Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan (YURTKUR) burs, öğrenim kredisi almaya hak kazanan öğrencilere, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a teslim etmeleri halinde ödeme yapılacak.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan (YURTKUR) burs, öğrenim kredisi almaya hak kazanan öğrencilere, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a teslim etmeleri halinde 6 Şubat'ta, 10 Şubat'a kadar teslim etmeleri halinde ise 6 Mart'ta ödeme yapılacak. YURTKUR'dan yapılan yazılı açıklamada, burs, öğrenim ve katkı kredisi değerlendirme sonuçlarının 15 Aralık 2011'de açıklandığı anımsatıldı.
Buna göre, öğrenciler taahhüt senetlerini 10 Şubat 2012 tarihine kadar herhangi bir noterde, tanzim ve tasdik ettirerek kurumun bölge ve/veya yurt müdürlüklerine teslim edecek. Bölge ve/veya yurt müdürlüğü bulunmayan yerlerde ise ''Cemal Gürsel Cad. No:61 06590 Cebeci/Ankara'' adresindeki Kredi Dairesi Başkanlığına postayla gönderecek veya elden teslim edecek.
Taahhüt senetlerini 30 Aralık 2011 tarihi mesai saati bitimine kadar teslim edenlerin burs/öğrenim kredisi ödemelerinin 6 Ocak 2012 tarihinde yapıldığı anımsatılan açıklamada, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a kadar teslim edenlerin burs kredi ödemelerinin 6 Şubat'ta, 10 Şubat'a kadar teslim edenlerin ise 6 Mart'ta yapılacağı kaydedildi.
(haber7.com)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Burs ve kredi
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan (YURTKUR) burs, öğrenim kredisi almaya hak kazanan öğrencilere, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a teslim etmeleri halinde ödeme yapılacak.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan (YURTKUR) burs, öğrenim kredisi almaya hak kazanan öğrencilere, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a teslim etmeleri halinde 6 Şubat'ta, 10 Şubat'a kadar teslim etmeleri halinde ise 6 Mart'ta ödeme yapılacak. YURTKUR'dan yapılan yazılı açıklamada, burs, öğrenim ve katkı kredisi değerlendirme sonuçlarının 15 Aralık 2011'de açıklandığı anımsatıldı.
Buna göre, öğrenciler taahhüt senetlerini 10 Şubat 2012 tarihine kadar herhangi bir noterde, tanzim ve tasdik ettirerek kurumun bölge ve/veya yurt müdürlüklerine teslim edecek. Bölge ve/veya yurt müdürlüğü bulunmayan yerlerde ise ''Cemal Gürsel Cad. No:61 06590 Cebeci/Ankara'' adresindeki Kredi Dairesi Başkanlığına postayla gönderecek veya elden teslim edecek.
Taahhüt senetlerini 30 Aralık 2011 tarihi mesai saati bitimine kadar teslim edenlerin burs/öğrenim kredisi ödemelerinin 6 Ocak 2012 tarihinde yapıldığı anımsatılan açıklamada, taahhüt senetlerini 31 Ocak'a kadar teslim edenlerin burs kredi ödemelerinin 6 Şubat'ta, 10 Şubat'a kadar teslim edenlerin ise 6 Mart'ta yapılacağı kaydedildi.
(haber7.com)
Son Güncelleme: Cuma, 27 Ocak 2012 13:51
Gösterim: 2971
Alanında uzman akademik kadrosu sürekli olarak büyüyen ve yeni eğitim öğretim dönemine ses getirecek yeniliklerle girmeye hazırlanan Almanca eğitiminin öncü ismi DAS Akademie’nin yöneticileri yeni projelerini, güçlenen akademik kadrosunun hedeflerini ve vizyonunu anlattı.
DAS AKADEMİE EĞİTMEN KADROSU İLE GÜÇLENMEYE DEVAM EDİYOR
DAS Akademi’nin Almanca eğitimine verdiği önemi ve çabayı anlamak için önce yöneticilerini tanımamız lazım. Yabancıl dil öğretimine yıllarını vermiş iki eğitimcideneyimleri ve her şeyin üzerinde tuttukları öğretmenlik idealleri ile eğitim kadrosuna da liderlik ediyor. DAS Akademie Kurucusu Nilgün Akdoğan ve kurum CEO’su Azize Sorguç eğitim yöneticiliği rollerindeki iki anahtar isim olarak öne çıkıyor. 25. kuruluş yıldönümünü kutlamakta olan DAS Akademie,bu iki eğitimcinin önderliğinde,eğitim dünyasında adını en güvenilen kurumlar arasına yazdırmaya devam ediyor. DAS Akademie’nin büyüyen ve güçlenen eğitimci ağırlıklı kadrosundan bahsetmiştik, bu bağlamda kurumun eğitim vizyonuna katkı sağlayan yeni isimleri yakından tanıyalım.
DAS Akademie Business Development & E-Learning Direktörü Mona Aykul, 2016 yılında Türk-Alman Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışmış, 2020-2022 yılları arasında da aynı üniversitenin uzaktan eğitim sistemini kurmuş ve Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarında eğitim teknolojileri, öğretim tasarımı, dijital yetkinlikler ve e-öğrenme konularında yoğunlaşmış, Türkiye ve Avrupa’da önemli konferans ve etkinliklerde birçok defa çalışmalarını sunmuştur. Mona Aykul hem Türkiye’de hem de başta Almanya, İsviçre, Avusturya, İngiltere ve Polonya gibi ülkelerolmak üzere Avrupa’da eğitimde teknoloji ve dijital yetkinlikler konusunda kurumlara, eğitimcilere ve öğrencilere yönelik seminerler, çalıştaylar ve eğitim programları hazırlayıp sunmakta ve akademik danışmanlıklarla desteklemektedir. Mona Aykul, bir DAS Akademie ürünü olan ve yüzlerce okultarafından kullanılan İnteraktif Dijital Almanca Eğitim Platformu Minticity ile ilgili olarak yürütmekte olduğugüncel araştırma ve analiz çalışmasını şöyle özetliyor: “Teknolojinin eğitim ve öğretim süreçlerine entegrasyonu kapsamında yabancı dil öğretiminde de yenilikçi yöntemlere yönelmek bir ihtiyaç haline gelmekte. Bu bağlamda yürüttüğümüz araştırmanın amacı oyunlaştırılmış bir Almanca e-öğrenme platformuna yönelik öğretmen görüşlerini incelemektir. Araştırmamız Minticity’yi kullanan, farklı eğitim kurumlarında, farklı kademelerde 40 Almanca öğretmeninim katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formundan yararlanılmış olup, toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak oyunlaştırılmış bir e-öğrenme ortamında oyunlaştırma öğelerinin kullanımının, dersi ilgi çekici ve eğlenceli hale getirme, öğrenme motivasyonu geliştirme, Almanca dersine karşı tutumu olumlu yönde etkilemesi ve öğrenilen konuların tekrarla pekiştirilmesi sağlama açısından yararlı olabileceği ifade edilmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusundaeğitimciler için çeşitli önerilerde bulunulmaktadır. Minticity eğitimlerimizde ve seminerlerimizde bu bulgulardan yola çıkıyoruz.”
TELC SINAV SÜRECİ NASIL İŞİLİYOR?
