Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ve Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, "Dershaneler aslında kapatılmıyor, sadece dönüştürülüyor. Dershaneler, okul olarak hizmet verecek. Biz de Türkiye genelindeki dershanelerimizi okula çevireceğiz" dedi.

Taşel, Girişimci Kente Doğru Projesi kapsamında Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Tecrübe Transferi Toplantıları"nda öğrencilerle deneyimlerini paylaştı.

Daha sonra kentin eski yerleşim yeri Harput'a geçen ve buradaki Şefik Gül Kültür Evi'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Taşel, dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesiyle ilgili sürecin devam ettiğini belirtti.

TÖDER olarak bu sürecin takipçisi olduklarını ve Milli Eğitim Bakanlığı ile fikir alışverişi içerisinde bulunduklarını aktaran Taşel, şunları kaydetti:

"Dershaneler aslında kapatılmıyor, sadece dönüştürülüyor. Dershaneler, okul olarak hizmet verecek. Biz de Türkiye genelindeki dershanelerimizi okula çevireceğiz. Pratik olarak bu şöyle olacak. Dershanelere daha çok 11. ve 12. sınıf öğrencileri gelmiş olacak. Bu süreç içerisinde okullarından muaf olacaklar. Dershanelerden hem okulun diplomasını alacaklar hem de sınava hazırlanacaklar. Ücret olarak bir özel okul ücreti düşünmüyoruz. Burada vatandaşın genel çoğunluğunun ödeyebileceği bir rakam düşünüyoruz." 

Dershanelerle ilgili bir anayasa sürecinin de devam ettiğini anımsatan Taşel, şöyle konuştu:

"Anayasa Mahkemesi'nin Dershaneler Kanunu'nun bazı maddelerini bozma ihtimali de var, bu da ayrı bir durum. Zannedersem haziran ayı içerisinde bununla ilgili yönetmelikler hazırlanacak. Dershanelerin hangi şartlarda kurslara, akademik liselere, okullara ve etüt eğitim merkezlerine dönüşeceği belirlenmiş olacak. TÖDER olarak bu sürecin takipçisiyiz. Bu anlamda Bakanlığımızla da müşterek çalışmalar yapıyoruz. Yönetmelik hazırlanması konusunda da Bakanlığımızla hareket ederek dershanelerin, dershane çalışanlarının ve buralardan hizmet alan öğrencilerin zarar görmeyeceği bir model geliştirmeye gayret ediyoruz."

> Dershaneler aslında kapatılmıyor, sadece dönüştürülüyor

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ve Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, "Dershaneler aslında kapatılmıyor, sadece dönüştürülüyor. Dershaneler, okul olarak hizmet verecek. Biz de Türkiye genelindeki dershanelerimizi okula çevireceğiz" dedi.

Taşel, Girişimci Kente Doğru Projesi kapsamında Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Tecrübe Transferi Toplantıları"nda öğrencilerle deneyimlerini paylaştı.

Daha sonra kentin eski yerleşim yeri Harput'a geçen ve buradaki Şefik Gül Kültür Evi'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Taşel, dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesiyle ilgili sürecin devam ettiğini belirtti.

TÖDER olarak bu sürecin takipçisi olduklarını ve Milli Eğitim Bakanlığı ile fikir alışverişi içerisinde bulunduklarını aktaran Taşel, şunları kaydetti:

"Dershaneler aslında kapatılmıyor, sadece dönüştürülüyor. Dershaneler, okul olarak hizmet verecek. Biz de Türkiye genelindeki dershanelerimizi okula çevireceğiz. Pratik olarak bu şöyle olacak. Dershanelere daha çok 11. ve 12. sınıf öğrencileri gelmiş olacak. Bu süreç içerisinde okullarından muaf olacaklar. Dershanelerden hem okulun diplomasını alacaklar hem de sınava hazırlanacaklar. Ücret olarak bir özel okul ücreti düşünmüyoruz. Burada vatandaşın genel çoğunluğunun ödeyebileceği bir rakam düşünüyoruz." 

