Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Bu yıl, okul sütü dağıtımı ülke genelinde resmi, özel anaokulu, uygulama sınıfı, anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri olmak üzere haftada 3 gün yapılacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  ikinci dönem dağıtılacak okul sütleri için çalışmalarına başladı. Bakanlık, okul sütü programının kontrol ve değerlendirilmesi ile muhtemel tereddütlere daha hızlı çözüm üretilebilmesi amacıyla hazırlanan Okul Sütü Modülü'ne ilişkin 81 ildeki il ve ilçe müdürleriyle okul sütü komisyonu üyelerine uzaktan eğitim verdi.

MEB, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliğinde yürütülen okul sütü programı kapsamında, ikinci dönemin başı itibarıyla haftada pazartesi, çarşamba, cuma günleri okullarda süt dağıtılacak. Programa ilişkin işlemlerin sağlıklı yürütülmesi için MEB tarafından hazırlanan Okul Sütü Modülü'yle, süt dağıtılan okullar anlık takip altına alınarak, süt içen çocuklarda oluşabilecek alerjik reaksiyonlar, okullara dağıtılan süt miktarı, kaç velinin çocuğunun süt içmesi için izin verip vermediği gibi konular izlenecek ve gerekli tedbirler alınacak.

Modüle ilişkin 81 ilde süt dağıtımında görevli olacak il ve ilçe milli eğitim müdürleri, il ve ilçe MEBS görevlileri, il ve ilçe okul sütü komisyon üyelerine Bakanlık tarafından eğitim verildi.

Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, eğitimin açılış konuşmasını online yaptı. Kocabıyık, çocuklara süt içme alışkanlığını kazandırmak, yeterli ve dengeli beslenmelerine katkıda bulunarak, sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlamak amacıyla okul sütü programının, 2013 – 2014 eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren, haftada  3 gün olmak üzere yeniden uygulanacağını belirtti.

Tedbirlere ilişkin yazıların valiliklere gönderildiğini anımsatan Kocabıyık, okullarda sütlerin güvenli, serin, kuru ve güneş almayan bir ortamda muhafaza edilerek ve gerekli durumlarda yerinde inceleme yapılması gerektiğini dile getirdi.

Süt dağıtımından önce "Süt alerjisi veya laktoz intoleransı varlığı tespitine yönelik" velilerin doldurmasını istedikleri izin formunun okul müdürlükleri aracılığıyla e-Okul sistemine işlendiğini hatırlatan Kocabıyık, velisi süt içmesine izin vermeyen öğrencilerin, kapsam dışında tutulacağını ifade etti.

Süt içtikten sonra rahatsızlanan öğrenci olursa, okul yönetiminin, öğrencinin en kısa süre içerisinde en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmesini sağlayacağını ve ailesini bilgilendireceğini söyleyen Kocabıyık, okul yönetiminin, İl Okul Sütü Komisyonu'na durumu bildireceğini ve analiz sonuçlanıncaya kadar analize konu üretim partisi sütlerin dağıtımı durdurularak, diğer üretim partisi sütlerin dağıtımına devam edileceğini belirtti.

Süt tüketimi günü gününe modüle işlenecek

Okul sütü programında iş ve işlemlerinin sağlıklı bir şekilde takibi, kontrol ve değerlendirilmesi ile muhtemel tereddütlere daha hızlı çözüm üretilebilmesi amacıyla Okul Sütü Modülü'nün hazırlandığını anlatan Kocabıyık, "Modülün temel mantığı, yüklenici firma tarafından okullara yapılan süt teslimatlarının ve sütlerin günlük tüketimlerinin okullarca zamanında sisteme işlenmesi ve okullarımızda bulunan süt stokları ile öğrencilere dağıtımı yapılarak tüketilmiş süt miktarının günü gününe takip edebilme üzerine kuruldu" dedi.

Kocabıyık, okulların her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yapmış oldukları süt tüketimini günü gününe sisteme işleyeceğini, ilçe milli eğitim müdürlükleri ise bu girişlerin düzenli bir şekilde yapılıp yapılmadığını sistem üzerinden aldıkları raporlarla takip edeceğini ve eksikleri bulunan okulları yönlendirerek, okul müdürlüklerine destek vereceklerini kaydetti.

