Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Diyarbakır'da ortaokullar ile imam hatip ortaokullarının 5. sınıflarında okuyan 37 bin 988 öğrenciden, 3 bin 883'ünün seçtiği Yaşayan Diller ve Lehçeler dersinde yer alan Kürtçe'nin öğretilmesine başlandı. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş, henüz ders kitapları olmadan eğitim verildiğini belirtti.
İlde Kürtçe'yi öğrenmek isteyen 3 bin 883 öğrenciden 70'inin öğrenim gördüğü Yenişehir ilçesindeki Aliemiri Ortaokulu'nda da Kürtçe seçmeli ders veriliyor.
İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş, okulu ziyaretinde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentteki öğrencilerin Yaşayan Dil ve Lehçeler kapsamında seçtiği dersler için çalışmaları tamamladıklarını, kentte Kürtçe dil öğretimine başlandığını söyledi.
Kürtçe bilen öğretmenler görevlendirildi ama ders kitapları bulunmuyor
Ağırbaş, ''Ancak bu dersin müfredatı var. Bu dersleri verecek öğretmenlerin, bu dersin eğitimini verebileceklerini beyan etmesiyle, ders verecek öğretmenleri de belirledik. Talim Terbiye Kurulu'nca gönderilecek müfredat doğrultusunda öğrencilerimiz eğitim öğretim yılı boyunca haftada 2 saat bu dersin eğitimini alacaklar. Sadece şu an ders kitaplarımız bulunmuyor'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Diyarbakır'da ortaokullar ile imam hatip ortaokullarının 5. sınıflarında okuyan 37 bin 988 öğrenciden, 3 bin 883'ünün seçtiği Yaşayan Diller ve Lehçeler dersinde yer alan Kürtçe'nin öğretilmesine başlandı. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş, henüz ders kitapları olmadan eğitim verildiğini belirtti.
İlde Kürtçe'yi öğrenmek isteyen 3 bin 883 öğrenciden 70'inin öğrenim gördüğü Yenişehir ilçesindeki Aliemiri Ortaokulu'nda da Kürtçe seçmeli ders veriliyor.
İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş, okulu ziyaretinde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentteki öğrencilerin Yaşayan Dil ve Lehçeler kapsamında seçtiği dersler için çalışmaları tamamladıklarını, kentte Kürtçe dil öğretimine başlandığını söyledi.
Kürtçe bilen öğretmenler görevlendirildi ama ders kitapları bulunmuyor
Ağırbaş, ''Ancak bu dersin müfredatı var. Bu dersleri verecek öğretmenlerin, bu dersin eğitimini verebileceklerini beyan etmesiyle, ders verecek öğretmenleri de belirledik. Talim Terbiye Kurulu'nca gönderilecek müfredat doğrultusunda öğrencilerimiz eğitim öğretim yılı boyunca haftada 2 saat bu dersin eğitimini alacaklar. Sadece şu an ders kitaplarımız bulunmuyor'' dedi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ekim 2012 15:48
Gösterim: 1781
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, yeni eğitim sistemiyle birlikte paradigma değişikliğine gidildiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı(MEB) Ömer Dinçer, konuk olduğu AA Editör Masası'nda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kemal Öztürk ile editörlerin sorularını yanıtladı.
Eğitim sisteminde yapılanın aslında bir paradigma değişikliği olduğuna işaret eden Dinçer, şöyle konuştu:
"MEB ve Türk kamu idaresi normalde kapalı sistem ve tek taraflı bir ilişkiyle hizmet üretiyordu. Eğitim olarak baktığınızda tek tip bir eğitim yapıyor, tek tip insan yetiştirmeyle çalışıyordu. Biz küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri kazandırmak, ulusal düzeyde bu toplumun ihtiyaçların karşılamak üzere bir eğitim yapmaya karar verdik. MEB olarak yaptığımız bu zihniyet değişikliğinden sonra tabii ki çocuklarımızı küresel rekabete hazır hale getireceğiz."
170 bin derslik lazım
Batılı ülkelerden yaklaşık 2 saat az ders verildiğini ifade eden Dinçer, "Onun da sebebi çook açık. Yüzde 50'den fazla oranda ikili eğitim yapıyoruz. Daha fazla ders vermek için elimizde imkanımız yok. Yeni okullar lazım. 170 bin dersliğe ihtiyacımız var. Tekli eğitime geçmemiz lazım" dedi.
