Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

TÜBİTAK projesi kapsamında, keneden insana bulaşan KKKA virüsüne karşı geliştirilen aşıda, ilk aşamada  başarılı sonuçlar elde edildi. Henüz laboratuvar çalışmalarının devam ettiği aşı, her şeyin yolunda gitmesi durumunda 3-5 yılda üretime hazır olacak.

Kenenin insana tutunmasıyla kendini gösteren ve ölüme neden olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı Türk bilim insanlarınca geliştirilen aşıda ilk aşama tamamlandı.

Henüz laboratuvar çalışmalarının devam ettiği aşı, her şeyin yolunda gitmesi durumunda 3-5 yılda üretime hazır olacak. Türkiye'nin KKKA virüsüne karşı geliştirdiği aşı, dünyada bir ilk olacak.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, Türkiye'de keneden bulaşan KKKA hastalığı vakalarının mevsim itibarıyla görülmeye başladığını söyledi.

Hastalığın, Artvin, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Sivas, Giresun ve Ordu'nun iç kesimleri, Malatya, Yozgat, Samsun, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Bolu, Karabük, Kırklareli, Edirne, Bingöl ve Tunceli'de sık görüldüğüne dikkati çeken Torunoğlu, bu bölgelerde meraya çıkan hayvanların kene tutmasını önlemek için ilaçlandığını belirtti.

İlk aşamada başarıyla sonuçlandı

Torunoğlu, KKKA hastalığına karşı aşı geliştirme çalışmalarının devam ettiğini ve önemli sonuçlar elde edildiğini müjdeleyerek, bu alanda iki çalışma yürütüldüğünü dile getirdi.

Birincisinin hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş kişilerden kan örnekleri alınarak antikor denilen bağışıklık serumu elde edildiğini anlatan Torunoğlu, bunun yeni hastalara verildiğini ifade etti.

Torunoğlu, ikinci çalışmanın ise TÜBİTAK ile yürütülen proje olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bizim kurumumuzun da katkı verdiği bir proje yürüyor.  KKKA virüsüne karşı biraşı geliştirildi ama henüz daha laboratuvar ortamında. Henüz, insanlara kullanılabilecek hale gelmedi. Aşı geliştirme çalışmalarında ilk aşama başarıyla sonuçlandı. Faz 1'i yapıldı, faz 2-faz3 çalışmaları yapılacak. Bunun daha 3-5 yıllık bir zamana ihtiyacı var. Şu anda başarılı yürüyor ama bu sezon elimizde henüz aşımız yok. Bunu vurgulayalım. Bir aksilik olmaz da herşey yolunda giderse Türkiye, 3-5 yıl içinde KKKA için kendi aşısını üretmiş olacak. Bu, aynı zamanda KKKA'ya karşı dünyada geliştirilen ilk aşı olacak."

> Dünyanın gözü bu buluşta!

TÜBİTAK projesi kapsamında, keneden insana bulaşan KKKA virüsüne karşı geliştirilen aşıda, ilk aşamada  başarılı sonuçlar elde edildi. Henüz laboratuvar çalışmalarının devam ettiği aşı, her şeyin yolunda gitmesi durumunda 3-5 yılda üretime hazır olacak.

Kenenin insana tutunmasıyla kendini gösteren ve ölüme neden olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı Türk bilim insanlarınca geliştirilen aşıda ilk aşama tamamlandı.

Henüz laboratuvar çalışmalarının devam ettiği aşı, her şeyin yolunda gitmesi durumunda 3-5 yılda üretime hazır olacak. Türkiye'nin KKKA virüsüne karşı geliştirdiği aşı, dünyada bir ilk olacak.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, Türkiye'de keneden bulaşan KKKA hastalığı vakalarının mevsim itibarıyla görülmeye başladığını söyledi.