DAS Akademie Marmara Bölgesi telc Koordinatörü Yeşim Altınay ise, Ağustos 2023 tarihindegörevine başladı. Altınay, 2009 yılında Bahçeşehir Eğitim Kurumları’nda başladığı Almanca Öğretmenliği görevi, aynı Kurumun Genel Merkezi’nde Almanca Bölüm Başkanlığı idari görevi ile devam etmiştir. Yeşim Altınay, DAS Akademie Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tuba Başer ile birlikte yürüttükleri çalışmaları şu şekilde aktarıyor: “2023-2024 eğitim ve öğretim yılı için, telc okul sınavları yetkili sınav merkezi sıfatıyla okullarımızla birlikte belirlediğimiz tarihler ve sınav sürecimizi sizlerle paylaşmak istiyorum: İlk adımda, okul öğretmenleriyle ortak bir tarih belirliyoruz. Ardından, öğretmenlere uygun materyaller sağlayarak hazırlıklarını destekliyoruz. Bu yıl özellikle “Prüfdichein in A1 Junior”, “Prüfdichein in A2 Schule” kitaplarımız ve “TELC dichein in A1 Junior / A2 Schule” dijital çalışma platformlarımızla öğretmenlerimize destek sağlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu materyaller ve platformlar, öğretmenlerin ve öğrencilerin sınava en iyi şekilde hazırlanmalarına yardımcı oluyor. Eğitim sürecindeki bu iş birliği ve desteğin, öğrencilerimizin sınavlara daha iyi hazırlanmasına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Ayrıca DAS Akademie olarak İzmir ve İstanbul şubelerimizde özellikle yetişkin katılımcılar için bireysel telc sınavları düzenlemekteyiz. Türkiye’nin ve Dünya’nın her köşesinden katılımcılar, şubelerimizde sınavlara katılmaktadır. Sınavlarımız her iki şubemizde yıl boyunca düzenli ve kesintisiz bir şekilde sunulmaktadır. DAS Akademie telc sınav yetkilileri olarak, katılımcılarımızın stresini azaltmak, onlara rahat bir sınav ortam sunmak ve sınav deneyimlerini en iyi hale getirmek için elimizden geleni yaptığımızı vurgulamak isteriz.”
MINTICITY YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA NELERİ HEDEFLİYOR?
Minticity Akademik Koordinatörü Aylin Uçkan da Ağustos 2023 tarihinde göreve başlayan bir diğer eğitimci. Uçkan 2001-2023 yılları arasında; Özel Çakabey Koleji’nde ilk olarak Almanca Öğretmenliği pozisyonunda göreve başlayıp, Zümre Başkanlığı, İlk ve Ortaokul Müdür Yardımcılığı idari görevlerinde bulunmuştur. Birçok ulusal ve uluslararası proje çalışmalarında ve seminerlerde yer almıştır. Uçkan üstleneceği sorumluluğu, “Yeni eğitim öğretim yılında Minticity kullanan okullarda verilecek eğitimlerin içerik kalitesini daha ileri götürmek için çalışıyoruz. Okullarda Minticity’nin daha etkin kullanılması için danışmanlık faaliyetlerimize arttırarak devam edeceğiz.”şeklinde özetliyor ve devam ediyor: “Minticity, DAS Akademie’nin Almanca eğitim uzmanları tarafından hazırlanmış, 2007 yılından bu yana yüzbinlerce kişinin Almanca eğitimine katkı sağlamış, alanında dünya çapında ilk ve tek olma özelliğine sahip, internet tabanlı bir interaktif öğrenme platformudur. Yeni eğitim öğretim yılında da platformun sunduğu deneyimin daha ileri götürülmesi için yazılımsal, eğitimsel ve tasarımsal süreçler hızla devam etmektedir, bugün 100.000’den fazla öğrenci Minticity’yi kullanmaktadır.
Yeni oyunlar, videolar, çizgi karakterlerle öğrencilere daha eğlenceli bir dijital dünya oluşturulmaktadır. Avatar oluşturma, sanal Minticity parası “Mintos” kazanma ve oda dekorasyonu gibi kişiselleştirme yapılan alanlar zenginleştirilmektedir. Her yaşa uygun olarak tasarlanan Minticity sakinleri (çizgi karakterleri) akılda kalıcı hikayeler, etkileşimler ve deneyimler yaratarak öğrencilerin Almanca’yı yaşayarak öğrenmelerini sağlama hedefiyle geliştirilmektedir. 5 yaş ve 17 yaş arası Almanca öğrenen öğrencilerin gereksinimlerine göre hazırlanmış dev bir içerikten bahsediyoruz. Zira her yaş grubunun iletişim ve öğrenim dili hem görsel hem de dil anlamda farklılık gösterir. Minticity’nin öğretmenlere sunduğu kişiselleştirilmiş içerik üretme imkânıda daha esnek hale getirilmektedir, çünkü bu özellik Minticity’nin fark yarattığı bir alandır. Buna oyun yönetimi sistemini (GMS) de dahil edebiliriz, öğretmenler kendi eğitimsel amaçları için farklı oyunları Minticity üzerinden üretebilmektedir.
Alıştırmalar ve sunulan eğitim deneyimi öğrencilerin öğrenme zorluklarını daha kolay aşmalarını sağlayacak şekilde optimize edilmektedir. Eğlence sonrası ilgiyi dağıtmadan maksimum seviyedekaliteli eğitim süresi yaşatmak adına çalışmalarımız devam etmektedir. Öğrencilere sunulan hedefler, ödüller ve diğer özellikler her zaman daha iyiye evrilecek şekilde planlanmaktadır.
Oyun deneyimleri oluşturulurken zorluk seviyeleri, oyunun vereceği bilgiler, görsel çekiciliği ve tekrar oynanabilirliği sürekli test edilmektedir.
Tüm bu geliştirmeler yapılırken aynı zamanda dijital oyun ve eğitim trendlerini de yakından takip eden ekibimiz şaşırtıcı yenilikleri Minticity bünyesine uyarlamaktadır. Minticity yaşayan, gelişen ve talebe göre şekil alan, kolay ulaşılan bir platform olma hedefiyle yola çıkmıştır ve o şekilde de devam etmektedir. Global anlamda tercih edilen, yurtdışı okullarında dil eğitiminde sıklıkla kullanılan ve tavsiye edilen bir platform olma amacıyla ve emin adımlarla ilerlemektedir.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Röportaj
Alanında uzman akademik kadrosu sürekli olarak büyüyen ve yeni eğitim öğretim dönemine ses getirecek yeniliklerle girmeye hazırlanan Almanca eğitiminin öncü ismi DAS Akademie’nin yöneticileri yeni projelerini, güçlenen akademik kadrosunun hedeflerini ve vizyonunu anlattı.
DAS AKADEMİE EĞİTMEN KADROSU İLE GÜÇLENMEYE DEVAM EDİYOR
DAS Akademi’nin Almanca eğitimine verdiği önemi ve çabayı anlamak için önce yöneticilerini tanımamız lazım. Yabancıl dil öğretimine yıllarını vermiş iki eğitimcideneyimleri ve her şeyin üzerinde tuttukları öğretmenlik idealleri ile eğitim kadrosuna da liderlik ediyor. DAS Akademie Kurucusu Nilgün Akdoğan ve kurum CEO’su Azize Sorguç eğitim yöneticiliği rollerindeki iki anahtar isim olarak öne çıkıyor. 25. kuruluş yıldönümünü kutlamakta olan DAS Akademie,bu iki eğitimcinin önderliğinde,eğitim dünyasında adını en güvenilen kurumlar arasına yazdırmaya devam ediyor. DAS Akademie’nin büyüyen ve güçlenen eğitimci ağırlıklı kadrosundan bahsetmiştik, bu bağlamda kurumun eğitim vizyonuna katkı sağlayan yeni isimleri yakından tanıyalım.
