İşimiz okumak oldu
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Cumartesi, 09 Haziran 2012 11:04 tarihinde oluşturuldu
İstanbul'da 10 okulda uygulanan 'İşimiz Okumak' projesi Betül, Ender, Enis gibi 200 öğrenciyi 'işten' alıp tamamen okullu yaptı.
Betül, okuldan sonra tekstil atölyesinde, Ender kahvehanede, Enes markette çalışıyordu. 3 bin mevcutlu kalabalık okullarında var olmaya mücadelesi verirken bir yandan da ailelerine destek olmaya çalışıyorlardı. ‘İşimiz Okumak’ projesiyle eğitime bakış açıları değişti. Çalıştıkları işleri bıraktılar, okul ve öğretmenleriyle ilişkileri gelişti. Dün aldıkları karnelerin anlamı onlar için daha farklı çünkü artık üniversiteye gidip meslek sahibi olmak istiyorlar. Sadece Betül, Ender ve Enis değil İstanbul’da tam 200 çocuk çalışmayı bırakarak tamamen okula döndü.
Kişisel gelişim etkinlikleri
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Boğaziçi Üniversitesi ve Garanti Emeklilik’in iki yıl önce başlattığı ‘İşimiz Okumak’ projesi kapsamında çocuklar haftada iki gün okul başarılarının artmasına yönelik eğitimler alırken, aynı zamanda kişisel gelişimleri için de drama çalışmaları, film ve belgesel izleme, satranç ve akıl oyunları, müze gezisi, spor yapma, meslek seçimi gibi etkinlikler gerçekleştirdi. Projeyle bugüne kadar 200 öğrencinin eğitim hayatını yarım bırakması engellendi. Sekiz ilçede 10 okulda 4,5,6,7,8. sınıf öğrencilerine uygulanan proje kapsamında Avcılar’daki İstanbul Büyükşehir Seyit Onbaşı İlköğretim Okulu’nda 22 öğrenci işlerini bırakıp okullarına yoğunlaştı. En fazla öğrencinin eğitimden kopmasını engelleyen okul burası oldu.
Okulun rehber öğretmeni Ayhan Mengüş her sene yaklaşık 300 öğrencinin mezun olduğu ancak 180’inin liseye devam etmediğini söyledi. Okulda projeye katılan öğrencilerden biri 7. sınıf öğrencisi Ender Ertaş. Sekiz kişilik bir ailede yaşayan ve okuldan sonra kahvehanede çalışan Ender “Eskiden çalışsam daha iyi diyordum. Şimdi tam tersi okumak daha iyi. Meslek sahibi olduğumda hem kariyerim hem param olacak” diyor.
İlk kez semt dışında
6. sınıf öğrencisi Betül Daşçı, artık okuldan sonra tekstil fabrikasına gitmiyor. Projede de en çok gezmek hoşuna gitmiş çünkü hiç yaşadığı semt dışına çıkmamış. Yedi kişilik ailesini babası ve ağabeyi geçindiriyor. 8. sınıftan Serkan Caner’in hedefi öğretmen olmak. En çok öğretmenlerin yakın ilgisini sevmiş.
Enes ve Ersin Kayıkçı evde ders çalışmayınca sokakta başlarına bir şey gelmesin diye anneleri marketlerinde çalışmasını istemiş. Artık markete gitmeyip sadece eğitimle ilgileniyorlar. Ümit Can Aydoğan hurdacı olan babası ile birlikte hafta sonları çalışıyormuş. Şimdi sadece dersleriyle ilgileniyor ve astronot olmak istiyor. Artık dersleri daha çok seviyor: “Öğretmen soru sorduğunda cevap veremiyordum. Artık verebiliyorum.”
Özel Eğitim ve Rehberlik bölümünden sorumlu İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Koçibar, projeyi çok önemsediklerini vurguluyor:
“Öğretmenler bu çocukları takip ediyor, sosyal faaliyetlere yönlendiriyor. Kısacası bu çocuklara rol veriyor.”
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
11. YILIN EĞİTİMDE BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
-
Nida Koç Akademi Gelişim Odaklı Model ile eğitim sektörüne güç katıyor
-
Eğitimde Güçlü Stratejik İletişim: Halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim ile marka değeriniz nasıl yükselir?
-
'Özel okulların yaklaşık %50 kapasitesi atıl durumda olacak'
-
İbrahim Taşel Ortaokulunun açılışını Bakan Yusuf Tekin yaptı
-
‘Okul standartları gelecekte global ölçekte değerlendirilecek’
-
Bakan Yusuf Tekin’den TÜSİAD konferansında 12 zor soru
-
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Sistemi TTKB-İDES hayata geçirildi
-
MEB’den okullarda şiddete karşı yeni genelge
-
Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli yaygınlaştırılacak