Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin, ÖSYM tarafından merkezi olarak yerleştirildikten sonra, isterlerse kapatılan vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ildeki devlet veya vakıf yükseköğretim kurumlarında "özel öğrenci" statüsünde ders alabilecekleri bildirildi.

yok

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin durumları, dün Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında görüşüldü ve bu öğrencilere ilişkin karar alındı.

 

Buna göre, toplantıda kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin özellikle aynı ilde kalma talepleri değerlendirildi.

 

Toplantıda alınan karara göre, kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrenciler ÖSYM tarafından kayıt olduğu yıldaki puanları esas alınarak merkezi olarak yerleştirildikten sonra eğer isterlerse kapatılan vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ildeki devlet veya vakıf yükseköğretim kurumlarında "özel öğrenci" statüsünde ders alabilecekler. Öğrencilerin aldığı bu dersler, yerleştirildiği üniversite tarafından sayılacak. Bu öğrenciler, özel öğrenci olarak ders gördükleri üniversitenin diplomasını değil, yerleştirildiği üniversitenin diplomasını alacak.

 

Yatay geçiş başvuruları 31 Ağustos'a kadar

 

Toplantıda alınan diğer bir karara göre de kapatılan üniversitelerin öğrencileri kurumlararası yatay geçiş yönetmeliği kapsamında, isteyen vakıf yükseköğretim kurumlarına, kapatılan üniversitesindeki "not ortalaması" ile yatay geçiş yapabilecek.

 

YÖK, sadece bu durumdaki öğrenciler için kurumlararası yatay geçiş başvurularını 31 Ağustos'a uzattı.

 

Tercihler gelecek hafta yapılacak

 

Öte yandan YÖK yetkililerinden alınan bilgiye göre, kapatılan üniversitelerdeki öğrencilerin kayıt olduğu yıl aldığı puanlara göre, o yıldaki, diğer üniversitelerde yer alan aynı programlara tercih yapabilecek.

 

Tercih süresi ise gelecek hafta içinde başlayacak ve belirlenen tarihler daha sonra duyurulacak.

 

Öğrencinin tercih ettiği programlardan birine yerleşememesi durumunda ilgili yılda adayın puanından düşük veya adayın puanına eşit puanla öğrenci alan program olması durumunda, taban puanı öğrencinin puanına en yakın olan programa yerleştirilecek.

 

Öğrencinin puanının ilgili yıldaki programların taban puanlarından düşük olması durumunda ise ilgili yıldaki en düşük taban puanlı programa yerleştirilecek.

 

Bu durumdaki öğrenciler, yerleştirileceği üniversiteye eski ücreti ne ise ödemeye devam edecek. Özel öğrenci statüsündeki öğrencilerin, yerleştirildiğine mi yoksa ders alacağı üniversiteye mi ücret ödeyeceği konusunu iki üniversite kendi aralarında kararlaştıracak.

 

Tüm öğrenciler, yerleştirildikleri üniversitenin diplomasını alacak. Diplomalarında ilk kazandıkları üniversitelere dair bilgi yer alacak.


> Kapatılan üniversite öğrencilerine yeni statü

Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin, ÖSYM tarafından merkezi olarak yerleştirildikten sonra, isterlerse kapatılan vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ildeki devlet veya vakıf yükseköğretim kurumlarında "özel öğrenci" statüsünde ders alabilecekleri bildirildi.

yok

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin durumları, dün Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında görüşüldü ve bu öğrencilere ilişkin karar alındı.

 

Buna göre, toplantıda kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin özellikle aynı ilde kalma talepleri değerlendirildi.

 

Toplantıda alınan karara göre, kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarındaki öğrenciler ÖSYM tarafından kayıt olduğu yıldaki puanları esas alınarak merkezi olarak yerleştirildikten sonra eğer isterlerse kapatılan vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ildeki devlet veya vakıf yükseköğretim kurumlarında "özel öğrenci" statüsünde ders alabilecekler. Öğrencilerin aldığı bu dersler, yerleştirildiği üniversite tarafından sayılacak. Bu öğrenciler, özel öğrenci olarak ders gördükleri üniversitenin diplomasını değil, yerleştirildiği üniversitenin diplomasını alacak.