Dağıtımlar mesajla durdurulacak

 İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin ise sistem üzerinden aldığı genel raporlarla gerek ilçe gerekse okul müdürlüklerine destek ve koordinasyon hizmeti sağlayacağını ve sisteminin genel takibini yapacağını ifade eden Kocabıyık, herhangi bir öğrencide oluşabilecek şikayet vakasında, o parti numaralı sütlerin hangi okullara dağıtıldığının sitemden takip edilerek ve mesaj yolu ile dağıtımların durdurabileceğini belirtti.

Kocabıyık, izleme ve değerlendirme amacı ile istenilen tarihlerde ve dönem sonunda grafik destekli rapor alınabilmesi için çalışmaların devam ettiğini ifade ederek, modülün kullanıcı dostu ve ilerde süt dışında dağıtılabilecek farklı ürünlere de uyarlanabilir nitelikte olduğunu belirtti.

Bağımsız anaokullarına da süt dağıtılacak

Bu yıl, okul sütü dağıtımı ülke genelinde resmi, özel anaokulu, uygulama sınıfı, anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren başlayacak. Geçen yıldan farklı olarak bu yıl velilerden gelen talep doğrultusunda bağımsız anaokullarında da okul sütü dağıtımı yapılacak. Özel öğretim kurumları, programa eşdeğer süt veya süt ürünleri tüketilmesini sağlamaları halinde, velinin isteği esas alınarak kurum yönetiminin kararı doğrultusunda program kapsamı dışında tutulacak.

Okul sütünden 6 milyon öğrencinin yararlanması bekleniyor

Bakanlık verilerine göre, programdan 6 milyon 425 bin 914 öğrencinin yararlanması bekleniyor. Bu güne kadar 5 milyon 348 bin 792 veli çocuklarına süt verilmesini onayladı. E-Okul üzerinden veli izin formu doldurma işlemleri devam ediyor.

> Okul sütü 2. dönemden itibaren haftada 3 gün dağıtılacak

Bu yıl, okul sütü dağıtımı ülke genelinde resmi, özel anaokulu, uygulama sınıfı, anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri olmak üzere haftada 3 gün yapılacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  ikinci dönem dağıtılacak okul sütleri için çalışmalarına başladı. Bakanlık, okul sütü programının kontrol ve değerlendirilmesi ile muhtemel tereddütlere daha hızlı çözüm üretilebilmesi amacıyla hazırlanan Okul Sütü Modülü'ne ilişkin 81 ildeki il ve ilçe müdürleriyle okul sütü komisyonu üyelerine uzaktan eğitim verdi.

MEB, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliğinde yürütülen okul sütü programı kapsamında, ikinci dönemin başı itibarıyla haftada pazartesi, çarşamba, cuma günleri okullarda süt dağıtılacak. Programa ilişkin işlemlerin sağlıklı yürütülmesi için MEB tarafından hazırlanan Okul Sütü Modülü'yle, süt dağıtılan okullar anlık takip altına alınarak, süt içen çocuklarda oluşabilecek alerjik reaksiyonlar, okullara dağıtılan süt miktarı, kaç velinin çocuğunun süt içmesi için izin verip vermediği gibi konular izlenecek ve gerekli tedbirler alınacak.

Modüle ilişkin 81 ilde süt dağıtımında görevli olacak il ve ilçe milli eğitim müdürleri, il ve ilçe MEBS görevlileri, il ve ilçe okul sütü komisyon üyelerine Bakanlık tarafından eğitim verildi.

Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, eğitimin açılış konuşmasını online yaptı. Kocabıyık, çocuklara süt içme alışkanlığını kazandırmak, yeterli ve dengeli beslenmelerine katkıda bulunarak, sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlamak amacıyla okul sütü programının, 2013 – 2014 eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren, haftada  3 gün olmak üzere yeniden uygulanacağını belirtti.

Tedbirlere ilişkin yazıların valiliklere gönderildiğini anımsatan Kocabıyık, okullarda sütlerin güvenli, serin, kuru ve güneş almayan bir ortamda muhafaza edilerek ve gerekli durumlarda yerinde inceleme yapılması gerektiğini dile getirdi.