DAS Akademie Business Development & E-Learning Direktörü Mona Aykul, 2016 yılında Türk-Alman Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışmış, 2020-2022 yılları arasında da aynı üniversitenin uzaktan eğitim sistemini kurmuş ve Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarında eğitim teknolojileri, öğretim tasarımı, dijital yetkinlikler ve e-öğrenme konularında yoğunlaşmış, Türkiye ve Avrupa’da önemli konferans ve etkinliklerde birçok defa çalışmalarını sunmuştur. Mona Aykul hem Türkiye’de hem de başta Almanya, İsviçre, Avusturya, İngiltere ve Polonya gibi ülkelerolmak üzere Avrupa’da eğitimde teknoloji ve dijital yetkinlikler konusunda kurumlara, eğitimcilere ve öğrencilere yönelik seminerler, çalıştaylar ve eğitim programları hazırlayıp sunmakta ve akademik danışmanlıklarla desteklemektedir. Mona Aykul, bir DAS Akademie ürünü olan ve yüzlerce okultarafından kullanılan İnteraktif Dijital Almanca Eğitim Platformu Minticity ile ilgili olarak yürütmekte olduğugüncel araştırma ve analiz çalışmasını şöyle özetliyor: “Teknolojinin eğitim ve öğretim süreçlerine entegrasyonu kapsamında yabancı dil öğretiminde de yenilikçi yöntemlere yönelmek bir ihtiyaç haline gelmekte. Bu bağlamda yürüttüğümüz araştırmanın amacı oyunlaştırılmış bir Almanca e-öğrenme platformuna yönelik öğretmen görüşlerini incelemektir. Araştırmamız Minticity’yi kullanan, farklı eğitim kurumlarında, farklı kademelerde 40 Almanca öğretmeninim katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formundan yararlanılmış olup, toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak oyunlaştırılmış bir e-öğrenme ortamında oyunlaştırma öğelerinin kullanımının, dersi ilgi çekici ve eğlenceli hale getirme, öğrenme motivasyonu geliştirme, Almanca dersine karşı tutumu olumlu yönde etkilemesi ve öğrenilen konuların tekrarla pekiştirilmesi sağlama açısından yararlı olabileceği ifade edilmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusundaeğitimciler için çeşitli önerilerde bulunulmaktadır. Minticity eğitimlerimizde ve seminerlerimizde bu bulgulardan yola çıkıyoruz.”
TELC SINAV SÜRECİ NASIL İŞİLİYOR?
DAS Akademie Marmara Bölgesi telc Koordinatörü Yeşim Altınay ise, Ağustos 2023 tarihindegörevine başladı. Altınay, 2009 yılında Bahçeşehir Eğitim Kurumları’nda başladığı Almanca Öğretmenliği görevi, aynı Kurumun Genel Merkezi’nde Almanca Bölüm Başkanlığı idari görevi ile devam etmiştir. Yeşim Altınay, DAS Akademie Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tuba Başer ile birlikte yürüttükleri çalışmaları şu şekilde aktarıyor: “2023-2024 eğitim ve öğretim yılı için, telc okul sınavları yetkili sınav merkezi sıfatıyla okullarımızla birlikte belirlediğimiz tarihler ve sınav sürecimizi sizlerle paylaşmak istiyorum: İlk adımda, okul öğretmenleriyle ortak bir tarih belirliyoruz. Ardından, öğretmenlere uygun materyaller sağlayarak hazırlıklarını destekliyoruz. Bu yıl özellikle “Prüfdichein in A1 Junior”, “Prüfdichein in A2 Schule” kitaplarımız ve “TELC dichein in A1 Junior / A2 Schule” dijital çalışma platformlarımızla öğretmenlerimize destek sağlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu materyaller ve platformlar, öğretmenlerin ve öğrencilerin sınava en iyi şekilde hazırlanmalarına yardımcı oluyor. Eğitim sürecindeki bu iş birliği ve desteğin, öğrencilerimizin sınavlara daha iyi hazırlanmasına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Ayrıca DAS Akademie olarak İzmir ve İstanbul şubelerimizde özellikle yetişkin katılımcılar için bireysel telc sınavları düzenlemekteyiz. Türkiye’nin ve Dünya’nın her köşesinden katılımcılar, şubelerimizde sınavlara katılmaktadır. Sınavlarımız her iki şubemizde yıl boyunca düzenli ve kesintisiz bir şekilde sunulmaktadır. DAS Akademie telc sınav yetkilileri olarak, katılımcılarımızın stresini azaltmak, onlara rahat bir sınav ortam sunmak ve sınav deneyimlerini en iyi hale getirmek için elimizden geleni yaptığımızı vurgulamak isteriz.”
MINTICITY YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA NELERİ HEDEFLİYOR?
Minticity Akademik Koordinatörü Aylin Uçkan da Ağustos 2023 tarihinde göreve başlayan bir diğer eğitimci. Uçkan 2001-2023 yılları arasında; Özel Çakabey Koleji’nde ilk olarak Almanca Öğretmenliği pozisyonunda göreve başlayıp, Zümre Başkanlığı, İlk ve Ortaokul Müdür Yardımcılığı idari görevlerinde bulunmuştur. Birçok ulusal ve uluslararası proje çalışmalarında ve seminerlerde yer almıştır. Uçkan üstleneceği sorumluluğu, “Yeni eğitim öğretim yılında Minticity kullanan okullarda verilecek eğitimlerin içerik kalitesini daha ileri götürmek için çalışıyoruz. Okullarda Minticity’nin daha etkin kullanılması için danışmanlık faaliyetlerimize arttırarak devam edeceğiz.”şeklinde özetliyor ve devam ediyor: “Minticity, DAS Akademie’nin Almanca eğitim uzmanları tarafından hazırlanmış, 2007 yılından bu yana yüzbinlerce kişinin Almanca eğitimine katkı sağlamış, alanında dünya çapında ilk ve tek olma özelliğine sahip, internet tabanlı bir interaktif öğrenme platformudur. Yeni eğitim öğretim yılında da platformun sunduğu deneyimin daha ileri götürülmesi için yazılımsal, eğitimsel ve tasarımsal süreçler hızla devam etmektedir, bugün 100.000’den fazla öğrenci Minticity’yi kullanmaktadır.
Yeni oyunlar, videolar, çizgi karakterlerle öğrencilere daha eğlenceli bir dijital dünya oluşturulmaktadır. Avatar oluşturma, sanal Minticity parası “Mintos” kazanma ve oda dekorasyonu gibi kişiselleştirme yapılan alanlar zenginleştirilmektedir. Her yaşa uygun olarak tasarlanan Minticity sakinleri (çizgi karakterleri) akılda kalıcı hikayeler, etkileşimler ve deneyimler yaratarak öğrencilerin Almanca’yı yaşayarak öğrenmelerini sağlama hedefiyle geliştirilmektedir. 5 yaş ve 17 yaş arası Almanca öğrenen öğrencilerin gereksinimlerine göre hazırlanmış dev bir içerikten bahsediyoruz. Zira her yaş grubunun iletişim ve öğrenim dili hem görsel hem de dil anlamda farklılık gösterir. Minticity’nin öğretmenlere sunduğu kişiselleştirilmiş içerik üretme imkânıda daha esnek hale getirilmektedir, çünkü bu özellik Minticity’nin fark yarattığı bir alandır. Buna oyun yönetimi sistemini (GMS) de dahil edebiliriz, öğretmenler kendi eğitimsel amaçları için farklı oyunları Minticity üzerinden üretebilmektedir.
