Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

27 yıllık köklü birikim ve tecrübesini yeni okullar açarak Türkiye’nin tüm illerine taşımayı planlayan Sınav Eğitim Kurumları, büyükşehirlerde de birden çok kampüs ile yer alacak. Kurumun büyüme ajandasını Sınav Okulları Şube Geliştirme Koordinatörü Adem Çakır ile konuştuk.

adem_cakir_sinavSınav Eğitim Kurumları olarak gelecek döneme hangi yatırımlarla girmeyi planlıyorsunuz? Yeni okul planlarında ve büyüme ajandanızda neler var?
Sınav Eğitim Kurumları 27 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. Geçmişinden aldığı güç ile geleceğe yön veren ve sektöründe takip edilen bir kurumdur. Nitekim 2 yıl önce dershanelerin dönüşüm sürecine öncülük etmiş ve bu süreci en hızlı tamamlayan kurum olmuştur. Yeni dönemde ise Türkiye’deki 81 ilimizi ve birçok ilçemizi Sınav Koleji, Sınav Liseleri, Sınav Ortaokulları, Sınav İlkokulları ve Sınav Anaokulları kalitesi ile buluşturmayı planlıyoruz. Büyükşehirlerimizde ise birden çok Sınav Koleji kampüslerimiz ile eğitim sektörüne öncülük etmeye devam edeceğiz. Sonuç olarak Türkiye’nin her köşesine Sınav Koleji eğitim kalitesini götürmeyi hedefliyoruz.

Eğitim kalitesini artırmak için hangi alanlara nasıl yatırımlar gerçekleştiriyorsunuz?
Sınav Eğitim Kurumları olarak daha önceki süreçte, dershanecilikte göstermiş olduğumuz akademik başarıyı şimdi de okullarımızda artırarak devam ettiriyoruz. Artık bu akademik başarımızı yabancı dil eğitimi, sosyal-kültürel faaliyetler ve değerler eğitimiyle taçlandırıyoruz. Güncel öğretim programlarını baz alarak hazırladığımız yayınlarımızı hem teknolojik gelişmelere hem de değişen sınav sistemlerine göre her yıl güncelliyoruz. Okullarımızı ana sınıfından itibaren yeni çağın alfabesi olan kodlama dersleri ile zenginleştiriyoruz. İngilizce eğitiminde ise uyguladığımız “side to side” sitemiyle öğrencilerimizi çok kısa sürede “native speaker” düzeyinde İngilizce konuşur seviyeye getiriyoruz. Seçkin öğretmen kadromuzu, her yıl eğitimdeki teknolojik gelişmeler ve eğitim stratejimiz ile ilgili hizmet içi eğitimlere tabi tutuyoruz.

Öğretmenler, altyapı ve teknoloji yatırımlarında öncelikleriniz neler?
Sınav Okullarını en üst düzey teknolojiyle ve sporsal aktivite çeşitlerini arttıracak altyapıyla inşa ediyoruz. Daha sonra eğitimin mihenk taşı olan öğretmenlerimizi kadromuza dahil ederken ciddi elemelerden geçiriyoruz. Seçtiğimiz bu öğretmenlere eğitimler vererek öğretmenlerimizin dinamik, tam öğrenme sistemini uygulayan ve akademik başarının yanında öğrencinin kişisel gelişimini de önemseyen kişiler olmalarını sağlıyoruz. Sonuç olarak sorunuzda sormuş olduğunuz altyapı, teknoloji ve öğretmen yatırımlarının hiçbirini birbirinden ayırmadan yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

İYİ PLANLAMA VE DOĞRU SÜREÇ TAKİBİ
SINAVLARDA YÜKSEK BAŞARIYI GETİRİYOR
TEOG ve YGS-LYS sonuçlarını kurumunuz açısından değerlendirebilir misiniz?
Gerek TEOG gerekse YGS-LYS sınavları ulusal sınavlardır. Merkezî ulusal sınavların yapısını, içeriğini ve program kapsamını müfredat düzeyinde öğretim grubumuz, idare ve rehberlik birimimiz çok iyi biliyor. Rehberlik birimimiz öğrencilerin merkezî sınavlarda yaşadığı zorlukları iyi biliyor. Bu nedenle önce bir önceki yılın verileri çok iyi değerlendirilip planlama yapılıyor. Sonra yapılan planların uygulama sürecinde takip sistemi doğru işletiliyor. Çok iyi bir planlama ve doğru süreç takibi sonuçta yüksek başarıyı getiriyor.
Sınavın genel yapısı değerlendirilecek olursa öğrencilerimizin genelde hiç zorlanmadığını söyleyebilir ve yüzlerce öğrencimizin bu sınavlarda tam puan aldığını belirtebiliriz. Her yıl yüzde yüz başarı elde ediyoruz. Bunun da en önemli sebebi yıl içerisinde kazanımların çok iyi kavratılmasıdır. YGS ve LYS’lerdeki başarı oranı tüm puan türlerinde %98,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Sınav Eğitim Kurumlarında Tam Öğrenme Modeli ve KUARTET sistemi ile iyi bir öğretmen kadrosunun oluşturulması başarıyı kaçınılmaz kılıyor. Sonuç olarak Sınav Eğitim Kurumlarının eğitim ve öğretim sistemi ile bu sistemin iyi işletilmesi kitlesel başarıyı kaçınılmaz hâle getiriyor.

REHBERLİK VE MENTÖRLÜK UYGULAMALARI ÖĞRENCİYİ DİNAMİK TUTUYOR
TEOG ve YGS-LYS sınavlarına nasıl bir hazırlık dönemi geçiriyorsunuz? Bu konuda öncelikleriniz nelerdir? Sınav hazırlıkları, çalışmalarınız içinde nasıl bir yer tutuyor?
Sadece sınavlara hazırlık odaklı bir eğitim-öğretim yapmıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı öğretim programlarına bağlı kalarak uygulanan sarmal sistemi KUARTET ile birleştirdiğimizde tam öğrenme gerçekleşiyor. Öğrenciler dersi derste iyi öğreniyor. Dersler laboratuvar ve bilim uygulamalarıyla desteklenerek ezbercilikten uzak bir uygulama yaptığımız için öğrenciler sıkılmadan, öğrenmekten keyif alarak çalışıyor ve hâliyle de ulusal sınavlarda başarılı oluyorlar. Eğitim sürecinde öğrencilerin öğrenme süreçleri yakından takip ediliyor. Gerek rehberlik gerekse de mentörlük uygulamaları öğrenciyi dinamik tutuyor. Öğrenci başarısı sadece öğrencinin ders çalışması ile olanaklı olamaz. Öğreten ve öğrenmeyi destekleyen sistem ve ekip de güçlü olunca kartal her zaman yüksek uçuyor.

Sınavların öğrenciler ve kurum üzerindeki etkileri nelerdir?
Kurumlarımızdaki öğrencilerimiz sınavlarda hiç zorlanmazlar. Balığın sudan, denizden korkması ve zorlanması düşünülemeyeceği gibi Sınav Eğitim Kurumlarındaki bir öğrenci de sınavlardan korkmaz, çünkü biz Sınavız. Sınavdaki bir öğrenci dünyadaki hiçbir sınavdan korkmaz. Sınavda öğrenciler önce sınav korkusunu yenerler, onu zihinlerinde sınav olmaktan çıkarırlar. Sonra öğrenmeye odaklanırlar.

Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşıyorlar?
Sınav Eğitim Kurumlarında öğrenciye çok iyi bir eğitim ve vizyon verildiğinden bizim öğrencilerimiz LYS sonucunda Türkiye’nin en iyi üniversitelerine giriyorlar ve buradan da lisansüstü eğitimi için yurt dışından iyi üniversitelere kabul ediliyorlar. Bizim için başarı bir defalık değildir. Okullarımızda öğrenciler başarılı olmanın yollarını iyi öğrendiklerinden okulda, hayatta ve iş dünyasında da başarılı oluyorlar.

Adem Çakır?
16 yıl önce başlamış olduğum eğitim sektöründeki serüvenime son 12 yıldır Sınav ailesinde devam etmekteyim. ODTÜ matematik ve fizik bölümleri mezunu olarak matematik öğretmenliği, matematik zümre başkanlığı, müdür yardımcılığı ve müdürlük görevlerinde bulundum. Son bir yıldır ise Sınav Okulları şube geliştirme koordinatörlüğü görevini ifa etmekteyim. Sınav kalitesinin üç unsurundan (THE OKUL: Takip, Hakkaniyet ve Empati) biri olan empati kurma özelliğini en iyi şekilde yaşamak adına, öğrencilerin beklentilerini öğrenmek ve başarıya giden yolları kendilerinden dinlemek için öğrencilik hayatımı sürekli devam ettirdim. Şu anda da üçüncü üniversite olarak Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrencilik hayatıma devam etmekteyim

> Sınav Koleji kapsama alanını 81 ile yayacak

27 yıllık köklü birikim ve tecrübesini yeni okullar açarak Türkiye’nin tüm illerine taşımayı planlayan Sınav Eğitim Kurumları, büyükşehirlerde de birden çok kampüs ile yer alacak. Kurumun büyüme ajandasını Sınav Okulları Şube Geliştirme Koordinatörü Adem Çakır ile konuştuk.

adem_cakir_sinavSınav Eğitim Kurumları olarak gelecek döneme hangi yatırımlarla girmeyi planlıyorsunuz? Yeni okul planlarında ve büyüme ajandanızda neler var?
Sınav Eğitim Kurumları 27 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. Geçmişinden aldığı güç ile geleceğe yön veren ve sektöründe takip edilen bir kurumdur. Nitekim 2 yıl önce dershanelerin dönüşüm sürecine öncülük etmiş ve bu süreci en hızlı tamamlayan kurum olmuştur. Yeni dönemde ise Türkiye’deki 81 ilimizi ve birçok ilçemizi Sınav Koleji, Sınav Liseleri, Sınav Ortaokulları, Sınav İlkokulları ve Sınav Anaokulları kalitesi ile buluşturmayı planlıyoruz. Büyükşehirlerimizde ise birden çok Sınav Koleji kampüslerimiz ile eğitim sektörüne öncülük etmeye devam edeceğiz. Sonuç olarak Türkiye’nin her köşesine Sınav Koleji eğitim kalitesini götürmeyi hedefliyoruz.