Süt dağıtımından önce "Süt alerjisi veya laktoz intoleransı varlığı tespitine yönelik" velilerin doldurmasını istedikleri izin formunun okul müdürlükleri aracılığıyla e-Okul sistemine işlendiğini hatırlatan Kocabıyık, velisi süt içmesine izin vermeyen öğrencilerin, kapsam dışında tutulacağını ifade etti.

Süt içtikten sonra rahatsızlanan öğrenci olursa, okul yönetiminin, öğrencinin en kısa süre içerisinde en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmesini sağlayacağını ve ailesini bilgilendireceğini söyleyen Kocabıyık, okul yönetiminin, İl Okul Sütü Komisyonu'na durumu bildireceğini ve analiz sonuçlanıncaya kadar analize konu üretim partisi sütlerin dağıtımı durdurularak, diğer üretim partisi sütlerin dağıtımına devam edileceğini belirtti.

Süt tüketimi günü gününe modüle işlenecek

Okul sütü programında iş ve işlemlerinin sağlıklı bir şekilde takibi, kontrol ve değerlendirilmesi ile muhtemel tereddütlere daha hızlı çözüm üretilebilmesi amacıyla Okul Sütü Modülü'nün hazırlandığını anlatan Kocabıyık, "Modülün temel mantığı, yüklenici firma tarafından okullara yapılan süt teslimatlarının ve sütlerin günlük tüketimlerinin okullarca zamanında sisteme işlenmesi ve okullarımızda bulunan süt stokları ile öğrencilere dağıtımı yapılarak tüketilmiş süt miktarının günü gününe takip edebilme üzerine kuruldu" dedi.

Kocabıyık, okulların her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yapmış oldukları süt tüketimini günü gününe sisteme işleyeceğini, ilçe milli eğitim müdürlükleri ise bu girişlerin düzenli bir şekilde yapılıp yapılmadığını sistem üzerinden aldıkları raporlarla takip edeceğini ve eksikleri bulunan okulları yönlendirerek, okul müdürlüklerine destek vereceklerini kaydetti.

Dağıtımlar mesajla durdurulacak

 İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin ise sistem üzerinden aldığı genel raporlarla gerek ilçe gerekse okul müdürlüklerine destek ve koordinasyon hizmeti sağlayacağını ve sisteminin genel takibini yapacağını ifade eden Kocabıyık, herhangi bir öğrencide oluşabilecek şikayet vakasında, o parti numaralı sütlerin hangi okullara dağıtıldığının sitemden takip edilerek ve mesaj yolu ile dağıtımların durdurabileceğini belirtti.

Kocabıyık, izleme ve değerlendirme amacı ile istenilen tarihlerde ve dönem sonunda grafik destekli rapor alınabilmesi için çalışmaların devam ettiğini ifade ederek, modülün kullanıcı dostu ve ilerde süt dışında dağıtılabilecek farklı ürünlere de uyarlanabilir nitelikte olduğunu belirtti.

Bağımsız anaokullarına da süt dağıtılacak

Bu yıl, okul sütü dağıtımı ülke genelinde resmi, özel anaokulu, uygulama sınıfı, anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren başlayacak. Geçen yıldan farklı olarak bu yıl velilerden gelen talep doğrultusunda bağımsız anaokullarında da okul sütü dağıtımı yapılacak. Özel öğretim kurumları, programa eşdeğer süt veya süt ürünleri tüketilmesini sağlamaları halinde, velinin isteği esas alınarak kurum yönetiminin kararı doğrultusunda program kapsamı dışında tutulacak.

Okul sütünden 6 milyon öğrencinin yararlanması bekleniyor

Bakanlık verilerine göre, programdan 6 milyon 425 bin 914 öğrencinin yararlanması bekleniyor. Bu güne kadar 5 milyon 348 bin 792 veli çocuklarına süt verilmesini onayladı. E-Okul üzerinden veli izin formu doldurma işlemleri devam ediyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ocak 2014 12:35

Gösterim: 1460

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Fatih Projesi kapsamında artan bilişim teknolojileri öğretmen açığını kapatmak için diğer branş öğretmenlerine 100 saatlik kurs vermesi bu alanda 4 yıl öğrenim görerek mezun olan binlerce bilişim öğretmenini mağdur ediyor. Atama bekleyen bilişim öğretmenleri bu duruma tepki gösteriyor. İşte onlardan gelen şikayetler...