Alıştırmalar ve sunulan eğitim deneyimi öğrencilerin öğrenme zorluklarını daha kolay aşmalarını sağlayacak şekilde optimize edilmektedir. Eğlence sonrası ilgiyi dağıtmadan maksimum seviyedekaliteli eğitim süresi yaşatmak adına çalışmalarımız devam etmektedir. Öğrencilere sunulan hedefler, ödüller ve diğer özellikler her zaman daha iyiye evrilecek şekilde planlanmaktadır.
Oyun deneyimleri oluşturulurken zorluk seviyeleri, oyunun vereceği bilgiler, görsel çekiciliği ve tekrar oynanabilirliği sürekli test edilmektedir.
Tüm bu geliştirmeler yapılırken aynı zamanda dijital oyun ve eğitim trendlerini de yakından takip eden ekibimiz şaşırtıcı yenilikleri Minticity bünyesine uyarlamaktadır. Minticity yaşayan, gelişen ve talebe göre şekil alan, kolay ulaşılan bir platform olma hedefiyle yola çıkmıştır ve o şekilde de devam etmektedir. Global anlamda tercih edilen, yurtdışı okullarında dil eğitiminde sıklıkla kullanılan ve tavsiye edilen bir platform olma amacıyla ve emin adımlarla ilerlemektedir.”
Son Güncelleme: Pazar, 24 Eylül 2023 12:26
Gösterim: 544
Türk bilim insanlarının Covid-19'a karşı geliştirdiği Türkiye’nin ilk burundan uygulanan (intranazal) yerli aşısı için geri sayım başladı.
Sprey şeklinde burundan uygulanacak olan aşıyı geliştiren ekibin arkasında ise Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’yi bünyesinde barındıran Ahlatcı Holding var. Tamamen yerli imkanlarla geliştirilen aşı çalışmalarında gelinen noktanın önemini vurgulayan Ahlatcı Holding ve Nanografi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, “Türk bilim insanlarının imza attığı bu proje hem Türkiye hem de dünya için büyük önem taşıyor. Yürüttüğümüz çalışmayla, ülkemiz için üzerimize düşeni yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını önlemek için aşı çalışmaları hız kesmeden devam ederken, yerli ve milli aşı çalışmalarından da güzel haberler geliyor. Bilim insanlarına verdiği desteği sürdüren Ahlatcı Holding’in bünyesinde yer alan Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’nin yürüttüğü çalışmalar sonucunda Nisan ayında insan deneylerine başlanacak olan Türkiye’nin ilk intranazal yerli aşısı klasik aşılardan farklı olarak burundan sprey şeklinde uygulanacak. Aşının bu teknolojisi sayesinde virüs ile daha etkin mücadele edilebileceği öngörülüyor. Yerli aşının, mutasyon durumunda çok hızlı bir şekilde yeniden modellenebilmesi de Covid-19 ile mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor.
40 bilim insanı bir araya geldi
ODTÜ Teknokent bünyesindeki Nanografi Nano Teknoloji çatısı altında faaliyete başlayan Türk bilim insanları tarafından yürütülen yerli aşı projesi ülkemizin sahip olduğu gelişmiş Ar-Ge birikiminin de bir göstergesi. Bugüne dek pek çok öncü nanoteknoloji ürünü patenti almayı başarmış bir ekip tarafından geliştirilen yerli aşı projesi, 40 Türk bilim insanını bir araya getirerek büyük bir bilimsel çalışma zemini oluşmasını da sağladı.
Oda sıcaklığında taşınabiliyor ve saklanabiliyor
Yenilikçi bir aşı türü olan intranazal aşı RNA ve inaktif aşı teknolojisinden farklı olarak protein temelli olarak tasarlandı. İçerisinde virüs veya virüs benzeri bir parçacık bulunmuyor. Ayrıca hayvan deneyleri de tamamlanmış durumda. Intranazal aşıyla ilgili konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şunları söylüyor: “Aşı oda sıcaklığında taşınabiliyor ve saklanabiliyor. Burundan verildiği için virüsün direkt vücuda girmesini engelleyebiliyor. Diğer aşıların, kan hücreleriyle karşı karşıya gelene kadar hiçbir etkisi yok. Dolayısıyla aşılı kişilerin virüsü alıp başkalarına bulaştırmasını da engelliyor. Bu şu ana kadar üretilen aşılar ile başarılmış bir şey değil. Uygulaması çok kolay, enjektör girmiyor. Aşı kararsızlığını azaltıyor.”
Ahlatcı Holding, aşının tüm gelirini devlete bırakacak
Aşıyı geliştirmekte olan Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’yi bünyesinde barındıran Ahlatcı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, “Koronavirüs salgınıyla mücadelede üzerimize düşeni yerine getirmek amacıyla alanında uzman 40 bilim insanını Nanografi çatısı altında bir araya getirdik. Yerli aşı çalışmasını ülkemiz için üzerimize düşen bir vazife olarak görüyoruz. Bu çalışmayla birlikte ülkemizin bilim insanlarının neler yapabildiğini tüm dünyaya göstermeyi amaçlıyoruz. Nisan ayında aşının insan deneylerine başlayacağız. Bu yıl içerisinde ayda 25 milyon doz, yılda da 300 milyon doz üreterek ülkemizin ihtiyacının tamamını karşılayacağız” dedi.
Türkiye'nin ilk, bölgenin ise en büyük hacimli nanoteknoloji yatırımı
Ahmet Ahlatcı, “Grafen Seri Üretim Tesisi Türkiye'nin ilk, bölgenin ise en büyük hacimli nanoteknoloji yatırımı olacak. Bu yatırımla yıllık grafen üretiminde 100 tonun üzerine çıkacağız. Bu üretim hattı grafen üretiminin zorluklarının çözüldüğü, kullanıcı dostu bir model” şeklinde sözlerine devam etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Röportaj
Türk bilim insanlarının Covid-19'a karşı geliştirdiği Türkiye’nin ilk burundan uygulanan (intranazal) yerli aşısı için geri sayım başladı.
Sprey şeklinde burundan uygulanacak olan aşıyı geliştiren ekibin arkasında ise Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’yi bünyesinde barındıran Ahlatcı Holding var. Tamamen yerli imkanlarla geliştirilen aşı çalışmalarında gelinen noktanın önemini vurgulayan Ahlatcı Holding ve Nanografi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, “Türk bilim insanlarının imza attığı bu proje hem Türkiye hem de dünya için büyük önem taşıyor. Yürüttüğümüz çalışmayla, ülkemiz için üzerimize düşeni yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını önlemek için aşı çalışmaları hız kesmeden devam ederken, yerli ve milli aşı çalışmalarından da güzel haberler geliyor. Bilim insanlarına verdiği desteği sürdüren Ahlatcı Holding’in bünyesinde yer alan Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’nin yürüttüğü çalışmalar sonucunda Nisan ayında insan deneylerine başlanacak olan Türkiye’nin ilk intranazal yerli aşısı klasik aşılardan farklı olarak burundan sprey şeklinde uygulanacak. Aşının bu teknolojisi sayesinde virüs ile daha etkin mücadele edilebileceği öngörülüyor. Yerli aşının, mutasyon durumunda çok hızlı bir şekilde yeniden modellenebilmesi de Covid-19 ile mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor.
