Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Dün gece yaşanan yaklaşık iki saatlik internet kesintisinin, Anonymous ve RedHack saldırılarını durdurmak için yapıldığı iddia edildi. Türk Telekom ise bu iddiaları yalanladı.

kabloDün 22.00 sıralarında başlayan ve yaklaşık iki saat süren internet bağlantı sorunu gecenin en önemli gündem maddesi oldu.

Tüm TTNET abonelerinin internet bağlantısı koparken diğer servis sağlayıcılarda hemen hemen hiç sorun yaşanmadı. Hatta TTNET de dahil olmak üzere 3G bağlantılar normal bir şekilde devam etti.

Ancak sosyal medyada yer alan bazı yorumlara göre, kısa süreli diğer operatörlerde de sorunlar yaşandı.

TTNET kesinti ile ilgili resmi bir açıklama yapmazken RedHack Grubu (Kızıl Hackerlar) ilginç bir iddia ortaya attı.

RedHack, kesintinin Türkiye'de resmi kurumlara yönelik bir siber saldırı nedeniyle gerçekleştiğini öne sürdü.

Anonymous Grubu'nun RedHack'e destek vermek amacıyla TTNet, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, Yargıtay'a dün gece itibariyle bir saldırı başlattığı belirtildi.

İddiaya göre bu saldırılar sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı'nın sistemleri çökertildi, bu saldırılarla baş edilemeyince de Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB), internet yurt dışı çıkışları kapattı.

Yine RedHack'e göre Anonymous'un saldırısına karşı alınan bu önlemden sonra kendi grupları yurt içinden saldırıyı devam ettirdiler, TİB de bu noktada 'fişi çekerek' tüm ADSL bağlantılarını kapattı. Böylece dün gece tüm Türkiye'de yaşanan internet bağlantı sorunu ortaya çıktı.

TELEKOM YALANLADI

Türk Telekom ise fiber altyapının yayılımı ve her noktaya ulaştırılmasına aracılık eden MPLS (Multi Protocol Label Switching) sisteminin kurulumu sırasında bir sorun çıktığını ve bu yüzden ülke genelinde birçok ilde kesinti yaşandığını açıkladı.

(milliyet)

> Dün gece internet kesintisi neden yapıldı?

Dün gece yaşanan yaklaşık iki saatlik internet kesintisinin, Anonymous ve RedHack saldırılarını durdurmak için yapıldığı iddia edildi. Türk Telekom ise bu iddiaları yalanladı.

kabloDün 22.00 sıralarında başlayan ve yaklaşık iki saat süren internet bağlantı sorunu gecenin en önemli gündem maddesi oldu.

Tüm TTNET abonelerinin internet bağlantısı koparken diğer servis sağlayıcılarda hemen hemen hiç sorun yaşanmadı. Hatta TTNET de dahil olmak üzere 3G bağlantılar normal bir şekilde devam etti.

Ancak sosyal medyada yer alan bazı yorumlara göre, kısa süreli diğer operatörlerde de sorunlar yaşandı.

TTNET kesinti ile ilgili resmi bir açıklama yapmazken RedHack Grubu (Kızıl Hackerlar) ilginç bir iddia ortaya attı.

RedHack, kesintinin Türkiye'de resmi kurumlara yönelik bir siber saldırı nedeniyle gerçekleştiğini öne sürdü.

Anonymous Grubu'nun RedHack'e destek vermek amacıyla TTNet, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, Yargıtay'a dün gece itibariyle bir saldırı başlattığı belirtildi.

İddiaya göre bu saldırılar sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı'nın sistemleri çökertildi, bu saldırılarla baş edilemeyince de Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB), internet yurt dışı çıkışları kapattı.

Yine RedHack'e göre Anonymous'un saldırısına karşı alınan bu önlemden sonra kendi grupları yurt içinden saldırıyı devam ettirdiler, TİB de bu noktada 'fişi çekerek' tüm ADSL bağlantılarını kapattı. Böylece dün gece tüm Türkiye'de yaşanan internet bağlantı sorunu ortaya çıktı.

