Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik öğretmenlerin Twitter'da yazdıklarına cevap verdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik öğretmenlerin sitemlerinde haklı olduklarını ve gerekli açıklamalarını ilerleyen süreçte paylaşacağını söyledi. Hüseyin Çelik sosyal paylaşım sitesinde öğretmenlere şunları yazdı:
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Öğretmenlere gerekli önemin verilmediğine dair öğretmen veya aday arkadaşların zaman zaman sitemkar tweetleri oluyor.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Siteminiz baş üstüne. Elbette siteminizi ülkeyi yöneten siyasî iradeye yapacaksınız. Sitemlerinizi Merkel'e,Putin'e yapacak haliniz yok.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Önümüzdeki süreçte bu konudaki düşüncelerimi ve gözlemlerimi sizinle paylaşacağım.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Biliyorsunuz sitem,sevgiden doğar. Sadece sevdiği için sitem edenlere değil,kızdığı için itiraz edip eleştirenlere de kapımız açıktır.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
İİBF Mezunlarının kurmuş oldukları platform temsilcileri, Genel Merkez veya Meclis'teki makamımla irtibat kursunlar, bir araya gelelim.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Somut önerileriniz varsa, hazirlikli gelin, taleplerinizi hükümet üyeleriyle paylasalim.
Kaynak: memurlar.biz
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik öğretmenlerin Twitter'da yazdıklarına cevap verdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik öğretmenlerin sitemlerinde haklı olduklarını ve gerekli açıklamalarını ilerleyen süreçte paylaşacağını söyledi. Hüseyin Çelik sosyal paylaşım sitesinde öğretmenlere şunları yazdı:
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Öğretmenlere gerekli önemin verilmediğine dair öğretmen veya aday arkadaşların zaman zaman sitemkar tweetleri oluyor.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Siteminiz baş üstüne. Elbette siteminizi ülkeyi yöneten siyasî iradeye yapacaksınız. Sitemlerinizi Merkel'e,Putin'e yapacak haliniz yok.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Önümüzdeki süreçte bu konudaki düşüncelerimi ve gözlemlerimi sizinle paylaşacağım.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Biliyorsunuz sitem,sevgiden doğar. Sadece sevdiği için sitem edenlere değil,kızdığı için itiraz edip eleştirenlere de kapımız açıktır.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
İİBF Mezunlarının kurmuş oldukları platform temsilcileri, Genel Merkez veya Meclis'teki makamımla irtibat kursunlar, bir araya gelelim.
Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik
Somut önerileriniz varsa, hazirlikli gelin, taleplerinizi hükümet üyeleriyle paylasalim.
Kaynak: memurlar.biz
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ağustos 2012 09:44
Gösterim: 1766
'Herkes için Mimarlık' gönüllüleri 'Atıl Köy Okulları' projesine pilot il olarak Ordu'yu seçti. Mimarlık ve mühendislik öğrencileri, seçtikleri iki eski okul binasını köylerin talepleri doğrultusunda dönüştürmek için harekete geçti.
Bir grup genç mimar, otobüse atlayıp Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle görüşmeye gitmişler önce. “Atıl köy okullarını halkın katılımıyla işlevsel mekânlara dönüştürmek istiyoruz. Proje de inşaat da bizden” demişler. Milli Eğitim yetkilileri de hiç nazlanmadan uzun bir listetutuşturmuş ellerine.
Ağırlıklı olarak 90’ların başında yürürlüğe giren ‘Taşımalı Eğitim Sistemi’yle nüfusu azalan köylerdeki öğrenciler ildeki merkezi okullara taşınıyor. Yalnızca Ordu’da 900 terk edilmiş okul var. Tüm Türkiye ’deyse rakam on binlere dayanmış.
Çoğunluğu öğrenci ve gönüllülerden oluşan ‘Herkes için Mimarlık’ ekibi binaların bir kısmını gezdikten sonra iki projede karar kılıyor. Hedefleri Kargı Köyü’ndeki 230 öğrencili okulun ek binasını tamamlamak, bir de Çaka Köyü’nde 25 yıl önce terk edilmiş, denize sıfır köy okulunu yeniden kullanıma açmak.