Eğitim kalitesini artırmak için hangi alanlara nasıl yatırımlar gerçekleştiriyorsunuz?
Sınav Eğitim Kurumları olarak daha önceki süreçte, dershanecilikte göstermiş olduğumuz akademik başarıyı şimdi de okullarımızda artırarak devam ettiriyoruz. Artık bu akademik başarımızı yabancı dil eğitimi, sosyal-kültürel faaliyetler ve değerler eğitimiyle taçlandırıyoruz. Güncel öğretim programlarını baz alarak hazırladığımız yayınlarımızı hem teknolojik gelişmelere hem de değişen sınav sistemlerine göre her yıl güncelliyoruz. Okullarımızı ana sınıfından itibaren yeni çağın alfabesi olan kodlama dersleri ile zenginleştiriyoruz. İngilizce eğitiminde ise uyguladığımız “side to side” sitemiyle öğrencilerimizi çok kısa sürede “native speaker” düzeyinde İngilizce konuşur seviyeye getiriyoruz. Seçkin öğretmen kadromuzu, her yıl eğitimdeki teknolojik gelişmeler ve eğitim stratejimiz ile ilgili hizmet içi eğitimlere tabi tutuyoruz.

Öğretmenler, altyapı ve teknoloji yatırımlarında öncelikleriniz neler?
Sınav Okullarını en üst düzey teknolojiyle ve sporsal aktivite çeşitlerini arttıracak altyapıyla inşa ediyoruz. Daha sonra eğitimin mihenk taşı olan öğretmenlerimizi kadromuza dahil ederken ciddi elemelerden geçiriyoruz. Seçtiğimiz bu öğretmenlere eğitimler vererek öğretmenlerimizin dinamik, tam öğrenme sistemini uygulayan ve akademik başarının yanında öğrencinin kişisel gelişimini de önemseyen kişiler olmalarını sağlıyoruz. Sonuç olarak sorunuzda sormuş olduğunuz altyapı, teknoloji ve öğretmen yatırımlarının hiçbirini birbirinden ayırmadan yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

İYİ PLANLAMA VE DOĞRU SÜREÇ TAKİBİ
SINAVLARDA YÜKSEK BAŞARIYI GETİRİYOR
TEOG ve YGS-LYS sonuçlarını kurumunuz açısından değerlendirebilir misiniz?
Gerek TEOG gerekse YGS-LYS sınavları ulusal sınavlardır. Merkezî ulusal sınavların yapısını, içeriğini ve program kapsamını müfredat düzeyinde öğretim grubumuz, idare ve rehberlik birimimiz çok iyi biliyor. Rehberlik birimimiz öğrencilerin merkezî sınavlarda yaşadığı zorlukları iyi biliyor. Bu nedenle önce bir önceki yılın verileri çok iyi değerlendirilip planlama yapılıyor. Sonra yapılan planların uygulama sürecinde takip sistemi doğru işletiliyor. Çok iyi bir planlama ve doğru süreç takibi sonuçta yüksek başarıyı getiriyor.
Sınavın genel yapısı değerlendirilecek olursa öğrencilerimizin genelde hiç zorlanmadığını söyleyebilir ve yüzlerce öğrencimizin bu sınavlarda tam puan aldığını belirtebiliriz. Her yıl yüzde yüz başarı elde ediyoruz. Bunun da en önemli sebebi yıl içerisinde kazanımların çok iyi kavratılmasıdır. YGS ve LYS’lerdeki başarı oranı tüm puan türlerinde %98,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Sınav Eğitim Kurumlarında Tam Öğrenme Modeli ve KUARTET sistemi ile iyi bir öğretmen kadrosunun oluşturulması başarıyı kaçınılmaz kılıyor. Sonuç olarak Sınav Eğitim Kurumlarının eğitim ve öğretim sistemi ile bu sistemin iyi işletilmesi kitlesel başarıyı kaçınılmaz hâle getiriyor.

REHBERLİK VE MENTÖRLÜK UYGULAMALARI ÖĞRENCİYİ DİNAMİK TUTUYOR
TEOG ve YGS-LYS sınavlarına nasıl bir hazırlık dönemi geçiriyorsunuz? Bu konuda öncelikleriniz nelerdir? Sınav hazırlıkları, çalışmalarınız içinde nasıl bir yer tutuyor?
Sadece sınavlara hazırlık odaklı bir eğitim-öğretim yapmıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı öğretim programlarına bağlı kalarak uygulanan sarmal sistemi KUARTET ile birleştirdiğimizde tam öğrenme gerçekleşiyor. Öğrenciler dersi derste iyi öğreniyor. Dersler laboratuvar ve bilim uygulamalarıyla desteklenerek ezbercilikten uzak bir uygulama yaptığımız için öğrenciler sıkılmadan, öğrenmekten keyif alarak çalışıyor ve hâliyle de ulusal sınavlarda başarılı oluyorlar. Eğitim sürecinde öğrencilerin öğrenme süreçleri yakından takip ediliyor. Gerek rehberlik gerekse de mentörlük uygulamaları öğrenciyi dinamik tutuyor. Öğrenci başarısı sadece öğrencinin ders çalışması ile olanaklı olamaz. Öğreten ve öğrenmeyi destekleyen sistem ve ekip de güçlü olunca kartal her zaman yüksek uçuyor.

Sınavların öğrenciler ve kurum üzerindeki etkileri nelerdir?
Kurumlarımızdaki öğrencilerimiz sınavlarda hiç zorlanmazlar. Balığın sudan, denizden korkması ve zorlanması düşünülemeyeceği gibi Sınav Eğitim Kurumlarındaki bir öğrenci de sınavlardan korkmaz, çünkü biz Sınavız. Sınavdaki bir öğrenci dünyadaki hiçbir sınavdan korkmaz. Sınavda öğrenciler önce sınav korkusunu yenerler, onu zihinlerinde sınav olmaktan çıkarırlar. Sonra öğrenmeye odaklanırlar.

Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşıyorlar?
Sınav Eğitim Kurumlarında öğrenciye çok iyi bir eğitim ve vizyon verildiğinden bizim öğrencilerimiz LYS sonucunda Türkiye’nin en iyi üniversitelerine giriyorlar ve buradan da lisansüstü eğitimi için yurt dışından iyi üniversitelere kabul ediliyorlar. Bizim için başarı bir defalık değildir. Okullarımızda öğrenciler başarılı olmanın yollarını iyi öğrendiklerinden okulda, hayatta ve iş dünyasında da başarılı oluyorlar.

Adem Çakır?
16 yıl önce başlamış olduğum eğitim sektöründeki serüvenime son 12 yıldır Sınav ailesinde devam etmekteyim. ODTÜ matematik ve fizik bölümleri mezunu olarak matematik öğretmenliği, matematik zümre başkanlığı, müdür yardımcılığı ve müdürlük görevlerinde bulundum. Son bir yıldır ise Sınav Okulları şube geliştirme koordinatörlüğü görevini ifa etmekteyim. Sınav kalitesinin üç unsurundan (THE OKUL: Takip, Hakkaniyet ve Empati) biri olan empati kurma özelliğini en iyi şekilde yaşamak adına, öğrencilerin beklentilerini öğrenmek ve başarıya giden yolları kendilerinden dinlemek için öğrencilik hayatımı sürekli devam ettirdim. Şu anda da üçüncü üniversite olarak Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrencilik hayatıma devam etmekteyim

Son Güncelleme: Perşembe, 17 Ağustos 2017 17:06

Gösterim: 3532

AREL Koleji gerçekleştirdiği uluslararası çalışmalarla Uluslararası Kalite Ödülü almaya hak kazandı. Avrupa Birliği Merkezi tarafından yapılan törende okul müdürlerine okulları adına uluslararası kalite ödülü verildi.

arel_kaliteAREL Koleji 7. sınıf öğrencileri Avrupa’da okulların işbirliği içinde projeler geliştirmesine ve fikir alışverişinde bulunmalarına olanak sağlayan e-twinning platfomu üzerinden İsveç’te bulunan bir okulla “Sınırlar Ötesi Kültürler” adında ortak bir proje yürüttüler. Amacı öğrencilerin birbirlerinin kültürlerini daha yakından tanımaları ve yabancı dil becerilerini geliştirmelerine olanak sağlamak olan projede öğrenciler hem İsveç’i daha yakından tanıma fırsatı buldular hem de yeni arkadaşlıklar kurarak yabancı dil becerilerini geliştirdiler. E-twinning Merkezi Destek Servisi tarafından başarılı projelerden biri olarak seçilen proje Avrupa ve Türkiye'de değerlendirmeye alınarak e-twinning uluslararası kalite ödülünü kazandı. Bu ay gerçekleştirilen ödül töreninde kalite ödülü okul yöneticilerine verildi.
E-TWİNNİNG
E-Twinning Avrupa'daki okulların iletişim kurarak ortak projeler geliştirmelerine olanak sağlayan bir platformdur.

> AREL Koleji Uluslararası Kalite Ödülü aldı

AREL Koleji gerçekleştirdiği uluslararası çalışmalarla Uluslararası Kalite Ödülü almaya hak kazandı. Avrupa Birliği Merkezi tarafından yapılan törende okul müdürlerine okulları adına uluslararası kalite ödülü verildi.

arel_kaliteAREL Koleji 7. sınıf öğrencileri Avrupa’da okulların işbirliği içinde projeler geliştirmesine ve fikir alışverişinde bulunmalarına olanak sağlayan e-twinning platfomu üzerinden İsveç’te bulunan bir okulla “Sınırlar Ötesi Kültürler” adında ortak bir proje yürüttüler. Amacı öğrencilerin birbirlerinin kültürlerini daha yakından tanımaları ve yabancı dil becerilerini geliştirmelerine olanak sağlamak olan projede öğrenciler hem İsveç’i daha yakından tanıma fırsatı buldular hem de yeni arkadaşlıklar kurarak yabancı dil becerilerini geliştirdiler. E-twinning Merkezi Destek Servisi tarafından başarılı projelerden biri olarak seçilen proje Avrupa ve Türkiye'de değerlendirmeye alınarak e-twinning uluslararası kalite ödülünü kazandı. Bu ay gerçekleştirilen ödül töreninde kalite ödülü okul yöneticilerine verildi.
E-TWİNNİNG
E-Twinning Avrupa'daki okulların iletişim kurarak ortak projeler geliştirmelerine olanak sağlayan bir platformdur.