 

Yatay geçiş başvuruları 31 Ağustos'a kadar

 

Toplantıda alınan diğer bir karara göre de kapatılan üniversitelerin öğrencileri kurumlararası yatay geçiş yönetmeliği kapsamında, isteyen vakıf yükseköğretim kurumlarına, kapatılan üniversitesindeki "not ortalaması" ile yatay geçiş yapabilecek.

 

YÖK, sadece bu durumdaki öğrenciler için kurumlararası yatay geçiş başvurularını 31 Ağustos'a uzattı.

 

Tercihler gelecek hafta yapılacak

 

Öte yandan YÖK yetkililerinden alınan bilgiye göre, kapatılan üniversitelerdeki öğrencilerin kayıt olduğu yıl aldığı puanlara göre, o yıldaki, diğer üniversitelerde yer alan aynı programlara tercih yapabilecek.

 

Tercih süresi ise gelecek hafta içinde başlayacak ve belirlenen tarihler daha sonra duyurulacak.

 

Öğrencinin tercih ettiği programlardan birine yerleşememesi durumunda ilgili yılda adayın puanından düşük veya adayın puanına eşit puanla öğrenci alan program olması durumunda, taban puanı öğrencinin puanına en yakın olan programa yerleştirilecek.

 

Öğrencinin puanının ilgili yıldaki programların taban puanlarından düşük olması durumunda ise ilgili yıldaki en düşük taban puanlı programa yerleştirilecek.

 

Bu durumdaki öğrenciler, yerleştirileceği üniversiteye eski ücreti ne ise ödemeye devam edecek. Özel öğrenci statüsündeki öğrencilerin, yerleştirildiğine mi yoksa ders alacağı üniversiteye mi ücret ödeyeceği konusunu iki üniversite kendi aralarında kararlaştıracak.

 

Tüm öğrenciler, yerleştirildikleri üniversitenin diplomasını alacak. Diplomalarında ilk kazandıkları üniversitelere dair bilgi yer alacak.


Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 15:29

Gösterim: 1841

Edirne'de hurdacılık yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan 72 yaşındaki emekli Şevki Kılıç, ÖSYM'nin sonuçları açıklamasıyla hayalini kurduğu Trakya Üniversitesi Tarih Bölümüne yerleşti.

 

sevki_kilicEdirne'de hurdacılık yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan 72 yaşındaki emekli Şevki KılıçÖSYM'nin 2016-ÖSYS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme sonuçlarını açıklamasıyla hayalini kurduğu Trakya Üniversitesi Tarih Bölümüne yerleşti. Yerleştiği bölümü öğrenen Kılıç, kayıt yaptıracağı ve okula gideceği günü heyecanla bekliyor. Kılıç, yıllardır hayalini kurduğu bölüme yerleşmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
20 yıldır emekli olduğunu ve hurdacılık yaparak geçimine katkı sağladığını anlatan Kılıç, "Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocukluğundan bu yana okuma aşkım artarak devam etti. Emekli olmadan önce de çeşitli üniversiteleri kazanmıştım. Bu yıl girdiğimiz LYS ve YGS puanımla tercih yaptım, tercih sonuçları açıklandı ve üniversite hayalim gerçekleşti." diye konuştu.
Liseyi açık öğretimden tamamlayarak diplomasını 40 yaşında aldığını ifade eden Kılıç, şöyle konuştu: "1983'de İstanbul'da memur olduğum sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü kazanmıştım. İşimden dolayı devam edemedim. 2010'da da Karabük Üniversitesi'ni kazandım oraya da çeşitli nedenlerden devam edemedim. Geçen yıl Kırklareli Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü'nü kazandım, kayıt yaptırdım ama Edirne'den Kırklareli'ye her gün gidip gelmek zor oluyor. Bu bölümü de dondurdum. Edirne'de Trakya Üniversitesi'nde Tarih bölümünde okumak istiyordum. Allah'a şükür istediğimiz bölüm oldu. Bu yıl Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Tarih Bölümünü tamamladım, hedefim aynı bölümün örgün öğretimiydi, bu hayalim de gerçekleşti."
Kılıç, Trakya Üniversitesi'nde tercih yaptığı 4 bölümden ilkine yerleştiğini belirtti.