Dershanelerle ilgili bir anayasa sürecinin de devam ettiğini anımsatan Taşel, şöyle konuştu:

"Anayasa Mahkemesi'nin Dershaneler Kanunu'nun bazı maddelerini bozma ihtimali de var, bu da ayrı bir durum. Zannedersem haziran ayı içerisinde bununla ilgili yönetmelikler hazırlanacak. Dershanelerin hangi şartlarda kurslara, akademik liselere, okullara ve etüt eğitim merkezlerine dönüşeceği belirlenmiş olacak. TÖDER olarak bu sürecin takipçisiyiz. Bu anlamda Bakanlığımızla da müşterek çalışmalar yapıyoruz. Yönetmelik hazırlanması konusunda da Bakanlığımızla hareket ederek dershanelerin, dershane çalışanlarının ve buralardan hizmet alan öğrencilerin zarar görmeyeceği bir model geliştirmeye gayret ediyoruz."

Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 16:20

Gösterim: 1624

ÖSYM, daha önce YÖK kararı ile 2013-2014 öğretim yılında öğrenci alımı durdurulan Eğitim Fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren YÖK’ün 17 Nisan 2014 tarihli kararı ile öğrenci alınacağı duyurusunda bulundu.

Eğitimtercihi- ÖSYM, 30 Nisan’da başvuruları sona erecek olan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) öncesi ortaöğretim alan öğretmenliği programları ile ilgili önemli bir açıklama yaptı.

ÖSYM'den yapılan duyuruda daha önce YÖK kararı ile 2013-2014 öğretim yılında öğrenci alımı durdurulan eğitim fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren YÖK’ün 17 Nisan 2014 tarihli kararı gereğince öğrenci alınacağı bildirildi.

Yapılan açıklamada Lisans Yerleştirme Sınavları’nın (LYS) başvurularının 30 Nisan’da sona ereceği ve başvuru süresinin kesinlikle uzatılmayacağı belirtilirken, YÖK’ün 17 Nisan’da aldığı eğitim fakültelerinin alan öğretmenliği programlarına yönelik kararı doğrultusunda 2014-2015 öğretim yılında eğitim fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren öğrenci alınacağını bildirdi.

İşte o bölümler ve puan türleri

Öğretmenlik Programları

Puan Türü

Biyoloji Öğretmenliği

MF-2

Coğrafya Öğretmenliği

TS-1

Felsefe Grubu Öğretmenliği

TM-3

Fizik Öğretmenliği

MF-2

Kimya Öğretmenliği

YGS-2

Matematik Öğretmenliği

MF-1

Tarih Öğretmenliği

TS-2

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği

TS-2

Ayrıca, 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzunda YGS puan türü ile öğrenci alacağı duyurulan Turizm Fakültelerinin Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunları (M.T.O.K.) için kontenjan ayrılan programlarına, 2014-ÖSYS’de Yükseköğretim Kurulunun yeni kararı doğrultusunda programların genel kontenjanına ait LYS puanı ile öğrenci alınacağı da belirtildi. Açıklamada, 2014-ÖSYS’de bu programlara tercihlerinde yer vermek isteyen adayların puanlarının hesaplanabilmesi için ilgili LYS’lere girmesinin zorunlu olduğu, adayların girmek istedikleri LYS’leri belirlerken bu duruma dikkat etmeleri gerektiği ifade edildi.

Turizm Fakültesi Programı

Puan Türü

Gastronomi ve Mutfak Sanatları (M.T.O.K.)

TS-1

Rekreasyon Yönetimi (M.T.O.K.)

TS-2

Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği (M.T.O.K.)

TM-1

Turizm İşletmeciliği (M.T.O.K.)