"Fatih Projesi kapsamında 100 saatlik kurslar ile okullarda görevlendirilen Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenlerinin imzaladığı sözleşme gören herkeste şok etkisi yaratıyor.

Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği için imzalanan sözleşme adeta yüz kızartır cinsten çünkü bu sözleşme ile projede bir eğitim katliamı gerçekleşiyor. Yani 100 saat kurs sonucu imzalanan görevlendirme sözleşmesi ile eğitim katliamının göstergesi gözler önüne seriliyor. 4 Yıl boyunca eğitim alıp Bilişim Teknolojileri Öğretmeni unvanını almış ve Bilgisayar Destekli Eğitim konusunda uzmanlaşmış binlerce Bilişim Öğretmeni atama beklerken, Milli Eğitim Bakanlığının 100 saat kurs ile Bilişim Teknolojileri Rehberi unvanını diğer branş öğretmenlerine dağıtması çok tartışılmaktadır. Ve ortaya çıkan görevlendirme sözleşmesi ise herkesi bir kez daha şoka uğratmıştır.

O Sözleşmede Neler Yer Alıyor?

Bakanlığımızın Fatih Projesi ve Bilişim Teknolojileri ile ilgili projelerinin yürütülmesinde, görevlendirildiğim okuldaki bilgisayar destekli eğitimin yürütülmesinde ve bilişim teknolojileri ile ilgili olarak görevimin gereği olan işleri hizmetin sürekliliği esasıyla yürüteceğime, kazanmış olduğu bilgi birikimini ve deneyimimi görev yaptığım okulda eğitim ve öğretimin kalitesinin artırılması konusunda kullanacağımı kabul ve taahhüt ederek, Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği görevini kabul ediyorum."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Fatih Projesi’nde bilişim öğretmeni krizi

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Fatih Projesi kapsamında artan bilişim teknolojileri öğretmen açığını kapatmak için diğer branş öğretmenlerine 100 saatlik kurs vermesi bu alanda 4 yıl öğrenim görerek mezun olan binlerce bilişim öğretmenini mağdur ediyor. Atama bekleyen bilişim öğretmenleri bu duruma tepki gösteriyor. İşte onlardan gelen şikayetler...

"Fatih Projesi kapsamında 100 saatlik kurslar ile okullarda görevlendirilen Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenlerinin imzaladığı sözleşme gören herkeste şok etkisi yaratıyor.

Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği için imzalanan sözleşme adeta yüz kızartır cinsten çünkü bu sözleşme ile projede bir eğitim katliamı gerçekleşiyor. Yani 100 saat kurs sonucu imzalanan görevlendirme sözleşmesi ile eğitim katliamının göstergesi gözler önüne seriliyor. 4 Yıl boyunca eğitim alıp Bilişim Teknolojileri Öğretmeni unvanını almış ve Bilgisayar Destekli Eğitim konusunda uzmanlaşmış binlerce Bilişim Öğretmeni atama beklerken, Milli Eğitim Bakanlığının 100 saat kurs ile Bilişim Teknolojileri Rehberi unvanını diğer branş öğretmenlerine dağıtması çok tartışılmaktadır. Ve ortaya çıkan görevlendirme sözleşmesi ise herkesi bir kez daha şoka uğratmıştır.

O Sözleşmede Neler Yer Alıyor?

Bakanlığımızın Fatih Projesi ve Bilişim Teknolojileri ile ilgili projelerinin yürütülmesinde, görevlendirildiğim okuldaki bilgisayar destekli eğitimin yürütülmesinde ve bilişim teknolojileri ile ilgili olarak görevimin gereği olan işleri hizmetin sürekliliği esasıyla yürüteceğime, kazanmış olduğu bilgi birikimini ve deneyimimi görev yaptığım okulda eğitim ve öğretimin kalitesinin artırılması konusunda kullanacağımı kabul ve taahhüt ederek, Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği görevini kabul ediyorum."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ocak 2014 09:57

Gösterim: 6167

Başbakan Erdoğan, Japonya'nın Türkiye’de üniversite kuracağı müjdesini verdi. Anadolu yakasında kurulacak olan üniversite bir Türk Japon üniversitesi olacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Japon mevkidaşı Şinzo Abe, Devlet Konuk Evinde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye ile Japonya'nın diplomatik ilişkilerinin 90. yıl dönümü olduğunu ifade eden Erdoğan, bu yıl dönümü dolayısıyla yapılabilecek etkinlikler konusunda da Türkiye'de bir sempozyum düzenlemeyi kararlaştırdıklarını belirterek, "2014 yılı önemli adımların atılacağı bir yıl olacaktır" dedi.