 

"Ülkenin geleceği için gençlerin tek yolu okumaktır"
Eğitim aşkının kitap okumayla başladığını dile getiren Kılıç, "Sigara ve alkol hiç kullanmadım. Kitap okumayı çok seviyorum. Her gün en az 50 sayfa kitap okurum. Küçükken köyümüze at arabasıyla kitap getirirlerdi. Param olmadığı için kitapları harmanda çıkardığımız buğdaydan bir, iki teneke vererek alırdım. Bu kitapları da 3-4 gün içinde bitirirdim" diye konuştu.
Tarihe ilgi duyduğunu ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: "Babam birinci dünya savaşına katılmış. Osmanlı ordusunda 5 yıl savaşmış. Babam bize hep tarihi konuları ve savaş anılarını anlatırdı. Ben de çocukluğumdan beri tarihe meraklıydım. Daha bölüme başlamadan Osmanlıca dersi kitabı aldım, çalışmaya başladım. Daha önce de Osmanlıca kursuna gitmiştim onlardan da başarı belgesi almıştım. Ben bu yaşımda okumak için çabalıyorum. Ülkenin geleceği için gençlerin tek yolu okumaktır. Her şeyi öğrensinler. Farklı fikirler hakkında da bilgi sahibi olsunlar. Tek taraflı bakış açısı gelişimlerini engeller. Gençlerin farklı konuları öğrenmeleri onlara yenilik ve ilerleme getirecektir."


> 72 yaşında tarih bölümünü kazandı

Edirne'de hurdacılık yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan 72 yaşındaki emekli Şevki Kılıç, ÖSYM'nin sonuçları açıklamasıyla hayalini kurduğu Trakya Üniversitesi Tarih Bölümüne yerleşti.

 

sevki_kilicEdirne'de hurdacılık yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan 72 yaşındaki emekli Şevki KılıçÖSYM'nin 2016-ÖSYS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme sonuçlarını açıklamasıyla hayalini kurduğu Trakya Üniversitesi Tarih Bölümüne yerleşti. Yerleştiği bölümü öğrenen Kılıç, kayıt yaptıracağı ve okula gideceği günü heyecanla bekliyor. Kılıç, yıllardır hayalini kurduğu bölüme yerleşmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
20 yıldır emekli olduğunu ve hurdacılık yaparak geçimine katkı sağladığını anlatan Kılıç, "Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocukluğundan bu yana okuma aşkım artarak devam etti. Emekli olmadan önce de çeşitli üniversiteleri kazanmıştım. Bu yıl girdiğimiz LYS ve YGS puanımla tercih yaptım, tercih sonuçları açıklandı ve üniversite hayalim gerçekleşti." diye konuştu.
Liseyi açık öğretimden tamamlayarak diplomasını 40 yaşında aldığını ifade eden Kılıç, şöyle konuştu: "1983'de İstanbul'da memur olduğum sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü kazanmıştım. İşimden dolayı devam edemedim. 2010'da da Karabük Üniversitesi'ni kazandım oraya da çeşitli nedenlerden devam edemedim. Geçen yıl Kırklareli Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü'nü kazandım, kayıt yaptırdım ama Edirne'den Kırklareli'ye her gün gidip gelmek zor oluyor. Bu bölümü de dondurdum. Edirne'de Trakya Üniversitesi'nde Tarih bölümünde okumak istiyordum. Allah'a şükür istediğimiz bölüm oldu. Bu yıl Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Tarih Bölümünü tamamladım, hedefim aynı bölümün örgün öğretimiydi, bu hayalim de gerçekleşti."
Kılıç, Trakya Üniversitesi'nde tercih yaptığı 4 bölümden ilkine yerleştiğini belirtti.

 

"Ülkenin geleceği için gençlerin tek yolu okumaktır"
Eğitim aşkının kitap okumayla başladığını dile getiren Kılıç, "Sigara ve alkol hiç kullanmadım. Kitap okumayı çok seviyorum. Her gün en az 50 sayfa kitap okurum. Küçükken köyümüze at arabasıyla kitap getirirlerdi. Param olmadığı için kitapları harmanda çıkardığımız buğdaydan bir, iki teneke vererek alırdım. Bu kitapları da 3-4 gün içinde bitirirdim" diye konuştu.
Tarihe ilgi duyduğunu ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: "Babam birinci dünya savaşına katılmış. Osmanlı ordusunda 5 yıl savaşmış. Babam bize hep tarihi konuları ve savaş anılarını anlatırdı. Ben de çocukluğumdan beri tarihe meraklıydım. Daha bölüme başlamadan Osmanlıca dersi kitabı aldım, çalışmaya başladım. Daha önce de Osmanlıca kursuna gitmiştim onlardan da başarı belgesi almıştım. Ben bu yaşımda okumak için çabalıyorum. Ülkenin geleceği için gençlerin tek yolu okumaktır. Her şeyi öğrensinler. Farklı fikirler hakkında da bilgi sahibi olsunlar. Tek taraflı bakış açısı gelişimlerini engeller. Gençlerin farklı konuları öğrenmeleri onlara yenilik ve ilerleme getirecektir."


Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 13:52

Gösterim: 1881

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki derslerinde FETÖ propagandası yaptığı gerekçesiyle görevine son verilen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.

 

akdeniz_uni_darbeAntalya Cumhuriyet Başsavcılığınca Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanburhakkında 20 yıldan 30 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan ve Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilen bir mektup zarfındaki ses kaydında, Kanbur'un derslerde, ülkede iç ayaklanma çıkarmak için öğrencileri silahlanmaya ve devletin silahlı güçlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı şeklindeki ifadelere yer verildiği belirtildi.
Kanbur'un ders sırasında öğrencilere "Benim size tavsiyem ben öyle davranacağım, yakın bir zamanda iç savaşa hazırlıklı olun" dediği belirtilen iddianamede, Kanbur'un şu ifadelerine yer verildi: "Bakın iç savaş denildiğinde aklınıza maç çıkışı kavga eden taraftarlar falan gelmesin ha! Eviniz kundaklanacak, basılıp ateşe verilecek, yolun ortasında öldürüleceksiniz, on kişi tabancayla, tüfekle evinizi bastığında siz ekmek bıçağıyla bir şey yapamazsınız. İç savaştan bahsediyorum, aklınızı başınıza alın, aptal olmayın. Evet barış şeyleri falan yok, herkes mühimmat depoladı, silahlandı. Yarın bir gün Akdeniz Üniversitesine çatır çatır sıkarlarsa çok affedersiniz salak salak dolaşmayıp gidin emaneti nereden buluyorsanız bulun, lojistik desteği nereden yapıyorsanız. Polise güvenmeyin! Askere güvenmeyin!"

 

"Fakültede açık giyinmem hususunda beni sürekli uyarırdı"
İddianamede, Kanbur'un öğrencileri ile eski eşi M.İ'nin ifadelerine de yer verildi. M.İ, verdiği ifadesinde 2002 yılında Ege Üniversitesinde öğrenim görürken tanıştığı Kanbur'un o dönem İzmir Polis Meslek Yüksekokulunda öğretmenlik yaptığını, buradaki öğrencilerle evlenmeden ve evlendikten sonra da sürekli irtibat halinde olduğunu belirtti.
Eski eşinin kendisinde "5 çocuk" yapmasını istediğini anlatan M.İ, şunları kaydetti: "Neden' diye sorduğumda, daha sonradan sebebini öğrendiğim, cemaatin uyguladığı, çalışan bayanların 3, çalışmayan bayanların ise 5 çocuk doğurmasının gerekli olduğunu söyledi. Evde uzun kıyafetler giymesi konusunda bana baskı yapardı. Dışarıda ise özellikle çalıştığı yer olan fakülteye giderken, giyinmem konusunda özenli ve açık giyinmem hususunda beni sürekli uyarırdı. Evde kapalı, dışarıda ise açık giyinmemin sebebini sorduğumda, 'Fişleniriz, fakültede benim konumum itibarıyla cemaate mensup olduğumun anlaşılmaması gerekiyor. Çalıştığım fakülteye gelirken giyimine dikkat et, tedbir yapmalıyız, dikkatli ol' ve benzeri cevaplarla sürekli bu durumu geçiştirirdi."

