Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İELEV Okulları beş yıl önce kurduğu İELEV Akademi ile öğretmenlerinin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyon çalışmalarıyla katkıda bulunuyor. İELEV Okulları yönetici ve öğretmenleri günümüzde öğretmenlik mesleğinin değişen yönlerini ve gerçekleştirdikleri çalışmaları artı eğitim’de değerlendirdiler.
Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü: Yeni nesil eğitim-öğretim anlayışına sahip okulların, tüm paydaşlarını öğrenen olarak kabul ettiklerini ve buna göre öğrenme deneyimleri sunduklarını görüyoruz. Öğrenen okul olma yolunda olan bu kurumlar, öğretmenleri için, yeni nesli daha yakından tanımalarını sağlayacak, yenilikçi öğrenme ve öğretme yaklaşımlarını, yöntemlerini ve teknolojilerini kullanmalarını deneyimleyecek ve güncel konularla ilgili entelektüel bilgi birikimine ulaşmalarına fırsat yaratacak “akademi” yapılarını inşa ediyorlar. İşte bu öğretmen akademileri, yaşam boyu öğrenen ve öğreten öğretmenleri yetiştirmek üzere hayata geçiriliyor.
Yaklaşık beş yıldır aktif olan İELEV Akademi ile kurumumuzda görev alan öğretmenlerimizin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyonçalışmalarıyla katkıda bulunduğumuz gibi, öğretmenlerimizin kendi aralarındaki mesleki diyalogları öğrencilerimizin öğrenmeleri odağında sürdürmelerini sağlayan platformlar da kurguluyoruz. İELEV Akademi’de amacımız, öğretmenlerimizin, öğrenme ve öğretme süreçlerini tasarlamak adına donanımlarını artırmak, iş birliği içinde profesyonel bir ortamda çalışmalarını sağlamak, öğrenme ve öğretme ile ilgili tartışmalar ve paylaşımlar yaparak öğrencilerimizin öğrenmesine katkıda bulunacak entelektüel bir birikim oluşturmak ve iyi örneklerin gelişmesini, yaygınlaşmasını destekleyen profesyonel öğrenme toplulukları oluşturmak.
Okullardaki yeni nesil akademi yapılarının, öğretmenlerin yılın belli bir zamanında katıldıkları eğitimlerin ötesine geçip farklı bir hizmet sunması gerekiyor. Bireysel öğrenmeyi ve araştırmayı desteklemek, bir problem ya da ihtiyaç dahilinde kurulan öğretmen komitelerini teşvik etmek, sınıf gözlemlerini gelişim fırsatlarına dönüştürmek, öğretimsel koç ya da mentorluk sistemini yürütmek, öğretim tasarımı sürecini desteklemek, farklı alanlarda yenilikçi yaklaşımları ve uygulamaları bilimsel yöntemlerle destekleyerek deneyimletmek ve böylece sürekli gelişen ve değişen çağa uyum sağlayan bir okul ekosistemini oluşturmak akademilerin uygulamaları olmalı.
ÖĞRETMENLİĞİN 3 YETERLİK ALANI
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Sevil Ertan Üstün - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Müdürü:Türk Dil Kurumu, öğretmen kelimesini “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime.” olarak tanımlıyor. Öğretmenin toplumdaki rolü, bilgiyi aktarmak ve onu ölçmekten daha öte bir noktada yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2017 yılında yayımlanan, Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri; “Mesleki Bilgi”, “Mesleki Beceri” ve “Tutum ve Değerler” olmak üzere 3 yeterlik alanı ve bu alanların altında yer alan alt yeterlikler ile bunlarla ilgili göstergelerden oluşuyor. Bu yeterlik alanları, her öğretmenin kendi kariyeri boyunca takip etmesi ve kendi adına geliştirmesi gereken alanları tespit edip bu anlamda çalışmalarına yön vermesi gereken birer rehber olmalıdır. Elbette bu bağlamda okullara da önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerinin ihtiyaçlarını fark edip, bu doğrultuda gelişimlerine destek sağlayacak hizmet içi eğitim ortamları kurgulamak da okul yöneticilerinin temel görevlerinden olmalıdır.
Dünya günbegün değişiyor. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında; öğretmenlerin sürekli öğrenen, gelişime açık, kendisini yenileyen, güncelleyen bireyler olması gerekliliği ortadadır. Dünyanın değişim hızına ayak uydurabilme gücü, öğretmenlik mesleği için son derece elzem. Öğretmenler ancak bu sayede; değişime, yeniliğe, çağa ayak uydurabilen, fark yaratan, değişim içerisinde var olabilen ve hatta değişimler yaratabilecek bireyler, iyi insanlar yetiştirme görevlerini yerine getirmiş olabilirler. Tüm öğretmenlerin kişisel gelişim hedeflerini belirleyerek, periyodik olarak gözden geçirip güncellemeleri gerekiyor.
Günümüzde öğretmenlerin, şartlar nasıl olursa olsun öğrencileri için verimli öğrenme ortamları kurgulayabilme, öğrencilerinde öğrenme arzusu yaratabilme, her öğrencisini kendi öğrenme süreçleri içinde destekleyebilme yeterliklerine sahip olması gerekir. Okullarda iyi öğrenciler yetiştirebilmek için iyi öğretmenlere ihtiyaç vardır.
DEĞERLİ HİSSEDEN ÇALIŞANLAR DEĞER KATAR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Çiğdem Yıldız - İELEV Özel 125. Yıl Anaokulu Müdürü: Yapılan araştırmalar, kurumlarında değerli hisseden çalışanların kuruma değer kattıklarını ayrıca adil, dürüst ve açık iletişimin olduğu yerde çalışanların kurumlarına güven duydukları ve performanslarının da bu doğrultuda arttığını göstermektedir. Öğretmenlik mesleği diğer mesleklerden farklı olarak yüksek bir özveriyle, şefkatle ve kapsayıcılıkla icra edilir.Bu nedenledir ki bu denli iç motivasyonu yüksek bir meslekte; kurumlar ancak, güvenilir, adil, çalışanını gözeten ve onun gelişimini sürekli kıldığını hissettiren bir çalışma atmosferi sağlıyor ise çalışanına değer veren bir kurum kültürüne sahiptir diyebiliriz.
Bir okul yöneticisi, okulundaki öğrencilerin her birinin etkin öğrenimini temin eden şeyin ve okul başarısının, güçlü bir eğitim kadrosuna ve destek birimlere sahip olmaktan geçtiğini iyi bilir.Okullarda başarıyı sürekli kılmanın yolu, okul çalışanlarının her yönden gelişimini sağlamak, iyilik halini korumak, çalışanı değerli hissettirmek ve bunu kurumun kültürü içerisinde yaşayan bir değer olarak canlı tutmaktır. Birçok sektörden farklı olarak eğitim kurumları, öğretmenin rolünden kaynaklı, toplumsal çıktıları en üst düzeyde ehemmiyete sahip kurumlardır. Bu sebepledir ki ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiş, "En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır." demiştir.
ÖĞRETMENİN TASARLAYAN YÖNÜ ÖNE ÇIKIYOR
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor? Öğretmenler kendilerini bu dönüşümün neresinde görüyorlar?
Göknur Aşçı - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Teknolojik dönüşümün en büyük yansımalarından biri eğitim ve öğretim süreçlerine olmuş; “teknoloji” ile adlandırılan çoğu ürün öğrenme problemlerine çare olarak gösterilmiştir. Ancak burada önemli olan husus,öğrenme problemlerini çözebilmek ve öğretimi daha etkili, verimli hale getirebilmek için doğru teknolojiyi tespit edebilmek ve tasarlayabilmektir. Bunugerçekleştirebilme gücünde olan en önemli rol; öğretmendir.
Öğretmenin “anlatan” rolü azalırken “tasarlayan” rolünün teknolojik dönüşümle birlikte daha çok ortaya çıktığı bir gerçek. Öğretimi tasarlamak ciddi bir hazırlık, araştırma ve geliştirme aşamalarından oluşuyor. Neyin nasıl öğretileceği, ne zaman ve nerede teknoloji kullanılacağı, hangi teknolojinin öğrenme problemini en iyi şekilde çözebileceğinin tespiti gibi birçok aşama, öğretmen cephesinde ciddi bir zaman ve emeğe karşılık geliyor.
Günümüzde gelişen teknoloji ve durumları takip eden, sürece bizzat dahil olan ve deneyen, denemekten çekinmeyen öğretmenler kendilerini yepyeni bir dünyanın merkezinde buluyorlar. Bu hızlı, esnek ve cesur dünyada “tasarımcı” kimliğiyle öğretmen, öğrenmenin bir varış noktasından ziyade bir yolculuk olduğunu daha çok özümsüyor.
MÜFREDATI TEORİK DEĞİL PEDAGOJİK BİR YAKLAŞIMLA ELE ALMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pelin Germiyen - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Almanca Zümre Başkanı: Bilginin bu kadar hızlı ve kolay ulaşılabilen bir kaynak olmasının getirdiği avantajların yanı sıra, eğitimci olarak sorumluluklarımızın arttığının farkına varmamız gerekiyor. Bu doğrultuda sıklıkla duyduğumuz “lider öğretmen” veya “öğretimsel koç” rolümüzün aslında tam olarak ne anlama geldiği ve nasıl uygulanacağı üzerinde çalışılması gerektiği düşüncesindeyim.
Yeni nesil öğrencilerimizin biz eğitimcilerden beklentisi, artık bilginin kendisi değilse peki nedir? Gözlemlerime ve deneyimlerime göre, o bilgiyi öğrencilerimizin neden öğrenmeleri gerektiğinin iknasıdır. Bu ikna sürecinin en yakın dostu, öğrencilerin güvenini kazanmaktır. Öğrencilere sunulan içeriğin ve temaların, geleceklerine ne gibi bir faydası olacağını onlara anlatmak, yeni nesil pedagojisinde ön sırada yer almaktadır. Sadece bu ikna anı gerçekleştikten sonra verimli ve etkili bir öğrenme ortamının oluşması sağlanabilir.
Bu süreç, herhangi bir ders planı hazırlamaktan çok daha öte bir öğretim tasarımı süreci gerektirmektedir. Var olan müfredata olan bakış açımızı genişletmeli, UbD gibi, müfredata öğrenme odaklı bakış açısı kazandıran öğretim tasarımı modelleri ile çalışılmalıdır. O nedenledir ki yeni nesil pedagojisine adaptasyon için, biz eğitimcilerin müfredatı teorik değil pedagojik bir yaklaşımla ele almamız gerekmektedir.
YENİ KUŞAK ÖĞRETMENİN ROLÜNÜ DEĞİŞTİRDİ
Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Seda Adanur - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Matematik Bölüm Başkanı: Öncelikle tüm süreç boyunca yoğun olarak z kuşağı ve çok yakında sürece dahil olacak alfa kuşağı ile çalıştığımızı asla unutmamamız gerekiyor. Kabul edelim ki yepyeni bir kuşak geldi ve öğretmenin rolünü değiştirdi. Çalıştığımız kitleyi tanımak, profillerine uyum sağlamak da artık sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Öğrencilerle okul yönetiminden çok öğretmenler zaman geçiriyor dolayısıyla doğru bilgi aktarımı konusunda iyi bir rehber olmak lazım. Okul yönetiminin öğrenciye hazırladığı/sunduğu okul ikliminin baş aktörü öğretmenlerdir. Bundan dolayı öğrencilerle sınıfta, teneffüste ve diğer etkinliklerde bir lider olarak öğretmenin iletişimi oldukça fazladır. Bu durumda öğrencinin duygu ve düşünce dünyasına hakim olan öğretmenin, okul iklimini oluşturmada görev ve sorumlulukları da önemli ve değerlidir. Bu bakış açısıyla öğrencinin gelişiminin daha sağlıklı olacağı aşikârdır. Öğretmenin, görevini tam yapıyor olması da bunu gerektirir. Zira öğrencinin beklentisinin yanında, eğitim öğretim müfredatındaki planlamanın doğru biçimde tamamlanması öğretmenin görev ve sorumluluklarının gereğidir.
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Seda Sarı - İELEV Eğitim Kurumları İnsan Kaynakları Müdürü: İnsan Kaynakları Müdürlüğü olarak önceliğimiz; belirlenen ihtiyaçlarımız doğrultusunda gerek mesleki anlamda donanımlı, gerekse kurum değerlerini ve kültürünü sürdürecek öğretmenlerin kurumumuza kazandırılmasıdır.
