Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, imam hatiplerle normal liseler arasındaki farkı kaleme aldı.
ahme_hakan_coskunUzun zamandır gözlemliyorum İmam-hatip dendiğinde olaya yabancı tiplerin akıllarına Pakistan’daki yeraltı medreseleri falan geliyor. “Kişi bilmediğinin düşmanıdır” derler. Onun için yazdım bunları.
İmam-hatiplerin normal okullardan bir farkı yoktur.
Bugünlerde “Açıldı/açılacak” diye gürültü koparılan orta kısımlarına bir bakalım:
Normal okullarda hangi dersler varsa, imam-hatiplerin orta kısmında da aynı dersler var.
Tek fark şurada:
Arapça ve Kuran dersleri…
Yani?
Orta kısımlarının açılmasıyla bir şeylerin elden gitmesi falan söz konusu değil.
AYNI DERSLER OKUTULUYOR
İmam-hatiplerin lise kısımları için de aynı şeyler söz konusu…
Normal okullarda hangi dersler okutuluyorsa…
İmam-hatip lisesinde de aynı dersler var.
Tek fark şurada:
Arapça, Kuran, Hadis, Tefsir, Kelam gibi derslere de yer veriliyor.
ONLAR DA HABABAM
İmam-hatip liseleriyle ilgili temel bilgileri sıralayalı:
BİR: Öğretmenler, düz liseye giden öğretmenlerle aynı. Yani ‘sizin fizikçi’ bir süre sonra ‘bizim fizikçi’ olabiliyor. Tıpkı ‘sizin İngilizcecinin’, bir süre sonra ‘bizim İngilizceci’ olabilmesi gibi…
İKİ: Milli Güvenlik dersi imam-hatipte de vardı. Beniz zamanımda Milli Güvenlik dersine gelen asker kişi için kapıda “Dikkaaat” çekilirdi.
ÜÇ: İnkılap tarihi de, imam-hatipte de en önemli dersler arasındadır.
DÖRT: Beden eğitimi dersi, bando takımı, 19 mayıs gösterilerine katılım falan… Hepsi ama hepsi imam-hatipte de vardır.
BEŞ: Herkes kendi sınıfını ‘Hababam sınıfı’ gibi görür ya… İmam-hatiplerde de durum değişmez. İmam-hatipli de kendi sınıflarını biraz öyle görürler.
ALTI: İmam-hatiplerde de görüş ayrılıkları vardır. Milliyetçiler, nurcular, akıncılar, radikaller, ortadan gidenler, aykırılar, liberaller, ehli dünya takılanlar, asiler… Tamam, ‘komünist’ ya da ‘ateist’ yoktur ama sonuçta bin türlü kafa vardır.
YEDİ: Durun bir dakika! Komünist ya da ateist yoktur dedim ama bazen ‘komünist edebiyatçı’ ya da ‘ateist felsefeci’ hocalar düşer imam-hatiplere… Onlarda kalenderlikleriyle öğrencinin gözdesi oluverirler. Böyle örnekler çoktur.
SEKİZ: Bu okullar da normal teftişten geçer. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan müfettiş gelir, sınıfa girer, sorular sorar falan… Yani normal okullar hangi denetimden geçiyorsa, bu okullar da o denetimden geçer.
ÖNCE BİL SONRA BİLDİR
“Kişi bilmediğinin düşmanıdır” derler.
Uzun zamandır gözlemliyorum:
İmam-hatip dendiğinde olaya süper yabancı tiplerin akıllarına Türban yetiştiren ‘Pakistan’daki yeraltı medreseleri’ falan geliyor.
Durumu açıklığa kavuşturmak için yazdım bunları.
Çünkü…
Önce bilmek, ardından görüş bildirmek gerekir.
Bilmeden bildirilen görüşse düşmanlığın pekişmesine, inadın artmasına, paranoyanın çoğalmasına yol açar.
FARKI ATMOSFERİNDE
Ama şunu söylemeden de geçemem:
İmam-hatiplerle normal liseler arasında esaslı bir fark vardır.
O fark da yaydıkları atmosferdir.
İmam-hatip liselerinde…
İnceden bir dini hava, inceden bir İslam ahlakı esintisi vardır.
“İlle de imam-hatip… İlle de imam-hatip” diye tutturanlar da aslında bu atmosfere hsata olmaktadırlar.
Yani esas cevaplamamız gereken soru şudur:
Bir memlekette iki farklı atmosfer yayan okul tipinin bulunmasının zararı var mıdır, yok mudur?
Meseleye buradan başlarsak daha faydalı bir tartışma yapmış oluruz.

