Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin okuldaki başarısını artırmak için öğretmen tayinlerine sınırlama getiriyor. Bakan Ömer Dinçer, "Dönem aralarında öğretmenlerin tayinini meşrulaştıracak istisnai uygulamaları baştan sona gözden geçireceğiz." dedi. Öğretmenlerden fedakârlık beklediklerini ifade eden Dinçer, hizmet içi eğitimlerin de artacağını kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmenlerin ara dönemlerde yaptığı mazeret tayinlerine sınırlama getirileceğini açıkladı. İl özel idaresi ve Şişli Belediyesi tarafından yaptırılan 27 okulun açılış törenine katılan Dinçer, öğretmenlerin dönem aralarında yaptıkları nakiller nedeniyle eğitimin aksadığını ve öğrencilerin okuldan soğuduğunu aktardı. Öğrencilerin devamsızlık yapmasına neden olan etkenlerin ortadan kaldırılacağını söyledi.
Öğretmen ve öğrencinin sınıfta olması gerektiğini belirten Dinçer, "Eğitimin niteliğini artırmak için hem öğrenciyi hem de öğretmeni sınıfa getirecek ve beraberce öğrenmeyi başarmayı sağlayacak tedbirleri alacağız. Dönem aralarında öğretmenlerin nakledilmelerini veya başka yere atanmalarını meşrulaştıracak istisnai uygulamaları baştan sona gözden geçireceğiz." şeklinde konuştu. Bu durumda öğretmenlerin fedakârlık yapmak durumunda kalacaklarını ifade eden Dinçer, "Öğrencilerin başarısı için bu tedbirlerin alınması gerekli." dedi. Öğretmenlere meslekî yeterlilik sınavı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin bir soruya ise Dinçer, "Öğretmenlerimiz, öğretmenlik mesleğini icra ederken farklı kariyer basamaklarında olacaklar. Her bir kariyer basamağından diğerine geçerken eğitim almak durumunda olacaklar." diye konuştu.
12 yıllık zorunlu eğitime geçilmesi için derslik sayısının artırılması gerektiğini belirten Dinçer, yapılan çalışmalara rağmen İstanbul'da hâlâ çok sayıda dersliğe ihtiyaç duyduklarını söyledi. Bu soruna iki yeni uygulamayla çözüm arayacaklarını vurguladı. Bunlardan birinin okul kiralama, diğerinin ise kamu özel ortaklığıyla kurulacak kampüs okullar olduğunu aktardı. Kampüs okulları işadamları ya da müteahhitlerin yapacağını bunun hukuki zeminini de kurguladıklarını söyledi. Arsa olduğu yerlerde kamulaştırma bedellerinin çok ağır olduğunu ve bu bedellerin ödenemediği için de okul yapılamadığını kaydeden Dinçer, dolayısıyla bu tür yerlerin okula dönüşmesi için kiralama yöntemini kullanacaklarını ve o arsaların sahiplerinin okul yapmaları durumunda bu okulların kiralanacağını belirtti.
Bilim dergileri tablet bilgisayarlara giriyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında imzalanan protokollerle, Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk ile Meraklı Minik dergileri, FATİH Projesi kapsamında ücretsiz 'e-dergi' olarak öğrencilerin tabletlerine girecek. Ayrıca, bilim kültürünün geliştirilmesi için okullarda bilim fuarları gerçekleştirilecek. Protokolle müfredata uygun dijital içerikler hazırlanacak, e-ders (video) uygulamaları ile içerik zenginleştirilmesi yapılacak. Fen bilişim, teknoloji ve tasarım ile matematik programları geliştirilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin okuldaki başarısını artırmak için öğretmen tayinlerine sınırlama getiriyor. Bakan Ömer Dinçer, "Dönem aralarında öğretmenlerin tayinini meşrulaştıracak istisnai uygulamaları baştan sona gözden geçireceğiz." dedi. Öğretmenlerden fedakârlık beklediklerini ifade eden Dinçer, hizmet içi eğitimlerin de artacağını kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmenlerin ara dönemlerde yaptığı mazeret tayinlerine sınırlama getirileceğini açıkladı. İl özel idaresi ve Şişli Belediyesi tarafından yaptırılan 27 okulun açılış törenine katılan Dinçer, öğretmenlerin dönem aralarında yaptıkları nakiller nedeniyle eğitimin aksadığını ve öğrencilerin okuldan soğuduğunu aktardı. Öğrencilerin devamsızlık yapmasına neden olan etkenlerin ortadan kaldırılacağını söyledi.
