Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okul Sütü Programı kapsamında dağıtılan sütlerin, açıldıktan sonra hemen içirilmesi gerektiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Nazan Yardım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, laktoz intoleransının süt şekerini parçalayan laktaz enziminin vücutta olmaması ya da az olması olduğunu belirtti.
Bunun kalıtsal olabildiğini, 2 yaşından sonra enzimin azalması sonucu ortaya çıkabildiğini veya bazı hastalıklarla birlikte görüldüğünü ifade eden Yardım, çocuklar büyüdükçe bu enzimin azaldığını dile getirerek, ''Bebeklikte bu enzimin aktivitesi çok ancak 2 yaşından sonra çocukların anne sütüne ihtiyacı azaldığı için bu enzimin de aktivitesi azalıyor'' dedi.
Enzimin ırklara göre de farklı düzeyde bulunduğuna dikkati çeken Yardım, laktoz intoleransının Avrupa'da yüzde 20'nin üzerinde, Uzakdoğu ve Asya'da ise yüzde 90 oranlarında görüldüğü belirtti.
Yardım, çocukların sağlıklı olması, gelişmesi için beslenmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ''Süt, birçok mineral, vitamin ve protein açısından sağlıklı bir beslenme aracı. Uzmanlar tarafından zaten çocukların günde 2 bardak süt içmeleri önerilir. Dolayısıyla bizler de çocukların beslenmesine katkı sağlanması için bu süt programında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak hareket ediyoruz ve bu programın da herkes tarafından desteklenmesini bekliyoruz'' diye konuştu.
Kişi başına süt tüketiminin Türkiye'de 23 ila 26 litre civarında olduğununu anlatan Yardım, bu oranın İngiltere'de 80 litrenin üzerinde, Avustralya'da 100 litrenin üzerinde bulunduğunu aktardı.
Türkiye'de 2010'da yapılan besin tüketim araştırmasının yayınlanmamış ön sonuçlarına göre ise süt ve yoğurdun birlikte tüketimi kişi başına günlük 106 gram civarında olduğunu kaydeden Yardım, çok temel olan bir besininin ülke olarak çok tüketilmediğini ifade etti.
Yardım, çocukların kemik ve beyin gelişimi için proteinlerin temel olduğunu, proteinin sütte yüksek oranlarda bulunduğunu, bu nedenle bu programı çok önemsediklerini söyledi.
Geçen yıl dağıtılan sütlerden zehirlenmenin yaşanmadığına dikkati çeken Nazan Yardım, böyle bir durumda, zaten bunun kamuoyuna açıklanacağını, geçen yılki vakalarda görülen durumun sütün tolere edilememesi olduğunu vurguladı.
Hem Milli Eğitim Bakanlığı hem Sağlık Bakanlığı hem de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu konuda çalışma yaptığına dikkati çeken Yardım, yapılan analizler sonucunda herhangi bir soruna rastlanılmadığını söyledi.
Şikayetler üzerine yapılan incelemelerde vakaların laktoz intoleransına işaret ettiğini ifade eden Yardım, ''İntolerans belirtileri genellikle 30 dakika ile 2 saat sonra başlıyor. Bulantı, karın ağrısı, bazen ishal, gaz şikayeti olabilir. Süt içtikten sonra yetişkinlerde derler 'bana süt dokunuyor' diye aslında 'dokunuyor' ifadesi tam bu dediğimiz rahatsızlıkların o kişide ortaya çıkmasıdır'' diye konuştu.
Süt içmeye devam ettikçe, enzim aktivitesi de artıyor
Araştırmaların laktoz intoleransı olan kişilerde bile 1 bardak sütün tolere edilebileceğini ortaya koyduğunu belirten Yardım, ''Süt içmeye devam ettiğinizde enzim aktivitesi de artıyor. Enzim, sütü içtiğinizde bağırsaklardan emilimini kolaylaştırır. Dolayısıyla bu şikayetler olmuyor'' şeklinde konuştu.