Son Güncelleme: Cuma, 23 Haziran 2017 13:53

Gösterim: 2070

Türkiye’de “ilk” denilebilecek müfredat ve yaklaşımlarla eğitim sektöründe rol model olmak istediklerini belirten KAYI Okulları CEO’su Deniz Demirtaş, okulun eğitim anlayışını şu sözlerle ifade ediyor: “Reggio Emilia Yaklaşımının pedagojik bakış açısını oluşturan Loris Malaguzzi'nin “Çocuğun 100 Dili” ifadesi kurumumuzda anaokulundan yüksek öğrenime kadar benimsediğimiz eğitim anlayışımızın temelini oluşturuyor.” Klasik eğitim metotlarının dışında olduklarını belirten Demirtaş ile KAYI Okulları’nı konuştuk.

deniz_demirtas_kayi_okullariKAYI Okulları’nın kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz? Şirket profiliniz nedir, ortaklık yapısı nasıl? Neden okul yatırımı?
İstanbul’un çeşitli yerlerinde konut, ticari alan geliştiren ve iki kuşaktır inşaat sektörünün içerisinde yer alan, aynı zamanda madencilik ve turizm alanlarında da faaliyet gösteren Mustafa Onur Aydın, Matematik Öğretmeni kardeşi Merve Aydın’ın desteğiyle babalarının hayalini gerçekleştirmek üzere 2016 yılında Çekmeköy Ömerli’de 34 dönüm üzerine KAYI Okulları’nı kurdu. Eğitim sektöründeki yatırımları ile toplumumuza artı değer katacak bireylerin yetiştirilmesi, Türkiye’de “ilk” denilebilecek müfredat ve yaklaşımlarla eğitim sektöründe rol model olmak istiyoruz.
kayi_okullari_1

5 YILDA 100 MİLYON DOLARLIK YATIRIM PLANI
Şu anda kaç tane okulunuz var ve yeni okul açacak mısınız? Büyüme modeliniz içerisinde franchising vermeyi düşünüyor musunuz?
Şu anda sadece Çekmeköy Ömerli’de okulumuz var. Kendi bünyemizdeki okul sayısını arttırarak büyümeyi düşünüyoruz. Öncelikli hedefimiz kurduğumuz eğitim modelinin tam olarak yerleşmesi. İlk etapta kendi bölgemizde büyük bir anaokulu ve lise, daha sonra Avrupa yakasında büyük bir kampüs, sonrasında ise başkent Ankara’da bir kampüs açma planlarımız bulunuyor. 5 yılda 100 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Bu sürecin ardından franchising düşünebiliriz. Programlarımızı kullanma hakkı vermeyi de düşünüyoruz.

kayi_okullari_1KLASİK EĞİTİM METOTLARINA İNANMIYORUZ
Sizi diğer okullardan ayıran özellikleriniz nelerdir?
Okulumuzun kurucuları, KAYI Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Onur Aydın, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Merve Aydın ve şahsım adına söylemek isterim ki bizler klasik eğitim metotlarına inanmıyoruz. İnsan da ağaç, taş, kedi, yaprak gibi doğanın bir parçası. Günümüz şehirleri adeta beton kafesler gibi, çocuklarımızsa bu kafeslere hapsolmuş ve doğadan uzaklaşmış durumda. Oysa doğa, insanı rehabilite ediyor, bize bu dünyaya ait olduğumuzu hissettiriyor. Doğanın içinde yaşama ve öğrenme fırsatı bulan çocuklar, insanlara ve çevresindeki her şeye saygıyla ve sevgiyle yaklaşabiliyor. Anaokulundan yüksek öğrenime tüm KAYI Okulları öğrencilerine ilk önce doğa bilincini aşılıyor, onlarda insanların doğanın bir parçası olduğu algısını geliştiriyoruz. Planlanmış bir süreç çerçevesinde ormanda koşarak, dokunarak, görerek, koklayarak, hissederek, keşfederek öğrenen çocuklar yetiştiriyoruz. Çocuksunuz ve meşe palamudundan parfüm yapıyorsunuz. Ne müthiş bir deneyim ve öğrenme zenginliği… KAYI Okullarında çocuğun kendini ifade etmede 100’den fazla dili var. Reggio Emilia Yaklaşımının pedagojik bakış açısını oluşturan Loris Malaguzzi'nin “Çocuğun 100 Dili” ifadesi kurumumuzda anaokulundan yüksek öğrenime kadar benimsediğimiz eğitim anlayışımızın temelini oluşturuyor. Çocuklarımız kendini ifade etmekte 100'den fazla dili kullanarak projeler, atölyeler ve sanat çalışmaları ile yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarıyorlar. Okul ortamında kendilerini, yeteneklerini keşfeden öğrencilerimiz, seslerini duyurmak için birçok seçenek olduğunun farkına vararak üretmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

ECAS eğitim modelini kısaca nasıl ifade edersiniz? Ne gibi artılar getirdiğini düşünüyorsunuz?
Öncelikle çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerinin önünü açıyoruz. Bunu yaşayabilen her çocuk için, çok büyük bir şans bu. Her açıdan donanımlı, her bakımdan sağlıklı, hobiler geliştirmiş, kişisel gelişimini yönelimleri ve seçimleri doğrultusunda zevkle şekillendirmiş, mutlu ve başarılı bir yetişkinlik yaşamını hedefleyen programlar ECAS programları. Biz KAYI Okullarında akademik ve sosyal öğrenmeleri, aynı bütünün ayrılmaz parçaları olarak kabul ediyoruz. İlkokul, ortaokul ve lise seviyesinde uygulanan ECAS programları aslında kişinin bütünsel gelişimini sağlamayı hedefleyen bir yapı. Gelişimin önemli bir kanadını oluşturan sanat ve sporda ileri yeterlilik çalışmaları, kulüpler ve özgün derslerimiz, uluslararası nitelikli çevre okuryazarlığı, sürdürülebilirlik, bilişim teknolojisi okuryazarlığı programlarımız, değerler eğitimi, sağlık ve beslenme eğitimi, yaşam becerileri eğitimi gibi programlarımız ECAS sistemi içerisinde yer alıyor. Öğrencilerimizin akademik gelişimlerine paralel olarak kişisel ve sosyal gelişimleri açısından ilerleme kaydetmelerini, sosyal hayatta da başarılı bireyler olmalarını sağlamak önceliklerimizi oluşturuyor. Kendini tanıyan ve doğru ifade eden, özgüveni gelişmiş, insanların gereksinimlerine ve duygularına karşı duyarlı, anadilini, yabancı dilini, hatta ikinci yapancı dilini etkin bir şekilde kullanabilen, iyi iletişim kurabilen, açık fikirli, sorgulayan, analitik ve eleştirel düşünce becerilerine sahip, özgün ürünler ortaya çıkarabilen, çevreye duyarlı ve çevreyi koruma bilincine sahip, sporu ve sanatı, yaşamının vazgeçilmez parçaları olarak benimsemiş bireyler yetiştiriyoruz.

ÖĞRENCİLERİMİZ DOĞA İÇİNDE YAŞAYARAK ÖĞRENİYOR
Sizce öğrencilerin günün büyük bir bölümünü geçirdikleri okul ortamının hangi özellikleri taşıması gerekiyor?
Öğrenciler günlerinin yaklaşık 8 saatini okulda geçiriyorlar, bu nedenle okul ortamının sağlıklı ve güvenli olması öncelik taşıyor. Sınıfların kalabalık olmaması, “akıllı sınıf” özelliği taşıyan, ferah ve konforlu dersliklerin tasarlanmış olması, deney ve gözlem imkanı sağlayan laboratuarların bulunması, farklı deneyimler kazanacağı atölyelerin bulunması, öğrencilerin sosyal özelliklerini geliştirebileceği sanat ve spor alanlarının olması iyi bir eğitim için önemli. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri fırsatlar sunan, ilgi çekici, merak ve heyecan uyandıran çalışma ortamları okullardaki eğitim kalitesini de arttırıyor. Bizler KAYI Okulları olarak tüm bu imkanları öğrencilerimize sağlarken, yerleşkemizin konumu ile öğrencilerimzie doğa içinde daha fazla yaşama ve öğrenme fırsatı sunuyoruz.

Lisenize kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri TEOG Sınavı sonucuna göre mi alıyorsunuz?
İlkokul üçüncü sınıf itibarıyla tüm kayıt yaptırmak isteyen öğrencilere giriş sınavı uyguluyoruz. Uygulanan bu sınav sonrasında ise rehber öğretmenler tarafından yapılan mülakatlarla yeni dönem öğrenci kayıtlarımızı tamamlıyoruz. Okulumuza çok yoğun bir talep var. Karşılaştığımız bu talep karşısında başlattığımız erken kayıt ayrıcalıklarını Haziran sonuna kadar devam ettiriyoruz ve bu dönemde kayıt yaptıracak adaylarımıza yüzde 20 oranında indirim uyguluyoruz. Ayrıca akademik yetenek burslarının yanı sıra spor ve sanat alanlarında kendilerini geliştirmiş ve başarılar elde etmiş öğrenciler ön değerlendirmeden geçtikten sonra kurumumuzdan farklı oranlarda burs almaya hak kazanabiliyorlar.

“Önemli bir noktanın ve bir ilkin altını çizmek istiyorum: KAYI Anaokulu, İlkokul 1. ve 2. sınıfta eğitim alan öğrencilerimize yeni bir yabancı dil olarak Türk İşaret Dili ve analitik düşünme becerisini geliştiren kodlama eğitimini zorunlu olarak veriyoruz.”

> KAYI Okulları eğitimde ‘rol model’ olmak için yola çıktı

Türkiye’de “ilk” denilebilecek müfredat ve yaklaşımlarla eğitim sektöründe rol model olmak istediklerini belirten KAYI Okulları CEO’su Deniz Demirtaş, okulun eğitim anlayışını şu sözlerle ifade ediyor: “Reggio Emilia Yaklaşımının pedagojik bakış açısını oluşturan Loris Malaguzzi'nin “Çocuğun 100 Dili” ifadesi kurumumuzda anaokulundan yüksek öğrenime kadar benimsediğimiz eğitim anlayışımızın temelini oluşturuyor.” Klasik eğitim metotlarının dışında olduklarını belirten Demirtaş ile KAYI Okulları’nı konuştuk.

deniz_demirtas_kayi_okullariKAYI Okulları’nın kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz? Şirket profiliniz nedir, ortaklık yapısı nasıl? Neden okul yatırımı?
İstanbul’un çeşitli yerlerinde konut, ticari alan geliştiren ve iki kuşaktır inşaat sektörünün içerisinde yer alan, aynı zamanda madencilik ve turizm alanlarında da faaliyet gösteren Mustafa Onur Aydın, Matematik Öğretmeni kardeşi Merve Aydın’ın desteğiyle babalarının hayalini gerçekleştirmek üzere 2016 yılında Çekmeköy Ömerli’de 34 dönüm üzerine KAYI Okulları’nı kurdu. Eğitim sektöründeki yatırımları ile toplumumuza artı değer katacak bireylerin yetiştirilmesi, Türkiye’de “ilk” denilebilecek müfredat ve yaklaşımlarla eğitim sektöründe rol model olmak istiyoruz.
kayi_okullari_1

