizmetlerini yürütmek için de kullanabilecek.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Karaman Milletvekili Lütfi Elvan başkanlığında toplanarak, alt komisyonda Devlet Memurları Kanun Tasarısı ile birleştirilen AK Parti Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu'nun ve AK Parti'li milletvekillerinin imzasını taşıyan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni görüşerek kabul etti.
ÖSYM ile ilgili kabul edilen düzenleme şöyle;
-Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında ÖSYM tarafından yapılan sınavların soru ve cevapları hakkında başvuru yapılamayacak.
-ÖSYM'nin sınavlarında bireysel veya toplu olarak kopya çeken kişilere, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek.
ÖSYM, okulları evrak saklama yeri olarak kullanabilecek
ÖSYM, sınav yaptığı yerleri, sınav evrakı saklamak, başvuru merkezi veya sınav koordinatörlüğü hizmetlerini yürütmek için de kullanabilecek.
-ÖSYM, ihtiyaç duyması halinde başvuru, tercih, sınav evrakının tanzimi ve benzeri sınav hizmetlerine yönelik geçici işlerde önlisans, lisans ve lisansüstü diploma programlarına kayıtlı öğrencileri kısmi zamanlı olarak çalıştırabilecek. Kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilere 1 saatlik çalışma karşılığı ödenecek ücret, 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen günlük brüt asgari ücretten fazla olmayacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM, sınav yaptığı yerleri, sınav evrakı saklamak, başvuru merkezi veya sınav koordinatörlüğü hizmetlerini yürütmek için de kullanabilecek.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Karaman Milletvekili Lütfi Elvan başkanlığında toplanarak, alt komisyonda Devlet Memurları Kanun Tasarısı ile birleştirilen AK Parti Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu'nun ve AK Parti'li milletvekillerinin imzasını taşıyan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni görüşerek kabul etti.
ÖSYM ile ilgili kabul edilen düzenleme şöyle;
-Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında ÖSYM tarafından yapılan sınavların soru ve cevapları hakkında başvuru yapılamayacak.
-ÖSYM'nin sınavlarında bireysel veya toplu olarak kopya çeken kişilere, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek.
ÖSYM, okulları evrak saklama yeri olarak kullanabilecek
ÖSYM, sınav yaptığı yerleri, sınav evrakı saklamak, başvuru merkezi veya sınav koordinatörlüğü hizmetlerini yürütmek için de kullanabilecek.
-ÖSYM, ihtiyaç duyması halinde başvuru, tercih, sınav evrakının tanzimi ve benzeri sınav hizmetlerine yönelik geçici işlerde önlisans, lisans ve lisansüstü diploma programlarına kayıtlı öğrencileri kısmi zamanlı olarak çalıştırabilecek. Kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilere 1 saatlik çalışma karşılığı ödenecek ücret, 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen günlük brüt asgari ücretten fazla olmayacak.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Haziran 2013 16:59
Gösterim: 1704
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul müdürlerinin atama yönetmeliğini internet sitesinden tartışmaya açtı. Taslağa göre, eğitim kurumu müdürlüğü için yazılı ve sözlü, müdür yardımcılığı için ise yazılı sınav düzenlenmesi öngörülüyor.
MEB Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı, Bakanlığın sitesinde, sendikalardan ve öğretmenlerden görüş alınmak üzere yayımlandı. Taslak hakkında çalışmalarını sürdüren Bakanlık, alınan görüş ve önerilere göre taslak yönetmeliğe nihai şeklini verecek.
Taslakta, yöneticilerin nasıl atanacağı, atanma şartları, sınavların içerikleri ve puanlama sisteminin yanı sıra, yer değiştirme esasları da yer alıyor.
Buna göre, eğitim kurumu müdürlüğü için yazılı ve sözlü sınav, müdür yardımcılığı için ise yazılı sınav yapılacak. Yazılı ve sözlü sınavlarda ayrı ayrı olmak üzere 100 tam puan üzerinden 70 ve üstü alan adaylar başarılı sayılacak.
Yazılı sınavda, Türkçe dil bilgisi, yönetimde insan ilişkileri ve iletişim, okul yönetimi ve geliştirme, eğitim öğretim liderliği, eğitim ve yönetimde etik, Türk idare sistemi, protokol kuralları, Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi, genel kültür ve ilgili mevzuat konuları yer alacak. Sözlü sınavda ise adayın temsil kabiliyetiyle davranış ve tepkilerinin yapacağı işe uygunluğu da değerlendirilecek.