Kargı: Telefon hattı olmayan bir köy
Şehir merkezine 4 saat uzaklıkta, telefon hattı olmayan bir köy Kargı. 1960’larda yapılan ilk okulun yetersiz kalmasıyla köy yeni bir bina yapmaya karar vermiş, 135 bin lira toplamış. 2008’de başladıkları kaba inşaatını kısa bir süre önce bitirmişler. Fakat maddi imkânsızlıklardan binanın yalnızca zemin katındaki sınıflar tamamlanmış. Üst kat hâlâ kaba inşaat halinde.
Kargı’da yapılan atölyenin sonucunda görev belli oluyor: Gönüllü mimar ve mühendisler hem üst katın inşaatını tamamlayacak hem de eski binaya yeni bir işlev kazandıracak. Peyzaj mimarları da bahçeyi öğrenciler için daha çekici ve kullanılabilir hale getirecekler...
İşin son derece teknik kısımları var; dış cephe, kalorifer tesisatı, kazan dairesi yapılacak. Ekip masrafları karşılamak için kapı kapı dolaşarak para toplamış. Bağışçılar arasında STFA, GYODER ve KONUTDER var. Yine de para yetersiz olduğu için masrafları kısmak zorunda kalmış, 30 kişilik ekibi 10 kişiye düşürmüşler. Ekip 24 Ağustos-2 Eylül arasında inşaatı tamamlamak üzere Kargı’da olacak.
Bir yandan da atölye süresince köy halkıyla birlikte vakit geçirmek için planlar yapıyorlar: “Projeksiyon götürüyoruz, film gösterimleri, müzik, eğlence olacak. Kargı’da insanlar nasıl vakit geçirir, nasıl eğlenir... Bunlar bizim için çok önemli.”
Deniz binaya yaklaşıyor
200 nüfuslu Çaka Köyü’nün kumsalındaki okul da 1968’de gazino olarak inşa edilmiş fakat 88’de kapanana kadar hep okul olarak kullanılmış. Herkes için Mimarlık ekibi, denize sıfır bu modernist binayla ne kadar heyecanlandıklarını saklayamıyor. Atölyenin yürütücülerinden Cenk Dereli’nin ilk izlenimi:
“Konsol saçaklarından doğrama boyutlarına, düz çatısından verandalarına kadar tamamen bir dönem yapısı olan modernist bir bina... Kum deniz tabanının ve Karadeniz’in gücünün etkisiyle, köylülerin daha önce 30-
‘Zorunlu şantiye stajına alternatif yarattık’
Herkes için Mimarlık Derneği, 8 ay önce kurulmasına rağmen şimdiden birçok işe imza atmış: Giresun ’da yerel ustalarla birlikte balıkçı barınaklarını yenilemişler, Maraş’ta bir öğretmen lojmanı yapmışlar, lise sonlar için ‘Mimar Oluyorum’ atölyeleri, Taksim Platformu’yla Gezi Parkı şenliği....
Kayseri’den Van ’a birçok okuldan 300’e yakın başvuru almışlar. “Bu kadar çok ilgi beklemiyorduk” diyorlar. Bir mimarlık öğrencisi, başvurusunda şöyle anlatmış:
“Okulda öğrendiğimiz mimarlığın her zaman havada kaldığını, aslında çok sosyal bir meslek olmasına rağmen sadece belirli bir zümre tarafından anlaşıldığını düşünüyorum. Bunu da uygulama eksikliğine ve mesleğin sosyal yanından koparılmasına bağlıyorum. Burada ilk defa 1:1 ölçekte çalışılacak. Tüm bunlar yapılırken de halk ile birebir ilişki kurulacak...”
Kurucu ekipten Hayrettin Günç, “Biz burada 3. sınıftaki zorunlu şantiye stajına bir alternatif yarattık aslında. Kendimizi ifade edebileceğimiz bir platform burası, mimarlık öğrencilerinin de buna ihtiyacı var” diyor. Mimarların sosyal sorunların çözümünde daha aktif rol oynaması ve üniversiteler arası iletişim ağı oluşturmak da hedefleri arasında.