Süt dağıtımı başlamadan önce öğretmenlerin öncelikle ailelere izin formlarını doldurtmaları gerektiğini ifade eden Yardım, süt kutularının açılmadan mutlaka incelemesi gerektiğini söyledi. Kutuların bozulmamış ve hava almamış olmasına, ambalajlarda bombaj, şişme veya herhangi bir ezikliğin bulunmamasına dikkat edilmesini isteyen Yardım, ''Öğretmenlerin, sütleri mutlaka bir ders boyunca içirmelerini istiyoruz. Ne çok daha hızlı ne çok daha yavaş, bir ders boyunca bitirmelerini istiyoruz. Eğer mümkünse süt yanında bir şey yenilebilir. Yani süt sabah açıldı, çocuk sınıfta bıraktı, sonra gitti geldi, içti olmayacak'' dedi.
Herhangi bir şikayet olduğunda, şikayetlerin önemine göre çocukların sağlık kuruluşları veya aile hekimlerine yönlendirebileceklerini söyledi.
Öğretmenler de veliler de daha bilinçli
Dr. Yardım, üç bakanlığın da daha önceki uygulamalardan daha tecrübeli olduğunu belirterek, velilerin rahat olmasını istedi.
Yardım Şöyle devam etti:
''Şu anda sütten zehirlenme riski yok. Çünkü zehirlenme dediğiniz şey patojen bir mikrobun süte bulaşması. Şu anda sütler son derece güvenli, steril, marketlerdeki sütler gibi üretiliyor. Böyle bir ihtimal yok. Marketlerdeki UHT yöntemiyle uzun ömürlü süt ne ise aynı şekilde üretiliyor. Bu daha özel üretim içinde süt tozu yok mesela. Dolayısıyla sütler güvenli. Ama laktoz intoleransı yüzde 20'nin üzerinde görülüyor. Yani 100 kişiden 20'sinde sütün dokunması durumunu zaten bekliyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir durum olduğunda ailelerin panik yapmasına gerek yok. Ama çocukların süt içmesine ara verilebilir. 17 milyon öğrencinin 6 milyonuna bu program yapılıyor. 6 milyon çocuktan elbette sütün dediğimiz sıkıntılı durumu olabilir. Bunu zehirlenmeye bağlamak doğru değil. Vatandaşlar çok rahat olsun akıllarına şöyle bir şey gelmesin 'tarihi geçmiş sütler mi' hayır bunlar özel üretim sütlerdir. 'Mutlaka mikrobik bir şey var ama bu basınla paylaşılmıyor, vatandaşlarımıza söylenmiyor, bazı şeyler gizleniyor', hiç böyle bir şey yok, her Bakanlık gerçekten bu konuda son derece açık davranıyor. Vatandaşların sağlığını gerçekten önemsiyoruz. Akıllarına herhangi bir soru işaretinin gelmesine gerek yok. Marketlerden aldıkları süt ne kadar güvenli ise bu sütler de o kadar güvenli.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okul Sütü Programı kapsamında dağıtılan sütlerin, açıldıktan sonra hemen içirilmesi gerektiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Nazan Yardım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, laktoz intoleransının süt şekerini parçalayan laktaz enziminin vücutta olmaması ya da az olması olduğunu belirtti.
Bunun kalıtsal olabildiğini, 2 yaşından sonra enzimin azalması sonucu ortaya çıkabildiğini veya bazı hastalıklarla birlikte görüldüğünü ifade eden Yardım, çocuklar büyüdükçe bu enzimin azaldığını dile getirerek, ''Bebeklikte bu enzimin aktivitesi çok ancak 2 yaşından sonra çocukların anne sütüne ihtiyacı azaldığı için bu enzimin de aktivitesi azalıyor'' dedi.
Enzimin ırklara göre de farklı düzeyde bulunduğuna dikkati çeken Yardım, laktoz intoleransının Avrupa'da yüzde 20'nin üzerinde, Uzakdoğu ve Asya'da ise yüzde 90 oranlarında görüldüğü belirtti.
Yardım, çocukların sağlıklı olması, gelişmesi için beslenmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ''Süt, birçok mineral, vitamin ve protein açısından sağlıklı bir beslenme aracı. Uzmanlar tarafından zaten çocukların günde 2 bardak süt içmeleri önerilir. Dolayısıyla bizler de çocukların beslenmesine katkı sağlanması için bu süt programında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak hareket ediyoruz ve bu programın da herkes tarafından desteklenmesini bekliyoruz'' diye konuştu.
