banner

Özel öğretim kurumları zor bir dönemden geçerken, neler yapılmalı?




Hami Koç /Eğitimci - Sosyolog

hami_kocSayın Yusuf Tekin Bey’in yeni Millî Eğitim Bakanı olarak göreve gelmesinden sonra Ankara’da özel öğretim kurumları temsilcisi olan dernek başkanı arkadaşlarım ve üyelerle çok önemli bir toplantı gerçekleştirdik. Tam gün çalıştay şeklinde bütün konuların konuşulduğu toplantıya Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürümüz Sayın Fethullah Güner ve daire başkanlarımız (genel müdür yardımcıları) teşrif ettiler. Gün boyunca hemen hemen bütün temsilcilerden, özel öğretim kurumlarının meselelerini ve bunlara ait çözüm tekliflerini itina ve sabırla dinlediler. Doğrusu, katılımcı sektör temsilcileri ve eğitimciler hemen her şeyi bütün açıklığıyla dile getirdiler. Sayın Genel Müdür’ümüz ve ekibi çok müspet bir yaklaşımla bütün konuşmacıları dinlediler ve gerektiğinde de bazı izahatta bulundular.
Sektör temsilcileri olarak toplantıya, Sayın Bakan’ımızın ve özel öğretim kurumlarından sorumlu bakan yardımcımızın teşriflerini bekliyorduk ancak kendileri Külliye’deki toplantıda olmaları hasebiyle çalıştayda bulunamadılar.
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI ZOR BİR DÖNEM GEÇİRİYOR
Özel Öğretim kurumları beş yıldır, bazı kararlar ve doğru olmayan yaptırımlarla çok zor günler geçirmekte. Pandemi sürecinde bütün kurumlar ayakta kalmaya çalıştı. Bu yılın şubat ayında maalesef 11 vilayetimizi etkileyen, asrın en büyük felaketi olan depremin akabinde özel öğretim kurumları, okulları ve kurslarıyla kendilerine bir teklif gelmeden kendi aralarında organize olarak deprem bölgesinde zarar gören ailelerin on binlerce evladına, bu yıl, deprem bölgesi dışındaki eğitim kurumlarında hiçbir ücret almadan ilgili sınıflara yerleştirerek eğitim ve öğretim hizmeti verdi. Mali sıkıntılarına rağmen özel öğretim kurumları bu hizmeti bir vatandaşlık görevi ve şeref addetti, bunun için de çok ciddi gayret gösterdi. Bu elim deprem felaketinde aziz milletimiz, ülkemiz, bütün özel-resmî kurumlarıyla ve ferdî olarak hem kendi içimizde hem de dünyaya çok büyük dersler verecek ve örnek olacak icraatlar ortaya koyduk.
Kahramanmaraş’ta çocuklarını ve torunlarını depremde kaybeden eğitimci duayen bir abimiz, acısını yüreğine basmış; günlerce, okulun bütün imkânlarını seferber ederek zelzelede hayatta kalan insanlara ekibiyle sıcak yemek çıkarmıştı. Bunun yüzlerce, binlerce örneğini hep beraber gördük ve yaşadık. Ama bütün bunlara rağmen kendini bilmez bazı zavallılar, bu muhteşem birlikteliği görmezden geldi. Bu tür basit insanlar, gerçek olmayan ve insaf dışı akıl almaz düşüncelerini sosyal medya hesaplarında pervasızca ifade etmişler, saçma sapan yorumlarıyla cansiparane çalışan milyonlarca kadirşinas insanımızın vicdanını sızlatmıştır. Cenab-ı Hak aziz milletimize ve bütün insanlığa böyle büyük acıları bundan sonra bir daha göstermez inşâallah.
ÖZEL OKULLARLA ALAKALI TEMEL KONULAR
Beş yıl öncesinde MEB Müsteşarı olarak büyük hizmetleri olan Sayın Bakan’ımız ve ekibinin özel öğretim kurumlarının bütün meselelerini bildiğini düşünüyoruz. Umarız Sayın Bakan’ımızın bakanlığı döneminde kendileriyle daha önce görüştüğümüz ve çalıştayda da ifade ettiğimiz konular bir bir çözülür ve yüz binlerce evladımızın çok daha iyi hizmet alma kapıları ardına kadar aralanır.