40 bilim insanı bir araya geldi
ODTÜ Teknokent bünyesindeki Nanografi Nano Teknoloji çatısı altında faaliyete başlayan Türk bilim insanları tarafından yürütülen yerli aşı projesi ülkemizin sahip olduğu gelişmiş Ar-Ge birikiminin de bir göstergesi. Bugüne dek pek çok öncü nanoteknoloji ürünü patenti almayı başarmış bir ekip tarafından geliştirilen yerli aşı projesi, 40 Türk bilim insanını bir araya getirerek büyük bir bilimsel çalışma zemini oluşmasını da sağladı.
Oda sıcaklığında taşınabiliyor ve saklanabiliyor
Yenilikçi bir aşı türü olan intranazal aşı RNA ve inaktif aşı teknolojisinden farklı olarak protein temelli olarak tasarlandı. İçerisinde virüs veya virüs benzeri bir parçacık bulunmuyor. Ayrıca hayvan deneyleri de tamamlanmış durumda. Intranazal aşıyla ilgili konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şunları söylüyor: “Aşı oda sıcaklığında taşınabiliyor ve saklanabiliyor. Burundan verildiği için virüsün direkt vücuda girmesini engelleyebiliyor. Diğer aşıların, kan hücreleriyle karşı karşıya gelene kadar hiçbir etkisi yok. Dolayısıyla aşılı kişilerin virüsü alıp başkalarına bulaştırmasını da engelliyor. Bu şu ana kadar üretilen aşılar ile başarılmış bir şey değil. Uygulaması çok kolay, enjektör girmiyor. Aşı kararsızlığını azaltıyor.”
Ahlatcı Holding, aşının tüm gelirini devlete bırakacak
Aşıyı geliştirmekte olan Nanografi Nano Teknoloji A.Ş.’yi bünyesinde barındıran Ahlatcı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, “Koronavirüs salgınıyla mücadelede üzerimize düşeni yerine getirmek amacıyla alanında uzman 40 bilim insanını Nanografi çatısı altında bir araya getirdik. Yerli aşı çalışmasını ülkemiz için üzerimize düşen bir vazife olarak görüyoruz. Bu çalışmayla birlikte ülkemizin bilim insanlarının neler yapabildiğini tüm dünyaya göstermeyi amaçlıyoruz. Nisan ayında aşının insan deneylerine başlayacağız. Bu yıl içerisinde ayda 25 milyon doz, yılda da 300 milyon doz üreterek ülkemizin ihtiyacının tamamını karşılayacağız” dedi.
Türkiye'nin ilk, bölgenin ise en büyük hacimli nanoteknoloji yatırımı
Ahmet Ahlatcı, “Grafen Seri Üretim Tesisi Türkiye'nin ilk, bölgenin ise en büyük hacimli nanoteknoloji yatırımı olacak. Bu yatırımla yıllık grafen üretiminde 100 tonun üzerine çıkacağız. Bu üretim hattı grafen üretiminin zorluklarının çözüldüğü, kullanıcı dostu bir model” şeklinde sözlerine devam etti.
Son Güncelleme: Perşembe, 01 Nisan 2021 12:59
Gösterim: 1960
Türkiye’de normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber uzun süredir kapalı kalan sinemalar da açıldı. Sinema salonları 2021 yılında toplam 4 milyon 358 bin 358 seyirci ağırlarken en çok izlenen film ise 959 bin 547 seyirci sayısı ile Hızlı ve Öfkeli 9 oldu. En fazla izleyici sayısına ulaşan ilk 10 film içerisinden sadece 1 yapımın yerli olması ise dikkat çekti.
Ajans Press’in, Box Office Türkiye verilerinden elde ettiği bilgilere göre, sinema istatistiklerini çıkardı. Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen sinemalar, normalleşme sürecinin başlamasıyla 4 milyon 358 bin 358 seyirci ağırladı. Serinin dokuzuncu filmi olan Hızlı ve Öfkeli 9, 2021 günümüz itibariyle 959 bin 547 seyirci sayısıyla yılın en çok izlenen filmi oldu. Scarlett Johansson, Florence Pugh, Ray Winstone gibi isimlerin başrollerini paylaştığı Black Widow 363 bin 585 izleyiciyle en çok izlenen ikinci yapım olurken, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazarken yaşadıklarını konu alan Akif filmi 238 bin 306 izleyici üçüncü sırada yer edindi. Dördüncü sırada 223 bin 53 izleyiciyle Shang-Ci ve On Halka Efsanesi, beşinci sırada ise 179 bin 607 izleyiciyle The Suicide Squad: İntihar Timi yer aldı. İlk beşi takip eden ve sırasıyla en fazla izleyici sayısına ulaşan diğer beş yapım ise, Luka, Gerçek Kahraman, Patron Bebek 2: Aile Şirketi, Korku Seansı3: Katil Şeytan ve Arınma Gecesi: Sonsuza Dek oldu.2021 yılında 111’i yeni olmak üzere toplam 169 film izleyiciyle buluştu.
SEYİRCİ SAYISI 2018’DEN BERİ DÜŞÜYOR
2017 yılında 49 milyon 353 bin olan sinema seyircisi, 2018 yılında 46 milyon 817 bin, 2019 yılında 36 milyon 497 bin olarak kayıtlara geçti. Pandemi ve kapanma süreçleriyle beraber 2020 yılında 16 milyon 984 bine gerileyen rakam içinde bulunduğumuz yıl itibariyle 4 milyon 358 bin oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Röportaj
Türkiye’de normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber uzun süredir kapalı kalan sinemalar da açıldı. Sinema salonları 2021 yılında toplam 4 milyon 358 bin 358 seyirci ağırlarken en çok izlenen film ise 959 bin 547 seyirci sayısı ile Hızlı ve Öfkeli 9 oldu. En fazla izleyici sayısına ulaşan ilk 10 film içerisinden sadece 1 yapımın yerli olması ise dikkat çekti.
Ajans Press’in, Box Office Türkiye verilerinden elde ettiği bilgilere göre, sinema istatistiklerini çıkardı. Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen sinemalar, normalleşme sürecinin başlamasıyla 4 milyon 358 bin 358 seyirci ağırladı. Serinin dokuzuncu filmi olan Hızlı ve Öfkeli 9, 2021 günümüz itibariyle 959 bin 547 seyirci sayısıyla yılın en çok izlenen filmi oldu. Scarlett Johansson, Florence Pugh, Ray Winstone gibi isimlerin başrollerini paylaştığı Black Widow 363 bin 585 izleyiciyle en çok izlenen ikinci yapım olurken, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazarken yaşadıklarını konu alan Akif filmi 238 bin 306 izleyici üçüncü sırada yer edindi. Dördüncü sırada 223 bin 53 izleyiciyle Shang-Ci ve On Halka Efsanesi, beşinci sırada ise 179 bin 607 izleyiciyle The Suicide Squad: İntihar Timi yer aldı. İlk beşi takip eden ve sırasıyla en fazla izleyici sayısına ulaşan diğer beş yapım ise, Luka, Gerçek Kahraman, Patron Bebek 2: Aile Şirketi, Korku Seansı3: Katil Şeytan ve Arınma Gecesi: Sonsuza Dek oldu.2021 yılında 111’i yeni olmak üzere toplam 169 film izleyiciyle buluştu.
