Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda (BTYK) alınan üniversiteye giriş sisteminin yeniden yapılandırılması kararına ilişkin, ''Bu, yeni bir sistem üzerinde çalışma kararıdır. Sistemin içeriği, özellikleri takdir edersiniz ki sadece zihinler ve düşünceler anlamındadır. Zannediyorum en kısa zamanda bir çalışma başlayacaktır'' dedi.
Çetinsaya, Vilayetler Evi'nde düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının BTYK'da alınan kararlara ilişkin sorularını yanıtladı.
BTYK'da üniversiteye giriş sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaların YÖK'ün sorumluluğunda ÖSYM, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK'ın katılımıyla yapılmasının kararlaştırıldığını belirten Çetinsaya, yeni sistemin 2014 yılının sonuna kadar uygulanmaya konulması yönünde de karar alındığını anımsattı.
Prof. Dr. Çetinsaya, ''Bu, yeni bir sistem üzerinde çalışma kararıdır. Sistemin içeriği, özellikleri takdir edersiniz ki sadece zihinler ve düşünceler anlamındadır. Zannediyorum en kısa zamanda bir çalışma başlayacaktır. Çünkü artık devletin temel metinlerinden biri haline gelmiştir. Komisyon çalışmaları başlayınca kamuoyuyla bilgi paylaşılacaktır'' diye konuştu.
Konuyla ilgili bir taslağın olup olmadığı sorusuna da Çetinsaya, ''Hayır. O taslağın ortaya çıkarılmasına yönelik çalışma grubu kurulacak ve bir taslak o zaman oluşturulacak'' yanıtını verdi.
Çetinsaya, konuyla ilgili olgunlaşmış bir metnin söz konusu olmadığını yineledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda (BTYK) alınan üniversiteye giriş sisteminin yeniden yapılandırılması kararına ilişkin, ''Bu, yeni bir sistem üzerinde çalışma kararıdır. Sistemin içeriği, özellikleri takdir edersiniz ki sadece zihinler ve düşünceler anlamındadır. Zannediyorum en kısa zamanda bir çalışma başlayacaktır'' dedi.
Çetinsaya, Vilayetler Evi'nde düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının BTYK'da alınan kararlara ilişkin sorularını yanıtladı.
BTYK'da üniversiteye giriş sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaların YÖK'ün sorumluluğunda ÖSYM, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK'ın katılımıyla yapılmasının kararlaştırıldığını belirten Çetinsaya, yeni sistemin 2014 yılının sonuna kadar uygulanmaya konulması yönünde de karar alındığını anımsattı.
Prof. Dr. Çetinsaya, ''Bu, yeni bir sistem üzerinde çalışma kararıdır. Sistemin içeriği, özellikleri takdir edersiniz ki sadece zihinler ve düşünceler anlamındadır. Zannediyorum en kısa zamanda bir çalışma başlayacaktır. Çünkü artık devletin temel metinlerinden biri haline gelmiştir. Komisyon çalışmaları başlayınca kamuoyuyla bilgi paylaşılacaktır'' diye konuştu.
Konuyla ilgili bir taslağın olup olmadığı sorusuna da Çetinsaya, ''Hayır. O taslağın ortaya çıkarılmasına yönelik çalışma grubu kurulacak ve bir taslak o zaman oluşturulacak'' yanıtını verdi.