Önce okulu kullananlarla röportaj yapıldı
15 kişilik ekip haziran’da Ordu’nun Çaka Köyü’nde 3 gün geçirerek köy halkı ve okulun yanında barınakları olan balıkçılardan bilgi aldı. Eski öğrenciler - vaktiyle 420 öğrencisi varmış- denizin derste nasıl pencerelere kadar geldiğini, hatta camları kırdığını anlatmışlar. Röportajlardan sonra ekip, binaları ölçüp biçerek kafa yormuş. Seçenekler arasında kütüphane de var, plaja soyunma kabini de... Çaka’nın bağlı olduğu Perşembe ilçesinin ‘slow city’ olma hevesini göz önünde bulunduruyorlar. Yelta Köm, seneye yaza da inşaatı bitirmeyi planladıklarını anlatıyor. Ancak malzeme ve teknik desteğe ihtiyaç var.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
'Herkes için Mimarlık' gönüllüleri 'Atıl Köy Okulları' projesine pilot il olarak Ordu'yu seçti. Mimarlık ve mühendislik öğrencileri, seçtikleri iki eski okul binasını köylerin talepleri doğrultusunda dönüştürmek için harekete geçti.
Bir grup genç mimar, otobüse atlayıp Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle görüşmeye gitmişler önce. “Atıl köy okullarını halkın katılımıyla işlevsel mekânlara dönüştürmek istiyoruz. Proje de inşaat da bizden” demişler. Milli Eğitim yetkilileri de hiç nazlanmadan uzun bir listetutuşturmuş ellerine.
Ağırlıklı olarak 90’ların başında yürürlüğe giren ‘Taşımalı Eğitim Sistemi’yle nüfusu azalan köylerdeki öğrenciler ildeki merkezi okullara taşınıyor. Yalnızca Ordu’da 900 terk edilmiş okul var. Tüm Türkiye ’deyse rakam on binlere dayanmış.
Çoğunluğu öğrenci ve gönüllülerden oluşan ‘Herkes için Mimarlık’ ekibi binaların bir kısmını gezdikten sonra iki projede karar kılıyor. Hedefleri Kargı Köyü’ndeki 230 öğrencili okulun ek binasını tamamlamak, bir de Çaka Köyü’nde 25 yıl önce terk edilmiş, denize sıfır köy okulunu yeniden kullanıma açmak.
Kargı: Telefon hattı olmayan bir köy
Şehir merkezine 4 saat uzaklıkta, telefon hattı olmayan bir köy Kargı. 1960’larda yapılan ilk okulun yetersiz kalmasıyla köy yeni bir bina yapmaya karar vermiş, 135 bin lira toplamış. 2008’de başladıkları kaba inşaatını kısa bir süre önce bitirmişler. Fakat maddi imkânsızlıklardan binanın yalnızca zemin katındaki sınıflar tamamlanmış. Üst kat hâlâ kaba inşaat halinde.
Kargı’da yapılan atölyenin sonucunda görev belli oluyor: Gönüllü mimar ve mühendisler hem üst katın inşaatını tamamlayacak hem de eski binaya yeni bir işlev kazandıracak. Peyzaj mimarları da bahçeyi öğrenciler için daha çekici ve kullanılabilir hale getirecekler...
İşin son derece teknik kısımları var; dış cephe, kalorifer tesisatı, kazan dairesi yapılacak. Ekip masrafları karşılamak için kapı kapı dolaşarak para toplamış. Bağışçılar arasında STFA, GYODER ve KONUTDER var. Yine de para yetersiz olduğu için masrafları kısmak zorunda kalmış, 30 kişilik ekibi 10 kişiye düşürmüşler. Ekip 24 Ağustos-2 Eylül arasında inşaatı tamamlamak üzere Kargı’da olacak.