İmam hatip lehine gelişme
Geçen hafta sonu itibarıyla imam hatip okulları orta kısmına kaydolan öğrenci sayısının 109 bin olduğunu belirten Dinçer, imam hatip liseleri için ise 258 bin öğrencinin müracaat ettiğini, bunlardan 125-130 bininin kaydını yaptıklarını söyledi.
Dinçer, 28 Şubat kararlarıyla kapatılan imam hatip okullarıyla 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında açılan imam hatip okullarını mukayese ederek, ''O zamandan beri geçen süreyi, nüfusun büyüklüğünü oranladığınızda birkaç puanlık artış var. Türkiye'de yeniden normal bir sürecin işlemeye başladığını söylemek mümkün. İmam hatip lehine gelişme var. Çünkü yaklaşık 600 civarında okulun kapatıldığını var sayarsanız, 730 civarında okul açmışsanız, o okul sayısında aşağı yukarı yüzde 20'ye yakın artış var demektir'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, yeni eğitim sistemiyle birlikte paradigma değişikliğine gidildiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı(MEB) Ömer Dinçer, konuk olduğu AA Editör Masası'nda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kemal Öztürk ile editörlerin sorularını yanıtladı.
Eğitim sisteminde yapılanın aslında bir paradigma değişikliği olduğuna işaret eden Dinçer, şöyle konuştu:
"MEB ve Türk kamu idaresi normalde kapalı sistem ve tek taraflı bir ilişkiyle hizmet üretiyordu. Eğitim olarak baktığınızda tek tip bir eğitim yapıyor, tek tip insan yetiştirmeyle çalışıyordu. Biz küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri kazandırmak, ulusal düzeyde bu toplumun ihtiyaçların karşılamak üzere bir eğitim yapmaya karar verdik. MEB olarak yaptığımız bu zihniyet değişikliğinden sonra tabii ki çocuklarımızı küresel rekabete hazır hale getireceğiz."
170 bin derslik lazım
Batılı ülkelerden yaklaşık 2 saat az ders verildiğini ifade eden Dinçer, "Onun da sebebi çook açık. Yüzde 50'den fazla oranda ikili eğitim yapıyoruz. Daha fazla ders vermek için elimizde imkanımız yok. Yeni okullar lazım. 170 bin dersliğe ihtiyacımız var. Tekli eğitime geçmemiz lazım" dedi.
İmam hatip lehine gelişme
Geçen hafta sonu itibarıyla imam hatip okulları orta kısmına kaydolan öğrenci sayısının 109 bin olduğunu belirten Dinçer, imam hatip liseleri için ise 258 bin öğrencinin müracaat ettiğini, bunlardan 125-130 bininin kaydını yaptıklarını söyledi.
Dinçer, 28 Şubat kararlarıyla kapatılan imam hatip okullarıyla 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında açılan imam hatip okullarını mukayese ederek, ''O zamandan beri geçen süreyi, nüfusun büyüklüğünü oranladığınızda birkaç puanlık artış var. Türkiye'de yeniden normal bir sürecin işlemeye başladığını söylemek mümkün. İmam hatip lehine gelişme var. Çünkü yaklaşık 600 civarında okulun kapatıldığını var sayarsanız, 730 civarında okul açmışsanız, o okul sayısında aşağı yukarı yüzde 20'ye yakın artış var demektir'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ekim 2012 15:01
Gösterim: 2267
Başbakan Erdoğan, en büyük yatırımı eğitime yaptıklarını belirterek, "Bütçemizin neredeyse yüzde 50'si, personel olarak neredeyse yüzde 50'ye yakınını eğitim-öğretime veriyoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İktidara geldiğimiz günden beri, en büyük önemi eğitime veriyor, en büyük yatırımı eğitime yapıyoruz. Mali olarak bütçemizin neredeyse yüzde 50'si, personel olarak neredeyse yüzde 50'ye yakınını eğitim-öğretime veriyoruz. Eğitimi bütçenin birinci sırasına çıkardık'' dedi.