> İmam-hatiplerle ilgili temel bilgiler

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, imam hatiplerle normal liseler arasındaki farkı kaleme aldı.
ahme_hakan_coskunUzun zamandır gözlemliyorum İmam-hatip dendiğinde olaya yabancı tiplerin akıllarına Pakistan’daki yeraltı medreseleri falan geliyor. “Kişi bilmediğinin düşmanıdır” derler. Onun için yazdım bunları.
İmam-hatiplerin normal okullardan bir farkı yoktur.
Bugünlerde “Açıldı/açılacak” diye gürültü koparılan orta kısımlarına bir bakalım:
Normal okullarda hangi dersler varsa, imam-hatiplerin orta kısmında da aynı dersler var.
Tek fark şurada:
Arapça ve Kuran dersleri…
Yani?
Orta kısımlarının açılmasıyla bir şeylerin elden gitmesi falan söz konusu değil.
AYNI DERSLER OKUTULUYOR
İmam-hatiplerin lise kısımları için de aynı şeyler söz konusu…
Normal okullarda hangi dersler okutuluyorsa…
İmam-hatip lisesinde de aynı dersler var.
Tek fark şurada:
Arapça, Kuran, Hadis, Tefsir, Kelam gibi derslere de yer veriliyor.
ONLAR DA HABABAM
İmam-hatip liseleriyle ilgili temel bilgileri sıralayalı:
BİR: Öğretmenler, düz liseye giden öğretmenlerle aynı. Yani ‘sizin fizikçi’ bir süre sonra ‘bizim fizikçi’ olabiliyor. Tıpkı ‘sizin İngilizcecinin’, bir süre sonra ‘bizim İngilizceci’ olabilmesi gibi…
İKİ: Milli Güvenlik dersi imam-hatipte de vardı. Beniz zamanımda Milli Güvenlik dersine gelen asker kişi için kapıda “Dikkaaat” çekilirdi.
ÜÇ: İnkılap tarihi de, imam-hatipte de en önemli dersler arasındadır.
DÖRT: Beden eğitimi dersi, bando takımı, 19 mayıs gösterilerine katılım falan… Hepsi ama hepsi imam-hatipte de vardır.
BEŞ: Herkes kendi sınıfını ‘Hababam sınıfı’ gibi görür ya… İmam-hatiplerde de durum değişmez. İmam-hatipli de kendi sınıflarını biraz öyle görürler.
ALTI: İmam-hatiplerde de görüş ayrılıkları vardır. Milliyetçiler, nurcular, akıncılar, radikaller, ortadan gidenler, aykırılar, liberaller, ehli dünya takılanlar, asiler… Tamam, ‘komünist’ ya da ‘ateist’ yoktur ama sonuçta bin türlü kafa vardır.
YEDİ: Durun bir dakika! Komünist ya da ateist yoktur dedim ama bazen ‘komünist edebiyatçı’ ya da ‘ateist felsefeci’ hocalar düşer imam-hatiplere… Onlarda kalenderlikleriyle öğrencinin gözdesi oluverirler. Böyle örnekler çoktur.
SEKİZ: Bu okullar da normal teftişten geçer. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan müfettiş gelir, sınıfa girer, sorular sorar falan… Yani normal okullar hangi denetimden geçiyorsa, bu okullar da o denetimden geçer.
ÖNCE BİL SONRA BİLDİR
“Kişi bilmediğinin düşmanıdır” derler.
Uzun zamandır gözlemliyorum:
İmam-hatip dendiğinde olaya süper yabancı tiplerin akıllarına Türban yetiştiren ‘Pakistan’daki yeraltı medreseleri’ falan geliyor.
Durumu açıklığa kavuşturmak için yazdım bunları.
Çünkü…
Önce bilmek, ardından görüş bildirmek gerekir.
Bilmeden bildirilen görüşse düşmanlığın pekişmesine, inadın artmasına, paranoyanın çoğalmasına yol açar.
FARKI ATMOSFERİNDE
Ama şunu söylemeden de geçemem:
İmam-hatiplerle normal liseler arasında esaslı bir fark vardır.
O fark da yaydıkları atmosferdir.
İmam-hatip liselerinde…
İnceden bir dini hava, inceden bir İslam ahlakı esintisi vardır.
“İlle de imam-hatip… İlle de imam-hatip” diye tutturanlar da aslında bu atmosfere hsata olmaktadırlar.
Yani esas cevaplamamız gereken soru şudur:
Bir memlekette iki farklı atmosfer yayan okul tipinin bulunmasının zararı var mıdır, yok mudur?
Meseleye buradan başlarsak daha faydalı bir tartışma yapmış oluruz.

Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 15:44

Gösterim: 2473

Tasarımcı John Locke, insanların daha çok kitap okuması gerektiği fikrinden yola çıkarak, New York’ta Phonebooks adlı bir proje geliştirdi.
telefon_kutuphaneTelefon kulübelerine eklemlenen kitaplıklarla, insanların kitap alıp, yerine yenilerini koyacakları ideal bir işleyiş hayal ettiğini söyleyen tasarımcı, yerleştirdiği kitaplıklardan birinin hayal ettiği şekilde işlev gördüğünü, fakat diğerinin kitap raflarıyla birlikte çalındığını söyledi.

(Sabah)

> Dünyanın en ilginç kütüphanesi

Tasarımcı John Locke, insanların daha çok kitap okuması gerektiği fikrinden yola çıkarak, New York’ta Phonebooks adlı bir proje geliştirdi.
telefon_kutuphaneTelefon kulübelerine eklemlenen kitaplıklarla, insanların kitap alıp, yerine yenilerini koyacakları ideal bir işleyiş hayal ettiğini söyleyen tasarımcı, yerleştirdiği kitaplıklardan birinin hayal ettiği şekilde işlev gördüğünü, fakat diğerinin kitap raflarıyla birlikte çalındığını söyledi.

(Sabah)

Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 13:34

Gösterim: 2389

2011 yılında meslek liselerinde tam 32 bin 493 disiplin vakası yaşandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre, bu vakaların yüzde 20'si yani 6 bin 600'ü kavga, darp ve yaralama. Genel liselerden daha az öğrencisi olduğu halde, meslek liselerindeki disiplin olaylarının sayısı daha fazla.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, meslek liselerindeki öğrenci profilinin düşük olduğunu söylemiş ve "Türkiye'de çok uzun yıllar boyunca okumasından umut kesilen çocukların, hiç olmazsa bir meslek edinsinler diye anneler babalar tarafından mesleki eğitime yönlendirilmişlerdir. Mesleki eğitimle ilgili sorunlarımız ağırlaşmış ve müzminleşmiştir" demişti. Bakanın işaret ettiği o profil, bakanlığın verilerine göre, meslek liselerindeki disiplin olaylarının sayısını da artırıyor. Genel liselerden daha az öğrencisi olduğu halde, meslek liselerinde daha fazla sorun yaşanıyor.