İELEV Eğitim Kurumları bünyesinde istihdam edilecek aday öğretmenlerimizin seçiminde mezun olduğu üniversite ve yüksek lisans/doktora bilgisi, toplam çalışma deneyimi, mesleki alan bilgisi ve tecrübesi, sahip olduğu sertifikalar, katıldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmaları, katkıda bulunduğu projeler, yayınlar, sunumlar, ulusal ya da uluslararası projeler ve yenilikçi uygulamalar, yabancı dil düzeyi, iletişim becerileri, İELEV değerlerine ve kurum kültürüne uyum sağlama potansiyeli, okul kültürüne pozitif katkı sağlama yeteneği, güncel eğitim yaklaşımlarına, eğitim teknolojilerine ve yöntemlerine hakimiyeti, takım çalışmasına yatkınlığı, alanındaki ve eğitimdeki yenilikleri takip etme isteği, öğrenme ve öğretmeye olan tutku ve becerilerinin yanı sıraörnek ders anlatımı ve içerik planlamadeğerlendirmesi, daha önce çalıştığı kurumdan alınacak referans süreci gibi temel unsurlar belirleyici olmaktadır.
Öğretmenlik mesleğinin gelişimi için neler önerirsiniz?
İrem Aydın - İELEV Özel İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Anne babamdan devraldığım öğretmenlik mesleğimin 24 Kasım 2022 itibariyle 10.yılını kutlayacağım. Ben, mesleğimizi geliştirmek ve başöğretmenimizin izinden gitmek için, çocuğu odak noktasına aldığımız bir sistemin içerisinde olmayı tercih ederim. Gelişen dünyada ortaya çıkan birbirinden güzel uygulamaların takipçisi olmanın bizlere çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Yabancı kaynaklarda araştırma yaptığımda karşıma çıkan güzel örnekler beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bizler de bu örnekleri kendi eğitim – öğretim ortamımıza katmanın bir yolunu bulmalıyız. Hem öğretmeni hem öğrenciyi heyecanlandıran, sınıf içi ve sınıf dışında uygulanabilirliği olan güzel örnekler, veliler tarafından da heyecanla karşılanacak, öğrencinin okul hayatını daha anlamlı hale getirecektir. Gelişen dünyada, “eğitim” adı altında kocaman bir dünya olduğunu ve o dünyanın içerisinde bu mesleği severek yapan milyonlar olduğunu biliyorum. Bunun bir parçası olduğum için çok gururluyum.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
İELEV Okulları beş yıl önce kurduğu İELEV Akademi ile öğretmenlerinin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyon çalışmalarıyla katkıda bulunuyor. İELEV Okulları yönetici ve öğretmenleri günümüzde öğretmenlik mesleğinin değişen yönlerini ve gerçekleştirdikleri çalışmaları artı eğitim’de değerlendirdiler.
Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü: Yeni nesil eğitim-öğretim anlayışına sahip okulların, tüm paydaşlarını öğrenen olarak kabul ettiklerini ve buna göre öğrenme deneyimleri sunduklarını görüyoruz. Öğrenen okul olma yolunda olan bu kurumlar, öğretmenleri için, yeni nesli daha yakından tanımalarını sağlayacak, yenilikçi öğrenme ve öğretme yaklaşımlarını, yöntemlerini ve teknolojilerini kullanmalarını deneyimleyecek ve güncel konularla ilgili entelektüel bilgi birikimine ulaşmalarına fırsat yaratacak “akademi” yapılarını inşa ediyorlar. İşte bu öğretmen akademileri, yaşam boyu öğrenen ve öğreten öğretmenleri yetiştirmek üzere hayata geçiriliyor.
Yaklaşık beş yıldır aktif olan İELEV Akademi ile kurumumuzda görev alan öğretmenlerimizin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyonçalışmalarıyla katkıda bulunduğumuz gibi, öğretmenlerimizin kendi aralarındaki mesleki diyalogları öğrencilerimizin öğrenmeleri odağında sürdürmelerini sağlayan platformlar da kurguluyoruz. İELEV Akademi’de amacımız, öğretmenlerimizin, öğrenme ve öğretme süreçlerini tasarlamak adına donanımlarını artırmak, iş birliği içinde profesyonel bir ortamda çalışmalarını sağlamak, öğrenme ve öğretme ile ilgili tartışmalar ve paylaşımlar yaparak öğrencilerimizin öğrenmesine katkıda bulunacak entelektüel bir birikim oluşturmak ve iyi örneklerin gelişmesini, yaygınlaşmasını destekleyen profesyonel öğrenme toplulukları oluşturmak.
Okullardaki yeni nesil akademi yapılarının, öğretmenlerin yılın belli bir zamanında katıldıkları eğitimlerin ötesine geçip farklı bir hizmet sunması gerekiyor. Bireysel öğrenmeyi ve araştırmayı desteklemek, bir problem ya da ihtiyaç dahilinde kurulan öğretmen komitelerini teşvik etmek, sınıf gözlemlerini gelişim fırsatlarına dönüştürmek, öğretimsel koç ya da mentorluk sistemini yürütmek, öğretim tasarımı sürecini desteklemek, farklı alanlarda yenilikçi yaklaşımları ve uygulamaları bilimsel yöntemlerle destekleyerek deneyimletmek ve böylece sürekli gelişen ve değişen çağa uyum sağlayan bir okul ekosistemini oluşturmak akademilerin uygulamaları olmalı.
ÖĞRETMENLİĞİN 3 YETERLİK ALANI
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Sevil Ertan Üstün - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Müdürü:Türk Dil Kurumu, öğretmen kelimesini “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime.” olarak tanımlıyor. Öğretmenin toplumdaki rolü, bilgiyi aktarmak ve onu ölçmekten daha öte bir noktada yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2017 yılında yayımlanan, Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri; “Mesleki Bilgi”, “Mesleki Beceri” ve “Tutum ve Değerler” olmak üzere 3 yeterlik alanı ve bu alanların altında yer alan alt yeterlikler ile bunlarla ilgili göstergelerden oluşuyor. Bu yeterlik alanları, her öğretmenin kendi kariyeri boyunca takip etmesi ve kendi adına geliştirmesi gereken alanları tespit edip bu anlamda çalışmalarına yön vermesi gereken birer rehber olmalıdır. Elbette bu bağlamda okullara da önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerinin ihtiyaçlarını fark edip, bu doğrultuda gelişimlerine destek sağlayacak hizmet içi eğitim ortamları kurgulamak da okul yöneticilerinin temel görevlerinden olmalıdır.
Dünya günbegün değişiyor. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında; öğretmenlerin sürekli öğrenen, gelişime açık, kendisini yenileyen, güncelleyen bireyler olması gerekliliği ortadadır. Dünyanın değişim hızına ayak uydurabilme gücü, öğretmenlik mesleği için son derece elzem. Öğretmenler ancak bu sayede; değişime, yeniliğe, çağa ayak uydurabilen, fark yaratan, değişim içerisinde var olabilen ve hatta değişimler yaratabilecek bireyler, iyi insanlar yetiştirme görevlerini yerine getirmiş olabilirler. Tüm öğretmenlerin kişisel gelişim hedeflerini belirleyerek, periyodik olarak gözden geçirip güncellemeleri gerekiyor.
Günümüzde öğretmenlerin, şartlar nasıl olursa olsun öğrencileri için verimli öğrenme ortamları kurgulayabilme, öğrencilerinde öğrenme arzusu yaratabilme, her öğrencisini kendi öğrenme süreçleri içinde destekleyebilme yeterliklerine sahip olması gerekir. Okullarda iyi öğrenciler yetiştirebilmek için iyi öğretmenlere ihtiyaç vardır.
DEĞERLİ HİSSEDEN ÇALIŞANLAR DEĞER KATAR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Çiğdem Yıldız - İELEV Özel 125. Yıl Anaokulu Müdürü: Yapılan araştırmalar, kurumlarında değerli hisseden çalışanların kuruma değer kattıklarını ayrıca adil, dürüst ve açık iletişimin olduğu yerde çalışanların kurumlarına güven duydukları ve performanslarının da bu doğrultuda arttığını göstermektedir. Öğretmenlik mesleği diğer mesleklerden farklı olarak yüksek bir özveriyle, şefkatle ve kapsayıcılıkla icra edilir.Bu nedenledir ki bu denli iç motivasyonu yüksek bir meslekte; kurumlar ancak, güvenilir, adil, çalışanını gözeten ve onun gelişimini sürekli kıldığını hissettiren bir çalışma atmosferi sağlıyor ise çalışanına değer veren bir kurum kültürüne sahiptir diyebiliriz.
Bir okul yöneticisi, okulundaki öğrencilerin her birinin etkin öğrenimini temin eden şeyin ve okul başarısının, güçlü bir eğitim kadrosuna ve destek birimlere sahip olmaktan geçtiğini iyi bilir.Okullarda başarıyı sürekli kılmanın yolu, okul çalışanlarının her yönden gelişimini sağlamak, iyilik halini korumak, çalışanı değerli hissettirmek ve bunu kurumun kültürü içerisinde yaşayan bir değer olarak canlı tutmaktır. Birçok sektörden farklı olarak eğitim kurumları, öğretmenin rolünden kaynaklı, toplumsal çıktıları en üst düzeyde ehemmiyete sahip kurumlardır. Bu sebepledir ki ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiş, "En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır." demiştir.
ÖĞRETMENİN TASARLAYAN YÖNÜ ÖNE ÇIKIYOR
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor? Öğretmenler kendilerini bu dönüşümün neresinde görüyorlar?
Göknur Aşçı - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Teknolojik dönüşümün en büyük yansımalarından biri eğitim ve öğretim süreçlerine olmuş; “teknoloji” ile adlandırılan çoğu ürün öğrenme problemlerine çare olarak gösterilmiştir. Ancak burada önemli olan husus,öğrenme problemlerini çözebilmek ve öğretimi daha etkili, verimli hale getirebilmek için doğru teknolojiyi tespit edebilmek ve tasarlayabilmektir. Bunugerçekleştirebilme gücünde olan en önemli rol; öğretmendir.
Öğretmenin “anlatan” rolü azalırken “tasarlayan” rolünün teknolojik dönüşümle birlikte daha çok ortaya çıktığı bir gerçek. Öğretimi tasarlamak ciddi bir hazırlık, araştırma ve geliştirme aşamalarından oluşuyor. Neyin nasıl öğretileceği, ne zaman ve nerede teknoloji kullanılacağı, hangi teknolojinin öğrenme problemini en iyi şekilde çözebileceğinin tespiti gibi birçok aşama, öğretmen cephesinde ciddi bir zaman ve emeğe karşılık geliyor.
Günümüzde gelişen teknoloji ve durumları takip eden, sürece bizzat dahil olan ve deneyen, denemekten çekinmeyen öğretmenler kendilerini yepyeni bir dünyanın merkezinde buluyorlar. Bu hızlı, esnek ve cesur dünyada “tasarımcı” kimliğiyle öğretmen, öğrenmenin bir varış noktasından ziyade bir yolculuk olduğunu daha çok özümsüyor.
MÜFREDATI TEORİK DEĞİL PEDAGOJİK BİR YAKLAŞIMLA ELE ALMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pelin Germiyen - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Almanca Zümre Başkanı: Bilginin bu kadar hızlı ve kolay ulaşılabilen bir kaynak olmasının getirdiği avantajların yanı sıra, eğitimci olarak sorumluluklarımızın arttığının farkına varmamız gerekiyor. Bu doğrultuda sıklıkla duyduğumuz “lider öğretmen” veya “öğretimsel koç” rolümüzün aslında tam olarak ne anlama geldiği ve nasıl uygulanacağı üzerinde çalışılması gerektiği düşüncesindeyim.
Yeni nesil öğrencilerimizin biz eğitimcilerden beklentisi, artık bilginin kendisi değilse peki nedir? Gözlemlerime ve deneyimlerime göre, o bilgiyi öğrencilerimizin neden öğrenmeleri gerektiğinin iknasıdır. Bu ikna sürecinin en yakın dostu, öğrencilerin güvenini kazanmaktır. Öğrencilere sunulan içeriğin ve temaların, geleceklerine ne gibi bir faydası olacağını onlara anlatmak, yeni nesil pedagojisinde ön sırada yer almaktadır. Sadece bu ikna anı gerçekleştikten sonra verimli ve etkili bir öğrenme ortamının oluşması sağlanabilir.
Bu süreç, herhangi bir ders planı hazırlamaktan çok daha öte bir öğretim tasarımı süreci gerektirmektedir. Var olan müfredata olan bakış açımızı genişletmeli, UbD gibi, müfredata öğrenme odaklı bakış açısı kazandıran öğretim tasarımı modelleri ile çalışılmalıdır. O nedenledir ki yeni nesil pedagojisine adaptasyon için, biz eğitimcilerin müfredatı teorik değil pedagojik bir yaklaşımla ele almamız gerekmektedir.