Hastalığın, Artvin, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Sivas, Giresun ve Ordu'nun iç kesimleri, Malatya, Yozgat, Samsun, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Bolu, Karabük, Kırklareli, Edirne, Bingöl ve Tunceli'de sık görüldüğüne dikkati çeken Torunoğlu, bu bölgelerde meraya çıkan hayvanların kene tutmasını önlemek için ilaçlandığını belirtti.

İlk aşamada başarıyla sonuçlandı

Torunoğlu, KKKA hastalığına karşı aşı geliştirme çalışmalarının devam ettiğini ve önemli sonuçlar elde edildiğini müjdeleyerek, bu alanda iki çalışma yürütüldüğünü dile getirdi.

Birincisinin hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş kişilerden kan örnekleri alınarak antikor denilen bağışıklık serumu elde edildiğini anlatan Torunoğlu, bunun yeni hastalara verildiğini ifade etti.

Torunoğlu, ikinci çalışmanın ise TÜBİTAK ile yürütülen proje olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bizim kurumumuzun da katkı verdiği bir proje yürüyor.  KKKA virüsüne karşı biraşı geliştirildi ama henüz daha laboratuvar ortamında. Henüz, insanlara kullanılabilecek hale gelmedi. Aşı geliştirme çalışmalarında ilk aşama başarıyla sonuçlandı. Faz 1'i yapıldı, faz 2-faz3 çalışmaları yapılacak. Bunun daha 3-5 yıllık bir zamana ihtiyacı var. Şu anda başarılı yürüyor ama bu sezon elimizde henüz aşımız yok. Bunu vurgulayalım. Bir aksilik olmaz da herşey yolunda giderse Türkiye, 3-5 yıl içinde KKKA için kendi aşısını üretmiş olacak. Bu, aynı zamanda KKKA'ya karşı dünyada geliştirilen ilk aşı olacak."

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Nisan 2013 16:00

Gösterim: 1784

Kişisel bilgisayarlara ilgi giderek azalıyor. Uzmanlara göre bunun en büyük nedeni, tablet ve akıllı telefonların kişisel bilgisayarların yerini alması.

Dünya çapındaki kişisel bilgisayar satışları yılın ilk üç ayında yüzde 14 azaldı ve bu alanda kayıtların tutulmaya başlandığı 1994'ten bu yanaki en büyük düşüş yaşandı.

Araştırma şirketi IDC'nin verilerine göre, yılın ilk üç ayında 76,3 milyon kişisel bilgisayar satıldı.

Uzmanlara göre bu rakam, tablet bilgisayar ve akıllı telefonların kişisel bilgisayarlara alternatif olduğunu gösteriyor.

Şirket, Microsoft'un son Windows sürümünün de satışları canlandırmayı başaramadığını vurguladı.

Ekonomik durgunluğun da kişisel bilgisayar satışlarındaki düşüşte rol oynadığı ve şirketlerin bilgisayarlarını yenilemeyi ertelediği belirtiliyor.

'Windows 8 işe yaramadı'

IDC'nin Başkan Yardımcısı Bob O'Donnel, "Maalesef Windows 8 kişisel bilgisayar piyasasını canlandırmak bir yana, yavaşlattı. Windows 8 dokunmatik ekranlarda iyi çalışması için tasarlandı. Ama dokunmatik ekran maliyeti arttırıyor. Tüm bunlar nedeniyle kişisel bilgisayarlar tabletlerin ve diğer cihazların gerisinde kaldı" dedi.

Microsoft ise konuyla ilgili heniz bir açıklama yapmadı.

IDC ayrıca şirketlerin genelde bilgisayarlarını üç yılda bir yenilediğini, ancak ekonomik durgunluk nedeniyle bu sürenin beş yıla çıktığını kaydetti.

Dünyanın en büyük kişisel bilgisayar üreticisi Hewlett Packard yılın ilk üç ayında yüzde 24 azaldığını duyurmuştu.

En büyük ikinci üretici Çinli Lenovo grubunun satışları ise, Çin ve gelişmiş ülkelerde ilk kez bilgisayar alanlar sayesinde satışlarının azalmadığını bildirdi.