TM-1

ÖSYM, yeni açılacak programlar, puan türlerinde oluşabilecek değişiklikler vb. durumlar nedeniyle farklı alanlarda puan türlerinin hesaplanabilmesi için, adayların 2014-LYS’lerin tamamından sınava girmelerinin yararlarına olacağı ifade edildi.

LYS başvurularını tamamlamış adaylar da istedikleri takdirde girmek istedikleri LYS için sınav ücretini yatırarak ilgili LYS başvurularını başvuru süresi içinde yapabileceklerdir  (Konu ile ilgili bilgiye, ÖSYM’nin  İnternet sayfasındaki, 2014-LYS başvuru bilgilerinde yer alan “LYS’ye Girme İsteği Değişikliği İsteyen Adayların İzleyeceği Yol” bölümünden ulaşılabilir.).

Adaylar, bireysel olarak İnternet aracılığıyla veya bir başvuru merkezi aracılığıyla sınava başvuru işlemini tamamladıktan sonra LYS başvuru bilgilerini, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.trİnternet adresinden başvuru süresi içinde mutlaka kontrol etmeli ve aday başvuru kayıt bilgilerinin bir dökümünü edinmelidir.

> ÖSYM’den LYS’ye girecek adaylara önemli uyarı

ÖSYM, daha önce YÖK kararı ile 2013-2014 öğretim yılında öğrenci alımı durdurulan Eğitim Fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren YÖK’ün 17 Nisan 2014 tarihli kararı ile öğrenci alınacağı duyurusunda bulundu.

Eğitimtercihi- ÖSYM, 30 Nisan’da başvuruları sona erecek olan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) öncesi ortaöğretim alan öğretmenliği programları ile ilgili önemli bir açıklama yaptı.

ÖSYM'den yapılan duyuruda daha önce YÖK kararı ile 2013-2014 öğretim yılında öğrenci alımı durdurulan eğitim fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren YÖK’ün 17 Nisan 2014 tarihli kararı gereğince öğrenci alınacağı bildirildi.

Yapılan açıklamada Lisans Yerleştirme Sınavları’nın (LYS) başvurularının 30 Nisan’da sona ereceği ve başvuru süresinin kesinlikle uzatılmayacağı belirtilirken, YÖK’ün 17 Nisan’da aldığı eğitim fakültelerinin alan öğretmenliği programlarına yönelik kararı doğrultusunda 2014-2015 öğretim yılında eğitim fakültelerinin Biyoloji, Coğrafya, Felsefe Grubu, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına, 2014-2015 öğretim yılından itibaren öğrenci alınacağını bildirdi.

İşte o bölümler ve puan türleri

Öğretmenlik Programları

Puan Türü

Biyoloji Öğretmenliği

MF-2

Coğrafya Öğretmenliği

TS-1

Felsefe Grubu Öğretmenliği

TM-3

Fizik Öğretmenliği

MF-2

Kimya Öğretmenliği

YGS-2

Matematik Öğretmenliği

MF-1

Tarih Öğretmenliği

TS-2

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği

TS-2

Ayrıca, 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzunda YGS puan türü ile öğrenci alacağı duyurulan Turizm Fakültelerinin Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunları (M.T.O.K.) için kontenjan ayrılan programlarına, 2014-ÖSYS’de Yükseköğretim Kurulunun yeni kararı doğrultusunda programların genel kontenjanına ait LYS puanı ile öğrenci alınacağı da belirtildi. Açıklamada, 2014-ÖSYS’de bu programlara tercihlerinde yer vermek isteyen adayların puanlarının hesaplanabilmesi için ilgili LYS’lere girmesinin zorunlu olduğu, adayların girmek istedikleri LYS’leri belirlerken bu duruma dikkat etmeleri gerektiği ifade edildi.

Turizm Fakültesi Programı

Puan Türü

Gastronomi ve Mutfak Sanatları (M.T.O.K.)

TS-1

Rekreasyon Yönetimi (M.T.O.K.)