2010-2011 istatistiklerine göre, meslek liselerinde 32 bin 493 disiplin vakası gerçekleşti. Bu olayların yüzde 20'si, yani 6 bin 600'ü kavga, darp ve yaralama. Onun dışında, olayların 4 bin 500'ü sigara içme, bulundurma, 2 bin 914'ü dersin düzenini bozma nedeniyle. Aynı yıl 2 binin üzerinde öğrenci okulda olduğu halde derse girmedi, uygulamalara katılmadı. Bağımlılık yapan maddeleri kullanma veya bulundurma nedeniyle de 117 disiplin işlemi yapıldı.

Aynı verilere göre, mesleki ve teknik ortaöğretimde disiplin olayları yıllara göre, 2009'da yüzde 2.1, 2010'da yüzde 2.3, 2011'de yüzde 2 disiplin vakası gerçekleşti. Genel liselerde ise, bu oranlar daha düşük. Genel liselerde gerçekleşen disiplin olaylarının yüzdesine bakıldığında ise, 2009'da yüzde 1.5, 2010 ve 2011 yıllarında ise yüzde 1.7.  Oysa, genel liselerdeki 2 milyon  öğrenciye karşılık, meslek liselerinde 1.5 milyon öğrenci var. Yani genel liselerdeki öğrenci sayısı daha fazla. Buna rağmen disiplin olayları meslek liselerinde daha çok.

Yani meslek liselerinin tek sorunu talep azlığı değil. Öğrenci profili ve kalitesiz eğitim sistemi. Bu tespitler de yine Mili Eğitim Bakanlığı'na ait. "4+4+4" sistemi ile bazı meslek liselerinin orta bölümleri açılacak ancak "eğitimin kalitesi ne olacak" sorusuna henüz yanıt yok.

(cnntürk)

> ‘Meslek liselerinde eğitim kalitesi düşük’

2011 yılında meslek liselerinde tam 32 bin 493 disiplin vakası yaşandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre, bu vakaların yüzde 20'si yani 6 bin 600'ü kavga, darp ve yaralama. Genel liselerden daha az öğrencisi olduğu halde, meslek liselerindeki disiplin olaylarının sayısı daha fazla.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, meslek liselerindeki öğrenci profilinin düşük olduğunu söylemiş ve "Türkiye'de çok uzun yıllar boyunca okumasından umut kesilen çocukların, hiç olmazsa bir meslek edinsinler diye anneler babalar tarafından mesleki eğitime yönlendirilmişlerdir. Mesleki eğitimle ilgili sorunlarımız ağırlaşmış ve müzminleşmiştir" demişti. Bakanın işaret ettiği o profil, bakanlığın verilerine göre, meslek liselerindeki disiplin olaylarının sayısını da artırıyor. Genel liselerden daha az öğrencisi olduğu halde, meslek liselerinde daha fazla sorun yaşanıyor.

2010-2011 istatistiklerine göre, meslek liselerinde 32 bin 493 disiplin vakası gerçekleşti. Bu olayların yüzde 20'si, yani 6 bin 600'ü kavga, darp ve yaralama. Onun dışında, olayların 4 bin 500'ü sigara içme, bulundurma, 2 bin 914'ü dersin düzenini bozma nedeniyle. Aynı yıl 2 binin üzerinde öğrenci okulda olduğu halde derse girmedi, uygulamalara katılmadı. Bağımlılık yapan maddeleri kullanma veya bulundurma nedeniyle de 117 disiplin işlemi yapıldı.

Aynı verilere göre, mesleki ve teknik ortaöğretimde disiplin olayları yıllara göre, 2009'da yüzde 2.1, 2010'da yüzde 2.3, 2011'de yüzde 2 disiplin vakası gerçekleşti. Genel liselerde ise, bu oranlar daha düşük. Genel liselerde gerçekleşen disiplin olaylarının yüzdesine bakıldığında ise, 2009'da yüzde 1.5, 2010 ve 2011 yıllarında ise yüzde 1.7.  Oysa, genel liselerdeki 2 milyon  öğrenciye karşılık, meslek liselerinde 1.5 milyon öğrenci var. Yani genel liselerdeki öğrenci sayısı daha fazla. Buna rağmen disiplin olayları meslek liselerinde daha çok.