Bir yandan da atölye süresince köy halkıyla birlikte vakit geçirmek için planlar yapıyorlar: “Projeksiyon götürüyoruz, film gösterimleri, müzik, eğlence olacak. Kargı’da insanlar nasıl vakit geçirir, nasıl eğlenir... Bunlar bizim için çok önemli.”
Deniz binaya yaklaşıyor
200 nüfuslu Çaka Köyü’nün kumsalındaki okul da 1968’de gazino olarak inşa edilmiş fakat 88’de kapanana kadar hep okul olarak kullanılmış. Herkes için Mimarlık ekibi, denize sıfır bu modernist binayla ne kadar heyecanlandıklarını saklayamıyor. Atölyenin yürütücülerinden Cenk Dereli’nin ilk izlenimi:
“Konsol saçaklarından doğrama boyutlarına, düz çatısından verandalarına kadar tamamen bir dönem yapısı olan modernist bir bina... Kum deniz tabanının ve Karadeniz’in gücünün etkisiyle, köylülerin daha önce 30-
‘Zorunlu şantiye stajına alternatif yarattık’
Herkes için Mimarlık Derneği, 8 ay önce kurulmasına rağmen şimdiden birçok işe imza atmış: Giresun ’da yerel ustalarla birlikte balıkçı barınaklarını yenilemişler, Maraş’ta bir öğretmen lojmanı yapmışlar, lise sonlar için ‘Mimar Oluyorum’ atölyeleri, Taksim Platformu’yla Gezi Parkı şenliği....
Kayseri’den Van ’a birçok okuldan 300’e yakın başvuru almışlar. “Bu kadar çok ilgi beklemiyorduk” diyorlar. Bir mimarlık öğrencisi, başvurusunda şöyle anlatmış:
“Okulda öğrendiğimiz mimarlığın her zaman havada kaldığını, aslında çok sosyal bir meslek olmasına rağmen sadece belirli bir zümre tarafından anlaşıldığını düşünüyorum. Bunu da uygulama eksikliğine ve mesleğin sosyal yanından koparılmasına bağlıyorum. Burada ilk defa 1:1 ölçekte çalışılacak. Tüm bunlar yapılırken de halk ile birebir ilişki kurulacak...”
Kurucu ekipten Hayrettin Günç, “Biz burada 3. sınıftaki zorunlu şantiye stajına bir alternatif yarattık aslında. Kendimizi ifade edebileceğimiz bir platform burası, mimarlık öğrencilerinin de buna ihtiyacı var” diyor. Mimarların sosyal sorunların çözümünde daha aktif rol oynaması ve üniversiteler arası iletişim ağı oluşturmak da hedefleri arasında.
Önce okulu kullananlarla röportaj yapıldı
15 kişilik ekip haziran’da Ordu’nun Çaka Köyü’nde 3 gün geçirerek köy halkı ve okulun yanında barınakları olan balıkçılardan bilgi aldı. Eski öğrenciler - vaktiyle 420 öğrencisi varmış- denizin derste nasıl pencerelere kadar geldiğini, hatta camları kırdığını anlatmışlar. Röportajlardan sonra ekip, binaları ölçüp biçerek kafa yormuş. Seçenekler arasında kütüphane de var, plaja soyunma kabini de... Çaka’nın bağlı olduğu Perşembe ilçesinin ‘slow city’ olma hevesini göz önünde bulunduruyorlar. Yelta Köm, seneye yaza da inşaatı bitirmeyi planladıklarını anlatıyor. Ancak malzeme ve teknik desteğe ihtiyaç var.
(radikal)
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ağustos 2012 09:28
Gösterim: 1428
Almanya’da 44 ilkokulda seçmeli İslam dersleri yeni eğitim döneminde zorunlu ders olarak okutulacak.
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki 44 ilkokulda, yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte Müslüman çocuklar için daha önce seçmeli olarak verilen İslam dersi sürekli ders haline getirildi.
KRV Eyaleti Okul ve Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İslam uzmanlarından oluşan bir konseyin içeriğini hazırladığı İslam dersleri için düzenli bir eğitim planının hazırlanmasının 2013 yılı yazında tümüyle tamamlanmasının planlandığı, 2019 yılına kadar da ders programı içeriğinin tümüyle Müslümanlar tarafından hazırlanacağı bir çözüm için çaba harcandığı belirtildi.
