Öğrenme ve ev ödevi ilişkisi
- Ayrıntılar
- Kategori: EĞİTİM VE REHBERLİK MAKALELERİ
- Salı, 17 Aralık 2019 11:23 tarihinde oluşturuldu
Kayhan Karlı / Eğitimci - Yazar
Eğitim sistemleri içinde son yılların en tartışılan konularından birisi de ev ödevleri konusu. Bu konuda yapılan pek çok araştırma bize farklı veriler sunmakla birlikte ev ödevlerinin etkisinin özellikle yaş büyüdükçe ve bilişsel olgunluk yükseldikçe işe yaradığına işaret ediyor. Ev ödevleri hakkında son yapılan araştırmalardan birisi de İngiltere’de yapılmış. Bu araştırmaya başlıklar halinde bir göz atalım isterim.
İngiltere örneğinde 11-16 yaş aralığındaki öğrencilere günlük ortalama 6 ödev veriliyor. Bu sayının yaklaşık olarak ülkemiz için de bu civarda olduğunu düşünüyorum. Bu öğrenciler arasında yapılan araştırmada; öğrenciler günlük ortalama bir saatlerini ödevler için ayırdıklarını söylüyorlar. Ben bizim ülkemiz için bu sürenin çok daha uzun olduğunu düşünüyorum. Kendilerine ödevlerine yardımcı olan kişiler sorulduğunda da %76`sı annelerinden destek aldıklarını söylüyorlar. Bu bağlamda ödevin kimin ödevi olduğu ve/veya geribildirim mi yoksa pekiştirme mi yoksa ceza amaçlı mı kullanıldığının da sorgulanması gerekir!
İngiltere`de günlük 1 milyondan fazla ödeve makalesi öğrenciler tarafından teslim ediliyor görünüyor araştırmada! Bu teslim edilen ödev kâğıtlarının, yazılarının kontrol edilerek öğrencilere etkin geribildirim vermenin öğretmenler tarafından ne kadar yapılabildiği ise oldukça kuşkulu bir gerçek. Bu bağlamda ödevlerinin amacının ve işlevinin de yeniden sorgulanması gerçeği somut bir şekilde ortaya çıkıyor…
Araştırmaya katılan her üç öğrenciden birisi ödevlerini yapmak yerine mazeret bildirdiklerini söylüyor. Bu durumda ödev yapma konusunda ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor. Ödevlerin öğrenenler için anlamlı ve işe yarayacak şekilde yeniden tasarlanması ve belki de yenilikçi çözümler gerekliliğinin göstergeleri açığa çıkıyor.
Öğrencilerin en fazla zorlandıklarını söyledikleri dersler ise sırasıyla Matematik, Dil dersleri ve Fen bilimleri dersleri olmuş. Bizim ülkemiz de durum farksız değil. Bu noktada belki de PISA araştırmasının da temel sorusu olan Matematik, Anadil ve Bilim okuryazarlığı geliştirme konusunun da önemini ortaya koymakta fayda var. Bu yaş grubunda üç okuryazarlık düzeyinin ülkelerin ve toplumların gelişimine olan katkısı açıkken ödev ve sınav sarmallarını kısacası ölçme ve değerlendirme paradigmalarını yenilikçi bir bakış açısıyla revize etmek gerekiyor.
Bu arada araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin %76`sı çocuklarının gelişimleri konusunda daha fazla bilgiye erişmek istiyorlar. Bu durum özellikle kentli ebeveynler açısından her ülkede aynı durumda. Bu yeni nesil ebeveynlerin çocuklarının gelecekleri hakkında duydukları kaygının artmasıyla birlikte artmaya devam edecektir. Okul ve veliler arasında bilgi akışı ve işbirliğinin artması gerektiğinin somut göstergesidir bu bulgular.
Okul üst yöneticilerinin %29`u velilerle okul arasında etkileşimi artırmak için dijital araçların etkili bir çözüm olabileceğini düşünüyorlar. Üstelik her ailenin mobil cihazı olduğunu düşünürsek bu cihazların en etkili kullanımı haliyle okul veli işbirliği konusunda en büyük destek olabileceği açıktır.
En çarpıcı bulgulardan birisi de öğrencilerin %50`si yani yarısı hiç ödeve verilmemesi gerektiğini düşünüyorlar ve %39`u da ödevin öğrenmelerine hiçbir katkısı olmadığını söylüyorlar. Bu durum bile tek başına bize geleneksel ödev anlayışı ve araçlarının bu dönemin öğrenenleri için işlevsizleştiğini göstermekte.
Özetle, ev ödevleri meselesinde bu araştırma sonuçları da gösteriyor ki artık ödeve verilmeli mi tartışmasının ötesinde geleneksel ödev anlayışının kesinlikle değişmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır. Ödev anlayışını pekiştirme bakış açısından çıkararak sürdürülebilir öğrenmenin bir bileşeni olarak sürekli geribildirim aracı haline getirmek gerekiyor. Bu yolla ödevler yerine sürdürülebilir öğrenme görevleri tasarımı hem eğitimciler, hem okullar, hem öğrenenler hem de sistemsel açıdan şeffaf gelişim ilkesine hizmet edecek hale gelebilecektir.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.