5 YILDA 100 MİLYON DOLARLIK YATIRIM PLANI
Şu anda kaç tane okulunuz var ve yeni okul açacak mısınız? Büyüme modeliniz içerisinde franchising vermeyi düşünüyor musunuz?
Şu anda sadece Çekmeköy Ömerli’de okulumuz var. Kendi bünyemizdeki okul sayısını arttırarak büyümeyi düşünüyoruz. Öncelikli hedefimiz kurduğumuz eğitim modelinin tam olarak yerleşmesi. İlk etapta kendi bölgemizde büyük bir anaokulu ve lise, daha sonra Avrupa yakasında büyük bir kampüs, sonrasında ise başkent Ankara’da bir kampüs açma planlarımız bulunuyor. 5 yılda 100 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Bu sürecin ardından franchising düşünebiliriz. Programlarımızı kullanma hakkı vermeyi de düşünüyoruz.

kayi_okullari_1KLASİK EĞİTİM METOTLARINA İNANMIYORUZ
Sizi diğer okullardan ayıran özellikleriniz nelerdir?
Okulumuzun kurucuları, KAYI Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Onur Aydın, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Merve Aydın ve şahsım adına söylemek isterim ki bizler klasik eğitim metotlarına inanmıyoruz. İnsan da ağaç, taş, kedi, yaprak gibi doğanın bir parçası. Günümüz şehirleri adeta beton kafesler gibi, çocuklarımızsa bu kafeslere hapsolmuş ve doğadan uzaklaşmış durumda. Oysa doğa, insanı rehabilite ediyor, bize bu dünyaya ait olduğumuzu hissettiriyor. Doğanın içinde yaşama ve öğrenme fırsatı bulan çocuklar, insanlara ve çevresindeki her şeye saygıyla ve sevgiyle yaklaşabiliyor. Anaokulundan yüksek öğrenime tüm KAYI Okulları öğrencilerine ilk önce doğa bilincini aşılıyor, onlarda insanların doğanın bir parçası olduğu algısını geliştiriyoruz. Planlanmış bir süreç çerçevesinde ormanda koşarak, dokunarak, görerek, koklayarak, hissederek, keşfederek öğrenen çocuklar yetiştiriyoruz. Çocuksunuz ve meşe palamudundan parfüm yapıyorsunuz. Ne müthiş bir deneyim ve öğrenme zenginliği… KAYI Okullarında çocuğun kendini ifade etmede 100’den fazla dili var. Reggio Emilia Yaklaşımının pedagojik bakış açısını oluşturan Loris Malaguzzi'nin “Çocuğun 100 Dili” ifadesi kurumumuzda anaokulundan yüksek öğrenime kadar benimsediğimiz eğitim anlayışımızın temelini oluşturuyor. Çocuklarımız kendini ifade etmekte 100'den fazla dili kullanarak projeler, atölyeler ve sanat çalışmaları ile yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarıyorlar. Okul ortamında kendilerini, yeteneklerini keşfeden öğrencilerimiz, seslerini duyurmak için birçok seçenek olduğunun farkına vararak üretmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

ECAS eğitim modelini kısaca nasıl ifade edersiniz? Ne gibi artılar getirdiğini düşünüyorsunuz?
Öncelikle çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerinin önünü açıyoruz. Bunu yaşayabilen her çocuk için, çok büyük bir şans bu. Her açıdan donanımlı, her bakımdan sağlıklı, hobiler geliştirmiş, kişisel gelişimini yönelimleri ve seçimleri doğrultusunda zevkle şekillendirmiş, mutlu ve başarılı bir yetişkinlik yaşamını hedefleyen programlar ECAS programları. Biz KAYI Okullarında akademik ve sosyal öğrenmeleri, aynı bütünün ayrılmaz parçaları olarak kabul ediyoruz. İlkokul, ortaokul ve lise seviyesinde uygulanan ECAS programları aslında kişinin bütünsel gelişimini sağlamayı hedefleyen bir yapı. Gelişimin önemli bir kanadını oluşturan sanat ve sporda ileri yeterlilik çalışmaları, kulüpler ve özgün derslerimiz, uluslararası nitelikli çevre okuryazarlığı, sürdürülebilirlik, bilişim teknolojisi okuryazarlığı programlarımız, değerler eğitimi, sağlık ve beslenme eğitimi, yaşam becerileri eğitimi gibi programlarımız ECAS sistemi içerisinde yer alıyor. Öğrencilerimizin akademik gelişimlerine paralel olarak kişisel ve sosyal gelişimleri açısından ilerleme kaydetmelerini, sosyal hayatta da başarılı bireyler olmalarını sağlamak önceliklerimizi oluşturuyor. Kendini tanıyan ve doğru ifade eden, özgüveni gelişmiş, insanların gereksinimlerine ve duygularına karşı duyarlı, anadilini, yabancı dilini, hatta ikinci yapancı dilini etkin bir şekilde kullanabilen, iyi iletişim kurabilen, açık fikirli, sorgulayan, analitik ve eleştirel düşünce becerilerine sahip, özgün ürünler ortaya çıkarabilen, çevreye duyarlı ve çevreyi koruma bilincine sahip, sporu ve sanatı, yaşamının vazgeçilmez parçaları olarak benimsemiş bireyler yetiştiriyoruz.

ÖĞRENCİLERİMİZ DOĞA İÇİNDE YAŞAYARAK ÖĞRENİYOR
Sizce öğrencilerin günün büyük bir bölümünü geçirdikleri okul ortamının hangi özellikleri taşıması gerekiyor?
Öğrenciler günlerinin yaklaşık 8 saatini okulda geçiriyorlar, bu nedenle okul ortamının sağlıklı ve güvenli olması öncelik taşıyor. Sınıfların kalabalık olmaması, “akıllı sınıf” özelliği taşıyan, ferah ve konforlu dersliklerin tasarlanmış olması, deney ve gözlem imkanı sağlayan laboratuarların bulunması, farklı deneyimler kazanacağı atölyelerin bulunması, öğrencilerin sosyal özelliklerini geliştirebileceği sanat ve spor alanlarının olması iyi bir eğitim için önemli. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri fırsatlar sunan, ilgi çekici, merak ve heyecan uyandıran çalışma ortamları okullardaki eğitim kalitesini de arttırıyor. Bizler KAYI Okulları olarak tüm bu imkanları öğrencilerimize sağlarken, yerleşkemizin konumu ile öğrencilerimzie doğa içinde daha fazla yaşama ve öğrenme fırsatı sunuyoruz.

Lisenize kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri TEOG Sınavı sonucuna göre mi alıyorsunuz?
İlkokul üçüncü sınıf itibarıyla tüm kayıt yaptırmak isteyen öğrencilere giriş sınavı uyguluyoruz. Uygulanan bu sınav sonrasında ise rehber öğretmenler tarafından yapılan mülakatlarla yeni dönem öğrenci kayıtlarımızı tamamlıyoruz. Okulumuza çok yoğun bir talep var. Karşılaştığımız bu talep karşısında başlattığımız erken kayıt ayrıcalıklarını Haziran sonuna kadar devam ettiriyoruz ve bu dönemde kayıt yaptıracak adaylarımıza yüzde 20 oranında indirim uyguluyoruz. Ayrıca akademik yetenek burslarının yanı sıra spor ve sanat alanlarında kendilerini geliştirmiş ve başarılar elde etmiş öğrenciler ön değerlendirmeden geçtikten sonra kurumumuzdan farklı oranlarda burs almaya hak kazanabiliyorlar.

“Önemli bir noktanın ve bir ilkin altını çizmek istiyorum: KAYI Anaokulu, İlkokul 1. ve 2. sınıfta eğitim alan öğrencilerimize yeni bir yabancı dil olarak Türk İşaret Dili ve analitik düşünme becerisini geliştiren kodlama eğitimini zorunlu olarak veriyoruz.”

Son Güncelleme: Salı, 20 Haziran 2017 13:07

Gösterim: 2514

6 kampüste eğitim – öğretim faaliyetlerini sürdüren ÇİZGİ Kolejleri, eğitim kalitesini yükseltmek için yatırımlarına devam ederken yeni okullarla büyüme hedefini 2018-2019 sezonunda gerçekleştirmeyi planlıyor. Fin Eğitim Sistemi’nin Köy Enstitüleri ile benzerlikler taşıdığını belirten ÇİZGİ Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, Finlandiya’ya gerçekleştirdiği eğitim gezisinde yaptıkları anlaşmalarla bu sitemi okullarında uygulamaya başlayacaklarını söyledi.

