Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
MEB, özel öğretim kurumuna dönüşmeyen dershanelerin, dönüşüm işlemini gerçekleştirinceye kadar eğitim-öğretim faaliyeti yürütemeyeceğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla 81 ilin valiliğine gönderilen genelgede, Anayasa Mahkemesinin dershanelere ilişkin kararını verdiği ve gerekçenin Resmi Gazete'de yayımlandığı hatırlatıldı.
Karar sonrası Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerin de 8 Ağustos’ta yürürlüğe girdiği anımsatılan genelgede, Özel Öğretim Kurumunları Kanunu'nda "kurum"un, "okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları" şeklinde tanımlandığı belirtildi.
6528 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda özel kurumlar arasında, dershanelere yer verilmediği ve "dershane" tanımının da bulunmadığına işaret edildi. Genelgede şu ifadelere yer verildi: "Bu nedenle, TBMM tarafından herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda tanımı bulunmayan bu yerlerin, aynı kanunla tanımlanmış özel öğretim kurumlarından birine dönüşmesi gerekmektedir. Dönüşüm işlemini gerçekleştirmeyen bu yerler, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine uygun olarak gerekli dönüşüm işlemini gerçekleştirinceye kadar eğitim öğretim faaliyeti yürütemeyecek, ücret ilanı ile öğrenci, kursiyer kaydı yapamayacak ve valiliklerce kendilerine eğitim personeli ataması da yapılmayacaktır. Gerekli dönüşüm işlemini gerçekleştirmediği halde Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na aykırı olarak eğitim faaliyeti yürüten yerler hakkında MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün 25 Mayıs 2015 tarihli genelgesi doğrultusunda işlem yapılacaktır."
Bakanlığın 25 Mayıs 2015 tarihli genelgesinde, eğitim faaliyetlerinin, MEB’den kurum açma izni almadan yapılamayacağı hatırlatılarak, her ne ad altında olursa olsun eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetlerin izinsiz yapıldığının tespiti halinde, bu kurumların valilikçe kapatılacağı hükmü yer almıştı.
Yöneticilere "özenli olun" uyarısı
Genelgede özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman ve usta öğreticilerin, Devlet Memurları Kanunu ile Memurlar ve Diğer Görevlilerin Yargılanması Hakkında Kanunun hükümlerine tabi olduğu hatırlatıldı. Bu kapsamda resmi ve özel okul yöneticilerinin, "sadakat, tarafsızlık ve devlete bağlılık ödev ve sorumlulukları bulunduğunun" altı çizilen genelgede, amir durumdaki memurların, görev ve sorumluluklarını yerine getirirken, dikkatli ve özenli olması gerektiği ifade edildi.
Noter onaylı taahhütnameyle başvurulacak
MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin geçici 10. maddesi uyarınca mevcut binalarında özel öğretim kursu açmak isteyenler, 1 Eylül 2015 tarihine kadar dönüşüm programına başvurmak zorunda. Bu başvuruyu yapacakların, 2018-2019 öğretim yılının sonuna kadar kurumun mevzuatta belirlenen standartlarına uygun hale getirileceğine dair noter onaylı taahhütnameyi de sunması gerekiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, özel öğretim kurumuna dönüşmeyen dershanelerin, dönüşüm işlemini gerçekleştirinceye kadar eğitim-öğretim faaliyeti yürütemeyeceğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla 81 ilin valiliğine gönderilen genelgede, Anayasa Mahkemesinin dershanelere ilişkin kararını verdiği ve gerekçenin Resmi Gazete'de yayımlandığı hatırlatıldı.
Karar sonrası Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerin de 8 Ağustos’ta yürürlüğe girdiği anımsatılan genelgede, Özel Öğretim Kurumunları Kanunu'nda "kurum"un, "okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları" şeklinde tanımlandığı belirtildi.
6528 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda özel kurumlar arasında, dershanelere yer verilmediği ve "dershane" tanımının da bulunmadığına işaret edildi. Genelgede şu ifadelere yer verildi: "Bu nedenle, TBMM tarafından herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda tanımı bulunmayan bu yerlerin, aynı kanunla tanımlanmış özel öğretim kurumlarından birine dönüşmesi gerekmektedir. Dönüşüm işlemini gerçekleştirmeyen bu yerler, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine uygun olarak gerekli dönüşüm işlemini gerçekleştirinceye kadar eğitim öğretim faaliyeti yürütemeyecek, ücret ilanı ile öğrenci, kursiyer kaydı yapamayacak ve valiliklerce kendilerine eğitim personeli ataması da yapılmayacaktır. Gerekli dönüşüm işlemini gerçekleştirmediği halde Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na aykırı olarak eğitim faaliyeti yürüten yerler hakkında MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün 25 Mayıs 2015 tarihli genelgesi doğrultusunda işlem yapılacaktır."