YENİ KUŞAK ÖĞRETMENİN ROLÜNÜ DEĞİŞTİRDİ
Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Seda Adanur - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Matematik Bölüm Başkanı: Öncelikle tüm süreç boyunca yoğun olarak z kuşağı ve çok yakında sürece dahil olacak alfa kuşağı ile çalıştığımızı asla unutmamamız gerekiyor. Kabul edelim ki yepyeni bir kuşak geldi ve öğretmenin rolünü değiştirdi. Çalıştığımız kitleyi tanımak, profillerine uyum sağlamak da artık sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Öğrencilerle okul yönetiminden çok öğretmenler zaman geçiriyor dolayısıyla doğru bilgi aktarımı konusunda iyi bir rehber olmak lazım. Okul yönetiminin öğrenciye hazırladığı/sunduğu okul ikliminin baş aktörü öğretmenlerdir. Bundan dolayı öğrencilerle sınıfta, teneffüste ve diğer etkinliklerde bir lider olarak öğretmenin iletişimi oldukça fazladır. Bu durumda öğrencinin duygu ve düşünce dünyasına hakim olan öğretmenin, okul iklimini oluşturmada görev ve sorumlulukları da önemli ve değerlidir. Bu bakış açısıyla öğrencinin gelişiminin daha sağlıklı olacağı aşikârdır. Öğretmenin, görevini tam yapıyor olması da bunu gerektirir. Zira öğrencinin beklentisinin yanında, eğitim öğretim müfredatındaki planlamanın doğru biçimde tamamlanması öğretmenin görev ve sorumluluklarının gereğidir.
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Seda Sarı - İELEV Eğitim Kurumları İnsan Kaynakları Müdürü: İnsan Kaynakları Müdürlüğü olarak önceliğimiz; belirlenen ihtiyaçlarımız doğrultusunda gerek mesleki anlamda donanımlı, gerekse kurum değerlerini ve kültürünü sürdürecek öğretmenlerin kurumumuza kazandırılmasıdır.
İELEV Eğitim Kurumları bünyesinde istihdam edilecek aday öğretmenlerimizin seçiminde mezun olduğu üniversite ve yüksek lisans/doktora bilgisi, toplam çalışma deneyimi, mesleki alan bilgisi ve tecrübesi, sahip olduğu sertifikalar, katıldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmaları, katkıda bulunduğu projeler, yayınlar, sunumlar, ulusal ya da uluslararası projeler ve yenilikçi uygulamalar, yabancı dil düzeyi, iletişim becerileri, İELEV değerlerine ve kurum kültürüne uyum sağlama potansiyeli, okul kültürüne pozitif katkı sağlama yeteneği, güncel eğitim yaklaşımlarına, eğitim teknolojilerine ve yöntemlerine hakimiyeti, takım çalışmasına yatkınlığı, alanındaki ve eğitimdeki yenilikleri takip etme isteği, öğrenme ve öğretmeye olan tutku ve becerilerinin yanı sıraörnek ders anlatımı ve içerik planlamadeğerlendirmesi, daha önce çalıştığı kurumdan alınacak referans süreci gibi temel unsurlar belirleyici olmaktadır.
Öğretmenlik mesleğinin gelişimi için neler önerirsiniz?
İrem Aydın - İELEV Özel İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Anne babamdan devraldığım öğretmenlik mesleğimin 24 Kasım 2022 itibariyle 10.yılını kutlayacağım. Ben, mesleğimizi geliştirmek ve başöğretmenimizin izinden gitmek için, çocuğu odak noktasına aldığımız bir sistemin içerisinde olmayı tercih ederim. Gelişen dünyada ortaya çıkan birbirinden güzel uygulamaların takipçisi olmanın bizlere çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Yabancı kaynaklarda araştırma yaptığımda karşıma çıkan güzel örnekler beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bizler de bu örnekleri kendi eğitim – öğretim ortamımıza katmanın bir yolunu bulmalıyız. Hem öğretmeni hem öğrenciyi heyecanlandıran, sınıf içi ve sınıf dışında uygulanabilirliği olan güzel örnekler, veliler tarafından da heyecanla karşılanacak, öğrencinin okul hayatını daha anlamlı hale getirecektir. Gelişen dünyada, “eğitim” adı altında kocaman bir dünya olduğunu ve o dünyanın içerisinde bu mesleği severek yapan milyonlar olduğunu biliyorum. Bunun bir parçası olduğum için çok gururluyum.
Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Kasım 2022 14:24
Gösterim: 4516
Emine Börühan - BİL Eğitim Kurumları Anaokulu-İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmet içi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir.”
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar nelerdir?
Toplumun en önemli sistemlerinden biri olan “eğitim”in temel amacı nitelikli insan gücü yetiştirebilmektir. Bu amacı gerçekleştirebilmenin en önemli adımlarından biri de merkezinde yer alan “öğretmenlere” günümüz penceresinden bakabilmektir. Yaşadığımız yeni dünya ve getirdiği farklı bakış açıları, eğitim sisteminin öznelerinden biri olan öğretmenlerden yeni becerilerle donanmış olmasını istemektedir.
Öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıp yaratıcılığını keşfetmelerini sağlaması için öğretmenin öncelikle iyi bir öğrenen olmasını gerekmektedir. Sürekli öğrenen öğretmenin, öğretme pratiklerini güçlendirmesi, yenilikleri yakından takip etmesi ve öğrendiklerini öğrencileri ile etkili bir biçimde paylaşması beklenmektedir. Öğretmenin tasarım becerisine sahip olması, dijital çağa uygun öğrenme ortamları ve değerlendirme etkinlikleri tasarlayabilmesi için önemlidir. Öğretmenin teknolojinin öğrenmede etkin kullanımı konusunda rol model olması, öğrencilerine liderlik etmesi günümüzde çok değerlidir. Öğretmenlerin, öğrencilerin ihtiyaçlarına göre bir öğretim ortamı sunmaları, hangi konunun nasıl daha iyi anlatılması gerektiğini bilmeleri, öğrencilerin öğrenmelerini yönetmeleri, danışmanlık yapmaları ve akran öğrenmesine fırsat vermeleri gerekmektedir.
ÖĞRETMEN SEÇİM KRİTERLERİ
Eğitim kurumları öğretmen seçimlerinde hangi kriterlere dikkat etmeliler?
Eğitim kurumlarının öğretmenlerden beklentileri değişkenlik gösterse de öncelikli olarak öğretmenlerden; içinde yaşadığı toplum, çevre ve dünyayı tanımasını, insan psikolojisi konusunda uzman olmasını, toplumun isteklerini bilmesini, yeniliklere, değişmeye, teknolojik ilerlemelere, farklı kültürlere duyarlı olmasını istenmektedir. Öğretmen seçim kriterlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Öğretmen;
* Sabırlı davranır, olaylar karşısında dayanıklıdır ve duygularını kontrol altında tutar.
* Farklı inanç, görüşlere saygılı ve uzlaştırıcıdır.
* Kılık kıyafetine, temizlik ve düzene özen gösterir.
* Kendini geliştirmeye ve eleştirmeye açıktır.
* Kişisel sorunlarıyla sınıfı ve okulu meşgul etmez.
* Öğrencileri güdüleyici özelliklere sahiptir.
* Başarıya odaklanmıştır, öğrenciden yüksek başarı beklentisi için destekleyicidir.
* Düşünce ve davranışlarıyla öğrenciler için modeldir.
* Öğrencilere karşı güler yüzlü, hoşgörülü ve sevecendir.
* Öğrencilere karşı güvenilir, dürüst, objektif, sırdaş ve dosttur.
* Sınıfta yapıcı ve eğitsel bir disiplin oluşturur.
* Liderlik özelliklerine sahiptir.
* Öğrencileri, velileri, çevresini olumlu etkilemede başarılıdır.
* Cesaretlendirici ve destekleyicidir.
* Sevecen, anlayışlı ve esprilidir.
* Sorunlardan yakınmak yerine çözüm bulmak için çaba harcar.
Eğitim kurumlarının öğretmenlere verdiği değeri belirleyen unsurlar nelerdir?
Bir eğitim kurumunun öğretim sisteminin öznesi olan “öğretmen”e karşı sergilediği davranışlar öğretmene verdiği değer ile eş değerdir. Bu davranışları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
* Okul yöneticilerinin öğretmenlere karşı adil davranması,
* Öğretmenlerin gelişimlerinin izlenmesi ve başarılarının görülüp takdir edilmesi,
* Yapıcı eleştirilerde bulunularak öğretmenlerin gelişimine katkı sağlanması,
* Öğretmenlerin okul dışında birbirleri ile etkileşime geçebilecekleri sosyal etkinlikler düzenlenerek ve etkileşim paylaşımına fırsat oluşturulması,
* Eğitimin akışını bozan durumlarda onlarla iletişime geçip problemin çözülmesinde destek sağlanması,
* Öğretmenleri okul yönetimine dâhil edip okulun geleceği hakkında konuşulup kendilerini değerli hissettirmelerini sağlanması,
* Öğretmenlerin her türlü fikirlerine saygı duyup duyarlı olunması,
* Öğretmenlerin başarısını ekip ruhu ile kutlanması,
* Teşekkür etmeyi unutmayarak verilen değeri somut olarak gösterilmesi.
Geleneksel eğitim ve çağdaş eğitimde ortak noktalar, farklılaşan unsurlar nelerdir? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynamaktadır?
Geleneksel disiplin anlayışı, demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmayan bir yapıdadır. Geleneksel eğitimde, öğretmen sınıf ortamında katı kurallar koyarak düzeni sağlamaya çalışırken, bir yandan da sorunlu davranışlar gösteren öğrencilerle uğraşmak durumundadır. Öğretmenin bu durumdaki tutumu suçlama, azarlama ya da cezalandırma şeklindedir. Bu durum eğitimde, öğrencinin yabancılaşmasına neden olmaktadır. Öğrenci okuldan yabancılaştıkça sorun haline gelecektir. Tümüyle öğretmenlerin katı tutumlarıyla disipline edilmeye çalışılan öğrenci, okulun hiçbir sorununu paylaşmak istemeyecek ve yabancılaşacaktır. Bu şekilde yetişen bir bireyden hoşgörü, kendi ile barışıklık, yaratıcılık, işlevsellik gibi özellikleri taşıması beklenmemelidir.
Çağdaş eğitim yaklaşımında ise, öğrenci, eğitim ve öğretimin merkezindedir. Bu yaklaşımda öğrencinin bedensel, duyuşsal, bilişsel gelişim özellikleri göz önüne alınmaktadır. Öğrenci etken, öğretmen ise edilgen konumdadır. Öğretmen konu, yöntem, araç-gereç gibi öğrenme ve öğretme sürecinin öğelerini öğrenciyi dikkate alarak seçmektedir. Eğitim öğretim sürecinde yaşanan bu değişme ve gelişmelere eş zamanlı olarak okulda egemen olan disiplin anlayışında da değişme ve gelişmeler görülmeye başlanmıştır.
Geleneksel eğitim anlayışında disiplinden anlaşılan; ceza, ilgiden anlaşılan şımartmayken; çağdaş eğitim anlayışında disiplin; sorumluluk kazandırma, ilgi ise takdir etme, destek verme, rehber olma anlamındadır. Çağdaş eğitim anlayışında disiplin ile ilgi arasında bir uçurum değil, bir bütünlük vardır. Öğrenci, belli davranışlarına hâkim olmayı, ceza ile değil sevgi, ilgi ve hoşgörü ile disiplinli bir şekilde öğrenir. Ceza, bir davranışı öğretmeye ya da olumsuz bir davranışı terke değil, sadece bir süreliğine bastırmaya yarar.
Öğrenciler ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak öğrencilerde öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Bu şekilde öğrenciler, demokratik yaşama bilincini, yaratıcılığı, sorumluluğu, faydacılığı, hoşgörüyü, bireysel özellik olarak kazanacak ve hayat boyu bu özelliklere uygun davranımlar geliştirecektir. Böylelikle öğrenciler; sorumluluklarının bilincinde, kendi kararlarını kendi alabilen birey olarak yetişecektir. Ailede başlayan ve okulda devam eden bu şekildeki bir eğitim, toplumun gelişmesi ve yenilenmesi için bir çıkıştır. Çağdaş toplumlar, çağdaş eğitim anlayışları ile demokratik, laik ve özerk bir yapıya kavuşacak, ilerleme ve gelişme bir hayal olmak yerine gelecek olacaktır.
DEĞİŞİME AYAK UYDURABİLEN ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR
BİL Eğitim Kurumları olarak öğretmenlerinizin meslekî gelişimlerini nasıl destekliyorsunuz?
Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmetiçi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir. Eğitimlerimiz, öğretmenlerimizin ihtiyaç ve isteklerine göre planlanmaktadır. Aynı zamanda BİL Akademi kapsamında sertifikalı eğitimlerde düzenlenmektedir.