Kişi başına süt tüketiminin Türkiye'de 23 ila 26 litre civarında olduğununu anlatan Yardım, bu oranın İngiltere'de 80 litrenin üzerinde, Avustralya'da 100 litrenin üzerinde bulunduğunu aktardı.
Türkiye'de 2010'da yapılan besin tüketim araştırmasının yayınlanmamış ön sonuçlarına göre ise süt ve yoğurdun birlikte tüketimi kişi başına günlük 106 gram civarında olduğunu kaydeden Yardım, çok temel olan bir besininin ülke olarak çok tüketilmediğini ifade etti.
Yardım, çocukların kemik ve beyin gelişimi için proteinlerin temel olduğunu, proteinin sütte yüksek oranlarda bulunduğunu, bu nedenle bu programı çok önemsediklerini söyledi.
Geçen yıl dağıtılan sütlerden zehirlenmenin yaşanmadığına dikkati çeken Nazan Yardım, böyle bir durumda, zaten bunun kamuoyuna açıklanacağını, geçen yılki vakalarda görülen durumun sütün tolere edilememesi olduğunu vurguladı.
Hem Milli Eğitim Bakanlığı hem Sağlık Bakanlığı hem de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu konuda çalışma yaptığına dikkati çeken Yardım, yapılan analizler sonucunda herhangi bir soruna rastlanılmadığını söyledi.
Şikayetler üzerine yapılan incelemelerde vakaların laktoz intoleransına işaret ettiğini ifade eden Yardım, ''İntolerans belirtileri genellikle 30 dakika ile 2 saat sonra başlıyor. Bulantı, karın ağrısı, bazen ishal, gaz şikayeti olabilir. Süt içtikten sonra yetişkinlerde derler 'bana süt dokunuyor' diye aslında 'dokunuyor' ifadesi tam bu dediğimiz rahatsızlıkların o kişide ortaya çıkmasıdır'' diye konuştu.
Süt içmeye devam ettikçe, enzim aktivitesi de artıyor
Araştırmaların laktoz intoleransı olan kişilerde bile 1 bardak sütün tolere edilebileceğini ortaya koyduğunu belirten Yardım, ''Süt içmeye devam ettiğinizde enzim aktivitesi de artıyor. Enzim, sütü içtiğinizde bağırsaklardan emilimini kolaylaştırır. Dolayısıyla bu şikayetler olmuyor'' şeklinde konuştu.
Süt dağıtımı başlamadan önce öğretmenlerin öncelikle ailelere izin formlarını doldurtmaları gerektiğini ifade eden Yardım, süt kutularının açılmadan mutlaka incelemesi gerektiğini söyledi. Kutuların bozulmamış ve hava almamış olmasına, ambalajlarda bombaj, şişme veya herhangi bir ezikliğin bulunmamasına dikkat edilmesini isteyen Yardım, ''Öğretmenlerin, sütleri mutlaka bir ders boyunca içirmelerini istiyoruz. Ne çok daha hızlı ne çok daha yavaş, bir ders boyunca bitirmelerini istiyoruz. Eğer mümkünse süt yanında bir şey yenilebilir. Yani süt sabah açıldı, çocuk sınıfta bıraktı, sonra gitti geldi, içti olmayacak'' dedi.
Herhangi bir şikayet olduğunda, şikayetlerin önemine göre çocukların sağlık kuruluşları veya aile hekimlerine yönlendirebileceklerini söyledi.
Öğretmenler de veliler de daha bilinçli
Dr. Yardım, üç bakanlığın da daha önceki uygulamalardan daha tecrübeli olduğunu belirterek, velilerin rahat olmasını istedi.