 

"Telefonlar, bataryalar ve SIM kartlar sökülüp kapı önüne konulurdu" 
Evlendiği günden beri her hafta düzenli olarak bir gün Antalya'daki evlerinde 10-15 kişilik gruplar halinde toplantılar yapıldığını belirten M.İ, şu bilgileri verdi: "Ne toplantısı yapıyorsunuz?' diye sorduğumda, 'Arkadaşlar gelecek, sohbet edeceğiz, iş konuşacağız' şeklinde cevap verdi. Bu toplantılar esnasında eve gelen giden kişileri görmem mümkün olmazdı. Toplantılar evin salonunda olurdu ve kesinlikle toplantı odasına telefon ve bilgisayar sokulmazdı. Salon kapısının önüne baktığımda bütün telefon bataryalarının ve SIM kartlarının sökük vaziyette kapının önünde olduğunu görürdüm. Bana sürekli olarak 'Konuştuğumuz konular özel, telefon dinlemesine karşı hassas davranmalıyız.' derdi. Ayrıca telefonda konuşurken 'Fetullah Gülen, sohbet, cemaat, namaz' ve benzeri ifadeler kullanılmaması gerektiğini tembihlerdi. İzlenimlerime göre evime toplantı amaçlı gelen insanlar, savcı, hakim, avukat ve fakültedeki hukuk hocalarıydı."

 

"Deşifre etmemem için tehdit etti"
Eski eşi kendisine şiddet uyguladığında "Fetullah Gülen hocanız size böyle mi öğretiyor?" diye tepki gösterdiğini aktaran M.İ, "CD'lerden Fetullah Gülen isimli şahsı MP3'ten dinlediği zamanlarda bile bana şiddet uyguladı. Boşandıktan sonra Fetullah Gülen cemaatinden olduğunu deşifre etmememi istedi. Gördüklerimi, duyduklarımı ve bildiklerimi hiçbir yerde ve kimseye anlatmamam gerektiğini savundu. 'Başına bela olurum' şeklinde beni birkaç kez tehdit etti." ifadelerini kullandı.

 

30 yıl hapsi isteniyor
İddianamede, şüphelinin TCK'nın "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etme" suçlarından 20-30 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 14 Nisan'da düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda, "terör örgütü üyesi olmak" ve "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlamasıyla tutuklan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur'un görevine, YÖK tarafından son verilmişti.


> Öğrencilere, iç savaşa hazır olun demiş

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki derslerinde FETÖ propagandası yaptığı gerekçesiyle görevine son verilen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.

 

akdeniz_uni_darbeAntalya Cumhuriyet Başsavcılığınca Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanburhakkında 20 yıldan 30 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan ve Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilen bir mektup zarfındaki ses kaydında, Kanbur'un derslerde, ülkede iç ayaklanma çıkarmak için öğrencileri silahlanmaya ve devletin silahlı güçlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı şeklindeki ifadelere yer verildiği belirtildi.
Kanbur'un ders sırasında öğrencilere "Benim size tavsiyem ben öyle davranacağım, yakın bir zamanda iç savaşa hazırlıklı olun" dediği belirtilen iddianamede, Kanbur'un şu ifadelerine yer verildi: "Bakın iç savaş denildiğinde aklınıza maç çıkışı kavga eden taraftarlar falan gelmesin ha! Eviniz kundaklanacak, basılıp ateşe verilecek, yolun ortasında öldürüleceksiniz, on kişi tabancayla, tüfekle evinizi bastığında siz ekmek bıçağıyla bir şey yapamazsınız. İç savaştan bahsediyorum, aklınızı başınıza alın, aptal olmayın. Evet barış şeyleri falan yok, herkes mühimmat depoladı, silahlandı. Yarın bir gün Akdeniz Üniversitesine çatır çatır sıkarlarsa çok affedersiniz salak salak dolaşmayıp gidin emaneti nereden buluyorsanız bulun, lojistik desteği nereden yapıyorsanız. Polise güvenmeyin! Askere güvenmeyin!"

 

"Fakültede açık giyinmem hususunda beni sürekli uyarırdı"
İddianamede, Kanbur'un öğrencileri ile eski eşi M.İ'nin ifadelerine de yer verildi. M.İ, verdiği ifadesinde 2002 yılında Ege Üniversitesinde öğrenim görürken tanıştığı Kanbur'un o dönem İzmir Polis Meslek Yüksekokulunda öğretmenlik yaptığını, buradaki öğrencilerle evlenmeden ve evlendikten sonra da sürekli irtibat halinde olduğunu belirtti.
Eski eşinin kendisinde "5 çocuk" yapmasını istediğini anlatan M.İ, şunları kaydetti: "Neden' diye sorduğumda, daha sonradan sebebini öğrendiğim, cemaatin uyguladığı, çalışan bayanların 3, çalışmayan bayanların ise 5 çocuk doğurmasının gerekli olduğunu söyledi. Evde uzun kıyafetler giymesi konusunda bana baskı yapardı. Dışarıda ise özellikle çalıştığı yer olan fakülteye giderken, giyinmem konusunda özenli ve açık giyinmem hususunda beni sürekli uyarırdı. Evde kapalı, dışarıda ise açık giyinmemin sebebini sorduğumda, 'Fişleniriz, fakültede benim konumum itibarıyla cemaate mensup olduğumun anlaşılmaması gerekiyor. Çalıştığım fakülteye gelirken giyimine dikkat et, tedbir yapmalıyız, dikkatli ol' ve benzeri cevaplarla sürekli bu durumu geçiştirirdi."