SEYİRCİ SAYISI 2018’DEN BERİ DÜŞÜYOR
2017 yılında 49 milyon 353 bin olan sinema seyircisi, 2018 yılında 46 milyon 817 bin, 2019 yılında 36 milyon 497 bin olarak kayıtlara geçti. Pandemi ve kapanma süreçleriyle beraber 2020 yılında 16 milyon 984 bine gerileyen rakam içinde bulunduğumuz yıl itibariyle 4 milyon 358 bin oldu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Ekim 2021 14:39
Gösterim: 833
Devlet okullarından özel okullara, öğretmenlikten müfettişliğe eğitimle ilgili her ortam ve koşulda çalışarak yaşamını öğrenmeye ve öğretmeye adayan Sadık Uygun, 1997’de kurduğu Sadık Uygun Yayınları ile ÖĞRENCİ MERKEZLİ, ÖĞRETMEN EKSENLİ bir anlayışı Türkiye’de yaygınlaştırdı.
Sadık Uygun Yayınları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sadık Uygun Yayınlarını anlatabilmek için önce Sadık Uygun’u anlatmak lazım. Çünkü Sadık Uygun Yayınları, Sadık Uygun demek.
Sadık Uygun sınıf öğretmeni, edebiyat öğretmeni ve ilköğretim müfettişi, müşfik bir eş ve üç bireyin babası, yüz binlerce öğrencinin öğretmeni. Tüm hayatını öğretmek ve öğrenmek için yaşayan, mesleği sorulduğunda eğitimciyim diyen biri. Ona göre: “Eğitimciliğin asıl amacı bilgi edindirmek değil iyi bir insan olmanın, daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu öğretmektir.”
Yayınevimiz 23 yıl önce kuruldu. O zamanlar yayıncılığın kalbi Cağaloğlu idi. İlk Cağaloğlu’ndaydık. Zamanın değiştirdiklerinden biri de Cağaloğlu’nun trafiğe kapatılması ve yayıncıların tek tek İstanbul’un yedi tepesine dağılmaları oldu. Cağaloğlu’ndaki yerimizden, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Yeşilpınar’a taşındık. Yıllar sonra ise Türkiye’nin nadide şehirlerinden İzmir’e…
Yayınevinin yaşamı da Sadık Uygun’un yaşamı gibi. Çünkü o da Türkiye’nin kuş uçmaz kervan geçmez köylerindeki okullarından tutun da büyük şehirlerin kale gibi duvarlarla çevrili okullarına, devlet okullarından özel okullara, öğretmenlikten müfettişliğe eğitimle ilgili her ortam ve koşulda çalışmış biri. Tüm bu tecrübelerini kitaplarına aktaran eğitimci bir yazar.
Çalıştığı her kurumda bazen velilerinden bazen kurumdan bazen milli eğitimden ödüller alarak çalıştı. Yaşamını öğrenmeye ve öğretmeye adayan bu adam, 1997’de bunu daha geniş kitlelerle sürdürebilmek için yayınevini kurdu. Burası hem evi hem ideali oldu. Kendisiyle birlikte çalışan herkesi de bu ideale ortak etti. Onun eğitim aşkı çevresindeki herkesi aynı aşka pervane ettiğinden yavruları da bu kervana katıldı. Biri tıp, biri hukuk, biri işletme diplomasını bir kenara bırakıp onun çevresinde bu aşktan paylarına düşen hazzı yaşadı. Yazdığı her kitabı önce kendi çocuklarında denedi. Her kitabında sade dil kullandı. Dili sade olmayan bir metin veya soru gördüğünde ne olursa olsun üzerine koca bir çarpı işareti attı. Öğrenciyi merkeze aldı. Yazdığı bir kitabı köy okulundaki çocuk da özel dersler alan çocuk da anlamalıydı. Öğretmenin işini kolaylaştırmalıydı. Çünkü öğretmen rehber olmalıydı. Makale ve yayınları takip etti. Yurt içi ve yurt dışı fuarlarına katıldı. Dünyada neler oluyor diye bir gözü ve kulağı eğitim modellerinde öncü ülkelerin eğitim anlayışındaydı. Her zaman Türkiye’de ilke imza attı. Türkiye’yi ve halkını çok iyi tanıyordu. Eğitim modellerini ülkemize uyarlarken kendi tecrübesini de aktardı. “Her yeni kitap, bir öncekinden daha iyi olmalı yoksa niye hazırlayalım?” der eğer beğenmediyse maliyetine bakmaz o koca çarpısını yapıştırıverirdi kitaba. Onun rehberliğinde koca bir aile oldu Sadık Uygun Yayınları. Sadık Uygun büyüdü, 2 yaştan lise sona kadar geniş bir yelpazede yayınlar çıkardı.
Okulöncesine Küçükadımlar, kültür yayınlarına Proje Yayınları, interaktif eğitim portaline ise Uygun Akademi adı verildi. Her bir eser Sadık Uygun oldu: öğrenci merkezli, öğretmen eksenli.
Nasıl bir kadro ile yayınlarınızı hazırlıyorsunuz? Sorular hazırlanırken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Yayınevimizde uzman bir eğitim kadromuz olduğu gibi Türkiye’nin her yerinden öğretmenlerimiz ile de çalışıyoruz. Her bir eser yayınevimizde Sadık Uygun’un heyecanıyla hazırlanıyor. Kitaplar baskıdan geldiğinde ilk kitabı depo personelinden grafikere, öğretmenden koordinatöre tüm çalışanlar elden ele dolaştırıp heyecanla sayfalarına bakıp kucaklıyoruz. Hazırlık aşamasındaki tüm yorgunluğumuzu bu sıcak kucaklaşmada unutuyoruz.
Sorularımızı hazırlarken Milli Eğitim Bakanlığının eğitim programının kazanımlarını hedef alıyoruz. Her kazanım tek tek işlenerek sorularımızı yazıyoruz. Zaten Türkiye’de kazanımları ilgili sayfanın üstüne veya sorunun altına yazan ilk yayıneviyiz. Öğrencinin kazanımı öğrenmesini ve hayatla ilişkilendirmesini amaçlıyoruz. Bunu yaparken disiplinler arası ilişkilendirmeyi sorularımızda sıklıkla kullanmayı amaçlıyoruz.
YAYIN SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Birçok yayınevi sektörde faaliyet sürdürüyor. Öğretmen ve öğrenciler yayın seçerken nelere dikkat etmeliler?
Hem öğretmen hem öğrenci yayın seçerken MEB programına uyum gösterip göstermediğine, yayınevinin tecrübesine, soruların yeni nesil denilen çoklu kazanımlı, disiplinler arası ilişkilendirme sorularından oluşup oluşmadığına, öğrencinin soruların çözümüne ulaşıp ulaşamayacağına dikkat etmesi gerekir. Özellikle sınav yılında olan 8 ve 12. sınıf öğrencileri, birçok kaynaktan aynı anda yararlanıyor. Bu noktada sınavda çıkabilecek tarzda soruların olduğu yayınları tercih etmeleri doğru olur.
Öğretmen ve öğrencilerden gelen geri dönüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öğretmenden gelen geri dönüşleri heyecan ve coşkuyla, öğrenciden gelen dönüşleri ise sevinç çığlıklarıyla karşılıyoruz. Öğretmen ve öğrenci bizim en kıymetli hazinemiz. Her dönüş ilgili koordinatör tarafından karşılanıp ilgili öğretmene yönlendiriliyor. Eleştiri ise hemen üzerinde çalışıp notlar alıyoruz. Öneri ise toplantı yapıp değerlendiriyoruz. Hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz bizlere yaptıkları dönüşlerle yayın heyecanımızı hep zirvede tutuyorlar. Onlara minnettarız.