Müdür ve müdür yardımcılığı için ayrı yazılı sınav yapılacak. Yazılı sınav sonuçları, üç yılı geçmemek kaydıyla bir sonraki sınav tarihine kadar geçerli olacak.
İmam hatip ortaokul ve liseleriyle mesleki ve teknik eğitim kurumlarının müdür yardımcılarından en az biri öncelikli olarak meslek dersi öğretmeni adaylar arasından atanacak.
Yönetici olarak daha önce görev yapmış ve kendi istekleriyle yöneticilikten ayrılmış olanlar, görevden ayrıldıkları tarihten itibaren en az bir, en çok beş yıl içinde ayrıldıkları yöneticilik görevine yeniden atanmak üzere başvurabilecek.
İlk atama, isteğe bağlı yer değiştirmeler veya yeniden atama kapsamında üç defa duyuruya çıkılmasına rağmen bu yönetmelik kapsamında atama yapılamayan eğitim kurumları yöneticiliklerine, il milli eğitim müdürlerinin teklifi, valinin onayı ile en az 3 yıl görev yapmış öğretmenler arasından atama yapılabilecek.
Yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, 28 Şubat 2013'te çıkan mevcut Yönetmelik yürürlükten kaldırılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul müdürlerinin atama yönetmeliğini internet sitesinden tartışmaya açtı. Taslağa göre, eğitim kurumu müdürlüğü için yazılı ve sözlü, müdür yardımcılığı için ise yazılı sınav düzenlenmesi öngörülüyor.
MEB Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı, Bakanlığın sitesinde, sendikalardan ve öğretmenlerden görüş alınmak üzere yayımlandı. Taslak hakkında çalışmalarını sürdüren Bakanlık, alınan görüş ve önerilere göre taslak yönetmeliğe nihai şeklini verecek.
Taslakta, yöneticilerin nasıl atanacağı, atanma şartları, sınavların içerikleri ve puanlama sisteminin yanı sıra, yer değiştirme esasları da yer alıyor.
Buna göre, eğitim kurumu müdürlüğü için yazılı ve sözlü sınav, müdür yardımcılığı için ise yazılı sınav yapılacak. Yazılı ve sözlü sınavlarda ayrı ayrı olmak üzere 100 tam puan üzerinden 70 ve üstü alan adaylar başarılı sayılacak.
Yazılı sınavda, Türkçe dil bilgisi, yönetimde insan ilişkileri ve iletişim, okul yönetimi ve geliştirme, eğitim öğretim liderliği, eğitim ve yönetimde etik, Türk idare sistemi, protokol kuralları, Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi, genel kültür ve ilgili mevzuat konuları yer alacak. Sözlü sınavda ise adayın temsil kabiliyetiyle davranış ve tepkilerinin yapacağı işe uygunluğu da değerlendirilecek.
Müdür ve müdür yardımcılığı için ayrı yazılı sınav yapılacak. Yazılı sınav sonuçları, üç yılı geçmemek kaydıyla bir sonraki sınav tarihine kadar geçerli olacak.
İmam hatip ortaokul ve liseleriyle mesleki ve teknik eğitim kurumlarının müdür yardımcılarından en az biri öncelikli olarak meslek dersi öğretmeni adaylar arasından atanacak.
Yönetici olarak daha önce görev yapmış ve kendi istekleriyle yöneticilikten ayrılmış olanlar, görevden ayrıldıkları tarihten itibaren en az bir, en çok beş yıl içinde ayrıldıkları yöneticilik görevine yeniden atanmak üzere başvurabilecek.
İlk atama, isteğe bağlı yer değiştirmeler veya yeniden atama kapsamında üç defa duyuruya çıkılmasına rağmen bu yönetmelik kapsamında atama yapılamayan eğitim kurumları yöneticiliklerine, il milli eğitim müdürlerinin teklifi, valinin onayı ile en az 3 yıl görev yapmış öğretmenler arasından atama yapılabilecek.
Yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, 28 Şubat 2013'te çıkan mevcut Yönetmelik yürürlükten kaldırılacak.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Haziran 2013 11:34
Gösterim: 2063