 

"Telefonlar, bataryalar ve SIM kartlar sökülüp kapı önüne konulurdu" 
Evlendiği günden beri her hafta düzenli olarak bir gün Antalya'daki evlerinde 10-15 kişilik gruplar halinde toplantılar yapıldığını belirten M.İ, şu bilgileri verdi: "Ne toplantısı yapıyorsunuz?' diye sorduğumda, 'Arkadaşlar gelecek, sohbet edeceğiz, iş konuşacağız' şeklinde cevap verdi. Bu toplantılar esnasında eve gelen giden kişileri görmem mümkün olmazdı. Toplantılar evin salonunda olurdu ve kesinlikle toplantı odasına telefon ve bilgisayar sokulmazdı. Salon kapısının önüne baktığımda bütün telefon bataryalarının ve SIM kartlarının sökük vaziyette kapının önünde olduğunu görürdüm. Bana sürekli olarak 'Konuştuğumuz konular özel, telefon dinlemesine karşı hassas davranmalıyız.' derdi. Ayrıca telefonda konuşurken 'Fetullah Gülen, sohbet, cemaat, namaz' ve benzeri ifadeler kullanılmaması gerektiğini tembihlerdi. İzlenimlerime göre evime toplantı amaçlı gelen insanlar, savcı, hakim, avukat ve fakültedeki hukuk hocalarıydı."

 

"Deşifre etmemem için tehdit etti"
Eski eşi kendisine şiddet uyguladığında "Fetullah Gülen hocanız size böyle mi öğretiyor?" diye tepki gösterdiğini aktaran M.İ, "CD'lerden Fetullah Gülen isimli şahsı MP3'ten dinlediği zamanlarda bile bana şiddet uyguladı. Boşandıktan sonra Fetullah Gülen cemaatinden olduğunu deşifre etmememi istedi. Gördüklerimi, duyduklarımı ve bildiklerimi hiçbir yerde ve kimseye anlatmamam gerektiğini savundu. 'Başına bela olurum' şeklinde beni birkaç kez tehdit etti." ifadelerini kullandı.

 

30 yıl hapsi isteniyor
İddianamede, şüphelinin TCK'nın "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etme" suçlarından 20-30 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 14 Nisan'da düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda, "terör örgütü üyesi olmak" ve "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlamasıyla tutuklan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur'un görevine, YÖK tarafından son verilmişti.


Son Güncelleme: Salı, 09 Ağustos 2016 11:54

Gösterim: 1414

Üniversiteye kayıt hakkı kazananların e-kayıtları yarın başlayacak, 16 Ağustos'ta sona erecek.

 

yokYÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, üniversitelere e-kayıtlar 12-16 Ağustos'ta, kayıtlar 15-19 Ağustos'ta, ek yerleştirme tercihleri 26-30 Ağustos'ta, ek yerleştirmeler sonrası kayıtlar ise 6-9 Eylül'de yapılacak.
Aynı tarihlerde, bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ancak ortaöğretim kurumlarından mezun olamayarak bütünleme veya tek ders sınavına girecek adayların da yükseköğretim kurumlarına geçici kayıtları gerçekleştirilecek.
Bu adaylardan, mezun olduklarına ilişkin belgelerini 30 Aralık 2016'ya kadar yükseköğretim kurumuna ibraz edenlerin asıl kayıtları gerçekleştirilecek ancak bu tarihe kadar mezuniyetlerini belgeleyemeyenlerin geçici kayıtları silinecek. Bu durumda olup belirlenen tarihlerde geçici kayıtlarını yaptırmayan adayların kayıtları yapılmayacak.