Başlangıçta 44 ilkokulda İslam dersi verecek 40 öğretmenin Münster ve Osnabrück üniversitelerinde eğitildiği ve yaklaşık 2 bin 500 Müslüman öğrenciye ders verileceği ifade edilen açıklamada, her yıl 130 İslam dersi öğretmeni arandığı ve son duyuruya 400'den fazla başvurunun olduğu kaydedildi.
KRV eyaletide düzenli eğitim müfredatında yapılan bu son değişiklikle İslam dini dersi, ailelerinin istediği doğrultusunda Müslüman öğrenciler için sürekli ders haline getirilmiş oldu.
Eyaletteki İslam dersi 1999-2000 sömestrinden bu yana seçmeli ders olarak veriliyor. Bu derslere geçen sömestr 143 okulda 10 binden fazla çocuğun katıldığı bildirildi.
(ntvmsnbc)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Almanya’da 44 ilkokulda seçmeli İslam dersleri yeni eğitim döneminde zorunlu ders olarak okutulacak.
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki 44 ilkokulda, yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte Müslüman çocuklar için daha önce seçmeli olarak verilen İslam dersi sürekli ders haline getirildi.
KRV Eyaleti Okul ve Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İslam uzmanlarından oluşan bir konseyin içeriğini hazırladığı İslam dersleri için düzenli bir eğitim planının hazırlanmasının 2013 yılı yazında tümüyle tamamlanmasının planlandığı, 2019 yılına kadar da ders programı içeriğinin tümüyle Müslümanlar tarafından hazırlanacağı bir çözüm için çaba harcandığı belirtildi.
Başlangıçta 44 ilkokulda İslam dersi verecek 40 öğretmenin Münster ve Osnabrück üniversitelerinde eğitildiği ve yaklaşık 2 bin 500 Müslüman öğrenciye ders verileceği ifade edilen açıklamada, her yıl 130 İslam dersi öğretmeni arandığı ve son duyuruya 400'den fazla başvurunun olduğu kaydedildi.
KRV eyaletide düzenli eğitim müfredatında yapılan bu son değişiklikle İslam dini dersi, ailelerinin istediği doğrultusunda Müslüman öğrenciler için sürekli ders haline getirilmiş oldu.
Eyaletteki İslam dersi 1999-2000 sömestrinden bu yana seçmeli ders olarak veriliyor. Bu derslere geçen sömestr 143 okulda 10 binden fazla çocuğun katıldığı bildirildi.
(ntvmsnbc)
Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 15:36
Gösterim: 3223
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sisteminin en çok tartışılan uygulaması olan “seçmeli derslerin tanıtım videolarının” 10 Eylül’den itibaren internet sitesine konulacağını açıkladı.
Öğrenci ve velilerin özgür iradesi ile seçim yapacağını anlatan Dinçer, “Okul yönetimleri, velileri yönlendirsin istemedik” dedi. Dinçer, 4+4+4 eğitim sisteminin en çok merak edilen ilköğretim ayağındaki uygulama ve birinci sınıflarla ilgili yaptıkları hazırlıkları Hürriyet’e şöyle anlattı:
“10 Eylül’den itibaren bakanlığın sitesine seçmeli derslerle ilgili videolar yüklenecek. Veliler, bu videolar aracılığı ile tüm seçmeli dersleri tanıyacaklar. Öğrenciler internet üzerinden seçmeli dersleri belirleyecekler. Bu yöntemi özellikle gündeme getirdik. Çünkü okulların inisiyatifine bırakılsaydı, belki müdürler veya öğretmenler velileri yönlendirip, etkileyebilirlerdi. Aileler kendileri karar versin istedik. MEB sitesi üzerinden tercih yapacaklar. Bu konuda çok rasyonel ve analitik davranıyoruz.”