Çetinsaya, konuyla ilgili olgunlaşmış bir metnin söz konusu olmadığını yineledi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ağustos 2012 15:36
Gösterim: 2106
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dün gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda (BTYK) eğitim sisteminin ciddi şekilde revize edilmesi kararının alındığını bildirdi. Ergün, 2014 yılı sonuna kadar üniversiteye giriş sisteminin değişeceğini söyledi:
Ergün, ayrıca Türkiye'de dil eğitiminin yapısının değişeceğini ve alternatif dil eğitimi modellerinin tasarlanacağını bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dün gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda (BTYK) eğitim sisteminin ciddi şekilde revize edilmesi kararının alındığını bildirdi. Ergün, 2014 yılı sonuna kadar üniversiteye giriş sisteminin değişeceğini söyledi:
Ergün, ayrıca Türkiye'de dil eğitiminin yapısının değişeceğini ve alternatif dil eğitimi modellerinin tasarlanacağını bildirdi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ağustos 2012 11:38
Gösterim: 1722
Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı
Üniversite tercihlerinde çalkantılı bir dönem yaşadık. 20 Temmuz'da LYS sonuçları belli olduğunda, barajı geçenlerin azlığı dikkatimi çekti. İstatistik, matematik ve rehber uzmanların da bulunduğu ekibimle konuyu çalıştım. Puan yanlışı yoktu.
Kural değişikliği yapılmıştı. YÖK, kuralları değiştirme hakkına sahip. Ancak, burada YÖK değişikliği kamuoyuyla paylaşmamıştı. Önceden LYS testlerinin ikisinden 0.5 net çıkaranın puanı hesaplanıyordu. Şimdi ise, önce ilgili puanın oluşmasında gerekli iki sınava girilip, girilmediğine bakılmış. Tek sınava girildiyse, o puan hesaplanmamış.
Doğrusu da bu.
Önceki sisteme göre 180 barajını aşan aday sayısını dengelemek için, yeni sistemde baraj puanları LYS'de 165, YGS'de 125 olmalıydı. 180 baraj puanının altında kalan aday sayısı MF, TM ve TS puanlarında yaklaşık 200 bin. 15-17 Ağustos'ta yerleştirme sonuçları açıklanacak. 150 bin kontenjan açığı olabilir.
Bir yanda üniversiteyi isteyen gençler, diğer yanda kontenjanı boş vakıf üniversiteleri.
YÖK, 1-5 Ekim'de yapılacak ek yerleştirmede baraj puanlarının düşürülmeyeceğini açıkladı. Bence de doğru. Ancak kontenjanı dolmamış bölümlerde baraj puanlar LYS'de 165'e, YGS'de ise 125'e çekilebilir. Burada da, LYS puanı 179 olup iki yıllık meslek yüksekokulu seçenlerin hakları korunmalı. Gönlümden geçen, baraj puanlarının tümüyle kaldırılması.
Sıra lise başvurularında
Özel Yabancı Okullara başvurular başlıyor.
Bu okullara girmek için, 8'inci sınıf SBS'ye girmek ve okulun taban puanını geçmek gerekiyor. Birinci ön kayıt, 13-14-15 Ağustos'ta.
Taban puanlar dün ilan edildi. Kesin kayıt 16-17 Ağustos'ta. Aman dikkat! Kesin kayıt sonrası kaydını geri alanların, ücret iadesinde kesinti olacak. Bir de kesin kayıttan sonra ayrılan adaylar, aynı okula dönemeyecek. İlk ön kayıt olmadıysa, 2'nci ve 3'üncü ön kayıtları izlemekte yarar var. Puanlar düşecek.
Bugün, Anadolu ve fen liselerine başvuru için son gün. Biliyorsunuz, önümüzdeki yıldan itibaren, üniversiteye girişte diploma notuna bakılacak. Bence, bu yeni sistem, Anadolu ve fen liselerine talebi azaltacak. Daha doğrusu iyi öğrenciler, üniversite sınavına daha iyi hazırlayan özel okulları tercih edecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı
Üniversite tercihlerinde çalkantılı bir dönem yaşadık. 20 Temmuz'da LYS sonuçları belli olduğunda, barajı geçenlerin azlığı dikkatimi çekti. İstatistik, matematik ve rehber uzmanların da bulunduğu ekibimle konuyu çalıştım. Puan yanlışı yoktu.
Kural değişikliği yapılmıştı. YÖK, kuralları değiştirme hakkına sahip. Ancak, burada YÖK değişikliği kamuoyuyla paylaşmamıştı. Önceden LYS testlerinin ikisinden 0.5 net çıkaranın puanı hesaplanıyordu. Şimdi ise, önce ilgili puanın oluşmasında gerekli iki sınava girilip, girilmediğine bakılmış. Tek sınava girildiyse, o puan hesaplanmamış.