Günümüzde eğitim sistemlerinde, öğrenen merkezli eğitim, öğrenmede bireysel farklılıklar ve kültürel çeşitlilik, disiplinler arası beceriler, teknoloji destekli zengin öğrenme ortamları, değerlendirme okuryazarlığı, kişisel gelişim ve işbirlikli mesleki gelişim kültürü gibi öğretmeni ilgilendiren birçok öğe ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de dünyada eğitim alanında gerçekleşen değişime ayak uydurabilen öğretmenlere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı da öğretmene ilk sağlayan içinde bulunduğu kurumdur. Kurumlar, “Her eğitim sistemi öğretmenlerin omuzlarında yükselir ve öğretmenin niteliğini aşamaz." felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş ve çağın ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerle öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişimlerini destekleyerek ve eğitimin niteliğini arttırmak amacıyla yola koyulmalıdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Emine Börühan - BİL Eğitim Kurumları Anaokulu-İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmet içi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir.”
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar nelerdir?
Toplumun en önemli sistemlerinden biri olan “eğitim”in temel amacı nitelikli insan gücü yetiştirebilmektir. Bu amacı gerçekleştirebilmenin en önemli adımlarından biri de merkezinde yer alan “öğretmenlere” günümüz penceresinden bakabilmektir. Yaşadığımız yeni dünya ve getirdiği farklı bakış açıları, eğitim sisteminin öznelerinden biri olan öğretmenlerden yeni becerilerle donanmış olmasını istemektedir.
Öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıp yaratıcılığını keşfetmelerini sağlaması için öğretmenin öncelikle iyi bir öğrenen olmasını gerekmektedir. Sürekli öğrenen öğretmenin, öğretme pratiklerini güçlendirmesi, yenilikleri yakından takip etmesi ve öğrendiklerini öğrencileri ile etkili bir biçimde paylaşması beklenmektedir. Öğretmenin tasarım becerisine sahip olması, dijital çağa uygun öğrenme ortamları ve değerlendirme etkinlikleri tasarlayabilmesi için önemlidir. Öğretmenin teknolojinin öğrenmede etkin kullanımı konusunda rol model olması, öğrencilerine liderlik etmesi günümüzde çok değerlidir. Öğretmenlerin, öğrencilerin ihtiyaçlarına göre bir öğretim ortamı sunmaları, hangi konunun nasıl daha iyi anlatılması gerektiğini bilmeleri, öğrencilerin öğrenmelerini yönetmeleri, danışmanlık yapmaları ve akran öğrenmesine fırsat vermeleri gerekmektedir.
ÖĞRETMEN SEÇİM KRİTERLERİ
Eğitim kurumları öğretmen seçimlerinde hangi kriterlere dikkat etmeliler?
Eğitim kurumlarının öğretmenlerden beklentileri değişkenlik gösterse de öncelikli olarak öğretmenlerden; içinde yaşadığı toplum, çevre ve dünyayı tanımasını, insan psikolojisi konusunda uzman olmasını, toplumun isteklerini bilmesini, yeniliklere, değişmeye, teknolojik ilerlemelere, farklı kültürlere duyarlı olmasını istenmektedir. Öğretmen seçim kriterlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Öğretmen;
* Sabırlı davranır, olaylar karşısında dayanıklıdır ve duygularını kontrol altında tutar.
* Farklı inanç, görüşlere saygılı ve uzlaştırıcıdır.
* Kılık kıyafetine, temizlik ve düzene özen gösterir.
* Kendini geliştirmeye ve eleştirmeye açıktır.
* Kişisel sorunlarıyla sınıfı ve okulu meşgul etmez.
* Öğrencileri güdüleyici özelliklere sahiptir.
* Başarıya odaklanmıştır, öğrenciden yüksek başarı beklentisi için destekleyicidir.
* Düşünce ve davranışlarıyla öğrenciler için modeldir.
* Öğrencilere karşı güler yüzlü, hoşgörülü ve sevecendir.
* Öğrencilere karşı güvenilir, dürüst, objektif, sırdaş ve dosttur.
* Sınıfta yapıcı ve eğitsel bir disiplin oluşturur.
* Liderlik özelliklerine sahiptir.
* Öğrencileri, velileri, çevresini olumlu etkilemede başarılıdır.
* Cesaretlendirici ve destekleyicidir.
* Sevecen, anlayışlı ve esprilidir.
* Sorunlardan yakınmak yerine çözüm bulmak için çaba harcar.
Eğitim kurumlarının öğretmenlere verdiği değeri belirleyen unsurlar nelerdir?
Bir eğitim kurumunun öğretim sisteminin öznesi olan “öğretmen”e karşı sergilediği davranışlar öğretmene verdiği değer ile eş değerdir. Bu davranışları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
* Okul yöneticilerinin öğretmenlere karşı adil davranması,
* Öğretmenlerin gelişimlerinin izlenmesi ve başarılarının görülüp takdir edilmesi,
* Yapıcı eleştirilerde bulunularak öğretmenlerin gelişimine katkı sağlanması,
* Öğretmenlerin okul dışında birbirleri ile etkileşime geçebilecekleri sosyal etkinlikler düzenlenerek ve etkileşim paylaşımına fırsat oluşturulması,
* Eğitimin akışını bozan durumlarda onlarla iletişime geçip problemin çözülmesinde destek sağlanması,
* Öğretmenleri okul yönetimine dâhil edip okulun geleceği hakkında konuşulup kendilerini değerli hissettirmelerini sağlanması,
* Öğretmenlerin her türlü fikirlerine saygı duyup duyarlı olunması,
* Öğretmenlerin başarısını ekip ruhu ile kutlanması,
* Teşekkür etmeyi unutmayarak verilen değeri somut olarak gösterilmesi.
Geleneksel eğitim ve çağdaş eğitimde ortak noktalar, farklılaşan unsurlar nelerdir? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynamaktadır?
Geleneksel disiplin anlayışı, demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmayan bir yapıdadır. Geleneksel eğitimde, öğretmen sınıf ortamında katı kurallar koyarak düzeni sağlamaya çalışırken, bir yandan da sorunlu davranışlar gösteren öğrencilerle uğraşmak durumundadır. Öğretmenin bu durumdaki tutumu suçlama, azarlama ya da cezalandırma şeklindedir. Bu durum eğitimde, öğrencinin yabancılaşmasına neden olmaktadır. Öğrenci okuldan yabancılaştıkça sorun haline gelecektir. Tümüyle öğretmenlerin katı tutumlarıyla disipline edilmeye çalışılan öğrenci, okulun hiçbir sorununu paylaşmak istemeyecek ve yabancılaşacaktır. Bu şekilde yetişen bir bireyden hoşgörü, kendi ile barışıklık, yaratıcılık, işlevsellik gibi özellikleri taşıması beklenmemelidir.
Çağdaş eğitim yaklaşımında ise, öğrenci, eğitim ve öğretimin merkezindedir. Bu yaklaşımda öğrencinin bedensel, duyuşsal, bilişsel gelişim özellikleri göz önüne alınmaktadır. Öğrenci etken, öğretmen ise edilgen konumdadır. Öğretmen konu, yöntem, araç-gereç gibi öğrenme ve öğretme sürecinin öğelerini öğrenciyi dikkate alarak seçmektedir. Eğitim öğretim sürecinde yaşanan bu değişme ve gelişmelere eş zamanlı olarak okulda egemen olan disiplin anlayışında da değişme ve gelişmeler görülmeye başlanmıştır.
Geleneksel eğitim anlayışında disiplinden anlaşılan; ceza, ilgiden anlaşılan şımartmayken; çağdaş eğitim anlayışında disiplin; sorumluluk kazandırma, ilgi ise takdir etme, destek verme, rehber olma anlamındadır. Çağdaş eğitim anlayışında disiplin ile ilgi arasında bir uçurum değil, bir bütünlük vardır. Öğrenci, belli davranışlarına hâkim olmayı, ceza ile değil sevgi, ilgi ve hoşgörü ile disiplinli bir şekilde öğrenir. Ceza, bir davranışı öğretmeye ya da olumsuz bir davranışı terke değil, sadece bir süreliğine bastırmaya yarar.
Öğrenciler ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak öğrencilerde öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Bu şekilde öğrenciler, demokratik yaşama bilincini, yaratıcılığı, sorumluluğu, faydacılığı, hoşgörüyü, bireysel özellik olarak kazanacak ve hayat boyu bu özelliklere uygun davranımlar geliştirecektir. Böylelikle öğrenciler; sorumluluklarının bilincinde, kendi kararlarını kendi alabilen birey olarak yetişecektir. Ailede başlayan ve okulda devam eden bu şekildeki bir eğitim, toplumun gelişmesi ve yenilenmesi için bir çıkıştır. Çağdaş toplumlar, çağdaş eğitim anlayışları ile demokratik, laik ve özerk bir yapıya kavuşacak, ilerleme ve gelişme bir hayal olmak yerine gelecek olacaktır.
DEĞİŞİME AYAK UYDURABİLEN ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR
BİL Eğitim Kurumları olarak öğretmenlerinizin meslekî gelişimlerini nasıl destekliyorsunuz?
Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmetiçi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir. Eğitimlerimiz, öğretmenlerimizin ihtiyaç ve isteklerine göre planlanmaktadır. Aynı zamanda BİL Akademi kapsamında sertifikalı eğitimlerde düzenlenmektedir.
Günümüzde eğitim sistemlerinde, öğrenen merkezli eğitim, öğrenmede bireysel farklılıklar ve kültürel çeşitlilik, disiplinler arası beceriler, teknoloji destekli zengin öğrenme ortamları, değerlendirme okuryazarlığı, kişisel gelişim ve işbirlikli mesleki gelişim kültürü gibi öğretmeni ilgilendiren birçok öğe ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de dünyada eğitim alanında gerçekleşen değişime ayak uydurabilen öğretmenlere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı da öğretmene ilk sağlayan içinde bulunduğu kurumdur. Kurumlar, “Her eğitim sistemi öğretmenlerin omuzlarında yükselir ve öğretmenin niteliğini aşamaz." felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş ve çağın ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerle öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişimlerini destekleyerek ve eğitimin niteliğini arttırmak amacıyla yola koyulmalıdır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Kasım 2022 11:35
Gösterim: 4062
2018 yılından bu yana ÖRAV genel müdürlüğünü sürdüren Füsun Çüruksu görevini Tuba Köseoğlu Okçu’ya devrederken, Vakıf’a 13 yıldır uzman eğitimci ve eğitim direktörü olarak katkı sunan Arzu Atasoy genel müdür vekilliğine getirildi.
ÖRAV’ın genel müdürlük bayrağını Tuba Köseoğlu Okçu’ya devreden Çüruksu; “Üç buçuk yıl önce bu yola çıkarken kendime koyduğum hedefleri, değerli çalışma arkadaşlarımın ve tüm paydaşlarımızın desteğiyle gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Tam da bu sebeple artık görevimi yeni bir lidere, Vakfımızı yeni bir vizyonla daha da ileriye taşıyacak bir arkadaşımıza devrediyorum.” dedi.
2020 yılından bu yana Garanti BBVA’nın eğitim direktörlüğü görevini sürdüren Tuba Köseoğlu Okçu ise, bu sorumluluğunun yanı sıra üstlendiği ÖRAV genel müdürlüğü için duyduğu heyecanı şu sözlerle dile getirdi: “Sahip olduğum kurumsal bilgi ve deneyimi, eğitim alanında ÖRAV gibi öncü bir kurumda, toplum yararına kullanacağım için fevkalade heyecanlıyım. Bu manevi anlamı çok büyük olan göreve layık olabilmek için var gücümle çalışacağım. Uzman ekibimizle birlikte Vakfın sosyal etkisini yurt içinde ve yurt dışında daha da artıracak yeni projeler üretmeye ve eğitimin toplumsal kalkınmanın en önemli unsuru olduğu bilinci ve sorumluluğuyla çalışmaya şevkle ve inançla devam edeceğiz.”
ÖRAV’a uzun yıllardır uzman eğitimci ve eğitim direktörü olarak emek veren Arzu Atasoy da terfisi ile ilgili duygularını şöyle ifade etti: “Kuruluşundan beri bir parçası olmaktan son derece gurur duyduğum ÖRAV bünyesinde atandığım bu yeni görev dolayısıyla çok mutluyum. Dünyadaki ve eğitim sistemindeki değişim ve dönüşümü yakından takip ederek, öğretmenlerin ihtiyaç duydukları içeriklerde programlar oluşturmak üzere belirlediğimiz stratejilerle, ÖRAV’ı dünyada başka benzeri olmayan bir kurum olarak yapılandırdık. Bundan sonra da aynı yaklaşımla, ÖRAV’ın sosyal etkisini daha da artırmak ve tüm çocukların nitelikli eğitime ulaşabilmeleri için gereken ortamı yaratmak adına var gücümüzle çalışacağız.”
