banner

Özel okullar pandemi sürecini özveriyle yürüttü




Pandemi nedeniyle yaşanan olumsuzlukların özel okullara etkileri hakkında sorularımızı yanıtlayan TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk, “Özel okullarımızın, sektörünün köklü güven deneyimi ile bu süreçte ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu vurgulamak isterim.” diye konuştu. Öztürk, sektörle ilgili gelecek döneme ilişkin öngörülerini aktarırken, dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyledi.

zafer_ozturk_yeniPandemi ile ortaya çıkan şartlar özel okulculuk dünyasını nasıl etkiledi? Bu kapsamda son 1 yılın tablosu ile ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?
Pandemi sürecinin duyurulduğu Mart 2020 tarihinden bu yana her alanda yaşanan yeni uygulama kuralları ve kısıtlamalar, eğitim kurumlarında da etkili oldu. Doğal olarak özel okullar da bu olumsuzluktan, tabiri caizse payına düşeni aldı. 2020 ve 2021’de ( tamamı pandemiden dolayı olmasa da) 938 özel okul kapandı, 882 özel okul devir işlemi yaptı. Kapanan ve devredilen özel okullardan dolayı sektörde, 49 bin 954 öğrenci kaybı yaşandı. Bununla birlikte eğitim ücretlerinin ödenmesinde ve kayıt yenilemelerinde zorlukların yaşandığını da belirtmek gerekir. Özel okullardaki bu devir ve kapanmalar sonucu oluşan öğrenci hareketliliğinden dolayı 4 bin 940 öğretmen de işten ayrılmak durumunda kaldı. Özel okulların bu dönemde büyük özverilerde bulunduklarını ve süreci en az tahribat ile atlatmak için yoğun gayret gösterdiklerini belirtmek isterim.
Bu süreçte zorunlu olarak yapılan uzaktan öğretim çalışmalarından öğrencilerimizin istenen düzeyde yararlanabilmesi için özel okullar yaşadıkları mali sıkıntılara rağmen ciddi harcamalar yaparak, sonraki dönemlerde de uygulanabilecek olan uzaktan öğretim ortamını oluşturdular. Öğretmenlerimizin dijital becerilerinin dönüşümünü hızlı bir şekilde sağlamayı başardık.

TUBİTAK RAPORUNDA ÖZEL OKULLAR
Sektör bu dönemde nasıl bir performans ortaya koydu? Özel okulculuk dünyasında oluşan kaygı ve beklentiler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Pandemi dönemine bağlı olarak uzaktan öğretim uygulamasının ne kadar devam edeceği maalesef tahmin edilemiyordu. Bu düşünce halen devam etmektedir Özel okulların online öğretim için ciddi miktarda yatırım yapmak zorunda kalmış olması, özel okullarda yaşanan %15’lik öğrenci kaybı, öğretmen aylıkları, diğer personel giderleri, işletme masrafları, kira ödemeleri gibi giderler ve bu sürecin velilerimizin mali durumları üzerinde yaptığı ve yapacağı etkilerin okullarımızı da etkileyeceği kuşkusuzdur.
Ancak bir yılı aşkın bir süreden bu yana yaşanan gelişmeler üzerine Prof. Dr. Feza Orhan’ın proje yürütücüsü olduğu“COVID-19 Sürecinde Uzaktan Öğretme Süreci İle İlgili İlk ve Ortaöğretim Öğrencilerinin Algıları ve Duygularına Yönelik Bir Analiz” başlıklı TÜBİTAK raporu hazırlanmıştır. Bu raporda belirtilen verilere bakınca sürecin özel okullarca başarılı şekilde yönetildiği, bunun velilerce de gözlemlendiği, dolayısıyla gelecek için çok kaygı verici bir durumun olmadığı görülmektedir.
Raporda; pandemi döneminde, uygulanan uzaktan öğretimde, derslere uzaktan erişim için dizüstü bilgisayar kullanımı özel okullarda (%58.90) resmi okullarda (%39.70) olarak belirtilmiştir. Derslere düzenli olarak giren öğrencilerin oranı resmi okullarda %36.70 iken, özel okullarda %83.6 olduğu saptanmıştır. Rapordaki bulgularda dikkat çeken bir diğer öğenin, derslerin öğrenilip öğrenilmediğine ilişin soruya “evet öğreniyorum” seçeneğinin resmi okullarda ilkokul düzeyinde %46.6 iken, özel okullarda bu oranın %60.4 olduğutespitinin yapılmasıdır.
Bu açıklamalar özel okullarda kriz süreçlerinde bile öğrencilere verilen hizmette aksama yaşanmaması için azami performans gösterildiğini ortaya koymaktadır.

