Eğitim Tercihi

Emine Börühan - BİL Eğitim Kurumları Anaokulu - İlkokul Eğitim Koordinatörü

“BİL Koleji Anaokulları ve Çocuk Üniversiteleri olarak, eğitimimizin standart çerçevesini belirleyerek mutlu, kendinden emin, sorumluluk bilinci yüksek bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Holistik Öğrenme Modeli kapsamında uyguladığımız Keşif Temelli Eğitim Yaklaşımımız ile öğrencilerimizin keşfetme, düşünme, planlama, sorgulama becerilerini geliştiriyoruz.”

Okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz?
BİL Koleji Anaokulları ve Çocuk Üniversiteleri olarak, çocuk gelişiminin evrensel olduğu ve her çocuğun kendine özgü bir birey olduğunun farkındayız. Bu bilinç ile eğitimimizin standart çerçevesini belirleyerek mutlu, kendinden emin, sorumluluk bilinci yüksek bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. “Holistik Öğrenme Modeli” kapsamında uyguladığımız “Keşif Temelli Eğitim Yaklaşımımız” ile öğrencilerimizin keşfetme, düşünme, planlama, sorgulama becerilerini geliştiriyoruz. Her ay uyguladığımız farklı atölye çalışmaları ile öğrencilerimizin sanatsal yaratıcılıklarını geliştirilmesinin yanında hayatta başarılı olmalarını sağlayacak çok sayıda yeteneklerinin farkına varma, kendi varlığını farketme, kendini ifade etme ve ortama kabul ettirme, başkaları ile birlikte yaşama, konuşma ve üretme becerilerinin de geliştirilmesini hedeflemekteyiz. Benim Kutum, Sayma Zamanı, Göster Anlat, Dünyayı Geziyorum ve Bilim İnsanını Tanıyorum çalışmaları ile holistik öğrenme modelimize uygun şekilde disiplinlerarası öğrenmeyi gerçekleştirmekteyiz.

Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Çocuklar oyun aracılığıyla öğrenir, kendileri ve içinde yaşadıkları dünyayı oyun ile tanır ve kendilerini en iyi oyun sırasında ifade eder, kritik düşünme becerilerini oyun içinde kazanır. Çocukların dili oyun olduğundan okul öncesi dönemde oyun aracılığı ile çocuklara birçok beceri ve davranışı kazandırmak mümkündür. Oyun sosyal bir faaliyet gibi görünse de zihinsel açıdan birçok faydası vardır. Farklı düşünme süreçlerini geliştirir ve bunu gerçek dünyaya uyarlamayı öğretir. Oyun sırasında edinilen yeni deneyimler çocukların bilişsel gelişimlerini oldukça destekler. Bu esnada çoğu şeyi kendileri deneyimledikleri için deneyim ve gözlem yoluyla öğrenirler, bilgileri analiz ve sentez edebilme becerileri gelişir. Oyun, farklı duygu, istek ve düşüncelerin fark edilerek empati yeteneklerinin geliştirilmesine fırsat verir. Çocuklar oyun sırasında iç dünyalarında olan biten ne varsa oyunlarına yansıtarak tüm gerçek duygu ve düşüncelerini de ortaya çıkartır.

Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve nasıl verilmelidir? Bu çerçevede kurumunuzdaki uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yabancı dil eğitiminde çocuklar, yabancı dildeki kelimelerin anlamlarını geleneksel eğitim yöntemlerine göre daha hızlı kavrar ve bilinçaltında da pasif olarak dilin yapısını öğrenir. Çocuklar zorlu ifadeleri hareketler ile ilişkilendirir ve böylece ifadeleri çok daha kolay bir şekilde öğrenir. Yabancı dil öğrenim sürecinde (ana dil veya yabancı dil) dinlemenin konuşmadan önce geldiğini kabul eden bir yaklaşımı benimsiyoruz. Çocukların konuşmadan önce anlamaları gerekir, çünkü anlamak iletişim için gereklidir. Dinlemek tüm süreçte çok önemlidir, çünkü dinleme ile bilişsel alanlar aktive edilir ve daha sonra çocukları konuşmaya hazırlar. Dil ediniminde başarılı olmak ve tam öğrenmenin gerçekleşmesi için stressiz eğitim ortamları oluşturuyoruz. Bu sebeple çocuklara dil bilgisi yerine, aktiviteler kapsamında çocuk şiirleri, tekerlemeler, oyunlar ve şarkılar ile tekrarlar yapılarak dilin kuralları doğal olarak öğretilerekkalıcılık sağlanmaktadır.

Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalıdır?
Okul öncesi çocukların ebeveynlerinden ayrılmakta güçlük çektiği dönemdir. Okul öncesi öğretmenlerinin bu açıdan öğrencileri ile güvenli bağ kurmaları çok önemlidir. Okul öncesi öğretmenler;
• Çocuk ruh sağlığı konusunda iyi bir analiz gücüne sahip olmalıdır.
• Her çocuğa karşı aynı tutum ve mesafe içerisinde olmalıdır.
• Çocukları dinlemeli ve anlamalıdır.
• Problemlere çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemelidir.
• Çocukların ilgi ve yeteneklerini tespit edebilmelidir.
• Çocuklara davranışları ile örnek, rolmodel olabilmelidir.

EBEVEYNLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Özellikle okul öncesi dönemde verilen nitelikli eğitim, çocuklarda öğrenmeyi ve öğrenmeye istekli olmayı artırmakta ve tüm yaşantısında başarılı olmasını sağlamaktadır. Ebeveynler, çocuklarının bu sarmal yaşamı okul ile desteklerken şu başlıklara dikkat etmelidir:
• Öncelikle okullar, ebeveynleri okul öncesi eğitimin amacı ve kurumlarda uygulanan programlar hakkında detaylı bilgilendirmelidir.
• Okullar, aile eğitimine özen göstermeli ve ebeveynlerin aktif olarak eğitim süreçlerine katılımlarını desteklemelidir.
• Eğitim kurumlarının okul öncesi eğitim programlarındaçocukların akademik gelişimleri ile birliktefarklı gelişim alanlarına katkı sağlayacak yaklaşımlarda yer almalıdır. Öngörülen alan gezilerine ağırlık verilerek sosyal aktivitelere yer vermelidir.

Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar nelerdir?
Çocuk gelişimi için aile oldukça önemli olsa da tek başına ruhsal ve zihinsel açıdan sağlıklı çocukların yetişmesi için aile faktörü ile birlikte etki eden eğitim, çevre gibi farklı faktörler de bulunmaktadır. Bir çocuğun yetiştirilmesi uzun bir süreçtir. Okul öncesi dönemde (0-6 yaş arası), çocukların beyinleri ve kas hafızaları yeni bilgi işlenmesi için açık haldedir. Konuşmaya başlamak bir taklit süreci olsa da kelime dağarcığını geliştirmek, bir öğrenme süreci içinde devam eder. Çocuklara dünyayı tanıtan ve alışkanlıkların temelini hazırlayan kurum ailedir. Aile ile temel becerileri kazanan çocuklar, okul öncesi eğitim programları ile bu becerilerini pekiştirir, geliştirir ve yeni beceriler elde eder.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU HALE GETİRİLMELİ Mİ?
Okul öncesi eğitim alan çocuklarla almayanlar arasında nasıl farklılıklar bulunmaktadır? Türkiye'de okul öncesi eğitimin gelişimi için neler yapılmalıdır?
Okul öncesi dönem, eğitimin temelidir. Çocukların sosyal, duygusal, bilişsel ve psikomotor gelişimlerinin en hızlı olduğu, kişiliğin yüzde 70'inin tamamlandığı bu dönemin nitelikli eğitim ile desteklenmesi gerekmektedir. Okul öncesi eğitimin gelişmiş ülkelerde okullaşma oranlarının yüzde 90-100 aralığında olduğu görülmektedir. Türkiye'nin de bu ülkeler arasına girebilmesi için okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirerek, 5 yaş grubunda okullaşma oranını yüzde 100, 3-4 yaş grubunda yüzde 80'e çıkarılması hedeflenmelidir. Okul öncesi eğitimi alan çocukların;
• Duygusal olarak işlerini tek başına yapmaları, sorunlarını kendi kendine halletmeleri ve bazı kararları tek başına alması sayesinde kendilerine olan güvenleri artar.
• Fiziksel olarak kesme, yapıştırma, kalem kullanma gibi faaliyetler düzenli yapıldığı için ince motor becerileri gelişir.
• Zihinsel olarak nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma, fikir üretme gibi matematik ve bilim becerileri kazanması sağlanır.
• Sosyal olarak oyuncaklarını paylaşmanın yanında karşılıklı iletişim kurmayı öğrenmesine imkân verilir.
• Dikkat eksikliği sorunu ve öğrenme güçlüğü yaşayanlar bu sorunları erken tespit edilip ilkokula başlamadan önce okullar tarafından desteklenmesi sağlanır.
• Yemek, uyku, öz bakım becerilerininkazanmaları sağlanır. Ebeveynlerden ayrı kalmaları duygusal gelişimlerine katkıda bulunduğu kadar kendilerine güvenini de artırır.

"Eğitimde sürdürülebilir kalkınma ve küresel ortaklığın önemine dikkat çekmek amacıyla BİL Koleji veİstanbul Aydın Üniversitesi güçlü iş birliği kapsamında Doku AES, EDİ, Mamabüs sponsorluğunda İstanbul Aydın Üniversitesinde “BİL Çocuk Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Zirvesi” gerçekleştirildi. Veli, öğretmen ve yöneticilerin yoğun ilgi gösterdiği zirvede; Çocuk Gelişimi Uzmanı, Akademisyen Anne Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal, P4C Eğitmeni, Felsefe Öğretmeni Şenay Reyhan, Eğitim Yönetimi Uzmanı Selda Çakır konuşmacı olarak yer aldı."