Yardım Şöyle devam etti:
''Şu anda sütten zehirlenme riski yok. Çünkü zehirlenme dediğiniz şey patojen bir mikrobun süte bulaşması. Şu anda sütler son derece güvenli, steril, marketlerdeki sütler gibi üretiliyor. Böyle bir ihtimal yok. Marketlerdeki UHT yöntemiyle uzun ömürlü süt ne ise aynı şekilde üretiliyor. Bu daha özel üretim içinde süt tozu yok mesela. Dolayısıyla sütler güvenli. Ama laktoz intoleransı yüzde 20'nin üzerinde görülüyor. Yani 100 kişiden 20'sinde sütün dokunması durumunu zaten bekliyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir durum olduğunda ailelerin panik yapmasına gerek yok. Ama çocukların süt içmesine ara verilebilir. 17 milyon öğrencinin 6 milyonuna bu program yapılıyor. 6 milyon çocuktan elbette sütün dediğimiz sıkıntılı durumu olabilir. Bunu zehirlenmeye bağlamak doğru değil. Vatandaşlar çok rahat olsun akıllarına şöyle bir şey gelmesin 'tarihi geçmiş sütler mi' hayır bunlar özel üretim sütlerdir. 'Mutlaka mikrobik bir şey var ama bu basınla paylaşılmıyor, vatandaşlarımıza söylenmiyor, bazı şeyler gizleniyor', hiç böyle bir şey yok, her Bakanlık gerçekten bu konuda son derece açık davranıyor. Vatandaşların sağlığını gerçekten önemsiyoruz. Akıllarına herhangi bir soru işaretinin gelmesine gerek yok. Marketlerden aldıkları süt ne kadar güvenli ise bu sütler de o kadar güvenli.''
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Şubat 2013 12:39
Gösterim: 1758
Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler arasında yapılan protokollerle lise öğrencileri ve öğretmenlerin üniversitelerin imkanlarından yararlanmasını öngören projeyle üniversiteler kapılarını liselilere açacak
Üniversiteler, kapasitelerinin tam olarak değerlendirilmesi ve toplumla içli dışlı olmaları için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki öğretmen ve öğrencilere açılıyor. Projeye göre üniversite adayı öğrenci programı ile son sınıf öğrencilerinin üniversitelerde derse girmesi mümkün olacak.
Öğretmen ve öğrenciler üniversite kütüphanelerinden ücretsiz yararlanabilecek. Akademik kadrolar, öğretmenlerin zümre toplantılarına katılacak ve destek verecek. Sosyal tesisleri liseli öğrencilere açılacak olan üniversite bünyesindeki öğrenci toplulukları ile okullarda yer alan öğrenci kulüpleri ortak etkinlikler düzenleyecek. Öğretmenler üniversitedeki yüksek lisans veya doktora programlarından öncelikli ve etkin olarak yararlandırılacak.
Bu proje ile üniversitelerin kapasitelerinin tam olarak değerlendirilmesi ve üniversitelerin toplumla içli dışlı olması hedefleniyor. Proje kapsamında il milli eğitim müdürlükleri ile üniversiteler arasında protokoller yapılıyor. Son olarak Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ile Gazi, Ankara ve Yıldırım Beyazıt üniversiteleri arasında protokol imzalandı. Uygulama daha önce de Hacettepe ve Kırıkkale üniversitelerinde hayata geçirildi. Benzer çalışmalar, 81 ildeki üniversitelerle o kentlerin milli eğitim müdürlükleri arasında önümüzdeki günlerde yapılacak.
Türkiye’deki üniversite sayısında son yıllarda önemli bir artış yaşandı. Halen 62’si vakıf, 104’ü devlet olmak üzere 166 üniversite faaliyet gösteriyor. Hemen hemen tüm illerde devlet üniversitesi mevcut. Hızla sayısı artan üniversiteler önemli bir fiziki altyapıyı ve akademik kapasiteyi barındırıyor. Milli Eğitim de bu kapasiteden istifade edebilmek için harekete geçti. MEB, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversiteler arasında yapılan protokol kapsamında artık üniversiteler ile okullar iç içe olacak. Bakanlık bu proje ile okullarda eğitimin niteliğini geliştirmek, öğrencilerin öğrenme başarılarını artırmak ve lise öğrencilerinin ileri düzeyde öğrenim görmesini amaçlıyor.