Öğretmen ve öğrencinin sınıfta olması gerektiğini belirten Dinçer, "Eğitimin niteliğini artırmak için hem öğrenciyi hem de öğretmeni sınıfa getirecek ve beraberce öğrenmeyi başarmayı sağlayacak tedbirleri alacağız. Dönem aralarında öğretmenlerin nakledilmelerini veya başka yere atanmalarını meşrulaştıracak istisnai uygulamaları baştan sona gözden geçireceğiz." şeklinde konuştu. Bu durumda öğretmenlerin fedakârlık yapmak durumunda kalacaklarını ifade eden Dinçer, "Öğrencilerin başarısı için bu tedbirlerin alınması gerekli." dedi. Öğretmenlere meslekî yeterlilik sınavı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin bir soruya ise Dinçer, "Öğretmenlerimiz, öğretmenlik mesleğini icra ederken farklı kariyer basamaklarında olacaklar. Her bir kariyer basamağından diğerine geçerken eğitim almak durumunda olacaklar." diye konuştu.
12 yıllık zorunlu eğitime geçilmesi için derslik sayısının artırılması gerektiğini belirten Dinçer, yapılan çalışmalara rağmen İstanbul'da hâlâ çok sayıda dersliğe ihtiyaç duyduklarını söyledi. Bu soruna iki yeni uygulamayla çözüm arayacaklarını vurguladı. Bunlardan birinin okul kiralama, diğerinin ise kamu özel ortaklığıyla kurulacak kampüs okullar olduğunu aktardı. Kampüs okulları işadamları ya da müteahhitlerin yapacağını bunun hukuki zeminini de kurguladıklarını söyledi. Arsa olduğu yerlerde kamulaştırma bedellerinin çok ağır olduğunu ve bu bedellerin ödenemediği için de okul yapılamadığını kaydeden Dinçer, dolayısıyla bu tür yerlerin okula dönüşmesi için kiralama yöntemini kullanacaklarını ve o arsaların sahiplerinin okul yapmaları durumunda bu okulların kiralanacağını belirtti.
Bilim dergileri tablet bilgisayarlara giriyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında imzalanan protokollerle, Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk ile Meraklı Minik dergileri, FATİH Projesi kapsamında ücretsiz 'e-dergi' olarak öğrencilerin tabletlerine girecek. Ayrıca, bilim kültürünün geliştirilmesi için okullarda bilim fuarları gerçekleştirilecek. Protokolle müfredata uygun dijital içerikler hazırlanacak, e-ders (video) uygulamaları ile içerik zenginleştirilmesi yapılacak. Fen bilişim, teknoloji ve tasarım ile matematik programları geliştirilecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Nisan 2012 09:18
Gösterim: 2090
Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar’ın bugünkü yazısı.
İlköğretim öğrencisi için 1500 lira özel okul desteği versek devlete yükü azalır
Geçen hafta içinde Murat Sabuncu’nun Sky Türk 360’daki Ekonomi Manşeti programında konuk ettiği Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Abdurrahman Yıldırım, Uğur Gürses ve benim de yönelttiğim soruları yanıtlarken söz öğretmen atamalarına geldi:
- 2002-2003 döneminden buyana 317 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik.
Murat Sabuncu, atama bekleyen öğretmenlerin Twitter üzerinden yönelttiği sorulara da yanıt veren Mehmet Şimşek, şu noktanın altını çizdi:
- Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımızla koordineli yürüyoruz. Bakanlığımızın kadro taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Şimdi 4+4+4 sistemi de yeni kadro ihtiyacı ortaya çıkaracak. Ona göre de gereğini yapmaya çalışacağız.
Ardından AK Parti iktidarının eğitim bütçesine verdiği öneme dikkat çekti:
- Eğitim bütçemiz 11 milyar liradan 56 milyar liraya çıktı.