ulas_veliogluÇİZGİ Kolejleri’nin kuruluşundan bu güne geldiği nokta hakkında bilgi verebilir misiniz?
ÇİZGİ Kolejleri; Nitelikli, yepyeni bir gelecek vaat eden gençler yetiştirmeyi ilke edinerek kuruldu. 16 yıllık bilgi, birikim ve deneyimlerini halen Anaokulu-İlkokul-Ortaokul-Anadolu lisesi ve Sağlık Meslek Liseleriyle Avcılar, Beylikdüzü, Biga 1, Biga 2, Silivri ve Ümraniye kampüslerinde devam ettirirken yepyeni okulları ile de büyümeye devam ediyor.
ÇİZGİ Kolejleri diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Okullarımızda Beceri Temelli Eğitimi temel eğitim felsefesi olarak benimsiyoruz. Akademik, zihinsel, sosyal-duygusal ve bedensel gelişimi bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Akademik etkinliklerle “mantıklı,” sanatsal ve estetik etkinliklerle “duygulu” sportif etkinliklerle “sağlıklı” ahlaki etkinliklerle “vicdanlı” bireyler yetiştirmeyi önemseyen bir kurumuz. Hızla değişen ve gelişen dünyanın belirsiz şartlarıyla başa çıkabilme becerisi kazandırmayı hedefliyoruz.
Çizgi Akademi bünyesinde kurulan Uygulama Atölyeleriyle, 21.yüzyıl dünyasında en çok ihtiyaç duyulacak olan iletişim ve analitik düşünme becerilerini geliştirme fırsatı sunuyoruz. Çizgi Akademi atölyelerinde yaparak ve yaşayarak öğrenme modeli uygulanırken çocuklarımız “Yaparak deneyimlemeyi, eğlenerek öğrenmenin” keyfini yaşarlar. Okullarımızda uyguladığımız Eğitim Modelinde, çocuklarımızın okuma becerileri bilim ve matematik okuryazarlığı kadar, sosyal bilimler, görsel sanatlar, işitsel sanatlar, spor ve pratik yaşam becerilerinin gelişmesi sağlanmaktadır.
Bu atölyelerden bazılarını şöyle anlatabilirim;
* Tekno & Mühendislik Atölyelerinde öğrencilerimiz temel mühendislik kavramlarını öğrenerek, mühendisliğin eğlenceli dünyasına adım atıyor. Bu atölyelerimizde Robotik ve STEM, Sanal Gerçeklik (VR), 3D Eğitim Atölyesi, Kodlama alanlarımız var.
* Akıl Oyunları Atölyesinde, öğrencilerimiz sistematik düşünmeyi, karar vermeyi, strateji geliştirmeyi, kazanmayı – kaybetmeyi öğreniyor, dikkat ve konsantrasyon becerilerini geliştiriyorlar.
* İşitsel Sanatlar Atölyesinde, yetenek ve ilgiler doğrultusunda müzik eğitimi ile işitsel beceriler yaratıcılık ile yoğuruluyor. Ruhun gıdası olan müzik, atölyemizde hayat buluyor.
* Yaratıcı Eller Atölyesinde, sanatın derinliklerine atölye aktiviteleriyle iniliyor. Heykelden resime geleceğin yaratıcı elleri bu atölyede yetişiyor.
* Yaşam Becerileri Atölyesinde, Çocukların kendine yetebilmesi, bağımsız birey olarak yetişmesi bu atölyeden geçiyor. Sandviç hazırlaması, yatağını toplaması gibi temel yaşamsal beceriler müfredatımız dahilinde öğrencilerimize veriliyor.
FİN EĞİTİM SİSTEMİ KÖY ENSTİTÜLERİNE BENZİYOR
Geçtiğimiz ay Finlandiya eğitim sistemini incelemek üzere bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirdiniz? Bu geziden öne çıkan izlenimlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Finlandiya eğitim sistemiyle uzun zamandır ilgileniyorum. Sistemin başarısı tartışılmaz. Bu sebeple Finlandiya eğitim sistemiyle ilgili yayınlanmış hemen hemen tüm makale ve röportajları okumuştum geziden önce. Yaparak ve yaşayarak öğrenme modeli diye özetleyeceğimiz bu sistem bizim yabancısı olmadığımız bir yapıya sahip. Cumhuriyet tarihimizde kurulan köy enstitülerinin bugünkü teknoloji ve çağın gereksinimleriyle bütünleşmiş hali diyebiliriz. Özünde çok iyi yetiştirilen öğretmenlerine güvenin temelini oluşturduğu sistemin başarısının sırrı bu bence. Detayda çok fazla şey söylenebilir ama gerek nüfusu gerekse sosyo-ekonomik yapısı itibariyle her ne kadar ülkemizden farklı özelliklere sahip olsa da, bizim eğitim tarihimizde olan bu modeli ülkemizde özelde Çizgi Kolejlerinde uygulayabileceğimizi düşünüyorum. Bu inançla Finlandiya’daki eğitim kurumlarıyla yaptığımız iş birliği anlaşmalarıyla sistemi çok kısa zamanda okullarımıza entegre edeceğiz.

cizgi_koleji_1Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Bir okulun en üst çıtasınınsın öğretmenlerinin çıtasıyla sınırlı olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle öğretmen alımlarımızda, kurumlarımıza çeşitli yollarla başvuran her branştan öğretmen arkadaşlarımızı zümre başkanlarımızın yaptığı görüşmelerin ardından akademik kurulumuzun onayından sonra okulunuza kabul ediyoruz. Bu süreçlerin ardından yoğun hizmet içi eğitimler ve zümre toplantılarıyla derslere güvenle girecek aşamaya getiriyoruz.

HER ÖĞRENCİ AYRI BİR DEĞERDİR!
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
Çizgi Koleji TEOG sürecinde; okul idaresi, rehberlik servisi, sınıf danışman öğretmenleri, branş öğretmenleri ve veliler ile koordineli bir şekilde çalışır.
Peki, okulumuzda TEOG süreci nasıl işler?
Okulumuzda her sınıf bazında bir danışman öğretmen bulunur. Danışman öğretmenlerimiz; branş öğretmenleri ve öğrenciler ile belirli periyodlarla görüşerek öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini yakından takip eder. Öğrencilerin gelişimi hakkında rehberlik servisi ve velilerimizi bilgilendirir.
Yoğunlaştırılmış TEOG kampımız Ağustos’ta başlar. Bu sayede öğrencilerin TEOG sınav maratonuna erken adapte olmaları sağlanır. Hafta sonu yapılan birebir etütler ve hafta içi yapılan etütler ile öğrencilerin her dersten konuları pekiştirmesi sağlanır.
Okulumuzda her öğrenci için haftalık ders takip formu bulunur. Öğrencilere verilen takip formları her gün veliler tarafından kontrol edilerek bir haftanın sonunda sınıf danışman öğretmenine teslim edilir. Formlar sınıf danışman öğretmeni tarafından kontrol edildikten sonra öğrencinin soru sayısı not edilir ve takibi yapılır. Öğrencinin anlamakta zorlandığı konular ve çözemediği sorular varsa öğrenci; danışman öğretmen tarafından ilgili ders öğretmenine yönlendirilir ve birebir etüt sistemimizle öğrencinin eksik kaldığı konular tamamlanır, bir ay sonunda yapılan sınıf toplantılarında öğrencilerin aylık gelişim karneleri velilerine sunulur. Akademik gelişim karnelerinde öğrencimizin eksik olduğu alanlar belirtilir ve yapılması gereken çalışmalar velilerimize rehber öğretmen, danışman öğretmen ve branş öğretmeni tarafından aktarılır.
Yıl içerisinde sınava yönelik test çözme teknikleri, dikkati ve motivasyonu arttırma, stres ve kaygıyı azaltma, zamanı verimli kullanma, verimli ders çalışma konularında öğrenci ve veliler ile çeşitli çalışma ve etkinlikler gerçekleştirilir.
Üniversiteye Hazırlık Süreci; ÇİZGİ Kolejlerinde her öğrenci kendini görmek istediği çizgiye ulaşmak için eğitim alır. Öğrencilerini çağın ilerisine taşımayı hedef alan okulumuz bunun için çeşitli programlar uygulamaktadır.
ÇİZGİ Kolejlerinde her sınıf kademesinde ayrı çalışma plânı hazırlanır. 9 ve 10. Sınıflarda müfredat programıyla başlayan süreç yabancı dil eğitiminin yoğunluğuyla devam eder.
Sınav ve Müfredat Hazırlık Komisyonu: Her yıl hazırlık komisyonumuz değişen müfredat konularını analiz eder ve sınav hazırlığını bu değişikliğe göre yapar.
İlk Basamak Hazırlık programı: Her yıl YGS’den sonra 10. sınıf öğrencilerine hafta sonu etütlerinde soru çözümü yaparız. 11. sınıfta hafta içi ve hafta sonu kurs sistemiyle YGS konu anlatımı ve soru çözümleri yaparız. Yıl boyunca karma zorluk dereceli YGS deneme sınavları uygular, hem öğrenciye hem de veliye sonuçları bildiririz. Deneme sınavı sonuçları konu analizli şekilde olup öğrencinin eksiklerine göre birebir veya 3 kişilik gruplarla telafi dersi yaparız.
Üniversite Hazırlık Programı: 12. sınıfta okulumuz yaz kursuyla başlar. Gerçekçi bir gelecek plânlaması eşliğinde YGS, LYS ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu kazanımlara uygun müfredat programı bir arada ilerlerken YGS öncesi sınav analizli 10 adet deneme sınavı yaparız. YGS sonrası LYS hazırlıkları hız kazanırken öğrenci her alanda, birebir, küçük grup ve sınıf derslerine alınır. Hedefimiz tam öğrenmenin sağlanarak gelecek yıl öğrencinin hayal ettiği yerde olmasıdır.
Rehberlik: Tüm bu sınavlar ve dersler içerisinde 9. sınıftan beri süregelen etkin rehberlik faaliyetlerimiz devam eder. Öğrencinin kendi ilgi ve yeteneklerini tanıyarak bir meslek seçebilmesi için gelişimsel ve kariyer odaklı rehberlik ile çeşitli test, anket ve envanter uygulamaları referans alınarak yönlendirme hizmeti verilir. Öğrencinin kendini tanıyarak bu sürece uyum sağlaması ve hayat boyu başarıyı yaşayabilmesi için Sosyal Sorumluluk Gelişimi, Kişisel Gelişim, Sınav Motivasyonu, Düşünme ve Yaşam Becerileri gibi konularda bireyi merkeze alan “ Her öğrenci ayrı bir değerdir!” felsefesiyle aktif rehberlik yaparız.
Öğrencilerinize yabancı dil alanında ne gibi imkânlar sunuyorsunuz?
Alanında uzman yabancı dil öğretmenleriyle Anaokulundan liseye kadar İngilizce ve Almanca eğitimi verilen okulumuzda, alanında kabul görmüş uluslararası yayınların desteğiyle, ana dili İngilizce olan yabancı öğretmenlerle yabancı dil eğitimi pekiştiriyoruz. Oluşturduğumuz yabancı dil yaşam alalarında sadece yabancı dille iletişim kuran öğretmenlerimizle öğrencilerimizi, öğrendikleri teorik eğitimi pratik yaşamda deneyimleme şansı tanıyoruz.
Burs fırsatlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Okullarımızda başarıyı ödüllendirmek temel prensiplerimizin başında gelir. Her şubemizde düzenlediğimiz bursluluk sınavlarıyla bulunduğumuz bölgelerdeki başarılı öğrencileri tespit edip ciddi oranda burslar vermekteyiz. Ayrıca spor ve sanat dallarında başarı gösteren öğrencileri teşvik etmek amacıyla verdiğimiz burslarla ödüllendiriyoruz.
“ÇİZGİ Koleji projesi yeni dönemde esas yatırım planı mevcut okullarımızın fiziksel donanımlarını artırmakla beraber yoğun hizmet içi eğitim programlarıyla eğitim kadromuzun niteliğini daha üst seviyelere taşımak olacak. Ayrıca İstanbul içinde birkaç projede franchise anlaşması gerçekleştireceğiz. Esas büyüme yatırımlarımızı 2018-2019 eğitim öğretim yılında yapacağız.”