Hayata geçirilen proje kapsamında lise öğrencileri, öğretmenleri ve okul yöneticileri üniversite kütüphanesinden ve sosyal faaliyetlerinden yararlanacak. Lise öğretmenleri çalışmalarını üniversitede yapabilecek. Üniversite öğrencisi ve lise öğrencisi birlikte ortak projeler geliştirebilecek. Üniversite öğrencileri, okulları bilimsel araştırmalar için bir laboratuvar olarak kullanabilecek. Akademisyenler ile öğretmenler ortak işbirliği içerisinde bilimsel araştırmalar yapabilecek. Üniversitenin diş hekimliği bölümünde okuyan öğrenciler ücretsiz olarak öğrencileri diş taramasından geçirecek. Böylece hem üniversite öğrencileri staj yapma imkânına sahip olacak hem de lise ve ortaokul öğrencilerinde diş sağlığı bilinci oluşturulacak. Ayrıca üniversitenin eğitim fakültesi öğrencileri de uygulamalı eğitim için okullardan daha fazla yararlanabilecek.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler arasında yapılan protokollerle lise öğrencileri ve öğretmenlerin üniversitelerin imkanlarından yararlanmasını öngören projeyle üniversiteler kapılarını liselilere açacak
Üniversiteler, kapasitelerinin tam olarak değerlendirilmesi ve toplumla içli dışlı olmaları için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki öğretmen ve öğrencilere açılıyor. Projeye göre üniversite adayı öğrenci programı ile son sınıf öğrencilerinin üniversitelerde derse girmesi mümkün olacak.
Öğretmen ve öğrenciler üniversite kütüphanelerinden ücretsiz yararlanabilecek. Akademik kadrolar, öğretmenlerin zümre toplantılarına katılacak ve destek verecek. Sosyal tesisleri liseli öğrencilere açılacak olan üniversite bünyesindeki öğrenci toplulukları ile okullarda yer alan öğrenci kulüpleri ortak etkinlikler düzenleyecek. Öğretmenler üniversitedeki yüksek lisans veya doktora programlarından öncelikli ve etkin olarak yararlandırılacak.
Bu proje ile üniversitelerin kapasitelerinin tam olarak değerlendirilmesi ve üniversitelerin toplumla içli dışlı olması hedefleniyor. Proje kapsamında il milli eğitim müdürlükleri ile üniversiteler arasında protokoller yapılıyor. Son olarak Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ile Gazi, Ankara ve Yıldırım Beyazıt üniversiteleri arasında protokol imzalandı. Uygulama daha önce de Hacettepe ve Kırıkkale üniversitelerinde hayata geçirildi. Benzer çalışmalar, 81 ildeki üniversitelerle o kentlerin milli eğitim müdürlükleri arasında önümüzdeki günlerde yapılacak.
Türkiye’deki üniversite sayısında son yıllarda önemli bir artış yaşandı. Halen 62’si vakıf, 104’ü devlet olmak üzere 166 üniversite faaliyet gösteriyor. Hemen hemen tüm illerde devlet üniversitesi mevcut. Hızla sayısı artan üniversiteler önemli bir fiziki altyapıyı ve akademik kapasiteyi barındırıyor. Milli Eğitim de bu kapasiteden istifade edebilmek için harekete geçti. MEB, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversiteler arasında yapılan protokol kapsamında artık üniversiteler ile okullar iç içe olacak. Bakanlık bu proje ile okullarda eğitimin niteliğini geliştirmek, öğrencilerin öğrenme başarılarını artırmak ve lise öğrencilerinin ileri düzeyde öğrenim görmesini amaçlıyor.
Hayata geçirilen proje kapsamında lise öğrencileri, öğretmenleri ve okul yöneticileri üniversite kütüphanesinden ve sosyal faaliyetlerinden yararlanacak. Lise öğretmenleri çalışmalarını üniversitede yapabilecek. Üniversite öğrencisi ve lise öğrencisi birlikte ortak projeler geliştirebilecek. Üniversite öğrencileri, okulları bilimsel araştırmalar için bir laboratuvar olarak kullanabilecek. Akademisyenler ile öğretmenler ortak işbirliği içerisinde bilimsel araştırmalar yapabilecek. Üniversitenin diş hekimliği bölümünde okuyan öğrenciler ücretsiz olarak öğrencileri diş taramasından geçirecek. Böylece hem üniversite öğrencileri staj yapma imkânına sahip olacak hem de lise ve ortaokul öğrencilerinde diş sağlığı bilinci oluşturulacak. Ayrıca üniversitenin eğitim fakültesi öğrencileri de uygulamalı eğitim için okullardan daha fazla yararlanabilecek.