TS-2

Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği (M.T.O.K.)

TM-1

Turizm İşletmeciliği (M.T.O.K.)

TM-1

ÖSYM, yeni açılacak programlar, puan türlerinde oluşabilecek değişiklikler vb. durumlar nedeniyle farklı alanlarda puan türlerinin hesaplanabilmesi için, adayların 2014-LYS’lerin tamamından sınava girmelerinin yararlarına olacağı ifade edildi.

LYS başvurularını tamamlamış adaylar da istedikleri takdirde girmek istedikleri LYS için sınav ücretini yatırarak ilgili LYS başvurularını başvuru süresi içinde yapabileceklerdir  (Konu ile ilgili bilgiye, ÖSYM’nin  İnternet sayfasındaki, 2014-LYS başvuru bilgilerinde yer alan “LYS’ye Girme İsteği Değişikliği İsteyen Adayların İzleyeceği Yol” bölümünden ulaşılabilir.).

Adaylar, bireysel olarak İnternet aracılığıyla veya bir başvuru merkezi aracılığıyla sınava başvuru işlemini tamamladıktan sonra LYS başvuru bilgilerini, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.trİnternet adresinden başvuru süresi içinde mutlaka kontrol etmeli ve aday başvuru kayıt bilgilerinin bir dökümünü edinmelidir.

Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 13:01

Gösterim: 1719

PISA testlerinde yıllardır üst sıralarda yer alan, öğrencilerin en az 2 yabancı dil öğrendiği Finlandiya eğitim ihraç edecek.

PISA testlerinde yıllardır üst sıralarda yer alan, öğrencilerin en az 2 yabancı dil öğrendiği ve başarı performansı farkının yüzde 6’yı aşmadığı Finlandiya, Hürriyet Gazetesi’nden Ceyda Ulukaya’nın haberine göre, eğitim sistemini ihraç etmeye hazırlanıyor. Hedefte Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Türkiye de yer alıyor.

2000 yılından bu yana, OECD üyesi ülkeler arasında üç yılda bir düzenlenen PISA testi sonuçlarına göre Finlandiya, dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip. İlk 10’daki yerini ilk kez, 2012’deki PISA sınavında az bir farkla kaybetse de, problem çözme konusunda hala Avrupa’nın en iyisi ve dünyada dördüncü konumda. Peki Finler bu sürdürülebilir başarıyı neye borçlu?

Eşit ve ücretsiz

Ülkedeki eğitim sistemi, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen bazı temel prensipler üzerine kurulu. Eşitlik, bunların en önemlisi. Finlandiya’da özel okul neredeyse hiç yok. En ücra kasabada yaşayan aileler dahi çocuğunu, evine en yakın okula göndermek konusunda tereddüt etmiyor. 9 yıllık zorunlu eğitimin ilk 5 yılında öğrenciler kesinlikle notla değerlendirmeye dahi tutulmuyor. Ayrıca tüm eğitim yaşamları boyunca ulusal ya da bölgesel çapta bir sınav üzerinden derecelendirmeye tabi değiller. Üniversiteler, kendi bünyelerinde düzenledikleri giriş sınavlarına göre öğrenci kabul ediyor. Fince’nin yanı sıra diğer resmi dil olan İsveççe ve İngilizce eğitimi ise ilkokulda başlıyor.

Belediyeler sorumlu

Ülkede okula başlama yaşı 7 olsa da eğitim çok daha öncesinde başlıyor. 6 yaşındaki çocukların gidebileceği ön-okullar ve 0-5 yaş arasına özel kreşvari yapılar mevcut. Bu tür okul öncesi eğitim kurumlarının oluşturulmasından ise belediyeler sorumlu. Zorunluluk olmamasına karşın kreşlere devam oranı yüzde 70, ön-okullara katılım oranı ise yüzde 90 civarında. 9 yıllık zorunlu eğitimin ardından öğrenciler, normal lise ve meslek liselerinden birine yöneliyor.