Aşağıda bir kısmını sıraladığım ve sektörün tamamının da mutabık kaldığı konular hayata geçirilirse Sayın Bakan’ımız ve ekibi tarihe geçeceği gibi milyonlarca öğrencimiz, velimiz ve eğitim sektörünün fertleri tarafından da hayırla yâd edilecektir.
Çalıştayda konuştuğumuz onlarca konu içinden birkaç tanesini siz kıymetli okuyucularıma arz etmek istiyorum:
• Millî Eğitim Bakanlığı; hükûmetin de desteğiyle, özel öğretim kurumlarında görev yapan 250.000’in üzerindeki eğitimciye, resmî kurumlarda devlet memuru olarak görev yapan öğretmenlere tanıdığı bütün hakları tanımalıdır. Mesela, yıllarca çok büyük özveriyle çalışan özel okullardaki öğretmenler SGK’lı olmalarına rağmen diğer devlet memurları gibi yeşil pasaport alamamaktadırlar! (Üstelik, konunun muhataplarının bildiği gibi özel okullarda öğretmen olmak, resmî kurumlarda öğretmen olmaktan çok daha zor şartlara haizdir.) Hâlbuki bazı özel sektör temsilcilerine bu imkân sağlanmıştır! Bu ülkenin en önemli hizmet alanı eğitim sektörü olduğuna göre özel kurumlarda çalışan yüz binlerce öğretmen bundan mahrum bırakılmamalı, ayrıca bazı konularda pozitif ayrımcılık yapılarak taltif edilmelidir.
• Eğitim öğretimde; sportif, sosyal aktivite ve başarılarda özel okulların, sektör için lokomotif görevi yaptığı, akl-ı selim olan herkes tarafından kabul edilmektedir. İyi düşünüldüğünde başarılı olmayan/olamayan bir özel okulun ayakta durması mümkün olmadığı gibi hiç kimseye bahane bulmadan sektörden kendiliğinden çekilmektedir. Bu süreç, her sektör için tabii bir durumdur.
• Özel kurumlarda çalışan eğitimcilerin kuruma maliyeti, resmî kurumlarda çalışan öğretmenlere göre yaklaşık üç misli fazladır. Devlet, toplumun refahı için çeşitli sektörlere çok ciddî teşvikler vermektedir. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen ve diğer personele de işçi ve işveren SGK desteğini devlet bir an önce hayata geçirmelidir. Bu desteğin hazineye mali olarak götürüsü olmayacağı gibi çok ciddi getirisi olacağı malumdur.
• Bazı sektörlerde KDV sıfır veya yüzde birdir. Ülkenin en önemli sektörü olan eğitim sektöründe de KDV %1’e indirilmelidir. Böylece resmî okulda çocuğunu ücretsiz okutacakken büyük bedeller ödeyerek özel kuruma gönderen velilere buradan bir destek sağlanmış olacaktır.
• Devlet; kendi iyiliği, ülkesinin ve evlatlarının menfaati için özel okullarda okuyan öğrencilere resmî kurumlarda okuması durumunda harcadığı kişi başına düşen maliyeti veliye ödemelidir.
• Bazı Avrupa ülkelerinde, devletin özel okul giderinin yüzde seksenini karşıladığını biliyoruz. O ülkeler bu desteği, girişimcinin ve velinin; girişimcilik, organizasyon masraflarını ve bir kısım masrafları üstlenmesi, devlete yardımcı olması hasebiyle vermektedir.

İŞTE İLAÇ GİBİ GERÇEKÇİ ÇÖZÜM TEKLİFLERİ
Bakın, sadece bu üç teşvik şekliyle neler oluyor neler:
1- Yeni hiçbir okul açılmasa bile mevcut özel okullardaki 1.500.000 boş kontenjan dolacak; dünyanın 25 yıldır konuştuğu ve her platformda örnek gösterilen Finlandiya’nın, üniversite öncesi toplam öğrenci sayısının üç katına yakın öğrencimiz, dünya standartlarında eğitim almaya devam edecektir. Böylece Sayın Bakan’ımızın müsteşarlığı döneminde ifade ettikleri özel okulların gecikmeli olarak da olsa %15 oranına ulaşması çok kolay olacak ve kendiliğinden gerçekleşecektir.