Bakanlığın 25 Mayıs 2015 tarihli genelgesinde, eğitim faaliyetlerinin, MEB’den kurum açma izni almadan yapılamayacağı hatırlatılarak, her ne ad altında olursa olsun eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetlerin izinsiz yapıldığının tespiti halinde, bu kurumların valilikçe kapatılacağı hükmü yer almıştı.
Yöneticilere "özenli olun" uyarısı
Genelgede özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman ve usta öğreticilerin, Devlet Memurları Kanunu ile Memurlar ve Diğer Görevlilerin Yargılanması Hakkında Kanunun hükümlerine tabi olduğu hatırlatıldı. Bu kapsamda resmi ve özel okul yöneticilerinin, "sadakat, tarafsızlık ve devlete bağlılık ödev ve sorumlulukları bulunduğunun" altı çizilen genelgede, amir durumdaki memurların, görev ve sorumluluklarını yerine getirirken, dikkatli ve özenli olması gerektiği ifade edildi.
Noter onaylı taahhütnameyle başvurulacak
MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin geçici 10. maddesi uyarınca mevcut binalarında özel öğretim kursu açmak isteyenler, 1 Eylül 2015 tarihine kadar dönüşüm programına başvurmak zorunda. Bu başvuruyu yapacakların, 2018-2019 öğretim yılının sonuna kadar kurumun mevzuatta belirlenen standartlarına uygun hale getirileceğine dair noter onaylı taahhütnameyi de sunması gerekiyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 13 Ağustos 2015 12:46
Gösterim: 1778
ÖSYS e-kayıt işlemlerinde sehven e-kayıt işlemini tamamlayamayarak ön kayıt yaptıran adayların mağdur olmaması için kayıt işlemlerinin "kayıt yapılmış" olarak kabul edilmesine karar verildi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, bazı yükseköğretim kurumları, 2015 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında, üniversiteye elektronik kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerden bazılarının, e-kayıt sırasında, üniversitenin linkine giriş yaparak ön kayıt işlemi yaptığını ancak esas kayıt işlemlerini tamamlamadığını YÖK'e bildirdi.
Üniversiteler, ön kayıt yaptıran ancak kaydını tamamlayamayan bu adaylara ilişkin işlemler hakkında YÖK'ten görüş istedi. Bunun üzerine YÖK, konuyu, bugünkü Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında ele aldı.
Toplantıda, 2015 ÖSYS e-kayıt işlemlerinde sehven e-kayıt işlemini tamamlayamayarak ön kayıt yapan adayların mağdur olmaması için "kayıt yapılmış" olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Konuya ilişkin üniversitelere yazı gönderildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYS e-kayıt işlemlerinde sehven e-kayıt işlemini tamamlayamayarak ön kayıt yaptıran adayların mağdur olmaması için kayıt işlemlerinin "kayıt yapılmış" olarak kabul edilmesine karar verildi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, bazı yükseköğretim kurumları, 2015 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında, üniversiteye elektronik kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerden bazılarının, e-kayıt sırasında, üniversitenin linkine giriş yaparak ön kayıt işlemi yaptığını ancak esas kayıt işlemlerini tamamlamadığını YÖK'e bildirdi.
Üniversiteler, ön kayıt yaptıran ancak kaydını tamamlayamayan bu adaylara ilişkin işlemler hakkında YÖK'ten görüş istedi. Bunun üzerine YÖK, konuyu, bugünkü Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında ele aldı.
Toplantıda, 2015 ÖSYS e-kayıt işlemlerinde sehven e-kayıt işlemini tamamlayamayarak ön kayıt yapan adayların mağdur olmaması için "kayıt yapılmış" olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Konuya ilişkin üniversitelere yazı gönderildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Ağustos 2015 17:58
Gösterim: 1182
YÖK, ek yerleştirme tercihlerinin tarihlerini açıkladı. Adaylar, tercihlerini 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapacak.
YÖK, ek yerleştirme tercih takvimini açıkladı. 2015 ÖSYS ek yerleştirme tercihleri 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak.
YÖK’ün sitesinde yer alan duyuruda şunlar yer alıyor;
“2015-2016 öğretim yılı için merkezi yerleştirmede boş kalan ve yerleştirilen adayların kayıt yaptırmaması nedeniyle boşalan yükseköğretim programlarının kontenjanlarına, 2015-ÖSYS sonuçlarına göre ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacaktır.