> Hedefimiz her öğrenciyi kendi ÇİZGİsine taşımak

6 kampüste eğitim – öğretim faaliyetlerini sürdüren ÇİZGİ Kolejleri, eğitim kalitesini yükseltmek için yatırımlarına devam ederken yeni okullarla büyüme hedefini 2018-2019 sezonunda gerçekleştirmeyi planlıyor. Fin Eğitim Sistemi’nin Köy Enstitüleri ile benzerlikler taşıdığını belirten ÇİZGİ Kolejleri Kurucusu Ulaş Velioğlu, Finlandiya’ya gerçekleştirdiği eğitim gezisinde yaptıkları anlaşmalarla bu sitemi okullarında uygulamaya başlayacaklarını söyledi.

ulas_veliogluÇİZGİ Kolejleri’nin kuruluşundan bu güne geldiği nokta hakkında bilgi verebilir misiniz?
ÇİZGİ Kolejleri; Nitelikli, yepyeni bir gelecek vaat eden gençler yetiştirmeyi ilke edinerek kuruldu. 16 yıllık bilgi, birikim ve deneyimlerini halen Anaokulu-İlkokul-Ortaokul-Anadolu lisesi ve Sağlık Meslek Liseleriyle Avcılar, Beylikdüzü, Biga 1, Biga 2, Silivri ve Ümraniye kampüslerinde devam ettirirken yepyeni okulları ile de büyümeye devam ediyor.
ÇİZGİ Kolejleri diğer özel okullardan hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bu kapsamda okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri ve programları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Okullarımızda Beceri Temelli Eğitimi temel eğitim felsefesi olarak benimsiyoruz. Akademik, zihinsel, sosyal-duygusal ve bedensel gelişimi bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Akademik etkinliklerle “mantıklı,” sanatsal ve estetik etkinliklerle “duygulu” sportif etkinliklerle “sağlıklı” ahlaki etkinliklerle “vicdanlı” bireyler yetiştirmeyi önemseyen bir kurumuz. Hızla değişen ve gelişen dünyanın belirsiz şartlarıyla başa çıkabilme becerisi kazandırmayı hedefliyoruz.
Çizgi Akademi bünyesinde kurulan Uygulama Atölyeleriyle, 21.yüzyıl dünyasında en çok ihtiyaç duyulacak olan iletişim ve analitik düşünme becerilerini geliştirme fırsatı sunuyoruz. Çizgi Akademi atölyelerinde yaparak ve yaşayarak öğrenme modeli uygulanırken çocuklarımız “Yaparak deneyimlemeyi, eğlenerek öğrenmenin” keyfini yaşarlar. Okullarımızda uyguladığımız Eğitim Modelinde, çocuklarımızın okuma becerileri bilim ve matematik okuryazarlığı kadar, sosyal bilimler, görsel sanatlar, işitsel sanatlar, spor ve pratik yaşam becerilerinin gelişmesi sağlanmaktadır.
Bu atölyelerden bazılarını şöyle anlatabilirim;
* Tekno & Mühendislik Atölyelerinde öğrencilerimiz temel mühendislik kavramlarını öğrenerek, mühendisliğin eğlenceli dünyasına adım atıyor. Bu atölyelerimizde Robotik ve STEM, Sanal Gerçeklik (VR), 3D Eğitim Atölyesi, Kodlama alanlarımız var.
* Akıl Oyunları Atölyesinde, öğrencilerimiz sistematik düşünmeyi, karar vermeyi, strateji geliştirmeyi, kazanmayı – kaybetmeyi öğreniyor, dikkat ve konsantrasyon becerilerini geliştiriyorlar.
* İşitsel Sanatlar Atölyesinde, yetenek ve ilgiler doğrultusunda müzik eğitimi ile işitsel beceriler yaratıcılık ile yoğuruluyor. Ruhun gıdası olan müzik, atölyemizde hayat buluyor.
* Yaratıcı Eller Atölyesinde, sanatın derinliklerine atölye aktiviteleriyle iniliyor. Heykelden resime geleceğin yaratıcı elleri bu atölyede yetişiyor.
* Yaşam Becerileri Atölyesinde, Çocukların kendine yetebilmesi, bağımsız birey olarak yetişmesi bu atölyeden geçiyor. Sandviç hazırlaması, yatağını toplaması gibi temel yaşamsal beceriler müfredatımız dahilinde öğrencilerimize veriliyor.
FİN EĞİTİM SİSTEMİ KÖY ENSTİTÜLERİNE BENZİYOR
Geçtiğimiz ay Finlandiya eğitim sistemini incelemek üzere bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirdiniz? Bu geziden öne çıkan izlenimlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Finlandiya eğitim sistemiyle uzun zamandır ilgileniyorum. Sistemin başarısı tartışılmaz. Bu sebeple Finlandiya eğitim sistemiyle ilgili yayınlanmış hemen hemen tüm makale ve röportajları okumuştum geziden önce. Yaparak ve yaşayarak öğrenme modeli diye özetleyeceğimiz bu sistem bizim yabancısı olmadığımız bir yapıya sahip. Cumhuriyet tarihimizde kurulan köy enstitülerinin bugünkü teknoloji ve çağın gereksinimleriyle bütünleşmiş hali diyebiliriz. Özünde çok iyi yetiştirilen öğretmenlerine güvenin temelini oluşturduğu sistemin başarısının sırrı bu bence. Detayda çok fazla şey söylenebilir ama gerek nüfusu gerekse sosyo-ekonomik yapısı itibariyle her ne kadar ülkemizden farklı özelliklere sahip olsa da, bizim eğitim tarihimizde olan bu modeli ülkemizde özelde Çizgi Kolejlerinde uygulayabileceğimizi düşünüyorum. Bu inançla Finlandiya’daki eğitim kurumlarıyla yaptığımız iş birliği anlaşmalarıyla sistemi çok kısa zamanda okullarımıza entegre edeceğiz.

cizgi_koleji_1Okulunuzda çalışacak öğretmenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz?
Bir okulun en üst çıtasınınsın öğretmenlerinin çıtasıyla sınırlı olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle öğretmen alımlarımızda, kurumlarımıza çeşitli yollarla başvuran her branştan öğretmen arkadaşlarımızı zümre başkanlarımızın yaptığı görüşmelerin ardından akademik kurulumuzun onayından sonra okulunuza kabul ediyoruz. Bu süreçlerin ardından yoğun hizmet içi eğitimler ve zümre toplantılarıyla derslere güvenle girecek aşamaya getiriyoruz.

HER ÖĞRENCİ AYRI BİR DEĞERDİR!
Öğrencilerinizi TEOG ve üniversite sınavlarına hazırlamak için yaptığınız çalışmalara da değinebilir misiniz?
Çizgi Koleji TEOG sürecinde; okul idaresi, rehberlik servisi, sınıf danışman öğretmenleri, branş öğretmenleri ve veliler ile koordineli bir şekilde çalışır.
Peki, okulumuzda TEOG süreci nasıl işler?
Okulumuzda her sınıf bazında bir danışman öğretmen bulunur. Danışman öğretmenlerimiz; branş öğretmenleri ve öğrenciler ile belirli periyodlarla görüşerek öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini yakından takip eder. Öğrencilerin gelişimi hakkında rehberlik servisi ve velilerimizi bilgilendirir.
Yoğunlaştırılmış TEOG kampımız Ağustos’ta başlar. Bu sayede öğrencilerin TEOG sınav maratonuna erken adapte olmaları sağlanır. Hafta sonu yapılan birebir etütler ve hafta içi yapılan etütler ile öğrencilerin her dersten konuları pekiştirmesi sağlanır.
Okulumuzda her öğrenci için haftalık ders takip formu bulunur. Öğrencilere verilen takip formları her gün veliler tarafından kontrol edilerek bir haftanın sonunda sınıf danışman öğretmenine teslim edilir. Formlar sınıf danışman öğretmeni tarafından kontrol edildikten sonra öğrencinin soru sayısı not edilir ve takibi yapılır. Öğrencinin anlamakta zorlandığı konular ve çözemediği sorular varsa öğrenci; danışman öğretmen tarafından ilgili ders öğretmenine yönlendirilir ve birebir etüt sistemimizle öğrencinin eksik kaldığı konular tamamlanır, bir ay sonunda yapılan sınıf toplantılarında öğrencilerin aylık gelişim karneleri velilerine sunulur. Akademik gelişim karnelerinde öğrencimizin eksik olduğu alanlar belirtilir ve yapılması gereken çalışmalar velilerimize rehber öğretmen, danışman öğretmen ve branş öğretmeni tarafından aktarılır.
Yıl içerisinde sınava yönelik test çözme teknikleri, dikkati ve motivasyonu arttırma, stres ve kaygıyı azaltma, zamanı verimli kullanma, verimli ders çalışma konularında öğrenci ve veliler ile çeşitli çalışma ve etkinlikler gerçekleştirilir.
Üniversiteye Hazırlık Süreci; ÇİZGİ Kolejlerinde her öğrenci kendini görmek istediği çizgiye ulaşmak için eğitim alır. Öğrencilerini çağın ilerisine taşımayı hedef alan okulumuz bunun için çeşitli programlar uygulamaktadır.
ÇİZGİ Kolejlerinde her sınıf kademesinde ayrı çalışma plânı hazırlanır. 9 ve 10. Sınıflarda müfredat programıyla başlayan süreç yabancı dil eğitiminin yoğunluğuyla devam eder.
Sınav ve Müfredat Hazırlık Komisyonu: Her yıl hazırlık komisyonumuz değişen müfredat konularını analiz eder ve sınav hazırlığını bu değişikliğe göre yapar.
İlk Basamak Hazırlık programı: Her yıl YGS’den sonra 10. sınıf öğrencilerine hafta sonu etütlerinde soru çözümü yaparız. 11. sınıfta hafta içi ve hafta sonu kurs sistemiyle YGS konu anlatımı ve soru çözümleri yaparız. Yıl boyunca karma zorluk dereceli YGS deneme sınavları uygular, hem öğrenciye hem de veliye sonuçları bildiririz. Deneme sınavı sonuçları konu analizli şekilde olup öğrencinin eksiklerine göre birebir veya 3 kişilik gruplarla telafi dersi yaparız.
Üniversite Hazırlık Programı: 12. sınıfta okulumuz yaz kursuyla başlar. Gerçekçi bir gelecek plânlaması eşliğinde YGS, LYS ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu kazanımlara uygun müfredat programı bir arada ilerlerken YGS öncesi sınav analizli 10 adet deneme sınavı yaparız. YGS sonrası LYS hazırlıkları hız kazanırken öğrenci her alanda, birebir, küçük grup ve sınıf derslerine alınır. Hedefimiz tam öğrenmenin sağlanarak gelecek yıl öğrencinin hayal ettiği yerde olmasıdır.
Rehberlik: Tüm bu sınavlar ve dersler içerisinde 9. sınıftan beri süregelen etkin rehberlik faaliyetlerimiz devam eder. Öğrencinin kendi ilgi ve yeteneklerini tanıyarak bir meslek seçebilmesi için gelişimsel ve kariyer odaklı rehberlik ile çeşitli test, anket ve envanter uygulamaları referans alınarak yönlendirme hizmeti verilir. Öğrencinin kendini tanıyarak bu sürece uyum sağlaması ve hayat boyu başarıyı yaşayabilmesi için Sosyal Sorumluluk Gelişimi, Kişisel Gelişim, Sınav Motivasyonu, Düşünme ve Yaşam Becerileri gibi konularda bireyi merkeze alan “ Her öğrenci ayrı bir değerdir!” felsefesiyle aktif rehberlik yaparız.
Öğrencilerinize yabancı dil alanında ne gibi imkânlar sunuyorsunuz?
Alanında uzman yabancı dil öğretmenleriyle Anaokulundan liseye kadar İngilizce ve Almanca eğitimi verilen okulumuzda, alanında kabul görmüş uluslararası yayınların desteğiyle, ana dili İngilizce olan yabancı öğretmenlerle yabancı dil eğitimi pekiştiriyoruz. Oluşturduğumuz yabancı dil yaşam alalarında sadece yabancı dille iletişim kuran öğretmenlerimizle öğrencilerimizi, öğrendikleri teorik eğitimi pratik yaşamda deneyimleme şansı tanıyoruz.
Burs fırsatlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Okullarımızda başarıyı ödüllendirmek temel prensiplerimizin başında gelir. Her şubemizde düzenlediğimiz bursluluk sınavlarıyla bulunduğumuz bölgelerdeki başarılı öğrencileri tespit edip ciddi oranda burslar vermekteyiz. Ayrıca spor ve sanat dallarında başarı gösteren öğrencileri teşvik etmek amacıyla verdiğimiz burslarla ödüllendiriyoruz.
“ÇİZGİ Koleji projesi yeni dönemde esas yatırım planı mevcut okullarımızın fiziksel donanımlarını artırmakla beraber yoğun hizmet içi eğitim programlarıyla eğitim kadromuzun niteliğini daha üst seviyelere taşımak olacak. Ayrıca İstanbul içinde birkaç projede franchise anlaşması gerçekleştireceğiz. Esas büyüme yatırımlarımızı 2018-2019 eğitim öğretim yılında yapacağız.”