> Üniversitelere e-kayıtlar yarın başlıyor

Üniversiteye kayıt hakkı kazananların e-kayıtları yarın başlayacak, 16 Ağustos'ta sona erecek.

 

yokYÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, üniversitelere e-kayıtlar 12-16 Ağustos'ta, kayıtlar 15-19 Ağustos'ta, ek yerleştirme tercihleri 26-30 Ağustos'ta, ek yerleştirmeler sonrası kayıtlar ise 6-9 Eylül'de yapılacak.
Aynı tarihlerde, bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ancak ortaöğretim kurumlarından mezun olamayarak bütünleme veya tek ders sınavına girecek adayların da yükseköğretim kurumlarına geçici kayıtları gerçekleştirilecek.
Bu adaylardan, mezun olduklarına ilişkin belgelerini 30 Aralık 2016'ya kadar yükseköğretim kurumuna ibraz edenlerin asıl kayıtları gerçekleştirilecek ancak bu tarihe kadar mezuniyetlerini belgeleyemeyenlerin geçici kayıtları silinecek. Bu durumda olup belirlenen tarihlerde geçici kayıtlarını yaptırmayan adayların kayıtları yapılmayacak.


Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 13:11

Gösterim: 1564

Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, metastatik kanserlerin erken tanı ve tedavisinde yeni bir tedavi stratejisini ortaya koyduğu çalışmalarıyla Amerikan Patoloji Araştırmacıları Derneği’nin Genç Öğretim Üyesi Ödülü’nü kazandı. Bu ödülü Türkiye’den ilk kazanan akademisyen olan Gencer’in çalışması, dünyanın önde gelen bilim dergisi Nature’da da yayınlanacak.

salih_gencerÜsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, Amerika’da düzenlenen ve Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın da aralarında bulunduğu dünyanın önde gelen 14 bin akademisyenin katıldığı Deneysel Biyoloji (Experimental Biology) Kongresi’nden büyük ödülle döndü. Gencer, metastatik kanserlerin erken tanı ve tedavisinde yeni bir tedavi stratejisini ortaya koyduğu çalışmalarıyla bilim dünyasına yaptığı katkılardan dolayı Amerikan Patoloji Araştırmacıları Derneği’nin Genç Öğretim Üyesi Ödülü’nü aldı. San Diego kentinde gerçekleşen Kongre’de verilen tek ödülün sahibi olan Salih Gencer, aynı zamanda bu ödülü Türkiye’den kazanan ilk akademisyen de oldu.

Amerika’da uzun yıllar kanser üzerine çalışmalar gerçekleştirdi
Üsküdar Üniversitesi’nden önce uzun yıllar Amerika’daki Medical University of South Carolina’da kanser üzerine çalışmalar yürüten Dr. Gencer, yaptığı çalışmalar sonucunda kanserin tedavisinde etkili olabilecek, özellikle de metastatik(değişen) kanserlerin teşhis ve tedavisinde hedef olabilecek yeni bir sinyal yolağını keşfetti. Kanser hücrelerinin büyümesi ve metastaz yapmasında önemli rolleri olan hücredeki TGF-beta sinyal yolağının yeni bir mekanizma ile nasıl düzenlendiğini ortaya çıkardı. Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer’in bu çalışması ayrıca yalnızca en üst düzey bilimsel çalışmaların yer aldığı yaklaşık 150 yıllık dünyaca ünlü bilim dergisi Nature’da da yayınlanacak.

Avrupa’da ülkemizi temsil etmeye devam edecek

Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, beyin, karaciğer, lösemi gibi pek çok kanser türünde, hücre ölüm mekanizmaları ve metastatik kanserlerin oluşum mekanizmalarında yeni tanı ve tedavi yöntemleri üzerine geliştirdiği çalışmalarıyla Eylül ayında Portekiz’in Lizbon şehrinde düzenlenecek EMBO Young Scientists Forum’a da seçildi. İleriye yönelik projelerin ve yürütülen bilimsel çalışmaların konuşulup tartışılacağı bu önemli toplantıda Üsküdar Üniversitesi’ni ve Türkiye’yi temsil edecek. Avrupa’nın önde gelen kuruluşlarından biri olan “European Molecular Biology Organization’’ (EMBO-Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu), her yıl Türkiye’nin de aralarında olduğu Avrupa ülkelerine ciddi miktarlarda proje desteği veriyor.
Yrd. Doç. Dr. Gencer, ayrıca yine EMBO tarafından organize edilen ve Eylül ayında Almanya’nın Mannheim şehrinde gerçekleştirilecek olan 7.EMBO Toplantısı’na sınırlı sayıda kişiye verilen ‘’EMBO Travel Grant’’ ile katılmaya hak kazanarak, bu kongrede ‘’Metastatik Kanserlerin Teşhis ve Tedavisinde Yeni bir Yöntem’’ ile ilgili bir sözlü sunum yapacak.