Sonra bu konuda kaynak ihtiyacına bakışını ortaya koydu:
- Gerekirse eğitim altyapısı için spesifik olarak borçlanma yapmak yoluna gitmeliyiz.
Bu noktada özel sektörün eğitimden aldığı payın düşüklüğüne işaret etti:
- Özel okulların eğitim sistemimizdeki payı yüzde 2 düzeyinde. Bunun yüzde 20’lere çıkması lazım.
- Nasıl olacak bu?
- Bakın, örneğin ilköğretimdeki bir öğrencinin bize yıllık maliyeti diyelim ki 2 bin 500 lira. Öğrenci başına 1500 lira versek, durumu müsait olan vatandaşımız üstüne bir miktar daha koyup çocuğunu özel okula gönderse diye düşünüyoruz.
Bu formülün kendilerini de rahatlatacağına vurgu yaptı:
- Verdiğim 1500 liralık katkıyla vatandaş çocuğunu özel okula gönderme yolunu seçerse o zaman bizim yükümüz azalmış olur. Her ilköğretim öğrencisi başına 1000 lira devletin kasasında kalır. Onu da eğitim altyapısını daha da iyileştirmeye yönlendirme şansı yakalarız.
- Bu sisteme hemen geçebilecek misiniz?
- Milli Eğitim Bakanlığımızla birlikte üzerinde çalışıyoruz.
- Bu uygulamayı başlatınca özel okulların kontenjan açığı sıkıntısı da önemli ölçüde ortadan kalkar değil mi?
- Özel okullarda 400 bin civarında kontenjan açığı söz konusu. Öte yandan devlet hâlâ derslik sıkıntısı yaşıyor. Böylece boş olan kapasiteyi de devreye almış olacağız.
- Bu yöntem sağlıkta çok işe yaradı. Küçük veya büyük, farkını verebilen vatandaş özel hastanelere de yönelebildi. Aynı şey eğitimde de beklenebilir mi?
- Hedefimiz vatandaşımızın memnun kalacağı bir sistemi devreye alabilmek.
Maliye Bakanı’nın sorularımızı yanıtladığı program çarşamba gecesi gerçekleşti... Başbakan Tayyip Erdoğan, ertesi gün uzun süredir beklenen teşvik paketinin ana hatlarını açıkladı...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, cuma sabahı paketin ayrıntılarını anlattı. Aynı günün akşamında Habertürk TV’nin Basın Kulübü programına konuk oldu. Hem sabahki açıklamaları sırasında, hem de Habertürk’te benim de katıldığım programda özel sektör eğitim yatırımlarının da teşvik kapsamına alındığını vurguladı...
Hükümet bir yandan yeni özel okul yatırımlarının artmasını destekleyecek, diğer taraftan vatandaşın çocuğunu buralara göndermesini teşvik edecek...
Bir yandan 4+4+4 devreye girecek, diğer taraftan özel okulların önünü açacak plan eğitim sisteminde önemli değişiklikleri gündeme getierecek...
Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz...
Başbakan sordu: Artvin neden 4’üncü bölgede
GEÇEN cuma sabahı teşvik paketinin ayrıntılarını açıklayan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, akşam da Habertürk TV’de Buse Biçer’in yönettiği Basın Kulübü programına katıldı. Osman Saffet Arolat, Abdurrahman Yıldırım, Yavuz Barlas, Sami Altınkaya, Güntay Şimşek ve ben de sorularımızla katkıda bulunmaya çalıştık.
Hepimizin en çok takıldığı konu, belirlenen 6 bölgeye illerin hangi kriterlere göre alındığıydı. Çağlayan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da perşembe günü altını çizdiği ayrıntıyı yineledi:
- 81 ilimizin sosyo ekonomik durumu Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz ve ekibinin titiz çalışmayla ortaya çıktı. İllerimizin sosyo ekonomik gelişmişlikleri sıralaması 2003 yılından beri yenilenmemişti. O sıralama epey tartışma çıkarmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 61 farklı kriteri dikkate alarak sıralamayı önümüze koydu.
Abdurrahman Yıldırım araya girdi:
- Artvin’in neden 5’inci bölge değil de 4’üncü bölgeye alındığını pek anlamış değilim.