Öğretmenler özerk

Finlandiya eğitim sisteminin bu kadar ünlenmesinde en önemli payı ise öğretmenlere teslim etmek şart. Tüm öğretmenler yüksek lisans derecesi ve pedagoji eğitimi sahibi. Yalnızca öğretmen yetiştirmek üzere ilkokuldan itibaren eğitim veren toplam 12 okul bulunuyor. Eğitim sisteminin kontrol değil güven üzerine inşa edildiğini, öğretmenlere tanınan özerk alan sayesinde bir kez daha görmek mümkün. Yerel müfredatı takip etmek şartıyla öğretmenler, istediği ders kitabını ya da uygun gördüğü yöntemi seçmekte serbest. Öğretmenlik, oldukça popüler bir meslek ve büyük oranda kadınların hâkimiyetinde. Ortalama bir öğretmen maaşının 3 bin 793 Euro (yaklaşık 11 bin TL) olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Karşılaştırmak bakımından ortalama bir avukat maaşı 4 bin 300, doktor maaşı ise 6 bin 500 Euro olarak not edilebilir.

İhraç edecekler

Dijitale ağırlık verme, oyun temelli öğrenme biçimlerine yönelme ve zorunlu eğitimi 1 yıl daha uzatma önümüzdeki dönem için planlanan adımlardan. Bunun dışında Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde Fin eğitim modeline uygun bir okul henüz kurulmuş durumda. Özellikle genç kızların eğitimi ve öğretmen yetiştirmenin hedeflendiği projenin, ilk etapta 5 yıl sürmesi öngörülüyor. Eğitim Bakanlığı’nın bu anlamda bir de ‘eğitim ihracı’ projesi bulunuyor. Hedefte Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Türkiye de yer alıyor ve bu ülkelerde işbirliğinde bulunmak üzere partner arayışları sürüyor.

Kaynak Hürriyet

> PISA'da üst sıralarda yer alan bu ülke eğitim ihraç edecek

PISA testlerinde yıllardır üst sıralarda yer alan, öğrencilerin en az 2 yabancı dil öğrendiği Finlandiya eğitim ihraç edecek.

PISA testlerinde yıllardır üst sıralarda yer alan, öğrencilerin en az 2 yabancı dil öğrendiği ve başarı performansı farkının yüzde 6’yı aşmadığı Finlandiya, Hürriyet Gazetesi’nden Ceyda Ulukaya’nın haberine göre, eğitim sistemini ihraç etmeye hazırlanıyor. Hedefte Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Türkiye de yer alıyor.

2000 yılından bu yana, OECD üyesi ülkeler arasında üç yılda bir düzenlenen PISA testi sonuçlarına göre Finlandiya, dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip. İlk 10’daki yerini ilk kez, 2012’deki PISA sınavında az bir farkla kaybetse de, problem çözme konusunda hala Avrupa’nın en iyisi ve dünyada dördüncü konumda. Peki Finler bu sürdürülebilir başarıyı neye borçlu?

Eşit ve ücretsiz

Ülkedeki eğitim sistemi, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen bazı temel prensipler üzerine kurulu. Eşitlik, bunların en önemlisi. Finlandiya’da özel okul neredeyse hiç yok. En ücra kasabada yaşayan aileler dahi çocuğunu, evine en yakın okula göndermek konusunda tereddüt etmiyor. 9 yıllık zorunlu eğitimin ilk 5 yılında öğrenciler kesinlikle notla değerlendirmeye dahi tutulmuyor. Ayrıca tüm eğitim yaşamları boyunca ulusal ya da bölgesel çapta bir sınav üzerinden derecelendirmeye tabi değiller. Üniversiteler, kendi bünyelerinde düzenledikleri giriş sınavlarına göre öğrenci kabul ediyor. Fince’nin yanı sıra diğer resmi dil olan İsveççe ve İngilizce eğitimi ise ilkokulda başlıyor.