Adaylar, 2015-ÖSYS Ek Yerleştirme tercihlerini 17-21 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapacaktır.
Ek yerleştirme neticesinde bir yükseköğretim programına yerleşen adayların kayıtları ise 31 Ağustos – 04 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacaktır.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖK, ek yerleştirme tercihlerinin tarihlerini açıkladı. Adaylar, tercihlerini 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapacak.
YÖK, ek yerleştirme tercih takvimini açıkladı. 2015 ÖSYS ek yerleştirme tercihleri 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak.
YÖK’ün sitesinde yer alan duyuruda şunlar yer alıyor;
“2015-2016 öğretim yılı için merkezi yerleştirmede boş kalan ve yerleştirilen adayların kayıt yaptırmaması nedeniyle boşalan yükseköğretim programlarının kontenjanlarına, 2015-ÖSYS sonuçlarına göre ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacaktır.
Adaylar, 2015-ÖSYS Ek Yerleştirme tercihlerini 17-21 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapacaktır.
Ek yerleştirme neticesinde bir yükseköğretim programına yerleşen adayların kayıtları ise 31 Ağustos – 04 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacaktır.”
Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Ağustos 2015 11:34
Gösterim: 1033
Üniversite kayıtlarının başlaması ile birlikte on binlerce öğrenci, her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt telaşına düştü. Aileler için yurt seçiminde ‘güvenlik’ ön plana çıkarken, öğrenciler için yurdun sunduğu konforun yanı sıra, eğlence ve hobi alanları, lokasyon ve sunduğu diğer sosyal imkanlar öncelik haline geliyor.
Üniversite sınavlarının tamamlanması ve öğrencilerin okul kayıtlarına başlaması ile birlikte ‘yurt seçimi’ telaşı da başladı. Yurt seçiminde ailelerin ilk kriteri ‘güvenlik’ olurken, öğrenciler ise yurdun içindeki eğlence ve hobi alanlarına, arkadaş edinebilecekleri ortak alanlara ve lokasyona öncelik veriyor. Özel yurtlar, velilerin ve öğrencilerin dikkatini çekebilmek için binalarını, üstün teknolojili kamera ve güvenlik sistemleri, ortak alanlar, eğlence ve hobi alanları ile donatıyor. Bazı özel yurtlar da sinema salonu, kuaför, kuru temizleme, oda servisi, hatta havuz gibi imkanları bile öğrencileri için kullanıma sunuyor.
Yurt kalacak yer değil, yaşanacak yerdir
İstanbul’da Ortaköy, Florya ve Büyükçekmece’de üç ayrı öğrenci yurdu ile hizmet veren Republika Academic Aparts CEO’su Doğan Kaşıkçı, üniversite seçimi kadar, yurt seçiminin de çok önemli olduğunu belirterek, aile ve öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
• Yurt kalacak yer değildir, yaşanacak yerdir. Veliler çocuklarının mutlu ve başarılı bir yıl geçirmelerini istiyorlarsa mutlaka onların sadece yatmadan yatmaya geleceği bir yer değil, yaşayabileceği, sosyalleşebileceği bir ortam araştırmalılar.
• Öğrenciler, sosyal alanları geniş ve aktivitesi fazla olan yerlerde mutlu oluyor. Yurtta aradığı huzuru bulamayan öğrenciler vaktini dışarıda geçiriyor. Bu nedenle veliler ve öğrenciler gezip gördükleri yurtlarda sosyal alanlara özellikle bakmalılar.
• Reklamlar ve tanıtımlardaki vaatlerin gerçek olup olmadığına dikkat etmeliler.
• Yurtta daha önce kalmış öğrencilerle internet üzerinden konuşup görüş almalılar.
• Yurttaki kablosuz internetin hızından, her gün taze yemek çıkıp çıkmadığına kadar sorgulamalılar.
• Güvenlik sadece kartlı kapı ve kapıya güvenlik elemanı koymak değil, aynı zamanda kamera sistemleri, erken uyarı sistemleri gibi gelişmiş teknolojileri sağlayıp sağlayarak maksimuma çıkarılabiliyor.
• Yurdun lokasyonu öğrencinin akşamları veya geceleri rahatlıkla yürüyebileceği, kolaylıkla ulaşım aracı bulabileceği noktalarda olmalı. Ayrıca yurtların ana arterlere ücretsiz servisleri de muhakkak sorulması gereken konular arasında yer alıyor.