TELEKOM YALANLADI

Türk Telekom ise fiber altyapının yayılımı ve her noktaya ulaştırılmasına aracılık eden MPLS (Multi Protocol Label Switching) sisteminin kurulumu sırasında bir sorun çıktığını ve bu yüzden ülke genelinde birçok ilde kesinti yaşandığını açıkladı.

(milliyet)

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Nisan 2012 12:26

Gösterim: 2820

TÜBİTAK ‘tan siber saldırı uyarısı geldi. 27 Nisan-1 Mayıs arasında siber saldırı geliyor. İlk iş, basit parolaları değiştirin!

“27 Nisan-1 Mayıs arasında kurumunuza siber saldırı yapılabilir!” Bu uyarı dün tüm kamu kurumlarının bilgi işlem yöneticilerine gönderildi. Gönderen ise TÜBİTAK. TÜBİTAK bünyesinde çalışan Ulusal Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi Koordinasyon Merkezi (TR-BOME), Emniyet Genel Müdürlüğü Bilişim Suçlarıyla Mücadele Başkanlığı’ndan gelen siber saldırı olabilir uyarısının ardından kamuya muhtemel saldırıları anlattı ve önlem alınmasını istedi. En dikkat çekici uyarı ise “Basit parolaları değiştirin” oldu. Bu uyarı akla RedHack’i ve onun hack’lediği Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nı getirdi. İki kurumun da admin şifresinin 123456 olduğu ortaya çıkmıştı.

TÜBİTAK’ın kamu kurumlarına gönderdiğini teyit ettiği iletide şu ifadelere yer verildi: “Sayın Sistem Yöneticisi, TÜBİTAK Bilgi ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi Koordinasyon Merkezi (TR-BOME), ülkemizde meydana gelen veya gelebilecek siber güvenlik olayları ile ilgili yurtiçi ve yurtdışından internet sayfası, e-posta adresi, telefon yoluyla ihbar kabul etmekte ve olayla ilgili taraflar arasında koordinasyon görevini yürütmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilişim Suçlarıyla Mücadele Başkanlığı’ndan gelen bilgi ve internet forum sitelerinden elde edilen bilgiler neticesinde, 27 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde kurumunuza yönelik siber saldırı yapılabileceği bilgisine ulaşılmıştır.”

Hangi yöntemler bekleniyor

Olası siber saldırı çeşitleri hakkında bilgi veren TÜBİTAK özellikle 3 saldırı ile ilgili kurumları uyarıyor. Uyarılardan ilki RDP (Remote Desktop Protocol) açıklığı saldırısı. Bu açık ile hacker’lar uzak masaüstü yöntemiyle kullanıcının direkt olarak bilgisayarlarına ulaşıp sistemi tıkayabiliyor. İkincisi ise DDOS Saldırısı adı verilen “Dağıtık Hizmet Dışı Bırakma” yöntemi. Bu yöntem ile açık kaynak kodu ile birlikte sunulan truva atları sürekli değişim gösteriyor, bu nedenle anti-virüs programları tarafından tanınamıyor. Sonuç olarak hack’lenen siteye binlerce sorgu bir anda gönderildiği için sistem kilitleniyor ve aşırı yüklenmeden ötürü çöküyor. TÜBİTAK’ın uyardığı üçüncü yöntem ise SQL enjeksiyonu saldırısı. Yapısal Sorgulama Dili (Structured Query Language - SQL) denilen bu yöntemde sistemin veri deposuna girebiliyor ve içerdiği tüm veriler elde edebiliyor. Bu yöntem genel olarak dünya çapında kredi kartı bilgilerine ulaşma amacıyla kullanılıyor.

RedHack: Fişi çeksinler

Radikal’e konu ile ilgili açıklamalarda bulunan RedHack grubu TÜBİTAK’ın “Basit parolaları değiştirin” uyarısı ile ilgili olarak “Bizler sistemlere basit şifreleri deneyerek girmiyoruz, girdiğimiz sistemlerde şifrelerin basit olduğunu görüyoruz” dedi. Bir sisteme girmek için yüzlerce yol bulunduğunu söyleyen grup “Birini kapatsalar bir diğeri açık kalacaktır. TÜBİTAK’a tek önerimiz fişi çekip beklesinler” ifadelerini kullandı.