Bu açıklamalara pek çok eğitimciden tepki geldi. Gelen tepkiler özetle şöyle;
"Bu açıklamada özellikle müdür ve öğretmenlerin velileri etkilemesi ele alınmış, bu etki olumsuz bir bakış açısı olarak gösterilmiş.
Farzedelim müdür ve öğretmenler velileri seçmeli dersler konusunda etkileyecek. Bu etki neden olumsuz gibi gösteriliyor?
Eğitimcinin görevi öğrenci ve velileri bilgilendirmek, yol göstermek değil mi?
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sisteminin en çok tartışılan uygulaması olan “seçmeli derslerin tanıtım videolarının” 10 Eylül’den itibaren internet sitesine konulacağını açıkladı.
Öğrenci ve velilerin özgür iradesi ile seçim yapacağını anlatan Dinçer, “Okul yönetimleri, velileri yönlendirsin istemedik” dedi. Dinçer, 4+4+4 eğitim sisteminin en çok merak edilen ilköğretim ayağındaki uygulama ve birinci sınıflarla ilgili yaptıkları hazırlıkları Hürriyet’e şöyle anlattı:
“10 Eylül’den itibaren bakanlığın sitesine seçmeli derslerle ilgili videolar yüklenecek. Veliler, bu videolar aracılığı ile tüm seçmeli dersleri tanıyacaklar. Öğrenciler internet üzerinden seçmeli dersleri belirleyecekler. Bu yöntemi özellikle gündeme getirdik. Çünkü okulların inisiyatifine bırakılsaydı, belki müdürler veya öğretmenler velileri yönlendirip, etkileyebilirlerdi. Aileler kendileri karar versin istedik. MEB sitesi üzerinden tercih yapacaklar. Bu konuda çok rasyonel ve analitik davranıyoruz.”
Bu açıklamalara pek çok eğitimciden tepki geldi. Gelen tepkiler özetle şöyle;
"Bu açıklamada özellikle müdür ve öğretmenlerin velileri etkilemesi ele alınmış, bu etki olumsuz bir bakış açısı olarak gösterilmiş.
Farzedelim müdür ve öğretmenler velileri seçmeli dersler konusunda etkileyecek. Bu etki neden olumsuz gibi gösteriliyor?
Eğitimcinin görevi öğrenci ve velileri bilgilendirmek, yol göstermek değil mi?
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ağustos 2012 09:30
Gösterim: 1716
47 yıllık Devlet Memurları Kanunu değişiyor. Düzenlemeye göre KPSS'den sonra memurlar bir süre ‘aday' statüsünde çalışacak sonra yeterlilik sınavına girecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 'kıdem tazminatı', 'intibak' ve 'taşeron işçilerle' ilgili düzenlemenin ardından, 'kamu personel reformu' için de düğmeye bastı. 47 yıllık Devlet Memur ları Kanunu'nda değişiklik yapmak için çalışma başlatan bakanlık, kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini gidermeyi, çalışan memurun ödüllendirilmesini, çalışmayan memurlara yaptırım uygulanmasını planlıyor. Reform kapsamında en büyük değişiklik ise Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS ) yaşanacak. Buna göre KPSS'den sonra ikinci bir sınav daha yapılacak.
Farklılıklar ortadan kalkacak
Reform çerçevesinde, kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları ile ilgili ön çalışma yapıldı. Çalışmada kamu görevlilerinin haklarının 5 ayrı kanun ile düzenlendiği belirlendi. Yine aynı çalışmada kamu görevlilerinin 50 çeşit ücret aldığı, aynı statüde olan ve aynı işi yapan personel arasında ciddi ücret farklılıkları olduğu saptandı. Örneğin, kadrolu mühendis ile sözleşmeli mühendis, kadrolu işçi ile sözleşmeli işçi arasında bin ile bin 500 lira arasında ücret farklılıkları olduğu tespit edildi. Ayrıca yine kamu görevlilerinin, izin, kıdem tazminatı, prim gibi bir çok sosyal hakkında da büyük uçurumlar olduğu saptandı. Kamu personel reformu ile tüm bu farklılıkların ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Memurluğa giriş zorlaşıyor
KAMU personel reformu çerçevesinde yürütülen çalışmalar henüz taslak aşamasına dahi gelmedi. Ancak çalışmaların gelecek yıl içinde tamamlanarak, memur sendikaları ile masaya yatırılması amaçlanıyor. Bu çerçevede, memurlarla ilgili yapılması planlanan düzenlemelerin bazıları şöyle:
* Kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları tek bir kanunda toplanacak. Her meslek grubunun ayrı ayrı düzenlemesi olmayacak.