(zaman)
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Şubat 2013 09:44
Gösterim: 2932
Başbakan Erdoğan, Kayseri’de katıldığı açılış töreninde bir vatandaşın “Şubat’ta öğretmen ataması bekliyoruz” sözü üzerine atama yapılmayacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, vatandaştan gelen soru üzerine, Şubat ataması diye bir şeyin olamadığını, atamaların Ağustos ayında yapılacağını söyledi.
Aralarında Erciyes Kayak Merkezi'nin de yer aldığı tesislerin toplu açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tören sırasında ''Şubat ataması bekliyoruz'' diye kendisine seslenen bir vatandaşla ilgilenmesi için AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ı görevlendirdi.
Başbakan Erdoğan, aynı kişinin öğretmen atamaları yla ilgili soru sorması üzerine, ''Ben sizi aldatan olmayacağım. Şimdi sizler şu anda öğretmen olmuşsanız, mesleğin içindeyseniz, bunlardan dolayı, eş durumuna ilişkin Şubat tayinleriyle ilgili açıklamayı yaptık. Öğretmen liğe adım atmamış olanlarla ilgili atılmış adımımız yok, böyle bir şey şu anda speküle ediliyor. Tekrar imtihanlara girin, hakkınızı kazanın. Şubat ataması diye bir şey yok, sizi aldatmayalım. Ağustos'ta atama yapacağız ama kazanan için yapacağız'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, Kayseri’de katıldığı açılış töreninde bir vatandaşın “Şubat’ta öğretmen ataması bekliyoruz” sözü üzerine atama yapılmayacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, vatandaştan gelen soru üzerine, Şubat ataması diye bir şeyin olamadığını, atamaların Ağustos ayında yapılacağını söyledi.
Aralarında Erciyes Kayak Merkezi'nin de yer aldığı tesislerin toplu açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tören sırasında ''Şubat ataması bekliyoruz'' diye kendisine seslenen bir vatandaşla ilgilenmesi için AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ı görevlendirdi.
Başbakan Erdoğan, aynı kişinin öğretmen atamaları yla ilgili soru sorması üzerine, ''Ben sizi aldatan olmayacağım. Şimdi sizler şu anda öğretmen olmuşsanız, mesleğin içindeyseniz, bunlardan dolayı, eş durumuna ilişkin Şubat tayinleriyle ilgili açıklamayı yaptık. Öğretmen liğe adım atmamış olanlarla ilgili atılmış adımımız yok, böyle bir şey şu anda speküle ediliyor. Tekrar imtihanlara girin, hakkınızı kazanın. Şubat ataması diye bir şey yok, sizi aldatmayalım. Ağustos'ta atama yapacağız ama kazanan için yapacağız'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Şubat 2013 08:42
Gösterim: 1602
Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla kurulan 7 kişilik dershane komisyonu raporunu tamamladı. Raporun Başbakan’a sunulduktan sonra kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor. Dershanelerin nasıl ve ne zaman kapanacağının yer aldığı rapor binlerce çalışanı da yakından ilgilendiriyor.
Dershanelerin kapanmasıyla ilgili komisyon kararını verdi rapor Başbakan Erdoğan'a sunulacak.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, dershanelerin kapanıp kapanmaması ile ilgili komisyonun karara vardığını, raporu Başbakana sunacaklarını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Karabük Öğretmenevi'nde gazetecilerle sohbet kahvaltısında bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, serbest kıyafetlerle ilgili olarak, 'Özel okullarda kıyafet seçimi Okul Aile Birliklerinin kararlarına bırakıldı. Özel okula giden öğrenci velileri istediklerini seçebilir. Devlet okullarında bu serbest kıyafet olacak denildi. Yeni Milli Eğitim Bakanının bu konuyla ilgili bir değerlendirmesi olacaktır. Özel okullara getirilen bu kriterin devlet okullarına da getirilmesini istiyoruz. Bunu tamamen velilere bırakmanın doğrusu olduğu kanaatindeyim' dedi.