Birçok şehir ve ülkeden öğrenci geliyor
İstanbul’da özel ve kamu olmak üzere toplam 75 bin yatak kapasitesi olduğunu belirten Republika Academic Aparts CEO’su Doğan Kaşıkçı, İstanbul’da devlet yurtlarının yanı sıra irili ufaklı 500’ün üzerinde özel öğrenci yurtları bulunuyor. Birçok şehirden, hatta pek çok farklı ülkeden öğrenciler geliyor. İstanbul’da üç ayrı binada toplam 2500 yatak kapasiteli Republika Academic Aparts olarak bu yıl, şehir dışından en fazla talebi sırasıyla Bursa, İzmir, Ankara, Mersin, Gaziantep, Adana, Muğla, Kahramanmaraş ve Hatay’dan alıyoruz. Veliler devlet yurtlarına olduğu kadar özel yurtlara da talep gösteriyor. Biz de bu yıl şimdiden yüksek doluluk oranlarına ulaştık” diye konuştu.
Yurt yaşantısı eğitimin bir parçası
Öğrencilik yaşantısının en önemli ve keyifli bölümünün üniversite yılları olduğunu söyleyen Doğan Kaşıkçı, kendi öğrenciliğinde İstanbul’da yaşamasına rağmen yurtta kaldığını ifade ederek, “Yurtta kalmak, üniversite yaşantısının bir parçasıdır. Hatta eğitimin de devamıdır diye düşünüyorum. Yurtta edinilen arkadaşlıklar her zaman çok uzun süreler devam ediyor. Günümüzde yurtta kalmak çok daha keyifli. Sosyal alanları ve konfor şartları ile yurtta kalmak, evde kalmaktan çok daha cazip hale gelebiliyor” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite kayıtlarının başlaması ile birlikte on binlerce öğrenci, her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt telaşına düştü. Aileler için yurt seçiminde ‘güvenlik’ ön plana çıkarken, öğrenciler için yurdun sunduğu konforun yanı sıra, eğlence ve hobi alanları, lokasyon ve sunduğu diğer sosyal imkanlar öncelik haline geliyor.
Üniversite sınavlarının tamamlanması ve öğrencilerin okul kayıtlarına başlaması ile birlikte ‘yurt seçimi’ telaşı da başladı. Yurt seçiminde ailelerin ilk kriteri ‘güvenlik’ olurken, öğrenciler ise yurdun içindeki eğlence ve hobi alanlarına, arkadaş edinebilecekleri ortak alanlara ve lokasyona öncelik veriyor. Özel yurtlar, velilerin ve öğrencilerin dikkatini çekebilmek için binalarını, üstün teknolojili kamera ve güvenlik sistemleri, ortak alanlar, eğlence ve hobi alanları ile donatıyor. Bazı özel yurtlar da sinema salonu, kuaför, kuru temizleme, oda servisi, hatta havuz gibi imkanları bile öğrencileri için kullanıma sunuyor.
Yurt kalacak yer değil, yaşanacak yerdir
İstanbul’da Ortaköy, Florya ve Büyükçekmece’de üç ayrı öğrenci yurdu ile hizmet veren Republika Academic Aparts CEO’su Doğan Kaşıkçı, üniversite seçimi kadar, yurt seçiminin de çok önemli olduğunu belirterek, aile ve öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
• Yurt kalacak yer değildir, yaşanacak yerdir. Veliler çocuklarının mutlu ve başarılı bir yıl geçirmelerini istiyorlarsa mutlaka onların sadece yatmadan yatmaya geleceği bir yer değil, yaşayabileceği, sosyalleşebileceği bir ortam araştırmalılar.
• Öğrenciler, sosyal alanları geniş ve aktivitesi fazla olan yerlerde mutlu oluyor. Yurtta aradığı huzuru bulamayan öğrenciler vaktini dışarıda geçiriyor. Bu nedenle veliler ve öğrenciler gezip gördükleri yurtlarda sosyal alanlara özellikle bakmalılar.
• Reklamlar ve tanıtımlardaki vaatlerin gerçek olup olmadığına dikkat etmeliler.
• Yurtta daha önce kalmış öğrencilerle internet üzerinden konuşup görüş almalılar.
• Yurttaki kablosuz internetin hızından, her gün taze yemek çıkıp çıkmadığına kadar sorgulamalılar.
• Güvenlik sadece kartlı kapı ve kapıya güvenlik elemanı koymak değil, aynı zamanda kamera sistemleri, erken uyarı sistemleri gibi gelişmiş teknolojileri sağlayıp sağlayarak maksimuma çıkarılabiliyor.