Ankara Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenine katılan Erdoğan, "Hedefimiz, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynağı Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'te, gayrisafi milli hasılamızın yüzde 3'üne çıkarmaktır. Bu büyük bir hedeftir" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, en büyük yatırımı eğitime yaptıklarını belirterek, "Bütçemizin neredeyse yüzde 50'si, personel olarak neredeyse yüzde 50'ye yakınını eğitim-öğretime veriyoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İktidara geldiğimiz günden beri, en büyük önemi eğitime veriyor, en büyük yatırımı eğitime yapıyoruz. Mali olarak bütçemizin neredeyse yüzde 50'si, personel olarak neredeyse yüzde 50'ye yakınını eğitim-öğretime veriyoruz. Eğitimi bütçenin birinci sırasına çıkardık'' dedi.
Ankara Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenine katılan Erdoğan, "Hedefimiz, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynağı Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'te, gayrisafi milli hasılamızın yüzde 3'üne çıkarmaktır. Bu büyük bir hedeftir" diye konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ekim 2012 11:46
Gösterim: 1563
Facebook CEO'su Mark Zuckerberg, her gün aynı tişörtü giydiğini ve bunun kendisi için faydalı olduğunu söyledi.
Facebook ’un kurucusu Mark Zuckerberg , Amerika ’da yayınlanan Today adlı televizyon programına katıldı. Matt Lauer’ın sorularını yanıtlayan Zuckerberg, her gün aynı tişörtü giydiğini, böylece ne giyeceği konusuna kafayı takmasına gerek kalmadığını söyledi.
“Her gün aynı şeyi giyiyorum. Bunu gerçek anlamda söylüyorum, dolabımı görseydiniz…” diyen Zuckerberg, sürekli görüntülendiği tişörtten dolabında 20 tane olduğunu söyledi.
Eşiyle paylaştıkları gardıropta fazla giysisi olmadığını söyleyen Zuckerberg, kendisine sadece bir çekmece kaldığını, burada da birbirinin aynısı tişörtlerini bulundurduğunu itiraf etti. “Nasıl yani, evinde sadece bir çekmece dolusu kıyafetin mi var?” diye soran Lauer’a “Evet, her erkek gibi…” dedi.
Söz konusu röpörtaj, Amerika’da yarın yayınlanacak. (digitallife.today.com)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Facebook CEO'su Mark Zuckerberg, her gün aynı tişörtü giydiğini ve bunun kendisi için faydalı olduğunu söyledi.
Facebook ’un kurucusu Mark Zuckerberg , Amerika ’da yayınlanan Today adlı televizyon programına katıldı. Matt Lauer’ın sorularını yanıtlayan Zuckerberg, her gün aynı tişörtü giydiğini, böylece ne giyeceği konusuna kafayı takmasına gerek kalmadığını söyledi.
“Her gün aynı şeyi giyiyorum. Bunu gerçek anlamda söylüyorum, dolabımı görseydiniz…” diyen Zuckerberg, sürekli görüntülendiği tişörtten dolabında 20 tane olduğunu söyledi.
Eşiyle paylaştıkları gardıropta fazla giysisi olmadığını söyleyen Zuckerberg, kendisine sadece bir çekmece kaldığını, burada da birbirinin aynısı tişörtlerini bulundurduğunu itiraf etti. “Nasıl yani, evinde sadece bir çekmece dolusu kıyafetin mi var?” diye soran Lauer’a “Evet, her erkek gibi…” dedi.
Söz konusu röpörtaj, Amerika’da yarın yayınlanacak. (digitallife.today.com)
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ekim 2012 12:27
Gösterim: 1772
40 okuldaki araştırmaya göre seçmeli derslerde öğrenci tercihlerini fişlenme korkusu ve mahalle baskısı belirledi.
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre, derslik yokluğu ve programların yetiştirilememesi nedeniyle pek çok okulda seçmeli derslere başlanamadı. Görsel sanatlar başta olmak üzere birçok dersin seçilme oranının az olması, bu derslerin öğretmenlerinin gelecek yıllarda norm fazlası duruma düşmelerine yol açacak. Seçmeli derslerin dağılımı, seçmen tercihlerini yansıtır bulgular sunuyor. Yaşayan dil ve lehçelerin, İstanbul’da bile 10 kişilik şubeler oluşturacak sayıda tercih edilmemiş olması da dikkat çekici.