Tartışmayı daha da alevlendirmek üzere şu soruyu araya sıkıştırdım:
- İllerin sosyo ekonomik gelişmişlik listesini açıklayın, herkes neyin nasıl olduğunu görsün.
Zafer Çağlayan, Abdurrahman Yıldırım’ın sorusuna yanıt verdi:
- Sayın Başbakanımız da Arvin’le ilgili soruyu aynen sordu.
- Kendisine ne yanıt verdiniz?
- İllerin hangi bölge kapsamına gireceğini 61 kritere göre oluşturulan listenin ortaya koyduğunu anlattık.
- Açıklayın şu listeyi, herkes görsün.
Zafer Çağlayan, illerin listesini açıklamak yerine, bu konunun mimarı Cevdet Yılmaz’ın programa bağlanmasını sağlayıp, ondan yardım istedi:
- Cevdetciğim, akradaşlar burada beni sıkıştırıyor. Şu 61 kriteri biraz anlatabilir misin?
Cevdet Yılmaz kriterlerden örnekler verdi:
- Eğitim durumu, sağlık altyapısı, yollardaki asfalt, yaşam kalitesi, cep telefonu sahipliği, okul sayısı, internete bağlanma oranı, deniz yolu, mali durum gibi konuların ayrıntılarının dikkate alındığı 61 kritere göre illerimiz sıralandı, 6 bölgeli harita böylece ortaya çıktı.
Zafer Çağlayan, Gaziantep’le Kayseri örneğine dikkat çekti:
- Aslında Gaziantep bugün gurur verici bir şekilde ekonomik faaliyet ve büyüklük açısından Kayseri’den öndedir. Ancak, bölgesinden aldığı göç Gaziantep’in 3’üncü bölgede yer almasına yol açmıştır. Kayseri ise 2’nci bölgeye girmiştir.
Çağlayan, teşvikleri merakla bekleyen iş dünyasının genelde paketi beğendiğini vurguladı:
- Şu ana kadar önemli bir eleştiri almış değiliz. Çok kapsamlı ve hemen her ayrıntıya cevap veren bir teşvik paketi oldu.
Belki ilk anda eleştiriler gündeme gelmedi. Ancak, bu teşvik haritası da iller arasında, “Biz daha alt kademede kalıp, daha çok teşvik almalıydık. Komşumuz daha çok yatırım çekecek” tartışması çıkaracak...
Başbakan son anda illerle oynadı mı
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan’a teşvik haritasındaki yerini beğenmeyen illerde akla gelecek soruyu yönelttim:
- Aslında teşvik paketi bir süredir hazırdı. Başbakan Tayyip Erdoğan bir süre bekletti. Bu sırada illerin haritadaki yeriyle oynadı mı?
- Asla öyle birşey olmadı. Kalkınma Bakanlığımızın ortaya koyduğu harita başta Sayın Başbakanımız olmak üzere hükümetimizde kabul gördü.
Ardından konunun siyasi yönünü değerlendirdi:
- Başbakanımız bütün Türkiye’nin Başbakanı, hükümetimiz bütün Türkiye’nin hükümeti. İller arasında kriterlere uygun düşmeyen bir ayrım yapılması söz konusu olamaz. Biz 81 ilimizin 80’inden milletvekili çıkarmışız. Milletvekili çıkarmamış olsak da kriter dışı bir oynama yapmayız.
Şu noktanın altını çizdi:
- Kalkınma Bakanlığımız 2-3 yılda bir illerimizi gözden geçirecek. Durumu değişmiş iller bölgeler arası yer değiştirebilecek.
Teşvik paketinin en önemli ayrıntılarından biri, hangi ilde ne tür yatırım yapılabileceğini gösteren liste olacak...
Şimdi o listeyi beklemekte yarar var...
(Vahap Munyar-hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar’ın bugünkü yazısı.
İlköğretim öğrencisi için 1500 lira özel okul desteği versek devlete yükü azalır
Geçen hafta içinde Murat Sabuncu’nun Sky Türk 360’daki Ekonomi Manşeti programında konuk ettiği Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Abdurrahman Yıldırım, Uğur Gürses ve benim de yönelttiğim soruları yanıtlarken söz öğretmen atamalarına geldi:
- 2002-2003 döneminden buyana 317 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik.