Şirin Baba liderli hacker’lar!

İsimlerini önce Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü sonra da İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hack’leyerek duyurdular. İsimleri RedHack. 1997’den beri faaliyetteler. Grup liderleri Radikal’e verdiği röportajda daha önceki liderlik nicki MaNYaK’ı değiştirip “Yerine Şirin Baba’yı önder seçtik, daha sevimli” demişti. Haklarında büyük çaplı bir soruşturma olduğu biliniyor ama grup üyeleri yayımladıkları bir mesajda “Polisinden de, özel savcısından da, Interpol’ünden, MİT’ine CIA’ine kadar sinmiyoruz, korkmuyoruz” diyor.

(radikal)

> Şirin Baba bu sefer şirinlik yapmayacak!

TÜBİTAK ‘tan siber saldırı uyarısı geldi. 27 Nisan-1 Mayıs arasında siber saldırı geliyor. İlk iş, basit parolaları değiştirin!

“27 Nisan-1 Mayıs arasında kurumunuza siber saldırı yapılabilir!” Bu uyarı dün tüm kamu kurumlarının bilgi işlem yöneticilerine gönderildi. Gönderen ise TÜBİTAK. TÜBİTAK bünyesinde çalışan Ulusal Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi Koordinasyon Merkezi (TR-BOME), Emniyet Genel Müdürlüğü Bilişim Suçlarıyla Mücadele Başkanlığı’ndan gelen siber saldırı olabilir uyarısının ardından kamuya muhtemel saldırıları anlattı ve önlem alınmasını istedi. En dikkat çekici uyarı ise “Basit parolaları değiştirin” oldu. Bu uyarı akla RedHack’i ve onun hack’lediği Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nı getirdi. İki kurumun da admin şifresinin 123456 olduğu ortaya çıkmıştı.

TÜBİTAK’ın kamu kurumlarına gönderdiğini teyit ettiği iletide şu ifadelere yer verildi: “Sayın Sistem Yöneticisi, TÜBİTAK Bilgi ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi Koordinasyon Merkezi (TR-BOME), ülkemizde meydana gelen veya gelebilecek siber güvenlik olayları ile ilgili yurtiçi ve yurtdışından internet sayfası, e-posta adresi, telefon yoluyla ihbar kabul etmekte ve olayla ilgili taraflar arasında koordinasyon görevini yürütmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilişim Suçlarıyla Mücadele Başkanlığı’ndan gelen bilgi ve internet forum sitelerinden elde edilen bilgiler neticesinde, 27 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde kurumunuza yönelik siber saldırı yapılabileceği bilgisine ulaşılmıştır.”

Hangi yöntemler bekleniyor

Olası siber saldırı çeşitleri hakkında bilgi veren TÜBİTAK özellikle 3 saldırı ile ilgili kurumları uyarıyor. Uyarılardan ilki RDP (Remote Desktop Protocol) açıklığı saldırısı. Bu açık ile hacker’lar uzak masaüstü yöntemiyle kullanıcının direkt olarak bilgisayarlarına ulaşıp sistemi tıkayabiliyor. İkincisi ise DDOS Saldırısı adı verilen “Dağıtık Hizmet Dışı Bırakma” yöntemi. Bu yöntem ile açık kaynak kodu ile birlikte sunulan truva atları sürekli değişim gösteriyor, bu nedenle anti-virüs programları tarafından tanınamıyor. Sonuç olarak hack’lenen siteye binlerce sorgu bir anda gönderildiği için sistem kilitleniyor ve aşırı yüklenmeden ötürü çöküyor. TÜBİTAK’ın uyardığı üçüncü yöntem ise SQL enjeksiyonu saldırısı. Yapısal Sorgulama Dili (Structured Query Language - SQL) denilen bu yöntemde sistemin veri deposuna girebiliyor ve içerdiği tüm veriler elde edebiliyor. Bu yöntem genel olarak dünya çapında kredi kartı bilgilerine ulaşma amacıyla kullanılıyor.