KÇÖ DIŞINDA DESTEK ALINAMADI
Devlet özel okulların beklentisine karşılık verebildi mi? Bu dönemde neler elde edilebildi? Beklentiler neler?
Pandemi sürecinin başlangıcındaki belirsizlik ve kararsızlığa rağmen Milli Eğitim Bakanlığı pratik ve gerçekçi kararlar alarak, sürece alışma veya zorunlu uyum döneminde aldığı kararlarla önemli hamleler yaptı. Resmi ve özel okullar arasındaki öğrenci geçişlerinin bir süre ertelenmesi, okullar arasındaki öğrenci geçişlerinin oluşturacağı büyük kargaşayı önlemiştir. Herkesin karşılaşılan durumun mevcut haliyle ve sağduyu ile geçirmesini sağlamıştır. Bu konuda Sayın Bakanımızın kararlı tutumu pandemi başlangıcındaki heyecan ve telaş içinde veli koşuşturmalarına ve öğrencilerin kafa karışıklığı yaşamasına sebep olacak çalkantılı ortam oluşmasınıönlemiştir.
Yine bu süreçte, 5580 sayılı yasa gereği, özel okullarda ücretsiz öğrenim gören öğrencilerin % 3’lük bölümü olan ve halen özel okullarda ücretsiz eğitim gören 36.728 öğrencinin ve okulların kendi kararlarıyla burslu eğitim verdikleri öğrencilerin eğitim öğretimlerinde hiçbir aksamaya fırsat verilmedi.
Öğretmenlerimize kısa çalışma ödeneği verilmesi dışında, özel okulların mali destek alan diğer işletmeler kapsamında da değerlendirilmesini beklerdik. Ancak özel okullar için uygulanan KDV oranının, % 8 den % 1’e indirilmesi velilerimize mali bir destek sağlamıştır. Velilerimiz adına beklentimiz, % 1’lik KDV oranının devam ettirilmesidir

ÖZEL OKULLARDA SEFERBERLİK YAŞANDI
Özel okullar ile devlet okulları arasında kesintisiz eğitim konusunda bu dönemde ne gibi farklılıklar ortaya çıktı?
Eğitim sistemimizin bu istenmeyen süreçten mümkün olduğu kadar az etkilenmesi için Bakanlığımız ile resmi ve özel okullar tarafından büyük çabalar verildi. Tabii ki Bilim Kurulu ve Hükümet Kararları eğitimin geneli için verilmektedir. Dolayısıyla özel okulların eğitim adına alınan bütün kararlara uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak özel okulların talep ve beklentileri daima kesintisiz ve yüz yüze eğitimden yana olmuştur. Bu yönde özel okullar başta hijyen kuralları olmak üzere sağlıklı eğitim ortamı oluşturma bakımından tam bir seferberlik ilan etmişlerdir. Özel okul idareci ve öğretmenleri ile eğitim alanında hizmet veren bütün personelin öncelikle aşılanıp okullarımızın açılması gerektiği önerilerimiz her fırsatta ilgili birim ve yetkililere ulaştırıldı.
Bu süreçte özel okulların, eğitim sistemimiz içindeki önemli yerinin bilinciyle sadece online öğretim uygulaması yönünde faaliyette bulunulmadı. Bu hizmetler yürütülürken aynı zamanda yapılan planlamalar dahilinde, öğretmenlerimiz yoğun hizmet içi eğitim programlarına alındı. Özel okullar bu planlı hizmet içi eğitim faaliyetleriyle öğretmenlerin görev ve tanımlamalarını dijital dönüşüm bilgilendirmeleriyle daha da güçlendirmişlerdir. Özel okullarımızın, sektörünün köklü güven deneyimi ile bu süreçte ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu bir daha vurgulamak isterim.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZDIR

Bakan Ziya Selçuk bu arada “Dijital Dönüşümden başka çıkış yok” dedi. Bu değerlendirmenin eğitimde etki ve sonuçları neler olacak?