Belediyeler sorumlu

Ülkede okula başlama yaşı 7 olsa da eğitim çok daha öncesinde başlıyor. 6 yaşındaki çocukların gidebileceği ön-okullar ve 0-5 yaş arasına özel kreşvari yapılar mevcut. Bu tür okul öncesi eğitim kurumlarının oluşturulmasından ise belediyeler sorumlu. Zorunluluk olmamasına karşın kreşlere devam oranı yüzde 70, ön-okullara katılım oranı ise yüzde 90 civarında. 9 yıllık zorunlu eğitimin ardından öğrenciler, normal lise ve meslek liselerinden birine yöneliyor.

Öğretmenler özerk

Finlandiya eğitim sisteminin bu kadar ünlenmesinde en önemli payı ise öğretmenlere teslim etmek şart. Tüm öğretmenler yüksek lisans derecesi ve pedagoji eğitimi sahibi. Yalnızca öğretmen yetiştirmek üzere ilkokuldan itibaren eğitim veren toplam 12 okul bulunuyor. Eğitim sisteminin kontrol değil güven üzerine inşa edildiğini, öğretmenlere tanınan özerk alan sayesinde bir kez daha görmek mümkün. Yerel müfredatı takip etmek şartıyla öğretmenler, istediği ders kitabını ya da uygun gördüğü yöntemi seçmekte serbest. Öğretmenlik, oldukça popüler bir meslek ve büyük oranda kadınların hâkimiyetinde. Ortalama bir öğretmen maaşının 3 bin 793 Euro (yaklaşık 11 bin TL) olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Karşılaştırmak bakımından ortalama bir avukat maaşı 4 bin 300, doktor maaşı ise 6 bin 500 Euro olarak not edilebilir.

İhraç edecekler

Dijitale ağırlık verme, oyun temelli öğrenme biçimlerine yönelme ve zorunlu eğitimi 1 yıl daha uzatma önümüzdeki dönem için planlanan adımlardan. Bunun dışında Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde Fin eğitim modeline uygun bir okul henüz kurulmuş durumda. Özellikle genç kızların eğitimi ve öğretmen yetiştirmenin hedeflendiği projenin, ilk etapta 5 yıl sürmesi öngörülüyor. Eğitim Bakanlığı’nın bu anlamda bir de ‘eğitim ihracı’ projesi bulunuyor. Hedefte Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Türkiye de yer alıyor ve bu ülkelerde işbirliğinde bulunmak üzere partner arayışları sürüyor.

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 08:46

Gösterim: 1955

İŞKUR'a kayıtlı işgücü sayısı mart ayında geçen yılın aynı ayına göre 575 bin 771 kişi artarak 4 milyon 17 bin 176 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise bin 300 kişi azalarak 2 milyon 156 bin 813 kişi oldu.

AA muhabirinin İŞKUR verilerinden derlediği bilgilere göre, mart ayında 96 bin 201'i işsiz, 74 bin 936'ü daha iyi şartlarda iş arayanlar, emekliler ve belirli bir iş yerinde iş arayanlar olmak üzere toplam 171 bin 137 kişi Kuruma başvurdu.

Söz konusu ayda açık iş sayısı 137 bin 218 olurken, bin 235'i kamu, 50 bin 678'i ise özel sektör olmak üzere toplamda 51 bin 913 işe yerleştirme gerçekleşti. Böylece, İŞKUR'a kayıtlı işgücü sayısı mart ayında geçen yılın aynı ayına göre 575 bin 771 kişi artarak 4 milyon 17 bin 176 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise bin 300 kişi azalarak 2 milyon 156 bin 813 kişi oldu.