Doğrusu da bu.
Önceki sisteme göre 180 barajını aşan aday sayısını dengelemek için, yeni sistemde baraj puanları LYS'de 165, YGS'de 125 olmalıydı. 180 baraj puanının altında kalan aday sayısı MF, TM ve TS puanlarında yaklaşık 200 bin. 15-17 Ağustos'ta yerleştirme sonuçları açıklanacak. 150 bin kontenjan açığı olabilir.
Bir yanda üniversiteyi isteyen gençler, diğer yanda kontenjanı boş vakıf üniversiteleri.
YÖK, 1-5 Ekim'de yapılacak ek yerleştirmede baraj puanlarının düşürülmeyeceğini açıkladı. Bence de doğru. Ancak kontenjanı dolmamış bölümlerde baraj puanlar LYS'de 165'e, YGS'de ise 125'e çekilebilir. Burada da, LYS puanı 179 olup iki yıllık meslek yüksekokulu seçenlerin hakları korunmalı. Gönlümden geçen, baraj puanlarının tümüyle kaldırılması.
Sıra lise başvurularında
Özel Yabancı Okullara başvurular başlıyor.
Bu okullara girmek için, 8'inci sınıf SBS'ye girmek ve okulun taban puanını geçmek gerekiyor. Birinci ön kayıt, 13-14-15 Ağustos'ta.
Taban puanlar dün ilan edildi. Kesin kayıt 16-17 Ağustos'ta. Aman dikkat! Kesin kayıt sonrası kaydını geri alanların, ücret iadesinde kesinti olacak. Bir de kesin kayıttan sonra ayrılan adaylar, aynı okula dönemeyecek. İlk ön kayıt olmadıysa, 2'nci ve 3'üncü ön kayıtları izlemekte yarar var. Puanlar düşecek.
Bugün, Anadolu ve fen liselerine başvuru için son gün. Biliyorsunuz, önümüzdeki yıldan itibaren, üniversiteye girişte diploma notuna bakılacak. Bence, bu yeni sistem, Anadolu ve fen liselerine talebi azaltacak. Daha doğrusu iyi öğrenciler, üniversite sınavına daha iyi hazırlayan özel okulları tercih edecek.
Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ağustos 2012 08:59
Gösterim: 1596
Gazetecilik çocukluk hayalimdi ama artık istemiyorum
Fransa’dan Erasmus programı ile okumaya geldiği Eskişehir’de “1 Mayıs gösterilerine katılmak, Grup Yorum konseri izlemek ve parasız eğitim pankartı açmak”tan gözaltına alınıp 90 gün tutuklu kaldıktan sonra sürpriz bir şekilde tahliye edilen 21 yaşındaki Sevil Sevimli, Hürriyet’e konuştu.
Mahkeme süreci devam ettiği için fotoğraf vermekten çekinen Sevil Sevimli, 90 gün boyunca yaşadıklarını ilk defa yüz yüze Hürriyet’e anlattı. Aslen Kahramanmaraşlı olduklarını, Türkiye’ye eğitimini tamamlamak için 6 yıl aradan sonra kendi isteğiyle geldiğini ifade eden Sevimli’nin, cezaevinden çıktıktan sonraki ilk cümleleri, “Mutluyum. Ülkemi çok seviyorum. Kardeşlerimi ve annemi özledim. Şimdi evde onlarla vakit geçiriyorum” oldu. Sevimli, şunları anlattı:
Parasız eğitimi savunuyorum
“Gece gelip evimizi bastılar, aldılar ‘tutuklusun’ dediler. Ben parasız eğitimi savunuyorum. Bununla ilgili tüm afişleri evin ortasına yığdılar. Aslında afişleri ben astım, arkadaşlarımla hiçbir ilgisi yok. Okulun içine asmıştım. İlk gece nezarethanede diğer arkadaşlarımı ayırıp beni tek bıraktılar. Sabah da bizi savcılığa sevk ettiler. Savunmamızı verdik. ‘Grup Yorum’un konserine gittin mi, 1 Mayıs’a gittin mi, 1 Mayıs pikniğine gittin mi, Güler Zele belgeselini izledin mi’ şeklinde sorular sordular. Bunların tamamına gittim. Sonuçta hepsi yasal. Bu sorular karşısında şaşırdım. Hem örgüt deyip hem de böyle sorular sordular.