Toplantıda, Türk-Japon Ortak Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin kuruluşuna ilişkin muhtıra, afet önleme ve sağlık sektörlerinde işbirliğine ilişkin niyet mektupları imzalandı.

> Başbakan, Japonya’dan üniversite müjdesi verdi

Başbakan Erdoğan, Japonya'nın Türkiye’de üniversite kuracağı müjdesini verdi. Anadolu yakasında kurulacak olan üniversite bir Türk Japon üniversitesi olacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Japon mevkidaşı Şinzo Abe, Devlet Konuk Evinde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye ile Japonya'nın diplomatik ilişkilerinin 90. yıl dönümü olduğunu ifade eden Erdoğan, bu yıl dönümü dolayısıyla yapılabilecek etkinlikler konusunda da Türkiye'de bir sempozyum düzenlemeyi kararlaştırdıklarını belirterek, "2014 yılı önemli adımların atılacağı bir yıl olacaktır" dedi.

Toplantıda, Türk-Japon Ortak Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin kuruluşuna ilişkin muhtıra, afet önleme ve sağlık sektörlerinde işbirliğine ilişkin niyet mektupları imzalandı.

Son Güncelleme: Salı, 07 Ocak 2014 14:12

Gösterim: 1030

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında Emniyet, Yargı ve Maliye’de gerçekleşen görevden almalara Milli Eğitim de eklendi.

Milli Eğitim Bakanlığı, 8 ilin milli eğitim müdürlüğünde görev değişikliği yaptı.

Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Balıkesir, Rize, Gaziantep, Yalova, Samsun, Trabzon, Bolu ve Van Milli Eğitim Müdürleri görevlerinden alındı. Yetkililer, görevden alınanların makamlara vekalet ettiklerini ve değişikliklerin rutin bir işlem olduğunu bildirdi.

Atama furyası Milli Eğitime de sıçradı. Türkiye genelinde 8 ilin Milli Eğitim Müdürü görevden alındı. Milli Eğitim’de il ve ilçelerde görevden alma ve görev değişikliklerinin süreceği belirtiliyor. Şu ana kadar Balıkesir, Gaziantep, Yalova, Rize, Samsun, Tarbzon, Bolu ve Van Milli Eğitim Müdürleri görevlerinden alındı. Öte yandan Kırşehir Milli Eğitim Müdür Vekili Şevket Karadeniz’in yerine geçtiğimiz ay Osman Elmalı atanmıştı.

Balıkesir’de Milli Eğitim Müdürleri Sabri Caner, Rize’de Saffet Yıldırım, Trabzon’da Tamer Kırbaç, Samsun’da Mustafa Cora, Gaziantep’te Ekrem Serin, Bolu’da Recep Alpdoğan görevden alındı.

> 8 il milli eğitim müdürü görevden alındı

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında Emniyet, Yargı ve Maliye’de gerçekleşen görevden almalara Milli Eğitim de eklendi.

Milli Eğitim Bakanlığı, 8 ilin milli eğitim müdürlüğünde görev değişikliği yaptı.

Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Balıkesir, Rize, Gaziantep, Yalova, Samsun, Trabzon, Bolu ve Van Milli Eğitim Müdürleri görevlerinden alındı. Yetkililer, görevden alınanların makamlara vekalet ettiklerini ve değişikliklerin rutin bir işlem olduğunu bildirdi.

Atama furyası Milli Eğitime de sıçradı. Türkiye genelinde 8 ilin Milli Eğitim Müdürü görevden alındı. Milli Eğitim’de il ve ilçelerde görevden alma ve görev değişikliklerinin süreceği belirtiliyor. Şu ana kadar Balıkesir, Gaziantep, Yalova, Rize, Samsun, Tarbzon, Bolu ve Van Milli Eğitim Müdürleri görevlerinden alındı. Öte yandan Kırşehir Milli Eğitim Müdür Vekili Şevket Karadeniz’in yerine geçtiğimiz ay Osman Elmalı atanmıştı.