Murat Sabuncu, atama bekleyen öğretmenlerin Twitter üzerinden yönelttiği sorulara da yanıt veren Mehmet Şimşek, şu noktanın altını çizdi:
- Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımızla koordineli yürüyoruz. Bakanlığımızın kadro taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Şimdi 4+4+4 sistemi de yeni kadro ihtiyacı ortaya çıkaracak. Ona göre de gereğini yapmaya çalışacağız.
Ardından AK Parti iktidarının eğitim bütçesine verdiği öneme dikkat çekti:
- Eğitim bütçemiz 11 milyar liradan 56 milyar liraya çıktı.
Sonra bu konuda kaynak ihtiyacına bakışını ortaya koydu:
- Gerekirse eğitim altyapısı için spesifik olarak borçlanma yapmak yoluna gitmeliyiz.
Bu noktada özel sektörün eğitimden aldığı payın düşüklüğüne işaret etti:
- Özel okulların eğitim sistemimizdeki payı yüzde 2 düzeyinde. Bunun yüzde 20’lere çıkması lazım.
- Nasıl olacak bu?
- Bakın, örneğin ilköğretimdeki bir öğrencinin bize yıllık maliyeti diyelim ki 2 bin 500 lira. Öğrenci başına 1500 lira versek, durumu müsait olan vatandaşımız üstüne bir miktar daha koyup çocuğunu özel okula gönderse diye düşünüyoruz.
Bu formülün kendilerini de rahatlatacağına vurgu yaptı:
- Verdiğim 1500 liralık katkıyla vatandaş çocuğunu özel okula gönderme yolunu seçerse o zaman bizim yükümüz azalmış olur. Her ilköğretim öğrencisi başına 1000 lira devletin kasasında kalır. Onu da eğitim altyapısını daha da iyileştirmeye yönlendirme şansı yakalarız.
- Bu sisteme hemen geçebilecek misiniz?
- Milli Eğitim Bakanlığımızla birlikte üzerinde çalışıyoruz.
- Bu uygulamayı başlatınca özel okulların kontenjan açığı sıkıntısı da önemli ölçüde ortadan kalkar değil mi?
- Özel okullarda 400 bin civarında kontenjan açığı söz konusu. Öte yandan devlet hâlâ derslik sıkıntısı yaşıyor. Böylece boş olan kapasiteyi de devreye almış olacağız.
- Bu yöntem sağlıkta çok işe yaradı. Küçük veya büyük, farkını verebilen vatandaş özel hastanelere de yönelebildi. Aynı şey eğitimde de beklenebilir mi?
- Hedefimiz vatandaşımızın memnun kalacağı bir sistemi devreye alabilmek.
Maliye Bakanı’nın sorularımızı yanıtladığı program çarşamba gecesi gerçekleşti... Başbakan Tayyip Erdoğan, ertesi gün uzun süredir beklenen teşvik paketinin ana hatlarını açıkladı...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, cuma sabahı paketin ayrıntılarını anlattı. Aynı günün akşamında Habertürk TV’nin Basın Kulübü programına konuk oldu. Hem sabahki açıklamaları sırasında, hem de Habertürk’te benim de katıldığım programda özel sektör eğitim yatırımlarının da teşvik kapsamına alındığını vurguladı...
Hükümet bir yandan yeni özel okul yatırımlarının artmasını destekleyecek, diğer taraftan vatandaşın çocuğunu buralara göndermesini teşvik edecek...
Bir yandan 4+4+4 devreye girecek, diğer taraftan özel okulların önünü açacak plan eğitim sisteminde önemli değişiklikleri gündeme getierecek...
Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz...
Başbakan sordu: Artvin neden 4’üncü bölgede
GEÇEN cuma sabahı teşvik paketinin ayrıntılarını açıklayan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, akşam da Habertürk TV’de Buse Biçer’in yönettiği Basın Kulübü programına katıldı. Osman Saffet Arolat, Abdurrahman Yıldırım, Yavuz Barlas, Sami Altınkaya, Güntay Şimşek ve ben de sorularımızla katkıda bulunmaya çalıştık.