UYGUN AKADEMİ ONLINE EĞİTİM PLATFORMU
Dijital alandaki hizmetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dijital platformların hayatımızın odağında olduğu bu dönemde biz de öğrencilere, öğretmenlere ve velilere bu mecralardan ulaşmayı çok önemsiyoruz. Öğretmenlerimiz yayınlarımızı kullansın veya kullanmasın akıllı tahta uygulamalarımızda kitaplarımızın tamamına erişebiliyorlar.
Öğrencilerimiz ve velilerimiz için Uygun Akademi online eğitim platformumuz var.
Sadık Uygun Cep uygulamamız ile öğrencilerimiz kitaplarımızı inceleyebiliyor, kitaplarımızdaki video çözümlü soruların yanıtlarını izleyebiliyor, kurumsal deneme sınavlarımızdaki Türkiye sıralamalarını görebiliyorlar.
Sosyal medyayı aktif kullanmak bizim için çok önemli. Takipçilerimizle doğrudan etkileşim içinde olmak için ders anlatımları, interaktif oyunlar ve mini sınavlar gibi birçok farklı çalışma hazırlıyoruz. Örneğin, kurumsal YouTube kanalımızın yanı sıra ortaokul öğrencileri için ders anlatımları ve soru çözümleri yaptığımız Sadık Uygun Ortaokul kanalımız da bulunuyor. Sosyal medya hesaplarımızı takip ederek daha fazlasını görebilirsiniz.
Sık değişen müfredatlar ve sınavlar yayın politikanızı nasıl etkiliyor?
Gönül ister ki eğitim ve sınav sistemimiz değişmese ve eskiden olduğu gibi birimizin kullandığı kaynak bir sonraki yıl kardeşimize ya da kullanacak başka bir öğrenciye geçse.
Biz, dünyadaki eğitim sistemlerini yakından takip edip bunu yayınlarımıza aktardığımız için program değişikliklerinde hazırlıklı gibi oluyoruz. Tabii 23 yıllık birikimin de büyük katkısı oluyor. Yayıncılığı bir yaşam şekli olarak yaşadığımız için sil baştan yayın hazırlamak zor gelmiyor. Ekonomik külfeti dışında…
KURUMLARA ÖZEL KAPAK TASARIMI
Eğitim kurumlarıyla nasıl bir iş birliği içinde çalışmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz? Eğitim kurumlarına yönelik özel çalışmalarınız bulunuyor mu?
Sadık Uygun Yayınlarını ülkenin her noktasında temsil eden temsilcilerimiz de eğitimci bir kadrodan oluşuyor. Kurumlardan gelen öneri ve istekleri hemen değerlendirip geri dönüşler sağlıyoruz. Türkiye’deki özel okulların birçoğuyla çalışıyoruz. Kurumlardan gelen talepler yayınlarımıza yön veriyor. Örneğin bu yıl isteyen okullar için kendi ismi ve logosunun olduğu özel kapaklar yapıyoruz. Yayın politikamıza aykırı olmadıkça okullarımızın istekleri doğrultusunda ürün oluşturma çabasındayız. Çünkü hedefimiz aynı; mutlu, çalışkan, iyi bir insan ve iyi bir dünya…
BAŞARILI BİR YAYININ PÜF NOKTALARI NELER?
Öğrenci merkezli, öğretmen eksenli olmasıdır.
- ÖĞRENCİ MERKEZLİ: Öğrencinin kitabı okurken yanında bir öğretmen varmış gibi, sade bir dille anlatan, hayatla ilişkilendiren; bu nedenle eğlendiren ve öğreten yayındır.
- ÖĞRETMEN EKSENLİ: MEB kazanımlarının her birini tek tek işleyen, akıllı tahta uygulamalarıyla öğretmenin sınıf ortamında işini kolaylaştıran, onu rehber hâline getiren yayındır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Röportaj
Devlet okullarından özel okullara, öğretmenlikten müfettişliğe eğitimle ilgili her ortam ve koşulda çalışarak yaşamını öğrenmeye ve öğretmeye adayan Sadık Uygun, 1997’de kurduğu Sadık Uygun Yayınları ile ÖĞRENCİ MERKEZLİ, ÖĞRETMEN EKSENLİ bir anlayışı Türkiye’de yaygınlaştırdı.
Sadık Uygun Yayınları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sadık Uygun Yayınlarını anlatabilmek için önce Sadık Uygun’u anlatmak lazım. Çünkü Sadık Uygun Yayınları, Sadık Uygun demek.
Sadık Uygun sınıf öğretmeni, edebiyat öğretmeni ve ilköğretim müfettişi, müşfik bir eş ve üç bireyin babası, yüz binlerce öğrencinin öğretmeni. Tüm hayatını öğretmek ve öğrenmek için yaşayan, mesleği sorulduğunda eğitimciyim diyen biri. Ona göre: “Eğitimciliğin asıl amacı bilgi edindirmek değil iyi bir insan olmanın, daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu öğretmektir.”
Yayınevimiz 23 yıl önce kuruldu. O zamanlar yayıncılığın kalbi Cağaloğlu idi. İlk Cağaloğlu’ndaydık. Zamanın değiştirdiklerinden biri de Cağaloğlu’nun trafiğe kapatılması ve yayıncıların tek tek İstanbul’un yedi tepesine dağılmaları oldu. Cağaloğlu’ndaki yerimizden, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Yeşilpınar’a taşındık. Yıllar sonra ise Türkiye’nin nadide şehirlerinden İzmir’e…
Yayınevinin yaşamı da Sadık Uygun’un yaşamı gibi. Çünkü o da Türkiye’nin kuş uçmaz kervan geçmez köylerindeki okullarından tutun da büyük şehirlerin kale gibi duvarlarla çevrili okullarına, devlet okullarından özel okullara, öğretmenlikten müfettişliğe eğitimle ilgili her ortam ve koşulda çalışmış biri. Tüm bu tecrübelerini kitaplarına aktaran eğitimci bir yazar.
Çalıştığı her kurumda bazen velilerinden bazen kurumdan bazen milli eğitimden ödüller alarak çalıştı. Yaşamını öğrenmeye ve öğretmeye adayan bu adam, 1997’de bunu daha geniş kitlelerle sürdürebilmek için yayınevini kurdu. Burası hem evi hem ideali oldu. Kendisiyle birlikte çalışan herkesi de bu ideale ortak etti. Onun eğitim aşkı çevresindeki herkesi aynı aşka pervane ettiğinden yavruları da bu kervana katıldı. Biri tıp, biri hukuk, biri işletme diplomasını bir kenara bırakıp onun çevresinde bu aşktan paylarına düşen hazzı yaşadı. Yazdığı her kitabı önce kendi çocuklarında denedi. Her kitabında sade dil kullandı. Dili sade olmayan bir metin veya soru gördüğünde ne olursa olsun üzerine koca bir çarpı işareti attı. Öğrenciyi merkeze aldı. Yazdığı bir kitabı köy okulundaki çocuk da özel dersler alan çocuk da anlamalıydı. Öğretmenin işini kolaylaştırmalıydı. Çünkü öğretmen rehber olmalıydı. Makale ve yayınları takip etti. Yurt içi ve yurt dışı fuarlarına katıldı. Dünyada neler oluyor diye bir gözü ve kulağı eğitim modellerinde öncü ülkelerin eğitim anlayışındaydı. Her zaman Türkiye’de ilke imza attı. Türkiye’yi ve halkını çok iyi tanıyordu. Eğitim modellerini ülkemize uyarlarken kendi tecrübesini de aktardı. “Her yeni kitap, bir öncekinden daha iyi olmalı yoksa niye hazırlayalım?” der eğer beğenmediyse maliyetine bakmaz o koca çarpısını yapıştırıverirdi kitaba. Onun rehberliğinde koca bir aile oldu Sadık Uygun Yayınları. Sadık Uygun büyüdü, 2 yaştan lise sona kadar geniş bir yelpazede yayınlar çıkardı.