Balıkesir’de Milli Eğitim Müdürleri Sabri Caner, Rize’de Saffet Yıldırım, Trabzon’da Tamer Kırbaç, Samsun’da Mustafa Cora, Gaziantep’te Ekrem Serin, Bolu’da Recep Alpdoğan görevden alındı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ocak 2014 09:00

Gösterim: 1436

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Gaziantep Üniversitesi'nin İslahiye'deki fakültelerinde okuyan öğrencilerinin polis tarafından fişlendiği iddialarını Meclis gündemine taşıdı.

Tankrıkulu'nun iddialar ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan'a verdiği soru önergesi şöyle:

"Gaziantep Üniversitesi'nin İslahiye'deki fakültelerinde okuyan öğrencilerinin polis tarafından fişlendiği, günlük sosyal etkinliklerinden özel hayatlarına kadar her anlarının takip altına alındığı ortaya çıkmıştır. 12 Eylül 2010'daki Anayasa referandumu öncesi ve sonrasında fişlemelerin son bulduğuna dair beyanatların gerçeği yansıtmadığı da bir kez daha anlaşılmıştır. Basına yansıyan fişlemelerin “özet” bölümleri, üniversite öğrencilerinin izlenmesinin sadece “siyasi” faaliyetlerinden ötürü olmadığı, basındaki ifadeyle “ahlaki” açıdan da fişlendikleri görülmektedir. Öte yandan söz konusu fişlemelerin özeti bile kamuoyunda ciddi bir tepki yaratmışken, Gaziantep Üniversitesi öğrencileriyle ilgili tutulan kayıtların ayrıntılarının çok daha büyük infial yaratacağı açıktır. Öğrencilere yönelik fişleme faaliyetinin sadece Gaziantep Üniversitesi'yle de sınırlı olmadığı tahmin edilmektedir.

Bu bağlamda;

1-   Gaziantep Üniversitesi öğrencileri, İçişleri Bakanlığı'nın emriyle mi takip altına alınmıştır?

2-   Fişleme faaliyeti halen devam etmekte midir?

3-   Basına yansıyan fişlemelerin “özeti” dışında, öğrenciler hakkında tutulan ayrıntılı fişleme raporlarında ne tür bilgiler bulunmaktadır?

4-   Gaziantep Üniversitesi'nde toplam kaç öğrenci fişlenmiştir?

5-   2010 yılından beri Türkiye'de hangi üniversitede, toplam kaç öğrenci polis tarafından izlenmiş, kaçı hakkında raporlama veya fişleme yapılmış, bu fişlemeler hangi amaçla kullanılmıştır?

6-   Fişleme sonucu elde edilen veriler nerede toplanmaktadır?

7-   Üniversiteleri izlemek üzere bazı personellerin (Emniyet görevlisi, muhbir vb.) görevlendirildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise toplam kaç personel görevlendirilmiştir?

8-   Basına sızan fişleme belgelerinde öğrencilerin fotoğrafı, T.C. kimlik numarası, anne ve baba adı, doğum yeri ve tarihi, nüfusa kayıtlı olduğu yer yazılmaktadır. Bunun dışında belgelerde, takip edilen öğrencinin memleket adresi, İslahiye'de nerede kaldığı, telefonu, elektronik posta adresi, velisinin telefon ve adres bilgileri yer almaktadır. Polisin bu bilgileri elde etme yöntemi ve gerekçesi nedir?

9-   2010 yılından bu yana kaç öğrencinin telefonu, internet üzerindeki yazışmaları, adresleri izlenmiş veya dinlenmiştir?

10- 2010 yılından bu yana kaç üniversite öğrencisi gözaltına alınmış, kaçı tutuklanmış, kaçı hüküm giymiştir?

11- 2010 yılından bu yana Türkiye genelinde üniversite öğrencilerinin kaçı siyasi, kaçı adli sebeplerden ötürü gözaltına alınmış, tutuklanmış veya hüküm giymiştir?

12- En çok gözaltı veya tutuklama kararı hangi üniversitenin öğrencilerine uygulanmıştır?

13- Halihazırda İçişleri Bakanlığı veya ilgili kurumlarda, kaç yurttaşın özel hayatına dair dökümler bulunmaktadır?

14- Kişilerin özel hayatını kayıt altına almak İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla yapılan bir uygulama değilse, bu faaliyeti yürüten personeli görevden alınacak mıdır?"