Mart ayında alınan açık işler, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 39 oranında artarak 137 bin 218'i buldu. Açık işlerin yüzde 99,72'si özel kesim iş yerlerinden alındı. Özel kesim iş yerlerinden alınan açık işlerin yüzde 0,75'i tarım, yüzde 43,77'si sanayi ve yüzde 55,48'i hizmetler sektöründen oluştu.

Bu yılın ilk çeyreğinde (ocak-şubat-mart) işsizlik başvurusu sayısı toplamda 535 bin 502 olurken, açık iş sayısı 378 bin 82'yi buldu.

En fazla işsiz ilkokul ve ortaokul mezunlarında

Mart ayında iş sahibi olabilmek için başvuranların yüzde 36,26'sını kadınlar oluştururken, başvuranların yüzde 23,96'sı 15-24 yaş arasında yer aldı. Başvuru sahiplerinin eğitim durumuna bakıldığında ise yüzde 55,34'ünün lise altı, yüzde 28,95'inin lise ve dengi okullu, yüzde 14,64'ünün lise üstü eğitim mezunu ve yüzde 1,06'sının ise okuryazar olmayanlardan oluştuğu görüldü.

> En fazla işsiz ilkokul ve ortaokul mezunlarında

İŞKUR'a kayıtlı işgücü sayısı mart ayında geçen yılın aynı ayına göre 575 bin 771 kişi artarak 4 milyon 17 bin 176 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise bin 300 kişi azalarak 2 milyon 156 bin 813 kişi oldu.

AA muhabirinin İŞKUR verilerinden derlediği bilgilere göre, mart ayında 96 bin 201'i işsiz, 74 bin 936'ü daha iyi şartlarda iş arayanlar, emekliler ve belirli bir iş yerinde iş arayanlar olmak üzere toplam 171 bin 137 kişi Kuruma başvurdu.

Söz konusu ayda açık iş sayısı 137 bin 218 olurken, bin 235'i kamu, 50 bin 678'i ise özel sektör olmak üzere toplamda 51 bin 913 işe yerleştirme gerçekleşti. Böylece, İŞKUR'a kayıtlı işgücü sayısı mart ayında geçen yılın aynı ayına göre 575 bin 771 kişi artarak 4 milyon 17 bin 176 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise bin 300 kişi azalarak 2 milyon 156 bin 813 kişi oldu.

Mart ayında alınan açık işler, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 39 oranında artarak 137 bin 218'i buldu. Açık işlerin yüzde 99,72'si özel kesim iş yerlerinden alındı. Özel kesim iş yerlerinden alınan açık işlerin yüzde 0,75'i tarım, yüzde 43,77'si sanayi ve yüzde 55,48'i hizmetler sektöründen oluştu.

Bu yılın ilk çeyreğinde (ocak-şubat-mart) işsizlik başvurusu sayısı toplamda 535 bin 502 olurken, açık iş sayısı 378 bin 82'yi buldu.

En fazla işsiz ilkokul ve ortaokul mezunlarında

Mart ayında iş sahibi olabilmek için başvuranların yüzde 36,26'sını kadınlar oluştururken, başvuranların yüzde 23,96'sı 15-24 yaş arasında yer aldı. Başvuru sahiplerinin eğitim durumuna bakıldığında ise yüzde 55,34'ünün lise altı, yüzde 28,95'inin lise ve dengi okullu, yüzde 14,64'ünün lise üstü eğitim mezunu ve yüzde 1,06'sının ise okuryazar olmayanlardan oluştuğu görüldü.

Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 11:42

Gösterim: 1103

Türkiye'de çocuk nüfusun genel nüfusa oranı azalarak yüzde 30'un altına düştü. Her 3 çocuktan 2'si şiddetli yoksulluk içinde yaşıyor.