Yani meslek liselerinin tek sorunu talep azlığı değil. Öğrenci profili ve kalitesiz eğitim sistemi. Bu tespitler de yine Mili Eğitim Bakanlığı'na ait. "4+4+4" sistemi ile bazı meslek liselerinin orta bölümleri açılacak ancak "eğitimin kalitesi ne olacak" sorusuna henüz yanıt yok.

(cnntürk)

Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 15:20

Gösterim: 2441

Bursa'daki ortaöğretim okulu öğrencileri arasında yapılan araştırmada, okul idaresinden korkan öğrencilerin uyuşturucudan uzak durduğu ortaya çıktı.
hababam_sinifiPolis Bilimleri Dergisi'nin yazarları Yavuz Özcan, Osman Dolu ve Serdar Kenan Gül tarafından Bursa'daki ortaöğretim okullarında 'ceza algısının uyuşturucu kullanımındaki caydırıcı etkisi' araştırıldı. Derginin yaptığı çalışmayla caydırıcılık teorisinin kesinlik, şiddetlilik ve hızlılık ilkeleri çerçevesinde Bursa'da lise öğrenimine devam eden 500 öğrenci üzerinde anket uygulandı. Anket sayesinde, cezaların uyuşturucu kullanımı üzerindeki caydırıcı bir etkisinin olup olmadığı test edildi. Anketin sonuçlarına göre uyuşturucu madde kullanan öğrencinin, okul idaresinin fark etme ihtimalinin yüksek olduğu şüphesiyle uyuşturucu maddeye ilgisinin azaldığı belirlendi.
OKUL İDARESİNİN TUTUMU BAĞIMLILIKTAN CAYDIRIYOR
Öğrencileri uyuşturucu madde kullanmaktan uzaklaştıran en önemli faktörün, okul yönetiminin bu durumdan haberdar olması çıktı. Suç ve şiddet olaylarının yüksek olduğu okullarda bulunan öğrencilerin de diğer okullarda bulunan öğrencilere göre uyuşturucu kullanma oranının yüksek olduğu açıklandı. Uyuşturucu kullanımıyla ilgili yapılan ankette 'liseye başladığınızdan beri uyuşturucu kullandınız mı?' sorusuna öğrencilerin yüzde 6,3'ü evet, yüzde 93,7'si hayır cevabını verdi. Ankete katılan öğrencilerin yaş ortalaması 16,4 iken, okul yönetimi tarafından verilecek cezaların kesin olduğu inancı arttıkça öğrencilerin uyuşturucu kullanma riskinin azaldığı görüldü.
Okul idaresi tarafından verilecek cezalar arttıkça öğrenciler uyuşturucu kullanmıyor. Verilecek cezaların şiddetli olduğu algısı arttıkça öğrencilerin uyuşturucu kullanma riski azalıyor.
YAKALANMA KORKUSU SOSYAL FAALİYETLERE YÖNELTİYOR
Araştırma ile ortaya konulan bir diğer sonuç ise uyuşturucu kullanma noktasında cinsiyetin önemli bir faktör olduğu. Araştırma sonuçlarına göre kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha az uyuşturucu kullandığı tespit edildi. Öğrencilerin okul idaresinin böyle bir davranışta bulunulması durumunda hemen haberdar olabileceğini düşünmesi öğrencileri daha sosyal davranışlarda bulunmaya yöneltiyor. Ceza aşamasına geçmeye gerek kalmaksızın okul idarecilerinin sırf haberdar olma durumunun bile olması öğrencileri uyuşturucu gibi kötü bir alışkanlıktan uzaklaştırıyor.