Sayın Bakanımızın açıklamasını, yaşanan gerçeklerin bir ifadesi olarak değerlendirmek gerekir. Artık eğitimin süresi, “Hayat Boyu” olarak tanımlanmaktadır. AB uyum yasaları kapsamında da Hayat boyu eğitim bir gereklilik olarak kabul edilmiştir. Yaşam şartları, mesleki gelişmeler, yeni meslekler… Kısaca eğitimle ilgili alanlarda izlenen hızlı gelişmeler karşısında yurttaşlarımıza, yediden yetmişe eğitim vermemizi gerektirmektedir. Eğitim verileceklerin tamamına yüz yüze hizmet verme olanağı olmadığından, dijital dönüşüm kaçınılmazdır. Bu uygulama ile yapılacak öğretimin ölçme değerlendirme sistemi de dijital yolla olacaktır.Şu anda bazı alanlarda uygulanan yüz tanıma sistemleri merkezlerinin ülke geneline yayılmasıyla isteyen herkesin eğitim alabilmesi ve sınav sonucu belge alabilmesi sağlanacaktır. Pandemi süreci öncesi çevrim içi uygulamaları tereddütle karşılanması bekleniyordu. Nitekim sürecin başında böyle oldu. Ancak yaşanan gelişmeler sonucunda bunun kamuoyumuz tarafından kısa sürede kabul gördüğüne tanık olduk.
Dolayısıyla koronavirüs salgını sonrasında da, uzaktan öğretim ve çevrim içi uygulamalarının eğitim sistemimizde olması gerekecektir. Özellikle ortaöğretim kurumlarında bazı derslerin çevrim içi olarak uygulanmasına geçilmesi gerektiği yönünde Derneğimizce Bakanlıktan talepte bulunulmuş ve gerekli şartları oluşturan okulların yabancı dil derslerinin% 20’lik oranını çevrim içi yapmasına izin verilmiştir. Önümüzdeki öğretim yılında bunun diğer dersler alanında da genişletilerek resmi ve özel bütün örgün ve yaygın eğitim kurumlarımızda yaygınlaştırılmasını ümit ediyoruz.

Bu dönemde ortaya çıkan sorunlardan biri de öğrenme kayıpları oldu. Bu sorunun boyutları hakkında neler söylemek istersiniz? Bu dönemdeki kayıpların telafisi için neler yapılmalı?
Pandemi dönemiyle ilgili yapılan muhtelif çalışmalarda, öğrencilerin öğrenme kaybının özel ilköğretim okullarında yaklaşık %35 olduğu belirtilmektedir. Ortaöğretim okullarında da bu civarda olduğunu tahmin etmekteyiz.

Bakanlığımızca, günümüz şartlarına göre 1 Haziran 2021 tarihinde başlamak üzereokul öncesi eğitim kurumlarının mevcut durumda olduğu gibi tam zamanlı olarak, ana sınıfları ve ilkokullarda ise haftada iki gün, 7 Haziran 2021 tarihi itibarıyla da ortaokul ve ortaöğretim kurumlarında haftada iki gün yüz yüze eğitim yapılması kararı verildi. En kısa zamanda haftanın bütün günlerinde ve bütün eğitim kademelerindeki okullarda yüz yüze eğitim yapılması samimi dileğimizdir.
Bakanlığımızın telafi eğitimiyle ilgili usul ve esasları açıklamasıyla da özel okullarımız yapacakları planlama dahilinde uygulamaya geçeceklerdir.Yeni bir karar değişikliği olmazsa, telafi eğitiminin tamamı yüz yüze eğitim şeklinde gerçekleştirilecektir. Bakanlığımızca da belirtildiği üzere kapsamlı bir süreç olarak yürütecek olan telafi eğitimi ile öğrencilerimize, dönem içerisinde uzaktan eğitimle aldığı dersleri destekleyici / pekiştirici bir hizmet sunulacaktır.
Telafi eğitimi; öğrencilerimizi akademik yönden desteklemekle birlikte bu olumsuz dönemin öğrencilerimizde oluşturduğuna inandığımız; sosyal, duygusal ve fiziksel alanlardaki olumsuz etkileri de ortadan kaldıracaktır.
Öğrencilerin gerek yüz yüze eğitime devamı, gerekse telafi eğitimine katılma oranını velilerimizin kararı belirleyecektir. Bu bağlamda özel okullarımızın Mayıs ayı sonu itibariyle okullarını Hijyen Kılavuzu kurallarına uygun şekilde, yüz yüze telafi eğitimi için hazırladıklarının, velilerimizce bilinmesini isterim.