Son Güncelleme: Perşembe, 22 Haziran 2017 11:45

Gösterim: 2528

Teniste Türkiye ikinciliğini yakalayan Adana Koleji, bilimde, sanatta, sporda önemli etkinlikler gerçekleştiriyor. Adana Koleji’nin 57 yıldır ilke ve değerlerini öğrenci ağırlıklı olarak belirlediğine dikkat çeken Adana koleji Genel Müdürü Hande Melis Gülcan ile okulun yaptığı çalışmaları ve elde ettiği başarıları konuştuk.

hande_melis_gulcanAdana Koleji teniste Türkiye ikincisi olarak önemli bir başarıya imza attı. Adana Koleji’nin bu başarısını nelere bağlıyorsunuz? Spor alanında okulunuzda başka başarılarınız da var mı? Sporda hedefiniz nedir?
Adana Koleji Adana’nın en eski ve en köklü özel okuludur. Geçmiş yıllarda basketbol, voleybol, yüzmede Türkiye başarılarımız olmuştu. Bu yıl teniste Türkiye ikincisi olmamızda emeği geçen kaptanlarımız RasimKoçaslan ve Zafer Özyenen’e öğrencilerimiz Ada Gezercan, Arda Eker, Ata Türkeli ve Berke Tuna Kükrer’e okulum ve Adana adına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bu başarı sadece okulumuzun değil, kentimizin de başarısıdır. Çünkü, öğrencilerimiz Türkiye şampiyonasında Adana’mızı da temsil etmişlerdir. Bu başarı bizleri duygulandırdı ve hedefimizde Türkiye Şampiyonluğu var. Bu yıl basketbol, voleybol takımlarımız da Adana’da büyük başarılar elde etti; alt yapı çalışmalarına ağırlık verdik. Önümüzdeki yıllarda Türkiye şampiyonalarında okulumuza ve kentimize şampiyonluklar getirmek istiyoruz.

adana_kolejiOKUYAN OKUL
Spordaki başarılarınızın yanında kültür ve sanat alanlarında da önemli etkinlikler gerçekleştiriyorsunuz. Adana Koleji’nin bu alandaki çalışmaları nelerdir?
Kültür ve sanat denilince ağırlığımız tiyatro, müzik ve edebiyatta kendini gösteriyor. İlköğretimden başlayarak bu alanlarda bir çalışma içinde bulunuyoruz. Bu çalışmalarımız içinde en önem verdiğimiz konu ise okuma çalışmalarımız. Okullarımızda Türkçe ve edebiyat derslerinde haftada bir saat okuma dersleri var, öğrencilerimiz sadece okumakla kalmıyor, öğretmeni tarafından okuduğundan ne anladığı da sorularak pekiştiriliyor. Bizler de dahil olmak üzere “Okuyan bir okul” yolunda büyük adımlarımız var. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin elinde her an bir kitap görebilirsiniz.
Gerçekten de sanata ve sanatçıya değer veren bir okul kültürüne sahibiz. 5 yıldır Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinliklerine destek veriyoruz ve bundan büyük heyecan duyuyoruz. Bu yıl 11. si düzenlenen “Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele” sloganı ve “sınır” temalı etkinliklere ev sahipliği yaptık. Bu etkinliklerden okulumuz öğrencileri, öğretmenleri, velilerimiz ve Adana yararlandı. Bir örnek vermek istiyorum: Türk edebiyatının iki önemli ismi Hidayet Karakuş ve Kemal Ateş konuğumuzdu ve “Dilimizde Kirlenme” konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Dilimizi kirleten gereksiz kullanımları örneklendiren konuşmacılarımız, kirlenmenin önüne geçmek için öğrencilere düşen görevleri de anımsatınca öğrencilerimizden güzel bir katılım oldu. Bunları izlerken keyiflendik.

Okulunuz için tiyatro önem taşıyor, bu yıl hangi oyunları oynadınız?
Okullarımızda tiyatroya ayrı bir önem verilir. Liselerde Edebiyat Öğretmeni Hakan Tabakan, ortaokulumuzda Türkçe Öğretmenimiz Mustafa Nilüfer yönetiminde her yıl birkaç oyun sergileniyor. 2017’de Hakan Tabakan’ın ulusal başarılarda etkin olduğu bir yıl oldu. Tabakan,17. Direkler Arası Seyirci Ödülleri’nde İstanbul Semaver Kumpanya’da oynanan oyunu “Mağrur Fil Ölüleri” ile “En İyi Oyun Yazarı” ödülüne layık görüldü; onunla gurur duyduk. 27 Martta lisede “Ama Fareler Uyurlar Gece”, 8 Mayıs’ta “Yağmurlar Dinince”, 22 Mayıs’ta ortaokullarda “Yaşasın Tiyatro” oynandı, büyük beğeniler topladı. 5 Haziran’da da lisede “İstasyon “ oynanacak. Tiyatronun öğrencinin eğitiminde ve sosyalleşme yönünde etkisinin büyük olduğunu biliyoruz ve bu nedenle tiyatro okulumuzun olmazsa olmazlarındandır.
HEDEFİMİZ ULUSUMUZUN VE ÇEVREMİZİN
SORUNLARINA DUYARLI BİREYLER YETİŞTİRMEK
Adana Koleji kurum olarak sosyal sorumluluk projelerini belirlerken neleri ön planda tutuyor?
Adana Koleji’nin ilkeleri ve değerleri öğrenci ağırlıklıdır. Öğrencilerimizi yaşama hazırlama, yaşamda sosyal sorumluluğunu ve etkinliğini gösterebilme yetisi kazanmış bireyler olarak görmek isteriz. Anaokulundan lise son sınıfa kadar öğrencilerimizi sosyal sorumluluk hakkında bilgilendirmek zorundayız. Deneyim sahibi olmaları ve sosyal sorumluluğu davranışa dönüştürmeleri konusunda gerekli eğitimi veriyoruz. Adana Koleji 21. yüzyılda beklenen öğrenci gelişiminin bireysellikten öte ulusumuzun ve çevremizin gereksinimlerine ve sorunlarına duyarlı bireyler yetiştirmek olduğunun bilincindedir. Bunun için sosyal sorumluluk projelerini küçük, üretken ve etkili gruplar durumunda gerçekleştirmek hedefindeyiz. Sosyal sorumluluk projelerimizi belirlerken öğrencilerimizi, akademik, kültürel ve sportif yönlerden donanımlı, başarılı ve toplum içinde söz sahibi olabilecek düzeyde yetişmelerini göz önünde bulunduruyoruz. Onları, toplumsal konularla ilgili farkındalıklarını artırmak adına çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle buluşturmakta ve onların bu projelerde etkin görevler almalarını sağlamaktayız.
Sizce sosyal sorumluluk projeleri öğrencilere ve eğitim kurumlarına ne kazandırıyor? Bu yıl hangi projeleri uygulamaya koydunuz?
Topluma ve çevreye sorumlu kişilerin bu uğraşları gerçekleştirirken büyük hoşnutluk duyduklarını sanıyorum. Öğrenci de sosyalliğini gösterme, duyarlığını belli etme durumundadır. Kurum olarak bu etkinliklere sahip çıkmak ve uygulamaları izlemek çağdaş okulculuğun bir gereğidir ve biz bu gereği fazlasıyla yapmak istiyoruz. 2016-2017 Öğretim Yılı’nda uygulamaya koyduğumuz projelerden bazılarını şöyle sırlayabilirim; lise öğrencileri yaşlılar yurdu ziyareti; hayvan barınağına yiyecek ve ihtiyaç yardımı, çevremizde gördüğümüz sahipsiz sokak köpeklerine mama yardımı, devlet okullarına kitap desteği vb… Bunların dışında Seyhan Belediyesi’yle işbirliğine geçerek yağ ve benzeri atıkları depolama ve arıtma kutuları koyduk; Kızılay’la işbirliğiyle “Kan Kampanyası” çalışması yürütüldü ve basında bu girişime geniş yer verildi; TEMA ile işbirliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerimiz belirlenen mekanlara fidan dikimi gerçekleştirdi. “Kentimin Tarihine Sahip Çıkıyorum” Projesi yapıldı.“LÖSEV’e Umut Olalım” projesi kapsamında okulda yardım kampanyaları düzenlendi. İlimizin sınırları içinde yer alan Varda Köprüsü’nü koruma projesi yürüyüşüne katıldık. Mehmetçik Vakfı kermesi düzenledik. Bunlar aklıma gelenler, amacımız daha çok sosyal sorumluluk projesinde yer almaktır.
EĞİTİM BAYRAĞINI ANNESİNDEN DEVRALDI
1983 Adana doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana Koleji’nde tamamladı. Türkiye 1154.sü olarak 2001 tarihinde Bilkent Üniversitesi İngilizce- Fransızca Mütercim Tercümanlık bölümüne girdi ve 2007’de bu bölümden mezun oldu. 2007-2008 Öğretim Yılı’nda Adana Koleji’ne İngilizce öğretmeni olarak başladı. Aynı zamanda Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde “Yönetim ve Organizasyon” yüksek lisansını başarıyla tamamlayıp Adana Koleji’ne Genel Müdür Yardımcısı olmaya hak kazandı. 9 yıl sürdürdüğü Genel Müdür Yardımcılığı’nı 2015 Aralık’ta Genel Müdür olan annesi Leyla Göksel’in vefatıyla bıraktı ve “Bu yuva; hepimize aile olmayı, saygı duymayı, sevgiyi öğreten bu kurum artık bana emanet “ sözleriyle Genel Müdür oldu. “57 yıl olduğu gibi bundan böyle de Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda O’nun ilke ve inkılaplarından bir an olsun sapmadan , nasıl gördüysem, öğrendiysem öyle uygulayacağım.” sözünü verdi.