Dershanelerin kapatılması ile ilgili soruya da Şahin, kendi başkanlığındaki komisyonun rapor hazırladığını ve raporu ilerleyen günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunacaklarını söyledi. Şahin, 'Okullar varken neden dershaneler var? Okullarımızda çocuklarımıza gerekli bilgiyi veremiyoruz da o nedenle mi bunlar var?" sorularını yöneltirken şöyle konuştu: "Başbakanımızın bundan bir süre önce dershanelerle ilgili bir açıklaması oldu. Ancak, bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığımız bir karar olarak bir uygulamaya başlamadı. Bir merkez yürütme kurulu toplantısında Sayın Başbakanımıza 'dershanelerle ilgili ne yapmayı düşünüyoruz?' diye soruldu, Başbakanımız beni görevlendirerek bir çalışma yapılmasını istedi. Bunun üzerine biz genel başkan yardımcısı arkadaşlarımızdan oluşan 7 kişilik komisyon kurduk ve üçüncü toplantımızı yaptık. Türkiye'nin dershane gerçeğinin fotoğrafını çektik, dünyadaki uygulamalara baktık. Bir kanaate vardık. Ancak bunu Başbakanımızla paylaşacağız. Raporu Başbakanımıza takdim edeceğiz ondan sonra karar verilecektir. Sonucu şimdi paylaşamayız.'
Başkanlık sistemi
Başkanlık sisteminin hukukçular tarafından konferanslarla vatandaşlara anlatılacağını belirten Şahin, şunları söyledi: 'Türkiye'nin başkanlık sistemine samimi olarak geçmesini istiyoruz. 2014 yılında yeni cumhurbaşkanımızı halk seçecek. Anayasamıza göre cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Siyasi istikrar getiren, ülkedeki işlerin daha da verimli halka sunulmasında yararlı model olarak görüyoruz. Bizim modelimizde başkan ve başkan yardımcısı da olacaktır. Bakanların tamamı parlamento dışından olacaktır. Başkanlık modelinin ne olduğu vatandaşlarımıza anlatıldıkça desteğin arttığını gördük. Tüm vilayetlerimizde tüm hukukçu arkadaşlarımız bir takım konferanslar vererek başkanlık sistemini halka anlatacaklar.'
Şahin, kamuoyunda yapılan araştırmalarla ilgili de, AK Parti'nin oy oranının yüzde 50'nin üzerinde olduğunu ve kamuoyu desteği bakımından bir endişeleri olmadığını sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla kurulan 7 kişilik dershane komisyonu raporunu tamamladı. Raporun Başbakan’a sunulduktan sonra kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor. Dershanelerin nasıl ve ne zaman kapanacağının yer aldığı rapor binlerce çalışanı da yakından ilgilendiriyor.
Dershanelerin kapanmasıyla ilgili komisyon kararını verdi rapor Başbakan Erdoğan'a sunulacak.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, dershanelerin kapanıp kapanmaması ile ilgili komisyonun karara vardığını, raporu Başbakana sunacaklarını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Karabük Öğretmenevi'nde gazetecilerle sohbet kahvaltısında bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, serbest kıyafetlerle ilgili olarak, 'Özel okullarda kıyafet seçimi Okul Aile Birliklerinin kararlarına bırakıldı. Özel okula giden öğrenci velileri istediklerini seçebilir. Devlet okullarında bu serbest kıyafet olacak denildi. Yeni Milli Eğitim Bakanının bu konuyla ilgili bir değerlendirmesi olacaktır. Özel okullara getirilen bu kriterin devlet okullarına da getirilmesini istiyoruz. Bunu tamamen velilere bırakmanın doğrusu olduğu kanaatindeyim' dedi.
Dershanelerin kapatılması ile ilgili soruya da Şahin, kendi başkanlığındaki komisyonun rapor hazırladığını ve raporu ilerleyen günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunacaklarını söyledi. Şahin, 'Okullar varken neden dershaneler var? Okullarımızda çocuklarımıza gerekli bilgiyi veremiyoruz da o nedenle mi bunlar var?" sorularını yöneltirken şöyle konuştu: "Başbakanımızın bundan bir süre önce dershanelerle ilgili bir açıklaması oldu. Ancak, bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığımız bir karar olarak bir uygulamaya başlamadı. Bir merkez yürütme kurulu toplantısında Sayın Başbakanımıza 'dershanelerle ilgili ne yapmayı düşünüyoruz?' diye soruldu, Başbakanımız beni görevlendirerek bir çalışma yapılmasını istedi. Bunun üzerine biz genel başkan yardımcısı arkadaşlarımızdan oluşan 7 kişilik komisyon kurduk ve üçüncü toplantımızı yaptık. Türkiye'nin dershane gerçeğinin fotoğrafını çektik, dünyadaki uygulamalara baktık. Bir kanaate vardık. Ancak bunu Başbakanımızla paylaşacağız. Raporu Başbakanımıza takdim edeceğiz ondan sonra karar verilecektir. Sonucu şimdi paylaşamayız.'