Pandeminin yarattığı sonuçların, velilerin okul seçimindeki tercihlerine etkileri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Pademi sürecinin olumsuz etkilerini asgari düzeye indirilmesi için özel okullar tarafından gösterilen çabalar velilerimizce de tespit edilmektedir. Eğitimini özel okulda yapmak isteyen öğrenci veya çocuğunun eğitimini bir özel okulda tamamlamasını arzulayan veli, kendi olanak ve şartlarına uygun bir özel okulu tercih etmek ister. Eğitim alanında bazı işletme hatalarından veya kişisel başarısızlıklardan dolayı velileri ve kamuoyunu rahatsız eden gelişmeler yaşandığı malumdur. Ancak bu bireysel hatalar, eğitim sistemimizin yıldızı olan özel okulların genel başarısını gölgeleyemez. Olanağı olan her kesin bu seçkin eğitim kurumlarında çocuğunu okutmaya yöneleceğine eminim. Özellikle şu anda yaşanan ve günümüzde bütün önceliklerin önüne geçen, ciddi sağlık sorunlarına sebep olan olumsuz dönemde özel okulların hijyen kurallarının sağlanmasına azami ölçüde önem verdiğini belirtmek isterim.

Diğer taraftan özel okullar;
Milli Eğitim Temel Kanununda belirtilen esaslar içinde milli ve manevi değerleri yüksek, sorumluluk sahibi, bilinçli ve girişimci öğrenciler yetiştirmeyi,
Kalıcılık ve tecrübe açısından yeterli düzeyde eğitim vermeyi, uygulanan programlara uygun modern teknikler ve materyallerle öğrencilerine hizmet sunmayı,
Rehberlik hizmetleri ve psikolojik danışmanlık hizmetleri vermeyi ve okul içi disiplini sevgi saygı çerçevesinde sağlamayı,
Öğrenci, yönetici, öğretmen ve velilerle iyi iletişim kurmayı,
Uluslararası alanda kullanılan geçerli tekniklerin uygulandığı yabancı dil programları ile öğrencilere yabancı dil öğretmeyi,
Tam donanımlı aktif laboratuarlarda eğitim vermeyi,
Sanatı ve sporu sevdirmeyi,
bunlarla birlikte iyi ve etkin bir eğitimin gerektirdiği her hizmeti öğrencilerimize ulaştırmayı amaç edinmiş öncü eğitim kurumları olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

EĞİTİMİN PAYDAŞLARININ SORUNLARINI DA DİLE GETİRDİK
Yüz yüze eğitime ara verilmesi eğitim sektörüne hizmet üreten servisçilerin, kantincilerin vb grupların iş yapamamasına neden oldu. Eğitim ekosisteminin önemli bir bileşeni olan bu kurumların yaşadığı sorunlar neler, sektör bu sorunların aşılması için nasıl bir yol izledi?
Pandemi süreci yalnızca toplum sağlığı ve toplumsal hayatın devamlılığını değil, çalışma hayatını da derinden etkiledi. Özel okulların yaşadığı olumsuzluklardan, eğitim alanında hizmet veren bütün paydaşlar etkilendiler. Sürecin ne kadar devam edeceği de maalesef tahmin edilememektedir. Pandeminin insanlar, ekonomiler ve toplumlar üzerindeki etkisi arttıkça; çalışma hayatı, insan ilişkileri, çalışma şartları, hizmet alanları ve hizmet ulaştırma şartları gibi konular da giderek daha kritik bir hale gelmektedir. Sadece servisçi ve kantinciler değil; kırtasiyeciler, yemek hizmeti veren, okul kıyafetleri hazırlayan, sosyal etkinliklerde görev alan kuruluşlar ve benzeri pek çok alanda çalışanlar olumsuz etkilendi.

