Kuyumculuk sektörünün en önemli sorunu Nitelikli İş Gücü




Ülkemizin sektör büyüklüğü açısından Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile birlikte dünyanın en büyük beş ülkesi arasında yer aldığı kuyumculuk sektörü, 5 binden fazla üretici, 40 bin perakendeci olmak üzere toplam 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. En önemli sorunlarından birinin nitelikli iş gücü olduğu sektörde, özellikle tasarım konusunda akademik disiplinden geçmiş, yetişmiş eleman bulma sıkıntısı yaşanıyor.

kuyumculuk sektörüKuyumculuk mesleği 5000 yıllık tarihi bir geçmişe sahip. Anadolu'da ise binlerce yıldan beri var olan bir zanaat. Dünya çapında rekabetçi avantajlara sahip olan kuyumculuk sektörünün ülke ekonomisine katkısı çok fazla. Türk kuyumculuk sektörü, sahip olduğu iş gücü, bu topraklardan aldığı tasarım ve üretim gücü ile ülkemizde önemli bir rol üstleniyor. Mücevher üretiminde dünyada ilk beşe, bazı yıllar ilk üçe giren Türkiye, Avrupa’da İtalya’dan sonra ikinci sırada, turistlere mücevher satışında dünyada birinci sırada. Ülkemiz, 2023 yılında Ortadoğu’nun en önemli üretim ve araştırma merkezi olmayı hedefliyor.

Ayhan Güner / Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

ELEMAN AÇIĞININ GİDERİLMESİ İÇİN EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ

ayhan günerMücevher İhracatçıları Birliği (MİB), Türk kuyumculuk sektörünün ihracat kapasitesini geliştirmek amacıyla, yaklaşık 1000 üyesiyle faaliyetlerini sürdürüyor.

Türk kuyumculuk sektörünün dünyadaki mevcut durumu ve dünyadaki yerine ilişkin bilgi veren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner,  şunları söyledi: “Anadolu toprakları ilk tarımın yapıldığı, ilk paranın kullanıldığı topraklardır. İlk yerleşim öbeklerinin oluştuğu bu topraklarda doğal olarak mücevher işleme yeteneği de gelişmiştir. Tarihsel süreç içinde her dönem farklı topluluklar etkili olmuş ve her biri kendisinden öncekilerden devir aldığı yeteneği geliştirmiştir. Bugün Türk kuyumculuk sektörüne baktığımız zaman Kapalıçarşı’daki geleneksel yöntemlerinden kök alan ve küresel ekonominin koşulların ayak uydurmuş bir sektör görebilirsiniz. Türkiye mücevher sektöründe özellikle altından mamul takı üretimi ve ihracatı ile dünyanın ilk 3 büyük ekonomisinden biridir. Çin ve Hindistan sadece nüfus yoğunlukları ile bile çok büyük bir kapasite oluşturmaktadır. Kuyumculuk sektörü çok yüksek oranlarda ithal girdiye dayalıdır. Özellikle önümüzdeki yıllarda artmasını beklediğimiz elmas ve değerli taşlardan mamul mücevher satışları ile çok daha yüksek bir katma değer üretilebilir. Bunun için oluşan katma değeri ithal etmek yerine yurt içinde oluşturmak önemlidir. Bir diğeri ise kuşkusuz Türkiye’nin bir finans merkezi olması noktasında elmas ve değerli taşların rolü… İstanbul’un finans merkezi olmasının taçlandığı nokta elmas borsasındaki üyelik sayısı ve işlem miktarının artmasıdır. Elmas ticaretinin 3 büyük borsadaki hacmi 100 milyar doların üzerindedir ve Türkiye bu pazara da taliptir.”