RedHack: Fişi çeksinler

Radikal’e konu ile ilgili açıklamalarda bulunan RedHack grubu TÜBİTAK’ın “Basit parolaları değiştirin” uyarısı ile ilgili olarak “Bizler sistemlere basit şifreleri deneyerek girmiyoruz, girdiğimiz sistemlerde şifrelerin basit olduğunu görüyoruz” dedi. Bir sisteme girmek için yüzlerce yol bulunduğunu söyleyen grup “Birini kapatsalar bir diğeri açık kalacaktır. TÜBİTAK’a tek önerimiz fişi çekip beklesinler” ifadelerini kullandı.

Şirin Baba liderli hacker’lar!

İsimlerini önce Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü sonra da İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hack’leyerek duyurdular. İsimleri RedHack. 1997’den beri faaliyetteler. Grup liderleri Radikal’e verdiği röportajda daha önceki liderlik nicki MaNYaK’ı değiştirip “Yerine Şirin Baba’yı önder seçtik, daha sevimli” demişti. Haklarında büyük çaplı bir soruşturma olduğu biliniyor ama grup üyeleri yayımladıkları bir mesajda “Polisinden de, özel savcısından da, Interpol’ünden, MİT’ine CIA’ine kadar sinmiyoruz, korkmuyoruz” diyor.

(radikal)

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Nisan 2012 11:19

Gösterim: 3063

Gençlerdeki depresyonla mücadele için bir bilgisayar oyunu geliştirildi.

depresyona iyi gelen oyuYeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nden bilimadamlarının geliştirdiği 3 boyutlu "Sparx" adlı oyunda, gençlerin kendilerine benzeyen karakterler seçerek depresyonun belirtilerini ve rahatlama yollarını keşfetmeleri amaçlanıyor.

Yedi aşamalı oyunda oyuncunun "Karanlık" adı verilen ve olumsuz düşünceleri temsil eden küçük sinekleri öldürmesi, "Volkan" bölümünde ejderhaların sorularına cevap vererek öfke gibi yoğun duyguları kontrol etmeyi öğrenmesi, son olarak da keyifsizliğini tanımlaması ve dışarıdan ne zaman yardım alacağını öğrenmesi hedefleniyor.

Bilimadamları ortalama 15 yaşındaki 168 gencin katılımıyla oyunun etkinliğini test etti.

Gençler iki eşit gruba ayrıldı. İlk gruptakiler 4-7 hafta oyunu oynadı. Diğer gruptakiler ise 5 kez psikologla görüştü. Üç ayın sonunda oyunu oynayanların yüzde 44'ü depresyondan tamamen kurtuldu.

Araştırma sonuçları İngiliz Tıp Dergisi'nde yayımlandı.

Konuya ilişkin makale Fransız Le Figaro gazetesinin internet sitesinde de yer alıyor.

> Bu oyun depresyona iyi geliyor

Gençlerdeki depresyonla mücadele için bir bilgisayar oyunu geliştirildi.

depresyona iyi gelen oyuYeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nden bilimadamlarının geliştirdiği 3 boyutlu "Sparx" adlı oyunda, gençlerin kendilerine benzeyen karakterler seçerek depresyonun belirtilerini ve rahatlama yollarını keşfetmeleri amaçlanıyor.

Yedi aşamalı oyunda oyuncunun "Karanlık" adı verilen ve olumsuz düşünceleri temsil eden küçük sinekleri öldürmesi, "Volkan" bölümünde ejderhaların sorularına cevap vererek öfke gibi yoğun duyguları kontrol etmeyi öğrenmesi, son olarak da keyifsizliğini tanımlaması ve dışarıdan ne zaman yardım alacağını öğrenmesi hedefleniyor.