Tuba Köseoğlu Okçu Özgeçmiş
1971 yılında İstanbul’da doğan Tuba Köseoğlu Okçu, Notre Dame De Sion Fransız Lisesi’ni takiben 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nden mezun oldu. Okçu, çalışma hayatına 1994 yılında simültane konferans tercümanı olarak başladı ve Tercüme Konseyi’nde görev aldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Tuba Köseoğlu Okçu, 1997-2008 yılları arasında Doğuş Grubu bünyesinde görev yaptı ve sırasıyla Garanti Bankası Eğitim Müdürlüğü’nde Performans Danışmanı, Humanitas Doğuş İnsangücü Yönetimi’nde Üst Düzey Yönetici Geliştirme Müdürü, Doğuş Holding’de İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı ve Doğuş Otomotiv’de İnsan Kaynakları Koordinatörü olarak görev aldı. 2008-2012 arası Easpharma Deva Holding İnsan Kaynakları Organizasyonel Gelişim Direktörü, 2012-2019 yılları arasında ise Hürriyet İnsan Kaynakları Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi olarak çalışan Tuba Köseoğlu Okçu, 1 Mart 2020’den bu yana yürüttüğü Garanti BBVA Eğitim Direktörlüğü görevine ek olarak, 1 Şubat 2022 itibariyle Öğretmen Akademisi Vakfı ÖRAV Genel Müdürlüğü görevini de üstlenmiştir. Tuba Köseoğlu Okçu’nun ayrıca seyahat yazıları yazdığı paullende.blogspot.com ve kitap tanıtımları yazdığı paullendereads.blogspot.com isimli blogları ve “Aklımda Deli Sorular” ve “Bu da Nereden Çıktı?” isimli yayınlanmış iki kitabı bulunmaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
2018 yılından bu yana ÖRAV genel müdürlüğünü sürdüren Füsun Çüruksu görevini Tuba Köseoğlu Okçu’ya devrederken, Vakıf’a 13 yıldır uzman eğitimci ve eğitim direktörü olarak katkı sunan Arzu Atasoy genel müdür vekilliğine getirildi.
ÖRAV’ın genel müdürlük bayrağını Tuba Köseoğlu Okçu’ya devreden Çüruksu; “Üç buçuk yıl önce bu yola çıkarken kendime koyduğum hedefleri, değerli çalışma arkadaşlarımın ve tüm paydaşlarımızın desteğiyle gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Tam da bu sebeple artık görevimi yeni bir lidere, Vakfımızı yeni bir vizyonla daha da ileriye taşıyacak bir arkadaşımıza devrediyorum.” dedi.
2020 yılından bu yana Garanti BBVA’nın eğitim direktörlüğü görevini sürdüren Tuba Köseoğlu Okçu ise, bu sorumluluğunun yanı sıra üstlendiği ÖRAV genel müdürlüğü için duyduğu heyecanı şu sözlerle dile getirdi: “Sahip olduğum kurumsal bilgi ve deneyimi, eğitim alanında ÖRAV gibi öncü bir kurumda, toplum yararına kullanacağım için fevkalade heyecanlıyım. Bu manevi anlamı çok büyük olan göreve layık olabilmek için var gücümle çalışacağım. Uzman ekibimizle birlikte Vakfın sosyal etkisini yurt içinde ve yurt dışında daha da artıracak yeni projeler üretmeye ve eğitimin toplumsal kalkınmanın en önemli unsuru olduğu bilinci ve sorumluluğuyla çalışmaya şevkle ve inançla devam edeceğiz.”
ÖRAV’a uzun yıllardır uzman eğitimci ve eğitim direktörü olarak emek veren Arzu Atasoy da terfisi ile ilgili duygularını şöyle ifade etti: “Kuruluşundan beri bir parçası olmaktan son derece gurur duyduğum ÖRAV bünyesinde atandığım bu yeni görev dolayısıyla çok mutluyum. Dünyadaki ve eğitim sistemindeki değişim ve dönüşümü yakından takip ederek, öğretmenlerin ihtiyaç duydukları içeriklerde programlar oluşturmak üzere belirlediğimiz stratejilerle, ÖRAV’ı dünyada başka benzeri olmayan bir kurum olarak yapılandırdık. Bundan sonra da aynı yaklaşımla, ÖRAV’ın sosyal etkisini daha da artırmak ve tüm çocukların nitelikli eğitime ulaşabilmeleri için gereken ortamı yaratmak adına var gücümüzle çalışacağız.”
Tuba Köseoğlu Okçu Özgeçmiş
1971 yılında İstanbul’da doğan Tuba Köseoğlu Okçu, Notre Dame De Sion Fransız Lisesi’ni takiben 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nden mezun oldu. Okçu, çalışma hayatına 1994 yılında simültane konferans tercümanı olarak başladı ve Tercüme Konseyi’nde görev aldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Tuba Köseoğlu Okçu, 1997-2008 yılları arasında Doğuş Grubu bünyesinde görev yaptı ve sırasıyla Garanti Bankası Eğitim Müdürlüğü’nde Performans Danışmanı, Humanitas Doğuş İnsangücü Yönetimi’nde Üst Düzey Yönetici Geliştirme Müdürü, Doğuş Holding’de İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı ve Doğuş Otomotiv’de İnsan Kaynakları Koordinatörü olarak görev aldı. 2008-2012 arası Easpharma Deva Holding İnsan Kaynakları Organizasyonel Gelişim Direktörü, 2012-2019 yılları arasında ise Hürriyet İnsan Kaynakları Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi olarak çalışan Tuba Köseoğlu Okçu, 1 Mart 2020’den bu yana yürüttüğü Garanti BBVA Eğitim Direktörlüğü görevine ek olarak, 1 Şubat 2022 itibariyle Öğretmen Akademisi Vakfı ÖRAV Genel Müdürlüğü görevini de üstlenmiştir. Tuba Köseoğlu Okçu’nun ayrıca seyahat yazıları yazdığı paullende.blogspot.com ve kitap tanıtımları yazdığı paullendereads.blogspot.com isimli blogları ve “Aklımda Deli Sorular” ve “Bu da Nereden Çıktı?” isimli yayınlanmış iki kitabı bulunmaktadır.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Şubat 2022 14:45
Gösterim: 1814
Eğitimde 63 yılı geride bırakmaya hazırlanan Tarhan Koleji’nin yönetici ve öğretmenleri günümüzün öğretmenlerini ve mesleğin geleceğini artı eğitim dergisinde anlattılar.
Yavuz Kara - Tarhan Koleji Akademik Direktörü:
* 21. yy özgürleştirilmiş öğretmen çağıdır. Öğretmenin her işine karışılmadan kendi başına iş yapma yeteneği teşvik edilmelidir.
* Okul Yöneticilerinin mevzuatın uygulayıcısı değil, işlerin kolaylaştırıcısı; öğretmenlerin ise müfredatı yerine getirmekle sorumlu memurlar değil, sınıfın lideri olması, eğitimde niteliğin vazgeçilmez şartı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
21.yüzyılda öğretmenlerin sahip olması gereken nitelikler nelerdir?
Yavuz Kara - Tarhan Koleji Akademik Direktörü:21. yüzyıl öğrencileri yaparak, yaşayarak öğrenen bireylerdir. Bu dönemde öğretmenin bir rehber niteliği taşıması ve onlara ışık tutması ardından öğrencilerin de istedikleri alanda ilerlemesine yardımcı olacaktır. İyi öğretmen aslını bozmayan, var olan olanakları geliştiren, değiştiren, mevcut durumu yeni durumlara uyarlayandır. Ayrıca olası riskleri karşılamaya hazır bir durumdadır. Öğretmenin yeni rolü, öğretimin hedeflerine göre öğrenme ortamını düzenleyen olmalıdır. Öğretmenler sadece eğitim programının uygulayıcıları değil, programın etkililiği için eğitim programının yenilenmesi ve değiştirilmesi çalışmalarına etkili olarak katılan kişiler olmalıdır. 21. yüzyılda öğretmenin kazanması gereken beceriler ise eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim, işbirliği, yaratıcılık, liderlik, rehberlik, karakter gelişimi ve meslek etiği olarak belirtilebilir.
Kurumlar öğretmen seçerken nelere dikkat etmelidirler?
Yavuz Kara:Öğretmenin alanında yetkin biri olması, bildiklerini aktarabilmeli, iletişim becerisi yüksek olmalı, diksiyonu düzgün, konuşması akıcı olmalı, kuralları olmalı ama sıkı sıkıya kurala bağlı eğitim vermemeli, dengeyi kurabilmeli, İşini sevmeli, insanları sevmeli. Ayrıca öğretmenin öğrenciyi anlayabilmesi için bir frekans tutturulması gerekir. Aksi halde öğretmen anlatır ve çocuk dinler ama anlayamaz. Bu frekansı oluşturan şeyler de şunlardır:
* Çocuğun neye ihtiyacı olduğunun tespiti ve bunun sonucunda çözüm haritası belirlenmesi.
* Düzenli olarak irtibat gerçekleştirilmesi ve bu irtibatın pozitif olarak korunması.
* Anlam verme sürecinde yardımcı olunması.
* Öğrencinin ne tür bir zekaya sahip olduğunun tespiti (kinestetik-işitsel-görsel-matematiksel).
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Yavuz Kara:Eğitimin öneminin arttığı ve eğitim olanaklarının hızla geliştiği günümüzde, öğretmenin değeri bir kat daha artmıştır. Öğretmen, çocukların zekasını açan, ufkunu geliştiren ve onların ruhuna ışık tutan bir kişi olduğu kadar, içinde yaşadığı toplumu da aydınlatma ve geliştirme görevi yapmaktadır. Bütün öğretmenlere maddi ve manevi değer verilmeli, saygınlık kazandırmalıyız. Gerektiğinde öğretmene görevi ile ilgili alanlarda dokunulmazlık verilmelidir. Okullar öğretmenlerin kendilerini güvende hissettikleri, sadece eğitimle uğraşıldığı yerler olmalıdır.
ÖĞRETMENLER HÜMANİST OLMALI
Öğrencilerin, küresel ölçekte düşünebilmeleri ve global becerilerini geliştirmek adına öğretmenlere düşen sorumluluklar nelerdir?
Gonca Gül Köseoğlu - Tarhan Koleji Yabancı Diller Koordinatörü: Öğrencilerin küresel ölçekte düşünebilmesini sağlayabilmek için öncelikle öğretmenlerin farklı kültürler hakkında bilgi daha da önemlisi tecrübe sahibi olması, tecrübe şansı elde edemediyse iyi bir gözlemci olarak kültürlerarası farklılıkları karşılaştırmış ve bu farkları özümsemiş olması gerekmektedir. Bu bağlamda, öğretmenlerin din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmayan hümanist bir yaklaşımda olması ve bu yaklaşımı, farklı kültürleri işleyen ve küresel konuların ele alındığı derslerinde veya öğrenme ortamlarında öğrencilere rol model olarak yansıtması önemlidir. Yabancı dil öğretiminde geliştirilebilecek global beceriler, birbirine bağlı beş ana başlıkta ele alınır: iletişim ve işbirliği, yaratıcı ve eleştirel düşünme, kültürlerarası yeterlilik ve evrensel vatandaşlık, duygusal otokontrol ve esenlik, dijital okur yazarlık.
ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLERLE EMPATİ KURMALI
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kübra Yakıcı Tuncer - Tarhan Koleji PDR Koordinatörü:Dünyada hızlı gerçekleşen iletişim ve kültürel bağlantılar öğrencilerde bilgi okuryazarlığı yanında dijital araçları etkin kullanma, eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, yeni durumlara uyum sağlama, evrensel değerleri benimseme, farklılıklara saygı, ürünler ve tasarımlar gerçekleştirme, birden fazla uyarana aynı anda odaklanabilme ve takım çalışmasına uygun roller üstlenme gibi becerilerin geliştirilmesini mecbur kılmıştır.
Öğrencilerin motivasyonlarını kaybetmeden çalışmaları, zamanı etkili kullanmaları, kendi iç disiplinlerini oluşturmaları, yenilikleri ve gelişmeleri takip edip buna uygun görev ve sorumlulukları üstlenmeleri için onlara rehberlik etmek biz öğretmenlerin en önemli sorumluluklarından biridir. Burada önemli olan, öğretmenlerin öğrencilerin gerçek dünyalarını anlamaları onlarla empati kurarak organik bağlar oluşturmaları, öğrenme sürecinde eğitim sistemini kurgularken okulda eğitim öğretim çalışmalarına odaklanmanın yanında, yapılacak faaliyetleri tüm yaşam alanlarına senkronize olacak şekilde planlamak son derece önemlidir.