Gençler kendilerini unutuyor
Çıktıktan sonra herkesle kucaklaştım. Arkadaşlarımla birlikte yemek yedik. Hemen Fransa’ya gitmek gibi bir düşüncem yok. Normalde bu zamanlar gitmiş olacaktım. Ancak şimdi mahkemeyi bekleyeceğim. Önce Türkiye’yi sonra dünyayı çok seviyorum. Ancak Türkiye’de gençlerin kendi hakkını savunmasını unutturuyorlar. Burada gençleri görüyorum eğlence, içki, sigara... Yani kendilerini unutuyorlar.” İletişim Fakültesi öğrencisi Sevil Sevimli, cezaevinde kaldığı 90 gün boyunca 5 sınava girdiğini ve derslerini geçtiğini söyledi. Sevimli gelecek planlarıyla ilgili, “Gazetecilik çocukluk hayalimdi. Fransa’ya döndüğümde iletişim üzerine mastır yapacağım” yanıtını verdi. Anne Sevim Sevimli, 26 Eylül’deki duruşmaya kadar yurt dışına çıkma yasaklarının olduğunu belirterek, “Eskişehir dışına çıkamıyoruz” dedi.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gazetecilik çocukluk hayalimdi ama artık istemiyorum
Fransa’dan Erasmus programı ile okumaya geldiği Eskişehir’de “1 Mayıs gösterilerine katılmak, Grup Yorum konseri izlemek ve parasız eğitim pankartı açmak”tan gözaltına alınıp 90 gün tutuklu kaldıktan sonra sürpriz bir şekilde tahliye edilen 21 yaşındaki Sevil Sevimli, Hürriyet’e konuştu.
Mahkeme süreci devam ettiği için fotoğraf vermekten çekinen Sevil Sevimli, 90 gün boyunca yaşadıklarını ilk defa yüz yüze Hürriyet’e anlattı. Aslen Kahramanmaraşlı olduklarını, Türkiye’ye eğitimini tamamlamak için 6 yıl aradan sonra kendi isteğiyle geldiğini ifade eden Sevimli’nin, cezaevinden çıktıktan sonraki ilk cümleleri, “Mutluyum. Ülkemi çok seviyorum. Kardeşlerimi ve annemi özledim. Şimdi evde onlarla vakit geçiriyorum” oldu. Sevimli, şunları anlattı:
Parasız eğitimi savunuyorum
“Gece gelip evimizi bastılar, aldılar ‘tutuklusun’ dediler. Ben parasız eğitimi savunuyorum. Bununla ilgili tüm afişleri evin ortasına yığdılar. Aslında afişleri ben astım, arkadaşlarımla hiçbir ilgisi yok. Okulun içine asmıştım. İlk gece nezarethanede diğer arkadaşlarımı ayırıp beni tek bıraktılar. Sabah da bizi savcılığa sevk ettiler. Savunmamızı verdik. ‘Grup Yorum’un konserine gittin mi, 1 Mayıs’a gittin mi, 1 Mayıs pikniğine gittin mi, Güler Zele belgeselini izledin mi’ şeklinde sorular sordular. Bunların tamamına gittim. Sonuçta hepsi yasal. Bu sorular karşısında şaşırdım. Hem örgüt deyip hem de böyle sorular sordular.