Bilimadamları ortalama 15 yaşındaki 168 gencin katılımıyla oyunun etkinliğini test etti.

Gençler iki eşit gruba ayrıldı. İlk gruptakiler 4-7 hafta oyunu oynadı. Diğer gruptakiler ise 5 kez psikologla görüştü. Üç ayın sonunda oyunu oynayanların yüzde 44'ü depresyondan tamamen kurtuldu.

Araştırma sonuçları İngiliz Tıp Dergisi'nde yayımlandı.

Konuya ilişkin makale Fransız Le Figaro gazetesinin internet sitesinde de yer alıyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 26 Nisan 2012 09:38

Gösterim: 2025

Cep telefonu operatörlerinin uzun süredir uyguladığı "Adil kullanım kotası" sistemi, ülkemiz internet servis sağlayıcıları tarafından da benimsenip, kullanıcıların internet bağlantı hızları 1Mbit gibi komik rakamlara düşürülünce tüketiciler ayağa kalktı.

"Adil kullanım kotası" uygulaması devreye alınmadan önce sözleşmesi yapılan tarifelerde bile kullanıcılara haber vermeksizin değişikliğe gidilirken, satılan "yüksek hızlı" internet bağlantıları da konulan bu kota ile işlevini yitirdi.

Özellikle Nisan ayında yaygınlaşan uygulama sonucunda, aylık kullanımında 50 GB kotanın üzerine çıkan kullanıcıların "ışık hızındaki" internet bağlantıları 1 Mbit hızına çekiliyor.

50 GB neden yetersiz?

Eğer 20 Mbit hızında internet bağlantınız varsa, bu saniyede yaklaşık 2.5 MB (megabayt) hızla dosya transfer edebileceğiniz anlamına geliyor.

Yani 1 dakika içerisinde 150 megabayt, 1 saat içerisinde de 9 gigabayt'a varan büyüklükte veri transferi yapabilir, dosya indirebilirsiniz.

50 gigabaytlık kotayı doldurmak içinse, (tarifenizde yazan transfer hızına tam ulaşamasanız da) 6-7 saat gibi bir süre boyunca dosya aktarımı yapmak yeterli olacaktır.

Uzaktan eğitim veren kurumların öğrencilerinin dersleri internet üzerinden videolar ve canlı bağlantılarla takip ettikleri, 720p çözünürlüğe sahip 5 dakikalık bir YouTube videosunun boyutunun 70 megabaytı aştığı göz önüne alındığında günde 2 saat video izleyerek bile 50 GB'lik "adil kullanım" kotasını aşmak mümkün. Eğer her gün girdiğiniz siteleri de ziyaret ederseniz, daha ayın ortasında kotanızı doldurabilirsiniz.

Kullanıcılar isyan ediyor!

Şirketlerin "adil kullanım kotasını" kendilerine haber vermeksizin devreye aldığını savunan kullanıcılar internet üzerinden örgütlenmeye başladılar.

Yalnızca 1 hafta önce tescil edilen www.dusukhizahayir.com adresinde başlatılan imza kampanyasına şu ana kadar katılan kullanıcı sayısı 18 bin 515'e ulaşırken, aynı amaçla Facebook üzerinde başlatılmış gruplar da bulunmakta.

Şirketlerden "adil kullanım kotası" uygulamalarını değiştirmelerini isteyen kullanıcılar, kotanın tamamen kaldırılmasındansa, daha mantıklı bir hale getirilebileceğini belirtiyorlar. Şu andaki uygulamada, tarifenizdeki internet bağlantı hızınıza bakılmaksızın kotanızı aştığınız anda hızını 1 Mbit'e çekiliyor. Bu da saniyede yaklaşık 125 kilobaytlık bir veri aktarım hızı demek.

Kullanıcılar, 50 GB gibi "komik" bir kota yerine 250 GB gibi bir kota uygulanmasını, kota aşımında da tarifede yer alan hıza göre internet bağlantı hızının düşürülmesini istiyorlar. Forumlarda ve çeşitli sitelerde yer alan önerilerde, 8 Mbit'lik tarifelerin kota aşımında hızlarının 2 Mbit'e, 16 Mbit'lik tarifelerin 4 Mbit'e düşürülerek daha "adil" bir kullanım sağlanabileceği vurgulanıyor.