Öğrencilerin, proje tabanlı çalışmalarla yönlendirilmesi ve aynı zamanda ulusal sınavlarda başarı gösterebilmeleri için öğretmenlere ne gibi sorumluluklar düşmektedir?
Umut Sarı - Tarhan Koleji Ortaokul Lise Koordinatörü:Öğrencilerin anlamlı öğrenim deneyimleriyle sonuçlanan projeler oluşturmalarını desteklemek sadece başarıya ulaşmayı değil, ulaşılan başarının kalıcılığını da sağlar. Biz eğitimciler hitap ettiğimiz neslin özelliklerine hakim olmadan, onları anlayıp ihtiyaçlarının farkına varmadan idealize ettiğimiz öğrenme hedeflerine ulaşmaktan bahsedemeyiz. Değişimin bu denli hızlı olduğu bir nesil için gerçek başarı, öğrenmenin sürdürülebilirliği ve yaşam boyu öğrenmenin gerçekleşmesi ile elde edilir. Ne yazık ki zaman zaman öğrencilerimizi ulusal sınavlara sadece çoktan seçmeli testlere hazırlayabileceğimize inanıyoruz. Halbuki öğretmenlerimizin özenerek hazırladığı her proje çalışması onların düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Artık ulusal sınavların ölçümü kazanımdan çok düşünme ve yorumlama yetenekleri üzerine kurgulanmaktadır. Ancak bu farkındalığı yakalamış öğretmenler, öğrencilerin eğitim yolculuğunda yol göstericiler olmayı başarabileceklerdir.
ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLER YENİ FİKİRLER KAZANDIRMALI
Öğrenciler bir öğretmenden ne bekler?
Mesut Özbudak - Tarhan Koleji Okul öncesi ve İlkokul Koordinatörü:Öğrenciler öğretmenlerinden en fazla neşeli ve eğlenceli olmalarını, espriler yapıp öğrencilerle zaman zaman şakalaşmalarını isterken; bu isteklerinden sonra ise en fazla öğretmenlerin “disiplini sağlama” rollerine dikkat etmeleri gerektiğini vurgulamışlardır. Bu sonuç aynı zamanda onların ne kadar dengeli düşündüklerini de göstermektedir. Derslerin sıkıcı geçmemesi, öğretmenin güler yüzlü oluşu, öğretmenin her öğrenciye adaletli bir şekilde yaklaşması, samimiyet, öğretmenin teknolojiye hakim olması, öğrencilerin derste aktif olması ve öğretmenin öğrencisini anlaması gibi etkenler öğrencilerin öğretmenlerden bekledikleri arasında yer almaktadır. Öğretmenin hitap ettiği kuşağın özelliklerini bilmesi, onların anlayacağı dilden konuşabilmesi aradaki iletişimin sağlıklı olması açısından çok önemlidir.
Öğretmenler öğrencilerin yaşamsal becerilerini geliştirmek adına neler yapmalıdırlar?
Seda Akkaya - Tarhan Koleji Uygulamalı Dersler Koordinatörü:Spor çocuğun sosyal, duygusal, motor beceri gelişimlerine, öz bakım becerilerinin gelişmesine, sorumluluk alma bilincinin oluşmasına ve empati duygusunun gelişmesine yönelik büyük önem taşır. Bu bilinci oluşturacak kazanımlar çocuklarımızın fiziksel gelişimleri ve yeterliliklerinin artması, birçok branşta başarılı olmaları onların öz güvenlerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Müzik eğitiminde enstrüman çalmak, gerektirdiği çaba nedeniyle, beyindeki sinir hücrelerini uyararak algıların açılmasını sağlarken aynı zamanda analiz ve sentez yapabilmeye olanak sağlar. Çocuklar çevresinde olup biten olayları ve duygularını ifade etme noktasında yetersiz kaldıklarında, görsel sanatlar ile ilgili faaliyetler onlar için çok önemli bir kendini ifade ediş biçimidir. Görsel sanatlar eğitimi alan çocukların el-göz koordinasyonları ve yaratıcı becerileri sağlıklı bir şekilde gelişirken, çocuklar aynı zamanda estetik duyarlılığa sahip bireyler olarak yetişirler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Eğitimde 63 yılı geride bırakmaya hazırlanan Tarhan Koleji’nin yönetici ve öğretmenleri günümüzün öğretmenlerini ve mesleğin geleceğini artı eğitim dergisinde anlattılar.
Yavuz Kara - Tarhan Koleji Akademik Direktörü:
* 21. yy özgürleştirilmiş öğretmen çağıdır. Öğretmenin her işine karışılmadan kendi başına iş yapma yeteneği teşvik edilmelidir.
* Okul Yöneticilerinin mevzuatın uygulayıcısı değil, işlerin kolaylaştırıcısı; öğretmenlerin ise müfredatı yerine getirmekle sorumlu memurlar değil, sınıfın lideri olması, eğitimde niteliğin vazgeçilmez şartı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
21.yüzyılda öğretmenlerin sahip olması gereken nitelikler nelerdir?
Yavuz Kara - Tarhan Koleji Akademik Direktörü:21. yüzyıl öğrencileri yaparak, yaşayarak öğrenen bireylerdir. Bu dönemde öğretmenin bir rehber niteliği taşıması ve onlara ışık tutması ardından öğrencilerin de istedikleri alanda ilerlemesine yardımcı olacaktır. İyi öğretmen aslını bozmayan, var olan olanakları geliştiren, değiştiren, mevcut durumu yeni durumlara uyarlayandır. Ayrıca olası riskleri karşılamaya hazır bir durumdadır. Öğretmenin yeni rolü, öğretimin hedeflerine göre öğrenme ortamını düzenleyen olmalıdır. Öğretmenler sadece eğitim programının uygulayıcıları değil, programın etkililiği için eğitim programının yenilenmesi ve değiştirilmesi çalışmalarına etkili olarak katılan kişiler olmalıdır. 21. yüzyılda öğretmenin kazanması gereken beceriler ise eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim, işbirliği, yaratıcılık, liderlik, rehberlik, karakter gelişimi ve meslek etiği olarak belirtilebilir.
Kurumlar öğretmen seçerken nelere dikkat etmelidirler?
Yavuz Kara:Öğretmenin alanında yetkin biri olması, bildiklerini aktarabilmeli, iletişim becerisi yüksek olmalı, diksiyonu düzgün, konuşması akıcı olmalı, kuralları olmalı ama sıkı sıkıya kurala bağlı eğitim vermemeli, dengeyi kurabilmeli, İşini sevmeli, insanları sevmeli. Ayrıca öğretmenin öğrenciyi anlayabilmesi için bir frekans tutturulması gerekir. Aksi halde öğretmen anlatır ve çocuk dinler ama anlayamaz. Bu frekansı oluşturan şeyler de şunlardır:
* Çocuğun neye ihtiyacı olduğunun tespiti ve bunun sonucunda çözüm haritası belirlenmesi.
* Düzenli olarak irtibat gerçekleştirilmesi ve bu irtibatın pozitif olarak korunması.
* Anlam verme sürecinde yardımcı olunması.
* Öğrencinin ne tür bir zekaya sahip olduğunun tespiti (kinestetik-işitsel-görsel-matematiksel).
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Yavuz Kara:Eğitimin öneminin arttığı ve eğitim olanaklarının hızla geliştiği günümüzde, öğretmenin değeri bir kat daha artmıştır. Öğretmen, çocukların zekasını açan, ufkunu geliştiren ve onların ruhuna ışık tutan bir kişi olduğu kadar, içinde yaşadığı toplumu da aydınlatma ve geliştirme görevi yapmaktadır. Bütün öğretmenlere maddi ve manevi değer verilmeli, saygınlık kazandırmalıyız. Gerektiğinde öğretmene görevi ile ilgili alanlarda dokunulmazlık verilmelidir. Okullar öğretmenlerin kendilerini güvende hissettikleri, sadece eğitimle uğraşıldığı yerler olmalıdır.
ÖĞRETMENLER HÜMANİST OLMALI
Öğrencilerin, küresel ölçekte düşünebilmeleri ve global becerilerini geliştirmek adına öğretmenlere düşen sorumluluklar nelerdir?
Gonca Gül Köseoğlu - Tarhan Koleji Yabancı Diller Koordinatörü: Öğrencilerin küresel ölçekte düşünebilmesini sağlayabilmek için öncelikle öğretmenlerin farklı kültürler hakkında bilgi daha da önemlisi tecrübe sahibi olması, tecrübe şansı elde edemediyse iyi bir gözlemci olarak kültürlerarası farklılıkları karşılaştırmış ve bu farkları özümsemiş olması gerekmektedir. Bu bağlamda, öğretmenlerin din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmayan hümanist bir yaklaşımda olması ve bu yaklaşımı, farklı kültürleri işleyen ve küresel konuların ele alındığı derslerinde veya öğrenme ortamlarında öğrencilere rol model olarak yansıtması önemlidir. Yabancı dil öğretiminde geliştirilebilecek global beceriler, birbirine bağlı beş ana başlıkta ele alınır: iletişim ve işbirliği, yaratıcı ve eleştirel düşünme, kültürlerarası yeterlilik ve evrensel vatandaşlık, duygusal otokontrol ve esenlik, dijital okur yazarlık.
ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLERLE EMPATİ KURMALI
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kübra Yakıcı Tuncer - Tarhan Koleji PDR Koordinatörü:Dünyada hızlı gerçekleşen iletişim ve kültürel bağlantılar öğrencilerde bilgi okuryazarlığı yanında dijital araçları etkin kullanma, eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, yeni durumlara uyum sağlama, evrensel değerleri benimseme, farklılıklara saygı, ürünler ve tasarımlar gerçekleştirme, birden fazla uyarana aynı anda odaklanabilme ve takım çalışmasına uygun roller üstlenme gibi becerilerin geliştirilmesini mecbur kılmıştır.
Öğrencilerin motivasyonlarını kaybetmeden çalışmaları, zamanı etkili kullanmaları, kendi iç disiplinlerini oluşturmaları, yenilikleri ve gelişmeleri takip edip buna uygun görev ve sorumlulukları üstlenmeleri için onlara rehberlik etmek biz öğretmenlerin en önemli sorumluluklarından biridir. Burada önemli olan, öğretmenlerin öğrencilerin gerçek dünyalarını anlamaları onlarla empati kurarak organik bağlar oluşturmaları, öğrenme sürecinde eğitim sistemini kurgularken okulda eğitim öğretim çalışmalarına odaklanmanın yanında, yapılacak faaliyetleri tüm yaşam alanlarına senkronize olacak şekilde planlamak son derece önemlidir.
Öğrencilerin, proje tabanlı çalışmalarla yönlendirilmesi ve aynı zamanda ulusal sınavlarda başarı gösterebilmeleri için öğretmenlere ne gibi sorumluluklar düşmektedir?
Umut Sarı - Tarhan Koleji Ortaokul Lise Koordinatörü:Öğrencilerin anlamlı öğrenim deneyimleriyle sonuçlanan projeler oluşturmalarını desteklemek sadece başarıya ulaşmayı değil, ulaşılan başarının kalıcılığını da sağlar. Biz eğitimciler hitap ettiğimiz neslin özelliklerine hakim olmadan, onları anlayıp ihtiyaçlarının farkına varmadan idealize ettiğimiz öğrenme hedeflerine ulaşmaktan bahsedemeyiz. Değişimin bu denli hızlı olduğu bir nesil için gerçek başarı, öğrenmenin sürdürülebilirliği ve yaşam boyu öğrenmenin gerçekleşmesi ile elde edilir. Ne yazık ki zaman zaman öğrencilerimizi ulusal sınavlara sadece çoktan seçmeli testlere hazırlayabileceğimize inanıyoruz. Halbuki öğretmenlerimizin özenerek hazırladığı her proje çalışması onların düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Artık ulusal sınavların ölçümü kazanımdan çok düşünme ve yorumlama yetenekleri üzerine kurgulanmaktadır. Ancak bu farkındalığı yakalamış öğretmenler, öğrencilerin eğitim yolculuğunda yol göstericiler olmayı başarabileceklerdir.
ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLER YENİ FİKİRLER KAZANDIRMALI
Öğrenciler bir öğretmenden ne bekler?