* Devlet memurluğundaki 'ömür boyu iş garantisi' anlayışına son verilecek. Kamu görevlileri için kısmen uygulanan, 'ödül ve prim' sistemi, sistematik yapıya dönüştürülecek. Ayrıca, çalışmayan memurlara da yaptırım uygulanmasının önü açılacak.
- Memurluğa girmek zorlaşacak. KPSS'den yeterli puan alan memurlar belirli süre aday memur statüsünde çalıştırılacak. Adaylık süresinin ardından ise yeterlilik sınavına tabi tutulacak. Sınavı kazanan adaylar asıl memur olarak görevlendirilecek.
(takvim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
47 yıllık Devlet Memurları Kanunu değişiyor. Düzenlemeye göre KPSS'den sonra memurlar bir süre ‘aday' statüsünde çalışacak sonra yeterlilik sınavına girecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 'kıdem tazminatı', 'intibak' ve 'taşeron işçilerle' ilgili düzenlemenin ardından, 'kamu personel reformu' için de düğmeye bastı. 47 yıllık Devlet Memur ları Kanunu'nda değişiklik yapmak için çalışma başlatan bakanlık, kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini gidermeyi, çalışan memurun ödüllendirilmesini, çalışmayan memurlara yaptırım uygulanmasını planlıyor. Reform kapsamında en büyük değişiklik ise Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS ) yaşanacak. Buna göre KPSS'den sonra ikinci bir sınav daha yapılacak.
Farklılıklar ortadan kalkacak
Reform çerçevesinde, kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları ile ilgili ön çalışma yapıldı. Çalışmada kamu görevlilerinin haklarının 5 ayrı kanun ile düzenlendiği belirlendi. Yine aynı çalışmada kamu görevlilerinin 50 çeşit ücret aldığı, aynı statüde olan ve aynı işi yapan personel arasında ciddi ücret farklılıkları olduğu saptandı. Örneğin, kadrolu mühendis ile sözleşmeli mühendis, kadrolu işçi ile sözleşmeli işçi arasında bin ile bin 500 lira arasında ücret farklılıkları olduğu tespit edildi. Ayrıca yine kamu görevlilerinin, izin, kıdem tazminatı, prim gibi bir çok sosyal hakkında da büyük uçurumlar olduğu saptandı. Kamu personel reformu ile tüm bu farklılıkların ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Memurluğa giriş zorlaşıyor
KAMU personel reformu çerçevesinde yürütülen çalışmalar henüz taslak aşamasına dahi gelmedi. Ancak çalışmaların gelecek yıl içinde tamamlanarak, memur sendikaları ile masaya yatırılması amaçlanıyor. Bu çerçevede, memurlarla ilgili yapılması planlanan düzenlemelerin bazıları şöyle:
* Kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları tek bir kanunda toplanacak. Her meslek grubunun ayrı ayrı düzenlemesi olmayacak.
* Devlet memurluğundaki 'ömür boyu iş garantisi' anlayışına son verilecek. Kamu görevlileri için kısmen uygulanan, 'ödül ve prim' sistemi, sistematik yapıya dönüştürülecek. Ayrıca, çalışmayan memurlara da yaptırım uygulanmasının önü açılacak.
- Memurluğa girmek zorlaşacak. KPSS'den yeterli puan alan memurlar belirli süre aday memur statüsünde çalıştırılacak. Adaylık süresinin ardından ise yeterlilik sınavına tabi tutulacak. Sınavı kazanan adaylar asıl memur olarak görevlendirilecek.
(takvim)
Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 14:13
Gösterim: 3308