> Adana’nın 57 yıllık eğitim markası: Adana Koleji

Teniste Türkiye ikinciliğini yakalayan Adana Koleji, bilimde, sanatta, sporda önemli etkinlikler gerçekleştiriyor. Adana Koleji’nin 57 yıldır ilke ve değerlerini öğrenci ağırlıklı olarak belirlediğine dikkat çeken Adana koleji Genel Müdürü Hande Melis Gülcan ile okulun yaptığı çalışmaları ve elde ettiği başarıları konuştuk.

hande_melis_gulcanAdana Koleji teniste Türkiye ikincisi olarak önemli bir başarıya imza attı. Adana Koleji’nin bu başarısını nelere bağlıyorsunuz? Spor alanında okulunuzda başka başarılarınız da var mı? Sporda hedefiniz nedir?
Adana Koleji Adana’nın en eski ve en köklü özel okuludur. Geçmiş yıllarda basketbol, voleybol, yüzmede Türkiye başarılarımız olmuştu. Bu yıl teniste Türkiye ikincisi olmamızda emeği geçen kaptanlarımız RasimKoçaslan ve Zafer Özyenen’e öğrencilerimiz Ada Gezercan, Arda Eker, Ata Türkeli ve Berke Tuna Kükrer’e okulum ve Adana adına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bu başarı sadece okulumuzun değil, kentimizin de başarısıdır. Çünkü, öğrencilerimiz Türkiye şampiyonasında Adana’mızı da temsil etmişlerdir. Bu başarı bizleri duygulandırdı ve hedefimizde Türkiye Şampiyonluğu var. Bu yıl basketbol, voleybol takımlarımız da Adana’da büyük başarılar elde etti; alt yapı çalışmalarına ağırlık verdik. Önümüzdeki yıllarda Türkiye şampiyonalarında okulumuza ve kentimize şampiyonluklar getirmek istiyoruz.

adana_kolejiOKUYAN OKUL
Spordaki başarılarınızın yanında kültür ve sanat alanlarında da önemli etkinlikler gerçekleştiriyorsunuz. Adana Koleji’nin bu alandaki çalışmaları nelerdir?
Kültür ve sanat denilince ağırlığımız tiyatro, müzik ve edebiyatta kendini gösteriyor. İlköğretimden başlayarak bu alanlarda bir çalışma içinde bulunuyoruz. Bu çalışmalarımız içinde en önem verdiğimiz konu ise okuma çalışmalarımız. Okullarımızda Türkçe ve edebiyat derslerinde haftada bir saat okuma dersleri var, öğrencilerimiz sadece okumakla kalmıyor, öğretmeni tarafından okuduğundan ne anladığı da sorularak pekiştiriliyor. Bizler de dahil olmak üzere “Okuyan bir okul” yolunda büyük adımlarımız var. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin elinde her an bir kitap görebilirsiniz.
Gerçekten de sanata ve sanatçıya değer veren bir okul kültürüne sahibiz. 5 yıldır Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinliklerine destek veriyoruz ve bundan büyük heyecan duyuyoruz. Bu yıl 11. si düzenlenen “Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele” sloganı ve “sınır” temalı etkinliklere ev sahipliği yaptık. Bu etkinliklerden okulumuz öğrencileri, öğretmenleri, velilerimiz ve Adana yararlandı. Bir örnek vermek istiyorum: Türk edebiyatının iki önemli ismi Hidayet Karakuş ve Kemal Ateş konuğumuzdu ve “Dilimizde Kirlenme” konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Dilimizi kirleten gereksiz kullanımları örneklendiren konuşmacılarımız, kirlenmenin önüne geçmek için öğrencilere düşen görevleri de anımsatınca öğrencilerimizden güzel bir katılım oldu. Bunları izlerken keyiflendik.

Okulunuz için tiyatro önem taşıyor, bu yıl hangi oyunları oynadınız?
Okullarımızda tiyatroya ayrı bir önem verilir. Liselerde Edebiyat Öğretmeni Hakan Tabakan, ortaokulumuzda Türkçe Öğretmenimiz Mustafa Nilüfer yönetiminde her yıl birkaç oyun sergileniyor. 2017’de Hakan Tabakan’ın ulusal başarılarda etkin olduğu bir yıl oldu. Tabakan,17. Direkler Arası Seyirci Ödülleri’nde İstanbul Semaver Kumpanya’da oynanan oyunu “Mağrur Fil Ölüleri” ile “En İyi Oyun Yazarı” ödülüne layık görüldü; onunla gurur duyduk. 27 Martta lisede “Ama Fareler Uyurlar Gece”, 8 Mayıs’ta “Yağmurlar Dinince”, 22 Mayıs’ta ortaokullarda “Yaşasın Tiyatro” oynandı, büyük beğeniler topladı. 5 Haziran’da da lisede “İstasyon “ oynanacak. Tiyatronun öğrencinin eğitiminde ve sosyalleşme yönünde etkisinin büyük olduğunu biliyoruz ve bu nedenle tiyatro okulumuzun olmazsa olmazlarındandır.
HEDEFİMİZ ULUSUMUZUN VE ÇEVREMİZİN
SORUNLARINA DUYARLI BİREYLER YETİŞTİRMEK
Adana Koleji kurum olarak sosyal sorumluluk projelerini belirlerken neleri ön planda tutuyor?
Adana Koleji’nin ilkeleri ve değerleri öğrenci ağırlıklıdır. Öğrencilerimizi yaşama hazırlama, yaşamda sosyal sorumluluğunu ve etkinliğini gösterebilme yetisi kazanmış bireyler olarak görmek isteriz. Anaokulundan lise son sınıfa kadar öğrencilerimizi sosyal sorumluluk hakkında bilgilendirmek zorundayız. Deneyim sahibi olmaları ve sosyal sorumluluğu davranışa dönüştürmeleri konusunda gerekli eğitimi veriyoruz. Adana Koleji 21. yüzyılda beklenen öğrenci gelişiminin bireysellikten öte ulusumuzun ve çevremizin gereksinimlerine ve sorunlarına duyarlı bireyler yetiştirmek olduğunun bilincindedir. Bunun için sosyal sorumluluk projelerini küçük, üretken ve etkili gruplar durumunda gerçekleştirmek hedefindeyiz. Sosyal sorumluluk projelerimizi belirlerken öğrencilerimizi, akademik, kültürel ve sportif yönlerden donanımlı, başarılı ve toplum içinde söz sahibi olabilecek düzeyde yetişmelerini göz önünde bulunduruyoruz. Onları, toplumsal konularla ilgili farkındalıklarını artırmak adına çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle buluşturmakta ve onların bu projelerde etkin görevler almalarını sağlamaktayız.
Sizce sosyal sorumluluk projeleri öğrencilere ve eğitim kurumlarına ne kazandırıyor? Bu yıl hangi projeleri uygulamaya koydunuz?
Topluma ve çevreye sorumlu kişilerin bu uğraşları gerçekleştirirken büyük hoşnutluk duyduklarını sanıyorum. Öğrenci de sosyalliğini gösterme, duyarlığını belli etme durumundadır. Kurum olarak bu etkinliklere sahip çıkmak ve uygulamaları izlemek çağdaş okulculuğun bir gereğidir ve biz bu gereği fazlasıyla yapmak istiyoruz. 2016-2017 Öğretim Yılı’nda uygulamaya koyduğumuz projelerden bazılarını şöyle sırlayabilirim; lise öğrencileri yaşlılar yurdu ziyareti; hayvan barınağına yiyecek ve ihtiyaç yardımı, çevremizde gördüğümüz sahipsiz sokak köpeklerine mama yardımı, devlet okullarına kitap desteği vb… Bunların dışında Seyhan Belediyesi’yle işbirliğine geçerek yağ ve benzeri atıkları depolama ve arıtma kutuları koyduk; Kızılay’la işbirliğiyle “Kan Kampanyası” çalışması yürütüldü ve basında bu girişime geniş yer verildi; TEMA ile işbirliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerimiz belirlenen mekanlara fidan dikimi gerçekleştirdi. “Kentimin Tarihine Sahip Çıkıyorum” Projesi yapıldı.“LÖSEV’e Umut Olalım” projesi kapsamında okulda yardım kampanyaları düzenlendi. İlimizin sınırları içinde yer alan Varda Köprüsü’nü koruma projesi yürüyüşüne katıldık. Mehmetçik Vakfı kermesi düzenledik. Bunlar aklıma gelenler, amacımız daha çok sosyal sorumluluk projesinde yer almaktır.
EĞİTİM BAYRAĞINI ANNESİNDEN DEVRALDI
1983 Adana doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana Koleji’nde tamamladı. Türkiye 1154.sü olarak 2001 tarihinde Bilkent Üniversitesi İngilizce- Fransızca Mütercim Tercümanlık bölümüne girdi ve 2007’de bu bölümden mezun oldu. 2007-2008 Öğretim Yılı’nda Adana Koleji’ne İngilizce öğretmeni olarak başladı. Aynı zamanda Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde “Yönetim ve Organizasyon” yüksek lisansını başarıyla tamamlayıp Adana Koleji’ne Genel Müdür Yardımcısı olmaya hak kazandı. 9 yıl sürdürdüğü Genel Müdür Yardımcılığı’nı 2015 Aralık’ta Genel Müdür olan annesi Leyla Göksel’in vefatıyla bıraktı ve “Bu yuva; hepimize aile olmayı, saygı duymayı, sevgiyi öğreten bu kurum artık bana emanet “ sözleriyle Genel Müdür oldu. “57 yıl olduğu gibi bundan böyle de Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda O’nun ilke ve inkılaplarından bir an olsun sapmadan , nasıl gördüysem, öğrendiysem öyle uygulayacağım.” sözünü verdi.

Son Güncelleme: Perşembe, 15 Haziran 2017 15:39

Gösterim: 2031


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.