> Büyük ödül Türk akademisyenin oldu

Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, metastatik kanserlerin erken tanı ve tedavisinde yeni bir tedavi stratejisini ortaya koyduğu çalışmalarıyla Amerikan Patoloji Araştırmacıları Derneği’nin Genç Öğretim Üyesi Ödülü’nü kazandı. Bu ödülü Türkiye’den ilk kazanan akademisyen olan Gencer’in çalışması, dünyanın önde gelen bilim dergisi Nature’da da yayınlanacak.

salih_gencerÜsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, Amerika’da düzenlenen ve Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın da aralarında bulunduğu dünyanın önde gelen 14 bin akademisyenin katıldığı Deneysel Biyoloji (Experimental Biology) Kongresi’nden büyük ödülle döndü. Gencer, metastatik kanserlerin erken tanı ve tedavisinde yeni bir tedavi stratejisini ortaya koyduğu çalışmalarıyla bilim dünyasına yaptığı katkılardan dolayı Amerikan Patoloji Araştırmacıları Derneği’nin Genç Öğretim Üyesi Ödülü’nü aldı. San Diego kentinde gerçekleşen Kongre’de verilen tek ödülün sahibi olan Salih Gencer, aynı zamanda bu ödülü Türkiye’den kazanan ilk akademisyen de oldu.

Amerika’da uzun yıllar kanser üzerine çalışmalar gerçekleştirdi
Üsküdar Üniversitesi’nden önce uzun yıllar Amerika’daki Medical University of South Carolina’da kanser üzerine çalışmalar yürüten Dr. Gencer, yaptığı çalışmalar sonucunda kanserin tedavisinde etkili olabilecek, özellikle de metastatik(değişen) kanserlerin teşhis ve tedavisinde hedef olabilecek yeni bir sinyal yolağını keşfetti. Kanser hücrelerinin büyümesi ve metastaz yapmasında önemli rolleri olan hücredeki TGF-beta sinyal yolağının yeni bir mekanizma ile nasıl düzenlendiğini ortaya çıkardı. Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer’in bu çalışması ayrıca yalnızca en üst düzey bilimsel çalışmaların yer aldığı yaklaşık 150 yıllık dünyaca ünlü bilim dergisi Nature’da da yayınlanacak.

Avrupa’da ülkemizi temsil etmeye devam edecek

Yrd. Doç. Dr. Salih Gencer, beyin, karaciğer, lösemi gibi pek çok kanser türünde, hücre ölüm mekanizmaları ve metastatik kanserlerin oluşum mekanizmalarında yeni tanı ve tedavi yöntemleri üzerine geliştirdiği çalışmalarıyla Eylül ayında Portekiz’in Lizbon şehrinde düzenlenecek EMBO Young Scientists Forum’a da seçildi. İleriye yönelik projelerin ve yürütülen bilimsel çalışmaların konuşulup tartışılacağı bu önemli toplantıda Üsküdar Üniversitesi’ni ve Türkiye’yi temsil edecek. Avrupa’nın önde gelen kuruluşlarından biri olan “European Molecular Biology Organization’’ (EMBO-Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu), her yıl Türkiye’nin de aralarında olduğu Avrupa ülkelerine ciddi miktarlarda proje desteği veriyor.
Yrd. Doç. Dr. Gencer, ayrıca yine EMBO tarafından organize edilen ve Eylül ayında Almanya’nın Mannheim şehrinde gerçekleştirilecek olan 7.EMBO Toplantısı’na sınırlı sayıda kişiye verilen ‘’EMBO Travel Grant’’ ile katılmaya hak kazanarak, bu kongrede ‘’Metastatik Kanserlerin Teşhis ve Tedavisinde Yeni bir Yöntem’’ ile ilgili bir sözlü sunum yapacak.

Son Güncelleme: Salı, 09 Ağustos 2016 11:44

Gösterim: 1474


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.