BBCTürkçe

> Kişisel bilgisayarlara ilgi giderek azalıyor

Kişisel bilgisayarlara ilgi giderek azalıyor. Uzmanlara göre bunun en büyük nedeni, tablet ve akıllı telefonların kişisel bilgisayarların yerini alması.

Dünya çapındaki kişisel bilgisayar satışları yılın ilk üç ayında yüzde 14 azaldı ve bu alanda kayıtların tutulmaya başlandığı 1994'ten bu yanaki en büyük düşüş yaşandı.

Araştırma şirketi IDC'nin verilerine göre, yılın ilk üç ayında 76,3 milyon kişisel bilgisayar satıldı.

Uzmanlara göre bu rakam, tablet bilgisayar ve akıllı telefonların kişisel bilgisayarlara alternatif olduğunu gösteriyor.

Şirket, Microsoft'un son Windows sürümünün de satışları canlandırmayı başaramadığını vurguladı.

Ekonomik durgunluğun da kişisel bilgisayar satışlarındaki düşüşte rol oynadığı ve şirketlerin bilgisayarlarını yenilemeyi ertelediği belirtiliyor.

'Windows 8 işe yaramadı'

IDC'nin Başkan Yardımcısı Bob O'Donnel, "Maalesef Windows 8 kişisel bilgisayar piyasasını canlandırmak bir yana, yavaşlattı. Windows 8 dokunmatik ekranlarda iyi çalışması için tasarlandı. Ama dokunmatik ekran maliyeti arttırıyor. Tüm bunlar nedeniyle kişisel bilgisayarlar tabletlerin ve diğer cihazların gerisinde kaldı" dedi.

Microsoft ise konuyla ilgili heniz bir açıklama yapmadı.

IDC ayrıca şirketlerin genelde bilgisayarlarını üç yılda bir yenilediğini, ancak ekonomik durgunluk nedeniyle bu sürenin beş yıla çıktığını kaydetti.

Dünyanın en büyük kişisel bilgisayar üreticisi Hewlett Packard yılın ilk üç ayında yüzde 24 azaldığını duyurmuştu.

En büyük ikinci üretici Çinli Lenovo grubunun satışları ise, Çin ve gelişmiş ülkelerde ilk kez bilgisayar alanlar sayesinde satışlarının azalmadığını bildirdi.

BBCTürkçe

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Nisan 2013 16:04

Gösterim: 1737

Meclis Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu’na bilgi veren MİT yetkilileri, sosyal medyanın izlendiğini açıkladı.

Meclis Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu dün Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) üç görevliyi dinledi. Edinilen bilgilere göre, MİT, sosyal medyayı yakın takibe aldı. MİT görevlileri yasaların izin verdiği ölçüde Facebook ve Twitter'ın takip edildiğini açıkladı.

Yetkililer, MİT’in kurumsal olarak kamunun stratejik güvenliğini sağladığını, kişilere ve kurumlara eğitim verildiğini anlattı. Bugüne kadar 101 brifing yapan MİT, 7 bin kişiye yasadışı dinlemelerle ilgili eğitim verdiği bilgisini paylaştı.

MİT yetkilileri TİB’in akıllı cep telefonları ile ilgili açıklamalarına da destek vererek, “Cep telefonlarına SMS olarak gönderilen bir programla dinleme yapılıyor. Akıllı telefonlarda hiçbir şey gizli kalmıyor.

Bilgisayar kamerasına dışarıdan girilerek ortam dinlemesi yapılıyor” uyarısında bulundu.

MİT yetkilileri, Komisyona, ortam dinlemesi yapmadıklarını ve mobil araçları olmadığını da söyledi.

> Sosyal medyada izleniyorsunuz

Meclis Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu’na bilgi veren MİT yetkilileri, sosyal medyanın izlendiğini açıkladı.