> Üniversitede fişleme iddiaları Meclis gündeminde

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Gaziantep Üniversitesi'nin İslahiye'deki fakültelerinde okuyan öğrencilerinin polis tarafından fişlendiği iddialarını Meclis gündemine taşıdı.

Tankrıkulu'nun iddialar ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan'a verdiği soru önergesi şöyle:

"Gaziantep Üniversitesi'nin İslahiye'deki fakültelerinde okuyan öğrencilerinin polis tarafından fişlendiği, günlük sosyal etkinliklerinden özel hayatlarına kadar her anlarının takip altına alındığı ortaya çıkmıştır. 12 Eylül 2010'daki Anayasa referandumu öncesi ve sonrasında fişlemelerin son bulduğuna dair beyanatların gerçeği yansıtmadığı da bir kez daha anlaşılmıştır. Basına yansıyan fişlemelerin “özet” bölümleri, üniversite öğrencilerinin izlenmesinin sadece “siyasi” faaliyetlerinden ötürü olmadığı, basındaki ifadeyle “ahlaki” açıdan da fişlendikleri görülmektedir. Öte yandan söz konusu fişlemelerin özeti bile kamuoyunda ciddi bir tepki yaratmışken, Gaziantep Üniversitesi öğrencileriyle ilgili tutulan kayıtların ayrıntılarının çok daha büyük infial yaratacağı açıktır. Öğrencilere yönelik fişleme faaliyetinin sadece Gaziantep Üniversitesi'yle de sınırlı olmadığı tahmin edilmektedir.

Bu bağlamda;

1-   Gaziantep Üniversitesi öğrencileri, İçişleri Bakanlığı'nın emriyle mi takip altına alınmıştır?

2-   Fişleme faaliyeti halen devam etmekte midir?

3-   Basına yansıyan fişlemelerin “özeti” dışında, öğrenciler hakkında tutulan ayrıntılı fişleme raporlarında ne tür bilgiler bulunmaktadır?

4-   Gaziantep Üniversitesi'nde toplam kaç öğrenci fişlenmiştir?

5-   2010 yılından beri Türkiye'de hangi üniversitede, toplam kaç öğrenci polis tarafından izlenmiş, kaçı hakkında raporlama veya fişleme yapılmış, bu fişlemeler hangi amaçla kullanılmıştır?

6-   Fişleme sonucu elde edilen veriler nerede toplanmaktadır?

7-   Üniversiteleri izlemek üzere bazı personellerin (Emniyet görevlisi, muhbir vb.) görevlendirildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise toplam kaç personel görevlendirilmiştir?

8-   Basına sızan fişleme belgelerinde öğrencilerin fotoğrafı, T.C. kimlik numarası, anne ve baba adı, doğum yeri ve tarihi, nüfusa kayıtlı olduğu yer yazılmaktadır. Bunun dışında belgelerde, takip edilen öğrencinin memleket adresi, İslahiye'de nerede kaldığı, telefonu, elektronik posta adresi, velisinin telefon ve adres bilgileri yer almaktadır. Polisin bu bilgileri elde etme yöntemi ve gerekçesi nedir?

9-   2010 yılından bu yana kaç öğrencinin telefonu, internet üzerindeki yazışmaları, adresleri izlenmiş veya dinlenmiştir?

10- 2010 yılından bu yana kaç üniversite öğrencisi gözaltına alınmış, kaçı tutuklanmış, kaçı hüküm giymiştir?

11- 2010 yılından bu yana Türkiye genelinde üniversite öğrencilerinin kaçı siyasi, kaçı adli sebeplerden ötürü gözaltına alınmış, tutuklanmış veya hüküm giymiştir?

12- En çok gözaltı veya tutuklama kararı hangi üniversitenin öğrencilerine uygulanmıştır?

13- Halihazırda İçişleri Bakanlığı veya ilgili kurumlarda, kaç yurttaşın özel hayatına dair dökümler bulunmaktadır?

14- Kişilerin özel hayatını kayıt altına almak İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla yapılan bir uygulama değilse, bu faaliyeti yürüten personeli görevden alınacak mıdır?"

Son Güncelleme: Salı, 07 Ocak 2014 12:08

Gösterim: 1131


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.