Sektörün en önemli sorunlarından birinin nitelikli iş gücü olduğunu vurgulayan Güner, bir yandan asgari ücretin yükselme eğiliminde olması bir yandan insanların daha konforlu işlerde çalışmak istemesi gibi faktörlerin istihdamı etkilediğini dile getirdi. Eleman açığının giderilmesi için eğitime önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Güner, “MİB olarak değerli taşlarla geleceği işlemek gibi bir çalışmaya imza attık. Burada AB destekli projeler ile Türkiye’ye yarı ve tam değerli taşların kesilmesi ve işlenmesi konusunda önemli adımlar atılmıştır. İşitme engelli kardeşlerimizin yarı değerli taşları işlemek üzere eğitilmesi ve kuyumculuk meslek eğitimi veren öğretmenlerimizin yine bu anlamda yetiştirilmesi yakın gelecekte elması daha az değerliyle alıp işleyerek ve ihraç ederek daha yüksek bir katma değeri ülkemize kazandıracaktır” diye konuştu.

Güner, kuyumculuk sektöründe çalışmak isteyenlerin, kendi birikim, yetenek ve arzu ettikleri konuyla ilgili eğitimlerinin uygun olmasının şart olduğunu da ifade ederek, “Yaratıcı kişilerin tasarımcı olması gibi insanlar yeteneklerini ve kapasitelerini anlamalı ve sabırla kendilerini yetiştirmelidir” dedi.

Prof. Dr. A. Emel Geçkinli / İstanbul Ticaret Üniversitesi

ÖĞRENCİLERİN STAJ YERİ SEKTÖR TARAFINDAN SAĞLANIYOR

emel geckinliMücevherat Mühendisliği alanında eğitim dünyada bir ilk olarak İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ve Tasarım Fakültesi’nde veriliyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevherat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. A. Emel Geçkinli, bu mühendislik alanının İmalat Mühendisliği’nin bir alt dalı olup Malzeme Bilimi ve Mühendisliği, Kimya-Metalurji Mühendisliği, Mineraloji, Gemoloji ve Tasarımı içeren çok disiplinli bir alan olduğunu dile getirdi. “Mücevherat Mühendisliği’nde eğitim dili İngilizce olup, İngilizcesi yetersiz olan öğrencilerin bir yıl İngilizce Hazırlık sınıfına devam etmeleri gerekir” diyen Prof. Dr. Geçkinli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitimin ilk iki yılında, diğer mühendislik alanlarında olduğu gibi dersler ağırlıklı olarak Temel Bilimler ve Temel Mühendislik derslerini kapsamaktadır. Üçüncü ve dördüncü yıllarda dersler mesleki ağırlıktadır. Bölümü kazanan öğrencilerin %50 si tam, geri kalanı ise %50 bursludur.”

Öğrencilerin staj yerinin sektör tarafından sağlandığını belirten Prof. Dr. Geçkinli, “Stajlar küçük atölyelerde değil, seri  üretim yapan büyük ölçekli işletmelerde yapılmaktadır. Bölümün sektör yöneticilerinden oluşan Danışma Kurulu vardır. Ayrıca, İstanbul Ticaret Odası, Kuyumculuk Meslek Komitesi ile görevlendirilmiş Bölüm öğretim üyeleri,  ayda bir kez bir araya gelerek sektörle işbirliği içindedir” dedi.

Mücevherat Mühendisliği bölümü mezunlarına “Mücevherat Mühendisliği” diplomasının verildiğini belirten Prof. Dr. Geçkinli, “Bölümümüz mezunları, seri üretim yapan firmalarda çalıştığı gibi kendi iş yerlerini de kurabilir ve bu konuda devlet teşviklerinden yararlanabilir. Mezunlar, kıymetli taşların tanımlanması, sertifikasyonu, alım-satımı ve ekspertiz işlerinde, darphane, altın rafinerisi, altın-gümüş kaplama işletmeleri, ayar tespit laboratuvarlarında, ayar alaşımların üretiminde, altın ve kıymetli taş borsasında, bilgisayar destekli mücevher tasarımı ve üretiminde görev yapabilir” diye konuştu.

Bölümde okumak ve bu sektörde kariyer yapmak için diğer mühendislik alanlarında okuyan öğrencilerin özelliklerine sahip olmak gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Geçkinli, ayrıca, deney ve araştırma yapma yeteneklerinin olması gerektiğini söyledi.