Gençler kendilerini unutuyor
Çıktıktan sonra herkesle kucaklaştım. Arkadaşlarımla birlikte yemek yedik. Hemen Fransa’ya gitmek gibi bir düşüncem yok. Normalde bu zamanlar gitmiş olacaktım. Ancak şimdi mahkemeyi bekleyeceğim. Önce Türkiye’yi sonra dünyayı çok seviyorum. Ancak Türkiye’de gençlerin kendi hakkını savunmasını unutturuyorlar. Burada gençleri görüyorum eğlence, içki, sigara... Yani kendilerini unutuyorlar.” İletişim Fakültesi öğrencisi Sevil Sevimli, cezaevinde kaldığı 90 gün boyunca 5 sınava girdiğini ve derslerini geçtiğini söyledi. Sevimli gelecek planlarıyla ilgili, “Gazetecilik çocukluk hayalimdi. Fransa’ya döndüğümde iletişim üzerine mastır yapacağım” yanıtını verdi. Anne Sevim Sevimli, 26 Eylül’deki duruşmaya kadar yurt dışına çıkma yasaklarının olduğunu belirterek, “Eskişehir dışına çıkamıyoruz” dedi.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Ağustos 2012 10:14
Gösterim: 1693
ODTÜ Senatosu bir açıklama yayınlayarak bilim insanlarını, öğrencileri ve basın mensuplarını hedef alan uygulamalara tepki gösterdi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ ) Senatosu 31 Temmuz 2012 tarihinde yaptığı toplantının ardından bir açıklama yayınlayarak bilim insanlarını, öğrencileri ve basın mensuplarını hedef alan tutuklamalara, soruşturmalara ve baskılara tepki gösterdi. Türkiye ’de yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekilen açıklamada, “Hangi gerekçeyle yargılandıkları belli olmayan öğrenci, bilim insanı, basın mensubu ve kamu görevlisi sayılarının sürekli olarak artması kaygıyla izlediğimiz gelişmeler arasındadır” denildi.
ODTÜ Senatosu'nun açıklaması şöyle:
"Orta Doğu Teknik Üniversitesi Senatosu'nun 31 Temmuz 2012 tarihinde yapmış olduğu toplantıda aldığı karar doğrultusunda aşağıdaki duyuru kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Ülkemizde süregelen kimi soruşturma, tutuklama ve baskılardan hak ve özgürlüklerin de yara aldığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, bilim insanlarına, öğrencilere ve basın mensuplarına yönelik bu tur uygulamalarla akademik değerlerin ve ifade özgürlüğünün gerilediği görüşü yurt içinde ve yurt dışındaki akademik çevrelerde de yaygın olarak paylaşılmaktadır.
Haberleşme özgürlüğünün yaygın bir biçimde ihlal edildiği endişesi, iddianamelerde delil olarak kullanılan bazı belgelerin gerçek olmadığına yönelik tespit ve kanıtlar, hangi gerekçeyle yargılandıkları belli olmayan öğrenci, bilim insanı, basın mensubu ve kamu görevlisi sayılarının sürekli olarak artması kaygıyla izlediğimiz gelişmeler arasındadır.
Kendi iradesi ile yurt dışından gelerek ifade veren ve bulunduğu konum itibarıyla delil karartması mümkün olmayan insanların bile tutuklu olarak yargılanmaları ve tutukluluk sürelerinin kabul edilemez şekilde uzaması ile yargılama sürecinin kendisinin bir cezalandırma aracı haline gelmesi, ülkemizde ağır bir baskı ortamı oluşturmakta ve kamu vicdanını rahatsız etmektedir. Üçüncü yargı paketi, bu sorunları ortadan kaldırmamıştır.