Hepimizin en çok takıldığı konu, belirlenen 6 bölgeye illerin hangi kriterlere göre alındığıydı. Çağlayan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da perşembe günü altını çizdiği ayrıntıyı yineledi:
- 81 ilimizin sosyo ekonomik durumu Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz ve ekibinin titiz çalışmayla ortaya çıktı. İllerimizin sosyo ekonomik gelişmişlikleri sıralaması 2003 yılından beri yenilenmemişti. O sıralama epey tartışma çıkarmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 61 farklı kriteri dikkate alarak sıralamayı önümüze koydu.
Abdurrahman Yıldırım araya girdi:
- Artvin’in neden 5’inci bölge değil de 4’üncü bölgeye alındığını pek anlamış değilim.
Tartışmayı daha da alevlendirmek üzere şu soruyu araya sıkıştırdım:
- İllerin sosyo ekonomik gelişmişlik listesini açıklayın, herkes neyin nasıl olduğunu görsün.
Zafer Çağlayan, Abdurrahman Yıldırım’ın sorusuna yanıt verdi:
- Sayın Başbakanımız da Arvin’le ilgili soruyu aynen sordu.
- Kendisine ne yanıt verdiniz?
- İllerin hangi bölge kapsamına gireceğini 61 kritere göre oluşturulan listenin ortaya koyduğunu anlattık.
- Açıklayın şu listeyi, herkes görsün.
Zafer Çağlayan, illerin listesini açıklamak yerine, bu konunun mimarı Cevdet Yılmaz’ın programa bağlanmasını sağlayıp, ondan yardım istedi:
- Cevdetciğim, akradaşlar burada beni sıkıştırıyor. Şu 61 kriteri biraz anlatabilir misin?
Cevdet Yılmaz kriterlerden örnekler verdi:
- Eğitim durumu, sağlık altyapısı, yollardaki asfalt, yaşam kalitesi, cep telefonu sahipliği, okul sayısı, internete bağlanma oranı, deniz yolu, mali durum gibi konuların ayrıntılarının dikkate alındığı 61 kritere göre illerimiz sıralandı, 6 bölgeli harita böylece ortaya çıktı.
Zafer Çağlayan, Gaziantep’le Kayseri örneğine dikkat çekti:
- Aslında Gaziantep bugün gurur verici bir şekilde ekonomik faaliyet ve büyüklük açısından Kayseri’den öndedir. Ancak, bölgesinden aldığı göç Gaziantep’in 3’üncü bölgede yer almasına yol açmıştır. Kayseri ise 2’nci bölgeye girmiştir.
Çağlayan, teşvikleri merakla bekleyen iş dünyasının genelde paketi beğendiğini vurguladı:
- Şu ana kadar önemli bir eleştiri almış değiliz. Çok kapsamlı ve hemen her ayrıntıya cevap veren bir teşvik paketi oldu.
Belki ilk anda eleştiriler gündeme gelmedi. Ancak, bu teşvik haritası da iller arasında, “Biz daha alt kademede kalıp, daha çok teşvik almalıydık. Komşumuz daha çok yatırım çekecek” tartışması çıkaracak...
Başbakan son anda illerle oynadı mı
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan’a teşvik haritasındaki yerini beğenmeyen illerde akla gelecek soruyu yönelttim:
- Aslında teşvik paketi bir süredir hazırdı. Başbakan Tayyip Erdoğan bir süre bekletti. Bu sırada illerin haritadaki yeriyle oynadı mı?
- Asla öyle birşey olmadı. Kalkınma Bakanlığımızın ortaya koyduğu harita başta Sayın Başbakanımız olmak üzere hükümetimizde kabul gördü.
Ardından konunun siyasi yönünü değerlendirdi:
- Başbakanımız bütün Türkiye’nin Başbakanı, hükümetimiz bütün Türkiye’nin hükümeti. İller arasında kriterlere uygun düşmeyen bir ayrım yapılması söz konusu olamaz. Biz 81 ilimizin 80’inden milletvekili çıkarmışız. Milletvekili çıkarmamış olsak da kriter dışı bir oynama yapmayız.
Şu noktanın altını çizdi:
- Kalkınma Bakanlığımız 2-3 yılda bir illerimizi gözden geçirecek. Durumu değişmiş iller bölgeler arası yer değiştirebilecek.