> Öğrencilerin 'Eyvah Mahmut Hoca' korkusu

Bursa'daki ortaöğretim okulu öğrencileri arasında yapılan araştırmada, okul idaresinden korkan öğrencilerin uyuşturucudan uzak durduğu ortaya çıktı.
hababam_sinifiPolis Bilimleri Dergisi'nin yazarları Yavuz Özcan, Osman Dolu ve Serdar Kenan Gül tarafından Bursa'daki ortaöğretim okullarında 'ceza algısının uyuşturucu kullanımındaki caydırıcı etkisi' araştırıldı. Derginin yaptığı çalışmayla caydırıcılık teorisinin kesinlik, şiddetlilik ve hızlılık ilkeleri çerçevesinde Bursa'da lise öğrenimine devam eden 500 öğrenci üzerinde anket uygulandı. Anket sayesinde, cezaların uyuşturucu kullanımı üzerindeki caydırıcı bir etkisinin olup olmadığı test edildi. Anketin sonuçlarına göre uyuşturucu madde kullanan öğrencinin, okul idaresinin fark etme ihtimalinin yüksek olduğu şüphesiyle uyuşturucu maddeye ilgisinin azaldığı belirlendi.
OKUL İDARESİNİN TUTUMU BAĞIMLILIKTAN CAYDIRIYOR
Öğrencileri uyuşturucu madde kullanmaktan uzaklaştıran en önemli faktörün, okul yönetiminin bu durumdan haberdar olması çıktı. Suç ve şiddet olaylarının yüksek olduğu okullarda bulunan öğrencilerin de diğer okullarda bulunan öğrencilere göre uyuşturucu kullanma oranının yüksek olduğu açıklandı. Uyuşturucu kullanımıyla ilgili yapılan ankette 'liseye başladığınızdan beri uyuşturucu kullandınız mı?' sorusuna öğrencilerin yüzde 6,3'ü evet, yüzde 93,7'si hayır cevabını verdi. Ankete katılan öğrencilerin yaş ortalaması 16,4 iken, okul yönetimi tarafından verilecek cezaların kesin olduğu inancı arttıkça öğrencilerin uyuşturucu kullanma riskinin azaldığı görüldü.
Okul idaresi tarafından verilecek cezalar arttıkça öğrenciler uyuşturucu kullanmıyor. Verilecek cezaların şiddetli olduğu algısı arttıkça öğrencilerin uyuşturucu kullanma riski azalıyor.
YAKALANMA KORKUSU SOSYAL FAALİYETLERE YÖNELTİYOR
Araştırma ile ortaya konulan bir diğer sonuç ise uyuşturucu kullanma noktasında cinsiyetin önemli bir faktör olduğu. Araştırma sonuçlarına göre kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha az uyuşturucu kullandığı tespit edildi. Öğrencilerin okul idaresinin böyle bir davranışta bulunulması durumunda hemen haberdar olabileceğini düşünmesi öğrencileri daha sosyal davranışlarda bulunmaya yöneltiyor. Ceza aşamasına geçmeye gerek kalmaksızın okul idarecilerinin sırf haberdar olma durumunun bile olması öğrencileri uyuşturucu gibi kötü bir alışkanlıktan uzaklaştırıyor.

Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 13:12

Gösterim: 2229

Eğitim teklifi yasalaşırsa Milli Eğitim Bakanlığı 5 ve 6 yaşındaki çocukları aynı sınıflarda okula başlatmayacak. 5 yaşındaki çocuklara ayrı sınıflarda “oyun ağırlıklı” program verilecek. Ama iki yaş grubu ikinci sınıfta bir arada eğitim görecek.