İki saatte 1.400 imza!

Dusukhizahayir.com sitesinin kurucusu Egemen, TTNET'in adil kullanım kotasını protesto etmek amacıyla bu siteyi hazırladığını söylüyor ve süreci şöyle anlatıyor:

"Üyesi olduğum Donanimhaber forumlarında "adil kullanım kotası" konusu tartışılırken aklıma gelen bu fikri paylaştım. İnsanlardan gelen desteği görünce de, 5 saat gibi kısa bir süre içerisinde dusukhizahayir.com sitesini hazırlayarak yayına aldık. Daha ilk saatlerinde bin 400'ü aşkın kişi siteye gelip, "Adil kullanım kotası"na karşı imza verdi. Şu anda 20 bin imzaya yaklaşmış bulunuyoruz, hedefimiz ise 50 bin imza"

İtiraz edip, eski hızınıza kavuşabilirsiniz!

Eğer internet servis sağlayıcınızın "Adil kullanım kotası" uygulaması imzaladığınız sözleşmelerde yer almıyorsa, Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak eski internet hızınıza kavuşabilirsiniz. Şirketlerin "limitsiz" adı altında "limitli" tarife satarak tüketiciyi yanılttıklarını savunan kullanıcılar, "adil kullanım kotası" ibaresi bulunmayan sözleşmelerini ve bu uygulamaya itirazlarını içeren dilekçeyi bulundukları ilçelerde yer alan Tüketici Hakem Heyeti'ne verebiliyorlar.

Bu şekilde Tüketici Hakem Heyetlerine başvuran kullanıcılar, internet hızlarının eskiye döndüğünü ve "adil kullanım kotası" uygulamasından kurtulduklarının altını çiziyorlar.

(milliyet)

> 'Adil kullanım kotası' adil mi?

Cep telefonu operatörlerinin uzun süredir uyguladığı "Adil kullanım kotası" sistemi, ülkemiz internet servis sağlayıcıları tarafından da benimsenip, kullanıcıların internet bağlantı hızları 1Mbit gibi komik rakamlara düşürülünce tüketiciler ayağa kalktı.

"Adil kullanım kotası" uygulaması devreye alınmadan önce sözleşmesi yapılan tarifelerde bile kullanıcılara haber vermeksizin değişikliğe gidilirken, satılan "yüksek hızlı" internet bağlantıları da konulan bu kota ile işlevini yitirdi.

Özellikle Nisan ayında yaygınlaşan uygulama sonucunda, aylık kullanımında 50 GB kotanın üzerine çıkan kullanıcıların "ışık hızındaki" internet bağlantıları 1 Mbit hızına çekiliyor.

50 GB neden yetersiz?

Eğer 20 Mbit hızında internet bağlantınız varsa, bu saniyede yaklaşık 2.5 MB (megabayt) hızla dosya transfer edebileceğiniz anlamına geliyor.

Yani 1 dakika içerisinde 150 megabayt, 1 saat içerisinde de 9 gigabayt'a varan büyüklükte veri transferi yapabilir, dosya indirebilirsiniz.

50 gigabaytlık kotayı doldurmak içinse, (tarifenizde yazan transfer hızına tam ulaşamasanız da) 6-7 saat gibi bir süre boyunca dosya aktarımı yapmak yeterli olacaktır.

Uzaktan eğitim veren kurumların öğrencilerinin dersleri internet üzerinden videolar ve canlı bağlantılarla takip ettikleri, 720p çözünürlüğe sahip 5 dakikalık bir YouTube videosunun boyutunun 70 megabaytı aştığı göz önüne alındığında günde 2 saat video izleyerek bile 50 GB'lik "adil kullanım" kotasını aşmak mümkün. Eğer her gün girdiğiniz siteleri de ziyaret ederseniz, daha ayın ortasında kotanızı doldurabilirsiniz.