Kabul edilmeli ki, özel okul sektörünün bütün bu konularda söz konusu paydaşlara destek olması, sorunlara çare bulması olanağı bulunmamaktadır. Ancak bunu samimiyetle belirtmek isterim ki, resmi makamlarla yapılan özel okullar hakkındaki bütün görüşme ve toplantılarda bu emektar paydaşlarımızın karşılaştıkları zorlukları dile getirdik. Çünkü bu sektörlerin,vermiş olduğumuz eğitim hizmetinin önemli bir öğesi olduğunu, okullarımızdaki hizmetlerin sağlıklı ve etkin yürütülmesinde bu paydaşlarımızın önemli yeri olduğuna inanıyoruz.

UZAKTAN EĞİTİMİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI NELER?
Esas olanın yüz yüze eğitim olduğunu öncelikle belirtmek gerekir. Uzaktan öğretimin “eğitim” olarak ifade edilmesini bir ağız alışkanlığı olarak değerlendirmek gerekir. Çünkü eğitim için sadece bilgi aktarımının yeterli olması mümkün değildir.
Uzaktan öğretimin getirdiği avantajlar; Zaman kazandırmak ve günlük yaşam ile eğitimi aynı zaman dilimi içinde yürütmek, mali imkânı sınırlı olanların daha kolay eğitime ulaşması, öğretmen ve öğrencilerimizin teknolojiyle daha yakından tanımaları ve ilgilenmeleri, ders konularının anlatımında yeni metotlar uygulamak için eğitim çalışmaları yapılması gibi hususlar söylenebilir.
Uzaktan öğretimin getirdiği dezavantajlar; Özellikle ilköğretim okullarındaki öğrencilerin eğitimleri ve genelde öğrencilerin sosyalleşmesi, aile bireylerinin ilişkilerindeki yıpranmaması ve aile içi huzursuzluklar yaşanmaması, çalışan anne babaların zorluklarla karşılaşmaması için yüz yüze eğitim yapılmasının gereğini ve önemini belirten hususlardan bir kaçıdır. Ayrıca yüz yüze yapılamayan sadece dijital ortamda iletişim kurmanın öğretmen ile öğrenciler arasında gerekli motivasyonu kazandırmaması, derse ilgiyi zayıflatması, öğrencide; “okul olmasa da olur” algısı oluşturması, okul çatısı altında sahip olunan sosyal ilişki kurma fırsatlarından tüm paydaşları mahrum bırakması, çocuklarla bağ kurma, akran ilişkilerini destekleme, duyguları düzenleme ve odaklanma yollarının aktarılması yönünde dezavantajlı olmaktadır.
Öğrencilerin sürekli ev ortamında olmaları, hareketsizlik ve beslenmelerinden kaynaklanan bedensel ve ruhsal rahatsızlıkları ise çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından başlı başına dezavantajlar zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadır.

HİBRİT EĞİTİMİN AĞIRLIĞI ARTACAK
Uzaktan ve hibrit eğitim çerçevesinde geleceğin eğitimi nasıl olacak? Öngörüleriniz nelerdir?
Karma öğrenme, hibrit öğrenme, karışık öğrenme olarak ifade edilen geleneksel eğitim metodunun çevrimiçi eğitim materyalleriyle zenginleştirilmesi yani harmanlanmış şekli olacaktır. Harmanlanmış öğrenmedeki denge çevrimiçi ağırlıklı eğitim veren bir kurumun verimliliği arttırmak amacıyla çevrimiçi eğitime ek olarak yüz yüze ders vermesi olarak değerlendirilmelidir.
Öğrenciler dersleri kaçırdıysa veya tekrar etmek istiyorsa dersleri bu şekilde yeniden izleyebilmektedir. Hibrit öğrenmede her gün okula gitmek gibi bir zorunluluk olmadığından dolayı zaman ve maddi açıdan tasarruf sağlamak mümkündür. Hibrit eğitim yüze eğitim ağırlıkta olmak üzere sertifikalandırılmış ve gerekirse diplomaya dönüşebilecek bir uygulamaya fırsat verecektir.
Özellikle mesleki alanlardaki teorik konularda istendiğinde, yüz binlerce eğitim içeriğine kolay ve ücretsiz erişim sağlayabilecektir. Özel okullar açısından hibrit öğrenme uygulamalarının yararlı olacağı kanaatindeyim. Uygulamanın hayata geçirilmesiyle zaman içinde sistemin yerleşeceği ve gelişerek kabul göreceğine inanıyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.