Türk Eğitim Sisteminde Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin Yabancı Dil Eğitimine Eleştirel Bir Bakış
- Ayrıntılar
- Kategori: EĞİTİM VE REHBERLİK MAKALELERİ
- Perşembe, 26 Eylül 2024 16:31 tarihinde oluşturuldu
Prof. Dr. Cem Balçıkanlı - Akademisyen- Yazar
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında eğitim sisteminde kapsamlı bir dönüşüm sürecini temsil etmektedir. Modelin temel amaçlarından biri, öğrencilerin küresel dünyada rekabet edebilecek bilgi ve becerilere sahip olmasını sağlamak, bunu yaparken de milli ve manevi değerleri ön planda tutmaktır. Ancak bu iddialı hedefler doğrultusunda yabancı dil eğitimine yaklaşımı değerlendirdiğimizde, bazı eleştiriler kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu kısa yazıda bu noktalara eleştirel bir gözle değinmeyi planlıyorum.
Yabancı Dil Eğitiminin Gerçekçi Olmayan Beklentileri
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, yabancı dil eğitimine erken yaşlardan itibaren büyük önem vermekte ve öğrencilerin en az bir yabancı dili akıcı bir şekilde öğrenmelerini hedeflemektedir. Bu “en az bir yabancı dili akıcı bir şekilde öğrenme” hedefinin hazırlanan her programda aynı şekilde ifade edildiği görülmektedir. Ancak mevcut eğitim sisteminin altyapısı, öğretmenlerin dil öğretimindeki yetkinliği ve kullanılan materyallerin bazı açılardan eksik olması göz önüne alındığında, bu hedefin ne kadar gerçekçi olduğu sorgulanmalıdır. Türkiye'de uzun yıllardır yabancı dil eğitimi alan öğrencilerin büyük bir kısmı, yıllarca süren eğitime rağmen dilde akıcılık kazanmakta zorlanmaktadır. Bu olumsuz tablonun oluşmasında elbette pek çok etken göze çarpmaktadır. Bu durum, sadece müfredatın yeterliliği ile değil, aynı zamanda öğretim yöntemlerinin etkinliği, öğretmenlerin niteliği ve dil öğrenmeye ayrılan süre ile de ilgilidir. Devlet okullarında eğitim gören bir ikinci sınıf öğrencisinin haftada sadece iki saat yabancı dil dersinin olması hedeflere ulaşmanın önündeki en büyük engellerden biridir.
Öğretmen Yetiştirme Sorunu
Yabancı dil eğitiminin kalitesi, büyük ölçüde öğretmenlerin niteliğine bağlıdır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, öğretmenlerin sürekli mesleki gelişimine vurgu yapsa da mevcut öğretmen yetiştirme programları, nitelikli dil öğretmenleri yetiştirme konusunda yetersiz kalmaktadır. Özellikle İngilizce öğretmenlerinin büyük bir kısmı, dilde yeterli düzeyde akıcılık ve pedagojik bilgiye sahip olmadan mezun olmaktadır. Sayıları büyük bir hızla artan Eğitim Fakültelerin nitelikli eğitim konusunda büyük soru işaretlerine sahip oldukları artık iyi bilinen bir gerçektir. Bu durum, dil eğitiminin kalitesini doğrudan olumsuz etkilemektedir. Ayrıca modelin önerdiği çok dilli eğitim yaklaşımı, daha fazla öğretmen kaynağı gerektirecektir, ancak mevcut öğretmen açığı bu hedefin gerçekleştirilmesini zorlaştırmaktadır.
Erken Yaşta Dil Eğitimi ve Uygulamadaki Zorluklar
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, dil öğrenmenin erken yaşta başlaması gerektiğini savunuyor ve bu bağlamda anaokulundan itibaren yabancı dil eğitiminin başlatılmasını öneriyor. Ancak bu yaklaşımın uygulamaya konulmasında karşılaşılan zorluklar göz ardı edilmemelidir. Türkiye'deki birçok okulda yabancı dil eğitimi, gerekli kaynaklar ve donanımlı öğretmenler eksik olduğu için etkili bir şekilde uygulanamamaktadır. Kaldı ki Millî Eğitim Bakanlığı’nın erken çocukluk dönemine ilişkin herhangi bir öğretim programının bulunmaması da yabancı dil eğitiminin mümkün olduğunca erken yaşta başlayabilmesine dair bir engel teşkil etmektedir. Bu nedenle, erken yaşta yabancı dil eğitimi, doğru bir pedagojik yaklaşımla desteklenmediğinde, beklenen sonuçları vermeyebilir.
Teknoloji Destekli Dil Eğitimindeki Eşitsizlikler
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, teknolojinin yabancı dil eğitiminde etkin kullanımını desteklemektedir. Dijital kaynaklar, çevrimiçi dil öğrenme platformları ve yapay zeka destekli uygulamalar, dil eğitiminde önemli araçlar olarak görülmektedir. Ancak bu tür teknolojilere erişim, Türkiye genelinde öğrenciler arasında büyük eşitsizliklere yol açabilir. Özellikle kırsal bölgelerde ve sosyoekonomik olarak dezavantajlı ailelerden gelen öğrenciler, bu teknolojilere erişimde zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, dil eğitimi kalitesinde şehirler ve bölgeler arasında önemli farklılıkların oluşmasına neden olabilir.
Kültürel Duyarlılık ve Dil Eğitiminin Yetersizliği
Dil öğrenimi, sadece dil bilgisi ve iletişim becerileri kazandırmaktan ibaret değildir; aynı zamanda, dilin konuşulduğu kültürle de derin bir bağ kurulmasını gerektirir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu durumu kabul etmekle birlikte, yabancı dil eğitimi kapsamında kültürel duyarlılığı artırma konusuna yeterince odaklanmamaktadır. Öğrencilere sunulan müfredat, genellikle yüzeysel bir kültürel bilgi sağlamakta, dilin arkasındaki kültürel kodları ve toplumsal bağlamı anlamalarını sağlayacak derinlikten yoksun kalmaktadır. Bu durum, öğrencilerin gerek dilde akıcılık kazanmasına olanak tanımazken gerekse kültürel farkındalık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmekte yetersiz kalmalarına yol açmaktadır.
Sonuç: Beklentiler ve Gerçekler Arasında
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, yabancı dil eğitimi konusunda iddialı hedefler ortaya koymakta ve bu hedeflere ulaşmak için çeşitli stratejiler sunmaktadır. Ancak, mevcut eğitim sistemi, eğitsel araçlardaki yetersizlik ve karmaşa, öğretmenlerin niteliği, teknolojik altyapı ve öğrenciler arasındaki eşitsizlikler gibi yapısal sorunlar, bu hedeflerin ne derece gerçekleştirilebilir olduğunu sorgulamaya açmaktadır. Model, yabancı dil eğitiminin önemini vurgularken, bu eğitimin niteliksel olarak nasıl geliştirileceği, uygulamada karşılaşılan zorlukların nasıl aşılacağı ve kültürel kimlikle olan dengenin nasıl korunacağı konularında daha somut ve gerçekçi yaklaşımlar sunmalıdır.
Eğitimdeki reformların başarılı olabilmesi için, yabancı dil öğretiminin sadece bir hedef olarak belirlenmesi değil, bu hedefe ulaşmak için gerekli olan tüm kaynakların ve stratejilerin titizlikle planlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin yabancı dil eğitimine dair iddialı söylemleri, pratikte beklenen sonuçları vermekte yetersiz kalabilir.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.