Teşvik paketinin en önemli ayrıntılarından biri, hangi ilde ne tür yatırım yapılabileceğini gösteren liste olacak...
Şimdi o listeyi beklemekte yarar var...
(Vahap Munyar-hürriyet)
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Nisan 2012 09:07
Gösterim: 2741
Okan Bayülgen, Yeditepe Üniversitesi'ndeki bir konferansta bir öğrencinin kendisini sigara içtiği için uyarması üzerine kendisini uyaran öğrenciye faşist diyerek hakaret etti.
Herkesin gözü önünde tütünsarıp içince, kendisini uyaran öğrenciye 'Faşist' dedi ve sanal alemde 'savaş' başladı. Okan Bayülgen geçen hafta Yeditepe Üniversitesi'nde Sosyal Medya Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı.
Salonda bin 500 kişinin gözü önünde tütün sarıp içen Bayülgen'i bir grup öğrenci alkışladı, bir grup öğrenci ise tepki gösterdi.
Bir kız öğrenci, "Arkadaşımın astımı var. Sigarayı söndürür müsünüz?" dedi.
Bayülgen, kendisini uyaran öğrenciye "Faşist" dedi ve reklam yapmakla suçladı.
Bir grup öğrenci ünlü şovmeni bir haftadır sanal âlemde protesto ediyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okan Bayülgen, Yeditepe Üniversitesi'ndeki bir konferansta bir öğrencinin kendisini sigara içtiği için uyarması üzerine kendisini uyaran öğrenciye faşist diyerek hakaret etti.
Herkesin gözü önünde tütünsarıp içince, kendisini uyaran öğrenciye 'Faşist' dedi ve sanal alemde 'savaş' başladı. Okan Bayülgen geçen hafta Yeditepe Üniversitesi'nde Sosyal Medya Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı.
Salonda bin 500 kişinin gözü önünde tütün sarıp içen Bayülgen'i bir grup öğrenci alkışladı, bir grup öğrenci ise tepki gösterdi.
Bir kız öğrenci, "Arkadaşımın astımı var. Sigarayı söndürür müsünüz?" dedi.
Bayülgen, kendisini uyaran öğrenciye "Faşist" dedi ve reklam yapmakla suçladı.
Bir grup öğrenci ünlü şovmeni bir haftadır sanal âlemde protesto ediyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Nisan 2012 17:57
Gösterim: 2020
Eğitimi kademeli zorunlu olarak 12 yıla çıkaran 4+4+4 sisteminin yasalaşmasının ardından, başta yaş düzenlemesi olmak üzere TBMM’ye şikayet yağıyor.
Yasadaki “Mecburi ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubunu kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın Eylül ayı sonunda başlar” düzenlemesi velilerin tepkisine neden oldu. Okula başlama yaşının çok düşük olmasından şikayet eden veliler, düzenlemenin değiştirilmesi için TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurdu.
İzmir Karşıyaka’dan dilekçe gönderen Sinan Ergün şunları söyledi: “Benim 2007 doğumlu bir kızım var. Yeni eğitim sistemine göre ilkokula başlaması gerekiyor ancak o daha çok küçük, nasıl onu ilkokula gönderebilirim ki? Şu an kreş-ana sınıfında öğleden sonraları 3-4 saatliğine gidiyor. Ama daha çok küçük minik bir kız çocuğu, neden yaşı bu kadar aşağıya indirdiniz? Bununla ilgili acil düzenleme yapamaz mısınız?”
İstanbul’dan Neşe Erdan da dilekçesinde, “Benim oğlum 2007 doğumlu ve yeni yasa çıkmadan önce 2012-2013 eğitim öğretim yılında ana sınıfına gideceğini düşündüğümüzden hiç kreşe göndermedik” dedi. Erdan şöyle devam etti: “Bu yeni kanunla beraber adeta yıkıldık. 2 aydır, 4+4+4 konuşmaktan ve endişelenmekten yorulduk. Ben çalışan bir anneyim. 5 yaşındaki çocuğumun tek başına servisten inip eve gelmesini istemiyorum. Bu sene 2005-2006 doğumlular başlayacak. 2007 doğumlular da eklenince sayı olarak o kadar öğrenciye istenilen kalitede ve ihtimamda eğitim verileceğine inanmıyorum. Henüz 10 dakika yerinde duramayan oğlumun 40 dakika sırada oturmaya mecbur bırakılmasını istemiyorum. Maddi durumu iyi olanlar özel okulla bunu aşabilecekler. Özel okula gönderemeyen bizim gibi aileler ne yapsın? Bu durumun yetkililer tarafından çözüme kavuşturulmasını rica ediyorum. Sesimizi lütfen duyun!”