Okulöncesine Küçükadımlar, kültür yayınlarına Proje Yayınları, interaktif eğitim portaline ise Uygun Akademi adı verildi. Her bir eser Sadık Uygun oldu: öğrenci merkezli, öğretmen eksenli.
Nasıl bir kadro ile yayınlarınızı hazırlıyorsunuz? Sorular hazırlanırken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Yayınevimizde uzman bir eğitim kadromuz olduğu gibi Türkiye’nin her yerinden öğretmenlerimiz ile de çalışıyoruz. Her bir eser yayınevimizde Sadık Uygun’un heyecanıyla hazırlanıyor. Kitaplar baskıdan geldiğinde ilk kitabı depo personelinden grafikere, öğretmenden koordinatöre tüm çalışanlar elden ele dolaştırıp heyecanla sayfalarına bakıp kucaklıyoruz. Hazırlık aşamasındaki tüm yorgunluğumuzu bu sıcak kucaklaşmada unutuyoruz.
Sorularımızı hazırlarken Milli Eğitim Bakanlığının eğitim programının kazanımlarını hedef alıyoruz. Her kazanım tek tek işlenerek sorularımızı yazıyoruz. Zaten Türkiye’de kazanımları ilgili sayfanın üstüne veya sorunun altına yazan ilk yayıneviyiz. Öğrencinin kazanımı öğrenmesini ve hayatla ilişkilendirmesini amaçlıyoruz. Bunu yaparken disiplinler arası ilişkilendirmeyi sorularımızda sıklıkla kullanmayı amaçlıyoruz.
YAYIN SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Birçok yayınevi sektörde faaliyet sürdürüyor. Öğretmen ve öğrenciler yayın seçerken nelere dikkat etmeliler?
Hem öğretmen hem öğrenci yayın seçerken MEB programına uyum gösterip göstermediğine, yayınevinin tecrübesine, soruların yeni nesil denilen çoklu kazanımlı, disiplinler arası ilişkilendirme sorularından oluşup oluşmadığına, öğrencinin soruların çözümüne ulaşıp ulaşamayacağına dikkat etmesi gerekir. Özellikle sınav yılında olan 8 ve 12. sınıf öğrencileri, birçok kaynaktan aynı anda yararlanıyor. Bu noktada sınavda çıkabilecek tarzda soruların olduğu yayınları tercih etmeleri doğru olur.
Öğretmen ve öğrencilerden gelen geri dönüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öğretmenden gelen geri dönüşleri heyecan ve coşkuyla, öğrenciden gelen dönüşleri ise sevinç çığlıklarıyla karşılıyoruz. Öğretmen ve öğrenci bizim en kıymetli hazinemiz. Her dönüş ilgili koordinatör tarafından karşılanıp ilgili öğretmene yönlendiriliyor. Eleştiri ise hemen üzerinde çalışıp notlar alıyoruz. Öneri ise toplantı yapıp değerlendiriyoruz. Hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz bizlere yaptıkları dönüşlerle yayın heyecanımızı hep zirvede tutuyorlar. Onlara minnettarız.
UYGUN AKADEMİ ONLINE EĞİTİM PLATFORMU
Dijital alandaki hizmetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dijital platformların hayatımızın odağında olduğu bu dönemde biz de öğrencilere, öğretmenlere ve velilere bu mecralardan ulaşmayı çok önemsiyoruz. Öğretmenlerimiz yayınlarımızı kullansın veya kullanmasın akıllı tahta uygulamalarımızda kitaplarımızın tamamına erişebiliyorlar.
Öğrencilerimiz ve velilerimiz için Uygun Akademi online eğitim platformumuz var.
Sadık Uygun Cep uygulamamız ile öğrencilerimiz kitaplarımızı inceleyebiliyor, kitaplarımızdaki video çözümlü soruların yanıtlarını izleyebiliyor, kurumsal deneme sınavlarımızdaki Türkiye sıralamalarını görebiliyorlar.
Sosyal medyayı aktif kullanmak bizim için çok önemli. Takipçilerimizle doğrudan etkileşim içinde olmak için ders anlatımları, interaktif oyunlar ve mini sınavlar gibi birçok farklı çalışma hazırlıyoruz. Örneğin, kurumsal YouTube kanalımızın yanı sıra ortaokul öğrencileri için ders anlatımları ve soru çözümleri yaptığımız Sadık Uygun Ortaokul kanalımız da bulunuyor. Sosyal medya hesaplarımızı takip ederek daha fazlasını görebilirsiniz.
Sık değişen müfredatlar ve sınavlar yayın politikanızı nasıl etkiliyor?
Gönül ister ki eğitim ve sınav sistemimiz değişmese ve eskiden olduğu gibi birimizin kullandığı kaynak bir sonraki yıl kardeşimize ya da kullanacak başka bir öğrenciye geçse.
Biz, dünyadaki eğitim sistemlerini yakından takip edip bunu yayınlarımıza aktardığımız için program değişikliklerinde hazırlıklı gibi oluyoruz. Tabii 23 yıllık birikimin de büyük katkısı oluyor. Yayıncılığı bir yaşam şekli olarak yaşadığımız için sil baştan yayın hazırlamak zor gelmiyor. Ekonomik külfeti dışında…
KURUMLARA ÖZEL KAPAK TASARIMI
Eğitim kurumlarıyla nasıl bir iş birliği içinde çalışmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz? Eğitim kurumlarına yönelik özel çalışmalarınız bulunuyor mu?
Sadık Uygun Yayınlarını ülkenin her noktasında temsil eden temsilcilerimiz de eğitimci bir kadrodan oluşuyor. Kurumlardan gelen öneri ve istekleri hemen değerlendirip geri dönüşler sağlıyoruz. Türkiye’deki özel okulların birçoğuyla çalışıyoruz. Kurumlardan gelen talepler yayınlarımıza yön veriyor. Örneğin bu yıl isteyen okullar için kendi ismi ve logosunun olduğu özel kapaklar yapıyoruz. Yayın politikamıza aykırı olmadıkça okullarımızın istekleri doğrultusunda ürün oluşturma çabasındayız. Çünkü hedefimiz aynı; mutlu, çalışkan, iyi bir insan ve iyi bir dünya…
BAŞARILI BİR YAYININ PÜF NOKTALARI NELER?
Öğrenci merkezli, öğretmen eksenli olmasıdır.
- ÖĞRENCİ MERKEZLİ: Öğrencinin kitabı okurken yanında bir öğretmen varmış gibi, sade bir dille anlatan, hayatla ilişkilendiren; bu nedenle eğlendiren ve öğreten yayındır.
- ÖĞRETMEN EKSENLİ: MEB kazanımlarının her birini tek tek işleyen, akıllı tahta uygulamalarıyla öğretmenin sınıf ortamında işini kolaylaştıran, onu rehber hâline getiren yayındır.
Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Mart 2020 13:55
Gösterim: 1562