Kullanıcılar isyan ediyor!

Şirketlerin "adil kullanım kotasını" kendilerine haber vermeksizin devreye aldığını savunan kullanıcılar internet üzerinden örgütlenmeye başladılar.

Yalnızca 1 hafta önce tescil edilen www.dusukhizahayir.com adresinde başlatılan imza kampanyasına şu ana kadar katılan kullanıcı sayısı 18 bin 515'e ulaşırken, aynı amaçla Facebook üzerinde başlatılmış gruplar da bulunmakta.

Şirketlerden "adil kullanım kotası" uygulamalarını değiştirmelerini isteyen kullanıcılar, kotanın tamamen kaldırılmasındansa, daha mantıklı bir hale getirilebileceğini belirtiyorlar. Şu andaki uygulamada, tarifenizdeki internet bağlantı hızınıza bakılmaksızın kotanızı aştığınız anda hızını 1 Mbit'e çekiliyor. Bu da saniyede yaklaşık 125 kilobaytlık bir veri aktarım hızı demek.

Kullanıcılar, 50 GB gibi "komik" bir kota yerine 250 GB gibi bir kota uygulanmasını, kota aşımında da tarifede yer alan hıza göre internet bağlantı hızının düşürülmesini istiyorlar. Forumlarda ve çeşitli sitelerde yer alan önerilerde, 8 Mbit'lik tarifelerin kota aşımında hızlarının 2 Mbit'e, 16 Mbit'lik tarifelerin 4 Mbit'e düşürülerek daha "adil" bir kullanım sağlanabileceği vurgulanıyor.

İki saatte 1.400 imza!

Dusukhizahayir.com sitesinin kurucusu Egemen, TTNET'in adil kullanım kotasını protesto etmek amacıyla bu siteyi hazırladığını söylüyor ve süreci şöyle anlatıyor:

"Üyesi olduğum Donanimhaber forumlarında "adil kullanım kotası" konusu tartışılırken aklıma gelen bu fikri paylaştım. İnsanlardan gelen desteği görünce de, 5 saat gibi kısa bir süre içerisinde dusukhizahayir.com sitesini hazırlayarak yayına aldık. Daha ilk saatlerinde bin 400'ü aşkın kişi siteye gelip, "Adil kullanım kotası"na karşı imza verdi. Şu anda 20 bin imzaya yaklaşmış bulunuyoruz, hedefimiz ise 50 bin imza"

İtiraz edip, eski hızınıza kavuşabilirsiniz!

Eğer internet servis sağlayıcınızın "Adil kullanım kotası" uygulaması imzaladığınız sözleşmelerde yer almıyorsa, Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak eski internet hızınıza kavuşabilirsiniz. Şirketlerin "limitsiz" adı altında "limitli" tarife satarak tüketiciyi yanılttıklarını savunan kullanıcılar, "adil kullanım kotası" ibaresi bulunmayan sözleşmelerini ve bu uygulamaya itirazlarını içeren dilekçeyi bulundukları ilçelerde yer alan Tüketici Hakem Heyeti'ne verebiliyorlar.

Bu şekilde Tüketici Hakem Heyetlerine başvuran kullanıcılar, internet hızlarının eskiye döndüğünü ve "adil kullanım kotası" uygulamasından kurtulduklarının altını çiziyorlar.

(milliyet)

Son Güncelleme: Perşembe, 26 Nisan 2012 16:36

Gösterim: 3114

Türkiye Djital Oyunlar Federasyonu (TÜDOF) Başkanı Mevlüt Dinç, dünya dijital oyun piyasasının sürekli büyüdüğüne dikkati çekerek, ''Dünyada 1 milyarın üzerinde insan aktif olarak oyun oynuyor. Türkiye'de bu sayı 20 milyon civarında.

bilgisayar oyunlarıOyuncu yaşı dünyada ve Türkiye'de giderek küçülüyor. Henüz 3 yaşındaki çocuklar tablet bilgisayarlarda inanılmaz oyun oynuyor'' diye konuştu.