• Yurdun lokasyonu öğrencinin akşamları veya geceleri rahatlıkla yürüyebileceği, kolaylıkla ulaşım aracı bulabileceği noktalarda olmalı. Ayrıca yurtların ana arterlere ücretsiz servisleri de muhakkak sorulması gereken konular arasında yer alıyor.
Birçok şehir ve ülkeden öğrenci geliyor
İstanbul’da özel ve kamu olmak üzere toplam 75 bin yatak kapasitesi olduğunu belirten Republika Academic Aparts CEO’su Doğan Kaşıkçı, İstanbul’da devlet yurtlarının yanı sıra irili ufaklı 500’ün üzerinde özel öğrenci yurtları bulunuyor. Birçok şehirden, hatta pek çok farklı ülkeden öğrenciler geliyor. İstanbul’da üç ayrı binada toplam 2500 yatak kapasiteli Republika Academic Aparts olarak bu yıl, şehir dışından en fazla talebi sırasıyla Bursa, İzmir, Ankara, Mersin, Gaziantep, Adana, Muğla, Kahramanmaraş ve Hatay’dan alıyoruz. Veliler devlet yurtlarına olduğu kadar özel yurtlara da talep gösteriyor. Biz de bu yıl şimdiden yüksek doluluk oranlarına ulaştık” diye konuştu.
Yurt yaşantısı eğitimin bir parçası
Öğrencilik yaşantısının en önemli ve keyifli bölümünün üniversite yılları olduğunu söyleyen Doğan Kaşıkçı, kendi öğrenciliğinde İstanbul’da yaşamasına rağmen yurtta kaldığını ifade ederek, “Yurtta kalmak, üniversite yaşantısının bir parçasıdır. Hatta eğitimin de devamıdır diye düşünüyorum. Yurtta edinilen arkadaşlıklar her zaman çok uzun süreler devam ediyor. Günümüzde yurtta kalmak çok daha keyifli. Sosyal alanları ve konfor şartları ile yurtta kalmak, evde kalmaktan çok daha cazip hale gelebiliyor” dedi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Ağustos 2015 14:45
Gösterim: 1201
CHP MYK koalisyon için Kemal Kılıçdaroğlu'na tam yetki verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP Merkez Yönetim Kurulu'nun, Türkiye'nin derin ve yakıcı sorunlarının çözümü amacıyla, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek, en az 4 yıl ufku olan, reform odaklı, yüksek profilli, geniş tabana dayanan bir koalisyon hükümeti kurulması yönünde iradesini ortaya koyarak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na tam yetki verdiğini bildirdi.
Merkez Yönetim Kurulu kurulacak hükümetin Türkiye’nin temel 5 sorun alanında çözüm odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Bu sorun alanlarını dış politika, ekonomi, yeni anayasa, eğitim ve toplumsal barış olarak sıraladı.
Bu başlıklardan eğitimle ilgili CHP’nin beklentisi şöyle ifade edildi: 21’inci yüzyılda hak ettiğimiz yeri almak, yüksek katma değerli ürünler üretebilmek, ekonomimizi güçlendirmek için eğitim sistemini yenilemek zorundayız. Türkiye’yi bilgi toplumuna taşımak için okullarla, bölümlerle, inançlarla uğraşan değil, eğitim sistemini bir bütün olarak ele alan, bilimselliğe ve başarıya odaklı bir anlayış gereklidir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP MYK koalisyon için Kemal Kılıçdaroğlu'na tam yetki verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP Merkez Yönetim Kurulu'nun, Türkiye'nin derin ve yakıcı sorunlarının çözümü amacıyla, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek, en az 4 yıl ufku olan, reform odaklı, yüksek profilli, geniş tabana dayanan bir koalisyon hükümeti kurulması yönünde iradesini ortaya koyarak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na tam yetki verdiğini bildirdi.
Merkez Yönetim Kurulu kurulacak hükümetin Türkiye’nin temel 5 sorun alanında çözüm odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Bu sorun alanlarını dış politika, ekonomi, yeni anayasa, eğitim ve toplumsal barış olarak sıraladı.
Bu başlıklardan eğitimle ilgili CHP’nin beklentisi şöyle ifade edildi: 21’inci yüzyılda hak ettiğimiz yeri almak, yüksek katma değerli ürünler üretebilmek, ekonomimizi güçlendirmek için eğitim sistemini yenilemek zorundayız. Türkiye’yi bilgi toplumuna taşımak için okullarla, bölümlerle, inançlarla uğraşan değil, eğitim sistemini bir bütün olarak ele alan, bilimselliğe ve başarıya odaklı bir anlayış gereklidir.
Son Güncelleme: Salı, 11 Ağustos 2015 18:19
Gösterim: 1195