Ülkemizde milli gelirin yükselmesi, nüfusun genç olması, coğrafi konumunuz, dünya genelinde zenginliğin her yıl ortalama %10 mertebesinde artması, mücevher ve lüks eşyaya olan talebi arttıracağını kaydeden Prof. Dr. Geçkinli, bölümün, kalifiye elemana ihtiyacını karşılamak amacı ile sektörün talebi üzerine kurulduğunu dile getirdi.

Sektörde her düzeyde ve üretimin her aşamasında elemana ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Prof. Dr. Geçkinli ayrıca,  kıymetli metallerin geri kazanımı, yeni üretim teknolojilerin uygulanması, pırlanta ve diğer renkli kıymetli taşların sertifikalandırılması, bilgisayar destekli mücevher tasarım ve imalatı, markalaşma ve pazarlama alanlarında eğitimli eleman ve eğitici eleman açığının bulunduğunu ifade etti.

Yrd. Doç. Dr. Berna Karaçalı / İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi

MEZUNLARIMIZ GENİŞ YELPAZELİ İŞ OLANAKLARINA SAHİP

berna karaçalıTasarım disiplinleri içinde özel konumuyla giderek öne çıkan Takı Tasarımı Bölümü’nün çağdaş yaklaşımları ve yenilikçi arayışları bir arada tutan vizyonuyla ayrıcalıklı bir program olarak var olduğunu söyleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Takı Tasarımı Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Berna Karaçalı, “Bu ayrıcalıklı konum; üniversitemizin Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi bünyesinde yapılanmış olmanın avantajıyla, alanında söz sahibi ve yaratıcı nitelikleri öne çıkan tasarımcı kimlikler yetiştirme hedefimizi de destekliyor. Öğrencilerimiz, bu hedef doğrultusunda; tasarım kavramını, dilini ve tasarlama sürecini iyi bilen, yaratıcı yönüyle öne çıkan kimlikler olarak, mücevher ve takı sektörü için yeni alternatifler üretebilir niteliklerle yetiştiriliyor. Eğitim programımız en genel hatlarıyla, düşünsel süreçlere dayanan tasarlama ve üretim anlayışı ile teorik ve pratik alanların birbirini tamamladığı, benzerlerini geride bırakan bir sistem içinde yürütülüyor. Eğitimin en önemli bileşeni olarak “öğrenci”yi görüyoruz ve buradaki yaratıcı potansiyeli keşfetmeyi, bu potansiyeli pozitif yönde kışkırtmayı ve üstün bir düzeye taşımayı hedefliyoruz. Bu bağlamda; alanında en iyilerden oluşan, seçkin bir akademik kadro ile hareket ediyor, maddi manevi tüm imkanları ve sınırları zorluyoruz” diye konuştu.

Programın ilk yılı ağırlıklı olarak Temel Sanat Eğitimi'ne odaklanıldığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Karaçalı, “Bu süreç, sanat ve tasarım disiplinlerinin temeli olan görsel dil ve görsel düşünme üzerine odaklıdır. Tasarım kavramına ilişkin tüm sorunların tartışıldığı uygulama ağırlıklı programımız, teorik içerikli diğer temel derslerle desteklenerek 2. yıldan itibaren alanın kendi dinamiklerine odaklanıyor. Bu bağlamda 'Metalurji', 'Gemoloji', 'Çağdaş Metal Uygulamaları', 'Bilgisayar Destekli Tasarım', 'Takı Üretim Teknikleri', 'Takı Tasarımı' gibi malzeme ve teknik bilgileri kapsayan tasarım süreçleri ile ilgili derslerin yanında teorik içerikli derslere de yer vererek, öğrencilerimizi akademik ve pratik anlamda yetkin bir noktaya taşıyoruz. Önemli bir adım da, 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı başında açılışını gerçekleştirdiğimiz 400 m2’lik alana yayılan ‘ONSA Uygulama Birimimiz’ oldu. Öğrencilerimiz, gerçek bir mücevher üretim fabrikası içinde üretimin tüm aşama ve süreçlerini görerek, gerçek malzemeye dokunarak eğitim alıyorlar. Bu ayrıcalıklı oluşum, öğrencilerimize gelecekle ilgili kariyer planlamalarında hangi alanda uzmanlaşacakları konusunda önemli bir fırsat sunuyor. Her aşamayı görerek, deneyimleyerek kendi yatkınlıklarına göre uzmanlık alanlarını belirleme şansları oluyor” diyerek sözlerini sürdürdü.