2- Özel okullara geçiş sebebiyle resmî okullardaki sınıf mevcutları ideal sayıya yaklaşacaktır. Böylece resmî kurumlarda eğitim ve öğretim niteliği artacaktır.
3- Bu sene en son resmî kurumlara 45.000 öğretmen ataması yapıldı, bundan sonraki süreçte ise artık devletin yüksek sayıda öğretmen ataması ihtiyacı olmayacaktır. Bu teşvikler verildiği takdirde özel öğretim kurumları azami iki yılda, 200.000’e yakın eğitimci ve diğer çalışanları istihdam edecek; bu da Türkiye’nin işsizlik sayısının azalmasına çok ciddi katkıda bulunacaktır. Devletin yaklaşık 8-10 yılda atayacağı öğretmeni özel okullar iki yılda istihdam edecektir.
Şu an itibariyle özel okullar1.500.000’lik boş bir kontenjana sahip. Özel öğretim kurumları bu öğrencileri aldığı zaman sadece sınıflarına teknik donanım malzemesi alma durumu olacaktır.
Özel kurumların kurucuları, yöneticileri hareket kabiliyeti yüksek girişimcilerdir. Bu girişimciler, veliler ve öğrenciler için her türlü imkânı kısa sürede en iyi şekilde hazırlayacaklardır. Devlet bu desteği sağladığı takdirde bu girişimciler, sadece teknik donanım konusunda yatırım yaparak kurumlarında öğrencilerle öğretmenlerini buluşturacaklardır.
Yukarıda arz ettiğim husus, gençlerimizin yüksek menfaati için çok mühim, hayata geçirilmesi çok kolay ve ülke menfaati için çok zaruri ve önemli bir durumdur. Yıllardır görüştüğümüz en üst seviyedeki bürokrat ve yetkililerle bu konuları detaylı bir şekilde mütalaa ettik. Bunların hayata geçirilmesi sadece irade meselesidir. Ülkemiz bunu hayata geçirecek güce ve imkâna sahiptir.
Bunlar olduğu takdirde özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz de resmî kurumlarda çalışan öğretmenlerin maaşı kadar maaş alma imkânına kavuşacaktır. Bu müthiş fırsat değerlendirmezse bir müddet sonra hevesi kırılan eğitim yatırımcılarını bulmak belki çok zor olacaktır.
Ayrıca kanun, yönetmelik ve yönergelerde; özel kurumları, okulları ve çeşitli kurslarıyla sıkıntıya sokan uygulamalardan da bir an önce düzenlemeler yapılarak vazgeçilmesi (Ki bazı önemli düzenlemeler Ağustos 2023 itibarıyla yapılmış olup, sayın bakanımıza ve ekibine müteşekkiriz.) bunların mantıklı ve sürdürülebilir bir şekilde hayata geçirilmesi toplum menfaati için çok önemlidir. Böylece toplumun en saygın zümresi olan eğitimciler, eğitim girişimcileri, öğretmenler; çifte standartlardan ve onları sıkıntıya sokacak söylemlerden kurtulurlar.
TEKLİFLERİMİZİN ÜLKE MENFAATİ İÇİN NET SONUCU
Netice itibariyle bu tekliflerimiz yerine getirildiğinde;
1- En az 1.500.000 öğrenci daha gelişmiş ülkelerin standartlarında eğitim almaya devam edecektir.
2- Resmî okullardaki (devlet okullarındaki) sınıf mevcutları azalacak, dolayısıyla eğitim kalitesi de artacaktır.
3- 200.000’in üzerinde eğitimci ve başka meslek sahibi olanlar, iş sahibi olacak; böylece ülkenin işsizlik problemine de ciddi bir şekilde katkıda bulunulmuş olacaktır.
4- Özel okullardaki öğretmenler, maddi manevi daha mutlu olacaklardır. Bu durumun da okullarda eğitimin kalitesine çok yönlü olarak direk katkısı olacaktır.
5- Kamuoyunda, büyük ölçüde özel öğretim kurumlarıyla alakalı, gerçeği yansıtmayan negatif algı ve düşünceler müspet/pozitif anlayışa dönüşecektir. Bu sayede eğitim öğretim camiası bütün paydaşları ile azami derecede istifade edecektir.
Kazanan; eğitim sektörümüz, öğrencilerimiz, velilerimiz dolayısıyla da ülkemiz olacaktır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.