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitimi kademeli zorunlu olarak 12 yıla çıkaran 4+4+4 sisteminin yasalaşmasının ardından, başta yaş düzenlemesi olmak üzere TBMM’ye şikayet yağıyor.
Yasadaki “Mecburi ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubunu kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın Eylül ayı sonunda başlar” düzenlemesi velilerin tepkisine neden oldu. Okula başlama yaşının çok düşük olmasından şikayet eden veliler, düzenlemenin değiştirilmesi için TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurdu.
İzmir Karşıyaka’dan dilekçe gönderen Sinan Ergün şunları söyledi: “Benim 2007 doğumlu bir kızım var. Yeni eğitim sistemine göre ilkokula başlaması gerekiyor ancak o daha çok küçük, nasıl onu ilkokula gönderebilirim ki? Şu an kreş-ana sınıfında öğleden sonraları 3-4 saatliğine gidiyor. Ama daha çok küçük minik bir kız çocuğu, neden yaşı bu kadar aşağıya indirdiniz? Bununla ilgili acil düzenleme yapamaz mısınız?”
İstanbul’dan Neşe Erdan da dilekçesinde, “Benim oğlum 2007 doğumlu ve yeni yasa çıkmadan önce 2012-2013 eğitim öğretim yılında ana sınıfına gideceğini düşündüğümüzden hiç kreşe göndermedik” dedi. Erdan şöyle devam etti: “Bu yeni kanunla beraber adeta yıkıldık. 2 aydır, 4+4+4 konuşmaktan ve endişelenmekten yorulduk. Ben çalışan bir anneyim. 5 yaşındaki çocuğumun tek başına servisten inip eve gelmesini istemiyorum. Bu sene 2005-2006 doğumlular başlayacak. 2007 doğumlular da eklenince sayı olarak o kadar öğrenciye istenilen kalitede ve ihtimamda eğitim verileceğine inanmıyorum. Henüz 10 dakika yerinde duramayan oğlumun 40 dakika sırada oturmaya mecbur bırakılmasını istemiyorum. Maddi durumu iyi olanlar özel okulla bunu aşabilecekler. Özel okula gönderemeyen bizim gibi aileler ne yapsın? Bu durumun yetkililer tarafından çözüme kavuşturulmasını rica ediyorum. Sesimizi lütfen duyun!”
(hürriyet)
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Nisan 2012 08:55
Gösterim: 1772
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Canlı yayında sınavlarla ilgili açıklamalarda bulundu. İzlemek için fotoğrafın üstündeki linke tıklayın.
YGS sisteminin kaldırılacağı ve dershanelerin kapatılacağı tartışmalarını Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer İstanbul'da değerlendirdi. Dinçer, sınavları artık öğrenci seçmek için değil, milli eğitim sisteminin niteliğini ölçmek için yapmaya başlayacaklarını söyledi. Dinçer, "Dershane sistemli eğitim yapımızın değişime uğrayacağını varsayıyoruz" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Canlı yayında sınavlarla ilgili açıklamalarda bulundu. İzlemek için fotoğrafın üstündeki linke tıklayın.
YGS sisteminin kaldırılacağı ve dershanelerin kapatılacağı tartışmalarını Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer İstanbul'da değerlendirdi. Dinçer, sınavları artık öğrenci seçmek için değil, milli eğitim sisteminin niteliğini ölçmek için yapmaya başlayacaklarını söyledi. Dinçer, "Dershane sistemli eğitim yapımızın değişime uğrayacağını varsayıyoruz" dedi.
Son Güncelleme: Pazar, 08 Nisan 2012 19:06
Gösterim: 1622