5 ve 6 yaşındaki çocuklar farklı sınıflaraAK Parti’nin eğitimi kademeli 4+4+4 şeklinde düzenleyen yasa teklifiyle okula başlama yaşının 5’e çekilmesiyle ikiye katlanacak öğrenci sayısı için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) şimdiden ön hazırlıklara başladı. Teklif yasalaşırsa gelecek yıl 2006 doğumlu 1.450milyon ile 2007 doğumlu 1.400milyon çocuk okula başlayacak. Ancak iki yaş grubu ayrı sınıflarda okuyacak.
 

Ders saati düşecek

5 yaştakilerin “oyun çağında” oldukları gözetilerek haftalık ders saati 30’dan 25’e düşürülecek. 5 yaşındaki birinci sınıfları ana sınıfı öğretmenleri okutacak. Eğitimoyun ağırlıklı olacak. Okuma yazma öğrenmeleri için geniş bir zaman dilimi tanınacak, müfredat yenilenecek. Sınıflara oyun hamurları getirilecek. Birinci sınıfı ayrı sınıflarda okuyan 5 ve 6 yaşındakiler 2’nci sınıftan itibaren aynı sınıfta karışık eğitime başlayacak. Öğrenci sayısının her yıl iki kat artmasıyla da okulların tümünde ikili öğretime geçilecek. Sabahçı ve öğlenci kavramları eğitime girecek. İlköğretimde 321 bin 193 dersliğe ekleme yapılmazsa ilköğretimde sınıfmevcudu sayısı 40’a yükselecek. 5 yaş grubu çocukların da okula başlamasıyla kalabalıklaşacak sınıf sorununu çözmek için bakanlık sınıf konseptlerinde farklılık yapmak, sıra sistemini bırakmak zorunda kalacak.

(habertürk)

> 5 ve 6 yaşındaki çocuklar farklı sınıflara

Eğitim teklifi yasalaşırsa Milli Eğitim Bakanlığı 5 ve 6 yaşındaki çocukları aynı sınıflarda okula başlatmayacak. 5 yaşındaki çocuklara ayrı sınıflarda “oyun ağırlıklı” program verilecek. Ama iki yaş grubu ikinci sınıfta bir arada eğitim görecek.

5 ve 6 yaşındaki çocuklar farklı sınıflaraAK Parti’nin eğitimi kademeli 4+4+4 şeklinde düzenleyen yasa teklifiyle okula başlama yaşının 5’e çekilmesiyle ikiye katlanacak öğrenci sayısı için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) şimdiden ön hazırlıklara başladı. Teklif yasalaşırsa gelecek yıl 2006 doğumlu 1.450milyon ile 2007 doğumlu 1.400milyon çocuk okula başlayacak. Ancak iki yaş grubu ayrı sınıflarda okuyacak.
 

Ders saati düşecek

5 yaştakilerin “oyun çağında” oldukları gözetilerek haftalık ders saati 30’dan 25’e düşürülecek. 5 yaşındaki birinci sınıfları ana sınıfı öğretmenleri okutacak. Eğitimoyun ağırlıklı olacak. Okuma yazma öğrenmeleri için geniş bir zaman dilimi tanınacak, müfredat yenilenecek. Sınıflara oyun hamurları getirilecek. Birinci sınıfı ayrı sınıflarda okuyan 5 ve 6 yaşındakiler 2’nci sınıftan itibaren aynı sınıfta karışık eğitime başlayacak. Öğrenci sayısının her yıl iki kat artmasıyla da okulların tümünde ikili öğretime geçilecek. Sabahçı ve öğlenci kavramları eğitime girecek. İlköğretimde 321 bin 193 dersliğe ekleme yapılmazsa ilköğretimde sınıfmevcudu sayısı 40’a yükselecek. 5 yaş grubu çocukların da okula başlamasıyla kalabalıklaşacak sınıf sorununu çözmek için bakanlık sınıf konseptlerinde farklılık yapmak, sıra sistemini bırakmak zorunda kalacak.

(habertürk)

Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 10:28

Gösterim: 4006


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.