Eğitim-Sen temsilcileri, İstanbul’daki 40 okulda, ortaokul 1.sınıfa başlayan 6 bin 800 öğrencinin seçmeli ders tercihleriyle ilgili bir çalışma yaptı. Okullarda görev yapan temsilciler; seçmeli ders tercihlerinde, akrabalık, hemşerilik, komşuluk, telkin, ikna, bazı dersleri okutacak öğretmen bulunmamasının ve deşifre ve afişe olma kaygısının, fişlenme kokusunun ve mahalle baskısının etkili olduğunu belirtti.
Eğitim-Sen eski Genel Başkanı Alaattin Dinçer, “4+4+4’lük yasa ile getirilen seçmeli derslerin belirlenmesinde pedagojik önceliklerden, ilgi ve yeteneklerden, başarıdan çok gelecek kaygısı ve politik tercihler belirleyici oldu” dedi.
8. sınıfı bitiren ve bu yıl liseye başlayan öğrenciler ile ortaokul 1. sınıfa başlayan öğrencilerin yüzde 10’unun imam hatip ortaokullarını ve liselerini tercih ettiğini, İmam Hatip Liselerinin okul sayısında önceki yıla göre yüzde 110, öğrenci sayısında ise yüzde 50 artış olduğunu vurgulaya Dinçer, “Bu ortaokullara kayıt yaptıran öğrenci sayısı ise 107 bindir. Bunun yüzdelik karşılığı yüzde 9’a tekabül etmektedir. Eğitimi din eğitimi ekseninde yürütmek isteyenlerin ilk yıl itibarıyla hedeflerine ulaştıklarını söylemek olanaklıdır” dedi.
(cumhuriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
40 okuldaki araştırmaya göre seçmeli derslerde öğrenci tercihlerini fişlenme korkusu ve mahalle baskısı belirledi.
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre, derslik yokluğu ve programların yetiştirilememesi nedeniyle pek çok okulda seçmeli derslere başlanamadı. Görsel sanatlar başta olmak üzere birçok dersin seçilme oranının az olması, bu derslerin öğretmenlerinin gelecek yıllarda norm fazlası duruma düşmelerine yol açacak. Seçmeli derslerin dağılımı, seçmen tercihlerini yansıtır bulgular sunuyor. Yaşayan dil ve lehçelerin, İstanbul’da bile 10 kişilik şubeler oluşturacak sayıda tercih edilmemiş olması da dikkat çekici.
Eğitim-Sen temsilcileri, İstanbul’daki 40 okulda, ortaokul 1.sınıfa başlayan 6 bin 800 öğrencinin seçmeli ders tercihleriyle ilgili bir çalışma yaptı. Okullarda görev yapan temsilciler; seçmeli ders tercihlerinde, akrabalık, hemşerilik, komşuluk, telkin, ikna, bazı dersleri okutacak öğretmen bulunmamasının ve deşifre ve afişe olma kaygısının, fişlenme kokusunun ve mahalle baskısının etkili olduğunu belirtti.
Eğitim-Sen eski Genel Başkanı Alaattin Dinçer, “4+4+4’lük yasa ile getirilen seçmeli derslerin belirlenmesinde pedagojik önceliklerden, ilgi ve yeteneklerden, başarıdan çok gelecek kaygısı ve politik tercihler belirleyici oldu” dedi.
8. sınıfı bitiren ve bu yıl liseye başlayan öğrenciler ile ortaokul 1. sınıfa başlayan öğrencilerin yüzde 10’unun imam hatip ortaokullarını ve liselerini tercih ettiğini, İmam Hatip Liselerinin okul sayısında önceki yıla göre yüzde 110, öğrenci sayısında ise yüzde 50 artış olduğunu vurgulaya Dinçer, “Bu ortaokullara kayıt yaptıran öğrenci sayısı ise 107 bindir. Bunun yüzdelik karşılığı yüzde 9’a tekabül etmektedir. Eğitimi din eğitimi ekseninde yürütmek isteyenlerin ilk yıl itibarıyla hedeflerine ulaştıklarını söylemek olanaklıdır” dedi.
(cumhuriyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ekim 2012 09:57
Gösterim: 1562