Dijital oyun piyasasının ekonomik krizlerden etkilenmediğini ve dünyada toplam 70 milyar dolarlık bir sektör olduğunu vurgulayan Dinç, sadece bir oyunun 450 milyon kez indirildiğine dikkati çekti. Dinç, bazı sosyal paylaşım sitelerinin de giderek oyun oynama ortamları haline geldiğini söyledi. 250 milyon kişinin sadece Facebook üzerinden oyun oynadığını vurgulayan Dinç, ''Facebook'ta artık herkes bulması gereken arkadaşlarını buldu ve şimdi bu siteler oyun oynamak için kullanılıyor'' dedi.

Dinç'in verdiği bilgiye göre; 20 milyonluk dijital oyun oynayan kitleye rağmen Türkiye'nin dijital oyun piyasasındaki payı çok düşük seviyelerde. Türkiye'de dijital oyun sektörünün toplam cirosu, 150-200 milyon dolar civarında ve oynanan oyunların çok büyük bölümü yabancı. Bu sektörde son yılda büyük gelişme gösteren Çin ve Güney Kore'de ise oynanan dijital oyunların yüzde 95'i bu ülkelerin kendisi tarafından üretiliyor ve bu oyunlara dünya piyasasında büyük rağbet gösteriliyor. 

Oyun sektörü sinema sektörünü geçti

Güney Kore'de dijital oyun piyasasında varlık gösteren bir firmanın cirosunun 900 milyon doları bulduğunu belirten Dinç, oyun sektörünün 30 yılda sinema sektörünü büyük farkla geçtiğini ve katma değerinin çok yüksek olduğunu söyledi.

> Türkiye’de 20 milyon kişi oyun oynuyor

Türkiye Djital Oyunlar Federasyonu (TÜDOF) Başkanı Mevlüt Dinç, dünya dijital oyun piyasasının sürekli büyüdüğüne dikkati çekerek, ''Dünyada 1 milyarın üzerinde insan aktif olarak oyun oynuyor. Türkiye'de bu sayı 20 milyon civarında.

bilgisayar oyunlarıOyuncu yaşı dünyada ve Türkiye'de giderek küçülüyor. Henüz 3 yaşındaki çocuklar tablet bilgisayarlarda inanılmaz oyun oynuyor'' diye konuştu.

Dijital oyun piyasasının ekonomik krizlerden etkilenmediğini ve dünyada toplam 70 milyar dolarlık bir sektör olduğunu vurgulayan Dinç, sadece bir oyunun 450 milyon kez indirildiğine dikkati çekti. Dinç, bazı sosyal paylaşım sitelerinin de giderek oyun oynama ortamları haline geldiğini söyledi. 250 milyon kişinin sadece Facebook üzerinden oyun oynadığını vurgulayan Dinç, ''Facebook'ta artık herkes bulması gereken arkadaşlarını buldu ve şimdi bu siteler oyun oynamak için kullanılıyor'' dedi.

Dinç'in verdiği bilgiye göre; 20 milyonluk dijital oyun oynayan kitleye rağmen Türkiye'nin dijital oyun piyasasındaki payı çok düşük seviyelerde. Türkiye'de dijital oyun sektörünün toplam cirosu, 150-200 milyon dolar civarında ve oynanan oyunların çok büyük bölümü yabancı. Bu sektörde son yılda büyük gelişme gösteren Çin ve Güney Kore'de ise oynanan dijital oyunların yüzde 95'i bu ülkelerin kendisi tarafından üretiliyor ve bu oyunlara dünya piyasasında büyük rağbet gösteriliyor. 

Oyun sektörü sinema sektörünü geçti

Güney Kore'de dijital oyun piyasasında varlık gösteren bir firmanın cirosunun 900 milyon doları bulduğunu belirten Dinç, oyun sektörünün 30 yılda sinema sektörünü büyük farkla geçtiğini ve katma değerinin çok yüksek olduğunu söyledi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Nisan 2012 15:53

Gösterim: 1705


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.