Meclis Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu dün Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) üç görevliyi dinledi. Edinilen bilgilere göre, MİT, sosyal medyayı yakın takibe aldı. MİT görevlileri yasaların izin verdiği ölçüde Facebook ve Twitter'ın takip edildiğini açıkladı.

Yetkililer, MİT’in kurumsal olarak kamunun stratejik güvenliğini sağladığını, kişilere ve kurumlara eğitim verildiğini anlattı. Bugüne kadar 101 brifing yapan MİT, 7 bin kişiye yasadışı dinlemelerle ilgili eğitim verdiği bilgisini paylaştı.

MİT yetkilileri TİB’in akıllı cep telefonları ile ilgili açıklamalarına da destek vererek, “Cep telefonlarına SMS olarak gönderilen bir programla dinleme yapılıyor. Akıllı telefonlarda hiçbir şey gizli kalmıyor.

Bilgisayar kamerasına dışarıdan girilerek ortam dinlemesi yapılıyor” uyarısında bulundu.

MİT yetkilileri, Komisyona, ortam dinlemesi yapmadıklarını ve mobil araçları olmadığını da söyledi.

Son Güncelleme: Cuma, 01 Mart 2013 11:24

Gösterim: 1565

Teknoloji hayatımızı ne kadar kolaylaştırsa da bazen teknolojinin de yetersiz kaldığı durumlar olabiliyor. Sosyal medyada tıklanma rekoru kıran bu reklam filmi bunun en güzel örneği.

Reklam filminde çiftlerden biri kağıt yerine tabletle her şeyin yapılacağını kanıtlamaya çalışırken diğeri buna hem kızıyor hem de şaşırıyor sonunda ise tabletin de (teknoloji) yetersiz kaldığı bir durum ortaya çıkıyor. Ve işte filmin galibi…

 

 

 

 

 

İşte o video

Eğitimtercihi

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. 

> Teknolojinin de yetersiz kaldığı anlar vardır!

Teknoloji hayatımızı ne kadar kolaylaştırsa da bazen teknolojinin de yetersiz kaldığı durumlar olabiliyor. Sosyal medyada tıklanma rekoru kıran bu reklam filmi bunun en güzel örneği.

Reklam filminde çiftlerden biri kağıt yerine tabletle her şeyin yapılacağını kanıtlamaya çalışırken diğeri buna hem kızıyor hem de şaşırıyor sonunda ise tabletin de (teknoloji) yetersiz kaldığı bir durum ortaya çıkıyor. Ve işte filmin galibi…

 

 

 

 

 

İşte o video

Eğitimtercihi

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. 

Son Güncelleme: Salı, 19 Mart 2013 12:57

Gösterim: 1505

Dünyanın en büyük yazılım ve donanım şirketlerinden Microsoft, Fatih Porojesi'nde yer almak istediğini belirtti

Bakan Ergün, Microsoft'un CEO's Ballmer ile görüşmesinde, Microsoft'un, Fatih Projesi'nin içinde yer alma konusunda çok istekli olduğunu dile getirdi. 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dün akşam saatlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilen Microsoft'un CEO'su Steve Ballmer ile sabah saatlerinde Bakanlıkta bir araya geldi. 40 dakika süren görüşmeye ilişkin bilgi veren Ergün, Microsoft'un Fatih Projesi ile baştan beri ilgilendiğini söyledi.

Fatih Projesi'nin uluslararası işbirliklerine de açık bir proje olduğunun altını çizen Ergün, Türkiye'nin bu konuda uluslararası deneyimlerden de yararlanmak istediğini kaydetti.