Türkiye ’de çocuk nüfusunun toplam nüfusa oranı 2013 sonu itibariyle yüzde 30’un altına indi. TÜİK’in İstatistiklerle Çocuk araştırmasına göre, 2013 yılında çocuk nüfus yalnızca 69 bin kişi arttı ve 22 milyon 761 bin oldu. 2012’de çocuk nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 30 iken 2013’te yüzde 29.7’ye geriledi.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (Betam) hazırladığı araştırmanın verilerine göre, çocuklarda ‘şiddetli maddi yoksunluk’ oranı Türkiye'de yüzde 63.5 düzeyindeyken, bu oran Yunanistan'da yüzde 16.5, İtalya'da ise yüzde 12.4. Bu verilere göre Türkiye’de her üç çocuktan ikisi şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşarken şiddetli maddi yoksunluk çeken çocukların oranı Ege'de yüzde 50.9, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 80.9'u buluyor. Araştırma sonuçları, Türkiye'de protein ihtiyacını karşılayamayan çocukların oranının 64.7, ısınma ihtiyacını karşılayamayanların oranının 39.9, giyim ihtiyacını karşılayamayanların oranının ise yüzde 40.0 düzeyinde olduğunu gösterdi.

Betam araştırmayı, Türkiye'deki Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri ve Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) ölçütlerini kullanarak yapıyor. Buna göre, kira ve faturaların ödenmesi, evin ısınma ihtiyacının yeterince karşılanması, beklenmedik harcamaların karşılanması, her iki günde bir et, balık ya da protein eşdeğer gıdaların tüketilmesi, evden uzakta bir haftalık tatil masrafının karşılanması, bir arabaya, bir çamaşır makinesine, bir renkli televizyona, bir telefona sahip olunması olarak belirlenen 9 kalemden 4'ünü yerine getiremeyen bireyler şiddetli maddi yoksunluk içerisinde kabul ediliyor.

> Türkiye'de her 3 çocuktan 2'si yoksul

Türkiye'de çocuk nüfusun genel nüfusa oranı azalarak yüzde 30'un altına düştü. Her 3 çocuktan 2'si şiddetli yoksulluk içinde yaşıyor.

Türkiye ’de çocuk nüfusunun toplam nüfusa oranı 2013 sonu itibariyle yüzde 30’un altına indi. TÜİK’in İstatistiklerle Çocuk araştırmasına göre, 2013 yılında çocuk nüfus yalnızca 69 bin kişi arttı ve 22 milyon 761 bin oldu. 2012’de çocuk nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 30 iken 2013’te yüzde 29.7’ye geriledi.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (Betam) hazırladığı araştırmanın verilerine göre, çocuklarda ‘şiddetli maddi yoksunluk’ oranı Türkiye'de yüzde 63.5 düzeyindeyken, bu oran Yunanistan'da yüzde 16.5, İtalya'da ise yüzde 12.4. Bu verilere göre Türkiye’de her üç çocuktan ikisi şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşarken şiddetli maddi yoksunluk çeken çocukların oranı Ege'de yüzde 50.9, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 80.9'u buluyor. Araştırma sonuçları, Türkiye'de protein ihtiyacını karşılayamayan çocukların oranının 64.7, ısınma ihtiyacını karşılayamayanların oranının 39.9, giyim ihtiyacını karşılayamayanların oranının ise yüzde 40.0 düzeyinde olduğunu gösterdi.

Betam araştırmayı, Türkiye'deki Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri ve Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) ölçütlerini kullanarak yapıyor. Buna göre, kira ve faturaların ödenmesi, evin ısınma ihtiyacının yeterince karşılanması, beklenmedik harcamaların karşılanması, her iki günde bir et, balık ya da protein eşdeğer gıdaların tüketilmesi, evden uzakta bir haftalık tatil masrafının karşılanması, bir arabaya, bir çamaşır makinesine, bir renkli televizyona, bir telefona sahip olunması olarak belirlenen 9 kalemden 4'ünü yerine getiremeyen bireyler şiddetli maddi yoksunluk içerisinde kabul ediliyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Nisan 2014 08:47

Gösterim: 1529


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.