Altınbaş Holding tarafından desteklenen bölümün öğrencilerine önemli avantajlar sunduğunu belirten Doç. Dr. Berna Karaçalı, “Fakültemizin sahip olduğu atölye ve laboratuvar ve staj olanaklarının yanı sıra; bölümümüzde uygulanan CO-OP (okurken çalışmak) sistemi ve sektörel ilişkilerle desteklediğimiz çağdaş eğitim modelimiz çerçevesinde, sektörün sahip olduğu deneyim ve yeni teknolojik olanaklar da eğitim programımızın ağırlıklı parçası haline gelmiştir. Böylelikle; iş yaşamının içinde deneyim kazanma şansı bulan öğrencilerimizin doğrudan iş hayatına geçişleri de sağlanmaktadır” dedi.

“Konusunda uzmanlaşmış eğitim-öğretim kadromuz ve diğer olanaklarımız sayesinde mücevher ve çağdaş takı tasarımı konusunda güçlü bir donanıma sahip olan mezunlarımız mücevher ve takı sektöründe aranan konumda geniş yelpazeli iş olanaklarına sahiptir” diyen Doç. Dr. Karaçalı, bu bölümü okumak için ilgili adayların, giriş sınavlarında merkezi sistem tarafından gerçekleştirilen LYS sınavından TM-3 Puan türünden giriş yılı için ilan edilen gerekli taban puanı almasının yeterli olduğunu ifade etti. Bunun dışında günü takip eden, deneyime açık, entelektüel olarak meraklı, gözlem yeteneği güçlü, farklı düşünen ve özel olarak tüm sanat ve tasarım disiplinlerine ilgi duyan adayların bu alanda başarılı olma şanslarının çok yüksek olacağını söyleyen Doç. Dr. Karaçalı, Ulusal ve uluslararası ölçekte, tasarım alanında özellikle 'mücevher tasarımı' ciddi bir rekabet alanı olarak var olmayı sürdürmektedir. Yine ulusal ve uluslararası alandaki rekabet ortamını da hesaba katarsak, öğrenim sürecinin başından sonuna, hem akademik anlamda, hem de pratik anlamda ciddi bir disiplin gerektiğini belirtmek gerekiyor. Diğer taraftan, sektörün kalite anlamındaki beklentilerini tasarımınız ve ürettiğiniz ürünün çok yüksek standartta olması şartıyla karşılamanız gerekiyor" dedi.

Sektörün genel olarak, mücevher ve takı tasarımın tüm süreçleri içinde bu disiplini karşılayan farklı nitelikte farklı elemanlara ihtiyaç duyduğunu belirten Doç. Dr. Karaçalı, bu bağlamda; tüm tasarım disiplinlerinde olduğu gibi mücevher sektörünün de ulusal ve uluslararası alanda nitelikli, tasarımcı kimliklere her zaman ihtiyaç duyduğunu söyledi. Yetişmiş elemanın kalitesi konusunda sektörün ciddi sıkıntıları olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Doç. Dr. Karaçalı, “Özellikle tasarım konusunda akademik disiplinden geçmiş, yetişmiş eleman bulmak çok zor. Bölümümüzün, ülkemizde Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi bünyesinde kurulmuş ilk Lisans Programı olarak bu bağlamda önemli bir rolü olduğunu ve büyük bir boşluğu kapatacağını düşünüyorum. Uluslararası ölçekte düşünmek ve tasarım disiplinlerinin tümü için akademik eğitimin önemi üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor" şeklinde konuştu.

Ali Bulut / Altınbaş Holding CEO’su

YENİ MEZUNLAR İÇİN HER BİRİMDE SÜREKLİ İŞ İMKANI YARATIYORUZ

ali bulutTürk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün 5 binden fazla üretici, 40 bin perakendeci olmak üzere toplam 400 bin kişiye istihdam sağladığını söyleyen Altınbaş Holding CEO’su Ali Bulut, bu büyük sektörün, istihdamda da Türkiye’nin yüzünü güldürecek bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti.