Mesut Özbudak - Tarhan Koleji Okul öncesi ve İlkokul Koordinatörü:Öğrenciler öğretmenlerinden en fazla neşeli ve eğlenceli olmalarını, espriler yapıp öğrencilerle zaman zaman şakalaşmalarını isterken; bu isteklerinden sonra ise en fazla öğretmenlerin “disiplini sağlama” rollerine dikkat etmeleri gerektiğini vurgulamışlardır. Bu sonuç aynı zamanda onların ne kadar dengeli düşündüklerini de göstermektedir. Derslerin sıkıcı geçmemesi, öğretmenin güler yüzlü oluşu, öğretmenin her öğrenciye adaletli bir şekilde yaklaşması, samimiyet, öğretmenin teknolojiye hakim olması, öğrencilerin derste aktif olması ve öğretmenin öğrencisini anlaması gibi etkenler öğrencilerin öğretmenlerden bekledikleri arasında yer almaktadır. Öğretmenin hitap ettiği kuşağın özelliklerini bilmesi, onların anlayacağı dilden konuşabilmesi aradaki iletişimin sağlıklı olması açısından çok önemlidir.
Öğretmenler öğrencilerin yaşamsal becerilerini geliştirmek adına neler yapmalıdırlar?
Seda Akkaya - Tarhan Koleji Uygulamalı Dersler Koordinatörü:Spor çocuğun sosyal, duygusal, motor beceri gelişimlerine, öz bakım becerilerinin gelişmesine, sorumluluk alma bilincinin oluşmasına ve empati duygusunun gelişmesine yönelik büyük önem taşır. Bu bilinci oluşturacak kazanımlar çocuklarımızın fiziksel gelişimleri ve yeterliliklerinin artması, birçok branşta başarılı olmaları onların öz güvenlerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Müzik eğitiminde enstrüman çalmak, gerektirdiği çaba nedeniyle, beyindeki sinir hücrelerini uyararak algıların açılmasını sağlarken aynı zamanda analiz ve sentez yapabilmeye olanak sağlar. Çocuklar çevresinde olup biten olayları ve duygularını ifade etme noktasında yetersiz kaldıklarında, görsel sanatlar ile ilgili faaliyetler onlar için çok önemli bir kendini ifade ediş biçimidir. Görsel sanatlar eğitimi alan çocukların el-göz koordinasyonları ve yaratıcı becerileri sağlıklı bir şekilde gelişirken, çocuklar aynı zamanda estetik duyarlılığa sahip bireyler olarak yetişirler.
Son Güncelleme: Salı, 22 Kasım 2022 11:21
Gösterim: 1944
Girne Koleji, öğretmenlerinin mesleki ve kişisel gelişimi için Girne Amerikan Üniversitesi Eğitim Fakültesi ile birlikte Öğretmen Akademileri projesini hayata geçirdi. Öğretmenlerden gelen taleplere ve çağın gerekliliklerine göre Girne Amerikan Üniversitesi Öğretmen Akademilerinde modüller halinde eğitim programları düzenlediklerini belirten Girne Koleji Eğitim Direktörü Emre Orhan, “Bu programlar sayesinde öğretmenlerimizin bilgilerini sürekli güncel tutmakta ve eğitimsel alandaki gelişimlerini desteklemekteyiz.” diye konuştu.
Girne Koleji’nde öğretmenlerin yerini ve önemini belirleyen unsurlar nelerdir?
Değişen dünya koşulları ve eğitim anlayışı öğretmen tanımında da değişikliğe gitmeyi zorunlu kılacaktır düşüncesindeyim. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde öğretmen, “mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime” olarak tanımlanmaktadır. Ancak günümüzde öğretmen artık bilgi öğreten kişiden çok bilgiyi uygulatan, o bilginin beceriye dönüşmesi için geliştirici ve destekleyici çalışmaları planlayan, öğrencileri ile birlikte öğrenen, onlara öğrenme yoldaşı olan kişidir.
Girne Koleji’nde çalışan öğretmenlerimiz için bir tanımlama yapmam gerekirse, öğrenmenin hayat boyu devam eden bir süreç olduğu gerçeğiyle onlar için “yaşam boyu öğrenen” kavramını kullanabilirim. Yirmi birinci yüzyıl insanı ile ilgili olarak hemen herkesin uzlaşı halinde olduğu nokta özgürleşen ve güçlenen insana olan vurgulamalardır. Bir yandan yaratıcı, eleştiren, düşünen, sorgulayan, araştıran, öte yandan öğrenmeyi öğrenen, iletişim kurabilen, teknolojiye hakim, bilgiyle dost, topluma ve çevresine duyarlı bireyler yetiştirme çabası öğretmenlerin de eğitim adına nerede konumlanmaları gerektiğini göstermektedir. Eğitimin, bilgi toplumu beklentilerine uygun olarak bireylerin özgürleşme ve güçlenmesini sağlayacak ortamları düzenleme ve bunları hayata döndürme görevi bulunmaktadır. Bu görevin beklenilen düzeyde yerine getirilmesi için öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimi çok önemlidir.
Uzaktan ve Hibrit Eğitim sürecinde öğretmenlerinize hangi olanakları sağladınız?
Uzaktan ve Hibrit eğitim sürecinde eğitim öğretim faaliyetlerimizin aksamaması adına öncelikli hedefimiz öğrenci, öğretmen, yönetici ve velilerimizin teknolojik yeterliliklerini ve yetkinliklerini artırmaktı. Bu konuda Girne Amerikan Üniversitesi Bilişim Öğretmenliği öğretim üyeleri ve Bilişim Öğretmenlerimiz ile bir eğitim teknolojileri kurulu kurup, hem öğretmenlerimizin taleplerini hem de çağın gerekliklerini dikkate alan bir eğitim programı hazırladık. Eğitim programında yer alan tüm başlıklar video kayıt altına alınarak öğretmenlerimizin istedikleri zaman ulaşabilmeleri için sisteme yüklendi. Bu eğitim programının içinde öğretmenlerimiz Girne Koleji dijital alt yapısını kullanarak öncelikle birbirlerine anlatımda bulundukları ders tasarımları gerçekleştirdiler. Tüm bölümler yaptıkları çalışmaları birbirleri ile paylaşarak ortak bir etkinlik havuzu oluşturuldu.
Uzaktan ve Hibrit Eğitim sürecinde önemli noktalardan biri öğrencilerin sosyal duygusal becerilerinin gelişimiydi. Bu noktada Girne Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğretmenleri ve Girne Amerikan Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğretim üyeleri iş birliği ile hazırlanan rehberlik programı ile Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm öğretmenlerimize eğitim verilerek süreci doğru yönetmeleri desteklendi.
Bu süreçte bir diğer önemli nokta da hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojik açından kendilerini iyi hissetmeleriydi. Öğretmen ve öğrencilerimizin “iyi olma hallerini” destekleyici ders programları oluşturuldu. Bununla birlikte öğrencilerimizde öğrenme kayıpları oluşmasını en aza indirmek adına kazanımlarda sadeleştirmeye gidilerek kazanımların önem sırasına göre yeniden bir müfredat tasarımı yapılarak çalışmalar yürütüldü.
ÖĞRETMENLER DERSLERİ SENARYOLAŞTIRIYOR
Yeni dönemde öğretmenleri bekleyen dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni dönemde öğretmenler eski döneme oranla daha fazla rehberlik çalışmaları içerisinde yer alacaklar. Çünkü pandemi sürecinde öğrencilerin okuldan uzak kalma süreçlerinde sosyal -duygusal becerilerden oluşan kayıpları okulların Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nün tek başına takip ve kontrol etmesi pek mümkün değildir.
Pandemi sürecinde hepimiz sağlıklı olmanın önemini bir kez daha kavradık. Yeni dönem öğretmenlerin ‘Sağlık Okuryazarı’ olmak konusunda da gelişimlerini ve dönüşümlerini sağladı. Bununla birlikte eğitimin online ortamda yapılması ihtimali tüm öğretmenleri anlatacakları dersler ile ilgili nokta atışı kazanım sadeleştirmesi yoluna götürdü. Öğretmenler yeni dönemde derslerini teknoloji ile entegre ederek, bir film senaristi gibi adım adım hikayeleştirerek planlamaya başladılar. Bu dönüşüm sınıf ortamına ve öğrencilerin öğrenme süreçlerine olumlu yansıdı.
Bu dönüşüm için hangi program ve uygulamaları hayata geçirdiniz?
Bu dönüşümün hızlıca hayata geçmesi için öncelikle Girne Amerikan Üniversitesi iş birliği ile yürüttüğümüz Öğretmen Akademileri eğitimlerini başlattık. Ardından veli, öğrenci ve yönetici akademileri eğitimlerini de hayata geçirerek süreci destekledik. Süreçte herkesin ihtiyaç duyduğu konularda yetkin ve etkin hale gelmesini sağladık. Özellikle dijital dönüşümü tüm kurumlarımızda tam anlamıyla sağladık.
Covid-19 süreci ile birlikte eğitimde dijital dönüşüm hız kazanmış ve eğitimin en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Artık eğitimin 19. yüzyıldan kalma alışkanlıklarla, 21. yüzyılda başarılı olamayacağı yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle bizler 21.yüzyıl Türkiye’sinde eğitimde yeni bir şeyler söylemek mottosu ile yola çıktık. Hem akademik, hem kurumsal anlamda eğitimin her açıdan yeniden tasarlandığı bir dönemdeyiz.
Eğitimde dijitalleşme ve eğitimde dijital dönüşüm ile STEM Eğitim sistemi, eğitim en önemli bileşenlerinden. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) konularında görselleştirmeler yapan, araştırma ve proje tabanlı etkinlikler geliştirerek bu alanlardaki ilgi ve merakı canlı tutan STEM eğitimini hızlıca özetleyecek olursak; yeni değer yaratmak için, insanların; kritik düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi becerileri kazandırmayı STEM eğitimi amaçlar. Girne Koleji olarak bizler eğitim sistemimizde yarattığımız STEAM sistemi ile öğrencilerimize tüm branşları birbirine entegre edebilmeleri ve içerisine sanatı da dahil ederek ortaya bir ürün veya bir sunum çıkarabilmelerini hedeflemekteyiz. Eğitimde dijitalleşmeye bakış açımız öğrenciyi eğitim sürecinde etkilenen olmaktan çıkarıp bir bileşen haline getirmek üzerine kurgulanmıştır.
Eğitimde dijital dönüşüm kısa sürede gerçekleşecek bir devrim olarak algılanmamalı, uzun vadeli bir evrim olarak görülmelidir ve bu süreç profesyonel/akademik çevreler tarafından yönetilmeli ve yönlendirilmelidir. Girne Amerikan Üniversitesi’nin vizyonu ile biz bu dönüşümü global bir ölçek ile ele alıyoruz. Her geçen gün ilerlemeye devam ediyor, gelişmeleri takip ediyoruz.
Uzaktan ve hibrit eğitim öğrencilerinizle iletişimlerinizi nasıl etkiledi? Hangi değişimleri gözlemlediniz?
Pandemi, eğitimcileri, ebeveynleri ve öğrencileri eleştirel düşünmeye, problem çözmeye, yaratıcı olmaya, iletişim kurmaya, işbirliği yapmaya ve aktif olmaya zorlamaktadır. (Anderson, 2020).
Pandemi nedeniyle pek çok ülkede sürekli öğrenme için internete bağlı çevrim içi platformların kullanıldığını, bazı ülkelerde öğrenme içeriklerinin televizyon ve diğer medya yardımıyla sunulduğunu, ancak bazı ülkelerde ise öğretmenler ile öğrenciler arasındaki iletişimi sürdürmek için mevcut uygulamaların kullanıldığı belirtilmektedir. Pandemi sonrası yapılan araştırmaların sonuçlarına ve gözlemlerimize dayanarak şunu söyleyebilirim ki öğrencilerin akranlarıyla da öğretmenleriyle de iletişim dilleri bozulmuş. Öğrenciler akran ilişkilerini, empati kurmayı, ders çalışmayı, okul kurallarını, öğretmenleriyle iletişimlerinin nasıl olması gerektiğini fazla derecede unutmuşlar.
Teknolojinin pedagojik süreçlere etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çocuk ve ergenlerin internet, bilgisayar ve televizyon karşısında uzun zaman geçirmeleri sosyal, duygusal ve fiziksel açıdan sorunlar doğurmaktadır. Özellikle iletişim kurmalarına engel olması açısından çocukların sosyal izolasyon yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca teknolojini bilinçsiz kullanımı sonrasında dikkat eksikliği, konuşamama, görme bozukluğu, duruş bozukluğu, odaklanamama gibi problemler ortaya çıkarabilir.
Tabii teknolojinin çocuk gelişiminde olumlu yanları da bulunduğunu inkar edemeyiz. Öğrenmeyi ve bilgiye ulaşımı kolaylaştırıyor. Hatta İnternet üzerinden çocuğunuza kişisel gelişime katkı sunacak eğitici videolar bulabiliyor ve etkinlik, çalışmalar ve bulmaca videolarıyla zihinsel süreçleri geliştiriyor. Yani teknoloji süresini kısıtlı hale getirir, zararlı sitelerden çok yararlı sitelerin kullanımına yönlendirirseniz zararından çok gelişiminde faydası olduğunu göreceksiniz.