Başkanlık sistemi
Başkanlık sisteminin hukukçular tarafından konferanslarla vatandaşlara anlatılacağını belirten Şahin, şunları söyledi: 'Türkiye'nin başkanlık sistemine samimi olarak geçmesini istiyoruz. 2014 yılında yeni cumhurbaşkanımızı halk seçecek. Anayasamıza göre cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Siyasi istikrar getiren, ülkedeki işlerin daha da verimli halka sunulmasında yararlı model olarak görüyoruz. Bizim modelimizde başkan ve başkan yardımcısı da olacaktır. Bakanların tamamı parlamento dışından olacaktır. Başkanlık modelinin ne olduğu vatandaşlarımıza anlatıldıkça desteğin arttığını gördük. Tüm vilayetlerimizde tüm hukukçu arkadaşlarımız bir takım konferanslar vererek başkanlık sistemini halka anlatacaklar.'
Şahin, kamuoyunda yapılan araştırmalarla ilgili de, AK Parti'nin oy oranının yüzde 50'nin üzerinde olduğunu ve kamuoyu desteği bakımından bir endişeleri olmadığını sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Şubat 2013 09:00
Gösterim: 1810
Yarıyıl tatili bitti. Yaklaşık 16 milyon öğrenci ile 831 bin öğretmen ders başı yapıyor.
Örgün öğretimdeki 831 bin 148 öğretmen ve 15 milyon 854 bin 277 öğrencinin yarıyıl tatili sona erdi.
2012-1013 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı bugün başlıyor. İkinci yarı 14 Haziran 2013'te sona erecek.
Okul Sütü başlıyor
İkinci dönem ile birlikte Okul Sütü Programı da başlıyor.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı ''Okul Sütü'' programına katılacak.
İkinci dönem sınav heyecanıyla geçecek
İkinci dönem, ortaokul öğrencileriyle lise son sınıf öğrencileri için sınav heyecanıyla geçecek.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav takvimine göre, 8. sınıflar için Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı, 8 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilecek.
Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı 5, 6, 7, 9, 10 ve 11. sınıflar için ise 9 Haziran Pazar günü yapılacak. Lise son sınıf öğrencileri, üniversiteye giriş sınavlarının ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) 24 Mart Pazar günü girecek. Üniversiteye girişte ikinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) 22-29 Nisan 2013 tarihleri arasında başvurulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yarıyıl tatili bitti. Yaklaşık 16 milyon öğrenci ile 831 bin öğretmen ders başı yapıyor.
Örgün öğretimdeki 831 bin 148 öğretmen ve 15 milyon 854 bin 277 öğrencinin yarıyıl tatili sona erdi.
2012-1013 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı bugün başlıyor. İkinci yarı 14 Haziran 2013'te sona erecek.
Okul Sütü başlıyor
İkinci dönem ile birlikte Okul Sütü Programı da başlıyor.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı ''Okul Sütü'' programına katılacak.
İkinci dönem sınav heyecanıyla geçecek
İkinci dönem, ortaokul öğrencileriyle lise son sınıf öğrencileri için sınav heyecanıyla geçecek.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav takvimine göre, 8. sınıflar için Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı, 8 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilecek.
Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı 5, 6, 7, 9, 10 ve 11. sınıflar için ise 9 Haziran Pazar günü yapılacak. Lise son sınıf öğrencileri, üniversiteye giriş sınavlarının ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) 24 Mart Pazar günü girecek. Üniversiteye girişte ikinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) 22-29 Nisan 2013 tarihleri arasında başvurulacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Şubat 2013 08:27
Gösterim: 1871