Altınbaş Holding'de işe alınan adayların önce 1 aya kadar süren bir oryantasyon programına tabi tutularak şirketi, grup kültürünü ve misyon ve vizyonunu tanımalarının sağlandığını belirten Bulut, "Aldıkları bu eğitimin ardından görev yerlerinde çalışmaya başlıyorlar. Yeni mezunlar için her birimde sürekli iş imkanı yaratıyoruz" dedi.

Sektör deneyimi olan nitelikli personelin her zaman kolaylıkla bulunmadığını ifade eden Ali Bulut, "Bu yüzden kendi insan kaynakları gereksinimlerimizin karşılanması ve çalışanlarımızın kariyer gelişiminin desteklenmesi için Altınbaş Gelişim Akademisi’ni kurduk. Kemerburgaz Üniversitesi ile birlikte oluşturduğumuz bu yapıda işe alımdan meslek içi gelişim ve kariyer koçluğuna kadar çalışanlarımızın tüm gereksinimlerine en üst düzeyde yanıt vermeye çalışıyoruz" diye konuştu.

Bulut, çalışanlarının kariyer gelişiminin desteklenmesi için Altınbaş Gelişim Akademisi olarak yürüttükleri çalışmaların yanı sıra, her fırsatta ve çok sayıda motivasyon ve şirket içi iletişimi arttırıcı etkinlik düzenlediklerini belirterek, "Her düzeyde çalışanlarla düzenli kahvaltı buluşmaları, beyin fırtınası ve arama toplantıları, bölgesel buluşmalar gibi etkinlikler çalışma hayatımızın bir parçası halinde. Bu faaliyetlerin Yönetim Kurulu Başkanımız İmam Altınbaş’ın teşviki ve bizzat katılımı ile düzenlendiğini de ifade etmekte yarar var. Mücevher Sektörü, organize perakende alanında biraz geriden geldiği için, sektörümüzde genç profesyoneller için her seviyede çok cazip kariyer imkanları mevcut. Bu bağlamda biz de organizasyonumuzu sürekli yeni katılımlarla güçlendirmeye devam ediyoruz" diyerek sözlerini sürdürdü.

Yeni açılan ve açılacak mağazaların yönetimi ve merkezden desteklenmesi için yaklaşık 150 kişiye yeni iş alanı doğacağını belirten Bulut, bu pozisyonların Mağaza Yönetiminden, İletişim, CRM, Görsel Mağazacılık, Emlak Yönetimi, İT ve Satış Danışmanlığına kadar her düzeyde olacağını ifade etti.

Altınbaş çalışanlarının büyük bölümünün 30 yaş kuşağında ve üniversite mezunlarından oluştuğunu söyleyen Ali Bulut, "Önemli bir bölümü lüks ürün perakendeciliğine bizimle adım atıp burada deneyim kazanan ve kariyer yapan arkadaşlarımız. Ortalama çalışma süresi ise 8 yıl civarında. Perakende sektörü genelinde bakıldığında bu oldukça yüksek bir seviye" dedi.

RAKAMLARLA TÜRK KUYUMCULUK SEKTÖRÜ

• Her 1.000 istihdamda sektörün istihdamı:6 (SGK - 2014)

• Sektördeki her 1.000 istihdamda mühendis sayısı: 7 (TOBB - 2014)

• Her 1.000 işyerinde sektörün işyeri sayısı: 11 (SGK - 2014)

• 2014’te açılan her 1.000 şirkette sektörün şirket sayısı: 14 (TOBB - 2014)

• İhracat (milyar $): 3,1 (TÜİK - 2014)

• İthalat (milyar $): 1, 0 (TÜİK - 2014)

• En Büyük 1000 Sanayi Kuruluşu arasında sektörün kuruluş sayısı: 7 (İstanbul Sanayi Odası - 2013)

• En Büyük 500 Şirketi arasında sektörün şirket sayısı: 5 (Fortune - 2013)

• En Fazla İhracat Yapılan (milyar $) : 1. BAE 1,5 2. İran 0,8 3. Irak 0,5 (TÜİK - 2014)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.