Din eğitimi nasıl olmalı?
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Perşembe, 01 Mart 2012 10:36 tarihinde oluşturuldu
Ahmet Hakan Yazısında Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'a yönelik çıkışının aşırı olduğunu ve din eğitimi konusunda görüşlerini bildiriyor.
NE demiş TÜSİAD?
“4 yıllık zorunlu eğitimin ikinci kademesinde açık öğretim seçeneği getirilirse kız çocukları okullara gönderilmez” demiş.
Doğru demiş ki hazırlanan taslakta bu sakınca giderildi.
Yani Erdoğan bu açıdan TÜSİAD’a öfkelenmek yerine teşekkür etmeli.
Başka ne demiş TÜSİAD?
“Zorunlu temel eğitimde mesleki yönlendirmenin 4 yıl sonra başlaması sakıncalıdır. Avrupa Birliği ülkeleri mesleki yönlendirmeyi geciktiriyor” demiş.
Ne var bunda?
Bu görüş, nasıl oluyor da Başbakan Erdoğan’ın “sen işine bak TÜSİAD” tepkisine maruz kalıyor?
Bugün en özgürlükçü isimler bile “zorunlu temel eğitimde mesleki yönlendirmenin geciktirilerek başlaması” gerektiğini söylüyorlar.
Avrupa ülkelerindeki uygulamalara bakıyoruz, orada da mesleki yönlendirmenin geciktirildiğini görüyoruz.
Finlandiya, Danimarka gibi eğitimde parlak durumda olan ülkelerde kesintisiz temel eğitim 9 yıl.
Tablo bu iken Başbakan Erdoğan, neden TÜSİAD’a orantısız şiddet uyguluyor?
Bunun tek bir nedeni var:
TÜSİAD’ın önerisi geçerli olursa, imam-hatiplerin orta kısımlarının açılması mümkün olmayacak.
Bu nedenle Avrupa’daki uygulamalara dair örneklere gözler ve kulaklar kapatılıyor.
Başbakan Erdoğan’ın odaklanması gereken konu, imam-hatiplerin orta kısımlarını yeniden hayata geçirmek olmamalı.
Erdoğan, “çağdaş dünyada zorunlu temel eğitimde hangi model esas alınıyor” meselesine odaklanmalı.
Geçerli olan model “9 yıl kesintisiz” modeliyse...
İmam-hatiplerin orta kısımlarını yeniden hayata geçirmek adına bu modeli elinin tersiyle itmemeli...
Diyeceksiniz ki:
“İyi ama 9 yıl kesintisiz model hayata geçerse anayasal güvence altına alınmış olan din eğitimi meselesi nasıl halledilecek?”
İşte esas mesele budur.
TÜSİAD’a “sen işine bak TÜSİAD” demek yerine “9 yıl kesintisiz eğitimde din eğitimi ne olacak?” sorusu sorulmalı ve öneri istenmelidir.
Çünkü mesele “imam-hatip meselesi” değildir, mesele “din eğitimi” meselesidir.
Konu buraya getirildiği taktirde...
Tartışma “üstü kapalı imam-hatip savaşı” olmaktan çıkar, çözüm odaklı bir tartışmaya dönüşür.
(Ahmet Hakan - Hürriyet)
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
3 ve 4. Sürdürülebilir Eğitim Sempozyumları kapılarını açmaya hazırlanıyor
-
‘Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda başarı oranları artış gösteriyor’
-
‘Geleceğin eğitiminde kadınlar sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacak’
-
‘Bakanlığın destekleyici politikalarıyla eğitimde kadın yönetici sayısı artıyor’
-
Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevinden ayrıldı
-
Final 45. yılında eğitimin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor
-
DAS Akademie, insan kaynakları uygulamaları ile fark yaratıyor!
-
Özel okullarımızın sesi duyulmalı, haklı taleplerimiz değerlendirilmeli!
-
YETEV ve Boğaziçi Üniversitesi Montessori Eğitiminde öğretmenlere yeni kapılar açacak
-
Eğitimin farklı ‘SES’leri Antalya’da buluştu