Temel hak ve özgürlüklere saygı, farklı görüşlere tahammül, çoğulculuk, açıklık, hukukun üstünlüğü gibi demokrasi ilkelerinin ülkemizde tam olarak hayata geçirilememesinden büyük kaygı duyuyoruz. Son dönemlerde genel uygulama haline gelen tutuklu yargılamalara, uzun süreli tutuklamalara, baskı unsuru haline gelen yaygın dinleme, sorgulama ve kovuşturmalara son verecek, 2000'li yıllarda ülkemizi hala insanların fikir suçlarından ötürü yargılandığı bir ülke görünümünden kurtaracak, uluslararası standartlara uygun adil yargılanma koşullarını gerçekten sağlayacak adımların en kısa sürede atılmasını öncelikle bekliyor, hak ve özgürlükler alanının evrensel değerlere uygun biçimde düzenlenmesini istiyoruz." (www.t24.com.tr)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ODTÜ Senatosu bir açıklama yayınlayarak bilim insanlarını, öğrencileri ve basın mensuplarını hedef alan uygulamalara tepki gösterdi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ ) Senatosu 31 Temmuz 2012 tarihinde yaptığı toplantının ardından bir açıklama yayınlayarak bilim insanlarını, öğrencileri ve basın mensuplarını hedef alan tutuklamalara, soruşturmalara ve baskılara tepki gösterdi. Türkiye ’de yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekilen açıklamada, “Hangi gerekçeyle yargılandıkları belli olmayan öğrenci, bilim insanı, basın mensubu ve kamu görevlisi sayılarının sürekli olarak artması kaygıyla izlediğimiz gelişmeler arasındadır” denildi.
ODTÜ Senatosu'nun açıklaması şöyle:
"Orta Doğu Teknik Üniversitesi Senatosu'nun 31 Temmuz 2012 tarihinde yapmış olduğu toplantıda aldığı karar doğrultusunda aşağıdaki duyuru kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Ülkemizde süregelen kimi soruşturma, tutuklama ve baskılardan hak ve özgürlüklerin de yara aldığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, bilim insanlarına, öğrencilere ve basın mensuplarına yönelik bu tur uygulamalarla akademik değerlerin ve ifade özgürlüğünün gerilediği görüşü yurt içinde ve yurt dışındaki akademik çevrelerde de yaygın olarak paylaşılmaktadır.
Haberleşme özgürlüğünün yaygın bir biçimde ihlal edildiği endişesi, iddianamelerde delil olarak kullanılan bazı belgelerin gerçek olmadığına yönelik tespit ve kanıtlar, hangi gerekçeyle yargılandıkları belli olmayan öğrenci, bilim insanı, basın mensubu ve kamu görevlisi sayılarının sürekli olarak artması kaygıyla izlediğimiz gelişmeler arasındadır.
Kendi iradesi ile yurt dışından gelerek ifade veren ve bulunduğu konum itibarıyla delil karartması mümkün olmayan insanların bile tutuklu olarak yargılanmaları ve tutukluluk sürelerinin kabul edilemez şekilde uzaması ile yargılama sürecinin kendisinin bir cezalandırma aracı haline gelmesi, ülkemizde ağır bir baskı ortamı oluşturmakta ve kamu vicdanını rahatsız etmektedir. Üçüncü yargı paketi, bu sorunları ortadan kaldırmamıştır.
Temel hak ve özgürlüklere saygı, farklı görüşlere tahammül, çoğulculuk, açıklık, hukukun üstünlüğü gibi demokrasi ilkelerinin ülkemizde tam olarak hayata geçirilememesinden büyük kaygı duyuyoruz. Son dönemlerde genel uygulama haline gelen tutuklu yargılamalara, uzun süreli tutuklamalara, baskı unsuru haline gelen yaygın dinleme, sorgulama ve kovuşturmalara son verecek, 2000'li yıllarda ülkemizi hala insanların fikir suçlarından ötürü yargılandığı bir ülke görünümünden kurtaracak, uluslararası standartlara uygun adil yargılanma koşullarını gerçekten sağlayacak adımların en kısa sürede atılmasını öncelikle bekliyor, hak ve özgürlükler alanının evrensel değerlere uygun biçimde düzenlenmesini istiyoruz." (www.t24.com.tr)
Son Güncelleme: Salı, 07 Ağustos 2012 16:10
Gösterim: 2922