Microsoft'un da bu konudaki deneyimlerinin ve çalışmalarının önemli olduğunu bildiren Ergün, şöyle konuştu:

''Ama şartlar da belli. Tabletlerle ilgili Türkiye'de üretim yapılması ve bu sektörün geliştirilmesi için bir Ar-Ge merkezi kurulması. Aplikasyonların geliştirilmesi için açık kaynak kodlu yazılımlar olması da çok önemli. Herkesin bu koşulları dikkate alarak, sistemin içinde yer alma imkanı var. İhalelerde yer alma imkanı var. Fatih Projesi'nde yer alma imkanı var. Bu koşulları dikkate alarak, Microsoft'un da işin içinde yer alması mümkün. Zaten kendileri de çok istekli olduklarını ifade ettiler. Üretimle ilgili yerel ortaklarla, çözüm ortaklarıyla işbirliği yapabileceklerini belirttiler. Hem üretim hem yazılım konusunda yerel ortaklarla işbirliği yapabileceklerini söylediler. Türkiye'de Ar-Ge merkezi kurma kararlılığı içinde olduklarını ifade ettiler.''

Türkiye'ye özgü yeni yaklaşımlar geliştirebilmeleri halinde herkesin sistemin içinde yer alabileceğini kaydeden Ergün, ''Önemli olan tabletlerin Türkiye'de üretilmesi konusu. Microsoft'un da sistemin içinde olmasının mümkün olduğunu, konuyu bu açıdan değerlendirmeleri gerektiğini ifade ettik. Sayın Başbakanımız da bu tabletlerin Türkiye'de üretilmesi gerekliliğinin altını çizdi'' dedi.

> Microsoft Fatih Projesi'nde yer almak istiyor

Dünyanın en büyük yazılım ve donanım şirketlerinden Microsoft, Fatih Porojesi'nde yer almak istediğini belirtti

Bakan Ergün, Microsoft'un CEO's Ballmer ile görüşmesinde, Microsoft'un, Fatih Projesi'nin içinde yer alma konusunda çok istekli olduğunu dile getirdi. 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dün akşam saatlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilen Microsoft'un CEO'su Steve Ballmer ile sabah saatlerinde Bakanlıkta bir araya geldi. 40 dakika süren görüşmeye ilişkin bilgi veren Ergün, Microsoft'un Fatih Projesi ile baştan beri ilgilendiğini söyledi.

Fatih Projesi'nin uluslararası işbirliklerine de açık bir proje olduğunun altını çizen Ergün, Türkiye'nin bu konuda uluslararası deneyimlerden de yararlanmak istediğini kaydetti.

Microsoft'un da bu konudaki deneyimlerinin ve çalışmalarının önemli olduğunu bildiren Ergün, şöyle konuştu:

''Ama şartlar da belli. Tabletlerle ilgili Türkiye'de üretim yapılması ve bu sektörün geliştirilmesi için bir Ar-Ge merkezi kurulması. Aplikasyonların geliştirilmesi için açık kaynak kodlu yazılımlar olması da çok önemli. Herkesin bu koşulları dikkate alarak, sistemin içinde yer alma imkanı var. İhalelerde yer alma imkanı var. Fatih Projesi'nde yer alma imkanı var. Bu koşulları dikkate alarak, Microsoft'un da işin içinde yer alması mümkün. Zaten kendileri de çok istekli olduklarını ifade ettiler. Üretimle ilgili yerel ortaklarla, çözüm ortaklarıyla işbirliği yapabileceklerini belirttiler. Hem üretim hem yazılım konusunda yerel ortaklarla işbirliği yapabileceklerini söylediler. Türkiye'de Ar-Ge merkezi kurma kararlılığı içinde olduklarını ifade ettiler.''

Türkiye'ye özgü yeni yaklaşımlar geliştirebilmeleri halinde herkesin sistemin içinde yer alabileceğini kaydeden Ergün, ''Önemli olan tabletlerin Türkiye'de üretilmesi konusu. Microsoft'un da sistemin içinde olmasının mümkün olduğunu, konuyu bu açıdan değerlendirmeleri gerektiğini ifade ettik. Sayın Başbakanımız da bu tabletlerin Türkiye'de üretilmesi gerekliliğinin altını çizdi'' dedi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Şubat 2013 15:06

Gösterim: 1337


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.