ÖĞRETMENDE OLMASI GEREKEN TEMEL NİTELİKLER NELER?
Mesleki gelişim, öğretmenler için sınıflarında öğrenci öğrenimini desteklemek adına donanım sağlamada önemli bir stratejidir. Günümüz okullarında öğrenci çıktılarının iyileştirilebilmesi için alanında yeterli donanıma sahip bir öğretmende olması gereken temel niteliklerin şunlar olması beklenmektedir:
* Yaşam boyu öğrenci olmalı
* Değişikliklere ve yeniliklere kolay uyum sağlamalı
* Dünyayı ve teknolojiyi takip etmeli, uygun olan teknolojileri derslerinde hayata geçirmeli
* Eğitimin tüm paydaşları ile iyi iletişim kurabilmeli
* Derslerini tasarlarken farklı özelliklerdeki öğrencileri dikkate almalı
* İnovatif olmalı
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Girne Koleji, öğretmenlerinin mesleki ve kişisel gelişimi için Girne Amerikan Üniversitesi Eğitim Fakültesi ile birlikte Öğretmen Akademileri projesini hayata geçirdi. Öğretmenlerden gelen taleplere ve çağın gerekliliklerine göre Girne Amerikan Üniversitesi Öğretmen Akademilerinde modüller halinde eğitim programları düzenlediklerini belirten Girne Koleji Eğitim Direktörü Emre Orhan, “Bu programlar sayesinde öğretmenlerimizin bilgilerini sürekli güncel tutmakta ve eğitimsel alandaki gelişimlerini desteklemekteyiz.” diye konuştu.
Girne Koleji’nde öğretmenlerin yerini ve önemini belirleyen unsurlar nelerdir?
Değişen dünya koşulları ve eğitim anlayışı öğretmen tanımında da değişikliğe gitmeyi zorunlu kılacaktır düşüncesindeyim. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde öğretmen, “mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime” olarak tanımlanmaktadır. Ancak günümüzde öğretmen artık bilgi öğreten kişiden çok bilgiyi uygulatan, o bilginin beceriye dönüşmesi için geliştirici ve destekleyici çalışmaları planlayan, öğrencileri ile birlikte öğrenen, onlara öğrenme yoldaşı olan kişidir.
Girne Koleji’nde çalışan öğretmenlerimiz için bir tanımlama yapmam gerekirse, öğrenmenin hayat boyu devam eden bir süreç olduğu gerçeğiyle onlar için “yaşam boyu öğrenen” kavramını kullanabilirim. Yirmi birinci yüzyıl insanı ile ilgili olarak hemen herkesin uzlaşı halinde olduğu nokta özgürleşen ve güçlenen insana olan vurgulamalardır. Bir yandan yaratıcı, eleştiren, düşünen, sorgulayan, araştıran, öte yandan öğrenmeyi öğrenen, iletişim kurabilen, teknolojiye hakim, bilgiyle dost, topluma ve çevresine duyarlı bireyler yetiştirme çabası öğretmenlerin de eğitim adına nerede konumlanmaları gerektiğini göstermektedir. Eğitimin, bilgi toplumu beklentilerine uygun olarak bireylerin özgürleşme ve güçlenmesini sağlayacak ortamları düzenleme ve bunları hayata döndürme görevi bulunmaktadır. Bu görevin beklenilen düzeyde yerine getirilmesi için öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimi çok önemlidir.
Uzaktan ve Hibrit Eğitim sürecinde öğretmenlerinize hangi olanakları sağladınız?
Uzaktan ve Hibrit eğitim sürecinde eğitim öğretim faaliyetlerimizin aksamaması adına öncelikli hedefimiz öğrenci, öğretmen, yönetici ve velilerimizin teknolojik yeterliliklerini ve yetkinliklerini artırmaktı. Bu konuda Girne Amerikan Üniversitesi Bilişim Öğretmenliği öğretim üyeleri ve Bilişim Öğretmenlerimiz ile bir eğitim teknolojileri kurulu kurup, hem öğretmenlerimizin taleplerini hem de çağın gerekliklerini dikkate alan bir eğitim programı hazırladık. Eğitim programında yer alan tüm başlıklar video kayıt altına alınarak öğretmenlerimizin istedikleri zaman ulaşabilmeleri için sisteme yüklendi. Bu eğitim programının içinde öğretmenlerimiz Girne Koleji dijital alt yapısını kullanarak öncelikle birbirlerine anlatımda bulundukları ders tasarımları gerçekleştirdiler. Tüm bölümler yaptıkları çalışmaları birbirleri ile paylaşarak ortak bir etkinlik havuzu oluşturuldu.
Uzaktan ve Hibrit Eğitim sürecinde önemli noktalardan biri öğrencilerin sosyal duygusal becerilerinin gelişimiydi. Bu noktada Girne Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğretmenleri ve Girne Amerikan Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğretim üyeleri iş birliği ile hazırlanan rehberlik programı ile Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm öğretmenlerimize eğitim verilerek süreci doğru yönetmeleri desteklendi.
Bu süreçte bir diğer önemli nokta da hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojik açından kendilerini iyi hissetmeleriydi. Öğretmen ve öğrencilerimizin “iyi olma hallerini” destekleyici ders programları oluşturuldu. Bununla birlikte öğrencilerimizde öğrenme kayıpları oluşmasını en aza indirmek adına kazanımlarda sadeleştirmeye gidilerek kazanımların önem sırasına göre yeniden bir müfredat tasarımı yapılarak çalışmalar yürütüldü.
ÖĞRETMENLER DERSLERİ SENARYOLAŞTIRIYOR
Yeni dönemde öğretmenleri bekleyen dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni dönemde öğretmenler eski döneme oranla daha fazla rehberlik çalışmaları içerisinde yer alacaklar. Çünkü pandemi sürecinde öğrencilerin okuldan uzak kalma süreçlerinde sosyal -duygusal becerilerden oluşan kayıpları okulların Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nün tek başına takip ve kontrol etmesi pek mümkün değildir.
Pandemi sürecinde hepimiz sağlıklı olmanın önemini bir kez daha kavradık. Yeni dönem öğretmenlerin ‘Sağlık Okuryazarı’ olmak konusunda da gelişimlerini ve dönüşümlerini sağladı. Bununla birlikte eğitimin online ortamda yapılması ihtimali tüm öğretmenleri anlatacakları dersler ile ilgili nokta atışı kazanım sadeleştirmesi yoluna götürdü. Öğretmenler yeni dönemde derslerini teknoloji ile entegre ederek, bir film senaristi gibi adım adım hikayeleştirerek planlamaya başladılar. Bu dönüşüm sınıf ortamına ve öğrencilerin öğrenme süreçlerine olumlu yansıdı.
Bu dönüşüm için hangi program ve uygulamaları hayata geçirdiniz?
Bu dönüşümün hızlıca hayata geçmesi için öncelikle Girne Amerikan Üniversitesi iş birliği ile yürüttüğümüz Öğretmen Akademileri eğitimlerini başlattık. Ardından veli, öğrenci ve yönetici akademileri eğitimlerini de hayata geçirerek süreci destekledik. Süreçte herkesin ihtiyaç duyduğu konularda yetkin ve etkin hale gelmesini sağladık. Özellikle dijital dönüşümü tüm kurumlarımızda tam anlamıyla sağladık.
Covid-19 süreci ile birlikte eğitimde dijital dönüşüm hız kazanmış ve eğitimin en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Artık eğitimin 19. yüzyıldan kalma alışkanlıklarla, 21. yüzyılda başarılı olamayacağı yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle bizler 21.yüzyıl Türkiye’sinde eğitimde yeni bir şeyler söylemek mottosu ile yola çıktık. Hem akademik, hem kurumsal anlamda eğitimin her açıdan yeniden tasarlandığı bir dönemdeyiz.
Eğitimde dijitalleşme ve eğitimde dijital dönüşüm ile STEM Eğitim sistemi, eğitim en önemli bileşenlerinden. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) konularında görselleştirmeler yapan, araştırma ve proje tabanlı etkinlikler geliştirerek bu alanlardaki ilgi ve merakı canlı tutan STEM eğitimini hızlıca özetleyecek olursak; yeni değer yaratmak için, insanların; kritik düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi becerileri kazandırmayı STEM eğitimi amaçlar. Girne Koleji olarak bizler eğitim sistemimizde yarattığımız STEAM sistemi ile öğrencilerimize tüm branşları birbirine entegre edebilmeleri ve içerisine sanatı da dahil ederek ortaya bir ürün veya bir sunum çıkarabilmelerini hedeflemekteyiz. Eğitimde dijitalleşmeye bakış açımız öğrenciyi eğitim sürecinde etkilenen olmaktan çıkarıp bir bileşen haline getirmek üzerine kurgulanmıştır.
Eğitimde dijital dönüşüm kısa sürede gerçekleşecek bir devrim olarak algılanmamalı, uzun vadeli bir evrim olarak görülmelidir ve bu süreç profesyonel/akademik çevreler tarafından yönetilmeli ve yönlendirilmelidir. Girne Amerikan Üniversitesi’nin vizyonu ile biz bu dönüşümü global bir ölçek ile ele alıyoruz. Her geçen gün ilerlemeye devam ediyor, gelişmeleri takip ediyoruz.
Uzaktan ve hibrit eğitim öğrencilerinizle iletişimlerinizi nasıl etkiledi? Hangi değişimleri gözlemlediniz?
Pandemi, eğitimcileri, ebeveynleri ve öğrencileri eleştirel düşünmeye, problem çözmeye, yaratıcı olmaya, iletişim kurmaya, işbirliği yapmaya ve aktif olmaya zorlamaktadır. (Anderson, 2020).
Pandemi nedeniyle pek çok ülkede sürekli öğrenme için internete bağlı çevrim içi platformların kullanıldığını, bazı ülkelerde öğrenme içeriklerinin televizyon ve diğer medya yardımıyla sunulduğunu, ancak bazı ülkelerde ise öğretmenler ile öğrenciler arasındaki iletişimi sürdürmek için mevcut uygulamaların kullanıldığı belirtilmektedir. Pandemi sonrası yapılan araştırmaların sonuçlarına ve gözlemlerimize dayanarak şunu söyleyebilirim ki öğrencilerin akranlarıyla da öğretmenleriyle de iletişim dilleri bozulmuş. Öğrenciler akran ilişkilerini, empati kurmayı, ders çalışmayı, okul kurallarını, öğretmenleriyle iletişimlerinin nasıl olması gerektiğini fazla derecede unutmuşlar.
Teknolojinin pedagojik süreçlere etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çocuk ve ergenlerin internet, bilgisayar ve televizyon karşısında uzun zaman geçirmeleri sosyal, duygusal ve fiziksel açıdan sorunlar doğurmaktadır. Özellikle iletişim kurmalarına engel olması açısından çocukların sosyal izolasyon yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca teknolojini bilinçsiz kullanımı sonrasında dikkat eksikliği, konuşamama, görme bozukluğu, duruş bozukluğu, odaklanamama gibi problemler ortaya çıkarabilir.
Tabii teknolojinin çocuk gelişiminde olumlu yanları da bulunduğunu inkar edemeyiz. Öğrenmeyi ve bilgiye ulaşımı kolaylaştırıyor. Hatta İnternet üzerinden çocuğunuza kişisel gelişime katkı sunacak eğitici videolar bulabiliyor ve etkinlik, çalışmalar ve bulmaca videolarıyla zihinsel süreçleri geliştiriyor. Yani teknoloji süresini kısıtlı hale getirir, zararlı sitelerden çok yararlı sitelerin kullanımına yönlendirirseniz zararından çok gelişiminde faydası olduğunu göreceksiniz.
ÖĞRETMENDE OLMASI GEREKEN TEMEL NİTELİKLER NELER?
Mesleki gelişim, öğretmenler için sınıflarında öğrenci öğrenimini desteklemek adına donanım sağlamada önemli bir stratejidir. Günümüz okullarında öğrenci çıktılarının iyileştirilebilmesi için alanında yeterli donanıma sahip bir öğretmende olması gereken temel niteliklerin şunlar olması beklenmektedir:
* Yaşam boyu öğrenci olmalı
* Değişikliklere ve yeniliklere kolay uyum sağlamalı
* Dünyayı ve teknolojiyi takip etmeli, uygun olan teknolojileri derslerinde hayata geçirmeli
* Eğitimin tüm paydaşları ile iyi iletişim kurabilmeli
* Derslerini tasarlarken farklı özelliklerdeki öğrencileri dikkate almalı
* İnovatif olmalı
Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Kasım 2021 10:07
Gösterim: 1635

